Meclisi Ayan İ: 69 12 Mayıs 1327 (1911) C: İ etse1 idik eski

advertisement
Meclisi Ayan
İ: 69
12 Mayıs 1327 (1911)
1
C: İ
etse idik eski usûl devam eder, giderdi. Mâ'mafih
yeni olarak hiçbir teklifimiz yoktur. Hep mevcut olan
şeyleri tatbikten ibarettir. Fransa'da yalnız zamm-ı
maaştan ibaret değildir. Oralarda geçen müddeti, sefer-i basit diye tarif ediyorlar. Eğer hareket-i seferiyye olmazsa, hesap zııftır. Müstemlekatta zııf sa­
ydır. Bizim gibi sülüs değil, harekât olursa zııf sa­
yılır. Bunu da sefer addediyor. Bilâd-ı hârreye gi­
denlerin seferde olduklarının farzedilmesi seferde bu­
lunanlara kıyası Fransa'da câri olan şu nokta-i na­
zara binaendir.
oluyor. Terfian gidenler için ide birtakım şurût vaz'
olundu. Daha birçok tekayyüdât vukua getirildi. Bu­
nunla beraber oraya gidenler iki ay zarfında tebdil
edilmezse
kumandan
onları
göndermeye me'
zundu.
Bu müddet
dört
aya çıkarıldı. De­
mek, netice şu oluyor k i , : Oraya gidenler üç sene
dört ay kalmak mecburiyetindedirler. Buna da mesâğ vardır. Yâni, dört ay daha fazla kalacaklardır.
Bu kere yapılan tenzilât mıntıka-i 'imtiyazın altıdabire tenzili ve birçok kuyud ve şurûtun vaz'ını icap
ettiriyor.
AZARYAN EFENDİ — Cezâir'e giderse sefer
mi sayılıyor?
KÂMİL BEY (Devamla) — Bilâd-ı Hârrede bu­
lunmayı sefer-i basit addediyor. Seferde geçen müd­
deti bir misli zammediyorlar. Bizde olduğu
gibi
sefer müddeti ne kadar olursa olsun, bir sene say­
mak değildir.
GAZİ AHMET MUHTAR PAŞA — Eskisi ka­
lınca, bu taraf zâbitânı terfî'i rütbe edemeyecekti.
Onlar için terfî' kapıları kapanıyordu. Her sene altı
fırkalık zabit gelecek, bunların yerine yerleşecektir.
Bunlarda oraya gidecektir. Bunda terfî kapıları ka­
pandığı gibi giriş birtakım harcırahlarda tekevvün
edecek, mâliyemizin malûm olan hâli üzerine birta¬
kım fuzûlî masraflar vuku' bulacaktı,
REİS — Nazâretten gelen beyefendinin verdiği
malûmat, îzâhât ki, Kemâl-i takdir ve memnuniyetle
istimâ buyurmuş olduklarınıza şüphe
eüniyorum
Müşküllerinizi hâlletti zannederim. Bu, kadîm en carî
olan bir usûlü tedricen ıslahtan ibarettir. Eğer yeni­
den bir kanun yapmış olsa idik, daha başka türlü
düşünürdük, dediler. Şâir devletlerde müstemlekatta
Bilâd-ı Hârrede usûl muhteliftir ve hatta onlarda ih­
tiyar olan müsâadât-ı zaide bizde yapılandan ziyâ­
dedir, buyuruyorlar. Bizde müsâade gibi telakki olu­
nan muamele lütuf değildir. Bilâd-ı Hanenin gerek
iklimce ve gerek fiyatça ye gerek şâir ahvalce tefavukundan neş'et etmiş bir tazmindir, diyorlar. Bi­
zim encümenin ekseriyeti de işte Gazi Muhtar Pa­
şa Hazretlerinin buyurdukları esbaba istinat etmiş.
Ekalliyetinizde
buralara zabit tedârikinde müşkü­
lât olmasına, Harbiye Nezâretinin
mes'uliyeü de­
ruhte etmiş bulunmasına, Meclis-i Meb'usânda onu
kabul etmiş bulunmasına,
alelhusus ileride lüzum
görülecek tadîlât icra olunacağı mev'ût olmasına na­
zaran bu lâyiha-i kanûnİyyeyi kabul etmeli demiş.
Müddetin bir mislini zammediyor. Eğer harekât
olursa iki misli zammediyor. Almanya'da, Fransa'daki usûller hep bizden başka türlü bir surette cere­
yan ediyor. Maaşat Fransa'da bir misli, Almanya'da
üç misli zam oluyor.
Yâni, bizdeki zam sülüs miktarı iken, onlarda
üç misli oluyor. Fransa'da asgarî müddeti tamamen
bitirmeyince üç sene saymıyorlar. Fransa'da terfî'ler
her rütbeden itibaren bir kısmı intihaba, bir kısmı kı­
deme bırakılmıştır. Rütbeler büyüdükçe kıdeme bı­
rakılan nispet azalır, intihaba bırakılan müddet çoğa­
lır. Müstemlekatta olanlar da ise, bir akistir. Meselâ
kıdemleri müsavi iki yüzbaşıdan müstemlekâta gide­
nin terfii intihap tarîki ile tezayüt edilir. Biz de on­
ların kanununu kabul ve teklif etse idik, hakikaten
birçok tebeddülat ve tâ'dîlât vâki olmak lâzım ge­
lirdi. Maksadımız tedrici bir surette başka bir hâle
geçmektir. Bir fikr-i mücmel vermek için şunu da arz
edeyim. Bugün Hicaz ve Yemen'de dört fırka, vesâir
yerlerdeki ile beraber cem'an 12 fırka var. Bunların
hepsinin birden değişmesi kaabil olmadığından iki
senede bir değiştirmek üzere senede 6 fırkanın erkân
ve heyet-i zâbitaânı terfî' edilerek oraya gönderilmek
icâp ediyor.
Halbuki 6 nci ordudan terfii kaldırınca terfî' im­
tiyazı yalnız üçtebirine inhisar ediyor. Hicaz ve Ye­
m e n e inhisar etmiş oluyor ve o vakit mıntıka-i im­
tiyaz tahdit ediliyor. Saniyen müddet-i imtiyaz nısıf
nispetinde oradan eksilmiş oluyor. Demek mıntıka
itibariyle altıda biri kalıyor. Mıntıka-i imtiyaz me­
kân Ve zaman itibarîyle altıda bire tenezzül etmiş
AZARYAN EFENDİ — Son nokta pek mühim­
dir.
REİS — Eğer mübâhasât kâfi görülüyorsa re'ye
koyalım. (Koyalım sesleri)
EKREM BEY — Ekalliyetin re'yine zam oluna­
cak bir şey daha var. Müstaceliyet karan istediler.
Müstaceliyet kararım verdiğimiz hâlde', öyle ufak
bir tâ'dîlden dolayı meb'ûsâna gitmesi lâzım gelecek.
Ona da hacet kalmamak için onu ilâve etmeliydi.
— 331
T B M M KÜTÜPHANESİ
Download