Çocuğunuzu Deprem Travmasından Nasıl Korursunuz?

advertisement
Çocuğunuzu Deprem Travmasından Nasıl
Korursunuz?
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çocuk
Gelişimi Bölüm Başkanı, Prof. Dr. Nilgün Sarp depremin,
çocuğun ruh sağlığı üzerine yapabileceği etkilere dikkat
çekti. Sarp, küçük birikimlerin gelecekte ruh sağlığını
bozabileceğini bu nedenle sorunun zamanında çözülmesi
gerektiğine dikkat çekiyor.
17 Ağustos depreminin yıldönümüne girerken ve yakın zamanda yaşanan
depremlerle birlikte uzmanlar depremin çocukların ruh sağlığı üzerine yaptığı etkilere
dikkat çekiyor. Özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların bir deprem olayı
sonrasında yaşadığı korkuların, gelişiminde gerileyen davranışlara ve bazı psikolojik
problemlere neden olabileceğini belirten Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Fakültesi, Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı, Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürü Prof. Dr.
Nilgün Sarp deprem felâketini çok normal atlatan çocuklar olabileceği gibi, bu
felâketten az etkilenen veya çok etkilenen çocukların da olabileceğini vurguluyor.
Çocuğun ailesi ile birlikte olmasının onun korunma duygusuna yardımcı olacağını
belirten Prof. Dr. Nilgün Sarp bu konuda ailelere önemli uyarılarda bulunuyor;
Çocuğunuzu bir süre yalnız bırakmayın!
Deprem sonrası aileler çocuğu bırakıp tehlikeli olabilecek yerlere gitmemelidirler,
gitmek zorunda iseler mutlaka çocuğu da yanlarına almalıdırlar.
Deprem korkunuzu çocuğunuzla paylaşın!
Gerçekte anne-babalar depremden korkarlar fakat bu duygularını saklamayı bildikleri
için çocukları onların korkularını hissetmezler. Ancak anne babanın korkularını
çocuklarının bilmesinde bir sakınca yoktur. Bu paylaşma, çocuğumuzun duygularını
ve korkularını konuşması için onu cesaretlendirecektir. İletişim, çocuğun hatta
yetişkinin kaygılarını azaltmak için en yararlı yoldur. Böylece çocuk gerçek olmayan
korkularından kurtulur ve ailesi de bu korkuları keşfederek çocuğuna yardım edebilir.
Bazı çocuklar korkularını oyun oynarken daha iyi ifade edebilirler. Oyun oynarken
oluşan korkular gerçek değilse, bunları çocuğa açıklayıp, onu ikna etmek gereklidir.
Sessiz, içe kapanık çocukların konuşmaya cesaretlendirilmesi gerekir. Böyle
durumlarda ailenin diğer fertlerinin, komşu çocuklarının konuya katılmalarını
sağlamak yararlı olabilir. Çocuğun bu konuları konuşabileceği bir ortam mutlaka
sağlanmalıdır. Bu tartışmalarda çocuğa “biliyorum korktun” veya “korkunç bir
duygudur” gibi cümleler yararlıdır ve kullanılmalıdır. Ayrıca korkmanın normal ve
doğal olduğunu da söylemek ikna edicidir. Çocuğun korkuları ailenin faaliyetlerini,
günlük yaşamını tam anlamıyla bozmamalıdır, aksatmamalıdır.
Bir süre birlikte uyuyun!
En sık rastlanan problem yatma zamanıdır. Çocuk odasına kendi başına gitmeyi
reddedebilir, yatağına gittiğinde uyumak için güçlük çekebilir, gece sık sık uyanabilir,
kâbus görebilir.
Aile birkaç gün çocuğun kendi odalarındaki başka bir yatakta yatmasına izin verebilir,
onunla yatmadan önce konuşabilir. Ancak çocuğun uzun süre anne-babası ile
uyuması sakıncalıdır. Birkaç gün sonra çocuk yumuşak bir şekilde odasına
gönderilmelidir. Çocuğun korkmaması için de ışığın açık bırakılması yararlı olabilir.
Bazen çocukların yatağını ıslatmak, parmak emmek, anneye yapışmak gibi
davranışlarında, gerileme söz konusu olabilir. Bu davranışlar sadece çocuğun
endişesinin işaretleridir. Onu anlayışla karşılamak, davranışlarına tepki göstermemek
yararlıdır. Bu davranışların üzerinde durulmazsa, çocuğa gereken ilgi gösterilirse
gerileyen davranışlar kısa sürede ortadan kalkar. Fakat aile tepki gösterirse bu
davranışları daha uzun sürebilir.
Profesyonel destek alın!
Çoğu anne-baba çocuğuna korkularını yenmesi için yardımcı olabilir. Ancak yardımcı
olamıyorsa bu onun bir başarısızlığı değildir. Bazı çocuklar için uzman yardımı
gerekebilir. Bazı aileler ruh sağlığı uzmanına gitmeyi kabul etmeyebilirler. Böyle
durumlarda telefon ile yapılacak görüşmeler bile yardımcı olabilir.
Bilgi için: İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
Ayşegül Erben / aysegul.erben@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17
Download