Suriye`deki Çeçen komutan: Zafer silahların gölgesi

advertisement
Suriye'deki Çeçen komutan: Zafer
silahların gölgesi altında
Ecnadu'l Kavkaz lideri Abdulhakim Şişani kendisiyle yapılan röportajda Çeçenistan ve
Suriye'deki durumu ve 'savaşın meşruiyetini'ni değerlendirdi.
27.02.2017 / 13:03
Nohchicho internet sitesi, Suriye'de savaşan Çeçen ağırlıklı savaşçılardan olıuşan
Ecnadu'l Kavkaz lideri Abdulhakim Şişani ile bir röportaj gerçekleştirdi. Abdulhakim
Şişani röportajında İçkerya Cumhuriyeti-Kafkasya Emirliği çekişmesi, silahlı mücadelesiyasi mücadele ayrımı, bölgedeki mevcut durum gibi konular hakkında önemli
açıklamalarda bulundu. Mepa News tarafından Türkçeleştirilen röportaj şu şekilde:
"Grubumuzda Kafkaslar olduğu gibi Araplar da var"
A​bdülhakim, senin cemaatin Suriye cephesinden gelen bilgilerde sıklıkla
geçiyor ancak Suriye'nin dışındaki sıradan insanlar sizin siyasi
görüşlerinizle ilgili pek fazla şey bilmiyor. Cemaatinizin geçmişinden
bize biraz bahsedebilir misin?
Eğer beni şahsi olarak soruyorsan ben cihada 2000 yılında Umat Giri'nin cemaatinde
başladım. Sorduğun şey Suriye'deki cemaatimiz ise, bu cemaat 2013 yılında kuruldu.
Eve geri dönmek için yaptığımız başarısız girişimlerin ardından, bölgedeki Müslüman
kardeşlerimize yardım etmek için Suriye cihadına katılmaya karar verdik.
İlk başta birbirini tanıyan kardeşlerden oluşan ufak bir gruptuk. Yerel bir grup olan
Ensar eş Şam'a katıldık ve daha sonra Avrupa'dan, Türkiye'den ve bizim ana
vatanımızdan başka kardeşler bize katılmaya başladı. 2014 yılı baharında Ensar eş
Şam'dan ayrılarak bağımsız bir grup kurduk. Şimdiki isim, bayrak ve yapı daha sonra,
2015 yılı baharında teşkil edildi.
Ecnadu'l Kavkaz​'ın bir tanıtım videosu:
Grubunuzda sadece Çeçenler mi var? Yoksa diğer Kuzey Kafkas
milletlerinden kişiler de var mı?
Cemaatimizde diğer Kuzey Kafkas milletlerinden, Suriyelilerden ve diğer Araplardan
kişiler de var.
"İçkerya Cumhuriyeti veya Kafkasya İslam Emirliği
ile bağımız yok"
Ecnadu'l Kavkaz'ın Çeçen İçkerya Cumhuriyeti ve Kafkasya İslam
Emirliği ile bağlantısının bulunmadığı doğru mu?
Evet, bu doğru. (Abdülhakim, bunun nedeninin Suriye savaşındaki politiklarla baş
edebilmek ve daha geniş bir strateji belirleyebilmek için alınmış bir karar olduğunu
belirtiyor.)
"Hangi grup içinde olursa olsun, işgalcilerle
savaşılmalı"
Çeçen İçkerya Cumhuriyeti ve Kafkasya İslam Emirliği siyasi grupları
hakkında ne düşünüyorsun? Fikriyatınızın onlarla benzerlikleri ve
farklılıkları neler?
Dinimizin müsade ettiği her şeye açığız ve Rus işgalcilerle savaşılması gerektiği
kanaatindeyiz. Fikri farklılıklarımızı konuşmadan önce kendilerini bu isimlere parazit
gibi bağlayan kişilerden bahsederek başlamak iyi olur. Bunlar için İçkerya veya Emirlik
yalnızca, kolayca yükselebilecekleri bir imkandan ibaret. Gerçekte bu kişiler evlerinde
oturanlara (halka) hiçbir şekilde yardımda bulunmadılar. Bunlar dışında kalan kişilere
ilişkin düşüncem şu: bazı fikri meselelerde birbirimize katılmıyor olsak da bizlerin
amaçları ve hedefleri var, bunları başarmak için el ele vermeli ve birlik olmalıyız. İlk ve
en önemli meselemiz, topraklarımızı işgal eden Ruslardan kurtulmak. Rus
zindanlarında halkımızdan ve diğer din kardeşlerimizden binlerce kişi var. Örneğin,
mücahidlerin ailelerinden mürtedlerce zulmedilen ve evlerinden atılan ne kadar çok
kişi olduğunu biliyoruz.Bu insanlara yardım etmek için İçkerya destekçisi, Emirlik
destekçisi yahut bir başka grubun destekçisi olmana gerek yok, bir insan ve Müslüman
olmak yeterli. Allah'a hamdolsun ki başkalarının başına gelenlere tepkisiz kalmayan
insanlar var, onların karşılığı Allah katındadır. Muhtaç durumda olanlara gerçekten
yardım etmek bizim sloganlarımızdan ve yüksek sesli beyanatlarımızdan çok daha
değerli. Elbette, bu finansal kaynaklara ve insan kaynağına bağımlı ancak bu
konularda birlikte çalışmak arzulanan sonucu getirecektir. Allah Kur'an'da der ki "iyilik
ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın."
"Özgür topraklar ve şeriatın hakimiyeti"
Çeçen ya da Pan-Kafkas devleti kurulması konusunda düşüncelerin
neler? Böyle bir devletin kurulması çağrılarının şu anki çıkarlar uygun
olacağını düşünüyor musun?
Müslüman topraklarının özgürleştirilmesi ve bu topraklar üzerinde Allah'ın hükmünün
ikamesi... Bu her Müslümanın görevi. Bağımsız toprak ve şeriat, bunlar Müslüman bir
devletin temel özellikleri. Elbette hepimiz böylesi bir devletin kurulmasını hayal
ediyoruz ve bunun için çalışıyoruz, bir ya da birkaç Müslüman halk tarafından kurulsa
bile. Ancak, mevcut şartlarda tek bir küçük milletin sınırlarıyla böyle bir devlet
kurmanın pratik olarak imkansızlığını anlamamız gerekiyor. Zira komşularımız kana
susamış imparatorluklar. Cevher Dudayev bunun hakkında konuştu, ondan önce Şeyh
Mansur, İmam Şamil ve diğer liderlerimiz, Kafkasları ve diğer Müslümanları Rusya ile
savaşmak için bir araya getirmeye çalıştılar.
Ecnadu'l Kavkaz lideri (solda), Tahriru'ş Şam kadılarından Abdurrezzak el Mehdi (ortada) ile beraber
Birinin çıkıp geleceğini, bize bağımsızlığımızı vereceğini yahut toprağımızda nasıl
yaşayacağımıza karar vermemizi sağlayacağını düşünen birinin tarihimize bir göz
atması gerek, bugünden başlayıp ilk çağlara kadar. Müslüman ülkeler olmayan
Ukrayna ve Gürcistan bile Rus saldırganlığından kurtulamadı. Bugün de bu ülkelerin
bulunduğu bölgeler örtülü bir Rus işgali altında. Bu yüzden biz gerçek bağımsızlığı
yalnızca Rus yahut bir başka işgale karşı ayağa kalktığımızda kazanabiliriz. Çeçen
İçkerya Cumhuriyeti milletimizin tarihinde her zaman şanlı bir bölüm olacak.
Bozulmamış kalan olağanüstü liderlerimiz vardı. Fakat anlamamız gerekiyor ki başka
bir çağ başladı ve bize yeni mücadeleler getirdi.
Kısa bir süre önce, Ramazan Kadirov'un temsilcileri seni, Çeçen gençleri
yerel polise saldırılar düzenlemeye teşvik etmekle suçladı. Bu ne ölçüde
doğru?
Muhtemelen, internette künyesinin Abdulhakim Şişani olduğunu söyleyen ve daha
sonra tutuklanan adamdan bahsediyorsun. İsim aynı olduğu için bir karışıklık olmuş.
Kolluk kuvvetlerine yönelik saldırılara gelince, herkes bunun meşru olduğunu biliyor.
Bir diğer soru ise bu saldırıların uygulanabilir yahut efektif olup olmadığı. (Böylesi
saldırılarda) öldürülen kardeşlerimizin sayısı yok edilen mürted (dinden dönmüş)
sayısından fazla olduğu zaman üzülüyoruz. Öyleyse bu soruya maslahat ve mefsedet
(fayda ve zarar) süzgeciyle bakmak gerek. Nihayetinde ben, bu kadar uzak mesafeden
kardeşlerimizi böyle saldırılar yapmaya da kısıtlamaya da hakkımız olmadığını
düşünüyorum.
"Ben teröristsem, onlar ne?"
ABD'nin yayınladığı bilgilerde senin cemaatin terör saldırıları
düzenlemekle suçlanıyor. Buna nasıl cevap vereceksin?
İlk olarak, bu suçlamalar İdlib'in özgürleştirilmesiyle başladı. İşin ilginç tarafı bu
operasyona 6 bin civarı mücahid katıldı; Nusret Cephesi, Ahraru'ş Şam ve aynı
zamanda ÖSO grupları, ılımlı olarak ifade edilenler; fakat bazı sebeplerle biz terörist
olarak isimlendirildik. Bir röportajında Şamil Basayev şöyle söylemişti: "Peki o zaman,
ben teröristim, ya onlar ne?" Biz de soruyoruz, eziyet eden Müslümanlara yardım
ettiğimiz için bizlere terörist deniliyorsa Beşar, Putin ve dünyanın çeşitli ülkelerinde on
binlerce insanı öldürmeye devam edenler ne? Birkaç Kürt grup terörist olarak
niteleniyordu, fakat şimdi, NATO üyesi olan Türkiye'de terör saldırıları yapmaya devam
ettikleri gerçeğine rağmen onlarla ortak oldular. Aynı şey daha önceden terör
listesinde yer alan ancak şimdi ortakları haline gelen Hizbullah için de geçerli. Onların
kelime oyunlarını ve siyasi çıkarları üzerine bina edilmiş isimlendirmelerini
görebiliyoruz.
"IŞİD ile bağımız yok ve hiç olmadı"
Rusya sürekli sizin IŞİD ile bağlantılı olduğunuzu ifade ediyor. Bu
konuda ne söylemek istersin?
Rus propagandası, Esed'e karşı olan herkesi IŞİD olarak sunmaya çalışıyor. Rusya,
hemen hemen tüm bombardımanları bilhassa IŞİD ile bağlantısı olmayan mücahidlerin
kontrolündeki alanlarda yaşayan sivillere karşı yapsa da bunu IŞİD'e karşı savaş olarak
sunmaya çalışıyor. Bizim IŞİD ile hiçbir bağlantımız yok ve daha önce de hiç olmadı.
Çeçenlerin arasındaki bölünmeleri aşmak için öngördüğün yollar neler?
Çeçenler arasındaki bölünmüşlüğün birçok sebebi var ve bu kök salmayı da başarmış
vaziyette. Farklı dini anlayışlar, çeşitli siyasi görüşler ve daha birçok başka şey. Allah
Kur'an'da şöyle buyuruyor: "Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde,
Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin."
Aslında, bu ayrılığı gidermenin yolu basit ancak şahısların gurur ve hırsları bunu
zorlaştırıyor. Biz, defalarca birlik için girişimde bulunduk. Ancak uzun süren
görüşmeler neticesinde sonuç alınamayınca, bütün kardeşleri birleştirmekte başarılı
olamayacağımızı düşünerek kendi halimizde kalmaya karar verdik.
Ecnadu'l Kavkaz birlikleri Hama'da rejime karşı operasyonda
Cemaatiniz sadece silahlı faaliyet mi yürütüyor yoksa kendi siyasi
programınız da var mı?
Suriye'de faaliyetlerimiz genel olarak askeri operasyonlarla sınırlı. Geri kalan şeyler
yerel Müslümanlar tarafından halledilmeli.
Kafkaslardaki faaliyetlerimizde ise elbette bir siyasi program ve Kafkaslardaki durumu
kendi çıkarımıza değiştirmek için detaylı bir proje olmak zorunda. Şu an her şey
hakkında konuşamam ancak sadece savaşmak için savaşmadığımızı söyleyebilirim.
"Protestolar da meşru ancak esas mücadele savaş
sahasında"
Avrupa ve Türkiye'de yaşayan Çeçenlerin birtakım protestolar
düzenlediğini biliyoruz. Bunlara nasıl bakıyorsunuz? Sadece askeri
yöntemlerin doğruluğunu mu savunuyorsunuz yoksa farklı siyasi
mücadele yollarını da kabul ediyor musunuz?
Her şeye İslam'ın penceresinden bakmamız gerekiyor. Mitingler ve yürüyüşler
düzenlemenin caiz olduğu alimler tarafından ifade ediliyor. Diğer mesele ise bu
yöntemin pratik kullanımı. Elbette artıları var. İnsanlar, Çeçen toplumunun oldukça
büyük bir kesiminin Rus işgalinden ve onların kuklalarının politikalarından memnun
olmadığını görüyor. Toplumsal baskı sayesinde cellatların elinden kurtulan
kardeşlerimiz oluyor. Ancak bilmeliyiz ki esas mücadele savaş sahasında olacak ve
eğer gerçek bir savaş yapmazsak ve bizimle savaşanlara karşı elimize silah almazsak
diğer mücadele şekilleri bize sonuç getirmeyecek. Bunu biliyoruz. Bazı insanlar
siyasetle öylesine oynuyor ki gerçeklikle tüm temaslarını yitirmiş gözüküyorlar.
Bazıları ise tüm savaşı internete taşımış halde.
Sonuç olarak, bizim halkımızın ve tüm Müslümanların akıbetini umursayan
yurttaşlarımıza hitap etmek istiyoruz. Bizler Suriye'ye geldik çünkü burada da
yardımımıza muhtaç olan kardeşlerimiz var. Buradan Kafkaslar'daki kardeşlerimize de
yardım etme fırsatımız var. Halkımızın nasıl zor bir durumda olduğunu ve yurdumuzda
neler yaşandığını görüyoruz. İşgalden sonra dahi insanlar dinlerini yaşayabiliyordu,
çünkü savaşan ve canlarını veren kimseler vardı. Şimdi durum her gün kötüye gidiyor.
İslam'ı yaşama fırsatı insanların elinden alınıyor. Bunun nedeni buna karşı duracak
gerçek bir gücün olmaması. Pes etmemeliyiz. Haklı mücadelemizin çeşitli alanlarında
harekete geçmek zorundayız.
Kaynak: Mepa News
© 2015 Mepa News Tüm Hakları Saklıdır!
Kaynak Gösterilmeden Alıntı Yapılamaz!
Tasarım ve Yazılım: Mepanews
Download