7 arihsiz tiyatromuz ----- 4 ----- Berhanenin Tepsi için, bir kaç muharrir, yazı yazdık: Adı. sın artık ebediyen anılmıyacağı muhakkak gibidir. Buna muka­ bil, pek vefalı arkadaşlıkların ö. lümlerini her yıldönümünde an. mağa şimdilik sevkettiği bir iki sanatkâr da yok değildir. Fakat I dikkat ediyorum, cümleler hep basmakalıp bir aiı ve vahtır ve Türk sahnesinde isim sahihi ol. muş hiç bir aktörün sanatkâr hü­ viyetini incelemeğe çalışan tek yazı, hele uzunca bir etüt, mev. cııt değildir. Esefle söyliyeyim ki, bu satırların kendisini hiç kim şeye beğendirememiş muharriri, nin uzun yıllar önce ve biri en meşhur aktörlerimizi, biri en ta. nınmış aktrislerimizi kısaca ta. rif eden ve (Türk Yurdu) mec­ muasında çıkmış bulunan iki ma. kalesi, bu sahanın hâlâ yegâne mahsulü bulunuyor. Mevzuu da. ha esaslı bir şekilde ele alarak yalnız üç aktöre tahsis ettiğimiz İkinci bir seri yazıda devama ise bir takım sebepler mâni olmuş, tur. Vakıa sayın Refik Ahmet Se_ vengil Türk tiyatrosunun bir ta. rihinl yazdı idi, fakat bu, daha ziyade, maddi unsurların teşrih ve 'hikâyesidir ve eseri hangi kumpanyaların kurulup dağıldığı ve filân eserin nekadar oynanıp haç para getirdiği gibi cihetleri hakikaten itina ile tesbit eyle, iniştir. Lâkin en büyük sanatkâr lanmış kimlerdi ve onları birbir­ lerinden hangi hususiyetler ayır, mîştır, bu iki ciltlik kitap bunlar! öğretmez, hattâ böyle şeylerle ilgilenmez. Kaldı ki, ondanberi de kimse böyle bir şey anlatma, mîştır. Meselâ ölüm yıldönümle­ rinde kendisinden bahsetmek hu. susunda ihmalkâr davranılmi. yan Neyyireinin sanatı hakkında ne söylendi? Onun Eliza Bine, mecyan’a, Bedia’ya ve yerini dol. durmağa hazırlanan Cahide ile Nevin Seval'a nisbetle farkları, Ustünhikleri vasıfları var mıydı, ve meselâ geçen kış o mühim kra. İlçe Ehzabeth rolünü sağ ölüp oynasaydı nasıl bir üslûp içinde oynardi? Ve meselâ bizde Ham. let-'i Ertuğral Maksinden sonra oy nıyanlar Danimarka prensini ye. ni ve farklı bir ışık içinde mi görmüşlerdir? Bu tarzda yazılara rastlanmış değildir. Bunlara in. ! tîzaren, (Sanat ve edebiyat ga. j zetesı) nde î. Galip Arcan’m (Fe. I rah tiyatrosu ve Türk sahnesinin ! rönesansı) başlığı altında devam eden hatıralarını alâka ile takip ettiğimi de ilâve edeceğim. Gerçi fındık kabuğunu doldurmaz ve bü yük bîr şeyin anlaşılmasına da hizmet etmez tafsilât ile fazla şişkindir, fakat tiyatro tarihimi, zi yazacak muharrire malzeme hazırladığı da inkâr olunamaz. ¿ Yazılması temenniye çok lâ_ yık otan esere intizaren bıı çeşit hatıraların ela artmasını dileme. Iklir. Hele başka çeşit çahkuşları gibi yıllarca müddet kasaba kasa, ba dolaşan tulûat aktörleri ara. wnda el» kalem tutan biri mevcut olup bir gün hatıratını yazarsa, bu yazı tiyatro tarihimizin müte­ vazı bir » y li olmakla kalmaya­ rak emsalsiz bir roman da teşkil edecektir... Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi