T.C. EGE ÜNøVERSøTESø SOSYAL BøLøMLER ENSTøTÜSÜ øùLETME ANABøLøM DALI LOJøSTøK YÖNETøMø SÜRECøNDE TEDARøKÇø SEÇøMø VE PERFORMANS DEöERLENDøRøLMESøNøN YÖNEYLEM ARAùTIRMASI TEKNøKLERø øLE GERÇEKLEùTøRøLMESø: AHP (Analitik Hiyerarúik Süreç) Zarflama Analizi) DOKTORA TEZø Yi÷it KAZANÇOöLU DANIùMANI : Prof.Dr.Erhan ADA øZMøR-2008 ve DEA (Veri i ii øÇøNDEKøLER GøRøù 1 1. LOJøSTøK, TEDARøK ZøNCøRø VE TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMø 3 1.1 LOJøSTøK 1.1.1 LOJøSTøK YÖNETøMø 1.1.2 LOJøSTøK YÖNETøMøNøN øÇERøöø VE SAöLADIöI FAYDALAR 1.1.3 LOJøSTøK YÖNETøMøNøN øùLETME øÇøNDEKø ÖNEMø 1.1.4 SAYILARLA LOJøSTøK YÖNETøMø 1.1.5 PLANLAMA VE LOJøSTøK YÖNETøMø 3 3 6 9 9 11 1.2 TEDARøK ZøNCøRø 1.2.1 TEDARøK ZøNCøRøNøN YAPISI 1.2.2 TEDARøK ZøNCøRø MODELLERø 1.2.2.1 DETERMøNøSTøK ANALøTøK MODEL 1.2.2.2 STOKASTøK ANALøTøK MODEL 1.2.2.3 EKONOMøK MODEL 1.2.2.4 SøMULASYON MODELø 1.2.3 KÜRESEL TEDARøK ZøNCøRø 13 15 17 17 19 20 20 21 1.3 TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMøNøN TANIMLANMASI 21 1.3.1 TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMøNøN TEMEL AMAÇLARI 22 1.3.2 TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMøNøN FONKSøYONLARI 24 1.3.3 TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMøNøN øùLETMELERE SAöLADIöI YARARLAR 25 1.3.4 TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMøNøN SÜREÇLERø 26 1.3.4.1BøR TEDARøK ZøNCøRøNøN SÜREÇ GÖRÜNTÜSÜ 28 1.3.4.1.1 TEDARøK ZøNCøRø SÜREÇLERøNøN DEVRE GÖRÜNTÜSÜ 28 1.3.4.1.2 TEDARøK ZøNCøRø SÜREÇLERøNøN øTME/ÇEKME GÖRÜNTÜSÜ 33 1.3.5 BøR FøRMADA TEDARøK ZøNCøRø MAKRO øùLEMLERø 33 1.3.6 TEDARøK ZøNCøRø SÜRECø øÇERøSøNDE ÜYELER ARASINDA STRATEJøK UYUMUN SAöLANMASI 34 1.3.7 ETKøLø TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMø STRATEJøLERøNøN UYGULAMAYA KONULMASI 37 2. SATINALMA – TEDARøKÇø SEÇøMø VE DEöERLENDøRøLMESø 2.1 SATIN ALMA 39 39 iii 2.1.1 SATINALMANIN TANIMI 2.1.2 SATINALMANIN ÖNEMø 2.1.3 SATINALMADAKø AMAÇ 2.1.4 SATINALMA STRATEJøSø 2.1.5 SATINALMA DEVRESø 2.1.6 UYGULAMADA SATINALMA KARARLARININ VERøLMESø 2.2 SATINALMANIN TEDARøK ZøNCøRøNDEKø ROLÜ 2.2.1 BELøRSøZLøK PAYLAùIMI 2.2.2 SATINALMA PLANLAMA VE ANALøZ 2.3 TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMøNDE SATINALMAYI TANIMLAMA VE TEDARøKÇø SEÇøMø 2.3.1 TEDARøKÇø SEÇøM KARARLARININ SINIFLANDIRILMASI 39 39 40 42 44 45 45 48 50 50 52 2.4 TEDARøKÇø SEÇøM YÖNTEMLERø 53 2.5 ETKøLø TEDARøKÇø SEÇøM SÜRECø 56 2.6 TEDARøKÇø SEÇøMøNDEKø FAKTÖRLER 58 2.7 TEDARøKÇø SEÇøM METODLARI 2.7.1 ANALøTøK HøYERARùø SÜRECø 2.7.2 ÇOK YÖNLÜ NøTELøK FAYDA TEORøSø 2.7.3 FAALøYET TABANLI MALøYETLEME 2.7.4 TOPLAM MALøYET 60 64 64 65 65 2.8 TEDARøKÇø TøPLERø 2.8.1 TAM ORTAöI 2.8.2 øù ORTAöI 2.8.3 YÜKSEK RøSKLø TEDARøKÇø 2.8.4 NøTELøKSøZ TEDARøKÇø 66 66 66 67 67 2.9 TEDARøKÇø DEöERLENDøRMESøNDE PERFORMANS KAVRAMI 2.9.1 PERFORMANSIN TANIMI 2.9.2 PERFORMANSIN BOYUTLARI 2.9.3 PERFORMANS ÖLÇÜMÜNÜN ÖNEMø 67 67 68 70 2.10 TEDARøKÇø PERFORMANSININ DEöERLENDøRøLME NEDENLERø 2.10.1 PERFORMANSI øZLENEBøLøR HALE GETøRMEK 2.10.2 MALøYETLERøN DEöøùøMøNø VE GÖRÜNMEYEN MASRAFLARI KONTROL ETMEK iv 71 71 72 2.10.3 AZALAN ENVANTER VE SøPARøù DÖNGÜ HIZI 2.10.4 TEDARøK PORTFÖYÜ 2.10.5 MÜùTERø VE TEDARøKÇø øù ALIùKANLIKLARI 2.10.6 TEDARøKÇø PERFORMANSININ øYøLEùTøRøLMESø 2.11 TEDARøKÇø PERFORMANS ÖLÇÜM VE DEöERLENDøRME SøSTEMLERø 2.11.1 PERFORMANS ÖLÇÜM VE DEöERLENDøRME SøSTEMLERøNøN ÖZELLøKLERø 2.11.2 TEDARøKÇø PERFORMANS ÖLÇÜMÜNDE YEDø AùAMA 2.12 TEDARøKÇøNøN DEöERLENDøRøLMESø 2.12.1 ETKøLEYøCø FAKTÖRLER 2.12.1.1 TEDARøKÇø DEöERLENDøRMESøNDE ENDÜSTRøYEL KRøTERLER 2.12.1.2 TEDARøKÇø DEöERLENDøRMESøNDE SOSYAL VE ÇEVRESEL KRøTERLER 2.12.1.3 TEDARøKÇø DEöERLENDøRMESøNDE øNCELENMESø GEREKEN UNSURLAR 2.13 TEDARøKÇø PERFORMANS DEöERLENDøRME YÖNTEMLERø 2.13.1 GELENEKSEL TEDARøKÇø PERFORMANS DEöERLENDøRME YÖNTEMLERø 2.13.1.1 KATEGORøK YÖNTEM 2.13.1.2 MALøYET ORANI YÖNTEMø 2.13.1.3 BASøT DOöRUSAL AöIRLIKLI ORTALAMA YÖNTEMø 2.13.2 TEDARøKÇø DEöERLENDøRMEDE NøCEL YAKLAùIMLAR 2.14 TEDARøKÇøNøN GELøùøMø 2.14.1 TEDARøKÇøNøN GELøùøMø øÇøN YAPILMASI GEREKENLER 2.14.2 TEDARøKÇøNøN SÜRECE ERKEN KATILIMI 3. ANALøTøK HøYERARùø SÜRECø (AHP) 3.1 ANALøTøK HøYERARùø SÜRECøNøN KAPSAMI 3.1.1 ANALøTøK HøYERARùøK SÜRECøN GELøùøMø 3.1.2 AHP YÖNTEMø VE TEMEL øLKELERø 3.1.2.1 ÖNCELøKLERLE øLGøLø MATEMATøKSEL KAVRAMLAR 3.1.2.2 SIRALAMANIN DEöøùøMø 3.2 ANALøTøK HøYERARùøK SÜRECøN UYGULANMASI v 72 73 73 73 73 73 75 76 77 79 79 80 85 85 86 86 86 86 92 92 93 95 95 96 96 98 99 102 3.2.1 HøYERARùøK YAPININ OLUùTURULMASI 3.2.2 øKøLø KARùILAùTIRMA VE ÜSTÜNLÜKLERøN BELøRLENMESø 3.2.3 ÖNCELøKLERøN SENTEZø 3.2.4 GRUP KARARI ALINMASI 103 104 108 109 3.3 ANALøTøK HøYERARùøK SÜRECøN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERø 109 3.4 ANALøTøK HøYERARùøK SÜRECøN UYGULANIù ÖRNEöø 113 3.5 ANALøTøK HøYERARùøK SÜRECøN UYGULAMA ALANLARI 3.5.1 SEÇøM PROBLEMLERø 3.5.2 FøNANSAL YÖNETøM 3.5.3 KALøTE VE ÜRETøM YÖNETøMø 3.5.4 STRATEJøK PLANLAMA 3.5.5 AHP’Yø GELøùTøRMEYE YÖNELøK ÇALIùMALAR 120 120 122 123 124 124 4. VERø ZARFLAMA ANALøZø (DEA) 128 4.1 VERø ZARFLAMA ANALøZøNøN KAPSAMI 128 4.2 DEA'NIN GELøùøMø 132 4.3 DEA'NIN DEA'NIN GÜÇLÜ VE ZAYIF YÖNLERø 133 4.4 DEA'NIN UYGULANMASI 4.4.1 DEA MODELøNøN KURULMASI 4.4.2 GøRDø VE ÇIKTILARIN SEÇøLMESø 4.4.3 DEA øLE PERFORMANS DEöERLENDøRMESø 135 136 138 138 4.5 DEA’NIN UYGULAMA ALANLARI 139 4.6 TEMEL DEA MODELLERø 4.6.1 CHARNES, COOPER, RHODES (CCR) MODELø 4.6.1.1 GøRDøYE YÖNELøK CCR MODELø 4.6.1.2 ÇIKTIYA YÖNELøK CCR MODELø 4.6.2 BCC MODELø 4.6.2.1 GøRDøYE YÖNELøK BCC MODELø 4.6.2.2 ÇIKTIYA YÖNELøK BCC MODELø 4.6.3 ÇAPRAZ ETKøNLøK 140 142 142 147 151 151 155 158 5. UYGULAMA ÇALIùMASI 161 5.1 UYGULAMANIN AMACI VE KAPSAMI vi 161 5.2 UYGULAMANIN YÖNTEMø 5.2.1 UYGUMADA øZLENEN YAKLAùIM 5.2.2 UYGULAMANIN MODELø 162 162 163 5.3 UYGULAMA 165 5.3.1 AHP øLE TEDARøKÇø SEÇøMø 165 5.3.1.1 TEMEL KRøTERLERøN AöIRLIKLANDIRILMASI 165 5.3.1.2 YøRMø øKø FAKTÖRÜN KALøTE TEMEL KRøTERøNE GÖRE DEöERLENDøRøLMESø 167 5.3.1.3 YøRMø øKø FAKTÖRÜN PERFORMANS TEMEL KRøTERøNE GÖRE DEöERLENDøRøLMESø 168 5.3.1.4 YøRMø øKø FAKTÖRÜN FøNANS TEMEL KRøTERøNE GÖRE DEöERLENDøRøLMESø 169 5.3.1.5 øLK AHP ANALøZø SONUCU YøRMø øKø FAKTÖRÜN DEöERLENDøRøLMESø 170 5.3.1.6 øKøNCø AHP UYGULAMSI øÇøN TEMEL KRøTERLERøN AöIRLIKLANDIRILMASI 171 5.3.1.7 HERBøR TEMEL KRøTER øÇøN TEDARøKÇøLERøN DEöERLENDøRøLMESø 172 5.3.1.8 AHP’YE GÖRE TEDARøKÇø SEÇøMø SONUCU 174 5.3.2 DEA øLE TEDARøKÇø DEöERLENDøRMESø 5.3.2.1 DEA MODELø 5.3.2.2 GøRDøLER 5.3.2.3 ÇIKTILAR 5.3.2.4 VERøLER 5.3.2.5 DEA’NIN DOöRUSAL MODELø 5.3.2.6 SONUÇLAR 5.3.2.7 ANALøZ SONUCUNA GÖRE YAPILABøLECEK øYøLEùTøRMELER 175 175 175 176 177 180 180 190 SONUÇ 192 KAYNAKÇA 198 EK1 219 ÖZGEÇMøù 226 ÖZET 230 ABSTRACT 231 vii GøRøù Rekabet avantajı yakalama yolunda ürün kalitesini, ürün çeúidini arttırmanın yanında maliyeti ve ürün teslim süresini azaltmak en temel konular olmuútur. Bu noktada tedarik zinciri yönetimi ve onu vazgeçilmez bileúeni tedarikçi iliúkileri firmalar için önem kazanmıútır. Bu anlamda tedarikçi iliúkilerinde satınalma fonksiyonu firmalar için yeni bir anlam ifade etmeye baúlamıútır. Do÷ru tedarikçinin seçilmesi ve tedarikçi iliúkilerinin objektif de÷erlendirilmesi konusu temel argüman olarak ortaya çıkmıútır. Öncelikle tedarikçi seçiminde ve ilerleyen süreçte de tedarikçinin performans de÷erlendirmesinde kullanılacak kriterlerin ve uygulanacak yöntemin belirlenmesi, ayrıca seçim ile de÷erlendirmenin uygun bir yöntemle birleútirilerek yapılmasıdır. Son yıllarda artan önemiyle bu konu literatürde yer almaktadır. Süreç yönetimi yaklaúımı uygulandı÷ında tedarikçilerin firmalarla olan ticari iliúkilerinde ne ölçüde baúarılı veya baúarısız oldukları konusu ön plana çıkmıútır. Bu de÷erlendirmeyi ne kadar sa÷lıklı yaparsak o ölçüde satınalma fonksiyonu iúletmenin kontrolüne girecek ve hedeflenen rotaya do÷ru yönelecektir. ølk adım do÷ru seçim ve de÷erlendirme kriterlerini belirlemek daha sonra tedarikçi seçimini gerçekleútirmektir. Bir sonraki adım ise tedarikçi ile olan satınalma sürecinin de÷erlendirilmesidir. Seçimde kullanılan kriterler bu aúamada da kendini gösterecektir. Önemli olan hem tedarikçi seçimi, hem de de÷erlendirme süreçlerinde yöneylem araútırması tekniklerini kullanmak ve seçim ile de÷erlendirme konularını birlikte düúünerek sistem yaklaúımına göre bir bütün haline getirmektir. Literatürde böyle bir bütünsel bakıú açısı eksikli÷i ve dolayısıyla da tedarikçi iliúkileri konusunu bütünü yakalayabilecek bir metodoloji eksikli÷i giderilmiú olacaktır. Uygulanacak teknikler, yöneylem araútırması tekniklerinden analitik hiyerarúik süreç ve veri zarflama analizi olarak seçilmiútir. Tezin uygulama bölümünde galvaniz&çelik konstrüksiyon sektöründe yer alan bir firmanın satınalma bölümü ile koordineli bir úekilde tedarikçi iliúkileri süreci incelenecek, sektörün ve firmanın da özellikleri dikkate alınarak kriterler belirlenecek 1 sonrasında da yöneylem araútırması teknikleri yardımıyla tedarikçi seçimi ve de÷erlendirilmesi firmadan toplanacak veriler dahilinde gerçekleútirilmiútir. Uygulanacak teknikler olan yöneylem araútırması teknikleri, analitik hiyerarúik süreç ve veri zarflama analizi teze özgü bir model dahilinde birbirinden ba÷ımsız de÷il birbirleriyle entegre bir yapıda çalıúmıútır. Aksi takdirde bu olgu Ada (1997) de belirtti÷i gibi sadece alt optimizasyonu sa÷layarak sistem yaklaúımından çok uzakta olacaktır. Tez beú bölümden oluúmaktadır: Birinci bölümde, lojistik ve tedarik zinciri yönetimi üzerinde durulacaktır. Tezin ikinci bölümünde, satınalma, tedarikçi seçimi ve de÷erlendirilmesinden, literatürde bu konulara dair yapılan çalıúmalar ıúı÷ında, bahsedilecektir. Üçüncü bölümde, analitik hiyerarúik süreçe, dördüncü bölümde, veri zarflama analizine de÷inilecektir. Beúinci bölümde ise, alan araútırması yapılacak, sonuç ve önerilere yer verilecektir. Tezin amaçlarını úu úekilde sıralayabiliriz: • Tedarikçi seçim ve de÷erlendirme süreçlerini bir bütün olarak ve birbirlerine entegre bir biçimde yöneylem araútırması tekniklerini kullanarak gerçekleútirmektir. • Bu amaçla tedarikçi seçiminde AHP (Analytical Hierarchy Process – Analitik Derecelendirme Süreci, de÷erlendirmesinde DEA (Data Envelopment Analysis– Veri Zarflama Modeli) kullanılacaktır. øki aúamalı AHP ile genel kriterler indirgenecek ve kalan kriter ıúı÷ında AHP kullanılarak tedarikçiler seçilmiú, sonra da AHP de kullanılan kriterler esas alınarak DEA modeli kurulacak ve tedarikçi de÷erlendirmesi gerçekleútirilmiútir. • DEA analizi sonucunda firmalara tedarikçileri ile olan iliúkilerini daha iyi bir yere taúımak için hangi noktalara önem vermeleri gerekti÷i belirlenmiútir. • Bu yorum sadece genel tavsiye de÷il analitik olarak da ölçeklendirilmiútir. Aynı zamanda metodoloji reel sektörde de uygulanabilir bir yapıda olmuútur. 2 BÖLÜM 1 : LOJøSTøK YÖNETøMø, TEDARøK ZøNCøRø VE TEDARøK ZøNCøRø YÖNETøMø 1.1 Lojistik Lojistik kavramının tanımı; sektörün en çok tanınan ve en büyük profesyonel lojistik organizasyonu olan Lojistik Yönetimi Konseyi (The Council of Logistics Management:CLM) tarafından úu úekilde yapılmıútır; Müúteri ihtiyaçlarını karúılamak üzere, hammaddenin baúlangıç noktasından, ürünün tüketildi÷i son noktaya kadar olan tedarik zinciri içerisindeki malzemelerin, servis hizmetlerinin ve bilgi akıúının etkili ve verimli bir úekilde, her iki yöne do÷ru hareketinin ve depolanmasının, planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesidir. Daha basit bir ifadeyle do÷ru ürünün, do÷ru miktarda, do÷ru úartlarda, do÷ru yerde, do÷ru zamanda, do÷ru maliyetle, do÷ru müúteri için kullanabilirli÷ini sa÷lamaktır. Son yıllardaki, küreselleúmeye paralel olarak úirketlerin de küreselleúmesi ve/veya úirketlerin dikey bütünleúmeleri lojistik kavramını öne çıkarmıútır. Etkin bir lojistik yönetiminin firmalar için; maliyet düúürücü, üretim arttırıcı, kalite yükseltici, müúteri memnuniyeti, sa÷layıcı vs. çok önemli etkileri vardır. Bu nedenle, lojistik yönetimi iúletmeler için son yıllarda vazgeçilmez olmuútur. 1.1.1 Lojistik Yönetimi Son yıllarda lojistik yönetiminin daha çok dıúa yönelik stratejik bir fonksiyona dönüútü÷ü görülmektedir. Buna göre stratejik lojistik “øúletmeler arası iliúkileri lojistik tekniklerle düzenleyerek, rekabet avantajı elde etmek” olarak tanımlanmaktadır. (Bowersox, 1987) Lojistik yönetimi; iúletmelerin kar maksimizasyonu amacıyla malzemelerin, parçaların ve mamüllerin stratejik bir úekilde akıúının sa÷lanması, depolanması ve kontrol edilerek iyileútirilmesinin hedeflendi÷i bir sistemin yönetilmesidir. 3 Bu yönetim kavramı, - Müúteri beklentilerinin karúılanması - Lojistik maliyetlerin kabul edilebilir seviyeler içinde olması - Süreçlerin do÷ru tanımlanması - Do÷ru yönetim modelinin seçilmesi - Yeterli ve fonksiyonel iúgücü ile çalıúılması - Ça÷daú yeni trendler ve modellerin uygulanabilmesi - Müúteri hizmet seviyesinin yükseltilmesi - Düúük envanter maliyetlerinin yakalanması - Dıúkaynak kullanımı - Para, insan, makina ve zaman kaynaklarının optimum kullanımı gibi kilit kurgu, süreç, veri ve de÷erlerin belirlenen hedef ve stratejiler do÷rultusunda organize edilmesini gerekli kılmaktadır. øú lojisti÷i olarak bilinen bu disiplin, satıú yönetimi, finansal yönetim veya üretim yönetimi ile karúılaútırılabilir. Lojistik, iú yönetiminin bir parçasıdır ve sosyal sistemlerde tanımlama, açıklama ve tasarım süreçleriyle iliúki içerisindedir. Lojistik sistemlerin kapsamı, gereken iútirakçi çeúidine ve sayısına ba÷lıdır. Bundan dolayı bu sistemler úu úekilde ayrılabilir: • Makrolojistik • Mikrolojistik • Metalojistik Lojisti÷in amacı, iú süreçleri arasında, bilgi ve malzeme akıúının kurum içerisinde tasarımı, kontrolü ve düzenlenmesidir. Bunlar, iúçilerden úirkete ve en tabandaki müúteriye kadarki iliúkileri içerirler. Geniú bir ifade ile lojisti÷in görevi, çalıúanlardan en üst düzey yönetime kadar, ürün ya da hizmetin belirli yerde, belirli zamanda ve istenilen kalitede üretilmesini garanti altına almaktır. Dar bir anlama çekilecek olursa lojisti÷in görevi, taúıma, depolama ve yerleútirmedir. 4 Genel anlamda lojistik úu tür tasarımları içerir: • Müúterilerle olan da÷ıtım iliúkisi, • Satıcılar ve ambar arasındaki hammadde, temin iúlemleri vb. iliúkiyi kurmak ve süreklili÷ini sa÷lamak, • Taúıma yolları ile yarı ve bitmiú mamullerin depolanmasını da içeren üretim süreci, Klasik olarak lojisti÷in görevi, tedarik, üretim veya iç lojistik ve satıú veya da÷ıtım lojisti÷i olmak üzere üç ana baúlık altında sıralanabilir. Satıú lojisti÷inin görevi, pazardaki mamul akıúını tasarlamak, yönetmek ve kontrol etmektir. Hedef, ambarlama ve taúıma maliyetlerini minimize ederken, müúterinin istedi÷i mamullerin istenildi÷i anda temin edilmesidir. Endüstriyel tesislerde, tedarik lojisti÷i, üretimin ihtiyaç duydu÷u hammaddelerin, iúlemlerin yeterli ve etkin bir úekilde do÷ru yere yönlendirilmesini sa÷lamalıdır. Tedarik lojisti÷i, istenilen özelliklere sahip ürünlerin, mümkün oldu÷unca hızlı ve minimum depolama ve taúıma maliyetiyle üretilmesini garanti altına almalıdır. øúletmeye hammadde, yarı mamul ve hizmet sa÷layan firmalarla iliúkilerin düzenlenmesi ve imalatın ihtiyacı olan girdilerin zamanında hazır bulundurulması bu sistemin görevidir. Tedarik lojisti÷i aúa÷ıdaki iúlerden sorumludur: • Malzeme planların yapılması ve ihtiyaçların belirlenmesi, • Sevkiyat sayılarını ve sevkiyat günlerinin, teslimat zamanlarının denetlenmesi, • Kalite, paketleme ve taúıma ve nakliye standartlarının sa÷lanması ve denetlenmesi. Üretim veya iç lojistik olarak anılan sistem ise, gelen malzeme ve parçaların dönüútürülmesi sırasında yapılan taúımaları ve ara depolamaları içerir. Bu sistemdeki lojistik faaliyetler “malzeme nakli” adı altında tamamen iúletme içi bir fonksiyon olarak düúünülmektedir. Üretim yönetiminin kapasite planlaması, yükleme, programlama vb. faaliyetleri ile malzeme nakli arasında sıkı bir ba÷ımlılık vardır. (Kobu, 1999) Fiziksel da÷ıtımın temel hedefi do÷ru mamulün, do÷ru zamanda, do÷ru yer ve do÷ru úekilde en düúük maliyet ile tüketiciye iletilmesidir. En az maliyet ile en yüksek servisin elde eldilmesi, ancak firmanın mamul ve pazar koúullarına göre düzenleyece÷i çalıúmalarda optimizasyonun sa÷lanması ile mümkündür (Tatlıdil, Oktav, 1992). 5 Lojistik yönetiminin özellikle üretim ve pazarlama bölümleri ile haberleúme ve iúbirli÷i gerektiren ortak faaliyetleri vardır. Örne÷in, üretimde yer seçimi programlama, stok kontrolü ve pazarlama müúteri hizmetleri, ambalaj, ma÷aza yeri, fiyat gibi konularda ortak çalıúma zorunlulu÷u vardır. Son yıllarda bazı firmaların lojistik sorumlulu÷unu genel müdür yardımcısı düzeyinde elemanlara verdi÷i ve böylece koordinasyon için gerekli otoriteyi sa÷lamaya çalıútı÷ı görülmektedir. Ancak büyük bir firmada tüm lojistik faaliyetleri tek elden yürütmenin zorlu÷u açıktır. Bunu daha iyi anlayabilmek için bir kaç tanınmıú firmanın lojistik rakamlarına göz atmak yeterlidir. (Johnson ve Wood, 1996) 1.1.2 Lojistik Yönetiminin øçeri÷i ve Sa÷ladı÷ı Faydalar Lojistik yönetimi bir anlamda sipariúin alınması, sipariúin üretilmesi, sipariúin karúılanması ve ürünün, hizmetin veya bilginin da÷ıtımının koordinasyonunun sa÷lanmasıdır. Lojistik yönetimiyle: • Hammaddelerin temini veya bitirilen ürünlerin dünyada herhangi bir yere gönderimi sa÷lanır. • Merkezcil, yerel yönetim ile küresel iúletme ve yönetim stratejisi benimsenir. • Anında ve zamanında bilgi paylaúımı ile toplam tedarik zincirinin görülebilirli÷i sa÷lanır. • Bilginin sadece iúletme dahilinde de÷il endüstrinin genelinde yönetimi sa÷lanır. • Tedarik zinciri organizasyonunun, yüksek performans sa÷layacak takımlar halinde yeniden organizasyonu sa÷lanır. • Tedarik zinciri ile ilgili biliúim sistemi oluúturulması Baúlangıç noktası tüketici, uç noktası ise hammadde tedarikçileri olan bir yı÷ın iúletme yerine, bunların tamamını ifade eden tek bir firma görünümündeki lojistik; aynı zamanda tüm tedarik zincirinin çalıúmasını incelemektedir. Lojistik yönetimi; fiyat, kalite ve teknoloji gibi çıktıların geliútirilmesini ve uygulamaların uyumlu, bütünleúmiú ve baúarılı olmalarını sa÷lar. Lojistik yönetimi uygulamaları; çok yönlü ve çok kullanıúlı bir geliúim faaliyeti için temel oluúturur ve uyumlu strateji, haberleúme liderli÷i ve iú süreci yönetimini geliútirir. Dolayısıyla 6 lojistik yönetiminin beklenen yararları hammadde kaynaklarından son tüketiciye kadar bütün alanlarda ortaya çıkmaktadır. Bilindi÷i gibi ERP yazılımları, satınalmadan satıúa, muhasebeden ürün maliyetlendirmesine, kalite kontrolden bakım onarıma ve insan kaynaklarına kadar, bir firmadaki tüm iúlemlerin anında ve do÷ru görülmesini sa÷lamaktadır. Birden fazla úirketi kapsayan tedarik zinciri yönetimi yapısı, tek bir úirket gibi davranarak kaynakların (süreç, insan, teknoloji ve performans ölçümleri) ortak kullanımı sayesinde bir sinerji yaratmayı hedeflemektedir. Sonuç ise yüksek kaliteli, düúük maliyetli, piyasaya hızlı bir úeklide sunulan ve müúteri memnuniyeti sa÷layan hizmet ya da ürün olarak ortaya çıkmaktadır (Cooper,1997). Ortak Fayda øúbirli÷inin sonucunda, kalite, fiyat ve tasarım açısından tercih edilecek bir ürün ve gerekli servis yapısı oluúturulmaktadır. Bu çalıúmada iúbirli÷inin en kritik faydası, tarafların ellerindeki bilgileri birleútiriyor olmalarıdır. Bayi; müúteriden aldı÷ı ihtiyaç ve eleútiri bilgilerini, üretici firma; elindeki pazar ve tasarım olasılıkları bilgilerini, tedarikçi; malzeme fiyat ve kalite bilgisini aktarır. Lojistik yönetimi çeúitli süreçlerden oluúmaktadır. øú ortaklarıyla tek bir firma gibi çalıúma sonucunda, ERP sistemleri ile úirket içinde elde edilen verim, benzer úekilde, úirketler arasındaki süreçlerde de elde edilebilir ve verimsizlikler ortadan kaldırılabilir. Bu durum, tüm taraflara maliyet avantajı olarak geri döner. Söz konusu süreçlerdeki iyileútirmelerde motivasyon sa÷lamak için, tarafların kazancı bölüúmesi, baúka bir ifadeyle “kazan-kazan” anlaúmalarının yapılması önemli olur. Uzmanlaúma Lojistik yönetiminin bir amacı da, herkesin en iyi bildi÷i iúi yapması, dolayısıyla uzmanlaúmasıdır. Üretici firmanın en iyi bildi÷i iú, son ürünün prosesleri; tedarikçi firma için, sorumlu oldu÷u malzemeler; bayi için, pazar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak ve uçtaki müúterilere malın do÷ru bir úekilde satıúını yapmaktır. Tüm iú 7 ortaklarının kaynakları ortak kullanması, çıkabilecek yeni iú olanaklarına hızlı ve fazla yatırım yapmadan ulaúmasını sa÷layabilmektedir. Hızlı, Do÷ru ve Etkili Sistem Lojistik yönetimi uygulaması için firmaların ilk önce ERP veya benzeri uygulamaların yardımı ile, iç iúleyiúini iyileútirmesi ve geçmiú verileri istenen detayda saklıyor olması beklenmektedir. Bundan sonra firmaların engelleri ortadan kaldırarak iú ortakları ile birlikte planlama yapması hedeflenmektedir. Lojistik yönetimi yaklaúımı bu amaçla geliútirilmiú yazılımlar ile birlikte uygulandı÷ında hedefine ulaúabilir. Uzun Vadeli Planlama Lojistik yönetimi yazılımları uzun vadeli planlamada yardımcı olmaktadır. Bu çalıúmada yeni üretim birimlerinin, depoların ve bayilerin ideal yerleri, maliyet optimizasyonu ve müúteriye hızlı cevap verme kriterlerine göre tespit edilebilmektedir. Ayrıca hangi ürün nerede üretilmeli, malzeme, iú gücü, nakliye, stok, ürün ömrü yönetimi açısından en kârlı strateji nedir gibi sorulara cevap verme imkânı bulunabilmektedir. Daha Düúük Stok Seviyeleri Lojistik yönetimi yazılımları, stok seviyelerinin düúürülmesinde önemli rol oynamaktadır. En uçtaki satıú bilgisinin yazılım tarafından kısa bir süre içinde de÷erlendirilebilmesi, tedarikçilerin úirketinizdeki kendi stoklarından sorumlu olması ve stok takibini sizin adınıza yapması, talep tahminlerinin mümkün oldu÷unca do÷ru yapılması ve hatta yeni açılan depo ya da fabrikanın yerinin karar modelleri yardımıyla do÷ru tespit edilmesi, önemli bir maliyet kalemi olan stok taúıma maliyetinin düúürülmesine yardımcı olmaktadır. Belirsizliklerin Ortadan Kaldırması Lojistik yönetiminin di÷er bir amacı, müúteri hizmetlerindeki belirsizlikleri ortadan kaldırmaktır. Belirsizlikler teslimat tarihleri ile ilgilidir. Bu belirsizliklerin giderilmesi, detaylı üretim ve nakliye planlarının optimizasyonu, geçmiú bilgilerin gelece÷e yön verecek úekilde kullanılmasıyla sa÷lanır. 8 1.1.3 Lojistik Yönetiminin øúletme øçindeki Önemi Lojistik yönetiminin iúletme içindeki önemi de÷iúik nedenlere dayanmaktadır. • Geliútirilmiú Müúteri Hizmeti: Bu faktör, daha çok, iúletmeler için baúarı ile baúarısızlık arasındaki fark anlamına gelmektedir. Bu yüzden, “do÷ru ürüne, do÷ru yerde ve do÷ru zamanda sahip olmak” müúteri memnuniyetinin sa÷lanması için en iyi yoldur. • Para Kazan / Maliyetleri Azalt: Bu faktör en geniú olarak, ürünün pazara çıkarılma maliyetinin azaltılması úeklinde tanımlanır. Baúka bir ifadeyle, bu faktör, ürünün tedarik zincirine iletilmesi ile ilgili bütün maliyetleri kapsamaktadır. • Peúin Paradan Yararlanma: Tedarik zinciri etkinli÷ine sahip olan iúletmeler, para temin etme süresine göre di÷er iúletmelere nazaran %40-65’lik bir avantaja sahiptirler. Bu iúletmeler di÷er iúletmelere göre paralarını 2-3 ay önceden temin ederler. Para ne kadar çabuk temin edilirse, hammaddelere ve operasyonlara o kadar çabuk yeni yatırım yapılır. 1.1.4 Sayılarla Lojistik Yönetimi Lojistik yönetiminin etkin bir úekilde uygulandı÷ı iúletmelerde elde edilen baúarılara örnekler aúa÷ıda yer almaktadır (Metz, 1998): • Envanter %50 azalmıútır. • Zamanındaki teslimatlar %40 artmıútır. • Kümülatif dönüúüm zamanı %27 azalmıútır. • Ciro %17 artmıútır. • Cirodaki lojistik sistemin toplam maliyetlerinin payı %20 azalmıútır. • Sipariú gelmeden paketleme yapılmayaca÷ı için mamul stoku %50 azalmıútır. Küresel úirketler, çalıúma stratejilerini 4 bileúen üzerine tasarlarlar. • Teknoloji, • Pazarlama, 9 • ømalat, • Lojistik. Bu dörtlüde di÷er üçü birbiriyle senkronize bir úekilde çalıúırken, lojistik, di÷er tüm sistemlerin, üzerinde faaliyet gösterece÷i alt yapıyı oluúturmak zorundadır. Küresel boyutta yaúanan rekabetin lojistik yapısı üzerinde etkili olan dört temel karakteristi÷i vardır. 1) Küresel rekabet içindeki firmalar hem standart hem de müúteri odaklı pazarlama yaparlar. 2) Ürün yaúam süreleri gittikçe kısalmaktadır. Örne÷in foto÷raf ürünleri, bilgisayarlar, cep telefonları vb. ürünler bir yıldan kısa bir sürede eskimektedir. 3) Gün geçtikçe daha fazla úirket dıú kaynaklı alım ve sınır ötesi üretim alternatiflerine yönelmektedir. 4) Küresel çalıúan firmalarda, pazarlama ve üretim faaliyet ve stratejileri, di÷er firmalara gore daha yüksek koordinasyonu gerektirmektedir. Küresel iúletmeler rekabet avantajı yakalamak için envanter seviyelerini düúürmek ve tedarik sürelerini kısaltmak zorundadırlar. Dört grup aracı lojistik firmasından söz edilebilir: 1) Nakliye Komisyoncuları: Uluslararası sevkiyat deneyimi az olan bir iúletme için en uygun seçenek bir nakliye komisyoncusu kullanmaktır. Firmaların kendi bünyesinde uluslararası sevkiyatlar konusunda çok yönlü bilgi sahibi eleman istihdam etmesi oldukça pahalı bir yöntemdir. Böylece firmalar, nakliye komisyoncusu sayesinde taúıma faaliyetinde dıúkaynak kullanmıú olurlar. Nakliye komisyoncusunun fonksiyonları arasında aúa÷ıdakiler sayılabilir: • Nakliye ücretlerini takip etme ve müúterilerini bilgilendirme, • Gemilerde yük için yer ayırma, • Tüm dökümanları alma, hazırlama ve sunma, • Kargo sigortasını yapma, • Taúıma ücretini ödeme, • Sevkiyatlar için tahsilat ve ödemeler, 10 • Sevkiyatları takip etme, • Farklı dillerde tercüme iúlemlerini yapma, • Yurt içi taúıma hizmeti sa÷lama. 2) øhracat Yönetimi ùirketleri: Ço÷u zaman yabancı bir pazarda mallarını satmak isteyen bir firma, bu iú için ba÷lantı kuracak kaynaklara sahip de÷ildir. øhracat yönetimi úirketleri bu gibi durumlarda úirketin yabancı çevrelerde iú yapabilmesi için gerekli uzmanlı÷ı sa÷lar. øhracat yönetimi úirketleri genel olarak, belirli ürün grupları üzerinde uzmanlaúırlar. 3) øhracata Yönelik Ticari ùirketler: øhracata yönelik ticaret úirketleri mal ve hizmet ihraç eder. Bu tür úirketler, uluslararası alıcılarla ba÷lantı kurar. Dökümantasyon dahil tüm ihracat düzenlemelerini yapar, tüm nakliyeleri ve yabancı ülke hükümetinin gereklerini karúılayacak tüm iúlemleri yerine getirir. 4) Gümrük Memurları. 1.1.5 Planlama ve Lojistik Yönetimi Planlama, yönetim fonksiyonlarının en önemlisi ve en temel olanıdır. Di÷er yönetim fonksiyonlarının baúarılı olması için baúarılı planlama süreçlerinin varlı÷ı esastır. Planlama ile neyin, niçin, nasıl, ne zaman, kim tarafından, hangi kaynak ve maliyetlerle yapılaca÷ı belirlenir. øúletmelerde lojstik süreçlerin planlanması her aúamada hayati önem taúır: 1) Envanter yönetiminde ne kadar stok tutulaca÷ı, öngörülen stok devir hızı, envanter de÷erleme yönteminin ne olaca÷ı gibi kararlar, 2) Depo yeri seçiminde depo alanı, gereken otomasyon düzeyi ve bunun için yapılacak yatırım düzeyi, depo personelinin sayısı gibi kararlar, 3) Hangi ülkelerde üretim yapılaca÷ı, hangi ürün veya hammaddelerin nerelerden ithal edilece÷i, nelerin üretilip, nelerin satın alınaca÷ı kararları, 4) Nasıl bir elleçleme veya ambalajlama yöntemi kullanılaca÷ı, ambalajın úekli, büyüklü÷ü, dayanma ve koruma özelli÷i kararları, 11 5) Teslimat úekli kararları, 6) Lojistik organizasyonun yapısı 7) Kullanılması gereken bilgi iúlem sistemlerinin ileride hedeflenen konuma ulaúmak üzere planlanması kararları, 8) Bütçeleme ve nakit akıúı kararları Lojistik faaliyetlerin planlanması aúamasında tüm planlama faaliyetlerinin baúarılı olması için belli özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bunlardan baúlıcaları úu úekilde sıralanabilir. • Plan; açık, seçik ve belli bir amaca yönelik olmalıdır. • De÷iúik uzmanlarca hazırlanan planların, bu uzmanlar arasında etkin bir haberleúme ile koordinasyonu sa÷lanmalıdır. (örne÷in satıúları planlayan uzman, satıú tahminlerini üretim planlamacısına ve lojistik planlamacısına bildirmeli, ikisinin çalıúmaları dengelenmelidir. Uzun ve kısa vadeli planlar arasında da uyum sa÷lanmalıdır.) • Plan; iúletme içi ve dıúındaki koúullara uyabilecek úekilde esnek olmalıdır. (örne÷in, lojistik faaliyetlerine iliúkin planlarda üretim ve da÷ıtım yapılan ülkelerin ekonomik ve siyasal koúullarında de÷iúiklikler oldu÷unda yeni duruma göre de÷iútirilme esnekli÷ine sahip planlar yapılmalıdır.) • Planlama iúletmenin çeúitli kademelerine yayılmalıdır. • Plan; iúletmenin benimsedi÷i ilke ve standartlara uygun olmalıdır. • Planlama için harcanacak süre optimal düzeyde korunmaya çalıúılmalıdır. • Planların de÷iúime karúı dirence neden olmaması için dönem dönem gözden geçirilmeleri gerekir. • Planın, uygulayıcıların giriúim ve inisiyatiflerini köreltmemesi, bu durumun oluúumuna izin verilmemelidir. Günümüzde iúletmeler arası rekabet hızla artmaktadır. Artan rekabet úartlarında, firmaların piyasada kalabilmeleri, ancak etkin tedarik zincirlerini kurgulayıp, yönetmekle mümkün olabilecektir.(Ayers,2001) Bu bölümde ilk olarak tedarik zinciri yönetimi konusu ve amaçları incelenecektir. Daha sonra, tedarik zinciri yönetiminde en 12 önemli rollerden birine sahip olan tedarikçilerin performansı ve de÷erlendirme yöntemleri üzerinde durulacaktır. 1.2 TEDARøK ZøNCøRø Tedarik zinciri, malzeme akıúının gerçekleúti÷i kurumlar a÷ı olarak tanımlanmaktadır. Bu kurumlar tedarikçileri, nakliyecileri, üretim tesislerini, da÷ıtım merkezlerini, perakende tedarikçilerı gibi ö÷eleri içermektedir. Quinn (2007) tedarik zincirini úöyle tanımlamaktadır: "Hammadde evresinden baúlayarak son kullanıcıya kadar malların hareketi ile ilgili olan faaliyetlerin tümüdür. Bunlar, kaynak ve tedarik, üretim planlama, sipariú süreci, envanter yönetimi, nakliyat, depolama ve müúteri hizmetlerini içermektedir. Daha da önemlisi, bu aynı zamanda, tüm faaliyetlerin gözlenmesi için gereken bilgi sistemlerini de kapsamaktadır." Lee and Billington (1993)’a göre tedarik zinciri, hammadde temini yapan, onları ara mal ve nihai ürünlere çeviren ve nihai ürünleri müúterilere da÷ıtan, üretici ve da÷ıtıcıların oluúturdu÷u bir a÷dır (Yang, Jiaqin and Lee, Huei, 1997). Baúka bir tanım tedarik zincirini, tedarikçileri, lojistik hizmet sa÷layıcılarını, üreticileri, da÷ıtıcıları ve perakendecileri içine alan ve bunlar arasında malzeme, ürün ve bilgi akıúı olan bir elemanlar kümesi olarak tanımlanmaktadır (Anderson, David R., Sweeney, Dermiú J. And Williams, Thomas A., 1997). Bir tedarik zincirinin ne oldu÷u konusunda birkaç tanım vardır, son yıllarda Monczka ve Trent (2002) tedarik zinciri kavramının eksiksiz bir kapsamını sundu; “Tedarik zinciri ba÷lantılı bilgi akıúının yanı sıra malların ham madde safhasından son kullanıcıya kadar akıúıyla ve dönüútürülmesiyle ba÷lantılı bütün faaliyetleri içine alır. Malzeme ve bilgi tedarik zincirinde hem yukarı hem de aúa÷ı akar (http: //mdm. gwu. edu/fo mian.pdf). Tedarik zinciri sistem yönetiminden, operasyonlardan ve montajdan, satınalmadan, üretim programlamadan, sipariú iúlemeden, envanter yönetiminden, nakliyattan, depolamadan oluúur.” Yukarıdaki tarife göre tedarik zincirinin özelliklerine üç açıdan karar verebiliriz; • økmal zinciri – satınalmadan üretime ve son müúteriye teslim edilene kadar ürün ve malzeme akıúındaki bütün fonksiyonlardan ve faaliyetlerden oluúur. 13 • Tedarik zinciri koordinasyon yoluyla organizasyonun sınırlarını aúarak malzeme yönetimini ve fiziksel da÷ıtımı tek bir bütünleúik sisteme ba÷lar. O, tedarikçilerin, iúleme ve da÷ıtım birimlerinin, hizmet sunucularının, pazar aracılarının ve müúteri organizasyonlarının iúbirli÷ini gerektirir. • Tedarik zincirini müúteri talepleri ve hizmet gereksinimleri yönetir. Güç, müúterinin úu anki ve muhtemel ihtiyaçlarını karúılamak, ürünleri beklenen zamanlarda ve ihtiyaç duyulan yerlere teslim etmektir. Bu gereksinimleri karúılamak, de÷iúen pazar taleplerini ve ürün çeúitlili÷i gereksinimlerini karúılamada esnek yanıt gerektirir. Tedarik zinciri daha karmaúıklaútıkça, özellikle küresel tedarik zinciri, her safhayı daha geniú bir sistemin bir parçası olarak bütünleútirme ihtiyacı artar. Monczka ve Trent (2002) entegre tedarik zincirinin haritasını çıkarmıútır; ticari iúlemlerin tedarikçilerden ilk malzeme satın alınmasından ürünlerin ve hizmetlerin son müúterilere teslimine kadar bütünleútirilmesini gösterir. (Monczka, Trent and Callahan, 1993). Tedarik zinciri hammaddenin imalinden baúlar, hammadde iúlemeyi, ara ürün imalatını, nihai ürün imalatını, toptancıları, perakendecileri ve nihai tüketicileri kapsayan bir zincir oluúturur. Tedarik Zincirinin baúarılı olabilmesi için etkin bir satınalma ve da÷ıtım sisteminin varlı÷ı ve bunun uzun dönemli iliúkilere dayanması gerekmektedir. Tedarik zincirinin etkinli÷inde güvenirlik, esneklik, imalat süresi ve maliyet faktörleri öne çıkmaktadır. (Partovi, Fariborz Y. and Hopton, Walter E.,1994). Tedarik zinciri çok aúamalı, do÷rusal olmayan geri beslemeli yapılara sahip karmaúık sistemlerdir. Tedarik sisteminde, tedarik zincirinde üç bütünleúik davranıú oldu÷u sonucuna varmıútır (Saaty, 1990). Bunlar: 1. Sipariú ve envanterlerde dalgalanmalar, 2. Sipariú ve beklenmeyen envanterde yükselmeler, 3. Sipariú ve malzeme akıúında gecikme. Ana sanayici açısından, Tedarik Zinciri, müúteri ihtiyaçlarını do÷ru zamanda, do÷ru yerde ve uygun bir fiyatla sunabilmek için tüm satınalma, satma, müúteri e÷ilimlerini belirleyebilme, üretme gibi tedarikçiden son müúteriye kadar olan tüm 14 faaliyetlerdir. Tedarikçi açısından, ana sanayiye zamanında malzeme satmak suretiyle varlı÷ını devam ettirebilmesi için anlaúmalar yapmak ve mamulünü satmaktır. 1.2.1 Tedarik Zincirinin Yapısı Tedarikçiler ile ana sanayi arasındaki iliúkileri düzenlemek, malzeme akıúını zamanında gerçekleútirmek için düzenlenmiú olan Tedarik Zinciri, son zamanlarda üzerinde en çok durulan çalıúma alanı haline gelmiútir. Tedarik Zinciri, tedarikçilerden nihai tüketicilere giden malzemelerin, parçaların ve ürünlerin planlanması, koordinasyonu ve kontrolü ile ilgili di÷er faaliyetler dizisinin ba÷lantılı yapısıdır (Saaty, 1994). Tedarik zinciri fonksiyonel olarak üç ana, bir yardımcı faaliyetten oluúur. - Hammadde, yan mamul, mamul parçaların tedarik edilmesi, - Montaj hattında nihai ürünün üretilmesi, - Nihai ürünün müúteriye ulaútırılması, - Tüm faaliyetlerin fonksiyonlarını devam ettirebilmesi için oluúturulan Lojistik Destek Sistemi Faaliyetleri Tedarik zinciri bir iúletmede do÷ru malzemelerin, hizmetlerin ve teknolojinin do÷ru kaynaktan, do÷ru zaman ve uygun kalitede satın alındı÷ının garanti edilmesinden sorumludur. Tedarik zinciri, malzemelerin sa÷lanması, bu malzemelerin ara ve nihai ürünlere dönüúümü ve nihai ürünlerin müúterilere da÷ıtımı fonksiyonlarını yerine getiren araç ve da÷ıtım seçeneklerinin bir úebekesidir. Tedarik zinciri aynı zamanda bir elemanlar zinciridir. Elemanlar arasında sürekli güncellenen yakın bir iliúki vardır ve tedarik zincirinin do÷ası gere÷i böyle olmalıdır. Bir tedarik zincirinin elemanları úunlardır; - Tedarikçiler (yan sanayi, taúeron, ana sanayi, imalat atölyeleri) - Ana sanayi (nihai ürünü üreten) - Da÷ıtım kanalı (genel distribütörler, toptancılar), bayiler (perakendeciler) - Müúteriler (tüketici) 15 Sonuç olarak, tedarik zinciri; tedarik, ürün tasarımı, üretim planlaması, malzeme yönetimi, sipariúlerin karúılanması, envanter yönetimi, nakliye, depolama ve müúteri hizmetlerini kapsar. Tedarik zinciri a÷ı yapısı üye firmalar ve bu firmalar arasındaki ba÷lardır. Bütün firmalar ham maddeden son müúteriye kadar bu tedarik zincirine katılırlar. Bu tedarik zincirinin ne kadarının kontrol altına alınması gerekti÷i birkaç faktöre ba÷lıdır; ürünün yapısı, mevcut tedarikçilerın sayısı ve hammaddenin temini (Brewer and Hensher, 2002). Firmaların her seviyede tedarik zincirinin uzunlu÷unu ve tedarikçilerin ve müúterilerin sayısını göz önüne almaları gerekir. Bu nedenle, bilgiye sahip olmak ve tedarik zinciri a÷ı yapısının nasıl tasarlandı÷ını anlamak önemlidir. Tipik yol bir úebeke modelini kullanmaktır. Bir úebeke modeli bir tedarik zincirini grafik olarak görüntüler ve ticaret iúleminde göz önüne alınacak olan tedarik zincirinin kısımlarını açıklamada kullanılır. Genel olarak, úebekenin üç yapısal boyutu tedarik zincirini tarif ederken, analiz ederken ve yönetirken gereklidir. Bu boyutlar úunlardır; katmansal yapı, dikey yapı ve yatay yapı. Katmansal yapı, tedarik zincirindeki katmanların sayısını ifade eder. Tedarik zinciri uzun, çok katlı veya kısa, az katlı olabilir. Dikey yapı, her bir katmanda temsil edilen tedarikçilerin/müúterilerin sayısını ifade eder. Bir úirket, her bir kat seviyesinde birkaç úirket bulunan dar bir dikey yapıya veya her bir kat seviyesinde birçok úirket ve/veya müúteri olan geniú bir dikey yapıya sahip olabilir. Üçüncü yapısal boyut úirketin tedarik zincirindeki yatay pozisyonudur. Bir úirket tedarik zincirinin uç noktalarının arasında yani ilk tedarik kayna÷ında veya son müúteriye yakın bir yerde olabilir. Araútırmalara göre úirketlerde bu yapısal de÷iúikliklerin farklı kombinasyonları görülmüútür. (Brewer ve Hensher, 2002). Talep ve ürün akıúını kontrol altına almak üzere tedarik zinciri a÷ında, yaygın talep tahmin iúlemleri, envanter planlama ve kontrolü, kapasite planlama, satınalma, depolama ve da÷ıtım iúlemleri yapılmaktadır. Bu iliúkilerin ticari varlıklar arasında yürürlü÷e konulması bir tedarik zinciri yönetim sistemidir. 16 Tedarik zincirinde, iki yönlü malzeme, bilgi ve ödeme akıúı yer alır. Hemen hemen her endüstride tedarik zincirleri mevcuttur, özellikle üretimin yer aldı÷ı endüstrilerde çok fazla aktivitenin koordine edilmesi gerekti÷inden tedarik zincirlerinin yönetimi kolay bir görev de÷ildir. Tedarik zinciri boyunca bütün ba÷lantıların sıkıca koordine ve entegre edilmesi gereklidir. Tedarik zincirinin baúarısı firmanın yeteneklerine ve firmanın tedarik zincirine verdi÷i önemle de÷erlendirilmelidir (Brewer ve Hensher, 2002). Tedarik zincirinin yapısal temeli, üyeleri arasında iúbirli÷i yoluyla performans arttırımı ve esnek uygulamalara olanak verebilmesi üzerine atılmalıdır. Tedarik zinciri yönetiminde amaç, tüm zincirin çeúitli parçalarının yani farklı alt süreçlerin birbiriyle koordinasyon içinde, olabildi÷ince iyi sonuçlar verecek úekilde gerçekleútirilmesidir. Dolayısıyla müúteriye malın teslim süresinin kısaltılması, aynı zamanda kaliteden taviz verilmemesi ve de en önemlisi daha nitelikli bu hizmet verilirken maliyetin artmaması, tedarik zinciri yönetiminde ana hedeflerdir. Bunun sa÷lanabilmesi için birçok úirket performansı yüksek tedarikçilere ihtiyaç duymaktadır. 1.2.2 Tedarik Zinciri Modelleri 1. Deterministik Analitik Model (De÷iúkenler bilinmektedir.) 2. Stokastik Analitik Model (De÷iúkenlerden en az biri bilinmektedir.) 3. Ekonomik Model 4. Simülasyon Model 1.2.2.1. Deterministik Analitik Model Soukup (1987), bir tedarik zinciri úebekesinde üretim ve da÷ıtım operasyonlarının çizelgelenmesi için kurdu÷u modelde 7 tane algoritma sunmuútur. Her bir algoritmanın amacı nihai ürün taleplerini karúılayan minimum maliyetli üretim ve da÷ıtım çizelgelenmesini belirlemektir. Ona göre toplam maliyet, envanter tutma ve sabit maliyetlerin (sipariú, da÷ıtım, hazırlık) toplamından oluúmaktadır. Cohen ve Lee (1989), ekonomik sipariú miktarına dayalı deterministik, karma tamsayılı lineer olmayan bir model geliútirmiútir. Daha spesifik olarak, bu modelde kullanılan amaç fonksiyonu, fabrikalar ve da÷ıtım merkezleri için vergi sonrası 17 toplam karı maksimize etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç çeúitli kısıtlar altında yapılmaktadır. Bu kısıtlar, yönetimsel kısıtlar (kaynak ve üretim kısıtlan) ve lojistik kısıtlar (uygunluk, talep sınırları, de÷iúkenlerin negatif olmaması)'dır. Bu modelin çıktıları ise úunları kapsamaktadır: - Nihai ürünlerin ve yan mamullerin fabrikadan da÷ıtım merkezlerine, da÷ıtım merkezlerinden pazar noktalarına atanması, - Fabrikalara, da÷ıtım merkezlerine ve pazarlara taúınacak olan nihai ürünlerin miktarı, - Fabrikada üretilecek olan nihai ürünlerin, yarı mamullerin ve parçaların sayısı. Cohen ve Lee (1989) tarafından geliútirilen yeni bir pilot model oluúturulmuútur. Bu model tedarik zinciri maliyetlerindeki çeúitli parametrelerin etkilerini araútırmakta ve ayrıca imalat fabrikalarının ve da÷ıtım merkezlerinin açılıp açılmaması problemini de göz önüne almaktadır. Daha spesifik olarak bu model, perakendecilerden, da÷ıtım merkezlerinden, fabrikalardan ve hammadde tedarikçilerinden oluúan bir tedarik zincirini göz önüne almaktadır. Bu sistemi kullanarak pilot model çeúitli üretim ve da÷ıtım maliyetlerini girdi olarak kabul eder ve çıktı olarak da úunları belirler: - Mevcut fabrikalardan ve da÷ıtım merkezlerinden hangilerine açılaca÷ı, - Tedarikçiler ve fabrikalar için hammadde ve ara ürün sipariú miktarları, - Fabrikaların üretim miktarları, - Fabrikalardan da÷ıtım merkezlerine ve müúterilere taúınacak ürün miktarları. Modern amaç fonksiyonu, tedarik, kapasite, atama, talep ve hammadde ihtiyaç kısıtları altında sabit ve de÷iúken üretim, ulaútırma maliyetlerinden oluúan bir maliyet fonksiyonudur. Arntzen (1995)'de, içerisinde çoklu ürünleri, fabrikaları, zaman periyotlarını ve taúıma maliyetlerini barındıran ve GSCM (Global Supply Chain Management) olarak adlandırılan karma tamsayılı lineer programlama modelini geliútirmiútir. Bu model 18 çalıúma günlerini, toplam üretim (sabit ve de÷iúken), envanter, malzeme taúıma ve transportasyon maliyetlerinin karma fonksiyonunu maksimize etmektedir. Model girdi olarak malzeme hesaplarını, talep hacimlerini, maliyet ve vergileri ve gerekli olan çalıúma günlerini istemektedir. Buna karúılık çıktı olarak ise da÷ıtım merkezlerinin yerleúimini ve sayısını, müúteri-da÷ıtım merkezi atamalarını ve ürün-fabrika atamalarını vermektedir. Camm (1997)'de, Procter and Gamble atama için fabrika yerleúim formülasyonuna dayalı tamsayılı programlama modeli geliútirmiútir Modelin amacı da÷ıtım merkezlerinin yerleúimini belirlemek ve seçilen bu merkezlerden müúterilere yapılacak atamaları belirlemektir. Modelin amaç fonksiyonu da÷ıtım merkezlerini yerleúim seçimindeki toplam maliyetleri ve da÷ıtım merkezlerimüúteri atamalarındaki maliyetleri minimize etmeyi amaçlamaktadır. 1.2.2.2 Stokastik Analitik Model Cohen ve Lee (1988)'de, tedarik zinciri yönetimi üretim sistemindeki her aúama için bütün malzemelerin malzeme ihtiyaç poliçelerinin kurulması amacı ile bir model geliútirmiútir. Bu modelde 4 tane maliyete dayalı alt model kullanılmıútır. Malzeme kontrol: Malzeme sipariú miktarlarını, yeni sipariú miktarlarını belirler ve teslim sürelerini ayarlar. Üretim kontrol: Her ürün için üretim parti büyüklüklerini, temin sürelerini belirler. Nihai ürünlerin depolanması: Ekonomik sipariú miktarlarını ve parti büyüklüklerini belirler. Da÷ıtım: Her da÷ıtım merkezi için envanter sipariú poliçelerini hazırlar. Bu alt modellerin her biri minimum maliyetleri amaçlamaktadır. Son aúamada, bu 4 alt modelin her biri için toplam maliyeti minimum yapan matematiksel bir model kullanarak yaklaúık optimal sipariú belirlenir. Lee ve Billington (1993)'de, malzeme akıúının yönetimi için stokastik bir model geliútirmiúlerdir. Bu modelin iki amacı bulunmaktadır. Model ya malzeme sipariú planını hazırlayacak ya da her bir ürün için servis seviyesini belirleyecektir. 19 Pyken ve Cohen (1993)'de, matematiksel programda yer alan rassal de÷iúkenlerin de÷erlerini hesaplamak için stokastik alt modelleri kullanarak bütünleúik bir tedarik zinciri için matematiksel programlama modeli geliútirmiúlerdir. Çalıúmada bir ürün, bir fabrika ve bir müúteriden oluúan 3 seviyeli tedarik zinciri göz önüne alınmıútır Model toplam maliyeti minimize etmeyi amaçlamaktadır. Kısıt olarak servis seviyesi, hazırlık zamanları, iúlem zamanları ve temin süreleri göz önüne alınmıútır. Tzafestas ve Kapsiolis (1994)'de, tedarik zincirini optimize etmek için deterministik matematiksel programlama yaklaúımını kullanmıúlardır. Sonra bu optimizasyon modelini analiz etmek için simülasyon tekni÷i kullanmıúlardır Yazarlar bu çalıúmada 3 farklı yapı altında optimizasyonu yerine getirmiúlerdir. Bunlar: Fabrikanın optimizasyonu: Bu yapı altında amaç fabrikada ki maliyetleri minimize etmektir. Küresel tedarik zinciri optimizasyonu: Bu yapıda tedarik zincirinin bütün aúamaları arasında birleúik bir iliúkinin oldu÷unu farz eder. Dolayısıyla bir bütün olarak zincirin toplam operasyonel maliyetini minimize eder. Merkezileútirilmiú optimizasyon: Bu yapı tedarik zinciri parçalarının her birini optimize etmeyi amaçlar. Böylece toplam maliyet minimize edilmiú olur. 1.2.2.3 Ekonomik Model Christy ve Grout (1994)'de, tedarik zincirindeki tedarikçi-müúteri iliúkisinin modellenmesi için ekonomik bir model geliútirmiúlerdir. Bu çalıúmanın temeli 2x2 tedarik zinciri "iliúki matrisi"dir. Bu matrise yüksek de÷erden düúük de÷ere iúlem kesinli÷i ve yine aynı úekilde ürün kesinli÷i bulunmaktadır. Böylece matris kullanılarak tedarikçi ve müúteri arasındaki göreceli risk durumu elde edilmiú olunur. Bunun temeli oyun teorisine dayanmaktadır. 1.2.2.4 Simülasyon Modeli Towill (1992)'de, çeúitli tedarik zinciri stratejilerinin etkinli÷ini geliútirmek için simülasyon tekni÷ini kullanmıútır. Araútırılan bu stratejiler aúa÷ıdaki gibidir : 20 1. ømalat basama÷ında da÷ıtım fonksiyonunu kapsayarak tedarik zincirinin da÷ıtım basamaklarının azaltılması, 2. Zincir boyunca bilgi akıúının entegrasyonu, 3. Ertelemeleri azaltmak için tam zamanlı üretim politikasının uygulanması, 4. Ara ürünlerin ve malzemelerin hareketlerinin geliútirilmesi. Simülasyon modelinin amacı hangi stratejinin en etkili oldu÷unu belirlemektir. 1.2.3 Küresel Tedarik Zinciri Bugün, küresel ekonomide malzeme tedarikçileri ile piyasa; lojistik sistemler, üretim kapasitesi ve pazarlar sayesinde gittikçe birbirine ba÷lanmaktadır. ùirketler, sonuç verecek üretim ve kalite seviyelerini korurken maliyetleri düúürme konusunda gittikçe artan bir baskıyla karúılaúmaktadırlar. ùirketlerin bu hedeflere ulaúmaları için birçok zorlu÷un baúarıyla üstesinden gelmeleri gerekir. Onların tedarik zinciri yönetimini bir yerel ve bölgesel yaklaúımdan gerçek bir küresel operasyona kaydırarak küresel harcama bilgilerine ulaúmaları ve tüm küresel fonksiyonlarla iúbirli÷i yapmaları gerekir. Onların tedarik zincirlerini yürürlü÷e koymaları, geliútirmeleri ve yönetmeleri ve Küresel piyasalar hakkında gerçek zaman bilgilerine ulaúmaları gerekir. Bundan baúka, onların entegre tedarik zinciri yönetimi prosesleri ve teknolojiyi ve en iyi uygulamaları bütün dünyada benimsetecek yetenekler geliútirmeleri gerekir. 1.3 Tedarik Zinciri Yönetiminin Tanımlanması “Tedarik zinciri yönetimi“, yeni bir terim olmasına ra÷men, temelinde yatan bütünleúik iú planlaması mantı÷ı, 1950 yılına kadar uzanmaktadır (Shapiro, 2001). Tedarik zincirinin geniú bir tanımını Ayers’in “Handbook of Supply Chain Management” adlı kitabında bulmak mümkündür. “Tedarik zinciri, amacı son kullanıcının ihtiyaçlarını karúılamak olan, fiziksel, bilgisel, finansal ve bilgi birikimi akıúının, ürün veya servisler yoluyla, tekil veya çoklu tedarikçilerden karúılanmasını içeren bir süreçtir. (Ayers, 2001). Tedarik zinciri yönetimi ise, “Son kullanıcı ihtiyaçlarını tatmin etmek amacıyla tedarik zinciri süreçlerini, ayakta tutmak ve yürütmek ”’ tir (Ayers, 2001). Tedarik 21 zinciri yönetimini oluúturan süreçler, Tedarik Zinciri Konseyi (Supply-Chain Council) tarafından ortaya koyulan “Tedarik Zinciri øúlemleri Referans Modeli”’ nde (SCOR) aúa÷ıdaki úekilde sıralanmaktadır (Supply-Chain Council, 2006): 1.Planlama: Arz, talep planlaması ve yönetimini içermektedir. 2.Kaynak oluúturma: Stoklanacak, sipariú edilecek, geliútirilecek malların kaynaklarının belirlenmesini içermektedir. 3.Uygulama: Stok ve sipariú geliútirme iúlemlerinin gerçekleútirilmesini içermektedir. 4.Teslimat: Stoklanacak, sipariú edilmiú, geliútirilecek malların, sipariú teslimatı, depolama, nakliye ve kurulum iúlemlerinin yönetimini içermektedir. 5.Geri Dönüú: Hammadde ve bitmiú mamullerin iade edilmesi iúlemlerini içermektedir. 1.3.1 Tedarik Zinciri Yönetiminin Temel Amaçları Tedarik zinciri yönetiminin genel kabul görmüú amacı, sabit müúteri talebini karúılamak üzere, tedarik zinciri maliyetini minimize etmektir. Minimize edilmek istenen maliyet unsurları aúa÷ıda verilmektedir (Shapiro, 2001). • Hammadde maliyetleri • Satın alınan malın taúıma maliyetleri • Fabrika yatırım maliyetleri • Direkt ve endirekt üretim maliyetleri • Direkt ve endirekt da÷ıtım merkezi maliyetleri • Stok bulundurma maliyetleri • Fabrika içi taúıma maliyetleri • Nihai ürünlerin taúıma maliyetleri Bu geleneksel bakıú açısı, tedarik zinciri yönetimini tamamen finansal ölçülere ba÷lı kılmaktadır. Ancak tedarik zinciri yönetimi, planlamadan ürün geliútirmeye kapsamlı olarak analiz edilmesi gereken bir süreçtir. 22 ùirketlerin büyük bir ço÷unlu÷u için tedarik giderleri, en önemli gider kalemleri arasında yer almaktadır. Tedarik sürecinin karmaúıklı÷ı ise, sürecin yönetilmesini zorlaútırmakta ve bu konudaki verimsizlik ve aksaklıklar, stok kontrolü, sevkıyat planlaması, üretim planlama, müúteri iliúkileri gibi úirketin di÷er alanlarına da do÷rudan yansımaktadır. Hammadde temininden üretime ve da÷ıtımla son müúteriye kadar bir malın ulaúabilmesi için bir de÷er zincirinde yer alan tedarikçi, üretici, da÷ıtıcı, perakendeci ve müúteriler arasında malzeme/ürün, para ve bilginin akúının yönetimi olarak tanımladı÷ımız tedarik zinciri yönetiminin temel amaçları úu úekilde ifade edilebilir: (Shapiro, 2001) • Müúteri tatminini (duyarlılı÷ını) arttırmak, • Çevrim zamanının kısalması, • Stok ve stokla ilgili maliyetlerin azaltılmasını sa÷lamak, • Ürün hatalarını azaltmak, • Taúımaların optimizasyonu. • Birim zamanda yapılan iú miktarındaki artıúlar, • Sipariú karúılama oranını artırma, • Tedarik zinciri ile ilgili olası sorunlar hakkında bilgi sahibi olmak. Bu amaçları gerçekleútirebilmek için firmaların, tedarikçileri ve onların tedarikçileri ile müúterileri ve onların müúterileri arasında tedarik zincirinin bütününde haberleúme ve bilgi paylaúımını artırması gerekmektedir. Bilgi ve planların tedarikçilerle ve müúterilerle paylaúılması zincir etkinli÷ini ve rekabetçili÷ini artırabilir. De÷iúen dünyada artık firmaların tek baúına kendi aralarında rekabetten söz edilmemektedir. Rekabet artık firmaların içinde yer aldı÷ı tedarik zincirleri arasında olacaktır (Saaty, 1990). øúletmelerde Tedarik Zinciri Yönetimi (TZY) metotları do÷ru bir úekilde uygulandı÷ında, úirketler arası bilgi paylaúımı en yüksek düzeye çıktı÷ı için, 23 tedarikçilerle üretici úirket arasında geçen süreçlerde maksimum verim elde edilebilmektedirler. Üretim maliyetleri düúerken, modern ve en geliúmiú iletiúim metodlarını kullanan tedarikçilerin dıú pazarlara açılması da kolaylaúmaktadır. Bu nedenle, tedarik zincirinin iyi yönetilmesi, úirketin bütününün performansında önemli bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. 1.3.2 Tedarik Zinciri Yönetiminin Fonksiyonları Tedarik zinciri yönetimi fonksiyonları üç seviyede çalıúmaktadır.(Fox et al.,1993) • Stratejik seviye, • Taktik seviye, • Operasyonel seviyedir. Her bir seviye, kararların alındı÷ı süre ve bu sürede alınan kararların sıklı÷ı ile birbirinden ayrılmaktadır. Stratejik seviyede úu tür konular ele alınmaktadır: Üretimin nerede gerçekleútirilece÷i ve en iyi kaynak bulma stratejisinin ne olaca÷ı. Taktik seviyede ise: Tahmin yapma, planlama, temin süresi kısa olan malzemelerin sipariúi ve üretim ihtiyaçlarının karúılanması için fazla mesailerin çizelgelenip çizelgelenmeyece÷i. Operasyonel seviyede ise ele alınan konular: envanter da÷ıtımı, detaylı çizelgeleme ve makine arızaları oldu÷u zaman sipariúin nasıl karúılanaca÷ıdır. Tedarik zinciri yönetimi, ayrıca, müúteri ve tedarikçilerle de koordinasyonu gerektirir. Pazar dinamikleri bunu güçleútirmektedir. Müúteriler sık sık de÷iúiklikler yapmakta veya sipariúleri iptal etmektedir. Tedarikçiler yanlıú malzemeleri sa÷layabilmekte veya geç teslimat yapabilmektedir. Temin sürelerini ve envanteri minimize ederken, pazarın dinamiklerine hızlı bir biçimde karúılık verecek sistemlere ihtiyaç duyulmaktadır. Pazarda oldu÷u gibi, üretimin tabanı da dinamik bir yapıdadır. Planlanmamıú olayların gerçekleúmesi çizelgelenmiú faaliyetlerden sapmalara yol açabilir. Üretim kontrol sisteminin, planlı bir üretim için, üretim hedeflerini 24 optimize edecek yöntemlerle bu olaylara cevap vermesi gereklidir. Olaylar bazı durumlarda, söz konusu kısımda kontrol altında olmayan problemlere yol açabilir. Üretim kontrol sistemi, faaliyetlerini planlama, satıú ve pazarlama gibi daha üst seviyelerdeki fonksiyonlarla koordine etmelidir (Partovi, F., Hopton, W.E., 1994). 1.3.3 Tedarik Zinciri Yönetiminin øúletmelere Sa÷ladı÷ı Yararlar øhracatı Geliútirme Etüd Merkezi tarafından gerçekleútirilen, “KOBø’ lerin Uluslararası Rekabet Güçlerini Arttırmada Tedarik Zinciri Yönetiminin Önemi” adlı çalıúmada, etkin tedarik zinciri yönetiminin isletmelere kazandıraca÷ı yararlar sıralandı÷ında; • Girdilerin teminini garantileyerek, üretimin devamlılı÷ını sa÷lamaktadır. • Tedarik süresini azaltarak, pazardaki de÷iúikliklere kısa sürede cevap verilmesini sa÷lamaktadır. • Tüketici taleplerini en iyi úekilde karúılayarak kaliteyi arttırmaktadır. • Teknoloji kullanarak, yenili÷i teúvik etmektedir. • Toplam maliyetleri azaltmaktadır. Tedarik zinciri yönetimi, tedarik zincirinin ve bu zincir içinde yer alan tüm úirketlerin uzun vadeli performanslarını arttırmak amacıyla, sözkonusu úirketlere ait iúletme fonksiyonlarının ve planlarının, zincirdeki tüm úirketleri kapsayacak úekilde, stratejik ve sistematik koordinasyonudur. Müúteri ve di÷er paydaúlar için de÷er yaratan ürün, hizmet ve bilgi sa÷lamak amacıyla ilk tedarikçiden son tüketiciye kadar olan kilit iú süreçlerinin entegrasyonudur (Tanyaú, 2005). Tedarik Zinciri Yönetimi'nin iúletmeler arası iúbirli÷i sonucunda sa÷ladı÷ı bilgi paylaúımları yardımı ile kaynakların gereksiz kullanımı ve zaman israfından kaçınılması gibi yararları baúta olmak üzere oldukça fazla yararından bahsetmek mümkündür. Bu yararlardan bazıları; teslimat performansının iyileútirilmesi, stokların azalması, çevrim süresinin kısalması, tahmin do÷rulu÷unun artması, zincir boyunca verimlili÷in artması, zincir boyunca maliyetlerin düúmesi, kapasite kullanım oranının artmasıdır. 25 Bu yararlar ve daha fazlası aynı zincirde yer alan firmaların (tedarikçi, üretici, da÷ıtıcı, perakendeci vb.) arasında iletiúimin tam olarak kurulması, zincir boyunca faaliyetlerin birlikte koordinasyonu ve kontrolü sayesinde ortak amaç olarak belirlenen zincirin bütününde maliyetlerin azaltılması, verimlili÷in artırılması, karlılık ve müúteri tatmini gibi amaçlara ulaúmak üzere elde edilebilir. Tedarik zinciri içindeki firmalar arasında koordinasyon ve bilgi paylaúımı sayesinde talepteki belirsizlikler azalır. Böylece zincirdeki firmaların stoklara fazla yatırım yapması gerekmez. Bu durum planlamalarda kolaylık ve maliyetlerde azalmayı beraberinde getirecektir. Ayrıca firmalar arasında tesis edilecek olan güven ve iúbirli÷i sonucunda risklerin paylaúımı, firmalar arasındaki bariyerlerin azaltılması ve esnekli÷in artırılması yoluyla yeni ürün geliútirme ve pazara sunma süreleri kısalarak rakiplere karúı büyük avantajlar sa÷lanabilir. Bu sayede müúteri ihtiyaçlarının karúılanabilme yolu ile müúterilerin tatmin düzeylerinde artıúlar sa÷lanabilir. Bütün bunların parasal karúılı÷ı olarak da zincir boyunca nakit akıúların düzenli hal alır ve firmaların maliyetleri düúerek karlılıklarında artıú olur. Bir tedarik zinciri bir müúterinin iste÷ini karúılamada do÷rudan veya dolaylı olarak yer alan parçaların tümünden oluúur. Tedarik zinciri sadece üreticileri ve tedarikçilerı de÷il fakat ayna zamanda taúıyıcıları, depoları, perakende tedarikçilerı ve tüketicilerin kendilerini içerir. Her organizasyonun içinde, örne÷in bir üretici, tedarik zinciri bir müúterinin sipariúini almada ve karúılamada yer alan tüm fonksiyonlar bulunur. 1.3.4 Tedarik Zinciri Yönetim Süreçleri Tedarik zincirinde ürün akıúı, hammadde kaynaklan, imalatçı, da÷ıtıcılar, tüketiciler vs. arasında, her iki yönde de akan arz talep iúlem bilgisi tarafından denetlenmektedir. Uygulamada, tedarik zinciri yönetimi, firmanın daha çok kendisine odaklandı÷ı geleneksel yaklaúımdan farklı olarak tüm tedarik zinciri üyelerine odaklanmaktadır. Tan (2001)'a göre tedarik zinciri yönetimi, malzeme ve ürünlerin temel hammadde arzından nihai ürün aúamasına kadar yönetimini kapsayan; firmaların 26 tedarikçilerin süreçlerinden, rekabet avantajlarını destekleyecek teknoloji ve yeteneklerinden nasıl yararlanılaca÷ı üzerine odaklanan ve geleneksel iúletme içi faaliyetleri, optimizasyon ve etkinlik ortak hedefleri ile ticari ortaklıklar kurarak yayan bir yönetim felsefesidir. Küresel Tedarik Zinciri Forumu üyelerinin tanımladı÷ı aúa÷ıdaki sekiz süreç genel kabul görmüútür (Lyssons vd., 2006). - Müúteri øliúkileri Yönetimi (Customer Relationship Management) - Müúteri Hizmet Yönetimi (Customer Service Management) - Talep Yönetimi (Demand Management) - Sipariúlerin Karúılanması (Order Fulfilment) - ømalat Akıú Yönetimi (Manufacturing Flow Management) - Satınalma (Procurement) - Ürün Geliútirme ve Ticarileútirme (Product Development and Commercialization) - øadeler (Returns) Forumun yapmıú oldu÷u bu sınıflamada satınalma süreci tedarikçilerle olan iliúkilerle ilgili oldu÷undan bu sürece Tedarikçi øliúkileri Yönetimi (Supplier Relationship Management) adı verilmektedir (Lyssons vd., 2006). Bir tedarik zinciri dinamiktir ve farklı kademeler arasında sürekli bilgi, ürün ve fon akıúı vardır. Her tedarik zincirinin amacı üretilen genel de÷eri maksimuma çıkarmaktır. Bir tedarik zincirinin üretti÷i de÷er, son ürünün müúteriye ifade etti÷i de÷er ile tedarik zincirinin müúterinin talebini karúılamada harcadı÷ı çaba arasındaki farktır. Baúarılı tedarik zinciri yönetimi bilgi, ürün ve fon akıúıyla ilgili birçok kararlar alınmasını gerektirir. Bu kararlar her kararın sıklı÷ına ve bir karar safhasının etki yaptı÷ı zaman dilimine ba÷lı olarak üç kategoriye veya safhaya ayrılmaktadır. (Saaty,1986) 1. Tedarik zincirinin stratejisi veya düzeni; bu safha sırasında bir úirket gelecek birkaç yıl içinde tedarik zincirini nasıl yapılandıraca÷ına karar verir. Zincirin yapısal düzeninin ne olaca÷ına, kaynakların nasıl tahsis edilece÷ine ve her safhada hangi 27 iúlemlerin gerçekleútirilece÷ine karar verir. ùirketler tarafından alınan stratejik kararlar úunlardan oluúur; üretim ve depolama tesislerinin yeri ve kapasitesi, çeúitli yerlerde üretilecek veya depolanacak ürünler, mevcut farklı ulaúım kanallarından yapılacak nakliyat úekli ve kullanılacak enformasyon sistemi tipi. 2. Tedarik zincirinin planlanması; Bu safhada alınan kararlar için düúünülen zaman dilimi üç aydır. Bu düzen planlamanın yapıldı÷ı kısıtlamaları belirler. ùirketler planlama safhasını farklı piyasalardaki gelecek yılki talebi tahmin ederek baúlar. 3. Tedarik zinciri operasyonu; Buradaki zaman dilimi haftalık veya günlüktür ve bu safha sırasında úirketler her bir müúterinin sipariúleriyle ilgili kararlar alırlar. Operasyon seviyesinde tedarik zinciri düzeni sabit kabul edilir ve planlama politikaları hali hazırda tanımlanmıútır. Bir tedarik zincirinin tasarımı, planlanması ve operasyonu genel kar ve baúarı üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. 1.3.4.1 Tedarik Zincirinin Süreç Görüntüsü Bir tedarik zinciri, farklı safhaların içinde ve arasında yer alan ve bir müúterinin bir ürüne olan gereksinimini karúılamak üzere birleúen süreçler ve akıúlar bütünüdür. (Anderson vd., 1997) 1. Devre görüntüsü; Bir tedarik zincirindeki iúlemler, her biri bir tedarik zincirinin birbirini izleyen iki safhası arasındaki ara yüzde gerçekleúen bir dizi devreye ayrılır. 2. øtme/çekme görüntüsü (push/pull); Bir tedarik zincirindeki iúlemler, bir müúterinin sipariúine cevap olarak mı yoksa müúteri sipariúlerinin beklentisine mi göre yapıldıklarına ba÷lı olarak iki kategoriye ayrılırlar. Çekme iúlemleri bir müúterinin sipariúi tarafından baúlatılırlar buna karúılık itme iúlemleri müúterinin sipariúlerini umarak baúlatılırlar ve gerçekleútirilirler. 1.3.4.1.1 Tedarik zinciri Süreçlerinin Devre Görüntüsü Tedarik zinciri iúlemleri aúa÷ıdaki dört iúlem devresine ayrılabilir; Baily et.al.(2005) • Müúteri sipariú devresi • Tekrar yerine koyma devresi • Üretim devresi 28 • Satınalma devresi Her tedarik zinciri dört devrenin tümünü açıkça birbirinden ayırmamaktadır. Örne÷in, bir perakendecinin bitmiú malların envanterini tuttu÷u ve yenileme sipariúlerini da÷ıtıcı firmaya gönderdi÷i bir marketin tedarik zincirinde dört devreyi birbirinden ayırması olasıdır. Tersine büyük bir bilgisayar firmasının, do÷rudan müúteriye satıú yaparak perakendeciyi ve da÷ıtıcı firmayı devre dıúı bırakmaktadır. (Baily vd.,2005) Tedarik zincirinin görünümü iúletmeyle ilgili kararlar düúünülürken çok yararlıdır çünkü o tedarik zincirinin her bir üyesinin rollerini ve sorumluluklarını açıkça belirtir. Devresel görünümde bir tedarik zincirinin ayrıntılı süreç tanımı bir tedarik zinciri tasarımcısını bu iúlemleri desteklemekte gerekli olan altyapıyı düúünmeye zorlar. Örne÷in, iúlemin sahibi ve amaçları açıkça tanımlandı÷ından tedarik zinciri operasyonlarını destekleyecek bilgi sistemleri kurarken devresel görünüm çok yararlıdır. Tedarik zinciri devreleri aúa÷ıda perakende örne÷i üzerinden incelenebilir. Müúteri Sipariú Devresi Müúteri sipariú devresi müúteri/perakendeci ara yüzünde meydana gelir ve müúterinin sipariúinin alınmasında ve karúılanmasında do÷rudan yer alan tüm iúlemleri içerir. Müúterinin Geliúi; Müúterinin geliúi terimi müúterinin bir malla ilgili seçim yapabilece÷i ve karar verebilece÷i bir yere geliúini ifade eder. Her hangi bir tedarik zincirinin baúlangıç noktası bir müúterinin geliúidir. Müúteri aúa÷ıdakiler oluútu÷unda gelebilir; • Müúteri satınalmak üzere bir süpermarketten içeri girdi÷inde, • Müúteri bir tele-pazarlama merkezine telefonla sipariú verdi÷inde, • Müúteri sipariúte bulunmak için web veya bir elektronik ba÷lantıyı kullandı÷ında. Tedarik zinciri açısından bakıldı÷ında bu süreçteki en önemli akıú müúterinin geliúidir. Amaç, müúterinin geliúinin bir müúteri sipariúine dönüúmesi için müúteri ile 29 uygun ürün arasındaki teması kolaylaútırmaktır. Bir süpermarkette bir müúterinin sipariúini kolaylaútırmada müúteri akıúlarının ve ürün sergilemenin yönetilmesi yer alabilir. Bu bir tele-pazarlama merkezinde, müúterinin çok uzun süre beklemede kalmamasını sa÷lamak anlamına gelir. Aynı zamanda satıú temsilcilerinin müúterinin soruúturmalarına telefon görüúmesini sipariúe dönüútürecek biçimde yanıt vermelerini sa÷layacak sistemlere sahip olmak anlamına gelir. Bir web sitesinde anahtar sistem, müúterilerin ilgilerini çekebilecek ürünleri bulmalarına ve görmelerine olanak verecek bireyselleúme gibi araçlara sahip araútırma yetenekleri olabilir. Müúteri geliú iúleminin amacı müúteri geliúinin müúteri sipariúine dönüúünü azamileútirmektir. Müúteri Sipariúinin Giriúi: Müúteri sipariúinin giriúi terimi müúterilerin perakendeciye hangi malları satınalmak istediklerini bildirmeleri ve perakendecinin ürünleri müúterilere tahsis etmesi anlamına gelir. Bir süpermarkette sipariú giriúi müúterilerin satınalmaya niyetlendikleri bütün malları kartlarına kaydetmeleri úeklinde olabilir. Firmanın tele-pazarlama merkezine veya Web sitesine yapılan bir gönderi sipariúinde sipariú giriúinde müúterinin perakendeciyi seçti÷i maddeleri ve miktarları konusunda bilgilendirmesi yer alabilir. Müúteri sipariú giriúi iúleminin amacı sipariú giriúinin çabuk, do÷ru ve ondan etkilenen di÷er bütün tedarik zinciri süreçlerine iletilmiú oldu÷unu sa÷lamaktır. Müúteri Sipariúinin Karúılanması: Bu iúlem sırasında, müúterinin sipariúi karúılanır ve müúteriye gönderilir. Bir süpermarkette bu iúlemi müúteri yerine getirir. Mektupla sipariú alan bir firmada bu iúlem genellikle envanterden sipariúin seçilmesi, paketlenmesi ve müúteriye gönderilmesinden oluúur. Yenilenme devresinin baúlamasıyla sonuçlanabilecek bütün envanterlerin güncelleútirilmiú olması gerekir. Genel olarak, müúteri sipariúi perakende envanterinden karúılanır. Bununla beraber, sipariúe göre yapılandırılmıú bir senaryoda sipariú do÷rudan üreticinin üretim hattından karúılanır. Müúteri sipariúini karúılama iúleminin amacı do÷ru sipariúi söz verilen tarihte, mümkün olan en düúük maliyetle müúteriye ulaútırmaktır. Müúteri Sipariúinin Alınması: Bu iúlem sırasında müúteri vermiú oldu÷u sipariúi alır. Bu makbuzun kayıtları güncelleútirilebilir ve ödeme tamamlanabilir. Bir süpermarkette, makbuz alımı ödeme yerinde meydana gelebilir. Faksla sipariú alan bir firmada bu olay 30 ürün müúteriye teslim edildi÷i an meydana gelebilir. Yenileme Devresi Yenileme devresi perakendeci/da÷ıtıcı ara yüzünde meydana gelir ve perakende envanterinin yenilenmesinde yer alan bütün iúlemleri içerir. Perakende Sipariú Tetikleme: Perakendeci müúterinin talebini karúıladıkça envanter boúalır ve ilerideki talebi karúılamak üzere yenilenmesi gerekir. Yenileme devresi esnasında perakendecinin yerine getirdi÷i önemli bir aktivite önceki safhadan bir sipariú tetikleyen bir yenileme veya sipariú politikası tasarlamaktır. Yenileme sipariúi tetikleyicilerini belirlerken amaç üretimde tasarruf sa÷layarak ve ürün varlı÷ını ve envanteri korumanın maliyetini dengeleyerek karı azamiye çıkarmaktır. Perakende sipariú tetikleme iúleminin sonucu da÷ıtıcıya ve üreticiye kolayca iletilecek bir yenileme sipariúi üretmektir. Perakende Sipariúi Giriúi: Bu iúlem perakendecide müúteri sipariúi giriúiyle aynıdır. Tek fark úudur; perakendeci úimdi da÷ıtıcıya iletilmiú sipariúi veren müúteridir. Bu elektronik yolla veya bazı baúka yollarla yapılabilir. Envanter veya üretim daha sonra perakende sipariúe tahsis edilir. Perakende sipariú giriúi iúleminin amacı bir sipariúin do÷ru girilmesi ve ondan etkilenen tüm tedarik zinciri iúlemlerine hızla iletilmesidir. Perakende Sipariúin Karúılanması: Bu iúlem da÷ıtıcıda meydana gelmesi hariç müúteri sipariúinin karúılanmasına çok benzer. Önemli bir fark her bir sipariúin ölçüsüdür, çünkü müúteri sipariúleri yenileme sipariúlerinden çok daha az olma e÷ilimindedir. Perakende sipariúi karúılamanın amacı maliyetleri asgariye indirgerken yenileme sipariúini perakendeciye zamanında ulaútırmaktır. Perakende Sipariúin Alınması: Yenileme sipariúi bir perakendeciye ulaútıktan sonra perakendecinin onu fiziksel olması ve tüm envanter kayıtlarını güncelleútirmesi gerekir. Bu iúlemde, perakendecide bilgilerin güncelleúmesinin ve perakendeciden da÷ıtıcıya fon akıúının yanı sıra da÷ıtıcıdan perakendeciye ürün akıúı olur. Perakende sipariúin alınması iúleminin amacı envanterleri güncelleútirmek ve mümkün olan en düúük maliyetle hızlı ve do÷ru bir úekilde sergilemektir. Üretim Devresi: Üretim devresi tipik olarak da÷ıtıcı/üretici (veya perakendeci/üretici) 31 arasında meydana gelir ve yenilenen da÷ıtıcı (veya perakendeci) envanterinde yer alan tüm iúlemleri içerir. Sipariúin Varıúı: Bu iúlem sırasında bir bitmiú mallar deposu veya da÷ıtıcı gelecek talep tahminine ve úu anki ürün envanterine dayanarak bir yenileme sipariúi belirler. Meydana gelen sipariú daha sonra üreticiye iletilir. Bazı durumlarda müúteri veya perakendeci do÷rudan üreticiye sipariú verebilir. Di÷er durumlarda ise bir üretici bitmiú mallar deposunda stoklanmak üzere üretim yapabilir. økinci durumda sipariú ürünün varlı÷ına ve ilerideki talep tahminine dayanılarak tetiklenebilir. Bu iúlem yenilenme devresindeki perakende sipariú tetikleyici iúlemle aynıdır. Ürün Programlama: Bu iúlem envanterin bir sipariúe tahsis edildi÷i yenileme devresindeki sipariú giriú iúlemiyle aynıdır. Ürün programlama iúlemi sırasında sipariúler (veya tahmin edilen sipariúler) bir üretim planına tahsis edilir. Her ürün için arzu edilen ürün miktarını bildi÷inden üreticinin kesin üretim sırasına karar vermesi gerekir. ùayet birçok hat varsa aynı zamanda üreticinin her bir hatta hangi ürünleri tahsis edece÷ine karar vermesi gerekir. Ürün programlama iúleminin amacı maliyeti düúük tutarken karúılanan sipariú yüzdesini maksimuma çıkarmaktır. Üretim ve Sevkıyat: Bu iúlem yenileme devresinde anlatılan sipariú karúılama iúlemine eúde÷erdir. øúlemin üretim safhasında üretici üretim programına göre üretim yapar. Bu iúlemin sevkıyat safhasında ise ürün müúteriye, perakendeciye, da÷ıtıcıya veya bitmiú mal deposuna gönderilir. Üretim ve sevkıyat iúleminin amacı, masrafları düúük tutarken ve kalite gerekliliklerini yerine getirirken, ürünü üretmek ve söz verilen tarihe kadar göndermektir. Teslim Alma: Bu iúlemde ürün da÷ıtıcı, bitmiú mal deposu, perakendeci veya müúteri tarafından teslim alınır ve envanter kayıtları güncelleútirilir. Depolama ve fon transferiyle ilgili di÷er iúlemler de yer alır. Satınalma Devresi: Satınalma devresi üretici/tedarikçi arasında meydana gelir ve programa göre üretim yapılması için malzemelerin mevcut olmasını sa÷layacak gerekli tüm iúlemleri içerir. 32 1.3.4.1.2 Tedarik Zincirlerinde øtme/Çekme (Push/Pull) Sistemleri Çekme iúlemlerinde uygulama müúterinin sipariúine göre baúlatılır. øtme iúlemlerinde uygulama beklenen müúteri sipariúlerine göre baúlatılır. Bu nedenle bir çekme iúlemini yerine getirirken müúterinin talebi kesin olarak bilinir halbuki bir itme iúleminin yerine getirilmesi sırasında talep bilinmez ve ancak tahmin edilmelidir. Çekme iúlemleri aynı zamanda reaktif süreçler olarak da ifade edilebilirler çünkü müúterinin talebine tepki verirler. øtme iúlemleri de aynı zamanda spekülatif süreçler olarak ifade edilebilirler, çünkü gerçek talep yerine tahmine cevap verirler. 1.3.5 Bir Firmada Tedarik Zinciri Makro øúlemleri Bir firmadaki bütün tedarik zinciri iúlemleri aúa÷ıdaki üç makro iúlem úeklinde sınıflandırılabilir; (Baily vd.,2005) 1. Müúteri øliúki Yönetimi (CRM); Firma ile onun müúterileri arasındaki ara yüze odaklanan bütün iúlemler. 2. Dahili Tedarik Zinciri Yönetimi (ISCM); Firmanın içinde olan bütün iúlemler. 3. Tedarikçi øliúkileri Yönetimi (SRM); Firma ile tedarikçilerı arasındaki ara yüze odaklanan bütün iúlemlerdir. CRM iúlemlerinde, katalogların ve di÷er pazarlama malzemelerinin hazırlanması Web sitesinin yönetimi ve telefonla sipariú alan ve hizmet veren görüúme merkezinin yönetimi yer alabilir. ISCM makro iúlemi CRM iúleminin meydana getirdi÷i talebi zamanında ve mümkün olan en düúük maliyetle karúılamayı amaçlar. ISCM iúlemlerinde iç üretimin ve depolama kapasitesinin planlanması, talep ve tedarik planlarının hazırlanması ve gerçek sipariúlerin içeriden karúılanması yer alabilir. SRM iúlemleri ise tedarikçilerın seçilmesinden ve de÷erlendirilmesinden, tedarik úartlarının görüúülmesinden ve tedarikçilerla yeni ürünler ve sipariúler konusunda iletiúim kurulmasından oluúur. 33 Tablo 1.1 Tedarik Zinciri Makro øúlemleri Tedarikçi Firma Müúteri SRM ISCM CRM • Kaynak • Stratejik planlama • Pazar • Görüúme • Talep planlama • Satıú • Satınalma • Tedarik planlama • Telefon merkezi • Tasarı iúbirli÷i • Karúılama • Sipariú yönetimi • Tedarik iúbirli÷i • Alan hizmeti 1.3.6 Tedarik Zinciri Süreci øçerisinde Üyeler Arasında Stratejik Uyumun Sa÷lanması 1. Koordineli bir genel strateji oluúturmak için rekabet stratejisinin ve bütün fonksiyonel stratejilerin birbirlerine uymaları gerekir. Her bir fonksiyonel stratejinin di÷er fonksiyonel stratejileri desteklemesi ve bir firmanın rekabet stratejisi hedeflerine ulaúmasına yardımcı olması gerekir. 2. Bir firmadaki farklı fonksiyonun bu stratejileri baúarıyla yerine getirebilmesi için iúlemlerini ve kaynaklarını uygun úekilde yapılandırmak zorundadır. Stratejiler arasında uyum sa÷lamada üç temel adım vardır; Baily et.al.(2005) 1. Müúteri ve tedarik zinciri belirsizli÷ini anlama. ølk önce bir úirketin müúterinin hedeflenen her bölümdeki ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçları karúılarken tedarik zincirinin karúı karúıya kaldı÷ı belirsizlikleri anlaması zorunludur. Bu ihtiyaçlar úirketin hedeflenen maliyet ve hizmet gereksinimlerini tanımlamasına yardımcı olur. Tedarik zinciri belirsizlikleri úirketin tedarik zincirinin hazırlanmak zorunda oldu÷u engelin ve gecikmenin boyutunu belirlemesine yardımcı olur. 2. Tedarik zincirinin yapabileceklerinin anlaúılması. Her biri farklı görevleri yerine getirmek üzere tasarlanmıú birçok tedarik zinciri tipi vardır. Bir úirketin bir tedarik zincirinin ne amaçla tasarlanmıú oldu÷unu bilmesi gerekir. 3. Stratejik uyum sa÷lama. Tedarik zincirinin özellikle iyi yaptı÷ı úeyler ile müúteri ihtiyaçları arasında bir uyumsuzluk mevcut ise úirket ya tedarik zincirini rekabet 34 stratejisini destekleyecek úekilde yapılandırmak veya stratejisini de÷iútirmek zorunda kalacaktır. Lyssons vd. (2006) úöyle bir öneri sunmuúlardır. Basamak 1: Müúteri ve Tedarik Zinciri Belirsizli÷ini Anlamak Bir úirketin müúterisini anlaması için müúterinin hizmet verilen kısmının ihtiyaçlarını belirlemesi gerekir. Müúteri daha az çeúide katlanmaya istekli olabilir ve fiyat düúük oldu÷u sürece çok büyük miktarlarda satın alabilir. Genel olarak, müúterinin farklı kısımlardan talebi birkaç özellikle de÷iúebilir; • Her partide ihtiyaç duyulan ürün miktarı: Bir üretim hattının tamirinde ihtiyaç duyulan malzemenin acil sipariúi muhtemelen küçük olacaktır. Yeni bir üretim hattının inúası için yapılan malzeme sipariú muhtemelen büyük olacaktır. • Müúterilerin katlanmaya istekli oldukları yanıt süresi: Acil sipariúte katlanılabilir yanıt süresi muhtemelen kısadır, buna karúılık inúaat sipariúi için izin verilen yanıt süresi uzun olma e÷ilimindedir. • øhtiyaç duyulan ürünlerin çeúitlili÷i. Bir müúteri bir acil tamir sipariúinin bütün parçalarını tek bir tedarikçiden temin etmeye yüksek ücret ödeyebilir. • Gereken hizmet seviyesi: Acil sipariúte bulunan bir müúteri ürünün hemen temin edilmesini bekler. E÷er sipariúin bütün parçaları hemen temin edilmezse müúteri baúka yere gidebilir. • Ürünün fiyatı: Acil sipariú veren müúteri fiyata çok daha az duyarlıdır. • Üründe arzu edilen yenilik oranı; Kaliteli ürün arayan müúteriler yenilik ve yeni tasarımlar beklerler. Ucuz mal arayan ma÷azadaki müúteriler ürün yeniliklerine daha az duyarlı olabilir. Basamak 2: Tedarik zincirini Anlamak Tedarik zinciri sorumlulu÷u bir tedarik zincirinin aúa÷ıdakileri yapabilmesinden oluúur. • Talep edilen büyük miktarlı sipariúlere cevap verme, 35 • Kısa teslim zamanlarına uyma, • Çok çeúitli ürünlerle tedarik edebilme, • Çok yüksek bir hizmet seviyesine ulaúma, • Tedarik sürecindeki belirsizliklere karúı hazırlıklı olmak. Stratejik Uyumu Etkileyen Di÷er Konular Tedarik zinciri süreci içinde stratejik uyumu etkileyen konular incelendi÷inde; çeúitli ürünlerin, çeúitli müúteri bölümlerinin ve ürünün yaúam evrelerinin bu süreci nasıl etkiledi÷i incelenecektir. Çeúitli Ürünler ve Müúteri Bölümleri ùirketlerin ço÷u birçok müúteri bölümüne her biri farklı özelliklere sahip çeúitli ürünler üretirler ve satarlar. Bir úirket için en önemli konu ürün portöyünde, müúteri bölümlerinde ve tedarik kaynaklarında verilen yeterlili÷i ve duyarlılı÷ı dengeleyecek bir tedarik zinciri oluúturmaktır. Ürünün Yaúam Devresi Ürünler yaúam devrelerinden geçtikçe hizmet verilen müúteri bölümlerinin talep özellikleri ve ihtiyaçları da de÷iúir. Bir ürünün yaúam veresinin baúlangıç safhaları; 1. Talep çok belirsizdir ve tedarik önceden tahmin edilemeyebilir. 2. Zaman satıúlarda hayati önem taúır. 3. Maliyet ço÷u zaman ikincil bir meseledir. Ürün yaúam devresinde bir satıú ürünü haline geldikçe talep ve tedarik özellikleri de de÷iúir. Bu safhada tipik olarak durum de÷iúir; 1. Talep daha belirgin hale ve tedarik ise önceden tahmin edilir hale gelmiútir. 2. Rekabet baskısı artmıútır. 3. Fiyat müúterinin seçiminde önemli bir faktör haline gelmiútir. Tedarik zincirini ve rekabet stratejisini uydururken göz önüne alınacak son boyut rekabet ortamında üyelerin davranıúındaki de÷iúikliklerdir. 36 1.3.7 Etkili Tedarik Zinciri Yönetimi Stratejilerinin Uygulamaya Konması Tedarik zincirlerinin kurulmasında baúlıca amaç üretkenli÷i arttırmak ve masraflardan tasarruf sa÷lamaktır. Tedarik zincirinde aúa÷ıdaki kritik unsurlar yer alır (Charu Chandra & Sameer Kumar, 2000). 1. Zincirde envanteri yönetme Bu günlerde tedarikçi yönetimindeki envanter kavramı, envanter yönetiminde bir trend olmasının yanında geniú kabul görmüú olup yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu sistem envanterin tedarikçiye geri itilmesine olarak verir ve bunun sonucu olarak zincirin di÷er üyeleri için riski azaltır. Ürünün yaúam devresi azaldıkça zincirde düúük envanter önem kazanır. Dönüúüm zamanı hızlı yanıt veren bir envanter sisteminin bir sonucu olarak azalır. Hızlı yanıt sistemi müúteriye verilen hizmeti arttırır çünkü müúteri ihtiyaç duydu÷u anda ve yerde do÷ru miktarda ürün elde eder. Hızlı yanıt aynı zamanda bitmiú ürün envanteri devrini arttırır. 2. Tedarikçi iliúkilerinin kurulması Her hangi bir organizasyon için baúarılı bir tedarik zincirine sahip olmak için en önemli úeylerden biri tedarikçilerıyla stratejik ortaklıklar kurmaktır. ùirketler tedarikçi inceleme programlarını yürürlü÷e koyarak iú yaptıkları tedarikçilerın sayısını sınırlamaya baúlamıúlardır. Bu programlar iúletmede en iyi tedarikçilerı bulmaya çabalar. Yakın bir müúteri/tedarikçi iliúkisine sahip olabilmek çok önemlidir çünkü bu tedarikçilerla çalıúmak kolaydır. Tek tedarikçi iliúkisine yönelik geliúmeyle firmalar; finansal detaylar ve ortak tasarım çalıúmaları gibi konularda bilgilerin tam olarak paylaúılmasına ihtiyaç duyarlar. Firmalar ortak bir kültür kurabilirler ve aynı zamanda uyumlu tahmin ve bilgi teknolojisi sistemlerini yürürlü÷e koyabilirler. Bunun nedeni tedarikçilerının sevkiyat, üretim programları ve ihtiyaç duyulan baúka her türlü bilgiyi elde etmek üzere müúterinin sistemine elektronik yolla ba÷lanabilmelerini gerektirmesidir. 3. Müúteri duyarlılı÷ını arttırma 37 Firmalar rekabette kalabilmek için güvenli ürün teslimatını arttırarak müúteri memnuniyetini arttırmaya odaklanırlar. Müúteri hizmet seviyelerinde talebin artması müúteriler ile tedarikçiler arasında ortaklı÷ı arttırır. Müúterilerine daha hızlı ürün teslimatı dahil yüksek seviyelerde kaliteli hizmet sunabilme ortaklık çabalarında hayati önem taúır. Bir tedarikçiyle baúarılı bir iliúkiye sahip olmak ancak güvenle ve müúteri yanlısı, müúteriye yakın ve müúteri odaklı olabilmeyle gerçekleúir. 4. Rekabet avantajı yaratma Bir endüstride rekabet avantajı sa÷lama ve koruma bir firma için kolay bir giriúim de÷ildir. Birçok rekabet baskısı bir firmayı yeterli kalmamaya zorlar. Tedarik zinciri yönetimi, birçok firma tarafından bir rekabet avantajı olarak görülür. Rekabet avantajı sa÷lamak üst yönetimin azalan masrafları ve azalan kayıpları desteklemesiyle ve ilaveten artan karla birlikte gelir. Firmaların ço÷u masrafları tedarikçilerine geri itmek ve iúçi masraflarını sistemden çıkarmak isterler. Bu masrafları azaltma takti÷i tüm tedarik zincirinin rekabet yeterlili÷ini arttırma e÷ilimi gösterir. Satıú verilerini kullanma ve artan da÷ıtım yeterlili÷i aynı zamanda rekabet avantajını arttırmada faydalı olmuútur. 5. Bilgi Teknolojisi Bilgi tedarik zincirinin etkin biçimde iúletilmesinde hayati önem taúır. Bir iúletmenin iletiúim yetene÷i bilgi teknolojisi sistemi tarafından güçlendirilir. Bununla beraber, ticaret yapan ortaklar arasında bilgi sistemi uyumlulu÷u enformasyon de÷iúimini sınırlayabilir. Ortakların gerçek zamanda güncelleútirilen bir veri tabanına ulaúabilecekleri ve kullanıcı dostu olan geliúmiú bilgi teknolojisi sistemlerine ihtiyaçları vardır. Birinci bölümde lojistik, tedarik zinciri ve tedarik zinciri yönetimi kavramlarına de÷indik. Bu genel yapı çerçevesinde satınalma tedarik zinciri yönetiminin en önemli aúamalarındandır. Baúarılı bir tedarik zinciri ve dolayısıyla baúarılı bir satınalma için gereken tedarikçilerin seçimi ve de÷erlendirilmesi özellikle üzerinde detaylı olarak durulması gereken kavramlardır. økinci bölümde de öncelikle satınalma konusu iúlenecek daha sonra da tedarikçi seçimi ve tedarikçi de÷erlendirmesi kavramları detaylı olarak iúlenecektir. 38 BÖLÜM 2. SATINALMA–TEDARøKÇø SEÇøMø VE DEöERLENDøRøLMESø 2.1. Satınalma Günümüzde rekabette kalabilmeleri ve masraflarını azaltabilmeleri için úirketlerden faaliyetlerini baúka firmaları faaliyetleri ile birleútirmeleri istenmektedir. Faaliyetleri entegre etmenin sonucu aynı zamanda bir de÷er zinciri olarak da adlandırılabilecek bir úirketler zinciridir. Bu de÷er zinciri do÷ru yerde, zamanda ve kalitede do÷ru malzemenin, teknolojinin ve hizmetlerin satın alınmasını sa÷lamaktan sorumludur. 2.1.1. Satınalmanın Tanımı Son on yıl içinde satınalma kavramı birkaç farklı yönden tarif edilmektedir. Hakkansson (1979) satınalmayı úöyle tarif eder; “malzemelerin, bileúenlerinin ve ekipmanın kısaca kaynak girdilerini sa÷lamlaútırmak”. Heintirz (1986) satınalmayı úöyle ifade eder; “do÷ru kaynaktan do÷ru kalitede, adette, zamanda, yerde ve fiyatta do÷ru malzeme satınalmaktır.” (Heintirz, 1986: 84). Scheuing (1989) satınalmayı úöyle açıklar; “ihtiyaç duyulan malları ve hizmetleri uzman, güvenilir kaynaklardan en uygun fiyata elde etmektir.” (Scheuing, 1989: 95). Van Weele’nin (2003) “satınalma gün geçtikçe (firmanın dıú kaynaklarını kontrol altına almayı) amaçlayan bir stratejik fonksiyon haline gelmektedir” der ve úöyle devam eder; “satınalma en elveriúli koúullarda úirketin öncelikli ve destek faaliyetlerini iúletmede, sürdürmede ve yönetmede gerekli olan bütün malları ve hizmetleri dıú kaynaklardan temin etmektir.” (Van Weele, 2003:97). Satınalma anlayıúı yukarıda sözü edilen bütün yönleri içerir, onun bir stratejik entegrasyon oldu÷unu ve birçok madde, stratejik satınalma, iliúki kurma, tedarikçinin geliúmesi ve tedarik yönetimi iliúkilidir. Van Weele (2003) satınalma sürecinde yer alan altı temel aktiviteden söz eder; teknik özellik, seçim, anlaúma, sipariú, hızlandırma ve (olay sonrası) de÷erlendirmedir (Weele 2003, 102). 2.1.2. Satınalmanın Önemi Satınalma bir organizasyonda önemli bir rol oynar. Masraflardan tasarruf edilecek önemli bir alandır. Üreticilerin ço÷u toplam gelirlerinin yaklaúık % 55 ini 39 mallara ve hizmetlere harcarlar bu arada 1980 lerde aynı zamanda birçok Japon otomobil úirketi de istatistiklerden aynı neticeyi çıkarmıúlardır. (Monczka ve Trent 2002: 120), Satınalma kalite üzerinde önemli bir etki yapar. Bitmiú malların ve hizmetlerin kalitesinin bu malların üretilmesi için satın alınan malzemelerinin ve parçaların kalitesine dayandı÷ı açıktır. E÷er düúük kalitede malzeme ve parça kullanılırsa, o zaman son ürünler müúterinin beklentilerini karúılamaz. Sonuç olarak, yetersiz ürünler kötü etkilere, kayıplara ve hatta bir úirketin operasyonlarının kesilmesine yol açabilir. Bu da satınalmanın ve tedarikçilerin önemini daha da arttırır. Monczka ve Trent (2002) tipik bir örnek vermektedir; Chrysler Neon otomobilini tanıttı÷ında úirket tedarikçilerın arabanın de÷erinin % 70 ini tedarik edebileceklerini fark etmiútir. Arabayı programa uygun olarak çıkarmak için tasarım takımı, 25 önemli parça imalatçısının (yani, koltuk, lastik ve süspansiyon parçaları) mühendislerini Chrysler tesisine göndermeye davet etmiútir. Bu çabanın sonucunda; araba önceki modellerden daha düúük maliyete üretilmiú ve teklif edilen tasarım özelliklerinin tümü dahil edilmiútir. Sonuç olarak, herhangi bir ticari organizasyonun maliyeti düúürmesinin, kaliteyi arttırmasının ve rekabet avantajı sa÷lamasının en etkili yollarından biri etkili satınalmanın kritik bir faktör haline gelmesidir. 2.1.3. Satınalmadaki Amaç Satınalmanın öncelikli rolü iç ihtiyaçlara cevaben mallar ve hizmetler elde etmektir. Bu çok karmaúıktır ve sürecin kendisinin sürekli izlenmesi ve de÷erlendirilmesi gerekir. Bugünün ticaretinde satınalmadaki amaç daha önemli hale gelmektir çünkü bugünlerde ticaret tedarikçilere dayanmaktadır. Satınalma organizasyonunun baúlıca amaçlarından baúlayarak satınalmanın ne oldu÷unu anlamak önemlidir. Monczka ve Trent’e (2002: 106) göre aúa÷ıdaki altı madde önemli olmaktadır. Amaç 1: øúletme gereksinimlerini destekleme Satınalma iç müúterilerin iúletme gereksinimlerini karúılamak için birçok 40 aktiviteyi yerine getirmek zorundadır, bu satınalma fonksiyonunun geleneksel rolüdür. Satınalma ham madde, parça, tamir ve bakım maddeleri ve hizmetleri satın alarak iúletme gereksinimlerini destekler. Satınalma, iç müúterilerin istedi÷i yüksek kalitede mal ve hizmetlerde kesintisiz bir akıú sa÷layarak bu hareketi desteklemek zorundadır. Bir firmanın bu akıúı destekleyebilmesi için aúa÷ıdakileri yapması gerekir; • Malları do÷ru fiyata, • Do÷ru kaynaktan, • østenen vasıflarda, • Do÷ru adette, • Do÷ru zamanda • Do÷ru müúteriye teslim edilmek üzere satınalmak. Amaç 2: Satınalma iúlemini yönetme øúlem yönetimi, amacın onu mümkün oldu÷unca yeterli ve etkili yapmak oldu÷u anlamına gelir. Bunu yaparken, uygun kadro seviyesine karar verilmeli ve onlara do÷ru mesleki e÷itim verilmelidir. Satınalma sistemlerinin üretkenli÷in artmasına ve daha iyi karar vermeye yol açabilecek úekilde yürürlü÷e konulmaları gerekir. Amaç 3: Tedarik kaynaklarının seçimi, geliútirilmesi ve korunması Satınalma, ürün maliyetinde, kalitesinde, teknolojisinde, teslimatında ve ürün geliútirmede performans avantajları sunabilen bir tedarikçi tabanı belirlemeli ve yönetmelidir. Tedarik kaynaklarının etkin biçimde korunması ve geliútirilmesi satınalmanın gerekli potansiyele sahip tedarikçileri belirlemesini ve daha sonra bu tedarikçilerle iliúkilerini geliútirmek amacıyla yaklaúmasını gerektirir. Amaç 4: Güçlü iliúkiler geliútirme Satınalmanın pazarlama, üretim, mühendislik, teknoloji ve finans dahil di÷er fonksiyonel gruplarla pozitif iliúkiler geliútirmesi ve yakın etkileúimde bulunması zorunludur. Amaç 5: Organizasyonun hedeflerini ve amaçlarını destekleme Satınalmanın belki de tek baúına en önemli amacı organizasyonun hedeflerini ve 41 amaçlarını desteklemektir. Bu amaç, satınalmanın toplam performansı do÷rudan etkileyebilece÷i ve satınalmanın organizasyonun stratejik hedefleriyle ilgilenmesi gerekti÷i anlamına gelir. Daha sonra satınalma artık bir destek fonksiyon olmaktan çıkar ve piyasada güçlü bir rekabet avantajı sa÷layan bir stratejik de÷er haline gelir. Amaç 6: Entegre satınalma stratejileri geliútirme Satınalmada entegrasyonun baúarılı olması için iki önemli neden vardır. ølki, satınalma personelinin e÷itimi ve seçimidir. Sonuç olarak, satınalma personeli en yüksek seviyede úirket planlama iúlemine katılmıútır. økincisi, üst düzey yönetim ço÷u zaman geliúen bir satınalma fonksiyonunun sa÷layabilece÷i yararları fark etmeye baúlamıútır.. 2.1.4. Satınalma Stratejisi Alıcı úirket ile tedarikçilerı arasındaki iliúki önemlidir çünkü; neyin, nasıl ve kimden satın alındı÷ını etkiler. Bu nedenle, úirketlerin tedarikçilerine yönelik hangi stratejileri kullandıklarını vurgulamak önemlidir. Bowersox (2002) üç strateji öne sürmüútür. Bunlar: miktarı birleútirme, tedarikçi operasyonu entegrasyonu ve de÷er yönetimi. • Miktarı birleútirme Satınalma ya tek bir kaynaktan veya çeúitli kaynaklardan yapılır. Bunların her ikisin de kendi avantajları ve dezavantajları vardır. 1980 lerden önceki satınalma literatürü, tek bir tedarikçi kullanma çok fazla risk taúıdı÷ından (çünkü bu tedarikçi grev, yangın, dahili kalite sorunları gibi sorunlarla veya temin kabiliyetindeki baúka engellemelerle karúı kaúıya kalabilir) çeúitli tedarik kaynaklarının en iyi satınalma stratejisi oldu÷u öne sürmekteydi. Aslında, çeúitli kaynaklarda birçok avantaj görülmektedir; birincisi, potansiyel tedarikçiler alıcıyla ticaret için sürekli fiyat teklifinde bulunurlar, fiyatlandırmanın mümkün oldu÷unca düúük yapılaca÷ını temin ederler. økincisi, çeúitli kaynakların korunması alıcının tedarikçilerden herhangi birine ba÷ımlılı÷ını azaltır. Bununla beraber, çeúitli kaynaklar úirketlere baúka bir sorun yaratır; birçok úirket neredeyse her malzeme ve mal için çok sayıda tedarikçiyle u÷raúmak zorundadır. Böyle 42 bir sorun meydana geldi÷inde miktarı birleútirme tedarikçi sayısını azaltacak en etkili satınalma stratejisi haline gelir. Miktarı az sayıda tedarikçiyle birleútirerek satınalma sadece alıcıya yarar sa÷lamakla kalmaz aynı zamanda tedarikçilerin da lehinedir. Tedarikçilere gelince en bariz avantaj úudur; tedarikçiler çok miktarlarda mala konsantre olarak toptan üretimden tasarruflar sa÷layabilirler bu nedenle sabit masraflarını geniú bir ürün miktarına yayarlar. Yüksek miktarda mal temin edildi÷inde tedarikçi ekipmanına daha çok yatırım yapmak ve hizmetini daha da arttırmak ister. Bu durumda tedarikçiler aynı zamanda elde ettikleri kendi avantajlarını alıcı organizasyona kaydırabilirler, ilaveten alıcılar ile tedarikçiler arasındaki iú iliúkisi daha iyi geliúebilir. • øúlemlerin Entegrasyonu Satınalma iúlemlerini bütünleútirmenin baúlıca amacı fireyi azaltmak, masrafı düúürmek ve karúılıklı geliúim için alıcı ile tedarikçi arasında bir iliúki geliútirmektir. Bowersox’un (2002) satınalma stratejisinde bir sonraki geliúme seviyesi olarak söz etti÷i gibi, alıcılar ve tedarikçiler tedarik zincirinde güçlü iúletmenin baúarısını artırmak üzere kendi iúlem ve faaliyetlerini bütünleútirmeye baúlarlar. Satınalma operasyonunun entegrasyonu birçok biçimde gerçekleútirilebilir. Bowersox (2002:108) bu seçenekleri üç baúlık altında anlatır; 1. Alıcı, tedarikçiye hangi ürünlerin satılmakta oldu÷u ve ileride hangi alımların beklenmesi gerekti÷i konusunda erken haber vererek tedarikçinin kendi satıúlarına ve sipariú enformasyon sistemine girmesine izin verebilir. Böyle bir bilgi tedarikçinin daha kesin talep bilgisi elde etmesine, bu nedenle tedarik gereksinimlerini daha etkili belirlemesine ve malzemelere daha düúük maliyetle daha etkin iúlem yapmasına olanak verir. 2. øúlemler düzeyinde entegrasyon, alıcının ve tedarikçinin, tedarik iúlemlerini aynı zamanda belirlemek için birlikte çalıúmasıyla gerçekleúir. Uygulamalardan biri EDI ba÷lantılarını kurmak, buna göre sipariú zamanını azaltmak ve hataları ortadan kaldırmaktır. Bu uygulama entegrasyonun basit bir formudur. Her iki tarafın gerçekleútirdi÷i gereksiz faaliyetler ortadan kaldırılmaktadır. 3. øki yönlü ö÷renme aynı zamanda toplam maliyeti düúürme için de daha iyi bir yoldur. 43 Örne÷in, Toyota tedarikçilerin kalite yönetimindeki yeteneklerini arttırmak için onlarla koordinasyon içinde çalıúır. Toyota kendi personelini kullanarak tedarikçilerin tesislerini ziyaret eder ve onların kendi verimlerini arttırabilecekleri yollar bulmalarına yardımcı olur. øúlemler düzeyindeki entegrasyon kuruluúa birçok yarar sa÷lar; araútırmalar bu iúlemlerin bir tedarikçiyle bütünleúmesinin % 5 – %25 üzerinde gittikçe artan tasarruflar sa÷ladı÷ını göstermiútir. • De÷er yönetimi Bowersox’ a göre (2002) satınalma stratejisinde bir sonraki aúama de÷er yönetimidir. Bu, tedarikçi entegrasyonunun daha yo÷un bir biçimidir. De÷er mühendisli÷i, de÷iúiklik yapma esnekli÷i ve tedarikçin ürün tasarımına erken katılımı, toplam maliyeti düúürür. De÷er mühendisli÷i, maliyeti düúürmek adına tasarımın ilk safhasında malzeme ve parça gereksinimlerinin sıkıca gözden geçirilmesinin yer aldı÷ı bir kavramdır. Yeni bir ürün geliútirilirken yapılan çalıúmalar arasında, fikir üretme, de÷erlendirme, kavram geliútirme, tasarım ve nihai prototip geliútirme yer alır. Tüm süreç boyunca esneklik vardır ve tasarım de÷iúikliklerine kolaylıkla uyulabilir. Bir prototip bir kez geliútikten sonra tasarım de÷iúikli÷iyle ba÷lantılı masraflar aúırı derecede yüksektir. Bir tedarikçi sürece erken safhada girerse, iúletmenin fire ve maliyeti azaltmada tedarikçinin bilgi ve yeteneklerini kullanma olasılı÷ı yüksektir. Bu nedenle de÷er mühendisli÷inin, de÷iúiklik yapma esnekli÷inin ve tedarikçi katılımının, de÷er yönetimiyle ilgili bütün yönlerinin mümkün oldu÷unca erken baúlaması gerekir. 2.1.5 Satınalma Devresi Satınalma devresi malzeme sipariú etmeyle ba÷lantılı bütün faaliyetleri kapsar. Monczka ve Trent (2002) bir devre olarak satınalma iúleminin beú önemli basamaktan oluútu÷unu belirtir; • Malzeme ve hizmet ihtiyaçlarını belirleme veya tahmin etme, • Potansiyel tedarik kaynaklarını de÷erlendirme, • Tedarikçileri seçme, • Malzeme gereksinimlerini gönderme ve alma, 44 • Tedarikçi performansını sürekli ölçme ve yönetme. Buna göre tüm satınalma devresi beú basamaktan oluúmaktadır; bu basamaklar, satınalmanın yeni mi yoksa tekrarlanan bir maddenin satın alınıp almadı÷ına ba÷lı olarak de÷iúiklik gösterebilir. Yeni mallar gerekti÷inde satınalma iúlemlerinin muhtemel kaynakları de÷erlendirilmekte ve beú basama÷ın tümünü yerine getirebilecek kalifiye tedarikçiler seçmede çok daha fazla zaman harcanmaktadır. Bununla beraber firmalar, satınalmanın tekrarı durumunda genellikle mevcut onaylanmıú tedarikçiler kullanır ve tedarikçinin tekrar seçilmesine gerek kalmaz ve sadece 1, 4 ve 5 satınalma devreleri uygulanır. 2. 1. 6. Uygulamada Satınalma Kararlarının Verilmesi Bowersox (2002) uygulamada satınalmayı úöyle açıklamaktadır. 1. Çok fonksiyonlu takımlar kullanma: Etkili satınalma stratejileri firma ile çok fonksiyonlu iúbirli÷inden kaynaklanır. Satınalma grubunun satınalma stratejisinin dar olması ve malın fiyatına odaklanması olasıdır. 2. Bölgelerde ve firmanın tüm birimlerinde uygun iúbirli÷i sa÷lama: Bütün bölgelerde ve firmanın birimlerinde satınalma koordinasyonu bir firmanın satın alırken üretimden azami derecede tasarruf etmesine ve aynı zamanda iúlem masraflarını azaltmasına olanak verir. 3. Toplam maliyeti de÷erlendirme: Toplam maliyeti etkileyen bütün faktörlerin belirlenmesi ve tedarikçi seçiminde kullanılması gerekir. ølgili tüm boyutların yanı sıra tedarikçi performansının da ölçülmesi ve toplam maliyet üzerindeki etkisi de belirlenmelidir. 4. Önemli tedarikçilerle uzun vadeli iliúkiler kurma: øyi satınalmanın bir temel prensibi úudur; birlikte çalıúan bir alıcı ve tedarikçi, ba÷ımsız çalıúan iki taraftan daha çok tasarruf fırsatı sa÷lar. 2.2. Satınalmanın Tedarik Zincirindeki Rolü Satınalma úirketlerin iúletmelerini yürütebilmeleri için tedarikçilerden hammadde, parça, ürün ve baúka kaynaklar temin ettikleri bir iúlemdir. Satınalma mal 45 ve hizmet satınalmada gerekli olan iúlemlerin tamamıdır. Birçok firma için fiyat geleneksel olarak tedarikçilerin karúılaútırıldıkları tek boyut olmuútur. Bir tedarikçiyle ticaret yapmada toplam maliyeti etkileyen teslim zamanı, güvenilirlik, kalite ve tasarım yetene÷i gibi baúka birçok tedarikçi özellikleri bulunmaktadır. De÷erlendirme iúlemi bir tedarikçiyle çalıúmanın toplam maliyetini etkileyecek tüm boyutların yanı sıra performansını da belirlemeli ve izlemelidir. Tasarım iúbirli÷i tedarikçinin ve üreticinin nihai ürün için parçalar tasarlarken birlikte çalıúmalarına olanak verir. Etkili satınalma kararlarından sa÷lanan faydaların bir kısmı aúa÷ıdadır; Monczka ve Trent (2002) • E÷er bir firma içindeki sipariúler bir araya getirilirse miktar indiriminden tasarruf edilebilir. • Çok yerden fiyat toplama gibi etkin satınalma faaliyetleri satınalmanın genel maliyetini azaltabilir. Çok miktarda düúük de÷erli iúlemlerin yapıldı÷ı maddelerde çok önemlidir. • Tasarım iúbirli÷i; üretimi ve da÷ıtımı daha kolay ürünlere yol açar bu da genel maliyetin düúmesiyle sonuçlanır. Bu faktör ürünün maliyetine ve de÷erine önemli miktarda katkı yapan tedarikçi ürünleri için çok önemlidir. • øyi düzenlenmiú satınalma iúlemleri tedarikçiyle olan koordinasyonu kolaylaútırabilir, tahmin ve plan yapmayı arttırır. Daha iyi koordinasyon, envanter seviyelerini düúürür ve tedarikin ve talebin uyumunu arttırır. • Uygun tedarikçi anlaúmaları riskin paylaúılmasına olanak verir hem tedarikçi hem de alıcı açısından yüksek kar edilmesini sa÷lar. • Firmalar tedarikçileri arası rekabeti arttırarak düúük mal fiyatlarına ulaúabilirler. Tedarikçilerden mal satın alırken ve onları de÷erlendirirken teklif fiyatının yanında aúa÷ıdaki faktörler de göz önüne alınmalıdır. Monczka ve Trent (2002) • Yeni mal teslim süresi • Zamanında teslim • Tedarik esnekli÷i • Teslim sıklı÷ı/asgari parti ölçüsü • Tedarik iúleminin fiziksel koúulları karúılaması • Taúıma maliyeti 46 • Fiyatlandırma úartları • Enformasyon koordinasyon kabiliyeti • Tasarım iúbirli÷i kabiliyeti • Döviz kurları, vergiler ve rüsumlarla ilgili detaylarda úeffaflık • Tedarikçinin varlı÷ını sürdürebilmesi 1. Yeni mal teslim süresi. Bir tedarikçi için teslim süresi arttıkça alıcının elinde bulunması gereken güvenlik stok miktarı da do÷ru orantı ile artar. 2. Zamanında teslim. Zamanında teslimat tedarikçi performansını arttırır. Güvenilir bir tedarikçinin teslim süresi de÷iúkenli÷i düúüktür, halbuki güvenilmez bir tedarikçininki gayet yüksektir. 3. Tedarik esnekli÷i. Tedarik esnekli÷i tedarikçinin di÷er performans faktörlerinin bozulmasına izin vermeden katlanabilece÷i sipariú adedindeki de÷iúkenlik miktarıdır. 4. Teslim sıklı÷ı/asgari parti ölçüsü. Bir tedarikçi tarafından sunulan teslim sıklı÷ı ve asgari parti ölçüsü bir firma tarafından sipariú edilen her bir yenileme partisini etkiler. 5. Tedarik iúleminin fiziksel koúulları karúılaması. Tedarikin kalitesinin kötüleúmesi bir firma için temin edilen parçaların tedarikindeki de÷iúkenli÷i arttırır. 6. Taúıma maliyeti. Malzeme getirmenin nakliyat masrafından oluúur. 7. Fiyatlandırma úartları. Fiyatlandırma úartları úunlardan oluúur; tedarikçi tarafından herhangi bir adet indirimi teklif edilmeden ve ödeme yapılmadan önce izin verilen gecikme süresidir. 8. Enformasyon koordinasyon kabiliyeti. Bir tedarikçinin enformasyon koordinasyon kabiliyeti bir firmanın tedariki ve talebi uyuúturma yetene÷ini etkiler. 9. Tasarım iúbirli÷i kabiliyeti. Ürün maliyetinin büyük bir kısmı tasarımda sabit oldu÷undan bir tedarikçinin iúbirli÷i kabiliyeti önemlidir. 10. Döviz kurları, vergiler ve rüsumlarla ilgili detaylarda úeffaflık. Döviz kurları, vergiler ve rüsumlar küresel bir üretim ve tedarik tabanına sahip bir firma için önemli olabilir. 11. Tedarikçinin varlı÷ını sürdürebilmesi. 47 Tedarikçilerin bir úirketin performansı üzerinde etkisi bilindi÷inden bir tedarikçi seçiminde önemli bir faktör onun verdi÷i sözleri tutabilme olasılı÷ıdır. Tedarikçi performansı toplam maliyet üzerindeki etkisi baz alınarak karúılaútırılmalıdır. Satınalma fiyatından baúka toplam maliyet de yeni mal teslim süresinden, zamanında performanstan, tedarik esnekli÷inden, teslim sıklı÷ından, tedarik kalitesinden, iç transfer masrafından, fiyatlandırma úartlarından, tedarikçinin tahmin ve planlama koordinasyon yeteneklerinden, döviz yetene÷inden, kurlarından ve tedarikçinin vergilerden ve tasarım konusundaki tedarikçinin yaúamını sürdürebilmesinden etkilenir. Bir firmanın tedarikçileri seçmeden önce tek bir kaynak mı kullanaca÷ına yoksa ürünü satın aldı÷ı birçok tedarikçiden mi olaca÷ına karar vermesi gerekir. Tedarikçinin alıcıya ba÷lı belirgin bir yatırım (imalathane, uzman istihdamı veya ekipman) yapmak zorunda kaldı÷ı ve tedarikçiyle belli bir miktarı garanti etti÷i durumlarda tek bir kaynak kullanılır. Tek kaynak aynı zamanda otomotiv endüstrisinde sıkça kullanılmaktadır. Tedarik zincirinin performansı sistemde yer alan unsurlara ba÷lıdır çünkü alıcı ve tedarikçi her biri kendi karını yükseltmeye çalıúan iki farklı yapıdır. Dolayısıyla tedarik zincirinde iki tarafın yapaca÷ı iúbirli÷ine yönelik çabalar, tedarik zinciri karlarını arttırma noktasında büyük fayda sa÷lar. 2.2.1 Belirsizliklerin Paylaúılması Tedarikçinin, talepteki belirsizliklerin bir kısmını paylaúmasını sa÷layarak genel karlılı÷ı arttırabilecek üç anlaúma türü aúa÷ıda verilmiútir; Monczka ve Trent (2002) 1. øade anlaúmaları 2. Gelir paylaúımı anlaúmaları 3. Miktar esnekli÷i anlaúmaları • øade Anlaúmaları Bir anlaúmada iade hükmü, satılamayan malın, belirlenen miktara kadar olan kısmı belirlenmiú fiyat üzerinden geri alınmasına olanak verir. øade anlaúmaları aúırı stoklama masraflarını düúürür. 48 • Geliri Paylaúma Anlaúmaları Bir geliri paylaúma anlaúmasında, alıcı tedarikçiden satın alınan her bir birim için asgari miktarda ödeme yapar fakat satılan her birim için gelirin bir kısmını paylaúır. • Miktar Esnekli÷i Anlaúmaları Miktar esnekli÷i anlaúması, alıcının talep de÷iútikçe sipariúi (tedarikçinin kabul etti÷i sınırlar dahilinde) de÷iútirmesine olanak verir. Tedarikçilerle birlikte çalıúmak ürün geliútirme süresini anlamlı úekilde hızlandırabilir. Bu, ürünün yaúam devrelerinin kısaldı÷ı ve bir ürünün piyasaya rekabet anlamlı bir rekabet avantajı sunmadan önce sokuldu÷u bir dönemde hayati önem taúır. Sonuç olarak, tedarikçinin tasarım aúamasında katılımı, üreticinin sistem entegrasyonu üzerinde yo÷unlaúmasına olanak verir, daha düúük maliyette daha yüksek kalitede ürünler üretilebilir. Envanter maliyetlerini azaltmada öncelikli yaklaúım “mass customization” için tasarım yapmaktır. Üretilebilirli÷e göre tasarım, tasarım aúamasında üretim kolaylı÷ını dikkate alarak tasarım yapma giriúimidir. Önemli prensiplerden bazıları úunlardır; benzer parça özellikleri, sa÷-el ve sol-el parçalarının kaldırılması, simetrik parçalar tasarlama, parçaları birleútirme, yeni parça tasarlamak yerine hazır parçaları kullanma gibi. Tedarikçilerle iúbirli÷i yapmak bir firmanın maliyeti düúürmesine, kalitesini arttırmasına ve pazarlama süresini azaltmasına yardımcı olur. Tasarım sorumlulu÷u tedarikçiye geçtikçe lojistik tasarımı ve üretim tasarımı prensiplerinin takip edilmesi sa÷lanır. Üreticilerin baúarılı olabilmeleri için tedarik zincirinde etkili denetleyiciler haline gelmeleri zorunluluktur. Direkt malzeme, mamullerde kullanılan temel girdidir. Endirekt malzeme ise bir firmanın iúlemleri için desteklemeyici girdilerdir. Endirekt malzeme masrafları, malların seçimindeki, onay almadaki, sipariúin verilmesi ve gönderilmesindeki güçlükler yüzünden yüksektir. Hem direkt hem de endirekt malzemeler açısından satınalma iúlemindeki önemli baúka bir gereklilik, sipariúleri ürüne ve tedarikçiye göre bir araya getirebilmektir. Direkt malzemelerde sipariúlerin birleútirilmesi tedarikçide ve nakliyat esnasında tasarrufları arttırır ve firmanın tedarikçi 49 tarafından sunulabilecek herhangi bir miktar indiriminden istifade etmesine olanak verir. Endirekt malzemelerde bir tedarikçinin sipariúleri birleútirilmesi ço÷u zaman firmanın daha iyi satınalma indirimleri için görüúme yapmasına olanak verir. Direkt malzemelerde satınalma iúleminin, tedarikçiyle birlikte koordinasyonu ve úeffaflı÷ı arttırmaya ve endirekt malzemelerdeki satınalma iúlemi ise her sipariúin iúlem masrafını azaltmaya odaklanması gerekir. Her iki durumda da satınalma iúlemi üretim tasarrufundan ve miktar indiriminden istifade etmek üzere sipariúleri birleútirmelidir. Direkt malzemeler kritik ve stratejik maddeler úeklinde sınıflandırılabilirler. Kritik maddeler úunlardan oluúur; teslim süresi uzun veya üretimi uzmanlık gerektiren malzemelerdir. Kritik maddeleri satınalmadaki amaç düúük fiyat de÷il, elde bulunmasını sa÷lamaktır. Son grup olan stratejik maddeler ise, üreticinin genel imalat sürecinin devamını ve süreklili÷ini sa÷layacak parçalardır. 2.2.2 Satınalma Planlama ve Analiz Periyodik olarak her firmanın satınalma masraflarını ve tedarikçi performansını analiz etmesi ve bunu ilerideki satınalma kararlarında bir girdi olarak kullanması zorunludur. Önemli bir analiz; kategoriler ve tedarikçiler arası harcamaların toplamıdır. Dolayısıyla yöneticiler olası tasarruf alanlarının farkına varabilirler ve kaynakları daha etkin biçimde kullanabilirler. (Leenders&Fearon,2000). Analizin ikinci kısmı tedarikçi performansıyla ilgilidir. Maliyet ve tedarikçi performansı analizi hangi tedarikçilerle çalıúılaca÷ına karar vermede ve sipariúlerin seçilmiú tedarikçiler arasında da÷ıtılmasında kullanılmalıdır. Satınalma iúlemi, tasarruf sa÷lamak amacıyla yeri geldi÷inde sipariú miktarına ve tedarikçiye göre analiz edilmelidir. Daha ucuz satan ve daha düúük performanslı tedarikçiler asıl talebin karúılanmasında kullanılmalıdırlar buna karúılık yüksek performanslı ancak daha pahalı satan tedarikçiler baúka kaynakların tedarikininde ve talepteki de÷iúikli÷i karúılayabilme noktasında kullanılmalıdır. 2.3 Tedarik Zinciri Yönetiminde Satınalmayı Tanımlama ve Tedarikçi Seçimi Üretim sürecinin kalite ve maliyet yönü satınalma ile baúlar. Bununla birlikte úirketler satınalma için dikkate de÷er zaman ve para harcarlar. Yıllarca, sayısız farklı 50 çalıúma, tedarikçi seçimi sürecinin bütün satınalma faaliyetleri arasından en önemli fonksiyon oldu÷unu iddia etmiútir. Satınalmanın rolü son yıllarda gitgide artarak iúletme fonksiyonları arasında çok önemli bir konuya dönüúmüútür. Satınalma fonksiyonunun önemi ço÷unlukla bu alanda artan bir uzmanlaúma ihtiyacını beraberinde getirmiútir. Verimlili÷in baúlangıcı daha sipariú noktasına ve oradan da tasarım fonksiyonuna kadar uzatılmıútır. Birçok endüstri için satınalma, bir úirketin harcama kalemlerinin en büyü÷ü olması ve bir firmanın karında önemli etkiye sahip olması bakımından önemini korumaktadır. Bu yüzden, stratejik satınalma kararlarının artan rekabetle birlikte rekabet avantajını sürdürmede ki önemi daha da net ortaya çıkmıútır. ùirketler girdilerinin birço÷u için tedarikçilerine oldukça güvenmektedirler. ømalat úirketlerinde gelirin yaklaúık %30'undan %60'ına kadar olan bölümü satınalınan malzemelere harcanır. Tedarikçiler organizasyonda büyük bir etkiye sahiptir. E÷er yalnızca direkt imalat maliyetleri göz önüne alınırsa, bu oran % 80'lere yaklaúmaktadır. (Leenders&Fearon,2000). Tedarikçi seçimi konusu incelenirken tekel durumunda seçimi olmayabilir. Malzemelerin her biri için en az iki farklı tedarikçi var olmalıdır. Satınalmacı, kabul edilebilir hizmet seviyesi ve makul fiyat ile arzu edilen kalite, miktar ve teslimat ihtiyaçlarını karúılamayı tedarikçilerinden ister. ùirketin hedefleriyle iliúkili önemli niteliklerinden bazıları tedarikçinin geçmiúi, yetenekleri, teknik gücü, finansal durumlar, organizasyon ve yönetim, üretim sistemi, süreçlerin uyumu, iletiúim, iúgücü yapısı ve yerleúim yeridir. (Leenders&Fearon,2000). Bir satınalma kararı birçok kriteri kullanır. Mevcut tedarikçilerin her biri bu kriterler ve sıra içinde de÷erlendirilir. Karar aúa÷ıdaki sıralamaya göre yapılır: Alternatif tedarikçiler de÷erlendirildi÷i zaman, onlar arasında üç farklı durum oluúabilir: 1. Tedarikçiler bütün açılardan benzerdir. Küçük farklılıklar vardır. 2. Tedarikçiler birbirlerinden çok farklıdır. Fakat onlardan biri bütün açılardan di÷erlerinden daha yüksektedir. 3. Tedarikçiler birbirlerinden çok farklıdır. Di÷erleri di÷er úartlarda daha iyisini 51 yaparken, bazıları bazı úartlar altında daha iyisini yapar. ølk iki durumda, Tedarikçi seçimi kolay bir karardır ve çok çaba gerektirmez. Bununla birlikte üçüncü durumda dikkatli analiz ve do÷ru karar vermek için çalıúma gerektirir. Bu durum çok kriterli ve göreceli de÷erlendirmeyi zorunlu kılar. ølk durumun çalıúması esnasında tedarikçilerin analizinde yapılan hatalar sonucu de÷iútirmeyecektir. økinci durumdayken, en kötü tedarikçilerden birinin seçimi kötü bir performansla sonuçlanır. Son olarak üçüncü durumda kararsızlık oldu÷undan dolayı hata ihtimali yüksektir ve sonuç tahmin edilemez. 2.3.1 Tedarikçi Seçimi Kararlarının Sınıflandırılması Tablo 2.1 Tedarikçilere Bakıú Açısı ùartlar Hatanın Olasılı÷ı Hatanın Sonucu Karar Modu Bütün úartlarda tedarikçiler benzerdir. Tedarikçiler önemli oranda farklıdır, bütün úartlarda bir tedarikçi daha yüksek Tedarikçiler önemli oranda farklıdır, en iyi tedarikçi úartlara ba÷lıdır. Yüksek Çok Küçük Rutin Düúük Yüksek Rutin Yüksek Bilinmeyen Kompleks Kaynak : Soukup (1987) Genellikle, gerçek yaúamda, üçüncü durum ortaya çıkar. Bununla birlikte tedarikçi seçimi kararları belirsizlik altında verilen karar olarak göz önüne alınabilir. Bir karar a÷acı bir tedarikçi seçimi kararı seviyesini gösterir. Karar a÷acını etkili olarak kullanabilmek için, kriterler de÷erlendirilmeli ve basan ihtimalleri (p,q) ve hata (l-p,l-q) hesaplanmalıdır. 52 ùekil 2.1 p yeterli 1-p yetersiz q yeterli 1-q yetersiz TED. A TED. B 2.4 Tedarikçi Seçim Yöntemleri Kimden satın alınacak ve ne kadar satın alınacak soruları basitçe tedarikçi seçimi problemidir. ølk durum, tedarikçi firmanın bütün ihtiyaçlarını karúılayabildi÷i durumdur. Bu durumda yöneticiler yalnızca hangi tedarikçinin daha iyi oldu÷unu ve hangisine sipariú verilece÷ine karar verirler. Bu durum tekli kaynak olarak adlandırılır. Gerçek yaúamda da daha çok karúılaúılan ikinci durumda, birden fazla sayıda tedarikçinin firmanın ihtiyaçlarını yerine getirmesi gereklidir. Bu çoklu kaynak olarak adlandırılır ve bu durumda yöneticiler iúin ço÷unu yaparlar. Hangi tedarikçi seçilecek ve seçilen tedarikçilerden her birine ne kadar sipariú verilecek, tüm bunlara karar verilmelidir. Firmaların satınalma stratejilerine göre, hem tekli kayna÷a hem de çoklu kayna÷a bugünün iú dünyasında yer verilir. Her strateji avantaj ve dezavantajlara sahiptir. Bu durum aúa÷ıdaki açıklanmıútır. (Dobler, Burt, 1996) Tekli kaynak avantajları: • Sipariúler, bölünebildi÷i için harcanan eme÷e de÷meyen çok küçük miktarlarda olabilir. Bölünen sipariú sabit satınalma maliyetlerini artırabilir. • Alımlar daha düúük navlun oranları ve olası indirimler sa÷layabilir. • Tedarikçiler müúterisini memnun etmek için iúbirli÷ine yatkın, ilgili ve 53 istekli olabilir • Teslimatlar çok kolaylıkla çizelgelenebilir. • Etkili tedarikçi iliúkileri dikkate de÷er kaynak ve zaman gerektirir. Tek tedarikçi bu anlamda tasarruf sa÷layabilir Çoklu kaynak avantajları: • øhtiyaç duyulan malzemeler için de÷iúen fiyat ve hizmet konuları tedarikçileri rekabete sevk edebilir • Tedarikin garantisi arttırılır. Yangınlar, kazalar, arızalar bile olsa teslimatlar zamanında ve gereken miktarla sa÷lanabilir. • Tedarikçi ba÷ımlılı÷ından kaçınılır. • Tedarikçilerin kullanılmamıú kapasitelerinden oluúan birçok esneklik sa÷lanabilir. • Tek bir tedarikçinin kapasitesi firmanın úimdiki veya gelecekteki ihtiyaçlarını karúılamaya yeterli olmayabilir. Her iki durumda, satınalmacılar zamanının birço÷unu bu sorular hakkında düúünmeye ve zaman harcanmaya ayırır. Bununla birlikte seçim, kaynakların etkili kontrolü ve azalan maliyetler için çok büyük bir potansiyel sunar. Tedarik kaynaklarının seçimi satınalma bölümünün en önemli fonksiyonlarından biridir. Dobler, Lee ve Burt (1996) bu konuyu aúa÷ıdaki cümleyle açıklıyor: Tedarikçi seçim yetene÷i satınalma müdürünün en önemli sorumluluklarından biridir. Bugünün teknoloji ve yetenek dünyasında, maliyetten daha önemli olan kavramlar kalite ve zamanında teslimatlarda liderliktir. Ayrıca bugünün iú dünyasında hayatta kalabilmek için, firmalar do÷ru tedarikçileri seçebilmeli ve onlarla birlikte imalatı kontrol altında tutabilmelidir. Do÷ru tedarikçileri seçmek için izlenebilecek yöntem aúa÷ıdaki gibidir (Dobler vd.,1996) 1. Tedarikçi tabanı geliútirilmesi ve bu tabanın sürdürebilir olması. 2. Uygun stratejik ve taktik hedeflerin belirlenmesi. 3. Potansiyel tedarikçileri dikkatlice de÷erlendirilmesi ve tedarikçilerin 54 tedarik orta÷ı potansiyeline sahip olup olmadı÷ının araútırılması. 4. Tedarikçi seçiminde rekabet avantajına dayanan faktörlerin kullanılması. 5. Uygun kayna÷ı seçilmesi. 6. Belirlenen fiyatın ve kriterlerin sa÷lanması için seçilen tedarikçiyi yönetilmesi. 1. Varlı÷ını sürdürebilir tedarikçi tabanı geliútir ve devam ettirilmesi: Düzenli bir imalat sistemi birçok girdiye sahiptir. Bu girdiler yüzlerce farklı hammadde veya parçaları kapsar. Her bir malzeme/parça tek bir kaynak veya birden fazla kaynak tarafından tedarik edilebilir. Ayrıca her bir tedarikçiye ait olan bilgiler toplanmalı ve düzenli bir tedarikçi tabanı oluúturulmalıdır. 2. Uygun stratejik ve taktik konuları belirlenmesi: Zamanında teslimat bazı firmalar için daha yüksek öneme sahipken, bazı firmalarda teknoloji ve kalite, daha yüksek derecede önemli olabilir. Organizasyonların ihtiyaçlarına, müúteri talebine ve pazarın úartlarına göre her bir firma kendi strateji ve taktik kararlarını tanımlamalıdır. 3. Potansiyel tedarikçileri dikkatlice de÷erlendir ve tedarikçilerin tedarik orta÷ı potansiyeline sahip olup olmadı÷ını araútırılması: Firmaların ihtiyaçlarını tanımladıktan sonra, istenilen kriterleri karúılayamayan tedarikçiler elenir. Bu úekilde aday tedarikçiler seçilir. 4. Tedarikçi seçiminin temeli olarak rekabet avantajına dayanan faktörlerin kullanılması: Potansiyel tedarikçilerin her biri bir teklif için sorgulanır. Stratejinin bir parçası olarak rekabet avantajı yaratacak faktörlerinin hepsini göz önünde tutarak tedarikçi seçiminde öncelik sırası belirlenmelidir. 5. Uygun kayna÷ın seçilmesi: Firma rekabete avantajı faktörlerine en çok karúılık verecek en uygun tedarikçileri seçmelidir. Bu adımda birçok farklı metot uygulanabilir. 6. Do÷ru fiyatta istenilen kalitenin zaman olarak teslimatını sa÷lamak için seçilen tedarikçinin yönetilmesi: Tedarikçiler seçildi÷i veya anlaúma yapıldı÷ı zaman, tedarikçiyle ba÷lantılı tüm bilgiler sipariú zamanından malzemelerin teslim zamanına ve sonrasında ki malzeme kontrolüne kadar toplanmalıdır. Satınalmacı 55 ve tedarikçi arasındaki kesin ve zamanında bilgi akıúı garanti edilmelidir. Bu bilgiler tedarikçi seçim ve de÷erlendirmesinde taban oluúturacak ve veriler arttıkça metodun güvenilirli÷i artacaktır. Yukarıda görüldü÷ü gibi tedarikçi seçiminin ilk aúaması kolay de÷ildir. Kimden satınalınaca÷ı kararı stratejiktir ve úirketlerin bütün performanslarında etkilidir. Bu durum hedeflere ve ölçülebilir kriterlere ba÷lı olmalıdır. Ayrıca, Robinson tedarikçi seçimi için aúa÷ıdaki úekilde ayrıntılı sekiz adım tanımlamıútır (Robinson, Faris, Wind, 1967). Bu model geniú bir alanda araútırmacılar tarafından tedarikçi seçimine ayrıntılı bir yaklaúım sa÷lamak için bir temel ve ek olarak da satınalma süreci içinde sistematik sınıflandırma olarak kabul edilmiútir. Asıl satınalma süreci bir satınalma probleminin tanımlanmasıyla baúlar ve performans geribildirimi ile biter. Asıl tedarikçi seçimi süreci bir potansiyel tedarikçi için araútırmayla adım 4 ile baúlar ve tedarikçinin de÷erlendirilmesi ve performans geribildirimiyle adım 8 de biter. 1. Bir problemin ve bir çözümün kabulü 2. Parça kalitelerinin birço÷unun tespiti 3. Kriterlerin tanımı 4. Potansiyel kaynaklar için araútırma yapmak 5. Kriterlerle ilgili toplanan verilerin analizi 6. Amaçlarla uyumu de÷erlendirmek ve tedarikçiyi seçmek 7. Sipariú úeklinin seçimi 8. Performans geribildirimi ve de÷erlendirme 2.5 Etkili Tedarikçi Seçim Süreci Satınalma sürecinin önemli tarafı tedarikçi de÷erlendirmedir. Etkili bir tedarikçi incelemesi, derinlik, objektiflik, tutarlılık ve esneklik gibi kesin karekteristikleri içermeli ve sonunda bilimsel olarak tanımlanmıú olmalıdır. Bello(2006) aúa÷ıdaki süreci anlatmıútır: 56 1. Anahtar Tedarikçi De÷erlendirme Kriterlerini Tanımlanması 2. Her Bir De÷erlendirme Kriterinin A÷ırlıklandırılması 3. Alt Kriterleri Tanımlanması ve A÷ırlıklandırılması 4. Kriterler ve Alt kriterler için Puanlama Sisteminin Belirlenmesi 5. Tedarikçilerin Direkt Olarak De÷erlendirilmesi 6. De÷erlendirme Sonuçlarının øncelemesi ve Karar Verme 7. Tedarikçinin Performansının Devamlı Olarak øncelenmesi Adım 1 Oluúturulan bir tedarikçi incelemesindeki ilk adım gerekli ve en önemli performans ölçütlerine karar vermektir. Ço÷u kez ana kriter maliyet/fiyat, kalite ve teslimattır. Adım 2 Her bir de÷erlendirme kriterinin a÷ırlı÷ının belirlenmesi. Bu adım kriterleri karúılaútırmalı önemini yansıtan bir a÷ırlıktır. Esneklik bu kategorideki en önemli taraflardan biridir ve bu arzu edilen esnekli÷i yönetmeyi baúarmanın yolarından biri farklı a÷ırlıkları ayırmak veya eklemek veya performans kriterleriyle yerini de÷iútirmekle olur. Adım 3 ølave olunan kriter varsa onu tanımlar ve a÷ırlıkları alt kriterlere ayırır. Adım 4 Farklı kriterler ve alt kriterler için bir puanlama sistemi tanımlar. Açıkça tanımlanan bir puanlama sistemi son derece objektif olabilen ve ölçüm için nitel bir derece geliútirebilen bir sistemdir. Adım 5 Tedarikçinin direkt de÷erlendirilmesi. Bu adım satınalmacıya objektif olarak karúılaútırma yapmaya ve farklı tedarikçiler arasındaki farkı görerek karúılaútırma yapmasını sa÷lar. Tedarikçi tedarik tabanının parçası olmadan önce satınalmacının belirledi÷i minimum kabul edilebilir performans ihtiyaçlarına sahip olmalıdır. Adım 6 De÷erlendirme sonuçlarının gözden geçirilmesi ve bir seçim kararını vermek. 57 Adım 7 Tedarikçi performansının devamlı gözden geçirilmesine odaklanılır. Bir satınalmacı bir tedarikçi seçti÷i zaman, sipariúi satınalmacının ihtiyaçlarına göre yerine getirmek tedarikçinin sorumlulu÷udur. De÷erlendirme boyunca puanlamalar ve a÷ırlıkların kullanımı yeterli basitlikte olmalıdır. (Bello, 2006). 2.6 Tedarikçi Seçimindeki Faktörler Birçok firma için satınalma hedefleri: • Satınalınan malzemelerin ve taúımanın maliyetlerini azaltmak, • Mümkün olan en düúük envanteri tutmak ve böylelikle daha az sermayeyi envanterlere ba÷lamak. • Zamanında teslimatı garantiye almak, böylece tedarik ve üretimde devamlılı÷ı sa÷lamak • østenilen kaliteyi garanti altına almak. Düúük kaliteli parçaların üretim süreçlerinde sonradan beklenmeyen maliyetlerine engel olmak. • øyi tedarikçi iliúkilerine sahip olmak. Bu yolla, herhangi bir ani talepteki de÷iúimlerin tedarikçiler tarafından karúılanmasını sa÷lamak. Bu hedefleri karúılamak için tedarikçiler dikkatlice seçilmelidir. Bu nedenle tedarikçileri tanımlayan de÷erlendirme kriterleri kararlaútırılmalıdır. Birçok araútırmacı bu kriterleri ele almıútır. G.W. Dickson tedarikçileri de÷erlendirmek için 23 kriterini Weber vd.(1991) aúa÷ıdaki úekilde sunmuúlardır. Tablo 2.2 Dickson'ın Tedarikçi Seçim Kriterleri Sıra Faktör Önem Sıra 1 Kalite 3,508 13 Faktör Yönetim ve Önem 2,216 2 Teslimat 3,417 14 Organizasyon øúlem maliyeti 3 Geçmiú Performansı 2,998 15 Tamir Servisi 2,187 4 Garantiler 2,849 16 Davranıú 2,120 58 2,211 5 Üretim Yetenekleri 2,755 17 Etki 2,054 6 ve Kapasite Fiyat 2,758 18 Paketleme Yetene÷i 2,009 7 Teknik Yeterlili÷i 2,545 19 øúçi iliúkileri Kaydı 2,003 8 Finansal Durum 2,514 20 Co÷rafi Konum 1,872 9 Sisteme Uyum 2,488 21 Geçmiú iúin Miktarı 1,597 10 øletiúim Sistemi 2,426 22 E÷itime Yardım 1,537 11 Endüstrideki 2,412 23 øki Taraflı Anlaúma 0,610 12 Durum øú Yapma Arzusu 2,256 Tabloda görüldü÷ü gibi kalite ve zamanında teslimatlara en yüksek önem verilir. Ayrıca da performans geçmiúi, garantiler ve üretim yeteneklerinin oldukça önemli oldu÷u göz önüne alınır. Di÷er sınıflandırma Narasimhan (1983) tarafindan yapılır. Tedarikçi seçimi için bir karar hiyerarúisi gösterilir. De÷erlendirme kriterleri dört ana kriteri içerir. Bunlar: Fiyatlandırma yapısı, teslimat, kalite ve hizmettir. Kalite ve teslimat ölçüleri paraleldir. Hizmetin personel ölçüsü tedarikçinin iúgücü yetene÷ini belirtir. Yetenekler tedarikçinin fiziksel fabrikasının bakım kalitesini belirtir. Son olarak yeteneklilik úuan ki iúi yapma kabiliyetini ve gelecekteki iúi yapma esnekli÷ini gösterir. Türk endüstrisinde tedarikçi seçimi problemi hakkında bir çalıúma Barbaroso÷lu ve Yazgaç (1997) tarafından yapıldı. Kriterler üç ana kategori altında incelendi. Bunlar performans de÷eri, iú yapısı/imalat yetene÷i de÷eri ve kalite sistemi de÷eridir. Aúa÷ıdaki tablo bu çalıúmanın ve onların önceliklerinin bir kriter listesini verir. Analitik hiyerarúi Süreci önceliklerin belirlenmesinde kullanılmıútır. Tedarikçi seçimi probleminde bir analitik hiyerarúi metodu uygulaması (Barbaroso÷lu ve Yazgaç,1997) 59 Tablo 2.3 Tedarikçi seçim kriterlerinin sınıflandırılması Birincil Hedef Kriter Öncelik Performans De÷eri Sevkiyat Kalitesi Teslimat 0,268 0,268 Maliyet Analizi 0,089 øú Yapısı/ømalat Teknik iúbirli÷i 0,047 Yetene÷i&De÷eri Finansal Statü 0,017 øúçi Profili 0,006 Ekipman 0,020 ømalat 0,047 Yönetim Taahüdü Ürün Geliútirme 0,094 0,005 Süreç øyileútirme 0,013 Kalite Planlama 0,019 Tedarikte Kaliteyi Garantiye Alma 0,029 Üretimde Kaliteyi Garantiye Alma 0,029 Denetim ve Deney 0,041 Kalite Sorumlusu 0,008 Kalite Sistemi De÷eri (Barbaroso÷lu ve Yazgaç,1997) 2.7. Tedarikçi Seçim Metodları Tedarikçi seçimi sorularıyla daima çok kriterli sorunlar olarak ilgilenilmiú ancak çoklu kriter teknikleri özel olarak onların çözümünde kullanılmamıútır. Onun yerine, sorun tek bir amaç formülüne dönüútürülmüú ve ortaya çıkan tek bir model optimal çözüm sunacak úekilde çözümlenmiútir. En sık kullanılan yaklaúım do÷rusal a÷ırlık modellerinin uygulanıúı olmuútur (Willis ve Huston 1990:23). Do÷rusal ortalama alma veya a÷ırlık noktası yöntemi nispi önemlerine dayanarak seçim kriterlerine sübjektif a÷ırlıklar verir. Daha sonra tedarikçiler bir sayısal ölçe÷e göre her bir kriteri 60 derecelendirir. Her bir kriterdeki puanlar o kriterin a÷ırlı÷ıyla çarpılır ve her tedarikçi için bir genel puan sunmak üzere toplamı alınır. Daha sonra en yüksek puan alan tedarikçi seçilir. Steuer (1986) a÷ırlık kullanmadaki güçlükleri tartıúmıútır ve kötü çözümler üreten “iyi” a÷ırlıklar ve iyi sonuçlar veren “kötü” a÷ırlıklar olabilece÷ini öne sürmüútür. Örne÷in, optimal çözümün satınalma yöneticisinin en önemli kriterine bir sıfır a÷ırlık verilerek bulunabilece÷i gösterilebilir. Bu yöntemler tek bir optimal çözüm sunarlar halbuki satınalmacılar kriterler arasında takas yaparak bir takım tercihli çözümlere sahip olabilirler. Satınalmadaki az sayıda çok kriterli uygulama arasında hedef programlama en sık kullanılan yaklaúımdır. Hedef programlama birçok hedefi birleútirerek tedarikçi seçimini geleneksel yöntemlerden bir adım ileri götürür. Bu teknik satınalmacıların ilk önce seçili kriterlerin hedeflerini belirlemeleri ve bu hedeflere ulaúmak için öncelikleri belirlemeleri gerekir. Her ne kadar meydana çıkan çözüm bazen satınalma yöneticisi tarafından kabul edilebilir olsa da birçok kez yeterli olmayabilir. E÷er çözüm kabul edilebilir de÷ilse önceli÷in yapısı tekrar düzenlenebilir ve sorun bir kez da tekrar çözümlenebilir. Bu yolla, sonunda karar veren kiúiyi tatmin edecek bir çözüm üretmek mümkündür. Ne yazık ki potansiyel öncelikli sipariúlerin sayısı çok fazla olabilir. Satınalma yöneticisi öncelik yapısının iyi çözümler üretece÷inden gayet emin olmak zorunda kalabilir çünkü deneme yanılma en iyi ihtimalle aúırı vakit alan bir iúlemdir. Metotları seçmek bütün seçim süreci için çok önemlidir ve seçim sonuçlarında önemli bir etkiye sahiptir. Bir firmanın bir metodu niçin seçti÷ini anlamak önemlidir. Bilinen seçim metotlarından birkaçı yıllar boyunca pek çok bilim adamı tarafından geliútirilmiú ve sınıflandırılmıútır. Son zamanlarda di÷er metotlar ortaya çıkarken, kesin metotlar yıllardır yaygın seçim seçenekleri olmuútur. Genellikle bir firma bir tedarikçi seçimi metodunu seçti÷i veya geliútirdi÷ini belirtti÷i zaman, sonuç genellikle birkaç farklı metodun bileúimi veya firmanın belirli seçim ihtiyaçlarını karúılamaya uygun hale getirilen bir yapıdadır. Bu yüzden farklı tedarikçi seçim metotlarının varlı÷ını keúfetmek ve farklı uygulamaları tartıúmak önemlidir. 61 Benyoucef (2006) tedarikçi seçim metodunu eleme metodu, optimizasyon metodu ve olasılıklı metodu olmak üzere üç metoda ayırır. Eleme metodunun birincil amacı kabul edilen ortalamadan daha düúük puan alan tedarikçilerin elenmesidir. Bütün tedarikçiler en önemli temel kriterleri karúılamak zorundadır ve en yüksek puanlı tedarikçiler seçilir. Optimizasyon metodu kriter fonksiyonunun optimize edilmesini sa÷lamaktadır. Bu metot için iki olasılık vardır: belirli sayıda sınırlama ile veya sınırlama olmaksızın kriterleri belirlemek. Analitik Hiyerarúi Süreci sınırlamaların gösterilmedi÷i durumun en iyi bir örne÷idir. Olasılıklı metoda gelince Benyoucef (2006), tedarikçi seçim kararının ço÷u kez rutin bir biçimde yönetilebildi÷ine inanır. Liao ve Kahn do÷rusal programlama metodu, karıúık tamsayı programlama metodu, amaç programlama metodu ve çok amaçlı programlama metodunun görülebildi÷i tedarikçi final seçim metodunda rol alan matematiksel programlamanın önemine dikkat çekmiútir. (Bhutta, 2006) Araútırmalar genel olarak bir nitel yaklaúımdan daha sistematik ve güvenilir olan modellerin birço÷unun bir nicel yaklaúıma dayanan e÷ilimi kullandı÷ını göstermiútir. Yıllar boyunca araútırmacılar daha geniú kriterlerini içine alacak úekilde tedarikçi seçim metotlarını hem avantajlar hem de dezavantajlarına göre gruplamıú ve sınıflandırmıútır. Aúa÷ıda en yaygın olarak kullanılan tedarikçi seçim metotlarından bazıları gösterilmiútir. Daha yaygın olarak kullanılan metotlardan bazıları: analitik hiyerarúi süreci, çok nitelikli fayda teorisi, faaliyet tabanlı maliyetleme yaklaúımı ve toplam maliyet yaklaúımıdır. Bhutta (2006) genel tedarikçi seçim metodlarını úu úekilde anlatmıútır: 62 Tablo 2.4 Tedarikçi seçimi metodları Teknik Analitik Hiyerarúi Süreci Destekçileri Saaty, Belton, Dyer, Bard, Bhutta, Nydick, Hill Metodoloji Uygulamalar AHP sezgisel, rasyonel, nitel ve Alternatifleri nicel tarafları gerektiren birçok önceliklendir kriter durumuyla baúa çıkmak için bir iskelet sa÷lar. Birim Toplam Maliyet Harding, Porter, Monckza Birim toplam maliyet ilgili bütün faktörlerin katılmasından sonra satınalmacının her birimi için toplam maliyetidir. Ürünlerin maliyeti di÷er maliyetlerden daha az önemlidir. Sahipli÷in Toplam Maliyeti Ellram, Carr, Di÷er birçok satınalmayla Cavinto, Porter, iliúkili maliyetleri içeren Bhutta satınalmanın fiyatının arkasına bakan bu teknik bir metodolojidir. Organizasyonlar maliyetlerini daha iyi yönetmek ve anlamak için yollar aradı÷ı zaman, bu yaklaúımın önemi artmıútır. Tyndall, ABC kategorilerinde maliyetleri Mornis, kategorilemek ve seçilen Kaplan kriterlere dayanan bir seçim yapmak. Ürünlerin maliyeti di÷er maliyetlerden daha az önemlidir. ABC Maliyetleme Yaklaúımı Ürünü BütünYaúa mı Boyunca Maliyetleme Yaklaúımı Jackson, Ostrom, Handfield, Pannesi Çok Hedefli Weber, Ellram Programlama Parçaların maliyet kategorileri kritik oldu÷u zaman Ürünün bütün yaúamı boyunca de÷iúen maliyetine bakar. Periodik bakım ve yenileme gerekli oldu÷u zaman ve maliyetler yüksek oldu÷u zaman Bu teknik genel olarak tam zamanında üretim alanında kullanılır. Analiz bir karar destek sistemi çerçevesinde oluúur. Pek çok çeliúkili kriter, bir JIT sisteminde dikkate alınmak zorunda oldu÷u yerde Weber, Nitszch Maliyet dıúı kriterlere daha çok Çevrenin daha çok Çok Yönlü a÷ırlık veren bir yapıdadır riskli ve komplike Nitelik Fayda oldu÷u uluslararası Teorisi tedarikçi seçimi durumlarında 63 Dinamik Programla ma Masella, Rangone Veri Zarflama Analizi Weber, Kleinsouza, Clarke, Kent Girdi de÷iúkenleri, kontrol ve çevresel de÷iúkenler gibi. Çıktı de÷iúkenleri, tedarikçilerin seçimine dayanan organizasyonlar tarafından baúarılan performans gibi. çok girdi/çok çıktı durumunu ölçen ve karúılaútırmlalı etkinli÷i hesaplamak için kullanılan matematiksel programlamaya dayanan bir optimizasyon metodudur. Çıktının ölçülen miktar oldu÷u yerde. Karúılaútırmaların alternatif sayısının, girdi ve çıktının çok oldu÷u yerlerde Bhutta (2006) 2.7.1 Analitik Hiyerarúi Süreci (AHP) Tedarikçi seçimi literatüründeki incelemelerde analitik hiyerarúi metodunun pratikte uygulanan en genel metodlardan biri oldu÷u görülmektedir. Karar verme sürecinde pek çok kriter ve alt kriterler gösterildi÷i zaman, Analitik Hiyerarúi Süreci alternatifleri sıralamak için ideal bir metoddur. Analitik Hiyerarúi Süreci bir karar hiyerarúisi biçiminde karmaúık problemleri inúa etmek için karar vericiye yardım eder. Hiyerarúi genellikle hedefler, kriterler ve alternatifleri içeren üç farklı seviye içerir. Tedarikçi seçimine gelince hedef do÷ru tedarikçiyi seçme yetene÷i olmalıdır. Kriterler genellikle fiyat, kalite gibi kriterleri içerir. Analitik Hiyerarúi Süreci sık sık bir ideal tedarikçi seçimi metodu olarak düúünülür. Çünkü o karar vericiye kriterlerin ba÷ıl önemine ve tedarikçilerin uygunlu÷una dayanan tedarikçileri derecelendirmeye izin verir. 2.7.2 Çok Yönlü Nitelik Fayda Teorisi Bu metot en çok dikkati çeken bir úekilde sistematik do÷ası için kabul edilir. Metot, birçok kriter oldu÷u zaman, karmaúık problemleri çözmek için ideal bir metot olarak sık sık örnek gösterilir. Min (1994)'e göre bu teorinin altı adımı vardır. Bunlar: 64 1. Karar için hedeflerin tanımlanması ve problem alanının tarif edilmesi. 2. Karara iliúkin niteliklerin bir listesini oluúturma ve sonra hiyerarúik olarak onları düzenlenmesi. 3. Farklı niteliklerin öneminin belirtilmesi. 4. Karar vericinin yarar fonksiyonu üzerine inúa etmesi. 5. Her bir alternatif için bütün yararlı puanı hesaplama ve sonra alternatiflerin sıralanması. 6. Duyarlılık analizi yapılması. 2.7.3 Faaliyet Tabanlı Maliyetleme Faaliyet tabanlı maliyetleme en çok maliyete odaklanan metotdur. Bu metot bir organizasyonunun dolaysız ve dolaylı kaynaklarına de÷er biçmede, onları tüketime dayalı yapılan faaliyetlerini karúılaútırmada kullanılan en genel metoddur. Gerekli olan ve belirli faaliyetleri yapmakta tüketilen faaliyet tabanlı maliyetleme metodunda, kaynakların miktarının tanımlanmasıyla kaynak maliyeti tespit edilir. Faaliyet maliyetleri belirli ürünleri, hizmetleri izler ve sık sık bu maliyet amaçlarının deste÷inde faaliyetin nasıl yapıldı÷ına dayanan kararlar verilir (La Londe, B.J. Ginter, J.L., 2006). 2.7.4 Toplam Maliyet Maliyetin vurgulandı÷ı di÷er bir metottur. Tedarikçi seçimi ana kriterlerinden birinin maliyet oldu÷undan beri, bu metot önemli bir yaklaúım olmuútur. Bu metot bir parçanın satınalma fiyatını toplam maliyetin yalnızca bir kısmı olarak görür metot satınalma, stok, düúük kalite, teslimat hatası, iadeler ve di÷er maliyetleri kapsayan toplam elde edilen fiyatı tanımlar (Lee, H., 2006). Ayrıca metot tedarikçilerle hem iletiúim için hem de tedarikçinin performansını de÷erlendirmek için kullanılabilir (Degraeve, Z. Labro, E. Roodhooft, F., 2006). Birçok farklı tedarikçi seçimi metotları vardır. Bir organizasyon kendi tedarikçi seçimini oluúturdu÷u zaman popüler seçim metotlarından birkaçını ve 65 önemli seçim kriterlerini kullanacaktır. Bu yüzden seçim kriterlerini ve farklı metotların zayıflı÷ını ve ba÷ıl güçlerini anlamak önemlidir. 2.8. Tedarikçi Tipleri Tedarikçi de÷erlendirme kolay bir iúlem de÷ildir. Birçok farklı teknikler ve formüller kullanılabilir. E÷er bir tedarikçi bütün beklentileri karúılıyorsa tam bir ortak olarak nitelendirilir. Tam ortak olmaya çalıúan bir firma ise iú orta÷ı olarak etiketlenir. Yeteneksiz tedarikçilerden mümkün olan en uygun sürede vazgeçilmelidir. ølk adım bu kategorilerin her biri için kriterler kümesi üzerinde anlaúmaktır. Aúa÷ıdaki karakteristikler göz önüne alınmalıdır. 2.8.1 Tam Ortak • Hedeflerin organizasyonun gelecek planlarıyla uyuúması • % 100 zamanında teslimat performansını kanıtlamak. • Tamamen ISO 9000 veya QS 9000 onaylı olmak. • Talepten kısa süre sonra bütün cevaplarda cevap ve destek sa÷lamak. • Yeni tasarımlarda destek sa÷lamak. • Kısa sürede prototip modeli sa÷lamak. • Teknoloji, kalite, yanıt verme, teslimat ve daha düúük toplam maliyet gibi alanlarda sürekli olarak tam ortak kriterlerini karúılamak. 2.8.2 øú Orta÷ı • Yönetim tarafından üzerinde anlaúılan tam ortak kriterlerinin birço÷unda tatmin edicidir. • Tedarikçi yönetimi ve çalıúanları, kalite ve teslimat kriterlerinde performanslarını geliútirmeye ve bunu sürdürmeye olan kararlılı÷ını gösterir. • Tedarikçinin hizmetleri ve ürünleri organizasyonunuzdaki stratejik ihtiyacı yerine 66 getirir. • Tam ortak statüsünü elde etmeyi baúarmak için daha az gayret ve masraf gerektirir. 2.8.3 Yüksek Riskli Tedarikçi • Tedarikçinin hedefleri ve aksiyon planı organizasyonunuzla uyuúmamaktadır. • Tam ortak veya iú orta÷ı olmak için kendisini geliútirmez. • Mevcut kalite ve teslimat üretimin sürdürülmesi için kabul edilebilirdir. 2.8.4 Niteliksiz Tedarikçi • Tedarikçi teslimat ve kalite hedeflerini karúılamaz. • Kalite ve teslimat gibi yetersiz hizmet alanlarını geliútirmek için bir arzu ve yetenek göstermez. • ISO 9000 veya benzeri kalite belgelerini almak için ilgisi yoktur. • Bu tedarikçiden hemen vazgeçilmelidir. 2.9 Tedarikçi De÷erlendirmesinde Performans Kavramı 2.9.1 Performansın Tanımı Performans, amacın gerçekleútirilme derecesidir. Bir isi yapan bireyin, bir grubun, bir çalıúma biriminin/bölümünün ya da iúletmenin o iúle ulaúılması istenen hedefe yönelik olarak nereye varabildi÷ini gösterir. øúletme düzeyinde performans, iúletmeyi oluúturan tüm bileúenlerin, makineler, çalıúanlar, yönetim, çevre etkileúimi ve ortak çabaları ile oluúan toplam bir sonuçtur. Birçok bileúeni olan performans konusunda sa÷lıklı çalıúmalar yapmak bu konunun bir yönetim süreci içerisinde ele alınmasına ba÷lıdır. Performans yönetimiyle úu sorulara yanıt verilmeye çalıúılır: “Neredeyiz?” “Nerede olabilirdik ya da ne kadar iyi olabilirdik?” “Nerede olmalıyız?” 67 Bu soruların yanıtlarını bulmak isletmenin mevcut durumunun saptanması, planlananla úimdiki durumunun kıyaslanması ve gelece÷e iliúkin kararların alınması anlamına gelir. Tüm bunları gerçekleútirebilmek için yöneticiler bazı göstergelere ihtiyacı olacaktır. øúletmenin önem verdi÷i alanlara yönelik olarak hazırlanan göstergeler aracılı÷ıyla, performans ölçümü yapılarak belirtilen üç sorunun cevabı verilmeye çalıúılır (Kasnaklı, 2002). 2.9.2 Performansın Boyutları Genelde kabul gören bir sınıflandırmada performans kavramı yedi boyut ile tanımlanmaktadır. Bunlar: etkinlik, verim ve girdilerden yararlanma, verimlilik, kalite, yenilik, çalıúma yaúamının kalitesi, karlılık ve bütçeye uygunluktur. Performans boyutlarına yönelik bir ölçüm ve de÷erlendirme sisteminde kullanılacak göstergeler aúa÷ıda bir örnek liste olarak verilmiútir (Akal, 2000): Etkinlik: • Satıú personeli tarafından gerçekleútirilen satıú kotası yüzdesi, • Ürün ya da bölge basına müúteri devri, • Programlardan sapma, • Pazar payı (mevcut ve potansiyel yüzdesi), • Müúteriler açısından isletmenin itibarı, • Gerçeklesen projeler/planlanan projeler, • Zamanında teslim edilen mal %'si, Verim-Yararlanma Oranları: • En yüksek-en düúük veya düúük hedef düzeyleri, • Üretim için planlanan malzeme eksikli÷i yüzdesi, • Bir sipariúin gerçekleúmesinde ortalama toplam maliyetindeki de÷iúme, • En alt düzeye düsen stok kalemlerine ait bildirimler, • Yüksek oranda bozuk mal veya israf, • Makine arızası, • øúgücü (direkt ve endirekt) oranları, • Ortalama üretim süresi (ürüne göre), • Makine kullanım oranları, 68 • Yer kullanım oranları, • ҏStok devir oranları, • Kalite • ҏSatın alınan mal ve malzemede red yüzdesi, • ҏRed oranları (üretimde), • ҏYeniden isleme, düzeltme oranları, • ҏMüúteri úikâyetleri oranı, • ҏGaranti masrafları, • Verimlilik: • ҏÇalıúan basına satıú, • ҏÇalıúan basına üretim, • Enerji verimlili÷i, • Çalıúma Yaúamının Kalitesi: • Devamsızlık, • øsçi devir oranı, • ҏøsçi-iúveren uyuúmazlıklarının sayısı, • Kaza sayısı, • Hedeflenen düzeyi geçen isçilik saatleri, Yenilik: • Yeni uygulanan üretim yöntemleri sayısı, • Yeni yöntem uygulamaları sonucu zaman ve maliyet tasarrufu, • ҏYeni teknoloji uygulamaları sonucu sa÷lanan zaman ve maliyet tasarrufu, • Karlılık/Bütçeye Uygunluk: • Bütçeleúen satıúlara göre gerçeklesen satıúlar, • Hedef düzeylerini asan bütçe sapmaları, • Yatırımların getirisi, • Satıúların yüzdesi olarak kar, • Çalıúan basına kar, • ҏTemettü ödemelerinde artıú yüzdesi, • Borçların toplam varlıklara oranı. 69 2.9.3 Performans Ölçümünün Önemi Firmalar gelecekte daha baúarılı bir úekilde rekabet edebilmelerine olanak sa÷layacak bir de÷iúimden geçmek için çeúitli geliúim yöntemlerinden faydalanma yolunu tercih etmektedirler. Bu yöntemler; toplam kalite yönetimi, JIT, zamana dayalı rekabet, müúteri odaklı organizasyonların oluúturulması, yeniden yapılanma gibi isimler alabilmektedir. Bu geliúim programlarının her biri iúletmenin performansında ani ve önemli düzeylerde geliúmeler yaratmayı, iúletme ortaklarına, müúterilerinin, tedarikçilerinin ve çalıúanlarının tümünü olmasa bile önemli bir bölümünü kapsayacak artı de÷erler yaratmayı vaat etmektedirler. Bu iúletmenin performansında beklenen bu de÷iúiklikleri yaratabilmek için firmanın temel birçok de÷iúiklik yapması gerekir. Bu de÷iúikliklerin baúında da performansın ölçüm ve de÷erlendirmesine iliúkin de÷iúiklikler gelmektedir. Bilindi÷i üzere geliúime yönelik plan ve önerileri saptamak, kurulusun mevcut ve potansiyel sorunlarını önceden belirleyerek geliúme gerektiren alanları belirlemek, geliúime yönelik uygulamaları de÷erlendirmek iyi tasarlanan ve uygulanan performans ölçme ve de÷erleme sistemlerinin deste÷iyle sa÷lanabilecek görevlerdir (Oraman, 2004). Her iúletme belli amaçlar ve görevleri gerçekleútirmek için kurulur. øúletme yönetimini üstlenenlerin temel görevi ise örgütün amaçlarını ve görevlerini mümkün olabilecek en iyi ve en baúarılı úekilde düzeyde gerçekleútirmektir. En iyi ya da en baúarılı olanın ne oldu÷u yönetimin performans anlayıúına göre belirlenir. Ölçümler toplumun her kesiminde gereksinim duyuldu÷u gibi iúletmeler için de önceliklidir. Büyük, küçük, özel, kamu, kar amaçlı ya da de÷il her iúletmede ölçümler yapılır, veriler toplanır, iúlenir ve bilgi olarak kullanılır. Performans ölçümlerinin bir iúletmede yanıtlayabilece÷i belli baúlı sorular úunlardır: øúler ne kadar iyi yapılıyor, beklenen sonuçlara ne düzeyde ulaúılmıútır, gerçekleútirilen iúlerin amaçlara katkısı olmuú mudur, bu islerin örgüt performansına etkisi nedir, hedef ve stratejilere uygunluk sa÷lanmıú mıdır, temel ilkelerden sapma var mı, do÷ru yönde iyiye do÷ru mu gidiliyor vb. Ölçümlerle sa÷lanan bu bilgiler yöneticilerin ve tüm çalıúanların davranıúlarını yönlendiren ve yöneten araçlardır. Günümüzün yönetim anlayıúı iúletmede oluúan bu 70 bilgi kayna÷ını temel almaktadır. Bu nedenle ölçümler önemlidir. øúletme düzeyinde performans ölçüm ve denetimlerinin rolü kısa baslıklar altında söyle sıralanabilir (Akal, 2000): 1. øúletmenin yaúamını sürdürebilmesi için örgüt içinde performans ve verimlilik anlayıúını yaratmak ve sürdürmek, 2. Performans yönetiminin kontrolünü geliútirmek, 3. Yönetimin planlama yetene÷ini artırmak, 4. øúletmenin mevcut ve potansiyel sorunlarını erken belirleyerek geliúme gerektiren alanları saptamak, 5. Gerçekleútirilen etkinliklerin sonucunu de÷erlendirmek ve ilgili bilgilerin tüm düzeylere iletimini sa÷lamak, 6. Yöneticileri ve çalıúanları özendirmek. øúletmelerde gerçekleútirilen do÷ru ve amaca uygun ölçme ve de÷erlendirmeler iúletmenin geliúmesini desteklemektedir. 2.10 Tedarikçi Performansının De÷erlendirilme Nedenleri Tedarikçi performansını ölçme ve anlama bir úirketin sahip oldu÷u rekabet edebilme pozisyonunu arttırması ve iyi iúleyen tedarik zinciri için kritiktir. Kilit rolündeki tedarikçilerin performansının geliúimi hedeftir. Tedarikçilerden alınan hizmet ve kaliteli malzemenin problemsiz ve sürekli akıúına ba÷ımlı olan úirketler, tedarikçi performansını ölçmeye mecburdur. Tedarikçi de÷erlendirme yaklaúımı úirketin hedefleri ve kültürüyle aynı paralelde olmalıdır. (Leenders&Fearon,2000) 2.10.1 Performansı øzlenebilir Hale Getirmek: ùirketler ölçemediklerini yönetemezler. E÷er onlar tedarikçilerinin nasıl üretim yaptı÷ı hakkındaki gerçekleri bilmiyorsa, tedarikçi yönetimi ve tedarikçi performansı tahminlere dayanacaktır. Yüzlerce ve hatta binlerce tedarikçiyi yönetirken, demode ve rastsal yollarla tedarikçi yönetimi Sürecini ele almak zor olabilir ve birçok tedarikçi de÷erlendirilmeden kalabilir. Tedarikçilerin 71 birço÷unu daha iyi yönetmek, tedarikçilere ba÷lı kalan istikrarlı hedefleri belirlemek önemlidir. Bununla birlikte, úirketler tedarikçilerin performansını ölçtü÷ü zaman, basit bilgisayar sistemleriyle onların performans geliúimlerini izleyebilir. 2.10.2 Maliyetlerin De÷iúimini ve Görünmeyen Masrafları Kontrol Etmek Tedarik zinciri giriúimi yetersizliklerle doludur. Bu yetersizliklerin bazıları, müúteri ve tedarikçiler arasında daha iyi bir iletiúimle geliútirilebilme ve organizasyonlar arasında iliúki kurmakla giderilebilir. Di÷er yetersizlikler, düúük sevkiyatlar, daha yüksek maliyetler, kalite problemleri, artan envanter olabilir. Çok sıkı olarak tedarikçi performansı ölçmek ve yönetmek, firma daha düúük maliyet ve daha yüksek kaliteli tedarikçilerle sonuçlanan, firma açısından kritik ancak verimsizli÷i olan tedarikçilere yardım edecek birçok yol bulunmasına da yardımcı olur. Örne÷in: Tedarikçi kalitesini do÷rulama ve dikkatli ölçme, giren malzeme denetimlerini ortadan kaldırması, tedarikçi uygunsuzluklarının azalması ve maliyetlerin yok edilmesi úirketlere yardım edebilir. 2.10.3 Azalan Envanter ve Sipariú Döngü Hızı Tedarikçi performansını ölçme ve geliútirme kısaca tedarikçi kalite problemlerinin azalmasıdır. Örne÷in: tedarikçi malzemeleri giriú kontroluna u÷ramaksızın do÷ruca kullanım noktasına gidebilir. ùirketler, ilave kontroller, ilave navlun ücretleri, fazla mesai (yetiúmek için), güvenlik stokları, kullanılmayan envanter, birçok kaynaktan satınalma gibi tipik olarak tedarikçinin neden oldu÷u maliyetleri ve faaliyetleri azaltabilir. Tedarikçi performansı, malzemelerin kullanılaca÷ı yere daha küçük miktarlarda ve daha sıklıkla sevk edilerek ambarda malzeme stoklamak yerine, sipariú hızının artması ve envanterin azaltılmasını sa÷lar. Gerçekte döngü zamanı önemli bir göstergedir (Rajan,1999). Döngü zamanının hızı yüksek oldu÷u zaman tüm süreçler düzgün olarak çalıúır. Bundan dolayı, döngü zamanının altında bulunan ö÷eler anlaúılmıú olmalıdır. 72 2.10.4 Tedarik Portföyü Firma tedarikçi ölçme sistemiyle tedarikçileri için kesin bir baúarı seviyesi (eúik) belirleyebilir. Bir firma, tedarikçisinin yeteneklerini ve onların performans seviyelerini anladı÷ında, yeni ürünleri ve hizmetleri daha iyi planlayabilir. Firma tedarik zincirindeki baúarısı ile rekabet üstünlü÷ünü yakalamada önemli bir adım atmıú olacaktır. 2.10.5 Müúteri ve Tedarikçi øú Alıúkanlıkları ødeal olarak, tedarikçiler müúterileriyle aynı sistem paralelinde çalıúmalıdır. Aynı iú etütlerini paylaúmalı, devam eden geliúimde karúılıklı olarak kesin kararlılık göstermelidirler. Aynı seviyede olmak için geliúmeyi denemeyen bir tedarikçi müúterinin artan ve de÷iúen ihtiyaçlarına yetiúemeyecektir. (Leenders&Fearon,2000) 2.10.6 Tedarikçi Performansının øyileútirilmesi Tedarikçi de÷erlendirmenin hedefi tedarikçi performansı geliúimidir. Onu basitçe ölçmenin performansta pozitif etkisi vardır. Firmaların devam eden geliúim faaliyetleri içerisinde tedarikçi performansı ölçümü firmaya oldu÷u gibi tedarikçinin geliúimine de rehberlik etti÷i zaman çok etkilidir. Tedarikçi, kalite, geri dönüúler ve maliyet alanlarında iúlerini etkileyebilen geliúimler için fırsat alanlarının tanımlanmasına ihtiyaç duyarlar. Tedarikçi de÷erlendirme sistemi, hem nitel faktörlerin temelinde yatan kadar iyi bir maliyet yönetimi hem de tam zamanında teslimat ve kalite gibi geleneksel nicel göstergelere ihtiyaç duyar. Tedarikçi e÷itimi ve geliúimi, pozitif ve ölçülebilir sonuçlar elde etmek için en iyi yol olan tedarikçi de÷erlendirme sonuçlarını belirlemek gibi düzeltici faaliyetler yapmalıdır. 2.11 Tedarikçi Performans Ölçüm ve De÷erlendirme Sistemleri 2.11.1 Performans Ölçüm ve De÷erlendirme Sistemlerinin Özellikleri Performans ölçüm ve de÷erlendirme sistemlerinin öncelikli hedefleri, problem olan alanların belirlenmesi ve iúletmelerin genel performansı üzerinde önemli olacak faaliyetlere odaklanılmasıdır. øúletme için öncelikli olan performans boyutlarının ve söz konusu boyutlara iliúkin performans göstergelerinin yanlıú olarak belirlenmesi, iúletmelerin gereksiz faaliyetlere odaklanmalarına ve faaliyetlerin önceliklerini yanlıú olarak belirlemelerine neden olabilmektedir. 73 øúletmelerin, yanlıú faaliyet alanlarına odaklanmaları da iúletmelerde beklenen geliúmelerin sa÷lanmasını engelleyebilmektedir. øúletmelerin, tek bir performans boyutuna odaklanmaları da faaliyetlerine iliúkin yanlıú bilgilere sahip olmalarına neden olabilmektedir. Örne÷in; iúletmelerin, maliyet hedefleri üzerinde odaklanmaları ve performans ölçüm sistemlerinin tasarımını karlılık boyutunun öncelikli boyut olarak ele alınması, müúterinin beklentilerinin ihmal edilmesine ve müúteri tatmininin azalmasına neden olabilmektedir. Birbiri ile çakıúan performans ölçütlerinin belirlenmesi ise, iúletmelerin, geliúmelerin gerekli oldu÷u faaliyetleri saptamalarını güçleútirecektir. Bu nedenle, performans ölçütlerinin belirlenmesinde iúletmenin öncelikleri do÷ru olarak belirlenmeli ve performans ölçütleri iúletmelerin stratejileri do÷rultusunda oluúturulmalıdır. Performans ölçüm ve de÷erlendirme sistemi iúletmelerin mevcut durumuna ba÷lı olmakla birlikte, sürekli geliúme kapsamında önem verilen alanlara iliúkin bilgileri hızlı bir biçimde sa÷layabilmesi açısından da önemlidir. øúletmelerde performans de÷erlendirmeleri; bir iúin ne kadar iyi yapıldı÷ını, önceki hedeflere ulaúılıp ulaúılamadı÷ı, müúterilerin tatmin olup olmadı÷ı, süreçlerin istatistiksel olarak kontrol altında olup olmadı÷ı ve nerede geliúmelerin gerekli oldu÷u hakkında bilgi sa÷lamalıdır.(Oraman, 2004). Performans ölçüm ve de÷erlendirme yapmak isteyen birçok isletmede çok çeúitli problemlerle karúı karúıya kalınmaktadır. Genellikle iúletmeler performans ölçüm ve de÷erlendirme sistemlerinde úu tür hatalar yapmaktadırlar (Artley&Stroh, 2000): • Gere÷inden fazla veri ile ilgilenilmesi, • Verilerin çok fazla özetlenmesi sonucunda anlamsızlaúması, • Çeliúkili ve gereksiz verilerinin toplanması, • Kısa döneme odaklanılması, • Raporların geçmiú deneyimlere ve sezgilere göre oluúturulması, • Yetersiz sayıda gösterge kullanılması (genellikle karlılık boyutuna odaklanılması ve müúteri ve çalıúanların tatmini gibi uzun dönemli ölçütlerin de÷erlendirilmemesi), • Ne kadar süreyle performans analizinin yapılaca÷ının belirlenmesi, 74 • Yanlıú performans ölçümünün sürdürülmesi (bir alan için uygun olan bir performans ölçümü di÷er alanlar için anlamsız olabilir), • Müúteri iliúkileri yönetimine gereken önemin verilmemesi, • ҏYanlıú alanlara odaklanılarak yanlıú soruların sorulması, • Rekabetin özendirilmesi ve takım çalıúmasının olumsuz olarak etkilenmesi, • Gerçekçi olmayan ve anlamsız göstergelerin kullanılması, • Baz alınan göstergeleri iliúkilendirmede baúarısızlık (ölçütlerin isletmelerin stratejik planları ile ba÷lantısı kurulmalı ve isletmedeki tüm düzeylere iletilmelidir), • Performans ölçüm sisteminin amacının anlaúılmamasıdır. Performans ölçülerini saptamaya yönelik ilk giriúimler, genelde birço÷u faaliyet ve girdi ölçüleri olan çok sayıda ölçünün belirlenmesine neden olmaktadır. Bütün ölçüler kurum içerisinde de÷iúik kademelerdeki yönetim için yararlanılabilen bilgiyi sa÷lamakla birlikte; ölçüler aracılı÷ıyla elde edilen bilgi kümesi kullanıúsız ve raporlamayı hedeflememiú olabilir. Anlamlı olması bakımından performansla ilgili bir raporun az sayıda önemli gösterge setine odaklanması gerekir. Özellikle, hangi amaçla bilgiye ihtiyaç duyuldu÷unun bilinmesi ve rapor okuyucusunun alaca÷ı kararın niteli÷i performans ölçülerinden yararlanmada basarının anahtarıdır. Mevcut verilerden mümkün oldu÷unca yararlanılmasına ra÷men, bunların kritik edilmeden kullanılması, muhtemelen performans ölçülerinin; • Uygun performans boyutlarına odaklanamamasına, • Sa÷lıklı olmamasına, • Açıklama gücüne sahip olmamasına neden olabilir (Baran ve Aral, 2002). 2.11.2 Tedarikçi Performans Ölçümünde Yedi Aúama Her organizasyon, tedarikçi performansını de÷erlendirmenin gereklili÷ini bilmektedir. Fakat tedarikçi de÷erlendirme yetenekleri ve sonuçlarından memnuniyetleri soruldu÷unda, çok az satınalma ve kalite uzmanı bu soruya evet diye cevap vermektedir. øúletmeler, tedarikçilerinin performansını ölçme ihtiyacı duymaktadır, çünkü (Gordon, 2005): • Ölçülemeyen yönetilemez. 75 • Tedarikçi ölçülebilirse, geliútirilebilir. • ҏTedarik zincirinde göz önünde olmayan israf ve maliyet kalemleri ortaya çıkarılıp, ortadan kaldırabilir. • Tedarikçi performans geliúimi arttırılabilir. • Sipariú çevrim zamanını ve stok seviyelerini küçülterek, rekabeti arttırabilir. • ҏøsletmeyi etkileyici, bilgi veren karar destek sistemleri kurulabilir. Aúa÷ıdaki 7 asama, tedarikçi de÷erlendirmenin geliútirilmesi ve yayılması için gerekli olan süreci belirtmektedir (Gordon, 2005): • Tedarikçi performans amaçlarının ve hedeflerinin belirlenmesi. • Bir de÷erlendirme yaklaúımının belirlenmesi. • Tedarikçilerle ilgili bilgi toplamak için bir metot geliútirilmesi. • Güçlü bir de÷erlendirme sistemi tasarlanması ve geliútirilmesi. • Tedarikçi performans de÷erlendirme sistemini yaygınlaútırılması. • Tedarikçilere performansları ile ilgili bilgi verilmesi. • ҏTedarikçi performans ölçümünden sonuçlar üretilmesi. 2.12 Tedarikçinin De÷erlendirilmesi Tedarikçi de÷erlendirme, ölçme iúlemi veya daha belirgin biçimde etkinli÷i ve yeterlili÷i ölçme ve analiz etme iúlemi olarak tarif edilir. Etkinlik hedeflerin gerçekleútirilme derecesi ve yeterlilik ise özel hedeflere ulaúmada firmanın kaynaklarının ne kadar iyi kullanıldı÷ının ölçüsü olarak tarif edilir. Bunu yapmak için, tedarikçilerin performansını dinamik bir biçimde de÷erlendirecek çok kriterli sistemler geliútirilmiútir. Tedarikçinin seçilmesi ve de÷erlendirilmesi tedarik zinciri operasyonunun temelidir. Aynı zamanda iúletmenin operasyonunda ve geliúmesinde de önemlidir. Tedarikçi de÷erlendirmenin birçok yönü Carter (2007) tarafından “tedarikçi de÷erlendirmesinin 7 C” si olarak özetlenmektedir. • Tedarikçinin gerekli görevleri üstlenme yeterlili÷i, • Tedarikçinin, alıcının toplam ihtiyaçlarını karúılama kapasitesi, • Tedarikçinin, kalite, maliyet ve hizmet bakımından müúteriye ba÷lılı÷ı, 76 • Envanter, maliyet, bütçe, insan ve enformasyon ile ilgili kontrol sistemleri, • Seçilmiú tedarikçinin finansal açıdan sa÷lam ve önceden görülebilir gelece÷e yönelik baúarının sürdürebilmesi sa÷layan nakit kaynakları ve finansal dengesi, • Kalite ve hizmetle orantılı maliyet • Tedarikçinin sürekli teslim ve mümkün oldu÷unda kalite ve hizmet seviyelerini arttırma yetene÷i tutarlılı÷ı. 2.12.1 Tedarikçi De÷erlendirmesini Etkileyici Faktörler Firmaların varlıklarını arttırmaya, düúük maliyetli kaynakları belirlemelerine, yetkilendirmelerine ve yönetmelerine yardımcı olacak gerekli akla ve iúlemlere sahip satınalma stratejilerine ihtiyaçları vardır. Küreselleúme iúletmelerin satınalma yapılarını da etkileyecek bir unsurdur. Küreselleúme ile birlikte küresel satınalmaya geçiú kolay olmaz ve muhtemelen iúletmelerin ilave tedarik riskleri üstlenmelerini ve bu riskleri dengeleyecek stratejiler geliútirmelerini gerektirir. Bunu yaparak küresel satınalmaya geçiú yapan firmalar maliyet yapılarında düúüúler oldu÷unu, performans ve hizmet seviyelerinin küresel müúterilerin istedi÷i seviyelere yükseldi÷ini ve yeni pazarlara erkenden ulaúabildiklerini fark edeceklerdir. Çok uluslu úirketlerin toplam kalite, dönüúüm zamanı, maliyette indirim ve baúka stratejik amaçlar aramalarındaki temel faktörler onların gereksinimlerini karúılayan tedarikçilerın sayısını bir hayli kısıtlar. Aúa÷ıda firmanın tedarikçisini ayrıntılı incelemesine yönelik görüúler yer almaktadır: (Wenli, L., 2003). • Uzun vadeli stratejik hedef; Tedarikçilerin gelecekteki teknoloji ve ürün geliútirme yetenekleri úu anki kalite ve maliyetten daha önemlidir. Uzun vadeli stratejik hedeflerin açıklı÷ı tedarikçi de÷erlendirme programının baúarılı olmasında anahtardır. • Tedarikçinin stratejik amacını anlama; Tedarikçi geliútirme, alıcının ve tedarikçinin sürekli performans geliútirmeye olan ihtiyacı birlikte kavramalarını gerektirir (Monczka, 1993). E÷er tedarikçi müúterininkiyle uyumlu bir stratejik amaca sahip de÷ilse tedarikçi geliútirme iúe yaramaz. • Ortaklık stratejisi; Bir alıcı firma tedarikçilerle uzun vadeli bir iliúki ve 77 ba÷lılı÷ını göstermek ister. Tedarikçi, e÷er alıcının ba÷lılı÷ı yoksa iúletmesinde o alıcının arzularına uygun de÷iúiklikler yapmaya istekli olmayabilir. • Etkili iletiúim; Açıklı÷ın ve sıklı÷ın tedarikçilerın motive edilmesinde bir anahtar yaklaúım oldu÷u fark edilmiútir. Erken katılım ve açık iletiúim kanalları hem tarafların anlayıúını arttırır hem de sorun çözmeyi teúvik eder. • Üst yönetimin deste÷i; Firmanın rekabet stratejisine dayanan bir tedarikçi de÷erlendirme programının baúlatılmasına olan gereksinimi üst yönetim fark eder. Satınalma yönetiminin kaynaklarının geniúletilmesinde üst yönetimin teúvik ve deste÷ine ihtiyacı vardır. • Yerel tedarikçinin uyum kabiliyeti; Çok uluslu úirketlerin satınalma kararları yerel tedarikçinin yüksek kalitede ürün veya hizmet, teslim zamanı gibi kriterlerinden oluúan uyum kabiliyetinden etkilenir. Baúarılı satınalma yalnızca rekabetçi fiyat tekliflerine dayanılarak sa÷lanamaz. Alıcılar en düúük fiyatı de÷il ama toplam maliyete dayanan en iyi de÷eri ararlar. Çok uluslu úirketler sadece yetenekli de÷il aynı zamanda standartlarını iúletmeyle ve toplumla paylaúmaya motive olmuú tedarikçilerle çalıúmak isterler. Muhtemel tedarikçiler olarak düúünülen úirketler hem endüstriyel hem de sosyal kriterler kullanılan bir proseste de÷erlendirilirler. Tedarikçi de÷erlendirmede kullanılan yaygın performans kriterleri aúa÷ıdaki gibidir. (Wenli, 2003). Tablo 2.5 Tedarikçi De÷erlendirmesinde Kriter ve Performans Ölçüleri Kriterler Endüstriyel Performans Ölçüsü Maliyet Maliyeti düúürme, fiyat yapılandırma Kalite Kalite sorununa ba÷lı sorun sayısı Teslimat Kalite, Kriterler teslimatın tahmin edilebilirli÷i/güvenilirli÷i yerine getirme, Hizmet & Finansal durum, iletiúim, teknoloji, üretkenlik øletiúim Yönetim Yenilik/yeni fikirler Felsefesi Yasal ve Çocuk çalıútırma, ayırımcılık, taciz etme, suistimal ve 78 ve Ahlaki Sosyal disiplinle ilgili uygulamalar, çalıúma rahatlı÷ı, çalıúma Çevresel Kurallar saati, ücretler & haklar, iú güvenli÷i. Kriterler Sosyal Sosyal sorumluluk, ürün güvenli÷i Gereklilikler Çevre Yer kirlili÷i, zararlı ve zararsız atıklar, emisyon, tahliye ve gürültü, kimyasallar, çevredeki geliúmeler. Wenli (2003) 2.12.1.1. Tedarikçi De÷erlendirmesinde Endüstriyel Kriterler Maliyet Hedefi; Toplam satınalma maliyeti fonksiyonunun asgariye düúürülece÷i ifade edilir çünkü hedef satınalma masrafını asgariye indirgemektir. Satınalma yöneticisi bu amaç için bir hedef de÷er verebilir. Bununla beraber, makul bir hedef de÷eri kullanmak önemlidir. Kalite; Tedarikçilerden satın aldı÷ımız ürünün kalitesini azamileútirmek isteyece÷imizden satınalmacı tarafından bir hedef de÷er atanır. Teslimat güvenilirli÷i; Teslimat güvenirli÷i esnek kalite hedefleri gibi tarif edilir. Tekrar edecek olursak, her tür ürünün teslimat güvenilirli÷i azamiye çıkarılmak istenir Hizmet & øletiúim; Aynı zamanda iletiúimi iyi ve canlı tutmak hem alıcı hem de tedarikçi için önemlidir. Bu tedarikçi performansının bilinmesine ve denetlenmesine yardımcı olur. Yönetim Felsefesi; Bir tedarikçinin yönetim felsefesi onun gelecekteki stratejisini ve uzun ve kısa vadeli hedeflerini bilinmesine yardımcı olabilir. 2.12.1.2. Tedarikçi De÷erlendirmesinde Toplumsal ve Çevresel Kriterler Ürünler ve ticaretin úekli hızla de÷iúmektedir. Müúteriler ve çalıúanlar firmalardan daha fazla úeyler talep ederler ve aynı zamanda firmaların bulundukları yerlerde toplumsal ve çevresel konuları etkilemede aktif bir rol üstlenmelerini beklerler. Yasal & Ahlaki Kurallar; Temel kriterler tedarikçilerın ulusal yasalara ve uluslararası anlaúmalara uymalarıdır. Di÷er kurallar da önemlidir, örne÷in ønsan Hakları Bildirisi, ILO (Uluslararası øúçi Organizasyonu), øúyerinde Temel Prensipler ve Haklar 79 Bildirisi ve Rio Sürdürülebilir Geliúme Bildirisi. Sosyal gereklilikler; Toplumla koordineli çalıúma ticaretin lehinedir çünkü müúteriler görüúlerini ve de÷erlerini paylaúan bir úirketle iú yaparken kendilerini daha güvende hissederler. Kaynakları ve hammaddeyi akıllıca kullanmak, enerjiden tasarruf etmek, tedarikçilerdeki çalıúma koúullarını iyileútirmek ve daha motive olmuú insanlar istihdam etmek, maliyetler üzerinde olumlu bir etki yaratır ve bu nedenle onların ticari amaçlarını destekler. Sosyal çalıúmada baúarılı olmak açık hedefler, stratejiler, zaman planları ve sorumluluklar ister. Ve hepsinden önemlisi birçok insan için daha iyi bir günlük yaúam yaratma vizyonu gerektirir. Çevresel Kriterler; Çevresel faktörlerin tedarikçi performansını de÷erlendirmeyle bütünleútirmenin önemi gittikçe daha iyi anlaúıldı÷ından çevresel konular bir úirketin göz önüne alaca÷ı önemli bir faktör haline gelmiútir. Çevresel kategoriler, kriterler ve “yeúil” tedarikçi kavramı, tedarikçi seçimi iúlemi sırasında ele alınacak kadar önemli görülmektedir. Çevresel faktörleri tedarikçi seçimi iúlemiyle bütünleútirerek úirkete tedarik zincirindeki rekabet pozisyonunu güçlendirme fırsatı verilebilmektedir. 2.12.1.3 Tedarikçi De÷erlendirilmesinde øncelenmesi Gereken Unsurlar Tedarikçinin de÷erlendirilmesi durumsaldır. De÷erlendirilecek olan belirli alıcının ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Bununla beraber, tüm de÷erlendirmelerin potansiyel tedarikçileri sekiz perspektiften de÷erlendirmesi gerekir. (Monczka,1993) • Finans • Üretim kapasitesi ve tesisleri • ønsan kaynakları • Kalite • Performans • Çevresel ve etik konular • IT • Organizasyon yapısı 80 Finans Önerilen kontroller úunlardır; • Kar edebilirlik ve üç yıllık brüt ve net karları arasındaki iliúki, • Borçların ölçüsü ve borçların mallarla olan orantısı, • Tedarik yetene÷ini etkileyen devir veya birleúme olasılı÷ı, • Firmanın az sayıda önemli müúterilere ba÷lı olup olmaması, e÷er bir veya birkaç kiúi ticaretini geri çekerse bu firmada finansal sorunlara sebep olabilir. • Organizasyonun sipariúi karúılayacak yeterli finansal kapasiteye sahip olup olmaması. Üretim Kapasitesi Kapasite bir tesisisin kullanılma derecesiyle ilgilidir ve örnek olarak üretim kapasitesini haftada beú gün kullanma, günlük bir vardiya veya ayda 2000 ünite üretme gibi politikalar olabilir. Fabrikanın kapasitesi normalden fazla mesai çalıúarak veya yeni iúçiler veya tesisler ekleyerek arttırılabilir. Yenilik ve Tasarım Düúünce firmanın aúa÷ıdaki özelliklerine çevrilmelidir; • Tasarım ve yenilik kapasitesi, • Tasarım ve araútırma tesisleri, yani laboratuarlar, çizim ofisleri, uzman ekipman, • Nitelikleri ve deneyimleriyle ilgili olarak R&D ve tasarım kadrosu, • Dıú yardım kaynaklarına ulaúım, örne÷in üniversiteler ve araútırma dernekleri, • øúbirlikçi projelere katılma iste÷i, • E÷er varsa hali hazırda üstlenilmiú iúbirlikçi projelerden ve onların gösterdiklerinden örnekler verebilme yetene÷i, Üretim Tesisleri • Tedarikçi istenen ürünü yapmada ihtiyaç duyulan tüm makine düzenine sahip midir? 81 • Makine düzenindeki herhangi bir eksikli÷in nasıl üstesinden gelinebilir? • Makineler modern ve iyi korunmakta mıdır? • Fabrikanın düzeni tatmin edici midir? • Bakım onarımın do÷ru yapıldı÷ına dair kanıtlar var mıdır? • Tedarikçi bilgisayar destekli tasarım (CAD), bilgisayar destekli üretim (CAM) veya esnek üretim sistemleri (FMS) gibi yaklaúımları benimsemiú midir? • Sa÷lık ve güvenlik koúulları tatmin edici midir? ønsan Kaynakları • Üretimde ve idarede çalıúan insan sayısı, • ønsan kaynaklarının kullanımı – ister ekonomik isterse savurganlık olsun (fazla personel çok az úey veya hiçbir úey yapmıyor olabilir), • Yönetim kadrosunun isimleri, unvanları, nitelikleri ve deneyimleri, • Takım çalıúmasının ve yetkilendirmenin desteklenmesi, • øúçi temsilcisi ve onaylanmıú ticari sendikalarla iliúkiler, • Geçen beú yılın her birinde endüstriyel anlaúmazlıklar yüzünden kaybedilen iú günü, • Yönetim ve iúletme kadrosunun devir hızı, • Çalıúanların organizasyona yönelik tutumları ve müúterilerin ihtiyaçlarını karúılamaya duydukları ilgi. Kalite • Tedarikçi istenilen kalite belgelerine sahip midir? • Tedarikçi baúka kuruluúların kalite onay kriterlerine uymakta mıdır? • Tedarikçi toplam kalite yönetimi kavramını ne derece bilmekte ve uygulamaktadır? • Satın alınan malzemelerin testinde ve denetiminde hangi iúlemler yürürlüktedir? • Tedarikçi hangi ilgili test ve denetim iúlemini kullanmaktadır? • Kalite konusunda hangi istatistiksel kontroller uygulanmaktadır? 82 • Kalite kontrol genel bir kalite de÷erlendirilmesini de kapsamakta mıdır? • Tedarikçi alıcının teslimat denetimlerine güvenli bir úekilde karúılık verebiliyor mu? (Bu özellikle JIT teslimatlarında önemlidir). Performans • Tedarikçi hangi benzer projeleri üstlenmiútir? • Eldeki güncel projeler nelerdir? • Bu gibi projelerin belirgin özellikleri nelerdir? • Hangi yenilikler tanıtılmıútır? • Tedarikçi hangi müúterileri referans olarak gösterebilmetedir? Çevresel ve Etik Faktörler • Çevresel yönetimin sorumlulu÷u belirli bir kiúi veya bölüme tahsis edilmiú midir? • Sürdürülebilir bir úekilde tedarikçilerden malzeme elde edilmekte midir ? • Tedarikçi atıkları asgariye düúürmede, elden çıkarmada ve yeniden kazanmada hangi imkan, teknik veya tesislere sahiptir? • E÷er varsa tedarikçinin ürünleri ne tür enerji tasarrufu sa÷lamaktadır? • Tehlikeli maddelerin kontrolünde hangi düzenlemeler yürürlüktedir? Etik konular aúa÷ıdakilerle ilgili olabilir • Tedarikçi malların satıúıyla ve satın alınmasıyla ilgili bir etik politikaya sahip midir? • Böyle bir politikanın iúletilmesinden kim sorumludur? • Bir müúteri tarafından sunulan bilginin gizlili÷iyle ilgili olarak hangi yönergeler ve iúlemler sa÷lanmaktadır? • Çıkar çatıúmalarıyla ilgili hangi prensipler uygulanmaktadır? Enformasyon teknolojisi • Organizasyonunuzun bir Web sitesi var mıdır? • Web sitesi hangi bilgileri sunmaktadır? • Organizasyonunuz elektronik yolla hangi faaliyetleri iúlemektedir? 83 • Organizasyonunuz aúa÷ıdakileri ne úekilde yapar? - Kırtasiyenin azaltılması veya ortadan kaldırmak, - Sipariú devrelerinin kısaltılması, - Envanterin azaltılması, - Ürünün varlı÷ı ve envanteri konusunda gerçek zamanlı bilgi sunulması, - Tedarik zincirinin entegrasyonu Tedarikçi ziyaretleri • Kiúisel tutumlar, • Üretim ekipmanının uygunlu÷u ve bakımı, • Yönetici konumundaki personelin teknolojik bilgisi, • Kalite kontrol metodları, • Temizlik, • Teknik kadronun yeterlili÷i, Tedarikçinin onayı Küçük bir tedarikçi tabanına sahip olmaya önem verilebilir ve bu yüzden onaylanmıú bir listeye yapılacak ilaveler dikkatlice kontrol edilmelidir. Onaylanmıú tedarikçiler aynı zamanda aúa÷ıdaki kategorilerde de÷erlendirilebilirler; (Lysons,2006) 1. Ortaklık, firmanın tek kaynaklı bir anlaúmasının yürürlükte oldu÷u, bir tedarikçiyle bire bir iliúki. 2. Tercihli, bir firmanın mutabakatıyla bir ürün veya hizmet için kararlaútırılan birçok tedarikçi vardır. 3. Onaylanmıú tedarikçiler, tedarikçiler bir veya daha fazla ürün veya hizmet için tatmin edici tedarikçiler olarak de÷erlendirilmektedir. 4. Teyit edilmiú tedarikçiler, tasarım veya üretim gibi bir alıcı tarafından özellikle istenilenlerin önemli oldu÷u durumdur ve aynı ihtiyaç için satınalma veri tabanında hiçbir tercihli, ortak veya onaylanmıú tedarikçi yoktur. 5. Bir seferlik tedarikçi, bu kategorideki tedarikçiler aúa÷ıdaki úartlarda kabul edilirler; (a) Aynı ihtiyaç için satınalma veri tabanında hiçbir tercihli, ortak veya onaylanmıú 84 tedarikçi yoktur. (b) Satınalma katı ödemesi yeterli veya mümkün de÷ildir. (c) Tedarikçi iúlem tamamlandıktan sonra kapatılacaktır. De÷erlendirme tedarikçinin performansını anlamlı úekilde arttırabilir. Lysons vd.,(2006) úöyle belirtiyor; “düzgün úekilde yapılan tedarikçi performans yönetimi aúa÷ıdaki gibi sorulara yanıtlar sunabilir; • Kalitesi en yüksek tedarikçiler kimlerdir? • En iyi tedarikçilerle iliúkiler nasıl güçlendirilebilir? • Tedarikçi performansı toplam maliyet analizine nasıl sokulabilir? • Alıcılar tedarikçilerin söz verileni yerine getirece÷inden nasıl emin olabilirler? • Bir tedarikçinin deneyimine dayanarak destek bilgi nasıl paylaúılabilir? • Performansı düúük tedarikçilerın sorunları nasıl izlenebilir ve giderilebilir? Di÷er bir deyiúle: • De÷erlendirme, bir tedarikçinin bir onay listesinde kalmasıyla veya çıkarılmasıyla ilgili karar alınmasına yardımcı olur. • De÷erlendirme, bir özel sipariúin hangi tedarikçiye yapılaca÷ına karar verilmesine yardımcı olur. • De÷erlendirme tedarikçilere sürekli geliúme fırsatı sunar ve performans düúüúünü önler. • De÷erlendirme, riski daha iyi kontrol altına alabilmek için bir talebin birkaç tedarikçi arasında nasıl da÷ıtılaca÷ıyla ilgili alınan kararlarda yardımcı olabilir. 2.13 Tedarikçi Performans De÷erlendirme Yöntemleri 2.13.1 Geleneksel Tedarikçi Performans De÷erlendirme Yöntemleri Geleneksel olarak uygulanan tedarikçi de÷erlendirme yöntemlerini, Timmerman (1986) üç sınıfta toplamıútır. Bu yaklaúımlar úöyle sıralanabilir: 85 2.13.1.1 Kategorik Yöntem Bu yöntemde, tedarikçilere, belirlenmiú her de÷erlendirme kriteri için, 'iyi', 'tatmin edici' gibi bir performans de÷eri atanmaktadır. Tedarikçinin kriterler bazında aldı÷ı iyi, tatmin edici gibi notlar toplanarak toplam bir performans de÷eri hesaplanmaktadır. Bu yöntem alıcının, hafıza, sezgi, kiúisel yargı ve tecrübelerine dayanan bir yöntem oldu÷u için çok eleútirilen bir yöntem olmuútur. Kategorik yöntemin en önemli avantajı çok kolay uygulanabilmesi ve az veri gerektirmesidir. 2.13.1.2 Maliyet Oranı Yöntemi Bu yöntemde de÷erlendirilecek her satınalmanın toplam maliyeti, tedarikçiden satınalma fiyatı üzerine, alıcının satın aldı÷ı malzemelerle ilgili yaptı÷ı, kalite, teslimat ve hizmet elemanlarıyla iliúkili, iç operasyon maliyetlerinin eklenmesiyle bulunur. Söz konusu yöntem, çok karmaúık ve geliúmiú bir maliyet muhasebesi yapısına ihtiyaç duyan bir yöntemdir. 2.13.1.3 Basit Do÷rusal A÷ırlıklı Ortalama Yöntemi Bu de÷erlendirme kriterlerine sayısal de÷erler atanmıútır. Bileúik bir performans endeksi elde edilmiú ve tedarikçi karúılaútırılması yapılabilmiútir. Kategorik yönteme göre daha nesnel görünen bu yöntemde de de÷erlendirme kriterlerine a÷ırlıkların verilmesi sırasında kiúisel yargı ve öznel görüúler, sürece oldukça dahil olmaktadır. Bu yöntemle ilgili yapılmıú bazı çalıúmalara, Robinson ve Wind (1968) örnek verilebilir. Bu geleneksel yaklaúımlar dıúında, literatürde çeúitli alanlarda performans de÷erlendirmesine iliúkin bazı yöntemler bulunmaktadır. 2.13.2 Tedarikçi De÷erlendirmeye Yönelik Nicel Yaklaúımlar Nicel reytinglerin amacı de÷erlendirmeye sübjektif de÷erlendirmelerden daha sa÷lam bir temel sunmaktır. Nicel reytinglerin temel sorunları aúa÷ıdakilerle ilgilidir; • Reytinglerin dayandı÷ı verileri toplamanın maliyeti yüksektir. Örne÷in, kalite reytingleri önleme, tespit ve düzeltme masraflarıyla ilgili veriler gerektirir, her baúlık altında yer alanların alt analizini içerir. Bununla beraber uygun yazılım 86 geliútirilerek bu sorunun üstesinden gelinmektedir. Böyle programlar tüm veya belirli tedarikçilerın kalite ve teslim performansı verilerini toplarlar ve iúlerler. Bu verilerden aylık, üç aylık veya gerekli zamanlarda raporlar sunulur. • Reytingler bilimsel do÷ruluk izlenimini verebilir halbuki aslında bunlar dayandıkları varsayımlardan daha fazla do÷ru de÷ildirler. • Tedarikçinin performansı ço÷u zaman tedarikçinin kontrolünün dıúındaki koúullardan etkilenir. Tablo 2-6 Tedarikçi De÷erlendirme Teknikleri De÷erlendirme Tekni÷i A÷ırlıklı do÷rusal modeller Yazarlar Lamberson ve ark. (1976), Timmerman (1986), Wind ve Robinson (1968) Do÷rusal programlama Pan (1991), Turner (1988) Karıúık integer programlama Weber ve Current (1993) Gruplama yöntemi Hinkle ve ark. (1969) Analitik Hiyerarúi Süreci Barbaroso÷lu ve Yazgaç (1997), Hill ve Nydick (1992), Narasimhan (1983) Analitik úebeke Süreci Sarkis ve Talluri (2002) Matris metodu Gregory (1986) Çok amaçlı programlama Weber ve Ellram (1993) Toplam mülkiyet masrafı Ellram (1995) ønsan yargı modelleri Patton (1996) Ana komponent analizi Petroni ve Braglia (2000) Veri zarflama analizi Narasimhan ve ark. (2001), Weber ve Desai (2000), Weber (1996) Yorumlayıcı yapısal modelleme Mandal ve Deshmukh (1994) Oyun modelleri Talluri (2002) østatistiksel analiz Mummalaneni ve ark. (1996) Farklı seçenek analizi deneyleri Verma ve Pullman (1998) Neural networks Siying (1996) 87 Karúılaútırma Anket metodu Sübjektif Metot tarafından kararlaútırılan Tedarikçi, de÷erlendiriciler 88 dönem baz alınarak hızla • Hızı – bir tedarikçinin kısa faktörlerinin nispi önemi göz • Çeúitli de÷erlendirme dayanır úirketlerin deneyimlerine • De÷erlendirme di÷er olabilir bir yöntemdir. kötü olabilir ve bilginin toplandı÷ı kayna÷ı kısıtlı sunar • Toplanan verilerin kalitesi • Pahalıdır etkisini yitirir • ølk anketten sonra metot Dezavantajları hakkındaki görüúlerini aldı÷ı tedarikçinin performansı müúteriyle temas kurdu÷u ve • Araútırma düzenli güncelleme Bir iúletmenin baúka birçok tasarlanırlar • Uygulanması kolaydır tarafından doldurulabilir (örne÷in 1-5 arası) olan soru formları úeklinde • Sınırsız sayıda inceleyici sayısal de÷erlendirme ölçe÷i kolaydır • Geliútirilmesi ve uygulanması Genellikli birçok araútırmacı tarafından tamamlanmıú bir Avantajları Açıklama Tablo 2.7 Sıkça kullanılan tedarikçi performansı de÷erlendirme metotları (Hollingsworth (2001)’den alınmıútır) tedarikçilerı kıyaslamada • Geleneksel olarak çeúitli • Büyük úirketler basit bir yaklaúımdır küçük bir iúletme için • Az sayıda tedarikçi tabanlı sisteminde ilk giriúimdir • Genellikle bir reyting Uygulama de÷erini belirten bir a÷ırlık nokta di÷erinden daha fazla önem puan verilir. Puan a÷ırlıkla 89 olanak verir, yine de bir faktöre • Yo÷un emek gerektirir performansını gösteren bir zaman alabilir • Veri giriúi aúırı derecede faydalıdır de÷erlendirmelerde daha az faktörleri hesaba katmalarına • De÷erlendirenlerin bütün bir araçtır. de÷erlendirme için mükemmel • Uzun vadeli ayarlanabilir tarafından kolayca için bir de÷erlendirici • Arzu edilen sonucu vermesi görüúlerine dayanır • De÷erlendiricinin sübjektif uygulanmaz de÷erlendirilmesine uzun vadede • Tedarikçi performansının önüne alınmaz faktöre tedarikçinin belirlenir. Daha sonra her iliúkili olarak o alanın Di÷er faktörlerin her biriyle • Alternatif tedarikçi önerilerini alınmasını gerektirebilir. haline getirilir ve son de÷erlendirme yapılır. performansının göz önüne • Tedarikçinin geçmiú olarak de÷erlendirilir, daha sonra her bir de÷er tablo • Geliútirilmesi kolaydır de÷erlendirilmesinde kullanılır. kalite, teslim gibi) ba÷ımsız faktörlere göre (yani, fiyat, A÷ırlıklı metodu araç olarak kullanılır. de÷erlendirilmelerinde bir uzun vadeli • Öncelikle tedarikçilerın veya seçmede kullanılır. teslimatların yüzdesini ölçer performansı kriteriyle Tedarikçinin her bir 90 den sorumlu tutulurlar • Tedarikçiler kendi eylemlerin- edilebilir. yapmıúsa bu tedarikçiya 12.5 veya 13 puan verilebilir. % 90-94 iyi; % 85-89 kabul tedarikçi 64 de 8 geç da÷ıtım olarak % 95 -100 mükemmel; beklentiler sunar; yani örnek • Yerine getirme hedefleri ve kusurlarının veya geç dayanan metot –örnek olarak e÷er bir Yüzdeye • Veri biriktirmek kolaydır verilebilmesini sa÷lar. Yüzde sistemleri kalite ortalaması alınır. çarpılır ve daha sonra • Tedarikçi tabanının maliyet cinsinden • Üretim dıúı masrafı úekilde geniúletilmiútir. performansını içine alacak daha sonra teslimat kaliteye uygulanmıú ve • Baúlangıçta yüzde metodu • Oluúturulması güçtür hala % 1 lik bir oran verir. yüzdeye dayalı bir sistem teslimattan 1’ i gecikirse, veya 60 günde 100 yansıtmaz. E÷er 3 günde seviyesini do÷ru úekilde • Zamanında performansın yansıtmaz • Kalite sorunlarının úiddetini kalmayabilir. incelemede yeterli karúılaútı÷ı sorun tiplerini ancak tedarikçinin • Veriler sa÷lıklı olabilir ihtiyaç duydukları ayrıntıları sunar. masrafları gibi masraflarıdır. Bunlar gerçek maliyete Hollingsworth (2001) sahip olurlar 91 daha büyük bir motivasyona performanslarını arttırmada • Tedarikçiler kendi ve konuları anlamalarında malların reddedilmesi eklenirler. larıyla ba÷lantılı ilave masrafları • Tedarikçilere kendi performans- Üretim dıúı masraflar, iade de÷erlendirir. yöntemlerden daha hızlı arttırır ba÷lantılı toplam masraflarda • Tedarikçinin geliúimini di÷er dayanan metot tedarikçi performansını Maliyete saptamak güçtür. kullanılır. de÷erlendirmede tedarikçinin performansını oldu÷u kadar her bir performans trendlerini 2.14 Tedarikçinin Geliúimi Tedarikçinin geliúimi úöyle tarif edilmektedir; Alıcının kısa ve uzun vadede tedarik ihtiyaçlarını karúılamak üzere bir tedarikçinin performansını ve/veya yeteneklerini arttırmak için bir alıcının üstlendi÷i herhangi bir aktivite. (Baily vd.,2005) • Sonuca yönelik programlar; tedarikçiler için spesifik sorunlar çözümlemeye odaklanırlar ve normalde tedarikçinin masraflarıyla, kalitesiyle ve teslimatıyla ilgili adım-adım de÷iúiklikler içerirler. • øúleme yönelik programlar; alıcının fiili yardımı olmaksızın tedarikçinin üretimde geliúmeler kaydetme yetene÷ini arttırmaya odaklanırlar. 2.14.1 Tedarikçinin Geliúmesi øçin Yapılması Gerekenler Tedarikçi geliútirme programında basamakları Lysons vd.(2006) úöyle belirtiyor: 1. Geliútirmek için kritik ürünler belirlenmesi, 2. Kritik tedarikçilerin belirlenmesi 3. Tedarikçi performansının de÷erlendirilmesi 4. ùu anki ile arzu edilen tedarikçi performansı arasındaki açı÷ın saptanması. 5. Fonksiyonlar arası tedarikçi geliútirme timi oluúturulması 6. Tedarikçi üst yönetimiyle buluúulması 7. Algılanan açı÷ın nasıl kapatılaca÷ının kararlaútırılması 8. Geliúmeyi gerçekleútirmek için tarih belirlenmesi 9. Geliúmenin denetlenmesi Dokuz basamak kısaca úöyle açıklanabilir; 1. Kritik ürünleri belirle; Bu, Kraljic (1986)’ inki gibi bir portfolyo yaklaúımı kullanılarak yapılır. Bunlar ço÷unlukla stratejik ve darbo÷az ürünler olur. 2. Kritik tedarikçilerı belirle; bu aúamada aúa÷ıdaki gibi sorular ele alınır; • Tedarikçilerın yapabilecekleri nelerdir? Sako (1995), üç yapılabilirlik seviyesi belirtir; 92 - Sürdürme kabiliyeti: belirli bir performans seviyesini sürekli koruma yetene÷i, - Geliúme kabiliyeti: performans geliúiminin hızını etkiler, - Evrim kabiliyeti ve yetenek geliútirme kabiliyeti: de÷iúen ortamlara cevaben iç kaynakları adapte etmeye, entegre etmeye ve tekrar düzenlemeye daha az önem verilen dinamik yeteneklerden farklıdır. • Mevcut tedarikçiler ilerideki ihtiyaçları karúılayabilecek durumda mıdırlar? • Mevcut tedarikçileri geliútirmeye de÷er mi yoksa yenilerini arama zamanı mı geldi? 3. Tedarikçinin performansını de÷erlendir. 4. ùu anki ile arzu edilen tedarikçi performansı arasındaki açı÷ı sapta. Eksiklik analizinde úu anki ile arzu edilen ticaret arasındaki farklılıklar belirlenir. 5. Fonksiyonlar arası tedarikçi geliútirme ekibi oluútur; bu ekip úimdiki ve potansiyel tedarikçilerin de÷erlendirilmesinden, açı÷ın belirlenmesinden ve sorunlara karúılıklı kabul edilebilir çözümler bulmaya çalıúmak için tedarikçilerle görüúülmesinden sorumlu olacaktır. 6. Tedarikçinin üst yönetim timiyle buluú; tedarikçinin üst yönetimiyle buluúmak tedarikçiyle kurulması gereken bir iúbirli÷i iliúkisinin derecesi hakkında bir fikir verir. 7. Açıkların nasıl kapanaca÷ını kararlaútırın. 8. Geliúmeyi geliútirmede nihai tarih belirle. 9. Geliúmeleri denetle. 2.14.2 Tedarikçinin Sürece Erken Katılımı (ESI) ESI úu úekilde tarif edilmektedir; “Ürün geliútirme sürecinin baúında bir veya birkaç seçkin tedarikçiyı bir alıcının ürün tasarlama ekibiyle bir araya getiren bir uygulamadır Amaç, piyasaya etkili ve yeterli bir ürün tanıtılması için tasarlanan bir ürün spesifasyonu geliútirirken tedarikçinin uzmanlı÷ından ve deneyiminden istifade etmektir.” Baily et.al.(2005) ESI nın avantajları ESI nın ürün geliútirmedeki avantajları kısaca úöyle özetlenebilir; 93 • øyileútirilmiú ürün özellikleri • Arttırılmıú kalite • Düúük geliúme masrafları • Yeni teknolojilere rakiplerden önce ulaúma • Müúterek sorun çözümleme • Bilgilerin ve haberlerin paylaúımı • øyileútirilmiú ürün üretimi ESI nın dezavantajları ve sorunları • Müúterinin tedarikçi hakkında bilgisi: Böyle bir bilgi tedarikçinin kadrosunun yeni ürün geliútirme ekibiyle bütünleúmesini kolaylaútırır ve alıcı úirketin ihtiyaçları ile tedarikçinin yapabilecekleri arasında hem teknik hem de kültürel açıdan bir denge kurulmasına yardımcı olur. • Teknoloji ve maliyet bilgilerini paylaúma: Teknolojiyi paylaúma ço÷u zaman tedarikçinin daha iyi çslıúmsdıns yol açar, bu da aynı zamanda düúük maliyetle sonuçlanır. Peterson (2000) kendi örneklerindeki birkaç organizasyonun, müúterek alıcı-tedarikçi ekiplerinin bir hedef maliyete uyacak alternatif çözümler aramalarının yer aldı÷ı “hedef fiyatlandırma yöntemleri” kullandıklarını belirtmiúlerdir. Böyle çabalar tedarikçilerin “defterlerini açmalarını” ve maliyet yöntemlerini ortaya koymalarını gerektirebilir. Böyle bir úeffaflı÷ın sadece alıcı ile tedarikçi arasında yüksek seviyede bir güven var oldu÷unda olabilir. • Teknoloji belirsizli÷i: Böyle bir belirsizlik dünyaya yeni tanıtılmıú teknolojilerden, mevcut teknolojilerin yeni uygulamalarından ve úirketin uzmanlık alanının dıúındaki teknolojilerden kaynaklanabilir. Genelde, teknolojik belirsizlik veya ürünün karmaúıklı÷ı ne kadar büyükse yeni ürün geliútirmede ESI ya olan gereksinim o kadar büyük olur. Aynı zamanda alıúılmıú ürünlerde ve teknolojik de÷iúim hızının yüksek oldu÷u yerlerde iúbirli÷inin derecesi de yüksek olacaktır. 94 BÖLÜM 3 : Analitik Hiyerarúi Süreci (AHP) 3.1 Analitik Hiyerarúi Süreci (AHP)’nin Kapsamı Analitik Hiyerarúi Süreci 1971 yılında Thomas L. Saaty tarafından geliútirilmiútir. Geliútirilmesindeki amaç çok kriterli karar verme problemlerinin çözümünü sa÷lamaktır. Dikkate aldı÷ı unsurlar; amaç, belirlenen kriterler, alt kriterler ve elbetteki seçenekler olarak karúımıza çıkmaktadır. Amaç en iyi çözüme ulaúmaktır. AHP hiyerarúik bir yapıya sahiptir. Bu hiyerarúide kriterler, alt kriterler ve seçenekler yer alır. Kriterler kendi aralarında göreli olarak sıralandıktan sonra seçenekler kriterlerin önemini belirten öncelik de÷erleri ile çarpılır, bu iúlem bütün kriterler için gerçekleútirilir ve bu çarpımların toplamı karar seçene÷i için genel öncelik düzeyini belirler. Analitik Hiyerarúi Yöntemi, seçeneklerin ortak bir kritere göre ikili karúılaútırılmalarını esas alan bir ölçüm teorisidir (Saaty, 1990). Gerçek dünyadaki çok kriterli ve çok seçenekli problemlerin çözümünde karar vericilere önemli bir destektir. (Saaty,2000) En önemli özelliklerinden biri de hem nitel hem de nicel kriterleri bünyesinde barındırabilen bir teknik olmasıdır. AHP, problemi birden fazla seviyeden oluúan bir hiyerarúik yapı ile ele almaktadır.(Saaty,1990) Belli düzeydeki her bir eleman bir üst düzeydeki elemanlarla ikili olarak karúılaútırılır ve sonuca ulaúılmasında bu ikili karúılaútırmalar kullanılır (Barbarasoglu &Yazgaç, 1997) AHP genel olarak bakıldı÷ında hiyerarúinin kurulması, üstünlüklerin belirlenmesi ve son olarak da tutarlılık esaslarına dayanır. AHP’nin baúarısı problem ile ilgili kriterleri belirleyebilme ve bunlar arasındaki iliúkileri ortaya koyabilmek ile do÷rudan ilgilidir. Bu süreçte mümkün oldu÷unca fazla sayıda uzman görüúüne baúvurulması hiyerarúinin ve iliúkilerin do÷ru yapılandırılması anlamında büyük önem taúımaktadır. 95 3.1.1 Analitik Hiyerarúik Sürecin Geliúimi Saaty, 1980 yılında "The Analytic Hierarchy Process" adlı eserinde karar verme sürecinde sadece sayısal olarak elde edilebilen de÷iúkenlerle yetinilmemesi aynı zamanda sayısal olmayan ancak karar verme sürecine etkisi bulunan di÷er sayısal olmayan kriterlerinde dahil edilmesi gereklili÷i üzerinde durmuútur. Gerçek hayata baktı÷ımızda da sistem yaklaúımı gere÷i probleme dahil olan tüm kriterleri hesaba katmadan yapılan bir de÷erlendirmenin eksik olmaması imkansızdır. Saaty ilk uygulamasını 1971 yılında Savunma Bakanlı÷ı bünyesindeki çalıúmasında, daha sonraki uygulamalarını ise takip eden yıllarda elektrik da÷ıtım problemi ve Sudan nakliye çalıúması ile gerçekleútirmiútir. Saaty en detaylı biçimiyle AHP’yi 1980 yılında yazdı÷ı "The Analytic Hierarchy Process" adlı kitabında anlatmıútır. Saaty (1994) AHP’nin özellikle kolay uygulanabilirli÷i noktasına vurgu yapmıútır. Yaptı÷ı vurgularda özellikle ileri bir teknik düzey gerektirmemesi ve böylelikle birçok kiúi tarafından anlaúılabilmesi ve kullanılabilmesi, karar veren kiúilerin nitel de÷erlendirmelerine de içerisinde yer vermesi ve böylelikle nitel ve nicel kriterleri aynı anda barındırması, kriterlerin geliúigüzel de÷il ikili karúılaútırmalar ile belirlenmesi, takım çalıúmalarında uygulanabilirli÷i, sistem tasarımı, tesis yeri seçimi, fayda/maliyet analizi ve kaynak atanması gibi konularda hemen uygulanabilir olması üzerinde durmuútur. Kuruüzüm ve Atsan (2001) AHP’yi çok kriterli problemlerin çözümünde kullanılan bir karar verme yöntemi olarak belirtmiútir. Yahya ve Kingsman (1999) ise AHP’yi bir kriter ya da aktivite kümesinin ba÷ıl a÷ırlıklarını belirlemek üzere kullanılan bir ölçüm teorisidir úeklinde ifade etmiútir. 3.1.2 AHP Yöntemi ve Temel ølkeleri Saaty(1986) AHP’nin esas aldı÷ı ilkeleri úöyle belirtmiútir: Terslik ølkesi: E÷er x özelli÷i y’ye göre a birim kadar tercih ediliyorsa y de x’e göre 1/a birim kadar tercih edilecektir. 96 Homojenlik ølkesi: Tercihler belli ve sınırlı bir ölçek yardımı ile belirlenmeli, sonsuz derecede tercih gibi kavramlar bulunmamalıdır. Ba÷ımsızlık ølkesi: Elemanların tercih seviyelerinin hiyerarúinin di÷er alt düzeylerinden etkilenmeyece÷i ve böylelikle aralarında bir ba÷ımsızlık oldu÷u kabul edilir. Beklentiler ølkesi: Forman and Gass (2001) tarafında ortaya konan bu ilke karar vericinin sahip oldu÷u nitel kriterleri rahatlıkla ve uyun biçimde tekni÷e aktarabilmesi ilkesidir. Partovi ve Hapton (1994) hiyerarúinin ilk baútan do÷ru kurulması gereklili÷ini belirtmiú aksi halde ilave olan veya çıkan seçenek ve kriterlerin sonucu de÷iútirece÷ini belirtmiúlerdir. Sıralama de÷iúimi olarak da ifade edilen bu durum yukarıda belirtilen ba÷ımsızlık ve beklentiler ilkelerinin do÷ru uygulanmaması sonucunda meydana gelmektedir. Bu sebeple gereken tüm seçenekler ve kriterle sisteme dahil edilmeli ayrıca alt kriterler de ba÷ımsızlık ilkesi gere÷i tutarlı bir úekilde ortaya konmalıdır. Kuruüzüm ve Atsan (2001) AHP’nin dayandı÷ı üç prensibi úöyle anlatmaktadır: • øki taraflı olma/tersi olma prensibi, yani A ö÷esi B’ye karúı 2 kat önemliyse B’de A’ya karúı 1/2 önemli olarak ifade edilmesi • økinci prensip homojenlik yani karúılaútırılan ö÷elerin birbirlerinden çok farklı olmaması Üçüncü prensip ise ba÷ımsızlık yani hiyerarúinin bir seviyesine iliúkin de÷erlendirme ve önceliklerin di÷er seviyelerdeki ö÷elerden ba÷ımsız olması. Örnek olarak yeni bir seçenek ilavesi ile üst seviyelerdeki önceliklerin de÷iúmeyece÷i anlamına gelmektedir. Yalnız önemli olan nokta yeni bir seçenek veya kriter ilavesinin sonucun de÷iúmesine yol açabilece÷idir. Özellikle homojenlik ilkesi gere÷i bir ölçek ihtiyacı Saaty (1990) tarafından oluúturulmuútur. økili karúılaútırmaların ba÷ıl önem derecelerini ortaya koymuútur. Ba÷ıl Önem Derecesi • 1: Eúit Önemli • 3: Orta Derecede Önemli 97 • 5: Güçlü Derecede Önemli • 7: Çok Güçlü Derecede Önemli • 9: øleri Derecede Önemli • 2, 4, 6, 8: Ardıúık iki yargı arasındaki ara de÷erler Saaty (1990) ortaya koymuú oldu÷u ba÷ıl önem ölçe÷inin birçok uygulamada kullanılarak ve di÷er ölçeklerle kıyaslanarak sınandı÷ını belirtmiútir. Saaty (1994) ondalık de÷erlerin de gerekti÷inde bu ölçekte kullanılabilece÷ini belirtmiútir. Bu ölçek yardımıyla karúılaútırılan iki özellikten hangisinin di÷erine göre ne derecede önemli oldu÷u belirlenmektedir. 3.1.2.1. Önceliklerle ilgili Matematiksel Kavramlar Karúılaútırmaların tam tutarlı olması durumunda, ikili karúılaútırmalar matrisi A'nın elemanları için aúa÷ıdaki eúitlik geçerli olmaktadır: aij.ajk =aik Saaty (1980)’in belirtti÷i gibi eúitlik ideal bir durumu yansıtmaktadır ve gerçekte genellikle karúılaútırmalar yüzde yüz tutarlı olamadı÷ı için bu eúitlik sa÷lanamamaktadır ancak, AHP karúılaútırmaların yüzde yüz tutarlı olmasını úart koúmamaktadır. Yukarıdaki eúitlik, gerçekte tam olarak sa÷lanamadı÷ından wi'yi, aijwj çarpımlarının ortalamasına eúitlemek daha uygundur. (Saaty,1980) Wi=1/n . ¦a ij i=1,2,…,n .w j wi, a÷ırlıkları (w1, w2,..., wn) úeklinde vektör haline getirilir ve ikililer matrisi A bu vektörle çarpılırsa nw vektörü elde edilir: Aw = nw Burada n, A matrisinin bir özde÷eri, w de bu özde÷erle iliúkili özvektördür.(Saaty,1980) A'nın her satırı ilk satırının sabit bir katı oldu÷undan rankı l 'e eúittir, bu nedenle, biri hariç bütün özde÷erleri sıfırdır. Bir matrisin özde÷erlerinin 98 toplamı o matrisin izini verdi÷inden, köúegen elemanlarının toplamı, bu durumda A'nın izi, n'ye eúittir. Di÷er bir deyiúle λi , A'nın özde÷erleri olmak üzere, n ¦ λ = iz( A) = n i =1 Bu yüzden, tutarlı durumda n, A'nın en büyük özde÷eri olmaktadır. Ancak, e÷er tutarsızlık belirli sınırlar dahilinde tutulabilirse; bu durumda wi=1/n . ¦a ij .w j i=1,2,…,n eúitli÷i aúa÷ıdaki gibi yazılabilir: n wi = 1/ λ max ¦ aij .w j j =1 Aw = λmax w A'nın her bir sütunu w'nun sabit bir katı oldu÷undan w, A'nın herhangi bir sütununun normalize edilmesiyle bulunabilir. 3.1.2.2 Sıralamanın De÷iúmesi AHP’ye gelen eleútiriler genel olarak Çoklu Nitelikli Fayda Teorisi (Multi Attribute Utility Theory - MAUT) üzerine çalıúmıú olduklarından yaptıkları eleútiriler de bu teorinin paradigmasına ba÷lı gerçekleúmektedir. Forman ve Gass (2001)’in belirtti÷i gibi her yeni yaklaúımın, hem de uygulanabilirli÷i tartıúılan, bu eski paradigmaya ba÷lı kalması diye bir zorunlulu÷u yoktur. Saaty biraz da bu eleútirilerin etkisiyle yukarıda belirtilen beklentiler ilkesini dördüncü ilke olarak ortaya koymuútur. Sübjektif kriterlerin gerçek hayatta oynadı÷ı rolün önemini savunan Saaty, tekni÷inin ilkeleri arasına da bu kriterlerin hiyerarúiye tam ve rahatlıkla yansıtılmasının gereklili÷ini ilave etmiútir. Yapılan eleútiriler incelendi÷inde belirlenen ortak nokta; geçiúkenlik özelli÷i ve sıralama de÷iúimi üzerindeki eleútiri yo÷unlaúmasıdır. Geçiúkenlik özelli÷i genel olarak úöyle ifade edilebilir; x özelli÷i y’ye göre 3 kat, y de z’ye göre 4 tercih ediliyorsa x’in z’ye göre 12 kat tercih edilmesi gerekmektedir. Ancak gerçek hayatta oldu÷u gibi AHP 99 ye göre de x’in z’ye 6 kat tercih edildi÷i de belirtilebilmelidir. Fayda teorisi bu tip geçiúken olmayan iliúkilere izin vermezken AHP ise imkan tanımaktadır. Saaty (1994) belirtti÷i gibi göreli ölçüm kavramı mutlaka ölçümde görülmeyen bir etki getirdi÷idir. Bu nokta seçenek sayısının ve yapısının, her bir kriterin de÷erini oluúturan bir etkisi oldu÷udur. Böylelikle seçenek ilavesi veya eksilmesi sıralamanın de÷iúmesine yol açabilmektedir. Mutlak ölçümde seçenekler arası iliúkilere önem verilmezken, göreli ölçümde büyük önem taúımaktadır. Mutlak ölçümde belli bir ölçek üzerinde sadece o seçene÷in aldı÷ı de÷er belirlenirken göreli ölçümde ba÷ıl önem dereceleri yer almaktadır. Mutlak ölçümde ki bir di÷er farklılık ise seçene÷in aldı÷ı de÷erin di÷er seçeneklerden veya seçenek sayısından ba÷ımsız olmasıdır. Böylelikle seçenek ilavesi veya eksilmesi seçene÷in alaca÷ı de÷ere etki etmemektedir. Göreli ölçümde ise ölçek karúılaútırmalar sonucu elde edilir, bir baúka deyiúle mutlak ölçümün tersine baútan belirlenmiú bir ölçek yoktur. O yüzden de yeni bir seçenek ilave oldu÷unda belirlenmiú bir standart ölçek olmadı÷ından ölçe÷in yeniden yapılanması söz konusudur. Sonuçta sıralama de÷iúimi gerçekleúebilir. Saaty (1994) ve Forman&Gass (2001) bu bakımdan sırlama de÷iúiminin do÷al bir süreç oldu÷unu belirtmektedir. Özellikle günümüzde sistemlerin de÷iúken iç ve dıú çevre faktörleri göz önüne alındı÷ında dinamik bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu da çok kriterli ve dinamik yapılarda mutlak ölçümün zaaflarını ortaya koymaktadır. Yattı (2002) beynin de yine iki türlü yani mutlak ve göreli kıyaslamalar ve de÷erlendirmeler yaptı÷ını belirtmiútir. Seçenekler mutlak de÷erlendirmede kesinleúmiú ölçeklerle, göreli de÷erlendirmede ise önceden belirlenmemiú ölçeklerle de÷erlendirilir, buna göre kararlar verilir ve yorumlar yapılır. Göreli ölçümde, sinerji söz konusu oldu÷unda sıralamanın de÷iúmesini önlemek için normalizasyon bir araç olarak kullanılmaktadır. Belirli bir kritere göre n da bir seçene÷in a÷ırlı÷ı aúa÷ıdaki gibi bulunur (Saaty,1994). 100 n m wi= ¦ wij x j j =1 / ¦w ij i =1 Burada. wi = i seçene÷inin a÷ırlı÷ı, wij : i seçene÷inin j kriterine göre a÷ırlı÷ı, m: kriter sayısı, n : seçenek sayısı, xj: j'nci kriterin a÷ırlı÷ıdır. Mutlak ölçümde wi, sadece m ve xj ba÷lıdır, göreli ölçümde ise m ve xj ye ilave olarak n ve wij ye de ba÷lıdır. Yeni bir seçene÷in eklenmesi(çıkarılması) n’i arttırır(azaltır) ve dolayısıyla wij sayısını da arttırır(azaltır). Bu yüzden wi de÷iúir. Bazı wi 'ler di÷erlerinden daha farklı úekilde de÷iúir ve sıralama de÷iúmesi gerçekleúir. Seçeneklerin sayısının artıúı olgusu, sinerji kavramı nedeniyle, kriterlerin de÷erlerini de÷iútirece÷inden sıralamayı de÷iútirecek bir özelliktir. Mutlak ölçümde böyle bir etki hesaba katılmamaktadır çünkü önceden de÷erlendirilmiú bir seçenek vardır. Göreceli bir iliúki de olmadı÷ı için yeni seçeneklerin eklenmesi ya da eksilmesiyle ölçüm de÷erinde bir de÷iúiklik olmamaktadır. Bu nedenle sinerjinin kriterler üzerindeki etkisi normalizasyon ile giderilir. A÷ırlıkları ayarlamak için bütün kriterler boyunca gerçekleútirilir. Bazı durumlarda yeni seçeneklerin varlı÷ının eski sıralamayı de÷iútirmemesi istenebilir. Eklenen veya çıkarılan bir seçene÷in göreli ölçümü di÷er seçeneklerin göreli ölçümlerinden küçük oldu÷unda sıralamanın de÷iúmesi önlenmektedir. Böyle seçeneklere "çekinik" (ilgisiz) seçenek denilmektedir. Saaty (1994) seçeneklerin artıú nedenlerine ilgili olarak da gerçek yaúam ile ilgili bazı noktalara de÷inmiútir. Bunlar benzer seçenek, hayali seçenek ve tuzak seçeneklerdir. Hayali seçenek düúük de÷erli bir seçenekten orta de÷erli bir seçene÷e geçiú için yüksek de÷erde bir hayali seçenek ilave edilmesidir. 101 Benzer seçenek kavramını anlatırken ise Saaty úu örne÷i vermektedir: küçük bir yerde yaúayan bir bayan, úapka almak ister. Yaúadı÷ı yerdeki tek úapka ma÷azasına gider ve A ve B model úapkaları eúit derecede be÷enir. Bu durumda A'yı ya da B'yi satınalma olasılı÷ı eúittir. Ancak, bu sırada úapkacı, A modeliyle aynı olan bir C úapkası daha oldu÷unu fark eder. Bunun üzerinde bayan, aldı÷ı úapkayı baúka birinde de görme ihtimaline karúı riske girmek istemeyip B modelini seçer. Ancak AHP'de, karar verici göreli sıralamalarını de÷iútirmedi÷inde bile sıralama de÷iúebilmektedir. ùapka seçmek isteyen bayan A modelinden iki tane bulundu÷u gerçe÷iyle ilgilenmemiú olsaydı C seçene÷inin ilave olması ile AHP bayanın bu durumla ilgili olan hislerinden ba÷ımsız olarak sıralamayı yine de÷iútirebilecektir. Yine Saaty verdi÷i di÷er örnekte iki farklı politik görüúten aday olan ve seçimlerde rakip olan iki siyasetçiyi örnek vermiú ve iki görüúten birine sahip daha az sevilen bir üçüncü aday çıktı÷ında di÷er görüúten seçime giren adayın úansının arttı÷ını ve belki de bu úekilde seçimi kazanabilece÷ini anlatarak sıralama de÷iúimini anlatmıútır. Saaty’nin verdi÷i bu örnekler sıralama de÷iúimini gerçek hayattan gelen bir olgu oldu÷unu belirtmiútir. Forman’a göre fayda teorisi taraftarlarınca bir seçene÷in di÷er bir veya daha fazla seçenek tarafından baskı altına alındı÷ı durumlarda sıkça kullanılan ilgisiz seçenek kavramı ile ilgili iki nokta öne çıkmaktadır. Birincisi AHP’yi bu açıdan de÷erlendirildi÷inde fayda teorisyenlerinin ilgisiz dedi÷i seçenek göreli ölçüm nedeniyle di÷er seçeneklere etki yapabilmektedir. økinci nokta ise ilgisiz seçene÷in sıralamayı de÷iútirmemesini istemeleri veya varsaymalarıdır. Bu ise göreli ölçümü kullanan AHP içi hem mümkün de÷il hem de reel problemlerin ele alındı÷ı uygulamalarsa hatalı sonuçlara neden olabilecek bir risktir. 3.2 Analitik Hiyerarúik Sürecinin Uygulanması Partovi (1997) AHP yöntemini üç adım halinde tanımlamaktadır: hiyerarúinin tasarımı, önceliklerin belirlenmesi ve sonuçların hesabı. 102 3.2.1 Hiyerarúik Yapının Oluúturulması Hiyerarúi Saaty (1980)’e göre seviyeler bazında gruplar oluúturularak analizin yapıldı÷ı ve bu gruplarda da ana amaç, ana ve alt kriterler ile seçeneklerin bulundu÷u bir sistemdir. Gruplar arası etkileúim mevcuttur ancak grup içerisinde dikey anlamda bir ba÷ımsızlık söz konusudur. Saaty (1980)’e göre AHP’nin ilk aúaması olan hiyerarúi tasarımında farklı düúünceler mutlaka yer verilmeli, takım çalıúması desteklenmeli ve tekdüze sıradan bir süreç olmadı÷ı vurgulanmalıdır. Zahedi (1986) tasarımı yapılan hiyerarúideki seviye sayısının problemin karmaúıklı÷ı ile do÷ru orantılı oldu÷unu ve analizi yapan yönetim kademesinin özelliklerini yansıttı÷ını belirtmiútir. Problemin karmaúık bir yapıdan anlaúılabilir ve analiz edilebilir bir yapıya kavuúturulmasında hiyerarúinin tasarımı büyük öneme sahiptir. Hiyerarúinin içerik olarak karara etki edecek tüm faktörleri barındırması gerekir. Hiyerarúinin tasarımı ana amaçtan, kriterlere, alt kriterlere ve seçeneklere kadar uzanır. Saaty (1990) da belirtti÷i hiyerarúinin tasarımında dikkat edilecek noktalar úöyledir: 1. Problemi her yönüyle tanımlamalıdır 2. Problemde yer alan tüm faktörleri barındırmalıdır 3. Tasarıma etki edecek tüm bilgiler dikkate alınmalıdır 4. Problemi daha iyi anlamaya dönük olarak gerekirse bir takım veya grup oluúturulabilir Hiyerarúinin yapısına baktı÷ımızda en yukarıda ana amaç veya hedef yer almaktadır. Alt kademesinde ise ana kriterler, onların altında ise alt kriterler yer almaktadır. En alt seviyede ise seçenekler yer almaktadır. Hiyerarúinin tasarımı yapan kiúi ve kiúilerin problem ile ilgili bilgi ve hatta tecrübe sahibi olmasını gerektirir. Kiúiler arasında hiyerarúi oluúumunda do÷acak farklılıklar do÷aldır ve problemin daha iyi analiz edilebilmesi anlamında pozitif yönde kullanılmalıdır. 103 Aúa÷ıdaki úekilde bir hiyerarúik yapı örne÷i en yukarıda amaç altında kriterler, altında alt kriterler ve en altta alternatifler (seçenekler) olmak üzere gösterilmektedir. ùekil 3.1 Tipik Bir Hiyerarúik A÷aç 3.2.2 økili Karúılaútırma ve Üstünlüklerin Belirlenmesi Hiyerarú i tasarımından sonra her seviyedeki ö÷elerin göreli üstünlüklerini bulmak için ikili karú ılaú tırma i ú lemi baú layacaktır. Bunun amacı her seviyedeki ö÷eler arasındaki göreli önemi ortaya çıkarmaktır. Konu hakkında uzman olan kiúi veya ki ú iler her seviyedeki ö ÷eleri ikili olarak karú ılaú tırır. Her seviyede karú ılaú tırmalar ile kare matrisler ortaya çıkar. økili karú ılaú tırmalar hiyerarú inin en tepesinden baú lar aú a÷ıya do ÷ru gider. Problemin hiyerarúik yapısı kurulduktan sonraki aúama, her seviye için, aynı seviyelerde yer alan kriterlerin, ikili olarak birbiriyle karúılaútırılmasını içermektedir. AHP'de ikili karúılaútırma yargılarının oluúturulmasında, di÷er bir deyiúle A kriterinin B kriterine göre ne kadar önemli oldu÷u kararında, karar verici Saaty tarafından önerilen 1-9 ölçe÷inı kullanmaktadır. 1-9 ölçe÷i aúa÷ıda gösterilmektedir: 104 Tablo 3.1 Kriterlerin ikili karúılaútırılmasında kullanılacak ölçek PUAN TANIM AÇIKLAMA 1 Eú it Önem øki faaliyet amaca eúit düzeyde katkıda bulunur. 3 Biraz Daha Fazla Önem Deneyim ve yargı ile bir faaliyet dillerine göre biraz daha fazla derecede tercih edilir. 5 Kuvvetli Derecede Önem Deneyim ve yargı ile bir faaliyet diterine göre kuvvetli derecede tercih edilir. 7 Çok Kuvvetli Derecede Önem Bir faaliyet çok kuvvetli bir úekilde tercih edilir ve baskınlı÷ı uygulamada rahatlıkla görülür. 9 Aúırı Derecede Önemli Bir faaliyetin di÷erine tercih edilmesine iliúkin kanıtlar çok büyük bir güvenilirli÷e sahiptir. 2, 4, 6, 8 Uzlaúma (Ortalama) De÷erleri Uzlaúma gerekti÷inde kullanmak üzere iki ardıúık yargı arasına düúen de÷erler. Tasarımı tamamlanmıú olan hiyerarúide her bir seviyedeki ö÷eler birbirleri arasında ikili karúılaútırma mantı÷ı ile önem ölçe÷ine göre de÷erlendirilip matriste yer alırlar. AHP de kullanılan ölçek ikili karúılaútırmayı yapanın sezgi ve deneyimini de yansıtabildi÷i bir yapı sunar. 1, 3, 5, 7 ve 9 rakamlarına karúılık gelmek üzere ikili karúılaútırmayı yapan kiúi veya kiúiler iki ö÷e arasında tercihini belirtirken sözel olarak "Eúit Önem", "Biraz Daha Fazla Önemli", "Kuvvetli Derecede Önemli", "Çok Kuvvetli Derecede Önemli" ve "Aúırı Önemli" kelimelerini kullanır. Terslik ilkesine paralel olarak A ö÷esi B’ye karúı 3 kat önemliyse B’de A’ya karúı 1/3 önemli olarak ifade edilip matrise yazılır. AHP yi uygulayan uzmanın veya grubun karúısında bulunan bazı sorunlara Ayyıldız (2003) úöyle de÷inmiútir: Birincisi ölçme tekni÷i ile ilgilidir. Gerekli ölçüm imkanlarının olmadı÷ı ve standart ölçeklerin yardımı olmayan durumlarda ve ölçüm sonucunun geçerlili÷inin 105 irdelenmesini sa÷layacak bir ölçe÷in bulunmadı÷ı durumlarda, ço÷u zaman ikili karúılaútırmalar yöntemi tercih edilir Tutarlılık ço÷u kez ölçümlerde garanti edilemese bile en azından mantıksal tutarlılık sa÷lanmalıdır. Özellikle ikili karúılaútırmaların yapılmasında standart ölçümlerin yapıldı÷ı nicel faktörlerin ele alınmasında veya mantıksal olarak nitel faktörlerin karúılaútırılmasında tutarlılı÷a dikkat edilmelidir. Tutarsızlık özellikle problemin çözümünde ciddi sıkıntılar yaratabilir. Sonucun tutarlılı÷ı araútırıldı÷ı kadar sonuca giden yolda özellikle de ikili karúılaútırmalarda tutarlılı÷a dikkat edilerek erken önlem alınmalıdır. økinci olarak de÷iúken özelli÷e sahip kriterler ile çalıúırken bir de buna kriterler arası etkileúimi ilave etti÷imizde karar vericilerin sabit bir ölçüm ve ölçek oluúturma problemleri ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar böyle bir zorunluluk olmasa da bazı araútırmacılar için sorun yaratabilmektedir. Üçüncü olarak sistemle ilgili yapılacak analiz çalıúmalarında mümkün oldu÷unca uzman veya uzmanlardan yüz yüze görüúmeler ile bilgi almak hem hiyerarúi tasarımında hem de ikili karúılaútırmalarda daha faydalı olacaktır. Çok karmaúık problemlerde birden çok kiúinin AHP ye dahil olması örnek olarak úirketin belli bir bölümündeki tüm uzmanların toplandı÷ı veya bir ekip ile birlikte çalıúıldı÷ı durumlarda ortak bir de÷erlendirmeye ulaúılması zorunlulu÷u ortaya çıkmaktadır. Literatürde bu duruma iliúkin bazı öneriler bulunmaktadır (Saaty, 1980; Armacost v.d.,1994; Rangone, 1996;Liberatore, 1997; Zakarian ve Kusiak, 1999; Kuruüzüm, 2001): • Ekipte yer alan herkesin katılımının sa÷lanması • Sonuçta ortak bir de÷erlendirmede buluúulması • Matematiksel ortalamaları ortak sonuca ulaúabilmek içi kullanmak 106 ikili karúılaútırma matrisi A ile gösterilirse aij, karúılaútırılan elemanların birbirlerine göre önemlerini (veya a÷ırlıklarını) belirtir. • n karúılaútırılan eleman sayısını, • i matristeki satın, • j sütunu belirtir Burada a12; özellik 1'in özellik 2'ye göre olan önemini ifade etmektedir. Matrisin köúegeni boyunca yer alan elemanlar l 'e eúittir, çünkü özelliklerin kendileriyle karúılaútırılmasını göstermektedir. i özelli÷i ile j özelli÷inin karúılaútırılmasında i özelli÷inin a÷ırlı÷ı wi , j ninki de wj ile gösterilirse, aij aúa÷ıdaki gibi de ifade edilebilir: økili karúılaútırmalar matrisi terslik özelli÷ine sahiptir. A matrisi aúa÷ıdaki gibi gösterilebilir: 107 n karúılaútırılan eleman sayısını, i matristeki satın, j sütunu belirtmek üzere, ikili karúılaútırma matrisi A ile gösterilirse aij, karúılaútırılan elemanların birbirlerine göre önemlerini veya a÷ırlıklarını belirtir. A = (aij), i, j = 1,2,..., n E÷er aij= α ise aji=1/ α , α ≠ 0 økili karúılaútırma matrisinin bir takım özellikleri vardır. Bunlar (Eraslan&Algün, 2005): Matrisin tüm özellikleri pozitif sayıdır Kare matristir. Matris tam tutarlı ise aij * ajk = aik eúitli÷i sa÷lanır Matris tam tutarlıysa herhangi bir satırından matrisin di ÷er tüm faktörleri elde edilir. Açılım n sayısının 2'li kombinasyonu kadardır. Matrisin en büyük özde÷erine karúılık gelen özvektör, AHP matrisinde a÷ırlık veya göreli önem vektörü olarak tanımlanır. A matrisinin köú egenleri l'e eúittir. 3.2.3 Önceliklerin Sentezi Bu aúama, iki ayrı adım olarak ele alınabilmektedir. A÷ırlıkların Hesaplanması • økili karú ılaú tırmalar sonucunda elde edilen karú ılaútırma matrisleri normalleútirilir • Her matris için bir önem vektörü hesaplanır. Normalleútirme iúlemi, karúılaútırma matrisindeki kolonlara ait sayıların, ilgili kolon toplamına bölünmesiyle gerçekleútirilmektedir. Normalleútirilen matrisin her satırının ortalaması alınarak, ilgili kriter için a÷ırlıklar (önem vektörleri) elde edilmektedir (Saaty, 1980). Öncelik De÷erlerinin Hesaplanması 108 Kriterler bazında elde edilen a÷ırlıkları kullanılarak, seçeneklerin öncelik de÷erlerinin hesaplanmasıdır. Toplam öncelik vektörü, her seçenek için hesaplanmıú öncelik de÷eriyle çarpılarak elde edilmektedir. Sonuçta, en büyük öncelik de÷erine sahip olan seçenek, tercih edilmesi önerilen seçenektir (Saaty, 1980). 3.2.4 Grup Kararı Alınması AHP, birden çok kiúinin görüúlerinin de÷erlendirilmesine imkan sa÷lamaktadır. Önemli olan bu görüúlerin bir uzlaúma sa÷layacak úekilde birleútirilmesidir. Bu durumda önerilen bazı yöntemler anlardır: • Katlımcıların beyin fırtınası ya da Delphi metodu gibi yöntemlerle konu üzerinde uzlaúma sa÷lanması, • Uzlaúma çıkarma görevini alacak bir aracı kullanmak • Her görü ú ü matematiksel bir yapıya çevirmek, • Bu yöntemlerden literatürde en sık kullanılanı geometrik ortalama yoluyla uzlaúma sa÷lamak úeklidir (Kuruüzüm ve Atsan, 2001). 3.3 Analitik Hiyerarúik Sürecin Güçlü ve Zayıf Yönleri Yöneticiler verecekleri kararlar için do÷ru ve güvenilir bir metod izlemek isterler ve bunun da bilimsel ölçütleri dikkate almasını isterler. Karar verme problemi en genel anlamda; bir seçenek kümesinden en az bir amaç veya ölçüte göre en uygun seçene÷in seçimi úeklinde tanımlanabilir. Buna göre bir karar probleminin elemanlarını karar verici, seçenekler, kriterler, sonuçlar, çevre ve karar vericinin öncelikleri oluúturur. En basit úekliyle bir karar problemi bir amaç veya ölçüte göre seçenekler arasından bir seçim yapma gibi düúünülebilir (Da÷deviren&Eren, 2001). Bir karar verme yaklaúımı aúa÷ıdaki karakteristiklere sahip olmalıdır: • Problemin yansıtılması, sistemin kurulması süreci basit olmalı, • Bireysel ve takım çalıúmasına uygun, • Nitel ö÷eleri barındırabilen, • Problem de yer alan tüm kesimlerin onaylayabilece÷i, 109 • Detayları gözden geçirilebilir olmalıdır(Saaty,1994) Birçok firmada karar verme süreciyle ilgili olan bilgi toplanmaı ve analiz basamakları zaman ve emek açısından büyük bir pay alırken, seçim aúaması gerekti÷i kadar önem, zaman ve gayretten yoksun kalabilmektedir. Sezgisel karar vermenin günlük sıradan iúlemlerde yeterli oluyorken getirece÷i alıúkanlık ile büyük ölçekli karar verme süreçlerine de uygulanması tehlikesi belirmektedir. Modern karar destek yöntemlerini kullanan iúletmeler, küreselleúmenin etkilerine öncülük etmekte ve bu iliúkiler a÷ını yönetmekte rekabetçi avantaj sahibi olabilmektedir. Son yıllarda artan modern karar destek yöntemlerinden biri Analitik Hiyerarúik Yöntemidir (Kuruüzüm&Atsan, 2001). AHP, problemin analiz iúlemini amaç, kriterler, alt kriterler ve seçeneklerden oluúan hiyerarúik bir modelle yapar ve uygun çözüme ulaúmasını sa÷lar. Büyük ölçekli, dinamik ve karmaúık ayrıca çok kriterli karar verme problemlerine çözüm getiren bir yaklaúımdır. AHP, nitel ve nicel faktörleri birleútirme olana÷ı sunan kolay anlaúılır ve güçlü bir yöntemdir. Deneyim ve bilginin de en az kullanılan veriler kadar de÷erli oldu÷u gerçe÷i ile hareket eder. AHP gerek özel gerekse kamu sektöründe çok kriterli karmaúık kararların planlamasında çok kullanıúlı güçlü bir yönetim karar aracıdır. AHP'nin avantajları, • Ö÷eler arası hiyerarúik yapının kurulması • Analizin kolaylıkla yapılması • Çok sayıda ve türde kriteri ele alabilmesi • Verilerin kolayca tekni÷e dahil edilmesi • Nitel ve nicel kriterlerin aynı anda kullanılabilmesi • Güvenilir olması, • Yönetimsel karar ve sezgilerin farklılıklarında çok boyutlu yapısı, • Uzlaútırıcı özelli÷i, 110 • Bilgi teknolojileri ile uyumu olarak sıralanabilir. AHP, karar vericinin yerini almak için tasarlanmamıútır. AHP karar vericilerin düú üncelerini ve ebetteki probleme ili úkin kriterleri ve bunlara dair verileri organize eder. AHP'nin gerçek gücü, ço÷u karar vericinin karmaúık ve zor olan kararları sistem olarak ele alabilmesini sa÷lamasıdır. Kavramsal süreçlerin kısıtlanması, karar vericiler için karmaúık kararlarda tüm faktörlerin hesaba katılmasını hemen hemen imkansız hale getirmektedir. (Handfield&Walton&Sroufe&Melnyk, 2002). AHP gibi karar destek metotları olmadan alınan kararlarda, önemli kriterlerin iliúkili a÷ırlıkları ve etkileúimlerin, anlaúılmayabilir. AHP, karmaúık karar süreçlerini, bir sistematik bir úekilde yapılandırır ve karar hakkındaki bütün var olan bilgiler sentezlenerek izlenen yolun daha rasyonel olmasını sa÷lar. (Handfield&Walton&Sroufe&Melnyk, 2002). Rangone (1996) ve Chan and Chan (2004) tarafından tekni÷in zayıflı÷ı noktasında öne çıkartılan iki önemli nokta bulunmaktadır. Birincisi mevcut problemden bir seçenek çıkarıldı÷ında ya da ilave oldu÷unda karar seçenekelerinin sıralaması de÷iúmektedir. økincisi eleútiri ise hiyerarúik yapıya ve onun do÷ru yapılamaması ile do÷acak hatalar zincirine dayandırılmaktadır. Aynı yazarlar AHP’nin güçlü yanlarını ise tekni÷in karar vericinin ana amaca odaklanmasına imkan vermesi, takım çalıúmasına imkan sa÷laması, nitel ve nicel kriterleri aynı anda barındırabilmesi, karmaúık durumlarda bile sistematik bir úekilde problemi yapılandırabilmesi ve verilen kararın bir tutarlılık kontrolünden geçirilebilmesi olarak sıralamaktadırlar. Kuruüzüm ve Atsan (2001), AHP’ye getirdikleri eleútirilerde seçenek ilavesi veya çıkarılmasında oluúan sıra de÷iúimi noktasına, hiyerarúinin kurulurken nitel kriterlerinde dahil edilmesiyle oluúabilecek sübjektifli÷e ve problemin karmaúıklı÷ı durumunda hiyerarúide bulunan kademe sayısının artıúının daha fazla zaman ve çalıúma gerektirdi÷ine dikkat çekmiúlerdir. Aynı çalıú ma katkılar boyutunda ise, AHP’nin; 111 • Ana amaca yönelik çalıú ma sa÷layan, • Kolay bir metodolojiye sahip, • Karmaúık problemleri sistematik yapısı ile kolaylaú tıran, • Hem objektif hem de sübjektif kriterlere yer veren, • Duyarlılık analizi yapmasına olanak veren, • Tutarlılık derecesini ölçmesine imkan tanıyan, • Takım çalı úmasında ve grup kararlarında kullanılabilir, • Bilgisayar uygulamaları ile hızlı bir ú ekilde kullanılabilen yapısı üzerinde durmuútur. Holder (1990), yeni bir seçene÷in eklenmesi ya da mevcut seçeneklerden birinin çıkarılması sonucu ortaya çıkan sıralama de÷iúmesi durumunu AHP'nin yetersizli÷i olarak göstererek AHP'ye yönelik eleútirilerin büyük ço÷unlu÷unu oluúturan sıralamanın de÷iúmesi durumunu konu almıútır. Holder’in yorum ve eleútirilerine yanıt olarak Saaty (1991), AHP'deki sıralama de÷iúmesi gerçekleúen bir olgu oldu÷unu belirtmiú ancak, seçenek sayısının de÷iúmesinin sıralamayı gerçek hayatta da de÷iútirdi÷ini belirtmiútir. Ayrıca, AHP'nin uygulanmasıyla bulunan genel önceliklerin sözel yargılarla ifade edilmesinin zor oldu÷unu belirtmiútir. Yine Saaty ve Vargas (1990), sıralama de÷iúmesi olgusunun kabul edilebilir ve gerçekte de geçerli oldu÷unu savunmuútur. Dyer (1990), mevcut bir kriterin a÷ırlı÷ına çok yakın bir a÷ırlı÷a sahip yeni bir kriter eklendi÷inde sıralamanın de÷iúti÷ini göstermiútir. Dyer'a yanıt olarak Harker ve Vargas (1990) tarafından verilmiú ve, fayda teorisinin tersine, bütün seçeneklerin birbirinden ba÷ımsız olması nedeniyle, AHP'de matematiksel olarak do÷rulanmayan bir sıralama de÷iúiminin söz konusu olmadı÷ını iddia etmiúlerdir. 112 3.4 Analitik Hiyerarúik Sürecin Uygulanıú Örne÷i Amacın en iyi televizyonun seçimi oldu÷u bir televizyon seçimi probleminde ana kriterler olarak • Görüntü • Estetik ve • Elektrik tüketimi olarak ele alınmaktadır. Seçenekler olarak markaları aldı÷ımızda • Vestel • Philips • Siemens ve • Telefunken bu problemin hiyerarúik a÷acı aúa÷ıdaki úekilde kurulabilir. ùekil 3.2 Televizyon Seçimi Problemi øçin Hiyerarúik A÷aç En iyi Televizyonun seçimi Amaç Görüntü Estetik Elektrik Tüketimi Vestel Vestel Vestel Philips Philips Philips Telefunken Telefunken Telefunken Siemens Siemens Siemens Kriterler Alter natifler Karar vericinin amaca göre kriterler arasında yaptı÷ı ikili karúılaútırmalardan ortaya çıkan matris aúa÷ıdaki gibi olsun: 113 Tablo 3.2 økili Karúılaútırma GÖRÜNTÜ ESTETøK ELK TÜKETøMø GÖRÜNTÜ 1 ½ 3 ESTETøK 2 1 4 ELK TÜKETøMø 1/3 ¼ 1 Bu matris matematiksel olarak aúa÷ıdaki gibi ifade edilirse, A= 1.0000 0.5000 3.0000 2.0000 1.0000 4.0000 0.3333 0.2500 1.0000 Sonraki aúama, bu matrisin satırlarının toplanıp normalize edilmesidir: 1.0000 + 0.5000 + 3.0000 = 4.5000 2.0000 + 1.0000 + 4.0000 = 7.0000 0.3333 + 0.2500 + 1.0000 = 1.5833 Satır toplamlarının toplamı: 13.0833 Son olarak her bir satır toplamı, satır toplamının toplamına bölünerek (normalize edilerek) özvektör bulunur (Örne÷in 4.500/13.0833 = 0.3439). Bu iúlemler sonucunda aúa÷ıdaki özvektör bulunur: 0.3439 0.5350 0.1210 Elde edilen Özvektöre göre estetik en önemli kriter olarak bulunmuútur. Daha sonraki aúamada seçeneklerin her bir kritere göre ikili olarak karúılaútırıldı÷ı matrisler oluúturulur. 114 GÖRÜNTÜ Vestel Philips Tlfnken Siemens Vestel 1 1/4 2 1/3 = 3.5833 / 26.9833 = 0.1327 Philips 4 1 5 1/2 = 10.5000 / 26.9833 = 0.3891 Tlfnken ½ 1/5 1 1/5 = 1.9000 / 26.9833 = 0.0704 Siemens 3 2 5 1 =11.000 / 26.9833 = 0.4076 Satır Toplamlarının Toplamı=26.9833 ESTETøK Vestel Philips Tlfnken Siemens Vestel 1 1/2 5 1 = 7.5000 / 23.7833 = 0.3153 Philips 2 1 3 2 = 8.0000 / 23.7833 = 0.3363 Tlfnken 1/5 1/3 1 1/4 = 1.7833 / 23.7833 = 0.0749 Siemens 1 1/2 4 1 = 6.5000 / 23.7833 = 0.2733 Satır Toplamlarının Toplamı= 23.7833 Bu matrislerden yukarıda anlatılan iúlemler sonunda aúa÷ıdaki vektörler elde edilir: GÖRÜNTÜ 0.1327 0.3891 0.0704 0.4076 ESTETøK 0.3153 0.3363 0.0749 115 0.2733 Elektrik Tüketimi kriteri nicel bir kriter oldu÷undan bu kriterin öncelikler matrisi aúa÷ıdaki gibi kolayca bulunabilir. Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, elektrik tüketimi az olan seçene÷in daha çok tercih edilece÷idir. Bu da seçeneklerin önceliklerinin yakıt, tüketimi de÷erleriyle ters orantılı olması demektir. Tablo 3.3 Televizyon Secimi Örne÷indeki Elektrik Tüketimi Kriteri øçin Seçeneklerin Önceliklerinin Hesaplanması Seçenek Elektrik Tüketimi Elk Tüketimi De÷erinin Tersi Öncelik Vestel 6.5 1/6.5 =0.1538 0.1538/0.4841=0.3178 Philips 12.2 1/12.2 =0.0817 0.0817/0.4841=0.1693 Telefunken 8.7 1/8.7 =0.1149 0.1149/0.4841=0.2374 Siemens 7.5 1/7.5 =0.1333 0.1333/0.4841=0.2754 Elektrik Tüketimi de÷erlerinin terslerinin toplamı 0.4841 Öncelikler Matrisi: 0.3178 0.1693 0.2374 0.2754 116 ùekil 3.3 Hiyerarúik a÷acın kriter ve seçeneklerin a÷ırlıkları ile gösterimi En iyi Televizyonun seçimi Görüntü 0.3439 Estetik 0.5350 Elk Tüket.0.1210 Vestel 0.1327 Vestel 0.3153 Vestel 0.3178 Philips0.3891 Philips0.3363 Philips0.1693 Tlfken 0.0704 Tlfken 0.0749 Tlfken 0.2374 Siemens 0.4076 Siemens 0.2733 Siemens 0.2754 Daha sonra, seçeneklerin öncelikler matrisi ile kriterlerinki çarpılarak genel öncelikler matrisi elde edilir: Görüntü Estetik Elk Tük Vestel 0.1327 0.3153 0.3178 0.2528 Vestel Philips 0.3891 0.3363 0.1693 . 0.3439 Tlfnken 0.0704 0.0749 0.2374 0.5350 Siemens 0.4076 0.2733 0.2754 0.1210 Gör. Est. = 0.3342 Philips 0.0930 Tlfnken Elk.Tük 0.3197 Siemens Bulunan çözüme göre en büyük a÷ırlı÷a sahip olan Philips (0.3342 ya da %33.42) en do÷ru tercih olarak görülmektedir. Verilecek kararın kalitesi açısından karar vericinin ikili matrislerde vardı÷ı yargıların tutarlılı÷ı önemli olmaktadır. Mükemmel bir tutarlılık ulaúılması zor bir durumdur ve hemen her ikili karúılaútırma setinde bir miktar tutarlılık eksikli÷i bulunmaktadır. AHP Yöntemi mükemmel derecede tutarlı karúılaútırmalar yapılmasını gerektirmemektedir . (Anderson vd., 1997). Tutarlılı÷ın yüksek olması, karúılaútırma de÷erlerinin rastgele atanmıú olmaları yerine mantıklı a÷ırlıklandırma süreçlerinden geçerek atandı÷ını göstermektedir. Tutarlılık sorusuyla ilgilenmek üzere AHP karar vericinin vardı÷ı ikili yargılardaki tutarlılı÷ın derecesini ölçmek için bir yöntem sa÷lamaktadır. E÷er tutarlılık, 117 derecesi kabul edilebilir sınırlardaysa iúlem sürdürülebilir. Aksi takdirde karar verici yargılarını gözden geçirmeli ve belki de de÷iútirmelidir. økili karúılaútırmalar matrisinin tutarlı olması için λmax = n olmalıdır. Tutarsızlık durumunda λmax > n olacaktır. Gerçek problemlerde ideal tutarlılı÷ı elde etmek zordur. Ancak, tutarsızlık belli bir limit dahilinde sınırlanabilir. Böylece, λmax ’in n'den sapma miktarı ölçülebilir ve tutarlılık geliútirilebilir. Buna göre, tutarlılık oranı (TO) %10 veya daha düúük olan ikili karúılaútırmalar yeterince tutarlı sayılmaktadır. Karúılaútırma yargılarının tamamen rassal bir úekilde yapılmıú olma olasılı÷ının %10 oldu÷unu ifade etmektedir (Partovi ve di÷.,1994) Tutarlılık Oranı (TO) aúa÷ıdaki gibi tanımlanmaktadır: TO = Tø/Rø Tutarlılık indeksi Tø, Rassal øndeks ise Rø ile ifade edilir. Tø, λmax ’ın n de÷erinden ne kadar sapma gösterdi÷ini ölçmektedir ve bu ölçü aúa÷ıdaki gibi bulunmaktadır: Tø = ( λmax -n)/(n-1) Eúitli÷inden de görülebilece÷i gibi λmax = n olması halinde, Tø=0 olacaktır. Rassal øndeks ise rassal olarak oluúturulmuú bir ikili karúılaútırma matrisinin tutarlılık indeksidir. Saaty ve arkadaúları N=15'e kadar olan matris boyutları için rassal indeksler oluúturmuúlardır. Bu indeksler aúa÷ıda verilmiútir. Tablo 3.4 Rassal indeks. n RI n RI n RI 1 0 4 0.9 7 1.32 10 1.49 13 1.56 2 0 5 1.12 8 1.41 11 1.51 14 1.57 3 0.58 6 1.24 9 1.45 12 1.48 15 1.59 n RI n RI Televizyon seçimi problemindeki Görüntü kriteri için seçeneklerin ikili karúılaútırma matrisinin tutarlılık oranının hesaplanıúı aúa÷ıda örnek olarak verilmiútir. 118 1. Görüntü kriterine göre seçeneklerin karúılaútırıldı÷ı ikililer matrisinin, bu matristen bulunan öncelik vektörü ile çarpılmasıdır: = 1 1/2 5 1 0.123 2 1 3 2 . 0.347 1/5 1/3 1 ¼ 0.072 1 1/2 4 1 0.458 0.5064 = 1.4280 0.2945 1.8810 2. Sonraki aúama, yukarıdaki çarpma iúlemi sonucu çıkan vektörün elemanlarının öncelik vektörünün karúılık gelen elemanlarına bölünmesi iúlemidir: 0.5064/0.1230 = 4.1171 0.2945/0.0720 = 4.0903 1.4280/0.3470 = 4.1153 1.8810/0.4580 = 4.1070 3. Bu de÷erlerin toplanarak karúılaútırılan seçenek sayısına bölünmesi ile alınan ortalamaları λmax de÷erini verecektir: λmax = (4.1171 + 4.1153 +4.0903+ 4.1070) /4 = 4.1074 4. Daha sonra Tø (Tutarlılık øndeksi) hesaplanır: Tl = (4.1074)/73 = 0.0358 5. Son aúamada, Tutarlılık Oranı bulunur. Rø'nin n=4 için de÷eri tablodan 0.58 olarak görülmektedir. 119 TO = 0.0358 / 0.58 = 0.0617 ya da % 6.17 %6.17 > %10 oldu÷u için söz konusu matrisin yeterince tutarlı oldu÷u söylenebilir. 3.5 Analitik Hiyerarúik Sürecin Uygulama Alanları AHP, özel sektörden kamu sektörüne kadar birçok alanda çok çeúitli uygulamalarda kullanılmıútır. Seçenekler arası seçim, kaynak atanması, karúılaútırma ve toplam kalite yönetimi bunlardan sadece bazılarıdır. Forman ve Gass (2001) özellikle AHP’nin literatürde yer alan uygulamaları konusunda çalıúmalar yapmıútır. Bu çalıúmada özellikle seçenekler arası seçim, kaynak atanması, karúılaútırma, kamu politikaları ve stratejik planlama konuları öne çıkmaktadır. Forman ve Gass (2001), literatürdeki AHP uygulamalarını aúa÷ıdaki úekliyle sınıflandırmaktadır: AHP, iktisat/yönetim alanında; veri tabanı seçimi, tesis yeri seçimi, tesis yerleúimi, portföy yönetimi, makroekonomi, pazarlama stratejileri, pazar seçimi, planlama, tahminleme, makine seçimi, insan kaynaklarında personel seçimi, bayi seçimi, kaynak tahsisi ve bütçeleme, tedarikçi seçimi gibi konularda kullanılmaktadır. Siyaset alanında, anlaúmazlıklar, adaylıklar, güvenlik de÷erlendirmeleri, strateji belirleme gibi konularda kullanılır. Toplumsal konularda ise e÷itim, çevre, sa÷lık, hukuk, ve kamu sektöründe uygulanır. Ek uygulamalar R.F. Dyer ve E.H. Forman (1992)’ da tartıúılmaktadır. 3.5.1 Seçim Problemleri Genel olarak AHP seçenekler arasında seçim yapılaca÷ı durumlarda kullanılmıútır. Bunlara makine, personel, tedarikçi ve tesis yeri seçimleri örnek verilebilir. Forman ve Gass (2001) çalıúmasında, AHP'yi, AR-GE faaliyetlerinde, üretecekleri ürün karıúımının seçiminde, portföy yönetiminde, tedarikçi de÷erlendirme ve seçiminde ve teknoloji uyarlamalarında kullanmıútır. Cheng (2007) AHP’yi birden çok seçenek arasındaki seçim probleminin çözümünde kullanmıútır. Mohanty ve Venkataraman (1993), Hindistan’da üretim alanında, otomasyonlu üretim sistemlerindeki do÷rulama problemlerini AHP yöntemiyle çözmüútür.. 120 Lowe ve Sharp, (1990), bilgisayar iúletim sistemi seçimi probleminde, AHP yönetimini kullanmıútır. Yurdakul (2002) AHP yönteminin kullanıldı÷ı çok kriterli bir performans ölçüm aracını bir üretim sisteminin karlılı÷ını ölçmek amacıyla kullanmıútır. Büyüközkan (2004), bulanık AHP ve bulanık Delphi yöntemini kullandı÷ı çalıúmasında, e-ticaret siteleri için çok kriterli bir seçim modeli ortaya koymaktadır. Ayrıca Soyuer ve Kocamaz (2003) insan kaynakları alanında personel seçimi ile ilgili bir uygulama gerçekleútirmiútir. Metin Da ÷deviren ve Tamer Eren (2001), tedarikçi seçiminde 0-1 hedef programlama yöntemlerini ve AHP'yi ve bir arada kullanmıútır. Gökhan Ayyıldız (2003), bilgisayar destekli imalat yatırımı yapıp yapmama arasındaki seçimi AHP ve bulanık AHP metotlarını kullanarak gerçekleútirmiútir. Gülçin Büyüközkan, Cengiz Kahraman ve Da Ruan (2004), yazılım geliútirme stratejisi seçiminde bulanık mantık ile birleútirerek AHP yöntemini uygulamıúlardır. Saaty (1986), yaúanabilecek en uygun kentin seçimi probleminde AHP'yi uygulamıútır. Hedge ve Tadikamalla (1990), uluslararası bir úirketin tesis yeri seçimi problemine AHP ile çözüm aramıútır. Ülengin (1994), Kılıçaslan ve Karpak (1996), østanbul'daki trafik sorunu ile ilgili olarak güzergah seçimi için AHP'ye baúvurmuúlardır. Ülengin, østanbul'daki Bo÷aziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinde yaúanan ulaúım zorlu÷u problemi için bir AHP modeli geliútirmiú ve seçenekleri fayda-maliyet analiziyle sıralamıútır. Barbaroso÷lu ve Yazgaç (1997), tedarikçi seçimi problemini Türk Elektrik Endüstrisi ùirketi'nde AHP kullanarak ele almıúlardır. Dyer, Forman ve Mustafa (1992), tamsayı programlama ve hedef programlamayı AHP ile birlikte bir medya seçimi problemi için kullanmıúlardır. 121 Lai, Wong ve Cheung (2002), bir úirketin yazılım seçimi probleminde AHP’yi kullanmıú, bunun için úirketten altı kiúinin katılmasıyla hiyerarúik a÷aç ve ikili karúılaútırmalar yaparak çözüm bulunmasını sa÷lamıútır. Cheng, Yang ve Hwang (1999), uygulamalarını silahlı kuvvetlerde savaú helikopteri seçimi probleminde AHP'yi kullanarak yapmıúlardır. Uygun hiyerarúik yapıyı oluúturmuúlar ve belirsiz (bulanık) ya da iyi tanımlanmamıú dıú de÷iúkenleri ve nitel koúulların yarattı÷ı sorunların üstesinden gelmek için bulanık teoriyle bütünleúik bir uygulama yapmıúlardır. Tam ve Tummala (2001), bir telekomünikasyon úirketinin tedarikçi seçimi probleminde AHP’yi uygulamıúlardır. Ossadnik ve Lange (1999), AHP uygulamalarının daha kolay ve hızlı bir úekilde yapılmasına dönük olarak hazırlanan yazılımları yine AHP yardımı ile karúılaútırmıúlardır. Karúılaútırma ECPro (Expert Choice), Automan ve Hipre3+ adlı üç yazılım arasında gerçekleútirilmiútir ve ECPro (Expert Choice) en iyi AHP yazılımı olarak bulunmuútur. Yahya ve Kingsman (1999), Malezya'da mobilya sektöründe büyük bir firmanın malzemelerini temin etti÷i küçük ve orta ölçekli firmaları, yöneticilerin belirledi÷i çok sayıda kritere göre de÷erlendirmek için AHP'yi kullanmıúlardır. Cook, Staschak ve Green (1990), AHP'yi tıpta, karaci÷er yetmezli÷inden dolayı nakil bekleyen hastalara, karaci÷erin adil olarak nakil edilmesi için kullanmıútır. 3.5.2 Finansal Yönetim Kaynak atanması kurumların verimli ve etkin çalıúmalarında dikkate alınması gereken çok önemli bir noktadır. Northeast Fisheries Science Center, Scarborough Public Utilities Commission, U.S. Air Force, U.S. Medical Services, gibi kurumların, proje de÷erlendirmelerinde, organizasyonların kaynak yapılandırmalarında, proje seçimlerinde AHP’yi kullandıkları belirtilmiútir. (Forman ve Gass, 2001) Liberatore, Monahan ve Stout (1992) da bir iúletmede, Tarımcılar ve Khaksari (1991), ise bir hastanede AHP’yi sermaye bütçelemesi problemini çözmek için 122 kullanırken, Arbel (1983), bir üniversite bütçesinin hazırlanmasında AHP'yi kullanmıútır. Ergün Eraslan ve Onur Algün (2005), performans de÷erlendirme formu tasarımı için en uygun yöntemin seçimi probleminde AHP'yi kullanmıútır. Serhan Sekreter, Gökhan Akyüz ve Emre ùekçi Çetin (2004) tarafından, gıda sektöründe ú irketlerin finansal oranları kullanılarak, ú irketlerin kredibilitelerinin derecelendirilmesine yönelik bir AHP model geliútirmiútir. Arbel ve Orgler (1990), bir bankanın satın alınması çalıúmalarında de÷erlendirme yapılmasına ve banka seçenekleri arasında hangisinin en iyi karar olaca÷ını seçme probleminde AHP'yi kullanmıúlardır. 3.5.3 Üretim ve Kalite Yönetimi Forman ve Gass (2001) AHP’nin içinde bulunan hiyerarúik yapının, kriterlerin analiz ve sentez iúlemlerinin özellikle kalite alanında çalıúanların konularındaki uygulamalara çok uygun oldu÷unu belirtmiútir. Zam ve Lhao (1998) üniversitelerde kalite e÷itiminin etkinli÷ini arttırmak amacıyla amacıyla, AHP ve kalite göçerim fonksiyonunu kullanmaktadır. Tavana, Mohebbi ve Kennedy (2003), AHP ve Delphi yöntemlerinden yararlanarak toplam kalite endeksi (Total Quality lndex) kavramını ortaya koymuútur., Bu endeks maliyet etkinli÷i ölçütleri kullanan, yöneticilere toplam kalite programları ile ilgili de÷erlendirmeler sa÷layan ve bilgi teknolojileri destekli bir kıyaslama aracıdır. Van de Water ve De Vries (2006), kalite geliúimini hedefleyen projelerin seçiminde AHP yöntemi kullanmıútır. Kodali ve Chandra (2001), bir fabrikada Toplam Verimli Bakım sisteminin uygulanması ile ilgili karar aúamasında AHP’yi kullanarak Geleneksel Bakım Sistemi ve Toplam Verimli Bakımı karúılaútırmıútır. Weber (1993), üretim sektöründeki problemlerin çözümünde AHP'nin kullanılıúını anlatmıútır. 123 Partovi ve Hopton (1994), stok yönetimi kapsamında ABC analizinde çok kriterli bir sınıflandırma yapmak için AHP'yi kullanmıúlardır. Bu çalıúmada sipariú miktarının tedarikçi firmalar arasında AHP’den yararlanılarak paylaútırılması konusu da çalıúılmıútır. 3.5.4 Stratejik Planlama Kamu politikaları sistem yapısı içerisinde iç ve dıú çevresinde birçok ö÷eyi içinde barındırdı÷ı için analizi zor olan karmaúık sistemlerdir. AHP birçok boyuttaki katılımcının karar sistemine dahil olmasına imkan veren yapısı sayesinde kamu politikaları için ideal bir çözüm yöntemi olmaktadır. AHP, aynı zamanda kamu sektörünün önemli sorunlarından olan kaynak atanması problemine de karar deste÷i sa÷layabilmektedir. (Forman ve Gass, 2001). Dey (2002), Karayipler’de kamu sektöründe proje yönetimine iliúkin bir çalıúmada karú ılaútırma yöntemiyle proje yönetimini ele almı útır. Chan, Kwok ve Duffy (2004), AHP’yi, Hong Kong inú aat sektöründe uygulanan çalıúmasında, øú Sa÷lı÷ı ve Güvenli÷i Kılavuzunda yer alan süreçlerin önem düzeylerinin belirlenmesinde kullanmıúlardır. Wu ve Wu (1991) çalıúmalarında AHP' in stratejik planlama konusunda kullanıldı÷ını görmekteyiz. Bir firmanın kendisiyle benzer iúlemleri gerçekleútiren firmalar ile kendini kıyaslamak istemesi son zamanlarda çok sık gördü÷ümüz bir olgudur. Tayvan'da, ARGE alanında yapılan çalı ú mada, Liang (2003), AHP'yi projelerin de÷erlendirmesi, amacıyla kıyaslamaya dayanan bir sistem önerisi geliútirilmesinde kullanmaktadır. Partovi (1994), çalıúmasında, kıyaslamaya, yönelik stratejik seçim modelini anlatmıútır. 3.5.5 AHP'yi Geliútirmeye Yönelik Çalıúmalar AHP, yeni sayılabilecek bir teori olmasına ra÷men birçok büyük projede ve problemde baúarıyla uygulanmıútır bu sayede de büyük ölçüde kabul görmüútür. Ayrıca, 124 bir çok yazar ve araútırmacı AHP'nin dayandı÷ı teoriler, kullandı÷ı yöntem ve hesaplamalar için çeúitli yorumlarda bulunmuú, de÷iúik öneriler getirmiúlerdir. Bu bölümde bu uygulamalara örnekler verilecektir. Ayúe Kuruüzüm ve Nuray Atsan (2001), AHP ve AHP’nin uygulamalarına yönelik incelemelerini aktarmıútır. Millet ve Harker (1990), AHP'nin kullanıldı÷ı bir problemde karúılaútırma sayısının hiyerarúinin büyüklü÷ü arttıkça üstel olarak arttı÷ını göstermiútir ve bunu azaltmak amacıyla geliútirdikleri bir yöntemi belirtmiútir. Millet ve Harker, ikili karúılaútırma sayısını azaltmak için Tamamlanmamıú økili Karúılaútırma (Incomplete Pairwise Comparison) tekni÷ini geliútirmiúlerdir. Lim ve Swenseth (1993), büyük çaptaki AHP problemlerinde süreci kolyalaútırmak adına LAHP adını verdikleri bir aúamalı AHP yöntemi önermiútir. Erkut ve Tarımcılar (1991), AHP'de duyarlılık analizi üzerine çalıúmıútır. Zahir (1991), karar seçeneklerinin göreli önemlerindeki belirsizlikleri hesaplamak için bir algoritma geliútirmiútir. Murphy (1993), AHP'de kullanılan ölçe÷in kabul edilen tutarlılık standardının dıúında sonuçlar verdi÷ini iddia etmiútir. Saaty (1994), Murphy'e yanıt olarak AHP'deki homojenli÷in ölçe÷in yeterlili÷ini garanti etti÷ini savunmuútur. Saaty (1986) ayrıca, göreli ölçümün uygun olmadı÷ı durumlar için de÷erlendirme ve ölçümlerde mutlak ölçek örneklerinin kullanıldı÷ı AHP'nin mutlak modunun kullanılmasını önermektedir. Mutlak ölçümde, yeni bir seçene÷in eklenmesi veya bir di÷erinin çıkarılması ile sıralamanın de÷iúmeyece÷ini belirtmektedir. Bu olgu, kriterlerin önemi seçeneklerin sayı ve önemine ba÷lı olmadı÷ında özellikle tercih edilir olmaktadır. Khorramshahgol ve Moustakis (1988), bir karayolu inúaatı probleminde, iki önemli karar verme aracı olan Delphi ve AHP metodlannı birleútirmiú ve Delphi Hiyerarúi Proses adını verdikleri bu kullanmıútır. 125 Belton (1982), AHP ile Çok Özellikli De÷er Fonksiyonu'nun bir karúılaútırmasını yapmıútır. Belton, bu yaklaúımın yargıların tutarlılı÷ını sistematik bir úekilde kontrol etmemesinin bu yaklaúımın en büyük zayıflı÷ı oldu÷unu söylerken, AHP'nin en büyük zayıflıkları olarak a÷ırlıkları oluúturmak için yapılan ve zorlu sorgulama süreci ve oransal ölçek varsayımını belirtmektedir. Venkataramanan ve Mote (1989), AHP'yi çok amaçlı analizde kullanılabilir bir araç olarak de÷erlendirmiú ve AHP'nin tutarlılık kontrolü sa÷lamasının önemi üzerinde durmuútur. Aczel ve Saaty (1983), karar vermede belli bir bireyin de÷il de birden fazla karar vericiden oluúan bir grubun söz konusu olması durumunda Saaty'nin (1980) önerdi÷i geometrik ortalama yaklaúımı yanında, birey tercihlerinin bir araya getirilerek grup tercihinin belirlenmesi için bireylerin de hiyerarúiye bir düzey olarak eklenmesi yöntemini önermiúlerdir. Bu durumda, bireyler seçeneklerin önceliklerini kendi görüúlerine göre ifade ettikten sonra, her bireye atanan a÷ırlıklar kullanılarak grup için genel öncelikler hesaplanmaktadır. Ramanathan ve Ganesh (1994), AHP kullanılarak çözüm aranan bir seçim kararı probleminde grup önceli÷inin belirlenmesi için Saaty'nin önerdi÷i geometrik ortalama yaklaúımının uygun olmadı÷ını yerine a÷ırlıklı aritmetik ortalama yöntemini kullanmıúlardır. Karapetrovic ve Rosenbloom (1999), AHP'deki standart tutarlılık testinin yerine kalite kontrol yaklaúımını önermektedirler. Tutarlılık indeksini rassal indekse oranlayarak ikili karúılaútırmaların tutarlılı÷ını rassal olma ihtimalinin ne kadar oldu÷una dayanan mevcut yapıyı eleútirmiúlerdir. Ayrıca AHP'deki bu yaklaúıma göre tutarlılıkta mükemmel olmadı÷ı düúünülen bir matrisin karar vericinin mantıksız ya da orantısız yargılarda bulundu÷u anlamına gelmemesi gerekti÷ini savunmuúlardır. AHP tutarlılık ile ilgili bir problem oldu÷unda ikili karúılaútırmalar baúta olmak üzere tekrar incelemeye ve tutarlılık sa÷lanıncaya kadar da revizyona izin vermektedir. Tutarlı olmayan bir de÷erlendirmenin sonuçta do÷uraca÷ı hata kaçınılmaz olacaktır. 126 Karapetrovic ve Rosenbloom (1999), çalıúmasında istatistiksel kalite kontrol yaklaúımını ve kontrol úemalarını kullanarak tutarlılık ölçümünü yapmıútır. Lane ve Verdini (1989), 3x3 ve 4x4 karúılaútırma matrisleri için tutarlılık kabul úartı olarak %10'dan daha yüksek bir úart koúulması gerekti÷ini belirmiútir. Lee, Pham ve Zhang (1999), karúılaútırma aralı÷ı konusunda uygulanmak üzere stokastik optimizasyona dayalı bir model ileri kurmuúlardır ve yazılım geliútirme sürecinde bir uygulama yapmıúlardır. Tedarikçi seçimi konusunda AHP tekni÷ini kullandıktan sonra, sıra tedarikçiyi de÷erlendirme konusuna gelmiútir. Tedarikçinin seçimi tedarikçi iliúkileri yönetimi çerçevesinde de ilk yapılacak iú olarak karúımıza çıkmaktadır. Ancak seçimin baúarısı ve daha önemlisi úirketin uzun vadedeki baúarısı açısından baktı÷ımızda úirket ile tedarikçi arasında gerçekleúen iúlemlerin de÷erlendirilmesi gerekmektedir. Bu de÷erlendirme konusu úirketin seçim kriterleriyle uyuúan, farklı tedarik konularını kapsayabilen ve göreceli de÷erlendirmeye de imkan sa÷layan, objektif ve matematiksel bir süreç olmalıdır. Bu sürecin en temel unsuru da uygulanacak teknik olarak karúımıza çıkmaktadır ve bu teknik de DEA olarak iúlenecektir. 127 BÖLÜM 4: VERø ZARFLAMA ANALøZø (DEA) 4.1 Veri Zarflama Analizinin Kapsamı DEA (Data Envelopment Analysis), karar birimlerinin göreli performansını ölçmeyi amaçlayan do÷rusal programlama tabanlı bir tekniktir ve özellikle birden çok ve farklı ölçeklerle ölçülmüú ya da farklı ölçü birimlerine sahip girdi ve çıktıların karúılaútırma yapmayı zorladı÷ı durumlarda kullanılmaktadır. (Altan vd., 2001) Charnes, Cooper ve Rhodes (CCR) tarafından üretmiú oldukları mal veya hizmet açısından birbirlerine benzer karar verme birimlerinin göreli etkinliklerinin ölçülmesi amacı ile geliútirilmiú olan bir etkinlik yöntemidir. (Yolalan, 1993) Farrel'in (1957) performans etkinli÷ini belirlemedeki teorik yaklaúımına dayanmaktadır. DEA'da de÷erlendirmeye alınan birimler karar verme birimi olarak adlandırılmaktır. Performans ölçütleri ise girdi ve çıktı olarak ele alınmaktadır. DEA özellikle girdi ve çıktı ölçütleri arasındaki iliúkiler bilinmedi÷inde daha kullanıúlı olmaktadır.(Chen vd., 2006) DEA'nın uygulanmasındaki amaçlar úöyle sıralanabilir: 1. Girdiler ve çıktılar açısından göreli etkinsizli÷in kaynaklarının ve miktarlarının belirlenmesi, 2. Karar verme birimlerinin etkinli÷ine göre sınıflandırılması, 3. Karúılaútırılan birimlerin yönetimlerine iyileútirmeler için yol haritası vermesi, 4. Program ve politikaların verimliliklerinin de÷erlendirilmesi, 5. Etkinsizli÷in úirket politikalarından mı yoksa ile yönetsel yetersizliklerden mi kaynaklandı÷ına karar verilmesi, 6. Girdi-çıktı iliúkilerinin gözden geçirilmesi, 7. Önceki sonuçlar ile karúılaútırılmasıdır (Erkut vd., 1993) DEA'nın uygulanması üç aú amada yapılmaktadır. 1. Uygun karar verme birimleri belirlenmektedir. 128 2. Daha sonra karar verme birimlerinin göreli etkinlik ölçümü için girdi ve çıktılar seçilmelidir. 3. DEA uygulanır. Dikkat edilmesi gereken bir nokta da girdi ve çıktı kombinasyonları için belli bir kuralın olmadı ÷ıdır. Kıyaslama yapılacak olan karar birimleri içerisinden anlamlı olan girdi ve çıktıların dikkatli bir úekilde belirlenmesi gerekmektedir.(Chen vd., 2006) Göreli etkinlik kavramı, DEA yönteminde tam etkinlik kavramının yerini almıútır.(Gattoufi vd., 2004) DEA'da göreli etkinlik, a÷ırlıklandırılarak bir araya getirilen çıktıların, yine a ÷ırlıklandırılarak bir araya getirilen girdilere oranlanmasıyla elde edilir. Karar verme birimlerinin göreli etkinli÷ini hesaplamak amacıyla her bir karar verme birimi için kesirli do÷rusal programlama modeli kurulur ve çözülür. Karar verme birimleri etkinlik ölçümü için farklı a÷ırlıklar kullanabilir. A ÷ırlıklar her bir karar verme birimi için etkinlik skorunu maksimize edecek úekilde seçilebilir. Bu da her karar birimine en iyi oldu÷u de÷iúken için en yüksek a÷ırlı÷ı verme avantajını tanır. Bunu engellemek için iki nokta öne çıkmıútır: 1. Modelde a÷ırlıkların pozitif olması ve 2. Aynı a÷ırlık baúka bir karar birimi tarafından kullanıldı÷ında etkinli÷inin 1'i geçmemesi kısıtlarıdır. (Easton vd., 2002) DEA'nın göreli etkinli÷i ölçme úekli, úöyle özetlenebilir: 1. Herhangi bir gözlem kümesi içinde en az girdi bileúimini kullanarak en çok çıktı bileúimini üreten "en iyi" gözlemleri (ya da etkinlik sınırını oluúturan karar birimlerini) belirler. 2. Söz konusu sınırı "referans" olarak kabul edip, etkin olmayan karar birimlerinin bu sınıra olan uzaklıklarını (ya da etkinlik düzeylerini) ölçer.(Yolalan, 1993) DEA etkinlik sınırını girdi ve çıktı de ÷ erlerine dayalı olarak çizmektedir.(Giokas, 2000) Amaç, hiçbir karar verme biriminin etkin sınırın ötesinde yer alamayaca÷ı kısıdını esas almaktadır ve çıktıların a÷ırlıklı ortalamasıyla 129 oluúturulmuú sanal çıktının yine girdilerin a÷ırlıklı ortalamasıyla oluúturulan sanal girdiye oranını maksimize etmektir. (Façanha, 2004) Sınır üzerinde yer alan karar verme birimleri etkin olarak tanımlanırken sınır içerisinde yer alan karar verme birimlerinin etkin olmadı÷ı sonucuna varılmaktadır. Herhangi bir karar verme biriminin etkinlik oranı bu sınıra olan uzaklı÷ı ile ifade edilmektedir.(Giokas, 2000) DEA'da e÷er karar verme biriminin en az bir faktörünün de÷erini kötüleútirmeden di÷er bir faktörünü geliútirebilen baúka bir karar birimi ya da karar verme birimlerinin do÷rusal bileúimi yoksa, söz konusu karar verme birimi pareto optimal yani etkin olarak tanımlanmaktadır.(Tavares, 1998) DEA yönteminin temel amacı, gözlemlenen tüm karar verme birimlerinin bu sınır üzerine izdüúümlerini belirlemektir. Etkin sınır üzerinde yer almayan karar verme birimleri, etkin sınır üzerinde yer alan ve girdiler-çıktılar açısından kendilerine en yakın olan karar verme birimlerine ya da bu karar verme birimlerinin oluúturdu÷u kuramsal birime benzetilerek etkin hale getirilebilirler. (Lee vd., 2006) Benzer türden karar birimlerinin üretim etkinliklerinin de÷erlendirilmesi tekni÷in en temel özelliklerindendir. Karar birimlerinin aynı hedefe yönelik benzer iúlevler görmesi, aynı úartlarda çalıúması ve gruptaki bütün birimlerin verimliliklerinin nitelendiriliúinin aynı olması úartları aranır. (Karsak vd., 2000). Hastane, silahlı kuvvetler, üniversite vb. gibi kurumların karúılaútırmalı etkinli÷inin ölçülmesinde kullanılan DEA, daha sonraları ARGE projelerinde, küresel firmaların göreli performanslarının ölçümünde ve son olarak da üretim ve hizmet sektörlerinde de iúletmeler arası göreli etkinli÷in ölçümünde yaygın olarak kullanılmaya baúlanmıútır. DEA, yapısı gere÷i birçok girdinin kullanılarak birçok çıktının elde edildi÷i ortamlarda, parametrik yöntemlerde oldu ÷u gibi önceden belirlenmiú herhangi bir analitik üretim fonksiyonu varlı÷ına gerek duyulmadan ölçüm yapabilmektedir. Ayrıca girdi ve çıktılar, ölçüm birimlerinden ba÷ımsızdırlar. Bu özellik iúletmenin de÷iúik fonksiyonlarının aynı anda ölçülebilmesini sa÷lamaktadır. (Karsak vd., 2000). 130 DEA modelinin ayrıútırma yetene÷inin etkin olabilmesi için girdi ve çıktı sayısının çok olması istenmektedir. Ancak seçilen girdi ve çıktı elemanlarının her karar birimi için kullanılıyor olması gerekmektedir. Bu açıdan baktı÷ımızda karúımıza karúılanması gereken iki kısıt çıkmaktadır: (Boussofiane vd., 1991). 1. Seçilen girdi sayısı x, çıktı sayısı da y ise araútırmanın güvenilirlik açısından en az x+y+1 tane karar birimi içermesi gerekli bir kısıttır. 2. økinci kısıt ise de÷erlendirmeye alınan karar verme birimi sayısı, de÷iúken sayısının en az iki katı olmalıdır. DEA; etkin karar verme birimleri tarafından oluúturulan aúa÷ıda sıralanan noktaları belirleyebilmektedir (Giokas vd., 2000) • etkinlik sınırını, • en etkili ve en az etkili olan karar verme birimini, • etkin olmayan her karar verme birimi için referans kümesini, • karar birimlerini göreceli olarak etkin hale getirecek girdi/çıktı hedef de÷erlerini, öncelikle geliútirilmesi gereken girdi ve çıktıları DEA'nın ana özellikleri úu úekilde sıralanabilir: 1. Girdi ve çıktı de÷erleri kullanılarak karar verme birimlerinin etkinlik analizi yapılabilmektedir. 2. Gözlemlenen verilere dayanılarak etkinlik ölçümü yapılırken üretim fonksiyonunun bilinmesine gerek yoktur. 3. Karar vericilerin tercihleri DEA'da birleútirilir (Yun vd., 2004). DEA, matematiksel açıdan iki önemli özelli÷e sahiptir: 1. Deterministiktir; çünkü herhangi bir istatistiksel da÷ılıma uyan tahminlere ihtiyaç duymadı÷ından istatistiksel de÷ildir. 2. Parametrik de÷ildir; çünkü girdi ve çıktılar arasında herhangi bir fonksiyonel ili ú kinin bulundu ÷u varsayımına dayanmamaktadır. (Cheng vd., 2007). 131 4.2 DEA'nın Geliúimi Baúlangıç çalıúması olarak Farrel'in 1957’deki çalıúması ifade edilmektedir. Charnes, Cooper ve Rhodes tarafından 1978'de ortaya konulan araútırma, etkinliklerin de÷erlendirilmesinde daha sonraki tüm parametrik olmayan yaklaúımdaki araútırmalar için temel oluúturmuútur (Oternet, 2003). Charnes, Cooper ve Rhodes, DEA kavramını literatüre 1978 yılında yayınladıkları ünlü makale ile ortaya koymuúlardır. Yöneylem Araútırması ve iúletme alanında çalıúanlardan baúlayarak ekonomi alanına da yayılan ve yazarların isimlerinin ilk harflerinden oluúan CCR yaklaúımı, veri zarflama analizi adıyla tanınmıútır. (Kürkçüo÷lu, 2004). CCR modeli, her bir karar verme birimi için a÷ırlıklı girdilerin a÷ırlıklı çıktılara oranını hesaplayarak tek çıktı/tek girdi etkinlik ölçümünü çok çıktı/çok girdi etkinlik ölçümüne dönüútürmektedir.(Cheng, 2007) CCR modeli • ölçe÷e göre sabit getiri varsayımı altında • toplam etkinli÷in ölçümünde kullanılmaktadır. Genellikle e÷itim ve kamu sektörü alanında yapılmıútır. Bessent (1982), Banker (1980), Charnes ve Cooper (1980), Charnes, Cooper ve Rhodes (1981), Schinnar ve di÷. (1980)'in yaptı÷ı çalıúmalar bu alanda örnek gösterilebilir.(Uygur, 2002) DEA, ilk geliútirilen model olan CCR modelinde: • ölçe÷e göre sabit getiri varsayımı altında • toplam etkinli ÷in ölçümünde kullanılmaktadır. Sonrasında bazı de÷i ú ikliklerle ölçe÷e göre getirinin sabit olmadı÷ı durumlarda ölçek ve teknik etkinliklerinin ayrı ayrı ölçülmesine imkan sa÷lar duruma getirilmiútir.(Yolalan, 1993) Böylelikle toplam etkinlik, ölçek etkinli÷i ve teknik etkinlik olarak de÷erlendirilmektedir.(Resende,2005) 132 Banker, Charnes ve Cooper (1984) teknik etkinlik ve ölçek etkinli÷ini belirlemek için kısaltması isimlerinin ilk harflerinden oluúan BCC modelini geliútirmiúlerdir. BCC modeli CCR modelinin ölçe÷e göre sabit getiri varsayımını esnekleútirme ve çoklu çıktı çoklu girdi durumunda karar vericinin performansını ölçe÷e göre artan azalan ya da sabit getiri varsayımı altında araútırmaya imkan tanımaktadır (Yun,2004). Literatürü inceledi÷imizde BCC alanında ilk çalıúmaların Banker (1984), Banker, Charnes ve Cooper (1984), Banker ve Thrall (1992) tarafından yapıldı÷ı görülmektedir (Yolalan, 1993). DEA, kolay uygulanabilirli÷i ve geniú uygulama alanıyla yöneylem araú tırmasının öne çıkan yöntemlerindendir. DEA'nın esnekli ÷i günümüzde kamudan özel sektöre, üretimden hizmet sektörüne birçok uygulamada kullanılmıútır.(Giokas vd., 2000) 4.3 DEA'nın Güçlü ve Zayıf Yönleri Aydemir (2002) çalıúmasında DEA’nın güçlü ve zayıf yönlerini úöyle sıralamıútır: • DEA, etkin olmayan bir karar verme biriminin verimini, kümesindeki göreceli olarak verimli olan karar verme birimlerinin seviyesine çıkarmak için bir çeúitli yöntemler belirler. • DEA sürecinin, ilgili tüm girdi ve çıktıların tanımlanmaları vasıtasıyla daha iyi anlaúılmasını sa÷lar. • DEA detaylı bir veri çalıúmasında gerektirdi÷inden daha sonra da bu verilere baúvurulabilir. • DEA, girdi ve çıktı verilerinin deterministik oldu÷unu varsaymaktadır böylelikle parametrik olmayan ve verilerin belirli bir da÷ılım kuralına uyulmasını gerektirmedi ÷inden, deterministik durumlar için daha avantajlı bir verimlilik analizi yöntemi olarak kullanılmaktadır. 133 • Verimlilik analizi, en iyi gözlemlerce oluúturulan sınır fonksiyonuna göre yapıldı÷ı için, belirlenen hedefler, en iyi performans gösteren birimler örnek alınarak yapılmaktadır. Bu da DEA ile yapılan verimlilik analizinin anlamını ve geçerlili÷ini güçlendirmektedir. (Aydemir, 2002) Zayıf yönleri ise úöyle sıralanabilir: • Girdi ve çıktıların üretim sürecini do÷ru olarak yansıtabilmesi, çok büyük öneme sahiptir. Yapılacak hatalı bir seçim sistemin eksik temsil edilmesine yol açar. • DEA'da, gözlemlenen performansın en iyi performansla olan farkı, sadece verimsizli÷e ba÷lanmaktadır. Sistem dıúı faktörlerin de etkisi yadsınmamalıdır. • DEA modelleri, statik ve tek zaman kesitinde de÷erlendirme yapan modellerdir. Bu yüzden de÷erlendirmelerin belli periyotlar ile tekrarlanması gerekmektedir. • DEA verimlilik sonuçları, görecelilik çerçevesinde de÷erlendirilmelidir çünkü bir karar verme biriminin yapılan DEA analizi sonucunda göreceli olarak verimli olup olmadı÷ına karar verilmektedir. (Aydemir, 2002) Bir baúka çalıúmada da DEA'nin de güçlü ve zayıf yönleri ortaya konmuútur. DEA'nin güçlü oldu÷u yönler úöyle sıralanabilir: 1. DEA, tüm girdi ve çıktılara ait optimal a÷ırlık de÷erlerini matematiksel modelin çözümü sonucunda atamaktadır ilave bir tahminlemeye gerek yoktur.(Easton v.d., 2002). 2. DEA, birçok girdi ve çıktıyı aynı anda de÷erlendirerek, en iyi performans gösteren karar verme birimini seçebilir. (Nyhan ve Martin, 1999). 3. DEA, etkin olmadı÷ı belirlenen karar verme birimlerinin etkin olabilmeleri için gerekli olan, iyileútirme önerilerini hem girdiler hem de çıktılar açısından verebilmektedir (Nyhan ve Martin, 1999). 4. DEA' de girdi ve çıktılar arasında, fonksiyonel bir iliúki bulunması gerekmemektedir. DEA analizin zayıf yönleri aúa÷ıda belirtilmektedir: DEA sonucunda modelin içine dahil olmamıú olan nitel ve sonuca etki 134 edebilecek dıúsal faktörler de÷erlendirme ve yorum aúamasında dikkate alınmalıdır. (Easton v.d., 2002). DEA uygulandı÷ı ortamdaki karar verme birimleri arasından en iyiyi seçen, göreceli olarak ölçüm yapan bir yöntemdir. Buradaki en iyi, mutlak en iyi de÷ildir. (Easton v.d., 2002). 4. 4 DEA’nın Uygulanması ølk aúama, birbiriyle karúılaútırmalı etkinlik ölçümü yapılacak olan karar birimlerinin seçimidir. Karar verme birimlerin birbirine benzer olmaları, elde edilecek sonuçların anlamlı olabilmesi açısından çok önemlidir. Karar verme birimlerinin homojen olması, karar birimlerinin; • Aynı girdi çıktı karmalarına sahip olmaları ve • Dual etkenlerin birbirinden çok farklı olmadı÷ı anlamındadır. Karar verme birimlerinin sayısının belli bir adetin üstünde olması ile hesaplanacak olan etkinlik ölçütlerinin birbirinden farklı olması olasılı÷ı sa÷lanır. Aksi takdirde herhangi bir girdi/çıktı oranında avantajlı olan karar birimi tüm a÷ırlıkları kendi açısından arttırır ve etkinlik sınırına ulaúır. (Yolalan, 1993) økinci aúamda olarak belirtilecek olan nokta girdi ve çıktıların seçilmesidir. DEA ile yapılacak ölçümün do÷ru sonuçlar verebilmesi açısından girdi ve çıktıların anlamlı olması önemlidir. Sistemi en iyi úekilde ifade edebilecek girdi ve çıktıların seçilmesidir kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle üretimle ú ekillendirilecek bütün aday girdi ve çıktıların listesi yapılarak iú e baú lamak do÷ru olacaktır. Daha sonra etkinlik ölçümü yapacak olan uzmanın görüúü ve bazı ön matematiksel analizleri yardımıyla direkt etkisi olmayan de÷iúkenler elenmelidir. Verilerin ölçüm hatalarından arındırılması da çok önemli bir faktördür. Hangi girdi ve çıktının üretim teknolojisini en iyi úekilde temsil etti÷i iyi belirlenmelidir. Hiç kuúkusuz, incelenen sistemi iyi bir úekilde simgeleyemeyen bir girdi-çıktı modeli sonucu elde edilecek etkinlik ölçütleri de son derece sa÷lıksız olacaktır. (Yolalan, 1993) 135 Üçüncü aúama olarak belirtilecek olan aúama DEA ile göreli etkinlik ölçümüdür. Karúılaútırmalı analizi yapılacak olan karar birimleri belirlendikten ve ilgili girdiler ve çıktılar seçildikten sonra artık sıra mevcut ortam için en uygun olan DEA modelinin seçilmesine gelmiútir. Her bir karar birimi için ilgili do÷rusal program (a÷ırlıklı model ya da zarflamalı model) çözülür ve çözüme ulaúılır. (Yolalan, 1993) Dördüncü aúama her bir karar birimi için elde edilen sonuçların detaylı bir úekilde analiz edilmesidir. Bu aúamada etkin olmayan her bir karar birimi etkin karar birimleriyle matematiksel olarak karúılaútırılarak ilgili iúletmenin etkin durumuna dönüútürülebilmesi için ne gibi önlemler alınması gerekti÷ini içeren bilgiler oluúturulur. (Yolalan, 1993) Son aúama ise genel olarak sonuçların de÷erlendirilmesi aúamasıdır. Etkin olan ve olmayan karar birimleri için ortak noktalar incelenir ve genel durum hakkında de÷erlendirmeler ve yorumlar yapılır (Yolalan, 1993) Aúa÷ıda DEA uygulamalarında model kurulması, girdi-çıktı seçimi ve sonuçların de÷erlendirilmesi aúamalarında uyulması gereken kurallar sıralanmaktadır. 4.4.1 DEA Modelinin Kurulması DEA modelleri kurulurken, göz önünde bulundurulması gereken unsurlar aúa÷ıda anlatılmaktadır. DEA modellerinde girdi ve çıktılar pozitif de÷erlere sahip olmaktadır. Girdi ve çıktıların pozitif de÷erlere sahip olması genel olarak kabul edilmiú bir özelliktir (Bowlin,1998). Negatif de÷ere sahip olan girdi ve çıktıların bulunması durumuyla ilgili olarak, Pastor (1996) iki yöntem önermektedir: • Birincisi negatif de÷iúkenin de÷erini pozitif yapacak de÷erle tüm de÷iúkenleri toplamaktır. Negatif çıktı de÷erlerini pozitife çevirmek için kullanabilecek • økincisi ise, negatif de ÷ eri, çok küçük bir pozitif de ÷ erle de÷iútirmek olarak önerilmektedir. Modelde seçilen girdilerin de÷erlerinde meydana gelen bir artıú, hiç bir çıktı 136 de÷erini azaltmamalı ve bazı girdi de÷erlerini arttırmalıdır (Bowlin, 1998). Charnes tarafından 1985 yılında gösterilmiú olan bu özelli÷e eúuyum denilmektedir. (Charnes ve di÷.,1985).Bu özelli÷inin tespiti için literatürde girdi ve çıktı de÷erleri arasında yapılan korelasyon analizinden yaralanılmıútır. Pozitif ve belirgin bir korelasyon katsayısının elde edilmesi, bu özelli÷in varlı÷ı için kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak, verilerde varolan etkin olmayan durumlar nedeniyle, düúük korelasyon katsayısı hesaplanması, eú-uyumluluk özelli÷inin varlı÷ı konusunda yanlıú yorumlar yapılmasına neden olabilmektedir. Bu yüzden, literatürde, girdi ve çıktılar arasında mantıksal olarak bu özelli÷in varlı÷ının kabul edilmesi yeterli görülmektedir (Bowlin, 1998). Seçilen girdi ve çıktıların karakterleri do÷rultusunda, veriler eúuyum özelli÷ine göre düzenlenmelidir, örnek vermek gerekirse, bir çıktı olarak "geç teslimat sayısı"ın alınması durumunda, mantıksal olarak modelin girdilerindeki artıúlar neticesinde çıktı de÷erinde bir azalma beklenmektedir. Bu sebeple, de÷erlerde yapılacak,bire tamamlayanını alma ya da tersini alma iúlemleriyle eúuyum özelli÷i sa÷lanabilmektedir, örne÷e göre, "1/ geç teslimat sayısı”'nın çıktı olarak seçilmesi durumunda özellik sa÷lanmıú olacaktır (Bowlin, 1998). Karar verme birimlerinin sayısı kurulan modelde, seçilen girdi sayısı ve çıktı sayısının toplamından en az bir fazla olması modelin açısından önemli bir kısıttır. Bu konu ile ilgili olarak Boussofiane, güvenilirli÷i Dyson ve Thanassoulis (1991) ise, modeldeki de÷iú ken sayısının en az iki katı kadar karar verme birimi olması gerekti÷ini belirtmektedir. Bowlin (1998) DEA’nın karar verme birimlerinin göreceli etkinliklerini ölçmekte olan bir yöntem oldu÷undan, homojenlik adı altında, de÷erlendirilen tüm karar verme birimlerinin aynı pozitif girdi ve çıktılara sahip olup bunlar üzerinden de÷erlnedirmenin yapılması gerekmektedir A÷ırlık de÷erleri DEA modelinin çözülmesi sonucu elde edilmektedir. Çalıúılan konuda öznel olarak çok önemli oldu÷u kabul edilen bir girdi ya da çıktı, DEA modelinin çözülmesi sonunda düúük bir a÷ırlı÷a sahip olabilmektedir. Bu duruma önlem olarak literatürde Thompson v.d. (1990) ile Charnes v.d. (1990) tarafından 137 ortaya koyulmuú olan yöntemler, a÷ırlıklara kısıtlar getirerek, sonuç de÷erlerinin beklentilerle uyumlu olmasını sa÷lamaktadır. 4.4.2 Girdi ve Çıktıların Seçilmesi DEA modelindeki girdi ve çıktıların belirlenmesi elde edilecek sonuçların açısından büyük önem taúımaktadır. Hatalı seçilen girdi ve çıktılar sonuçların hatalı olmasına yol açabilmektedir. DEA de÷iúkenlere ait a÷ırlıkların önceden belirlenmesi problemini ortadan kaldırmıútır. Bununla birlikte modelde kullanılacak girdi ve çıktıların tanımlanması karar vericilerin yapması gereken bir seçimdir (Boussofiane v.d., 1991). Karar verme birimi tarafından kullanılan kaynaklar girdi ortaya koyulan ürünler ya da hizmetler ise modelin çıktıları olmaktadır(Boussofiane v.d., 1991). Bowlin (1998) dört önemli nokta üzerinde durmuútur bunlar 1. Girdi ve çıktılar pozitif de÷erde olması 2. Eúuyum özelli ÷iine uygun seçimi 3. Tüm girdi ve çıktılara ait de÷erlerin elde edilmesi 4. Çalıúmanın yapıldı÷ı konuyla ilgili karar vericilerin de, girdi ve çıktıların seçim sürecine dahil edilmesi gereklili÷idir. 4.4.3 DEA ile Performans De÷erlendirmesi Elde edilen etkinlik de÷erlerini performans de÷erlendirirken aúa÷ıdaki noktalara dikkat edilmelidir: Etkin olmayan her karar verme birimi için, etkin karar birimlerinden oluúan bir referans grup elde edilebilmektedir. Etkin olamayan karar verme birimlerinin girdi ve çıktı seviyeleri kendisi için elde edilen referans gruptaki karar verme birimlerinin girdi ve çıktı seviyeleriyle karúılaútırılarak, düúük performansın kayna÷ı belirlenmektedir. (Boussofiane v.d., 1991). Yapılan performans de÷erlendirmesi sonucunda etkin olmayan birimlerin performanslarını geli útirebilmeleri için önlerine belirli hedefler koyulması istenmektedir. DEA sonucunda, etkin olmayan bir karar verme birimi için hedef girdi 138 ve çıktı de÷erleri, girdiye dönük bir DEA modeli için, aúa÷ıdaki úekilde elde edilebilmektedir (Boussofiane v.d., 1991): girdiler açısından çıktılar açısından Denklemlerdeki '*' karakteri, ilgili de÷iúkenin optimum de÷erini ifade etmektedir. 4.5 DEA’nın Uygulama Alanları Seiford ve Zhu (1999), DEA ile iliúkili yayınlanmıú 472 adet makale oldu÷u tespit etmiútir. DEA'nin ilk uygulaması Charnes v.d. (1978) tarafından yapılmıú ve özel bir e÷itim programının etkinli÷ini ölçmek için kullanılmıútır. Soteriou (1998), Kıbrıs'taki Al-Faraj ve Alidi (1991) ise, Suudi Arabistan'da ortaokulların etkinli÷ini de÷erlendirmek amacıyla DEA'ni kullanmı ú tır. 1997 yılında Chen (1997), Taipei'deki 23 üniversite kütüphanesinin performans de ÷ erlendirmesini DEA'den faydalanarak gerçekleútirmiútir. Türkiye'de yapılan bir çalıúmada, Kutlar vd. (2004) tarafından, Cumhuriyet Üniversitesi fakültelerinin performansını DEA kullanarak de÷erlendirmek üzere yapılmı ú tır. Seiford ve Zhu (1999), A.B.D.'deki bankaların karlılık ve pazar payları, Özcan ve McCue (1996) ise finansal performans indeksi belirlemede DEA'den yararlanmı ú tır. Murthi, Choi ve Desai (1997) fon ve portföy performansının etkinlik de÷erlendirmesine iliúkin, Zhu (2000) ise, Fortune 500 úirketlerini kpasayan bir çalıúma gerçekleútirmiútir. Cummins vd. (2004), sigortacılık sektöründe øspanya’da DEA yöntemini kullanmıútır. Sezen vd. (2005), Türk sigorta úirketlerinin DEA yöntemiyle etkinlik araútırması yapılmıútır. Ulucan (2000) finansal úirketlerin performanslarının ölçülmesinde bir çalıúma yapmıútır. 139 Soteriou ve Stavrinides (1997), banka úubelerinde iç müúteri hizmetleri kalitesinin ölçümlenmesi amacıyla, Metters vd. (1999) ise çok lokasyonlı hizmet firmalarında performans ölçüm aracı olarak DEA'yı kullanmıúlardır. Lien ve Peng (1999) ise arama motorlarının performanslarıyla ilgili, Sigala vd. (2003) ise øngiltere'de otellerin biliúim teknolojilerinin verimlili÷ini ölçme çalıúmasında, DEA'den faydalanmıútır. Barrar, Wood, Jones ve Vedovato (2002) tarafından yapılan çalıúmada, iúletmelerin muhasebesel fonksiyonlarını, kendi kaynakları ile mi yoksa dıú kaynak kullanıldı÷ı durumda mı daha yüksek etkinli÷e ulaúıldı÷ı üzerine bir karúılaútırma yapılmıútır. Magnussen vd. (1999), 1989-1991 yılları arasında Norveç hastanelerinde, Junoy (1997) ise yo÷un bakım üniteleri arası etkinlik ölçümünde DEA yöntemini kullanmıútır. Ross ve Droge (2004), DEA yaklaúımıyla, A.B.D' deki büyük çaptaki bir ham petrol da÷ıtım úirketinin operasyonel etkinli÷i ölçmüútür. Mathiyalakan ve Chung (1996), kalite çemberlerinin etkinli÷ini, Madu ve Kuei (1998), DEA yöntemiyle aile úirketlerinin performans de÷erlendirmesini kalite yönetimi açısından ele almıútır. Donnelly (2000), DEA ile Mükemmellik Modeli’nde kullanılan kalite yönetimi de÷erlendirmesi için bir puanlama modeli ortaya koymuútur. Al Harbi (2000) insan kaynakları planlama alanında, DEA'den faydalanmıútır. Türkiye'de DEA yöntemi kullanılarak yapılan çalıúmalardan biri de; Baysal v.d., (2004) TCDD limanlarının performans de÷erlendirdi÷i çalıúmadır. 4.6 Temel DEA Modelleri Veri zarflama yöntemi, bir çok modeli birleú tiren bir fikir, düú ünce ve metodoloji toplulu ÷udur. Çok çeú itli veri zarflama yöntemi metotları bulunmakla birlikte CCR ve BCC bu yöntemin en temel iki modelidir. 1. CCR Modeli (1978) • Toplam etkinlik hakkında genel bir de÷erlendirme yapmaktadır. • Kaynakları belirleyerek böylelikle yetersiz olanları tahmin etmektedir. 2. BCC Modeli (1984) teknik ve ölçek verimsizli÷ini aúa÷ıdaki úekilde ayırt etmektedir. 140 • Verilen operasyon düzeyinde sadece teknik etkinli÷i tahmin etmektedir. • Gelecekteki kullanımlar için ölçe ÷e göre artan, azalan ya da sabit getirileri belirlemektedir. Aslında veri zarflama yöntemi için geliútirilen modellerden her biri etkinlik sınırını belirleyen karar birimlerinin alt kümesine karar vermektedir. Bu etkinlik sınırı kullanılan zarflama modeliyle belirlenmektedir. Veri zarflama analizi ilk olarak Chanes, Cooper ve Rhodes tarafından 1978 yılında ölçe÷e göre sabit getiri varsayımıyla geliútirilmiútir. Çıktı miktarı girdilerdeki artıú ile aynı oranda artıyorsa ölçe÷e göre sabit getiriden bahsetmek mümkündür. CCR modeli yardımıyla bulunan toplam etkinlik sonuçları, teknik etkinli÷i ve ölçek etkinli÷ini birlikte kapsamaktadır. Daha sonra teknik etkinlik ve ölçek etkinlik sonuçlarının ba ÷ımsız ölçülebilmesine imkan vermek üzere 1984 yılında Banker, Charnes, Cooper modele konvekslik kısıtı ekleyerek ölçe÷e göre de÷iúken getiri sa÷layan BCC modelini geliútirilmiútir. BCC modeli hangi karar birimlerinin etkin sınır üzerinde yer aldı÷ını yani hangi karar biriminin teknik etkin oldu÷unu belirlemekle kalmayıp aynı zamanda ölçe÷e göre getirinin de yönünü belirlemektedir. BCC modelini çözdü÷ümüzde aúa÷ıdaki sonuca ulanabiliriz. • Ölçe÷e göre artan getiri: ju0 < 0 • Ölçe÷e göre sabit getiri: ju0 = 0 • Ölçe÷e göre azalan getiri: ju0 > 0 Bir üretim sürecinde girdiler aynı oranda arttırıldı÷ında; çıktı seviyesindeki artıú girdilerdeki artıú oranından fazla ise ölçe÷e göre artan getiri, çıktı seviyesindeki artıú girdilerdeki artıú oranından az ise ölçe÷e göre azalan getiri söz konusudur. Di÷er bir deyiúle e÷er karar birimi teknik etkinli÷ini korumak kaydıyla, ölçe÷ini büyüttü÷ü zaman verimlinizi artıyorsa ölçe÷e göre artan getiri; teknik etkinli ÷ini koruyarak 141 ölçe÷ini küçülttü÷ü zaman verimlili ÷inde artıú gözleniyorsa ölçe÷e göre azalan getiriden bahsetmek mümkündür. 4.6.1 Charnes, Cooper, Rhodes (CCR) Modeli Charnes, Cooper ve Rhodes tarafından 1978 yılında geliútirilen CCR modeli girdiye yönelik ve çıktıya yönelik olmak üzere iki farklı úekilde incelenecektir. Girdiye yönelik CCR modeli ile çıktıya yönelik CCR modelinde elde edilen zarflama yüzeyi aynıdır, ancak etkin olmayan karar verme birimlerinin her iki yöntemde de sınır üzerinde farklı izdüúümleri alınmaktadır. Girdiye yönelik CCR modelinde verimli olan bir karar verme birimi çıktıya yönelik karar verme biriminde de mutlaka verimlidir. 4.6.1.1 Girdiye Yönelik CCR Modeli Belli bir çıktı bileúimini en etkin bir úekilde üretebilmek amacıyla kullanılacak en uygun girdi bileúiminin nasıl olması gerekti÷ini araútıran girdiye yönelik CCR modelleri aúa÷ıda incelenecektir. Girdiye yönelik oransal CCR modeli Bu model veri zarflama analizinin temelini oluúturmakta olup a÷ırlıklı ve zarflama modelleri bu modelin eksik yönlerini gidermek için bu modeli esas alarak geliútirilmiú modellerdir. Buna göre matematiksel formülasyon aúa÷ıdaki gibidir: (Charnes,Cooper ve di÷., 1996) p m r =1 i =1 Qk = Max((¦ urYrk ) /(¦ vi X ik )) Aúa÷ıdaki kısıtlar altında p m r =1 i =1 (¦ urYrj ) /(¦ vi X ij ) ≤ 1 j=1,…,n ur ≥ ε r =1,…,p vi ≥ ε i =1,…,m 142 Burada; ur : k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, vi : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmaktadır. Yukarıdaki modelin çözülmesi sonucu elde edilen skorlar göreli etkinlik ölçütleridir. Bu skorun 1 olması etkinlik analizi yapılan karar biriminin etkin oldu÷unu, 1'den küçük olması da etkin olmadı÷ını göstermektedir. Her ne kadar bu modelin amaç fonksiyonundaki oran göreceli etkinlik kavramını yansıtmaktaysa da, bu programın do÷rusal bir program olmaması nedeniyle çözüm tekni÷i açısından bazı sorunlar çıkmaktadır. Girdiye yönelik a÷ırlıklı CCR modeli Hesaplamalarda kolaylık sa÷lamak amacıyla oransal veri zarflama modelinin do÷rusal programlamaya dönüútürülmüú úeklidir. Do÷rusal programlamada amaç fonksiyonunun paydalı úekilde olması mümkün olmadı÷ından amaç fonksiyonunun paydası 1'e eúitlenmekte ve bu eúitlik modele kısıt olarak yazılmaktadır. (Charnes,Cooper ve di÷., 1996) Matematiksel formülasyon aúa÷ıdaki gibidir: p Qk = Max(¦ urYrk ) r =1 143 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: m ¦v X i ik =1 i =1 p m ¦u Y − ¦v X r rj r =1 i ij i =1 ≤0 j=1,…,n ur ≥ ε r =1,…,p vi ≥ ε i =1,…,m Burada; ur : k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, vi : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmaktadır. Oransal modelde oldu÷u gibi; model sonucu bulunan göreli etkinlik ölçütlerinin de÷erinin 1 olması durumunda analizi yapılan karar birimi etkindir ve 1'den küçük olması karar verme biriminin etkin olmadı÷ını göstermektedir. Etkin olmayan karar birimi, referans kümesinde yer alan etkin karar birimlerine ya da bu karar birimlerinin de÷eriyle oluúturulan kuramsal birime benzetilmek suretiyle etkin hale getirilir. Bu modelde referans kümelerini oluúturmak zahmetli oldu÷undan zarflama modeli geliútirilmiútir. 144 Girdiye yönelik zarflama CCR modeli Zarflama modelinde incelenen karar birimlerinin hangi girdi ve/veya çıktısının ne oranda kullanılmadı ÷ını yani atıl bırakıldı ÷ını görebiliriz. Ayrıca bu yöntemde a÷ırlıklı yönteme göre referans kümesinin bulunması daha kolaydır. (Charnes,Cooper ve di÷., 1996) Matematiksel formülasyon aúa÷ıdaki gibidir: m p Qk = Min(α − ε ¦ s − ε ¦ sr+ ) − i i =1 r =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: n ¦X λ ij + si− −αXik = 0 j j =1 n ¦Y λ rj j =1 j − sr+ − Yrk = 0 i =1,…,m r =1,…,p λj ≥ 0 j =1,…,n si− ≥ 0 i =1,…,m s r+ ≥ 0 r =1,…,p Burada; α : Göreli etkinli÷i ölçülen k karar biriminin girdilerinin ne kadar azaltılabilece÷ini belirleyen daralma katsayısı, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, 145 λ j : j'nci karar biriminin aldı÷ı yo÷unluk de÷eri, k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de÷er, s -: s+ : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de÷er, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmıútır. E÷er söz konusu karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü n k 1 ' e eúit olur ve girdi ve çıktı vektörlerinde herhangi bir de ÷i ú iklik yapılmaz ( α =1, s - =0, s+=0). Ayrıca, kendi referans kümesinde (RK) yine kendisi bulunur ve Qk 1'e eú it olur. E÷er ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünün belirleyen a daralma katsayısı 1'den küçük olur. Bu durum, girdide azaltma yapılabilecek anlamına gelmektedir. Etkin olmayan karar biriminin referans kümesinde bulunan karar birimlerinin oluúturdu÷u kuramsal birim aúa÷ıdaki úekilde hesaplanmaktadır. XKB = n ¦X ij λj j =1 YKB = n ¦Y rj λj j =1 Kuramsal birim zarflama modelinin çözüm kümesindeki di÷er de÷iúkenlerden yararlanılarak daha baúka úekilde de hesaplanabilir: XKB = αX K − si− YKB = Y K + s r+ CCR modelinde etkinlik aúa÷ıdaki úekilde tanımlanmaktadır. 1. CCR probleminin optimal sonucu e÷er 1 ise karar birimi CCR verimli olarak tanımlanmaktadır. Aksi takdirde karar birimi verimsizdir. 2. Dual problemde optimal çözümde aú a÷ıdaki koú ullar sa÷lanırsa karar birimi verimlidir aksi takdirde verimsizdir. a. α =1 ise 146 b. slack de÷iúkenlerinin hepsi 0'a eúitse yani; s =0 i = l,..., m 4.6.1.2 Çıktıya Yönelik CCR Modeli Belli bir girdi bileúimiyle en fazla ne kadar çıktı bileúimi elde edilebilece÷ini araútıran çıktıya yönelik CCR modeli a÷ırlıklandırılmı ú girdinin a÷ırlıklandırılmıú çıktıya oranının en az olması úeklinde özetlenebilir. Çıktıya yönelik CCR modelleri aúa÷ıda incelenmiútir. Girdiye yönelik DEA modellerinde oldu÷u gibi çıktıya yönelik modeller de üç grup altında toplanabilirler. Çıktıya yönelik oransal CCR modeli Çıktıya yönelik oransal model girdiye yönelik oransal modelin tersi úeklinde olup bu modelde girdi/çıktı oranının minimizasyonu esas alınır. Girdiye yönelik oransal modelin amaç fonksiyonunun tersi düúünüldü÷ünde aúa÷ıdaki amaç fonksiyonu elde edilir. Bu do÷rultuda çıktıya yönelik oransal DEA modelinin úu úekilde göstermek mümkündür: (Cooper, Seiford ve di÷., 2000) m p i =1 r =1 Qk = Min(¦ vi X ik / ¦ urYrk ) Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: p m ¦v X / ¦u Y i ij i =1 r rj r =1 ≥1 j =1,…,n ur ≥ ε r =1,…,p vi ≥ ε i =1,…,m Burada; vi : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, ur : k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, 147 Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmıútır. Bu programın amaç fonksiyonunda Q'nın alaca÷ı en küçük de÷er 1'dir. Q'nın 1'e eúit olması, k karar biriminin etkin oldu÷u anlamına gelirken 1'den büyük olması da etkin olmadı÷ını göstermektedir. Bu oransal programın do÷rusal bir program haline dönüútürülmesi ile çıktıya yönelik a÷ırlıklı DEA modeli aúa÷ıdaki gibi yazılabilir. Çıktıya yönelik a÷ırlıklı CCR modeli Çıktıya yönelik a÷ırlıklı DEA modeli, çıktıya yönelik oransal modelin do÷rusal dönüútürülmüú programlamaya úeklidir. gösterilebilir:(Cooper, Seiford ve di÷., 2000) m Qk = Min(¦ vi X ik ) i =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: p m ¦u Y − ¦v X r rj r =1 i =1 p ¦u i r ij ≤0 j=1,…,n Y rk = 1 r =1 ur ≥ ε r =1,…,p vi ≥ ε i =1,…,m 148 Bu model aúa÷ıdaki gibi Burada; vi : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, ur : k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmıútır. Bu program için de amaç fonksiyonunda Q'nın alaca÷ı en küçük de÷er 1'dir. Q'nın 1'e eúit olması, k karar biriminin etkin oldu÷u anlamına gelirken 1'den büyük olması da etkin olmadı÷ını göstermektedir. Girdiye yönelik a÷ırlıklı CCR modelinde oldu÷u gibi bu modelde de etkin olmayan karar birimleri için referans kümelerinin bulunması oldukça zaman alıcıdır. Çıktıya yönelik CCR zarflama modeli Bu model de çıktıya yönelik a÷ırlıklı DEA modelinin duali alınarak elde edilir. Bu model yardımıyla etkin olmayan karar birimlerinin hangi girdi ve çıktılarını atıl bıraktı÷ını ve etkin hale gelebilmek için referans almaları gereken karar birimlerini kolayca bulabiliriz. Matematiksel formülasyon aúa÷ıdaki gibidir:(Cooper, Seiford ve di÷., 2000) m p Qk = Max( β + ε ¦ s + ε ¦ sr+ ) i =1 − i r =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: n ¦X λ ij j =1 j + si− − X ik = 0 i =1,…,m 149 n ¦Y rj λ j − s r+ − β Yrk = 0 j =1 r =1,…,p λj ≥ 0 j =1,…,n si− ≥ 0 i =1,…,m s r+ ≥ 0 r =1,…,p Burada; β : Göreli etkinli÷i ölçülen k karar biriminin çıktılarının ne kadar arttırılabilece÷ini belirleyen geniúleme katsayısı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, λj : j'nci karar biriminin aldı÷ı yo÷unluk de÷eri, − Si : k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de÷er, + S r : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de÷er, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmaktadır. E÷er incelenen karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü Qk 1'e eúit olacaktır, etkin olmayan karar birimlerinin etkinlik de÷eri ise 1'den büyük olacaktır. Ayrıca, etkin olan karar birimlerinin referans kümesinde (RK) yine kendileri bulunur. E÷er ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünü belirleyen β geniúleme katsayısı 1'den büyük olur. Bu durum, çıktı vektöründe radyal olarak arttırma yapılabilecek anlamına gelmektedir. Etkin olmayan karar biriminin referans kümesinde yer alan karar birimlerinin oluúturdu÷u kuramsal birim girdiye yönelik DEA modelindekine benzer olarak aúa÷ıdaki gibi hesaplanabilir. 150 XKB = n ¦X ij λj j =1 YKB = n ¦Y rj λj j =1 Veya; XKB = X K − s i− YKB = βY K + s r+ 4.6.2 BCC Modeli Etkin olmayan bir karar birimi, zarflama yüzeyi üzerinde izdüúümü alınmak suretiyle etkin hale getirilebilmektedir. BCC modelleri girdiye yönelik ve çıktıya yönelik olmak üzere iki farklı úekilde incelenmektedir. Girdiye yönelik BCC modeli, girdilerin oransal azalması boyunca, sınır do÷rultusunda maksimum hareketi; çıktıya yönelik BCC modelleri ise çıktıların oransal artırımı ile sınır do÷rultusunda maksimum hareketi amaçlamaktadır. BCC modelindeki zarflama yüzeyi CCR modelindeki zarflama yüzeyinden farklıdır. 4.6.2.1 Girdiye Yönelik BCC Modeli Girdiye yönelik BCC modellerinde de CCR modellerinde oldu÷u gibi belli bir çıktı bileúimini en etkin biçimde üretebilmek amacıyla kullanılacak en uygun girdi bileúiminin nasıl olması gerekti÷i belirlenir. Girdiye yönelik BCC modelleri aúa÷ıda verilmektedir. Girdiye yönelik a÷ırlıklı BCC modeli Matematiksel formülasyon aúa÷ıdaki gibidir: (Charnes,Cooper ve di÷., 1996) p Qk = Max(¦ urYrk − µ0 ) r =1 151 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: m ¦v X i ik =1 i =1 p m ¦u Y − ¦v X r rj r =1 i ij − µ0 ≤ 0 i =1 j =1,…,n ur ≥ ε r =1,…,p vi ≥ ε i =1,…,m µ 0 : kısıtsız Burada; ur : k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, vi. : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: ε: µ0: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yeterince küçük pozitif bir sayı Ölçe÷e göre getirinin yönüyle ilgili de÷iúken olarak tanımlanmaktadır. Bu modelin çözümü sonrasında etkin olan karar birimleri için de ÷eri 1'e eúit olmaktadır. Etkin olmayan karar birimleri için ise bu etkinlik de÷eri 1'den küçüktür. Daha önce CCR modeli için bahsedilen a÷ırlıklı modellerde oldu÷u gibi bu modelde de referans kümesini oluúturmanın zaman alması bir dezavantaj olarak karamıza çıkmaktadır. Bu nedenle bu modelin duali oluúturarak zarflama modeli elde edilmiútir. 152 Girdiye yönelik zarflama BCC modeli A÷ırlıklı modelin duali alınarak aúa÷ıdaki matematiksel formülasyon elde edilir. (Charnes,Cooper ve di÷., 1996) m p Qk = Min(α − ε ¦ s − ε ¦ sr+ ) − i i =1 r =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: n ¦X λ ij j + si− −αXik = 0 j =1 n ¦Y rj λ j − s r+ − Yrk = 0 j =1 n ¦λ i =1,…,m r =1,…,p =1 j j =1 λj ≥ 0 j =1,…,n si− ≥ 0 i =1,…,m s r+ ≥ 0 r =1,…,p Burada; α : Göreli etkinli÷i ölçülen k karar biriminin girdilerinin ne kadar azaltılabilece÷ini belirleyen daralma katsayısı, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Y rj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, λ j : j'nci karar biriminin aldı÷ı yo÷unluk de÷eri, 153 − S i : k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de÷er, + S r : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de÷er, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmıútır. Bu modelin çözülmesi sonucunda e÷er söz konusu karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü Q 1'e eúit olur ve girdi ve çıktı vektörlerinde herhangi bir de÷iúiklik yapılmaz. Ayrıca, kendi referans kümesinde (RK) yine kendisi bulunur ve 1'e eúit olur. E÷er ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünün belirleyen daralma katsayısı 1'den küçük olur. Bu durum, girdide azaltma yapılabilece÷i anlamına gelmektedir. Etkin olmayan karar biriminin referans kümesinde bulunan karar birimlerinin oluúturdu÷u kuramsal birim CCR modelinde oldu÷u gibi aúa÷ıdaki úekilde hesaplanmaktadır. XKB = n ¦X ij λj j =1 YKB = n ¦Y rj λj j =1 Kuramsal birim zarflama modelinin çözüm kümesindeki di÷er de÷iúkenlerden yararlanılarak daha baúka úekilde de hesaplanabilir: XKB = αX K − si− YKB = Y K + s r+ BCC modelinde etkinlik aúa÷ıdaki úekilde tanımlanmaktadır. 1. BCC probleminin optimal sonucu e÷er 1 ise karar verme birimi BCC-verimli olarak tanımlanmaktadır. Aksi takdirde karar verme birimi verimsizdir. 2. Dual problemde optimal çözümde aú a ÷ıdaki ko ú ullar sa ÷ lanırsa karar verme birimi verimlidir aksi takdirde verimsizdir. • α =1 ise 154 • slack de÷iúkenlerinin hepsi 0'a eúitse yani; s s − i + r = 0 i=1,.....,m = 0 r=1,.....,p Konvekslik kısıtının dual problemde varlı÷ı BCC modeli sonucu elde edilen üretim olanak kümesinin konveks bir kabuk úeklinde olmasını sa÷lar. Etkin olmayan bir karar verme birimi için referans kümesi RK aú a ÷ıdaki úekilde tanımlanmaktadır. 4.6.2.2 Çıktıya Yönelik BCC Modelleri Amaç çıktıya yönelik CCR modellerindeki gibidir; yani belli bir girdi bileúimi ile en fazla ne kadar çıktı bileúimi elde edilebilece÷i araútırılmaktadır. Çıktıya yönelik BCC modellerinin matematiksel formülasyonu aúa÷ıdaki gibidir: (Cooper, Seiford ve di÷., 2000) Çıktıya yönelik a÷ırlıklı BCC modeli m Qk = Min¦ vi X ik − ρ 0 i =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: p ¦u Y r rk =1 r =1 p m ¦u Y − ¦v X r rj r =1 i i =1 ij + ρ0 ≤ 0 j =1,…,n ur ≥ ε r =1,…,p vi ≥ ε i =1,…,m ρ 0 : kısıtsız 155 Burada; k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, ur : vi : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı, ρ : Ölçe÷e göre getirinin yönüyle ilgili de÷iúken 0 olarak tanımlanmaktadır. Bu program için de amaç fonksiyonunda Qk'nın alaca÷ı en küçük de÷er 1'dir. Qk'nın 1'e eúit olması, k karar biriminin etkin oldu÷u anlamına gelirken 1'den büyük olması da etkin olmadı ÷ını göstermektedir. Daha önce anlatılan a÷ırlıklı modellerde oldu÷u gibi bu modelde de etkin olmayan karar birimleri için referans kümelerinin bulunması oldukça zaman alıcıdır. Bu nedenle modelin duali alınarak zarflama modeli geliútirilmiútir. (Cooper, Seiford ve di÷., 2000) Çıktıya yönelik zarflama BCC modeli m p Qk = Max( β + ε ¦ s + ε ¦ sr+ ) − i i =1 r =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: n ¦X λ ij j + si− − X ik = 0 j =1 n ¦Y rj j =1 λ j − sr+ − β Yrk = 0 i =1,…,m r =1,…,p 156 n ¦λ j =1 j =1 λj ≥ 0 j =1,…,n si− ≥ 0 i =1,…,m s r+ ≥ 0 r =1,…,p Burada; β: Göreli etkinli ÷i ölçülen k karar biriminin çıktılarının ne kadar arttırılabilece÷ini belirleyen geni úleme katsayısı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xij: j'nci karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrj : j'nci karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, λj : − Si : + j'nci karar biriminin aldı D yo÷unluk de÷eri, k karar biriminin i'nci girdisine ait atıl de ÷er, Sr : k karar biriminin r'nci çıktısına ait atıl de ÷er, ε : Yeterince küçük pozitif bir sayı olarak tanımlanmaktadır. E÷er incelenen karar birimi etkin ise göreli etkinlik ölçütü 1'e eú it olacaktır, etkin olmayan karar birimlerinin etkinlik de÷eri ise 1'den büyük olacaktır. Ayrıca, etkin olan karar birimlerinin referans kümesinde (RK) yine kendileri bulunur. E÷er ölçülen karar birimi etkin de÷ilse etkinlik ölçütünün belirleyen geni úleme katsayısı 1'den büyük olur. Bu durum, çıktı vektöründe radyal olarak arttırma yapılabilece÷i anlamına gelmektedir. Etkin olmayan karar biriminin referans kümesinde yer alan karar birimlerinin oluú turdu÷u kuramsal 157 birim çıktıya yönelik CCR modelindekine benzer olarak aúa÷ıdaki gibi hesaplanabilir. XKB = n ¦X ij λj j =1 YKB = n ¦Y rj λj j =1 Daha baúka úekilde de hesaplanabilir: XKB = X K − s i− YKB = βY K + s r+ Girdiye yönelik BCC ve çıktıya yönelik BCC modellerinde zarflama yüzeyi aynıdır ancak etkin olmayan karar verme birimlerinin zarflama yüzeyi üzerinde alınan izdüúüm noktaları farklıdır. CCR modelinde etkin olarak belirlenen bir karar verme birimi BCC modeline göre de etkin olarak belirlenmektedir, fakat tem tersi her zaman için do÷ru de÷ildir. 4.6.3 Çapraz Etkinlik Veri zarflama analizi modeli en basit haliyle girdi/çıktı a÷ırlıkları üzerinde bir sınırlama getirmemekte ve bu esnekli÷in sonucu olarak bazı karar birimleri sadece bir girdi ya da çıktıdaki yüksek performansları ile etkinlik sınırında yer alabilmektedir. Kullanılan a÷ırlık kısıtlamalarına ra÷men halen bir girdi ya da çıktıdaki performansları sonucu etkinlik sınırında yer alan ancak gerçek anlamda etkin olmayan karar birimlerini belirlemek için çapraz etkinlik de÷erleri kullanılmalıdır. Çapraz etkinlik kavramı, di÷er karar birimlerinin optimum girdi/çıktı a÷ırlıkları kullanılarak bir karar biriminin etkinli÷inin belirlenmesi olarak ifade edilebilmektedir (Karsak ve di÷., 2000) Çapraz etkinlik analizi, CCR formülasyonuna göre etkinlik sınırında yer alan karar birimleri arasında bir sıralama yapmaya olanak sa÷lamaktadır. Çapraz etkinlik modelinde her karar biriminin etkinlik de÷eri sırasıyla di÷er bütün karar birimlerinin performanslarını en çoklayan a÷ırlıklar kullanılarak minimize edilmektedir. Sadece bir 158 girdi ya da çıktı sayesinde etkinlik sınırında yer alan karar birimlerinin çapraz etkinlik de÷erleri göreli olarak daha küçük çıkacaktır (Özyi÷it, 2000) Çapraz etkinlik matrisi ilk olarak Sexton ve di÷erleri (1986) tarafından önerilmi ú ve bir karar di ÷ er biriminin birimlerin etkinli ÷ine göre de÷erlendirilmesini sa÷lamıútır. Son yıllarda bu konuda yayınlanan makaleler Doyle ve Green (1993), Doyle ve Green (1994) çapraz etkinlik ölçütleri ile ilgili çalıúmalarda geliúmelere ıúık tutmuútur. (Karsak vd., 2000) Yöntem esas olarak, bir karar biriminin di ÷er birimlerin etkinli÷ine göre de÷erlendirilmesini sa÷lar. Öncellikle her karar birimi için CCR modeli çözülür ve elde edilen etkinlik de÷erlerinden hareketle s karar biriminin göreli etkinli÷i, k karar biriminin a÷ırlıklarına göre aú a÷ıdaki formülle hesaplanır.(Cooper, Seiford ve di÷., 2000) p Q ks = Min ¦ u r Yrs r =1 Aúa÷ıdaki kısıtlar altında: m ¦v x i is =1 i =1 Q ks ≤1 p ¦u r y rk − Q r =1 her karar birimi için ( s ≠ k ) m * kk ¦v x i ik =0 i =1 ur ≥ 0 r =1,…,p vi ≥ 0 i =1,…,m Burada; * Q kk : CCR modelinden elde edilen k karar biriminin optimal etkinlik de÷eri, 159 Q ks : s karar verme biriminin k hedef birimine göre etkinli÷i, ur : k karar birimi tarafından r'nci çıktıya verilen a÷ırlık, vi : k karar birimi tarafından i'nci girdiye verilen a÷ırlık, Yrk : k karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xik: k karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi, Yrs : s karar birimi tarafından üretilen r'nci çıktı, Xis: s karar birimi tarafından kullanılan i'nci girdi olarak tanımlanmaktadır. AHP’yi ve Veri Zarflama Analizi’ni detaylı bir úekilde anlattıktan sonra 5.Bölüm’de tezin üzerinde durdu÷u AHP ve DEA’yı entegre eden bir model çerçevesinde, reel sektörde, AHP’nin tedarikçi seçiminde, DEA’nın da tedarikçi de÷erlendirmesinde kullanıldı÷ı uygulamaya sıra gelmiútir. Sezgin (1976) belirtt÷i gibi karar verme ortamını birinci derecede etkileyen etken amaçtır ve amaçlardaki uyuúmazlık; uygulamada gerçekleútirildi÷i üzere; seçim ve de÷erlendirme süreçlerinde kullanılan tekniklerin entegrasyonu ile birlikte ortadan kaldırılmaktadır. Böylelikle yakalanan bütünsel yaklaúım da Dedeo÷lu (2005)’in de÷indi÷i gibi hem sosyal gerçekli÷i hem de firma dinamiklerini daha iyi anlamamızı sa÷layacaktır. 160 5. UYGULAMA 5.1 Uygulamanın Amacı ve Kapsamı Tedarikçi iliúkileri yönetimi özellikle iúletmelerin tüm iúletme fonksiyonlarını kontrol altına alabilme ve özellikle de iúletme sınırları dıúına çıkan fonksiyonların da kontrol altına alınması ihtiyacı paralelinde önem kazanmıútır. Tedarikçi iliúkileri yönetimi yaklaúımına baktı÷ımızda iúletmelerin 1-tedarikçi seçimi 2-tedarikçi de÷erlendirilmesi iúlevlerini gerçekleútirdiklerini görüyoruz. øúletmelerin bir kısmı sektörel gereksinimlerden dolayı uzun vadeli az sayıda tedarikçi ile çalıúmayı tercih etti÷ini, bir kısmı ise seçenek yaratacak úekilde fazla sayıda tedarikçi ile birlikte çalıúma ihtiyacı duymaktadırlar. Bu açıdan baktı÷ımızda konunun sadece tedarikçi seçimi ile sınırlı kısa vadeli bir konu de÷il konuya bütünsel yaklaúılması gereken ve sadece seçim süreci ile de÷il aynı zamanda de÷erlendirme sürecini de göz önünde bulunduracak bir süreç yaklaúımı ihtiyacı belirdi÷ini görmekteyiz. Bu konularda yapılan çalıúmalarda genel olarak sadece seçim veya sadece de÷erlendirme konularına yer verildi÷ini görmekteyiz. øúletme boyutunda da yine benzer bir eksiklik olarak tedarikçi seçiminin tesadüfi veya geliúigüzel yöntemlerle yapıldı÷ı, matematikten çok sezgisel yöntemlerin ön planda oldu÷u, sadece tedarikçi seçimi ile konunun çözüldü÷üne inanılan bir yapı karúımıza çıkmaktadır. Süreç yönetiminin esası olarak konuya tedarikçi seçimi sürecine daha sonra geri besleme yapabilecek bir de÷erlendirme kavramının eksikli÷ini görmekteyiz. De÷erlendirme daha ziyade seçim sürecindeki tedarikçiler arası kıyaslama olarak algılanırken, sisteme geri besleme yapacak olan genel olarak tedarikçi performansı olarak belirtece÷imiz yapı bilinmemekte ya da uygulanmamaktadır. Konuya hem seçim hem de de÷erlendirme kavramlarını birleútiren ve sistem yaklaúımı çerçevesinde bir modele ihtiyaç duyulmaktadır. Bu model iúletmelerde yetkin personel tarafından rahatlıkla kullanılabilecek ve yorumlanabilecek bir yapıya sahip olmalıdır. Yine aynı úekilde model ülkesel, bölgesel, sektörel ve hatta kurumsal farklılıkların yansıtılabilmesine imkan verecek bir yapıda olmalıdır. Birbirini 161 tamamlayıcı bazda sa÷landı÷ı andan itibaren böyle bir model tedarikçi iliúkileri yönetimi konusunda iúletmeye rehberlik edebilecek bir yapıya bürünmüú olur. Yapı itibariyle tedarikçi iliúkileri yönetimine sistem yaklaúımını taúıyıcı, hem kantitatif hem de kalitatif de÷erleri aynı anda dikkate alacak yöneylem araútırması temelli bir model iúletmelerin ihtiyacı olarak karúımıza çıkmaktadır. 5.2 Uygulamanın Yöntemi Çalıúmada, AHP ve DEA modelleri tedarikçi de÷erlendirme ve seçimi probleminin çözümü için birlikte kullanılmıútır. Öncelikle tedarikçi seçiminde kullanılan kriterler belirlenerek iki aúamalı AHP uygulanmıútır. øki aúamalı AHP nin kullanılma nedeni, ilk etapta daha fazla kriteri dahil etmek ve daha sonra da bu kriterleri iki defa de÷erlendirerek daha objektif sonuçlara ulaúmak ve tedarikçi seçimini gerçekleútirmektir.. Veri Zarflama Analizinde ise de÷erlendirme amacı ile hareket edilmektedir. Tedarikçiler belirlenen girdiler ve çıktılar paralelinde de÷erlendirilmekte ve çıkan sonuçlar göre de tedarikçi iliúkileri yönetimi için gereken sonuçlar ortaya konabilmektedir. Uygulamanın yapıldı÷ı firma ismi belirtilmiú ancak tedarikçilerinin isimleri saklı tutulmuútur. 5.2.1 Uygulamada øzlenen Yaklaúım Araútırmanın ilk aúamasında firmanın satınalma birimi tarafından tedarikçi seçim kriterleri belirlenip aralarındaki iliúkiler de ortaya çıkarılarak iki aúamalı AHP süreci gerçekleútirilmiútir. Çıkan sonuçlar neticesinde firmanın temel tedarikçi seçim kriterleri belirlenmiútir. Bunu takip eden aúamada ise belirlenen bu kriterler AHP sürecine girdi teúkil etmiú ve belirli bir hammadde alanında bir tedarikçi seçimi gerçekleútirilmiútir. Uygulamanın ikinci aúamasında ise konuya bu sefer de÷erlendirme boyutu dahil edilmiútir. AHP sonucunda ortaya çıkarılan tedarikçi seçim kriterleri ıúı÷ında sisteme konu olan girdiler ve çıktılar belirlenmiú ve sonrasında da toplanan verilerle Veri Zarflama Analizi gerçekleútirilmiútir. Çıkan sonuç firmanın her bir tedarikçi ile olan iliúkilerinde o tedarikçiyle ilgili olarak hangi konular üzerinde yo÷unlaúması gerekti÷ini ortaya koymuútur. Böylelikle her firmaya tedarikçi iliúkileri yönetimi konusunda 162 belirlenen kriterler ve tedarikçinin ortaya koymuú oldu÷u performansı ıúı÷ında gelece÷e ve iyileútirmeye dönük bir yol haritası tez kapsamında sunulmuútur. 5.2.2 Uygulamanın Modeli Bu model tedarikçi seçim ve de÷erlendirilmesinin bütünleútirilmesi ve bunun yöneyelm araútırması teknikleri olan AHP ve DEA’nın entegrasyonu ile yapılması açısından bir ilk teúkil etmektedir. Temel satınalma kriterlerinin belirlenmesi Dicksonun kriterlerinin AHP ile 10’a düúürülmesi 1.AHP AHP ile tedarikçi seçimi için veri toplanması økinci aúama AHP uygulaması ve ted. seçimi 2.AHP 163 1.AHP den gelen kriterler ile DEA modeli kurulması DEA ile tedarikçi de÷erlendirmesi için veri toplanması DEA ile tedarikçi de÷erlendirmesi yapılması Çıkan sonuçlar ile tedarikçi iliúkilerinin yeniden yapılanaca÷ı yol haritası oluúturulması 164 5.3 Uygulama Özellikle tedarikçi iliúkileri yönetiminde söz konusu olan seçim ve de÷erlendirme aúamalarının birbirinden ayrı ve ba÷ımsız bir úekilde incelenmektedir. Seçim ve de÷erlendirme aslında birbirlerini tamamlayan süreçlerdir. Bütünsel bir yaklaúım ile seçim ve de÷erlendirmenin birbirinden ayrı ve ba÷ımsız de÷il tam tersine entegre bir úekilde aynı zamanda kalitatif faktörlere de içerisinde yer vererek ve reel sektörde uygulanabilir bir yapıda oluúturulması artık bir teori ile prati÷in buluúmasını gerektiren ve giderilmesi gereken bir eksiklik halini almıútır. Araútırmaya konu olan veriler firmanın satınalma bölümünün satınalmaya esas aldı÷ı kriterlerin Dickson’un 22 kriteri ıúı÷ında iki aúamalı AHP ile firmanın da uygulama kolaylı÷ı konusunda görüúü alınarak önce 10’a düúürülmesi daha sonra da tedarikçi seçiminin bu 10 kriter ile gerçekleútirilmesi daha sonra da yine satınalma bölümü ile belirlenen satınalma süreci girdi ve çıktılarının; tedarikçilerin performanslarının 6 ay boyunca takip edilerek, belirlenen kriterler paralelinde sayısallaútırılması temeline dayanmaktadır. 5.3.1 AHP øle Tedarikçi Seçimi Uygulama øIzmir’de sektöründe önde gelen bir çelik konstrüksiyon ve sıcak daldırma galvaniz fabrikası olan AKGALVANøZ Aù’de uygulanmıútır. Firmanın ihtiyacı olan belli bir ürün grubunda tedarikçi olmaya aday beú tedarikçi arasından en iyi ikisini belirleyip tedarikçisi haline getirmektir. øhtiyaç sorunun çok boyutlu ve çok faktörlü bir karar verme süreci olmasından kaynaklanmakta ve üzerinde durulan nokta, niceliksel ve niteliksel de÷erlendirmelerden oluúan tedarikçi seçim sürecini bu faktörlerin ortak kullanımına olanak veren bir metodoloji ile çözmektir. Buna paralel AHP seçim süreci kullanılarak firmanın sorununa çözüm yolu önerilmiútir. 5.3.1.1 Temel Kriterlerin A÷ırlıklandırılması Öncelikle temel kriterler olarak Kalite, Performans (etkinlik) ve Finans (mali) belirlenmiútir. Ardından bu üç temel kriter kendi aralarında a÷ırlıklandırılmıútır. 165 Tablo 5.1 Temel Kriterlerin A÷ırlıklandırılması Daha sonra tedarikçi seçim süreci ile ilgili olarak yapılan araútırmalardan yola çıkılarak oluúturulmuú perakende sektöründe etkili 22 kriter ortaya konmuútur. Bu kriterler; Paketleme, ømaj, Güvenilirlik, Fiziksel Koúulları Sa÷lama, Hatalı Urun øadesi, Iúlemlere Uygunluk, Kalite Kontrol Sistemi, Satıú Gücü Organizasyonu, Satıú Gücü Performansı, Teknik Kapasite, Co÷rafi Konum, Esneklik, Ek Hizmetler, Zamanında Da÷ıtım, Urun Çeúitlili÷i, Geçmiú Deneyim, øletiúim Kapasitesi, Ödeme Kolaylı÷ı, Urun Fiyatı, Toplam Fiyat øndirimi, Geri Dönüú Oranı olarak sıralanabilir. Ardından AHP tekni÷i ile bu yirmi iki faktör kendi aralarında yukarıdaki üç temel kriter ıúı÷ında analize sokulmuúlardır. Sırasıyla kalite, performans ve finans temel kriterinin herbiri esas alınarak analiz gerçekleútirilmiútir. Tablo 5.2 de kalite temel kriterine göre yapılan analiz gösterilmektedir. 166 5.3.1.2 Yirmi øki Faktörün Kalite Temel Kriterine Göre De÷erlendirilmesi Tablo 5.2 Yirmi iki faktörün kalite temel kriterine göre de÷erlendirilmesi 167 5.3.1.3 Yirmi øki Faktörün Performans Temel Kriterine Göre De÷erlendirilmesi Tablo 5.3 Yirmi iki faktörün performans temel kriterine göre de÷erlendirilmesi 168 5.3.1.4 Yirmi øki Faktörün Finans Temel Kriterine Göre De÷erlendirilmesi Tablo 5.4 Yirmi iki faktörün finans temel kriterine göre de÷erlendirilmesi Sonuçta 22 faktör arasından AHP de÷erlendirmesi gerçekleúmiú ve Tablo 5.5 deki sonuç ortaya çıkmıútır. 169 5.3.1.5 ølk AHP Analizi Sonucu Yirmi øki Faktörün De÷erlendirilmesi Böylelikle tedarikçi de÷erlendirilmesi için kullanılacak faktörler analitik olarak belirlenmiú ve ilk AHP süreci sonucu yirmi iki faktörden Tablo 5.5 de görüldü÷ü üzere en yüksek de÷ere sahip ilk onu uygulamaya konu olan beú tedarikçinin de÷erlendirilmesinde kullanılacak ve bu aúama için temel kriter olacaklardır. Tablo 5.5 ølk AHP analizi sonucu yirmi iki faktörün de÷erlendirilmesi økinci aúama AHP sürecinde herbir temel kriter için tedarikçilerin birbirleri arasındaki de÷erlendirilmelerinde iúletmenin faydalanılarak karúılaútırmalar yapılmıútır. 170 elindeki istatistiki verilerden 5.3.1.6 økinci AHP Uygulamsı øçin Temel Kriterlerin A÷ırlıklandırılması Tablo 5.6 økinci AHP uygulamsı için temel kriterlerin a÷ırlıklandırılması Daha sonra herbir temel kriter için tedarikçiler kendi aralarında de÷erlendirilmeye tabi tutulmuúlardır. Tablo 5.6’da esneklik temel kriteri için tedarikçilerin kendi aralarında ki göreceli de÷erlendirmesi görülmektedir. 171 5.3.1.7 Herbir Temel Kriter øçin Tedarikçilerin De÷erlendirilmesi Tablo 5.7 Herbir temel kriter için tedarikçilerin de÷erlendirilmesi 172 173 5.3.1.8 AHP’ye Göre Tedarikçi Seçimi Sonucu En son aúama olarak AHP de÷erlendirmesi sonucunda tedarikçi de÷erlendirme sonuçları Tablo 5.8’de ortaya koyulmuú ve 5 nolu tedarikçi birinci en iyi ve 3 nolu tedarikçi de ikinci en iyi tedarikçi olarak de÷erlendirilmiútir. Tablo 5.8 AHP ye göre tedarikçi seçimi sonucu Tedarikçi seçimi tamamlandıktan sonra AHP sonucunda ortaya çıkan kriterler de÷erlendirme aúamasında DEA içinde kriter kabul edilmiú böylelikle teknikler arası ba÷lantı ve bütünlük kurulmuútur. 174 5.3.2 DEA ile Tedarikçi De÷erlendirmesi 5.3.2.1 DEA Modeli KAL.KONT.SøS. ÜRÜN ÇEùøTLøLøöø TEDARøK KAPASøTESø COöRAFø KONUM DMU’S 81 TEDARøKÇøLER HATALI ÜRÜN øADE MøKTARI ZAMANINDA TESLøMAT MøKTAR SAöLAYABøLME MøKTAR øNDøRøMø Modelin uygulama safhasında objektif kriterler ölçülebilir de÷erler ve kıyaslanabilir kriterler üzerinden gerçekleútirilmiútir. Aúa÷ıdaki maddelendirmeler bunu ortaya koymaktadır. 5.3.2.2 Girdiler 1. KALøTE KONTROL SøSTEMø Kalite kontrol sistemi tedarikçileri de÷erlendirirken özellikle hatalı ürün iade miktarını azaltıcı öneme sahip bir girdidir. De÷erlendirmeye alınırken ortak kriterler üzerinden gidilmiú ve a)TSE belgesi, b)ISO 9001 kalite belgesi, c)ürün sertifikasyonu, d)yapılan son kontrol çalıúması, e)yapılan süreç kontrol çalıúması kriterleri üzerinden de÷erlendirme gerçekleútirilmiútir. 2. ÜRÜN ÇEùøTLøLøöø a)Sac b)boru c)profil 175 d)köúebent ve e)lama malzeme türlerinde hem malzeme hem de özellikle de÷iúik ebatlı malzeme temin yetene÷i araútırılmıútır. 3. TEDARøK KAPASøTESø Bu aúamada tedarik kapasitesi de÷erlendirilmiú ve özellikle de÷iúken müúteri taleplerini karúılayabilme adına her bir ürün türünde tedarikçinin tedarik kapasitesi sure ve ton bazında kıyaslanmıútır. Yapılacak iú ihale tipi uzun süreli ise aylık bazda, orta vadede yetiútirilmesi gereken bir iú oldu÷unda haftalık ve acil yetiútirilmesi gereken bir iú oldu÷unda da günlük tedarik kapasiteleri de÷erlendirmeye alınmıútır. a) aylık b) haftalık c) günlük 4. COöRAFø KONUM Özellikle zamanında teslimat ve tedarikçi denetimi gibi konularda zaman tasarrufu sa÷layacak olan co÷rafi konumun yakınlı÷ı perspektifinden tedarikçiler firmaya olan karayolu mesafesi uzaklı÷ına göre de÷erlendirilmiúlerdir. 5.3.2.3 Çıktılar 1. HATALI ÜRÜN øADE MøKTARI Firmaya gelen ürünlerin standart olarak geçtikleri a) sertlik b) kaplama alma (silis testi) c) kalınlık testlerinden elde etmiú oldukları sonuçlar paralelinde ortaya çıkan iade miktarları. 176 2. ZAMANINDA TESLøMAT Firmanın istemiú oldu÷u teklifin onaylanarak sipariúe çevrildikten sonra fabrikaya malzeme fabrikaya gelene kadar geçen süre; a)sipariú kayıtları ve b)irsaliye kayıtları yardımıyla ortaya konmuútur 3. MøKTAR SAöLAYABøLME Firmanın tedarikçisine onaylayarak gönderdi÷i sipariúteki sipariú miktarı ile fabrikaya gelen malzemenin kıyaslanması; a)sipariú kayıtları b)kantar kayıtları ve c)irsaliye kayıtları yardımıyla ortaya konmuútur 4. MøKTAR øNDøRøMø Firma tedarikçisinden teklif isterken de÷iúik miktarlar ile fiyat teklifi istemekte ve bu úekilde tedarikçisinin miktar indirimi uygulamasını de÷erlendirebilmektedir. Bu yapılırken fiyatlar a) esas istenecek sipariú miktarından az b) esas istenecek sipariú miktarı kadar c) esas istenecek sipariú miktarından fazla miktarlar dahilinde istenmektedir. Adı geçen ürünlerin genel fiyat seviyeleri tedarikçiler arasında çok fazla farklılık göstermedi÷i için miktar indirimi firma açısında maliyetleri indirme noktasında önemli bir rekabet avantajı olmaktadır. 5.3.2.4 Veriler Elde edilen veriler en büyük de÷erdeki veriye 100 de÷eri verilecek úekilde normalize edilerek aúa÷ıdaki tablo oluúturulmuútur. Veri Zarflama Modeli’nde kullanaca÷ımız veriler de bu tablodaki verilerden oluúacaktır. 177 Tablo 5.9 DEA için Normalize Edilmiú Veriler 178 179 5.3.2.5 DEA’nın Do÷rusal Modeli T1 için uygulanan matematiksel model ve sonrasında LINDO ile bulunan cevabı EK1’de yer almaktadır. Bu modelden toplam tedarikçi sayısı kadar yani 81 adet kurulmuú ve dolayısıyla da 81 kez çözülmüútür. 5.3.2.6 Sonuçlar Matematiksel modelin teker teker çözülmesi sonucunda 18 adet tedarikçinin göreceli olarak 100% verimlili÷e sahip di÷er 63 tedarikçinin de de÷iúen oranlarla ve göreceli olarak daha verimsiz oldukları ortaya çıkmıútır. Aúa÷ıda bu 63 tedarikçinin de÷iúen verim oranları azalan bir sırada tabloda yerini almıútır. Tablo 5.10 DEA Genel Sonuçları 180 Analizimizin önemli özelliklerinden birisi de verimsiz olarak ortaya çıkan tedarikçilerin iyileútirilmesi yolunda hangi kriterler üzerinde çalıúılması gerekti÷ini ortaya koymasıdır. Yıldızla iúaretli çıktılar üzerinde çalıúılması gerekenlerdir. ÇIKTI1: HATALI ÜRÜN øADE’ye, ÇIKTI2: ZAMANINDA TESLøM’e ÇIKTI3: MøKTAR SAöLAMA’ya, ÇIKTI4: MøKTAR øNDøRøMø’ne GøRDø1: KALøTE KONTROL SøSTEMø’ne, GøRDø2: ÜRÜN ÇEùøDø’ne GøRDø3: TEDARøK KAPASøTESø’ne, GøRDø4: COöRAFø KONUM’a karúılık gelecek biçimde aúa÷ıdaki tablolar hazırlanmıútır. Tablo 5.11 Çıktılar Açısından Genel DEA Sonuçları 181 182 Öncelikle Girdiler ve sonrasında da Çıktılar açısından yapılması gereken iyileútirmelere analitik hedefler koyabilmek için Tablo5.12, her verimsiz tedarikçide “gereken” ile hedef de÷eri, “mevcut” ile bulunulan noktayı belirtmektedir. Tablo 5.12 Girdiler ve Çıktılar Açısından Detaylı DEA Sonuçları 183 184 185 186 187 188 189 5.3.2.7 Analiz Sonucuna Göre Yapılabilecek øyileútirmeler Analiz sonuçlarında matematiksel olarak mevcut durum idealle karúılaútırıldı÷ında çıktılarda ne kadarlık bir artıú, girdilerde ise ne kadarlık bir düúüú gerekti÷i veya en azından idealde elde edilen çıktının ne kadarlık bir girdi yardımı ile gerçekleútirildi÷i veya ideal girdi bileúiminde ne kadarlık bir çıktı miktarının alınabildi÷i görülmektedir. Bu sayısal hedefler belirlendikten sonra iúletme alanında bu sayısal hedefleri yakalayabilmek için nelerin uygulanabilece÷ine bakmak gerekmektedir. Çıktı1: (Hatalı Ürün øade) Bu konuda kalite sistemi ile ilgili eksikli÷in sistem eksikli÷i mi yoksa uygulamadan kaynaklanan bir eksiklik mi oldu÷u incelenmelidir. E÷er sistem ile ilgili bir eksiklik varsa sistemin yeniden gözden geçirilmesi veya yeni sertifikasyonlara baúvurulması planlanabilir.E÷er uygulamadan kaynaklanan bir eksiklik söz konusu ise bu eksikli÷in teknolojik, personel veya dıú etkenden kaynaklanan bir eksiklik olup olmadı÷ı incelenebilir. Çıktı2: (Zamanında Teslim) Bu konuda aksaklı÷ın kayna÷ının tedarikçinin üretim veya tedarik sisteminden mi yoksa lojistik sorunlardan mı ortaya çıktı÷ı incelenmelidir. E÷er sorun sistemden kaynaklanıyorsa bunun iyileútirilmesi; kapasite, teknoloji ve personel kavramları kapsamında düúünülebilir. 190 Çıktı3: (Miktar Sa÷lama) Bu alanda yaúanacak sıkıntının kayna÷ı kapasite konusunda yaúanan sıkıntı, üretim planlama eksikli÷i, personel eksikli÷i veya teknoloji eksikli÷i boyutlarında ele alınabilir. Bu problemin di÷erlerine kıyasla daha derin boyutlu oldu÷u bir gerçektir. Çıktı4: (Miktar øndirimi) Daha çok tedarikçinin finansal gücünü de ilgilendiren bu noktada tedarikçinin kullandı÷ı finansal araçlar ve fon kaynakları hususlarında seçenekler geliútirilebilir. Düúük faizli kaynaklar veya türev finansal araçlar bu alanda iúe dahil edilebilirler. Girdi1: (Kalite Kontrol Sistemi) Kalite kontrol sisteminin sistemi yansıtıp yansıtmadı÷ına, kontrol sistemi olarak kullanılan yapınını sistemin bütününü ele alıp alamadı÷ına, kullanılan ekipmanın yeterlili÷i ve kalibrasyonu ile ilgili detaylara, çalıúan personelin yetkinli÷ine bakılarak iyileútirmelerde bulunulabilir. Girdi2: (Ürün Çeúidi) Müúterilere daha fazla ürün çeúidi sunarak fark yaratma amaçlanmalıdır. Bu amaçla yapılması gereken yatırımın finansal ve teknik yönleri incelenmelidir. Girdi3: (Tedarik Kapasitesi) Tedarikçi kendi içindeki süreçlere bakarak tedarik kapasitesini arttırmaya dönük kapasite arttırıcı yönde, finansal, personel veya ekipman yatırımı yaparak bu yöndeki eksikliklerini gidermeye çalıúabilir. Girdi4: (Co÷rafi Konum) Bu noktada malları taúımak için seçilen ulaútırma türü, malların taúınma úekli, nakliye için kullanılan aracılar ve bunların yeterlilikleri, taúıma iúlemini için yeni aracılar bulunması ya da firma bünyesine dahil edilmesi gibi konular de÷erlendirilebilir. 191 SONUÇ Stratejik rekabet avantajı noktasında artık firmalar mal ve hizmetlerini; • Kaliteli • Ölçek ekonomisi kuralları gere÷i çok miktarda • Zamanında • Zengin ürün çeúidi ile • Hem de ucuza üretmek zorundadırlar. Maliyetlerin düúürülmesi noktasında firmalar, firma içi birçok maliyet düúürücü önlemlere baúvurmaktadırlar. Bu önlemler bazı firmalarda dıúkaynak kullanımının içkaynaklara bırakılması veya bazı firmalarda iúçi sayısını azaltma ve ücretleri düúürmeye kadar varabilmektedir. Firma yöneticileri sadece firma içine odaklandı÷ı zaman bütünü görememekte, böylece maliyet düúürücü ancak bir takım tasarruf tedbirlerini ya da birkaç maliyet düúürücü faaliyeti gerçekleútirebilmektedir. Esas maliyetin buralardan de÷il dıú çevre ile olan iliúkisinden özellikle de tedarikçilerinden geldi÷ini görememektedir. Yukarıdaki sıralamayı hatırladı÷ımızda ortaya çıkan ihtiyacın sadece maliyetlerin indirimi ile sınırlı kalmamakta daha da geniú bir boyuta ulaútı÷ını görmekteyiz. Tez kapsamında yapılan araútırmayla, bu ihtiyacın karúılanmasında firmalar uzmanı oldukları firma içi üretim, tasarım gibi birçok noktada hem kontrolü ellerinde tutarak hem de deneyimlerinden gelen avantajları ile etkili olabilmektedirler. Ayrıca, araútırmada firmaların kontrollerinin azaldı÷ı ancak kalite, maliyet, zamanında teslimat, zengin çeúit faktörlerini çok yakından ilgilendiren tedarikçi iliúkileri noktasına baktı÷ımızda zorlandıkları saptanmıútır. Firmanın tedarikçi ile gerçekleútirdi÷i iúlemlerde baú gösteren hataların çok ciddi sonuçlar do÷urdu÷u, firmanın di÷er tüm iúlemlerinde baúarılı olsa bile tedarikçi ile olan sorunlardan müúteriye giden ürünün, müúterinin, verimlili÷in ve maliyetlerin do÷rudan etkilendi÷i görülmektedir. 192 Bu açıdan baktı÷ımızda daha önce firmalarda satınalma olarak tanımlanan birimin artık tedarikçi ile firma arasında oluúacak tüm bilgi, malzeme ve hatta finansal akıúlarda söz sahibi olacak ve reaktif de÷il proaktif bir úekilde görev alacak, süreç yönetimi ilkelerini uygulayacak, yapaca÷ı analiz ve yorumlarla da gidiúata yön verecek yetkinlikte analitik boyutu da kuvvetli uzmanlardan oluúması zorunlulu÷u belirmiútir. Firmalar operasyonlarını küresel ölçekte geniúlettikçe bu alandaki faaliyetlerinde daha karmaúık ama fırsatlara da olanak sa÷layan bir yapıda úekillendirmektedirler. Hızla zorlaúan küresel rekabet úartları verimlilik ve etkinlik hedeflerinin aynı anda ulaúılmasını gerektirmektedir. Bu noktada úirketin iç çevresine ek olarak dıú çevreyle olan iliúkileri de ön plana çıkmaktadır. Dıú çevrede tedarikçiler, müúteriler ve hatta rekabet durumu sayılabilir. Tüm bu unsurlarla olan iliúkiler belirlenen hedef ve standartlar çerçevesinde girdi, çıktı ve geri besleme aúamalarını analitik yapıda inceleyen ve iú dünyasının istedi÷i proaktifli÷i sa÷layan süreç yaklaúımı ile sa÷lanabilir. Firmalar sadece sürecin yansıtılmasını da yeterli görmemektedirler. Sürecin yansıtılması önemlidir ancak yansıyan süreçteki eksikliklerin: • Zamanında fark edilmesi • Nedenlerinin bulunması • Çözümlerinin belirlenmesi • Hedefleri koymaları gerekmektedir. Bu süreci tam olarak temsil eden, zamanında yansıtan, eksiklikleri ve belirlenecek hedefleri analitik bir biçimde ortaya koyan bir analitik metodolojiye ihtiyaç duyulmaktadır. Bu metodolojinin öncelikle sistemi iyi bir úekilde yansıtması gerekmektedir. Tedarikçi iliúkilerini yansıtacak bir yapının nelerden oluúması gerekti÷i belirlenmelidir. Bu yapıda sadece nicel faktörlerin de÷il, aynı zamanda nitel faktörlerde bulunmaktadır. O zaman metodolojide kullanılacak tekniklerin hem nitel hem de nicel kriterleri içerisinde barındırabilmesi gerekmektedir. Bir di÷er önemli noktada ihtiyacı hissedilen bu metodolojiye cevap verecek yapının da hem sa÷lam bir teorik temel oturması hem de reel sektörde uygulanabilir olması gerekmektedir. 193 Tedarikçi Zinciri Yönetiminde, tedarikçi iliúkileri yönetimi büyük önem taúımaktadır. Bunun nedeni, günümüz iúletme anlayıúında stratejik rekabet avantajı yakalama yolunda tedarikçilerin artık sistemin bir parçası ve hatta iú orta÷ı kavramlarıyla tanımlanmaktadır. Demek ki artık tedarikçiler kontrol dıúında kabul edilen rassal faktörlerin etkin oldu÷u bir risk ve baúarısızlık unsuru olarak kabul edilmemelidirler. Tam tersi bir yapı gerekmekte bu yapı da firma hedefleri çerçevesinde ortaya konan kriterlerle belirlenmiú bir seçim süreci sonunda belirlenmiú tedarikçiler ile çalıúılmalıdır. Devamında da sürekli olarak izlenen ve kontrol noktasında endiúe edilmeyen, rassal olguların minimize edildi÷i, sürekli bir de÷erlendirmenin yapıldı÷ı ve uzun süreli iliúkilerin amaçlanmaktadır. Sonuçta iki tarafın da kazanaca÷ı uzun soluklu iliúkiye sahip bir yapı ortaya çıkmaktadır. Tedarikçi iliúkileri yönetimin dayandı÷ı iki temel vardır, bunlar: • Tedarikçi seçim • Tedarikçi de÷erlendirme aúamaları olarak karúımıza çıkmaktadır. Tedarikçi seçimi alternatifler arasından belirlenen kriterler çerçevesinde en iyi tedarikçinin seçimidir. Burada en iyi olmayı belirleyecek olan kriterlerdir. Burada firmalar tarafından duyulan ihtiyaç, ne úekilde bu seçimin yapılaca÷ıdır. Bu seçim hangi kriterlere göre yapılmalıdır, hangi teknik ile yapılmalıdır ve kullanılacak teknik, sistemin hem nicel hem de nitel kriterlerni bünyesinde barındırabilecek midir? AHP yapı itibariyle tüm bu sorunlara çözüm olabilecek bir yöntem olarak karúımıza çıkmaktadır. Hem nitel hem de nicel kriterleri içerisinde barındırabilmekte, grup kararlarına imkan vererek katılım zenginli÷i sa÷lamaktadır. Firma belirleyece÷i üst ve alt kriterler ile seçim gerçekleútirilebilmekte geçen zamanla birlikte firmanın öncelikleri de÷iúti÷inde de belirtilen kriterlere uygulanacak de÷iúikliklerle teknik günün önceliklerine göre güncellenebilmektedir. Birçok firmanın yaptı÷ı büyük bir hata, tedarikçi de÷erlendirmesini yapmamasıdır. Böyle bir yapıda ilerleyen süreçte ne bir iyileútirmeden ne de uzun süreli bir iúbirli÷inden söz etmek imkansızdır. Geçmiú tedarikçi performansı ve mevcut durumla ilgili hiçbir bilgi olmadı÷ı için ne bir iyileútirme imkanı ne de tedarikçinin de÷iútirilmesi veya devamıyla ilgili somut bir analiz yapılması imkansızdır. 194 Tedarikçiyle iliúkiler analitik analizlere de÷il günlük úartlara ve kiúisel iliúkilere ba÷lı kalmaktadır. Tedarikçi de÷erlendirmesi noktasında firmanın gerçekleri ve hedefleri ile uyumlu kriterler paralelinde belirlenmiú, sürekli veri giriúine imkan veren ayrıca de÷iúen úartlar ve önceliklere göre de÷iúime açık, hem nitel hem de nice kriterleri barındıran bir yöntem gerekmektedir. Sadece bunlarda yeterli de÷ildir çünkü mevcudu yansıtmak yeterli kalmamaktadır. Tedarikçileri de÷erlendirdikten sonra verilecek karar ya tedarikçiyi de÷iútirmek ya da tedarikçi ile çalıúmaya devam kararı verirken aynı zamanda da çözüme dönük olarak tedarikçilerle ortak bir úekilde sorunların kökenine inilmesi gerekmektedir. Bu da ancak analitik bir de÷erlendirme sonucu yapılabilecektir. DEA iúte bu noktada firmaların istedi÷i tedarikçi de÷erlendirmesini ve ihtiyaç duydu÷u yukarıda belirtilen noktalara cevap veren bir analitik yöntem olarak karúımıza çıkmaktadır. Geçmiú verilerle birlikte, sürekli veri giriúine izin veren, de÷iúen önceliklere göre güncellenebilen, mevcudun haricinde gelecek ile ilgili önlemler alıp yorumlar yapabilece÷imiz bir yapı sunan ve tedarikçilerde çıkan verimsizlik sorunlarına analitik olarak yaklaúıp eksikli÷i ve hedefi matematiksel olarak ortaya koyabilmektedir. Sadece tedarikçi seçiminde AHP’yi ve de÷erlendirmede DEA’yı kullanmak ve bununla yetinmek de yeterli de÷ildir. Buradaki sorun ise tedarikçi seçiminde farklı önceliklerle hareket edilirken de÷erlendirmenin farklı önceliklerle yapılması ve ayrıca analitik olarak AHP ve DEA’nın birbirlerinden ba÷ımsız iki ayrı adacık gibi düúünülerek kullanılmaya çalıúılmasıdır. Bunun sonucu kaçınılmaz olarak alt optimizasyon olmakta sistemin bütünü yakalanamamaktadır. Kendi içinde mantıklı görülebilen bu anlayıú sistem yaklaúımı açısından bakıldı÷ında ise bütünü yakalayamamaktadır. Tedarikçi iliúkileri yönetimine bakıldı÷ında ise seçimin ve de÷erlendirmenin ayrılması ev birbirinden ba÷ımsız kabul edilmesi mümkün bir kavram de÷ildir. Uygulanan yöntem ne olursa olsun iki noktanın üzerinde durmak gerekmektedir: Birincisi uygulanan teknik veya tekniklerde kullanılmak üzere firmanın geniú bir katılım ile öncelik ve hedefleri belirlenmelidir. økinci nokta ise kullanılan bu tekniklerin, yönetimce ortaya konmuú olan öncelik ve hedefleri, yapısı içinde barındırabilmesi ve sistemi tam olarak yansıtabilmesidir. 195 Bu aúamaları sa÷lamak için öncelikle iki aúamalı AHP uygulanmıútır. Firmanın öncelikleri ve birçok tedarikçi seçim kriteri ortaya konduktan sonra firma tedarikçi seçiminde kullanaca÷ı kriterleri belirlemiú AHP’nin ikinci aúamasında ise tedarikçi seçimi gerçekleútirilmiútir. Önemli olan bu noktada ortaya konan kriterlerin esas alınarak tedarikçi de÷erlendirilmesinde de temel alınacak olmasıdır. E÷er seçim ve de÷erlendirme süreçlerinin birbirlerinden ayrılamaz ve birbirinin tamamlayıcısı olaca÷ını belirleniyorsa tekniklerinden de birbirlerini tamamlayıcı olması ve bunu sözde de÷il analitik tekniklerin tezde yapıldı÷ı gibi entegre edilmesi gerekmektedir. Tez kapsamında uygulamayla da ortaya konulan bir entegre yapı ile hem literatürde hem de reel uygulamalarda göz ardı edilen ve eksikli÷i hissedilen bir soruna çözüm getirilmeye çalıúılmıútır. Firmaların karúılaútı÷ı bir büyük problemde iúletme fonksiyonlarının kiúilerin bireysel performansına ba÷lı oluúudur. Çalıúanın performans düúüklü÷ü, kiúisel problemleri gibi nedenler ile veya iúten ayrılması ile iúletme fonksiyonu aksamamalıdır. Bu yüzden kurulacak sisteme kiúiden ba÷ımsız veri akıúı olmalı, de÷erlendirme yapabilmeli ve karar vermede destek sa÷lamalıdır. Bu açıdan baktı÷ımızda tedarikçi zinciri yönetimi gibi firma için oldukça kritik olan bir süreçte dikkatle incelenmelidir. Firmaların baúarılı olabilmesi adına tedarik zincirini bilgi sistemi çerçevesinde yönetmesi úarttır. Bu sürecin veri akıúı ve karar verme aúamaları açısından en önemli aúaması olan tedarikçi iliúkileri yönetiminde yapılması gereken, tedarik zinciri için kurulacak bilgi sisteminin bir alt ama belki de en kapsamlı ve kritik aúaması olarak tedarikçi iliúkileri yönetimi modülünü oluúturarak tezde öngörülen bir çatı altında bir karar destek sisteminin oluúturulmasıdır. Bu sisteme özellikle tedarikçi de÷erlendirme kriterleri ile ilgili olarak ortaya çıkan veriler aktarılacak ve karar vericiye de÷erlendirme ile ilgili güncel, firma hedeflerine göre belirlenmiú, verilerin analitik analiziyle oluúan de÷erlendirme sonuçları yansıtılacaktır. Tedarikçi seçim aúamasında da tedarikçi de÷iútirilece÷i zaman, yeni bir üründe tedarikçi belirlenece÷i zaman ve de÷iúen seçim kriterleri ile yeni baútan bir seçim gerekti÷i zamanlarda girilecek olan veriler ıúı÷ında karar destek sistemi seçim 196 aúamasında karar vericiye güncel, firma hedeflerine göre belirlenmiú verilerin analitik analiziyle oluúan seçim sonuçları aktarılacaktır. Tez kapsamında sonuç olarak, sistem yaklaúımını esas alan ve böylelikle tedarikçi seçimi ve tedarikçi de÷erlendirilmesi kavramlarını birbirinden ayrı de÷il, birbirlerini tamamlayan kavramlar olarak gören bir anlayıú kabul edilmiútir. Bu amaca hizmet eden bir analitik yöntem ve tüm bunların reel sektörde de uygulanabilir olması ihtiyacı bu tezin ana çıkıú noktası olmuú ve tez sonunda bu amaca ulaúılmaya çalıúılmıútır. Firmalar birbirinden çok farklı ve belki de dikkate almadıkları faktörleri de bu kapsamda ilk etapta göz önünde bulundurmuú, ardından tedarikçi seçimi için kullanacakları kriterleri AHP yardımı ile belirlemiú ve sonraki adımda da bu adımdaki sonuçlara paralel olarak DEA yardımıyla tedarikçi de÷erlendirmesini gerçekleútirmiúlerdir. Bu analiz firmalara sadece tedarikçilerini kapsayan genel bir verimlilik raporu sunmamıú ayrıca tedarikçileri ile olan iliúkilerinde bu iliúkiyi daha iyiye götürebilmek adına üzerinde durulması gereken faktörleri ve bunların analitik boyutlarını da birlikte sunmuútur. Bu tezin sonuçları tedarikçiler ile ilgili firma politikalarının úekillenmesinde ve tedarikçiler ile olan iliúkilerin gelece÷ini úekillendirmede eksikli÷i hissedilen; süreç yönetimini uygulayan, sistem yaklaúımını sa÷lamıú entegre bir analitik model ortaya koymuú bunun sonucunda da proaktif bir yol haritası ihtiyacı giderilmiútir. 197 KAYNAKÇA Ada, E., 1997, “øúletmelerde Sistem Analizi ve Tasarımı; Yeni Teknolojiler ve Araçlar”, Gazi Üniversitesi, Ankara, 1996. (ISBN: 975 - 96115 - 1 - 1), s. 12 Akal, Z. , "øúletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi", MPM Yayınlan, No:473, 1996, Ankara,s.4-18. Akal, Z., (2000), øúletmelerde Performans Ölçüm ve Denetimi - Çok Yönlü Performans Göstergeleri, Milli Prodüktivite Merkezi, Ankara. Al-Faraj, Taqi N, Alidi, Abdulaziz S., “The practice of quality control techniques in the Saudi Arabian manufacturing sectors”, The International Journal of Quality & Reliability Management. Bradford: 1992. Vol. 9, Iss. 7; s. 64 (5 pages) Al-Harbi, Kamal M. Al-Subhi. “Optimization of staff numbers in the process industries: an application of DEA”, International Journal of Manpower. Bradford: 2000. Vol. 21, Iss. 1; s. 47 Altan, D., Bozda÷ N., Atan, M., "Toplam etkinlik ölçümü: veri zarflama analizi ve bankacılık sektöründe bir uygulama", V. Ulusal Ekonometri ve istatistik Sempozyumu, Adana,s. 1-10(2001). Anderson, David R., Sweeney, Dermiú J. And Williams, Thomas A., An Introduction to Management Science, West Publishing Co, 1997,s. 652. Anderson, R.I., Fok, R., Scott, J., "Hotel Industry Efficiency: An Advanced Linear Programming Examination", American Business Wiews, 2000,18(1): s.40-48. Arbel, Ami, Orgler, Yair E., “An Application of the AHP to Bank Strategic Planning: The Mergers and Acquisitions Process”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Sep 5, 1990. Vol. 48, Iss. 1; s. 27 (11 pages) Armacost, Robert L, Hosseini, Jamshid C., “ Identification of determinant attributes using the analytic hierarchy process” Academy of Marketing Science. Journal. Greenvale: Fall 1994. Vol. 22, Iss. 4; s. 383 (10 pages) 198 Arntzen, Bruce C, Brown, Gerald G, Harrison, Terry P, Trafton, Linda. “Global supply chain management at Digital Equipment Corporation”, Interfaces. Linthicum: Jan/Feb 1995. Vol. 25, Iss. 1; s. 69 (25 pages) Artley, W., Stroh S., (2000), "Establishing an Integrated Performance Measurement System", www.orau.gov. Aydemir, Z.C., "Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kapsamında øllerin Kaynak Kullanım Görece Verimlilikleri: Veri Zarflama Analizi Uygulaması", DPT-Uzmanlık Tezleri, Yayın No:2664, Ankara ,s.45-91 (2002). Ayers, J.B. (2001). Handbook of Supply Chain Managment. CRC Press LLC, Florida. Ayyıldız, G., (2003), CIM Yatırımlarının Bulanık AHP Yöntemi ile De÷erlendirilmesi, øTU Endüstri Müh. Yüksek Lisans Tezi, østanbul. Baily, P., Farmer, D., Jessop, D., Jones, D., Purchasing Principles and Management, 2005, Ninth Edition, Prentice Hall Banker, Rajiv D., Thrall, R. M., “Estimation of Returns to Scale Using Data Envelopment Analysis”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Oct 9, 1992. Vol. 62, Iss. 1;s. 74 Banker, Rajiv D., “Estimating Most Productive Scale Size Using Data Envelopment Analysis”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Jul 1984. Vol. 17, Iss. 1; s. 35 Banker, Rajiv D., “A Game Theoretic Approach to Measuring Efficiency”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Oct 1980. Vol. 5, Iss. 4; s. 262 Banker, R.D., Charnes, A., Cooper, W. W., “Some Models for Estimating Technical and Scale Inefficiencies in Data Envelopment Analysis”, Management Science. Linthicum: Sep 1984. Vol. 30, Iss. 9; s. 1078 199 Baran, Ö., Aral, C, (2002), "Yönetim ve Hesapverme Sorumlulu÷u Amaçları Bakımından Performans Bilgisi", Sayıútay Yayın Veri Müdürlü÷ü, www.sayistay.gov.tr. Barbarasoglu, G, Yazgaç, T., "An Application of the Analytic Hierarchy Process to the Supplier Selection Problem", Production and Inventory Management Journal, 1997, C.16, S.2, s.14. Barrar, Peter; Wood, Douglas; Jones, Julian; “The efficiency of accounting service provision”, Business Process Management Journal. Bradford: 2002. Vol. 8, Iss. 3; s. 195 Baysal, M. E.,"Veri zarflama analizi ile orta öEretimde performans ölçümü", Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002, Ankara, s.35-40. Belton, V., Gear, T., "On a Shortcoming of Saaty's Method of Analytic Hierarchies", 1982, C. 11, S.3, s.226-230 Benyoucef, L. Ding H. Xie, X., “Supplier Selection Problem: Selection Criteria and Methods”, http://www.inria.fr/rrrt/rr-4726.html, 2006. Bessent, A., Bessent, W., Kennington, J., Reagan, B., “An Application of Mathematical Programming to Assess Productivity in the Houston Independent School District”, Management Science. Linthicum: Dec 1982. Vol. 28, Iss. 12; s. 1355 (13 pages) Bhutta, 2006, http://www.inderscience.com/garbage/f327111045681129.pdf Bhutta, M.K.S., Supplier Selection Problem: Methodology Literature Review, ttp://www.inderscience.com/garbage/f327111045681129.pdf, 2006. Boussofiane, A., Dyson, R., Rhodes, E., "Applied Data Envelopment Analysis", European Journal of Operational Research, 2(6):s. 1-15 (1991). Boussofiane, A.,& Dyson, R.G., & Thanassoulis, E.. 1991. Applied Data Envolopment Analysis. European Journal of Operational Research, Vol. 2, No.6, s.115. 200 Bowersox, D., J.,Closs D.J., Cooper M.B.,(2002),Procurement and Manufacturing Strategies, Supply Chain Logistics Management, s.134. Bowersox, D.J., (1987) “Logistics Strategic Planning for the 1990’s”, CLM 1987 Annual Conference Proceedings, s.233. Bowlin, William F. 1998. Measuring Performance: An Introduction to Data Envelopment Analysis (DEA). Journal of Cost Analysis, Fail 1998, s. 3-27. Brewer, Ann M., Hensher, Davıd A, “Going for gold at the Sydney Olympics: how did transport perform?” Transport Reviews, Oct2002, Vol. 22 Issue 4, s.381-399, Büyüközkan, Gülçin; Kahraman, Cengiz; Ruan, Da “A fuzzy multi-criteria decision approach for software development strategy selection.” International Journal of General Systems, Apr-Jun2004, Vol. 33 Issue 2/3, s.259-280. Camm, Jeffrey D, Chorman, Thomas E, Dill, Franz A, Evans, James R, et al. “Blending OR/MS, judgment, and GIS: Restructuring P&G's supply chain” Interfaces. Linthicum: Jan/Feb 1997. Vol. 27, Iss. 1; s. 128 Carter, Joseph R.; Slaight, Thomas H.; Blascovich, John D., “Technology, Collaboration, Supply Chain Design.”, Supply Chain Management Review, Oct2007, Vol. 11 Issue 7, s. 44-50. Chan, F T S, Chan, H K., “A new model for manufacturing supply chain networks: a multiagent approach” Proceedings of the Institution of Mechanical Engineers. London: Apr 2004. Vol. 218, Iss. 4; s. 443 Chan, Alan H S, Kwok, W. Y, Duffy, Vincent G. “Using AHP for determining priority in a safety management system”, Industrial Management + Data Systems. Wembley: 2004. Vol. 104, Iss. 5/6; s. 430 CharnesA, &, Cooper, W. W., & , Tharll, R.M. (1991) “A Structure for Characterizing and Classifiying Efficiency an Innefficiency in Data Envelopment Analysis. Journal of Productivitiy Analysis”, 2, s.197-237. 201 Charnes, A, & Cooper, W.W., & Huangh, Z. M., & Sun, D.B. (1990) “Polyhedral Cone-Ratio DEA Models with an lllustrative Application to Large Commercial Banks”, Journal of Econometrics, 46, s.73-91. Charnes, A., & Clark, T., & Cooper, W. W., & Golany, B. (1985) “A Developmental Study of Data Envelopment Analysis for Measuring the Efficiency of Maintenance Units in the U.S. Air Force” Annals of Operations Research. Charnes, A., Cooper, W. W., Rhodes, E., “Evaluating Program and Managerial Efficiency: An Application of Data Envelopment Analysis to Program Follow Through”, Management Science. Linthicum: Jun 1981. Vol. 27, Iss. 6; s. 668. Charnes, A., Cooper, W. W., “Auditing and Accounting for Program Efficiency and Management Efficiency in Not-for-Profit Entities”, Accounting, Organizations and Society. Oxford: 1980. Vol. 5, Iss. 1; s. 87 Charnes, A., & W.W. Cooper, & E. Rhodes. 1978. Measuring the efficiency of decision making units, European Journal of Operational Research 2, s.429-444. Charnes, A., Cooper, W., Lewin, A.Y., Seiford, M., “Data Envelopment AnalysisTheory, Methodology, Applications”, 1996, Kluwer Academic Publishers, s.31-38. Charu Chandra, Sameer Kumar, “Supply chain management in theory and practice: a passing fad or a fundamental change?”. Industrial Management + Data Systems. Wembley: 2000. Vol. 100, Iss. 3; s. 100 Chen, Y., Liang L., Yang, F., Zhu, J., "Evaluating Of Information Technology Investment: A Data Envelopment Analysis Approach", Compurets & Operations Research, 2006:33, s.1368-1379 Chen, C, Wu, H., Lin, B., "Evaluating The Development of High-Tech øndustries: Taivvan's Science Park", Technological Forecasting and Social Change, 2006:73, s.452-465. Chen, Tser-yieth, “An evaluation of the relative performance of university libraries in Taipei”, Asian Libraries. Bradford: 1997. Vol. 6, Iss. 1/2; s. 39 202 Cheng Edwin, T.C Li, Wenli; Humphreys, Paul K.; Yeung, Andy C.L.;. “The impact of specific supplier development efforts on buyer competitive advantage: an empirical model”, International Journal of Production Economics, Mar2007, Vol. 106 Issue 1, s230-247. Cheng, Ching-Hsue, Yang, Kuo-Lung, Hwang, Chia-Lung “Evaluating attack helicopters by AHP based on linguistic variable weight” European Journal of Operational Research. Amsterdam: Jul 16, 1999. Vol. 116, Iss. 2; s.423 Ching-Hsue Cheng; Kuo-Lung Yang; Chia-Lung Hwang, “Evaluating attack helicopters by AHP based on linguistic variable weight. Tetsuo.” European Journal of Operational Research, 07/16/99, Vol. 116 Issue 2, s.423-435. Christy, David P, Grout, John R., “Safeguarding supply chain relationships”, International Journal of Production Economics. Amsterdam: Oct 1994. Vol. 36, Iss. 3; s. 233 Cinemre, H A, Ceyhan, V, Bozoglu, M, Demiryurek, K, Kilic, O., “The cost efficiency of trout farms in the Black Sea Region, Turkey”, Aquaculture. Amsterdam: Feb 28, 2006. Vol. 251, Iss. 2-4; s. 324 Clarke, Richard L., Gourdin, Kent N., “Measuring the Efficiency of the Logistics Process”, Journal of Business Logistics. Oak Brook: 1991. Vol. 12, Iss. 2; s. 17 Cohen, Morris A., Lee, Hau L., “Strategic Analysis Of Integrated ProductionDistribution”, Operations Research. Linthicum: Mar/Apr 1988. Vol. 36, Iss. 2; s. 216 Cook, D. Ryan, Staschak, Sandra, Green, William T., “Equitable Allocation of Livers for Orthotopic Transplantation: An Application of the Analytic Hierarchy Process”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Sep 5, 1990. Vol. 48, Iss. 1; s. 49 Cooper, W., Seiford, M., Tone, K., “Data Envelopment Analysis”, 2000, Kluwer Academic Publishers, s.21-34. 203 Cummins, J David, Misas Maria Rubio, Zi, Hongmin, “The effect of organizational structure on efficiency: Evidence from the Spanish insurance industry”, Journal of Banking & Finance. Amsterdam: Dec 2004. Vol. 28, Iss. 12; s. 3113 Da÷deviren, M., & Eren, T. (2001). “Tedarikçi Firma Seçiminde Analitik Hiyerarúi Prosesi ve 0-1 Hedef Programlama Yöntemlerinin Kullanılması” Gazi Üniv. Müh. Mim. Fak. Der., (16), 2, s.41-52. Dedeo÷lu, Ayla Özhan, “Nitel ve Nicel Araútırmalarda Araútırma Kalitesini De÷erlendirme Ölçütleri”, Pazarlama ve øletiúim Kültürü Dergisi, Cilt:4, Sayı:13, 2005, s .64. Degraeve, Z. Labro, E. Roodhooft, F., Constructing a Total Cost of Ownership Supplier Selection Methodology Based on Activity Based Costing and Mathematical Programming, http://www.econ.kuleuven.ac.be/fetew/ medewerker, 2006 Dobler, D.W., Burt, D.N., Purchasing and Supply Management: Text and Cases, New York: McGraw - Hill Book Co., 1996. Donnelly, Mike, “A radical scoring system for the European Foundation for Quality Management Business Excellence Model”, Managerial Auditing Journal. Bradford: 2000. Vol. 15, Iss. 1/2; s. 8 Doyle, John, Green, Rodney, “Efficiency and cross-efficiency in DEA: Derivations, meanings and uses”, The Journal of the Operational Research Society. Oxford: May 1994. Vol. 45, Iss. 5; s. 567 Doyle, J, Green, R., “Data envelopment analysis and multiple criteria decision making”, Omega. Oxford: Nov 1993. Vol. 21, Iss. 6; s. 713 Dyer, R.F.; Forman, E.H.. “Decision support for media selection using the analytic hierarchy process.” Journal of Advertising, Mar92, Vol. 21 Issue 1, s59. Dyer, Robert F, Forman, Ernest H, Mustafa, Mohammad A. “Decision Support for Media Selection Using the Analytic Hierarchy Journal of Advertising. Armonk: Mar 1992. Vol. 21, Iss. 1; s. 59 204 Process”, Easton, L, Murphy D. J., Pearson J.N., "Purchasing Performance Evaluation: With Data Envelopment Analysis", European Journal of Purchasing & Supply Management, 8: s.123-134 (2002). Ellram, Lisa M., “Activity-based costing and total cost of ownership: A critical linkage”, Cost Management. Boston: Winter 1995. Vol. 8, Iss. 4; s. 22 Erkut, H., Polat, S., "Türk Sanayinde Verimlilik Analizi øçin Sümülasyon Modeli", Yayınlanmamıú Araútırma Projesi Raporu, ø.T.Ü. Endüstri Mühendisti, østanbul, 1993, s.25-37 Façanha, L.O., Resende, M., "Price Cap Regulation, øncentives And Quality: The Case Of Brazilian Telecommunications", International Journal of Production Economics, 2004: 92,s.133-144, Forman, E.H., & Gass, S.I. (2001), The Analytic Hierarcy Process: An Exposition, Operations Research, (49), 4, s.469-486. Gattoufi, S., Oral, M., Reisman, A., "A Taxonomy For Data Envelopment Analysis", Socio-Economic Planning Sciences, 2004:38, s.141-158. Giokas, D. I., Pentzaropoulos, G. C, "Evaluating Productive Efficiency øn Telecommunications: Evidence From Greece", Telecommunication Policy,2000:24,s. 781-794 Gordon, S.,"Seven Steps To Measre Supplier Performance", www.asq.org, 2005:8, s.20-25. Haas, David A., Murphy, Frederic H., Lancioni, Richard A., “Managing reverse logistics channels with data envelopment analysis”, Transportation Journal. Lock Haven: Spring 2003. Vol. 42, Iss. 3; s. 59 Hakansson, Hakan, Wootz, Bjorn, “A Framework of Industrial Buying and Selling” Industrial Marketing Management. New York: Jan. 1979. Vol. 8, Iss. 1; s. 28 205 Handfield, R., Walton, S.V., Sroufe, R., Melnyk, S.A., (), "Applying environmental criteria to supplier assessment: A study in the application of the Analytical Hierarchy Process", European Journal of Operational Research, 2002:141, s.70-87. http://www.fisher.osu.edu/supplychain/pdffiles/1999%20ABC%20Best%20 Practices.pdf, 2006. Harker, Patrick T., Vargas, Luis G., Dyer, James S., Saaty, Thomas L., “Remarks on the Analytic Hierarchy Process; An Exposition of”, Management Science. Linthicum: Mar 1990. Vol. 36, Iss. 3; s. 249 Hegde, G. G., Tadikamalla, Pandu R., “Site Selection for a "Sure Service Terminal" European Journal of Operational Research. Amsterdam: Sep 5, 1990. Vol. 48, Iss. 1; s. 77 Holder, R. D., “Some Comments on the Analytic Hierarchy Process”, The Journal of the Operational Research Society. Oxford: Nov 1990. Vol. 41, Iss. 11; s. 1073 Hollingsworth, Jill, “Going Global.”, Supermarket Business Magazine, 03/15/2001, Vol. 56 Issue 3, s79. Johnson, J.C. ve Wood, D.F., (1996) “Contemporary Logistics”, Prentice Hall, 6th edition, s.13-17, s.108-110. Kao, C, Liu, S., "Predicting bank performance with financial forecasts: a case of Taiwan commercial banks", Journal of Banking & Finance, 2004:28, s.2353-2368. Karapetrovic, Stanislav; Rosenbloom, E.S.. “A quality control approach to consistency paradoxes in AHP”, European Journal of Operational Research, 12/16/99, Vol. 119 Issue 3, s.704-718. Karsak, E., Do÷an, F., "Çimento Sektöründe Göreli Faaliyet Performanslarının A÷ırlıklı Kısıtlamaları Ve Çapraz Etkinlik Kullanılarak Veri Zarflama Analizi øle De÷erlendirilmesi", 2000:11(3), s.2-10. 206 Endüstri Mühendisimi Dergisi, Kasnaklı, B., "Stratejiler ile Performans Göstergelerinin Bütünlü÷ünü Sallayan Bir Model: Dengeli Puan Kartı (Balanced Scorecard)", Verimlilik Dergisi, 2002:2, s.131152. Khorramshahgol, Reza, Moustakis, Vassilis S., “Delphic Hierarchy Process (DHP): A Methodology for Priority Setting Derived from the Delphi Method and Analytical Hierarchy Process”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Dec 1988, Vol. 37, Iss. 3; s. 347 Kleinsorge, Ilene K, Schary, Philip B, Tanner, Ray D., “Data envelopment analysis for monitoring customer-supplier relationships”, Journal of Accounting and Public Policy. New York: Winter 1992. Vol. 11, Iss. 4; s. 357 Kobu, B., (1999) “Üretim Yönetimi”, Avcıol Basım–Yayın, østanbul. Kodali, Rambabu; Chandra, Subhash., “Analytical hierarchy process for justification of total productive maintenance.” Production Planning & Control, Oct/Nov2001, Vol. 12 Issue 7, s.695-705. Korhonen, P., Wallenius, J., “Using Qualitative Data in Multiple Objective Linear Programming”, European Journal of Operational Research, 1990:48, s.81 - 87. Kraljic, Peter, Purchasing must become supply management. Harvard Business Review, Sep/Oct83, Vol. 61 Issue 5, s.109-117. Kuruüzüm, A., & Atsan, N. (2001). Analitik Hiyerarúi Yöntemi ve øúletmecilik Alanındaki Uygulamaları. Akdeniz ø.ø.B.F Dergisi (1), s.83-105. Kürkçüo÷lu, G., "Departmanlarası görece verimlilillin veri zarflama analizi kullanılarak modellenmesi", Yüksek Lisans Tezi, istanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve øúletmecili÷i Enstitüsü, østanbul, 2004,s.2-12. Lai, Vincent S; Wong, Bo K; Cheung, Waiman, “Group decision making in a multiple criteria environment: A case using the AHP in software selection”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Feb 16, 2002. Vol. 137, Iss. 1; s. 134 207 Lane, Eric F.; Verdini, William A., “A Consistency Test for AHP Decision Makers.” Decision Sciences, Summer89, Vol. 20 Issue 3, s575-590. La Londe, B.J. Gınter, J.L., http://www.fisher.osu.edu/supplychain/, Practices.pdf, 2006 Lamberson, L. R., Dıedrıch, D., Et Al.. “Quantitative Vendor Evaluation”, Journal of Purchasing and Materials Management. SPRING 1976. Vol. 12, Iss. 1; s. 19 Lee, H., Supplier Selection and Evaluation Through Activity-Based Costing Aprroach, http://www.fisher.osu.edU/supplychain/pdffiles/l999%20ABC%20Best%20Practice s.pdf, 2006 Lee, S., Lee, K., Kang, I. W., "Efficiency analysis of controls in EDI applications", Information & Management, 2006:43(3), s.409 (). Lee, Hau L, Billington, Corey, “Material management in decentralized supply chains”, Operations Research. Linthicum: Sep-Oct 1993. Vol. 41, Iss. 5; s. 835 Lee, Mindy; Pham, Hoang; Zhang, Xuemei, “A methodology for priority setting with application to software development process”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Oct 16, 1999. Vol. 118, Iss. 2; s. 375 Leenders, M.R., Fearon, H.E., Purchasing and Supply Management, New York: McGraw-Hill Bock Co., S., 2000, s.220 - 225, Lewis, H., Industrial Purchasing Principles and Practices, Chicago: Richar Envin, 1943. Liang, Wen-Yau, “The analytic hierarchy process in project evaluation: An R&D case study in Taiwan”, Benchmarking. Bradford: 2003. Vol. 10, Iss. 5; s. 445 Liberatore, Matthew effectiveness: An J., El-Najdawi, update for Mohammad research and K,., “Matrix engineering management organizations” Project Management Journal. Sylva: Mar 1997. Vol. 28, Iss. 1; s. 25 Lien, Donald, Peng, Yan, “Measuring the efficiency of search engines: An application of data envelopment analysis”, Applied Economics. London: Dec 1999. Vol. 31, Iss. 12; s. 1581 208 Lim, Kai H, Swenseth, Scott R., “An iterative procedure for reducing problem size in large scale AHP problems”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: May 28, 1993. Vol. 67, Iss. 1; s. 64 Lowe, R. G. C., Sharp, J. A.. “The Analytic Hierarchy Process and Its Application to an Information Technology Decision”, The Journal of the Operational Research Society. Oxford: Jan 1990. Vol. 41, Iss. 1; s. 49 Madu, Christian N.; Kuei, Chu-Hua; Aheto, John; Winokur, Dena, “Adoption of strategic total quality management philosophies Multi-criteria decision analysis model”, The International Journal of Quality & Reliability Management. Bradford: 1996. Vol. 13, Iss. 3; s. 57 Mandal, Anukul, Deshmukh, S G. “Vendor selection using interpretive structural modeling (ISM)”, International Journal of Operations & Production Management. Bradford: 1994. Vol. 14, Iss. 6; s. 52 Magnussen Jon, Biorn Erik, Hagen Terje P., Iversen Tor, “The Effect of Activity-Based Financing on Hospital Efficiency: A Panel Data Analysis of DEA Efficiency Scores 1992-2000”, Health Care Management Science. Bussum: Nov 2003. Vol. 6, Iss. 4; s. 271 Marshall, Kneale T.; Oliver, Robert M., Decision Making and Forecasting, McGraw Hill, 1995, s.282-288. Mathiyalakan, Sathasivam, Chen., Chung, “A DEA approach for evaluating quality circles”, Benchmarking for Quality Management & Technology. 1996. Vol. 3, Iss. 3; s. 59 McCue, Michael J., Ozcan, Yasar A, “Development of a financial performance index for hospitals: DEA approach”, The Journal of the Operational Research Society. Oxford: Jan 1996. Vol. 47, Iss. 1; s. 18 Metters Richard C, Frei Frances X, Vargas Vicente A, “Measurement of multiple sites in service firms with data envelopment analysis”, Production and Operations Management. Muncie: Fall 1999. Vol. 8, Iss. 3; s. 264 209 Metzger, Lawrence M., “Measuring quality cost effects on productivity using data envelope analysis”, Journal of Applied Business Research. Laramie: Summer 1993. Vol. 9, Iss. 3; s. 69 Millet, Ido; Harker, Patrick T. “Globally effective questioning in the Analytic Hierachy Process.” . European Journal of Operational Research, 9/5/90, Vol. 48 Issue 1, s88-97, 1 chart, 4 graphs; (AN 8513432) Min H.,1994, “Supplier Selection: A Multi-attribute Utility Approach”, International Journal of Physical Distribution & Logistics Management, Vol. 24 No. 5, 1994, s.2433. Mohanty, R P, Venkataraman, Sitalakshmi, “Use of the analytic hierarchy process for selecting automated manufacturing systems” International Journal of Operations & Production Management. Bradford: 1993. Vol. 13, Iss. 8; s. 45 Monahan, Thomas F.; Stout, David E.; Liberatore, Matthew, J., “A framework for integrating capital budgeting analysis with”, The Engineering Economist. Norcross: Fall 1992. Vol. 38, Iss. 1; s. 31 Monczka, Robert M., Trent, Robert J.; “Pursuing competitive advantage through integrated global sourcing”. Academy of Management Executive, May2002, Vol. 16 Issue 2, s.66-80, Monczka, Robert M.; Callahan, Thomas J., “Predictors of relationships among buying and supplying firms.”, International Journal of Physical Distribution & Logistics Management, 1995, Vol. 25 Issue 10, s.45 Mummalaneni, Venkatapparao, Dubas, Khalid M, Chao, Chiang-nan, “Chinese purchasing managers' preferences and trade-offs in supplier selection and performance evaluation”,. Industrial Marketing Management. New York: Mar 1996. Vol. 25, Iss. 2; s. 115 Murphy, Catherine Kuenz, “Limits on the analytic hierarchy process from its consistency index”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Feb 19, 1993. Vol. 65, Iss. 1; s. 138 210 Murthi, B P S, Choi, Yoon K, Desai, Preyas, “Efficiency of mutual funds and portfolio performance measurement: A non-parametric approach”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Apr 16, 1997. Vol. 98, Iss. 2; s. 408 (11 pages) Narasimhan, R., “An Analytical Approach to Supplier Selection”, Journal of Purchasing and Materials Management, 1983, p.28. Nydick, Robert L., Hill, Ronald Paul, “Using the Analytic Hierarchy Process to Structure the Supplier Selection Procedure”. International Journal of Purchasing and Materials Management. Spring, 1992, Vol. 28, Iss. 2; s. 31 Nyhan, R.C., & Martin, L.L., “Comparative Performance Measurement: A Primer on Data Envelopment Analysis”, Public Productivity & Managment Revviev, 1999,22:3, s.348-364. Oraman, Y.,"Gıda Sektöründe Canlı Performans Ölçüm ve De÷erlendirme Sistemi Tasarımında Hangi Boyutlar Öncelik Sahip Olmalı?", Verimlilik Dergisi, 2004:3, s.121-142. Ossadnik, Wolfgang; Lange, Oliver, “AHP-based evaluation of AHP-software”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Nov 1, 1999. Vol. 118, Iss. 3; s. 578 Özyi÷it, T.,"Gelinmekte olan ülkelerin göreli sosyo-ekonomik performanslarının de÷erlendirilmesi", Yüksek Lisans Tezi, Galatasaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, østanbul, XXV (2000). Pan, Andrew, Ramasesh, Ranga V., Ord, J. Keith, Hayya, Jack C., “Sole Versus Dual Sourcing in Stochastic Lead-Time (s, Q) Inventory Models”, Management Science. Linthicum: Apr 1991. Vol. 37, Iss. 4; s. 428 Partovi, F. (1994) “Determining What to Benchmark: An Analytic Hierarchy Process Approach" International Journal of Operations & Production Management. Vol 14 Issue: 6, s.25 - 39. 211 Partovi, Fariborz Y. and Hopton, Walter E., "The Analytic Hierarchy Process as Applied to Two Types of Inventory Problems", Production and Inventory Management Journal, 1994, s. 13. Pastor, J.T. (1996). Translation Invariance in DEA: A Generalization. Annals of Operations Research, s.66. Patton, Terry K., Clancy, Donald K., “Service efforts and accomplishments reporting: A study of Texas public schools” Public Budgeting and Financial Management. Summer 1996. Vol. 8, Iss. 2; s. 272. Pentzaropoulos, G. C, Giokas, D. I., "Comparing The Operational Efficiency Of The Main European Telecommunications Organizations: A Quantitative Analysis", Telecommunications Policy, 2002:26, s.595-606. Petroni Alberto, Braglia Marcello, “Vendor selection using principal component analysis”. Journal of Supply Chain Management. Tempe: Spring 2000. Vol. 36, Iss. 2; s. 63 Quinn, Frank, “Get Ready for the Future.”, Supply Chain Management Review, Sep2007, Vol. 11 Issue 6, s5 Rajan Suri, “How quick response manufacturing takes the wait out”, The Journal for Quality and Participation. Cincinnati: May/Jun 1999. Vol. 22, Iss. 3; s. 46 Ramanathan, R., "A note on the use the analytic hierarcy process for environmental impact assessment", Journal of Environmental Management, 2001:63,s.27-35. Rangone, Andrea, “An analytical hierarchy process framework for comparing the overall performance of manufacturing departments”. International Journal of Operations & Production Management. Bradford: 1996. Vol. 16, Iss. 8; s. 104 Resende, M., Façanha, L.O., "Price-Cap Regulation And Service-Quality øn Telecommunications: An Empirical Study", Policy, 2005:17(1), 1-12. 212 Information Economics and Robinson, P.J., Faris, C.W. & Wind, Y., Industrial Buying and Creative, Allyn & Bacon, Boston, 1967. Ross, Anthony D.; Droge,Cornelia, “An analysis of operations efficiency in largescale distribution systems”, Journal of Operations Management. Columbia: Jan 2004. Vol. 21, Iss. 6; s. 673 Saaty, T.L. (1972), An Eigenvalue Allocation Model for Prioritization and Plannig. Energy Managment and Policy Center, Universty of Pennsylvania. Saaty, T.L. (1994). Fundamentals of Decision Making and Priority Theory. RWS, Pittsburgh. Saaty, T.L., "Highlights and Critical Points in the Theory and Application of the Analytic Hierarchy Process", European Journal of Operational Research, 1994b, C.74, s. 430. Saaty, T.L., & Bennet, J.P. (1979). A Theory of Analytical Hierarchies Applied to Political Candidacy. Behavioral Science, Vol 22, s.237-245. Saaty, T.L., "How to Make a Decision: The Analytic Hiearrchy Process", European Journal of Operational Research, 1990:48,s.9-26. Saaty, Thomas L, Vargas, Luis G., Dyer, James S., Harker, Patrick T., "Remarks on the Analytic Hierarchy Process; An Exposition of”,Management Science. Linthicum: Mar 1990. Vol. 36, Iss. 3; s. 249 Saaty, Thomas L., “Axiomatic Foundation Of The Analytic Hierarchy Process”, Management Science (1986-1998). Linthicum: Jul 1986. Vol. 32, Iss. 7; s. 741 Sako, Mari; Helper, Susan R., Supplier Relations in Japan and the United States: Are They Converging?, Sloan Management Review, Spring95, Vol. 36 Issue 3, s.77-84. Sarkis, Joseph; Talluri, Srinivas, “Performance based clustering for benchmarking of US airports”. By:,. Transportation Research Part A: Policy & Practice, Jun2004, Vol. 38 Issue 5, s.329. Schenkerman, S., "Avoiding Rank Reversal in AHP Decision-Support Models", 1994, European Journal of Operations Research, C.74, s.407-419. 213 Scheuing, Eberhard, “Conductıng Customer Servıce Audits”, Journal of Services Marketing, Summer89, Vol. 3 Issue 3, s.35. Schinnar, A. P., Banker, R. D., Charnes, A., Cooper, W. W, “A Bi-Extremal Principle for Frontier Estimation and Efficiency Evaluations”, Management Science. Linthicum: Dec 1981. Vol. 27, Iss. 12; s. 1370. Seiford, Lawrence M, Zhu, Joe, “An investigation of returns to scale in data envelopment analysis”, Omega. Oxford: Feb 1999. Vol. 27, Iss. 1; s. 1 Sexton, T.R., & Silkman, R.H., & Hogan, A. (1986). Data envelopment analysis: Critique and extensions. øçinde: Richard H. Silkman (ed.), Measuring Efficiency: An Assessment of Data Envelopment Analysis, Publication No: 32 in the series New Directions for Program Evaluation, A Publication of the American Evaluation Association, San Francisco, Jossey Bass, Inc. Sezen, B., "Veri zarflama analizi ile tedarik zinciri ortaklarının performans de Derlendirmesi", YA/EM'2004-Yöneylem Araútırması/EndüstriMühendisli÷i - XXIV Ulusal Kongresi, Gaziantep-Adana, 2004, s.1-3. Sezen, B., ønce, H. ve Aren, S.,”Türkiye'deki Hayat Dıúı Sigorta ùirketlerinin Veri Zarflama Analizi Tekni÷i øle Göreli Etkinlik De÷erlendirmesi”, øktisat, øúletme ve Finans, 2005, 20, s.87-95. Sezgin, Attila, “øúletmelerde Malzeme Akıú Sistemi Analiz ve Simulasyon Uygulaması”, Ankara øktisadi ve ødari Bilimler Akademisi, Yayın No:114, 1976, s.32-33 Shapiro, F.J., (2001). Modelling The Supply Chain. Duxbury, Thomson Leaming, Pacific Grove, USA. Sigala, Marianna; Airey, David; Jones, Peter; Lockwood, Andrew, “ICT Paradox Lost? A Stepwise DEA Methodology to Evaluate Technology Investments in Tourism Settings”, Journal of Travel Research. Boulder: Nov 2004. Vol. 43, Iss. 2; s. 180 Soteriou, Andreas C., Karahanna Elena, Papanastasiou Constantinos, Diakourakis Manolis S., “Using DEA to evaluate the efficiency of secondary schools: the case of 214 Cyprus”, The International Journal of Educational Management. Bradford: 1998. Vol. 12, Iss. 2; s. 65 Soteriou, Andreas C., Stavrinides, Yiannos, “An internal customer service quality data envelopment analysis model for bank branches”, International Journal of Operations & Production Management. Bradford: 1997. Vol. 17, Iss. 8; s. 780 Soukup, William, R., Supplier Selection Strategies, Journal of Purchasing and Materials Management, Summer 1987. Soyuer, H. ve Kocamaz, M., “øúletmelerde Bilgisayar Destekli ønsan Kayna÷ı De÷erlendirme ve Seçme Süreci”, II. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildiriler, Kocaeli Üniversitesi, 17-18.Mayıs.2003, Derbent, øzmit, s.673-684. Ramanathan, R, Ganesh, L S., “Group preference aggregation methods employed at AHP: An evaluation and an intrinsic process for deriving members' weightages”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Dec 8, 1994. Vol. 79, Iss. 2; s. 249 Ren, Siying, M.M.S., “Innovation success in Chinese electronics industry: An analysis of the effect of external interaction”, Carleton University (Canada), 1996, s.105 Talluri, Srinivas, Baker, R C. “A multi-phase mathematical programming approach for effective suppy chain design”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Sep 16, 2002. Vol. 141, Iss. 3; s. 544 Tam, Maggie C Y; Tummala, V M Rao, “An application of the AHP in vendor selection of a telecommunications system”. Omega. Oxford: Apr 2001. Vol. 29, Iss. 2; s. 171 Tan, K.C., “A Framework of Supply Chain Management Literature”, European Journal of Purchasing & Supply Management, 2001,s. 39 - 48, Tanyaú, M., Tedarik Zinciri Yönetimi ve Kalder Kıyaslama, Grup Projesi, øTÜ, 2005, s.3. Tatlıdil, Rezan, Oktav, Mete, Pazarlama Yönetimi, I. Baskı, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, Dokuz Eylül Üniversitesi Matbaası, øzmir 1992. 215 Tavares, G., Antunes, C. H., "A DEA study of telecommuninations services in OECD countries", Annual Conference of the Operational Research Society, Berlin, s.77-82 (1998). Tavana, Madjid; Mohebbi, Barbara; Kennedy, Dennis T., “Total quality index: a benchmarking tool for total quality management”, Benchmarking. Bradford: 2003. Vol. 10, Iss. 6; s. 507. Thompson, Russell G., Langemeier, Larry N., Lee, Chih-Tah, Lee, Euntaik, Thrall, Robert M., “The Role of Multiplier Bounds in Efficiency Analysis with Application to Kansas Farming”, Journal of Econometrics. Amsterdam: Oct/Nov 1990. Vol. 46, Iss. 1,2; s. 93 Timmerman, E. (1986), “An Approach To Vendor Performance Evaluation” Journal of Purchasing and Materials Management,Winter, s.2-8. Towill, D. R., Naim, M. M., Wikner, J,. “Industrial Dynamics Simulation Models in the Design of Supply Chains”, International Journal of Physical Distribution & Logistics Management. Bradford: 1992. Vol. 22, Iss. 5; s. 3. Uygur, M., "TCDD limanlarında veri zarflama analizi ile performans Ölçümü", Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara, 2002, s.35-40 Van de Water., H., & De Vries J. (2006). Choosing a quality improvement project using the analytic hierarchy process. International Journal of Ouality & Reliability Management. Vol 23, Issue 4, s.409 - 425. Van Weele, Arajan; Rozemeijer, Frank A.; Weggeman, Mathieu, “Creating Corporate Advantage through Purchasing: Toward a Contingency Model”. Journal of Supply Chain Management: A Global Review of Purchasing & Supply, Winter2003, Vol. 39 Issue 1, s.4-13. Venkataramanan, M. A., Mote, John, Dinkel, John J., “An Efficient Decision Support System For Academic Course Sc”, Operations Research. Linthicum: Nov/Dec 1989. Vol. 37, Iss. 6; s. 853 216 Verma, Rohit; Pulman, Madeleine E “An analysis of the supplier selection process” Omega. Oxford: Dec 1998. Vol. 26, Iss. 6; s. 739 Weber, Charles A., “A data envelopment analysis approach to measuring vendor performance” Supply Chain Management. Bradford: 1996. Vol. 1, Iss. 1; s. 28 Weber, C.A., Current, J.R., Benton, W.C, Vendor Selection Criteria and Methods, European Journal of Operational Research, 1991: s.2 – 18. Weber,Charles A., Desai Anand, John Current, “An optimization approach to determining the number of vendors to employ”, Supply Chain Management. Bradford: 2000. Vol. 5, Iss. 2; s. 90 Weber, Charles A, Desai, Anand, “Determination of paths to vendor market efficiency using parallel coordinates representation: A negotiation tool for buyers”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Apr 5, 1996. Vol. 90, Iss. 1; s. 142 Weber, Charles A, Current, John R, Desai, Anand, “Non-cooperative negotiation strategies for vendor selection”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Jul 1, 1998. Vol. 108, Iss. 1; s. 208 Weber, Charles A, Ellram, Lisa M., “Supplier selection using multi-objective programming: A decision support system approach”, International Journal of Physical Distribution & Logistics Management. Bradford: 1993. Vol. 23, Iss. 2; s. 3 Wenli Li, Pierre-Daniel G Sarte, “Credit market frictions and their direct effects on US manufacturing fluctuations”, Journal of Economic Dynamics & Control. Amsterdam: Dec 2003. Vol. 28, Iss. 3; s. 419 Willis, T. Hillman, Mathews, Mike, Huston, C. Richard, “Assessing Buyer/Planner Performance in the Supply Network”. International Journal of Physical Distribution & Logistics Management. Bradford: 1990. Vol. 20, Iss. 2; s. 16 Wu, Jack Andin, Wu, Nesa L'abbe. “A Strategic Planning Model: Structuring and Analysing Via the Analytic Hierarchy Process”, Industrial Management + Data Systems. Wembley: 1991. Vol. 91, Iss. 6; s. 5 217 Yahya, S., & Kingsman, S. (1999). Vendor Rating for an Enterpreneur Development Programme: A Case Study Using the Analytical Hierarchy Process Method. The Journal of Operational Research Society, Vol 50, No 9., s.916-930. Yang, Jiaqin and Lee, Huei, "An AHP Decision Model for Facility Location Selection", 1997, C.15, S. 9/10, s.247. Yattı, A., (2002), Analitik Hiyerarúi Proses Yöntemi ve Tedarikçi Seçimi Probleminde Bir Uygulaması, Ankara Üniversitesi øúletme Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara. Yolalan, R., "øúletmelerarası Göreli Etkinlik Ölçümü", Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları. 483, Ankara, 1993, s.3-19 Yun, Y.B., Nakayama H., Tanino T., "A Generalized Model For Data Envelopment Analysis", European Journal of Operational Research, 2004:157, s.87-105 Yurdakul, Mustafa, “Measuring a manufacturing system's performance using Saaty's system with feedback approach” Integrated Manufacturing Systems. 2002. Vol. 13, Iss. 1; p. 25 Zahedi, F., (1986). The Analytic Hierarchy Process: A Survey of the Method and its Applications. Interfaces, 16(4), s.96-108. Zahir, M. Sajjad. “Incorporating the Uncertainty of Decision Judgements in the Analytic Hierarchy Process”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: Jul 25, 1991. Vol. 53, Iss. 2; s. 206 Zhu, Joe; “Efficiency evaluation with strong ordinal input and output measures”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: May 1, 2003. Vol. 146, Iss. 3; s. 477 Zhu, Joe, “Multi-factor performance measure model with an application to Fortune 500 companies”, European Journal of Operational Research. Amsterdam: May 16, 2000. Vol. 123, Iss. 1; s. 105 Zakarian, Armen; Kusiak, Andrew, “Forming teams: An analytical approach.” IIE Transactions, Jan99, Vol. 31 Issue 1, s85. 218 EK:1 UYGULAMADA OLUùTURULAN DEA MODELø VE ÇÖZÜMÜ MAX 6.31Y1+30.54Y2+7.77Y3+3.03Y4 SUBJECT TO 2) 17.94X1+48.78X2+20.36X3+53.49X4-6.31Y1-30.54Y2-7.77Y3-3.03Y4>=0 3) 7.36X1+19.51X2+13.09X3+32.65X4-13.13Y1-16.85Y2-29.27Y3-13.04Y4>=0 4) 23.06X1+26.83X2+12.36X3+38.80X4-28.30Y1-24.31Y2-43.74Y3-38.06Y4>=0 5) 6X1+9.76X2+9.36X3+26.63X4-8.56Y1-21.41Y2-15.03Y3-4.12Y4>=0 6) 7.19X1+12.2X2+7.89X3+36.63X4-10.07Y1-18.57Y2-20.38Y3-7.14Y4>=0 7) 13.08X1+17.07X2+4.22X3+39.88X4-20.48Y1-20.56Y2-37.44Y3-24.23Y4>=0 8) 69.71X1+100X2+100X3+81.93X4-2.26Y1-38.14Y2-2.23Y3-2.55Y4>=0 9) 25.12X1+43.90X2+70.29X3+53.01X4-9.34Y1-29.9Y2-11.74Y3-8.91Y4>=0 10) 2.9X1+9.76X2+5.09X3+29.16X4-13.96Y1-18.66Y2-28.12Y3-22.32Y4>=0 11) 8.94X1+26.83X2+9.07X3+38.92X4-100Y1-72.52Y2-51.82Y3-38.72Y4>=0 12) 26.26X1+14.63X2+9.53X3+47.11X4-29.21Y1-24.71Y2-44.43Y3-67.83Y4>=0 13) 31.67X1+19.51X2+4.45X3+48.92X4-19.09Y1-27.37Y2-26.22Y3-23.68Y4>=0 14) 2.77X1+19.51X2+5.45X3+37.11X4-48.49Y1-86.18Y2-21.15Y3-39.6Y4>=0 15) 3.74X1+21.95X2+11.87X3+31.2X4-6.31Y1-36.48Y2-6.5Y3-5.28Y4>=0 16) 4.3X1+12.2X2+8.18X3+32.41X4-2.71Y1-2.64Y2-38.57Y3-4.29Y4>=0 17) 8.16X1+9.76X2+6.78X3+48.07X4-21.95Y1-57.03Y2-14.46Y3-9.64Y4>=0 18) 5.04X1+17.07X2+3.64X3+28.43X4-6.58Y1-19.93Y2-12.42Y3-11.41Y4>=0 19) 6.47X1+14.63X2+8.04X3+28.07X4-25.42Y1-15.96Y2-59.86Y3-40.42Y4>=0 20) 11.83X1+26.83X2+32.73X3+49.4X4-12.98Y1-45.84Y2-10.64Y3-7.38Y4>=0 21) 12.24X1+26.83X2+33.82X3+43.73X4-41.49Y1-36.71Y2-42.47Y3-63.04Y4>=0 22) 28.75X1+39.02X2+31.75X3+62.29X4-2.18Y1-14.87Y2-5.51Y3-2.52Y4>=0 23) 10.49X1+21.95X2+17.45X3+46.51X4-31.01Y1-37.15Y2-31.37Y3-52.51Y4>=0 24) 11.93X1+19.51X2+14.75X3+35.78X4-87.73Y1-53.24Y2-61.93Y3-91.98Y4>=0 25) 20.72X1+34.15X2+21.71X3+38.07X4-31.82Y1-28.85Y2-41.46Y3-52.82Y4>=0 26) 25.23X1+29.27X2+12.51X3+50.72X4-24.67Y1-30.62Y2-30.28Y3-29.34Y4>=0 27) 10.46X1+36.59X2+41.89X3+33.98X4-9.64Y1-38.89Y2-9.31Y3-11.09Y4>=0 28) 3.54X1+12.2X2+6.87X3+48.07X4-11.74Y1-41.56Y2-10.62Y3-10.02Y4>=0 29) 12.96X1+12.2X2+33.82X3+48.8X4-15.93Y1-39.92Y2-15Y3-14.03Y4>=0 30) 8.56X1+39.02X2+25.31X3+40.84X4-7.17Y1-14.16Y2-19.03Y3-6.48Y4>=0 31) 10.63X1+17.07X2+27.27X3+36.14X4-12.56Y1-26.62Y2-17.74Y3-18.22Y4>=0 32) 27.16X1+26.83X2+10.91X3+35.66X4-8.89Y1-18.22Y2-18.33Y3-7.44Y4>=0 33) 17.7X1+43.9X2+15.65X3+55.3X4-6.03Y1-52.8Y2-4.29Y3-5.97Y4>=0 34) 11.33X1+46.34X2+11.02X3+47.59X4-1.8Y1-5.89Y2-11.45Y3-2.79Y4>=0 35) 11.52X1+24.39X2+7.95X3+37.59X4-65.29Y1-32.63Y2-75.2Y3-51.72Y4>=0 36) 5.91X1+12.2X2+5.89X3+30.84X4-17.15Y1-19.69Y2-32.73Y3-20.27Y4>=0 37) 2.54X1+14.63X2+14.55X3+28.31X4-19.69Y1-31.21Y2-23.71Y3-26.55Y4>=0 38) 17.10X1+21.95X2+12.44X3+44.46X4-15.43Y1-29.29Y2-19.8Y3-13.72Y4>=0 39) 3.11X1+9.76X2+4.51X3+31.33X4-12.25Y1-53.4Y2-8.62Y3-5.84Y4>=0 40) 34.77X1+21.95X2+17.04X3+44.58X4-17.03Y1-21.22Y2-30.15Y3-24.97Y4>=0 41) 100X1+73.17X2+30.98X3+100X4-0.45Y1-24.32Y2-0.69Y3-0.45Y4>=0 219 42) 31.82X1+73.17X2+34.04X3+72.41X4-2.75Y1-33.36Y2-3.09Y3-3.77Y4>=0 43) 2.85X1+12.2X2+1.82X3+47.47X4-17.79Y1-40.8Y2-16.38Y3-17.75Y4>=0 44) 8.36X1+14.63X2+21.82X3+40.84X4-17.79Y1-62.34Y2-10.73Y3-12.21Y4>=0 45) 8.1X1+31.71X2+21.27X3+32.17X4-6.49Y1-13.92Y2-17.53Y3-5.03Y4>=0 46) 18.43X1+19.51X2+7.64Y3+37.47X4-25.35Y1-33.52Y2-28.43Y3-29.9Y4>=0 47) 26.81X1+63.41X2+19.47X3+47.83X4-6.1Y1-16.49Y2-13.91Y3-5.41Y4>=0 48) 6.87X1+58.54X2+14.89X3+42.77X4-9.02Y1-24.32Y2-13.95Y3-27.96Y4>=0 49) 9.71X1+17.07X2+15.91X3+52.41X4-74.13Y1-36.05Y2-77.28Y3-92.92Y4>=0 50) 11.81X1+26.83X2+12.22X3+39.28X4-15.76Y1-12.85Y2-46.11Y3-19.51Y4>=0 51) 2.16X1+17.07X2+5.15X3+47.35X4-3.85Y1-9.33Y2-15.53Y3-14.12Y4>=0 52) 7.55X1+17.07X2+12.29X3+0X4-4.71Y1-13.16Y2-13.45Y3-7.61Y4>=0 53) 10.14X1+26.83X2+8.18X3+65.42X4-10.92Y1-53.93Y2-7.61Y3-8.67Y4>=0 54) 44.12X1+65.85X2+57.18X3+45.06X4-8.01Y1-21.21Y2-14.2Y3-11.96Y4>=0 55) 14.07X1+24.39X2+22.36X3+39.52X4-31.13Y1-43.81Y2-26.71Y3-29.28Y4>=0 56) 12.86X1+56.1X2+24.55X3+39.28X4-10.52Y1-21.7Y2-18.21Y3-10.94Y4>=0 57) 23.37X1+21.95X2+16.45X3+46.14X4-21.36Y1-27.72Y2-28.95Y3-26.89Y4>=0 58) 6.12X1+19.51X2+8.18X3+30.12X4-21.12Y1-10.62Y2-74.75Y3-23.74Y4>=0 59) 15.67X1+63.41X2+9.8X3+48.31X4-11.12Y1-23.9Y2-17.49Y3-14.72Y4>=0 60) 12.81X1+17.07X2+4.55X3+50.6X4-70.93Y1-37.15Y2-71.76Y3-100Y4>=0 61) 5.93X1+14.63X2+18.13X3+24.7X4-16.8Y1-9.43Y2-66.99Y3-34.04Y4>=0 62) 36.56X1+36.59X2+12.16X3+41.2X4-86.45Y1-32.49Y2-100Y3-98.45Y4>=0 63) 18.66X1+29.27X2+3.64X3+37.71X4-28.66Y1-39.39Y2-27.35Y3-29.25Y4>=0 64) 16.9X1+24.39X2+10.04X3+34.34X4-33.97Y1-30.45Y2-41.94Y3-42.87Y4>=0 65) 4.97X1+24.39X2+7.84X3+47.71X4-20.88Y1-64.1Y2-12.24Y3-13.19Y4>=0 66) 12.01X1+24.39X2+25.45X3+39.88X4-35.41Y1-63.53Y2-20.95Y3-20.95Y4>=0 67) 10.27X1+17.07X2+26.18X3+46.87X4-9.56Y1-32.02Y2-11.22Y3-13.34Y4>=0 68) 18.03X1+39.02X2+13.64X3+43.13X4-9.48Y1-15.22Y2-23.42Y3-18.81Y4>=0 69) 5.58X1+21.95X2+16.44X3+30X4-15.04Y1-16.35Y2-34.58Y3-23.82Y4>=0 70) 10.24X1+31.71X2+17.45X3+36.14X4-84.21Y1-33.12Y2-95.55Y3-85.3Y4>=0 71) 26.94X1+41.46X2+17.67X3+37.11X4-14.38Y1-17.9Y2-30.17Y3-19.16Y4>=0 72) 11.11X1+14.63X2+1.85X3+32.05X4-4.42Y1-11.28Y2-14.73Y3-15.63Y4>=0 73) 2.6X1+9.76X2+5.09X3+28.31X4-12.15Y1-27.09Y2-16.86Y3-12.67Y4>=0 74) 8.74X1+19.51X2+20.49X3+54.82X4-21.63Y1-46.44Y2-17.5Y3-19.55Y4>=0 75) 14.14X1+24.39X2+33.82X3+34.94X4-12.88Y1-20.08Y2-24.11Y3-26.38Y4>=0 76) 17.4X1+31.71X2+17.27X3+39.76X4-17.8Y1-31.4Y2-21.31Y3-9.59Y4>=0 77) 5.36X1+26.83X2+8.69X3+37.23X4-13.66Y1-7.63Y2-67.25Y3-23.33Y4>=0 78) 8.39X1+24.39X2+28.04X3+44.10X4-20.97Y1-61.58Y2-12.8Y3-21.88Y4>=0 79) 8.45X1+12.2X2+13.56X3+28.8X4-9.1Y1-14.24Y2-24.02Y3-11.47Y4>=0 80) 2.04X1+14.63X2+6.45X3+60.12X4-6.18Y1-100Y2-2.32Y3-2.27Y4>=0 81) 13.42X1+17.07X2+19.8X3+33.37X4-29.96Y1-32.43Y2-34.72Y3-34.11Y4>=0 82) 7.04X1+24.39X2+6.07X3+48.07X4-23.92Y1-36.09Y2-24.91Y3-12.46Y4>=0 83) 17.94X1+48.78X2+20.36X3+53.49X4=1 84) X1>=0 85) X2>=0 86) X3>=0 87) X4>=0 220 88) Y1>=0 89) Y2>=0 90) Y3>=0 91) Y4>=0 LP OPTIMUM FOUND AT STEP 3 OBJECTIVE FUNCTION VALUE 1) 0.2219338 VARIABLE VALUE Y1 0.000000 Y2 0.007267 Y3 0.000000 Y4 0.000000 X1 0.000000 X2 0.000000 X3 0.007781 X4 0.015733 ROW 2) 3) 4) 5) 6) 7) 8) 9) 10) 11) 12) 13) 14) 15) 16) 17) 18) 19) 20) 21) 22) REDUCED COST 10.265167 0.000000 2.032829 11.356153 1.390554 0.730307 0.000000 0.000000 SLACK OR SURPLUS DUAL PRICES 0.778066 0.000000 0.493100 0.000000 0.529967 0.000000 0.336224 0.000000 0.502756 0.000000 0.510870 0.000000 1.790002 0.000000 1.163691 0.000000 0.362786 0.000000 0.155913 0.000000 0.635782 0.000000 0.605399 0.000000 0.000000 -0.319893 0.318142 0.000000 0.554381 0.000000 0.394618 0.000000 0.330789 0.000000 0.388213 0.000000 0.698789 0.000000 0.684410 0.000000 1.119023 0.000000 221 23) 24) 25) 26) 27) 28) 29) 30) 31) 32) 33) 34) 35) 36) 37) 38) 39) 40) 41) 42) 43) 44) 45) 46) 47) 48) 49) 50) 51) 52) 53) 54) 55) 56) 57) 58) 59) 60) 61) 62) 63) 64) 65) 66) 67) 68) 0.597570 0.290816 0.558246 0.672820 0.577965 0.507739 0.740851 0.736592 0.587351 0.513538 0.608130 0.791693 0.416153 0.387958 0.331825 0.583450 0.139959 0.679777 1.637658 1.161696 0.464526 0.359312 0.570492 0.345935 0.784192 0.612042 0.686406 0.619709 0.717242 0.000000 0.701011 0.999748 0.477403 0.651341 0.652495 0.460361 0.662649 0.561538 0.461160 0.506727 0.335378 0.397125 0.345825 0.363806 0.708445 0.674109 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 -0.225806 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 222 69) 70) 71) 72) 73) 74) 75) 76) 77) 78) 79) 80) 81) 82) 83) 84) 85) 86) 87) 88) 89) 90) 91) 0.481108 0.463702 0.591279 0.436674 0.288152 0.684458 0.666965 0.531755 0.597921 0.464525 0.455151 0.269373 0.443421 0.541264 0.000000 0.000000 0.000000 0.007781 0.015733 0.000000 0.007267 0.000000 0.000000 NO. ITERATIONS= 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.221934 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 3 RANGES IN WHICH THE BASIS IS UNCHANGED: OBJ COEFFICIENT RANGES VARIABLE CURRENT ALLOWABLE ALLOWABLE COEF INCREASE DECREASE Y1 6.310000 10.265166 INFINITY Y2 30.540001 INFINITY 6.333130 Y3 7.770000 2.032829 INFINITY Y4 3.030000 11.356152 INFINITY X1 0.000000 1.390554 INFINITY X2 0.000000 0.730307 INFINITY X3 0.000000 2.707983 0.516286 X4 0.000000 74.930702 1.955164 RIGHTHAND SIDE RANGES ROW CURRENT ALLOWABLE ALLOWABLE RHS INCREASE DECREASE 2 0.000000 0.778066 INFINITY 3 0.000000 0.493100 INFINITY 223 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.529967 0.336224 0.502756 0.510870 1.790002 1.163691 0.362786 0.155913 0.635782 0.605399 0.693775 0.318142 0.554381 0.394618 0.330789 0.388213 0.698789 0.684410 1.119023 0.597570 0.290816 0.558246 0.672820 0.577965 0.507739 0.740851 0.736592 0.587351 0.513538 0.608130 0.791693 0.416153 0.387958 0.331825 0.583450 0.139959 0.679777 1.637658 1.161696 0.464526 0.359312 0.570492 0.345935 0.784192 0.612042 0.686406 INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY 0.189205 INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY 224 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 1.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.000000 0.619709 0.717242 0.432569 0.701011 0.999748 0.477403 0.651341 0.652495 0.460361 0.662649 0.561538 0.461160 0.506727 0.335378 0.397125 0.345825 0.363806 0.708445 0.674109 0.481108 0.463702 0.591279 0.436674 0.288152 0.684458 0.666965 0.531755 0.597921 0.464525 0.455151 0.269373 0.443421 0.541264 INFINITY 0.000000 0.000000 0.007781 0.015733 0.000000 0.007267 0.000000 0.000000 INFINITY INFINITY 0.105942 INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY 1.000000 INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY INFINITY 225 ÖZGEÇMøù øzmir Amerikan Lisesi’ni bitirdi. Do÷u Akdeniz Üniversitesi Endüstri Mühendisli÷i Bölümünü kazandı. Bölüm ikincisi ve ùeref ö÷rencisi olarak mezun oldu. øngiltere Coventry Üniversitesi’nde MBA (International Finance) Yüksek Lisans programını ve Izmir Ekonomi Üniversitesi iúletme yuksek lisans programını Yüksek ùeref ö÷rencisi olarak tamamladı. Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde øúletme Doktorası programına kabul edildi,ders aúamasını tamamladı ve doktora yeterlili÷ini aldı. Tez çalıúmasını Prof.Dr.Erhan ADA’nın danıúmanlı÷ında Üretim ve øúlemler Yönetimi alanında yürütmektedir. ølgilendi÷i alanlar; üretim ve iúlemler yönetimi alanında, üretim planlama ve envanter yönetimi, yöneylem araútırması, kalite kontrol sistemleri, zeki imalat sistemleri, tedarik zinciri yönetimi ve yönetim bilgi sistemleri; finans alanında ise yatırım analizi ve portföy yönetimi, borsa yatırımcılarının karar alma süreçleri ve yatırımcı davranıúlarıdır. øzmir Ekonomi Üniversitesi øøBF øúletme Bölümünde 2002’den itibaren önce Araútırma Görevlisi, 2005’ten itibaren de Ö÷retim Görevlisi olarak çalıúmaktadır. Akademik Yayınlarım : Science Citation Index'e Giren Makaleler • SOYUER, Haluk; KAZANÇOöLU, Yi÷it; KOCAMAZ, Murat, “Scheduling Jobs Through Multiple Parallel Channels By An Expert System”; PRODUCTION PLANNING AND CONTROL, 18 (1); 35-43 January, 2007. Yurt øçinde Yayınlanan Dergilerdeki Makaleler • ADA, Erhan; VENTURA, Keti; KAZANÇOöLU, Yi÷it; ARACIOöLU, Burcu; SAVAùÇI, øpek; “ Kobi’lerin Rekabet Gücü Ve E-Ticarete Geçiú Süreci: Bir Model Önerisi’’; EGE AKADEMøK BAKIù DERGøSø; Ocak, 2008, Cilt 8, Sayı:1 226 • ADA, Erhan; SAVAùÇI, øpek; KAZANÇOöLU, Yi÷it; VENTURA, Keti; ARACIOöLU, Burcu; “Havayolu Ve Karayolunda Algılanan Hizmet Kalitesinin De÷erlendirilmesi’’; øKTøSAT øùLETME VE FøNANS DERGøSø; Mart, 2005, Sayi 228; 42-53. • ADA Erhan, KAZANÇOöLU Yi÷it, SAVAùÇI øpek., ARACIOGLU Burcu, VENTURA Keti. “Küçük ve Orta Boy øúletmelerde iúlemler Yönetimi Teknolojisi Kullanımına Yönelik Bir Model”, MALTEPE ÜNøVERSøTESø øøBF EKONOMøK, TOPLUMSAL VE SøYASAL ANALøZ DERGøSø, 2005/1, ISSN:1303-0496, s. 85–99. Uluslararası Konferanslarda Yayınlanmıú Bildiriler • AKDEDE, Hadi Sacit, KAZANÇOöLU, Yi÷it. “Efficiency in Turkish State Libraries a Data Envelopment AnalysisApplication”, The International Conference on Human and Economic Resources, øzmir University of Economics&State University of New orkCollege at Cortland, sayfa 72-81, Mayıs, 2006 • ADA, Erhan, KAZANÇOöLU, Yi÷it. "The problems of Turkish SME's in the EU Accession Negotiation Process", Artemis Project International Regional Conference, Selanik,Yunanistan, Aralık, 2007. • ADA, Erhan, KAZANÇOöLU, Yi÷it. “Quantitatively Measuring The Efficiency Of Automatic Inventory Replenishment Systems In Supply Chain Operations”, 3rd International Logistics & Supply Chain Congress, Galatasaray University, østanbul, Conference Proceedings, sayfa 462-466, Kasım, 2005 • ADA, Erhan, KAZANÇOöLU, Yi÷it. “Continuous Performance Evaluation of Supply Chain Partners By An Expert System Through Data Envelopment Analysis”, 35th International Computers & Industrial Engineering Conference, østanbul Teknik Üniversitesi, østanbul, Conference Proceedings, sayfa 13-18, Haziran, 2005 • ADA, Erhan, KAZANÇOöLU, Yi÷it, ÖZKAN, Gül. “The Plant Location Problem Based on Network Modeling Approach by an Expanded Linear 227 Programming Model”, The 7th Balkan Conference on Operational Research, Constanta, Romania, Conference Proceedings, sayfa 72, Mayıs, 2005 • ADA, Erhan, KAZANÇOöLU, Yi÷it, ÖZKAN, Gül. “Evaluating The Performance Of Suppy Chain Partners By Data Envelopment Analysis”, The 18th International Conference on Production Research, Salerno, Italya, Conference Proceedings, sayfa 83, A÷ustos, 2005 • SOYUER, Haluk; KAZANÇOöLU, Yi÷it; KOCAMAZ, Murat, “Scheduling Jobs Through Multiple Parallel Channels By An Expert System”, Ims 2004 International Intelligent Manufacturing Systems Proceedings, Sakarya, Eylül, 2004, S.536-545 • BATES, Frank; KAZANÇOöLU, Yi÷it; DEMøRKOLLU, Serhan, “Adaptation Of Lean Processes Within The Value Network: A Strategy To Improve Performance And Create Value Within The Supply Chain”, International Logistics Congress 2004 Proceedings Vol: I, øzmir, Aralık, 2004, S.66-75 • BATES, Frank; BALTACIOöLU, Tunçdan, KAZANÇOöLU, Yi÷it; DEMøRKOLLU, Serhan; “The Value Network System Of Izmir’s Port Services In Light of EU Guidelines-Evaluation Using The Lean Process Of Mapping”, International Logistics Congress 2004 Proceedings Vol: Ii, øzmir, Aralık, 2004, S.658-668 Yurt øçi Konferanslarda Yayınlanmıú Bildiriler • ADA, Erhan; KAZANÇOöLU, Yi÷it; ARACIOöLU, Burcu, “Türk øúletmelerinde Verimlilik Artiúi øçin Alti Sigma Yönetim Sistemi Modeli”, Yöneylem Araútirmasi-Endüstri Mühendisli÷i Kongresi 24. Ulusal Kongresi Bildiriler Kitabi, Adana, Haziran, 2004, S.100-102 • SOYUER, Haluk; KAZANÇOöLU, Yi÷it; KOCAMAZ, Murat, “Emek Yo÷un Üretim øúletmelerinde Stratejik Rekabet Araci Olarak Simo Analizi”; 10. Ergonomi Kongresi Bildiriler Kitabi, Bursa, Ekim, 2004 • KAZANÇOöLU, Yi÷it; SAVAùÇI, øpek, “Firmalarin Yenilik Yaratma Sürecinde Serbest Bölgelerin Rolü”, 3. Ulusal Bilgi, Ekonomi Ve Yönetim Kongresi Bildiriler Kitabi, Eskiúehir, Kasim, 2004, S.517-526 228 • KAZANÇOöLU, Yi÷it; SAVAùÇI, øpek; “Ege Bölgesi’nde Organik Tarimin Geliúmesinde Kobilere Yönelik Finansman Araci Olarak Risk Sermayesi Model Önerisi”, Sermaye Piyasasi Kurulu - Mu÷la Üniversitesi øøBF- Kobilerin Halka Açilmasi Ve Sermaye Piyasasi Üzerine Etkileri Kongresi Bildiriler Kitabı, Haziran 2005, S.209-230 • ADA, Erhan; HAMARAT, ùeref; KAZANÇOöLU, Yi÷it; “Fokus Ekonomisi Ölçek Ekonomisi Paradoksunun ùirket Büyüme Stratejilerine Etkilerinin ørdelenmesi – Tüketici Elektroni÷i Sektörü Araútırması”, YA/EM 2005, 26. Yöneylem Araútirmasi ve Endüstri Mühendisli÷i Kongresi, Koç Üniversitesi, østanbul, Temmuz 2005 • ADA, Erhan; KAZANÇOöLU, Yi÷it; ARACIOöLU, Burcu, “Stratejik Rekabet Üstünlü÷ü Sa÷lamada Tedarikçi Seçiminin Analitik Hiyerarúik Süreç øle Gerçekleútirilmesi”, østanbul Ticaret Üniversitesi, 5. Ulusal Üretim Araútırmaları-Bildiriler Kitabi, Kasım, 2005, S.605-611 • ADA, Erhan; KAZANÇOöLU, Yi÷it; SAVAùÇI, øpek; VENTURA, Keti; ARACIOöLU, Burcu;" øúletmelerin Küresel Rekabet Avantajı Sa÷lamaları Yolunda Verimlilik Yönetiminin Veri Zarflama Analizi øle Gerçekleútirilmesi”, østanbul Kültür Üniversitesi & Milli Prodüktivite Merkezi & KOSGEB, 2.KOBø'ler ve Verimlilik Kongresi, Bildiriler Kitabi, Aralık, 2005, S.511-518 229 ÖZET: Günümüzün a÷ır rekabet koúulları, küreselleúme ve teknolojide meydana gelen geliúmelere iúletmelerin, varlıklarını koruyabilmeleri ve karlı bir úekilde faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için tedarikçi seçim/de÷erlendirme sürecine ve tedarikçi iliúkileri yönetimine daha fazla önem vermelerini gerekli kılmaktadır. Tedarikçiler arasından, en iyi olanı seçme kararı ve performans de÷erlendirmesinin hem niceliksel hem de niteliksel faktörleri içerisinde bulunduran bir süreçtir. Bu süreç sonucunda sa÷lıklı karaların verilebilmesi için bilimsel yöntemlerin kullanılması ve bu süreç ile ilgili gerek niteliksel gerekse niceliksel faktörlerin çok dikkatli bir úekilde sürece dahil edilmesi büyük önem taúımaktadır. Önemli olan hem tedarikçi seçim hem de derlendirme süreçlerinde yöneylem araútırması tekniklerini kullanmak ve seçim ile de÷erlendirme konularını birbirlerinden ba÷ımsız düúünmeyerek sistem yaklaúımı içerisinde birbirlerini tamamlayıcı bir hale getirmektir. Literatürde böyle bir bütünsel bakıú açısı eksikli÷i ve dolayısıyla da tedarikçi iliúkileri konusunu bütünsel yakalayabilecek bir metodoloji yoklu÷unu bu tez giderecektir. Uygulanacak olan teknikler ise yöneylem araútırması teknikleri olan analitik hiyerarúik süreç ve veri zarflama analizi olacaktır. 230 ABSTRACT: In the global competition circumstances in order to be successful, firms should manage their supply chains efficiently on the base of process management and continuous improvement. Supply chain management requires the management and control of material, information and financial flows in line with the strategic aims of the firm. In today’s competitive business environment the supply chain concept gets more and more important in order to reach the aim of producing high quality products with low cost and on time. Supplier selection and evaluation is a crucial point of the efficient supply chain management. The current paradigm in the evaluation of suppliers unfortunately fails either in achieving systems approach in the methodology or in disregarding the process management approach. Firms make supplier evaluations in subjective and discrete basis. This failure results in the lack of efficient management of suppliers, which should be the core of supply chain management. Selection and evaluation phases will be combined with systems approach and then operations research techniques of AHP for supplier selection and DEA for supplier performance evaluation will be applied to a real life example. 231