T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ANABİLİM DALI İŞSİZLİĞİN SOSYAL DIŞLANMA ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DOKTORA TEZİ Tez Danışmanı Prof. Dr. Nizamettin AKTAY Hazırlayan Esin ŞENOL Ankara – 2010 ÖNSÖZ İşsizlik, çalışma hayatının en önemli sorunlarından biridir. Günümüz işsizliğinin ise, kendine has bazı özellikleri bulunmaktadır. Bunlar, uzun süreli işsizlik, işten çıktıktan sonra bir daha iş bulamama, hiç işe girememe şeklindedir. İşgücü piyasasından dışlanma olan işsizlik, beraberinde, birçok yaşam alanından dışlanmayı ve sosyal dışlanmayı getirmektedir. Dışlanmanın boyutunun ise, refah devleti dönemine göre daha yüksek düzeylerde olduğu söylenebilir. Bu çalışmanın hazırlanmasındaki amaç, “işsizliğin sosyal dışlama üzerindeki etkileri”ni ortaya çıkarmaktır. Diğer bir deyişle, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin boyutunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, literatür taraması ve alan araştırması yapılmıştır. Yerli ve yabancı literatür taraması sırasında, bu çalışmanın konusuyla doğrudan ilgili sosyal dışlanma soru formunun (anket) bulunmasında zorluklar yaşanmıştır. Yine, ülkemizde, bu konuda daha önceden yapılmış kapsamlı bir araştırma da bulunmadığından, çalışmanın amacı doğrultusunda soru formuna son şeklinin verilmesinde de aynı zorluklar yaşanmıştır. “İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri”ni ortaya çıkarmak üzere yapılan bu tez çalışması, üç bölümden oluşmaktadır. Tez çalışmasının birinci bölümü, kavramsal çerçeve ve tanımlardan, ikinci bölümü araştırmanın yönteminden, son bölümü ise bulgulardan oluşmaktadır. Bu üç bölümden sonra ise, sonuç ve değerlendirme ile özet yer almaktadır. Tez çalışması sırasında, yanımda olan aileme; soru formunun hazırlanmasında, alan araştırmasının yapılmasında ve istatistiki bilgilerin elde edilmesinde tecrübe ve bilgisinden yararlandığım Hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Bülent BAYAT’a, alan araştırmasının yapılmasında desteğini esirgemeyen Hocam Sayın Prof. Dr. Eyüp BEDİR’e ve hoşgörülü bir çalışma ortamı yaratan tez danışmanım Hocam Sayın Prof. Dr. Nizamettin AKTAY’a ii teşekkürü bir borç bilirim. Yüksek Lisans ve Doktora’daki eğitim hayatım boyunca yetişmemde önemli katkıları olan Gazi Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm hocalarına ve özellikle, Sayın Hocam Prof. Dr. Emine Tuncay KAPLAN’a, Sayın Hocam Prof. Dr. Eyüp BEDİR’e, Sayın Hocam Prof. Dr. Nizamettin AKTAY’a ve Sayın Hocam Prof.Dr.Kadir ARICI’ya ayrıca teşekkürlerimi sunarım. Ankara-2010 Esin ŞENOL iii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ……………………………………………………………………………..i İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………..iii TABLOLAR CETVELİ……………………………………………………..........xv GİRİŞ…………………………………………………..…………………….……..1 BİRİNCİ BÖLÜM TANIMLAR / ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 1. İŞSİZLİK…………………………………………………………………6 1.1 Genel olarak………………………………………………………...6 1.2. İşsizliğin Tanımlanması…………………………………………..9 1.3. İşsizlikle İlgili Teoriler…….……………………………………..11 1.3.1. İşsizlik Teorileri…………………………………………….11 1.3.1.1.Neo-Klasik İktisat Teorisi…………………………….11 1.3.1.2. Keynesyen Teori…………………………………….13 iv 1.3.1.3. Marksist Teori………………………………………..14 1.3.1.4. Yapısalcı Okul………………………………………..16 1.3.1.5. Yeni Teorik Yaklaşımlar……………………………..17 1.3.2. Parçalanmış (Bölünmüş) İşgücü Piyasaları Teoremi……………..18 1.3.2.1.İkili İşgücü Piyasaları……………………………………….19 1.3.2.2. Sosyal Koruma Bakımından İşgücü Piyasasında Bölünme………………………………………………………………21 1.3.3. İşgücü Piyasalarında Ayrımcılık Teoremi…………………………...28 1.3.3.1. Neo-Klasik Ayrımcılık Teorileri………………………………..28 1.3.3.1.1. Beşeri Sermaye Modeli……………………………...28 1.3.3.1.2. Becker’in Ayrımcılık Tercihleri Teoremi……………30 1.3.3.1.3. Monopol Modeli………………………………………31 1.3.3.2. Kurumcu İktisat ve Ayrımcılık………………………………...32 1.3.3.3. Feminist İktisat ve Ayrımcılık…………………………………35 v 1.4. Günümüzde Yaşanan İşsizliğin Başlıca Özellikleri ve Boyutları……………………………………………………………………….….36 1.4.1. Değişen İşgücü Piyasası…………………………………………....36 1.4.2. Uzun Süreli İşsizlik ……………………………………………….....38 1.4.3. Genç Nüfusun İşsizliği……………………………………………...39 1.4.4. Kadın Nüfusun İşsizliği……………………………………………..42 1.4.5. Gelişen Teknolojinin Yarattığı İşsizlik…………………………….44 1.5. İşsizliğin Ölçümü (işsizlik Oranının Hesabı) ve Önemi………………..45 2. SOSYAL DIŞLANMA…………………………………………………………...51 2.1. Sosyal Dışlanmanın Tanımlanması…………………………...…..........51 2.2. Sosyal Dışlanmanın Tarihsel ve Kavramsal Gelişimi…………..……..54 2.2.1. Avrupa’da……………………………………………………..……...54 2.2.2. Amerika Birleşik Devletleri’nde………………………………....…59 2.2.3. Diğer Ülkelerde……………………………………………………...61 vi 2.3. Sosyal Dışlanmanın Özellikleri……………………………………..……64 2.3.1. Çok Boyutluluk……………………………………………………...64 2.3.2. Görecelik (Rölativite)…………………………………………........65 2.3.3. Dinamizm…………………………………………………………...66 2.4. Sosyal Dışlanmanın Ölçülmesi…………………………………..…...….66 3. İŞSİZLİK VE SOSYAL DIŞLANMA ARASINDAKİ İLİŞKİ…………………..75 3.1. Sosyal Dışlanma Nedeni Olarak İşsizlik…………………………….…75 3.2. Gelir Yoksunluğu ve Tüketimden Dışlanma…………………….....…77 3.3. Kayıt Dışı İstihdam ve Çalışan Yoksullar………………………...…...78 3.4. Sosyal İlişkilerin Zayıflaması ve Sosyal Destek Yoksunluğu………………………………………………………………….....80 3.5. Kurumsal Dışlanma / Kurumsal Destek Yoksunluğu………..………81 3.6. Psiko – Sosyal Dışlanma…………………………………………….....82 vii İKİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ 1. ARAŞTIRMADA KULLANILAN TEKNİK…………………………….…..90 2. ARAŞTIRMANIN MODELİ……………………………………...……..….91 3. ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ…………………………………………...91 4. ARAŞTIRMANIN HAZIRLIK SÜRECİ……………………………….….92 5. ARAŞTIRMANIN AMACI……………………………………………….…93 6. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ………………………………………………....93 7. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE SINIRLILIKLARI……………………....94 8. ARAŞTIRMANIN SAYILTILARI/VARSAYIMLARI………………….......94 9. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ……………………….…...95 10. ARAŞTIRMA VERİLERİNİN TOPLANMASI VE ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ TOPLAMA (ÖLÇME) ARAÇLARI………………….……96 11. KULLANILAN ÇÖZÜMLENMESİ, İSTATİSTİKSEL ELDE EDİLEN TEKNİKLER BULGULARIN VE VERİLERİN ANLAMLILIK VE GÜVENİLİRLİK DÜZEYLERİ………………………………………………..….102 viii ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR 1. ARAŞTIRMADA YER ALANLARIN, KİŞİSEL ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN DAĞILIMLARI İLE SOSYAL ALANLARINA İLİŞKİN DIŞLANMAYI OLARAK OLUŞTURAN DIŞLANMIŞLIK YAŞAM DÜZEYLERİNİ GÖSTEREN DAĞILIMLARI…………………………………………….…..108 1.1. Araştırmada Yer Alanların Kişisel Özelliklerine İlişkin Dağılımları………………………………………………………………...…..108 1.1.1. Yaş, Cinsiyet, Medeni Durum ve Eğitim Düzeyi Dağılımları……..................................................................................108 1.1.2.İstihdam ve İşsizlik Durumuna İlişkin Dağılım……………………..................................................................110 1.2. Araştırmada Yer Alanların, Sosyal Dışlanmayı Oluşturan Yaşam Alanlarına İlişkin Olarak Dışlanmışlık Düzeylerini Gösteren Dağılımları…………………………………………………………………….110 1.2.1. Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanına İlişkin Dağılım.. 110 1.2.2. Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanına İlişkin Dağılım…………………………………………………112 1.2.3. İkamet Koşul arı Yaşam Alanına İlişkin Dağlım…………………...113 1.2.4. Siyasal Katılma Yaşam Alanı Dağılımı……………………………..114 ix 1.2.5. Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı Dağılımı……………....115 1.2.6. Sosyal Yaşam Alanı Dağılımı…………………………………….....116 1.2.7. Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı Dağılımı…....117 1.2.8. Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı Dağılımı……...…..118 1.2.9. Sosyal Dışlanmayı Oluşturan Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılım…………………………………………………………………..…....119 1.2.10. Yaşam Alanlarının Dışlanma Düzeylerine Göre Dağılımı………121 1.2.10.1. Yaşam Alanlarının Yüksek Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı……………………………………………………………………..121 1.2.10.2. Yaşam Alanlarının Düşük Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı……………………………………………………………………...122 1.2.10.3. Yaşam Alanlarının Yüksek ve Düşük Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı…………………………………………………………………...…123 1.2.10.4. Yaşam Alanlarının Dışlanmanın Olmadığı Düzeyine Göre Dağılımı……………………………………………………………………...124 2. ARAŞTIRMADA YER ALAN İŞSİZLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR………………………………….126 2.1. İşsizlik Süresine Göre Dağılım………………………………..126 2.2. İşsiz Kalma/İş Bulamama Nedenlerine Göre Dağılım……...128 x 2.3. İşsiz Kalmanın/İş Bulamamanın Ayrımcılık Nedenlerine Göre Dağılımı…………………..……………………………………..129 2.4. İş Arama Durumuna Göre Dağılımı…………………………..131 2.5. İşsizlerin İş Arama Süresine Göre Dağılımı………………...132 2.6. İşsizlerin Yaşamlarını Devam Ettirmelerini Sağlayan Gelirlerine Göre Dağılım………………………….………………………….........134 2.7. İşsizlerin Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım……………….137 3. ARAŞTIRMADA ÖZELLİKLERİNE YER İLİŞKİN ALAN ÇALIŞANLARIN DAĞILIMLARI İLE BU DEMOGRAFİK ÇALIŞANLARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNİN SOSYAL DIŞLANMAYI OLUŞTURAN YAŞAM ALANLARINA İLİŞKİN OLARAK DIŞLANMIŞLIK DÜZEYLERİNİ GÖSTEREN ÇAPRAZ DAĞILIMLARI………………………………….……140 3.1. Çalışanların Demografik Özelliklerine İlişkin Dağılımlar…………...141 3.1.1. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarına Göre Dağılımı…….141 3.1.2.Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasına Göre Dağılımı……………………………………....142 3.1.3. Çalışanların Elde Ettiği Gelirin Türüne Göre Dağılım………….143 3.1.4. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım…………..144 xi 3.2. Çalışanların Demografik Özelliklerinin, Sosyal Dışlanmayı Oluşturan Yaşam Alanlarına İlişkin Olarak Dışlanmışlık Düzeylerini Gösteren Çapraz Dağılımları………………………………………………………………..…….145 3.2.1. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı………………………………146 3.2.2. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…….....149 3.2.3. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………………153 3.2.4. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………………155 3.2.5. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………...158 3.2.6. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Sosyal Yaşam Alanına” Göre Dağılımı………………………………….……………….161 3.2.7. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………..164 3.2.8. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanı"na Göre Dağılımı………………………………167 3.2.9. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı …………………………………………………171 3.2.10.Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………………………………………………175 xii 3.2.11. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…...……………………………………...177 3.2.12. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………………………………………………...179 3.2.13. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Olup/Olmamasının Dağılımı……………………………………………………………………...180 3.2.14. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………………………………………………...182 3.2.15. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Sosyal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………..184 3.2.16. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………………………….186 3.2.17. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanı”na Göre Dağılımı……………………………………………………………………...188 3.2.18. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı….............................................................................................190 3.2.19. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı………………………………..191 3.2.20. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………194 3.2.21. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………………………....196 xiii 3.2.22. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı………………………………………………..…..198 3.2.23. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………......200 3.2.24. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Sosyal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………………………………..…..202 3.2.25. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………….204 3.2.26. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………...….206 3.2.27. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı ……………………………………..…………....208 3.2.28. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………….……..210 3.2.29.Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………215 3.2.30. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı………………………………………………..…..218 3.2.31. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı………………………………………………....…221 3.2.32. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı……………………………......224 xiv 3.2.33. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Sosyal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………………………………………….….……..227 3.2.34. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı…………………….230 3.2.35. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı………………………………....233 3.2.36. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı …………………………………………………...236 4. ARAŞTIRMADA YER ALAN İŞSİZLERİN VE ÇALIŞANLARIN, SOSYAL DIŞLANMAYI OLUŞTURAN YAŞAM ALANLARINA İLİŞKİN OLARAK DIŞLANMIŞLIK DÜZEYLERİNİ GÖSTEREN KARŞILAŞTIRMALI DAĞILIMLARI…..……………………………..…240 4.1. İşsizlerin ve Çalışanların “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı” Dağılımı……………..………………………………………………….....243 4.2.İşsizlerin ve Çalışanların “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı” Dağılımı…………….….245 4.3. İşsizlerin ve Çalışanların “İkamet Koşulları Yaşam Alanı” Dağılımı…………………………………………………………………...247 4.4. İşsizlerin ve Çalışanların “Siyasal Katılma Yaşam Alanı” Dağılımı……………………………………………………………………249 4.5. İşsizlerin ve Çalışanların “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı” Dağılımı …………………………………………………………...251 4.6. İşsizlerin ve Çalışanların “Sosyal Yaşam Alanı” Dağılımı……………………………………………………………………253 4.7. İşsizlerin ve Çalışanların “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı” Dağılımı……………………………….……………..…...254 xv 4.8. İşsizlerin ve Çalışanların “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı” Dağılımı…………………...…………………..............................256 4.9. İşsizlerin ve Çalışanların Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı…………………………….......…………………………………258 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME………………………………….……261 KAYNAKÇA………………………………………………………………269 EKLER…………………………………………………………………….283 EK 1 (Bristol Üniversitesi tarafından yapılan anket)……………..283 EK 2 (Araştırmada uygulanan anket)………………………………..318 EK 3 (Araştırmada uygulanan anketin puanlaması)……………...323 EK 4 ( t dağılım değerleri tablosu)………………………………...…325 EK 5 (Araştırmaya ait ek bilgi niteliğindeki diğer tablolar)……...326 ÖZET………………………………………………………………………380 ABSTRACT………………………………………………………………381 xvi TABLOLAR CETVELİ Tablo No Tablo 1: İşgücü Durumu (Ekim- 2009)………………………………..…..…47 Tablo 2: Sosyal İçericiliğin İlgi Alanları ve Sosyal Açıdan Göstergeler..69 Tablo 3 : Dışlanmanın Formları ve Göstergeleri……………………...…….71 Tablo 4: Dışlanmaya İlişkin Göstergelerin Tanımları…………………..….73 Tablo 5 : Dışlanmışlıktan Kaynaklanan Kızgınlık Duymanın Cinsiyete Göre Dağılımı………………………….………….……………………………….85 Tablo 6: Toplum Baskısını Duyumsama Durumunun Cinsiyete Göre Dağılımı…………………………………………………………………………….86 Tablo7: Aile Ortamındaki Huzurun Bozulmasının Cinsiyete Göre Dağılımı…………………………………………………………………………….87 Tablo 8: Depresyon Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı……………...88 Tablo 9: Ankara İline Ait Nüfus ve İşgücü Yapısı Bilgileri………………..96 Tablo 10: Beşli Likert Ölçeği (Likert türü puanlama ölçeği)………….....100 Tablo 11: Sosyal Dışlanma Düzeyleri………………………………………..100 Tablo 12: İşsizlerin Ve Çalışanların Sosyal Dışlanma Düzeylerine Göre Toplam Test Puanları………………………………………………………..…104 xvii Tablo 13: İşsizlerin Ve Çalışanların Sosyal Dışlanma Düzeylerinin Toplam Test Puanları Ortalaması ve Toplam Test Puanları Ortalaması Arasındaki Fark………………………………………………………………….105 Tablo 14: Grup İstatistikleri………………………………………………...…106 Tablo 15: Bağımsız Örnekleme Testi ( t Testi )…………………………....107 Tablo 16: Araştırmada Yer Alanların Yaş Dağılımı…………………..…...108 Tablo 17: Araştırmada Yer Alanların Cinsiyet Dağılımı……………….....109 Tablo 18: Araştırmada Yer Alanların Medeni Durum Dağılımı………….109 Tablo 19: Araştırmada Yer Alanların Eğitim Düzeyi Dağılımı………....109 Tablo 20: Araştırmada Yer Alanların İstihdam ve İşsizlik Dağılımı…....110 Tablo 21: Araştırmada Yer Alanların Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanı Dağılımı……………………………………………………………………..…….110 Tablo 22: Araştırmada Yer Alanların Eğitim Alanı Dağılımı……………..112 Tablo23:Araştırmada Yer Alanların İkamet Koşulları Alanı Dağılımı…………………………………………………………………………...113 Tablo24:Araştırmada Yer Alanların Siyasal Katılma Alanı Dağılımı…………………………………………………………………………...114 Tablo 25: Araştırmada Yer Alanların Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alan Dağılımı……………………………………………………………………………….....115 Tablo26:Araştırmada Yer Alanların Sosyal Yaşam Alan Dağılımı……………………………………………………………………….…..116 Tablo 27: Araştırmada Yer Alanların Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alan Dağılımı………………………………………….………………117 xviii Tablo 28: Araştırmada Yer Alanların Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alan Dağılımı……………………………………………………………….……118 Tablo 29: Araştırmada Yer Alanların Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı……………………………………………………………………...……119 Tablo 30: Yaşam Alanlarının Yüksek Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı…………………………………………………………………………...121 Tablo 31: Yaşam Alanlarının Düşük Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı………………………………………………………………………...…122 Tablo 32: Yaşam Alanlarının Yüksek Dışlanma ve Düşük Dışlanma Düzeylerine Göre Dağılımı……………………...……………………………..123 Tablo 33: Yaşam Alanlarının Dışlanmanın Olmadığı Düzeye Göre Dağılımı…………………………………………………………………………...124 Tablo 34: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İşsizlik Süresine Göre Dağılımı…………………………………………………………………………...126 Tablo 35: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İşsiz Kalma/İş Bulamama Nedenlerine Göre Dağılımı…..………………………………………………..128 Tablo 36: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İşsiz Kalmanın/İş Bulamamanın Ayrımcılık Nedenlerine Göre Dağılımı…………………….129 Tablo 37: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İş Arama Durumuna Göre Dağılımı……………………………………………………………………...……131 Tablo 38: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İş Arama Süresine Göre Dağılımı……………………………………………………………………...……132 Tablo 39: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin Yaşamlarını Devam Ettirmelerini Sağlayan Gelirlerine Göre Dağılımı………………………….134 Tablo 40: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım……………………………………………………………………...…….137 xix Tablo 41: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarına Göre Dağılım………………………….…………………………………...…….141 Tablo 42: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasına Göre Dağılım…………………………...142 Tablo 43: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelirin Türüne Göre Dağılımı…………………………………………………..…………..……143 Tablo 44: Çalışanların Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım………….144 Tablo 45: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı……...146 Tablo 46: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı…………………………………………………………………….149 Tablo 47: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının İkamet Koşulları Alanına Göre Dağılımı…………………..153 Tablo 48: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı…………………..155 Tablo 49: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alana Göre Dağılımı……...158 Tablo 50: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı……………………..161 Tablo 51: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanına Göre Dağılımı…………………………………………………………………………...164 Tablo 52: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı……………………………………………………………………..…….167 xx Tablo 53: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı…………..171 Tablo 54: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı…………………………………………………………………….175 Tablo 55: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı………….…………..177 Tablo 56: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının İkamet Koşulları Alanına Göre Dağılımı…………………………………………………………………………...179 Tablo 57: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı………………………………………………………………………...…180 Tablo 58: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanına Göre Dağılımı…………………………………………………………182 Tablo 59: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı………………………………………………………………….………..184 Tablo 60: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanına Göre Dağılımı…………………………………….……………………186 Tablo 61: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı……………………………………….…………………188 Tablo 62: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı…………………………………………………………………………...190 Tablo 63: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı………………….…….192 xxi Tablo 64: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı……………………………………………………………………..……194 Tablo 65: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün İkamet Koşulları Alanına Göre Dağılımı……………………………….……196 Tablo 66: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı………………………………...…...198 Tablo 67: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alanına Göre Dağılımı………………….….200 Tablo 68: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı…………………………………….…202 Tablo 69: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alana Göre Dağılımı……………..204 Tablo 70: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı…………………206 Tablo 71: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı……………………...……..208 Tablo 72: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı………………………..210 Tablo 73: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı…………………………………………………………………………...215 Tablo 74: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin İkamet Koşulları Yaşam Alanına Göre Dağılımı……………………….…..218 Tablo 75: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı……………………………………..221 xxii Tablo 76: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alanına Göre Dağılımı……..………………224 Tablo 77: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı…………………………………….…227 Tablo 78: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanına Göre Dağılımı…………..230 Tablo 79: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı……...………….233 Tablo 80: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı…………………………….236 Tablo 81: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alan Dağılımı………………………………………...…….243 Tablo 82: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alan Dağılımı…..………….245 Tablo 83: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların İkamet Koşulları Alan Dağılımı………………………………………...………………247 Tablo 84: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Siyasal Katılma Alan Dağılımı…………………………………………………………….………249 Tablo 85: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alan Dağılımı………………………………….………...251 Tablo 86: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sosyal Yaşam Alan Dağılımı…………………………………………………….………………253 Tablo 87: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alan Dağılımı…………………………….……..254 Tablo 88: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alan Dağılımı…………………………………..…………..256 xxiii Tablo 89: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı…………………………………..………….258 GİRİŞ İşsizlik, çalışma hayatının en önemli sorunlarından biridir ve zaman içerisinde işsizliğin anlamı ve kapsamı da değişime uğramıştır. Şöyle ki, çağımızda yaşanan işsizlik, sadece iş sözleşmesinin feshi halinde ortaya çıkan bir durum değildir. İşgücü piyasasına hiç giremeyenler, uzun süre iş arayıp da iş bulamayan uzun süreli işsizler, genç nüfusun işsizliği, kadın nüfusun işsizliği, teknolojik yeniliklerden kaynaklanan işsizlik çağımızda yaşanan işsizliğin başlıca özelliklerini oluşturmaktadır. Çok boyutlu, dinamik ve göreceli bir özelliğe sahip olduğu için oldukça kapsamlı bir yapısı bulunan sosyal dışlanma ise, kavram olarak ilk kez 1960’larda kullanılmaya başlanmıştır. Sosyal dışlanmaya işsizlerin eklenmesi ise, 1980’li yılları bulmuştur. Bundan sonra da sosyal dışlanma kavramı, esasen işsizlik, eşitsizlik ve yoksulluk olgularıyla açıklanmaya başlanmıştır. İşsizlik, insanların toplumsal hayatla bütünleşmesini engelleyen, günümüz tüm toplumlarında karşılaşılan temel bir sorundur. Bu nedenle 1980’lerden itibaren sosyal dışlanma, gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın tüm ülkeleri yakında ilgilendirmeye başlamıştır. Ayrıca, sosyal dışlanmanın boyutu ve işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile doğru orantılı olarak, farklılık da gösterebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişki çerçevesinde, “işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri”nin ortaya çıkarılmasıdır. Bu amaçla, ilk önce literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra, alan araştırmasına geçilmiştir. Alan araştırması yapılmadan önce, sosyal dışlanmayı ölçmek için geliştirilmiş, sosyal dışlanma ölçekleri araştırılmıştır. Ölçme araçlarından, Yitzhak Berman ve David Phillips tarafından geliştirilen ölçme aracı, araştırmanın sosyal dışlanma ölçeği olarak seçilmiştir. Araştırmanın amacını gerçekleştirmek için gereksinim duyulan veriler ise, 2 anket ile toplanacağından, anketin geliştirilmesi sürecinde ilk olarak, daha önceden hazırlanmış anketler araştırılmış ve Bristol Üniversitesinin yoksulluk ve sosyal dışlanma oranları üzerine hazırlamış olduğu raporun 10. kısmında yer alan, yoksulluk ve sosyal dışlanma üzerine hazırlanmış anket örneğinin çevirisi yapılmıştır. Söz konusu anket, bu çalışmada yapılacak araştırma için seçilen sosyal dışlanmayı ölçme aracına uygun olarak, konusunda uzman akademisyenlerin görüşü alınarak yeniden düzenlenmiş ve ankete son şekli verilmiştir. Sosyal dışlanmanın ölçme aracı seçildikten ve anket hazırlandıktan sonra, alan araştırmasına geçilmiştir. Alan araştırması, Ankara İli’nde yapılmıştır. Alan araştırmasının kapsamına sadece işsizler alınmamıştır. Çalışanlar da araştırma kapsamına alınmıştır. Çünkü, işsizlerin sosyal dışlanmışlık düzeyleri, ancak çalışan kesimle karşılaştırılınca bir anlam ifade edebilecektir. Şöyle ki, sadece işsizlerin sosyal dışlanmışlığının araştırılması, zaten sosyal dışlanmış olan işsizlerin, sosyal dışlanmışlığının bir durum betimlenmesinin yapılmasından öteye gidemeyecektir. Ama, işgücü piyasasından dışlanan kesim olan işsizlerin sosyal dışlanmışlığının, işgücü piyasasından dışlanmamış kesim olan, her gelir grubundaki çalışanlarla karşılaştırılması, bir durum betimlemesinden çok, karşılaştırmalı bir analizi ortaya çıkaracaktır. Kısaca özetlersek, bu çalışmada kullanılan araştırma yöntemi, literatürde nicel araştırma tekniklerinden olan, alan araştırması diğer bir deyişle örneklem surveyi olarak da adlandırılan inceleme araştırmasıdır. Bu araştırma yönteminin kullanılmasının nedeni ise, kişisel ifadelere dayalı davranış, tutum ve karakteristiklere ilişkin araştırma yapılmasıdır. Araştırmada tercih edilen veri toplama tekniği/aracı ise, tam yapılandırılmış soru formu/ankettir. Anket uygulaması sona erdikten sonra, anketle toplanan veriler, SPSS 17 programına (Statistical Packages For Social Sciences) girilerek, istatistiki frekanslar ve yüzdelik bulgular elde edilmiştir. sunularak değerlendirilmiştir. Bulgular, tablolar şeklinde 3 Araştırmada, seçilen sosyal dışlanma ölçme aracı (ölçeği) esas alınarak, sosyal dışlanma, sekiz yaşam alanı olarak ele alınmıştır. Buna göre, sosyal dışlanmayı oluşturan söz konusu yaşam alanları, soru formundaki sırasıyla; 1. Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 2. Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 3. İkamet koşulları alanı 4. Siyasal katılma alanı 5. Kültürel, sportif ve sanatsal alan 6. Sosyal yaşam alanı 7. Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 8. Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı’dır. “İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri”ni konu alan bu araştırma, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, tanımlar/araştırmanın kavramsal çerçevesi bulunmaktadır. Bu bölümde, araştırmanın kavramsal çerçevesini belirlemek amacıyla, işsizliğin tanımı yapılmış, işsizlik teorilerine yer verilmiş ve günümüzde yaşanan işsizliğin başlıca özellikleri ve boyutlarına değinilmiştir. Günümüzde yaşanan işsizliğin özellikleri olarak; değişen işgücü piyasasından, uzun süreli işsizlikten, genç nüfusun işsizliğinden, kadın nüfusun işsizliğinden ve gelişen teknolojinin yarattığı işsizlikten bahsedilmiştir. İşsizliğin ölçümü (işsizlik oranının hesabı) ve önemi de birinci bölümde değinilen konular arasındadır. İşsizliğin ölçümü (işsizlik oranının hesabı) ve öneminden bahsedilirken, ülkemizin işgücü ve işsizlik profilini belirlemek amacıyla, son TÜİK verileri olan Ekim-2009 dönemine ait işgücü, işsizlik verilerine de yer verilmiştir. İşsizlik bu şeklide ele alındıktan sonra, birinci bölümün ikinci kısmını oluşturan sosyal dışlanma ile ilgili olarak, tanımlara ve kavramsal çerçeveye değilmiştir. Buna göre, sosyal dışlanmanın Avrupa’daki, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ve diğer ülkelerdeki tarihsel ve kavramsal gelişiminden bahsedilmiştir. Sosyal dışlanmanın tanımlanması yapılmıştır. Sosyal dışlanmanın özellikleri olan, çok boyutluluğundan, göreceliğinden (rölativite) ve dinamizminden bahsedilmiştir. Sosyal dışlanmanın 4 ölçülmesinden ve sosyal dışlanmanın ölçülmesine yönelik olarak yapılan çeşitli araştırmalardan, analizlerden bahsedilmiştir. Birinci bölümün üçüncü kısmında ise, işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişkiye değinilmiştir. Bu ilişki; sosyal dışlanmanın nedeni olarak işsizlik, gelir yoksunluğu ve tüketimden dışlanma, kayıt dışı istihdam ve çalışan yoksullar, sosyal ilişkilerin zayıflaması ve sosyal destek yoksunluğu, kurumsal dışlanma/kurumsal destek yoksunluğu ile psiko-sosyal dışlanma olarak ele alınmıştır. Çalışmanın ikinci bölümü, yapılan alan araştırmasında diğer bir deyişle, örneklem surveyi olarak da adlandırılan inceleme araştırmasında izlenen yöntemden oluşmaktadır. Yani, yapılan alan araştırmasının yönteminden bahsedilmiştir. Araştırmanın yöntemi bölümünde; araştırmada kullanılan teknik, araştırmanın modeli, araştırmanın problemi, araştırmanın hazırlık süreci, araştırmanın amacı, araştırmanın önemi, araştırmanın kapsamı ve sınırlılıkları, araştırmanın sayıltıları/varsayımları, araştırmanın evreni ve örneklemi, araştırma verilerinin toplanması anlatılmış ve araştırmada kullanılan veri toplama (ölçme) araçları, araştırmada kullanılan istatistiksel teknikler tanıtılmış ve verilerin çözümlenmesi ile elde edilen bulguların anlamlılık ve güvenilirlik düzeyleri verilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde, araştırma sonucunda elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Yani, bu bölümde, uygulanan soru formunun (anketin) analiz edilmesi sonucu elde edilen bulgular, tablo şeklinde gösterilmekte olup, tabloların yorumlarına yer verilmiştir. Üçüncü bölümün ilk kısmında, araştırmada yer alanların “(işsiz ve çalışanların toplam olarak)” demografik özelliklerine ilişkin dağılım tabloları ile sosyal dışlanmayı oluşturan sekiz yaşam alanına ilişkin olarak, dışlanmışlık düzeylerini gösteren dağılım tabloları oluşturulmuştur. İkinci kısmında, araştırmada yer alan “işsizlerin” demografik özelliklerine ilişkin dağılım tabloları oluşturulmuştur. Üçüncü kısmında, araştırmada yer alan “çalışanların”, demografik özelliklerine ilişkin dağılımları ile bu çalışanların demografik özelliklerinin, sosyal dışlanmayı oluşturan yaşam alanlarına ilişkin olarak dışlanmışlık düzeylerini gösteren 5 çapraz dağılım tabloları oluşturulmuştur. Dördüncü kısımda ise, araştırmada yer alan “işsizlerin ve çalışanların”, sosyal dışlanmayı oluşturan yaşam alanlarına ilişkin olarak dışlanmışlık düzeylerini gösteren karşılaştırmalı dağılım tabloları oluşturulmuştur. Bu tablolar üzerinden, araştırma bulguları değerlendirilmiştir. Üç bölümden oluşan bu çalışmanın sonunda ise, sonuç ve değerlendirme ile özet kısmı yer almaktadır. BİRİNCİ BÖLÜM TANIMLAR / ARAŞTIRMANIN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ 1. İŞSİZLİK 1.1 Genel olarak İşsizlik, sosyal ve ekonomik boyutları farklı olmakla beraber özellikle günümüz toplumlarını en fazla meşgul eden sorun olmuştur. Günümüz anlamındaki işsizliğin ilk etkileri, 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan sanayi devriminden sonra görülmeye başlanmıştır. Bu devrimden sonra boyutları ülkeden ülkeye değişen ama kalkınma düzeyi ne olursa olsun bütün ülkeler işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmışlardır. Ayrıca, 1980’li ve özellikle de 1990’lı yıllardan itibaren ise gelişmişlik düzeylerine bakılmaksızın tüm ülkelerde sürekli işsizlik durumu ortaya çıkmıştır. İşsizlik, ücretinden başka geliri olmayanlar yani bağımlı çalışanlar için istenilen bir durum değildir. En asgari ihtiyaçlar (barınma, giyinme, ısınma gibi), bağımlı çalışan sınıf açısından ancak çalışarak elde edilebilecek ücret ile karşılanabilmektedir. Bağımlı çalışanlar için bu nedenle, işsizlik, yıkıcı bir durumdur. Bu itibarla işsizlik, büyük çoğunlukla özellikle günümüzde bağımlı çalışanın iradesi dışında gelişen bir durum olduğundan risk özelliği taşımaktadır. Sanayi devrimiyle ortaya çıkan serbest piyasa ekonomilerinde her zaman bir miktar işgücü, istihdam dışında kalmaktadır. Şöyle ki ilk işlerini aramakta olanlar ile yeniden iş arayanlar istihdam edilene kadar geçirdikleri sürede işsiz kalacaklardır. Arama süresi olarak tanımlanan bu işsizlik, (friksiyonel işsizlik) iş ile iş arayanları eşleştirme sorunudur. İşgücü 7 piyasasındaki bilgi yetersizliği, organizasyon sorunları, akışkanlık problemleri friksiyonel işsizliğin süresini belirleyecektir.1 Emek arz ve talebi arasındaki uyuşmazlığın uzun sürmesi halinde artık yapısal işsizlikten söz edilir. Yapısal işsizliğe neden olan etkenlerin başında ise, endüstriyel yapıdaki değişmeler gelmektedir. Bu yapısal değişmeler ise, bir yandan teknolojik ilerlemelerin, istihdam yaratmayan ekonomik büyümenin, küreselleşme ve rekabetin bir sonucu olarak ortaya çıkmış, diğer yandan da yanlış politika uygulamalarının bir sonucu olmuştur. Yapısal işsizlikten ise, niteliksiz işgücü daha fazla etkilenmektedir. Dünya Bankasının bir araştırmasına göre2, bir milyara yakın işsiz sayısına doğru giden bir dünya vardır. Giderek artan işsizlik riski ise ileri teknoloji ve otomasyona geçilmesinden dolayı emek-yoğun istihdamdan sermaye-yoğun istihdama geçilmesi, uluslar arası rekabetin giderek acımasız bir hale gelmesi nedeniyle ucuz emeğe doğru yönelimin artmasına bağlanmaktadır. Giderek kronikleşen işsizlik sorunu, çalışanların davranışlarında köklü değişikliklere de neden olmuştur. İşsizlik ve işsizlik korkusu, kendine özgü bir yaşam biçimi yaratmaktadır. Küçük şehirlerdeki işsiz bireyler, bir çeşit işbirliği ağı olan mal ve hizmetleri tercih ederlerken, profesyonel kadın çalışanlar ise, işe döndüklerinde işlerinin başkalarına verilmesi korkusuyla çocuklarının bakımı için dahi izin almamayı yeğliyorlar. Yine, bir zamanlar daha iyi koşullarda başka bir işe geçmek için fırsat kollayan yöneticiler, günümüzde işten ayrı kalınacak zaman diliminin meslek yaşantılarının sonu olacağını düşünüyorlar.3 1 Berrin CEYLAN ATAMAN: “İşsizlik Sorunu ve Türkiye’nin AB İstihdam Stratejisine Uyumu”, www.tisk.org.tr, 10.04.2007. 2 Nusret EKİN: Türkiye’de Yapay İstihdam ve İstihdam Politikaları. İTO Yayın No: 2000-33, (İstanbul, 2000), 45. 3 Nusret EKİN: a.g.e., 46. 8 Son yıllarda yapılan hane halkı işgücü anketi verilerine göre, okur yazar olmayan veya ilkokul mezunu olan işsizlerin sayısı gerilerken, eğitimli işsizlerin özellikle de üniversite mezunu olan işsizlerin oranı giderek artmaktadır4. Ayrıca, ekonominin yeterli istihdam olanağı sağlamamasından dolayı insanların buldukları işlerde, işin niteliğine ve elde edecekleri ücrete bakmaksızın çalışmak zorunda oldukları, bu durumun istihdamı artırıp işsizliği azalttığı gibi görünürken aslında eksik istihdam kavramıyla tanımlanan sorunları yarattığı da bilinmektedir. Ülkemizde de eksik istihdam küçümsenmeyecek bir orana sahiptir. İşsizlik sorununun hem ekonomik hem de sosyal boyutu vardır. İşsizliğin, ekonomik anlamda ortaya çıkardığı sorunların başında, üretim faktörü olan emeğin eksik veya hiç kullanılmamasından doğan kişisel ve toplumsal üretim kaybı gelmektedir.5 Kişisel veya toplumsal gelirin azalması milli gelirin azalmasına, milli gelirin azalması yatırımların azalmasına, yatırımların azalması da tekrar işsizliğin artmasına neden olmaktadır. İşsizlik sorununu sosyal boyutu ise, hem birey hem de toplum üzerinde etkisini göstermektedir. Bireyleri ve sosyal yapıyı zedeleyen işsizliğin, hem birey hem de toplum üzerinde çeşitli sosyal, psikolojik ve fiziksel sonuçları bulunmaktadır. Şöyle ki işsizlik nedeniyle artan suç oranları, işsizlerin çocuklarının yeterli eğitimi alamaması, sağlık hizmetlerinden yararlanamama, işsizlik nedeniyle kişilerde endişe, depresyon, diğer insanlara yönelik düşmanca tutumlar gibi psikolojik rahatsızlıklar meydana gelebilmektedir.6 Harvard Üniversitesinde profesör olan Amartya Sen, işsizliğin neden olduğu bazı sorun ve olumsuzlukları “üretim kaybı, bütçeye külfet, özgürlük 4 www.tüik.gov.tr. Süleyman ÖZDEMİR, Halis Yunus ERSÖZ ve İbrahim SARIOĞLU: İşsizlik Sorununun Çözümünde KOBİ’lerin Desteklenmesi. İTO Yayın No: 2006 - 45, (İstanbul – 2006), 67. 6 Şenol KURT: İşsizliğin Sosyal – Ekonomik Analizi: Sosyal Açıdan Türkiye Örneği. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü,(İstanbul – 2005), 30-35. 5 9 kaybı, sosyal dışlanma, vasıf kaybı, entelektüel yeteneklerin zedelenmesi, psikolojik etkiler, ortalama ömrün kısalması, isteklilik kaybı ve mesleki çıkmaz, toplumsal ilişkilerde kopuş, aile yaşamında çözülme, topluluklar arasında, kadın ve erkek arasında ayrışmalar, toplumsal değerlerde ve sorumluluk duygusunda gerileme, işin örgütlenmesi ve yenilikler alanlarında engeller” şeklinde belirtmektedir.7 Kişilerin işsizlik sonucu karşılaşabilecekleri psikolojik rahatsızlıkların düzeyi, işsiz kalan kişinin kendi fizyolojik özelliklerinin yanı sıra kişinin yaşı, işsiz kalmadan önceki yaşantısı, yaşadığı bölge, ekonominin genel durumu, kişinin toplumda bulunduğu statü ve ailevi yapısıyla yakından ilgilidir.8 1.2. İşsizliğin Tanımlanması Türkçe’de, işsiz ve işsizlik kavramları, iş kökünden türetilmiş olup, genel olarak iş bulamayana işsiz, bu olguya da işsizlik denilmektedir9. İktisat literatüründe işsizlik, emek arzının yada çalışma ihtiyacında olan insan sayısının emeğe duyulan talepten, yani işverenin çalıştırmak ihtiyacı duyduğu insan sayısından daha yüksek olduğu bir durumu ifade etmekte kullanılır. Çeşitli tanımları olmakla birlikte işsizlik, çalışma gücüne sahip olan, uygun şartlarda iş bulunduğunda çalışma isteği olan ve iş aradığı halde bulamayanları ifade eden bir kavramdır.10 İşgücü piyasası açısından işsizliği tanımlamak istersek, İş piyasası ile bağlantısı açısından bir ülke nüfusunu, işgücünde olanlar ve olmayanlar olarak iki genel gruba ayırdığımızda, nüfusun çalışan kesimi ile çalışmadığı halde iş arayan kesimi “işgücünde olanlar” grubunda yer alırken, işi olmayan ve iş aramayan kesim ise “işgücünde olmayanlar” grubunda yer almaktadır. 7 Seyfettin GÜRSEL ve Veysel ULUSOY: Türkiye’de İşsizlik Ve İstihdam. Yapı Kredi Yayınları, (İstanbul – 1999), 11. 8 Süleyman ÖZDEMİR, Halis Yunus ERSÖZ ve İbrahim SARIOĞLU: a.g.e., 68. 9 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: Çalışma İktisadı. Der Yayınları, İstanbul, 2007, 379. 10 Sevinç KÖSE: Türkiye’de Ekonomik ve Sosyal Sorunların Endüstri İlişkilerine Yansıması ve Çözüm Önerileri. Emek Matbaası, (Manisa, 2003), 30. 10 İşgücünde olanlar grubu, çalışanlar ve işsizlerden oluşmaktadır. Çalışanlar, ücretli, maaşlı, kendi hesabına işveren yada ücretsiz aile işçisi olarak en az bir saat iktisadi faaliyette bulunan kişiler ile, işi olduğu halde çeşitli nedenlerle işlerinin başında bulunmayan, ancak işleri ile bağları devam eden kişilerdir. İşsizlere gelince, bir kimsenin işsiz sayılabilmesi için kişinin işi olmamalı, iş bulduğunda bedensel ve zihinsel olarak çalışabilir durumda yani işe başlamaya hazır olmalı ve aktif olarak iş aramalıdır11. Bu üç kritere uygun kişi, resmi istatistikler açısından “işsiz” olarak nitelendirilmektedir. Burada, resmi işsizlik tanımının, işsiz bir kimsenin herhangi bir işi kabul edeceği ücret konusunda, herhangi bir şey belirtmediğine dikkat edilmelidir. Aslında, ideal bir işsizlik tanımı yapabilmek için belirtilen bu üç kriterin yanında “cari ücrete razı olmak” şeklinde bir başka kriterin de eklenmesi gerekmektedir. Ülkemizde işsizlik oranlarını hesaplayan kurumların başında gelen TÜİK ise, işsizi şöyle tanımlamaktadır. Referans dönemi içinde istihdam halinde olmayan kişilerden, iş aramak için son altı ay içinde, iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve 15 gün içinde işbaşı yapabilecek durumda olan, 12 ve daha yukarı yaştaki kişiler, işsiz nüfus kapsamındadır. Bu tanımda, referans döneminden kasıt, iş aramada ilk çabalardan sonra ortaya çıkması muhtemel boşlukları yada vazgeçme sonucu oluşan gecikmeleri hesaba katabilmektir. Şöyle ki, bir işverene başvurmuş ve bir aydır bir cevap bekleyen kişi, bu arada başka bir iş aramayabilir, çünkü hizmetini sadece belirli bir potansiyel işe sunmak istemektedir. İşgücünde olmayanlar grubu ise, iş aramadığı halde iş başı yapmaya hazır olan kişiler ile ev kadını, öğrenci, emekli veya irat sahibi olduğu için iş aramayan kişiler, kişisel nedenlerden dolayı iş aramayan kişilerden oluşmaktadır. Bu grupta yer alan “iş aramadığı halde iş başı yapmaya hazır olan kişiler” ise iki alt grupta ele alınmaktadır. Birinci grupta iş bulma ümidi olmayanlar (gücenmiş işçiler) yer almaktadır. Bunlar, iş olmadığına yada kendisine uygun iş bulunmadığına inanan yada nerede iş arayacağını bilmediği için iş aramayıp ancak iş başı yapmaya hazır olan kişilerdir. İkinci 11 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN:a.g.e., 64. 11 grupta ise, mevsimlik çalışma, ev kadını, öğrenci, irad sahibi olma ve emeklilik gibi nedenlerle iş aramayıp ancak iş başı yapmaya hazır olan kişilerdir. İş başı yapmaya hazır olmak diğer bir deyişle işe başlamaya hazır olmaktan kasıt, bu kişiye bir iş teklif edildiğinde, işi kabul edeceğini öngörmektir. Kısaca, işsiz tanımının üç kriteri vardır; İşi yok, iş arıyor ve işe başlamaya hazır. Görüldüğü gibi, iş aramayanlar bu tanımın içine dahil değildir. Ancak, iş arama kriteri belirli koşullar atında esnekleştirilebilmektedir. Özellikle, geçici olarak işten çıkartılmış olup, işle formel bağlantısı olmayan ve işe başlamaya hazır tanımlanabilmektedir. olanlar, iş aramadıkları halde, işsiz olarak 12 1.3. İşsizlikle İlgili Teoriler 1.3.1. İşsizlik Teorileri 1.3.1.1.Neo-Klasik İktisat Teorisi 1929 büyük bunalıma kadar, neo-klasik iktisadın hakim olduğu dönemde, ekonomiye müdahalelerin (sendikaların, devletin) bulunmaması halinde, ekonominin kendiliğinden dengeye ulaşacağı yani tam istihdamın sağlanacağı kabul edilmektedir13. Ekonomik dengenin kendiliğinden sağlanacağını savunan bu görüşler kaynağını, Mahreçler yasası’ndan ve Say yasası’ndan almaktadır. Her arz kendi talebini yaratır diyen Say Yasası’na göre, piyasada her mal satılacak ve bu şekilde talebin yetersiz olmasından kaynaklanan işsizlik de bulunmayacaktır. Bu yasa, işsizliğin bulunmayacağı varsayımdan hareket etmektedir. İşgücü talep ve fazlası veya arz fazlası gibi bir dengesizlik olduğunda, ücretlerin aşağı yada yukarı doğru hareketi bu 12 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: a.g.e., 66. Berrin CEYLAN ATAMAN: “İşsizlik Soruna Yeni Yaklaşımlar ”, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/476/5530.pdf. 61.(erişim tarihi: 20/11/2009.) 13 12 dengesizliği ortadan kaldırmaya yetecektir. Buna göre işsizlik, sadece üretimdeki kısa dönemli dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında bir işsizlik ortaya çıkarsa, bu ancak bireyin isteğine dayalı oluşan iradi yani gönüllü işsizliktir. Kısaca, bu kurama göre, işsizlik diye bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü, işgücü piyasasının işleyişi işsizliğe izin vermeyecektir. Bu teori, işsizliği, geçici ve iradi olarak görmektedir. İşgücü piyasasının işleyişine ilişkin olarak da şu temel varsayımlar yapılmıştır14; • Tam ve mükemmel bilgi; işgücünün hareketliliğinin hiçbir maliyeti olmaksızın kendiliğinden ortaya çıktığı, • İşgücünün yapısı gereği, çalışanların, birbirinin yerine tam ve mükemmel olarak geçebildiği, • Mal fiyatlarında olduğu gibi ücretlerde de tam bir esneklik olduğu, • Toplam talep düzeyinin sabit olduğu kabul edilir. Bu varsayımlar eşliğinde, tam istihdama karşılık gelen gerçek ücret düzeyinde (denge durumu) çalışmak isteyen herkes, iş bulabilmektedir. Bu denge ücret düzeyinin üstünde bir ücret düzeyinde çalışmak isteyen kişiler ise, iş bulamazlar ve bu kişiler gönüllü işsiz olarak görülmektedirler. Sonuç olarak Neo-klasik istihdam teorisi bir tam istihdam teorisi olup, bu teori bize neden daima tam istihdam durumuna gelindiğini açıklamaktadır15. 1929 Dünya ekonomik bunalımını izleyen yıllarda ise, Neo-klasik teorinin, geçmişte gerçekleşen ekonomik olayları açıklayamadığı görülmüştür. Şöyle ki ücretler ve fiyatlar düşürülerek, ekonominin yeniden canlanacağı ve ürün talebinin artmasıyla satışların yükseleceği, istihdamın genişleyerek 14 15 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: a.g.e., 391. Berrin CEYLAN ATAMAN:a.g.m., 61. 13 işsizliğin azalacağı beklentileri, çoğu zaman gerçekleşmemiştir. Çünkü makro ölçekte, ücretlerin düşmesi, aynı zamanda tüketicilerin satın alma gücündeki düşüşler, canlanmayı sağlamamıştır. Bu durum, işsizliği açıklama ve çözüm önerilerinin geliştirilmesinde yeni arayışlara ve yeni beklentilere yol açmıştır. 1.3.1.2. Keynesyen Teori Neo-klasik iktisatçılarının işsizlik sorunu hakkında söyledikleri, 1929 büyük bunalımdan sonra özellikle de 1936 yılında Keynes’in Genel Teori’si yayınlandıktan sonra geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. 1960’lı yılların sonlarına kadar hatta 1973 yılında yaşanan birinci petrol krizine kadar işsizlik sorununun açıklanmasında hakim olan görüş Keynesci görüş olmuştur. Adını J.M.Keynes’ten alan bu teorinin işsizlik hakkındaki yorumları neoklasik iktisatçılardan ayrılmaktadır. Bu faklılıklar şunlardır16; • Keyes’e göre, nominal ücretlerin Klasiklerin ifade ettiği gibi aşağı ve yukarı kayması mümkün değildir. Çünkü para aldatmacası nedeniyle çalışanlar nominal yüksek ücreti tercih ederler, dolayısıyla fiyatlar düşse bile, ücretlerin azalması söz konusu olmayacaktır. • Klasik iktisatçılara göre, işsizliğin azaltılması ancak piyasa müdahalesinin bulunmadığı bir ortamda gerçekleşir. Piyasayı dengeye getiren görünmeyen bir elin mevcut olduğunu kabul ederler. Keynesyen iktisatçılar ise, işsizliğin giderilmesi için kamu harcamalarının ve yatırımlarının arttırılmasını ve parasal önemleri önermektedirler. Keynes’in işsizlik konusunda neo-klasik iktisatçılara yapmış olduğu katkı ise şöyle özetlenebilir; işsizlik, sadece ücretlerin denge ücret düzeyinin üstünde belirlenmiş olmasından dolayı ortaya çıkmaz; bir diğeri ise, firmalar 16 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: a.g.e., 390-391. 14 ürün talebinde azalma ile karşılaşınca fiyatları değiştirmek yerine üretim hacmini daraltırlar. Keynesci analiz bir eksik istihdam analizidir. Keynes’in Genel Teori ile istihdam teorisine getirdiği en önemli yenilik bir yandan eksik rekabet koşullarına vurgu yapması ve diğer yandan da iradi yani gönüllü işsizlik sorununa dikkat çekmesidir17. Keynes, neo-klasik teorinin oldukça sınırlı varsayımlar üzerine kurulu olduğunu ve kişilerin cari ücret oranında çalışma isteğinde olsalar dahi iş bulmada güçlükler çektiğini söyleyerek, gönülsüz bir çalışamama haline dikkati çekmektedir. Görüldüğü gibi, neo-klasik iktisat görüşünden Keynesci iktisat görüşüne doğru geçiş yaparken, gönüllü bir işsizlik sorunundan gönülsüz bir işsizlik sorununa doğru bir geçiş yapılmaktadır18. Keynes’e göre, işsizlik, toplam talep yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Ekonomi kendiliğin dengeye gelmemektedir. Bu nedenle Keynes’e göre, işsizlik sorununun çözümünde, hükümetlerin mutlaka politikalarla piyasalara müdahale etmesi gerekmektedir. Bu analizin eksikliği ise, ücretlerin düşme yönünden katı olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olup, bu gerçek Keynes tarafından da vurgulanmıştır. Ancak, Keynesci analizde, fiyatların düşme yönünde katı olduğu söylenmiş, bu katılığın nedenleri ise çok fazla açılmamıştır. 1.3.1.3. Marksist Teori Marksist teori, emek-değer teorisi üzerine kurulmuştur. Emek-değer teorisinde, bir malın değeri, içerdiği toplam işgücü zamanı veya üretimi için toplumsal olarak gerekli işgücü zamanı şeklinde tanımlanmaktadır. Yine bir malın değeri, o malın üretiminde kullanılan dolaylı ve dolaysız işgücünden oluşmaktadır. Bu teoriye göre, dolaylı işgücü yani üretim araçlarının içerdiği 17 18 Berrin CEYLAN ATAMAN:a.g.m., 61. Berrin CEYLAN ATAMAN:a.g.m., 62. 15 işgücü, değişmeyen sermaye yani sabit sermaye olup, işgücünün değeri de değişen sermaye haline gelerek toplumsal bir üretim ilişkisinin gerektirdiği dönüşüme uğramaktadırlar. Marksist teoride işsizlik, nüfus ile ekonomik sistem arasındaki bir ilişki olup, işsizlik sorununu, kapitalizmin içsel çelişkileri içinde ele alınmaktadır. Bu çerçevede Marksist analizde, birbiriyle ilişkili iki tip işsizlikten bahsedilmektedir. Biri, kapitalist üretim biçiminin bir sonucu olarak tanımlanan ve yedek işsizler ordusu yaratan teknolojik işsizliktir. Diğeri de yedek işsizler ordusu ile birikim ve birikime kaynak olan karın azalması sonucunda ortaya çıkan işsizliktir. Her iki işsizlik sonucu, giderek artan yedek işgücü ordusu söz konusu olmakta ve Marks’a göre, kapitalist üretim biçimi fazla bir nüfus ortaya çıkarmaktadır. Teknolojik gelişmeler, birim üretim başına daha az emek kullanılmasına yani emeğin yerini makinelerin almasına neden olduğundan, bu durum üretilen malların içerdikleri işgücü oranlarının azalması demektir. Bu noktada Marksist teorinin en önemli analizi ise şöyledir; artık değer yaratan değişen sermaye, gidererek azalan oranlarda üretim süreci içinde yer aldığından, birikim, birikime kaynak olan karın azalmasına yol açmıştır. Sonuç olarak da yatırım düşmüş ve işsizlik ortaya çıkmıştır. Bu teorinin de sınırlılıkları vardır. Özellikle, teknolojik gelişmelerin oldukça önemli bir yer tuttuğu günümüzde Marks’ın iddia ettiği gibi kar oranlarının düşmediği, tam tersine arttığı iddia edilmektedir19. Ancak, bu artışın yeni istihdam olanakları yaratıp yaratmadığı tartışmalıdır. Şöyle ki, sermaye yoğun üretim biçimi tercih edilmekte ve bu durumda emek kullanımı en aza indirilmektedir. 19 Berrin CEYLAN ATAMAN:a.g.m., 63. 16 1.3.1.4. Yapısalcı Okul 1950’li yılların sonundan itibaren Keynesyen okulun Klasik okula yönelttiği eleştiriler, farklı bir yön kazanmıştır. Keynes’in toplam talep yetersizliğinden kaynaklanan işsizlik açıklamaları, kalkınan ülkelerdeki işsizlik sorununu tanımlamakta başarılı olamamıştır. Yapısalcılar, İşsizliği, toplam talep yetersizliği şeklinde açıklamak yerine; işsizliğin, gelişmekte olan ülkelerin rasyonel olmayan ekonomik faaliyetlerinden kaynaklanan bir olgu olduğunu ifade etmektedirler. Şöyle ki, sermaye birikim hızının yavaşlığı, iç tasarruf oranının düşüklüğü, hızlı kentleşme oranı, verimlilik düşüklüğü ve hızlı nüfus artışı oranı işsizlik olgusunu ortaya çıkaran bazı yapısal etkenlerdir20. Yapısalcı okula bağlı iktisatçıların, işsizliğin çözümündeki önerileri ise, iki aşamalı açıklanabilir. İlk olarak, geleneksel Keynesyen para ve maliye politikaları uygulanarak, işsizliğin aşağı çekilmesidir. Ancak, bu politikalar ile azalan işsizlik oranı, enflasyon artış eğilimini hızlandırmıştır. Phillips eğrisi yaklaşımı ile bu durum daha iyi açıklanmaktadır. İkinci olarak, yapısalcı politikaların işgücünün formasyonunu geliştirmeye, akışkanlığı yükseltmeye ve bölgesel farklılıkları gidermeye yönelik çabaları bulunmaktadır21. Bu çabalar ise, işgücünün niteliğini yükselterek, emek unsurunu daha nitelikli hale getirip, işgücünün, iş bulma ve çalışma olanaklarını artıracaktır. Yine, bölgesel kalkınma, istihdam olanaklarının yükselmesi de işsizliği azaltıcı bir politika olarak kabul edilmektedir. Yapısalcı politikaların başarı şansını azaltan enflasyonist baskılara rağmen, yapısalcı okulun işsizlik sorununu yavaşlatan politikaları, bazı ülkelerde 1970’li yıllara kadar uygulanmıştır. 1960’lı yılların ortalarında R.Solow, A.Okun gibi iktisatçılar, işsizliğin çözümü açısından yapısalcı okulun çözümlerini savunmuşlardır. 20 21 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: a.g.e., 392. Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: a.g.e., 393. 17 1.3.1.5. Yeni Teorik Yaklaşımlar Şimdiye kadar bilinen ortodoks (neo-klasik ve Keynesci) teoriler, günümüzde yaşanmakta olan işsizlik sorununu açıklamakta yetersiz kalmaktadırlar. Değişen ekonomik, sosyal hatta kültürel şartlar yeni yaklaşımları da beraberinde getirmiştir. Günümüz işsizliğinin önemli bir kısmı teknolojik gelişmenin bir sonucu olan yapısal nitelikte, uzun süreli ve özellikle genç nüfusu etkileyen işsizliktir. İşsizlik konusundaki yeni teorik yaklaşımlarda, işgücü piyasası, mikro düzeyde ele alınmaya başlanmıştır. Bunun nedeni öncelikle, günümüz işgücü piyasasının değişen ekonomik, sosyal hatta kültürel şartlar nedeniyle parçalanmış (bölünmüş) bir niteliğe sahip olmasından ileri gelmektedir. Günümüzdeki işgücü piyasasının böyle bir mozaik bir yapıya sahip olması ise, işsizliğin nedenlerini ve insanların çalışma-boş zaman arasındaki tercihlerini belirleyen, çok sayıda unsurun varlığını da beraberinde getirmektedir. Bu bakımdan işsizliği global bir yaklaşım içinde ele almak yerine, farklı mikro düzeylerde ele almak daha anlamlı gözükmektedir ve yine buradan hareketle, bir dizi işgücü statülerinden bahsedilerek, tek bir işsizlik oranı tanımlama yerine, bir dizi işsizlik oranlarının yayınlanması görüşü de hakim olmuştur22. Özetle, işsizlik sorununu, makro düzeyde ele alarak açıklamanın tek başına yeterli olmadığı sonucuna varılabilir. Yine, bu gelişmeler ışığında, günümüz işsizliğini açıklamada tek bir teorik yaklaşımın da yeterli olamayacağı söylenebilir. Bu bakımdan karma teoriler de geliştirilmiştir. Bunlar Keynesci, Klasik, ve Marksist kuramdaki işsizliklerin bir sentezi yada yeni yorumları olarak ele alınmıştır. Konuyu böyle bir senteze ulaşan Edmond Malinvaud’un 1983 yılında yaptığı yorumuyla açıklarsak; Malinvaud’a göre Keynes’te her zaman tam istihdam olmadığı için bir emek fazlası ve üretim kapasitesinin tam kullanılamaması durumu 22 söz konusudur. Berrin CEYLAN ATAMAN:a.g.m., 70. Keynesci işsizlik, talep yetersizliği ile 18 açıklanmaktadır. Klasiklerde ise, tam istihdam vardır ve işsizlik ise üretim kapasitesindeki bir yetersizlikten kaynaklanır. Yine Malinvaud’a göre, bu işsizlik aynı zamanda Marksisit işsizliktir. Marks’a göre, işsizlik sermaye biriminin tam istihdamı sağlayacak düzeyde gerçekleşmemesi olarak da yorumlanmaktadır. 1.3.2. Parçalanmış (Bölünmüş) İşgücü Piyasaları Teoremi Parçalanmış (bölünmüş) işgücü piyasaları teoremi çok farklı görüşleri içermekte olup, hakim olan ortak görüş şöyle ifade edilebilir; işgücü piyasaları tabakalıdır, gelir dağılımı, işsizlik ve ayrımcılık sorunlarının kaynağında bu tabakalı yapı yatmaktadır. Parçalanmış işgücü piyasaları teoreminin ayıt edici özelliği ise, aktif politika üretme konusuna verdikleri önemdir. Marksist ve neomarksist iktisatçıların işgücü piyasasındaki ayrımcılık konusuna yaptıkları analizler, yine parçalanmış işgücü piyasaları teoremine dayanır. Neo-klasik teori ile parçalanmış işgücü piyasaları teoreminin arasındaki temel kavramsal farklılık ise; Neo-klasik iktisat birey ve firmaların maksimizasyon davranışını inceler, bu yaklaşımda bireylerin tercihlerindeki değişiklikler ve piyasaların kurumsal çerçevesindeki ayrıntılar ihmal edilir. Parçalanmış işgücü piyasaları teoreminde ise; neo-klasik iktisadın ihmal ettiği, bireylerin tercihlerindeki değişiklikler ve piyasaların kurumsal çerçevesindeki ayrıntılar üzerinde özellikle yoğunlaşır. Parçalanmış işgücü piyasaları teoremi literatüründeki araştırmaların çoğunluğu; işgücü piyasalarının, beceri faklılıklarından kaynaklanmayan ücret farklılıklarına sahip tabakalara ayrılmasının nedenlerini ve işgücü piyasasının tabakalı olmasının nedenlerini, bu nedenlerin gelir dağılımı, işsizlikle ilişkilerini sorgular. Bu soruları yanıtlamak için de, parçalanmış işgücü piyasaları teoremi literatüründe, bir dizi konu başlığı geliştirmiştir. Bunlardan biri, ücret sistemi ve kariyer basmakları ile ilgilidir. Buna göre, parçalanmış işgücü piyasalarında farklı bir ücret sistemi, ödüllendirme ve teşvik yapısı vardır. Özellikle ücret sistemi, sektörler arasında faklılıklar gösterir, böylelikle kişiler 19 aynı beceri düzeyine sahip olsalar bile, farklı ücretler alıp, farklı iş konumlarında istihdam edilebilirler. Sonuçta kötü işlerdeki iyi işçilerin eksik istihdamı ortaya çıkar. Ayrıca, kötü işlerin, geri besleme etkisi vardır, yani kötü işlerde çalışan nitelikli işçilerin beşeri sermayeleri yıpranır. Bir diğeri ise; sendikaların rolü ile ilgilidir. İşçi sendikaları birincil sektörde önemli rol oynar; sendikalar bu sektörde ücretleri artıran ve istihdamı azaltan bir kurum olarak görülmez, aksine, pozitif geri besleme etkisine sahip, işçilerin verimliliğini artıran kurumlar olarak görülür. Parçalanmış işgücü piyasaları teoremi, bütüncül değildir. Bunun nedeni, bu teorinin büyük ölçüde tarihsel ve tanımsal analize dayanmasıdır. Parçalanmış işgücü piyasaları teoremi literatüründe, tabakalı yapının nedenleri başlıca iki kategoride ele alınır. Bunlar, yüksek ücretler içeren birincil sektörün ortaya çıkış nedenleri ve düşük ücretli ikincil sektörün ortaya çıkış nedenleridir. Parçalanmış işgücü piyasaları teoreminin ampirik çalışmaları ise; başlıca üç konuda yoğunlaşmaktadır23. Birincisi, birincil ve ikincil sektörlerin, farklı bir zorunlu eğitim ve farklı bir çalışma tecrübesi profili doğurup doğurmadığı üzerinedir. İkincisi, kötü işlerin, iyi işçileri kötü işçiler haline döndürüp döndürmediği ile ilgilidir. Üçüncü olarak da, düşük ücretli işlerde, çok sayıda işçi gruplarının yer alıp almadığı ile ilgilidir. 1.3.2.1.İkili İşgücü Piyasaları İkili işgücü piyasaları teoremi, işgücü piyasasındaki ikilik’lerin değişik boyutlarına işaret eder. Bunlardan birincisi, içsel ve dışsal işgücü piyasaları arasındaki ayrımdır. Bu yapılanmada, sadece giriş pozisyonundaki alt kademe işler için piyasadan işçi kiralanırken, kariyer merdiveninin daha yüksek basamaklarında yer alan üst kademe pozisyonundaki işler için firma 23 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN: a.g.e., 104. 20 içinde çalışan işçilere yönelik ödüllendirmeye gidilir. İçsel işgücü piyasaları, bu özellikleri nedeniyle kariyer piyasaları olarak da anılır. Firmaya dışsal piyasadan giriş sınırlı olduğu için, firma içinden terfi yoluyla ilave istihdam talebi karşılanır. Bu, iş sözleşmesinin uzun süreli olduğu anlamına gelir. İçsel işgücü piyasaları kavramsallaştırması, firmaların istihdam politikalarında, ücret sistemlerinde bir dizi değerlendirme alanı yaratır. Çünkü, dışsal işgücü piyasalarında bir tür izole edilme hali geçerlidir. İkinci ayrım, birincil işgücü piyasaları ile ikincil işgücü piyasaları arasında yer alan iyi işler, kötü işler ayrımıdır. Birincil sektörde, işçilerin, kariyer beklentileri varken, ikincil sektörde çok az nitelikli işgücüne ihtiyaç duyulduğundan kariyer beklentileri zayıftır. Bu tür ikili yapı, ikili işgücü piyasaları teoreminin, ırka, cinsiyete vb. dayalı eşitsizlik ile, pek çok etnik gruplar için geçerli olan, iyi işlere girişte yaşanan kısıtlamalara dikkat çeken orijinal yorumunu yansıtır. Üçüncü ayırım, birincil sektöre özgüdür ve işyerinde eğitimi zorunlu hale getiren doğrudan üretimle ilgili işlerle, yönetsel yada profesyonel işler arasındadır. Yani, mavi yakalılar ve beyaz yakalılar için ayrı kariyer basamakları olduğu gibi; birincil işgücü piyasalarının kendi içinde de firma içi kariyer basamakları vardır. Ancak, iş konumları ve beceri düzeylerini belirleyen kariyer basamakları, mavi yakalılar için katıdır. Şöyle özetlersek, İkili işgücü piyasaları teoremine göre, iki tip sektör vardır. İçsel (firma içi) işgücü piyasalarına sahip, yüksek ücretli işlerin olduğu birincil sektör ile dışsal (firma dışı) piyasadan işçi kiralayan, düşük ücretli işlerin olduğu ikincil sektör. Yüksek ücretli sektörlerdeki işler iyi işler, ikincil sektördeki işler ise kötü işler olarak sınıflandırılır. Ayrıca, nitelikli işçiler de kötü işlerde çalışabilirler. Bu teorinin gösterdiği katmanlaşmış iş konumları ve katmanlaşmış kariyer yolları, işçilerin ırk ve cinsiyete dayalı olarak katmanlaşmasını olanaklı 21 kılmaktadır. Çünkü, bu üç tip işgücü piyasası arasında, firma içi kariyer basamakları boyunca ve firmalar arasında işgücünün mobilitesi çok düşüktür. Dolayısıyla, belirli bir iş konumunu, belirli bir kariyer basamağını ve belirli bir ücret düzeyini elde etmede yaşanan eşitsizlik ile ilgili yapılan analizler, katmanlı (parçalanmış /bölünmüş) işgücü piyasaları yaklaşımlarının en önemli katkılarından biri olarak kabul edilir. 1.3.2.2. Sosyal Koruma Bakımından İşgücü Piyasasında Bölünme İşgücünün bölünmesi yeni bir olgu değildir. Çalışanların, eskiden beri ırk, cinsiyet veya vasıf gibi özellikler temelinde ayrıma uğradıkları bilinmektedir. Çalışanlar arasında belirli bir anda ortaya çıkan farklılıkların çalışanların düşünce, kültür, sosyal ve politik yapısında bölünme veya ayrışma olarak biçimlendiği görülmektedir. Günümüzde, piyasalarda var olan rekabet koşulları, işgücü piyasasındaki belirsizliğin artması, yalın üretim gibi yeni ve farklı üretim süreçlerinin gelişimi ve yaygınlığı çalışanlar arasındaki bölünmeye hız katmaktadır. Diğer bir deyişle, bölünmeyi pekiştirmektedir. İşgücü piyasasında bölünmeyi belirleyen çok sayıda etmen vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri de işgücü piyasasında düzenleyici bir işleve sahip olan, sosyal politika ve koruma sisteminin değişime ve bölünmeye uğramasıdır. Sosyal politika alanında ortaya çıkan bu bölünme eğilimi gelişmekte olan ve geçiş halindeki ülkelerde belirgin olmakla birlikte, gelişmiş ülkelerde de bir sorun haline gelmektedir. Sosyal politika ve koruma alanında ortaya çıkan bu bölünme, aynı ülkede farklı düzenleyici ve koruyucu sistemler altında yaşayan ve çalışan farklı nüfus grupları ortaya çıkarmaktadır. Gelir güvencesizliği karşısında koruma sağlamak amacıyla kurulan sosyal koruma veya sosyal güvenlik olarak adlandırılan sistemler iki ön kabulden hareket etmiştir. Birincisi, gelir güvencesizliklerinin kısa süreli, geçici ve ender bir durum olduğudur. İkincisi ise, ekonomik gelişmeye bağlı olarak, 22 tam zamanlı, güvencesizlikler karşısında korunmuş, sendikalı ve istikrarlı iş ilişkisine dayanarak çalışanların işgücü piyasasında egemen olacağıdır24. Bu anlamda, işgücü piyasasında bir bölünmeden çok bir bütünleşme öngörülmüştür. Bu kabullere ve öngörüye dayanılarak oluşturulmuş olan sosyal koruma sistemleri, işgücü piyasasındaki gelişmelere uyum sağlamakta güçlük çekmiştir. Şöyle ki, eğreti işlerde çalışanları, işsizleri ve dışlanmışları korumada zorlukla karşılaşıldığı gibi, sistemin koruma sağlama kapasitesi de azalmaktadır. Özellikle son 20-25 yıl içinde süregelen temel gelişmeler, tüm bu ön kabulleri ve öngörüleri doğrulamamıştır. Öncelikli olarak, gelir güvencesizliği, geniş toplum kesimleri için kalıcı, uzun süreli ve yaygın bir gerçek olarak belirginleşmiştir. Aynı zamanda, işgücü piyasasında eğreti işlerde çalışanlar, işsizler ve dışlanmışlar artarken, bu gruplarda yer alanların tam zamanlı, düzenli ve korunmuş bir istihdam ilişkisine katılmaları olanağı da azalmıştır. İşgücü piyasasında ortaya çıkan değişimlere ve yeni koşullara uyum sağlamak adına, sosyal koruma sistemleri, değişime uğratılmaktadır. Ancak, gelir güvencesizliği karşısında koruma sağlayan sosyal koruma sistemlerinin uğradığı değişim, işgücü piyasasındaki bölünmeyi pekiştirmektedir. Sosyal koruma bakımından işgücü piyasasında bölünme, işgücü piyasasındaki bölünmenin yalnızca biridir. İşgücü piyasasındaki bölünmeye ilişkin oldukça geniş bir kuramsal çerçeve vardır. Bu kuramsal yaklaşımların çoğunda, işgücü piyasasındaki bölünme ikili yapı ve katmanlara bağlı olarak açıklanmaktadır. Birincil ve ikincil işgücü piyasasında bulunan işgücünün çalışma ilişkisi, birbirinden önemli derecede ayrılmaktadır. Bu, kuramsal bir kabuldür. Sosyal koruma kapsamında olup olmama da işgücü piyasasındaki bölünmenin genel bir görüntüsüdür. Bir yanda, sosyal korumadan dışlananlar, diğer yanda ise, sosyal koruma sisteminin kapsamında bulunanlar yer alır. 24 Guy STANDING: “Globalisatin And Flexibility: Dancing Around Pensions ”, International Labour Office Geneva , 2000. 7. 23 Sosyal koruma bakımından işgücü piyasasındaki bölünmeye genel anlamda bakıldığında ise, dünya nüfusunun yarısından çoğu zorunlu nitelikteki herhangi bir sosyal koruma sisteminin kapsamında değildir. Diğer bir deyişle, herhangi bir sosyal koruma programından yararlanmamaktadır. ILO’ya göre, dünyada çalışma çağındaki insanların yüzde 90’ı uygun emeklilik geliri sağlama kapasitesine sahip bir program tarafından kapsanmamaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde, nüfusun yüzde 50’den fazlasının temel gereksinimler ve riskler karşısında bir korumadan yaralanamadığını söylemek de yerinde olur25. Yapısal ve mali uyumun sonucunda, gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi, gelişmiş ülkelerde de sosyal koruma kapsamında olmayan nüfusun azalmadığı, aksine arttığı söylenebilir26. Sosyal koruma bakımından işgücü piyasasındaki bölünme, gerçekte, ikili bir yapı temelinde oluşmaz. Sosyal korumanın yeni liberal akımla birlikte değişime uğratılması ve işgücü piyasasındaki yeni koşullar bir araya geldiğinde, bölünme, çok sayıda çalışan grubunun var olmasıyla gerçekleşmektedir. Çalışan kümelerinin, sosyal koruma bağlamında statüleri ve nitelikleri, ikili bir katmalaşma yapısından çok daha karmaşık bir yapıya dayanmaktadır. Bu çerçevede, ikili bir yapı yerine, daha fazla sayıda bölünmüş bir yapının varlığına yönelik belirlemeler yapıldığı görülmektedir27. Buna göre, işgücü piyasasında ortaya çıkan bu karmaşık yapı; • Seçkinler, • Profesyoneller, 25 Johannes JUTTING: “Social Security Systems In Low İncome Countries: Concepts, Constraints And The Need For Cooperation ”, Center For Development Research Discussion Paopers On Development Policy No: 9, Bonn, 1999, 1. 26 Emmanuel REYNAUD: “The Extension Of Social Security Coverage: The Approach Of The İnternational Labour Office ”, Loe Wildmann Symposium, 27th General Assembly, International Social Security Association, Geneva, 2001, 2. 27 Tülin ÖNGEN: “Küresel Kapitalizm Ve Sermayenin Yeni Hegemonya Stratejileri ”, 2000-2003 Petrol-İş Yıllığı, İstanbul, 42-43. 24 • Üst düzey ücretliler, • Merkez İşgücü28, • Eğreti işlerde çalışanlar, • İşsizler, • Dışlanmışlar Olarak adlandırılan gruplardan oluşur29. Bu gruplar bakımından, gelir güvencesizliği karşısında ulaşılan korumanın düzeyi ve biçimi benzer olmadığı gibi, koruma sağlayan yapılar da farklıdır. Bu ayrım, grupların yararlandığı veya yararlanamadığı koruma modellerinin ve haklarının ayırt edici niteliklerine dayanmaktadır. Aynı zamanda, bu grupların faklı sosyal koruma biçimlerine yönelik farklı tutumları ortaya çıkmaktadır. Yani, işgücü piyasasındaki gruplara sunulan korumanın düzeyi ve kaynakları türdeş olmaktan uzak olup, gelir güvencesizliği karşısında gruplar farklı kaynaklardan farklı düzeylerde korunmaktadırlar. Seçkin grubu, küresel ekonomik ilişkilerin en üst noktasındadır. Yüksek gelirli ve varlıklı bir azınlık grubunu oluşturan bu seçkin çalışanlar, ekonomik ve sosyal politikalar ile siyasi gelişmeler üzerinde etkili olmaktadırlar. Seçkinler, yüksek düzeyde gelir güvencesine sahiptir ve herhangi bir sosyal korumaya ihtiyaç duymamaktadırlar. Sosyal korumanın, ulusal düzenleyici çerçevenin ve işgücü piyasasını düzenleyen önlemlerin dışında kalan bu grup, sosyal korumanın finansmanına da katkıda 28 29 Merkez işgücü; birincil işgücü piyasasında çalışanları ifade etmektedir. Guy STANDING: a.g.m., 2000. 8. 25 bulunmamakla birlikte, sosyal korumanın geliştirilmesi ve sürdürülmesine ilişkin herhangi bir kaygı da taşımazlar30. İkinci grup, profesyonellerden oluşur. Bu grubun mesleki vasıfları, uzman ve teknik düzeylerin karmasıdır ve çoğunlukla danışman veya kısa süreli istihdam ilişkisine bağlı olarak çalışırlar. Seçkinler gibi bir azınlık grubu olmalarına rağmen, sayılarında bir artış olmaktadır. Profesyoneller, yüksek oranda güvencesizlikle karşı karşıya kalırlar. Ancak, bu güvencesizliği çoğu durumda bireysel olarak giderebilecek güce sahiptirler. Bu grupta yer alanlar, işgücünü koruyucu ve düzenleyici çerçevenin ve sosyal korumanın dışında kalmakladırlar. Bunlar, ihtiyaç duydukları güvenceyi sosyal dayanışma yoluyla değil, finansman ve fon piyasalarından ve sigorta işletmelerinden elde ederler31. İşgücü piyasasındaki üçüncü grup, üst düzey ücretlilerdir. İşletmenin yönetim faaliyetleriyle uğraşan gruptur. Kamu sektöründe ve kurumsallaşmış özel işyeri ve işletmelerde yaygın olarak çalışmaktadırlar. Bu grup, ileri düzeyde iş güvencesine sahip olmakla birlikte, mesleki ve vasıf güvencesizliği ile sıklıkla karşı karşıya kalabilirler. Teknik vasıf düzeylerini koruma, geliştirme ve yenileme bakımından sürekli baskı altındadırlar. Gelir düzeyleri yüksektir. Bu grupta yer alanlarda da sosyal koruma sisteminin dışında kalmaya yönelik bir tutum vardır. Üst düzey ücretliler, gelecek ve gelir güvencelerini, özel sigorta, bireysel fon ve yatırımlardan elde etme isteğindedirler32. Merkez işgücü ise, geleneksel sanayi çalışanlarının niteliklerini taşırlar. Tam zamanlı, düzenli, genelde sendikalaşmış, el becerisine dayalı ve vasıf gerektiren işlerde çalışmaktadırlar. Sosyal korumam bakımından, zorunlu devlet düzenlemesinin ve korumasının kapsamındadırlar. Gelir güvencesizliği ile karşılaştıklarında, sosyal koruma sisteminden yararlanırlar. 30 Guy STANDING: Globalisatin Flexibility, Seeking Distributive Justice. Macmillan Press, London , 1999, 280-281. 31 Guy STANDING: a.g.m., 2000, 8. 32 Guy STANDING: a.g.m., 2000, 8. 26 Aynı zamanda, iş güvencesi sağlamaya yönelik çoğu düzenlemeden yaralanma olanakları vardır. Ancak, merkez işgücü katmanında yer alanlar için işgücü piyasasındaki esneklik, güvencesizliklerin artması anlamına gelmektedir. Eğreti işlerde çalışanlar, işgücü piyasasında bulunan bir diğer gruptur33. Düzenli olmayan çalışma statüsü, gelip geçici işler, taşeron benzeri sözleşmelere dayalı çalışma, evde çalışma, taşeron işyerinde çalışma gibi farklı nitelikler bu gruba özgüdür. İşgücü piyasasındaki tüm güvencesizliklere açık durumdadırlar. Büyük oranda, zorunlu düzenleme alanının ve sosyal korumanın dışında kalmakta ve sosyal aktarımlara hak kazanmada güçlüklerle karşılaşmaktadırlar34. İşsizler, işgücü piyasasındaki önemli bir gruptur. İşsizler, gelir güvencesizliği ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Geçmiş döneme göre ise, karşılaştıkları güvencesizliğin düzeyi yüksektir. Güvencesizliğin sosyal koruma bağlamında artmasının nedeni, işsizlik ödemelerinde yaşanan değişimdir. Çünkü, azaltılmakta, hak işsizlik etme ödemelerinin koşulları süresi kısaltılmakta, zorlaştırılmaktadır. Sosyal miktarı koruma sistemindeki yeni arayışlar da işsizlerin karşılaştıkları güvencesizlik düzeyini yükseltmekte, çoğu durumda işsizler grup, dışlanmışlardır. sosyal korumanın dışında kalmaktadırlar. Son Dışlanmışların sayısı giderek artmaktadır. Dışlanmışlar, devlet yardımlarına ulaşamazlar, herhangi bir sosyal koruma programının sunduğu güvenceyi elde etmeleri de kolay değildir. 33 34 Faruk SAPANCALI: a.g.e., 149-165. Guy STANDING: a.g.m., 2000, 8. 27 Özetlersek; Seçkinler grubu, korumayı, küresel ölçekte bireysel sorumluluğa dayalı bir biçimde piyasalardan elde edebilmektedir. Merkez işgücü ise, ulusal ölçekte toplumsal sorumluluk temelinde oluşturulan kamu kurumları tarafından korunmaktadırlar. İşgücü piyasasında en yüksek gelir güvencesizliği ile karşılaşan ve sosyal korumadan en az yararlanan grupları oluşturan işsizler ve dışlanmışlar, korumaya, sosyal yardım ve işsizlik yardımları aracılığıyla ulaşırlar. Sosyal yardım ve işsizlik yardımı programları yoksa veya kapsamından dışlanıldığı durumlarda yerel ölçekte sorumluluk temelinde gerçekleşen, sağlanmaktadır. aile Görüldüğü ve gibi, topluluk sosyal ilişkileri koruma yoluyla koruma alanında, işgücü piyasasındaki bölünmeyi güçlendiren ve yeni boyutlar katan gelişmeler olmaktadır. İşletme ve piyasa aracılığıyla sağlanan korumaya ağırlık verme bunlardan biridir. Bir diğeri ise, sosyal yardım ve işsizlik yardımlarının kazandığı yeni niteliktir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, işgücü piyasası, gittikçe karmaşık ve parçalanmış bir hal almaktadır. İşgücü piyasasındaki bu olumsuzluğu pekiştiren gelişmelerden biri de gelir güvencesizliği karşısında sağlanan sosyal korumadır. Çünkü, işgücü piyasasında ve bağlı olarak toplumda, sosyal koruma bağlamında bölünmeler belirgin hale gelmektedir. Şöyle ki, Sosyal korumadan belirli bir çalışan grubu yararlanırken, yüksek gelirli ve üst düzey çalışanlardan oluşan bir grup ise, sosyal korunmanın dışında kalmakta, gelir güvencesini piyasa ve işletmelerden sağlama eğilimindedir. Diğer yandan, işgücü piyasasının en geniş kesimlerini oluşturan işsizler, dışlanmışlar, eğreti işlerde çalışanlar hem işletme/piyasa temelli hem de sosyal korumadan dışlanarak aile/topluluk ilişkilerinin sağladığı korumaya mecbur bırakılmaktadır. İşgücü piyasasındaki bölünme, salt piyasanın yapısı ve işleyişi ile sınırlı değildir. Aynı zamanda, bölünmüş bir toplumsal yapı tehlikesini de ortaya çıkarmaktadır. Bölünmenin belirginleşmesi, sosyal korumanın 28 temelinde bulunan sosyal dayanışma değerini zayıflatırken, sosyal barışın ve adaletin gelişimini de olumsuz olarak etkilemektedir. 1.3.3. İşgücü Piyasalarında Ayrımcılık Teoremi İşgücü piyasasında ayrımcılığın değişik tanımları vardır. Ortodoks geleneğe göre, işgücü piyasasında eşit verimliliğe sahip bireylerin eşit olmayan davranışlara maruz kaldığı durum, ayrımcılık olarak tanımlanır. Eşit olmayan davranış ise; ırk, etnik köken yada toplumsal cinsiyet gibi demografik etkenlere dayanarak, eşit verimliliğe sahip bireylerin farklı ücret almaları, eşit verimliliğe sahip bireylerin farklı ücret düzeyine karşılık gelen farklı iş kategorilerine sahip olmaları veya aynı iş için faklı ücrete tabi olmalarıdır. Ayrımcılık, ücret ayrımcılığı ve iş ayrımcılığı şeklinde kendini gösterir. Irk, etnik köken yada toplumsal cinsiyet gibi eşit olmayan davranışlar nedeniyle ücrette farlılık oluyorsa ücret ayrımcılığı, yine aynı nedenlerle işlerin kadın işi ve erkek işi diye ayrılması ise, iş ayrımcılığıdır. İşgücü piyasasında yaşanan bu ayrımcılığın nedenlerini açıklamaya çalışan yani işgücü piyasasında eşit olmayan davranışlara maruz kalma nedenlerini açıklamaya çalışan birçok teori vardır. Bunlar, Neo-klasik ayrımcılık teorileri, kurumcu iktisat ve ayrımcılık, feminist iktisat ve ayrımcılık şeklinde sıralanabilir. 1.3.3.1. Neo-Klasik Ayrımcılık Teorileri 1.3.3.1.1. Beşeri Sermaye Modeli Kadın-erkek ücret farklılıklarını (ücret ayrımcılığını) ve cinsiyete dayalı katmanlaşmayı (iş ayrımcılığını) açıklayan, Neo-klasik ayrımcılık teorilerin en önemlilerinden bir tanesi Beşeri Sermaye Teorisidir. Bu teoriye göre; bireyin, zorunlu eğitim, zorunlu olmayan eğitim, iş arama ve iş aramak için göç etme şeklinde belirlenen faaliyetlerine yapılan yatırım, beşeri 29 sermaye yatırımıdır. Bu yatırımların bugün yapılmasının nedeni de bireyin gelecekteki verimliliğini ve kazancını artırmak olarak kabul edilir. Beşeri sermaye yatırım kararını ise, parasal (ekonomik) faktörlerin yanında; kişisel tercihler, beklentiler, toplumsal önyargılar, toplumsal roller, bireyin sosyalleşme süreci, ayrımcılık gibi parasal olmayan birçok faktörün de büyük ölçüde etkilediği kabul edilir. Beşeri sermaye modelinin, iki temel boyutu olduğu kabul edilir. Bunlar, zorunlu eğitim ve işyerinde eğitimdir. Beşeri sermaye modeline göre, eğitme yatırım yapmakla, ücret/kazanç düzeyi yükselir. Çünkü, zorunlu eğitimin ve zorunlu olmayan eğitimin, verimliliği artırdığına inanılır. Okulda alınan örgün eğitimin, işyerinde potansiyel olarak yararlı olacak genel yetenek ve bilginin kazanılmasına yol açtığı düşünülür. Eğitimin aynı zamanda, öngörüde bulunma, dakiklik, sadakat, işyerindeki talimatlara uyma gibi işyerinde gereken bazı davranışları da öğrettiği kabul edilir. Beşeri sermaye modeline göre, beşeri sermaye yatırımlarında kadınerkek açısından gözlenen farklılıkların nedeni, kadınların çalışma hayatının kesintiye uğraması ve yine çalışma hayatında kalma süresinin de aynı niteliklere ve eğitime sahip emsal erkek çalışana göre daha az olmasıdır. Bunun nedenini de kadının ailedeki geleneksel rollerinde görür. Beşeri sermaye modeli, çalışma hayatındaki kesintinin, mesleki uzmanlaşmada nasıl cinsiyetçi farklılıklar yarattığını da gösterir. Bir kadının çalışma hayatını kesintiye uğratması, sadece iş becerisinde gerilemeye yol açmaz, aynı zamanda terk ettiği uzmanlık alnındaki gelişmelerden de uzak kalmış olur. Bu nedenle kadınların, işe ara vermenin maliyeti yüksek olan, mühendislik, tıp gibi teknolojinin ve uzmanlık bilgisinin hızla yenilendiği bu tip erkek mesleklerinde çalışmaktan kaçındıkları kabul edilir. Buna karşın, işe ara vermenin maliyeti daha az olan, uzmanlık bilgisinin daha yavaş yenilendiği öğretmenlik gibi meslekleri tercih ettikleri kabul edilir. 30 Beşeri sermaye modeli, bireylerin verimliliklerini sadece zorunlu eğitimle değil, işbaşında çeşitli becerilerini geliştirerek de artıracağına inanır. İşverenler, işyerinde, işçileri eğitime tabi tutabilirler. Daha da önemlisi işçiler çalışırken, şefleri tarafından verilen enformel talimatlardan da yararlanırlar. Beşeri sermaye modeli, kadınların, işgücü piyasası ile bağlantısı zayıf olduğu için, işyerindeki bu tip olanaklardan da mahrum kaldıklarını ifade eder. Ayrıca, kadınların, daha kısa süre çalışacağına ilişkin ön kabul, kadınların erkeğe göre işyeri eğitiminden daha az yararlanmasına yol açar. Beşeri sermaye modeline göre, kadınlar, işyerinde eğitime daha az yatırım yaparlar, çünkü geleneksel rolleri bu kararlarını etkiler. Özetle, Beşeri sermaye modeli, ailedeki geleneksel işbölümü nedeniyle, kadınların çoğunun erkeklere göre daha kısa çalışma süresine sahip olduğunu varsayar. Kadınların, erkeklere göre, zorunlu eğitime ve işyerinde eğitime daha az yatırım gerektiren işleri seçecekleri kabul edilir. Kadınlar, ayrıca firmaya özgü eğitimin önemli olduğu işlerden sakınacak ve işverenler de kadınları bu tip işlere alırken tereddüt edeceklerdir. Aynı zamanda kadınlar, çalışma hayatı dışında kaldıkları için, işe geri döndüklerinde, eski ücretlerine yakın ücret alacakları öğretmenlik gibi meslekleri tercih edeceklerdir. 1.3.3.1.2. Becker’in Ayrımcılık Tercihleri Teoremi G.Becker’in ayrımcılıkla ilgili çalışması, beşeri sermaye ve aile içinde işbölümü üzerine yapılan çalışmalara öncülük etmiştir. Becker, işverenin, kadınlara karşı olan ön yargısı nedeniyle, eşit derecede verimliliğe sahip kadınları, erkeklere ödediği ücretten ayrımcılık katsayısı kadar düşük bir ücretle istihdam ettiklerini belirler. Üstelik sadece işverenler değil, müşterilerin ve iş arkadaşlarının da ayrımcılık yapmaları söz konusudur. Ayrımcılığın kaynağını, toplumsal olarak meşru yada kabul görmüş roller oluşturur. Becker’in, bu üç tip ayrımcılık için ayrı ayrı analizleri vardır. 31 Becker’in, işverenin ayrımcılığı üzerine yaptığı analize baktığımızda; işverenin kadınlara karşı önyargıya sahip olduğunu varsayar. Kadınların, erkeklerle aynı üretken kapasiteye sahip olmasına rağmen eğer işverenler, yüksek ücretli işlere kadınlar yerine, erkekleri almayı tercih ediyorlarsa, kadınlara erkeklerden daha az verimliymiş gibi davranacaklardır. İşverenin bu tutumu sadece kadınlara karşı olan ön yargıya dayanmaktadır. Becker’in, müşterilerin ayrımcılığı analizinde ise; bazı durumlarda, müşteriler, kadınların değil, erkeklerin hizmet etmesini tercih edebilirler yada tam tersi olabilir. Eğer, erkekler lehine olan tercihleri, mühendislik, bankacılık gibi bazı mesleklere yönelikse ve kadınların daha az sorumluluk gerektiren hosteslik gibi işlerde çalışması gerektiğine inanılıyorsa, kadınların aleyhine mesleki katmanlaşma ortaya çıkabilir. Eğer, kadınlar, müşterilerin, erkekleri görmeyi tercih ettiği mesleklerde iş bulursa, ortalama erkeğe göre daha donanımlı olmayı yada daha düşük ücret almayı kabul etmek zorunda kalacaklardır. Çünkü, müşterilerin tercihleri erkeklerden yana olduğundan, firma açısından kadınların değeri, eşdeğer donanıma sahip erkeklerden daha düşüktür. Becker’in işyerlerinde, iş erkek arkadaşlarının işçiler, ayrımcılığı kadınlarla birlikte analizinde çalışacakları ise; Bazı işlerden sakınabilirler. Çünkü, kadınlara karşı ön yargılıları vardır. Örneğin kadın kısmından emir alınmaz şeklinde düşünmektedirler yada bir görevin sorumluluğunu, kadınların saçı uzun aklı kısa olduğuna inandıkları için kadınlarla paylaşmayı doğru bulmazlar. Kadınların, çaycı, kat hizmetlisi gibi düşük statülü işlere verilmediği işyerlerinde çalışmak istemezler. Bu durumda, erkek işçiler, işverenin, kadın işçi çalıştırma çabalarını engellemeye çalışacaklardır. 32 1.3.3.1.3. Monopol Modeli Neo-klasik ayrımcılık modellerinden biri de tam rekabetçi piyasaları temel almayan ayrımcı monopol modellerdir. Bu modelin temel görüşü ise; işgücü piyasasında ayrımcılık yapılmaktadır. Çünkü, ayrımcılık yapmak karlıdır. Bu durum karşısında rekabetçi güçler de işgücü piyasasında etkili olamazlar. Çünkü, ayrımcılık, işgücünü ırk ve cinsiyete göre, birbiriyle rekabet edemeyen alt gruplara bölmek için kullanılır ve böylelikle bir tür işçilere has kast sistemi yaratılır. B. Bergman’ın hücum modeli de monopol bir modeldir. Bu modele göre, kadın işlerinde işgücü talebi bu işe girmek isteyen kadın işgücünü arzından fazla ise, erkek işçilerin kadın işine hücum ettiği görülecektir. Kadın işlerinde ücretler, erkek işlerine göre daha düşük olduğu için, kadın işlerinde çalışan erkeklerin de düşük ücret alacağını vurgulamaktadır. Erkeklerin, kadın işlerinde çalışmak için belirgin tercihleri olabilir yada sadece mecbur kaldıkları için bu işi bulmuş olabilirler. Ancak, bu tip işlerdeki daha düşük ücret, çok sayıda kadının bu tip işleri tercih etmelerinden yada başka seçenekleri olmadığı için bu tip işlere hücum etmelerinden dolayı meydana gelmektedir. Ancak bu model, kadınların neden tipik kadın işlerinde çalışmak istediklerini açıklayamaz. 1.3.3.2. Kurumcu İktisat ve Ayrımcılık Kurumcu iktisat, işgücü piyasasının çeşitli şekillerde tabakalaştığını ve işçilerin bir tabakadan diğerine geçmesinin zor olduğunu kabul eder. Özellikle, cinsiyete dayalı tabakalaşmaya da vurgu yaparak, erkek işi, kadın işi ayrımını toplumsal roller ve kimlikler bağlamında inceler. Kurumcular, beşeri sermaye teoremini eleştirerek, zorunlu eğitim ve işyeri eğitiminin, neo-klasik iktisadın iddia ettiği gibi kazanç ve mesleki 33 konum üzerinde çok etkili olmadığını savunurlar. Kurumcular, eğitim ile kazanç arasındaki pozitif ilişkiyi açıklayan, eğitimin sinyal fonksiyonunu analiz ederler. Bu görüşe göre, işverenler, işe almadan önce, adaylar arasında bir eleme yaparlar ve özgeçmişlerinde daha iyi eğitim kayıtları olan adayların işverene yüksek verimlilik için sinyal verdiğini kabul ederler. Bu nedenle eğitimin, yetkinliği/verimliliği artıran bir araçtan çok, kimin daha çok yada daha az yetkin olduğunu belirleyecek bir sinyal olarak ele alınmasında yarar görürler. Kurumcular, beşeri sermaye modelinin, kadınların geleneksel rollerinden kaynaklanan sorumlulukları nedeniyle iş tecrübesi gerektirmeyen ve geçici olarak işten ayrılma maliyeti yüksek olmayan işleri tercih ettikleri görüşüne de karşıdırlar. Kurumcular, kadınların, işgücüne katılma oranlarının gittikçe yükseldiğine vurgu yaparak, geç yaşta evlenmenin yaygınlaşması, doğurganlık oranlarının azalmasıyla birlikte bekar anne yada yalnız yaşayan kadınların sayısındaki artış, ev teknolojisindeki hızlı gelişmelerin yarattığı ev işlerinin yükündeki azalma gibi faktörler nedeniyle kadınların hayatlarını kazanmak için artık sürekli işlere ihtiyaç duyduğunu savunmaktadırlar. Bütün bu dönüşümler sonucunda kadınların işgücü piyasasında artık daha uzun süre kaldığını ancak kadınların tercih ettiği yada onlara önerilen meslek türlerinde büyük bir dönüşümün yaşanmadığını kabul etmektedirler. Bazı işlerin kadın işi, bazı işlerin ise erkek işi olarak belirlenmesinin dünyadaki tüm ülkelerde gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak varlığını sürdürdüğüne söylemekteler. Aslında erkek işi olarak tanımlanan pek çok iş, pek çok kadın işine göre, daha çok iş tecrübesi yada daha istikrarlı çalışma gerektirmemektedir. Çeşitli işler arasında yapılan karşılaştırmalı değer analizine göre, tipik bir kadın işi olan sekreterliğin, şoförlük gibi tipik erkek işinden daha fazla bilgi, yetenek ve zihinsel donanım gerektirmekle birlikte sekreterler, şoförlerden daha az ücret almaktadırlar. Kurumculara göre bu nedenle, yüksek beşeri sermaye yatırımı ve iş tecrübesiyle, yüksek ücret arasında pozitif bir ilişki yoktur. 34 Kurumcuların ırkçılığa dayalı ayrımcılığı inceleyen modeli, Marshall tarafından bir tür pazarlık modeli olarak tasarlanır. Bu modelde, işverenin işe alma kararını etkileyen güç ilişkileri irdelenir. Örneğin, işveren, vasıflı bir zenciyi işe aldığı zaman, bu kararın getirisi kadar beyaz işçilerin göstereceği tepkinin muhtemel maliyetlerini de hesaba katmak durumundadır. Bu karar, zenci gruplar ile beyaz gruplar arasında bir pazarlık sorunu olarak ortaya konur ve güç ilişkileri zenci işçilerin işe alınıp alınmayacağını belirler. Burada, ayrımcılık yapan beyazların, kendi statülerini korumak istedikleri varsayılır ve bu durum eğitim, mesleki konuma ilişkin eşitsizlikleri yaratarak ayrımcılığı kurumsallaştırır. Kurumcular, ayrımcılığın bir başka kaynağını analiz konusu yaparlar. Buna istatistiksel ayrımcılık modeli de denir. İşverenlerin bir işçiyi işe almaya karar verirken, yararlandığı bilginin çeşidi ve kalitesi önemlidir. İşverenler, işe başvuran adayların potansiyel verimliliklerini tahmin etmek zorundadırlar. İşe alma sürecinde, işveren açısından net olan tek bilgi, adayın eğitimiyle, iş tecrübesiyle, yaşı ve sınav sonuçlarıyla ilgili bilgilerdir. Bu tip göstergeler, aslında potansiyel verimliliğin tespiti için yetersiz kalabilir. Bu yüzden işverenler, bu tip göstergelerin yanı sıra, sübjektif değerlendirmeye de başvururlar. Bu sübjektif değerlendirme, bir önyargıya dayanmasa bile ayrımcılık gibi algılanabilir. Çünkü, işverenler uzun süreli istihdam ilişkisi kurmak istediği, yeni işe alacağı bireylerin ırk, cinsiyet gibi faktörler açısından niteliksel farklılıklar arz ettiğini düşünebilir. Irk yada cinsiyet, bu süreçte bir filtre yada görüntüleme aracı rolü görebilmektedir. Başvuran her adayın beceri ve iş motivasyonunun test edilmesi, pahalı bir işlem ve belirsiz sonuçlar verebilen bir yol olduğundan, işverenler adayların ait oldukları demografik grubun ortalama karakteri hakkında belirli varsayımlarda bulunurlar. Örneğin, işveren, kadınların çoğunun, bir süre sonra işi bırakacağını yada bazı ırklardan olan işçilerin güvenilmez insanlar olduğuna inanıyorsa, bu ortalama tanımın içine giren işçileri ya işe almayacak yada daha düşük ücretten işe alacaktır. Kurumcuların bu modele en önemli katkısı, bireyin kendi yeteneklerinden çok, ait olduğu toplumsal gruba ait 35 karakterlerine dayanılarak yargılanmasının, ayrımcılığın ve kategorize etmenin özünü oluşturduğunu göstermeleridir. 1.3.3.3. Feminist İktisat ve Ayrımcılık Feminist iktisatçılara göre ayrımcılık, hem işyerinde hem de ailede ekonomik, toplumsal, siyasi ve kültürel faktörlerin çok boyutlu etkileşimi sonucu, ücret düzeyi, istihdam ve mesleki konum açısından ortaya çıkan farklılaşmalardır. Feminist iktisatçılar bu farklılaşmalara, toplumsal cinsiyet açısından yaklaşır. Feminist iktisatçılara göre, toplumsal cinsiyet ile cinsiyet arasında ayrım vardır. Cinsiyet, erkeklerle kadınlar arasındaki biyolojik farklılıkları ifade ederken; toplumsal cinsiyet, cinsel kimliğin toplumsal yapılanması demektir ve bu yapılanma kişilerin cinsiyetlerine bağlı farklı roller, farklı davranışlar, farklı haklar ve değerler yaratır aynı zamanda eşitsizliği de doğallaştırır. Bu kuram, bilimin pozitivist bakışını sorgulayarak, kamusal alan/özel alan, piyasaya/aile, kadın/erkek, piyasaya üretim/eviçi üretim şeklindeki ikili yapılanmanın, toplumsal normları belirlediğini ve kadınların işgücü piyasasında karşı karşıya kaldığı eşitsizliklerin bu ikili yani yanlı bakışa dayandığını savunur. Cinsiyete dayalı mesleki tabakalaşmanın, kadın işlerinin belirgin özellikleriyle, kadınların kalıplaştırılmış rolleri arasındaki yakın bağlantıyı nasıl yansıttığını göstermesi, ayrımcılık konusunda feministlerin en önemli katkıları olarak kabul edilir. Buna göre, kadınların işyerinde yönetici gibi üst kademe görevlere ulaşmasını, kariyer basamaklarında ilerlemesini engelleyen kurumsal engellerin temel nedeni, erkeklerin kadınlara karşı duyduğu önyargıdır. Cinsiyete bağlı ayrımcılığın belirlenmesindeki en önemli zorluklardan biri de işyerindeki bu tip görünmez engellerdir. Yani, işyerinde aynı davranışı gösteren kadın ve erkekler, toplumsal cinsiyetçi önyargılardan dolayı farklı algılanırlar ve farklı değerlendirilmelere maruz kalırlar. Yine feminist iktisatçılara göre, mesleki tabakalaşmanın başka bir nedeni, erkeklerin ücret, prestij, çalışma koşulları gibi cazip meslekleri seçme fırsatına 36 sahip olmalarıdır. Erkekler açısından daha az çekici olan meslekler de kadınlara bırakılmaktadır. Çünkü, meslekler arasında seçme hakkı/yetisi/gücü toplum tarafından erkeklere tanınmaktadır. Neo-klasik teoriler, kadınların ya bazı işleri tercih ettiğini yada işverenlerin ayrımcılık uyguladığını vurgulayarak, tercih ve kısıtları birbirinden ayırmaktadır. Feminist iktisatçılar ise, bu tercih ve kısıtların birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini savunurlar. Ayrıca, feminist iktisatçılar, kurumcu iktisatçıların görüşlerine katılarak, eğitimin, beşeri sermaye donanımını artırmaktan çok, kimin daha yetkin olduğunu gösteren bir sinyal görevi gördüğünü düşünürler. Feministler, hücum modellerini ve istatistiksel ayrımcılık modelini de ayrımcılığı veri olarak kabul ettikleri için eleştirirler. Bu modellerin ayrımcılığın nedenlerini açıklayamadığını savunurlar. 1.4. Günümüzde Yaşanan İşsizliğin Başlıca Özellikleri ve Boyutları 1.4.1. Değişen İşgücü Piyasası 1970’lerde yaşanan iktisadi yeniden yapılanma süreci, işgücü piyasasında önemli değişimleri beraberinde getirmiştir. Söz konusu değişim, 1990’lı ve 2000’li yıllarda farklı bir durum arz ederek, istihdamın istikrarı ve iş güvencesi konularında odaklanmıştır. Bu bağlamda, işgücü piyasasının tabakalaştığı, heterojen bir konuma geldiği, esneklik uygulamaları ile ücretlerin geriletildiği ve yeni istihdam türlerinin ortaya çıkmasıyla işgücünün atomize edildiği yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştır. İşgücü piyasasının değişim aşamaları genel olarak, üretim olgusunun yapısının değişmesi ve bunun uluslararası pazar ile bütünleşmesi, uygulanan neo – liberal politikalar sonucunda ticaretin serbestleştirilmesi, teknolojik yenilikler, esneklik şeklinde sıralanabilir. 37 Tüm dünya ülkelerinde 1980’lerden sonra uygulanan yapısal uyum programları çerçevesinde sadece kamuda değil aynı zamanda özel sektörde de hızlı bir istihdam daralması yaşanmıştır. Yeni istihdamın yaratılamaması, hatta istihdamın azalması işsizliğin ve enformel ekonominin gelişmesine zemin hazırlamıştır. İşsiz büyüme (globless growth) olarak ifade edilen bir süreç ortaya çıkmıştır. Bu süreçte, formel ekonomide iş bulamayan kentsel nüfus enformel ekonomiye yönelmiştir. Formel ekonomideki istihdamın daralması karşısında enformel ekonomideki istihdamın artması, sosyal koruma sistemi dışında kalan korumasız ve güvencesiz bir kesimin toplam nüfus içindeki payının artmasına ve kentsel çalışan yoksulların sayısında artışa neden olmuştur.35 İşgücü piyasaları irdelenirken kullanılan işsizlik ve istihdam gibi kavramlar, aslında açık uçlu ölçütlerdir. Emek analizi yapılırken, sadece söz konusu kıstaslar değil; istihdam edilenlerin “geçimlik seviyede ücretli istihdam edilip – edilmediği”nin dikkate alınması gerekmektedir. Bu anlamda denilebilir ki; dünya genelinde istihdam edilenler arasında oldukça önemli bir kısım, işsiz kalmanın getirmiş olduğu yüksek alternatif maliyet sebebi ile çok düşük ücretli işlere rıza gösterebilmektedir. Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO), böylesi bir yığın içinde yer alan fertleri çalışan yoksullar biçiminde değerlendirmekte ve yapılan tespitlere göre; dünyada istihdam edilen 2,85 milyar işçinin 1,4 milyarlık bir bölümü günde 2 ABD $’ı ile yaşamaya çalışırken, 520 milyonu ise; günde sadece 1 ABD $’ı ile hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır.36 Böyle bir tablo içinde yer alan fertlerin, yaşadıkları coğrafyalarda iktisadi, siyasi ve – belki de en önemlisi – sosyal yaşamda “kendilerinin tutunamamaları” ya da söz konusu yaşam alanlarının birinden veya birkaçından “dışlanmaları” şeklinde ortaya çıkan negatif durumlar ile karşı karşıya kaldıkları öngörülebilmektedir. 35 36 Faruk SAPANCILI: Sosyal Dışlanma. Dokuz Eylül Yayınları, (İzmir-205), 163. ILO, a.g.e., s. 2. 38 Sonuç olarak, istihdam imkanlarının (bilhassa esneklik ve kuralsızlaştırma aracılığıyla) sınırlandırılması, yeni işsiz kitlelerin belirmesi yanında, bir süredir işsiz olanların yeniden iş bulabilme şanslarını da giderek kısıtlamaktadır. Uzun süreli iş bulamama tehlikesi veya geçimlik düzeyin çok altındaki ücretle çalışma, sosyal dışlanma ve diğer dışlanma türevleri açısından oldukça büyük bir risk olarak mevcudiyetini devam ettirmektedir. 1.4.2. Uzun Süreli İşsizlik Bir yandan işsizlik oranı yükselirken diğer yandan da işsizlik süreklilik kazanmıştır. Bu durum özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde çok yaşanmaktadır. Nitekim Avrupa’daki işsizlerin % 40’ı bir seneden uzun süredir işsizken bu oran OECD ülkelerinde yaklaşık % 30, ABD’de ise % 11 civarındadır. Bu durum, Avrupa’da çalışan bir insan bir defa işsiz kalırsa, onun tekrar istihdama dönmesinin oldukça zor olduğunu göstermektedir.37 İş arama sürelerinin uzunluğu, kişilerin iş bulma ümidinin kırılmasına, iş aramaktan vazgeçmesine yol açmaktadır. Özellikle, bir yıl ve üzeri işsizlik oranının yüksekliği ciddi bir tehlikedir. OECD tarafından yayınlanan İstihdam Raporu verilerine göre Ülkemiz, uzun süreli işsizlik oranının en hızlı arttığı ülkeler arasında yer almaktadır. “Uzun Süreli İşsizlik Oranı” genellikle bir yıl ve daha uzun süredir işsiz olan kişi sayısının, toplam işsiz sayısına oranı ile ifade edilmektedir. Bir ülkede, Uzun Süreli İşsizlik Oranının düzeyi ve artış/azalış durumu, işsizlikle mücadele ve istihdam politikalarının etkin olup olmadığı hakkında fikir verdiği gibi, işgücü piyasasının katılık derecesine ve eğitim sisteminin etkinlik seviyesine ve ayrıca sosyal dışlanmışlığa da işaret etmektedir. 37 Nusret EKİN: Türkiye’de Yapay İstihdam ve İstihdam Politikaları. İTO yayın No: 2000 – 33, (İstanbul, 2000), 141. 39 1.4.3. Genç Nüfusun İşsizliği İşsizliğin esas olarak gençlerde yaygın olduğunu görmekteyiz. Yani, işsizlikten en fazla etkilenen kesim gençlerdir. Gençler arasında işsizlik, 25 – 54 veya 55 – 64 yaş grubuna göre oldukça yüksektir. Avrupa Birliği ülkelerde 15 – 24 yaş grubundaki genç işsizlerin oranı % 15,6 iken OECD ülkelerinde bu oran % 13,4’tür. Bu yaş grubundaki işsizliğin yoğunluğu, gençlerin işgücüne katılımını olumsuz etkilemektedir. Bu durumun bir nedeni ise gençlerin eğitime daha uzun süre devam etme eğiliminde olması ile açıklanmaktadır. Gençlerin işsizliğini çözmede en etkin istihdam politikası olarak istihdamın artırılması hedeflenmektedir. En fazla ümit veren politika, talep yaratan ekonomik büyüme, KOBİ’lerin geliştirilmesi ve dikkatli seçilmiş eğitim politikalarıdır.38 Ancak, tüm bunlara rağmen gençlerde işsizlik oranında bir azalma olmamıştır. Gençlerin karşı karşıya oldukları sorunlar dünyada gündemini korumaktadır. Dünya Bankası, Kalkınma Raporu’nun temasını “Kalkınma ve Gelecek Nesil” olarak seçmiştir. Raporda, işsizlik dışında, yoksulluk, sağlık, aile kurmak, yurttaş olmak sorunları da tartışılmaktadır. Gençlerin karşı karşıya olduğu sorunların başında olan işsizlik, dünyada önemli bir sorun olarak görülmektedir. 15-24 yaş aralığında 1 milyar genç yaşamaktadır. Bunların % 89’u gelişmekte olan ülkelerdedir. Bunlardan yaklaşık 657 milyonu işgücüne katılırken, 85 milyon genç, işsizdir39. Ayrıca, 300 milyona yakın istihdam edilen genç çalışan da yoksul kategorisinde kabul edilmektedir. Bir başka deyişle, çalışan gençlerin %50’den fazlasının çalışan yoksul olarak kabul edilmesi mümkündür. Tüm dünyada istihdam olanağına kavuşan gençlerin arasında ise; kısa süreli çalışma, sosyal güvenliksiz 38 39 Nusret EKİN: a.g.e., 144. www.ilo.org/youth. 40 çalışma durumları, ağır iş koşulları, gençlerin yetenek ve niteliklerinin işte kullanılmaması, gençlerin işgücü piyasasına katılımının düşük olması yaygındır. Genç işsizliğinin boyutu Birleşmiş Milletler (BM), Dünya Bankası ( DB) ve ILO’nun ortaklığıyla “Gençlik İstihdam Ağı” oluşturulmasına neden olmuştur. Bu ağın gençlere istihdam yaratmaya yönelik çalışmalarına Türkiye de katılacağını ve gençlerin istihdamına yönelik ulusal bir strateji oluşturacağını 2006 yılında taahhüt etmiştir. Ancak Türkiye’nin henüz oluşmuş ve diğer ilgili ülkelerle tartışılmış bir gençlik istihdamı stratejisi bulunmamaktadır. Genç işsizliğinin boyutunu incelemek için önce “genç işsizlik oranını“ verecek olan, genç işsizin genç işgücüne oranına bakmak gerekmektedir. (Genç İşsizlik Oranı = Genç İşsiz / Genç İşgücü). Toplam işsizlik oranı Türkiye’de % 13’iken, gençlerde bu oran % 24’tür. Burada tarım ve tarım dışında çalışan ve genç erkek ve kadın olmak üzere tüm gençlerden söz edilmektedir. Gençlerin işsizlik oranının yetişkin işsizlik oranından daha yüksek çıkması, Türkiye’de işgücü piyasasının en önemli özelliklerinden biri olup, üstelik, Türkiye’deki genç işsizlik oranı, AB-15 ve OECD ortalamalarının da üzerinde çıkmaktadır. Genç nüfustaki işsizliğin yüksek çıkması, başka ülkeler için de geçerli olmaktadır. İşsizlik oranının, yine tarım ve tarım dışı ayrımına dayalı olarak, genç kadın ve erkekler arasındaki gelişimini ayrı ayrı olarak ele aldığımızda genç kadın işsizlik oranında bir düşme trendinden söz etmek mümkündür. Ancak, genç kadın işsiz oranı, erkek işsiz oranının üzerindedir. Örneğin genç kadınların işsizlik oranı son yıllarda % 30’larda seyrederken, genç erkeklerin işsizlik oranı %20’ lere düşmektedir. 41 Türkiye’de ister kadın ister erkek genç işsizliğinin uzun yıllardan beri yetişkin işsizliğinin iki katı çıkması genç işsizliğini azaltmak için Türkiye’de yeterli politikalar uygulanmadığını göstermektedir. Gençler açısından ortaya çıkan bu ortamdan genç kadınlar daha olumsuz etkilenmektedirler. Gençleri ve özellikle genç kadınların işsizliğini azaltmak için özel politikalar tasarlamak yerinde olacaktır Genç işsizliğinin en yoğun olduğu bölgeler Orta Doğu ve Kuzey Afrika olup, buralarda gençlerin yüzde 25'i işsizdir. Bunu %20 ile Orta ve Doğu Avrupa izlemektedir. AB ülkelerinde ise her 10 gençten biri işsiz durumdadır. Öte yandan, gençler için çalışmak geçinmek anlamına gelmemektedir. Çalışan gençlerin yarısından fazlası yoksul ve işinden dolayı mutsuzdur. Geçimini sürdürmek için ailesine bağımlı haldedir. Uzun iş günü, geçici ve kayıt dışı çalışma, belirsiz sözleşmeler, düşük ücret, güvencesizlik, yetersiz iş eğitimi ve sendikal haklardan mahrumiyet gibi sorunlar bulunmaktadır. Dünya Bankası (DB) genç işsizliği ile ilgili olarak, gençlere istihdam yaratmaktan çok işçi haklarını azaltmaktan yana politikaları savunmaktadır. DB raporları, pek çok düzenleyici kuralın kaldırılması gerektiğini, taşeronlaşmayı, asgari ücreti kaldırmayı, işsizlik sigortasını düşürmeyi ve işten çıkarmaya ilişkin kuralları yeniden düzenlemeyi önermektedir. Ayrıca, yeni iş olanaklarından bahsetmeden işe geçiş sürecinin kısalmasını gündemine almaktadır. Bu durum çocuk işçiliğinin meşrulaştırılmasının bir aracı olarak kullanılmakta, mevcut iş koşullarının niteliğini daha da düşürmektedir. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Guy Ryder ise, DB'nin önerilerini kabul edilemez bulmaktadır. ITUC, ILO ile beraber, tüm çalışanlar için, ama özellikle gençler için, insanca bir yaşam ve insanca iş talep etmektedir. ITUC'un önerileri; gençler için insan onuruna yakışır daha fazla iş olanağı yaratılması, mevcut ve yeni işlerin niteliğinin 42 yükseltilmesi, eğitim olanaklarından daha fazla gencin faydalanması ve işe geçiş sürecinin iyileştirilmesidir. Genç yaştaki bir işçi için işsizliğin uzun süre devam etmesi, vasıfların kaybından, moral ve psikolojik olumsuz etkilerden dolayı, zaman içinde iş bulmayı daha da güçleştirmektedir. Özellikle, genç işçilerde, erken bir işsizlik, onların gelecekte verimli çalışma kapasitelerini de olumsuz etkilemektedir. İş bulmadaki güçlükler, genç işçinin gençlikten çıkıp aile kurmasına da mani olmakta, toplum yabancılaşmalarına, ve demokratik sosyal siyasi dışlanmalarına sistemden ve böylece gençlerin sosyal uyumsuzlukların artmasına neden olmaktadır.40 1.4.4. Kadın Nüfusun İşsizliği Kadınlar, tarihsel gelişim içinde erkeklerle eşit istihdam fırsatlarına ve gelir olanaklarına ulaşmak için mücadele vermek zorunda kalmışlardır. Sosyal açıdan hane halkı içerisinde kadına düşen rol, ev işleri ve çocuk bakımı olmuştur. Kadın çalışsa bile, bu genel kabul görmüş yargı toplumda hakim olmuştur. Hane halkı içerisindeki kadınlara biçilen bu rol dağılımı istihdama katılıma ilişkin kararları belirlemede etkili olmuştur. Bu nedenle kadınların işgücüne katılımı tüm toplumlarda erkeklere göre sürekli düşük kalmıştır.41 Bugün tüm dünyada kadın ve erkeklerin işgücüne katılımları açısından ciddi farklılıklar vardır. Bu farklılık, gelişmekte olan ülkelerde daha belirgindir. Gelişmiş ülkelerde ise, sosyo – kültürel, ekonomik ve kurumsal gerekçelere bağlı olarak kadınların işgücüne katılımı artmıştır. Kadınların istihdama katılımı eğitim düzeylerine bağlı olarak da artmaktadır. Buna karşın kadınların aile sorumlulukları, sahip oldukları çocuk sayısı arttıkça kadınların 40 41 Nusret EKİN: a.g.e., 145. Faruk SAPANCALI: a.g.e., 115. 43 istihdama katılımı da azalmaktadır. Yani, analık, kadının işgücü piyasasından dışlanmışlığında etkin olabilmektedir.42 Yine, toplumlarda kabul görmüş mesleki katmanlaşma nedeniyle işler, kadın iş ve erkek işi olarak ayrıldığında, kadınlar belirli mesleklerden de dışlanarak istihdam dışı kalmaktadırlar. Ayrıca, kadın işgücü, ekonomik büyüme dönemlerinde işe alınan, kriz dönemlerinde işten çıkarılan bir küme olarak işgücü piyasasına esneklik kazandıran bir işlev görmektedir. Bu nedenle, üretimin esnekleştirilmesinde, başta hizmetler sektörü olmak üzere, işverenlerce, kadın işgücü özellikle tercih edilmektedir. Kadınlar, gelişmekte olan ülkelerde genelde enformel sektörlerde, gelişmiş ülkelerde ise ikincil yani çevresel dediğimiz işgücü piyasasında çalışmakta, ücret, sosyal güvenlik, iş güvencesi açısından erkeklere göre dezavantajlı durumda kalmaktadırlar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Kadın işsizliğiyle mücadelede, kadınların genel ve mesleki eğitim olanaklarından daha fazla yararlanmalarının sağlanması, işletmeler nezdinde teşvik edilmesi, İş Kanunu'nda yer alan esneklik hükümlerinin AB ülkeleri düzeyine yükseltilmesi, özel istihdam büroları aracılığıyla geçici istihdam sisteminin yasal hale getirilmesi gerektiğini savunmaktadır43. Kota-ceza usulüne dayalı zorunlu istihdamın teşvikli istihdama dönüştürülmesi gerektiği savunulan açıklamada, evlilik durumunda kıdem tazminatına hak kazanma şartının yürürlükten kaldırılarak, kadınların iş gücü piyasasını terk etmesinin özendirilmemesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak, Türkiye açısından daha da olumsuz bir sonuç, uzun süreli kadın işsizler konusunda ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde uzun süreli kadın işsizlik oranı, 2009 yılında %33’e yükselmiştir. 42 43 Meryem KORAY: Sosyal Politika. Ezgi Kitabevi Yayınları, (Bursa – 2000), 218. http://www.anneyiz.biz/haber/haberdtl.php?hid=10487, 19.11.2007 44 1.4.5. Gelişen Teknolojinin Yarattığı İşsizlik Gelişen teknoloji, özellikle iletişim ve bilgi teknolojisinde yaşanan gelişmeler işsizlik sorununa yeni boyutlar getirmiştir. Bu bağlamda işsizliğin geleceğini belirlemede iyimser ve kötümser senaryolar da ortaya atılmıştır. Teknolojik gelişmelere iyimser olarak bakanlara göre, yeni teknolojiler yatırımlarının artmasına, ekonominin büyümesine, verimliliğin artması ile üretimin artmasına ve böylece istihdamda artışa neden olarak olumlu bir döngü yaratacaktır. Appelbaum ve Schettkat’a göre işsizliğin temel nedeni teknoloji – verimlilik – istihdam arasındaki bu olumlu döngünün ortadan kalkmasıdır.44 Bu kırılma ise, özellikle kitle üretimine olan talepteki gelir esnekliğinin düşmesi, yani talep daralması nedeniyle ortaya çıkmıştır. Bu durumda, teknoloji aleyhtarlığı politikaları yerine, bilgi ve iletişim teknolojisindeki yeni gelişmelerin desteklenmesinin daha isabetli olacağı savunulmaktadır. Teknolojik gelişmelere kötümser bakanlara göre ise, yeni teknolojiler hızla iş fırsatlarını ortadan kaldırmakta ve “çalışmanın sonu”nu getirmektedir. makineler, giderek insanların yerini almaya başlayacaktır. Yeni teknolojiler, daha yüksek vasıflı işçiye gerek duyarken, düşük vasıflı işçilere olan talebi azaltmaktadır. Teknolojik gelişmelerin, vasıflı ve vasıfsız işçiler arasındaki ücret farklılıklarının artmasına ve işsizliğin düşük vasıflı işçiler arasında hızlı artışının temel nedeni olduğu da savunulmaktadır. Bundan dolayı, uzun dönemli çözüm olarak, yoğun eğitim programlarına yönelmekle kalınmamalı, aynı zamanda toplumda vasıfsız işçilere yönelik iş yaratma programlarına da yer verilmelidir.45 Ayrıca, yeni teknolojiler, dünyanın farklı kısımlarında değişik sonuçlar vermektedir. Şöyle ki Doğu Asya ülkelerinde, yüksek üretim artışı, verimlilik büyümesi ve tam istihdam bir arada gitmektedir. Buna karşın Avrupa’da, 44 45 Emanuel LEE: “Overview”; İnternational Labour Review, Vol: 134, No: 4 – 5, 448. Nusret EKİN: a.g.e, 61. 45 üretim artışı beraberinde istihdam yaratmamaktadır ve büyüme, iş yaratma yerine, işlerin sayısını azaltmaktadır. 1.5. İşsizliğin Ölçümü (işsizlik Oranının Hesabı) ve Önemi İşsizlik, bir yandan üretim kaybına neden olmakta bir yandan da kullanılmayan faktör “insan” olduğundan, gelir kaybına neden olmaktadır. Bu bakımdan işsizlik, kişinin kendisine, çevresine ve topluma maliyetlerinin yükselmesi bakımından dünyadaki en önemli sorunların başında gelmektedir. Bu bakımdan, işi olmayan ve iş arayan işgücünün oranını ifade eden işsizlik oranı, ekonomik ve politik tartışmaların gündem konusu olmaktadır. İşsizlik oranı; ekonominin konjonktürel performansının ve ekonomik etkinliğinin göstergesi olmasının yanında bir ekonomik ve sosyal sıkıntının da göstergesidir. İşsizlik oranın artması ve azalması ise, sosyal dışlanma üzerinde doğru orantılı olarak etki yaratmaktadır. Çünkü, istihdam sadece gelir kaynağı olarak değil sosyal bütünleşmenin ve kaynaşmanın temel taşı olarak görülmektedir. Bunun tersi olan işsizlik ise sosyal dışlanmanın en temel kaynağı olarak değerlendirilmektedir. İstihdam, bireysel – toplumsal sistemsel olarak her üç boyutta da merkezi bir konuma sahiptir. İşsizlik oranı, ekonomi için çeşitli yönlerden önem taşıyan bir gösterge olduğundan, işsizlik oranının hesaplanması gerekmektedir. İşsizlik oranı aşağıdaki formül yardımı ile hesaplanmaktadır; İşsizlik Oranı (%) = İşsizler / İşgücünde Olanlar X 100 Ortalama yani ülke genelinde geçerli olan işsizlik oranı dışında kadın/erkek, kır/kent bazında olmak üzere, eğitim düzeyi ve yaş gruplarına göre işsizlik oranları da hesaplanmaktadır. Yine, bir yıl ve daha fazla süre işsiz kalanların yani uzun süreli işsizlerin, işgücü içindeki veya toplam işsizler içindeki oranın hesabı, uzun süreli işsizlik oranını vermektedir. Buna ilave olarak, 15-24 yaş grubunu kapsayan genç işsizlik oranın hesabı, yetişkinlerin içerisinde, toplam işsizler içerisinde, genç nüfus içerisinde yada işgücü 46 içerisinde gençlerin payını göstermektedir. Uzun süreli işsizlik, kadın işgücünün işsizliği ve genç işsizliği, çağımızın en temel sorunları arasında olduğundan, bu oranların hesaplanmasının ayrı bir önemi vardır. Ayrıca, tüm bu işsizlik oranları, çoğu zaman ortalama işsizlik oranından daha fazla bilgi vermektedir. Ancak, özellikle gelişmekte olan ülkelerde resmi istatistiklerde yer alan işsizlik oranı hesaplamalarının, çeşitli yönlerden eksiklikler taşıdığı ve bu yüzden işsizliği tam olarak yansıtmadığı da bilinmektedir. Bu nedenle, resmi işsizlik oranlarının, gerçek işsizliği yansıtmaktan uzak olduğu söylenebilir. Ülkemize ait işgücü, istihdam ve işsizlik verileri aşağıdaki gibidir46; 2009 yılı Ekim döneminde Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 813 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 773 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 860 bin kişi artarak 51 milyon 933 bin kişiye ulaşmıştır. Tarım dışı istihdam 156 bin kişi artmıştır. 2009 yılı Ekim döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 452 bin kişi artarak, 22 milyon 19 bin kişiye yükselmiştir. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 296 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 156 bin kişi artmıştır. 46 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6172, Sayı: 10, 15 Ocak 2010. 47 Tablo 1. İşgücü Durumu (Ekim- 2009) TÜRKİYE Kurumsal olmayan nüfus (000) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (000) İşgücü (000) İstihdam (000) İşsiz (000) İşgücüne katılma oranı (%) İstihdam oranı (%) İşsizlik oranı (%) Tarım dışı işsizlik oranı (%) Genç nüfusta işsizlik oranı(1)(%) İşgücüne dahil olmayanlar (000) (1) 15-24 yaş grubundaki nüfus KENT 2008(*) 2009 2008(*) 2009 69 960 51 073 24 297 21 567 2 730 47,6 42,2 11,2 14,0 21,8 26 776 70 773 51 933 25 319 22 019 3 299 48,8 42,4 13,0 16,4 24,0 26 614 48 464 35 813 16 337 14 211 2 125 45,6 39,7 13,0 13,5 24,0 19 477 48 857 36 284 16 854 14 249 2 605 46,4 39,3 15,5 16,0 26,6 19 430 KIR 2008(*) 2009 21 496 21 916 15 260 15 649 7 960 8 465 7 356 7 770 605 695 52,2 54,1 48,2 49,7 7,6 8,2 16,4 18,3 17,1 18,5 7 299 7 184 Not: Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. (*) 2008 Ekim dönemi sonuçları yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir. Kaynak: TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6172, Sayı: 10, 15 Ocak 2010. Ekim 2009 döneminde istihdam edilenlerin % 25,3'ü tarım, % 19,4’ü sanayi, % 6,3’ü inşaat, % 49'u ise hizmetler sektöründedir. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 0,8 puan, inşaat sektörünün payının 0,2 puan, hizmetler sektörünün payının 0,3 puan arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının 1,3 puan azaldığı görülmektedir. İşsizlik oranı % 13 iken, tarım dışı işsizlik oranı % 16,4’tür. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 569 bin kişi artarak 3 milyon 299 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 1,8 puanlık artış ile % 13 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 2,5 puanlık artışla % 15,5, kırsal yerlerde ise 0,6 puanlık artışla % 8,2 olmuştur. Türkiye'de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 2,4 puanlık artışla % 16,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 2,2 puanlık artışla % 14,7, kadınlarda ise 2,3 puanlık artışla % 22 olmuştur. 48 Bu dönemdeki işsizlerin; • % 69,6'sı erkek nüfustur. • % 55,3'ü lise altı eğitimlidir. • % 27,3’ü bir yıl ve daha uzun süredir iş aramaktadır. • İşsizler sıklıkla (% 31,3) "eş-dost" vasıtasıyla iş aramaktadır. • % 88,5'i (2 milyon 920 bin kişi) daha önce bir işte çalışmıştır. • Daha önce bir işte çalışmış olan işsizlerin % 49,6'sı "hizmetler", % 23,4’ü "sanayi", % 17,3’ü "inşaat", % 7,3’ü "tarım" sektöründe çalışmış, % 2,4’ü ise 8 yıldan önce işinden ayrılmıştır. • İşsizlerin % 26,5’ini çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, % 22,1’ini işten çıkarılanlar, % 16,2’sini kendi isteğiyle işten ayrılanlar, % 8,1’ini işyerini kapatan/iflas edenler,% 7’sini ev işleriyle meşgul olanlar, % 10,6’sını öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar, % 9,5’ini diğer nedenler oluşturmaktadır. İstihdamın yapısına bakıldığında ise bu dönemde istihdam edilenlerin; • % 72'si erkek nüfustur. • % 59,2'si lise altı eğitimlidir. • % 60,5'i ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, % 25,8'i kendi hesabına ve işveren, % 13,7'si ücretsiz aile işçisidir. • % 59,5'i "1-9 kişi arası" çalışanı olan işyerlerinde çalışmaktadır. • % 2,5'inin ek bir işi vardır. • % 3,1'i mevcut işini değiştirmek veya mevcut işine ek olarak bir iş aramaktadır. • Ücretli olarak çalışanların % 88'i sürekli bir işte çalışmaktadır. 2009 yılı Ekim döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 1,2 puanlık artışla % 48,8 olarak gerçekleşmiştir. Erkeklerde işgücüne katılma oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,3 puanlık artışla % 71,2, kadınlarda ise 2 puanlık artışla % 27,1’dir. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0,8 puanlık artışla % 46,4, 49 kırsal yerlerde ise 1,9 puanlık artışla % 54,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. İşgücünün eğitim ve yaş dağılımları ise; • Toplam işgücünün % 18,1'ini 15-24 yaş grubundakiler oluşturmaktadır. • Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı % 46,6 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran % 78,6’dır. • Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı % 69,7 iken, kadınlarda % 22,8’dir. • Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı % 75,2 iken, kadınlarda % 33,7’dir. • Yükseköğretim mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı % 83,3 iken, kadınlarda % 72,1'dir. İşgücü dışında olanların % 46,9'u daha önce bir işte çalışmıştır. Buna göre; • Ekim 2009 döneminde işgücü dışında olup, daha önce bir işte çalışanların % 16,5'i “tarım", % 11,5'i "sanayi", % 3,1'i "inşaat", % 20,7'si "hizmetler" sektöründe çalışmış, % 48,2’si ise 8 yıldan önce işten ayrılmıştır. • Daha önce bir işte çalışıp, söz konusu dönemde işgücü dışında olanların (12 milyon 472 bin kişi); • % 10,5’i emeklilik, • % 6,4'ü mevsim gereği, • % 7'si sağlık nedeniyle, • % 4,2’si eşinin isteği ve evlilik, • % 4,5’i işten çıkartılma/işyerinin kapanması, • % 3,8'i işinden memnun olmama, % 15,5’i diğer nedenlerle en son çalıştıkları işten ayrılmışlardır. İlgili dönemde işgücü hareketleri; 50 • Ekim 2009 döneminde 1 milyon 976 bin kişi işe yeni başlamış veya iş değiştirmiş olup, bunun toplam istihdam içindeki oranı % 9'dur. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin %33,2'si 25-34 yaş grubundadır. • Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin %18,6'sı "sanayi", % 37,2'si "hizmetler", %21,9'u "inşaat" sektöründe, %22,3'ü ise "tarım" sektöründe işe başlamıştır. Mevcut işsizlerin %13,8’ini (456 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluşturmaktadır. Ayrıca Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre, küresel krizin etkisiyle özel sektör işçi alımlarını durdururken, kamu personeli alımında rekor artış yaşandı. Şöyle ki geçen yılın Ocak ayına göre 2009'un aynı döneminde özel sektöre yapılan toplam işe yerleştirmeler yüzde 30 oranında azaldı. Kamu sektörüne yapılan işe yerleştirmeler ise yüzde 214 oranında arttı. İşe yerleştirmelerin yüzde 19,7'si kadınlardan oluşurken, yüzde 20,2'si gençlerden oluştu. Ama daha önemli olanı, işgücü olarak saptanan 25,319 milyonun içinde “işgücü” sayılmadığı için yer almayan, bu nedenle işsizlik rakamlarına yansımayan ve işsiz sayılması gereken nüfustur. Bu nüfusun “işgücü” olarak tanımlanmaması, gerçek işsizliğin boyutlarının görülmesini de engellemektedir. Gerçek işsiz sayısını görmek için, 3 milyona yaklaşan açık işsizlere, “umudunu yitirmişlerin”, “iş aramayan, iş bulursa çalışacakların”, “mevsimlik işçilerin”, “eksik istihdam” başlıklarındaki işsizlerin de eklenmesi gerekir. O zaman gerçek işsizlik oranının daha fazla olduğu görülecektir47. 47 Mustafa SÖNMEZ: “Gerçek İşsizlik Yüzde 26’ya Yakın, Gelecek Daha Da Ürpertici ", http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=22162, 17 Şubat 2009 51 2. SOSYAL DIŞLANMA 2.1. Sosyal Dışlanmanın Tanımlanması Sosyal dışlanma kavramını anlatan çok sayıda eşanlamlı sözcük türetmek mümkündür. Şöyle ki, sosyal dışlanma kavramı çoğu zaman sınıfaltı, yoksulluk, yabancılaşma, irtibatsızlık, yoksunluk, marjinallik, bütünleşememe/entegre olamama gibi kavramlarla bir arada kullanılmaktadır. Dolayısıyla buradan hareketle, dışlanma olgusunu somutlaştıracak kelimenin sınırlarının saptanması çok güç olduğundan, bu kavram, değişik alanlarda görev alan şahıslarca ve kurum/kuruluşlarca farklı anlamlar içerebilecek şekillerde tanımlanabilmektedir. Pek çok araştırmacı/teorisyen, sosyal dışlanma kavramı ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Saraceno, sosyal dışlanmayı iki başlık altında ele almaktadır. Bunlardan biri, çalışma hakkının elden alınması, diğeri ise toplumsal vatandaşlık haklarının (bunlar sadece çalışma haklarını kapsamaz, ayrıca eğitim, sağlık, hukuki, sivil ve politik hakları da içerir) herkese verilmemesi oluşturmaktadır48. Silver’a göre dışlanma, gerek anlamlı gerekse anlamdan uzak bir biçimde hemen hemen her tarafa yayılmış, daha sonra belli bir şeyi ifade etmek için hatta istediği şeyleri yapamayan kırılgan bireyler için dahi kullanılmıştır. Sosyal dışlanma kavramı öylesine çağrıştırıcı, belirsiz, çok yönlü elastikidir ki çok boyutlu cephelerden tanımlanabilmektedir. Levitas, sosyal dışlanmayı üçlü anlamı bulunan bir bütün olarak tanımlamaktadır. Terimin birinci anlamı, yoksulluğun sonuçlarından biridir. Şöyle ki bireylerin ve grupların topluma katılımındaki yetersizlikleri nedeniyle yaşadıkları yoksul olma durumları aynı zamanda onların sosyal dışlanmışlıklarını da ortaya koymaktadır. Böylece yoksulluk olgusunun derinliği artmakta, unsurları çoğalmaktadır. Sosyal dışlanmanın işsizliğin ve 48 Chiara SARACENO: Social Exclusion, Culturel Roots And Diversities Of A Popular Concept. Colombia Instıtute For Child And Family Policy At Colombia University Pres, 2002, 14. 52 dolayısıyla işgücü piyasasına katılamamanın bir sonucu olması ise ikinci anlamı oluşturmaktadır. Levitas tarafından ortaya konulan üçüncü anlam ise, sosyal dışlanma deyiminin, dışlanma kavramının hem ahlaki hem de kültürel karakteristiğinin bir fenomeni şeklinde olduğudur. Söz konusu hal suçluluk, işsizlik, çalışma etiğinden yoksunluk, refah sistemine bağımlılık gibi problemlerden beslenerek mana kazanmaktadır49. Tsakloglou ve diğerleri, sosyal dışlanmanın, akademik ve sosyal çevrelerce nasıl tanımlandığı hususunda araştırmalar yapmışlardır. Buna göre akademik literatür içinde sosyal dışlanma, daha etraflı bir şekilde tanımlanmaktadır. Şöyle ki sosyal dışlanma burada vatandaşların yada grupların sosyal, siyasal ve sivil haklardan mahrum edilmeleri veya toplumun temel iktisadi, siyasi ve sosyal işleyişiyle ilgili kararlara katılamama durumunu ifade etmektedir. İşgücü piyasasından dışlanma, yoksulluk, yoksunluk ve temel sosyal hakları uygulamada yetersizlik buna örnek olarak gösterilebilir50. Sosyal dışlanma olgusunu AB Katılım Raporu ise, bireylerin sivil, sosyal ve ekonomik açılardan topluma katılmalarının engellenmesi ve/veya gelir ve öteki kaynaklara (bireylere, aileye, sosyal ve kültürel faaliyetlere) erişimlerinde yaşadıkları yetersizlikler, yaşam kalitesinden ve hayat standartlarından memnun olmama durumlarıyla ilişkilendirilmektedir51. İngiliz Hükümetine bağlı Ekonomik ve Sosyal Araştırma Konseyi (ESRC) ise sosyal dışlanma kavramını, bireylerin ve hakların iki ayrı uçta toplanması, ayrıştırılması ve eşitsizleştirilmesi ve böylece acil hizmetlere ulaşabilmeden, en temel ihtiyaçları giderebilmeden yada sosyal ilişkilere ve sivil 49 aktivitelere katılabilmeden mahrum bırakılma süreçleri olarak Ruth LEVITAS: Breadline Europe, The Measurement Of Poverty, Bristol, Policy Pres, 2000,359. P.TSAKLOGLOU: Poverty And Social Exclusion In Europe, Cheltenham, Edward Elgar Publishing, 2002, 211-212. 51 European Commission, Social Protection Committee, a.g.r., 11. 50 53 değerlendirmektedir52. Yine İngiliz Hükümeti bünyesindeki bir diğer birim olan Sosyal Dışlanma Ünitesi (SEU)’ ne göre sosyal dışlanma kavramı, bireylerin, işsizlik, düşük beceri özellikleri, düşük gelir, elverişsiz koşullarda barınma, yüksek oranlardaki suçlar, sağlıkta meydana gelen bozulmalar ve aile yapılarının çözülmesi gibi birbirlerine bağlı handikaplar neticesinde içine girdikleri ıstırap verici durumlarını nitelemede kullanılan bir terimdir53. Sosyal bütünleşmenin karşıtı olarak ele alındığında sosyal dışlanma, sivil, politik, iktisadi ve sosyal vatandaşlık haklarından mahrum olma/edilme durumu olarak tanımlanmaktadır54. Bu tanıma göre, sosyal dışlanma, toplumla bireyin sosyal bütünleşmesini sağlayan sosyal, iktisadi, politik ve kültürel platformların tümünden veya kısmen yoksun olma dinamik sürecini ifade etmektedir. Bu nedenle, sosyal dışlanma sorunu, insanları, toplumsal yaşamdan uzaklaştıracak düzeyde maddi ve manevi yoksunluk içinde bırakan ve yine insanların haklarını ve yaşamlarını koruyacak, onları destekleyecek her türlü kurumdan ve sosyal destekten yoksun oldukları ölçüde de katlanarak büyüyen bir süreç olmaktadır.55 Sosyal dışlanmayı eğitim, sağlık, barınma ve mali kaynakların bulunduğu alanlardaki dezavantajları genelleyen bir tür süreçler ve modeller manzumesi içinde değerlendiren Atkinson ve Davoudi’ye56 karşılık; Amartya Sen istihdam, sosyal sigorta, eğitim, sağlık, beslenme, barınma, finans, piyasaları, politika, kültür gibi alanlardaki yetersizliklerin yoksunluğu biçiminde ele alarak daha geniş bir şekilde tanımlamıştır.57 Duffy ise, sosyal dışlanmayı kültürel, siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşama katılmada etkili bir şekilde 52 Economic And Social Research Council (ESRC), Most Older İn Deprived Areas Are At Risk Of Social Exclusion, Swindon, 2003,23. 53 Social Exclusion Unit (SEU): Preventing Social Exclusion, London, 2001, 10. 54 Alan WALKER ve Carol WALKER: Britain Divided, The Growth Of Social Exclusion In The 1980s And 1990s, London, Child Poverty Action Group Pres., 1997,8. 55 Isabel YEPEZ DEL CASTILLO: a.g.e., 614. 56 Rob ATKINSON ve Simin DAVOUDI: “The Concept Of Social Exclusion In The European Union , Context, Development Abd Possibilities ”, Journal Of Common Market Studies, Vol:38 No:3, 2000, 427-428. 57 Amartya K.SEN: Development As Freedom. New York, Knopf Press., 1999, 79. 54 yetersizlik hali ve toplumun eksen noktasına yabancı kalma ve bu noktadan giderek uzaklaşma olarak tanımlamıştır. Genel olarak sosyal dışlanma kavramı, insanın toplumsal etkinliklerin dışında kalması anlamına gelmektedir. İşsizlik, eşitsizlik, yoksulluk ve bunlarla ilgili yoksunluk, düşük eğitim, işgücü piyasasının dezavantajları, kötü barınma koşulları veya evsizlik, okur-yazar olamama, riskli koşullar içinde bulunma gibi her bir sosyal dışlanma numunesi, insanların toplumsal hayatla bütünleşmesini önleyen hemen hemen her toplumda karşılaşılan olgulardır. Ancak bu olgulara dayalı olarak işsiz, yoksul yada eşitsizliğe maruz kalan her insanın, her toplumda ve her önem içinde sosyal dışlanmış olarak kabul edilmesi güçtür. Çünkü gelişmiş ülkelerdeki işsiz insanın yaşamış olduğu sorunlar ile gelişmekte olan ülkelerdeki işsiz insanın yaşamış olduğu sorunlar ve yoksunluk seviyesi farklı seyredebileceği gibi, kimin yoksun sayılacağı ve ne çeşit bir sosyal koruma altına alındıkları ülkeden ülkeye değişiklik gösterecektir. Sosyal dışlanma sorunu, sosyal bütünleşmenin her zaman tam olarak gerçekleşmediğini, toplumsal düzenin, bazı grupları dışında bırakabilecek bir şekilde katmanlı bir yapılanma oluşturduğunu göstermektedir. Bu bağlamda sosyal dışlanma, kişisel hataların değil, yapısal süreçlerin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. 2.2. Sosyal Dışlanmanın Tarihsel ve Kavramsal Gelişimi 2.2.1. Avrupa’da Sosyal dışlanma kavramı, ilk olarak 1960’larda Fransa’da kullanılmıştır. 1970’li yıllarda ise yaşanan iktisadi kriz ve resesyon ile birlikte tüm dünya ülkelerinin dikkatini çeken bir kavram haline gelmeye başlamıştır. 1974 yılında Fransa’nın sosyal İşlerden sorumlu Bakanı Rene Lenoir, Fransız toplumunun 55 onda birinin toplumdan tecrit edilmiş/dışlanmış olduğunu belirterek, dışlanmış olan bu grupları da zihinsel ve fiziksel engelliler, suç işleyenler, hasta-bakıma muhtaç yaşlılar, istismar edilen çocuklar uyuşturucu madde bağımlıları, intihara meyilli insanlar, problemli aileler, marjinal-sosyal olmayan/asosyal insanlar ve diğer sosyal uyumsuzluk içindeki insanlar olarak vasıflandırmıştır58. Sosyal dışlanmanın gecekondulaşma, işsizlik ve aile hayatında meydana gelen bozulmalar gibi sosyal problemlerle ilişkilendirilmesi ise, 1980’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Çünkü, ekonomik kriz ve yeniden yapılanma süreçleri ve buna bağlı olarak sosyal refah devleti anlayışından giderek uzaklaşma bu dönemlere denk gelmektedir59. Sosyal dışlanma teriminin ilk olarak Fransa’da ortaya çıkmasının en önemli gerekçelerinden biri olarak da Fransa’nın gerek sosyalizmi gerekse liberalizasyon temelli bireyciliği kabul etmeyip, toplumsal entegrasyon kaynaklı bir sosyal refah devleti anlayışını benimsemiş olması gösterilebilir60. 1980’li ve 1990’lı yıllarda Fransa’nın dışındaki diğer Avrupa ekonomilerinde de işsizlik, yoksulluk ve marjinalliğin yeni biçimleri iktisadi, teknik ve sosyal değişiklikleri etkilediği gibi, refah devleti sistemlerinin de düzenleyici kapasitesini çözmeye başlamıştır. Böylece sosyal dışlanma kavramı, Fransa’nın ötesine geçerek İngiltere’nin ve kıta Avrupa’sının sosyal politika söylemlerine girmiştir. Bugün sosyal dışlanma, Avrupa Birliği (AB) sosyal politikasının odak noktası haline gelmiştir. Sosyal dışlanmanın iyileştirilmesi (yok edilmesi değil) AB’nin stratejik hedef, program ve politikalarının pek çoğunda yer almaktadır61. Sosyal dışlanma, sosyal ve siyasi problemlere neden olmaya başladığından, 1990’lı yılların başında “sosyal dışlanmayla mücadele ulusal politikalar rasathanesi“ tesis edilmiş ve 58 Hilary SILVER: “Social Exclusion And Social Solidarity: Three Paradigms ”, International Labour Review, Vol. 133, No:5-6, 1994, S.532. 59 Hilary SILVER: a.g.m., 532-533. 60 Arjan de Haan et al: Social Exclusion, An ILO Perspectve, Geneva, International Institute for Labour Studies (IILS), 1998, 367-369. 61 Peter ABRAHAMSON: “Researching Poverty And Social Exclusion İn Europa”, Journal Of European Social Policy, Vol:13, N O:3, 2003, 281-285. 56 böylece söz konusu sorunsallık niteliği taşıyan terim, yerel sınırları aşarak global alanda tartışma zemini bulmuştur62. Fransız kökenli dışlanma yaklaşımı, genellikle toplumsal ve kültürel boyutta ele alınırken, İngiliz kökenli dışlanma yaklaşımı ise, daha yaygın biçimde iktisadi ve gelir adaletsizliğinin yaşandığı alanlarda ele alınmaktadır. İşte buradan hareketle, insan hakları kavramı da dikkate alınarak hem Fransız hem İngiliz kökenli dışlanma algılamaları, AB’nin “sosyal dışlanmayla mücadele ulusal politikalar rasathanesi“nde bir araya getirilip, sosyal dışlanmanın çözümüne ilişkin zengin bir portföy elde edilmiştir. Maastricht ve Amsterdam Antlaşmalarında da sosyal dışlanma sorununa ve sosyal dışlanmayla mücadele faaliyetlerine yer verilmiştir. AB’de sosyal dışlanma terimi, eşitsizlik, ayrımcılık, işsizlik ve istihdam politikaları ile birlikte ele alındığı gibi, uzun süreli işsizlerin, vasıf seviyesi düşük işgücünün ve mültecilerin sorunlarıyla da ilişkilendirilerek kapsam bakımından genişleme göstermiştir63. AB’nin sosyal politikada saptamış olduğu en önemli amaçları arasında sosyal dışlanma ile mücadele, işgücü piyasasına katımın artırılması ve ayrımcılığın/eşitsizliğin bertaraf edilmesi vardır. Avrupa Konseyi’nin 1961 yılında ortaya koyduğu, 1996 yılında da revize edilerek genişletilmiş olan Avrupa Sosyal Şartı, sosyal politikaya gerçek anlamda Avrupa’ya özgü yaklaşım getirmektedir. Yaklaşım temel özelliğini, hak vurgusunda ve sosyal dışlanma kavramında bulmaktadır. Bu doğrultuda, özel durumları nedeniyle topluma eşit vatandaşlar olarak katılmakta zorlananların problemlerine yönelik uygulamalar, bir hak sorunu olarak gündeme gelmektedir. Hak kavramı, doğal olarak, devlet-vatandaş ilişkisi içinde ortaya çıkmakta ve politik yetki organlarının sorumluluklarını da 62 Graham J. ROOM: “Social Exclusion, Solidarity And The Challenge Of Globqalization ”, International Journal Of Social Welfare, Vol: 8, No:3, 1999, 166. 63 Faruk SAPANCALI: a.g.e., 6-7. 57 gündeme getirmektedir. Bu bağlamda sözü edilen önlemler, tek tek bireylerin, işletmelerin yada sivil toplum örgütlerinin iyi niyetli tavırlarının ötesinde, politik yetki mercilerinin yasal düzenlemelerle geliştirdikleri önlemlerdir. Ayrıca sözü edilen önlemler, ferdin sorumluluklarının ve bu sorumlulukları yerine getirebilmesi için ferde verilen desteğin ötesinde, social inclusion64 (dilimize çevrilmiş hali ile “sosyal içerme”yi) gerçekleştirmek üzere üstlenilmesi gereken bir siyasi sorumluluk bilincini yansıtmaktadır65. Bu açıdan bakıldığında, Avrupa yaklaşımıyla ABD’de geçerli olan yaklaşım arasında esaslı bir fark bulunmaktadır. Avrupa’da hak söylemi içinde beliren siyasi sorumluluk vurgusu, ABD’de şahsi sorumluluk vurgusuyla şekillenen sosyal siyaset ortamından oldukça farklı bir ortamın varlığına işaret etmektedir. Avrupa Sosyal Şartı’nın getirmiş olduğu ilkelerin ötesinde, sosyal siyasetin kurumsal çerçevesi açısından, Avrupa seviyesinde tam bir uzlaşma sağlandığını dile getirmek güçtür ama 2000 yılında Lizbon Stratejisi’nin gündeme gelişiyle birlikte bu yönde önemli adımlar da atılmaktadır. Lizbon yaklaşımının temel özelliği ise, Avrupa’nın küresel bilgi toplumunun yüksek rekabet gücüne sahip, önde gelen bir aktörü haline gelmesi biçiminde ifade edilen iktisadi hedeflerle, herkese en yüksek seviyede sosyal güvence sağlayarak “sosyal içerme” yi gerçekleştirmek şeklinde ifade edilen sosyal hedefleri aynı düzeyde ele almasıdır. Bu oldukça önemlidir ama aynı zamanda da iktisadi ve sosyal hedefler arasında bir gerilimin olduğu ve bu gerilimin Avrupa içinde ciddi tartışmalara yol açtığı da bir gerçektir. Şöyle ki, neo-klasik iktisat savunucuları, her yerde olduğu gibi Avrupa’da da asıl olanın iktisadi gerçeklik olduğunu, sosyal hakların ancak yüksek rekabet gücü amacıyla çelişmedikleri nispette geçerlilik taşıdıklarını öne sürmektedirler. Buna karşılık, sosyal hakları savunan kesim ise, sosyal dışlanma tehlikesine karşı toplumu bir arada tutan sosyal tedbirlerin iktisadi amaçların gerisine 64 Sosyal dışlanma olgusunun zıttı olan bu terim, dilimize genel olarak sosyal içerme şeklinde tercüme edildiği gibi, sosyal içericilik biçiminde tanımlamaya yer veren kaynaklar da vardır. Sosyal içerme/içericilik kavramını, sosyal dışlanmaya maruz kalan birey veya grupların iktisadi ve toplumsal yaşamda yer almalarına engel olan faktörlerin ortadan kaldırılarak, yaşam düzeylerinin toplum içerisinde kabul edilebilir bir düzeye getirilerek, toplumla bütünleşmelerinin sağlanması şeklinde betimlemek mümkündür. 65 Arif GENİŞ: “Avrupa Sosyal Modeli, Endüstri İlişkileri Ve Sendikalar ”, Petrol-İş Dergisi Eki: Sendikal Notlar, Sayı:18, Haziran 2003, 94-103. 58 itilemeyeceklerini savunmaktadır.66 Lizbon Stratejisi’nde, aksayan yanların yeniden yapılanması süreciyle birlikte, Açık Eşgüdüm Yöntemi adı verilen bir yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemle, Birlik’e üye ve aday ülkelerdeki sosyal politika uygulamaları arasında, Birlik seviyesinde net şekilde tanımlanmış belirli göstergelere dayanılarak, yine Birlik seviyesinde tanımlanan hedeflere doğru, bir uyum sağlanması amaçlanmaktadır. Sosyal dışlanmayı önlemeye yönelik çalışmalar bağlamında ise, bu doğrultuda bir dizi gösterge belirlenmekte ve üye ülkelerden kendi ülkelerinde var olan durumu ortaya koyabilmek üzere söz konusu göstergelere uygun istatistiki veriler hazırlamaları ve bu veriler temelinde Ulusal Eylem Planları yapmaları istenmektedir. Daha sonra bu ülkelerin bu planlar çerçevesinde sağladıkları ilerlemeler, müşterek platformlarda birbiriyle karşılaştırılarak, sürekli bir değerlendirmeye tabi tutulmaktadır67. Bu durum, hem belirli bir izlenim hem de ülkelerin birbirlerinin tecrübelerinden faydalanmalarını sağlayan bir yaklaşımı ortaya koymaktadır. Avrupa’da inşa edilmesi gerektiği söylenen insan hakları kavramı, AB’de dışlayıcılıktan ziyade, sosyal içerme özelliği taşımakta, haklar ve sorumlulukların eşitliğini vurgulamaktadır. İçerme ve dışlanma süreçlerinde, kompleks sayılabilecek yolların iyileştirilmesi için konunun eğitim ve öğretim programları ve projeleriyle tanıtılması zorunlu görülmektedir. AB eğitim programları ve projelerinde birçok düşünce, davranış değişikliği ve sosyal dışlanma yer almaktadır. Söz konusu eylem planları, Avrupa boyutuyla vatandaşlık eğitimine potansiyel olarak katkı yapmaktadır. Bu programlar ve spesifik projelerin pek çoğu, dışlanma ile savaşma gibi temalar, doğrudan vatandaşlık eğitimiyle ilgilidir68. 66 Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Formu Departmanı, “Avrupa’nın Sosyal Politikası” ,Radikal İki, 6 mart 2005, 5. 67 European Commission Social Protection Commiitee, Report On Indicators In The Field Of Poverty And Social Exclusion, Brussels, 2001, 59. 68 The Report Of University Of Birmingham, “The Contribution Of Comminity Action Programmes İn The Fields Of Education, Training And Youth To The Development Of Citizenship With A European Dimension ”, 1997, http://europa.eu.int/comm/education/citizen/Amsterdam.pdf. (Erişim tarihi: 20/11/2009) 59 Sosyal dışlanmanın Avrupa’daki seyri ele alınırken, İngiltere’ye özellikle değinmek gerekir. Çünkü sosyal dışlanmaya karşı geliştirilen politikaların ortaya çıkmasını sağlayan yada bu politikaların kurumsal zeminde gelişmesine vesile olan ülkelerin başında İngiltere gelmektedir. Şöyle ki, İngiltere’nin 1997 yılında Çalışma Bakanlığı tarafından kurulan Sosyal Dışlanma Ünitesi69, Sosyal Dışlanma Çözümleme Merkezi ve kendisine bağlı Kabine Bürosu, sosyal dışlanmayla ilgili politikaların koordinasyonunu temin etme gibi çalışmaları ve faaliyetleri bulunmaktadır. 2.2.2. Amerika Birleşik Devletleri’nde Toplumdaki bazı kesimlerin sermaye birikim sürecinin dışında kalması ve iktisadi büyümeden adil şekilde yararlanamaması üzerine odaklanan ve özellikle kıta Avrupa’sında önem arz eden dışlanma teriminin, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) kendine özgü bir seyri vardır. ABD’de dışlanma kavramı yerine, sınıf-altı kavramı kullanılmaktadır.70 1960’lı yılların başlarından itibaren kalkınma iktisadının mimarlarından olan Gunnar Myrdal tarafından ABD üzerinde yapılan çalışmalardaki ana tema, sistemden dışlananların ciddi bir yoksulluk içinde bulunmaları ve toplumda bir ayrımın oluşmasıdır. Sınıf-altı olgusunun, ABD’nin istihdam imkanlarının da azalması neticesinde işgücü içerisinde sürekli bir şekilde yer alamayan/almayan, daha genel olarak yetişkinlerin iktisadi yapının dışında kalması ve sosyal açıdan kenara itilmesi/ötelenmesi durumunu ifade ettiği söylenebilir71. Sınıf-altı kesimler 69 Herbert J.Gans’a göre, dışarıda bırakılmış, sistem dışına Ünite, 1998 yılından itibaren çeşitli alanlarda dışlanma olasılığı bulunan kitleler hakkında raporlar hazırlamaktadır. Okuldan kaçma ve dışlanma, yenilenen komşuluk ilişkileri, sokakta yaşayanlar, 16-18 yaş arası gençlerin eğitim-öğretim ve istihdamda yeni fırsatların sunularak aradaki gediğin kapatılması bunlardan bazılarını oluşturmaktadır. Social Exclusion Unit, “Prime Minister’s Speech on the Estabilishment of the Social Exclusion Unit ”, 1998, http://www.open.gov.uk/co/seumore/html (Erişim tarihi: 20/11/2009) 70 Adile ARSLAN: Türkiye’de Yeni Kentli Yoksulluk Biçiminden Bir Kesit, Van’daki Dere Kenarları. TMMOB Mimarlık Odası Yayınları, Ankara, 1998, 190. 71 Fikret ŞENSES: Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk. İletişim Yayınları, İstanbul, 2003, 90-91. 60 sürüklenmiş, sistem için artık işlev dışı olarak görülen yapıları açıklamakta72 ve bu kavram genelde çalışamayan/çalışmayan insanları, dilencileri, alkol yada ilaç bağımlılarını, evsizleri ve suçluları kapsamaktadır. Terimin kapsamı geniş olduğu için sosyal konutlarda ikamet edenler, kaçak göçmenler, çete üyeleri vb. gruplar da sınıf-altı kategoriye dahil edilmektedir. Bu terim ABD’ de ferdi ve yapısalcı olmak üzere iki temel paradigma üzerinde yoğunlaşmaktadır. yapmaktadır. Ferdi Şöyle ki paradigma, gönüllü sınıf-altı kesimi, işsizlik istihdam olgusuna vurgu olanaklarının kısıtlı olmasından çok işgücü piyasasının sunduğu fırsatlara kayıtsız kalmayla ilişkilendirmekte ve devletin sunmuş olduğu sosyal yardımların da bu kesimin çalışmama eğilimini yükseltici yönde etkide bulunduğunu savunmaktadır73. Bu paradigmada sınıf-altı gerçeği, bireysel özellikler, tutum ve davranışlarla ilişkilendirilmekte, ayrımcılık ve işgücü piyasasının özellikleri gibi faktörler ise yeterince dikkate alınmamaktadır74. Yapısalcı paradigma gönülsüzlüklerini, bu ise, kesimin sınıf-altı işgücü kesimin piyasasını çalışma gerçekçi ile ilgili olarak değerlendirmesinden ileri geldiğini savunmaktadır. Bu paradigma, kökenleri oldukça eskilere dayanan ayrımcılık yanında, ekonomideki yapısal değişikler neticesinde işlerin kent merkezlerinden giderek uzaklaşması, artan ulaşım maliyetleri, düşük ücret haddi, işsizlik, yetersiz çocuk ve bakım hizmetleri, gibi faktörlere yoğunlaşmaktadır. Sınıf-altı gerçeğini, kişisel etmenler ve toplumsal yardım politikası ile değil, ekonomik yapısal değişiklikler ve onların da etkisiyle oluşan sosyolojik değişikliklerle ilişkilendirerek, çalışma arzusunun, tüm bu yapısal nedenlerden dolayı azaldığını savunmaktadır75. 72 Zygmunt BAUMAN: Çalışma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar. Çev. Ümit Öktem, Sarmal Yayınevi, İstanbul, 1999, 101. 73 M.B.KATZ: “The New Politics Of Poverty-The Non-Working Poor In America ”, New York: Basic Boks, 1995, 5. 74 Fikret ŞENSES:a.g.e., 90-91. 75 M.L. Eggers ve D.S. Massey: “The Structural Determinants Of Urban Poverty-A Comparisın Of Whites, Blacs And Hispanics ”, Social Sciensces Research, Vol.20, No:3, 217. Akt. F.Şenses, A.G.E, 212-213. 61 Son çeyrek asırda, başta ABD olmak üzere iktisaden gelişmiş ülkelerin hemen hemen çoğunda meydana gelen yeni yoksullar, uzun süreli işsizlik nedeniyle sadece ekonomik olarak dışlanmamakta, her türlü sosyal ve siyasi gruptan ve yine aileden koparak politik ve sosyal dışlanma ile de karşılaşmaktadırlar. Dolayısıyla bu dışlanan kitleler, artık sınıfı bile olmayan sınıf-altı’nı (yeni yoksulları) ortaya çıkarmaktadır. 2.2.3. Diğer Ülkelerde Kıta bazında ele alındığında Latin Amerika’da (başta Arjantin, Venezüella, Peru, Uruguay, Meksika ve Brezilya olmak üzere) sosyal dışlanma kavramı yoksunluk, yoksulluk ve eşitsizlik bağlamlarında ele alınmaktadır. Toplumsal bütünleşmeden, sosyal ve politik haklardan yoksun bırakılma, sosyal dışlanmayı meydana getirmektedir. Bu bölgede dışlanmış kesinler, temelde üç kategoride incelenmektedir. Bunlar kentsel yoksullar, kentsel ergen nüfus ve çocuklar ile göçmenler ve evsizlerdir. Buna ilaveten, dışlanmanın bir başka yönü olan kültürel dışlanma, sosyal ağlar arasında ortaya çıkarken; politik alandan dışlanma ise, mülkiyet, sosyal koruma ve temel kamu hizmetleri (sağlık, eğitim, adalet) haklarından yoksun bırakılma süreçleri olarak tanımlanmaktadır76. Sosyal dışlanmanın Afrika kıtasındaki (Çad, Uganda, Zaire, Zimbabve gibi ülkeler) seyri ise, Avrupa ve Amerika toplumlarından farklı olarak, ülkeler düzeyinde geniş çeşitlilikte bir tablo ortaya koymaktadır. Şöyle ki Sahra-altı Afrika’da, sınıf-altı kesimin oluşumu çok yönlüdür ve dağılmış konumdadır. Aslında Afrika kıtası, yeraltı dünyası, dışlanmışların diyarı olarak görülmektedir. Bazı Afrika literatürleri dışlanmayı, doğrudan ulusal yuttaşlık bağlamında ilişkilendirmektedir. Buna göre, sömürge öncesi, sömürge ve sömürge 76 sonrası Afrika toplumlarında, bağımsızlık ve yabancılaşma Vilmar E.FARIA: “Social Exclusion And Latin American Analyses Of Poverty And Deprivation ”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995, 117-128 62 bağlamlarında, ulusal yurttaşlığın değişen görünümü, sosyal dışlanmayı belirlemektedir. Bununla birlikte sosyal dışlanma olgusunu irdelemeye ilişkin, en önemli bir başka literatür ise, terimin sosyal mal/hizmetler ve kaynaklara erişebilmede ve sosyal kimlikler ve grup üyeleriyle olan etkileşiminde ortaya çıkmaktadır. Cinsiyet, din, yaş, dil, ırk, köken, bölge ve ulus gibi etmenler sosyal kimliği belirlerken; ülke, emek, ücret seviyesi, enformel istihdam, krediler, girdiler, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, büyüme ve kalkınma projeleri, siyasi temsil ve siyasi güç gibi unsurlar da mevcut kaynakları ve sosyal mal/hizmetleri betimlemektedir. Dolayısıyla dışlanma sorunu, söz konusu etmen ve unsurların biri yada bir kaçından yoksun bırakılma veya ötekileştirme olarak ifade edilmektedir77. Tarımsal alanlardan uzak bırakılma, Afrika’da en yaygın dışlanma biçimlerindedir. Özellikle kırsal alanlarda gerçekleşen bu dışlanma biçimi, iç göçe neden olmaktadır. Bu durum formel olmayan piyasalar dışındaki alanlarda istihdamın daralmasına neden olarak, dışlanmanın bir diğer açılımına da neden olmaktadır. Böylece, hem kırsal hem kentsel yerlerde gelir getirecek eylemlerden ve geçimden dışlanma ortaya çıkmaktadır78. Asya ülkelerindeki dışlanma ile ilgili literatüre bakıldığında ise parçalı bir durum ortaya çıkmaktadır. Rusya federasyonu sınırlarında Sosyal dışlanma terimi, kırsal kesimde yaşayanları, orta katmandaki ücretli sınıfı ve uzun süreli işsizleri79; Tayland’da ise kadınları, etnik azınlıkları, eğitimden yoksun çiftçileri, enformel sektörde çalışan işçileri ve köprü altında yaşayan evsizleri80 kapsamaktadır. Hindistan’da sosyal dışlanma, kimi refah haklarından mahrum bırakılma manasında ele alınmaktadır. Bunları sağlık, eğitim, barınma, içme 77 Charles GORE: “Social Exclusion And SOCİAL CHANGE: Insaighs İn The African Literature ” Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995, 103-112. 78 Faruk SAPANCALI: a.g.e., 12. 79 Natalia TCHERNINA: “Patterns And Processes Of Social Exclusion İn Russia”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995, 131-140. 80 Ruhi SAITH: “Social Exclusion: Concept And Application To Developing Countries ” Queen Elizabeth House Working Paper Series (QEHWPS, No:72, Oxford: Oxford University Press, 2001, 9. 63 suyu temin edebilme ve sosyal güvenlik olarak ifade etmek mümkündür. Ayrıca sosyal dışlanma kavramı, asgari gelirden ve temel mal ve hizmetlerden dışlanarak giderek yoksullaşma, istihdamdan dışlanma, haklardan özellikle çocuk işçiliğinin kullanılması bağlamında çocukluk döneminin güvence altına alınması hakkından mahrum bırakılma ve Hindistan’a özgü olan kast biçiminde yapılaşmalar gibi toplumsal problemlerle birlikte ele alınmaktadır81. Arap ülkelerinde (Tunus, Yemen gibi) sosyal dışlanma teriminin kavramsallaştırılma süreci ise, belirli grupların kendi deneyimleri ışığında bir kavrayış getirmek suretiyle toplumsal olarak dışlanma eylemini ele almaları ve tanımlamaları biçiminde ilerlemektedir. Bu bağlamda söz konusu kitleler, dışlanma kavramını kendilerine göre karakterize ettiklerinden, farklı yaşam koşullarına ve sosyal statülere sahip hemen hemen her ferdin algılaması da buna göre farklılık göstermektedir. Örneğin ev hanımları çalışma’yı sosyal bütünleşmede kilit olarak görürüler. Oysa çalışan kadınlara göre sosyal dışlanma okur-yazarlıkta, engelli olma durumlarında ve cinsiyet ayrımında kendini göstermektedir. Buna karşılık pek çok işsiz insan sosyal dışlanmayı, gelirden yoksun bırakılma, marjinalleştirme olarak tanımlamaktadır82. Ayrıca dışlanmışlık, Arap ülkelerinin pek çoğunda, hem toplumsal hem de iktisadi açıdan büyüme ve kalkınmanın sağlanmasında önemli sorunların başında gelmektedir. 81 Paul APPASAMY : “Social Exclusion İn Respect Of Basic Needs İn India ”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995, 237-252. 82 Mongi EDOUİ VE Ridha GOUIA: “Patterns And Processes Of Social Exclusion In Tunisia ”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995, 161-174. 64 2.3. Sosyal Dışlanmanın Özellikleri 2.3.1. Çok Boyutluluk Sosyal dışlanmanın çok boyutluluk özelliğinden anlaşılan, çok sayıda ve farklı boyutlarla ele alınan bir durumu ifade etmesidir. Bu bağlamda eğitim, barınma, sağlık, istihdam, yasal ve siyasi sistemler ve sosyal ağlar sosyal dışlanmanın hissedildiği akla ilk gelen boyutlarını oluşturmaktadır.83 Sosyal dışlanmanın çok boyutluluk ilkesi gereği, Avrupa Birliği, sosyal dışlanma sorununa bir taraftan tematik bir taraftan da tahlili bir perspektiften yaklaşarak, sosyal dışlanma sürecini oluşturan önemli kriterleri şöyle özetlemektedir84; • Barınma ve evsizlik, • Çalışma koşulları, • Eğitime ulaşılabilirlik, • Gelir, vergileme ve sosyal koruma • İstihdam, işsizlik ve eğitim • Sağlık, sosyal hizmetlerden yararlanabilirlik ve komşuluk desteği, • Tüketim ve borçlanma. Çok boyutluluk, izole edilmişliğin ve / veya yoksunluk sürecinin değişik türde kaynaklarının olması ve değişik süreçlerle (iktisadi, sosyal, siyasi, kültürel) ilgili olmasını ifade etmektedir. Bu durum, disiplinler arası bir 83 Ajit BHALLA ve Frederic LEPEYRE: “Social Exclusion: Towards an Analytical and Operational Framework”,Development and Change, Vol. 28, No: 8, 1997, 423 – 433. 84 Avila KILMURRAY: “Beyond The Streo – types”, Social Exclusion and Social Inclusion, Democtatic Dialogue Report No: 2, Belfast ESRC Pres, November 1995, 36. 65 algılamayı da gerekli kılmaktadır. Çok boyutluluk durumu sadece ekonomik, sosyal, siyasi alanların odak noktalarını değil buna ek olarak toplumbilim, kent bilim, hukuk, psikoloji bilimlerini de kapsamaktadır. Sosyal dışlanma, çok boyutlu bir özelliğe sahip olduğu için karşılıklı nedensellik zinciri kuran pek çok öğeyi de çözümleme olanağına sahip olmaktadır. Böylece, ayrıntılı ve karmaşık olan sosyal dışlanma sorununun anlaşılması mümkün olabilecek ve çok daha etkin ve etkili kamu politikalarının uygulanması için uygun şartların oluşturulması sağlanabilecektir. Sosyal dışlanmanın, önem sırasına göre majör boyutları ise; emek piyasasından dışlanma, ekonomik dışlanma, kültürel dışlanma, kurumsal dışlanma, marjinalleşerek genel olarak toplumdan dışlanma şeklinde düşünülebilir. Söz konusu değişik türe sahip olan bu boyutlar, özde birbirlerinden kesin çizgilerle ayrılmış yada taban tabana zıt olmamakla birlikte, tam aksine her zaman aralarında karşılıklı bir etkileşim bulunmaktadır. Şuna dikkat edilmelidir ki; sosyal dışlanma sorununun herhangi bir boyutta incelenmesi sırasında, diğer boyutlarla olan ilişkilerin de dikkate alınması gerçekçi bir analiz için gerekli olmaktadır. 2.3.2. Görecelik (Rölativite) Sosyal dışlanma, dezavantajlılık içeren durumları karşılaştırdığı için göreceli bir duruma sahip olmaktadır. Yani dışlanma olgusu, bireylerin ve grupların kimi alanlara (kaynaklara, fırsatlara, yetki ve güç sistemleri gibi) erişememe durumunda ortaya çıksa bile, sosyal dışlanmanın hangi alanlarda başladığı yada hangi anlaşılamamaktadır. alanları Çünkü bu öncelikle durum etkilediği herkese net göre olarak farklılık gösterebilmektedir. Bu nedenle izafi bir çerçeve içinde yer alan sosyal dışlanma, farklı kişilere göre farklı manalar taşıyabileceğinden veya belirli ülke şartlarına göre tanımlanabileceğinden göreceli bir özelliğe sahip olmaktadır. Görecelik özelliği aynı zamanda sosyal dışlanmanın çok boyutluluğunun bir sonucu da olmaktadır. 66 2.3.3. Dinamizm Sosyal dışlanmanın bir başka özelliği ise, dinamik bir sürece sahip olmasıdır. Sosyal dışlanmaya neden olan durumlar, zamanla daha yoğunlaşmakta hatta kronik bir boyut olarak bir sorunlar zincirine neden olabilmektedir. Bu seyir aslında sosyal dışlanmanın dinamik bir yapıya sahip olmasından kaynaklanmaktadır.85 Sosyal dışlanma, sosyal değişim süreci içinde ise çok daha dinamik hale gelmektedir. Şöyle ki hem çok boyutlu hem de çok anlı olarak tanımlanabilen sosyal dışlanma, kendini oluşturan nedenlerin dinamik doğasını ve dışlanmaya maruz kalanların durumlarındaki dinamik değişimi ifade etmektedir. Özellikle bireyin beklentilerini göz önüne aldığımızda sosyal dışlanmanın dinamik yapısı daha çok ortaya çıkmaktadır. Çünkü bireyler sadece fiili olarak gelirden ve / veya bir işten yoksun olmalarından ötürü dışlanmış sayılmazlar. Buna ilaveten, gelecek kaygısı taşıma ihtimalleri nedeniyle beklenti ve umut oranları düşmekte ve dolayısıyla bir kenara itilmektedirler. Buradaki bireylerin beklentilerinden kastedilen sadece bireyin kendisinin değil bireyin eş ve çocuklarının da sosyal dışlanmanın kapsama alanına dahil olduğudur. Bu da sosyal dışlanma sorununun gelecek nesilleri de etkileyerek devam edebileceğini göstermektedir. Ayrıca, sosyal dışlanmanın dinamik özelliği ele alınırken, mevcut şartların da sürekli olarak güncellenmesi gerekmektedir. 2.4. Sosyal Dışlanmanın Ölçülmesi Bir sorunu oluşturan unsurları ortaya çıkarma, onun nedenlerine inebilme, onun tekrardan ortaya çıkacağı durumları ortaya koyabilme, onu önlemeye yönelik politikalar – planlar üretebilme veya bunun gibi kriterleri anlamlandırabilmede ana kriter, söz konusu sorunun ölçülebilirliği olmaktadır. 85 Eurostat, Task Force, Recommendations On Social Exclusion Poverty Statics, Document. CPS 98/31/2, Luxembourg, 1998, 24. 67 Yani sorun olarak görülen herhangi bir durumun çözümü onun ölçülmesi / ölçülebilir olması ile doğru orantılı bir seyir izlemektedir. Bu nedenle sosyal dışlanmanın ölçülmesi, bu veriler ışığında sosyal dışlanmanın seyrinin izlenerek, sosyal dışlanma ile hem mücadele edebilmek hem de çözüme yönelik politikalar oluşturabilmek açısından önemlidir. Ancak, sosyal dışlanmanın tanımlanması kadar, ölçülmesi de sorun yaratmaktadır. Sosyal dışlanmayı eksiksiz olarak ölçülmeyi sağlayan bir model oluşturmak oldukça güçtür. Çok boyutlu, göreceli ve dinamik bir özelliğe sahip olan sosyal dışlanma, yapısı gereği, çok çeşitli bileşenleri içerdiğinden onun bu kapsamını, genişliğini ve yoğunluğunu kapsayarak ölçen tek bir kıstastan söz etmek mümkün görünmemektedir. Ayrıca, sosyal dışlanma sadece nesnel anlamları değil öznel anlamları da içerdiğinden sadece nesnel veriler temelinde sosyal dışlanmayı ölçmek de yetersiz kalacağından bu durum sosyal dışlanmanın ölçülmesinde ayrı bir güçlük yaratmaktadır. Nitekim, bazı durumlar, öznel veriler ışığında değerlendirmeyi gerektirmektedir.86 Sosyal dışlanmanın çok yönlü doğası, sosyal dışlanmanın tek bir kriterle veya tek bir gösterge ile ölçülmesini, zamana ve mekana dayalı olarak tam bir karşılaştırma yapılmasını imkansız kılmaktadır. Bu durumda genel geçer olan bir yöntem ve göstergenin yokluğundan dolayı, her ülkenin kendine özgü farklı yaklaşımları geliştirmeleri gerekebilmektedir. Yine, ülke bazında da çoğu zaman net bir ölçüt de bulunmamaktadır. Sorunun ölçülmesine yönelik ortaya konulan birçok kıstasın ise, yakın bir gelecekte daha fazla unsuru içinde tutarak genişleme ihtimali yüksek görülmektedir. Sosyal dışlanmanın ölçülmesinde genel olarak iki farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilki, sosyal dışlanmanın doğrudan boyutlarının ölçülmesi bir diğeri ise sosyal dışlanmanın temelini oluşturan gerekçelerin kapsamının ölçülmesi üzerine odaklanmaktadır. Sosyal dışlanmanın uygun bir tanımının yapılması, unsurlarının saptanması, anketlerin yapılması ve 86 Stephan KLASEN: “Social Exclusion and Children In OECD Countries Some Conceptual Issues”, www.oecd.org/pdf/MOOOO8000/MOOOO8702.pdf (19.11.2001), 9. 68 uygulanması ve bunların istatistiki bir biçimde ölçümlenmesi gibi teknik konular nedeniyle, doğrudan ölçüm yaklaşımının belirgin sıkıntıları bulunmaktadır87. Sosyal dışlanmanın ölçülmesiyle ilgili birçok analiz bulunmaktadır. Bunlardan en dikkate değer olanlarından birini Berman ve Phillips çalışması oluşturmaktadır. Bu analize göre, sosyal dışlanma sosyal içermenin zıttı bir durum olmaktadır. Sosyal kalitenin bir boyutunu oluşturan sosyal içermenin türlü alanlarla ilgisi bulunmakta ve bu alanların her birinde de kendine has sosyal göstergeleri bulunmaktadır. Buradan hareketle, sosyal içermenin göstergeleri ile sosyal dışlanmanın ölçülmesi mümkün olabilmektedir. 87 Faruk SAPANCALI: a.g.e., 56. 69 Tablo 2: Sosyal İçericiliğin İlgi Alanları ve Sosyal Açıdan Göstergeleri Sosyal İlgi Alanı Sosyal Göstergesi Kalitenin Boyutu Sosyal güvenlik sistemine dahil olma Sosyal güvenlik hizmetlerine erişimin ve demografik değişkenler (yaş, cinsiyet, bölge, ırk, istihdam durumu vb.) yoluyla belirginleşen düşük gelirin dağılımı Emek piyasasına Tam ve yarı – zamanlı iş ve mesleklere erişimde demografik dahil olma değişkenler yoluyla beliren ayrımcılığın dağılımı Konut ve mülkiyete Komşuluk / semt ilişkilerine erişimin, barınmanın ve evsizlik dahil olma oranlarının dağılımı Sağlık hizmetlerinin Sağlık hizmetlerine erişimin ve ölüm oranlarının dağılımı kapsamına dahil Sosyal içericilik olma / içerme / kabul Eğitim sistemi ve Eğitsel hizmetlerine dahil demografik değişkenler yoluyla ortaya çıkan ayrımcılığın olma dağılımı Siyasal süreçlere ve kültürel hizmetlere erişimin ve buralarda Oy hakkı. Hükümetin temsilcisini veya üyesini oylayarak dahil olma seçebilme yetisi Toplum hizmetlerine Boş / sosyal yaşama hizmetlerine erişimin dağılımı vakitleri değerlendirmenin, STK’ye ve komşuluk dahil olma Sahip Olunan Fırsat eşitliğine yönelik ve ayrımcılığa karşı kanunlar ile Sosyal statünün sosyal aktiviteye erişimin dağılımı düzeyi Kaynak: Yitzhak Berman ve David Phillips, “Indicators of Social Quality and Social Exclusion at National and Community Level”, Social Indicators Research, No: 50, 2000, s. 334. 70 Bu analizde sosyal içerme sekiz farklı ilgi alanından oluşmakta ve her bir alana özgü sosyal göstergeler bulunmaktadır. Sosyal içericiliğe bağlı alanlar ise; sosyal güvenlik, eğitim, istihdam, sağlık, barınma, toplumsal hizmetler, siyasi ve sosyal süreçlere dahil olma ile ilgilidir. Sosyal dışlanma sorunu ise, sosyal içermenin etkisini yitirdiği veya tamamen ya da kısmen ilgisini kestiği alanlarda kendini göstermektedir. Analizdeki söz konusu olan bu sekiz alandaki göstergeler yardımı ile sosyal dışlanma süreci belirginlik kazanmaktadır. Yani, sosyal göstergeler yardımı ile toplumdaki insanların veya grupların ne oranda dışlandığı veya kabullenildiği ortaya çıkmaktadır. Sosyal dışlanmanın ölçülmesinde önem taşıyan toplumsal göstergelerin bir başka versiyonunu da Avustralyalı Profesör Saunders ortaya koymuştur. Burada, sosyal dışlanma, yoksulluk merkezli olarak yani satın alma gücü açısından ele alınmakta ve üç önemli şekilde ortaya çıkmaktadır. Sırasıyla bunlar, sosyal etkileşimden yoksun olma, ev/aile ile ilgili mahrumiyet ve son olarak da had safhada tüketim sıkıntısıdır88. Saunders’ın, sosyal dışlanmayı ölçümleyecek sosyal göstergeler dizisi ise, aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. 88 Peter SAUNDERS: “Can Social Exclusion Provide New Framework For Measuring Poverty? ”, Social Policy Research Centre (SPRC) Discussion Paper, No: 127, Sydney, The SPRC University Of New South Wales Publishing, October 2003, 11. 71 Tablo 3 : Dışlanmanın Formları ve Göstergeleri Dışlanmanın Formu Sahip Olduğu Göstergeler Bireyin her yıl, hafta sonları tatilini evinden uzakta geçirebileceği ölçüde satın alma Sosyal etkileşimden yoksun olma gücünden yoksun olması; her iki haftada bir defa geceyi dışarıda geçirmesine yetecek ve arkadaşlarıyla/ailesiyle ayda bir kez yemeğe gidebilecek düzeyde maddi durumunun el vermemesi Bireyin haftada bir defa yemeğini dışarıda yemek için satın alma gücünden yoksun Ev/aile ile ilgili mahrumiyet olması; elde edilen gelir ile yakıt, elektrik, su, telefon faturalarının ödenememesi, gıda için sıkıntı oluşturması ve evin ısıtılmasını sağlayamaması Elde edilen gelir ile otomobilin zamanında Yüksek seviyede tüketim sıkıntısı kaydının/sigortasının şeylerin satılması; rehin refah yapılamaması; olarak verilmesi sağlayıcı kimi yada kurumlardan destek istenmesi. Kaynak: Peter SAUNDERS: a.g.e., 12. Saunders’ın bulguları Avustralya’ya özgü olmakla birlikte sonuç itibariyle sosyal dışlanmanın çok anlamlılık, çok boyutluk özelliğini tekrar göstermekte ve ayrıca sosyal dışlanmayı yoksulluk (satın alma gücü) eksenli olarak ölçülmeye çalışmaktadır. Sosyal dışlanmanın ölçülmesinde kullanılan bir başka metot ise, Burchardt, Le Grand ve Piachaud tarafından ortaya atılmıştır. Buna göre 72 Büyük Britanya’da 1991-1995 yılları arasında yapılan dışlanmanın boyutları araştırmalarında, sosyal dışlanmanın ölçümlenmesinde kullanılan göstergeler, beş başlık olarak ele alınmış ve bu durum aşağıdaki tablo ile şematize edilmiştir. 73 Tablo 4: Dışlanmaya İlişkin Göstergelerin Tanımları Boyut Tüketim faaliyeti Dışlanma Düşük gelir Gösterge Hanehalkı gelirinin yarısının altında seyreden gelir Tasarruf eylemi Düşük servet Kendine ait konutunun olmaması; emekli maaşının olmaması veya belli bir düzeyin üzerinde birikiminin olmaması Üretim faaliyeti Üretim faaliyetlerinden Herhangi bir iş’te istihdam yoksunluk edilememe; tam zamanlı eğiitm/öğretim görme veya çocuğa bakma yada erken emeklilik Siyasi etkinlik Siyasal bakımdan uğraşı Seçimlerde oy kullanmama olmayan ve siyasi örgüte yada sivil toplum örgütlerine katılamama Sosyal etkinlik Sosyal açıdan izole edilmiş Beş yoksunluk herhangi noktasının birinde, birisinin yardımına muhtaç olması, ona destek verilememesi, dinlenilememesi, onun dışarıda tutulması Kaynak: Tania Burchardt, Julian Le Grant ve David Piachaud, “Aocial exclusion in Britain 1991-1995 ”, Social policy &Admnistration, Vo:33, No:3, Semptember 1999, 233. 74 Sosyal dışlanmanın ölçülmesi ile ilgili en detaylı analizlerden birini AB bünyesinde bulunan Sosyal Koruma Komitesi gerçekleştirmiştir. Komite, sosyal dışlanma alanında önemli ve ayrıntılı göstergeler ortaya koyup, sosyal dışlanmanın çok boyutlu olmasından hareketle, oldukça geniş sayıda göstergeler demeti ortaya çıkarmıştır. Komite, öncelik derecesine göre bu göstergeleri üç kategoride ele almaktadır. İlk derecedeki göstergeler, sosyal dışlanmaya liderlik eden en önemli unsurların etkilediği alanları kapsayan sınırlı sayıdaki kıstaslardan oluşmaktadır. İkinci derecedeki göstergeler, ana göstergeleri destekleyen ve sosyal dışlanmanın diğer boyutlarını ele alan göstergeleri meydana getirmektedir. Her iki seviyede bulunan göstergeler, üye ülkeler tarafından üzerinde hem fikir olunan, tanımlanmış ve ulusal eylem palanlarında bir başlık altında “sosyal içericilik” kapsamında ve ayrıca AB Komisyonu ile üye devletler Katılım Raporunda kullanılmıştır. Üçüncü derecedeki göstergeler ise, üye devletlerin kendi ulusal eylem planına sosyal içericilik şartnamelerine dahil etmek için birincil ve ikincil derecedeki göstergeleri kendi ülkelerine adapte etmeye yardım eden ve belirli alanlarda kendi ülkelerine özgü belirgin sorunları çözmede kullanılabilen göstergeleri ifade etmektedir.89 Üçüncü derecedeki göstergelerin ise, AB düzeyinde uyumlu bir yapı gösterme zorunluluğu bulunmamaktadır. Görüldüğü gibi sosyal dışlanma sorununun ölçülmesi, sosyal dışlanmanın tanımlanmasında yaşanan sıkıntılara benzer güçlükler taşımaktadır. Bunun yanında, sosyal dışlanmanın ölçülmesi, ölçümü yapan birey ve / veya kurumların sosyal dışlanma kavramını ele alış ve tanımlama şekillerine göre farklılık gösterebilmektedir. Kullanılan veri kaynakları da değişik türde yapılar taşımaktadır. Ancak sorun, sadece ölçümde yaşanan güçlüklerle sınırlı değildir. Kullanılan “sayısallaştırılabilir kıstasların” yanında “yapısal kriterlerin”de varlığı söz konusudur. Sonuç olarak, sosyal dışlanmanın kavramsallaştırılması, tanımlanması, ölçülmesi ve izlenmesi, 89 European Union Social Protection Committee, Repot On Indications In The Field Of Poverty And Social Exclusion, Brussels, October 2001, 3. 75 neden – sonuç ve mücadele politikalarının oluşturulması birlikte düşünüldüğünde, çözümlenmesi güç bir durumun ortaya çıktığı söylenebilir. 3. İŞSİZLİK VE SOSYAL DIŞLANMA ARASINDAKİ İLİŞKİ 3.1. Sosyal Dışlanma Nedeni Olarak İşsizlik Modern toplumlarda, çalışmanın/istihdamın ve özellikle ücretli istihdamın öne çıktığı ve yaşamı biçimlendirdiği görülmektedir90. Çalışma, analitik olarak bireysel, toplumsal ve sistemle ilgili merkezi bir öneme sahiptir. Çalışma, hem bireysel hayatın hem toplumsal düzenin hem de toplumun hayatta kalmasının ana unsurudur. Çalışma, bu üç düzeyi birleştirerek, aralarındaki iletişim ve işbirliğinin kurulması ve bunun sürdürülmesini sağlamaktadır. Son zamanlarda, ücretli çalışmanın bütünüyle ortadan kalkacağı beklentisi bulunmaktadır. Bu beklenti kimilerine göre abartılı bulunsa da artık 1970’lere kadar ki tam istihdam toplumu bulunmamaktadır. Uzun dönemde istihdam daralmakta ve işsizlik tüm endüstriyel toplumlarda artmaktadır. Sosyal dışlanma ile ilgili birçok çalışmada sosyal dışlanma doğrudan işgücü piyasası ile ilişkilendirilmektedir. İşgücü piyasasında, istihdama dahil olup-olmamak ya da istihdama dahil olma biçimi sosyal dışlanmayı belirlemektedir. Sosyal dışlanma süreçlerinin anlaşılması için çoğu zaman işgücü piyasasının işleyişinin anlaşılması önem taşımaktadır. Sosyal dışlanmanın işgücü piyasası ile olan ilişkisi iki boyutlu olarak değerlendirilmektedir. Birinci boyutu istihdamdan dışlanmak yani işsizlik şeklinde olmaktadır. Özellikle uzun süreli işsizlik önemli bir dışlanmışlar kümesini oluşturmaktadır. İkinci boyut ise, işgücü piyasası içinde ortaya çıkan 90 Helge HVID: “ Devalopment Of Work And Social (Ex) Inclusion”, Inclusion And Exclusiın: Unemployement And Non-Standart Employement In Europa, Ashgate Publishing, Aldershot,1999,35. 76 sosyal dışlanmadır. Bunlar, sağlam olmayan, güvencesiz işlerde çalışanlardan oluşmaktadır. İşsizlik aynı zamanda bir sosyal dışlanma biçimidir. Çünkü işsizlik işgücü piyasasından dışlanmadır. İşgücü piyasasından dışlanma ise, sosyal dışlanmanın ekonomik alandan dışlanma biçimini oluşturmaktadır. İşsizlik ve sosyal dışlanma arasında güçlü bir neden – sonuç ilişkisi bulunmaktadır. Çok boyutlu olan sosyal dışlanmanın hemen hemen her boyutunda işsizliğin etkisini görmek mümkündür. Bu nedenle işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişkiyi farklı boyutlarda analiz edebiliriz. Şunu da belirtmek gerekir ki işsizlik ve sosyal dışlanma arasında her zaman bire bir ilişki de kurulamayabilir. Örneğin, işsiz kalan bir kadın, ev işlerini görerek toplumda bir yere sahipse ve eşinin geliri temel aile gereksinimlerini sağlamakta yeterliyse dışlanmış sayılmayabilir.91 Bu bağlamda işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişkiyi kurabilmek için, işsiz kalan bireyin aynı zamanda toplumsal ve mesleki korumadan yoksun olması ve şiddetli bir gelir sıkıntısı içerisine düşmesi gerekmektedir.92 İşsiz kalan bireylerin sosyal dışlanma sürecinde geçirdikleri evreleri genel hatlarıyla şöyle sıralayabiliriz; işsiz kalan birey öncelikle çalışarak elde ettiği gelirden mahrum kalır ve gelir yoksunluğu içerisine düşer. Hayatını devam ettirebilmek için gereken geliri formel istihdam yoluyla elde edemediği için enformal sektörlerde çalışma yollarını aramaya başlar. Enformel çalışma ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceği gibi, yasal bir dayanağı olmadığından piyasada hem iş güvencesi bakımından hem sosyal güvenlik bakımından korunmasız şekilde çalışmaya neden olur. Enformel sektörde çalışmanın neticesinde insanların sosyal güvenlik şemsiyesi dışında kalması, sosyal risklerin kişiye vereceği maddi – manevi zararlardan kişinin korunmaması 91 Faruk SAPANCALI: a.g.e., 147. Gerit WAN KOTTEN: “Social Exclusion And The Flexibility Of Labour”, Social Exclusion In Europa, Ashgate Publishing, 1999, 60. 92 77 demektir. İşsizlik nedeniyle enformel sektörlerde yaşanan kayıt dışı istihdam, yasal olarak var olmayan işgücü piyasalarındaki sosyal dışlanmışlığı da beraberinde getirmektedir. 3.2. Gelir Yoksunluğu ve Tüketimden Dışlanma İstihdam, hem sosyal katılım hem de gelir dağılımı ve iktisadi kazanç sağlamaktadır. İnsanların, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla gerekli olan gelirden yoksun olmaları, iktisadi alanın dışında kalmalarına neden olur. İşsizlik de gelir yoksunluğu yani iktisadi alanın dışında kalma durumudur. İşsiz kalan bireyler emeklerinin karşılığı olan ücretlerinin dışında herhangi bir gelir kaynağına sahip değillerse ve işsizlik riskine karşı kendilerini koruyan bir sisteme dahil değillerse gelir yoksunluğu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Gelir yoksunluğuna düşmek demek insanların hayatlarını devam ettirebilmek için gereken harcamamaları yapamamaları demektir. İşsizlik, bireyde, gelir yoksunluğuna neden olurken, bu durum, mal ve hizmet piyasasından dışlanma anlamına da gelmektedir. Sosyal dışlanmanın ekonomik alana yansıyan ilk göstergesi ise mal ve hizmet piyasalarından dışlanma ile kendini göstermektedir. Mal ve hizmet piyasasından dışlanma, ekonomik bakımdan tüketimden dışlanma anlamına gelmektedir. Tüketim, minimum düzeyde belirli mal ve hizmetlerin tüketilebilmesidir ve geleneksel yoksulluk ölçüleri ile ilişkili bir kavram olarak değerlendirilmektedir.93 Ancak, dünya nüfusunun temel gereksinimlere ulaşabilme durumundaki farklılıklar, tüketimden dışlanmışlığın gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkelerde farklı düzeylerde olmasına neden olmaktadır. Dünya nüfusunun büyük çoğunluğu için dışlanma, yeme - içme, barınma gibi temel gereksinimlerin yeterince karşılanamamasıdır. Bu bağlamda, yeme – içme, barınma, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçları dahi karşılayamayan birey ve ailesi için toplumsal hayata katılma neredeyse imkansızlaşmaktadır. 93 Faruk SAPANCALI: a.g.e, 130. 78 İnsan varlığının ve üretiminin tamamen değişim değeri üzerinden tanımlanması, bizzat insan varlığını nesnelleştirerek, bu dışlanma sürecini pekiştirip, derinleştirmektedir.94 Yeni liberal politikalar, tüketimi, üretimin önüne geçirmektedir. Toplumları birer tüketim toplumu haline getirmektedir. Tüketim toplumu, tüketimin, temel gereksinimlerin karşılanıp karşılanmadığı göz önünde tutulmadan sürekli olarak tüketimde bulunmanın özendirildiği toplumdur. Bunun için de bireylerde yeterli bir alım gücü olmalıdır. Günümüz toplumunda içeride olmanın veya topluma dahil olmanın temel ölçütlerinden biri, mal ve hizmet piyasalarına (tüketime) erişim olarak değerlendirildiğinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda giderek artan miktarda kesimlerin tüketim kültürüne isteseler de ayak uyduramayacak duruma geldikleri görülmektedir. Böylece tüketebilen / topluma dahil olanlar ve tüketemeyenler / sosyal dışlanmışlar olarak kutuplaşmış bir toplum yapısı ortaya çıkmaktadır.95 Bu bağlamda sosyal dışlanmış birey, küresel anlamda tüketim kalıplarından ve kültüründen yoksun kalmaktadır. 3.3. Kayıt Dışı İstihdam ve Çalışan Yoksullar Uzun süre işsiz kalan birey, eğer kendisine ekonomik destek sağlayan kira, faiz gibi yan gelirden mahrumsa alım gücünde ani bir düşüş ile karşı karşıya kalır. Ücretten yoksunluk çalışan için hem kendi ihtiyaçlarını hem de ailede başka çalışan olmaması durumunda aile bireylerinin ihtiyaçlarını karşılayamamasına neden olur. İnsanın yaşamını sürdürebilmesi için gereken gelirden işsizlik nedeniyle mahrum kalması ve ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olması bireyi çoğu zaman eğreti çalışmaya, kayıt dışı çalışmaya sevk eder. Kayıt dışı istihdam ile işsizlik arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kayıt dışı ekonominin oluşumunda özellikle gelişmekte olan ülkelerde ekonominin 94 www.ihd.org.tr/rapozel/kongeransonuc2002/yoksulluk.htm (17.02.2003) Sibel ÖZBUDUN: “Küresel Bir Yoksulluk Kültürü mü? Yoksulluk, Şiddet ve İnsan Hakları İçinde, TODAİE, İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi Yayını, (Ankara, 2002), 62 – 66. 95 79 genel verimsizliği ve yaygın işsizlik önemli etkenlerdir. Bu niteliği ile gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışılık kronik ve yapısal bir karakter göstermektedir. Kayıt dışı sektör, istihdam edilenlerin tamamen kayıt dışında ve yasal hiçbir haktan yararlanamadığı, bu nedenle de emek maliyetlerinin oldukça düşük olduğu bir alandır. Bu tip bir çalışma şeklinin görünürdeki olumlu etkisi, devletin sosyal politikalar üretemediği ve işsizlik riskini görmezden geldiği durumlarda işsizliğin oluşturacağı olumsuz etkileri ortadan kaldırır. Sadece çalışmak isteyen kişileri gelire kavuşturamaz aynı zamanda devletin üzerinde de işsizlerin ekonomi üzerindeki negatif etkilerini, atıllıklarını ortadan kaldırır. Bu bağlamda kayıt dışı istihdam bir taraftan yarattığı istihdam ile işsizlik sorununu gizlemekte, diğer taraftan ise gerçekleştirdiği düşük fiyatlı üretim ve hizmetler ile gelirleri azalan sermaye dışı kesimin yaşamını sürdürmesini ve böylece de sermayenin düşük emek maliyeti politikalarının sürekli olmasına sebep olmaktadır.96 İlk bakışta olumlu görülen bu yaklaşımlar aslında uzun vadede haksız rekabet ve meydana gelen vergi kaybı nedeniyle ekonomilere ağır yükler yüklemektedir. Bu ağır yükler işsizliğin azaltılmasına yönelik olarak ulusal seviyede alınacak kararları, uygulanacak politikaları ve getirilebilecek çözümleri sekteye uğratmaktadır. Ayrıca yeni istihdam alanlarının açılamaması nedeniyle işsizliğin ülke genelinde kronikleşmesine sebep olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde olduğu kadar gelişmekte olan ülkelerde de kayıt dışı istihdam ve eğreti istihdam, hem maddi anlamda hem de sosyo-psikolojik anlamda buralarda istihdam edilenleri sosyal dışlanmaya maruz bırakmaktadır. Aslında işgücü piyasasında yer alıyor gibi gözüken bu çevresel işgücü, adından da anlaşılacağı üzere merkezin yani asıl bütünün dışında kalmış, dışlanmış grupları oluşturmaktadır. Sosyal dışlanma, güvencesiz ve korunmasız olan bu işgücü için, gelir ve ilişkiler açısından olmak üzere iki 96 www.iscikonseyi.org/modules.php?name = Newsf file = print &sid = 33 (15.06.2003) 80 yönlü ele alınabilir. Gelir yönüyle bakıldığında, işletmelerin artan küresel rekabet ortamında işgücü maliyetlerini düşürmek eğilimlerinin sonucu olarak geliştirilen bu tür eğreti istihdam biçimlerinin, işgücünün elde etmiş olduğu ücret gelirinden önemli ölçüde gerilemelere neden olduğu görülmektedir. Günümüzde, ücretlerin gerilemesinin sonucu olarak insanlar çalışıyor olmalarına rağmen, yoksulluk sınırı altında yaşayıp gelir yoksunluğu çekmektedirler. Kayıt dışı ekonomi içinde çalışanlar, daha uzun süre çalışma karşılığında oldukça az miktarlarda gelir elde etmektedirler. Bu bağlamda Endüstri devriminin ortaya çıktığı dönemde karşılaşılan “çalışan yoksullar” kavramına yeniden dönülmekte ve insanlar çalıştığı halde toplumsal sistemin dışında kalabilmektedirler. Bununla birlikte, düşük ücretli güvencesiz işler, kararsız bir istihdam, işini kaybetme riski ile evlilik ve aile başarısızlıkları, sosyal ilişki yetersizlikleri arasında güçlü bir karşılıklı bağlantı söz konusudur. Bu da güvencesiz istihdam ile sosyal dışlanma arasındaki ilişkisel boyutu ortaya koymaktadır. Düzensiz ve güvencesiz bir işte çalışanlar arasında ayrılmaların, boşanmaların daha çok olduğu, aile içi bağların zayıfladığı, sosyal faaliyetlere katılımın düşük olduğu ve arkadaşlık, komşuluk ilişkilerinin zayıfladığı tespit edilmiştir.97 Böylece uzun süreli işsizlik veya kayıt dışı eğreti istihdam bireyler için maddi olduğu kadar maddi olmayan fayda yoksunluğuna neden olmaktadır. 3.4. Sosyal İlişkilerin Zayıflaması ve Sosyal Destek Yoksunluğu İşsizlik sonucunda yaşanan sosyal dışlanmanın bir uzantısı olarak zayıflayan sosyal ilişkiler, insanların sosyal yaşamla bütünleşmelerinin önündeki engellerden biridir. Zayıflayan sosyal ilişkileri iki boyutlu olarak incelemek mümkündür. Bunlardan ilki, çalışma hayatında kurulan sosyal ilişkilerin, işsizlikle birlikte sona ermesi veya zayıflamasıdır. Çalışma bir gelir 97 Ajit S. BHALLA ve Frederich LAPEYRE: Poverty and Exclusion ın a Global World. MacMillan Pres Ltd. (London, 1999), 76. 81 elde etmenin yanında başka insanlarla ilişki kurma, arkadaşlık olanağı, topluma faydalı olma duygusu ve sosyal birliktelik sağlama imkanı da vermektedir.98 Bu açıdan, çalışma gereksiniminin yanında oldukça yaygın bir çalışma isteğinin de var olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.99 Bu durum, çalışmanın, insanlar ve gruplar için bir doyum kaynağı olduğunun da bir göstergesidir. Çalışma ile elde edilen bu getirilerden yoksun kalmak ise insanın toplumdan dışlanmasına, kendisini dışlanmış hissetmesine neden olmaktadır. Sosyal ilişkiler ağının ve sosyal desteğin ikinci boyutu ise, aile, akrabalık, arkadaşlık ve hemşerilik gibi daha yakın ilişkilerdir. Bu ilişkiler, birey, gelir yoksunluğu içinde olsa dahi, maddi ve manevi destek sağlayarak sosyal dışlanmaya karşı bir engel oluşturma gücüne sahiptir. Bireyci toplumlarla, kolektivist toplumlardaki sosyal dışlanma dinamikleri arasında bu ikinci boyut açısından farklılıklar bulunmaktadır. Kolektivist toplumlarda sosyo – ekonomik düzey yükseldikçe maddi destek bakımından beklenti ve bağımlılık azalmakta, ancak duygusal bağlılıkta değişiklik olmamaktadır.100 Bu nedenle kolektivist toplumlarda sosyal ve duygusal destek diğer kurumlardan daha dinamik bir etkiye sahiptir. 3.5. Kurumsal Dışlanma / Kurumsal Destek Yoksunluğu İşsizlik neticesinde yaşanan sosyal dışlanmanın bir başka boyutu, toplumda bireyleri sosyal koruma altına alacak kurumların yetersizliğidir. Çünkü ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelire ve bir işe sahip olmayan, işi ve geliri olsa bile muhtaç durumda olanları, çocukları, yaşlıları ve kadınları koruyacak yasal ve kurumsal düzenlemeler sosyal dışlanmayı önlemede önemli bir yer tutmaktadır. Şöyle ki çalışanlara, işsizlere ve yardıma – bakıma muhtaç diğer kişilere yönelik sosyal güvenlik müesseselerinin gelişmiş olduğu 98 Ignace Glorieux, “Paid Work: A Crucial Link Between Individuals & Society”, Social Exclusion In Europa, der. Paul Littlewood et al., Aldershot, Ashgote Publishing, 1999, 68. 99 Meryem KORAY ve Alper TOPÇUOĞLU: Sosyal Politika. Ezgi Kitabevi, Bursa, 1995, 87. 100 Çiğdem KAĞITÇIBAŞI: İnsan – Aile – Kültür. Remzi Kitabevi, (İstanbul, 1990), 45. 82 ülkelerde, sosyal dışlanma sorununun nispi olarak daha az ortaya çıktığı görülmektedir. Üstelik söz konusu müesseseler, bireyciliğin ön plana çıktığı toplumlarda sosyal destek ve dayanışmanın önüne geçebilmektedir. Sosyal güvenlik kurumlarının nispeten yetersiz olduğu gelişmekte olan ülkelerde “dayanışma” olgusu, söz konusu kurumların yerine geçerek sosyal dışlanmayı önleyebilecek bir mekanizma olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak dayanışma ve yardımlaşma, gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bu nedenle sosyal dışlanmanın engellenmesinde süreklilik arz etmemektedir. Zamanla dayanışma ve yardımseverlik duygularında azalma, çözülme yaşanabilir. Bu yüzden bireyleri sosyal koruma altına alan kurumlar kadar etkili olamazlar. Kurumsal dışlanma veya kurumsal destek yoksunluğu eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçların karşılanmasında, özel yada kamu hizmetlerinden yararlanamamayı da içermektedir. Eğitim hakkının kullanılamaması, sağlığın korunamaması, sosyal hayatla bütünleşmek için gerekli olan niteliklerden yoksun olmaya, iyi bir iş bulamamaya neden olarak bütünsel bir etki ortaya çıkaracaktır. Nitekim eğitimine devam edemeyen bir genç, o anki dışlanmışlığın yanında gelecekte iyi bir iş sahibi olamama riskini de taşıyarak, gelecekte yaşaması muhtemel olan ekonomik ve sosyal dışlanmışlığın temellerini de atmış olacaktır. 3.6. Psiko – Sosyal Dışlanma İşsizlik, gelir yoksunluğu nedeniyle bir yönüyle ekonomik dışlanmaya yol açarken, diğer yönüyle de bireyler üzerindeki sosyal ve psikolojik olumsuz etkileriyle psiko – sosyal dışlanmaya neden olmaktadır. 83 İşsiz kalan birey, çalışma hayatının dışında kaldığı için niteliklerini, kendine güvenini ve sezgilerini kaybeder. Bu durum bireyin gelecekte bütünüyle işgücü piyasasından dışlanmasına neden olur. İşsizlik bireyin özgürlüğünü yitirmesi anlamına da gelir. İşsiz kalan birey sadece sigorta, emeklilik, sağlık korunması hakkı gibi ekonomik olanaklara erişim özgürlüğünü değil, ortaklaşa bir yaşama katılım olarak sosyal faaliyetlere erişimi de kaybeder. İşsizlik, ruhsal hasara ve mutsuzluğa neden olmaktadır. İşsiz kalan birey şiddetli acı ve ruhsal ıstırap çekebilir. Hatta uzun süreli işsizlikte intihar vakaları görülmektedir. Özellikle gençler arasında işsizlik, kişinin kendisine olan saygısını yok etmektedir. İşsizlik, klinik hastalıklara da neden olmaktadır. Bu hastalıklar, işsizlik nedeniyle yaşanan gelir yoksunluğundan kaynaklanabileceği gibi üzüntü, kendine olan saygının ve motivasyonun yitirilmesinden de kaynaklanır. İşsizlik, sosyal ilişkileri ve aile yaşantısını önemli ölçüde bozarak aile içindeki genel uyumu ve tutarlılığı zayıflatır. İşsiz kalan birey, zaman duygusunu ve buna bağlı olarak düzen algısını kaybeder. Bireysel ve sosyal mesleki perspektifleri yok olur. Bunun yerine sosyal açıdan itilmişlikle karşı karşıya kalırlar. İş arkadaşlarıyla olan sosyal ilişkilerden yoksunluk, iş yerindeki sosyal yaşamın uyarılarından ve sosyal çevreyle olan bağların kopması bir diğer olumsuzluktur. Bir yaşam ifadesi ve bir şeyler yapma ihtiyacının yeri olarak işteki meşguliyetin yitirilmesi, topluma yararlı olma ve işe yarama duygusunun kaybı söz konusudur. İşsizlik dönemlerinde kazanılan alışkanlıklar nedeniyle çalışma ortamı artık bu kişiler için oldukça sıkıcı hale gelmektedir. İşsiz birey, yeniden çalışmaya başlasa dahi işine karşı daha güvensiz olur. Güvensizlik, gerginlik ve sıkılmışlık bir araya gelerek bireyin depresyona girmesine ve toplum 84 dışında kalmasına neden olmaktadır.101 Bu da gösteriyor ki uzun süre işsiz kalan birey çalışmaya ve iş piyasasına karşı gücenmişlik içindedir. Gücenmişlik, işsiz kalan bireyleri ileride çalışabilecekleri çalışma ortamlarından soğutmakta ve sosyal dışlanmayı derinleştirmektedir. İşsizliğin birey üzerindeki psişik etkilerini inceleyen bilimsel çalışmalar 1929 Dünya Ekonomik Buhranı ile başlamaktadır102. Dünya Ekonomik Buhranından bugüne değin, işsizliğin nedenleri ve sonuçlarına yönelik araştırmalar başta ekonomi olmak üzere, sosyoloji ve psikoloji disiplinleri tarafından yürütülmektedir. Türk yazınında işsizlik olgusunu sosyolojik ve ekonomik açıdan inceleyen birçok çalışma bulunmaktadır. Ancak işsizliği psikolojik boyutu ile ele alan az sayıda çalışma bulunmaktadır. Erdoğan’ın103 İzmir’de yapmış olduğu araştırma, sosyolojik açıdan olmakla birlikte, işsizlerin içinde bulundukları psikolojik durumu açıklamaya yönelik bazı sorulara da yanıt aramaktadır. Karataş’ın104 Ankara’da yapmış olduğu çalışmada, genç işsizliğinin birey ve ailesi üzerindeki ekonomik, toplumsal ve ruhsal sonuçları; genç işsizlerin benlik saygı düzeyleri ile sürekli kaygı düzeyleri incelenmektedir. Kumaş’ın105 İzmir’de yapmış olduğu çalışmada ise; işsizliğin psiko-sosyal sonuçlarının çalışma yaşamı değerleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Yüksel’in106 Ankara da yapmış olduğu cinsiyet ayrımını da ele alan incelemesinde, İşsizliğin psiko-sosyal etkilerinin ne kadar olduğu sayısal olarak ifade edilerek tablolar bazında aşağıda gösterilmektedir. Söz konusu 101 102 49 Petek KELVIN – Joanna E. JARRETT: Uneployement: Its Social Psychological Effects. Mustafa TINAR: Çalışma Psikolojisi, (İzmir-1996), 103. Nihat ERDOĞAN: Sosyolojik Açıdan Kent İşsizliği ve Anomi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayın No:62, Ege Üniversitesi Basımevi, (İzmir-1991); 26-29. 50 Kemal KARATAŞ: Genç İşsizliği Ekonomik Toplumsal ve Ruhsal Sonuçları, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi Yayın No:2, (Ankara-1996), 44-58. 51 Hasan KUMAŞ: İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (İzmir-2001), 314. 106 İhsan YÜKSEL:İşsizliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2003, 21 85 tablolarda yer alan veriler aynı zamanda işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin boyutunu da göstermektedir. Tablo 5: Dışlanmışlıktan Kaynaklanan Kızgınlık Duymanın Cinsiyete Göre Dağılımı Kızgınlık Duyma CİNSİYET TOPLAM EVET SAYI - % HAYIR SAYI- % KADIN ERKEK 48 115 82.8 92.7 10 9 17.2 7.3 58 124 TOPLAM 163 89.6 19 10.4 182 (X² = 4.212 S.D. = 1 P<.05) Kaynak: İhsan YÜKSEL:İşsizliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2003, 29. Önemli sayılabilecek bir düzeydeki işsiz grubunun kızgınlık duyduğu saptanmaktadır. Tiggemann ve Winefield’ in107 yapmış olduğu çalışmada da benzer bulgular görülmektedir. Kızgınlık duyma durumları incelendiğinde erkek işsizlerin kadınlara göre daha fazla kızgınlık duydukları saptanmıştır. Bu farklılık istatistiksel açıdan .05 anlamlılık düzeyinde önemli bulunmuştur. Araştırma kapsamındaki işsizlerin büyük bir çoğunluğunun kızgınlık duyması hem bireysel hem de toplumsal açıdan önemli olumsuzluklara neden olmaktadır. Öncelikli olarak işsiz bireyin, zihinsel ve fiziksel sağlığında bozulmalara etkide bulunmaktadır. Öte yandan içinde bulunduğu çevreyle sağlıklı ve istendik ilişkilerde bulunmamasına neden olabilir. Bu ise toplumsal barışı zedeleyerek sosyal dışlanmayı artırmaktadır. 107 M.TIGGEMAN ve A.H. WINEFIELD: “The Effects Of Unemployment On The Mood, SelfSteem, Locus Of Control, And Depressive Affect Of Schoolleavers”,Journal Of Occupational Psychology,1984;37. 86 Tablo 6: Toplum Baskısını Duyumsama Durumunun Cinsiyete Göre Dağılımı Toplum Baskısını Duyumsama CİNSİYET EVET SAYI - % TOPLAM HAYIR SAYI- % KADIN ERKEK 33 100 56.9 80.6 25 24 43.1 19.4 58 124 TOPLAM 133 73.1 49 26.9 182 (X² = 4.212 S.D. = 1 P<.05) Kaynak: İhsan YÜKSEL:İşsziliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2003, 29. İşsizlik sürecinde toplum baskısını duyumsadığını belirten işsizlerin önemli bir çoğunlukta olduğu saptanmaktadır. Erkek işsizlerin kadın işsizlere göre daha fazla toplum baskısını duyumsadığı görülmektedir. Kadın ve erkek işsizlerin toplum baskısını duyumsama durumları arasında görülen bu farklılık istatistiksel açıdan .05 anlamlılık düzeyinde önemli bulunmuştur. İşsizlik sürecinde toplum baskısını duyumsamanın erkek işsizlerde daha fazla görülmesi, erkeklerin toplum içinde kabul edilen rolleriyle ilişkili olabilir. İşsizlik sürecinde işsiz bireyin işsizlik sonucunda yoksun kalmış olduğu olanaklar, yaşadığı olanaksızlıklar ve gideremediği, karşılayamadığı gereksinimler karşısında bulunmasının yanında, toplumsal baskı duyumsaması işsizlik sürecinin birey açısından ne denli ağır sonuçlar oluşturabileceğini göstermektedir. Toplumun, işsiz kalan bireyin işsiz olmasından sorumluluk duyması gerekirken, ulusal gelirden sıfır pay, bir diğer deyişle hiçbir pay alma olanağı olmayan işsiz bireye baskı oluşturması düşündürücü olmaktadır. Bu durum sosyal dışlanmayı beraberinde getirmektedir. 87 Tablo 7: Aile Ortamındaki Huzurun Bozulmasının Cinsiyete Göre Dağılımı Aile Ortamındaki Huzurun Bozulması CİNSİYET EVET SAYI - % HAYIR SAYI- % KADIN ERKEK 38 89 65.5 71.8 20 35 34.5 28.2 TOPLAM 127 69.8 55 30.2 TOPLAM 58 124 182 (X² = 4.212 S.D. = 1 P<.05) Kaynak: İhsan YÜKSEL:İşsziliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2003, 29. İşsizlerin işsizlik sürecinde aile ortamındaki huzurun bozulduğu sayısal olarak yukarıdaki tabloda ifadesini bulmaktadır. Erkek işsizlerin kadın işsizlere göre daha fazla aile ortamındaki huzurunun bozulduğu belirlenmiştir. İki grup arasında görülen bu farklılık istatistiksel açıdan .05 anlamlılık düzeyinde önemli bulunmuştur. İşsizlik sürecinde bireyin ailesinin istemlerini, gereksinimlerini karşılamada yetersiz ya da yoksun bulunması, belki de sağlık gibi yaşamsal düzeyde önemli olan gereksinimlerin karşılanamaması ailesel huzurun bozulmasına neden olmaktadır. Bozulan aile huzuru ise sosyal dışlanmaya zemin hazırlamaktadır. 88 Tablo 8: Depresyon Durumlarının Cinsiyete Göre Dağılımı Depresyon CİNSİYET VAR Sayı - % YOK Sayı - % TOPLAM KADIN ERKEK 44 113 75.9 91.1 14 11 24.1 8.9 58 124 TOPLAM 157 86.3 25 13.7 182 (X² = 7.773 S.D. = 1 P<.01) Kaynak: İhsan YÜKSEL:İşsizliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2003, 31. İşsizlerin depresyonlu olduğu saptanmıştır. Tiggemann ve Winefield’in yapmış olduğu çalışmada da benzer bulgular görülmektedir. İşsiz grubun daha depresif olduğu ve tekrar istihdam edilmeleri durumunda ise daha az depresif belirtiler gösterdiği belirlenmektedir. İşsiz kadınlara göre işsiz erkekler daha fazla depresyonlu bulunmuştur. İki grup arasında görülen bu farklılığın istatistiksel açıdan .05 anlamlılık düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır. Bu bulgu işsizlik sürecinde bulunan erkek işsizlerin kadın işsizlere göre daha fazla depresyonlu olabileceklerini belirtmektedir. Bunun nedeni erkeğin toplumda üstlenmiş olduğu rol ve bu rolün gerektirdiği sorumlulukları yerine getirememesi sonucu karşılaşmış olduğu durum olabilir. Depresyon sonucu yalnızlaşan işsiz birey, kendine ve topluma yabancılaşıp toplumdan dışlanmaktadır. Yukarıda bahsedilen etkilerin çoğu işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin bireysel boyutuyla ilgilidir. İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki toplumsal bazdaki etkileri de bulunmaktadır ve bu etkiler toplumun ve toplumsal hayatın akıbetini zedeleyici nitelikte olmaktadır. Yukarıda izah edilmeye çalışılan bireysel bazdaki sosyal dışlanma etkileri, toplum bazında daha keskin ve hatta kimi durumlarda kronik hale gelebilmektedir. Nitekim, dünya, toplumlardan, toplumlar da bireylerden meydana gelmektedir. Dolayısıyla dünyanın sağlıklı ve huzur içinde olması, toplumların sağlıklı ve 89 insani yönden gelişmiş olmasına, bu da doğal olarak toplumları meydana getiren bireylerin sağlıklı ve kendi onurlarına yaraşır bir hayat standardına sahip olmalarına bağlı bulunmaktadır. İşsizlik, işsizlik sonucu yaşanan yoksulluk, yoksunluk bireylerin özellikle suça olan eğilimlerinin artmasına, dolayısıyla sosyal kurumların ve sosyal kuralların kuşatıcı niteliğinin üzerine gölge düşmesine ayrıca tüm bunlarla birlikte yabancılaşma ve sosyal çözülme gibi toplumsal meselelerin de ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Son olarak, sosyal dışlanma sorununun toplum bünyesinde meydana getirdiği/getireceği handikaplara, örselenmesini, ahlaki sosyal ve sosyal değerlerin organizasyonların ve gerekliliği sorumluluk noktasında hissinin güven zafiyetini ve beliren isyankar tavır ve tutumları da ilave etmek gerekmektedir. Sonuç olarak işsizler ve işsizlik nedeniyle giderek artan şiddette güvencesiz, marjinal ve verimli olmayan işlerde çalışanlar hızla artmaktadır. Güvencesiz, marjinal ve verimli olmayan işlerde çalışanlar ise, “çalışan yoksullar” kavramı ile ifade edilmektedirler. İşsizler ve çalışan yoksullar ekonomik, sosyal ve psikolojik bakımdan toplumsal bütünün dışına itilmektedirler. Toplumsal tabanda da huzursuzlukların artmasına, sosyal barışın bozulmasına neden olmaktadırlar. Yani işsizlik hem bireysel hem de toplumsal olarak birçok sorunu özellikle de sosyal dışlanmayı beraberinde getirmektedir. İşsizliğin yarattığı sosyal dışlanmayı gidermek için işsizlikle mücadele etmek gerekmektedir. İşsizlik sorunu karşısında çözüm olarak benimsenen yaklaşım ve politikalar ülkeden ülkeye değişim göstermektedir. Bu yaklaşımlar arasında bir uçta işsizlik sorununun çözümünü ekonomik gelişmeye bırakan liberal yaklaşımlar yer alırken, diğer uçta ise bu sorunu toplumsal bir sorun olarak kabul eden ve istihdam politikalarına öncelikli bir yer veren yaklaşımlar bulunmaktadır. Ülkelere, dönemlere ve siyasal iktidarlara göre de toplumlar bu iki uç arasında bir yerde bulunmaktadır. İşsizlikle mücadele etmek bir yandan sosyal dışlanmayla da mücadele etmek anlamına gelmektedir. İKİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ 1. ARAŞTIRMADA KULLANILAN TEKNİK Araştırmada kullanılan teknik, literatürde nicel araştırma tekniklerinden olan alan araştırması diğer bir deyişle örneklem surveyi108 olarak da adlandırılan inceleme araştırmasıdır. Bu araştırma yönteminin kullanılmasının nedeni ise, kişisel ifadelere dayalı davranış, tutum ve karakteristiklere ilişkin araştırma yapılmasıdır. Araştırmada tercih edilen veri toplama tekniği/aracı ise, tam yapılandırılmış soru formu/ankettir. Yapılan yerli ve yabancı literatür taraması sonucu, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini ortaya çıkarabilecek anketler araştırılmış, doğrudan ilgili olmasa da Bristol Üniversitesi tarafından sosyal dışlanma ve yoksulluk üzerine hazırlanmış anket örneğinin çevirisi yapılmış daha sonra araştırmanın amacı doğrultusunda sorular yeniden düzenlenerek yeni bir soru formu geliştirilmiştir (Bkz: Ek 1). Anket formlarına ilişkin uygulama ise, araştırmacının ulaşma imkanı olan gruplara yönelik olarak tasarladığı ve yüz yüze görüşme ile gerçekleştirilen yöntemdir. Anket, hane halkına değil, doğrudan bireye özel uygulanmıştır. Hazırlanan görüşme formları/anketler ile Ankara’daki işgücüne dahil olan her bir gelir grubundaki çalışanların ve işsizlerin, kendilerini ne kadar sosyal dışlanmış hissettikleri veya öyle gördükleri karşılaştırmalı bir şekilde belirlenmeye çalışılmıştır. 108 Alan Araştırması (Survey) Tekniği: Sosyal bilimlere ilişkin pozitivist yaklaşım içinde geliştirilmiş olan, sosyal dünya hakkında nicel bilgi üreten, insanların yada sosyal dünyanın görünümlerini betimleyen araştırma tekniğidir. Alan araştırmasında cevaplayıcılar olarak adlandırılan çok sayıda insana, araştırma konusu hakkında kişisel sorular sorulmaktadır. 91 2. ARAŞTIRMANIN MODELİ Araştırma modelinde, araştırma değişkenleri arasındaki ilişkiler ortaya konur. Her araştırmanın bir modeli vardır. Bizim de araştırmamızın modeli, işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişkidir. Bu ilişki çerçevesinde de, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin yani işsiz bireylerin sosyal dışlanmışlığının araştırılmasıdır. Bu özelliği nedeni ile araştırmanın modeli, ilişkisel ve etkisel bir taramadır. İlişkisel-etkisel tarama modelinde, iki yada daha çok sayıdaki değişken arasında, birlikte değişimin varlığı yada derecesi belirlenmeye çalışılır. 3. ARAŞTIRMANIN PROBLEMİ Özellikle 1980’li yıllardan sonra ekonomik alanda yaşanan, küreselleşme, artan rekabet, küçük ölçekli işletmelerin öneminin artması, ilerleyen teknolojik değişmeler gibi yapısal değişimler beraberinde işgücü piyasasında da değişimi getirmiştir. İşgücü piyasası, tüm bu hızlı değişimlere ayak uydurmaya çalışarak, yeni bir yapılanma içine girmiştir. İşgücü piyasasında katı olarak nitelenen düzenlemelerin özellikle piyasa lehine yumuşatılarak değiştirilmesi, esneklik uygulamalarının önem kazanması, sürekli ve tam zamanlı çalışma yerine yarı zamanlı çalışma, kısmi çalışma gibi yeni tip çalışma türlerinin ortaya çıkması, daha az iş güvencesinin olması gibi değişimleri beraberinde getirmiştir. Tüm bu yaşanan yapısal değişimlerin sonucu olarak da, bir yandan hızla değişen iş piyasasına ayak uyduramayan işverenlerin olması, bir yandan yaşanan değişimlerin beraberinde krizleri ve durgunlukları getirmesi sonucunda, işyerleri ya kapanmış yada küçülmüş ve çalışanlarını işten çıkarmalar başlamıştır. Diğer taraftan da yaşanan yapısal hızlı değişimlere ayak uyduramayan işçiler de (nitelikli-niteliksiz işgücü ayrımı ortaya çıktığından) işgücü piyasasının dışına itilmeye başlanmış ve işsizlik giderek artmıştır. Bu şekilde formel işgücü piyasasından dışlanan işçiler, yaşanan 92 değişimler sonucu iş bulmanın da çok zor olduğu bu ortamda, işsiz kalmamak için, çevresel işgücü dediğimiz küçük bir krizde hemen işten çıkarılacak işlerde, ikincil sektör dediğimiz informel alanlarda düşük ücretlerle ve sosyal korumdan yoksun olarak çalışmaya yönelmişlerdir. Bir yandan işsizlik artmış bir yandan da çalışan yoksullar dediğimiz yeni bir çalışan kesim ortaya çıkmıştır. Sonuçta hem işsizler hem de çalışan yoksullar işgücü piyasasının dışlanmış kesimini oluşturmaktadır. Sosyal dışlanma ise, kapsamının giderek genişlemesi sonucu tanımlanması giderek zorlaşan, bu nedenle tek bir tanımı olmayan, değişik bakış açılarına göre anlamlar yüklenen, farklı kesimlerce farklı şekillerde algılanan, tanımlanan bir kavram olmasına rağmen özellikle, 1980’li yıllardan itibaren yaşanan bu değişimler sonucu, işgücü piyasasında dışlanmaların giderek artması nedeniyle artık, işsizlikle birlikte anılmaya başlanmıştır. Bu bilgiler ışığında, araştırmanın problemi, işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişki çerçevesinde, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin araştırılmasıdır. Bunun için, işsiz bireylerin sosyal dışlanmışlığı yani kendilerini hangi alanlarda ne kadar sosyal dışlanmış hissettikleri ve algıladıkları, çalışan bireylerle karşılaştırılarak, araştırılmaya çalışılacaktır. 4. ARAŞTIRMANIN HAZIRLIK SÜRECİ Araştırmanın problem cümlesi, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri olduğundan, öncelikle çalışmanın birinci bölümünde, araştırmanın kuramsal çerçevesi belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla, işsizlik ve sosyal dışlanma ile ilgili tanımlar, teoriler ve bunların ölçüm araçları ele alınarak, işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişkiye değinilmiştir. Bu kuramsal çerçevenin belirlenmesi amacıyla da literatür taraması yapılmış, yerli ve yabancı yazılmış, kitap, makale, rapor vb. kaynaklardan ve internet sitelerinden yararlanılmıştır. Daha sonra, TÜİK’in internet sayfasından, çalışmaya konu araştırmanın yapıldığı yer olan Ankara İli’ne ait, 2008 yılı 93 nüfus, işgücü, işsizlik verilerine hem genel olarak, hem de kadın-erkek bazında ulaşılmıştır109. 5. ARAŞTIRMANIN AMACI Bu araştırmanın amacı, işsizlik ve sosyal dışlanma arasındaki ilişki çerçevesinde, işsizliğin, sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin ve böylelikle de işsizlerin sosyal dışlanmışlıklarının ne düzeyde olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. Bu çalışma ile ileride işsizlik ve sosyal dışlanma ile ilgili olarak, Türkiye’de yapılacak daha makro ölçekteki çalışmalara katkı sağlanmaya çalışılmaktadır. 6. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ Ayrı ayrı olmak üzere, işsizlik ve sosyal dışlanma ile ilgili olarak, çok sayıda ampirik çalışma olmasına rağmen, bir sosyal dışlanma biçimi olan işsizliğin, sosyal dışlanma üzerindeki etkileri hakkında yapılmış kapsamlı bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu nedenle, bu çalışmada, önceden yapılmış ilgili araştırmalar adı altında bir konu başlığı açılmamıştır. Daha çok işsizliğin psiko-sosyal dışlanma boyutu üzerinde yapılmış araştırmalara rastlanmaktadır. Bu konuda yapılmış araştırmalara da çalışmanın birinci bölümünde, psiko-sosyal dışlanma başlığı altında değinilmiştir. İşsizliğin giderek arttığı günümüzde, sosyal dışlanma kavramı artık işsizlikle birlikte anılmaya başlanmıştır. Bu açıdan, sosyal dışlanmanın, işsizler için ne anlama geldiği ve kendilerini hangi alanlarda ne ölçüde dışlanmış hissettikleri önem arz etmektedir. Sosyal refah devleti anlayışının da giderek zayıfladığı günümüzde özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde modern sosyal güvenlik önlemlerinin çok gelişmediği de göz önüne alınarak, işsizlerin sosyal dışlanmışlıklarının ne düzeyde olduğu yada 109 www.tüik.gv.tr. Ulaşım tarihi 28/12/2009. 94 kendilerini ne kadar dışlanmış hissettikleri başta sosyal, siyasi, iktisadi, kültürel, psikolojik olmak üzere her açıdan önemli bir gösterge niteliğindedir. Yine bu göstergeler, işgücü piyasasındaki ayrımcılığın ve işgücü piyasasındaki bölünmenin de bir başka ifadesini oluşturmaktadır. 7. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE SINIRLILIKLARI Bu araştırmanın kapsamı, araştırmanın gerçekleştirildiği zaman dilimi içerisinde, Ankara İl sınırları içerisinde bulunan ve işgücüne dahil olan nüfusla yani, çalışanlar ve işsizler ile sınırlandırılmıştır. 8. ARAŞTIRMANIN SAYILTILARI/VARSAYIMLARI Araştırmanın başlıca sayıtlıları/varsayımları şu şekilde belirlenmiştir; • Araştırmacı tarafından geliştirilen ve araştırmada kullanılan ölçü araçları geçerli ve güvenilir olup, ölçülmek istenilen özellikleri ölçme kabiliyetine sahiptir. • Araştırmada kullanılan örneklem grubu, evreni temsil edebilecek nitelik ve niceliğe sahiptir. • Araştırmaya katılanların anket sorularına içtenlikle cevap vermiş olduğu ve toplanan verilerin doğru şekilde elde edildiği kabul edilmiştir. • İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri yani işsizlerin sosyal dışlanmışlığı, deneklerin ölçeklerdeki sorulara verdikleri cevaplar yolu ile ölçülebilir. • İşsizliğin sosyal dışlanma üzerinde etkileri vardır. 95 • En yüksek gelir düzeyinde çalışan kesimden en düşük gelir düzeyinde çalışan kesime ve özellikle işsizlere doğru gidildikçe, bireylerin, sosyal dışlanmışlık hissi, algısı giderek artmaktadır. Diğer bir deyişle, işsizler, çalışan kesime göre, daha çok sosyal dışlanmaya maruz kalmaktadırlar. 9. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ Araştırma sonuçlarının genellenmek istediği bütüne, evren denmektedir. Genel evrene ulaşmak ise, maddi açıdan zor olduğu kadar zaman açısından da sıkıntı yaratmaktadır. Bu nedenle, araştırmacılar, genel evren yerine, çalışma evrenini kullanmayı tercih etmektedirler. Çalışma evreni, sınırlamalar ve tanımlamalar ile belirlenir. Yapılan bu araştırmada da çalışma evreni tercih edilerek, araştırma, Türkiye genelinde değil, Ankara İli’nde yapılmıştır. Bu araştırmanın evreni, Ankara ilindeki işgücüne dahil olan (yani çalışanlar ve işsizler) nüfustur. Tablo 9: Ankara İline Ait Nüfus ve İşgücü Yapısı Bilgileri (1000 Kişi) Kurumsal olmayan nüfus (Noninstitutional population) 4,394 15 ve daha İşgücü yukarı (Labour yaştaki force) nüfus (Population 15 years and over) 3,407 1,533 İstihdam İşsiz İşgücüne edilenler (Unemp- katılma (Employed) loyed) oranı (Labour force participation rate ) (%) 1,352 180 45.0 İşsizlik oranı (Unemployment rate) (%) İstihdam oranı (Employment rate) (%) 11.8 39.7 İşgücüne dahil olmayan nüfus (Not in labour force) 1,875 Kaynak: www.tüik.gov.tr. (31/12/2009). Örneklem, belirli bir evrenden, belirli kurallara göre seçilen ve seçildiği evreni temsil yeterliliği olan gruptur. Maddi yetersizlikler, kontrol güçlükleri ve zaman problemleri nedeniyle örneklem üzerinde çalışma tercih edilir. Örneklemden alınan sonuçlar evrene genellenebilir. Bu araştırmanın örneklem grubu, Ankara ili sınırları içerisindeki işgücüne dahil olanların yani 96 çalışanların ve işsizlerin toplamı olan 1,533,000 kişiden oluşan evren üzerinden, basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak110, %5 anlamlılık düzeyi ve 0.05 hata payı ile hesap edilerek belirlenmiştir. Bu hesaba göre, araştırmaya toplam 401 kişi dahil edilmiştir. Araştırmanın örneklem grubunu oluşturan bu 401 kişinin, 195’i çalışan, 206’sı işsizdir. 10. ARAŞTIRMA VERİLERİNİN TOPLANMASI VE ARAŞTIRMADA KULLANILAN VERİ TOPLAMA (ÖLÇME) ARAÇLARI Araştırmanın kuramsal boyutu ile ilgili çalışmaların tamamlanmasından sonra, alan araştırılmasına geçilmiştir. Araştırmanın amacını gerçekleştirmek için gereksinim duyulan veriler, anket ile toplanmıştır. Anketin geliştirilmesi sürecinde ilk olarak, ilgili yerli ve yabancı literatür taraması yapılmış, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini ortaya çıkarabilecek anketler araştırılmış, doğrudan ilgili olmasa da Bristol Üniversitesinin111 yoksulluk ve sosyal dışlanma oranları üzerine hazırlamış olduğu raporun 10. kısmında yer alan, yoksulluk ve sosyal dışlanma üzerine hazırlanmış anket örneğinin çevirisi yapılmıştır (Bkz: Ek 1). Daha sonra, çevirisi yapılan sorular, araştırmanın amacı doğrultusunda ve veri toplama aracının güvenilirliğini sağlamak amacıyla, alanında uzman akademisyenlerin görüşleri alınarak yeniden düzenlenmiş, yeni bir soru formu geliştirilerek, son şekli verilmiştir (Bkz: Ek 2). 110 Örnekleme: Evrenden örnek alma işidir. Bu araştırmada, basit tesadüfü örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem, seçilen evrenden oluşturulan örneklem içerisinden rasgele örneklemenin oluşturulmasıdır. Basit tesadüfü örnekleme yöntemi ile uygulanacak görüşme formu sayısının tespit edilmesi için de n= ZxZNpq / ZXZpq+dXd(N-1) formülü kullanılmaktadır. Burada n, uygulanacak görüşme formu sayısını; N, evrendeki toplam işgücü sayısını; Z, istatistiksel güvenilirlik düzeyini (%5 anlamlılık düzeyinde); d, hata payını ( d= 0.05); p.q, varyansı göstermektedir. 111 Jonathan BRADSHAW, David GORDON, Ruth LEVITAS, Sue MIDDLETON, Christina PANTAZIS, Sarah PAYNE, Peter TOWNSEND: Perceptions Of Powerty And Exclusion. Report On Preparatory Research, Townsend Centre For International Poverty Research, University Of Bristol, 8 Woodland Road Bristol BS8 1TN, September 1998. http://scholar.google.com.tr/scholar?q=related:nhT5jF-oKn4J:scholar.google.com/&hl=tr&as_sdt=2000 ( Erişim Tarihi: 24/10/2009). 97 Ayrıca, soru formu oluşturulurken, araştırmanın konusu işsizlerin sosyal dışlanmışlıkları olduğundan, sosyal dışlanmayı ölçmek için yapılan çalışmalar araştırılmıştır. Sosyal dışlanmanın ölçülmesine yönelik araştırmalar, bu ölçüm araçlarının neler olduğu ve ölçüm için gerekli verilerin ne tür alanlardan toplanacağına dair bilgiler bu çalışmanın birinci bölümünde, sosyal dışlanmanın ölçülmesi başlığı altında anlatılmıştı. Burada, çalışmanın birinci bölümünde anlatılan ölçme araçlarından112 Yitzhak Berman ve David Phillips tarafından geliştirilen ölçme aracı, araştırmanın sosyal dışlanma ölçeği olarak seçilmiştir (Bkz. Sayfa 69). Bu analize göre, sosyal dışlanma, sosyal içermenin zıttı bir durum olmaktadır. Sosyal kalitenin bir boyutunu oluşturan sosyal içermenin birçok yaşam alanlarıyla ilgisi bulunmakta ve bu alanların her birinde de kendine has sosyal göstergeleri bulunmaktadır. Buradan hareketle, sosyal içermenin göstergeleri ile sosyal dışlanmanın ölçülmesi mümkün olabilmektedir. Söz konusu ölçekte, sosyal içerme, sekiz farklı ilgi alanından oluşmakta ve her bir alana özgü sosyal göstergeler bulunmaktadır. Sosyal içericiliğe bağlı alanlar ise; sosyal güvenlik, eğitim, istihdam, sağlık, barınma, toplumsal hizmetler, siyasi ve sosyal süreçlere dahil olma ile ilgilidir. Sosyal dışlanma sorunu ise, sosyal içermenin etkisini yitirdiği veya tamamen ya da kısmen ilgisini kestiği alanlarda kendini göstermektedir. Analizdeki söz konusu olan bu sekiz alandaki göstergeler yardımı ile sosyal dışlanma süreci belirginlik kazanmaktadır. Yani, sosyal göstergeler yardımı ile toplumdaki insanların veya grupların ne oranda dışlandığı veya kabullenildiği ortaya çıkmaktadır. Söz konusu analizde kullanılan ölçme aracında yer alan 8 yaşam alanından biri olan işgücü piyasasına dahil olma, yapılan anketin birinci ve ikinci bölümünü oluşturmaktadır. Geriye kalan 7 yaşam alanı ise, anketin 112 Yitzhak Berman ve David Phillips, “Indicators Of Social Quality And Social Exclusion At National And Community Level”, Social Indicators Research, No: 50, 2000, s. 334. 98 üçüncü bölümünü oluşturmaktadır ve işgücü piyasasına dahil olma dışında kalan yaşam alanlarındaki sosyal dışlanmışlığa aittir. Bu ölçü aracının seçilmesinin nedeni, sosyal dışlanma (sosyal içerme) alanlarını oluşturan yaşam alanlarının diğer ölçeklere göre daha kapsayıcı olması ve bu nedenle araştırma konusu olan işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini ölçmede daha başarılı sonuçlar vereceği içindir. Ayrıca, diğer ölçme araçları, sosyal dışlanmaya tüketim ve yoksulluk gibi yanlı bakış açılarından bakmaktadır. Yani, sosyal dışlanmışlığı, bu farklı bakış açılarındaki yaşam alanlarıyla ele almaya çalışmaktadırlar. Nitekim, sosyal dışlanmanın ölçülmesi, ölçümü yapan birey ve / veya kurumların sosyal dışlanmayı ele alış ve tanımlama şekillerine göre farklılık gösterebilmektedir. Araştırma için kullanılan ölçeğin sosyal dışlanmaya bakış açısı ise, sosyal içerme alanlarına göre ele alındığından, araştırmacılar için daha yansız ve geniş açılı bir ölçüm sağlamaktadır. Ancak, bu ölçme aracında, tüketimden dışlanmayı ölçmeye yarayan tüketim alanı olmadığından, tüketim alanı, araştırmacının kendisi tarafından analize ilave edilmiştir. Böylece, ölçü aracındaki eksiklik giderilerek, sosyal dışlanmışlığın tüketim alanı da ankete dahil edilmiştir. Buna göre, sosyal dışlanmayı oluşturan söz konusu yaşam alanları, soru formundaki sırasıyla; 1. Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 2. Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 3. İkamet koşulları alanı 4. Siyasal katılma alanı 5. Kültürel, sportif ve sanatsal alan 6. Sosyal yaşam alanı 7. Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 8. Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı’dır. Yukarıda anlatıldığı şekilde hazırlanan soru formları, konusunda uzman bir ekip tarafından, çalışan bireylere ve işsiz bireylere, yüz yüze görüşme yoluyla uygulanmıştır. Böylece, bir taraftan doğru ve güvenilir bilgiler elde edilmiş, 99 diğer taraftan da geri dönüşlerin gecikmesi gibi bir sorun yaşanmamıştır. Katılımcıların tamamı soruları içtenlikle cevaplamıştır. Araştırmada, soru formları, işsizlerin sosyal dışlanmışlığını ölçmek için sadece işsizlere değil, çalışanlara da uygulanmıştır. Burada, işsizlerin sosyal dışlanmışlığının, çalışanlarla kıyaslanarak bir anlam ifade edeceği ve işsizlerin sosyal dışlanmışlıklarının düzeyi hakkında daha bariz sonuçlar elde edileceği amaçlanmaktadır. Yani, işsizlerin, her gelir grubundaki çalışana göre, yaşam alanlarının her birinden ve nihayet genel anlamdaki yaşam alanından ne kadar dışlanmış olduğunun kıyaslanması, bize, işsizlerin sosyal dışlanmışlığının daha doğru ölçülmesini sağlayacaktır. Soru formundaki sorular, kapalı uçlu olarak hazırlanmıştır. Soru formu (anket), üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ilk 4 soru demografik ve sosyal özelliklere ilişkindir; ikinci bölümde, çalışanlara ve işsizlere yönelik yönlendirmeli 13 soru vardır. İkinci bölümdeki 5. soru ile yönlendirme başlar, 5. soru dışında kalan yönlendirmeli soruların 5 tanesi çalışanlar, 7 tanesi işsizler içindir. İşsizler ve çalışanlar için hazırlanan soru formunun üçüncü bölümünde ise, cevaplayıcıların sosyal dışlanmışlığını belirleyecek yaşam alanlarına ilişkin önermeli sorular yer almaktadır. Bu bölümde, 8 yaşam alanı yer almakta ve her yaşam alanı için 6 soru sorulmakta, toplamda ise 48 soru bulunmaktadır. Birinci ve ikinci bölümdeki sorular çoktan seçmeli olarak hazırlanmıştır. Üçüncü bölümdeki sosyal dışlanmışlığı ölçmeyi amaçlayan sorularda ise, cevaplayıcının, kendi durumuna uygunlukları bakımından, önem derecesine göre sorulara cevap vermesi istenmiştir. puanlanmasında, Likert türü puanlama Bu bölümde, ölçü aracının ölçeği kullanılmıştır. Önem derecesine göre sıralama istenen sorulara verilecek cevaplar için, her maddenin karşısında sırayla “çok uygun, biraz uygun, kararsızım, uygun değil, hiç uygun değil” olmak üzere beş seçenek yer almaktadır. Yine olumludan olumsuza doğru giden bu beş seçeneğin puanlaması ise, önem 100 derecesine göre 5’ten 1’e kadar yapılmaktadır. Bunu şematize eden tablo aşağıdadır. Tablo 10: Beşli Likert Ölçeği (Likert türü puanlama ölçeği) Çok Uygun Biraz Uygun Kararsızım Uygun Değil 5 4 3 2 Hiç Uygun Değil 1 Tablo 11: Sosyal Dışlanma Düzeyleri Toplam Test Puanları (puan ranjı: 48-240) Alt test puanları (puan ranjı: 6-30) 0,00 - 079,4 = En üst düzeyde sosyal dışlanma 079,50 - 159,49 = Orta düzeyde sosyal dışlanma 159,50 - 240,00 = En alt düzeyde sosyal dışlanma 0,00 - 09,49 09,50 - 19,49 19,50 - 30,00 = En üst düzeyde dışlanma = Orta düzeyde dışlanma = En alt düzeyde dışlanma Likert ölçeği ile puanlama yapıldıktan sonra, sosyal dışlanmışlık ölçülebilmektedir. Yukarıdaki sosyal dışlanma düzeyleri tablosunda, ölçüm değerini oluşturan puan aralıkları ve bu değerlere göre sosyal dışlanmışlık düzeyleri gösterilmektedir (ayrıca, Bkz. Ek 3). Buna göre sosyal dışlanmışlığı ölçen 8 yaşam alanından her bir yaşam alanı için, en az 6 en fazla 30 puan alınmaktadır. Dışlanmışlık düzeyi, alınan puana göre, üç düzeye ayrılmaktadır. Bunlar, en üst düzeyde dışlanma, orta düzeyde dışlanma ve en alt düzeyde dışlanmadır. Dışlanmışlığın bu üç düzeyinin puanlanması ise, her bir yaşam alanından en fazla alınacak puan 30 olduğuna göre, 30 rakamı, bu üç düzey dışlanmışlığı ifade edecek şekilde istatistiki olarak ortalama değeri hesaplanıp üçe ayrılmıştır. Buna göre; 0.00-09.49 puan en üst düzeyde dışlanmışlığı, 09.50-19.49 puan orta düzeyde dışlanmışlığı ve 19.50-30.00 puan ise en alt düzeyde dışlanmışlığı göstermektedir. Bu puanlamalardan hareketle, bireylerin her bir yaşam alanından ne ölçüde ve ne düzeyde dışlanmış oldukları rakamsal olarak ifade edilerek, ölçülebilmektedir. Genel olarak sosyal dışlanmışlığın ölçülmesi ise, her bir yaşam alanından en az 6 en fazla 30 puan alınacağına göre, toplam 8 yaşam alanı 101 için en az 48 en fazla 240 puan alın alınmaktadır. Genel olarak sosyal dışlanmışlık düzeyi de alınan puana göre, üç düzeye ayrılmaktadır. Bunlar, en üst düzeyde sosyal dışlanma, orta düzeyde sosyal dışlanma ve en alt düzeyde sosyal dışlanmadır. Genel anlamda sosyal dışlanmışlığın bu üç düzeyinin puanlanması ise, 8 yaşam alanından toplamda en fazla alınacak puan 240 olduğuna göre, 240 rakamı, genel anlamdaki bu üç düzey sosyal dışlanmışlığı ifade edecek şekilde istatistiki olarak ortalama değeri hesaplanıp, üçe ayrılmıştır. Buna göre; 0.00-79.49 puan en alt düzeyde sosyal dışlanmışlığı, 79.50-159.49 puan orta düzeyde sosyal dışlanmışlığı ve 159.50-240 puan en alt düzeyde sosyal dışlanmışlığı göstermektedir. Bu puanlamalardan hareketle, bireylerin toplam 8 yaşam alanı olarak tanımladığımız genel yaşam alanından ne ölçüde ve ne düzeyde dışlanmış oldukları rakamsal olarak ifade edilerek, ölçülebilmektedir. Genel olarak soru formunun içeriğine bakıldığında soru formunda toplam olarak, 65 soru bulunmaktadır. Görüşülen kişilere, araştırmanın yapılış nedeni ve araştırmacının kimliği belirtildikten sonra, bu 65 soru yöneltilmiştir. Bunun ilk 17 sorusu çoktan seçmeli olarak sorulmakta ve görüşülen kişilere yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, halen bir işte çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa ne tür bir işte çalıştığı, çalıştığı işte sosyal güvencesinin olup olmadığı, eğer yoksa bugüne kadar sigortalı bir işte çalışıp çalışmadığı, elde ettiği gelirin yıllık-aylık-haftalık-gündelik olarak türü, ortalama aylık gelirinin ne kadar olduğu, işsiz ise ne kadar süredir işsiz olduğu, işsiz kalma nedenleri, işsiz kalma nedeni ayrımcılık ise ne tür bir ayrımcılığa maruz kaldığı, halen iş arayıp aramadığı, iş arıyorsa ne kadar süredir iş aradığı, yaşamını devam ettirmesini sağlayacak bir gelirinin olup olmadığı şeklinde demografik, sosyal ve ekonomik içerikli sorular yöneltilmiştir. Soru formunun kalan 48 sorusu ise, sosyal dışlanmayı ölçmeyi amaçlamakta ve sorular önem derecesine göre puanlanarak likert türü ölçeğe göre yapılandırılmaktadır. Söz konusu 48 soru, sosyal dışlanmayı oluşturan toplam 8 yaşam alanına yönelik olup; ilk 6 sorusu sağlık ve sosyal güvenlik alanına, 7’den 12’ye kadar olan soruları eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanına, 13’den 18’e kadar olan 102 soruları ikamet koşuları alanına, 19’dan 24’e kadar olan soruları siyasal katılma alanına, 25’den 30’a kadar olan soruları kültürel-sportif ve sanatsal alanına, 31’den 36’ya kadar olan soruları sosyal yaşam alanına, 37’den 42’ye kadar olan soruları sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanına ve son olarak 43’den 48’e kadar olan soruları beslenme dışı zorunlu tüketim alanına yönelik sorulardan oluşmaktadır. Bu sorularla, bireylerin, her bir yaşam alanındaki “dışlanmışlık düzeyleri” ile genel olarak “sosyal dışlanmışlık düzeyleri” belirlenmeye çalışılmaktadır. 11. KULLANILAN İSTATİSTİKSEL TEKNİKLER VE VERİLERİN ÇÖZÜMLENMESİ, ELDE EDİLEN BULGULARIN ANLAMLILIK VE GÜVENİLİRLİK DÜZEYLERİ Yapılan araştırma sonucunda, anket yoluyla toplanan verilerin istatistiki analizi ve yorumlanması için SPSS 17.0 (Statistical Packages For Social Sciences) paket programı kullanılmıştır. Anket yoluyla elde edilen veriler kodlanarak, veri tabanına girilmeye uygun hale getirilmiş ve SPSS programında oluşturulan veri tabanına aktarılmıştır. Bu veriler veri tabanına girildikten sonra, tüm sorular için frekans değerleri ve yüzdelik payları tablolar halinde sunulmuştur. Daha sonra, son 48 sorudan elde edilen veriler kullanılarak, çalışanların ve işsizlerin demografik özellikleriyle, her bir yaşam alanına ait dışlanmışlık düzeyini gösteren çapraz tablolar elde edilmiştir. Yine, son 48 soruya ilişkin verilerin tamamı kullanılarak, çalışan ve işsizlerin sosyal dışlanmışlıklarına ilişkin karşılaştırmalı tablolar oluşturulmuştur. İşsizler ve çalışanlar arasında, sosyal dışlanma bakımından istatistiksel farklılığın varlığını ve işsizlerin sosyal dışlanmaya uğradıklarını test etmek için, “bağımsız örnekleme testi” (İndependent samples test) diğer bir adıyla “t testi” kullanılmıştır. “T testi (sınaması)”, ortalamalar arası manidarlık sınamasında kullanılır. Bu sınama, iki grubun ortalamaları karşılaştırılmak istenildiğinde ve küçük örneklem grupları için kullanılmaktadır. Küçük örneklemlerdeki dağılım özellikleri, standart normal dağılımdaki 103 özelliklerden farklılık gösterir. Örneklem sayısı küçüldükçe, dağılım, sağ ve sol kenarlara doğru daha çok yayılır. Bu nedenle de, standart normal dağılıma göre hazırlanan değerler, aynı manidarlık düzeylerini karşılayamaz hale gelir113. Ortalamalar arasındaki farkın manidarlığı için, “t sınaması” yapıldığında yani sonuçlar t sınamasına göre yorumlandığında, örnekleme büyüklükleri de dikkate alınmaktadır. Bu amaçla, her örneklem büyüklüğüne göre değişen, beklenen t değerlerini veren çizelgeler geliştirilmiştir (Bkz: Ek 4). 114 . Örneklem büyüklükleri, “t sınamasına”, “serbestlik derecesi (sd)” kavramı ile birlikte girmekte olup, her bir evren değeri için her örnekleme büyüklüğünden bir (1) sayısı çıkartılır ve geriye kalana ise, serbestlik derecesi denir115. Buna göre serbestlik derecesi, “Nx+Ny - 2” olarak hesaplanır. Sınamada, serbestlik derecesi ve güven düzeyine göre, çizelge değerlerine bakılır (Bkz: Ek 4). Araştırmada, 206 kişi işsiz ve 195 kişi çalışan olmak üzere toplam 401 kişi yer almaktadır. Buna göre, örneklem büyüklüğü, 401’dir. Serbestlik değeri ise, Sd: Nx-Ny-2 formülüne göre; Sd: 195+206-2 = 399’dur. Serbestlik değeri (sd), 399 olarak bulundu. “T sınaması”, ortalamalar arası manidarlık sınaması olduğu için, işsizlerin ve çalışanların, sosyal dışlanmaya ilişkin “ortalama test puan”ları tablosu ise, aşağıdaki gibidir. 113 Niyazi KARASAR: Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Nobel Yayınları, (Ankara,1998), 236. Niyazi KARASAR:a.g.e., 269. 115 Niyazi KARASAR:a.g.e., 237. 114 104 Tablo 12: İşsizlerin Ve Çalışanların Sosyal Dışlanma Düzeylerine Göre Toplam Test Puanları Halen bir işte TOPLAM TEST PUANI çalışıyormusunuz? Yüksek Düzeyde Düşük Düzeyde Sosyal Toplam Sosyal Dışlanma Sosyal Dışlanma Dışlanma Yok Evet 1 38 156 195 0,5% 19,5% 80% 100% Hayır 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100% Toplam 9 156 236 401 2,2% 38,9% 58,9% 100% Halen bir işte çalışıyor musunuz? sorusuna “evet” diyenlerin yani “çalışanların” toplam test puanına göre; %0,5’i yüksek düzeyde sosyal dışlanmaya maruz kalmakta, %19,5’i düşük düzeyde sosyal dışlanmaya maruz kalmakta, buna karşın %80’i ise sosyal dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Halen bir işte çalışıyor musunuz? sorusuna “hayır” diyenlerin yani “işsizlerin” toplam test puanına göre; %3,9’u yüksek düzeyde sosyal dışlanmaya maruz kalmakta, %57,3’ü düşük düzeyde sosyal dışlanmaya maruz kalmakta, buna karşın %38,8’i ise sosyal dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Buna göre, işsizlerin sosyal dışlanmışlığı %61,2’iken (%3,9 yüksek düzeyde sosyal dışlanma, %57,3 düşük sosyal dışlanma toplamı); çalışanların sosyal dışlanmışlığı ise, %20’dir (%0,5 yüksek düzeyde sosyal dışlanma, %19,5 düşük sosyal dışlanma toplamı). Bu iki dışlanmışlık oranı karşılaştırıldığında, işsizlerin sosyal dışlanmışlık oranının, çalışanların sosyal dışlanmışlık oranının iki katından daha fazla olduğu gözlenmektedir. İşte, araştırma sonucunda bulunan bu farklılığın, istatistiksel açıdan ne kadar anlamlı ve güvenilir olduğu t testi ile sınanmaktadır. Bu tablodan elde edilen veriler, SPSS 17.0 programında değerlendirilip, dönüştürüldükten sonra, “Grupların Toplam Test Puanları Ortalaması (X ortalamaları)” elde edilmiştir. Çalışanların ve işsizlerin “toplam test puanları 105 arasındaki fark”, bu şekilde elde edilmiştir. Aşağıdaki tablo, bu “ortalamalar” ile çalışanlar ve işsizler arasındaki “toplam test puanları arasındaki farkı” göstermektedir. Tablo 13: İşsizlerin Ve Çalışanların Sosyal Dışlanma Düzeylerinin Toplam Test Puanları Ortalaması ve Toplam Test Puanları Ortalaması Arasındaki Fark Grupların İstihdam Durumu Çalışan İşsiz Grup Büyüklüğü (Araştırmaya katılanların sayısı) 195 206 Grupların Toplam Test Puanları Ortalaması (X Ortalaması) 181.4359 150.0146 Toplam Test Puanları Arasındaki Fark 31.421 İşsizlerin ve çalışanların, sosyal dışlanma düzeylerinin, “toplam test puanları ortalaması (X ortalaması)”; çalışanlar için 181.4359 ve işsizler için ise, 150.0146 olarak bulunmuştur. İşsizlerin ve çalışanların, toplam test puanları ortalaması (X ortalaması) arasındaki fark ise; 181.4359 – 150.0146= 031.421’dir. Çalışanların ve işsizlerin, sosyal dışlanma düzeylerinin toplam test puanları arasındaki fark olarak, 031.421 elde edilmiştir. Bu farkın, ne düzeyde anlamlı ve güvenilir olduğunu, “t sınaması” ile test etmeden önce, aşağıdaki tabloda yer alan grup istatistikleri çıkarılmıştır. 106 Tablo 14: Grup İstatistikleri Halen bir işte Çalışıyormusunuz? Evet Hayır Yukarıdaki Kişi (N) 195 206 tabloda, Toplam Test Puanları Ortalamaları (x ortalaması) 181,44 150,01 çalışanların ve işsizlerin, Standart sapma 32,807 37,383 sosyal Standart Hata 2,349 2,605 dışlanma düzeylerinin, “toplam test puanları ortalamalarına (X ortalaması)“ ilişkin olarak; “evet” diyenlerin yani “çalışanların” toplam test puanı ortalaması için standart sapma, 32,807 iken standart hata, 2,349 olarak bulunmuştur. Buna karşın, “Hayır” diyenlerin yani “işsizlerin” toplam test puanı ortalaması için standart sapma 37,383 iken, standart hata 2,605 olarak bulunmuştur. Bu istatistiki bilgiler eşliğinde, çalışanların ve işsizlerin, sosyal dışlanma düzeylerine ilişkin, “toplam test puanları ortalamaları (X ortalaması)” arasındaki fark olan” 031,421’in, ne düzeyde anlamlı ve güvenilir olduğu, “t sınaması” ile test edildiğinde ise, aşağıdaki tabloda yer alan sonuçlara ulaşılmaktadır. 107 Tablo 15: Bağımsız Örnekleme Testi ( t Testi ) Bağımsız Serbestlik Ortalamalar örnekleme Testi Derecesi ( t Testi ) arasındaki fark F ( Sd ) 5,980 399 5,980 396,755 Ortalamalar arasındaki farkın Önemlilik Farklılığa ait Farklılığın % 95 Güven Düzeyi manidarlığı Standart Aralığı Hata (t) P sh 31,421 8,926 0.015 3,520 24,501 38,342 31,421 8,958 0.015 3,508 24,525 38,317 En düşük En yüksek Varyanslar Eşit kabul edildiğinde Varyanslar eşit kabul edilmediğinde Çalışanların ve işsizlerin, sosyal dışlanma düzeylerinin belirlenmesine yönelik olarak gerçekleştirilen “ortalamalar arası (X ortalama) farkın anlamlılığı” testi (independent sample test/t testi) grupların toplam test puanları ortalamaları arasındaki 031,421’lik farkın (çalışanlar lehine farklılık) istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermektedir (sd=399 için p>.015 ve t=8.958). Sd=399 değerine (serbestlik değeri) karşılık gelen “t” değeri (Bkz eklerde yer alan, EK:4, t dağılım değerleri tablosu) 3.291 (p>0,0005 için) olarak bulunmuştur. Bunun anlamı örneklem büyüklüğü 401 ve/veya serbestlik değeri “399” olan bir “t” sınamasında 3.291 sayısından büyük olarak elde edilecek her “t” değeri istatistiksel olarak anlamlı olacaktır. Buna göre, tezimiz kapsamında yer alan araştırmadan elde edilen 8.958’lik “t” değeri (8.958>3.291) grupların toplam test puanları ortalaması arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı (p=.015) olduğunu ortaya koymaktadır. T testi ile bulunan, “ortalamalar arasındaki farkın manidarlığı” yani 8,958 değeri, “t dağılım değerleri tablosu”nda yer alan 3.291 anlamlılık değerinden çok daha yüksek bir değerde bulunmuştur. Sonuç olarak, işsizlik ve sosyal dışlanma arasında yüksek düzeyde bir ilişkinin varlığı belirlenmiştir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR 1. ARAŞTIRMADA YER ALANLARIN, KİŞİSEL ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN DAĞILIMLARI İLE SOSYAL DIŞLANMAYI OLUŞTURAN YAŞAM ALANLARINA İLİŞKİN OLARAK DIŞLANMIŞLIK DÜZEYLERİNİ GÖSTEREN DAĞILIMLARI 1.1. Araştırmada Yer Alanların Kişisel Özelliklerine İlişkin Dağılımları 1.1.1. Yaş, Cinsiyet, Medeni Durum ve Eğitim Düzeyi Dağılımları Tablo 16: Araştırmada Yer Alanların Yaş Dağılımı Yaş Kişi Sayısı (N) 15-19 8 20-24 68 25-29 99 30-34 71 35-39 68 40-44 42 45-49 23 50-54 12 55-59 7 60-64 2 65 ve üzeri 1 Toplam 401 Geçerli Yüzde(%) 2,0 17,0 24,7 17,7 17,0 10,5 5,7 3,0 1,7 0,5 0,2 100,0 Yukarıdaki tabloda, ankete katılan işsiz ve çalışanların tamamının yaş grupları itibariyle dağılımları gösterilmektedir. Yaş aralığı, işgücüne katılma yaş aralığı olan 15-65 yaş aralığına göre düzenlenmiştir. Ankete katılan işsiz ve çalışanların %2’si 15-19 yaş aralığında, %17’si 20-24 yaş 109 aralığında, %24,7’si 25-29 yaş aralığına, %17,7’si 30-34 yaş aralığında, %17,0’ı 35-39 yaş arasında, %10,5’i 40-44 yaş arasında, %5,7’si 45-49 yaş aralığında, %3,0’ı 50-54 yaş aralığında, %1,7’si 55-59 yaş aralığında, %0,5’i 60-64 yaş aralığında, %0,2’si de 65 yaş ve üzerindedir. En yüksek oran, %24,7 ile 25-29 yaş grubundakilerdir. Tablo 17: Araştırmada Yer Alanların Cinsiyet Dağılımı Cinsiyet Kadın Erkek Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde(%) 182 45,4 219 54,6 401 100,0 Ankete katılanların %45,4’ü kadın, %54,6’sı erkektir. Tablo 18: Araştırmada Yer Alanların Medeni Durum Dağılımı Medeni Durum Bekar/dul/boşanmış Evli Taplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 208 51,9 193 48,1 401 100,00 Ankete katılanların %51,9’u bekar/dul/boşanmış, %48,1’i evlidir. Tablo 19: Araştırmada Yer Alanların Eğitim Düzeyi Dağılımı Eğitim Düzeyi Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) Okur-yazar değil 4 1,0 Okur-yazar(diploması yok) 2 0,5 İlkokul 35 8,7 Ortaokul 39 9,7 İlköğretim 7 1,7 Lise/meslek lisesi 113 28,2 Üniversite(önlisan/2 yıllık) 40 10,0 Üniversite(lisan/4 yıllık) 128 31,9 Yüksek lisans 26 6,5 Doktora 7 1,7 Toplam 401 100,00 110 Ankete katılanların %1,0’ı okur-yazar değil, %0,5’i okur-yazar (diploması yok), %8,7’si ilkokul mezunu, %9,7’si ortaokul mezunu, %1,7’si ilköğretim mezunu, %28,2’si lise/meslek lisesi mezunu, %10,0’ı üniversite (önlisans/2yıllık) mezunu, %31,9’u üniversite (lisans/4 yıllık) mezunu, %6,5’i yüksek lisans mezunu, %1,7’si doktora mezunudur. 1.1.2. İstihdam ve İşsizlik Durumuna İlişkin Dağılım Tablo 20: Araştırmada Yer Alanların İstihdam ve İşsizlik Dağılımı Halen Bir İşte Çalışıyormusunuz Evet Hayır Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 195 48,6 206 51,4 401 100,00 Ankete katılanların %48,6’sı halen bir işte çalışıyor musunuz sorusuna evet derken, %51,4’ü hayır demiştir. Yani, işsiz sayısı çalışanlardan fazladır. 1.2. Araştırmada Yer Alanların, Sosyal Dışlanmayı Oluşturan Yaşam Alanlarına İlişkin Olarak Dışlanmışlık Düzeylerini Gösteren Dağılımları 1.2.1. Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanına İlişkin Dağılım Tablo 21: Araştırmada Yer Alanların Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanı Dağılımı Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 43 10,7 121 30,2 237 59,1 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “sağlık ve sosyal güvenlik alanına ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olmadığı” düzey 111 kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %10,7’lik bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 41 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre ankete katılanların %10,7’sinde sağlık ve sosyal güvenlik alanından yüksek dışlanma yaşanmakta, %30,2’sinde sağlık ve sosyal güvenlik alanından düşük dışlanma yaşanmakta ve %59,1’inde ise sağlık ve sosyal güvenlik alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Ankete katılan çalışanların ve işsizlerin, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %59,1 ile dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Buna göre, araştırmaya katılanların yarısından biraz fazlası sağlık ve sosyal güvenlik alanından dışlanmamışken, yarıya yakın bir kısmı da bu alandan dışlanmıştır. Özellikle, sağlık ve sosyal güvenlik gibi bir alanda yarıya yakın bir kesimin dışlanmışlığı önemli bir göstergedir. Çünkü, sağlık ve sosyal güvenlik alanı, sosyal güvenlikle ilgilidir ve bu alan hastalık, yaşlılık, ölüm, malüllük, işsizlik gibi risklere karşı bir gelir güvencesi sağlamaktadır. Riskler karşısında, gelir güvencesinin olmaması, kişileri korumasız bırakmakta, yalnızlaştırmaktadır. Sosyal güvenlik şemsiyesi denen alanın dışında kalan kesimin fazlalığı, sosyal barışın zedelenmesine zemin hazırlamaktadır. İşsizliğin ve kayıt dışı istihdamın arttığı bir ortamda, araştıramaya katılan çalışan ve işsizlerin yarıya yakın bir kısmının sosyal güvenlik alanının dışında kalması, düşündürücüdür. 112 1.2.2. Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanına İlişkin Dağılım Tablo 22: Araştırmada Yer Alanların Eğitim Alanı Dağılımı Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam 43 137 221 401 10,7 34,2 55,1 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “eğitim imkânlarından yararlanma/eğitime katılma alanına ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olamadığı” düzey kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %10,7’lik önemli bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 45 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre ankete katılanların %10,7’sinde eğitim alanından yüksek dışlanma yaşanmakta, %34,2’sinde eğitim alanından düşük dışlanma yaşanmakta ve %55,1’inde ise eğitim alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Ankete katılan çalışanların ve işsizlerin, eğitim alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %55,1 ile dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Buna göre, araştırmaya katılanların yarısı kadar olan kısmı kendini eğitim imkanlarından dışlanmamış kabul etmektedir. Geriye kalan diğer yarısı ise, eğitim alanında dışlanmaya maruz kalmıştır. Bu, düşük bir oran değildir. Özellikle, bilgi çağına girdiğimiz söylenen bu çağda ankete katılan çalışanlardan ve işsizlerinden oluşan 401 kişinin yarıya yakın bir kısmının eğitim alanından dışlanmışlığı, yüksek bir orandır. Çalışan kesim bakımından olsun işsizler bakımından olsun, büyük bir çoğunluğun herhangi bir şekilde eğitim imkanlarından yetersizliğinin yanında, dışlanmışlığı, bireylerin ülkemizdeki bu konudaki eğitim maddi politikalarının ve manevi 113 yetersizliğinden de kaynaklanmaktadır. Bu veriler, eğitime gereken önemin verilmediğini göstermektedir. 1.2.3. İkamet Koşulları Yaşam Alanına İlişkin Dağlım Tablo 23: Araştırmada Yer Alanların İkamet Koşulları Alanı Dağılımı İkamet Koşulları Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 7 1,7 89 22,2 305 76,1 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “ikamet koşulları alanına ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olmadığı” düzey yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, her iki grubun kategorisinde (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 24 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, araştırmaya katılanların %1,7’sinde konut imkanları alanından yüksek dışlanma yaşanmakta, %22,2’sinde konut imkanları alanından düşük dışlanma yaşanmakta ve %76,1’sinde ise konut imkanları alanında dışlanma yaşanmamaktadır. Ankete katılan çalışanların ve işsizlerin, konut imkanları alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %76,1 ile dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Buna göre, araştırmaya katılanların çalışan ve işsizlerin dörtte üçlük bir kısmının konuttan dışlanmadığı buna karşılık dörtte birlik bir kısmının ise dışlanmışlığa maruz kaldığı görülmektedir. Ankete katılan işsizlerin 206 ve çalışanların da 195 kişi olduğu düşünülürse (işsizler çalışanlardan fazla) ve 305 kişinin de kendini konuttan dışlanmamış hissettiği dikkate alınırsa, işsizlerin büyük bir kısmının, işgücü piyasasındaki dışlanmışlığına rağmen, konuttan dışlanmışlığının da aynı oranda fazla olmadığı görülmektedir. 114 1.2.4. Siyasal Katılma Yaşam Alanı Dağılımı Tablo 24: Araştırmada Yer Alanların Siyasal Katılma Alanı Dağılımı Siyasal Katılma Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 33 8,2 257 64,1 111 27,7 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “siyasal katılma alanına ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “düşük düzeyde” dışlanmışlık kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %8,2’lik bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 73 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, araştırmaya katılanların siyasal alandaki dışlanmışlık düzeyleri şöyledir; %8,2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %64,1’i düşük dışlanma düzeyinde olup, %27,7’si de dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Araştırmaya katılan çalışanların ve işsizlerin, siyasal yaşam alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %64,1 ile düşük dışlanmışlık düzeyi olmuştur. Ayrıca, bu oran, toplam sekiz yaşam alanı içindeki “düşük dışlanma“ düzeyinin en yüksek olduğu yaşam alanıdır. Buna göre, araştırmaya katılan işsiz ve çalışanların yarısından çoğu, kendini siyasal alandan dışlanmış kabul etmektedir. Bu oldukça yüksek bir orandır. Siyasal alandaki katılımın düşük olması demek, insanların siyasi karar mekanizmalarına, siyasi faaliyetlere katılamaması demektir. Bu katılım düşüklüğü, toplumsal baskıların yanında, kişisel çekincelerden de kaynaklanmaktadır. 115 1.2.5. Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı Dağılımı Tablo 25: Araştırmada Yer Alanların Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alan Dağılımı Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alan Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 90 22,4 149 37,2 162 40,4 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “kültürel, sportif ve sanatsal alana ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olmadığı“ düzey kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %22,4’lük önemli bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 60 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, araştırmaya katılanların kültürel, sportif ve sanatsal yaşam dışlanmışlık düzeyleri şöyledir; %22,4’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %37,2’si düşük dışlanma düzeyinde olup, %40,4’ü de dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Araştırmaya katılan çalışanların ve işsizlerin, kültürel, sportif ve sanatsal yaşam alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %40,4 ile dışlanmışlığın olmadığı düzeyi olmakla birlikte, %37,2’lik bir oranla düşük dışlanmışlık düzeyi ile hemen hemen aynı seviyede olduğu söylenebilir. Buna karşın, kendini yüksek düzeyde dışlanmış görenlerin oranı da %22,4 ile küçümsenmeyecek bir düzeydedir ve bu düzey, toplam sekiz yaşam alanı içindeki “yüksek dışlanma“ düzeyinin en yüksek olduğu yaşam alanıdır. Özetlersek, araştırmaya katılan işsiz ve çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal yaşam alanında düşük dışlanma ve dışlanmama düzeyleri yaklaşık oranlarda olup, yüksek dışlanma düzeyi ise, yaşam alanları içindeki en yüksek orandadır. Kültürel, sportif ve sanatsal yaşam alanı tatile, sinemaya gitme, sanatsal etkinliklere katılma, herhangi bir sporla uğraşma, kitap, dergi 116 okuma gibi uğraşlardan oluşmaktadır. Bu yaşam alanındaki dışlanma, insanların sanatsal ve kültürel açıdan yoksunluk içinde olduklarını göstermektedir. 1.2.6. Sosyal Yaşam Alanı Dağılımı Tablo 26: Araştırmada Yer Alanların Sosyal Yaşam Alan Dağılımı Sosyal Yaşam Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 1 0,2 59 14,7 341 85,00 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “sosyal yaşam ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olmadığı” düzey kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %0,2’lik düşük bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 15 gibi düşük bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, araştırmaya katılanların sosyal yaşamdaki dışlanmışlık düzeyleri şöyledir; %0,2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %14,7’si düşük dışlanma düzeyinde ve %85,00’ı dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Araştırmaya katılan çalışanların ve işsizlerin, sosyal yaşam alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %85,00 ile dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Ayrıca, bu oran, toplam sekiz yaşam alanı içindeki “dışlanma yok“ düzeyinin en yüksek olduğu yaşam alanıdır. Buna göre, araştırmaya katılan işsiz ve çalışanların hemen hemen tamamına yakını diyebileceğimiz bir kısmı, kendini sosyal yaşam alanından dışlanmış kabul etmemektedir. Bu oldukça yüksek bir orandır. Sosyal yaşam alanı, aile-akraba-arkadaşlık ilişkileri ve bunların maddimanevi desteğini içermektedir. Bu oranın yüksek olması, dini-örfi geleneklere bağlılıkla ve sosyo-kültürel yapıyla ilgili olup, özü dayanışmadır. 117 1.2.7. Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı Dağılımı Tablo 27: Araştırmada Yer Alanların Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alan Dağılımı Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 14 3,5 95 23,7 292 72,8 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanına ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olmadığı“ düzey kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %3,7’lik bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 27 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, araştırmaya katılanların beslenme alanındaki dışlanmışlık düzeyleri şöyledir; %3,5’i yüksek dışlanma düzeyinde, %23,7’si düşük dışlanma düzeyinde ve %72,8’i dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Araştırmaya katılan çalışanların ve işsizlerin, beslenme alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %72,8 ile dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Bu oran, düşük dışlanma düzeyi olan %23,7 ve yüksek dışlanma düzeyi olan %3,5 oranlarına göre oldukça farklı bir düzey gibi görünse de, aslında “yüksek dışlanma ve düşük dışlanma“ düzeylerinin toplamı olan %27,2’lik bir kesimin olması, göz ardı edilemeyecek kadar yüksek bir göstergedir. 118 1.2.8. Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı Dağılımı Tablo 28: Araştırmada Yer Alanların Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alan Dağılımı Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 32 8,0 110 27,4 259 64,6 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “beslenme dışı zorunlu tüketim alanına ilişkin yaşam alanından” dışlanmışlık düzeylerinin, “dışlanmanın olmadığı” düzey kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, %8,0’lik bir büyüklüğün, yüksek düzeyde dışlanmış olarak bulunması, araştırma bulguları bakımından da önemli kabul edilmelidir. Zira, her iki grubun (düşük dışlanma ve yüksek dışlanma) toplam büyüklüğü, % 36 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre araştırmaya katılanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlık düzeyleri şöyledir; %8,0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %27,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %64,6’sı dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Araştırmaya katılan çalışanların ve işsizlerin, beslenme dışı zorunlu tüketim alanlarındaki dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %64,6 ile dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Bu oran, düşük dışlanma düzeyi olan %27,4 ve yüksek dışlanma düzeyi olan %8,0 oranlarına göre oldukça farklı bir düzey gibi görünse de, aslında %27,4’lük bir kesimin “düşük dışlanmışlığı“ da göz ardı edilemeyecek kadar yüksek bir göstergedir. Beslenme dışı zorunlu tüketim alanının içine giyim, ulaşım ve yakıt-elektrik-su-telefon faturalarının karşılanması girmektedir. Bunlar, yaşamak için gereken asgari giderler olup, bu yaşam alanında “yüksek dışlanma ve düşük dışlanma“ düzeylerinin toplamı olan %35,4’lük bir dışlanmanın olması ise, insanların önemli bir kısmının zorunlu tüketim harcamalarını bile karşılamakta güçlük çektiklerini göstermektedir. 119 1.2.9. Sosyal Dışlanmayı Oluşturan Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılım Tablo 29: Araştırmada Yer Alanların Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Sekiz Yaşam Alanının Tamamından Yüksek Düzeyde Sosyal Dışlanma Düşük Düzeyde Sosyal Dışlanma Sosyal Dışlanma Yok Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 9 2,2 156 38,9 236 58,9 401 100,00 Araştırmaya katılan denekler “çalışan ve işsizler” olarak birlikte (toplam grup) değerlendirildiğinde, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan oluşan toplam yaşam alanından sosyal dışlanmışlık düzeylerinin, “sosyal dışlanmanın olmadığı” düzey kategorisinde yığıldığı gözlenmiştir. Buna karşılık, her iki grubun (düşük sosyal dışlanma ve yüksek sosyal dışlanma) toplam büyüklüğü, % 41 gibi bir dilime tekabül etmektedir ki, bu bulgu araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, araştırmaya katılanların sekiz yaşam alanının tamamından oluşan toplam yaşam alanından sosyal dışlanmışlık düzeyleri şöyledir; %2,2’si yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %38,9’u düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %58,9’u sosyal dışlanmaya maruz kalmamaktadır. Araştırmaya katılan çalışanların ve işsizlerin, sekiz yaşam alanının tamamından oluşan toplam yaşam alanından sosyal dışlanmışlık düzeyleri içinde en yüksek düzey %58,9 ile sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzey olmuştur. Görüldüğü gibi, sekiz yaşam alanının tamamından oluşan toplam yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeylerine, “sosyal dışlanma düzeyleri “ demekteyiz. Şöyle ki, sekiz yaşam alanı olarak incelediğimiz her bir yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeylerinin bileşkesi bize, “sosyal dışlanmışlık düzeylerini“ vermektedir. Sekiz yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeylerinden elde ettiğimiz sonuçlara göre, araştırmaya katılan çalışan ve işsizlerden oluşan 401 kişinin sosyal dışlanmışlığı, her bir yaşam alanında görüldüğü gibi, tek bir düzeyde değil, üç farklı düzeyde tezahür etmektedir. Bununla birlikte, sosyal dışlanmaya, iki uç düzey olan “sosyal dışlanmanın olmadığı” ve “sosyal dışlanmanın olduğu” şekilde bakarsak, hem çalışan hem 120 işsizler için bu araştırmadan çıkan sonuç, bir tarafta sosyal dışlanmanın olmadığı %58,9’luk bir kesim ve diğer tarafta sosyal dışlanmanın olduğu %41,1’lik bir kesimin olduğudur. Bu da şunu göstermektedir ki, araştırmaya katılanların %51,4’ü işsiz olmasına rağmen, araştırmanın yapıldığı işsiz ve çalışanlardan oluşan 401 kişinin sosyal dışlanmışlığı, %41,1’lik gibi daha düşük bir oranda kalmıştır. Bunun anlamı şudur, yaşam alanlarının bazılarında dışlanma yaşanırken, bazılarında yüksek düzeyde dışlanmama yaşandığından, genel ortalamaya aynı düzeyde bir yansıma olmamış, aksine sosyal dışlanmışlık azalmıştır. Bunu en çok, %85’lik bir oranla “sosyal yaşam alanı”nda görmekteyiz. Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanların %85’lik önemli bir kesimi, eş-dost-aile-akraba ilişkileri içinde destek görmekte ve bu destekle kendini dışlanmış hissetmemektedir. Söz konusu farklılığı daha yakından incelemek için, her bir yaşam alanına ait dışlanma düzeylerini en yüksekten düşüğe göre sıralarsak aşağıdaki tabloları elde ederiz. 121 1.2.10. Yaşam Alanlarının Dışlanma Düzeylerine Göre Dağılımı 1.2.10.1. Yaşam Alanlarının Yüksek Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı Tablo 30: Yaşam Alanlarının Yüksek Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı Yaşam Alanları 1-Kültürel, sportif ve sanatsal alan 2-Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 3-Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 4-Siyasal katılma alanı 5-Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı 6-Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 7-İkamet koşulları alanı 8-Sosyal yaşam alanı Yüksek Dışlanma Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde(%) 90 43 43 33 32 14 7 1 22,4 10,7 10,7 8,2 8,0 3,5 1,7 0,2 Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanlardan oluşan 401 kişinin, sekiz yaşam alanının her birindeki “yüksek dışlanma” düzeyini en yüksekten düşüğe göre sıraladığımızda; %22,4 kültürel, sportif ve sanatsal alan, %10,7 sağlık ve sosyal güvenlik alanı ve eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı, %8,2 siyasal katılma alanı, %8,0 beslenme dışı zorunlu tüketim alanı, %3,5 sağlıklı yeterli beslenme tüketim alanı ve son sırada ise %0,2 sosyal yaşam alanı yer almaktadır. Görüldüğü gibi, yaşam alanları içinde, yüksek düzey dışlanmanın en fazla olduğu alan, %22,4 ile kültürel, sportif ve sanatsal alandır. Her gelir grubundaki çalışanlar da bu oranın içinde olduğundan bunun nedenini, gelir yetersizliğine, işsizliğe bağlamak yerine karşımıza farklı bir sonuç çıkmaktadır. Şöyle ki, bu tür faaliyetler, ülkemizin geleneksel yapısından kaynaklanan faaliyetler olmadığından, bu alandaki dışlanmışlık, ilgi yetersizliğine bağlanabilir. Bu nedenle, bu alandan dışlanmanın, dışlanma olarak değerlendirilmesinden çok, ülkemize özgü bir sonuç olduğu söylenebilir. Buna karşın, “sosyal yaşam alanı”nın, “yüksek dışlanma” düzeyi sıralamasında en son sırada yer alması, yine ülkemize özgü bir sonuçtur. Aile-eş-dost-akraba ilişkilerinden dışlanma yok denecek kadar az seviyededir. Bu da ülkemizdeki geleneksel yapının bir sonucudur. 122 1.2.10.2. Yaşam Alanlarının Düşük Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı Tablo 31: Yaşam Alanlarının Düşük Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı Yaşam Alanları 1-Siyasal katılım alanı 2-Kültürel, sportif ve sanatsal alan 3-Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 4-Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 5-Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı 6-Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 7-İkamet koşulları alanı 8-Sosyal yaşam alanı Düşük Dışlanma Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde(%) 257 149 137 121 110 95 89 59 64,1 37,2 34,2 30,2 27,4 23,7 22,2 14,7 Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanlardan oluşan 401 kişinin, sekiz yaşam alanının her birindeki “düşük dışlanma” düzeyini en yüksekten düşüğe göre sıraladığımızda; 64,1 siyasal katılım alanı, %37,2 kültürel, sportif ve sanatsal alan, %34,2 eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı, %30,2 sağlık ve sosyal güvenlik alanı, %27,4 beslenme dışı zorunlu tüketim alanı, %23,7 sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı, %22,2 ikamet koşulları alanı ve en son sırada ise sosyal yaşam alanı yer almaktadır. Görüldüğü gibi, yaşam alanları içinde, “düşük düzey” dışlanmanın en fazla olduğu alan, %64,1 ile siyasal katılma alanı olmuştur. Bunun nedeninin, ülkemize özgü olduğu söylenebilir. Hatta ülkemizde sık sık yaşanan siyasi krizlere bağlanabilir. Şöyle ki, sık sık yaşanan darbeler, ihtilaller ve bunun sonucunda özellikle genç okumuş nüfusun geçmişte yaşamış olduğu acı tecrübelerin, yeni nesil üzerinde caydırıcı etkide bulunması ve yine eskinin acı tecrübelerini yaşamış gençlerinin bugünün anne-babası olarak, çocuklarına ve yakın çevresine bu konuda yapmış olduğu telkinlerin de etkili olduğu söylenebilir. Yine, yaşanan darbe ve ihtilaller sonucu, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, olağanüstü hallerin uygulanması, bunların beraberinde gelen özgürlüğü ve hak aramayı kısıtlayıcı kanun düzenlemeleri, insanların çekinceler yaşamasına neden olurken, demokrasi geleneğinin tam olarak yerleşememesini de beraberinde getirebilmektedir. Ayrıca, siyasi görüş 123 farklılıklarına hoşgörüyle bakılmaması nedeniyle, siyasi görüşlerin saklanması da başka bir dışlanmışlığı getirmektedir. Yine, siyasi parti programlarının toplumun işsizlik, istihdam, yoksulluk, gelir, eğitim, sağlık gibi beklentilerine cevap vermekten uzak olması ve gelen yönetimlerin bu beklentilere cevap vermekteki yetersizlikleri, siyasilere ve siyasi hayata karşı güvensizlik ortamını da beraberinde getirerek, siyasete karşı bir küskünlük yaratmış olduğu da söylenebilir. Buna ilaveten, insanların yaşamlarını idame ettirecek ekonomik geçim derdine düşmeleri nedeniyle siyasetten, siyasi faaliyetlerden uzak durmaları da bunların arasında sayılabilir. İşte, bu ve buna benzer nedenlerden dolayı, “siyasal katılma alanın” oldukça yüksek bir rakamla ilk sırada yer almasının, ülkemize özgü bir yapısal sorun olduğu söylenebilir. “Düşük dışlanma” düzeyinin en son sırasında ise, yine ülkemize özgü bir yapısal sonuç olarak, sosyal yaşam alanı yer almaktadır. 1.2.10.3. Yaşam Alanlarının Yüksek ve Düşük Dışlanma Düzeyine Göre Dağılımı Tablo 32: Yaşam Alanlarının Yüksek Dışlanma ve Düşük Dışlanma Düzeylerine Göre Dağılımı Yaşam Alanları 1-Siyasal katılım alanı 2-Kültürel, sportif ve sanatsal alan 3-Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 4-Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 5-Beslenem dışı zorunlu tüketim alanı 6-Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 7-İkamet koşulları alanı 8-Sosyal yaşam alanı Yüksek ve Düşük Dışlanma Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde(%) 290 239 180 164 142 109 96 60 72,3 59,6 44,9 40,9 35,4 27,2 23,9 14,9 Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanlardan oluşan 401 kişinin, sekiz yaşam alanının her birindeki “yüksek dışlanma” ve “düşük dışlanma” düzeylerini birlikte ele aldığımızda en yüksekten düşüğe göre sıralama şöyle olur; %72,3 siyasal katılım alanı, %59,6 kültürel, sportif ve sanatsal alan, 124 %44,9 eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı, %40,9 sağlık ve sosyal güvenlik alanı, %35,4 beslenme dışı zorunlu tüketim alanı, %27,2 sağlıklı ve yeterli beslenme alanı, %23,9 ikamet koşulları alanı ve son sırada %14,9 sosyal yaşam alanı yer almaktadır. Görüldüğü gibi, yaşam alanları içinde, “yüksek düzey” ve “düşük düzey” toplam dışlanmanın en fazla olduğu alan, %72,1 ile siyasal katılma alanı olmuş ve en son sırasında ise, yine ülkemize özgü bir yapısal sonuç olarak sosyal yaşam alanı yer almaktadır. 1.2.10.4. Yaşam Alanlarının Dışlanmanın Olmadığı Düzeyine Göre Dağılımı Tablo 33: Yaşam Alanlarının Dışlanmanın Olmadığı Düzeye Göre Dağılımı Yaşam Alanları 1-Sosyal yaşam alanı 2-İkamet koşulları alanı 3-Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 4-Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı 5-Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 6-Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 7-Kültürel, sportif ve sanatsal alan 8-Siyasal katılım alanı Dışlanma Yok Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde(%) 341 305 292 259 237 221 149 111 85,0 76,1 72,8 64,6 59,1 55,1 37,2 27,7 Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanlardan oluşan 401 kişinin, sekiz yaşam alanının her birindeki “dışlanmanın olmadığı” düzeyi en yüksekten düşüğe göre sıraladığımızda; %85,0 sosyal yaşam alanı, %76,1 ikamet koşulları alanı, %72,8 sağlıklı ve yerli beslenme tüketim alanı, %64,6 beslenme dışı zorunlu tüketim alanı, %59,1 sağlık ve sosyal güvenlik alanı, %55,1 eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı, %37,2 kültürel, sportif ve sanatsal alan ve son sırada ise %27,7 siyasal katılım alanı yer almaktadır. Görüldüğü gibi, yaşam alanları içinde, “dışlanmışlığın olmadığı” sıralamasında ilk sırada , %64,1 ile “sosyal yaşam alanı “ yer alırken, yine en son sırada da %27,7 ile “siyasal katılım alanı” vardır. Bunun nedenlerinin, ülkemize özgü olduğu bir önceki tablolarda izah edilmişti. 125 Bir önceki sayfalarda anlattıklarımıza tekrar dönersek, sosyal dışlanmaya, iki uç düzey olan “sosyal dışlanmanın olmadığı” ve “sosyal dışlanmanın olduğu” şekilde bakıldığında, hem çalışan hem işsizler için bu araştırmadan çıkan sonuç, bir tarafta sosyal dışlanmanın olmadığı %58,9’luk bir kesim ve diğer tarafta sosyal dışlanmanın olduğu %41,1’lik bir kesimin olduğudur. Bu da şunu göstermektedir ki, araştırmaya katılanların %51,4’ü işsiz olmasına rağmen, araştırmanın yapıldığı işsiz ve çalışanlardan oluşan 401 kişinin sosyal dışlanmışlığı, %41,1’lik gibi daha düşük bir oranda kalmıştır. Bunun anlamı şudur, yaşam alanlarının bazılarında dışlanma yaşanırken, bazılarında yüksek düzeyde dışlanmama yaşandığından, genel ortalamaya aynı düzeyde bir yansıma olmamış, aksine sosyal dışlanmışlık azalmıştır. Sekiz yaşam alanı için, yukarıdaki son dört tabloda yapılan, dışlanmanın “yüksek düzey”, “düşük düzey” ve “dışlanmanın olmadığı” durumlarına ilişkin analizlerde, bu farklılığın neden kaynaklandığının açıklaması yapılmaya çalışılmıştır. Ayrıca özetlersek, “yüksek dışlanma”nın en fazla olduğu alan kültürel, sportif ve sanatsal alan, “düşük dışlanma”nın en fazla olduğu alan siyasal katılım alanı ve yine “yüksek ve düşük dışlanma” birlikte ele alındığında en yüksek alan siyasal katılım alanı olmuştur. Buna karşılık dışlanmanın olmadığı en yüksek alan, sosyal yaşam alanı olmuştur. Tüm bu sonuçlar ülkemize özgü sonuçlar olup, ülkenin siyasi, kültürel, sosyal yapısı, geçmişi ile ilgili bulgulardır. Ayrıca, eğitim alanı ile sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanları da sosyal dışlanmışlığın olduğu düzeylerde ilk üç sıraya girmektedir. Bu önemli bir bulgudur. Araştırmanın sadece işsizler üzerinde yapılmadığı, çalışanların da katıldığı dikkate alındığında, ülkemizde dışlanmışlık alanlarının ilk üç sırasında, kültürel, sportif alan ve siyasal alandaki dışlanmışlığı ülkemize has yapısal süreçlerle açıkladığımızdan, asıl dikkate değer olanın eğitim ve sağlık-sosyal güvenlik alanlarındaki dışlanmışlığın sonraki ilk sıralarda yer almasıdır. Bunlar, yani “eğitim alanı” ve “sağlık, sosyal güvenlik alanı’ndaki dışlanmışlık, dışlanmışlığın asıl sinyallerini verecek göstergelerdir. Çünkü diğer ilk ikisinin nedeni yukarıda açıkladığımız 126 gibi yapısal sonuçlardır. Ayrıca, beslenme alanı ve beslenme dışı tüketim alanından dışlanma göstergelerindeki dışlanmışlık da sıralamalarda altlarda yer alsa da düşük oranlarda değildir. 2. ARAŞTIRMADA YER ALAN İŞSİZLERİN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN DAĞILIMLAR Araştırmada uygulanan soru formunun ilk bölümünde, 17 sorunun bulunduğu ve bunun içinde toplam 7 adet sorunun, araştırmada yer alan toplam 206 kişi işsize yönelik olduğu belirtilmişti. Araştırmaya katılan işsizlere yönelik olarak sorulan bu soruları sıralarsak; “ne kadar süredir işsizsiniz?, sizce işsiz kalmanızın/iş bulamamanızın nedeni nedir?, işsiz kalmanızın nedeni ayrımcılığa maruz kalma ise hangi nedenle ayrımcılığa uğradınız?, iş arıyor musunuz?, ne kadar süredir iş arıyorsunuz?, yaşamınızı devam ettirmenizi sağlayan bir geliriniz var mı?, ortalama aylık geliriniz nedir? “. Bu 7 adet soruya, işsizlerin vermiş olduğu cevaplarla, işsizlerin demografik özelliklerine ait bulgulara ulaşılmış ve bu bulgulardan, aşağıda yer alan demografik dağılım tabloları elde edilmiştir. Bu tablolar, araştırmaya katılan işsizler hakkında, betimleyici (description) bilgi verme niteliğindedir. 2.1. İşsizlik Süresine Göre Dağılım Tablo 34: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İşsizlik Süresine Göre Dağılımı Ne Kadar Süredir İşsizsiniz? 0-6 Ay 6 Ay- 1 Yıl 1-2 Yıl 2-3 Yıl 3 Yıl v e Daha Fazla T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 66 32 70 34 33 16 15 7.3 22 10.7 206 100,00 Araştırmaya katılan işsizlerin “ne kadar süredir işsizsiniz?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden 127 dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan işsizlerin %32’si 0-6 ay arasında, %34’ü 6ay-1yıl arasında, 516’sı 1-2 yıl arasında, %7,3’ü 2-3 yıl arasında ve son olarak %10,7’si 3 yıl ve daha fazla süredir işsizdir. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde %34 ile “6ay-1yıl arasında” yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu çok az bir farkla, %32 ile “0-6 ay arasında” cevabı izlemektedir. En az yığılma ise, “2-3 yıl arasında“ gözlenmiştir. Bunu çok az bir farkla, “%10,7 ile “3 yıl ve daha üzeri“ cevabı izlemektedir. Bir yılın üzerinde işsiz kalma durumu, uzun süreli işsizliği ifade etmektedir. Buna göre, işsizlik süresi bir yılın atında ve üzerinde olarak gruplanırsa, %66’lık ( 0-6ay %32 ve 6ay-1yıl %34 toplamı) dilimle bir yılın altında, %34’lük (1-2 yıl %16, 2-3 yıl %7,3 ve 3 yıl ve daha üzeri %10,7 toplamı) bir dilimle ise, bir yılın üzerinde işsizlik vardır. Bu durumda, araştırmaya katılan işsizlerin %34’ünün “uzun süreli işsiz” olduğu görülmektedir. Bu önemli bir bulgudur. Bu arada, araştırmada elde edilen yığılmanın %34 ile “6ay-1yıl arasındaki” işsizler olduğuna göre, %34 ile “uzun süreli işsizlerin” de aynı oranda olduğu dikkati çekmektedir. Dolayısıyla yığılma, %34 ile “6ay-1yıl arasındaki” işsizler ve yine %34 ile uzun süreli işsizler (1-2 yıl %16, 2-3 yıl %7,3 ve 3 yıl ve daha üzeri %10,7 toplamı) arasında gözlenmektedir. Küçümsenmeyecek bir oranda uzun süreli işsizlik vardır. İstatistiki veriler açısından işsizlik rakamları hesaplanırken, uzun süreli işsizlik verileri de ayriyeten hesaplanmaktadır. Çünkü, uzun süreli işsizlik rakamları, ülke halkı ve bireyler için, işsizliğin artık geçici değil kalıcı bir sorun olduğunun sinyalini vermektedir. Ayrıca, bir yılın altındaki işsizlerin, toplam %66’lık ( 0-6ay %32 ve 6ay-1yıl %34 toplamı) yüksek bir oranda olmasının nedeni ise, özellikle son bir yıl içinde ortaya çıkan büyük ekonomik kriz nedeniyle yaşanan işsizlik olduğu söylenebilir. 128 2.2. İşsiz Kalma/İş Bulamama Nedenlerine Göre Dağılım Tablo 35: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İşsiz Kalma/İş Bulamama Nedenlerine Göre Dağılımı Sizce İşsiz kalm anızın/İş Bulam am anızın Nedeni Nedir? Ekonom ik durum /ülkenin genel ekonom ik koşulları Zam an zam an yaşanan ekonom ik krizler Niteliklerinize uygun iş olm am ası Eğitim inizin/niteliklerinizin iş bulm aya yeterli olm am ası Ayrım cılık yapılm ası T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 69 33.5 48 23.3 25 12.1 50 24.2 14 6.9 206 100 Araştırmaya katılan işsizlerin “sizce işsiz kalmanızın/iş bulamamanızın nedeni nedir?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan işsizlerin %33,5’i ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik koşulları, %23,3’ü zaman zaman yaşanan ekonomik krizler, %12,1’i nitelikleriniz uygun iş olmaması, %24,2’si eğitiminizin/niteliklerinizin iş bulmaya yeterli olmaması ve %6,9’u ayrımcılık yapılmasını işsiz kalma/iş bulamama nedeni olarak görmüştür. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde, %33,5 ile “ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik koşulları”nda yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, %24,2 ile “eğitiminizin/niteliklerinizin iş bulmaya yeterli olmaması”, az bir farkla %23,3 ile “zaman zaman yaşanan ekonomik krizler ve “%12,1 ile uygun iş olmaması“ cevabı izlemektedir. “niteliklerinize En az yığılma ise, “ayrımcılık yapılması“ cevabında gözlenmiştir. İşsiz kalma nedeni olarak, %33,5’lik en yüksek oranla “ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik koşulları”nın görülmesi, yapısal ve uzun süreli işsizliğe işaret etmektedir. Hemen arkasından %10’luk bir farkla “eğitiminizin/niteliklerinizin iş bulmaya yeterli olmaması” gelmektedir ki, bu da eğitim alanından dışlanmanın bir sonucudur. Eğitim alanında yaşanan dışlanmanın, ileride işgücü piyasasındaki yansımasının bir tezahürüdür. Özellikle, çağımız işlerinin, giderek daha çok bilgi birikimi gereken işler olması nedeniyle, bu nitelikte bir eğitimi alacak olanaklardan yoksun olmak ve verilen eğitimin de kalitesinin düşüklüğü, işgücü piyasasından dışlanmayı beraberinde getirmektedir. Yine, çok az bir 129 farkla “ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik koşulları“nı, “zaman zaman yaşanan ekonomik krizler“ izlemektedir. Bu da ülke ekonomisi çok güçlü olmadığı için, yaşanan krizlerin etkisinde çok kalındığını ve faturanın çalışan kesime yüklendiğini göstermektedir. Bunu, %12,1 ile “niteliklerinize uygun iş olmaması“ izlemektedir. Bu oranın, üst düzey eğitimlilerin iş bulamamasından çok, vasıfsız işçilerin artık gelişen piyasada kendi vasıflarına uygun iş bulamamasından kaynaklanan bir sonuç olduğu söylenebilir. En son sırada ise, %6,9 ile “ayrımcılık yapılması” bulunmaktadır. İşgücü piyasasında ayrımcılık, işgücünün, sahip olduğu nitelikleri ile değil, yaş, cinsiyet, medeni durum, etnik köken gibi kişiye özel nedenlerle ayrımcılığa maruz kalma durumunu ifade etmektedir. %6,9’luk bu oran, çok yüksek bir oran olmamakla birlikte, ayrımcılığın varlığına işaret etmesi bakımından önemlidir. 2.3. İşsiz Kalmanın/İş Bulamamanın Ayrımcılık Nedenlerine Göre Dağılımı Tablo 36: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin Bulamamanın Ayrımcılık Nedenlerine Göre Dağılımı Hangi nedenle Ayrımcılığa Maruz kaldınız? Ayrım cılığa m aruz kalm ayanlar Yaş Cinsiyet Milliyet/etnik kim lik Siyasi görüşler Fiziksel özellikler T oplam İşsiz Kalmanın/İş Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 192 93.2 3 1.5 1 0,5 1 0,5 8 3.9 1 0,5 206 100,00 Bir önceki dağılım tablosunda, araştırmaya katılan işsizlerin, “sizce işsiz kalmanızın/iş bulamamanızın nedeni nedir?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar içinde “ayrımcılık yapılması” cevabına karşılık, bu kez ayrımcılığa maruz kalan işsizlere “hangi nedenle ayrımcılığa maruz kaldınız?” sorusu yöneltilmiş ve bu soruya ayrımcılığa maruz kalan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan işsizlerin 130 %93,2’si ayrımcılığa maruz kalmamışken, %1,5’i yaş, %0,5’i cinsiyet, %0,5’i milliyet/etnik köken, %3,9’u siyasi görüşler ve %0,5’i fiziksel özellikler nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmıştır. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde %3,9 ile “siyasi görüşler”de yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, yarıya yakın bir farkla, %1,5 oranla “yaş” izlemektedir. En az yığılma ise, “%0,5 cinsiyet”, “%0,5 milliyet/etnik köken” ve yine “%0,5 ile fiziksel özellikler” cevaplarında gözlenmiştir. Ayrımcılığa maruz kalma nedeni olarak, en yüksek oranın %3,9 ile “siyasi görüşler” olduğu gözlenmiştir. Bu, önemli bir bulgudur. Bu bulgu, siyasi alandan dışlanmanın bir sonucudur. Şöyle ki, siyasi görüş farklılıklarına hoşgörüyle bakılmamanın sonucu olarak, “siyasi görüşler” nedeniyle ayrımcılığa uğrayıp işsiz kalınması, siyasi alandan dışlanmanın, işgücü piyasasına ayrımcılık olarak yansıyan yüzüdür. Bunun şaşırtıcı değil, beklenen bir sonuç olduğu söylenebilir. Çünkü, yapılan araştırmada, araştırmaya katılan çalışanlardan ve işsizlerden oluşan 401 kişinin dışlanmışlıklarının en yüksek olduğu yaşam alanının, “siyasi katılım alanı” olduğu bulgusuna ulaşılmıştı. Bu bulgu ise, ülkemizin siyasi yapısı, geçmişi ile ilgili yapısal bir sonuçtur. Bu nedenle, yaşam alanları içinde en yüksek dışlanmanın olduğu yaşam alanı, “siyasi katılım” alanı olduğu için, işsizlerin %3,9’luk en yüksek yığılma ile “siyasi görüşleri” nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaları, beklenen bir sonuçtur. Bunu, araştırmaya katılan işsizlerin, işgücü piyasasına girişte, sahip oldukları tecrübelerine, yeteneklerine ve niteliklerine değil de % 1,5 oranla “yaş” nedeniyle ayrımcılığa uğramaları izlemektedir. Bunu, %0,5 cinsiyet, %0,5 milliyet/etnik köken ve yine %0,5 ile fiziksel özellikler nedeniyle ayrımcılık izlemektedir. Görüldüğü gibi, cinsiyet, milliyet/etnik köken ve fiziksel özellikler bakımında aynı düzeyde ayrımcılık vardır. Bu, %0,5 gibi düşük bir oran olmakla beraber, işgücü piyasasında ayrımcılığın yaşandığını göstermektedir. Ancak, özellikle milliyet/etnik köken bakımından yaşanan ayrımcılığın diğer ayrımcılık türlerinin önünde olmadığı da dikkat çekmektedir. Ayrımcılık teorileri, işgücü piyasasında neden ayrımcılık yapıldığını açıklamaya çalışmış olup, niteliğe ve yeteneğe dayanmayan ayrımcılıkların, mantıklı ve haklı bir 131 nedene değil, daha çok önyargılar ve farklılıklara karşı hoşgörüsüzlük tutumuna dayandığı sonucuna varmıştır. 2.4. İş Arama Durumuna Göre Dağılımı Tablo 37: Dağılımı Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İş Arama Durumuna Göre İş Arıyor musunuz? Evet Hayır T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 187 90.8 19 9.2 206 100 Araştırmaya katılan işsizlerin “iş arıyor musunuz?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan işsizlerin %90,8’i “evet“ iş arıyorum ve %9,2’si “hayır” iş aramıyorum demiştir. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde, %90,8 ile “evet“ cevabında yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, %9,2 ile “hayır” cevabı izlemektedir. En yüksek yığılma, “evet “ cevabında gözlenmiştir. Araştırmaya katılan 206 İşsizin, %90,8’lik oranla iş araması, işgücü piyasasında yoğun bir işgücü talebi fazlalığına işaret etmektedir. Bu durum beraberinde, işsizler arasında rekabeti ve ücretlerin düşmesini getirmektedir. Araştırmada yer alan işsizlerin %9,2’lik bir oranla “hayır iş aramıyorum” demesinin anlamı ise şöyle açıklanabilir. Bir kimsenin işsiz sayılabilmesi için kişinin işi olmamalı, iş bulduğunda bedensel ve zihinsel olarak çalışabilir durumda yani işe başlamaya hazır olmalı ve aktif olarak iş aramalıdır116. Bu üç kritere uygun kişi, resmi istatistikler açısından “işsiz” olarak nitelendirilmektedir. Kısaca, işsiz tanımının üç kriteri vardır; İşi yok, iş arıyor ve işe başlamaya hazır. Görüldüğü gibi, iş aramayanlar bu tanımın içine dahil değildir. Ayrıca, “işgücünde olmayanlar” grubu ise, iş aramadığı halde iş başı yapmaya hazır olan kişiler ile ev kadını, öğrenci, emekli veya irat sahibi 116 Kuvvet LORDOĞLU ve Nurcan ÖZKAPLAN:a.g.e., 64. 132 olduğu için iş aramayan kişiler, kişisel nedenlerden dolayı iş aramayan kişilerden oluşmaktadır. Bu grupta yer alan “iş aramadığı halde iş başı yapmaya hazır olan kişiler” ise iki alt grupta ele alınmaktadır. Birinci grupta iş bulma ümidi olmayanlar (gücenmiş işçiler) yer almaktadır. Bunlar, iş olmadığına yada kendisine uygun iş bulunmadığına inanan yada nerede iş arayacağını bilmediği için iş aramayıp ancak iş başı yapmaya hazır olan kişilerdir. İkinci grupta ise, mevsimlik çalışma, ev kadını, öğrenci, irad sahibi olma ve emeklilik gibi nedenlerle iş aramayıp ancak iş başı yapmaya hazır olan kişilerdir. Dolayısıyla, araştırmaya katılan 206 işsizin, %90,8 ile evet iş arıyorum diyen kesimi, resmi istatistikler açısından “işsiz” olarak nitelendirilmekte olup, işgücüne dahildir. Buna karşın, %9,2 ile hayır iş aramıyorum diyen kesimi ise, resmi istatistikler açısından “işsiz” olarak nitelendirilmeyip, işgücüne dahil değildir. 2.5. İşsizlerin İş Arama Süresine Göre Dağılımı Tablo 38: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin İş Arama Süresine Göre Dağılımı Ne Kadar Süredir İş Arıyorsunuz? İş aram ayanlar 0-6 Ay 6 Ay- 1 Yıl 1-3 Yıl 3 Yıldan daha fazla T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 19 9.2 79 38.3 68 33 27 13.1 13 6.3 206 100 Araştırmaya katılan işsizlerin “ne kadar süredir iş arıyorsunuz?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan işsizlerin %9,2’si iş aramayanlar, %38,3’ü 0-6ay, %33’ü 6ay-1yıl, %13,1’i 1-3yıl, %6,3’ü 3 yıldan daha fazla süredir iş aramaktadır. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde, %38,3 ile “0-6ay” cevabında yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, az bir farkla %33 ile “6ay-1yıl”, %13,1 ile “1-3yıl“ ve %9,2 ile “iş aramayanlar cevabı 133 izlemektedir. En az yığılma ise, “3 yıldan daha fazla “ cevabında gözlenmiştir. Araştırmada yer alan işsizlerin, iş arama sürelerini, bir yıllık sürenin üzerinde iş arayanlar ve bir yıllık sürenin altında iş arayanlar olarak gruplarsak; iş aramayan %9,2’lik kesimi dışarıda bıraktığımızda, %71,3 (%38,3 ile 0-6 ay ve %33 ile 6ay-1yıl toplamı) ile bir yıldan az süreli iş arayanlar, %19,6 (%13,1 ile 1-3yıl ve %6,3 ile 3 yıldan daha fazla süredir iş arayanların toplamı) ile bir yıllık sürenin üzerinde iş arayanların olduğu görülmektedir. Bu önemli bir bulgudur. Çünkü, işsizlik süresi bir yılın üzerine çıktıkça yani işsizlik süresi uzadıkça, iş arama süresi de azalmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır ama ilk sırada, iş bulma ümidi olmayanlar (gücenmiş işçiler) yer almaktadır. Bu da işsizlerde, işsizlik süresi arttıkça, “işsiz olduğu halde iş aramayan ama bulduğu zaman çalışmaya hazır” kesime doğru bir kaymaya neden olmaktadır. 134 2.6. İşsizlerin Yaşamlarını Devam Ettirmelerini Sağlayan Gelirlerine Göre Dağılım Tablo 39: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin Yaşamlarını Devam Ettirmelerini Sağlayan Gelirlerine Göre Dağılımı Yaşamınızı Devam Ettirmenizi Sağlayan Geliriniz Var mı? İşi olmamasına rağmen iş aramayanlar Hayır Kamu/Özel sosyal yardım kuruluşlarından yardım alıyor İşsizlik ödeneği alıyor Eşi çalışıyor Çocuklardan biri çalışıyor Kira, faiz gibi başka gelirleri var Anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor Kamu/özel kuruluşlardan yardım alıyor+eşi çalışıyor Kamu/özel kuruluşlardan yardım alıyor+anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor İşsizlik ödeneği alıyor+eşi çalışıyor Eşi çalışıyor+çocuklardan biri çalışıyor Eşi çalışıyor+kira,faiz gibi başka başka gelirleri var Eşi çalışıyor+anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor Çocuklardan biri çalışıyor+kira,faiz gibi başka gelirleri var Kira, faiz gibi başka gelirleri var+anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor Kamu/özel sosyal yardım kuruluşlarından yardım alıyor+ eşi çalışıyor+çocuklardan biri çalışıyor İşsizlik ödeneği alıyor+eşi çalışıyor+kira,faiz gibi başka gelirleri var İşsizlik ödeneği alıyor+eşi çalışıyor+anne/babayla beraber yalıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor Toplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 19 9.2 16 7.8 1 0.5 5 2.4 36 17.5 5 2.4 4 1.9 68 5 8 33 2.4 3.9 7 10 3 3 3.4 4.9 1.5 1.5 2 10 1 4.9 1 0.5 1 2 0.5 1 206 100 Araştırmaya katılan işsizlerin “yaşamınızı devam ettirmenizi sağlayan geliriniz var mı?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloda; %9,2’lik bir oran, “işi olmamasına rağmen iş aramayan” kesimi oluşturmakta olup, bunlar, işsiz sayılmamaktadırlar. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin, %7,8’i hayır, %0,5’i kamu/özel sosyal yardım kuruluşlarından yardım alıyor, %2,4’ü işsizlik ödeneği alıyor, %17,5’i eşi çalışıyor, %2,4’ü çocuklardan biri çalışıyor, %1,9’u kira-faiz gibi başka gelirleri var, %33’ü anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor, %2,4’ü kamu/özel kuruluşlarsan yardım alıyor ve eşi çalışıyor, %3,9’u 135 kamu/özel kuruluşlarsan yardım alıyor ve anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor, %3,4’ü işsizlik ödeneği alıyor ve eşi çalışıyor, %4,9’u eşi çalışıyor ve çocuklardan biri çalışıyor, %1,5’i eşi çalışıyor ve kira-faiz gibi başka gelirleri var, %1,5’u eşi çalışıyor ve anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor, %1’i çocuklardan biri çalışıyor, kira-faiz gibi başka gelirleri var, %4,9’u kira-faiz gibi başka gelirleri var ve anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor, %0,5’i kamu/özel kuruluşlarsan yardım alıyor, eşi çalışıyor ve çocuklardan biri çalışıyor, %0,5’i işsizlik ödeneği alıyor, eşi çalışıyor ve kira-faiz gibi başka gelirleri var, %1’i işsizlik ödeneği alıyor, eşi çalışıyor, anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor cevabını vermiştir. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde, %33 ile “anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor” cevabında yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, %17,5 ile eşi çalışıyor, %7,8 ile “hayır”, %4,9’u “kira-faiz gibi başka gelirleri var ve anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor” ve yine %4,9’u “eşi çalışıyor ve çocuklardan biri çalışıyor”, %3,9 ile “kamu/özel kuruluşlarsan yardım alıyor ve anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor”, %3,4’ü “işsizlik ödeneği alıyor ve eşi çalışıyor”, %2,4’ü ile “kamu/özel kuruluşlarsan yardım alıyor ve eşi çalışıyor” ve yine %2,4’ü ile “çocuklardan biri çalışıyor” cevapları izlemektedir. Diğer oranlar, %2’lik dilimin altında seyretmektedir. En yüksek yığılma, %33 ile “anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor” cevabında gözlenmiştir. En az yığılma ise, %0,5 ile “kamu/özel kuruluşlardan yardım alıyor, eşi çalışıyor ve çocuklardan biri çalışıyor, %0,5 ile “işsizlik ödeneği alıyor, eşi çalışıyor ve kira-faiz gibi başka gelirleri var” ve %0,5’i “kamu/özel sosyal yardım kuruluşlarından yardım alıyor” cevaplarında gözlenmiştir. Bunlar, önemli bulgulardır. Araştırmaya katılan 206 İşsizin, %33’lük bir oranla “anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor” cevabını vermesi şaşırtıcı değil, aksine beklenen bir sonuçtur. Çünkü, yapılan araştırmada, araştırmaya katılan çalışanlardan ve işsizlerden oluşan 401 kişinin, dışlanmanın olmadığı en yüksek yaşam alanının, “sosyal yaşam alanı” olduğu bulgusuna ulaşılmıştı. Bu bulgu ise, 136 ülkemizin sosyo-kültürel yapısı, dini-geleneksel ve örfi yapısı ile ilgili yapısal bir sonuçtur. Bu nedenle, yaşam alanları içinde en az dışlanmanın olduğu yaşam alanı, sosyal yaşam” alanı olduğu için, işsizlerin %33’lük en yüksek yığılma ile “anne/babayla beraber yaşıyor ve/veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor” cevabını vermesi beklenen bir sonuçtur. Bunun anlamı, İşsizler, işsizlik nedeniyle gelir kaybına uğradıkları için, yaşamlarını devam ettirmelerini sağlayan geliri, anne/babasından karşılıyor demektir. Bunu, önemli farkla %17,5 ile “eşi çalışıyor” cevabı izlemektedir. %7,8’lik bir dilimin “hayır” cevabı ise, verilen cevaplar arasında en yüksek oranlardan biridir ve önemli bir bulgudur. Şöyle ki, %7,8’lik bir kesim, işsiz kalması nedeniyle uğramış olduğu gelir kaybını ikame edebilecek ne ailevi ne de kamu/özel kuruluşlarından yardım görmektedir. Bu nedenle, %7’8’lik kesimin işsizliğin yaratmış olduğu etkiyi bertaraf edebilecek hiçbir dayanağının olmaması, beraberinde yüksek düzeyde sosyal dışlanmışlığı getirecektir. Ayrıca, sosyal devlet anlayışının gereği olan, “kamu/özel sosyal yardım kuruluşlarından yardım” alanların oranı, en düşük yığılmanın olduğu %0,5’lik bir dilimdedir ve yine sosyal güvenlik kapsamında sigortalı iken işinden çıkan işsizlere sağlanan gelir güvencesi olan “işsizlik ödeneği” alan kesim de, %2,4’lük oldukça küçük bir kesimi kapsamaktadır. Bu durumda, işsizlik karşısında, yaşanan gelir kaybı nedeniyle, gelir güvencesi sağlayan modern sosyal güvenlik araçları olan işsizlik ödeneği ve kamu kurumlarından sosyal yardım alanların toplam %2,9’luk (%0,5 kamu/özel sosyal yardım kuruluşlarından yardım alanlar ve %2,4 işsizlik ödeneği alanların toplamı) bir düzeyde olması, sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamında olanların sayısının azlığını ve devletin, işsizlerin çaresizliğine çare olmaktaki yetersizliğini göstermektedir. Bu durum, Sosyal güvenlik alanından dışlanmadır. Sosyal güvenlik alanının modern araçlarından dışlanan bireyler, kollektif sosyal güvenlik alanı olan ve gelişmekte olan ülkelere özgü sosyo-kültürel yapı içinde, eş/çocuk/aile yardımı ve desteği ile ayakta durmaya çalışmaktadır. Böylece, işsizler, sosyal korumadan dışlanarak aile/topluluk ilişkilerinin sağladığı korumaya mecbur bırakılmaktadır. Yani, İşgücü piyasasında en yüksek gelir güvencesizliği ile karşılaşan ve sosyal korumadan en az yararlanan grupları oluşturan işsizler, 137 korumaya, sosyal yardım ve işsizlik yardımları aracılığıyla ulaşırlar. Sosyal yardım ve işsizlik yardımı programları yoksa veya kapsamından dışlanıldığı durumlarda, yerel ölçekte sorumluluk temelinde gerçekleşen, aile ve topluluk ilişkileri yoluyla koruma sağlanmaktadır. Bu durum, aynı zamanda, bir taraftan işgücü piyasasında sosyal koruma bakımından bölünmeyi beraberinde getirirken bir taraftan da, bu bölünmeyi pekiştirmektedir. 2.7. İşsizlerin Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım Tablo 40: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Herhangi bir geliri yok 1 Lira-250 Lira arası 251 Lira-asgari ücret(521 Lira) Tam asgari ücret kadar(521 Lira) 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001 Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 35 17 13 6.3 36 17.5 13 6.3 44 21.4 37 18 18 8.7 7 3.4 2 1 1 0.5 206 100 Araştırmaya katılan işsizlerin “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan işsizlerin %17’sinin herhangi bir geliri yok, %6,3’ü 1lira250 lira arası, %17,5’i 251 lira-asgari ücret (521 lira) arası, %6,3 tam asgari ücret kadar (521 lira), %21,4’ü 522 lira-750 lira arası, %18’i 751 lira-1000 lira arası, %8,7’si 1001 lira- 1500 lira arası, %3,4’ü 1501 lira-200 lira arası, %1’i 2001 lira-2500 lira arası ve %0,5’i 2501 lira ve üzerinde ortalama aylık gelir sahibidir. Buna göre, araştırmaya katılan işsizlerin vermiş olduğu cevaplar içinde, %21,4 ile “522 lira-750 lira arası”nda yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, %18’i “751 lira-1000 lira arası”, %17,5 ile “251 lira-asgari ücret (521 lira)”, %17 ile herhangi bir geliri olmayanlar, %8,7 ile “1001 lira-1500 lira 138 arası”, %6,3 ile “1lira-250 lira arası” ve yine %6,3 tam asgari ücret kadar (521 lira) izlemektedir. Diğerleri ise, %4’lük dilimin altındadır. En az yığılma ise, %0,5 ile “2501 ve üzerinde” cevabında olduğu gözlenmiştir. İşsizlerin ortalama aylık gelirlerinin, %21,4’lük en yüksek oranla “522 lira-750 lira arası”nda tezahür ettiği görülmektedir. Bunu, az bir farkla %18 ile “751 lira1000 lira arası” izlemektedir. Her iki oranın, arka arkaya gelen gelir dilimi olduğu dikkati çekmektedir. Üstelik, her iki gelir dilimi de 2010 yılı ocak ayı asgari ücreti olan 521 lira’dan sonra gelen ilk iki gelir dilimidir. Burada, tüm gelir gruplarını, asgari ücreti baz alarak, asgari ücretin altında olanlar ve asgari ücretin üzerinde olanlar şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Bu ayrıma göre, asgari ücret dahil olmak üzere asgari ücretin altında olanların oranı toplam %47,1’lik (%17’si herhangi bir geliri olmayanlar, %6,3’ü 1lira-250 lira arası, %17,5’i 251 lira-asgari ücret (521 lira) arası, %6,3 tam asgari ücret kadar (521 lira) toplamı) bir dilimde yer alırken, asgari ücretin üzerindeki grubun ise toplam %53’lük (%21,4’ü 522 lira-750 lira arası, %18’i 751 lira1000 lira arası, %8,7’si 1001 lira- 1500 lira arası, %3,4’ü 1501 lira-200 lira arası, %1’i 2001 lira-2500 lira arası ve %0,5’i 2501 lira ve üzerinde toplamı) bir dilimde olduğu görülmektedir. Bu durumda, asgari ücretin altındaki ve asgari ücretin üstündeki gelir gruplarının birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. Ancak, gelir dilimi yükseldikçe, yüzdelik yığılmanın giderek azaldığı görülmektedir. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 işsizin aylık ortalama gelirinin, asgari ücreti izleyen ilk iki gelir dilimi etrafında yığıldığı görülmektedir. Bu da, ortalama aylık gelir bakımından, işsizlerin ancak asgari gelirin biraz üstü kadar bir gelirle yaşamlarını idame etmeye çalıştıklarını göstermektedir. Bu durum, işsizlerin geçinmeleri için zorunlu olan gelirden yoksun bir hayat sürdüklerini; bu nedenle, dışlanmaya, ancak asgari ücretin biraz üzerinde yer alan bir gelir kadar dayanabildiklerini göstermektedir. Ayrıca, işsizlerin %17’lik bir kısmının ise, herhangi bir geliri de yoktur. Bu şartlar altında, işsizler için sosyal dışlanma, kaçınılmaz hale gelmektedir. Sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmek için yapılması gereken aylık asgari gıda harcaması tutarı için hesaplanan harcama tutarı, “açlık sınırını” 139 belirlemektedir. 2009 yılı aralık ayı itibariyle, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 795 TL’yken, tek kişinin açlık sınırı ise 200 TL civarında hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanları, hane halkı üzerinden değil, bireysel bazda araştırmaya dahil edip, sosyal dışlanmışlığı bu şekilde ele aldığımızdan, burada işsizler için dikkate alacağımız açlık sınırı, tek kişilik açlık sınırı olan 200 TL’dir. Tek kişilik açlık sınırını, burada yer alan 10 gelir dilimi açısından değerlendirmek yararlı olacaktır. Asgari ücretin altında ortalama aylık geliri olanların, yani açlık sınırı altında geliri olanların, dışlanmışlıkları, açlık sınırı üzerinde geliri olanlara göre, daha yüksek düzeylerdedir. Gıda harcamalarının yanı sıra, ''İnsan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyi” için yapılması gereken giyim, konut, ulaşım ve diğer zorunlu harcamalar da dikkate alınarak hesaplanan harcama tutarı ise,”yoksulluk sınırını” belirlemektedir. Buna göre, tek kişinin yoksulluk sınırı, 2009 yılı aralık ayı itibariyle 1.445,91 TL (bin 445 TL 91 kuruş) olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, 2010 yılında geçerli olan 521 TL’lik net asgari ücret, yoksulluk ücreti bile değildir. Tek kişilik yoksulluk sınırını, burada yer alan 10 gelir dilimi açısından değerlendirmek yararlı olacaktır. Buna göre, yoksulluk sınırının altında ortalama aylık geliri olanların dışlanmışlıkları, yoksulluk sınırı üzerinde geliri olanlara göre, daha yüksek düzeylerdedir. Araştırmaya katılan 206 işsizin demografik özelliklerine ilişkin olarak, yukarıda yer alan demografik dağılım tablolarından elde edilen sonuçlarla, işsizlerin, içinde bulundukları ekonomik, sosyal durumun çerçevesi çizilmiş ve betimlenmiştir. İşsiziler için verilen bu betimleyici bulgular, araştırmanın amacı için yeterli olup, bunun dışında araştırmaya katılan işsizlerle ilgili başka betimleyici bilgi verilmeyecektir. Yine, araştırmada yer alan işsizlerin her bir demografik özelliğinin sosyal dışlanmayı oluşturan sekiz yaşam alanı ile karşılaştırılması ise, işsizlerin sosyal dışlanmışlığının düzeyini belirlemekten çok, işsizlerin durum tanımı yani betimlenmesi niteliğinde olacağından böyle bir analize de burada yer verilmemiştir. Çünkü, işsizlerin sosyal dışlanmış 140 olduğu zaten bilinen bir gerçektir. Yani, işsizlerin kendi demografik özelliklerinin her biri ile sosyal dışlanmayı oluşturan sekiz yaşam alanının her birinin kıyaslanması, işsiz bireylerin sosyal dışlanmışlıklarının tasviri niteliğinde olup, işsiz bireylerin sosyal dışlanmışlık düzeyini belirleyici, ölçücü bir nitelik taşımamaktadır. Ancak, tezin ek tablolar kısmında, ek betimleyici bilgi sunma amacıyla, söz konusu analize ilişkin tablolar yer almaktadır (Bknz: EK 5). 1. ARAŞTIRMADA ÖZELLİKLERİNE YER İLİŞKİN ALAN ÇALIŞANLARIN DAĞILIMLARI İLE BU DEMOGRAFİK ÇALIŞANLARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNİN SOSYAL DIŞLANMAYI OLUŞTURAN YAŞAM ALANLARINA İLİŞKİN OLARAK DIŞLANMIŞLIK DÜZEYLERİNİ GÖSTEREN ÇAPRAZ DAĞILIMLARI Yapılan araştırmaya, işsizlerin sosyal dışlanmışlık düzeylerini belirleyebilmek için, her bir gelir grubundan ve toplam 195 kişiden oluşan çalışanlar da dahil edilmiştir. Bu nedenle, araştırmada, soru formları, işsizlerin sosyal dışlanmışlığını ölçmek için sadece işsizlere değil, çalışanlara da uygulanmıştır. Çünkü, işsizlerin sosyal dışlanmışlığı, çalışanların sosyal dışlanmışlığı ile kıyaslandığında bir anlam ifade edebilecektir. Böylece, işsizlerin sosyal dışlanmışlıklarının düzeyi hakkında daha bariz sonuçlar elde edilebilecektir. Araştırmada uygulanan soru formunun ilk bölümünde, 17 sorunun bulunduğu ve bunun içinde toplam 4 adet sorunun, araştırmada yer alan toplam 195 kişi çalışana yönelik olduğu belirtilmişti. Araştırmaya katılan çalışanlara yönelik olarak sorulan bu soruları sıralarsak; “ne tür bir işte çalışıyorsunuz? çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?, bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?, ortalama aylık geliriniz ne kadardır“. Bu 4 adet soruya, çalışanların vermiş olduğu cevaplarla, çalışanların demografik özelliklerine ait bulgulara ulaşılmış ve bu bulgulardan aşağıda yer alan 141 demografik dağılım tabloları elde edilmiştir. Bu tablolar, araştırmaya katılan çalışanlar hakkında, betimleyici (description) bilgi verme niteliğindedir. 3.1. Çalışanların Demografik Özelliklerine İlişkin Dağılımları 3.1.1. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarına Göre Dağılımı Tablo 41: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarına Göre Dağılım Ne T ür Bir işte Çalışıyorsunuz? Sürekli/düzenli v e tam zam anlı Sürekli/düzenli v e part-tim e Ev e iş alyorum /ev de çalışıyorum Geçici/kısa süreli/m ev sim lik iş Gündelik iş Kendi hesabına (doktor, av ukat gibi) İşv eren Diğer T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 119 61 15 7.7 4 2.1 3 1.5 16 8.2 28 14.4 9 4.6 1 0.5 195 100 Araştırmaya katılan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan çalışanların %61’i sürekli/düzenli ve tam zamanlı, %7,7’si sürekli/düzenli ve part-time, %2,1’i eve iş alıyor/evde çalışıyor, %1,5’i geçici/kısa süreli/mevsimlik iş, %8,2’si gündelik iş, %14,4’ü kendi hesabına (doktor,avukat gibi), %4,6’sı işveren ve %0,5’i diğer tür işleri yapmaktadır. Buna göre, araştırmaya katılan çalışanların vermiş olduğu cevaplar içinde %61 ile “sürekli/düzenli ve tam zamanlı” iş türünde yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu çok yüksek bir farkla, %14,4 ile “kendi hesabına çalışanlar (doktor,avukat gibi)”, %8,2’si “gündelik iş”lerde çalışanlar, %7,7 ile “sürekli/düzenli ve part-time” çalışanlar izlemektedir. Diğerleri, %5’lik dilimin altındadır. En az yığılma ise, %0,5 ile “diğer tür işler” de çalışanlar olup, bunu %1,5’i ile “geçici/kısa süreli/mevsimlik iş”lerde çalışanlar izlemektedir. 142 3.1.2. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasına Göre Dağılımı Tablo 42: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasına Göre Dağılım Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı? Ev et Hayır T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 157 80.5 38 19.5 195 100 Araştırmaya katılan çalışanların “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan çalışanların %80,5’i evet sosyal güvencem var, %19,5’i hayır sosyal güvencem yok demiştir. Buna göre, araştırmaya katılan çalışanların vermiş olduğu cevaplar içinde %80,5 ile” evet sosyal güvencem var “ cevabında yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu çok yüksek bir farkla, %19,5 ile “hayır sosyal güvencem yok” cevabı izlemiştir. “Hayır” cevabını veren çalışanlar, çalışan yoksullar denilen ve kayıt dışı olarak çalışan kesimi oluşturmaktadır. 143 3.1.3. Çalışanların Elde Ettiği Gelirin Türüne Göre Dağılım Tablo 43: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelirin Türüne Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? Gündelik Haftalık Aylık Yıllık T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 32 16.4 13 6.7 147 75.4 3 1.5 195 100 Araştırmaya katılan çalışanların “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan çalışanların %16,4’ü gündelik, %6,7’si haftalık, %75,4’ü aylık ve %1,5’i yıllık gelir elde etmektedir. Buna göre, araştırmaya katılan çalışanların vermiş olduğu cevaplar içinde %75,4 ile ”aylık” gelir türünde yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu çok yüksek bir farkla, %16,4 ile “gündelik”, %6,7 ile “haftalık” ve %1,5 ile “yıllık” gelir türü izlemiştir. En az yığılmanın, %1,5 ile” yıllık” gelir türünde olduğu gözlenmiştir. 144 3.1.4. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım Tablo 44: Çalışanların Ortalama Aylık Gelirine Göre Dağılım Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri T oplam Kişi Sayısı (N) Geçerli Yüzde (%) 7 3.6 10 5.1 31 15.9 41 21 51 26.2 19 9.7 19 9.7 17 8.7 195 100 Araştırmaya katılan çalışanların “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusuna vermiş olduğu cevaplar, cevap şıklarına göre, kişi sayısı ve yüzdelik cinsinden dağılım tablosu yapılarak sıralanmıştır. Bu tabloya göre, araştırmaya katılan çalışanların %3,6’sı asgari ücretin altında, %5,1’i asgari ücret kadar, %15,9’u 522 lira-750 lira arasında, %21’i 751 lira-1000 lira arası, %26,2’si 1001 lira-1500 lira arası, %9,7’si 1501 lira-2000 lira arası ile 2001 lira-2500 lira arası ve son olarak %8,7’si 2501 lira ve üzeri ortalama aylık gelir elde etmektedir. Buna göre, araştırmaya katılan çalışanların vermiş olduğu cevaplar içinde, %26,2 ile “1001 lira-1500 lira arası” aylık ortalama gelir elde edenlerde yığılma olduğu gözlenmiştir. Bunu, %21 ile “751 lira-1000 lira arasında”, %15,9’ ile “522 lira-750 lira arasında” ortalama aylık geliri olanlar izlemektedir. Diğerleri, %10’luk dilimin altındadır. En az yığılmanın ise, %3,6 ile “asgari ücretin altında” ortalama aylık gelir elde edenlerde olduğu gözlenmiştir. 145 3.2. Çalışanların Demografik Özelliklerinin, Sosyal Dışlanmayı Oluşturan Yaşam Alanlarına İlişkin Olarak Dışlanmışlık Düzeylerini Gösteren Çapraz Dağılımları Bu kısımda, çalışanlara ait elde edilen ve yukarıda yer alan demografik dağılım tabloları kullanılarak, sosyal dışlanmayı oluşturan 8 yaşam alanının her biri ile karşılaştırmalı çapraz tablolar elde edilmiştir. Bununla amaçlanan, çalışanlara sorulan toplam 4 sorudan oluşan demografik özelliklerin her birinin, çalışanların 8 yaşam alanının her birinden dışlanmışlığına ve sonuçta da sosyal dışlanmışlığına ne kadar etkide bulunduğudur. Yani, araştırmaya katılan ve 4 soru ile demografik özelliği tasvir edilen çalışanların, bu özelliklerinin her birinin, her bir sosyal yaşam alanından dışlanmışlığının ve genel olarak sosyal dışlanmışlığının ne düzeyde olduğuna ilişkin bulgular elde edilmeye çalışılmıştır. İşsizlere ait 7 soru ile belirlenen demografik özelliklere ilişkin olarak, 8 yaşam alanının her biriyle karşılaştırmalı çapraz tablolar oluşturulmamıştı. Çünkü, bu sadece araştırmada yer alan işsizlerin demografik özelliklerine göre yaşam alanlarının her birinden dışlanmadan ve genel olarak sosyal dışlanmasından bahseden bir betimleme olurdu. Zaten, işsizlerin sosyal dışlanmaya maruz kaldığı bilinmektedir. Ancak, çalışan kesim, işsizler gibi yaşam alanlarından biri olan işgücü piyasası alanından dışlanmış olmadığından, çalışanların, işsizler gibi sosyal dışlanmaya maruz kaldığı kesin olarak söylenemez. Bu nedenle, çalışanlara ait demografik özelliklerin, sosyal dışlanmanın 8 yaşam alanının her biriyle kıyaslanarak çapraz tabloların oluşturulması, çalışanların sosyal dışlanmışlık düzeyleri hakkında betimleyici değil, kıyaslayıcı bir bulgu niteliğindedir. Diğer bir deyişle, çalışanların her bir demografik özellikleri ile her bir yaşam alanı kıyaslanmış, böylece her bir demografik özellik karşısında 8 yaşam alanının her birinden çalışanların ne düzeyde dışlandığı ve yine genel olarak sekiz yaşam alanının tamamından ne düzeyde sosyal dışlanmış olduğuna ilişkin edinilen bilgiler, bize araştırmaya katılan işsizlerin dışlanmışlık düzeyini belirleme imkanı sunacaktır. Ayrıca, araştırmada tercih edilen sosyal 146 dışlanma ölçeği, daha önceden de bahsedildiği gibi bir “sosyal içerme ölçeği” olduğundan, burada böyle bir analizin yapılmasını da gerekli kılmaktadır. 3.2.1. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 45: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir Çalıştıklarının Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo r su n uz ? Sürek li/düz enli v e tam za m an lı Sürek li/düz enli v e pa rt-tim e Ev e iş alıyorum /ev de ç al ışıy orum Ge çici/k ıs a s üreli/m ev s im lik i ş Gü ndelik iş ler Ken di he sa bına (do kto r, avu ka t gib i) İşv eren D iğe r T o pl am İşte SA Ğ L IK VE SO S YA L G Ü VE N L İK A LA N I Yü ks ek D ü şü k D ı şlan m a T O PL A M D ışlan m a D ı şlan m a Yo k 119 1 20 98 100 % 0,80% 16,8 0% 82,40 % 15 2 3 10 100 % 1 3,30% 20,0 0% 66,70 % 1 3 0 4 25% 7 5% 0,00 % 100 % 0 2 1 3 0,00% 66,7 0% 33,30 % 100 % 5 1 10 16 3 1,30% 6,3 0% 62,50 % 100 % 0 3 25 28 100 % 0,00% 10,7 0% 89,30 % 9 0 1 8 100 % 0,00% 11,1 0% 88,90 % 1 0 1 0 0,00% 10 0% 0,00 % 100 % 9 34 152 195 4,60% 17, 40% 77,9 0% 100 % Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0,8, düşük dışlanma düzeyi %16,8 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %82,4’dür. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %13,3, düşük dışlanma düzeyi %20 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %66,7’dir. Eve iş alan/evde çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %25, düşük dışlanma düzeyi %75 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik 147 işlerde çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %66,7 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %33,3’dür. Gündelik işlerde çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %31,3, düşük dışlanma düzeyi %6,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %62,5’dir. Kendi hesabına çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %10,7 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %89,3’tür. İşverenlerin sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %11,1 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %88,9’dur. Diğer işlerde çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %100 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “sağlık ve sosyal güvenlik alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek dışlanma düzeyi” kategorisinde %31,3 ile gündelik işlerde çalışanlarda, %25 ile eve iş alan/evde çalışanlarda ve %13,3 ile sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. “Düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %100 ile “diğer” iş türlerinde çalışanlarda, %75 ile “eve iş alan/evde çalışanlarda” ve %66,7 ile geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %89,3 ile “kendi hesabına çalışanlarda” ve %88,9 ile “işveren”lerde olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek dışlanma düzeyinde %0 ile geçici/kısasüreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda, kendi hesabına çalışanlar, işveren ve diğer çalışanlarda, düşük dışlanma düzeyinde %6,3 gündelik işlerde, %11,1 ile işverenlerde ve %16,8 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlarda, dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda, eve iş alan/evde çalışanlarda ve %33,3 ile geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek dışlanma düzeyi %4,6, toplam düşük dışlanma düzeyi %17,4 dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %77,9’luk bir genel yığılma vardır. 148 Dışlanmışlık düzeylerini dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam dışlanma düzeyi %22 (%4,6 düşük dışlanma düzeyi ve %17,4 yüksek dışlanma düzeyi toplamı),dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %77,9’luk bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanma düzeyi %17,6 (yüksek dışlanmışlığı %0,8, düşük dışlanmışlığı %16,8 toplamı) ve dışlanmayanların oranı %82,4 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın düşük bir oranda olmadığı görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanma düzeyleri (yüksek dışlanma ve düşük dışlanma) dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak, esnek çalışma türlerinde çalışanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Ayrıca, “işverenlerde” ve “kendi hesabına çalışanlar”da, sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanma düzeyinin, “esnek çalışanlara” ve sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha az düzeyde olduğu ve yine en yüksek dışlanmamışlığın da “kendi hesabına çalışanlarda” ve “işverenlerde” olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde, sağlık ve sosyal güvenlik alanından, %22’lik bir “toplam dışlanma” düzeyi vardır. Bu durumda, iş türlerinin, sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanma üzerinde etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda, “sağlık ve sosyal güvenlik alanından” dışlanmanın düşük sayılamayacak bir oranda olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, çalışanlar içinde, “esnek çalışanların”, sağlık ve sosyal 149 güvenlik alanındaki dışlanmışlığı, genel olarak, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte, buna karşılık, ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ve “işverenler”, dışlanmışlık düzeyi en az olan gruptur. Genel olarak bakıldığında ise, tüm iş türlerinde, eve iş alan/evde çalışanlar ve diğer işlerde çalışanlar hariç, sağlık ve sosyal güvenlik alanından genel bir dışlanmamışlık mevcuttur. 3.2.2. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 46: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo r su n uz ? E Ğ İT İM İ M K A N L A R IN D A N YA R A R L A N M A / Sürek li/düz enli v e tam za m an lı Sürek li/düz enli v e pa rt-tim e Ev e iş alıyorum /ev de ç al ışıy orum Ge çici/k ıs a s üreli/m ev s im lik i ş Gü ndelik iş ler Ken di he sa bına (do kto r, avu ka t gib i) İşv eren D iğe r T o pl am EĞ İT İM E K AT IL M A AL A N I Yü ks ek D ü şü k D ı şlan m a T O PL A M D ışlan m a D ı şlan m a Yo k 119 1 20 98 100 % 0,80% 16,8 0% 82,40 % 2 5 8 15 1 3,30% 33,3 0% 53,30 % 100 % 0 4 0 4 0% 10 0% 0,00 % 100 % 1 1 1 3 3 3,30% 33,3 0% 33,30 % 100 % 16 7 5 4 100 % 4 3,80% 31,3 0% 25,00 % 28 1 7 20 100 % 3,60% 25,0 0% 71,40 % 9 0 1 8 0,00% 11,1 0% 88,90 % 100 % 1 0 0 1 10 0,00% 0% 0,00 % 100 % 13 43 139 195 6,70% 22, 10% 71,3 0% 100 % Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0,8, düşük dışlanma düzeyi %16,8 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %82,4’dür. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde 150 çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %13,3, düşük dışlanma düzeyi %33,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %53,3’dür. Eve iş alan/evde çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %100ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %33,3, düşük dışlanma düzeyi %33,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %33,3’dür. Gündelik işlerde çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %43,8, düşük dışlanma düzeyi %31,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %25’dir. Kendi hesabına çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %3,6, düşük dışlanma düzeyi %25 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %71,4’dür. İşverenlerin eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %11,1 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %88,9’dur. Diğer işlerde çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %100, düşük dışlanma düzeyi %0 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek dışlanma düzeyi” kategorisinde %100 diğer işlerde çalışanlarda ve %43,8 ile gündelik işlerde olduğu gözlenmiştir. “Düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %100 ile “eve iş alan/evde çalışanlar”da, %33,3 ile “geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde” çalışanlarda ve sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %88,9 ile işverenlerde,%82,4 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlarda ve %71,4 ile kendi hesabına çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek dışlanma düzeyinde %0 ile işveren ve eve iş alan/evde çalışanlarda, %0,8 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlarda, düşük dışlanma düzeyinde %0 ile düğer işlerde çalışanlarda, %11,1 ile 151 işverenlerde, dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda ve eve iş alan/evde çalışanlarda, ve %25 ile gündelik işlerde çalışanlarda gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek dışlanma düzeyi %6,7, toplam düşük dışlanma düzeyi %22,1, dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %71,3’lük bir genel yığılma vardır. Dışlanmışlık düzeylerini dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam dışlanma düzeyi %28,8 (%6,7 düşük dışlanma düzeyi ve %22,1 yüksek dışlanma düzeyi toplamı), dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %71,3’lük bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanma düzeyi %17,6 (yüksek dışlanmışlığı %0,8, düşük dışlanmışlığı %16,8 toplamı) ve dışlanmayanların oranı %82,4 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın çok yüksek oranda olmadığı görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanma düzeyleri (yüksek dışlanma ve düşük dışlanma) dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Ayrıca, “işverenlerde”, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanma düzeyinin, “esnek çalışanlara” ve sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha 152 az düzeyde olduğu ve yine en yüksek dışlanmamışlığın da “işverenlerde”, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlarda ve “kendi hesabına çalışanlarda” olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanından, %28,8’lik bir “toplam dışlanma” düzeyi vardır. Bu durumda, iş türlerinin, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanma üzerinde etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanından” dışlanmanın düşük sayılamayacak bir düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, çalışanlar içinde, “esnek çalışanların”, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlığı, genel olarak, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte, buna karşılık, ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ve “işverenler”, dışlanmışlık düzeyi en az olan gruptur. Genel olarak bakıldığında ise, tüm iş türlerinde, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanından, ”eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışanlar ve diğer işlerde çalışanlar” dediğimiz esnek çalışma türlerinde çalışanlar hariç, diğer iş türlerinde çalışanlarda, genel bir dışlanmamışlık mevcuttur. 153 3.2.3. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 47: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Çalıştıklarının İkamet Koşulları Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo r su n uz ? Sürek li/düz enli v e tam za m an lı Sürek li/düz enli v e pa rt-tim e Ev e iş alıyorum /ev de ç alışıy orum Ge çici/k ıs a s üreli/m ev s im lik i ş Gü ndelik iş ler Ken di he sa bına (do kto r, avu ka t gib i) İşv eren D iğe r T o pl am Tür Bir İşte İK A M E T K O ŞU L L AR I AL A N I D ü şü k D ışlan m a T O PL A M D ışlan m a Yo k 119 10 10 9 100 % 8,40% 91,6 0% 15 5 10 100 % 3 3,30% 66,7 0% 1 3 4 25% 7 5% 100 % 0 3 3 0,00% 10 0% 100 % 9 7 16 5 6,30% 43. 8% 100 % 1 27 28 100 % 3,60% 96,4 0% 9 0 9 100 % 0,00% 10 0% 1 1 0 100% 0,0 0% 100 % 27 16 8 195 1 3,80% 86,2 0% 100 % Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “ikamet koşulları” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %8,4 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %91,6’dır. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %33,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %66,7’dir. Eve iş alan/evde çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %25 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %75’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %0 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %100’dür. Gündelik işlerde çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %56,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %43,8dır. Kendi hesabına çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %3,6 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %27’dır. İşverenlerin ikamet koşulları alanındaki düşük 154 dışlanma düzeyi %0 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %100’dür. Diğer işlerde çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanma düzeyi %100 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “ikamet koşulları alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde %100 ile “diğer” iş türlerinde çalışanlarda ve %56,3 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda yığılma olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %100 ile “işveren”lerde, %100 ile geçici/kısa/mevsimlik işlerde çalışanlarda ve %96,4 ile kendi hesabına (doktor,avukat gibi) çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise, düşük dışlanma düzeyinde, %0 ile işverenlerde ve geçici/kısa/mevsimlik işlerde çalışanlarda; dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, ikamet koşulları alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise, toplam düşük dışlanma düzeyi %13,7, dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %86,2’lik bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tabi tutarsak. “Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların ikamet koşulları alanındaki düşük dışlanmışlığı %8,4 ve dışlanmayanların oranı %91,6 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın düşük düzeylerde olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanmama düzeyi düşük dışlanma düzeyinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre, konut alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde konut alanından dışlanma oranı “düşük dışlanma” 155 düzeyinde olup, ”yüksek düzeyde” dışlanma gözükmemektedir ve %13,8’lik bir “toplam düşük dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık dışlanmanın olmadığı düzey, %86,2 gibi oldukça yüksek bir orandır. Bu durumda, iş türlerinin konut alanındaki dışlanma üzerinde etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda “konut koşulları alanından” dışlanmanın çok az düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Toplamdaki %13,8’lik bir “düşük dışlanma” düzeyi oranı ise, daha çok esnek çalışma türlerinden kaynaklanmaktadır. 3.2.4. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 48: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Çalıştıklarının Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo rsu n u z? Tür Bir İşte S İY AS AL K AT IL M A AL AN I D ü şü k D ışlan m a T O P L AM D ışlan m a Yok 6 78 35 119 5.00% 65.50% 29.40% 100% 1 9 5 15 6.70% 60.00% 33.30% 100% 0 3 1 4 0% 75% 25% 100% 0 2 1 3 0% 66.70% 33.30% 100% 2 12 2 16 12.50% 75% 12.50% 100% 0 12 16 28 0% 42.90% 57.10% 100% 1 3 5 9 11.10% 33.30% 55.60% 100% 0 1 0 1 0% 100% 0% 100% 10 120 65 195 5.10% 61.50% 33.30% 100% Y ü ksek D ışlan m a S ürekli/düzenli v e tam zam anlı S ürekli/düzenli v e part-tim e E v e iş alıyorum /ev de çalışıyorum G eçici/kısa süreli/m ev sim lik iş G ündelik işler K endi hesabına (doktor, av ukat gibi) İşv eren D iğer T o p lam Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “siyasal katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %5, düşük dışlanma düzeyi %68,5 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %29,4’dür. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %6,7, düşük dışlanma 156 düzeyi %60 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %33,3’dir. Eve iş alan/evde çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %75 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %25’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %66,7 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %33,3’dür. Gündelik işlerde çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %12,5, düşük dışlanma düzeyi %75 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %12,5’dir. Kendi hesabına çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %42,9 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %57,1’dır. İşverenlerin siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %11,1, düşük dışlanma düzeyi %33,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %55,6’dır. Diğer işlerde çalışanların siyasal katılma alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %100 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “siyasal katılma alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek dışlanma düzeyi” kategorisinde %12,5 ile gündelik işlerde çalışanlarda ve %11,1 ile işverenlerde olduğu gözlenmiştir. “Düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %100 ile “diğer” iş türlerinde çalışanlarda, %75 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda ve eve iş alan/evde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %57,1 ile kendi hesabına çalışanlarda ve %55,6 ile “işveren”lerde olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek dışlanma düzeyinde %0 ile eve iş alan/evde çalışanlarda, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda ve diğer çalışanlarda, düşük dışlanma düzeyinde %33 ile işverenlerde ve %42,9 ile kendi hesabına çalışanlarda, dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda olduğu ve %12,5 ile gündelik işlerde çalışanlarda gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, siyasal katılma alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek dışlanma düzeyi %5,1, toplam düşük dışlanma düzeyi %61,5 dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %33,3’lük bir genel yığılma vardır. Dışlanmışlık düzeylerini 157 dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam dışlanma düzeyi %66,6 (%5,1 düşük dışlanma düzeyi ve %61,5 yüksek dışlanma düzeyi toplamı),dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %33,3’lük bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların siyasal katılma alanındaki dışlanma düzeyi %70,5 (yüksek dışlanmışlığı %5, düşük dışlanmışlığı %65,5 toplamı) ve dışlanmayanların oranı %29,4 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın yüksek oranda olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanma düzeyleri (yüksek dışlanma ve düşük dışlanma) dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların “siyasal katılma” alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Ayrıca, “işverenlerde” ve “kendi hesabına çalışanlar”da siyasal katılma alandaki dışlanma düzeyinin, “esnek çalışanlara” ve sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha az düzeyde olduğu ve yine en yüksek dışlanmamışlığın da “işverenlerde” ve kendi başına çalışanlarda olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde siyasal katılma alanında %66,6’lık bir “toplam dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık dışlanmanın olmadığı düzey, %33,3 gibi oldukça düşük bir orandır. Bu durumda, iş türlerinin siyasi katılım alanındaki dışlanma üzerindeki etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda “siyasal katılma alanından” dışlanmanın oldukça yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, çalışanlar içinde, “esnek çalışanların”, siyasal katılma alanındaki 158 dışlanmışlığı, genel olarak, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte, buna karşılık, ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ve “işverenler”, dışlanmışlık düzeyi en az olan gruptur. Genel olarak bakıldığında ise, tüm iş türlerinde, siyasal alandan genel bir dışlanma mevcuttur. Bunun nedeni daha önceden de açıklandığı gibi ülkemizin siyasi geleneğine, geçmişine, yapısına bağlı bir sonuçtur ve bu sonuç, bu karşılaştırmada da kendini göstermektedir. 3.2.5. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 49: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir Çalıştıklarının Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alana Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo rsu n u z? S ürekli/düzenli v e tam zam anlı S ürekli/düzenli v e part-tim e E v e iş alıyorum /ev de çalışıyorum G eçici/kısa süreli/m ev sim lik iş G ündelik işler K endi hesabına (doktor, av ukat gibi) İşv eren D iğer T o p lam İşte K Ü L T Ü R E L , S P O R T İF V E S AN AT S AL AL AN Y ü ksek D ü şü k D ışlan m a T O P L AM D ışlan m a D ışlan m a Yok 5 39 75 119 4.20% 32.80% 63.00% 100% 2 4 9 15 13.30% 26.70% 60.00% 100% 1 3 0 4 25% 75% 0% 100% 1 1 1 3 33.30% 33.30% 33.30% 100% 9 5 2 16 56.30% 31.30% 12.50% 100% 1 11 16 28 3.60% 39.30% 57.10% 100% 0 5 4 9 0% 55.60% 44.40% 100% 1 0 0 1 100% 0% 0% 100% 20 68 107 195 10.30% 34.90% 54.90% 100% Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %4,2, düşük dışlanma düzeyi %32,8 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %63’dür. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %13,3, düşük dışlanma düzeyi %26,7 ve 159 dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %60’dır. Eve iş alan/evde çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %25, düşük dışlanma düzeyi %75 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %33,3, düşük dışlanma düzeyi %33,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %33,3’dür. Gündelik işlerde çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %56,3, düşük dışlanma düzeyi %31,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %12,5’dir. Kendi hesabına çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %3,6, düşük dışlanma düzeyi %39,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %57,1’dır. İşverenlerin kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %55,6 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %44,4’dır. Diğer işlerde çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %100, düşük dışlanma düzeyi %0 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek dışlanma düzeyi” kategorisinde %100 ile diğer işlerde çalışanlar, %56,3 ile gündelik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. “Düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %75 ile ve “eve iş alan/evde çalışanlarda”, %55,6 ile “işverenlerde” olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %63 ile “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlarda ve %60 ile “sürekli/düzenli ve part-time işler”de çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek dışlanma düzeyinde %0 ile işverenler, %3,6 ile kendi hesabına çalışanlar ve %4,2 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlarda, düşük dışlanma düzeyinde %0 ile diğer çalışanlarda ve %26,7 ile sürekli/düzenli ve part-time çalışanlarda, dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile “eve iş alan/evde çalışanlar”da ve “diğer” çalışanlarda gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek dışlanma düzeyi %10,3, toplam düşük dışlanma düzeyi %34,9, dışlanmanın 160 olmadığı düzeyde ise toplam %54,9’luk bir genel yığılma vardır. Dışlanmışlık düzeylerini dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam dışlanma düzeyi %45,2 (%10,3 düşük dışlanma düzeyi ve %34,9 yüksek dışlanma düzeyi toplamı), dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %54,9’luk bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanma düzeyi %37 (yüksek dışlanmışlığı %4,2, düşük dışlanmışlığı %32,8 toplamı) ve dışlanmayanların oranı %63 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın düşük oranda olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanma düzeyleri (yüksek dışlanma ve düşük dışlanma) dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber, dışlanmışlık düzeylerinde, genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların “kültürel, sportif ve sanatsal” alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Ayrıca, “işverenlerde” ve “kendi hesabına çalışanlar”da “kültürel, sportif ve sanatsal” alandaki dışlanma düzeyinin, “esnek çalışanlara” göre daha az düzeyde olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde “kültürel, sportif ve sanatsal” alanda %45,2’lık bir “toplam dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık dışlanmanın olmadığı düzey %54,9 olup, her iki oranın birbirine yakın düzeyde olduğu gözlenmektedir. Bu durumda, iş türlerinin “kültürel, sportif ve sanatsal” alandaki dışlanma üzerindeki etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda “kültürel, sportif ve sanatsal” alandan dışlanmanın ve dışlanmamışlığın “toplamda” hemen hemen aynı düzeyde 161 olduğunu ve çalışanlar içinde, “esnek çalışanların” ve ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ile “işverenler”in, kültürel, sportif ve sanatsal alandan dışlanmışlığının, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte olduğunu görmekteyiz. Genel olarak bakıldığında ise, tüm iş türlerinde kültürel, sportif ve sanatsal alandan genel bir dışlanma mevcuttur. Bunun nedeni daha önceden de açıklandığı gibi ülkemizin sosyo-kültürel yapısına bağlı bir sonuçtur ve bu sonuç, bu karşılaştırmada da kendini göstermektedir. 3.2.6. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Sosyal Yaşam Alanına” Göre Dağılımı Tablo 50: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştıklarının Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo rsu n u z? S ürekli/düzenli v e tam zam anlı S ürekli/düzenli v e part-tim e E v e iş alıyorum /ev de çalışıyorum G eçici/kısa süreli/m ev sim lik iş G ündelik işler K endi hesabına (doktor, av ukat gibi) İşv eren D iğer T o p lam Ne Tür Bir İşte S O S Y AL Y AŞ AM AL AN I D ü şü k D ışlan m a T O P L AM D ışlan m a Yok 4 115 119 3,4% 96,6% 100% 2 13 15 13,3% 86,7% 100% 1 3 4 25% 75% 100% 1 2 3 33,3% 66,7% 100% 7 9 16 43,8% 56,3% 100% 3 25 28 10,7% 89,3% 100% 1 8 9 11,1% 88,9% 100% 1 0 1 100% 0% 100% 20 175 195 10.30% 89,7% 100% Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “sosyal yaşam” alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların “sosyal yaşam” alanındaki düşük dışlanma düzeyi %3,4 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %96,6dır. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların sosyal yaşam alanındaki 162 düşük dışlanma düzeyi %13,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %86,7’dir. Eve iş alan/evde çalışanların sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanma düzeyi %25 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %75’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanma düzeyi %33,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %66,7’dür. Gündelik işlerde çalışanların sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanma düzeyi %43,8 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %56,3’tür. Kendi hesabına çalışanların sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanma düzeyi %10,7 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %89,3’tür. İşverenlerin sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanma düzeyi %11,1 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %88,9’dur. Diğer işlerde çalışanların sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanma düzeyi %100 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “sosyal yaşam alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde %100 ile “diğer” iş türlerinde çalışanlarda ve %43,8 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda yığılma olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %96,6 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar, %89,3 ile kendi hesabına (doktor,avukat gibi) çalışanlarda ve %88,9 ile “işveren”lerde olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; düşük dışlanma düzeyinde, %3,4 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar, %10,7 ile kendi hesabına çalışanlarda, dışlanmanın olmadığı düzeyde %0 ile diğer işlerde çalışanlarda, %66,7 ile geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, sosyal yaşam alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise, toplam düşük dışlanma düzeyi %10,3, dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %89,7’lik bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir 163 ayrıma tabi tutarsak. “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların sosyal yaşam alanındaki düşük dışlanmışlığı %3,4 ve dışlanmayanların oranı %96,6 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın düşük düzeylerde olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak “dışlanmama” düzeyi, “düşük dışlanma” düzeyinden yüksek olmakla beraber, dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara ve yine ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “işverenlere” ve “kendi hesabına çalışanlara” göre, sosyal yaşam alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde sosyal yaşam alanından dışlanma oranı “düşük dışlanma” düzeyinde olup, ”yüksek düzeyde” dışlanma gözükmemektedir ve %10,3’lük bir “toplam düşük dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık dışlanmanın olmadığı düzey, %89,7 gibi oldukça yüksek bir orandır. Bu durumda, iş türlerinin sosyal yaşam alanındaki dışlanma üzerindeki etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda sosyal yaşam alanından” dışlanmanın çok az düzeyde olduğunu söyleyebiliriz. Toplamdaki %10,3’lük bir “düşük dışlanma” düzeyi oranı ise, daha çok esnek çalışma türlerinden kaynaklanmaktadır. “Sosyal yaşam” alanındaki dışlanmanın düşüklüğü daha önceden de açıklandığı gibi ülkemizin sosyo-kültürel yapısına bağlı bir sonuçtur ve bu sonuç, bu karşılaştırmada da kendini göstermektedir. 164 3.2.7. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 51: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo rsu n u z? S A Ğ LIK L I V E Y E T E R L İ B E S L E N M E T Ü K E TİM A L A N Y ü ksek D ışlan m a S ürekli/düzenli v e tam zam anlı S ürekli/düzenli v e part-tim e E v e iş alıyorum /ev de çalışıyorum G eçici/kısa süreli/m ev sim lik iş G ündelik işler K endi hesabına (doktor, av ukat gibi) İşv eren D iğer T o p lam 1 0,8% 0 0% 0 0% 0 0% 2 12,5% 0 0% 0 0% 0 0% 3 1,5% D ü şü k D ışlan m a T O P L AM D ışlan m a Yok 13 105 119 10,9% 88,2% 100% 3 12 15 20.00% 80.00% 100% 1 3 4 25% 75% 100% 0 3 3 0% 100.00% 100% 4 10 16 25.00% 62,5% 100% 1 27 28 3,6% 96,4% 100% 2 7 9 22,2% 77,8% 100% 1 0 1 100% 0% 100% 25 167 195 12,8% 85,6% 100% Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0,8, düşük dışlanma düzeyi %10,9 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %88,2’dir. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %20 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %80’dir. Eve iş alan/evde çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %25 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %75’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %0 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %100’dür. Gündelik işlerde çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %12,5, düşük 165 dışlanma düzeyi %25 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %62,5’dir. Kendi hesabına çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %3,6 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %96,4’dür. İşverenlerin sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %22,2 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %77,8’dır. Diğer işlerde çalışanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %100 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek dışlanma düzeyi” kategorisinde %12,5 ile gündelik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. “Düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %100 ile “diğer” iş türlerinde çalışanlarda, %25 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda ve eve iş alan/evde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %100 ile geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda %96,4 ile kendi hesabına çalışanlarda ve %88,2 ile “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar“ işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek dışlanma düzeyinde %0 ile sürekli/düzenli ve part-time çalışanlarda, eve iş alan/evde çalışanlarda, geçici süreli/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda, kendi hesabına çalışanlarda, işverenlerde ve diğer işlerde çalışanlarda, düşük dışlanma düzeyinde %0 ile geçici süreli/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda, %3,6 ile kendi hesabına çalışanlarda, dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda olduğu ve %62,5 ile gündelik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek dışlanma düzeyinde %1,5, toplam düşük dışlanma düzeyinde %12,8, dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %85,6’lık bir genel yığılma vardır. Dışlanmışlık düzeylerini dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi 166 ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam dışlanma düzeyi %14,3 (%1,5 düşük dışlanma düzeyi ve %12,8 yüksek dışlanma düzeyi toplamı),dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %85,6’lık bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanındaki dışlanma düzeyi %11,7 (yüksek dışlanmışlığı %0,8, düşük dışlanmışlığı %10,9 toplamı) ve dışlanmayanların oranı %88,2 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın düşük oranda olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanma düzeyleri (yüksek dışlanma ve düşük dışlanma) dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Ayrıca, “kendi hesabına çalışanlar”da sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alandaki dışlanma düzeyinin, “esnek çalışanlara” ve sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha az düzeyde olduğu ve yine en yüksek dışlanmamışlığın da “ kendi hesabına çalışanlar ” ve “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde” çalışanlarda olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanında %14,3’lük bir “toplam dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık dışlanmanın olmadığı toplam düzey, %85,6’lık yüksek bir orandır. Bu durumda, iş türlerinin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanındaki dışlanma üzerinde etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanından” dışlanmanın çok yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, çalışanlar içinde, “esnek çalışanların”, sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alandaki dışlanmışlığı, genel 167 olarak, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte, buna karşılık, ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ve “işverenler” ise, dışlanmışlık düzeyi en az olan gruplar arasındadır. Genel olarak bakıldığında ise, tüm iş türlerinde, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanından düşük bir dışlanma olduğu gözlense de bu dışlanmanın, göz ardı edilemeyecek bir oranda olduğu da söylenebilir. 3.2.8. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının “ Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanı"na Göre Dağılımı Tablo 52: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo r su n uz ? Sürek li/düz enli v e tam za m an lı Sürek li/düz enli v e pa rt-tim e Ev e iş alıyorum /ev de ç al ışıy orum Ge çici/k ıs a s üreli/m ev s im lik i ş Gü ndelik iş ler Ken di he sa bına (do kto r, avu ka t gib i) İşv eren D iğe r T o pl am B E SL E N M E D IŞI Z OR U N LU T Ü K ET İM A L AN I Yü ks ek D ü şü k D ı şlan m a T O PL A M D ışlan m a D ı şlan m a Yo k 119 1 16 102 100 % 0,8% 13, 4% 85,7 % 15 0 2 13 100 % 0% 13, 3% 86,7 % 0 1 3 4 0% 2 5% 75 % 100 % 0 3 0 3 0% 10 0% 0% 100 % 2 6 8 16 12,5% 37, 5% 50,00 % 100 % 0 1 27 28 100 % 0% 3, 6% 96,4 % 9 0 1 8 100 % 0% 11, 1% 88,9 % 1 1 0 0 100% 0% 0% 100 % 4 30 161 195 2,1% 15 ,4% 82, 6% 100 % Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0,8, düşük dışlanma düzeyi %13,9 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %85,7’dir. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %13,3 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %86,7’dir. Eve iş alan/evde çalışanların 168 beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %25 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %75’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %100 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Gündelik işlerde çalışanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %12,5, düşük dışlanma düzeyi %37,5 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %50’dir. Kendi hesabına çalışanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %3,6 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %96,4’dür. İşverenlerin beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %0, düşük dışlanma düzeyi %11,1 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %88,9’dır. Diğer işlerde çalışanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki yüksek dışlanma düzeyi %100, düşük dışlanma düzeyi %0 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “beslenme dışı zorunlu tüketim alanına” ilişkin yaşam alanından dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek dışlanma düzeyi” kategorisinde %100 ile “diğer” iş türlerinde çalışanlarda, %12,5 ile gündelik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. “Düşük dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %100 ile “geçici/kısa süreli/mevsimlik” işlerde çalışanlarda ve %37,5 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %96,4 kendi hesabına çalışanlar ile %88,9 ile işverenlerde olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek dışlanma düzeyinde %0 ile sürekli/düzenli ve part-time çalışanlarda, eve iş alan/evde çalışanlarda, geçici süreli/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda, kendi hesabına çalışanlarda ve işverenlerde, düşük dışlanma düzeyinde %0 ile diğer çalışanlarda, %3,6 ile kendi hesabına çalışanlarda, dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda ve %50 ile gündelik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek dışlanma düzeyinde %2,1 toplam düşük dışlanma düzeyinde %15,4, 169 dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %82,6’lık bir genel yığılma vardır. Dışlanmışlık düzeylerini dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam dışlanma düzeyi %17,5 (%2,1 düşük dışlanma düzeyi ve %15,4 yüksek dışlanma düzeyi toplamı),dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %82,6’lık bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların “beslenme dışı zorunlu tüketim” alanındaki dışlanma düzeyi %14,2 (yüksek dışlanmışlığı %0,8, düşük dışlanmışlığı %13,4 toplamı) ve dışlanmayanların oranı %85,7 olup, bu tür işlerde çalışanlarda dışlanmışlığın düşük oranda olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak dışlanma düzeyleri (yüksek dışlanma ve düşük dışlanma) dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların “beslenme dışı zorunlu tüketim” alanındaki dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği söylenebilir. Ayrıca, “kendi hesabına çalışanlar”da ve” işverenler”de beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanma düzeyinin, genel olarak “esnek çalışanlara” ve sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha az düzeyde olduğu ve yine en yüksek dışlanmamışlığın da “kendi hesabına çalışanlar”, ”işverenler” ve “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde” çalışanlarda olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde beslenme dışı zorunlu tüketim alanında %17,5’lik bir “toplam dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık dışlanmanın olmadığı toplam düzey, %82,6’lık yüksek bir orandır. Bu durumda, iş türlerinin, “beslenme dışı zorunlu 170 tüketim” alanındaki dışlanma üzerinde etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda “beslenme dışı zorunlu tüketim alanından” dışlanmanın çok yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, çalışanlar içinde, “esnek çalışanların”, beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlığı, genel olarak, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte, buna karşılık, ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ve “işverenler” ise, dışlanmışlık düzeyi en az olan gruptur. Genel olarak bakıldığında ise, tüm iş türlerinde, “beslenme dışı zorunlu tüketim” alanından düşük bir dışlanma olduğu gözlense de bu dışlanmanın, göz ardı edilemeyecek bir oranda olduğu da söylenebilir. 171 3.2.9. Çalışanların Ne Tür Bir İşte Çalıştıklarının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Tablo 53: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ne Tür Çalıştıklarının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı N e T ü r B ir işte Ç alışıyo rsun u z? S ürekli/düzenli ve part-tim e E ve iş alıyorum /evde çalışıyorum G eçici/kısa süreli/m evsim lik iş G ündelik işler K endi hesabına (doktor, avukat gibi) İşveren D iğer T o p lam İşte S ekiz Y aşam Alan ın ın T am am ın d an Y üksek D ü zeyd e S o syal D ışlan m a S ürekli/düzenli ve tam zam anlı Bir 0 0% 0 0% 0 0% 0 0% 1 6,3% 0 0% 0 0% 0 0% 1 0,5% D ü şü k D ü zeyd e S osyal D ışlan m a 16 13,4% 4 26,7% 2 50% 1 33,3% 10 62,5% 2 7,1% 2 22,2% 1 100% 38 19,5% S o s yal D ışlan m a Yok 103 86,6% 11 73,3% 2 50% 2 66,7% 5 31,3% 26 92,9% 7 77,8% 0 0% 156 80.00% T O P LA M 119 100% 15 100% 4 100% 3 100% 16 100% 28 100% 9 100% 1 100% 195 100% Araştırmada yer alan çalışanların “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile sosyal dışlanmayı oluşturan “sekiz yaşam alanının tamamı” arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanların sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %13,9 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %86,6’dir. Sürekli/düzenli ve part-time işlerde çalışanların sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %26,7 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %73,3’tür. Eve iş alan/evde çalışanların sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %50 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %50’dir. Geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanların sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %33,3 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %66,7’dir. Gündelik işlerde çalışanların sekiz yaşam alanının 172 tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %6,3, düşük sosyal dışlanma düzeyi %62,5 ve dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %31,3’tür. Kendi hesabına çalışanların sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %7,1 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %92,9’dur. İşverenlerin sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %22,2 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %77,8’dir. Diğer işlerde çalışanların sekiz yaşam alanının tamamından yüksek sosyal dışlanma düzeyi %0, düşük sosyal dışlanma düzeyi %100 ve sosyal dışlanmışlığın olmadığı düzeyi %0’dır. Çalışılan iş türünün, “sekiz yaşam alanının tamamına” ait dışlanmışlık düzeyleriyle arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görüldüğü gibi, en fazla yığılmanın, “yüksek sosyal dışlanma düzeyi” kategorisinde %6,3 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. “Düşük sosyal dışlanma düzeyi” kategorisinde en fazla yığılma, %100 ile “diğer” işlerde çalışanlarda ve %62,5 ile “gündelik işlerde” çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık, sosyal dışlanmanın olmadığı düzey kategorisinde ise en fazla yığılmanın, %92,9 kendi hesabına çalışanlar ile %86,6 sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ve %77,8 ile işverenlerde olduğu gözlenmiştir. En az yığılmanın yaşandığı iş türleri ise; yüksek sosyal dışlanma düzeyinde %0 ile sürekli/düzenli ve part-time çalışanlarda, eve iş alan/evde çalışanlarda, geçici süreli/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışanlarda, kendi hesabına çalışanlarda, işverenlerde ve diğer çalışanlarda, düşük sosyal dışlanma düzeyinde %7,1 ile diğer kendi hesabına çalışanlarda ve %13,4 ile sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlarda, sosyal dışlanmanın olmadığı düzeylerde ise, %0 ile diğer işlerde çalışanlarda, %31,3 ile gündelik işlerde çalışanlarda olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, tüm bu çalışma türlerinin, sekiz yaşam alanının tamamından “toplam sosyal dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam yüksek sosyal dışlanma düzeyinde %0,5, toplam düşük sosyal dışlanma düzeyinde %19,5, sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %80’iık bir genel yığılma vardır. Sosyal Dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve düşük sosyal 173 dışlanma düzeyleri toplamı “sosyal dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayırıma göre, “toplam sosyal dışlanmışlık düzeylerine” bakıldığında ise; toplam sosyal dışlanma düzeyi %20 (%05, düşük sosyal dışlanma düzeyi ve %19,5 yüksek sosyal dışlanma düzeyi toplamı), sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde ise toplam %80’lik bir genel yığılma vardır. Burada dikkate alınması gereken oranlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar ile esnek çalışma türleri dediğimiz (işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve diğer dışında kalan) eve iş alan/evde çalışan, geçici/kısa süreli/mevsimlik işlerde çalışan, gündelik işlerde çalışan ve sürekli/düzenli ve part-time çalışanlardır. Buna göre, iş türlerini “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler” ve “esnek çalışma” türleri olarak ikili bir ayrıma tutarsak. Sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanların “sekiz yaşam alanının tamamından” sosyal dışlanma düzeyi %13,4 (yüksek sosyal dışlanmışlığı %0, düşük sosyal dışlanmışlığı %13,4 toplamı) ve sosyal dışlanmayanların oranı %86,6 olup, bu tür işlerde çalışanlarda sosyal dışlanmışlığının, düşük oranda olduğu görülmektedir. Buna karşılık, esnek çalışma türlerinde, genel olarak sosyal dışlanma düzeyleri (yüksek sosyal dışlanma ve düşük sosyal dışlanma) sosyal dışlanmama düzeylerinden yüksek olmakla beraber dışlanmışlık düzeylerinde genel olarak bir artış olduğu gözlenmektedir. Buna göre, genel olarak esnek çalışma türlerinde çalışanların, “sekiz yaşam alanının tamamından” sosyal dışlanmışlıklarının daha yüksek düzeylerde seyrettiği gözlenmektedir. Ayrıca, “kendi hesabına çalışanlar”da, sekiz yaşam alanının tamamından, sosyal dışlanma düzeyinin, “esnek çalışanlara”, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara ve ” işverenler”e göre daha az düzeyde olduğu ve yine en yüksek soyal dışlanmamışlığın da sırasıyla, “kendi hesabına çalışanlar”da, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde” çalışanlarda ve ”işverenler”de olduğu gözlenmektedir. Genel toplama bakıldığında ise, tüm iş türlerinde sekiz yaşam alanının tamamından %20’lik bir “toplam sosyal dışlanma” düzeyi varken, buna karşılık sosyal dışlanmanın olmadığı toplam düzey, %80’lik yüksek bir orandır. Bu durumda, iş türlerinin, “sekiz yaşam alanının tamamı” üzerinde etkisi bulunmakla beraber, genel olarak çalışanlarda “sekiz yaşam alanının 174 tamamından” sosyal dışlanmanın çok yüksek olmadığını söyleyebiliriz. Ayrıca, çalışanlar içinde, “esnek çalışanların”, sekiz yaşam alanının tamamından sosyal dışlanmışlığı, genel olarak, “sürekli/düzenli ve tam zamanlı işler”de çalışanlara göre daha yüksek seyretmekte, buna karşılık, ücret karşılığı çalışmayan kesim olan “kendi hesabına çalışanlar” ve “işverenler” ise, dışlanmışlık düzeyi en az olan grupları oluşturmaktadır. Sonuç olarak, çalışılan iş türlerini ücretli çalışanlar ve ücret karşılığı çalışmayanlar olarak ele aldığımızda, ücretli kesimin sosyal dışlanmışlığı ücretli olmayan kesime göre daha fazladır. Ücretli çalışanları da esnek çalışanlar ve sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlar olarak ele aldığımızda da esnek çalışanların, sürekli/düzenli ve tam zamanlı işlerde çalışanlara göre çalışmayanları da ayırdığımızda ise, sosyal kendi dışlanmışlığı daha hesabına çalışanlar işverenlerin sosyal fazladır. ve dışlanmışlığı, Ücret karşılığı işverenler kendi olarak hesabına çalışanlara göre daha fazladır. Bu durumda, çalışılan iş türlerini, sosyal dışlanmışlığı çok olandan az olana göre sıralarsak sırasıyla, esnek çalışanlar, sürekli/düzenli ve tam zamanlı çalışanlar, ücret karşılığı çalışmayanlar (kendi hesabına çalışanlar ve işverenler) gelir. 175 3.2.10. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 54: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam SAĞLIK Ve SOSYAL GÜVENLİK ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 1 22 134 157 0,6% 14% 85,4 100% 8 12 18 38 21,1% 31,6% 47,4% 100% 9 34 152 195 17,4% 77,9% 100% 4,6% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %0,6’sı yüksek dışlanma düzeyinde, %14’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %85,4’ünün dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %21,1’i yüksek dışlanma düzeyinde, %31,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %47,4’ünün dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin dışlanmışlığı %14,6 (%0,6 yüksek dışlanma ve %14 düşük dışlanma toplamı), hayır diyenlerin dışlanmışlığı %52,7’dir (%21,1 yüksek dışlanma ve %31,6 düşük dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki yığılma, %85,4 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. Çalıştığı işte 176 sosyal güvencesi olmayanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki yığılma ise, %52,7 (%21,1 yüksek dışlanma ve %31,6 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanmanın olduğu düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlığı %14,6 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %85,4 olup, bunların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlıkları oldukça düşüktür. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlığı %52,7 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %47,4 olup, bunların sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlıkları oldukça yüksektir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam yüksek dışlanma” düzeyi %4,6, “toplam düşük dışlanma” düzeyi %17,4 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %77,9’dur. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam dışlanma düzeyi %22’dir (%4,9 yüksek dışlanma düzeyi ve %17,4 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %77,9, dışlananların oranı ise toplam %22’dir. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Yani, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), sağlık ve sosyal güvenlik alanındaki toplam dışlanmamışlıkları daha fazladır. Ancak, çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanındaki %22’lik “toplam dışlanma” oranı ise, küçümsenecek bir oran değildir. 177 3.2.11. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 55: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? EĞİTİM İMKANLARINDAN YARARLANMA / EĞİTİME KATILMA ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 3 30 124 157 1,9% 19,1% 79% 100% 10 13 15 38 26,3% 34,2% 39,5% 100% 13 43 139 195 22,1% 71,3% 100% 6,7% Evet Hayır Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %1,9’u yüksek dışlanma düzeyinde, %19,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %79’unun dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %26,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %34,2’si düşük dışlanma düzeyinde ve %39,5’inin dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin dışlanmışlığı %21 (%1,9 yüksek dışlanma ve %19,1 düşük dışlanma toplamı), hayır diyenlerin dışlanmışlığı %60,5’dir (%26,3 yüksek dışlanma ve %34,2 düşük dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte 178 sosyal güvencesi olanların, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki yığılma, %79 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. Çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki yığılma ise, %60,5 (%26,9 yüksek dışlanma ve %34,2 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanmanın olduğu düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlığı %21 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %79 olup, bunların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlıkları oldukça düşüktür. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlığı %60,5 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %39,5 olup, bunların eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlıkları oldukça yüksektir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam yüksek dışlanma” düzeyi %6,7, “toplam düşük dışlanma” düzeyi %22,1 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %71,3’tür. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam dışlanma düzeyi %28,8’dir (%6,7 yüksek dışlanma düzeyi ve %22,1 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %71,3, dışlananların oranı ise toplam %28,8’dir. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Yani, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanındaki toplam dışlanmamışlıkları daha 179 fazladır. Ancak, çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma yaşam alanındaki %28,8’lik “toplam dışlanma” oranı ise, küçümsenecek bir oran değildir. 3.2.12. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 56: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının İkamet Koşulları Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam İKAMET KOŞULLARI ALANI Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Yok 11 146 157 7% 93% 100% 16 22 38 42,1% 57,9% 100% 27 168 195 86,2% 100% 13,8% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “ikamet koşulları” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %7’si düşük dışlanma düzeyinde olup, %93’ünün dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %42,1’i düşük dışlanma düzeyinde olup, %57,9’unun dışlanmışlığı yoktur. Çalışanların, “İkamet koşulları” yaşam alanında “yüksek dışlanma” düzeyi ise yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların), “ikamet koşulları” yaşam alanındaki yığılma, %93 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. “Hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların), “ikamet koşulları” yaşam alanındaki yığılma ise, %57,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Bu önemli bir bulgudur ve “hayır” diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) “evet” diyenlere (sosyal güvencesi olanlara) göre, ikamet koşulları alanındaki dışlanmışlığının daha fazla 180 olduğunu göstermektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, toplam düşük dışlanma” düzeyi %13,8 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %86,2’dir. Çalışanların, “İkamet koşulları” yaşam alanında “yüksek dışlanma” düzeyi olmadığından ”toplam yüksek dışlanma” düzeyi de yoktur. Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, İkamet koşulları alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %86,2, dışlananların oranı ise toplam %13,8’dir. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların ikamet koşulları alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, ikamet koşulları alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), ikamet koşulları alanındaki toplam dışlanmamışlıkları daha fazladır. 3.2.13. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Siyasal Katılma Yaşam Alanı ”na Göre Dağılımı Tablo 57: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam SİYASAL KATILMA ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 7 92 58 157 4,5% 58,6% 36,9% 100% 3 28 7 38 7,9% 73,7 18,4% 100% 10 120 65 195 61,5% 33,3% 100% 5,1% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “siyasal katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %4,5’i yüksek dışlanma düzeyinde, %58,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %36,9’unun dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %7,9’u yüksek dışlanma düzeyinde, %73,7’si düşük 181 dışlanma düzeyinde ve %18,4’ünün dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin dışlanmışlığı %63,1 (%4,5 yüksek dışlanma ve %58,6 düşük dışlanma toplamı), hayır diyenlerin dışlanmışlığı %81,6’dır (%7,9 yüksek dışlanma ve %73,7 düşük dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) siyasal katılma alanındaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, “siyasal katılma” yaşam alanındaki yığılma, %63,1 (%4,5 yüksek dışlanma ve %58,6 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyindedir. Çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların, “siyasal katılma” yaşam alanındaki yığılma da, %81,6 (%7,9 yüksek dışlanma ve %73,7 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanmanın olduğu düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) siyasal katılma alanındaki dışlanmışlığı %63,1 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %36,9 olup, evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) siyasal katılma alanındaki dışlanmışlıkları oldukça yüksektir. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) siyasal katılma alanındaki dışlanmışlığı %81,6 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %18,4 olup, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) de siyasal katılma alanındaki dışlanmışlıkları oldukça yüksektir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam yüksek dışlanma” düzeyi %5,1, “toplam düşük dışlanma” düzeyi %61,5 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %33,3’tür. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam dışlanma düzeyi %66,6’dır (%5,1 yüksek dışlanma düzeyi ve %61,5, düşük dışlanma 182 düzeyi toplamı). Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, siyasal katılma alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %33,3, dışlananların toplam oranı ise %66,6’dır. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların siyasal katılma alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, siyasal katılma alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), siyasal katılma alanındaki toplam dışlanmışlıkları oldukça yüksektir. Böyle bir sonuç ise, ülkemizdeki siyasal yapı, siyasal geçmiş ve geleneklerle ilgilidir. 3.2.14. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 58: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam KÜLTÜREL, SPORTİF VE SANATSAL ALAN Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 7 57 96 157 4,5% 36,3% 59,2% 100% 13 11 14 38 34,2% 28,9% 36,8% 100% 20 68 107 195 34,9% 54,9% 100% 10,3% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %4,5’i yüksek dışlanma düzeyinde, %36,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %59,2’sinin dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %34,2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %28,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %36,8’inin dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal 183 güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin dışlanmışlığı %40,8 (%4,5 yüksek dışlanma ve %36,3 düşük dışlanma toplamı), hayır diyenlerin dışlanmışlığı %63,1’dır (%34,2 yüksek dışlanma ve %28,9 düşük dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki yığılma, %59,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. Çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki yığılma ise, %63,1 (%34,2 yüksek dışlanma ve %28,9 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanmanın olduğu düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanmışlığı %40,8 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %59,2 olup, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanmışlıkları biraz daha düşüktür. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanmışlığı %63,1 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %59,2 olup, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanmışlıkları biraz daha yüksektir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam yüksek dışlanma” düzeyi %10,3, “toplam düşük dışlanma” düzeyi %34,9 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %54,9’dur. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam dışlanma düzeyi %45,2’dir (%10,3 yüksek dışlanma düzeyi ve %34,9 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, kültürel, sportif ve 184 sanatsal alandaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %54,9, dışlananların toplam oranı ise %45,2’dir. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların kültürel, sportif ve sanatsal alandaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, kültürel, sportif ve sanatsal alandaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), kültürel, sportif ve sanatsal alandaki toplam dışlanmışlıkları, toplam dışlanmama oranlarına oldukça yakındır. Böyle bir sonuç ise, ülkemizdeki kültürel, geleneksel yapı ile alakalıdır. 3.2.15. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Sosyal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 59: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam SOSYAL YAŞAM ALANI Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Yok 9 148 157 5,7% 94,3% 100% 11 27 38 28,9% 71,1% 100% 20 175 195 89,7% 100% 10,3% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “sosyal yaşam” alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %5,7’si düşük dışlanma düzeyinde olup, %94,3’ünün dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %28,9’u düşük dışlanma düzeyinde olup, %71,1’inin dışlanmışlığı yoktur. Çalışanların, “sosyal yaşam” alanında “yüksek dışlanma” düzeyi ise yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide 185 çalışan kesimi ifade etmektedir. “Evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların), “sosyal yaşam” alanındaki yığılma, %94,3 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. “Hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların), “sosyal yaşam” alanındaki yığılma ise, %71,7 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Bu önemli bir bulgudur ve “hayır” diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) “evet” diyenlere (sosyal güvencesi olanlara) göre, sosyal yaşam alanındaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, toplam düşük dışlanma” düzeyi %10,3 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %89,7’dir. Çalışanların, “sosyal yaşam” alanında “yüksek dışlanma” düzeyi olmadığından ”toplam yüksek dışlanma” düzeyi de yoktur. Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, sosyal yaşam alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %89,7, dışlananların oranı ise toplam %10,3’tür. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların sosyal yaşam alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, sosyal yaşam alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), sosyal yaşam alanındaki toplam dışlanmamışlıkları daha fazladır. Bu, ülkemize özgü yapısal bir durumdur. 186 3.2.16. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 60: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam SAĞLIKLI VE YETERLİ BESLENME TÜKETİM ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 0 13 144 157 0% 8,3% 91,7% 100% 3 12 23 38 7,9% 31,6% 60,5% 100% 3 25 167 195 12,8% 85,6% 100% 1,5% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %8,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %91,7’sinin dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %7,9’u yüksek dışlanma düzeyinde, %31,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %60,5’inin dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin dışlanmışlığı %8,3 (%0 yüksek dışlanma ve %8,3 düşük dışlanma toplamı), hayır diyenlerin dışlanmışlığı %39,5’tur (%7,9 yüksek dışlanma ve %31,6 düşük dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alandaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki yığılma, %91,7 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. Çalıştığı 187 işte sosyal güvencesi olmayanların, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki yığılma da, %60,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki dışlanmışlığı %8,3 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %91,7 olup, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki dışlanmışlıkları oldukça düşüktür. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alandaki dışlanmışlığı %39,5 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %60,5 olup, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki dışlanmışlıkları hemen hemen yarı yarıya yakın bir oranda düşüktür. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam yüksek dışlanma” düzeyi %1,5, “toplam düşük dışlanma” düzeyi %12,8 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %85,6’dır. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam dışlanma düzeyi %14,3’tür (%1,5 yüksek dışlanma düzeyi ve %12,8 düşük dışlanma düzeyi toplamı). olup/olmamasının, Görüldüğü sağlıklı ve gibi, çalışılan yeterli işte beslenme sosyal güvencenin tüketim alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %85,6, dışlananların toplam oranı ise %14,3’tür. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki toplam dışlanmamışlıkları, yüksektir. Ancak, dışlanmışlık toplam oranının %14,3 olması da küçümsenmeyecek bir düzeydir. 188 3.2.17. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 61: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? BESLENME DIŞI ZORUNLU TÜKETİM ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 0 14 143 157 0% 8,9% 91,1% 100% 4 16 18 38 10,5% 42,1% 47,4% 100% 4 30 161 195 15,4% 82,6% 100% 2,1% Evet Hayır Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %8,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %91,1’inin dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %10,5’i yüksek dışlanma düzeyinde, %42,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %47,4’ünün dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. “Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin dışlanmışlığı %8,9 (%0 yüksek dışlanma ve %8,9 düşük dışlanma toplamı), hayır diyenlerin dışlanmışlığı %52,6’dır (%10,5 yüksek dışlanma ve %42,1 düşük dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki yığılma, %91,1 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. Çalıştığı işte sosyal 189 güvencesi olmayanların, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki yığılma da, %52,6 (%10,5 yüksek dışlanma ve %42,1 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanmanın olduğu düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlığı %8,9 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %91,1 olup, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlıkları oldukça düşüktür. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlığı %52,6 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %47,4 olup, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlıkları daha fazladır. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam yüksek dışlanma” düzeyi %2,1, “toplam düşük dışlanma” düzeyi %15,4 ve “dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %82,6’dır. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam dışlanma düzeyi %17,5’tir (%2,1 yüksek dışlanma düzeyi ve %15,4 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlığa etkisi vardır ve bu alandaki dışlanmayanların toplam oranı %82,6, dışlananların toplam oranı ise %17,5’tir. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki “dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, beslenme dışı zorunlu tüketim alanındaki dışlanmışlığı, daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanındaki toplam dışlanmamışlıkları, yüksektir. Ancak, dışlanmışlık toplam oranının %17,5 olması da küçümsenmeyecek bir düzeydir. 190 3.2.18. Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Tablo 62: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Çalıştığı İşte Sosyal Güvencesinin Olup/Olmamasının Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı ? Evet Hayır Toplam SEKİZ YAŞAM ALANININ TAMAMINDAN Yüksek Düzeyde Sosyal Dışlanma 0 0% 1 2,6% 1 0,5% Düşük Düzeyde Sosyal Dışlanma 18 11,5% 20 52,6% 38 19,5% Sosyal Dışlanma Yok 139 88,5% 17 44,7% 156 80% TOPLAM 157 100% 38 100% 195 100% Araştırmada yer alan çalışanların “çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusu ile sosyal dışlanmayı oluşturan “sekiz yaşam alanının tamamı” arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “evet” diyenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %11,5’i düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %88,5’inin sosyal dışlanmışlığı yoktur. “Hayır” diyenlerin %2,6’sı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %52,6’sı düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %44,7’sinin sosyal dışlanmışlığı yoktur. “Evet” sosyal güvencem var diyenler, kayıtlı ekonomi içinde çalışanları; “Hayır” sosyal güvencem yok diyenler ise, çalışan yoksullar dediğimiz, kayıt dışı ekonomide çalışan kesimi ifade etmektedir. Sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı “sosyal dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, evet diyenlerin sosyal dışlanmışlığı %11,5 (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %11,5 düşük sosyal dışlanma toplamı), hayır diyenlerin sosyal dışlanmışlığı %55,2’dir (%2,6 yüksek sosyal dışlanma ve %52,6 düşük sosyal dışlanma toplamı). Bu önemli bir bulgudur ve hayır diyenlerin (sosyal güvencesi olmayanların) sekiz yaşam alanının tamamından sosyal dışlanmışlığının daha fazla olduğunu göstermektedir. Yine, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların, “sekiz yaşam 191 alanının tamamı”ndaki yığılma, %88,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeydir. Çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların, “sekiz yaşam alanının tamamı”ndaki yığılma ise %55,2 (%2,6 yüksek sosyal dışlanma ve %52,6 düşük sosyal dışlanma toplamı) ile sosyal dışlanmanın olduğu düzeydedir. Yani, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sekiz yaşam alanının tamamından sosyal dışlanmışlığı %11,5 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %88,5 olup, “evet” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sekiz yaşam alanının tamamından sosyal dışlanmışlıkları oldukça düşüktür. Buna karşın, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanların) sekiz yaşam alanının tamamından sosyal dışlanmışlığı %55,2 düzeyindeyken, dışlanmayanların oranı %44,7 olup, “hayır” diyenlerin (çalıştığı işte sosyal güvencesi olanlar) sekiz yaşam alanının tamamındaki sosyal dışlanmışlıkları daha fazladır. Ayrıca, sosyal dışlanmışlık düzeylerine “toplam” olarak bakıldığında, “toplam sosyal yüksek dışlanma” düzeyi %0,5, “toplam düşük sosyal dışlanma” düzeyi %19,5 ve “sosyal dışlanmışlığın olmadığı toplam” düzey ise %80’dir. Toplam sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve toplam düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam sosyal dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Buna göre, toplam sosyal dışlanma düzeyi %20’dir (%0,5 yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve %19,5 düşük sosyal dışlanma düzeyi toplamı). Görüldüğü gibi, çalışılan işte sosyal güvencenin olup/olmamasının, sekiz yaşam alanının tamamındaki sosyal dışlanmışlığa etkisi vardır ve sosyal dışlanmaya uğramayanların toplam oranı %80, sosyal dışlanmaya uğrayanların toplam oranı ise %20’dir. Sonuç olarak, çalıştığı işte sosyal güvencesi olanların sekiz yaşam alanının tamamından “sosyal dışlanmışlığı”, çalıştığı işte sosyal güvencesi olmayanlara göre, yarısı kadar bir oranda daha azdır. Diğer bir deyişle, kayıtlı işlerde çalışanların, kayıt dışı işlerde çalışanlara göre, sekiz yaşam alanının tamamından sosyal dışlanmışlığı, yarısı kadar bir oranda daha azdır. Ayrıca, genel olarak bakıldığında çalışanların (kayıtlı işlerde çalışanlar ve kayıt dışı işlerde çalışanların toplamı), sekiz yaşam alanının tamamındaki toplam 192 sosyal dışlanmışlığı azdır. Ancak, sosyal dışlanmışlık toplam oranının %20 olması da küçümsenmeyecek bir düzeydir. 3.2.19. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 63: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? SAĞLIK Ve SOSYAL GÜVENLİK ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 5 6 21 32 15,6% 18,8% 65,6% 100% 1 2 10 13 7,7% 15,4% 76,9% 100% 3 26 118 147 2% 17,7% 80,3% 100% 0 0 3 3 0% 0% 100% 100% 9 34 152 195 17,4% 77,9% 100% 4,6% Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %15,6’sı yüksek dışlanma düzeyinde, %18,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %65,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %7,7’si yüksek dışlanma düzeyinde, %15,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %76,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %20’si yüksek dışlanma düzeyinde, %17,7’si düşük dışlanma düzeyinde ve %80,3’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %34,4’dür (%15,6 yüksek dışlanma ve %18,8 düşük dışlanma toplamı). 193 “Haftalık” gelir elde edenler dışlanmışlığı %23,1’dir (%7,7 yüksek dışlanma ve %15,4 düşük dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %19,7’dir (%2 yüksek dışlanma ve %17,7 düşük dışlanma toplamı). Yıllık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %65,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %76,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %80,3 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “sağlık ve sosyal güvenlik yaşam” alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %15,6 ile gündelik gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %18,8 ile gündelik gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %34,4 ile yine gündelik gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile yıllık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir türünün “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %4,6, toplam düşük dışlanma oranı %17,4 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %77,9’dur. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %22’dir (%4,6 yüksek dışlanma düzeyi ve %17,4 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmışlık üzerinde etkisi vardır. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “sağlık sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “sağlık sosyal güvenlik” yaşam 194 alanındaki dışlanmışlık, %22’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “sağlık sosyal güvenlik” yaşam alanından, toplamda %77,9 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.20. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 64: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam EĞİTİM İMKANLARINDAN YARARLANMA / EĞİTİME KATILMA ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 10 14 8 32 31,3% 43,8% 25% 100% 1 4 8 13 7,7% 30,8% 61,5% 100% 2 25 120 147 1,4% 17% 81,6% 100% 0 0 3 3 0% 0% 100% 100% 13 43 139 195 22,1% 71,3% 100% 6,7% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %31,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %43,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %25’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %7,7’si yüksek dışlanma düzeyinde, %30,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %61,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %1,4’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %17’si düşük dışlanma düzeyinde ve %81,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi 195 ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %75,1’dir (%31,3 yüksek dışlanma ve %43,8 düşük dışlanma toplamı). “Haftalık” gelir elde edenler dışlanmışlığı %38,5’dir (%7,7 yüksek dışlanma ve %30,8 düşük dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %18,4’dür (%1,4 yüksek dışlanma ve %17 düşük dışlanma toplamı). Yıllık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %75,1 (%31,3 yüksek dışlanma ve %43,8 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %61,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %81,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı gelir düzeyindedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanında, “gündelik” gelir türü elde edenler hariç“, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %31,3 ile gündelik gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %43,8 ile gündelik gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %75,1 ile yine gündelik gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile yıllık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir türünün “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %6,7, toplam düşük dışlanma oranı %22,1 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %71,3’dür. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %28,8’dir (%6,7 yüksek dışlanma düzeyi ve %22,1 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmışlık 196 üzerinde etkisi vardır. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %28,8’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından, toplamda %71,3 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.21. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 65: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün İkamet Koşulları Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam İKAMET KOŞULLARI ALANI Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Yok 11 21 32 34,4% 65,6% 100% 4 9 13 30,8% 69,2% 100% 12 135 147 8,2% 91,8% 100% 0 3 3 0% 100% 100% 27 168 195 86,2% 100% 13,8% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “ikamet koşulları” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %34,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %65,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %30,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %69,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %8,2’si düşük dışlanma düzeyinde ve %91,8’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Bu bulgudan yola 197 çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %65,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %69,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %91,8 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı gelir düzeyindedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “ikamet koşulları” yaşam alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; düşük dışlanma düzeyinde %34,4 ile “gündelik” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “yıllık” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Elde edilen gelir türleri bakımından, “ikamet koşulları” yaşam alanında “yüksek dışlanma” düzeyi olmadığından ”toplam yüksek dışlanma” düzeyi de yoktur. Buna göre, toplamda her bir gelir türünün “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam düşük dışlanma oranı %13,8 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran ise %86,2’dir. Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmışlık üzerinde etkisi vardır. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “İkamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “ikamet koşulları” alanındaki dışlanmışlık, %13,8’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “ikamet koşulları” yaşam alanından, toplamda %86,2 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 198 3.2.22. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 66: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam SİYASAL KATILMA ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 2 19 11 32 6,3% 59,4% 34,4% 100% 1 9 3 13 7,7% 69,2% 23,1% 100% 7 92 48 147 4,8% 62,6% 32,7% 100% 0 0 3 3 0% 0% 100% 100% 10 120 65 195 61,5% 33,3% 100% 5,1% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “siyasal katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %6,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %59,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %34,4’ü ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %7,7’si yüksek dışlanma düzeyinde, %69,2’si düşük dışlanma düzeyinde ve %32,7’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %4,8’i yüksek dışlanma düzeyinde, %62,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %32,7’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %65,7’dir (%6,3 yüksek dışlanma ve %59,4 düşük dışlanma toplamı). “Haftalık” gelir elde edenler dışlanmışlığı %76,9’dur (%7,7 yüksek dışlanma ve %69,2 düşük dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %67,4’dür (%4,8 yüksek dışlanma ve %62,6 düşük dışlanma toplamı). Yıllık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek 199 dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “haftalık, aylık, gündelik ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %65,7 (%6,3 yüksek dışlanma ve %59,4 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %76,9 (%7,7 yüksek dışlanma ve %69,2 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %67,4 (%4,8 yüksek dışlanma ve %62,6 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde ve yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “siyasal katılma” yaşam alanında, “yıllık” gelir türü elde edenler hariç“, “dışlanma düzeyi” ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %7,7 ile haftalık gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %69,2 ile haftalık gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %76,9 ile yine haftalık gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile yıllık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir türünün “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %5,1 toplam düşük dışlanma oranı %61,5 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %33,3’tür. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %66,6’dır (%5,1 yüksek dışlanma düzeyi ve %61,5 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmışlık üzerinde etkisi olmakla beraber, bu dağılımda da, “siyasal katılma” yaşam alanının, ülkemize özgü siyasi geçmişi, geleneği ve yapısının yansıması da kendini göstermektedir. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “haftalık” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “siyasal katılma” yaşam 200 alanındaki dışlanmışlık, %66,6’dır. Bu, yüksek bir dışlanma oranıdır. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “siyasal katılma” yaşam alanından, toplamda %66,6 ile dışlanmış olduğu gözlenmektedir. 3.2.23. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 67: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin KÜLTÜREL, SPORTİF ve SANATSAL ALAN türü nedir? Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 12 16 4 32 37,5% 50% 12,5% 100% 2 2 9 13 15,4% 15,4% 69,2% 100% 6 49 92 147 4,1% 33,3% 62,6% 100% 0 1 2 3 0% 33,3% 66,7% 100% 20 68 107 195 34,9% 54,9% 100% 10,3% Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %37,5’i yüksek dışlanma düzeyinde, %50’si düşük dışlanma düzeyinde ve %12,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %15,4’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %15,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %69,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %4,1’i yüksek dışlanma düzeyinde, %33,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %62,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %33,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %66,7’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %87,5’dir (%37,5 yüksek dışlanma ve %50 düşük dışlanma 201 toplamı). “Haftalık” gelir elde edenler dışlanmışlığı %30,8’dir (%15,4 yüksek dışlanma ve %15,4 düşük dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %37,3’dür (%4,1 yüksek dışlanma ve %33,3 düşük dışlanma toplamı). Yıllık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %33,3’dür (%0 yüksek dışlanma ve %33,3 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, aylık, yıllık ve haftalık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %87,5 (%37,5 yüksek dışlanma ve %50 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %69,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %62,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %66,7 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “gündelik” gelir elde edenler hariç, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %37,5 ile gündelik gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %50 ile gündelik gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %87,5 ile yine gündelik gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %69,2 ile haftalık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir türünün “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %10,3, toplam düşük dışlanma oranı %34,9 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %54,9’dur. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %45,2’dir (%10,3 yüksek dışlanma düzeyi ve %34,9 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmışlık üzerinde etkisi olmakla beraber, bu dağılımda da, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanının, ülkemize özgü sosyo-kültürel yapısının yansıması da kendini göstermektedir. Elde edilen her bir gelir 202 türüne göre, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “haftalık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %45,2’dir. Bu, yüksek bir dışlanma oranıdır. Çünkü, hemen hemen yarıya yakın bir dışlanmışlık vardır. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından, toplamda %54,9 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.24. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Sosyal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 68: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin SOSYAL YAŞAM ALANI türü nedir? Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Yok 10 22 32 31,3% 68,8% 100% 1 12 13 7,7% 92,3% 100% 9 138 147 6,1% 93,9% 100% 0 3 3 0% 100% 100% 20 175 195 89,7% 100% 10,3% Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “sosyal yaşam” alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %31,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %68,8’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %7,7’si düşük dışlanma düzeyinde ve %92,3’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %6,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %93,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler 203 şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %68,8 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %92,3 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %93,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı gelir düzeyindedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “sosyal yaşam” alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; düşük dışlanma düzeyinde %31,3 ile “gündelik” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “yıllık” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Elde edilen gelir türleri bakımından, “sosyal yaşam” alanında “yüksek dışlanma” düzeyi olmadığından ”toplam yüksek dışlanma” düzeyi de yoktur. Buna göre, toplamda her bir gelir türünün “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam düşük dışlanma oranı %10,3 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran ise %89,7’dir. Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “sosyal yaşam” alanından dışlanmışlık üzerinde etkisi olmakla beraber, bu dağılımda da, “sosyal yaşam” alanının, ülkemize özgü sosyo-kültürel yapısının yansıması da kendini göstermektedir. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlık, %10,3’dür. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “sosyal yaşam” yaşam alanından, toplamda %89,7 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 204 3.2.25. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 69: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alana Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? SAĞLIKLI VE YETERLİ BESLENME TÜKETİM ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 2 6 24 32 6,3% 18,8% 75% 100% 0 2 11 13 0% 15,4% 84,6% 1000% 1 17 129 147 0,7% 11,6% 87,8% 100% 0 0 3 3 0% 0% 100% 100% 3 25 167 195 12,8% 85,6% 100% 1,5% Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %6,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %18,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %75’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %15,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %84,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %0,7’si yüksek dışlanma düzeyinde, %11,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %87,8’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %25,1’dir (%6,3 yüksek dışlanma ve %18,8 düşük dışlanma toplamı). “Haftalık” gelir elde edenler dışlanmışlığı %15,4’tür (%0 yüksek dışlanma ve %15,4 düşük dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %12,3’tür (%0,7 yüksek dışlanma ve %11,6 düşük dışlanma toplamı). Yıllık 205 gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %75 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %84,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %87,8 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %6,3 ile gündelik gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %18,8 ile gündelik gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %25,1 ile yine gündelik gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile yıllık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir türünün “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %1,5, toplam düşük dışlanma oranı %12,8 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %85,6’dır. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %14,3’dür (%1,5 yüksek dışlanma düzeyi ve %12,8 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %14,3’tür. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “sağlıklı ve yeterli 206 beslenme tüketim” yaşam alanından, toplamda %85,6 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.26. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 70: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? BESLENME DIŞI ZORUNLU TÜKETİM ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 3 9 20 32 9,4% 28,1% 62,5% 100% 0 3 10 13 0% 23,1% 76,9% 100% 1 18 128 147 0,7% 12,2% 87,1% 100% 0 0 3 3 0% 0% 100% 100% 4 30 161 195 15,4% 82,6% 100% 2,1% Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %9,4’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %28,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %62,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %23,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %76,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %0,7’si yüksek dışlanma düzeyinde, %12,2’si düşük dışlanma düzeyinde ve %87,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %37,5’tir (%9,4 yüksek dışlanma ve %28,1 düşük dışlanma toplamı). 207 “Haftalık” gelir elde edenler dışlanmışlığı %23,1’dir (%0 yüksek dışlanma ve %23,1 düşük dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %12,9’dur (%0,7 yüksek dışlanma ve %12,2 düşük dışlanma toplamı). Yıllık gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %62,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %76,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %87,1 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir türü için, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %9,4 ile gündelik gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %28,1 ile gündelik gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %37,5 ile yine gündelik gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile yıllık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir türünün “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %2,1, toplam düşük dışlanma oranı %15,4 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %82,6’dır. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %17,5’tir (%2,1 yüksek dışlanma düzeyi ve %15,4 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “beslenme dışı zorunlu 208 tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %17,5’tir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından, toplamda %82,6 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.27. Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Tablo 71: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Elde Ettiği Gelir Türünün Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Bu işten elde ettiğiniz gelirin SEKİZ YAŞAM ALANININ TAMAMINDAN türü nedir? Yüksek Düşük Sosyal Düzeyde Düzeyde Dışlanma Gündelik Haftalık Aylık Yıllık Toplam Sosyal Sosyal Dışlanma Dışlanma 1 13 3,1% 40,6% 0 5 0% 38,5% 0 20 0% 13,6% 0 0 0% 0% 1 38 0,5% 19,5% TOPLAM Yok 18 56,3% 8 61,5% 127 86,4% 3 100% 156 80% 32 100% 13 100% 147 100% 3 100% 195 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile sosyal dışlanmayı oluşturan “sekiz yaşam alanının tamamı” arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “gündelik” gelir elde edenlerin %3,1’i yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %40,6’sı düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %56,3’ünün ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “Haftalık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %38,5’i düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %61,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Aylık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %13,6’sı düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %86,4’ünün ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “Yıllık” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. Sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın 209 olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı “sosyal dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “gündelik” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %43,7’dir (%3,1 yüksek sosyal dışlanma ve %40,6 düşük sosyal dışlanma toplamı). “Haftalık” gelir elde edenler sosyal dışlanmışlığı %38,5’tir (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %38,5 düşük sosyal dışlanma toplamı). Aylık gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %13,6’dır (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %13,6 düşük sosyal dışlanma toplamı). Yıllık gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %0 düşük sosyal dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, elde edilen gelir türüne göre, sosyal dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “gündelik, haftalık, aylık ve yıllık” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Elde edilen gelirin türüne göre yüzdelik yığılmalar ise; gündelik gelir elde edenlerde yığılma, %56,3 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde; haftalık gelir elde edenlerde yığılma %61,5 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde; aylık gelir elde edenlerde yığılma %86,4 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine yıllık gelir elde edenlerde de %100 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir türü için, sekiz yaşam alanının tamamında”, “sosyal dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Sosyal dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek sosyal dışlanma düzeyinde %3,1 ile gündelik gelir elde edenler; düşük sosyal dışlanma düzeyinde %40,61 ile gündelik gelir elde edenler, yüksek sosyal dışlanma ve düşük sosyal dışlanmanın toplamında da %43,7 ile yine gündelik gelir elde edenler ve sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile yıllık gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, toplamda her bir gelir türünün “sekiz yaşam alanının tamamından” sosyal dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek sosyal dışlanma oranı %0,5, toplam düşük sosyal dışlanma oranı %19,5 ve sosyal dışlanmanın olmadığı toplam oran %80’dır. Toplam sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve toplam düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam sosyal dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu 210 durumda, toplam sosyal dışlanma düzeyi %20’dir (%0,5 yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve %19,5 düşük sosyal dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, elde edilen her bir gelir türünün, “sekiz yaşam alanının tamamındaki” sosyal dışlanmışlık üzerinde etkisi vardır. Elde edilen her bir gelir türüne göre, “sekiz yaşam alanının tamamındaki” sosyal dışlanmışlığın en çok olduğu gelir türü, “gündelik” gelir türüyken, en az sosyal dışlanmanın olduğu gelir türü ise “yıllık” gelir türü olduğu gözlenmiştir. Elde edilen tüm gelir türleri açısından toplamda ise, “sekiz yaşam alanının tamamındaki” sosyal dışlanmışlık, %20’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, elde edilen gelir türlerinin, “sekiz yaşam alanının tamamında”, toplamda %80 ile sosyal dışlanmışlığının bulunmadığı gözlenmektedir. 3.2.28. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 72: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam SAĞLIK Ve SOSYAL GÜVENLİK ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 0 2 5 7 0% 28,6% 71,4% 100% 4 3 3 10 40% 30% 30% 100% 3 13 15 31 9,7% 41,9% 48,4% 100% 1 8 32 41 2,4% 19,5% 78% 100% 1 3 47 51 2% 5,9% 92,2% 100% 0 0 19 19 0% 0% 100% 100% 0 3 16 19 0% 15,8% 84,2% 100% 0 2 15 17 0% 11,8% 88,2% 100% 9 37 152 195 4,6% 17,4% 77,9% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanı arasındaki ilişki 211 değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %28,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %71,4’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %40’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %30’u düşük dışlanma düzeyinde ve %30’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %9,7’si yüksek dışlanma düzeyinde, %41,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %48,4’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %2,4’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %19,5’i düşük dışlanma düzeyinde ve %78’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %5,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %92,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %15,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %84,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %11,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %88,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %28,6’dır (%0 yüksek dışlanma ve %28,6 düşük dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenler dışlanmışlığı %70’dir (%40 yüksek dışlanma ve %30 düşük dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %51,6’dır (%9,7 yüksek dışlanma ve %41,9 düşük dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %21,9’dur (%2,4 yüksek dışlanma ve %19,5 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %7,9’dur (%2 yüksek dışlanma ve %5,9 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira-2500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %15,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %15,8 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin 212 dışlanmışlığı %11,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %11,8 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücret kadar, 522 lira-750 lira arası, asgari ücretin altında, 751 lira-1000 lira arası, 2001 lira-2500 lira, 2501 lira ve üzeri, 1001 lira-1500 lira arası ve son olarak 1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %71,4 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %70 (%40 yüksek dışlanma ve %30 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %51,6 (%9,7 yüksek dışlanma ve %41,9 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 751 lira1000 lira arası gelir elde edenlerde %78 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %92,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira-2500 lira arası gelir elde edenlerde %84,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %88,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanında, “asgari ücret kadar” gelir elde edenler ve “522 lira-1000 lira arası” gelir elde edenler hariç, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %40 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %41,9 ile “522 lira-1000 lira arası” gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %70 ile “asgari ücret kadar gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir diliminin “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %4,6, toplam düşük dışlanma oranı %17,4 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %77,9’dur. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma 213 düzeyi %22’dir (%4,6 yüksek dışlanma düzeyi ve %17,4 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Her bir gelir dilimine göre, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücret kadar” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimi ise “1501 lira-2000 lira arası” gelir dilimi olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %22’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, gelir dilimlerinin, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından, toplamda %77,9 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 2009 yılı aralık ayı itibariyle, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 795 TL’yken, tek kişinin açlık sınırı ise 200 TL civarında hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan işsiz ve çalışanları, hane halkı üzerinden değil, bireysel bazda araştırmaya dahil edip, sosyal dışlanmışlığı bu şekilde ele aldığımızdan, burada çalışanlar için dikkate alacağımız açlık sınırı, tek kişilik açlık sınırı olan 200 TL’dir. Tek kişilik açlık sınırını, burada yer alan 8 gelir dilimi açısından değerlendirmek yararlı olacaktır. Buna göre, “Asgari ücretin altında” gelir alanlara bakmamız gerekmektedir. Üstelik, asgari ücret altında gelir elde edenler, kayıt dışı olarak çalışan kesimi ifade etmektedir. Yani, sigortası yatmadığından, sosyal güvencesi yoktur. Asgari ücretin altında gelir alanların, yani açlık sınırı altında gelir alanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları, açlık sınırı üzerinde gelir alanlara göre, “asgari ücret kadar” gelir alanlar ve asgari ücretten hemen sonra gelen gelir dilimi olan “522 lira-750 lira arası” gelir dilimi hariç, daha yüksek düzeylerdedir. “Asgari ücret altında” gelir alanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından sadece %28,6’lik bir oranda dışlanmış olması ve yine “asgari ücret kadar” gelir alanlara ve “522 lira-750 lira arası” gelir alanlara göre daha az dışlanmışlığı ise, bu kesim, akrabalık ilişkileri/aile bağları gibi ülkemize ait sosyal ve kültürel yapımızdan kaynaklanan yardımlaşma gereği, 214 ailenin sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlandığı için, “sağlık ve sosyal güvenlik” alanındaki dışlanmışlığının bu düzeyde kaldığı söylenebilir. 2009 yılı aralık ayı itibariyle tek kişinin yoksulluk sınırı, 1.445,91 TL (bin 445 TL 91 kuruş) olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, 2010 yılında geçerli olan 521 TL’lik net asgari ücret, yoksulluk ücreti bile değildir. Tek kişilik yoksulluk sınırını, burada yer alan 8 gelir dilimi açısından değerlendirmek yararlı olacaktır. Buna göre, yoksulluk sınırı üzerinde olan gelir dilimlerinde “sağlık ve sosyal güvenlik alanı”ndaki dışlanma oldukça düşük düzeydedir. Buna karşın, yoksulluk sınırı altında yer alan gelir dilimlerinde ise, “sağlık ve sosyal güvenlik alanı”ndaki dışlanma, çok daha yüksektir. 215 3.2.29. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 73: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam EĞİTİM İMKANLARINDAN YARARLANMA / EĞİT İME KAT ILMA ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 2 3 2 7 28,6% 42,9% 28,6% 100% 4 3 3 10 40% 30% 30% 31% 2 10 19 31 6,5% 32,3% 61,3% 100% 4 11 26 41 9,8% 26,8% 63,4% 100% 1 11 39 51 2% 21,6% 76,5% 100% 0 1 18 19 0% 5,3% 94,7% 100% 0 2 17 19 0% 10,5% 89,5% 100% 0 2 15 17 0% 11,8% 88,2% 100% 13 43 139 195 6,7% 22,1% 71,3% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %28,6’sı yüksek dışlanma düzeyinde, %42,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %28,6’ının ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %40’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %30’u düşük dışlanma düzeyinde ve %30’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %6,5’si yüksek dışlanma düzeyinde, %32,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %61,3’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %9,8’i yüksek dışlanma düzeyinde, %26,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %63,4’ününn ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %21,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %76,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira- 216 2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %5,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %94,7’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira2500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %10,5’i düşük dışlanma düzeyinde ve %89,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %11,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %88,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %71,5’dir (%28,6 yüksek dışlanma ve %42,9 düşük dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenler dışlanmışlığı %70’dir (%40 yüksek dışlanma ve %30 düşük dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %39’dur (%6,5 yüksek dışlanma ve %32,5 düşük dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %36,6’dır (%9,8 yüksek dışlanma ve %26,8 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %23,6’dır (%2 yüksek dışlanma ve %21,6 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %5,3’tür (%0 yüksek dışlanma ve %5,3 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira-2500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %10,5’tir (%0 yüksek dışlanma ve %10,5 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %11,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %11,8 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, asgari ücret kadar, 522 lira-750 lira arası, 751 lira-1000 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 2501 TL ve üzeri, 2001 lira-2500 lira ve son olarak 1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %71,5 (%28,6 yüksek dışlanma ve %42,9 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %70 (%40 yüksek dışlanma ve %30 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %61,3 ile 217 dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %63,4ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %76,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %94,7 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira2500 lira arası gelir elde edenlerde %89,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %88,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanında, “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve “asgari ücret kadar” gelir elde edenler hariç, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %40 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %42,9 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %71,5 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %94,7 ile “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir diliminin “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %6,7, toplam düşük dışlanma oranı %22,1 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %71,3’tür. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %28,8dir (%6,7 yüksek dışlanma düzeyi ve %22,1 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Ayrıca, açlık sınırının ve yoksulluk sınırının altında gelir alanların, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları, açlık sınırının ve yoksulluk sınırının üzerinde gelir alanlara göre, daha yüksek düzeylerdedir. Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Her bir gelir dilimine göre, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimi ise “1501 lira-2000 218 lira arası” gelir dilimi olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %28,8’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, yararlanma/eğitime katılma” gelir yaşam dilimlerinin, alanından, “eğitim imkanlarından toplamda %71,3 ile dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.30. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “İkamet Koşulları Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 74: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin İkamet Koşulları Yaşam Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam İKAMET KOŞULLARI ALANI Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Yok 3 4 7 42,9% 57,1% 100% 3 7 10 30% 70% 100% 9 22 31 29% 71% 100% 6 35 41 14,6% 85,4% 100% 6 45 51 11,8% 88,2% 100% 0 19 19 0% 100% 100% 0 19 19 0% 100% 100% 0 17 17 0% 100% 100% 27 168 195 13,8% 86,2% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “ikamet koşulları” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %42,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %57,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %30’u düşük dışlanma düzeyinde ve %70’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin 219 %29’u düşük dışlanma düzeyinde ve %71’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %14,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %85,4’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %11,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %88,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, asgari ücret kadar, 522 lira-750 lira arası, 751 lira-1000 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 1501 lira-2000 lira arası, 2001 lira-2500 lira ve son olarak 2501 TL ve üzeri” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %57,1 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %70 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %71 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %85,4 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %88,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira-2500 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “ikamet koşulları” yaşam alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; düşük dışlanma düzeyinde %42,9 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “1501 lira-2000 lira arası”, “2001 lira-2500 lira arası”, “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, toplamda her bir gelir diliminin “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam düşük dışlanma oranı %13,8 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %86,2’dir. Gelir dilimleri bakımından, “ikamet koşulları” alanında “yüksek dışlanma” 220 düzeyi olmadığından ”toplam yüksek dışlanma” düzeyi de yoktur. Ayrıca, açlık sınırının ve yoksulluk sınırının altında gelir alanların, “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları, açlık sınırının ve yoksulluk sınırının üzerinde gelir alanlara göre, daha yüksek düzeylerdedir. Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Her bir gelir dilimine göre, “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimleri ise “1501 lira-2000 lira arası”, 2001 lira2500 lira arası”, “2501 lira ve üzeri” gelir dilimleri olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %13,8’dir. Bu dışlanma oranının, düşük olduğu söylenemez. Son olarak, gelir dilimlerinin, “ikamet koşulları” yaşam alanından, toplamda %86,2 ile yüksek bir oranda dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 221 3.2.31. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Siyasal Katılma Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 75: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Siyasal Katılma Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam SİYASAL KAT ILMA ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 0 6 1 7 0% 85,7% 14,3% 100% 1 8 1 10 10% 80% 10% 100% 4 22 5 31 12,9% 71% 16,1% 100% 9 31 7 41 7,3% 75,6% 17,1% 100% 0 27 24 51 0% 52,9% 47,1% 100% 1 10 8 19 5,3% 52,6% 42,1% 100% 0 9 10 19 0% 47,4% 52,6% 100% 1 7 9 17 5,9% 41,2% 52,9% 100% 10 120 65 195 5,1% 61,5% 33,3% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “siyasal katılma” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %85,7’si düşük dışlanma düzeyinde ve %14,3’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %10’u yüksek dışlanma düzeyinde, %80’i düşük dışlanma düzeyinde ve %10’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %12,9’u yüksek dışlanma düzeyinde, %71’i düşük dışlanma düzeyinde ve %16,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %7,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %75,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %17,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %52,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %47,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %5,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %52,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %42,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira 222 arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %47,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %52,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %5,9’u yüksek dışlanma düzeyinde, %41,2’si düşük dışlanma düzeyinde ve %52,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %85,7’dir (%0 yüksek dışlanma ve %85,7 düşük dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenler dışlanmışlığı %90’dır (%10 yüksek dışlanma ve %80 düşük dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %83,9’dur (%12,9 yüksek dışlanma ve %71 düşük dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %82,9’dur (%7,3 yüksek dışlanma ve 75,6 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %52,9’dur (%0 yüksek dışlanma ve %52,9 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %57,9’dur (%5,3 yüksek dışlanma ve %52,6 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira-2500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %47,4’tür (%0 yüksek dışlanma ve %47,4 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %47,1’dir (%5,9 yüksek dışlanma ve %41,2 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücret kadar, asgari ücretin altında, 522 lira-750 lira arası, 751 lira-1000 lira arası, 1501 lira2000 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 2001 lira-2500 lira ve son olarak 2501 TL ve üzeri” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %85,7 ile dışlanma düzeyinde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %90 (%10 yüksek dışlanma ve %80 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %83,9 (%12,9 yüksek dışlanma ve %71 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %82,9 (%7,3 yüksek dışlanma ve %75,6 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 1001 lira-1500 lira 223 arası gelir elde edenlerde de %52,9 (%0 yüksek dışlanma ve %52,9 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %57,9 (%5,3 yüksek dışlanma ve %52,6 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 2001 lira-2500 lira arası gelir elde edenlerde %52,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %52,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “siyasal katılma” yaşam alanında, “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenler ve “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenler hariç, “dışlanma düzeyi” ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %10 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %85,7 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %90 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %52,9 ile “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir diliminin “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %5,1, toplam düşük dışlanma oranı %61,5 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %33,3’tür. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %66,6dır (%5,1 yüksek dışlanma düzeyi ve %61,5 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi olmakla beraber, bu dağılımda da, “siyasal katılma” yaşam alanının, ülkemize özgü siyasi geçmişi, geleneği ve yapısının yansıması da kendini göstermektedir. Her bir gelir dilimine göre, “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücret kadar” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimi ise “2501 lira ve üzeri” gelir dilimi olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %66,6’dır. Bu, yüksek bir dışlanma oranıdır. Son olarak, gelir dilimlerinin, 224 “siyasal katılma” yaşam alanından, toplamda %66,6 ile yüksek bir oranda dışlanmış olduğu gözlenmektedir. 3.2.32. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 76: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam KÜLTÜREL, SPORT İF ve SANATSAL ALAN Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 2 4 1 7 28,6% 57,1% 14,3% 100% 3 2 5 10 30% 20% 50% 100% 7 7 17 31 22,6% 22,6% 54,8% 100% 7 16 18 41 17,1% 39% 43,9% 100% 1 20 30 51 2% 39,2% 58,8% 100% 0 7 12 19 0% 36,8% 63,2% 100% 0 4 15 19 0% 21,1% 78,9% 100% 0 8 9 17 0% 47,1% 52,9% 100% 20 68 107 195 10,3% 34,9% 54,9% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %28,6’sı yüksek dışlanma düzeyinde, %57,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %14,3’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %30’u yüksek dışlanma düzeyinde, %20’si düşük dışlanma düzeyinde ve %50’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %22,6’sı yüksek dışlanma düzeyinde, %22,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %54,8’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %17,1’i yüksek dışlanma düzeyinde, %39’u düşük dışlanma düzeyinde ve %43,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” 225 gelir elde edenlerin %2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %39,2’si düşük dışlanma düzeyinde ve %58,8’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %36,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %63,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %21,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %78,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %47,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %52,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %85,7’dir (%28,6 yüksek dışlanma ve %57,1 düşük dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenler dışlanmışlığı %50’dır (%30 yüksek dışlanma ve %20 düşük dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %42,2’dir (%22,6 yüksek dışlanma ve %22,6 düşük dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %56,1’dir (%17,1 yüksek dışlanma ve %39 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %41,2’dir (%2 yüksek dışlanma ve %39,2 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %36,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %36,8 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira-2500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %21,1’dir (%0 yüksek dışlanma ve %21,1 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %47,1’dir (%0 yüksek dışlanma ve %47,1 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, 751 lira-1000 lira arası, asgari ücret kadar, 2501 TL ve üzeri, 522 lira750 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 1501 lira-2000 lira arası ve son olarak 2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %85,7 (%28,6 yüksek dışlanma ve %57,1 düşük dışlanma toplamı). ile dışlanma düzeyinde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %50 226 (%30 yüksek dışlanma ve %20 düşük dışlanma toplamı) ile hem dışlanma düzeyinde hem de dışlanmanın olmadığı düzeyde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %54 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %56,1 (%17,1 yüksek dışlanma ve %39 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %58,8 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %63,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira2500 lira arası gelir elde edenlerde %78,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %52,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanında, “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve “751 lira-100 lira arası” gelir elde edenler hariç, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %30 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %57,1 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %85,7 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %78,9 ile “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir diliminin “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %10,3, toplam düşük dışlanma oranı %34,9 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %54,9’dur. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %45,2’dir (%10,3 yüksek dışlanma düzeyi ve %34,9 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi olmakla beraber, bu dağılımda da, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanına, ülkemizin kültürel geleneği ve yapısının yansıması da kendini göstermektedir. Şöyle ki, en yüksek gelir dilimlerinde bile bu alanda katılımın düşük olduğu gözlenmektedir. Her bir gelir dilimine göre, “kültürel, sportif ve sanatsal” 227 yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimi ise “2001 lira-2500 lira arası” gelir dilimi olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %45,2’dir. Bu, yüksek bir dışlanma oranıdır. Son olarak, gelir dilimlerinin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından, toplamda %54,9 ile düşük bir oranda dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 3.2.33. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Sosyal Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 77: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sosyal Yaşam Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam SOSYAL YAŞAM ALANI Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Yok 3 4 7 42,9% 57,1% 100% 3 7 10 30% 70% 100% 6 25 31 19,4% 80,6% 100% 4 37 41 9,8% 90,2% 100% 0 51 51 0% 100% 100% 0 19 19 0% 100% 100% 2 17 19 10,5% 89,5% 100% 2 15 17 11,8% 88,2% 100% 20 175 195 10,3% 89,7% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “sosyal yaşam” alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %42,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %57,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %30’u düşük dışlanma düzeyinde ve 228 %70’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %19,4’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %80,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %9,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %90,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin %10,5’i düşük dışlanma düzeyinde ve %89,5’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %11,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %88,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, asgari ücret kadar, 522 lira-750 lira arası, 2501 TL ve üzeri, 2001 lira-2500 lira, 751 lira-1000 lira arası ve son olarak 1001 lira-1500 lira arası ile 1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %57,1 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %70 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %80,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %90,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira-2500 lira arası gelir elde edenlerde %89,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %88,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “sosyal yaşam” alanında, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; düşük dışlanma düzeyinde %42,9 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “1001 lira1500 lira arası ve 1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, toplamda her bir gelir diliminin “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam düşük dışlanma oranı %10,3 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %89,7’dir. Gelir dilimleri bakımından, 229 “sosyal yaşam” alanında “yüksek dışlanma” düzeyi olmadığından ”toplam yüksek dışlanma” düzeyi de yoktur. Ayrıca, açlık sınırının ve yoksulluk sınırının altında gelir alanların, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlıkları, açlık sınırının ve yoksulluk sınırının üzerinde gelir alanlara göre, daha yüksek düzeylerdedir. Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi bulunmakla beraber, bu dağılımda da, “sosyal yaşam” alanına, ülkemizin kültürel geleneği ve yapısının yansıması da kendini göstermektedir. Her bir gelir dilimine göre, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimleri ise “1001 lira-1500 lira arası ve 1501 lira-2000 lira arası”, gelir dilimleri olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlık, %10,3’tür. Son olarak, gelir dilimlerinin, “sosyal yaşam” yaşam alanından, toplamda %89,7 ile yüksek bir oranda dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 230 3.2.34. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 78: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam SAĞLIKLI VE YETERLİ BESLENME TÜKET İM ALANI Yüksek Düşük Dışlanma TOPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 1 3 3 7 14,3% 42,9% 42,9% 100% 1 3 6 10 10% 30% 60% 100% 1 7 23 31 3,2% 22,6% 74,2% 100% 0 7 34 41 0% 17,1% 82,9% 100% 0 3 48 51 0% 5,9% 94,1% 100% 0 1 18 19 0% 5,3% 94,7% 100% 0 0 19 19 0% 0% 100% 100% 0 1 16 17 0% 5,9% 94,1% 100% 3 25 167 165 1,5% 12,8% 85,6% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %14,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %42,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %42,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %10’u yüksek dışlanma düzeyinde, %30’u düşük dışlanma düzeyinde ve %60’ının ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %3,2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %22,6’sı düşük dışlanma düzeyinde ve %74,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %17,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %82,9’unun ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %5,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %94,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %5,3’ü düşük dışlanma 231 düzeyinde ve %94,7’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %5,9’u düşük dışlanma düzeyinde ve %94,1’inin ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %57,2’dir (%14,3 yüksek dışlanma ve %42,9 düşük dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenler dışlanmışlığı %40’dır (%10 yüksek dışlanma ve %30 düşük dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %25,8’dir (%3,2 yüksek dışlanma ve %22,6 düşük dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %17,1’dir (%0 yüksek dışlanma ve %17,1 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %5,9’dur (%0 yüksek dışlanma ve %5,9 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %5,3’tür (%0 yüksek dışlanma ve %5,3 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira-2500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %5,9’dur (%0 yüksek dışlanma ve %5,9 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, asgari ücret kadar, 522 lira-750 lira arası, 751 lira-1000 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 2501 TL ve üzeri, 1501 lira-2000 lira arası ve son olarak 2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %57,2 (%14,3 yüksek dışlanma ve %42,9 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %60 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %74,2 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %82,9 ile dışlanma düzeyinde; 1001 lira-1500 lira arası gelir 232 elde edenlerde de %94,1 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %94,7 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira-2500 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %94,1 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanında, “asgari ücretin altında” gelir elde edenler hariç, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %14,3 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %42,9 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %57,2 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir diliminin “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %1,5, toplam düşük dışlanma oranı %12,8 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %85,6’dır. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %14,3’tür (%1,5 yüksek dışlanma düzeyi ve %12,8 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Her bir gelir dilimine göre, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimi ise “2001 lira-2500 lira arası” gelir dilimi olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %14,3’tür. Bu, düşük bir oran değildir. Son olarak, gelir dilimlerinin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından, toplamda %85,6 ile yüksek sayılabilecek bir oranda dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 233 3.2.35. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı”na Göre Dağılımı Tablo 79: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanına Göre Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri Toplam BESLENME DIŞI ZORUNLU TÜKETİM ALANI Yüksek Düşük Dışlanma T OPLAM Dışlanma Dışlanma Yok 1 4 2 7 14,3% 57,1% 28,6% 100% 2 3 5 10 20% 30% 50% 100% 1 8 22 31 3,2% 25,8% 71% 100% 0 9 32 41 0% 22% 78% 100% 0 5 46 51 0% 9,8% 90,2% 100% 0 1 18 19 0% 5,3% 94,7% 100% 0 0 19 19 0% 0% 100% 100% 0 0 17 17 0% 0% 100% 100% 4 30 161 195 2,1% 15,4% 82,6% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanı arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %14,3’ü yüksek dışlanma düzeyinde, %57,1’i düşük dışlanma düzeyinde ve %28,6’sının ise dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %20’si yüksek dışlanma düzeyinde, %30’u düşük dışlanma düzeyinde ve %50’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %3,2’si yüksek dışlanma düzeyinde, %25,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %71’inin ise dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %22’si düşük dışlanma düzeyinde ve %78’inini ise dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %9,8’i düşük dışlanma düzeyinde ve %90,2’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %5,3’ü düşük dışlanma düzeyinde ve %94,7’sinin ise dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” 234 gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise dışlanmışlığı yoktur. Dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %71,4’dür (%14,3 yüksek dışlanma ve %57,1 düşük dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenler dışlanmışlığı %50’dır (%20 yüksek dışlanma ve %30 düşük dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %29’dur (%3,2 yüksek dışlanma ve %25,8 düşük dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %22’dir (%0 yüksek dışlanma ve %22,1 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %9,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %9,8 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %5,3’tür (%0 yüksek dışlanma ve %5,3 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira-2500 lira” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, asgari ücret kadar, 522 lira-750 lira arası, 751 lira-1000 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 1501 lira-2000 lira arası ve son olarak 2001 lira-2500 lira arası ile 2501 TL ve üzeri” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %71,4 (%14,3 yüksek dışlanma ve %57,1 düşük dışlanma toplamı) ile dışlanma düzeyinde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %50 ile hem dışlanmanın olduğu hem de dışlanmanın olmadığı düzeyde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %71 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %78 ile dışlanma düzeyinde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %90,2 ile dışlanmanın olmadığı 235 düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %94,7 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira-2500 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %100 ile dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanında, “asgari ücretin altında” gelir elde edenler hariç, “dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek dışlanma düzeyinde %20 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük dışlanma düzeyinde %57,1 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler, yüksek dışlanma ve düşük dışlanmanın toplamında da %71,4 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “2001 lira-2500 lira arası” ile “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca toplamda her bir gelir diliminin “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek dışlanma oranı %2,1, toplam düşük dışlanma oranı %15,4 ve dışlanmanın olmadığı toplam oran %82,6’dır. Toplam dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek dışlanma düzeyi ve toplam düşük dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam dışlanma düzeyi %17,5’tir (%2,1 yüksek dışlanma düzeyi ve %15,4 düşük dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Her bir gelir dilimine göre, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az dışlanmanın olduğu gelir dilimleri ise “2001 lira-2500 lira arası” ile “2501 lira ve üzeri” gelir dilimleri olduğu gözlenmiştir. Tüm gelir dilimleri açısından toplamda ise, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlık, %17,5’tir. Bu, düşük bir oran değildir. Son olarak, gelir dilimlerinin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından, toplamda %82,6 ile yüksek sayılabilecek bir oranda dışlanmamış olduğu gözlenmektedir. 236 3.2.36. Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Tablo 80: Araştırmada Yer Alan Çalışanların Ortalama Aylık Gelirinin Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? Asgari ücretin altında Asgari ücret kadar 522 Lira-750 Lira arası 751 Lira-1000 Lira arası 1001Lira-1500 Lira arası 1501 Lira-2000 Lira arası 2001 Lira-2500 Lira arası 2501 Lira v e üzeri T oplam SEKİZ YAŞAM ALANININ T AMAMINDAN Yüksek Düşük Sosyal T OPLAM Düzeyde Düzeyde Dışlanma Sosyal Sosyal Yok Dışlanma Dışlanma 0 5 2 7 0% 71,4% 28,6% 100% 1 3 6 10 10% 30% 60% 100% 0 13 18 31 0% 41,9% 58,1% 100% 0 11 30 41 0% 26,8% 73,2% 100% 0 4 47 51 0% 7,8% 92,2% 100% 0 1 18 19 0% 5,3% 94,7% 100% 0 0 19 19 0% 0% 100% 100% 0 1 16 17 0% 5,9% 94,1% 100% 1 38 156 195 0,5% 19,5% 80% 100% Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile sosyal dışlanmayı oluşturan “sekiz yaşam alanının tamamı” arasındaki ilişki değerlendirildiğinde; “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %71,4’ü düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %28,6’sının ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin %10’u yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %30’u düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %60’ının ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %41,9’u düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %58,1’inin ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %26,8’i düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %73,2’sinini ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “1001 lira1500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %7,8’i düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %92,2’sinin ise sosyal 237 dışlanmışlığı yoktur. “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %5,3’ü düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %94,7’sinin ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %0’ı düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %100’ünün ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin %0’ı yüksek sosyal dışlanma düzeyinde, %5,9’u düşük sosyal dışlanma düzeyinde ve %94,1’inin ise sosyal dışlanmışlığı yoktur. Sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı “sosyal dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, “asgari ücretin altında” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %71,4’tür (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %71,4 düşük sosyal dışlanma toplamı). “Asgari ücret kadar” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %40’dır (%10 yüksek sosyal dışlanma ve %30 düşük sosyal dışlanma toplamı). “522 lira-750 lira arası” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %41,9’dur (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %41,9 düşük sosyal dışlanma toplamı). “751 lira-1000 lira arası” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %26,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %26,8 düşük dışlanma toplamı). “1001 lira-1500 lira arası” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %7,8’dir (%0 yüksek dışlanma ve %7,8 düşük dışlanma toplamı). “1501 lira-2000 lira arası” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %5,3’tür (%0 yüksek dışlanma ve %5,3 düşük dışlanma toplamı). “2001 lira2500 lira” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %0’dır (%0 yüksek dışlanma ve %0 düşük dışlanma toplamı). “2501 lira ve üzeri” gelir elde edenlerin sosyal dışlanmışlığı %5,9’dur (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %0 düşük sosyal dışlanma toplamı). Bu bulgudan yola çıkılarak, gelir dilimine göre, sosyal dışlanma oranları, yüksek orandan düşük orana doğru “asgari ücretin altında, 522 lira-750 lira arası, asgari ücret kadar, 751 lira-1000 lira arası, 1001 lira-1500 lira arası, 1501 lira-2000 lira arası, 2501 TL ve üzeri ve son olarak 2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenler şeklinde sıralanır. Gelir dilimine göre yüzdelik yığılmalar ise; asgari ücretin altında gelir elde edenlerde yığılma, %71,4 (%0 yüksek sosyal dışlanma ve %71,4 düşük 238 sosyal dışlanma toplamı) ile sosyal dışlanma düzeyinde; asgari ücret kadar gelir elde edenlerde yığılma %60 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde; 522 lira-750 lira arası gelir elde edenlerde yığılma %58 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde; 751 lira-1000 lira arası gelir elde edenlerde %73,2 ile sosyal dışlanma düzeyinde; 1001 lira-1500 lira arası gelir elde edenlerde de %92,2 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde; 1501 lira-2000 lira arası gelir elde edenlerde %94,7 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde; 2001 lira2500 lira arası gelir elde edenlerde %100 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde ve yine 2501 lira ve üzeri gelir elde edenlerde de %94,1 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeydedir. Buna göre, her bir gelir dilimi için, “sekiz yaşam alanının tamamında”, “asgari ücretin altında” gelir elde edenler hariç, “sosyal dışlanmanın olmadığı” düzey ağır basmaktadır. Sosyal dışlanma düzeylerine göre yığılmalar ise; yüksek sosyal dışlanma düzeyinde %10 ile “asgari ücret kadar” gelir elde edenler; düşük sosyal dışlanma düzeyinde %71,4 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler, yüksek sosyal dışlanma ve düşük sosyal dışlanmanın toplamında da %71,4 ile “asgari ücretin altında” gelir elde edenler ve sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde ise %100 ile “2001 lira-2500 lira arası” gelir elde edenlerin olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, toplamda, her bir gelir diliminin, “sekiz yaşam alanının tamamında”ki sosyal dışlanmışlıkları ise, toplam yüksek sosyal dışlanma oranı %0,5, toplam düşük sosyal dışlanma oranı %19,5 ve sosyal dışlanmanın olmadığı toplam oran %80’dir. Toplam sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, toplam yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve toplam düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı, “toplam sosyal dışlanma” düzeyini ifade edecektir. Bu durumda, toplam sosyal dışlanma düzeyi %20’dir (%0,5 yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve %19,5 düşük sosyal dışlanma düzeyi toplamı). Sonuç olarak, her bir gelir diliminin, “sekiz yaşam alanının tamamında”ki sosyal dışlanmışlığın üzerinde etkisi vardır. Her bir gelir dilimine göre, “sekiz yaşam alanının tamamından” sosyal dışlanmışlığın en çok olduğu gelir dilimi, “asgari ücretin altında” olan gelir dilimiyken, en az sosyal dışlanmanın olduğu gelir dilimi ise, “2001 lira-2500 lira arası” gelir dilimi olduğu gözlenmiştir. Tüm 239 gelir dilimleri açısından toplamda ise, “sekiz yaşam alanının tamamından” sosyal dışlanmışlık, %20’dir. Bu, düşük bir oran değildir. Son olarak, gelir dilimlerinin, “sekiz yaşam alanının tamamından”, toplamda %80 ile yüksek sayılabilecek bir oranda sosyal dışlanmasının olmadığı gözlenmektedir. Araştırmada yer alan çalışanlara sorulan 4 demografik soruya ilişkin olarak, 8 yaşam alanının her biri ile yukarıda analizi yapılan toplamda 36 çapraz tablo elde edilmiştir. Çalışanların demografik özellikleriyle sosyal dışlanmayı oluşturan 8 yaşam alanı arasındaki ilişkinin incelenmesi sonucunda ise, çalışanlar, işsizler gibi işgücü piyasasından dışlanmamasına rağmen, çalışanlara ait demografik özellikler nedeniyle, sosyal dışlanmayı oluşturan sekiz yaşam alanının her birinden ve üstelik farklı düzeylerde dışlanmaya maruz kalmaktadırlar. Çalışanların, bu demografik özellikleri nedeniyle 8 yaşam alanın her birinden dışlandığı ve yine çalışanların demografik özelliklerden kaynaklanan farklılıklar nedeniyle de bu dışlanma oranlarının birbirinden farklı düzeylerde olduğu görülmektedir. Çalışanların ortaya çıkan bu dışlanmışlıkları ve bu dışlanmışlığın da farklı düzeylerde olması, işgücü piyasasından dışlanmamış kesim olan çalışanların, işgücü piyasasından dışlanmış kesim olan işsizlerle sosyal dışlanmışlıklarının karşılaştırılabilmesine imkan sağlamaktadır. Çalışanların bu farklı dışlanmışlıkları ise, çalışanlara özgü farklı demografik özelliklerin yanında, ülkemize özgü yapısal, kültürel, geleneksel yapıdan da kaynaklanmaktadır. Çalışan kesimin bu dışlanmışlığı, yani çalışanların yaşamış olduğu dışlanmışlık nedenleri, yukarıda, çalışanların demografik özelliklerine yönelik çapraz tablolarla açıklanmıştı. Bu tablolar, çalışanların, demografik özellikleri gereği, kendi içinde bölündüğünü (tabakalaştığını) ve bu tabakalaşmanın beraberinde, her tabakadaki çalışanın dışlanmışlığına farklı düzeylerde yansıdığını göstermektedir. Buna göre, “ne tür bir işte çalışıyorsunuz?” sorusu ile, çalışanların, ücretli çalışan ve ücret karşılığı çalışmayan (işveren, kendi hesabına çalışan) kesim olarak yine, ücretli çalışan kesimin de birincil ve ikincil işgücü piyasasında çalışanlar şeklinde bölündüğünü görmekteyiz. Buna göre, ücretli çalışanların, ücretli çalışmayanlara göre dışlanmışlığının daha 240 yüksek olduğunu buna karşın, ücretli çalışanların ise kendi içinde, birincil ve ikincil işgücü piyasasında çalışanlar olarak ayrıldığını ve ikincil işgücü piyasasında çalışanların (esnek çalışanların), birincil işgücü piyasasında çalışanlara göre dışlanmışlığının daha yüksek olduğunu görmekteyiz. “Çalıştığınız işte sosyal güvenceniz var mı?” sorusunda ise, kayıtlı işlerde çalışanlarla, kayıt dışı işlerde çalışanlar arasında dışlanma bakımından farklılık olduğunu ve kayıt dışı işlerde çalışanların kayıtlı işlerde çalışanlara göre daha çok dışlanmaya maruz kaldığını görmekteyiz. Yine, “bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir?” sorusu ile, çalışanlar arasında “gündelik ve haftalık” gelir elde edenlerin, “aylık ve yıllık” gelir elde edenlere göre dışlanmışlıklarının daha yüksek olduğunu görmekteyiz. Son olarak, “ortalama aylık geliriniz ne kadardır?” sorusu ile de, bir alt gelir diliminde yer alanların dışlanmışlığının, bir üst gelir diliminde yer alanlara göre, daha yüksek olduğunu görmekteyiz. Ayrıca, asgari ücret altında ve üstünde gelir elde edenlerle, yoksulluk ve açlık sınırı altında ve üstünde gelir elde edenler arasında da dışlanmışlık farklılıkları vardır. İşte tüm bu demografik özellikler nedeniyle, çalışanların, dışlanmaya maruz kaldığını ve bu dışlanmanın da, çalışanların kendi arasında demografik özelliklere göre bölünmesi ve ayrışmasıyla, değişlik düzeylerde olduğunu görmekteyiz. Kısacası, çalışanlar, kendi aralarında bölünmüş bir yapı içinde bulunmaktadırlar. Diğer bir deyişle, demografik özellikler nedeniyle çalışanların bölündüğünü, bu nedenle, çalışanların dışlanmasının, birbirinden farklı düzeylerde ortaya çıktığını görmekteyiz. 4. ARAŞTIRMADA YER ALAN İŞSİZLERİN VE ÇALIŞANLARIN, SOSYAL DIŞLANMAYI OLUŞTURAN YAŞAM ALANLARINA İLİŞKİN OLARAK DIŞLANMIŞLIK DÜZEYLERİNİ GÖSTEREN KARŞILAŞTIRMALI DAĞILIMLARI Çalışanların, sosyal dışlanmayı oluşturan 8 yaşam alanının her birinden dışlanmışlık nedenleri ve bu dışlanmışlığın da her bir yaşam alanında farklı düzeylerde olmasının nedenleri, çalışanların demografik özellikleri ile 241 bağdaştırılarak yukarıda ele alındı. Böylece, işgücü piyasasından dışlanmamasına rağmen, sosyal dışlanmayı oluşturan diğer 8 yaşam alanının her birinden, demografik özellikleri nedeniyle dışlanmaya maruz kalan “çalışanlar”, işgücü piyasasından dışlanan kesim olan “işsizler” ile, “sosyal dışlanma” bakımından kıyaslanabilirlik özelliğine sahip olmaktadır. İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri, çalışanlarla kıyaslandığı zaman bir anlam ifade edebilecektir. Çünkü, işsizlerin sosyal dışlanmışlıkları zaten bilinen bir gerçek olduğundan, sadece işsizlerin analize dahil edilmesi betimleyici olacaktır. Bu nedenle, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri yani, işsizlerin sosyal dışlanmışlık düzeyinin belirlenmesi, işsizlerin, sosyal dışlanma bakımından çalışanlarla kıyaslanabildiği yani ilişkisel bir analiz yapıldığı oranda ortaya çıkabilecektir. Buna göre, işgücü piyasasında, “işgücünde olanlar”; çalışanlar ve işsizlerden oluşur. İşgücü piyasasından dışlanmayan kesim olan “çalışanlar” ile işgücü piyasasından dışlanan kesim olan “işsizler” arasında, sosyal dışlanma bakımından bir kıyaslama yapılacaktır. Çalışan kesim, işgücü piyasasından dışlanmadığı halde, demografik özellikleri nedeniyle, sosyal dışlanmayı oluşturan diğer 8 yaşam alanının her birinden dışlanmaktadır. Bu dışlanmaları, işgücü piyasasından dışlanan işsizlerle kıyaslarsak; işgücü piyasasından dışlananların, dışlanmayanlara göre, yaşam alanlarından ne düzeyde dışlanmaya maruz kaldığını görebiliriz. Böylece, işgücü piyasasından dışlananların, yaşam alanlarının her birindeki dışlanmışlığı ile bunların toplamındaki sosyal dışlanmışlığı ortaya çıkacak ve işsizlerin sosyal dışlanmışlıklarının düzeyi hakkında daha bariz sonuçlar elde edilecektir. Bu nedenle, soru formunun üçüncü bölümünü oluşturan ve sosyal dışlanmayı ölçmeyi amaçlayan kısmı, hem 195 kişiden oluşan çalışanlara hem de 206 kişiden oluşan işsizlere uygulanmıştır. Soru formunun, sosyal dışlanmayı ölçmeyi amaçlayan kısmı, toplam 48 sorudan oluşmaktadır. Bu 48 soru, sosyal dışlanmayı oluşturan 8 yaşam alanını kapsamaktadır ve 8 yaşam 242 alanının her biri için toplam 6 soru bulunmaktadır. Sosyal dışlanmayı oluşturan söz konusu yaşam alanları, soru formundaki sırasıyla; 1. Sağlık ve sosyal güvenlik alanı 2. Eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanı 3. İkamet koşulları alanı 4. Siyasal katılma alanı 5. Kültürel, sportif ve sanatsal alan 6. Sosyal yaşam alanı 7. Sağlıklı ve yeterli beslenme alanı 8. Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı’dır. Çalışanların ve işsizlerin, sosyal dışlanmayı ölçmeyi amaçlayan, bu 48 adet soruya vermiş olduğu cevaplarla, çalışanların ve işsizlerin, sosyal dışlanmayı oluşturan 8 yaşam alanının her birinden “dışlanmasına” ve bu 8 yaşam alanının tamamından “sosyal dışlanmasına” ait bulgulara ulaşılmış ve bu bulgularla aşağıda yer alan 9 adet dağılım tablosu elde edilmiştir. Bu tablolar, araştırmaya katılan çalışanlar ve işsizler hakkında, betimleyici (description) bilgi verme niteliğinde olmayıp, etkisel-ilişkisel niteliktedir. Çünkü, çalışanlara ve işsizlere ait dışlanma verileri, kıyaslamayı sağlayacak şekilde, bir tablonun içinde ayrı ayrı sütunlarda ama birlikte gösterilmektedir ve 9 tablonun hepsi bu şekilde düzenlenmiştir. 243 4.1. İşsizlerin ve Çalışanların “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 81: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sağlık ve Sosyal Güvenlik Alan Dağılımı Sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 34 16,5 87 42,2 85 41,3 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 9 4,6 34 17,4 152 77,9 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %16,5’inde sağlık ve sosyal güvenlik alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %42,2’sinde sağlık ve sosyal güvenlik alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %41,3’ünde ise sağlık ve sosyal güvenlik alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %42,2 ile düşük dışlanma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %58,7’i (%16,5 yüksek dışlanma ve %41,3 düşük dışlanma toplamı), sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından fazlası, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %41,3’i ise “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “sağlı ve sosyal güvenlik” yaşam alanından, %58,7 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. 244 Araştırmaya katılan çalışanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, %4,6’sında sağlık ve sosyal güvenlik alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %17,4’ünde sağlık ve sosyal güvenlik alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %77,9’unda ise sağlık ve sosyal güvenlik alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %77,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %22’si (%4,6 yüksek dışlanma ve %17,4 düşük dışlanma toplamı), “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların az sayılamayacak bir kadar bir kısmı, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %77,9’u ise “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “sağlı ve sosyal güvenlik” yaşam alanından, %77,9 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından, %22 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %58,7 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının bir buçuk katından daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının bir buçuk katından daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 245 4.2. İşsizlerin ve Çalışanların “Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 82: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Eğitim İmkanlarından Yararlanma/Eğitime Katılma Alan Dağılımı Eğitim imkanlarından Yararlanma / Eğitime Katılma Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 30 14,6 94 45,6 82 39,8 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 13 6,7 43 22,1 139 71,3 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %14,6’sında eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %45,6’sınde eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %39,8’inde ise eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %45,6 ile düşük dışlanma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %60,2’si (%14,6 yüksek dışlanma ve %45,6 düşük dışlanma toplamı), “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından fazlası, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %39,8’i ise “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından, %60,2 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. 246 Araştırmaya katılan çalışanların, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; yararlanma/eğitime çalışanların, katılma %6,7’sinda alanında yüksek eğitim dışlanma imkanlarından yaşanmakta, %22,1’inde eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %71,3’ünda ise eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %71,3 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %28,8’i (%6,7 yüksek dışlanma ve %22,1 düşük dışlanma toplamı), “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların az sayılamayacak bir kısmı, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %71,3’ü ise “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından, %71,3 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından, %28,8 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %60,2 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının bir katından daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanması 247 bulunmakla beraber, işsizlerin, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının bir katından daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 4.3. İşsizlerin ve Çalışanların “İkamet Koşulları Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 83: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların İkamet Koşulları Alan Dağılımı İkamet Koşulları Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 7 3,4 62 30,1 137 66,5 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 27 13,8 0 0 168 86,2 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “ikamet koşulları” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %3,4’ünde ikamet koşulları alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %30,1’inde ikamet koşulları alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %66,5’inde ise ikamet koşulları alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %66,5 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %33,5’i (%3,4 yüksek dışlanma ve %30,1 düşük dışlanma toplamı), “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından azı, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %66,5’i ise “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “ikamet koşulları” yaşam alanından, %66,5 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. 248 Araştırmaya katılan çalışanların, “ikamet koşulları” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, %13,8’inde ikamet koşulları alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %86,2’inde ise ikamet koşulları alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma düzeyi ise, bulunmamaktadır. Buna göre, çalışanların az bir kısmı, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %86,2’si ise “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “ikamet koşulları” yaşam alanından, %86,2 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “ikamet koşulları” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “ikamet koşulları” yaşam alanından, %13,8 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %33,5 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık bir buçuk katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık bir buçuk katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 249 4.4. İşsizlerin ve Çalışanların “Siyasal Katılma Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 84: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Siyasal Katılma Alan Dağılımı Siyasal Katılma Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 23 11,2 137 66,5 46 22,3 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 10 5,1 120 61,5 65 33,3 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “siyasal katılma” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %11,2’sinde siyasal katılma alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %66,5’inde siyasal katılma alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %22,3’ünde ise siyasal katılma alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %66,5 ile düşük dışlanma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %77,7’si (%11,2 yüksek dışlanma ve %66,5 düşük dışlanma toplamı), “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından oldukça fazlası, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %22,3’ü ise “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “siyasal katılma” yaşam alanından, %77,7 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. Araştırmaya katılan çalışanların, “siyasal katılma” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, %5,1’inde siyasal katılma alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %61,5’inde siyasal katılma alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %33,3’ünda ise siyasal katılma 250 alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %61,5 ile düşük dışlanma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %66,6’sı (%5,1 yüksek dışlanma ve %61,5 düşük dışlanma toplamı), “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların yarısından oldukça fazla bir kısmı, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %33,3’ü ise “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “siyasal katılma” yaşam alanından, %66,6 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “siyasal katılma” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “siyasal katılma” yaşam alanından, %66,6 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %77,7 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık %17’si kadar daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık %17’si kadar daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 251 4.5. İşsizlerin ve Çalışanların “Kültürel, Sportif ve Sanatsal Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 85: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alan Dağılımı Kültürel, Sportif ve Sanatsal Alan Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 70 34 81 39,3 55 26,7 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 20 10,3 68 34,9 107 54,9 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %34’ünde kültürel, sportif ve sanatsal alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %39,3’ünde kültürel, sportif ve sanatsal alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %26,7’sinde ise kültürel, sportif ve sanatsal alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %39,3 ile düşük dışlanma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %73,3’ü (%34 yüksek dışlanma ve %39,3 düşük dışlanma toplamı), “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından oldukça fazlası, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %26,7’si ise “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından, %73,3 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. Araştırmaya katılan çalışanların, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, 252 %10,3’ünde kültürel, sportif ve sanatsal alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %34,9’unda kültürel, sportif ve sanatsal alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %54,9’unda ise kültürel, sportif ve sanatsal alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %54,9 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %45,2’si (%10,3 yüksek dışlanma ve %34,9 düşük dışlanma toplamı), “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların yarısından az bir kısmı, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %54,9’u ise “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından, %54,9 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından, %45,2 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %73,3 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık %60’ı kadar daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık %60’ı kadar daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 253 4.6. İşsizlerin ve Çalışanların “Sosyal Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 86: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sosyal Yaşam Alan Dağılımı Sosyal Yaşam Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 1 0,5 39 18,9 166 80,6 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 20 10,3 0 0 175 89,7 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “sosyal yaşam” alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %0,5’inde sosyal yaşam alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %18,9’unda sosyal yaşam alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %80,6’sında ise sosyal yaşam alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %80,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %19,4’ü (%0,5 yüksek dışlanma ve %18,9 düşük dışlanma toplamı), “sosyal yaşam” alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından oldukça az bir kısmı, “sosyal yaşam” alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %80,6’sı ise “sosyal yaşam” alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “sosyal yaşam” alanından, %80,6 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. Araştırmaya katılan çalışanların, “sosyal yaşam” alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, %10,3’ünde sosyal yaşam alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %89,7’sinde ise sosyal yaşam alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma düzeyi ise, bulunmamaktadır. Buna göre, çalışanların oldukça az bir kısmı, “sosyal 254 yaşam” alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %89,7’si ise “sosyal yaşam” alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “sosyal yaşam” alanından, %89,7 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “sosyal yaşam” alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “sosyal yaşam” alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “sosyal yaşam” alanından, %10,3 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %19,4 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık bir katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sosyal yaşam” alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “sosyal yaşam” alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık bir katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 4.7. İşsizlerin ve Çalışanların “Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 87: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alan Dağılımı Sağlıklı ve Yeterli Beslenme Tüketim Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 11 5,3 70 34 125 60,7 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 3 1,5 25 12,8 167 85,6 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %5,3’ünde sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %34’ünda sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %60,7’sinde ise sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %60,7 ile 255 dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %39,3’ü (%5,3 yüksek dışlanma ve %34 düşük dışlanma toplamı), “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından az bir kısmı, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %60,7’si ise “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanından, %60,7 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. Araştırmaya katılan çalışanların, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, %1,5’inde sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %12,8’inde sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %85,6’sında ise sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %85,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %14,3’ü (%1,5 yüksek dışlanma ve %12,8 düşük dışlanma toplamı), “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların az bir kısmı, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %85,6’sı ise “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından, %85,6 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. 256 İşsizleri, çalışanların, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından, %14,3 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %39,3 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık iki katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık iki katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 4.8. İşsizlerin ve Çalışanların “Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Yaşam Alanı” Dağılımı Tablo 88: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alan Dağılımı Beslenme Dışı Zorunlu Tüketim Alanı Yüksek Dışlanma Düşük Dışlanma Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 28 13,6 80 38,8 98 47,6 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 4 2,1 30 15,4 161 82,6 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %13,6’sında beslenme dışı zorunlu tüketim alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %38,8’inde beslenme dışı zorunlu tüketim alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %47,6’sınde beslenme dışı zorunlu tüketim alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %47,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük 257 dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %52,4’ü (%13,6 yüksek dışlanma ve %38,8 düşük dışlanma toplamı), “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından fazla bir kısmı, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %47,6’sı ise “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” alanından, %52,4 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. Araştırmaya katılan çalışanların, “beslenme dışı zorunlu tüketim” alanına ilişkin dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; çalışanların, %2,1’inde beslenme dışı zorunlu tüketim alanında yüksek dışlanma yaşanmakta, %15,4’ünde beslenme dışı zorunlu tüketim alanında düşük dışlanma yaşanmakta ve %82,6’sında ise beslenme dışı zorunlu tüketim alanından dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek dışlanma, düşük dışlanma ve dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %82,6 ile dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, dışlanmışlık düzeylerini, dışlanmanın olduğu ve dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek dışlanma düzeyi ve düşük dışlanma düzeyleri toplamı “dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %17,5’i (%2,1 yüksek dışlanma ve %15,4 düşük dışlanma toplamı), “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların az bir kısmı, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %82,6’sı ise “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından, %82,6 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanındaki dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “beslenme dışı 258 zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından, %17,5 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %52,4 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık iki katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık iki katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 4.9. İşsizlerin ve Çalışanların Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Tablo 89: Araştırmada Yer Alan İşsizlerin ve Çalışanların Sekiz Yaşam Alanının Tamamına Ait Dağılımı Sekiz Yaşam Alanının Tamamından Yüksek Düzeyde Sosyal Dışlanma Düşük Düzeyde Sosyal Dışlanma Sosyal Dışlanma Yok Toplam İşsizler Kişi (N) Yüzde (%) 8 3,9 118 57,3 80 38,8 206 100 Çalışanlar Kişi (N) Yüzde (%) 1 0,5 38 19,5 156 80,0 195 100 Araştırmaya katılan işsizlerin, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan oluşan toplam yaşam alanına ilişkin sosyal dışlanmışlık düzeyleri değerlendirildiğinde; işsizlerin, %3,9’unda sekiz yaşam alanının tamamı“ndan yüksek sosyal dışlanma yaşanmakta, %57,3’ünde sekiz yaşam alanının tamamı“ndan düşük sosyal dışlanma yaşanmakta ve %38,8’inde ise sekiz yaşam alanının tamamı“ndan sosyal dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek sosyal dışlanma, düşük sosyal dışlanma ve sosyal dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %57,3 ile düşük sosyal dışlanma düzeyinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı “sosyal dışlanmanın olduğu” düzeyi 259 ifade edecektir. Bu ayrıma göre, işsizlerin, %61,2’si (%3,9 yüksek dışlanma ve %57,3 düşük dışlanma toplamı), “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, işsizlerin yarısından fazla bir kısmı, sekiz yaşam alanının tamamı“ndan dışlanmıştır. Buna karşın, işsizlerin, %38,8’i ise sekiz yaşam alanının tamamı“ndan dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 206 kişi işsizin, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan, %61,2 ile dışlanmış olduğu gözlenmiştir. Araştırmaya katılan çalışanların, sekiz yaşam alanının tamamı“ndan oluşan toplam yaşam değerlendirildiğinde; alanına çalışanların, ilişkin sosyal %0,5’inde dışlanmışlık sekiz yaşam düzeyleri alanının tamamı“ndan yüksek sosyal dışlanma yaşanmakta, %19,5’inde sekiz yaşam alanının tamamı“ndan düşük sosyal dışlanma yaşanmakta ve %80’inde ise sekiz yaşam alanının tamamı“ndan sosyal dışlanma yaşanmamaktadır. Yüksek sosyal dışlanma, düşük sosyal dışlanma ve sosyal dışlanmanın olmadığı bu üç düzey arasındaki yığılmanın, %80 ile sosyal dışlanmanın olmadığı düzeyde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, sosyal dışlanmışlık düzeylerini, sosyal dışlanmanın olduğu ve sosyal dışlanmanın olmadığı şeklinde iki gruba ayırmak yerinde olacaktır. Buna göre, yüksek sosyal dışlanma düzeyi ve düşük sosyal dışlanma düzeyleri toplamı “sosyal dışlanmanın olduğu” düzeyi ifade edecektir. Bu ayrıma göre, çalışanların, %20’si (%0,5 yüksek dışlanma ve %19,5 düşük dışlanma toplamı), “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan dışlanmaktadır. Bu bulgu, araştırma bakımından oldukça önemlidir. Buna göre, çalışanların az bir kısmı, sekiz yaşam alanının tamamı“ndan dışlanmıştır. Buna karşın, çalışanların, %80’i ise sekiz yaşam alanının tamamı“ndan dışlanmamıştır. Sonuç olarak, araştırmaya katılan 195 kişi çalışanın, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan, %80 ile dışlanmamış olduğu gözlenmiştir. İşsizleri, çalışanların, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan sosyal dışlanmışlık düzeyi bakımından kıyasladığımızda, işsizlerin, “sekiz yaşam 260 alanının tamamı“ndan sosyal dışlanmışlığı, gerçek manada ortaya çıkacaktır. Buna göre, çalışanlar, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan, %20 ile dışlanırken, buna karşın işsizler, %61,2 ile dışlanmaktadır. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin sosyal dışlanma oranı, çalışanların sosyal dışlanma oranının iki katından fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan sosyal dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, çalışanların “sekiz yaşam sosyal gerçekleşmektedir. alanının dışlanmışlığının tamamı“ndan iki katından sosyal fazla dışlanmışlığı, bir oranda 261 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME İşsizlik, her çağda, toplumların en önemli sorunlarının başında gelmiştir. Her dönemde yaşanan işsizliğin ise, kendine özgü bir yapısı bulunmaktadır. Günümüzde yaşanan işsizlik ise, işgücü piyasasına hiç girememe yani hiç iş bulamama, uzun süreli işsizlik, işten çıktıktan sonra bir daha işe girememe şeklinde bir özellik taşımaktadır. Özellikle, son zamanlarda yaşanan krizler, günümüze özgü olan bu tür işsizliği daha da arttırmakta, derinleştirmektedir. İşsizliğin etki boyutu, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre farklılık gösterebilmektedir. İşsizler, gelişmiş ülkelerde, modern sosyal güvenlik araçları (işsizlik yardımı, işsizlik ödeneği gibi) ile sosyal güvenlik sistemine dahil edilirken, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde, modern sosyal güvenlik araçları yeterince gelişememiş ve yerleşememiş olduğundan, işsizler, daha çok eş/dost/akraba/aile ilişkileri çerçevesinde, geleneksel yapıdan ve dini ve örfi dayanışma kültüründen kaynaklanan bir yapı içerisinde korunmaktadır. Yani, işsizler, modern sosyal güvenlik araçları tarafından sağlanan kurumsal koruma yerine, geleneksel sosyal güvenlik içinde bireysel bazda korunmaktadırlar. Özellikle, refah devleti anlayışının giderek azalması nedeniyle, gelişmiş ülkelerde de modern sosyal güvenlik araçlarının kapsamının daraldığı dikkate alınırsa, son zamanlarda yaşanan krizler nedeniyle, işsiz kalan büyük bir kitlenin, kurumsal olarak korumadan yoksun kaldığı söylenebilir. Böyle bir ortamda bulunun günümüz işsizlerinin sosyal dışlanmışlığı da, geçmiş dönemlerde yaşanan özellikle refah devleti dönemlerinde yaşanan sosyal dışlanmadan farklılık gösterebilecektir. Ayrıca, bu gelişmeler, sosyal koruma alanında, işgücü piyasasındaki bölünmeyi güçlendirmekte ve yeni boyutlar da katmaktadır. “İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri”ni konu alan bu çalışma da özellikle, günümüz şartlarında ülkemizde yaşanan işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini ve boyutlarını ortaya çıkarma amacıyla hazırlanmıştır. Bu çalışma, yerli ve yabancı literatür taraması yapıldıktan sonra, alan araştırması şeklinde gerçekleştirilmiştir. Alan araştırması, Ankara 262 İlinde yapılmıştır. İşsizlerin sosyal dışlanmışlığını ortaya çıkarmak için çalışanlar da araştırma kapsamına alınmıştır. Bu nedenle, Ankara İlinde bulunan 206 işsiz ve 195 çalışan olmak üzere toplam 401 kişi üzerinde sosyal dışlanmışlık araştırması yapılmıştır. Bu iki grup arasında yani, işgücü piyasasından dışlanan grup olan işsizler ile işgücü piyasasından dışlanmamış grup olan çalışanlar arasında, sosyal dışlanmışlık bakımından karşılaştırmalı bir araştırma yapılmıştır. Sosyal dışlanmayı ölçmeyi amaçlayan sorular, hem işsizlere hem çalışanlara sorulmuştur. Böylece, işsizlerin, çalışanlara göre ne düzeyde dışlanmış olduğunun boyutları, diğer bir deyişle işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmada, sosyal dışlanma, sekiz yaşam alanından oluşmaktadır. Bu yaşam alanları ise, sosyal dışlanmayı ölçmeyi amaçlayan ölçek baz alınarak belirlenmiştir. Bunlar; “sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanı, eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma yaşam alanı, İkamet koşulları yaşam alanı, siyasal katılma yaşam alanı, kültürel-sportif ve sanatsal yaşam alanı, sosyal yaşam alanı, sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim yaşam alanı, beslenme dışı zorunlu tüketim yaşam alanı”dır. Buna göre, her bir yaşam alanının içinde tam olarak yer alamamak, o yaşam alanından “dışlanmışlığı” ortaya çıkarmakta ve sekiz yaşam alanının tamamındaki dışlanmanın toplamı ise, “sosyal dışlanmayı” vermektedir. Yapılan araştırmada, “dışlanmışlık” ve” sosyal dışlanmışlık” düzeyleri bu şekilde belirlenmiştir. İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiş bu araştırmadan elde edilen sonuçlar, aşağıdaki şekilde özetlenebilir; • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanından dışlanmışlığı, %40,9’dur. Bu oldukça yüksek bir orandır. Çalışan ve işsizlerin yarıya yakın bir kısmının sosyal güvenlik kapsamının dışında olduğunu göstermektedir. Çalışan kesimin içinde, kayıt dışı çalışanlar da vardır. 263 • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), eğitim imkanlarından yaralanma/eğitime katılma yaşam alanından dışlanmışlığı, %44,9’dur. Bu yüksek bir orandır. Çalışan ve işsizlerin yarıya yakın bir kısmının eğitim alanının dışında olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, kişisel sebeplerin yanında, daha çok ülkemizdeki eğitim politikalarının yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. • Araştırmada yer alanların (çalışanlarlar ve işsizler toplam olarak), ikamet koşulları yaşam alanından dışlanmışlığı, %23,9’dur. Bunun düşük bir oran olduğu söylenmez. Çünkü, barınma, en temel ihtiyaçlardandır. • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), siyasal katılma yaşam alanından dışlanmışlığı, %72,3’tür. Bu, oldukça yüksek bir orandır. Bu sonuç, yerleşememesinden, ülkemizde ülkemizin demokrasi siyasi geleneğinin geçmişinden ve tam olarak yapısından kaynaklanan birçok nedene bağlanabilir. • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizlerin toplam olarak), kültürel, sportif ve sanatsal yaşam alanından dışlanmışlığı %59,6’dır. Bu, yüksek bir orandır. Bu sonuç, sinema, tiyatro, konser, spor gibi etkinliklere ülkemiz insanının ilgisinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Bunun da nedeni, geleneksel yapımızın içerisinde böyle bir kültürümüzün, alışkanlığımızın olmamasıdır. Ayrıca, OECD’nin, üye ülkelerdeki toplumsal gelişmeleri inceleyen “Bir Bakışta Toplum 2009” raporunda boş zaman değerlendirmede, “kültürel etkinliklere ev sahipliği yapma ya da katılma” sıralamasında Türkiye, sıfır puan almıştır117. Futbol uğruna sayısız cinayetin işlendiği, neredeyse olaysız futbol karşılaşması geçmeyen Türkiye, boş zamanları geçirmede 117 http://www.tumgazeteler.com/?a=5045153, 31/01/2010 264 spora en az vakit ayıran OECD ülkesi de olmuştur118. Yani, OECD raporu, araştırma sonucunda elde edilen bu bulgumuzu destekler niteliktedir. • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), sosyal yaşam alanından dışlanmışlığı %14,9’dur. Bu, düşük bir orandır. Bu sonuç, ülkemizin geleneksel yapısından, kültüründen kaynaklanan dayanışma kültürünün bir ürünüdür. OECD’nin, üye ülkelerdeki toplumsal gelişmeleri inceleyen “Bir Bakışta Toplum 2009” raporunda Türkiye, “en arkadaş-dost canlısı” toplum olarak OECD`nin ilk sırasında yer almaktadır119. Yani, OECD raporu, araştırma sonucunda elde edilen bu bulgumuzu da destekler niteliktedir. • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim yaşam alanından dışlanmışlığı, %27,2’dir. Bu, düşük bir oran değildir. Çünkü, beslenme, en temel ihtiyaçlardandır. Ayrıca, sağlıklı ve yeterli beslenme, “açlık sınırının” belirlendiği yaşam alanıdır. • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), beslenme dışı zorunlu tüketim yaşam alanından dışlanmışlığı, %35,4’dür. Bu, düşük bir oran değildir. Çünkü, giyim, faturaların ödenmesi v.b. harcamalar, en temel ihtiyaçlardandır. Ayrıca, beslenme dışı zorunlu tüketim, “yoksulluk sınırının” belirlendiği yaşam alanıdır. • Araştırmada yer alanların (çalışanlar ve işsizler toplam olarak), sosyal dışlanmayı oluşturan sekiz yaşam alanının tamamından “sosyal dışlanmışlığı” ise, %41,1’dir. Bu, düşük bir oran değildir. Bu oran, araştırmada yer alan, çalışan ve işsizlerden oluşan toplam 401 kişinin “sosyal dışlanmışlığıdır”. 118 119 http://www.tumgazeteler.com/?a=5045153, 31/01/2010 http://www.tumgazeteler.com/?a=5045153, 31/01/2010 265 • Sağlık ve sosyal güvenlik yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %58,7, çalışanların dışlanmışlığı %22’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının bir buçuk katından daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “sağlık ve sosyal güvenlik” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının bir buçuk katından daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. • Eğitim imkanlarından yaralanma/eğitime katılma yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %60,2, çalışanların dışlanmışlığı %28,8’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının bir katından daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “eğitim imkanlarından yararlanma/eğitime katılma” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının bir katından daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. • İkamet koşulları yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %33,5, çalışanların dışlanmışlığı %13,8’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık bir buçuk katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “ikamet koşulları” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık bir buçuk katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. • Siyasal katılma yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %77,7, çalışanların dışlanmışlığı %66,6’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık %17’si kadar daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “siyasal katılma” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık %17’si kadar daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 266 • Kültürel, sportif ve sanatsal yaşama alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %73,3, çalışanların dışlanmışlığı %45,2’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık %60’ı kadar daha fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “kültürel, sportif ve sanatsal” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık %60’ı kadar daha fazla bir oranda gerçekleşmektedir. • Sosyal yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %19,4, çalışanların dışlanmışlığı %10,3’tür. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık bir katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sosyal yaşam” alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “sosyal yaşam” alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık bir katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. • Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %39,3, çalışanların dışlanmışlığı %14,3’tür. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık iki katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık iki katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. • Beslenme dışı zorunlu tüketim yaşam alanından; işsizlerin dışlanmışlığı %52,4, çalışanların dışlanmışlığı %17,5’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin dışlanma oranı, çalışanların dışlanma oranının yaklaşık iki katı kadardır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, “beslenme dışı zorunlu tüketim” yaşam alanından dışlanmışlığı, çalışanların dışlanmışlığının yaklaşık iki katı kadar fazla bir oranda gerçekleşmektedir. 267 • Sosyal dışlanmayı oluşturan sekiz yaşam alanının tamamından; işsizlerin “sosyal dışlanmışlığı” %61,2, çalışanların sosyal dışlanmışlığı %20’dir. Bu iki oran karşılaştırıldığında, işsizlerin sosyal dışlanma oranı, çalışanların sosyal dışlanma oranının iki katından fazladır. Diğer bir deyişle, çalışan kesimin de, “sekiz yaşam alanının tamamı“ndan sosyal dışlanması bulunmakla beraber, işsizlerin, çalışanların “sekiz yaşam sosyal alanının dışlanmışlığının tamamı“ndan iki katından sosyal fazla dışlanmışlığı, bir oranda gerçekleşmektedir. • İşsizler ve çalışanlar arasında, sosyal dışlanma bakımından istatistiksel farklılığın varlığını ve işsizlerin sosyal dışlanmaya uğradıklarını test etmek için, “bağımsız örnekleme testi” (İndependent samples test) diğer bir adıyla “t testi” kullanılmıştır. T testi ile bulunan, “ortalamalar arasındaki farkın manidarlığı”, “t dağılım değerleri tablosu”nda yer alan anlamlılık değerinden çok daha yüksek bir değerde bulunmuştur. Yani, yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulgular, t testi ile sınandığında, işsizlik ve sosyal dışlanma arasında yüksek düzeyde bir ilişkinin var olduğunun, işsizliğin sosyal dışlanma üzerinde etkilerinin olduğunun ve işsizlerin çalışanlara göre daha yüksek düzeyde sosyal dışlanmaya uğradığının varlığına istatistiksel olarak ulaşılmıştır. Bu çalışma, “işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri”ni ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla yapılan alan araştırmasından elde edilen sonuçlar da, işsizliğin sosyal dışlanma üzerinde oldukça yüksek bir düzeyde etkisinin bulunduğunu ve işsizlerin çalışanlara göre çok daha yüksek bir düzeyde sosyal dışlanmaya uğradıklarını, istatistiksel verilerle ortaya koymuştur. Sonuç olarak, işsizlik ve işsizliğin beraberinde getirdiği sosyal dışlanma, tüm toplumlar için üstesinden gelinmesi zor bir sorunlar yumağı ortaya çıkarmaktadır. Birey ve toplum üzerinde, ekonomik olduğu kadar, sosyal ve psikolojik birçok etkiye neden olmaktadır. Tüm bu sorunlara çözüm 268 bulabilmek ise, topyekün bir politikalar demeti gerektirmektedir. Şöyle ki, etkin istihdam politikalarına, iyi işleyen kurumlara, sosyal diyaloğa, dayatmacı değil katılımcı kararların alınmasına ve bu politikalara verilen sosyal destek ile ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarına bağlı bulunmaktadır. 269 KAYNAKÇA ------------------, Avrupa İstihdam Stratejisi Kılavuz. www. İskur.gov.tr., 27.04.2007. ------------------, Avrupa Topluluğu Sosyal Güvenlik Kılavuzu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Yayın No: 97, Ankara, 2000. ------------------, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Formu Departmanı, “Avrupa’nın Sosyal Politikası”, Radikal İki, 6 mart 2005. ------------------, Country studies on the social impact of globalization: Final report Governing Body, Working Party on the Social Dimensions of the Liberalization of International Trade, GB. 276/WP/SDL/1, 27th Session. ILO, Geneva November 1999. ------------------, Çalışma Hayatında Diyalog ve İşbirliği, HAK-İŞ, Ankara,199. ------------------, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Bülteni. Sayı: 19, Aralık, 2006. ------------------, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı. Avrupa Topluluğu Sosyal Güvenlik Kılavuzu. Yayın No: 97, Ankara, 2000. --------------, Economic And Social Research Council (ESRC), Most Older İn Deprived Areas Are At Risk Of Social Exclusion, Swindon, 2003. 270 -----------------------------, European Commissiin EC “Quality Of In Europa Perception Of Livings In An Enlarged Europe ” Eurppean Foundation For The Improvement Of Living And Working Conditions, Dubling, 2004. ------------------, European Union Social Protection Committee, Repot On Indications In The Field Of Poverty And Social Exclusion, Brussels, October 2001. ------------------, İşsizlik Sigortası Uluslararası Semineri. TİSK Yayınları, Ankara, 2000. ------------------, İşsizlik Sigortasını Tanıyalım. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü Yayın No: 311, Ankara, 2000. ------------------, İşsizlikle Mücadele. Devlet Bakanlığı İşsizlikle Mücadele Yürütme ve Koordinasyon Kurulu, Ankara, Haziran, 1985. ------------------, Küreselleşme, Emek Süreçleri ve Yapısal Uyum. Türk Sosyal Bilimler Derneği (7. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi), Ankara, 2002. ------------------, OECD Ülkelerinde İşsizliğin Önlenmesi Konusundaki Yeni Yaklaşımlar ve Türkiye. TİSK inceleme Yayınları No: 8, İstanbul, 1993. ------------------, Social Exclusion Unit (SEU): Preventing Social Exclusion, London, 2001. ------------------, Sosyal Güvenlik Özel İstihdam, İstihdam Komisyonu Raporu. DPT Yayın No: 240, Ankara, 1995. ------------------, Sosyal Güvenlik Sorunları – Çözümler. Özçelik – İş Sendikası Yayın No: 15, Ankara, 1999. 271 ------------------, The Report Of University Of Birmingham, “The Contribution Of Comminity Action Programmes İn The Fields Of Education, Training And Youth To The Development Of Citizenship With A European Dimension ”, 1997, http://europa.eu.int/comm/education/citizen/Amsterdam.pdf. (Erişim tarihi: 20/11/2009). ------------------, “Trade liberalization and employment”, Governing Body, Working Party on the Social Dimension of Globalization, GB 282 / WP/ SDG/2, 282nt Session, Geneval, ILO, November 2001. ------------------, Yeni Rekabet Stratejileri ve Türk Sanayisi. TÜSİAD Yayın No: 2007-07/322, İstanbul, 2002. ------------------,Türk Harb – İş Sendikası: Kopenhag Toplumsal Kalkınma Deklarasyonu ve Eylem Programı: Ankara: Ekim 1995, s. 23. ABRAHAMSON, Peter. “Researching Poverty And Social Exclusion İn Europa”, Journal Of European Social Policy, Vol:13, N O:3, 2003. AKKAYA, Yüksel. “Göç, Yoksulluk ve Kentsel Şiddet ” TODAİ, İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi Yayını, Ankara, 2002. 203-215. AKTAN, Coşkun. Yoksullukla Mücadele Stratejileri. Hak-İş Yayınları, AKYILDIZ, Hüseyin. Sosyal Güvenlik Hukuku. Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No: 43, Isparta, 2004. APPASAMY , Paul. “Social Exclusion İn Respect Of Basic Needs İn India ”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles ARICI, Kadir. Avrupa Birliği Sosyal Güvenlik Hukuk. Ankara, 1997. 272 ARSLAN, Adile. Türkiye’de Yeni Kentli Yoksulluk Biçiminden Bir Kesit, Van’daki Dere Kenarları. TMMOB Mimarlık Odası Yayınları, Ankara, 1998. ATKINSON, Rob ve Simin DAVOUDI. “The Concept Of Social Exclusion In The European Union , Context, Development Abd Possibilities ”, Journal Of Common Market Studies, Vol:38 No:3, 2000. BAŞTERZİ, Süleyman. İşsizlik Sigortası. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayın No: 509, Ankara, 1996. BAUMAN, Zygmunt. Çalışma, Tüketicilik ve Yeni Yoksullar. Çev. Ümit Öktem, Sarmal Yayınevi, İstanbul, 1999. BENELLI, Paul: Learning To Change: Skills Development Among The Economically Vulnerable And Socially Excluded In Developing Countries, ILO, Employement And Training Papers:43, Geneva, 1999. BERMAN, Yitzhak ve David Phillips, “Indicators of Social Quality and Social Exclusion at National and Community Level”, Social Indicators Research, No: 50, 2000. BHALLA, Agit ve Frederic LEPEYRE: “Social Exclusion: Towards an Analytical and Operational Framework”, Development and Change, Vol. 28, No: 8, 1997, 423 – 433. BİÇERLİ, Mustafa Kemal. İşsizlikle Mücadelede Aktif İstihdam Politikaları. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1563, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yayınları No: 184, Eskişehir, 2004. BUĞRA, Ayşe ve SİNEM Adar. “Sosyal Güvenlik Reformunda Konuşulmayanlar”, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Formu Bülteni, Sayı: 1, İstanbul, Eylül, 2006, 2-5. 273 BURCHARDT, Tania, Julian Le Grant ve David Piachaud, “Aocial exclusion in Britain 1991-1995 ”, Social policy &Admnistration, Vo:33, No:3, Semptember 1999. CEYLAN ATAMAN, Berrin. “İşsizlik Sorunu ve Türkiye’nin AB İstihdam Stratejisine Uyumu”, www.tisk.org.tr, 10.04.2007. CEYLAN ATAMAN, Berrin: “İşsizlik Soruna Yeni Yaklaşımlar”, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/476/5530.pdf. (20/11/2009.). CHOSSUDOVSKY, Michel. Yoksulluğun Küreselleşmesi (Çev. Neşenur Domaniç), Çiviyazıları, İstanbul, 1999. COHEN, Daniel. Dünyanın Zenginliği Ulusların Fakirliği (Çev. Dilek Hattatoğlu), İletişim Yayınları, İstanbul, 2000. ÇAKIR, Özlem. Ücret Adaletinin İş Davranışları Üzerindeki Etkileri. KAMU-İŞ Yayınları, Ankara, 2006. ÇAVUOĞLU, Naz. “Sosyal Hakların Gerçekleştirilmesi“, İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi Yayını, Ankara, 2002. ÇENGELCİ, Erdal. Türk Sosyal Yardım Sistemine Genel Bir Bakış, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurum D., 1989, sayı 1, 6 vd. ÇOBAN, Tonguç. “Lizbon Stratejisi Yol Ayrımında”, www.sendika.org.tr, 27.03.2007. DANSUK, Emin. Türkiye’de Yoksulluğun Ölçülmesi ve Sosyo – Ekonomik Yapılarla İlişkisi; Ankara: 1997. 274 DÜLGER, İlhan. “Sosyo-Kültürel Yapı Farklılıkları Açısından Türkiye’nin AB Konusundaki Hareket Alanı “ Yeni Türkiye Dergisi, II, 2000. EDOUİ, Mongi VE Ridha GOUIA: “Patterns And Processes Of Social Exclusion In Tunisia ”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995. EGGERS, M.L ve D.S. Massey: “The Structural Determinants Of Urban Poverty-A Comparisın Of Whites, Blacs And Hispanics ”, Social Sciensces Research, Vol.20, No:3, 217. Akt. F.Şenses, A.G.E. EKİN, Nusret. Türkiye’de Yapay İstihdam ve İstihdam Politikaları İTO Yayın No: 2000-33, İstanbul, 2000. ERDOĞAN, Nihat. Sosyolojik Açıdan Kent İşsizliği ve Anomi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayın No:62, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1991. ERDUT, Tijen. “İstihdam ve İstihdam Edilebilirlik ”, Mercek, Yıl 7, Say: 27, Temmuz-2002, 70-95. ERDUT, Zeki. Küreselleşme Bağlamında Uluslararası Sosyal Politika ve Türkiye. Dokuz Eylül Yayınları, İzmir, 2002. ERDUT, Zeki. Rekabetin İşgücü Piyasasına Etkisi, Tühis Yayın No: 29, İzmir, 1998. FARIA ,Vilmar E. “Social Exclusion And Latin American Analyses Of Poverty And Deprivation ”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995. 275 FIGUEIREDO, Gore Ve Jose B. Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995. GENİŞ, Arif, “Avrupa Sosyal Modeli, Endüstri İlişkileri Ve Sendikalar ”, Petrolİş Dergisi Eki: Sendikal Notlar, Sayı:18, Haziran 2003. GIDDENS, Anthony. Sosyal Demokrasinin Yeniden Dirilişi: Üçüncü Yol. Birey Yayıncılık, İstanbul, 2000. GLORIEUX, Ignace, “Paid Work: A Crucial Link Between Individuals & Society”, Social Exclusion In Europa, der. Paul Littlewood et al., Aldershot, Ashgote Publishing, 1999, 1-68. GORE, Charles. “Social Exclusion And Social Change: Insaighs İn The African Literature ” Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995. GORZ, Andre. Yaşadığımız Sefalet. (Çev. Nilgün Tutal), Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2001. GÖKÇEOĞLU, Şebnem. “Yoksulluk ve Sosyal Dışlanmanın Hukuksal Nedenleri ve Çözüm Arayışları”, İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi Yayını, Ankara, 2002. 477-489. Guy STANDING. “Globalisatin And Flexibility: Dancing Around Pensions ”, International Labour Office Geneva , 2000. GÜLMEZ, Mesut. Uluslararası Sosyal Politika. TODAİ Yayın No: 300, Ankara, 2000. 276 GÜNDOĞAN, Naci. Genç İşsizliği. Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1320, Eskişehir, 2001. GÜRSEL, Seyfettin ve Veysel ULUSOY. Türkiye’de işsizlik ve İstihdam. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999. GÜZEL, Ali ve Ali Rıza Okur. Sosyal Güvenlik Hukuku. İstanbul, 1994. HAAN ET AL, Arjan de. Social Exclusion, An ILO Perspectve, Geneva, International Institute for Labour Studies (IILS), 1998. HARVEY, David. Postmodernlik Durumu. (Çev. Sundur Savran), Metis Yayınları, İkinci Basım, İstanbul, 1999. http:// www.calısma.gov.tr. http:// www.iscikonseyi.org/modules.php?name = Newsf file = print &sid = 33 http://www.anneyiz.biz/haber/haberdtl.php?hid=10487,01.01.2009. http://www.iskur.gov.tr http://www.ozgurpolitika.org/2004/07/21/hab57.html, Almanya’da İşsizlik Yardımı. http://www.ö.i.b.gov.tr http://www.tüik.gv.tr. Ulaşım tarihi 28/12/2009. HVID, Helge: “ Devalopment Of Work And Social (Ex) Inclusion”, Inclusion And Exclusiın: Unemployement And Non-Standart Employement In Europa, Ashgate Publishing, Aldershot,1999. 277 ILO, 2005 World Employment Report, Geneva: 2005, s. 27; ILO, Global Employment…, Geneva: 2006, ss. 9-11b ILO, Recommendation Concerning Geral Contitions Stimulate Job In Small And Medium-Sized Enterprises, http://www.ilo.org/ilolex/cgi- lex/convd.pl?R189: 1998, R:189. IŞIK, Oğuz ve Melih PINARCIOĞLU. Nöbetleşe Yoksulluk. İletişim Yayınları, İstanbul, 2001. IŞIKLI, Alpaslan. “Ücret ve İstihdam Politikaları ve Özelleştirme“, Özelleştirmenin Sosyal, Ekonomik ve Siyasi Boyutları Sempozyumu ve Panel Notları, Türkiye Kamu İşletmeleri Birliği, Ankara, 1995. 39-64. İNSEL, Ahmet. “İki Yoksulluk Tanımı ve Bir Öneri”, Toplum ve Bilim No: 89, Yaz 2001. 62-72. JUTTING, Johannes. “Social Security Systems In Low İncome Countries: Concepts, Constraints And The Need For Cooperation ”, Center For Development Research Discussion Paopers On Development Policy No: 9, Bonn, 1999. KAĞITÇIBAŞI, Çiğdem. İnsan – Aile – Kültür. Remzi Kitabevi, İstanbul, 1990. KARASAR, Niyazi. Bilimsel Araştırma Yöntemleri. Nobel Yayınları, Ankara,1998. KARATAŞ, Kemal Genç. İşsizliği Ekonomik Toplumsal ve Ruhsal Sonuçları, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi Yayın No:2, Ankara,1996. 278 KATZ, M.B. “The New Politics Of Poverty-The Non-Working Poor In America”, New York: Basic Boks, 1995. KILMURRAY, Avila. “Beyond The Streo – types”, Social Exclusion and Social Inclusion, Democtatic Dialogue Report No: 2, Belfast ESRC Pres, November 1995, 36-85. KLASEN, Stephan: “Social Exclusion and Children In OECD Countries Some Conceptual Issues”, www.oecd.org/pdf/MOOOO8000/MOOOO8702.pdf (19.11.2001). KORAY, Meryem ve Alper TOPÇUOĞLU. Sosyal Politika. Ezgi Kitabevi, Bursa, 1995, 87. KORAY, Meryem. Sosyal Politika. Ezgi Kitapevi, Bursa, 2000. KOŞAR, Nesrin. Sosyal Hizmetlerde Sosyal Yardım Alanı (Yoksulluk ve Sosyal Hizmet), Şafak Matbaacılık, Ankara, 2000. KÖSE, Sevinç. Türkiye’de Ekonomik ve Sosyal Sorunların Endüstri İlişkilerine Yansıması ve Çözüm Önerileri. Emek Matbaası, Manisa, 2003. KUMAŞ, Hasan. İşsizliğin Psiko-Sosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin Değerler Üzerindeki Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2001. KURT, Şenol. İşsizliğin Sosyal – Ekonomik Analizi: Sosyal Açıdan Türkiye Örneği. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2005. LEE, Emanuel.“Overview”,İnternational Labour Review, Vol:134,No: 4– 5. 279 LEVITAS, Ruth. Breadline Europe, The Measurement Of Poverty, Bristol, Policy Pres, 2000. LORDOĞLU, Kuvvet ve Nurcan ÖZKAPLAN: Çalışma İktisadı. Der Yayınları, İstanbul, 2007. LORDOĞLU, Kuvvet. “Türkiye’de Yabancıların Kaçak Çalışmaları ve Bağlantılı Sorunlar Üzerine”, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt: 17-18, Sayı: 6-1, Kasım 2002/Şubat 2003. 31-37. ORUÇ, Yeşim. “Küresel Yoksulluk ve Birleşmiş Milletler ”, Toplum ve Bilim No: 89, Yaz 2001, 73-87. ÖNGEN, Tülin.“Küresel Kapitalizm Ve Sermayenin Yeni Hegemonya Stratejileri ”, 2000-2003 Petrol-İş Yıllığı, İstanbul. ÖZBUDUN, Sibel. “Küresel Bir Yoksulluk Kültürü mü? Yoksulluk, Şiddet ve İnsan Hakları İçinde, TODAİE, İnsan Hakları Araştırma ve Derleme Merkezi Yayını, Ankara, 2002, 62 – 66. ÖZDEMİR, Süleyman, Halis Yunus ERSÖZ ve İbrahim SARIOĞLU. İşsizlik Sorununun Çözümünde KOBİ’lerin Desteklenmesi. İTO Yayın No: 2006 - 45, İstanbul, 2006. REYNAUD, Emmanuel. “The Extension Of Social Security Coverage: The Approach Of The İnternational Labour Office ”, Loe Wildmann Symposium, 27th General Assembly, International Social Security Association, Geneva, 2001. ROOM, Graham J. “Social Exclusion, Solidarity And The Challenge Of Globqalization ”, International Journal Of Social Welfare, Vol: 8, No:3, 1999. 280 SAITH, Ruhi. “Social Exclusion: Concept And Application To Developing Countries ” Queen Elizabeth House Working Paper Series (QEHWPS, No:72, Oxford: Oxford University Pres), 2001. SAPANCALI, Faruk. Sosyal Dışlanma. Dokuz Eylül Yayınları, İzmir, 2005. SARACEL, Nüket. Sosyal Yardım ve Hizmet Kuruluşlarının Sosyal Politikası ve Türkiye Yardım Sevenler Derneği Uygulaması. Afyon Kocatepe Üniversitesi Yayın No: 9, Afyon, 1997. SARACENO, Chiara: Social Exclusion, Culturel Roots And Diversities Of A Popular Concept. Colombia Instıtute For Child And Family Policy At Colombia University Pres, 2002. SAUNDERS, Peter: “Can Social Exclusion Provide New Framework For Measuring Poverty? ”, Social Policy Research Centre (SPRC) Discussion Paper, No: 127, Sydney, The SPRC University Of New South Wales Publishing, October 2003. SEN, Amartya K. Development As Freedom. New York, Knopf Press., 1999. SILVER, Hilary. “Social Exclusion and Social Solidarity: Three pradigms”, International Labour Review, Vol. 133, No: 5-6, 1994, 501-536. SINDZINGER, Alice N. “Exclusion and Pouerty İn Developing Cauntries: Some İssues”, www.dse.de/ef/poverty, Sindzingre. SÖNMEZ, Mustafa. “Gerçek işsizlik yüzde 26’ya Yakın, Gelecek Daha da Ürpertici ", http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=22162, STANDING, Guy .Globalisatin Flexibility, Seeking Distributive Justice. Macmillan Press, London , 1999. 281 ŞENSES, Fikret: Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk. İletişim Yayınları, İstanbul, 2003. TALAS, Cahit. Sosyal Ekonomi. Seçkin Matbaası. Ankara, 1979. TCHERNINA, Natalia. “Patterns And Processes Of Social Exclusion İn Russia”, Social Exclusion: Rhetoric, Reality, Responses, Eds. Gerry Rodgers, Charles Gore Ve Jose B.Figueiredo, Geneva, International Institute For Labor Stydies (IILS), 1995. TIGGEMAN, M. ve A.H. WINEFIELD: “The Effects of Unemployment on the Mood, Self-steem, Locus of control, and depressive affect of schoolleavers”,Journal of Occupational Psychology,1984, 24-37. TINAR, Mustafa. Çalışma Psikolojisi, İzmir,1996. TİSK; “Avrupa Konseyi: Lizbon Devlet ve Hükümet Başkanları Toplantısı Sonuç Bildirisi – İstihdam, Ekonomik Reform ve Sosyal Uyum Kararları”; İşveren Dergisi Eki; C: XXXVIII; S.7, Nisan, 2000, 10. TÖRÜNER, Mete. İşsizlik Sigortası. Friedrich Ebert Vakfı, İstanbul, 1991. TSAKLOGLOU, P. Poverty And Social Exclusion In Europe, Cheltenham, Edward Elgar Publishing, 2002. TUNCAY, A.Can. Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri. Beta Yayınları, 9. Baskısı, İstanbul, 2000. WALKER, Alan ve Carol WALKER: Britain Divided, The Growth Of Social Exclusion In The 1980s And 1990s, London, Child Poverty Action Group Pres., 1997. 282 WAN KOTTEN, Gerit. “Social Exclusion And The Flexibility Of Labour”, Social Exclusion In Europa, Ashgate Publishing, 1999. YAZGAN, Turan. Sosyal Sigorta İstanbul, 1977. YELEKÇİ, Memduh ve İlhami Yelekçi. Notlu İzahatlı – İçtihatlı 4857 – 1475 854 -5953 - Sayılı İş kanunu Şerhi. Ankara, 2004. YEPEZ DEL CASTILLO, Isabel: “A Comparative Approach To Social Exdusion”, International Labour Review, Vol. 133, No: 5 - , 1994, 614. YÜKSEL, İhsan. İşsizliğin Psiko-Sosyal Sonuçlarının İncelenmesi (Ankara Örneği), C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 2, 2003. 283 ( EK 1 ) (Bristol Üniversitesi tarafından yapılan anket) PERCEPTIONS OF POVERTY AND SOCIAL EXCLUSION 1998 Report on Preparatory Research Jonathan Bradshaw, David Gordon, Ruth Levitas, Sue Middleton, Christina Pantazis, Sarah Payne, Peter Townsend Townsend Centre for International Poverty Research University of Bristol 8 Woodland Road Bristol BS8 1TN September 1998 284 Contents List of Contributors Acknowledgements Chapter 1 ii iii Executive Summary 1 Definitions of Concepts for the Perceptions of Poverty and Social Exclusion David Gordon 5 Chapter 2 Measuring Income in the Breadline Britain 1998 Survey David Gordon 15 Chapter 3 Gender and Poverty in the new Breadline Britain Survey Sarah Payne and Christina Pantazis 27 Chapter 4 Poverty and Mental Health in the Breadline Britain Survey Sarah Payne 31 Chapter 5 Crime and Fear of Crime Christina Pantazis 35 Chapter 6 Area Deprivation Christina Pantazis 37 Chapter 7 Social Exclusion in the New Breadline Britain Survey Ruth Levitas 39 Chapter 8 Revising the Breadline Britain Questions: Relevant Findings from the Group Discussions Sue Middleton Chapter 9 Report on the MORI Omnibus Survey Test of New Questions David Gordon and Christina Pantazis Chapter 10 Draft Questionnaire for the Survey on Poverty and Social Exclusion 43 65 81 Appendix 1: Details of the Proposed Changes to the Questionnaire and Sources for the New Questions 115 Appendix II: Showcards 121 285 List of Contributors Professor Jonathan Bradshaw - Department of Social Policy and Social Work, University of York Dr David Gordon - School for Policy Studies, University of Bristol Dr Ruth Levitas - Department of Sociology, University of Bristol Dr Sue Middleton - Centre for Research in Social Policy, University of Loughborough Christina Pantazis - School for Policy Studies, University of Bristol Dr Sarah Payne - School for Policy Studies, University of Bristol Professor Peter Townsend - School for Policy Studies, University of Bristol knowledgements The Breadline Britain in the 1990s Survey was funded by London Weekend Television (LWT) with additional funding from the Joseph Rowntree Foundation and was carried out by Marketing and Opinion Research International (MORI). It was conceived and designed by Joanna Mack and Stewart Lansley for Domino Films, with the help of Brian Gosschalk of MORI. The Joseph Rowntree Foundation has supported this project as part of its programme of research and innovative development projects, which it hopes will be of value to policy makers and practitioners. The facts presented and the views expressed in this report are, however, those of the authors and not necessarily those of the Foundation. We would like to thank Barbara Ballard from the Joseph Rowntree Foundation for her advice, encouragement and support throughout this project. We would also like to thank Björn Halleröd of the University of Umeå, Tony Manners, Linda Murgatroyd and June Bowman at the Office for National Statistics, Richard Berthoud and Jonathan Gershuny at the University of Essex, Rick Davies of Swansea University, Glen Bramley of Heriot Watt University and Michael Bittman at the University of New South Wales for their helpful advice. We would also like to thank Brian Gosschalk, Mark Speed and Sarah Birtles from MORI for their helpful comments and their work on the Omnibus Questions. 286 Helen Anderson edited, typed and formatted this report. © The Breadline Britain in the 1990s Survey is Copyright of MORI and Domino Films © The 1995 UK Time Use Survey (Module 117 Time Use) in the OPCS Omnibus is Crown Copyright Chapter 10 Draft Questionnaire for the Survey on Poverty and Social Exclusion DEMOGRAPHIC SECTION Q.1 What is your age? Q.2 What is your sex? Male Female Q.3 Can I check some details of the adult and child members of your household? First, how many people are there in your household? DETAILS OF EACH HOUSEHOLD MEMBER AGED 16+ Person number Relationship to respondent (e.g. spouse, son or daughter) Sex Age 287 Q.4 Which one of these applies to you at present? Married Living together Widowed Divorced Separated Single (never married) Q.5 To which of the groups listed on this card to you consider you belong? White (non-Irish) White (Irish) Black-Caribbean Black-African Black-Other Indian Pakistani Bangladeshi Chinese Other Q.6 Does your household own this accommodation or rent it? Owned outright Being bought on mortgage Rent from local authority Rent from housing association Rent from private landlord Other Q.7 What type of accommodation do you live in? Whole house, bungalow, detached Whole house, bungalow, semi-detached Whole house, bungalow, terraced, end of terrace Purpose-built flat or maisonette in block Part of house/converted flat or maisonette/rooms in house Dwelling with business premises Caravan/houseboat Other Not applicable 288 Q.8 What is the highest qualification you have on this list? (SHOWCARD A) Q.9a Which of these applies to you? And Q.9b Which one applies to your spouse/partner? (SHOWCARD B) INCOME AND BENEFITS Q.10. How many people in this household at present receive: None One Two Three No answer Family Credit Income Support Job Seekers Allowance Housing Benefit Council Tax Benefit Disability Working Allowance Widow's Benefit Sick Pay/benefit Invalidity Pension Attendance or Disability Living Allowance (or Other disability benefit) A State Retirement Pension An occupational/private Pension Q.11. Can you please tell me which kinds of income you and your household receive? You Earnings from employment or self-employment Child benefit Maintenance/Child Support Interest from savings, dividends, etc. Student Loan/Grant Social Fund Loan Other kinds of regular allowance from outside the household A state benefit on the previous card A pension on the previous card Other benefits or pensions Your Household 289 Other sources of income e.g. rent Q.12a Will you please look at this card and tell me which group represents your total income from all these sources after taking off Income Tax, National Insurance and any contribution towards a pension? (SHOWCARD C) ENTER BAND NUMBER Q.12b Could you please look at the next card and give me your total income, AFTER deductions, as an annual amount from this card? (SHOWCARD D) ENTER BAND NUMBER Q.12c (If there is a spouse/partner) Does (spouse/partner) have any separate income of their own? Q.12d (If yes) Which group represents (spouse/partner's) total income from all these sources after deductions for Income Tax, National Insurance and any contribution towards a pension? Q.12e (If income £36,400 or more annually) Could you please look at the next card and give me (spouse/partner's) total income, after deductions, as an annual amount from this card? Q.12f (If 'don't know' or refusal obtained when asking about either respondent's or spouse/partner's income) Would it be possible for you to tell me which group represents the total income of you and (spouse/partner) taken together, after any deductions? Q.12g (If joint income band is £36,400 annually or more) Could you please look at the next card and give me that total income taken together as an annual amount from this card? Q.12h (If more than two adults in household or two adults who are not respondent and partner) Can I just check, does anyone else in the household have a source of income? Q.12i (If yes) And now thinking of the income of the household as a whole, which of the groups on this card represents the total income of the whole household after deductions for Income Tax, National Insurance and any contributions people make towards a pension? 290 Q.13 Do you or does your spouse/partner get Job Seekers Allowance, the old Income Support, nowadays or not? If yes, for how long have you/has he/she been getting it? Yes, for up to 3 months Yes, for up to 6 months Yes, for up to 12 months Yes, for over a year No No answer Q.14 Have you or your spouse ever received Job Seekers Allowance or Income Support, or not? Yes, in the last year Yes, in the last 5 years Yes, more than 5 years ago (except as a student) No, never No answer Q.15 Do you or your spouse/ partner contribute to an occupational/private pension scheme or not? You Spouse/Partner Yes No Q.16 I'd now like to ask you some questions about unemployment. By unemployment, I mean either those registered as unemployed or those not entitled to benefit but available for and seeking work. Are you/your spouse/partner unemployed at present? If yes, for how long? You Spouse/Partner Yes, up to 3 months Yes, 3 to 5 months Yes, 6 to 11 months Yes, 12 months or longer No, not currently unemployed Not applicable Q.17 Have you/your spouse/partner been unemployed in the last year? You Yes No Not applicable Spouse/Partner 291 Q.18 Looking back over the last ten years, for how long have you been unemployed? Never Less than 2 months in total 2 to 6 months in total 7 to 12 months in total Over 12 months in total Not relevant Don't know ABSOLUTE AND OVERALL POVERTY Q.19 How many pounds a week, after tax, do you think are necessary to keep a household such as the one you live in, out of poverty? Nearest £ Q.20 How far above or below that level would you say your household is? A lot above that level of income A little above About the same A little below A lot below that level of income Don’t know The United Nations and the Governments of 117 countries wish to prepare national plans to get rid of poverty. They have agreed that poverty can be defined in two ways: absolute poverty and overall poverty. The definitions of absolute and overall poverty are shown below. (SHOWCARD E) Q.21 How many pounds a week, after tax, do you think are necessary to keep a household such as the one you live in, out of ABSOLUTE poverty? Nearest £ Q.22 How far above or below that level would you say your household is? A lot above that level of income A little above 292 About the same A little below A lot below that level of income Don’t know (SHOWCARD F) Q.23 How many pounds a week, after tax, do you think are necessary to keep a household such as the one you live in, out of OVERALL poverty? Nearest £ Q.24 How far above or below that level would you say your household is? A lot above that level of income A little above About the same A little below A lot below that level of income Don’t know NECESSITIES Q.25 On these cards are a number of different items which relate to our standard of living. Please would you indicate by placing the cards in the appropriate box, the living standards YOU feel ALL ADULTS should have in Britain today. BOX A is for items which you think are necessary, which all adults should be able to afford and which they should not have to do without. BOX B is for items which may be desirable but are not necessary. (SHOWCARDS SET G) Q.26 Now can you do the same for the following activities? (SHOWCARDS SET H) Q.27 Now can you do the same thinking of children? (SHOWCARDS SET I) Q.28 Now can you do the same for the following children’s activities? 293 (SHOWCARDS SET J) Q.29 Now, could you please put the cards into these four boxes C, D, E and F? (SHOWCARDS SET G) C Have and couldn’t do without D Have and could do without E Don’t have but don’t want F Don’t have and can’t afford Q.30 Can you do the same, for the following activities, into boxes G, H, I and J? (SHOWCARDS SET H) G Do and couldn’t do without H Do and could do without I Don’t do but don’t want J Don’t do and can’t afford ASK ALL THOSE WHO ANSWERED ‘DON’T DO’ AT Q. 30. Q.31 How important is each of these factors in preventing you from doing (mention activity)? Very important Can’t afford to Lack of time due to paid work Lack of time due to childcare responsibilities Lack of time due to other caring responsibilities Can’t go out because of caring responsibilities No vehicle Poor public transport No one to go out with (social) Problems with physical access Too ill/sick/disabled Too old Fear of burglary/vandalism Fear of personal attack Feel unwelcome (ethnicity) Quite important Not important 294 Feel unwelcome (age) Feel unwelcome (gender) Feel unwelcome (disability) Feel unwelcome (other)…… please specify Not interested Q.32 Thinking about the items for children, could you please put the cards into the previous four boxes C, D, E and F: (SHOWCARDS SET I) Q.33 Now can you do the same for the following children’s activities with the previous boxes G, H, I and J? (SHOWCARDS SET J) INTRA-HOUSEHOLD POVERTY ASK ALL THOSE HOUSEHOLDS WITH A CAR Q.34 Do you have access to the car when you personally need it? Yes No ASK IF RESPONDENT HAS A PARTNER/SPOUSE Q.35 People organise their household finances in different ways. Which of the methods on this card comes closest to way you organise yours? It doesn’t have to fit exactly - just choose the nearest one. You can just tell me which one applies. I look after the household money except my partner’s personal spending money My partner looks after the household’s money except my personal spending money I am given a housekeeping allowance. My partner looks after the rest of the money My partner is given a housekeeping allowance. I look after the rest of the money. We share and manage our household finances jointly We keep our finances completely separate Some other arrangement 295 (USING SHOWCARD K) Q.36 What is the first thing that you personally go without when money is tight? Q.37 What would you personally find really difficult to give up if money was tight? Q.38 I’m going to read you a list of things which adults have told us that they sometimes go without when money is tight. I’d like you to tell me HOW OFTEN you personally have gone without in the last year because of shortage of money? All year Oft en Someti mes Nev er Don’t know ASK IF PARTNER/SPOUSE LIVES IN HOUSEHOLD Q.39 And what about your partner, how often has he/she gone without each of these things in the last year because of shortage of money? All year Oft en Someti mes Nev er Don’t know ASK IF CHILDREN IN THE HOUSEHOLD Q.40 And what about your child(ren), how often has he/she/they gone without each of these things in the last year because of shortage of money? Clothes Shoes Food A hobby or sport School trips or holidays A family holiday Pocket money All year Oft en Someti mes Nev er Don’t know 296 Q.41 How often do you go out socially without your spouse/partner on average? Every evening Four or five times a week Two or three times a week Once a week Once a fortnight Once a month Once every two or three months Once every six months Once a year Less than that Never ASK IF EVER GOES OUT ALONE Q.42 And when you go out without your partner what do you do? (SHOWCARD L) Q.43 And thinking about the last time that you went out without your spouse/ partner, what did you do? SOCIAL NETWORKS AND SUPPORT Q.44 Are your Mother and Father still alive? Yes Mother Father No 297 Q.45 How many of the following members of your family age 18 or over, do you have? We mean family members who are still alive. None One Two Three Four Five plus Sisters (include step-sisters, half sisters and adopted sisters) Brothers (include step-brothers, half brothers and adopted brothers) Daughters (include step-daughters and adopted daughters) Sons (include step-sons and adopted sons) Other relatives (grandparents, grandchildren, in-laws, aunts, uncles, etc.) Q.46 How often do you see or visit the members of your family? If you have more than one adult sister, brother, daughter or son, please think about the sister, brother daughter or son you have most contact with. Mother Father Sister Brother Daughter Son Other relative Lives in the same household Daily At least several times a week At least once a week At least once a month Several times a year Less often Q.47 About how long would it take you to get to where the members of your family live? Think of the time it usually takes door to door. Mother Less than 15 minutes Between 15 and 30 minutes Father Sister Brother Daughter Son Other relative 298 Between 30 minutes and 1 hour Between 1 and 2 hours Between 2 and 3 hours Between 3 and 5 hours Between 5 and 12 hours Over 12 hours Q.48 And how often do you have any other contact with members of your family, besides visiting, either by telephone or letter? Mother Father Sister Brother Daughter Son Daily At least several times a week At least once a week At least once a month Several times a year Less often THINKING ABOUT YOUR CLOSE FRIENDS – NOT YOUR HUSBAND OR WIFE, OR PARTNER, OR FAMILY MEMBER - BUT PEOPLE YOU FEEL FAIRLY CLOSE TO: PLEASE WRITE IN NUMBER _______ or NONE FOR Q.49 to Q51 Q.49 How many close friends do you have? Q.50 How many of these friends are people you work with now? Q.51 How many of these friends are your close neighbours? Q.52 Now thinking of your best friend, or the friend you feel closest to. How often do you visit this friend? (Please tick one) He/She lives in the same household Daily At least several times a week At least once a week Other relative 299 At least once a month Several times a year Less often Q.53 About how long would it take you to get to where this friend lives? Think of the time it usually takes door to door. Less than 15 minutes Between 15 and 30 minutes Between 30 minutes and 1 hour Between 1 and 2 hours Between 2 and 3 hours Between 3 and 5 hours Between 5 and 12 hours Over 12 hours Q.54 And how often do you have any other contact with this friend, besides visiting, either by telephone or letter? Daily At least several times a week At least once a week At least once a month Several times a year Less often Q.55 What factors prevent you from meeting up with family or friends more often? Tick all that apply. Can’t afford to Lack of time due to paid work Lack of time due to childcare responsibilities Lack of time due to other caring responsibilities Can’t go out because of caring responsibilities No vehicle Poor public transport Problems with physical access Too ill/sick/disabled Too old Fear of burglary/vandalism Fear of personal attack Not interested 300 Q.56 How much support would you get in the following situations? A lot Some Not much None at all Help around the home if you are in bed with flu/illness Help with a household or garden job that you cannot manage alone, for example, moving furniture Needing advice about an important change in your life, for example, changing jobs, moving to another area Being upset because of problems with your spouse/partner. Feeling a bit depressed and wanting someone to talk to. Needing someone to look after children/elderly or a disabled adult. Needing someone to look after your home/possessions when away. Q.57 In the last twelve months which of the following have you done for family members (not living with you) or friends? Other family members Friends Given them money Lent them money Given them food Lent them food Given them other things (specify) Lent them other things (specify) Taken them out for an evening Baby-sat in the evenings for them Looked after their children in the daytime Q.58 And in the last twelve months which of the following have members of your family (not living with you) or friends done for you? Other family members Given you money Lent you money Given you food Lent you food Given you other things (specify) Lent you other things (specify) Taken you out for an evening Baby-sat in the evenings for you Looked after your children in the daytime Friends 301 PERCEPTION OF POVERTY Q.59 Over the last 10 years, do you think that poverty in Britain has been increasing, decreasing or staying about the same? Increasing Decreasing Staying about the same Don’t know Refusal/NA Q.60 And over the next 10 years, do you think that poverty in Britain will? Increase Decrease Stay at the same level Don’t know Refusal/NA Q.61 Why, in your opinion, are there people who live in need? Here are four opinions - which is the closest to yours? Because they have been unlucky Because of laziness and lack of willpower Because there is much injustice in our society It's an inevitable part of modern progress None of these Don't know Q.62 Still thinking about people who lack the things you have said are necessities for living in Britain today, do you think that the Government is doing too much, too little or about the right amount to help these people? Too much Too little About the right amount Don't know Q.63a If the Government proposed to increase income tax by one penny (1p) in the pound to enable everyone to afford the items you have said are necessities, on balance would you support or oppose this policy? Support 302 Oppose Don’t know Q.63b If the Government proposed to increase income tax by five pence (5p) in the pound to enable everyone to afford the items you have said are necessities, on balance would you support or oppose this policy? Support Oppose Don’t know Q.64 In your opinion how effective would the following be in reducing poverty? (SHOWCARD M) Very important Less important Not important Q.65 I’m going to read to you a list of people in different circumstances. For each, could you tell me how likely you think it is that people in those circumstances in Britain today will be poor? (SHOWCARD N) Very likely Likely Neither likely or unlikely Unlikely Very unlikely Q.66 And thinking about the same groups of people, for each, should the government increase benefits, decrease benefits or keep benefits at the level they are now? Increase benefits Decrease benefits AREA DEPRIVATION Q.67 How satisfied are you with this area as a place to live? Very satisfied Fairly satisfied Keep benefits at the same level 303 Neither satisfied nor dissatisfied Slightly dissatisfied Very dissatisfied Q.68 Can you tell me how common or uncommon each of these are in this area? Very common Fairly common Not very common Not at all common Noisy neighbours or loud parties Graffiti on walls and buildings Teenagers hanging around on the streets Homeless people and/or people begging Rubbish/litter lying around Dogs and dog mess Home and gardens in bad condition Vandalism and deliberate damage to property Insults or attacks to do with someone’s race or colour Q.69 And can you tell me, how much of a problem are these in this area? Very big problem Fairly big proble m Not very big proble m Not a problem at all Poor street lighting Street noise (e.g. traffic, businesses, factories) Pollution, grime or other environmental problems caused by traffic or industry Lack of open public spaces Traffic is a risk to pedestrians and cyclists LOCAL SERVICES Q.70 I am going to read out a number of services which may exist in your local area and which affect our standard of living. Please could you tell me whether you think that these services are essential and should be available or whether they may be desirable but are not essential? (SHOWCARDS O, P and Q) Essential Desirable Don’t Know 304 Q.71 Now, could you please tell me the category in which you would put the following items? (SHOWCARDS O, P and Q) Use adequate Use inadequate Don’t use don’t want/not relevant Don’t use – unavailable/ Unsuitable Don’t use – can’t afford Don’t know Q.72 How easy would it be for you to get to the following if you needed to? (SHOWCARD O) Very Easy Fairly easy Fairly difficult Not easy FINANCE AND DEBTS Q.73 Have there been times during the past year when you were seriously behind in paying within the time allowed for any of the following items? (SHOWCARD R) Yes No Q.74 Have you ever been disconnected or used less than you needed to in relation to water, gas, electricity and the telephone because you couldn’t afford it? Disconnected Water Gas Electricity Telephone Used less than needed 305 Q.75 And have there been times during the past year when you have had to borrow money from money lenders, excluding banks or building societies, or pawnbrokers, in order to pay for your day,-to-day needs? Money lenders Pawnbrokers Yes No Don't know Q.76 Do you or your partner/spouse have a bank or building society current account? Yes, respondent only Yes partner only Yes, both No, neither Don’t know POVERTY AND TIME Q.77 Do you think you could genuinely say you are poor now, all the time, sometimes, or never? All the time Sometimes Never Never Q.78 Looking back over your life, how often have there been times in your life when you think you have lived in poverty by the standards of that time? Never Rarely Occasionally Often Most of the time 306 Q.79 Is there anything that has happened recently (in the last two years) in your life which has? Tick all that apply. Improved your standard of living Reduced your standard of living Increased your income Reduced your income None of these Q.80 Is there anything that you expect to happen in the near future (in the next two years) in your life which will? Tick all that apply. Improve your standard of living Reduce your standard of living Increase your income Reduce your income None of these HEALTH Q.81 Over the last 12 months would you say that your health has on the whole been good, fairly good, or not good? Good Fairly good Not good Q.82 Do you or does anybody else in your household have any long-standing illness, disability or infirmity? By long-standing I mean anything that has troubled you over a period of time or that is likely to affect you over a period of time. Yes, respondent Yes, other household member/s No No answer Q.83 Do any of these illnesses or disabilities limit your activities in any way? Yes, respondent Yes, other household member No Don’t know 307 Q.84 Thinking about your health, are you ever in pain and discomfort? I have no pain or discomfort I have moderate pain or discomfort I have extreme pain or discomfort Q.85 How many times have you consulted a Doctor for reasons other than pregnancy, contraception, screening or other preventative health care services in the last 12 months? None 1-2 3-4 5-7 8-10 11-15 16+ Don’t know Not applicable No answer Q.86 Have you consulted any of the people on this card for preventative health care services (e.g. for a routine check-up) in the last 12 months? Doctor Dentist Optician Family planning Other None of these Q.87 How many times have other members of your household consulted a Doctor for reasons other than pregnancy, contraception, screening or other preventative health care services in the last 12 months? None 1-2 3-4 5-7 8-10 11-15 16+ Don’t know Not applicable No answer 308 Q.88 How many times have you required hospital treatment for reasons other than pregnancy, screening or other preventative health care in the last 12 months? None 1 2 3 4-5 6-9 10+ Don’t know Not applicable No answer Q.89 How many times have other members of your household required hospital treatment for reasons other than pregnancy, screening or other preventative health care in the last 12 months? None 1 2 3 4-5 6-9 10+ Don’t know Not applicable No answer Q.90 Are you currently on a hospital waiting list? Yes No Don’t know IF YES, ASK Q.91 How long have you been on a hospital waiting list? Q.92. Have there been times in the past year when you've felt isolated and cut off from society, or depressed, because of lack of money ? Yes Isolated Depressed No 309 Q.93. Have there been times in the past year when you have felt isolated and cut off from society for any of the reasons on this card? Tick all that apply. Paid work Childcare responsibilities Other caring responsibilities Lack of own transport Irregular or expensive public transport No friends No family Problems with physical access Sexism Racism Homophobia Discrimination relating to disability Other Q.94 This card lists a number of things which may have happened to you. Could you tell me please which, if any, of these have happened to you in the past 12 months? Yes Death of a close relative or friend Problems at work Changing your job A wage earner in your household losing their job Divorce, separation or break-up of an intimate relationship Problems with your children Problems with parents or close relatives You, or someone else in your household, having a road accident You, or someone else in your household, having an accident around the home (such as a fall, scalding, electric shock, or something like that). You, or someone else in your household, having an accident/injury at work You, or someone else in your household, becoming ill from food poisoning, e.g. BSE, salmonella. Other serious illness or injury to you Other serious illness or injury of someone close to you Moving house Financial difficulties Problem with neighbours No 310 ASK FOR EACH IF ANSWERED YES AT Q.95 Q.95 Could you tell me how stressful you found (answer to question). Very stressful Fairly stressful Not very stressful Not at all stressful Q.96 Here is a list of things which some people have said are the main contributing factors to divorce in Britain today. Which, if any, do you think are the main causes? Tick all that apply. Poverty Poor housing Career pressure on men Women working/ not at home with the children Too high expectations of marriage Money/ financial difficulties Being childless Having children Family/in-law problems Less social stigma for divorce Alcohol Drugs Lower religious standards Other (please specify) Don’t know TIME Q.97 I’d now like to ask you to split the day’s 24 hours into certain broad task categories. Please indicate how many hours you think you typically spend on the following activities: On normal week days Paid employment, including any overtime and secondary jobs, transport to and from work Looking after the home, for example, cooking, cleaning and laundry Gardening, DIY, maintenance and repair of the home At weekends (Saturdays and Sundays together) 311 Shopping Child care, playing, and school work Education, studying, and training (including transport to and from place of study) Voluntary work/care of others Leisure /social life in the home (e.g. Watching TV, reading, relaxing, thinking) Leisure/social life outside the home (e.g. visiting friends, going to the pub, sport) Sleeping, eating, and personal care (e.g. washing) Total 24 hours 48 hours Q.98 I’d like to ask you some further questions relating to time. How often would you agree with the following? Tick all that apply. I often feel under stress when I don’t have enough time. When I need more time, I tend to cut back on my sleep. At the end of the day, I often feel that I haven’t accomplished what I set out to do. I worry that I don’t spend enough time with my family and friends. I feel that I am constantly under stress - trying to accomplish more than I can handle. I feel trapped in a daily routine. When I’m working long hours, I often feel guilty than I’m not at home. I consider myself a workaholic. I just don’t have time for fun anymore. Sometimes I feel that my spouse doesn’t know who I am anymore. HOUSING Q.99 How satisfied are you with this accommodation? Very satisfied Fairly satisfied Neither satisfied nor dissatisfied Slightly dissatisfied Very dissatisfied Q.100 Would you describe the state of repair of your home as good, adequate or poor? Good Adequate Poor Don't know 312 Q.101 Do you have any of the following problems with your accommodation? Yes No Shortage of space Too dark, not enough light Lack of adequate heating facilities Leaky roof Damp walls, floors, foundations, etc. Rot in window frames or floors Mould No place to sit outside, e.g. a terrace or garden Other Q.102 Has your health problems or the health problems of anyone in your household been caused/made worse by housing situation? Yes No CRIME Q.103 I’d like to ask you about some crimes that may have happened to you in the last year. I don’t just want to know about the serious incidents - I want to know about small things too. It is sometimes difficult to remember exactly when things happen, so I will take the questions slowly, and would like you to think carefully about them. In the last year: ASK THOSE WITH VEHICLE Have you or anybody else in this household had a…? Yes No Yes No Vehicle stolen or anything stolen off or out it Vehicle tampered with or damaged by vandals or people out to steal ASK ALL Has anyone….? Broken into or tried to break into your home Stolen anything out of your home Stolen anything from outside of your home, apart from milk bottles or newspapers 313 Deliberately damaged or vandalised your home Stolen anything you were carrying Defrauded you or cheated you out of money, possessions or property? (please specify) Made obscene phone calls to you Threatened or frightened you Racially harassed or racially abused you Deliberately hit or assaulted you (including friends/relatives or acquaintances -but excluding household members). ASK IF OTHER ADULTS IN THE HOUSEHOLD Has any adult member of your household hit or kicked you, or used force or violence in any other way? ASK WOMEN ONLY Q.104 I would like to ask you about other unpleasant incidents that you may have experienced. In the last year, when you have been out in this area or elsewhere, have you ever been annoyed, upset or frightened by a man you did not know doing any of the things on this card? Yes Followed you on foot Followed you by car or kerb crawling Indecently exposed themselves Made abusive or sexually offensive comments Propositioned you in the street for sex ASK ALL Q.105 How safe do you feel walking alone in this area after dark? (If never goes out, probe ‘How safe would you feel’?) Very safe Fairly safe A bit unsafe Very unsafe No 314 Q.106 How safe do you feel when you are alone in your own home at night? (If is never alone, probe ‘How safe would you feel’?) Very safe Fairly safe A bit unsafe Very unsafe Q.107 Most of us worry at some time or other about being a victim of crime. Using one of the phrases on this card, could you tell me how worried you are about the following items on this card? Very worried Fairly worried Not very worried Not at all worried Being burgled Being mugged Having your car stolen Being insulted or pestered, while in the street or any other public place Being physically attacked because your colour, ethnic origin or religion Being raped Being attacked in your home by someone you know Being attacked in your home by a stranger Q.108 I have already asked you some questions about how worried you are about particular crimes. I would now like to ask you about other worries. Very worried You, or someone else, in your household being seriously ill Having financial debts such as HP, mortgage, loans, etc. A wage earner in your household losing their job You, or someone else in your household, having a road accident You, or someone else in your household, having an accident around the home (such as a fall, scalding, electric shock, or something like Fairly worried Not very worried Not at all worried 315 that). You, or someone else in your household, having an accident/injury at work. You, or someone else in your household, becoming ill from food poisoning, e.g. BSE, salmonella. CHILDREN’S EDUCATION ASK THOSE WITH CHILDREN OF SCHOOL AGE ONLY Q.109 Here is a list of problems which some children of school age have experienced at school. Which, if any, of the following apply to any of your children in the last 12 months? Apply Child has missed classes because of teacher shortage Child has shared school books in key subjects Child has found difficulty in obtaining school books for homework School does not have enough computers Large class sizes (30+) School buildings are in a bad state of repair Other problems due to lack of resources at school Q.110 Does your child have special education needs? Yes No ASK IF YES AT Q.111 Q.111 Has your child had a SSEN? Yes No Don’t know Does not apply 316 Q.112 Has you child ever been bullied or been accused of bullying? Yes No Don’t know Has been bullied Has been accused of bullying Q.113. Has your child ever been suspended or excluded from school? Yes No Don’t know ASK IF YES AT Q.115 Q.114. Roughly how many days was that for? POLITICAL ACTIVISM Q.115. Generally speaking, do your think of yourself as Conservative, Labour, Liberal Democrat, Green or what? Conservative Labour Liberal Democrat Green Plaid Cymru Scottish National Party Other Refuse to say Don’t know Q.116. And which , if any, of the things on this list have you done in the last two or three years? Tick all that apply. Presented my views to a local councillor or MP Written a letter to an editor Urged someone outside my family to vote Urged someone to get in touch with a local councillor or MP Made a speech before an organised group Been an officer of an organisation or club Stood for public office Taken an active part in a political campaign Helped on fund raising drives 317 Voted in the last General election Voted in the last local election None of these Q.117. Are you currently an active member of any kinds of organisations on this card? Yes Political party Trade Union Environmental group Other pressure group Parents’ / School Association Tenants’ / Residents’ Association or Neighbourhood Watch Religious group or church organisation Voluntary service group Other community or civic group Social club/ working men’s club Sports club Women’s Institute / Townswomen’s guild Women’s Group / Feminist organisation Other group or organisation None of these No Don’t know 318 ( EK 2 ) (ARAŞTIRMADA UYGULANAN ANKET) SAYIN CEVAPLAYICI BU ÇALIŞMA GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA PROGRAMI KAPSAMINDA BİR BİLİMSEL TEZ İÇİN GERÇEKLEŞTİRİLMEKTEDİR. KATILDIĞINIZ VE CEVAPLADIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ. Esin ŞENOL (Doktora Öğrencisi) 1) Yaş a. 15-19 b. 20-24 c. 25-29 d. 30-34 e. f. g. h. i. 55-59 j. 60-64 k. 65 ve üzeri 35-39 40-44 45-49 50-54 2) Cinsiyet a. Kadın b. Erkek 3) Medeni durumunuz a. Bekâr/Dul/Boşanmış b. Evli 4) Eğitim Düzeyiniz a. Okur-Yazar Değil b. Okur-Yazar (Diploması yok) c. İlkokul d. Ortaokul e. İlköğretim f. g. h. i. j. Lise/Meslek Lisesi Üniversite (Ön lisans/iki yıllık) Üniversite (Lisans/dört yıllık) Yüksek Lisans Doktora 5) Halen bir işte çalışıyor musunuz? (Son dört hafta dikkate alınmalıdır) a. Evet [6. sorudan devam edin] b. Hayır [9. soruya geçiniz] 6) Ne tür bir işte çalışıyorsunuz? a. Sürekli/Düzenli ve tam zamanlı b. Sürekli/Düzenli ve part-time c. Eve iş alıyorum /Evde çalışıyorum d. Geçici/Kısa süreli/Mevsimlik iş e. f. g. h. Gündelik işler Kendi hesabına (avukat, doktor vb.) İşveren Diğer: ……………………………… 7) Çalıştığınız işte “sosyal güvenceniz” var mı? (Sigortalı olarak mı çalışıyorsunuz?) a. Evet [16. soruya geçiniz] b. Hayır [8. sorudan devam edin] 8) Bu güne kadar hiç “bir sigortalı işte” çalıştınız mı? a. Evet [16. soruya geçiniz] b. Hayır [16. soruya geçiniz] 319 9) Ne kadar süredir işsizsiniz? a. 0-6 ay b. 6 ay-1 yıl c. 1-2 yıl d. 2-3 yıl e. 3 yıl ve daha fazla 10) Sizce işsiz kalmanızın/İş bulamamanızın nedeni nedir? a. Ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik koşulları [12. soruya geçiniz] b. Zaman, zaman yaşanan ekonomik krizler [12. soruya geçiniz] c. Niteliklerinize uygun iş olmaması [12. soruya geçiniz] d. Eğitiminizin/ niteliklerinizin iş bulmaya yeterli olmaması [12. soruya geçiniz] e. Ayrımcılık yapılması [11. sorudan devam edin] 11) Hangi nedenle ayrımcılığa uğradınız? a. Yaş b. Cinsiyet c. Din d. Milliyet/Etnik kimlik e. Siyasi görüşler f. Sağlıkla ilgili sorunlar [engellilik dışında hamilelik vb.] g. Engelli Olmak h. Fiziksel özellikler (boy/kilo vb.) 12) İş arıyor musunuz? a. Evet [13. sorudan devam edin] b. Hayır [Diğer forma geçiniz] 13) Ne kadar süredir iş arıyorsunuz? a. 0-6 ay b. 6 ay 1 yıl c. 1-3 yıl d. 3 yıldan daha fazla 14) Yaşamınızı devam ettirmenizi sağlayan bir geliriniz var mı? (Birden fazla şık işaretleyebilirsiniz) a. Hayır [Diğer forma geçiniz] e. Çocuklarından biri çalışıyor b. Kamu/Özel sosyal yardım f. Kira, faiz gibi Başka Gelirleri var g. Anne-babayla beraber yaşıyor ve kuruluşlarından yardım alıyor /veya ihtiyaçlarını onlar karşılıyor c. İşsizlik Ödeneği Alıyor d. Eşi Çalışıyor 15) Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? (Eğer geliriniz düzenli değilse tahmini aylık miktarı hesaplar mısınız?) f. 1001-1500 lira arası a. 1 lira- 250 lira arası g. 1501 lira-2000 lira arası b. 251 lira-asgari ücret (496 lira) arası h. 2001 lira-2500 lira arası c. Tam asgari ücret kadar (496 lira) i. 2501 lira ve üzeri d. 497 lira-750 lira arası e. 751 lira-1000 lira arası DİKKAT İŞSİZLER İÇİN FORMUN BU KISMI TAMAMLANMIŞTIR! LÜTFEN İŞSİZ CEVAPLAYICILAR İÇİN DİĞER FORMA GEÇİNİZ. 320 16) Bu işten elde ettiğiniz gelirin türü nedir? a. Gündelik b. Haftalık c. Aylık d. Yıllık 17) Ortalama aylık geliriniz ne kadardır? (Eğer ücretinizi gündelik, haftalık ya da yıllık alıyorsanız tahmini aylık miktarı hesaplar mısınız?) a. Asgari ücretin (496 lira) altında b. Asgari ücret kadar (496 lira) c. 496 lira-750 lira arası d. 751 lira-1000 lira arası e. 1001-1500 lira arası f. 1501 lira-2000 lira arası g. 2001 lira-2500 lira arası h. 2501 lira ve üzeri Sayın cevaplayıcı; aşağıda yaşam alanlarına ilişkin bazı önermeler yer almaktadır. Bu önermeleri sizin durumunuza uygunlukları bakımından değerlendirerek sizin için en uygun olan seçeneği işaretleyiniz. 1) Sağlık ve Sosyal Güvenlik alanı 1 2 3 4 Hasta olduğumda mutlaka bir doktora giderim Hastalığımın tedavisi için gerekli olan ilaçları kolaylıkla satın alabilirim Ameliyat ve bakım gerektiren tıbbi hizmetlerden yararlanabilirim Sosyal güvenlik sistemi tarafından korunmak bana güven veriyor Geleceğimin sosyal güvence altında olması (emeklilik vb.) bana 5 güven veriyor Hastalık/Sakatlık durumunda sosyal güvencemin olduğunu bilmek 6 bana güven veriyor 2) Eğitim İmkânlarından Yararlanma/Eğitime katılma alanı 7 Eğitim hayatım sırasında hiç maddi zorluk çekmedim Kendimi geliştirmek amacıyla çeşitli kurslara katılmak benim için zor 8 olmaz Mesleğimde/İşimde gelişebilmek için çeşitli kurslara katılmak benim 9 için zor olmaz Kendimi geliştirebilmek için kitap/dergi vb. yayınları kolaylıkla satın 10 alabilirim Mesleğimde/İşimde gelişebilme için ihtiyaç duyduğum kitap/dergi vb. 11 yayınları kolaylıkla alabilirim Ekonomik (maddi yetersizlik, çalışma vb.) nedenlerle eğitimime hiç 12 ara vermedim 3) İkamet Koşulları alanı Kendi kazancımla sağlıklı yaşayabileceğim bir ev/konut satın 13 alabilirim/aldım 14 Kiralık da olsa sağlıklı koşullarda bir evde/konutta yaşayabiliyorum Kirada oturuyor olsam/oturduğum evin kirasını düzenli olarak ve 15 rahatça ödeyebilirim 16 Oturduğum evin sağlık koşullarına uygun bir tuvaleti vardır 17 Oturduğum evin sağlık koşullarına uygun bir banyosu vardır 18 Oturduğum evde bana ait bir odaya sahibim 4) Siyasal katılma alanı 19 Siyasi görüşlerime uygun bir partiye oy veriyorum Siyasi görüşlerimi temsil eden bir partinin faaliyetlerine aktif olarak 20 katılıyorum Siyasi nitelikli toplantılara (konferans, panel vb.) düzenli olarak 21 katılırım 22 Siyasi görüşlerim nedeniyle toplumda bir sorun yaşamıyorum 23 Siyasal faaliyetlere katılma konusunda hiçbir zorlukla karşılaşmadım Bir siyasi partinin yasal üyesi olma konusunda bir engel 24 hissetmiyorum 5) Kültürel, sportif ve sanatsal alan 25 Düzenli olarak sinemaya film izlemeye giderim 26 Düzenli olarak tiyatro izlemeye giderim 27 Okumak istediğim bir kitabı satın almak benim için zor olmaz 28 Sevdiğim sanatçıların konserlerine giderim 29 Düzenli olarak her yıl tatile giderim (Yaz ya da kış tatili) 30 Düzenli olarak spor yapabiliyorum 6) Sosyal Yaşam alanı 31 Akrabalarımla birbirimizi düzenli olarak ziyaret ederiz 32 Bana çok yakın ve samimi olan arkadaşlarım var 33 Arkadaşlarımla çok sık görüşürüm Başkalarına (yaşlılar, kimsesizler vb.) yardım amacıyla düzenlenen 34 etkinlere katılırım 35 Bayram vb. ortak günlerde dost ve arkadaşlarımla birlikte olurum Maddi olarak zor düştüğümde dostlarımdan hep yardım 36 görmüşümdür 7) Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 37 Beslenmem için yeterli olacak kadar et tüketebiliyorum Çok Uygun Biraz Uygun Kararsızım Uygun Değil Hiç Uygun Değil Σatp Σatp Σatp Σatp Σatp Σatp Σatp 322 Beslenmem için yeterli olacak kadar süt ürünü (yoğurt, peynir vb.) tüketebiliyorum Beslenmem için yeterli olacak kadar sebze tüketebiliyorum Beslenmem için gereken bütün gıda maddelerini alırken güvenilir 40 yerler olmasına dikkat ederim Yemek zamanlarımı hiçbir zaman sağlıklı olmayan gıdalarla 41 geçiştirmem (ekmek-peynir b.) 42 Düzenli olarak günde üç öğün yemek yiyebiliyorum 8) Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı Günün ve zamanın (yaz-kış) şartlarına uygun olarak giyim 43 ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum 44 Telefon faturalarımı/iletişim masraflarımı karşılamakta zorlanmıyorum Ulaşım giderlerimi (işe giderken/sosyal faaliyetlerim sırasında) 45 karşılamakta zorluk çekmiyorum 46 Elektrik faturalarımı düzenli olarak ve zorlanmadan öderim 47 Su faturalarımı düzenli olarak ve zorlanmadan öderim 48 Yakıt faturalarımı düzenli olarak ve zorlanmadan öderim 38 39 Σatp ΣTP = 323 ( EK 3 ) (ARAŞTIRMADA UYGULANAN ANKETİN PUANLAMASI) Sosyal Dışlanma Ölçeği (Likert türü dereceleme ölçeği esas alınarak yapılandırılmıştır) 1) Sağlık ve Sosyal Güvenlik alanı 1 2 3 4 5 Hasta olduğumda mutlaka bir doktora giderim Hastalığımın tedavisi için gerekli olan ilaçları kolaylıkla satın alabilirim Ameliyat ve bakım gerektiren tıbbi hizmetlerden yararlanabilirim Sosyal güvenlik sistemi tarafından korunmak bana güven veriyor Sosyal güvenlik primlerimi kolaylıkla karşılayabiliyorum/ödeyebiliyorum Hastalık/Sakatlık durumunda sosyal güvencemin olduğunu bilmek bana 6 güven veriyor 2) Eğitim İmkânlarından Yararlanma/Eğitime katılma alanı 7 Eğitim hayatım sırasında hiç maddi zorluk çekmedim 8 Kendimi geliştirmek amacıyla çeşitli kurslara katılmak benim için zor olmaz Mesleğimde/İşimde gelişebilmek için çeşitli kurslara katılmak benim için zor 9 olmaz 10 Kendimi geliştirebilmek için kitap/dergi vb. yayınları kolaylıkla satın alabilirim Mesleğimde/İşimde gelişebilme için ihtiyaç duyduğum kitap/dergi vb. 11 yayınları kolaylıkla alabilirim Ekonomik (maddi yetersizlik, çalışma vb.) nedenlerle eğitimime hiç ara 12 vermedim 3) İkamet Koşulları alanı 13 Kendi kazancımla sağlıklı yaşayabileceğim bir ev/konut satın alabilirim/aldım 14 Kiralık da olsa sağlıklı koşullarda bir evde/konutta yaşayabiliyorum 15 Evimin kirasını düzenli olarak ve rahatça ödeyebiliyorum 16 Oturduğum evin sağlık koşullarına uygun bir tuvaleti vardır 17 Oturduğum evin sağlık koşullarına uygun bir banyosu vardır 18 Oturduğum evde bana ait bir odaya sahibim 4) Siyasal katılma alanı 19 Siyasi görüşlerime uygun bir partiye oy veriyorum Siyasi görüşlerimi temsil eden bir partinin faaliyetlerine aktif olarak 20 katılıyorum 21 Siyasi nitelikli toplantılara (konferans, panel vb.) düzenli olarak katılırım 22 Siyasi görüşlerim nedeniyle toplumda bir sorun yaşamıyorum 23 Siyasal faaliyetlere katılma konusunda hiçbir zorlukla karşılaşmadım 24 Bir siyasi partinin yasal üyesi olma konusunda bir engel hissetmiyorum 5) Kültürel, sportif ve sanatsal alan 25 Düzenli olarak sinemaya film izlemeye giderim 26 Düzenli olarak tiyatro izlemeye giderim 27 Okumak istediğim bir kitabı satın almak benim için zor olmaz 28 Sevdiğim sanatçıların konserlerine giderim 29 Düzenli olarak her yıl tatile giderim (Yaz ya da kış tatili) 30 Düzenli olarak spor yapabiliyorum 6) Sosyal Yaşam alanı 31 Akrabalarımla bir birimizi düzenli olarak ziyaret ederiz 32 Bana çok yakın ve samimi olan arkadaşlarım var 33 Arkadaşlarımla çok sık görüşürüm Başkalarına (yaşlılar, kimsesizler vb.) yardım amacıyla düzenlenen etkinlere 34 katılırım 35 Bayram vb. ortak günlerde dost ve arkadaşlarımla birlikte olurum 36 Maddi olarak zor düştüğümde dostlarımdan hep yardım görmüşümdür 7) Sağlıklı ve yeterli beslenme tüketim alanı 37 Beslenmem için yeterli olacak kadar et tüketebiliyorum Beslenmem için yeterli olacak kadar süt ürünü (yoğurt, peynir vb.) 38 tüketebiliyorum 39 Beslenmem için yeterli olacak kadar sebze tüketebiliyorum Kararsızım Uygun Değil Hiç Uygun Değil 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 4 3 2 1 5 5 4 4 3 3 2 2 1 1 5 5 4 4 3 3 2 2 1 1 5 4 3 2 1 5 4 3 2 1 5 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 1 5 4 3 2 1 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 5 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 4 3 3 3 3 3 3 2 2 2 2 2 2 1 1 1 1 1 1 5 5 5 4 4 4 3 3 3 2 2 2 1 1 1 5 5 5 4 4 4 3 3 3 2 2 2 1 1 1 5 4 3 2 1 5 5 4 4 3 3 2 2 1 1 Çok Uygun Biraz Uygun 5 5 5 5 5 4 4 4 4 4 5 324 Beslenmem için gereken bütün gıda maddelerini alırken güvenilir yerler olmasına dikkat ederim Yemek zamanlarımı hiçbir zaman sağlıklı olmayan gıdalarla geçiştirmem 41 (ekmek-peynir vb.) 42 Düzenli olarak günde üç öğün yemek yiyebiliyorum 8) Beslenme dışı zorunlu tüketim alanı Günün ve zamanın (yaz-kış) şartlarına uygun olarak giyim ihtiyaçlarımı 43 karşılayabiliyorum 44 Telefon faturalarımı/iletişim masraflarımı karşılamakta zorlanmıyorum Ulaşım giderlerimi (işe giderken/sosyal faaliyetlerim sırasında) karşılamakta 45 zorluk çekmiyorum 46 Elektrik faturalarımı düzenli olarak ve zorlanmadan öderim 47 Su faturalarımı düzenli olarak ve zorlanmadan öderim 48 Yakıt faturalarımı düzenli olarak ve zorlanmadan öderim 40 5 4 3 2 1 5 5 4 4 3 3 2 2 1 1 5 5 4 4 3 3 2 2 1 1 5 5 5 5 4 4 4 4 3 3 3 3 2 2 2 2 1 1 1 1 Toplam Test Puanları (puan ranjı: 48-240) Alt test puanları (puan ranjı: 6-30) 0,00 - 079,4 = En üst düzeyde sosyal dışlanma 079,50 - 159,49 = Orta düzeyde sosyal dışlanma 159,50 - 240,00 = En alt düzeyde sosyal dışlanma 0,00 - 09,49 09,50 - 19,49 19,50 - 30,00 = En üst düzeyde dışlanma = Orta düzeyde dışlanma = En alt düzeyde dışlanma 325 326 (EK 5) (Araştırmaya Ait Ek Bilgi Niteliğindeki Diğer Tablolar) yaþ * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation yaþ Total egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 15-19 Count 1 0 2 % within yaþ 33,3% ,0% 66,7% 20-24 Count 2 9 31 % within yaþ 4,8% 21,4% 73,8% 25-29 Count 2 24 23 % within yaþ 4,1% 49,0% 46,9% 30-34 Count 4 19 17 % within yaþ 10,0% 47,5% 42,5% 35-39 Count 9 21 7 % within yaþ 24,3% 56,8% 18,9% 40-44 Count 6 11 1 % within yaþ 33,3% 61,1% 5,6% 45-49 Count 3 4 1 % within yaþ 37,5% 50,0% 12,5% 50-54 Count 0 5 0 % within yaþ ,0% 100,0% ,0% 55-59 Count 0 1 0 % within yaþ ,0% 100,0% ,0% 60-64 Count 2 0 0 % within yaþ 100,0% ,0% ,0% 65 ve üzeri Count 1 0 0 % within yaþ 100,0% ,0% ,0% Count 30 94 82 % within yaþ 14,6% 45,6% 39,8% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 327 yaþ * ikamet kosullari alani Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ ikamet kosullari alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 0 1 2 ,0% 33,3% 66,7% 1 11 30 2,4% 26,2% 71,4% 2 8 39 4,1% 16,3% 79,6% 1 12 27 2,5% 30,0% 67,5% 0 16 21 ,0% 43,2% 56,8% 2 7 9 11,1% 38,9% 50,0% 0 4 4 ,0% 50,0% 50,0% 1 3 1 20,0% 60,0% 20,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 0 0 2 ,0% ,0% 100,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 7 62 137 3,4% 30,1% 66,5% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 328 yaþ * siyasal katilma alani Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Yüksek dýþlanma 1 33,3% 4 9,5% 3 6,1% 5 12,5% 9 24,3% 1 5,6% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 23 11,2% siyasal katilma alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 2 0 66,7% ,0% 28 10 66,7% 23,8% 31 15 63,3% 30,6% 26 9 65,0% 22,5% 20 8 54,1% 21,6% 16 1 88,9% 5,6% 6 2 75,0% 25,0% 5 0 100,0% ,0% 1 0 100,0% ,0% 1 1 50,0% 50,0% 1 0 100,0% ,0% 137 46 66,5% 22,3% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 329 yaþ * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 0 2 33,3% ,0% 66,7% 4 19 19 9,5% 45,2% 45,2% 7 24 18 14,3% 49,0% 36,7% 12 20 8 30,0% 50,0% 20,0% 20 12 5 54,1% 32,4% 13,5% 14 3 1 77,8% 16,7% 5,6% 6 1 1 75,0% 12,5% 12,5% 4 1 0 80,0% 20,0% ,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 1 1 0 50,0% 50,0% ,0% 1 0 0 100,0% ,0% ,0% 70 81 55 34,0% 39,3% 26,7% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 330 yaþ * sosyal yasam alani Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Yüksek dýþlanma 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 1 2,7% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 1 ,5% sosyal yasam alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 0 3 ,0% 100,0% 4 38 9,5% 90,5% 9 40 18,4% 81,6% 7 33 17,5% 82,5% 11 25 29,7% 67,6% 5 13 27,8% 72,2% 2 6 25,0% 75,0% 1 4 20,0% 80,0% 0 1 ,0% 100,0% 0 2 ,0% 100,0% 0 1 ,0% 100,0% 39 166 18,9% 80,6% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 331 yaþ * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 0 2 33,3% ,0% 66,7% 0 11 31 ,0% 26,2% 73,8% 4 17 28 8,2% 34,7% 57,1% 2 11 27 5,0% 27,5% 67,5% 3 17 17 8,1% 45,9% 45,9% 1 9 8 5,6% 50,0% 44,4% 0 4 4 ,0% 50,0% 50,0% 0 1 4 ,0% 20,0% 80,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 0 0 2 ,0% ,0% 100,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 11 70 125 5,3% 34,0% 60,7% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 332 yaþ * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 0 2 33,3% ,0% 66,7% 1 14 27 2,4% 33,3% 64,3% 7 18 24 14,3% 36,7% 49,0% 7 15 18 17,5% 37,5% 45,0% 6 16 15 16,2% 43,2% 40,5% 4 9 5 22,2% 50,0% 27,8% 2 3 3 25,0% 37,5% 37,5% 0 4 1 ,0% 80,0% 20,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 0 1 1 ,0% 50,0% 50,0% 0 0 1 ,0% ,0% 100,0% 28 80 98 13,6% 38,8% 47,6% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% 333 yaþ * toplam test puani Crosstabulation yaþ 15-19 20-24 25-29 30-34 35-39 40-44 45-49 50-54 55-59 60-64 65 ve üzeri Total Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Count % within yaþ Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 1 33,3% 0 ,0% 1 2,0% 1 2,5% 4 10,8% 1 5,6% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 8 3,9% toplam test puani Düþük düzeyde sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma yok 0 2 ,0% 66,7% 14 28 33,3% 66,7% 30 18 61,2% 36,7% 26 13 65,0% 32,5% 23 10 62,2% 27,0% 15 2 83,3% 11,1% 5 3 62,5% 37,5% 4 1 80,0% 20,0% 0 1 ,0% 100,0% 0 2 ,0% 100,0% 1 0 100,0% ,0% 118 80 57,3% 38,8% Total 3 100,0% 42 100,0% 49 100,0% 40 100,0% 37 100,0% 18 100,0% 8 100,0% 5 100,0% 1 100,0% 2 100,0% 1 100,0% 206 100,0% cinsiyet * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 7 28 47 8,5% 34,1% 57,3% 27 59 38 21,8% 47,6% 30,6% 34 87 85 16,5% 42,2% 41,3% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% 334 cinsiyet * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 11 27 44 13,4% 32,9% 53,7% 19 67 38 15,3% 54,0% 30,6% 30 94 82 14,6% 45,6% 39,8% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% cinsiyet * ikamet kosullari alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet ikamet kosullari alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 3 19 60 3,7% 23,2% 73,2% 4 43 77 3,2% 34,7% 62,1% 7 62 137 3,4% 30,1% 66,5% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% cinsiyet * siyasal katilma alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Yüksek dýþlanma 14 17,1% 9 7,3% 23 11,2% siyasal katilma alani Düþük Dýþlanma yok dýþlanma 49 19 59,8% 23,2% 88 27 71,0% 21,8% 137 46 66,5% 22,3% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% cinsiyet * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 19 32 31 23,2% 39,0% 37,8% 51 49 24 41,1% 39,5% 19,4% 70 81 55 34,0% 39,3% 26,7% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% 335 cinsiyet * sosyal yasam alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Yüksek dýþlanma 0 ,0% 1 ,8% 1 ,5% sosyal yasam alani Düþük Dýþlanma yok dýþlanma 8 74 9,8% 90,2% 31 92 25,0% 74,2% 39 166 18,9% 80,6% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% cinsiyet * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 3 16 63 3,7% 19,5% 76,8% 8 54 62 6,5% 43,5% 50,0% 11 70 125 5,3% 34,0% 60,7% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% cinsiyet * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 9 23 50 11,0% 28,0% 61,0% 19 57 48 15,3% 46,0% 38,7% 28 80 98 13,6% 38,8% 47,6% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% 336 cinsiyet * toplam test puani Crosstabulation cinsiyet kadin erkek Total Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Count % within cinsiyet Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 3 3,7% 5 4,0% 8 3,9% toplam test puani Düþük düzeyde sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma yok 33 46 40,2% 56,1% 85 34 68,5% 27,4% 118 80 57,3% 38,8% Total 82 100,0% 124 100,0% 206 100,0% medeni durum * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok Total medeni bekar/dul/bosanmi Count 13 54 45 112 durum % within medeni duru 11,6% 48,2% 40,2% 100,0% evli Count 21 33 40 94 % within medeni duru 22,3% 35,1% 42,6% 100,0% Total Count 34 87 85 206 % within medeni duru 16,5% 42,2% 41,3% 100,0% medeni durum * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation medeni durum Total egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok Total bekar/dul/bosanmis Count 11 41 60 112 % within medeni durum 9,8% 36,6% 53,6% 100,0% evli Count 19 53 22 94 % within medeni durum 20,2% 56,4% 23,4% 100,0% Count 30 94 82 206 % within medeni durum 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% 337 medeni durum * ikamet kosullari alani Crosstabulation medeni durum Total ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 5 22 85 % within medeni durum 4,5% 19,6% 75,9% evli Count 2 40 52 % within medeni durum 2,1% 42,6% 55,3% Count 7 62 137 % within medeni durum 3,4% 30,1% 66,5% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% medeni durum * siyasal katilma alani Crosstabulation medeni durum Total siyasal katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 11 71 30 % within medeni durum 9,8% 63,4% 26,8% evli Count 12 66 16 % within medeni durum 12,8% 70,2% 17,0% Count 23 137 46 % within medeni durum 11,2% 66,5% 22,3% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% medeni durum * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation medeni durum Total kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 17 52 43 % within medeni durum 15,2% 46,4% 38,4% evli Count 53 29 12 % within medeni durum 56,4% 30,9% 12,8% Count 70 81 55 % within medeni durum 34,0% 39,3% 26,7% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% medeni durum * sosyal yasam alani Crosstabulation medeni durum Total sosyal yasam alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 0 19 93 % within medeni durum ,0% 17,0% 83,0% evli Count 1 20 73 % within medeni durum 1,1% 21,3% 77,7% Count 1 39 166 % within medeni durum ,5% 18,9% 80,6% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% 338 medeni durum * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation medeni durum Total saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 6 32 74 % within medeni durum 5,4% 28,6% 66,1% evli Count 5 38 51 % within medeni durum 5,3% 40,4% 54,3% Count 11 70 125 % within medeni durum 5,3% 34,0% 60,7% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% medeni durum * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation medeni durum Total beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 13 39 60 % within medeni durum 11,6% 34,8% 53,6% evli Count 15 41 38 % within medeni durum 16,0% 43,6% 40,4% Count 28 80 98 % within medeni durum 13,6% 38,8% 47,6% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% medeni durum * toplam test puani Crosstabulation medeni durum Total toplam test puani Yüksek Düþük düzeyde düzeyde sosyal sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma dýþlanma yok bekar/dul/bosanmis Count 2 56 54 % within medeni durum 1,8% 50,0% 48,2% evli Count 6 62 26 % within medeni durum 6,4% 66,0% 27,7% Count 8 118 80 % within medeni durum 3,9% 57,3% 38,8% Total 112 100,0% 94 100,0% 206 100,0% 339 egitim düzeyi * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation egitim düzeyi Total okur yazar degil Count % within egitim düzeyi okur yazar (diplomasi yok) Count % within egitim düzeyi ilkokul Count % within egitim düzeyi ortaokul Count % within egitim düzeyi ilkögretim Count % within egitim düzeyi lise/meslek lisesi Count % within egitim düzeyi üniversite (önlisans/2 Count yillik) % within egitim düzeyi üniversite (lisans/dört Count yillik) % within egitim düzeyi yüksek lisans Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 0 1 50,0% ,0% 50,0% 1 0 1 50,0% ,0% 50,0% 10 6 6 45,5% 27,3% 27,3% 1 14 11 3,8% 53,8% 42,3% 1 2 1 25,0% 50,0% 25,0% 9 27 28 14,1% 42,2% 43,8% 3 8 13 12,5% 33,3% 54,2% 8 27 19 14,8% 50,0% 35,2% 0 3 5 ,0% 37,5% 62,5% 34 87 85 16,5% 42,2% 41,3% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% egitim düzeyi * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 2 0 0 100,0% ,0% ,0% 1 1 0 50,0% 50,0% ,0% 12 9 1 54,5% 40,9% 4,5% 6 18 2 23,1% 69,2% 7,7% 0 3 1 ,0% 75,0% 25,0% 9 33 22 14,1% 51,6% 34,4% 0 8 16 ,0% 33,3% 66,7% 0 22 32 ,0% 40,7% 59,3% 0 0 8 ,0% ,0% 100,0% 30 94 82 14,6% 45,6% 39,8% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% 340 egitim düzeyi * ikamet kosullari alani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 0 1 1 ,0% 50,0% 50,0% 0 0 2 ,0% ,0% 100,0% 2 8 12 9,1% 36,4% 54,5% 1 14 11 3,8% 53,8% 42,3% 0 1 3 ,0% 25,0% 75,0% 2 22 40 3,1% 34,4% 62,5% 0 5 19 ,0% 20,8% 79,2% 2 9 43 3,7% 16,7% 79,6% 0 2 6 ,0% 25,0% 75,0% 7 62 137 3,4% 30,1% 66,5% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% egitim düzeyi * siyasal katilma alani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Yüksek dýþlanma 1 50,0% 0 ,0% 2 9,1% 1 3,8% 1 25,0% 9 14,1% 2 8,3% 6 11,1% 1 12,5% 23 11,2% siyasal katilma alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 1 0 50,0% ,0% 2 0 100,0% ,0% 19 1 86,4% 4,5% 21 4 80,8% 15,4% 3 0 75,0% ,0% 43 12 67,2% 18,8% 11 11 45,8% 45,8% 33 15 61,1% 27,8% 4 3 50,0% 37,5% 137 46 66,5% 22,3% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% 341 egitim düzeyi * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 2 0 0 100,0% ,0% ,0% 2 0 0 100,0% ,0% ,0% 16 5 1 72,7% 22,7% 4,5% 18 6 2 69,2% 23,1% 7,7% 2 1 1 50,0% 25,0% 25,0% 24 27 13 37,5% 42,2% 20,3% 1 12 11 4,2% 50,0% 45,8% 5 29 20 9,3% 53,7% 37,0% 0 1 7 ,0% 12,5% 87,5% 70 81 55 34,0% 39,3% 26,7% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% egitim düzeyi * sosyal yasam alani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Yüksek dýþlanma 0 ,0% 0 ,0% 1 4,5% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 1 ,5% sosyal yasam alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 1 1 50,0% 50,0% 0 2 ,0% 100,0% 0 21 ,0% 95,5% 7 19 26,9% 73,1% 1 3 25,0% 75,0% 17 47 26,6% 73,4% 3 21 12,5% 87,5% 8 46 14,8% 85,2% 2 6 25,0% 75,0% 39 166 18,9% 80,6% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% 342 egitim düzeyi * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 0 1 1 ,0% 50,0% 50,0% 0 1 1 ,0% 50,0% 50,0% 5 7 10 22,7% 31,8% 45,5% 0 11 15 ,0% 42,3% 57,7% 0 2 2 ,0% 50,0% 50,0% 2 25 37 3,1% 39,1% 57,8% 0 5 19 ,0% 20,8% 79,2% 4 16 34 7,4% 29,6% 63,0% 0 2 6 ,0% 25,0% 75,0% 11 70 125 5,3% 34,0% 60,7% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% egitim düzeyi * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 0 1 50,0% ,0% 50,0% 0 2 0 ,0% 100,0% ,0% 11 6 5 50,0% 27,3% 22,7% 2 19 5 7,7% 73,1% 19,2% 0 3 1 ,0% 75,0% 25,0% 3 26 35 4,7% 40,6% 54,7% 4 5 15 16,7% 20,8% 62,5% 7 17 30 13,0% 31,5% 55,6% 0 2 6 ,0% 25,0% 75,0% 28 80 98 13,6% 38,8% 47,6% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% 343 egitim düzeyi * toplam test puani Crosstabulation egitim düzeyi okur yazar degil okur yazar (diplomasi yok) ilkokul ortaokul ilkögretim lise/meslek lisesi üniversite (önlisans/2 yillik) üniversite (lisans/dört yillik) yüksek lisans Total Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Count % within egitim düzeyi Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 1 50,0% 0 ,0% 4 18,2% 0 ,0% 0 ,0% 3 4,7% 0 ,0% 0 ,0% 0 ,0% 8 3,9% toplam test puani Düþük düzeyde Sosyal sosyal dýþlanma yok dýþlanma 1 0 50,0% ,0% 2 0 100,0% ,0% 13 5 59,1% 22,7% 21 5 80,8% 19,2% 3 1 75,0% 25,0% 37 24 57,8% 37,5% 11 13 45,8% 54,2% 28 26 51,9% 48,1% 2 6 25,0% 75,0% 118 80 57,3% 38,8% Total 2 100,0% 2 100,0% 22 100,0% 26 100,0% 4 100,0% 64 100,0% 24 100,0% 54 100,0% 8 100,0% 206 100,0% halen bir iste çalisiyor musunuz * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok Count 34 87 85 % within halen bir iste 16,5% 42,2% 41,3% çalisiyor musunuz Count 34 87 85 % within halen bir iste 16,5% 42,2% 41,3% çalisiyor musunuz Total 206 100,0% 206 100,0% bir iste çalisiyor musunuz * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabu halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük Total dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok Count 30 94 82 206 % within halen bir iste 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% çalisiyor musunuz Count 30 94 82 206 % within halen bir iste 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% çalisiyor musunuz 344 halen bir iste çalisiyor musunuz * ikamet kosullari alani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok Count 7 62 137 % within halen bir iste 3,4% 30,1% 66,5% çalisiyor musunuz Count 7 62 137 % within halen bir iste 3,4% 30,1% 66,5% çalisiyor musunuz Total 206 100,0% 206 100,0% halen bir iste çalisiyor musunuz * siyasal katilma alani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz siyasal katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 23 137 46 Total 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% halen bir iste çalisiyor musunuz * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 70 81 55 Total 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% halen bir iste çalisiyor musunuz * sosyal yasam alani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz sosyal yasam alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 39 166 Total 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 345 halen bir iste çalisiyor musunuz * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 11 70 125 Total 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% halen bir iste çalisiyor musunuz * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 28 80 98 Total 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% halen bir iste çalisiyor musunuz * toplam test puani Crosstabulation halen bir iste hayir çalisiyor musunuz Total Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz Count % within halen bir iste çalisiyor musunuz toplam test puani Yüksek Düþük düzeyde düzeyde Sosyal sosyal sosyal dýþlanma dýþlanma dýþlanma yok 8 118 80 Total 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 346 ne kadar süredir issizsiniz * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 8 33 25 Total 66 12,1% 50,0% 37,9% 100,0% 13 30 27 70 18,6% 42,9% 38,6% 100,0% 7 17 9 33 21,2% 51,5% 27,3% 100,0% 3 3 9 15 20,0% 20,0% 60,0% 100,0% 3 4 15 22 13,6% 18,2% 68,2% 100,0% 34 87 85 206 16,5% 42,2% 41,3% 100,0% kadar süredir issizsiniz * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulatio ne kadar süredir issizsiniz Total 0-6 ay Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 4 36 26 Total 66 6,1% 54,5% 39,4% 100,0% 6 34 30 70 8,6% 48,6% 42,9% 100,0% 7 13 13 33 21,2% 39,4% 39,4% 100,0% 4 3 8 15 26,7% 20,0% 53,3% 100,0% 9 8 5 22 40,9% 36,4% 22,7% 100,0% 30 94 82 206 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% 347 ne kadar süredir issizsiniz * ikamet kosullari alani Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazl Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 14 51 Total 66 1,5% 21,2% 77,3% 100,0% 3 28 39 70 4,3% 40,0% 55,7% 100,0% 3 9 21 33 9,1% 27,3% 63,6% 100,0% 0 7 8 15 ,0% 46,7% 53,3% 100,0% 0 4 18 22 ,0% 18,2% 81,8% 100,0% 7 62 137 206 3,4% 30,1% 66,5% 100,0% ne kadar süredir issizsiniz * siyasal katilma alani Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz siyasal katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 9 42 15 Total 66 13,6% 63,6% 22,7% 100,0% 11 46 13 70 15,7% 65,7% 18,6% 100,0% 1 24 8 33 3,0% 72,7% 24,2% 100,0% 1 9 5 15 6,7% 60,0% 33,3% 100,0% 1 16 5 22 4,5% 72,7% 22,7% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% 348 ne kadar süredir issizsiniz * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 19 26 21 Total 66 28,8% 39,4% 31,8% 100,0% 23 33 14 70 32,9% 47,1% 20,0% 100,0% 12 11 10 33 36,4% 33,3% 30,3% 100,0% 6 5 4 15 40,0% 33,3% 26,7% 100,0% 10 6 6 22 45,5% 27,3% 27,3% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% ne kadar süredir issizsiniz * sosyal yasam alani Crosstabulation ne kadar süredir issizsiniz Total 0-6 ay Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz sosyal yasam alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 0 11 55 Total 66 ,0% 16,7% 83,3% 100,0% 0 15 55 70 ,0% 21,4% 78,6% 100,0% 0 7 26 33 ,0% 21,2% 78,8% 100,0% 1 4 10 15 6,7% 26,7% 66,7% 100,0% 0 2 20 22 ,0% 9,1% 90,9% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 349 ne kadar süredir issizsiniz * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 22 43 Total 66 1,5% 33,3% 65,2% 100,0% 3 30 37 70 4,3% 42,9% 52,9% 100,0% 3 13 17 33 9,1% 39,4% 51,5% 100,0% 2 3 10 15 13,3% 20,0% 66,7% 100,0% 2 2 18 22 9,1% 9,1% 81,8% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% ne kadar süredir issizsiniz * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 6 27 33 Total 66 9,1% 40,9% 50,0% 100,0% 9 30 31 70 12,9% 42,9% 44,3% 100,0% 6 13 14 33 18,2% 39,4% 42,4% 100,0% 3 5 7 15 20,0% 33,3% 46,7% 100,0% 4 5 13 22 18,2% 22,7% 59,1% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% 350 ne kadar süredir issizsiniz * toplam test puani Crosstabulation ne kadar 0-6 ay süredir issizsiniz Total Count % within ne kadar süredir issizsiniz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 1-2 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 2-3 yil Count % within ne kadar süredir issizsiniz 3 yil ve daha fazla Count % within ne kadar süredir issizsiniz Count % within ne kadar süredir issizsiniz Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 2 toplam test puani Düþük düzeyde sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma yok 36 28 Total 66 3,0% 54,5% 42,4% 100,0% 2 46 22 70 2,9% 65,7% 31,4% 100,0% 1 21 11 33 3,0% 63,6% 33,3% 100,0% 2 7 6 15 13,3% 46,7% 40,0% 100,0% 1 8 13 22 4,5% 36,4% 59,1% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 351 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 17 37 15 Total 69 24,6% 53,6% 21,7% 100,0% 9 21 18 48 18,8% 43,8% 37,5% 100,0% 1 9 15 25 4,0% 36,0% 60,0% 100,0% 5 14 32 51 9,8% 27,5% 62,7% 100,0% 2 6 5 13 15,4% 46,2% 38,5% 100,0% 34 87 85 206 16,5% 42,2% 41,3% 100,0% 352 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 9 39 21 Total 69 13,0% 56,5% 30,4% 100,0% 4 25 19 48 8,3% 52,1% 39,6% 100,0% 0 6 19 25 ,0% 24,0% 76,0% 100,0% 13 21 17 51 25,5% 41,2% 33,3% 100,0% 4 3 6 13 30,8% 23,1% 46,2% 100,0% 30 94 82 206 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% 353 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * ikamet kosullari alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 2 16 51 Total 69 2,9% 23,2% 73,9% 100,0% 1 12 35 48 2,1% 25,0% 72,9% 100,0% 0 10 15 25 ,0% 40,0% 60,0% 100,0% 3 19 29 51 5,9% 37,3% 56,9% 100,0% 1 5 7 13 7,7% 38,5% 53,8% 100,0% 7 62 137 206 3,4% 30,1% 66,5% 100,0% 354 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * siyasal katilma alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Yüksek dýþlanma 17 siyasal katilma alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 44 8 Total 69 24,6% 63,8% 11,6% 100,0% 2 31 15 48 4,2% 64,6% 31,3% 100,0% 0 15 10 25 ,0% 60,0% 40,0% 100,0% 3 39 9 51 5,9% 76,5% 17,6% 100,0% 1 8 4 13 7,7% 61,5% 30,8% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% 355 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 25 28 16 Total 69 36,2% 40,6% 23,2% 100,0% 13 23 12 48 27,1% 47,9% 25,0% 100,0% 2 14 9 25 8,0% 56,0% 36,0% 100,0% 26 10 15 51 51,0% 19,6% 29,4% 100,0% 4 6 3 13 30,8% 46,2% 23,1% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% 356 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * sosyal yasam alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Yüksek dýþlanma 1 sosyal yasam alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 18 50 Total 69 1,4% 26,1% 72,5% 100,0% 0 5 43 48 ,0% 10,4% 89,6% 100,0% 0 5 20 25 ,0% 20,0% 80,0% 100,0% 0 8 43 51 ,0% 15,7% 84,3% 100,0% 0 3 10 13 ,0% 23,1% 76,9% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 357 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 6 29 34 Total 69 8,7% 42,0% 49,3% 100,0% 1 16 31 48 2,1% 33,3% 64,6% 100,0% 0 7 18 25 ,0% 28,0% 72,0% 100,0% 3 12 36 51 5,9% 23,5% 70,6% 100,0% 1 6 6 13 7,7% 46,2% 46,2% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% 358 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 15 25 29 Total 69 21,7% 36,2% 42,0% 100,0% 4 20 24 48 8,3% 41,7% 50,0% 100,0% 1 9 15 25 4,0% 36,0% 60,0% 100,0% 7 20 24 51 13,7% 39,2% 47,1% 100,0% 1 6 6 13 7,7% 46,2% 46,2% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% 359 sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir * toplam test puani Crosstabulation sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir ekonomik durum/ülkenin genel ekonomik kosullari zaman zaman yasanan ekonomik krizler niteliklerinize uygun is olmamasi egitiminizin/nitleiklerinizin is bulmaya yeterli olmamasi ayrimcilik yapilmasi Total Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Count % within sizce issiz kalmanizin/is bulamamanizin nedeni nedir Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 4 toplam test puani Düþük düzeyde Sosyal sosyal dýþlanma yok dýþlanma 43 22 Total 69 5,8% 62,3% 31,9% 100,0% 0 31 17 48 ,0% 64,6% 35,4% 100,0% 0 11 14 25 ,0% 44,0% 56,0% 100,0% 3 25 23 51 5,9% 49,0% 45,1% 100,0% 1 8 4 13 7,7% 61,5% 30,8% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 32 80 80 Total 192 16,7% 41,7% 41,7% 100,0% 0 1 2 3 ,0% 33,3% 66,7% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 1 5 2 8 12,5% 62,5% 25,0% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 34 87 85 206 16,5% 42,2% 41,3% 100,0% 360 hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 26 90 76 Total 192 13,5% 46,9% 39,6% 100,0% 1 0 2 3 33,3% ,0% 66,7% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 1 3 4 8 12,5% 37,5% 50,0% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 30 94 82 206 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * ikamet kosullari alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 6 57 129 Total 192 3,1% 29,7% 67,2% 100,0% 0 0 3 3 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 1 4 3 8 12,5% 50,0% 37,5% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 7 62 137 206 3,4% 30,1% 66,5% 100,0% 361 hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * siyasal katilma alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Yüksek dýþlanma 21 siyasal katilma alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 129 42 Total 192 10,9% 67,2% 21,9% 100,0% 0 3 0 3 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 0 4 4 8 ,0% 50,0% 50,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 66 74 52 Total 192 34,4% 38,5% 27,1% 100,0% 0 2 1 3 ,0% 66,7% 33,3% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 3 3 2 8 37,5% 37,5% 25,0% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% 362 hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * sosyal yasam alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Yüksek dýþlanma 1 sosyal yasam alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 36 155 Total 192 ,5% 18,8% 80,7% 100,0% 0 1 2 3 ,0% 33,3% 66,7% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 2 6 8 ,0% 25,0% 75,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 10 64 118 Total 192 5,2% 33,3% 61,5% 100,0% 0 0 3 3 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 0 6 2 8 ,0% 75,0% 25,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% 363 hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 26 74 92 Total 192 13,5% 38,5% 47,9% 100,0% 0 1 2 3 ,0% 33,3% 66,7% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 0 5 3 8 ,0% 62,5% 37,5% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz * toplam test puani Crosstabulation hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz 0 yas cinsiyet milliyet/etnik kimlik siyasi görüsler fiziksel özellikler Total Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Count % within hangi nedenle ayrimciliga ugradiniz Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 7 toplam test puani Düþük düzeyde sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma yok 109 76 Total 192 3,6% 56,8% 39,6% 100,0% 0 1 2 3 ,0% 33,3% 66,7% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 1 0 0 1 100,0% ,0% ,0% 100,0% 0 7 1 8 ,0% 87,5% 12,5% 100,0% 0 1 0 1 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 364 is ariyor musunuz * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 34 81 72 Total 187 18,2% 43,3% 38,5% 100,0% 0 6 13 19 ,0% 31,6% 68,4% 100,0% 34 87 85 206 16,5% 42,2% 41,3% 100,0% is ariyor musunuz * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 28 86 73 Total 187 15,0% 46,0% 39,0% 100,0% 2 8 9 19 10,5% 42,1% 47,4% 100,0% 30 94 82 206 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 7 59 121 Total 187 is ariyor musunuz * ikamet kosullari alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz 3,7% 31,6% 64,7% 100,0% 0 3 16 19 ,0% 15,8% 84,2% 100,0% 7 62 137 206 3,4% 30,1% 66,5% 100,0% 365 is ariyor musunuz * siyasal katilma alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz siyasal katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 22 127 38 Total 187 11,8% 67,9% 20,3% 100,0% 1 10 8 19 5,3% 52,6% 42,1% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% is ariyor musunuz * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 65 75 47 Total 187 34,8% 40,1% 25,1% 100,0% 5 6 8 19 26,3% 31,6% 42,1% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% is ariyor musunuz * sosyal yasam alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz sosyal yasam alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 35 151 Total 187 ,5% 18,7% 80,7% 100,0% 0 4 15 19 ,0% 21,1% 78,9% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 366 is ariyor musunuz * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 11 65 111 Total 187 5,9% 34,8% 59,4% 100,0% 0 5 14 19 ,0% 26,3% 73,7% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% is ariyor musunuz * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 27 73 87 Total 187 14,4% 39,0% 46,5% 100,0% 1 7 11 19 5,3% 36,8% 57,9% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% toplam test puani Düþük düzeyde sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma yok 111 68 Total 187 is ariyor musunuz * toplam test puani Crosstabulation is ariyor musunuz evet hayir Total Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Count % within is ariyor musunuz Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 8 4,3% 59,4% 36,4% 100,0% 0 7 12 19 ,0% 36,8% 63,2% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 367 ne kadar süredir is ariyorsunuz * saglik ve sosyal güvenlik alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz saglik ve sosyal güvenlik alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 0 6 13 Total 19 ,0% 31,6% 68,4% 100,0% 7 38 34 79 8,9% 48,1% 43,0% 100,0% 14 31 23 68 20,6% 45,6% 33,8% 100,0% 9 10 8 27 33,3% 37,0% 29,6% 100,0% 4 2 7 13 30,8% 15,4% 53,8% 100,0% 34 87 85 206 16,5% 42,2% 41,3% 100,0% ne kadar süredir is ariyorsunuz * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 2 8 9 Total 19 10,5% 42,1% 47,4% 100,0% 4 42 33 79 5,1% 53,2% 41,8% 100,0% 10 31 27 68 14,7% 45,6% 39,7% 100,0% 7 11 9 27 25,9% 40,7% 33,3% 100,0% 7 2 4 13 53,8% 15,4% 30,8% 100,0% 30 94 82 206 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% 368 ne kadar süredir is ariyorsunuz * ikamet kosullari alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 0 3 16 Total 19 ,0% 15,8% 84,2% 100,0% 2 19 58 79 2,5% 24,1% 73,4% 100,0% 2 27 39 68 2,9% 39,7% 57,4% 100,0% 3 9 15 27 11,1% 33,3% 55,6% 100,0% 0 4 9 13 ,0% 30,8% 69,2% 100,0% 7 62 137 206 3,4% 30,1% 66,5% 100,0% ne kadar süredir is ariyorsunuz * siyasal katilma alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz Total 0 Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 0-6 ay Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 1-3yil Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 3 yildan daha fazla Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz siyasal katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 10 8 Total 19 5,3% 52,6% 42,1% 100,0% 9 52 18 79 11,4% 65,8% 22,8% 100,0% 10 46 12 68 14,7% 67,6% 17,6% 100,0% 1 19 7 27 3,7% 70,4% 25,9% 100,0% 2 10 1 13 15,4% 76,9% 7,7% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% 369 ne kadar süredir is ariyorsunuz * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 5 6 8 Total 19 26,3% 31,6% 42,1% 100,0% 22 33 24 79 27,8% 41,8% 30,4% 100,0% 24 30 14 68 35,3% 44,1% 20,6% 100,0% 14 9 4 27 51,9% 33,3% 14,8% 100,0% 5 3 5 13 38,5% 23,1% 38,5% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% ne kadar süredir is ariyorsunuz * sosyal yasam alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Yüksek dýþlanma 0 sosyal yasam alani Düþük Dýþlanma yok dýþlanma 4 15 Total 19 ,0% 21,1% 78,9% 100,0% 0 11 68 79 ,0% 13,9% 86,1% 100,0% 0 16 52 68 ,0% 23,5% 76,5% 100,0% 1 6 20 27 3,7% 22,2% 74,1% 100,0% 0 2 11 13 ,0% 15,4% 84,6% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 370 ne kadar süredir is ariyorsunuz * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 0 5 14 Total 19 ,0% 26,3% 73,7% 100,0% 2 23 54 79 2,5% 29,1% 68,4% 100,0% 3 30 35 68 4,4% 44,1% 51,5% 100,0% 4 10 13 27 14,8% 37,0% 48,1% 100,0% 2 2 9 13 15,4% 15,4% 69,2% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% ne kadar süredir is ariyorsunuz * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz Total 0 Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 0-6 ay Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 6 ay-1 yil Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 1-3yil Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz 3 yildan daha fazla Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 1 7 11 Total 19 5,3% 36,8% 57,9% 100,0% 6 32 41 79 7,6% 40,5% 51,9% 100,0% 10 30 28 68 14,7% 44,1% 41,2% 100,0% 7 10 10 27 25,9% 37,0% 37,0% 100,0% 4 1 8 13 30,8% 7,7% 61,5% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% 371 ne kadar süredir is ariyorsunuz * toplam test puani Crosstabulation ne kadar süredir is ariyorsunuz 0 0-6 ay 6 ay-1 yil 1-3yil 3 yildan daha fazla Total Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Count % within ne kadar süredir is ariyorsunuz Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 0 toplam test puani Düþük düzeyde Sosyal sosyal dýþlanma yok dýþlanma 7 12 Total 19 ,0% 36,8% 63,2% 100,0% 1 42 36 79 1,3% 53,2% 45,6% 100,0% 2 47 19 68 2,9% 69,1% 27,9% 100,0% 3 18 6 27 11,1% 66,7% 22,2% 100,0% 2 4 7 13 15,4% 30,8% 53,8% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 372 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir Total 0 Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 1 lira-250 lira arasi Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 251 lira-asgari Count ücret(496lira) % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir tam asgari ücret kadar Count (496 lira) % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 497 lira-750 lira arasi Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 751 lira-1000lira arasi Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 1001 lira-1500 lira arasi Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 1501 lira-2000 lira arasi Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 2001 lira-2500 lira arasi Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir 2501 lira ve üzeri Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir egitim imkanlarindan yararlanma/egitime katilma alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 5 19 11 Total 35 14,3% 54,3% 31,4% 100,0% 2 9 2 13 15,4% 69,2% 15,4% 100,0% 5 18 13 36 13,9% 50,0% 36,1% 100,0% 3 8 2 13 23,1% 61,5% 15,4% 100,0% 8 17 19 44 18,2% 38,6% 43,2% 100,0% 5 14 18 37 13,5% 37,8% 48,6% 100,0% 2 4 12 18 11,1% 22,2% 66,7% 100,0% 0 5 2 7 ,0% 71,4% 28,6% 100,0% 0 0 2 2 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 30 94 82 206 14,6% 45,6% 39,8% 100,0% 373 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * ikamet kosullari alani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir ikamet kosullari alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 2 10 23 Total 35 5,7% 28,6% 65,7% 100,0% 2 1 10 13 15,4% 7,7% 76,9% 100,0% 1 16 19 36 2,8% 44,4% 52,8% 100,0% 0 5 8 13 ,0% 38,5% 61,5% 100,0% 0 15 29 44 ,0% 34,1% 65,9% 100,0% 1 9 27 37 2,7% 24,3% 73,0% 100,0% 0 5 13 18 ,0% 27,8% 72,2% 100,0% 1 1 5 7 14,3% 14,3% 71,4% 100,0% 0 0 2 2 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 7 62 137 206 3,4% 30,1% 66,5% 100,0% 374 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * siyasal katilma alani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Yüksek dýþlanma 6 siyasal katilma alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 21 8 Total 35 17,1% 60,0% 22,9% 100,0% 2 10 1 13 15,4% 76,9% 7,7% 100,0% 0 26 10 36 ,0% 72,2% 27,8% 100,0% 1 9 3 13 7,7% 69,2% 23,1% 100,0% 11 23 10 44 25,0% 52,3% 22,7% 100,0% 2 29 6 37 5,4% 78,4% 16,2% 100,0% 1 13 4 18 5,6% 72,2% 22,2% 100,0% 0 4 3 7 ,0% 57,1% 42,9% 100,0% 0 2 0 2 ,0% 100,0% ,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 23 137 46 206 11,2% 66,5% 22,3% 100,0% 375 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * kültürel,sportif ve sanatsal alan Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir kültürel,sportif ve sanatsal alan Yüksek Düþük Dýþlanma yok dýþlanma dýþlanma 15 11 9 Total 35 42,9% 31,4% 25,7% 100,0% 5 6 2 13 38,5% 46,2% 15,4% 100,0% 10 17 9 36 27,8% 47,2% 25,0% 100,0% 9 2 2 13 69,2% 15,4% 15,4% 100,0% 17 19 8 44 38,6% 43,2% 18,2% 100,0% 8 18 11 37 21,6% 48,6% 29,7% 100,0% 4 7 7 18 22,2% 38,9% 38,9% 100,0% 2 0 5 7 28,6% ,0% 71,4% 100,0% 0 1 1 2 ,0% 50,0% 50,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 70 81 55 206 34,0% 39,3% 26,7% 100,0% 376 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * sosyal yasam alani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Yüksek dýþlanma 1 sosyal yasam alani Düþük dýþlanma Dýþlanma yok 11 23 Total 35 2,9% 31,4% 65,7% 100,0% 0 3 10 13 ,0% 23,1% 76,9% 100,0% 0 7 29 36 ,0% 19,4% 80,6% 100,0% 0 7 6 13 ,0% 53,8% 46,2% 100,0% 0 6 38 44 ,0% 13,6% 86,4% 100,0% 0 4 33 37 ,0% 10,8% 89,2% 100,0% 0 0 18 18 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 7 7 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 1 1 2 ,0% 50,0% 50,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 1 39 166 206 ,5% 18,9% 80,6% 100,0% 377 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir saglikli ve yeterli beslenme tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 2 15 18 Total 35 5,7% 42,9% 51,4% 100,0% 3 6 4 13 23,1% 46,2% 30,8% 100,0% 2 14 20 36 5,6% 38,9% 55,6% 100,0% 1 6 6 13 7,7% 46,2% 46,2% 100,0% 2 17 25 44 4,5% 38,6% 56,8% 100,0% 1 11 25 37 2,7% 29,7% 67,6% 100,0% 0 1 17 18 ,0% 5,6% 94,4% 100,0% 0 0 7 7 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 2 2 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 11 70 125 206 5,3% 34,0% 60,7% 100,0% 378 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * beslenme disi zorunlu tüketim alani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir beslenme disi zorunlu tüketim alani Yüksek Düþük dýþlanma dýþlanma Dýþlanma yok 5 16 14 Total 35 14,3% 45,7% 40,0% 100,0% 5 5 3 13 38,5% 38,5% 23,1% 100,0% 5 17 14 36 13,9% 47,2% 38,9% 100,0% 1 8 4 13 7,7% 61,5% 30,8% 100,0% 7 18 19 44 15,9% 40,9% 43,2% 100,0% 5 11 21 37 13,5% 29,7% 56,8% 100,0% 0 3 15 18 ,0% 16,7% 83,3% 100,0% 0 2 5 7 ,0% 28,6% 71,4% 100,0% 0 0 2 2 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 28 80 98 206 13,6% 38,8% 47,6% 100,0% 379 ortalama aylik geliriniz ne kadardir * toplam test puani Crosstabulation ortalama aylik geliriniz ne kadardir 0 1 lira-250 lira arasi 251 lira-asgari ücret(496lira) tam asgari ücret kadar (496 lira) 497 lira-750 lira arasi 751 lira-1000lira arasi 1001 lira-1500 lira arasi 1501 lira-2000 lira arasi 2001 lira-2500 lira arasi 2501 lira ve üzeri Total Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Count % within ortalama aylik geliriniz ne kadardir Yüksek düzeyde sosyal dýþlanma 3 toplam test puani Düþük düzeyde sosyal Sosyal dýþlanma dýþlanma yok 18 14 Total 35 8,6% 51,4% 40,0% 100,0% 1 10 2 13 7,7% 76,9% 15,4% 100,0% 0 27 9 36 ,0% 75,0% 25,0% 100,0% 1 9 3 13 7,7% 69,2% 23,1% 100,0% 2 28 14 44 4,5% 63,6% 31,8% 100,0% 1 19 17 37 2,7% 51,4% 45,9% 100,0% 0 5 13 18 ,0% 27,8% 72,2% 100,0% 0 2 5 7 ,0% 28,6% 71,4% 100,0% 0 0 2 2 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 0 0 1 1 ,0% ,0% 100,0% 100,0% 8 118 80 206 3,9% 57,3% 38,8% 100,0% 380 ÖZET ŞENOL, Esin. “İşsizliğin Sosyal Dışlanma Üzerindeki Etkileri”, Doktora Tezi, Ankara, 2010. Özellikle, günümüz toplumlarının, en önemli sorunlarının başında, işsizlik ve beraberinde yaşanan sosyal dışlanma gelmektedir. İşsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini konu alan bu çalışma, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak diğer bir deyişle, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkilerinin boyutunu belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, literatür taraması ve alan araştırması yapılmıştır. Yapılan alan araştırmasından elde edilen sonuçlar, işsizliğin sosyal dışlanma üzerinde oldukça yüksek bir düzeyde etkisinin bulunduğunu ve işsizlerin çalışanlara göre çok daha yüksek bir düzeyde sosyal dışlanmaya uğradıklarını, istatistiksel verilerle ortaya koymuştur. Ayrıca, belirtmek gerekir ki, ülkemizin geleneksel yapısı ve eş/dost/akraba/aile ilişkilerine önem verilmesi nedeniyle, ülkemizde dayanışma ve yardımlaşma kültürü bulunduğundan, bu olgu, işsizlerin sosyal dışlanmışlığının daha yüksek düzeylere çıkmamasında etkili olmuştur. Sonuç olarak, işsizliğin sosyal dışlanma üzerindeki etkileri, hem birey hem de toplum üzerinde kendini göstermekte olup, bu etkiler hem ekonomik hem sosyal hem de psikolojiktir. Üstelik, tüm bu etkiler, birbirinden kopuk değil birlikte yaşanmaktadır. Anahtar Sözcükler 1. İşsizlik 2. Sosyal Dışlanma 3. İşsizlik Teorileri 4. İşsizliğin Ölçülmesi 5. Sosyal Dışlanmanın Ölçülmesi 381 ABSTRACT ŞENOL, Esin. “Effects Of Unemployment On Social Exclusion”, Doctoral Thesis, Ankara, 2010. Today, one of the biggest problems in societies is unemployment and associated social exclusion. This study, which includes the affects of unemployment on social exclusion, is prepared for revealing affects of unemployment on social exclusion, in other words determining the scale of effects of unepmloyment on social exclusion. For this purpose, literature scanning and field research are performed. Results gained from performed field research showed with statistical data that with unemployment has a significant effect on social exclusion and unemployed persons are exposed to social exclusion much more than employed persons. Also, because of traditional structure of our country and importance of relative / friendship / family relations, the solidarity and cooperation culture is available in our country, so this fact has been more effective in avoiding unemployed persons being more exclused from the society. Finally, effects of unemployment on social exclusion is revealed both for individuals and the society, also these effects are both economical and psychological. Furthermore, these effects are not seperate from each other. Key Words 1. Unemployment 2. Social Exclusion 3. The Unemployment Theories 4. The Measurement Of Unemployment 5. The Measurement Of Social Exclusion