TOKYO CAM İİ CUM A HUTBESİ MEVLİD KANDİLİ 18 Aralık 2015 Muhterem Müslümanlar! Allah c.c. dünya hayatı başladığı ilk andan itibaren kulları ile arasındaki irtibatı sağlamak için çeşitli dönemlerde Peygamberler göndermiştir. Bütün Peygamberler gibi Hz. Muhammed (s.a.v.) de Allah’ın emir ve yasaklarını kullara duyurmak ve onlara doğru yolu göstermekle görevlendirilmiş hidayet elçisidir. Aziz Müminler! Kur’an-ı Kerim “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da kaçının” 1 , “De ki Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin, günahlarınızı bağışlasın” 2 ayetleriyle peygambere tam bir teslimiyeti emretmiştir. Öte yandan, yine Kur’an “Peygamberin emrine karşı hareket edenler, başlarına bir bela gelmesinden yahut kendilerine acıklı azap isabet etmesinden 3 sakınsınlar” ayetiyle, ona tabii olmamanın tehlikeli sonuçlar doğuracağına dair ikazda bulunmuştur. Değerli Kardeşlerim! Kâinatın efendisi Muhammed Mustafa (sav): “Kim benim sünnetimden (yaşam tarzımdan) yüz çevirirse benden değildir.” 4 buyurarak, onun sünnetine tâbi olmanın bir lüks veya tercih meselesi değil, müslüman olmanın bir gereği olduğunu ifade etmiştir. Zira sünnet Hz. Peygamberin, Allah’ın emirlerine uygun hareket etmek maksadıyla yaşadığı hayat, gittiği yol demektir. Bir 1 2 3 4 Haşr 59/7. Al-i İmran 3/31 An-Nûr, 63. Buhari, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5. anlamda sünnet, Kur’an’ın ifadesiyle 5 “Âlemlere Rahmet” , “Üsve-i hasene (en güzel örnek)” 6 , “Büyük ahlak sahibi” 7 , “Müminlere düşkün ve onların sıkıntıya uğraması kendisine çok ağır gelen”8 bir elçi olan Muhammed Mustafa (S.A.V.)’in ortaya koymuş olduğu yaşam şeklidir. Ne var ki, O’nun örnek alınması, yalın bir taklit ve sünnetinin belirli şekillere hapsedilmesi şekliyle değil; bütün yönleriyle tanınması, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrının hayatımıza yansıtılması ile mümkündür. Muhterem Müminler! Muhammed Mustafa (sav)’in sünneti seniyesi, toplumları zulmün, karanlığın ve cehaletin bataklığından adalet, marifet ve saadetin zirvesine çıkarmıştır. O’nun sevgisi, aşkı ve nuru büyük medeniyetlerin ve güzelliklerin menbâ-ı ve temeli olmuştur. Fakat, insanlık o güneşten uzaklaştığı için gün be gün karanlık artmakta, zulüm, gözyaşı, mazlumların feryadı her tarafı kaplamakta, bütün dünya maddi ve manevi buhranlarla sarsılmaktadır. Önümüzdeki Salı günü idrak edeceğimiz Mevlid Kandili’nin, Peygamberimizin ve O’nun mesajının yeniden anlaşılıp başlara taç edilmesine vesile olmasını diler, İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini yüce Allah’tan niyaz ederim. 5 6 7 8 Enbiya 21/107. Ahzâb 33/21. Kalem 68/4. Tevbe 9/128. www.tokyocamii.org