T.B.M.M. B : 59 26.1.1993 0:1 "Kuzey Irak'ta bölge halkının insanî ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için BM bağlı kuru­ luşlarınca yürütülen faaliyetlerin güvenlik içinde devamını sağlamak" amacıyla uzatılmıştır. Halbuki bu yabancı güç, TBMM'nin kararına aykırı olarak, gerek Incirlik'teki Üs Komu­ tanı, ABD'li subayın Türkiye'de gerekse ABD Başkanının basın sözcüsünün Washington'da yaptığı açıklamalarda, Irak'ta muhtelif yerlerde ve bu arada Musul'u ve Musul'daki uçaksavar bataryalarını bombaladıklarını itiraf etmişlerdir. Bu askerî harekât, TBMM'nin aldığı karara tamamen aykırıdır. Hal böyleyken, Hükümet, hem halkı, hem TBMM'ni gerçek dışı konuşmalarla yanıltma­ ya çalışmakta ve bu saldırının BM kararına uygun olduğunu iddia ederek bu yabancı silahlı gücün savunmasını yapmaktadır. BM, Irak'ın 36 inci paralelin kuzeyi ile 32 nci paralelin güne­ yinde uçak uçurmasını yasaklayan hiç bir karar almamıştır. Nitekim BM Hukuk Dairesi, Irak'taki uçuşa yasak bölge uygulamasının hukukî bağlayıcılığı olmadığını açıklamıştır. Bu karar, BM dışında 3 işgalci gücün, ABD, İngiltere ve Fransa'nın aldığı tek yönlü ve Irak'ı bölmeye yönelik bir karardır. Ayrıca Hükümet bu saldırıyı'"nefis müdafaası" olarak nitelendirmektedir. Bağımsız bir ülkenin topraklarına^ füze taşıyan savaş uçaklarıyla girip o ülkenin savunma gücünü tahrip etmeyi "meşru nefis müdafaası" şeklinde takdim etmek suretiyle Meclise ve millete gerçek dışı beyanda bulunmak ve böylece Meclisi ve milleti aldatmaya tevessül etmektedir. ABD'nin koalisyon ortakları diye ifade edilen İngiltere ve Fransa dahi bu son saldırıdan rahatsız olduğunu resmî ağızlardan açıklama ihtiyacını duyarken, Rusya ABD'ye nota vermek mecburiyetini duyar ve pek çok batılı ülke bu tecavüzü kınarken, Demirel - İnönü Hükümeti Amerika'nın tek sadık ortağı rolünü feragatle üstlenmekte ve Türkiye'yi ABD menfaatları uğ­ runa bir savaşa sokmaktadır. Bu tutum, bizim Irak'la devamlılık arz eden münasebetlerimizi zedelemekte, sadece Irak'la değil, diğer Müslüman ülkelerle Türkiye arasında da kalıcı bir düşmanlık doğurmaktadır. Hükümetin, Çekiç Güç uçaklarının İncirlik'ten kalkarak Irak'ı bombalamalarına müsaa­ de etmesi, Türkiye'ye aynıyla mukabele yapılmasını istemeleri demektir. Bu ise, Meclisten izin alınmadan Türkiye'yi harbe sokmaktır. Buna yetkileri yoktur. Suç işlemişlerdir. Zira, BM bir savaşın tarafı olmayı, "bir ülkenin savaşan taraflardan birinin savaş uçakla­ rına", "hava meydanlarını" veya "hava sahasını kullandırması" şeklinde tanımlamaktadır. Sayın Başbakan Yardımcısı, Körfez savaşı sırasında o günkü ANAP iktidarını eleştirme­ nin de ötesinde tehdit ederek "Yüce Divanı hatırlatırım" demişti. Irak'a aynıyla mukabele etme imkânını vermek suretiyle bu Hükümet, başta İncirlik ol­ mak üzere havaalanlarımızı ve askerî tesislerimizi bir saldırının hedefi haline getirmiştir. Böyle bir Hükümetin işbaşında kalması, millî menfaatlarımızın daha çok zedelenmesine, Türkiye'nin başkalarının menfaati için tehlikeye atılmasına sebep olacaktır. Bu İktidar, gerçek dışı konuşmalarıyla, vatandaşın, devlet adamlarına güvenini zedele­ mektedir. Bosna-Hersek'teki katliam ve ırza tecavüzlere seyirci kalan; Ermenistan'a buğday yardımı yapan, elektrik vermek için anlaşma imzalayan; Kıbrıs'ta, Denktaş'ı yalnız bırakarak taviz ver­ meye zorlayan; Muavenet muhribimizi vuranların koruyuculuğunu yapan; Çekiç Güç'ün süre­ sini uzatarak, bu gücün Türkiye aleyhindeki faaliyetlerini peşinen onaylayan bu İktidarın gö­ revini millî menfaatlarımıza yaraşır şekilde yürütme imkânı kalmamıştır. — 126 —