EKONOMİK GÖRÜNÜM TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI Ekim 2005 1 Genel Çerçeve Enflasyonla mücadele neden önemlidir? 1- Ekonomi politikalarının nihai amacı ekonomik refahı artırmaktır. Refah ise ancak; 2- Sürdürülebilir büyüme sağlanabilirse artar. ve Sürdürülebilir istihdam artışı Sürdürülebilirlik için ise: 3- Ekonomik istikrar şarttır. Ekonomik istikrarın önkoşulu ise; Fiyat İstikrarıdır. 2 Türkiye Ekonomisi Uygulanan kararlı ekonomi politikaları - 35 yıl sonra tek haneli enflasyon, para reformu. - Beklenenin çok üzerinde ekonomik büyüme. - Kamu borcunun milli gelire oranında azalma. - Ekonomide belirsizliklerin azalması, öngörülebilirliğin artması. - Makroekonomik temellerin kuvvetlenmesi, şoklara dayanıklılığın artması. - Ekonominin değişen dinamikleri: Özel sektör ön planda; verimlilik artışı, davranış değişiklikleri, artan rekabet. Türkiye ekonomisi yapısal değişim içindedir. 3 Enflasyon 4 Enflasyon TÜFE; Ocak – Eylül 2005: İlk 9 ay kümülatif : % 3.93 Eylül TÜFE - bazı kalemlerde yıllık % değişim TÜFE Genel 7.99 Sağlık 0.34 Giyim ve Ayakkabı 1.77 Gıda ve Alkolsüz İçecekler 4.38 - Petrol ve akaryakıt; Eğitim 7.36 Ulaştırma ve konut üzerinde etkili. Dolaylı etkileri henüz daha tam ortaya çıkmamıştır. - Lokanta ve oteller; turizm etkili. Konut 10.11 Lokanta ve Oteller 14.13 Ulaştırma 18.17 Alkollü İçecekler ve Tütün 22.36 Yıllık : % 7.99 - Hizmet sektörü katılıkları; Geçmişe endeksleme alışkanlıkları. Dış rekabete açık değil; oligopolistik yapı. - Tütün; özel tüketim vergisi etkili. ÜFE; Ocak – Eylül 2005: İlk 9 ay kümülatif : % 2.98 Yıllık : % 4.38 - Döviz kuru ve hammadde fiyatlarına duyarlı: İki değişkenin eş zamanlı hareketleri Eylül ÜFE – yıllık % değişim ÜFE Genel 4.38 Tarım 1.58 Sanayi 5.14 belirleyici olacak. - Madencilik 11.82 - Tarım; yöntem değişikliği nedeniyle geçmişe - İmalat 6.15 - Enerji -11.53 göre daha az dalgalı bir seyir izleyebilir. - ÜFE hedef değildir. 5 Enflasyon - Özel kapsamlı TÜFE göstergeleri: Özel kapsamlı TÜFE (A): Mevsimlik ürünler hariç Dönemler itibarı ile fiyatları düzenli dalgalanmalar gösteren mevsimsel ürünlerin, Uluslararası piyasalarda belirlenen enerji fiyatlarının, Özel kapsamlı TÜFE (F): Enerji, alkollü içecekler ile tütün ürünleri, fiyatları yönetilen /yönlendirilen diğer ürünler ve dolaylı vergiler hariç Yıllık % değişim Arz - talep dengesi ile doğrudan ilgisi olmayan ve fiyatları etkileyen vergi düzenlemelerinin, fiyatları yönetilen ürünlerin, A 9.10 F 6.73 G 6.86 hariç tutulduğu endeksler enflasyondaki temel eğilimlerin saptanmasında son derece önemlidir. Eğilim aşağı yönlüdür. Özel kapsamlı TÜFE (G): F ve işlenmemiş gıda ürünleri hariç ÖZEL KAPSAMLI TÜFE ENDEKSLERİ (Yıllık Yüzde Değişim) 14 12 Yıl sonu hedefi tutar, ancak; - Para politikasının etkisi gecikmelidir; alınan kararlar 2006 ve sonrasına yöneliktir. Özel Kapsamlı TÜFE (G) Özel Kapsamlı TÜFE (A) 10 8 Özel Kapsamlı TÜFE (F) Program hedefleri: 07-05 %4 04-05 %4 01-05 %5 10-04 2008 07-04 2007 04-04 2006 01-04 6 Kaynak: DİE 6 Enflasyon - Görünüm Görünüm nedir? 80 YURT İÇİNE YAPILAN BEYAZ EŞYA VE TOPLAM TAŞIT SATIŞLARI (Mevsimsellikten arındırılmış, bin adet) 70 Ekonominin normalleşme sürecinde; Talep gelişmelerinin, Verimliliğin, İstihdama ilişkin göstergelerin, kararlarda ağırlığı artmaktadır. Toplam Taşıt (sağ eksen) 60 500 Beyaz Eşya (sol eksen) 450 400 50 350 40 Eyl.05 Tem.05 May.05 Mar.05 Oca.05 Kas.04 Eyl.04 Tem.04 May.04 Mar.04 Oca.04 TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSLERİ 145 125 105 65 05-04 01-04 09-03 05-03 01-03 Kaynak: DİE, TCMB, CNBC-e 09-05 Çıktı açığı sürmektedir; fiyatlar üzerindeki talep baskısını sınırlamaktadır. Ancak 2005 sonunda potansiyel düzeyine yakınsayabilir. TCMB-DİE Endeksi CNBC-e Endeksi 05-05 85 01-05 Kapasite kullanım oranı geçen yılki seviyelerinin altındadır. 09-04 Kas.03 Kaynak: OSD, BESD, TCMB 09-02 Tüketici güven endekslerindeki düşüşler ile iç pazara satış beklentilerindeki gerilemeler, 2005 yılı kalan döneminde iç talebin kontrollü olacağını göstermektedir. Eyl.03 Oca.03 Tem.03 200 May.03 10 Mar.03 250 05-02 Beyaz eşya ve toplam taşıt satışlarının 2005 yılı başındaki göreli yavaşlaması sonrasında yüksek seyri devam etmektedir. 20 01-02 İç talep gelişmeleri yakından takip edilmektedir. 300 30 7 Enflasyon - Görünüm YILLIK İSTİHDAM ARTIŞLARI (Yıllık artış, bin kişi) 1500 Tarım-Dışı (Sanayi, Madencilik, 1000 500 olması açısından önemlidir. AB’ye ilişkin büyüme Tarım Tarım dışı sektörlerde güçlü istihdam artışı: İnşaatta % 21.2, hizmetlerde % 7.7, sanayide % 5.3 artış; tarımda % 5.2 azalış. TCMB İktisadi Yönelim Anketi verileri istihdamda artış eğiliminin sürebileceğini göstermektedir. 2005Ç 2 2005Ç 1 2004Ç 4 2004Ç 3 2004Ç 2 2004Ç 1 2003Ç 4 2003Ç 3 İyileşme devam etmektedir. 2005 yılı ilk yarısında istihdam edilen kişi sayısında 2004 yılı aynı dönemine göre % 3.5 artış gerçekleşmiştir. 2003Ç 1 -1500 2002Ç 4 - İstihdam gelişmeleri; -1000 2002Ç 3 azaltıcı bir unsur olabilecektir. -500 2002Ç 1 tahminlerinin aşağı çekilmesi toplam talebi 0 2002Ç 2 - Dış talep gelişmeleri, toplam talebin bir unsuru İnşaat ve Hizmetler) 2003Ç 2 Görünüm nedir? Not: Temmuz ayı itibariyle toplam istihdam 23.27 milyon kişidir. Endeks VERİMLİLİK VE REEL ÜCRET ENDEKSİ (1997=100) Endeks 94 165 Emek Verimliliği (sağ eksen) 92 155 145 90 135 88 125 Reel Ücret (sol eksen) 86 Kaynak: DİE 2005Ç 2 2004Ç 4 2004Ç 2 2003Ç 4 2003Ç 2 105 2002Ç 4 84 2002Ç 2 Reel ücretler üzerinde baskı yaratabilir. Ancak; verimlilik artışının devamı, artan yatırımlar ve işgücüne katılım oranlarının yükselmesi baskıyı sınırlayabilecektir. 115 8 Enflasyon - Görünüm Görünüm nedir? REEL TÜKETİCİ KREDİLERİ, KONUT KREDİLERİ VE KREDİ KARTLARI ENDEKSİ (Yıllık yüzde değişim,TÜFE, 1994=100) Yüzde - Bireysel kredilerde hızlı bir artış söz konusudur. 240 Konut Kredileri Son dönemde kredi kartlarının yıllık reel artış hızında bir 160 miktar yavaşlama görülmektedir. En yüksek artış konut kredilerindedir. Son üç ayda bir hızlanma söz konusudur. - Konut kredilerinin tüketici kredileri içindeki payı; Kredi Kartları 80 0 Eylül 2005; %36.8 Kaynak: TCMB KONUT KREDİLERİ / GSMH ORANLARI (yüzde) - GSMH’ye oran olarak bakıldığında Ülkemizde konut kredisi hacmi diğer ülkelere göre son derece düşüktür. Latin Amerika Ülkeleri 4 – 12 Yeni finansman imkanları (mortgage), mevcut talep ve AB süreci artışın önümüzdeki dönemlerde de süreceğini göstermektedir. Orta Doğu Ülkeleri 1 – 22 Doğu ve Güney Doğu Asya Ülkeleri 2 – 59 - Konut talebi, konut fiyatları ve kiralar üzerinde baskı yaratmaktadır. Orta vadedeki etkisi yakından takip edilmektedir. Bankaların mevduat vadeleri ortalama üç ay olduğu için ciddi bir vade uyumsuzluğu riski söz konusudur. 06-05 01-05 08-04 03-04 10-03 05-03 12-02 07-02 -80 02-02 Kredi faiz oranlarında gerileme. Vadelerin uzaması; 20 yıla kadar vadeler. Konut alımının yatırım tercihi olarak yaygınlaşması etkili olmuştur. 09-01 2002; % 20.3 Tüketici Kredileri ABD 53 AB (Ortalama) 43 Türkiye (Eylül 2005) 1.3 Kaynak: SPK 9 Enflasyon - Görünüm 09-05 07-05 05-05 03-05 01-05 16 14 12 10 Petrol Dışı Hizmet 8 6 Kaynak: DİE 09-05 07-05 05-05 4 03-05 Bu eğilimlerin sürmesi halinde hizmetler sektörünün 2006 yılı enflasyonu üzerindeki olumsuz etkisi çok kuvvetli bir biçimde hissedilecektir. Petrole Duyarlı Hizmet 18 01-05 seyretmektedir. 20 11-04 Son iki ayda kira artışları geçen yılın üzerinde Yıllık yüzde 01-04 11-04 PETROLE DUYARLI VE PETROL DIŞI HİZMET ENFLASYONU 09-04 Petrol fiyatındaki artışlardan önemli ölçüde etkilenmektedir. Sektörün özellikle petrole duyarlı olan ve olmayan kısımları arasında belirgin bir farklılaşma görülmektedir. 09-04 kıyasla hala çok yüksek seviyelerdedir. 07-04 miktar düşüş gözlenmesine rağmen mal grubuna 07-04 - Son iki ayda hizmet fiyatlarının artış hızında bir Mal " 05-04 yavaşlamasında etkili olmuştur. 05-04 Son bir yılda enflasyondaki düşüş sürecinin Hizmet 03-04 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 03-04 - Hizmet sektörü katılıkları; HİZMET VE MAL GRUBU ENFLASYONU Yıllık Yüzde 01-04 Görünüm nedir? 10 Enflasyon - Görünüm Görünüm nedir? ENERJİ VE METAL FİYATLARI ENDEKSİ Endeks 360 310 Metal Fiyatları Endeksi 210 01-05 01-04 01-03 01-02 01-01 01-00 01-99 01-98 01-96 Birincil etkilerin bir bölümünün gecikmeli olarak 2006 60 01-95 TÜFE üzerindeki birincil etkisi 1.5 puana ulaşmıştır. 110 01-94 Son bir yıl içinde petrol fiyatlarındaki artışın 01-93 160 01-92 yüksek fiyat artışları devam etmektedir. 01-97 - Dünyada enerji ve metal fiyatlarındaki Enerji Fiyatları Endeksi 260 Kaynak: IMF yılı içinde ortaya çıkması beklenmektedir. Dışsal olan doğrudan ve birincil dolaylı etkilere para politikasının verebileceği bir tepki yoktur. Para politikası, bu tür etkilerin ancak bekleyişler ve fiyatlama davranışları üzerinde kalıcı ikincil dolaylı 2006 yılında, enflasyonla mücadelenin kurumsal çerçevesini güçlendirmek amacı ile “açık enflasyon hedeflemesi rejimine” geçilecektir. - 2000 yılından bugüne üzerinde çalışılmaktadır. etkiler yaratması halinde tepki vermek durumundadır. - Önkoşulların sağlanmasında önemli mesafeler alınmıştır. - Öte yandan, 12 aylık enflasyon - TCMB bünyesinde teknik hazırlıklar devam etmektedir. bekleyişleri 2006 hedefine giderek yakınsamaktadır. - Karar alma süreçlerinin daha da kurumsallaştırılması ve şeffaflığın artırılması esastır. 11 Riskler - Sıkı maliye politikası, hedefle uyumlu gelirler ve fiyatlama politikası sürdürülmelidir. - Reform sürecinin hız kaybetmemesi gerekmektedir. - AB ve IMF birbirine alternatif olmayan önemli çapalardır. - Bekleyişlerin bozulmaması son derece önemlidir. - Özelleştirme gelirlerinin kullanım biçimi önemlidir. - İç talep artışına dikkat edilmeli, tüketimdeki canlanma kontrollü olmalıdır. - Uluslararası konjonktür yardım etti mi? Olumlu: Küresel likidite Olumsuz: AB’de düşük büyüme, Petrol / enerji fiyatlarında artış, EUR / USD paritesi, ABD faiz oranları. Her zaman risk unsurlarıdır. - Tarım ve hammadde fiyatları 12 Büyüme 13 Büyüme 0 -5 BÜYÜMENİN KAYNAKLARI (Yüzde) 1990-2000 2002-2004 GSYİH Artışı 4.1 7.5 İstihdam Artışının Katkısı 23.5 2.4 Sermaye Stokundaki Artışın Katkısı 73.2 46.2 Toplam Faktör Verimliliğinin Katkısı 3.3 51.3 Talep tarafında; özel tüketim harcamalarındaki (% 4.2) yüksek seyir devam etmiş, kamu tüketim harcamalarında da (% 4.2) artış söz konusu olmuştur. Yüksek baz etkisine rağmen inşaat sektörü etkisiyle yatırım harcamalarında (% 13.1) yüksek oranlı artış yaşanmıştır. Ekonomik büyümenin yatırım kaynaklı tabanı genişlemektedir. 2005-Ç 2 Kaynak: DİE - 2005 yılı ilk yarısında da büyüme süreci devam etmiştir; % 4.3. Arz tarafında; ticaret (% 5) ve sanayi sektörleri (% 4.6) büyümesinde göreli yavaşlama vardır, inşaat sektöründe (% 19.7) hızlı büyüme devam etmiştir. 2004-Ç 2 -15 2003-Ç 2 -10 2002-Ç 2 - Büyüme özel sektöre dayalıdır, en çok katkı verimlilik artışından gelmiştir. İhracatın çok önemli katkısı olmuş; dışa açıklık artmıştır. 5 2001-Ç 2 - Ekonomimizin 1953’den bugüne 4 yıllık bir süreçte bu oranda büyüdüğü hiçbir dönem olmamıştır. 10 2000-Ç 2 Çin ve bazı küçük ülkeler hariç en yüksek büyüme oranıdır. 15 1999-Ç 2 - 2002 yılından bugüne reel büyüme % 27.9’dur. GSMH BÜYÜME ORANI (Yüzde) 20 1998-Ç 2 Büyüme Kaynak: DPT 14 Büyüme 2001Ç4-2005Ç2 DÖNEMİ % DEĞİŞİM ( Verimliliğe göre sıralanmıştır.Toplam ihracat içindeki payı % 2.5’un üzerinde olan sektörler alınmıştır.) SEKTÖRLER çok artıran sektörler verimliliğini en fazla artıran sektörler olmuştur. BÜYÜME İHRACAT (Yıllıklandırıl. 12 Aylık Kümülatif) (Çalışılan Saat Kısmi Verimlilik Endeksine Göre) En hızlı büyüyen ve ihracatını en VERİMLİLİK TOPLAM İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI (Ağustos 2005 itibariyle) 30.0 36.3 126.6 94.1 106.0 203.1 283.9 14.5 Metal Eşya Sanayii 56.7 35.1 233.3 3.6 Kimyasal Madde ve Ürünler 54.6 48.0 85.2 3.9 Plastik ve Kauçuk Ürünleri 50.9 59.5 137.2 3.3 Radyo,TV, Haberleşme Teç. 46.3 142.0 200.0 4.3 Elektrikli Mak. ve Cihazlar 41.4 20.7 70.2 2.6 Makine ve Teçhizat 31.9 93.2 176.0 6.4 Metalik Olm. Mineral Ürünler 28.0 41.6 104.7 3.7 Ana Metal Sanayi 17.5 40.4 147.3 10.1 Gıda Ürünleri ve İçecek 14.1 12.7 90.7 5.6 Kok Kömürü, Rafine Petrol Ürün ve Nükleer Yakıtlar 11.6 4.3 341.0 2.8 5.6 -5.3 6.4 4.1 70.1 81.0 12.1 -37.9 -10.6 182.1 3.0 İMALAT Motorlu Kara Taşıtları Tekstil Ürünleri Giyim Eşyası Mobilya 14.0 15 Büyüme Büyüme Büyüme analizlerinde dikkat edilmesi gereken iki önemli unsur: - 1) Baz etkisi; 2004 yılı ilk yarısında çok hızlı büyüme, 2005 yılı ilk yarısında baz etkisini kuvvetli hissettirmiştir. TOPLAM YATIRIM VE TOPLAM NİHAİ YURTİÇİ TALEP (Mevsimsellikten arındırılmış) Milyon YTL Milyon YTL 36 11 Toplam Yatırım (sağ eksen) Toplam Nihai Yurtiçi Talep (sol eksen) 33 9.5 30 8 27 6.5 24 5 120 Makine teçhizat üretiminde bir önceki çeyreğe göre artış, istihdam yaratan bina ve konut yatırımlarında, özellikle sınai yapı ruhsatlarında artış. 110 05-II 05-I 04-IV 04-III 04-II 04-I 100 90 SÜE Kaynak: TCMB, DİE 08-05 01-05 06-04 11-03 04-03 09-02 02-02 07-01 12-00 05-00 80 10-99 - 2005 Ağustos ayı itibariyle, sanayi üretiminde artış eğilimi hızlanarak devam etmekte; ara malı ve yatırım malları üreten sektörlerde kuvvetli. SÜE (mevsimsellikten arındırılmış) 03-99 03-IV 130 Devletin yatırım harcamalarında hızlanan bir artış, SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ (SÜE) Endeks 140 08-98 Özel nihai tüketim harcamalarında ve özel sektör yatırım harcamalarında bir önceki döneme göre artış, 03-II 03-I 2005 yılı ilk yarısında; 01-98 - 2) Mevsimsellik gözetilerek bakılmalıdır. Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, büyüme eğilimi güçlüdür. 03-III 16 Büyüme ÖZEL SEKTÖR YATIRIM EĞİLİMİ VE REEL KESİM Yüzde GÜVEN ENDEKSİ Endeks Büyüme – Görünüm 120 - Baz etkisinin ortadan kalkmaya başlamasıyla 2005 yılı üçüncü çeyreğiyle birlikte yıllık büyüme oranları kuvvetli seyrini sürdürecektir. Ancak; Krizden çıkış sürecinin büyümeye yaptığı büyük katkı 2004 yılının sonuna doğru sona ermeye başlamıştır. 20 100 0 80 60 Reel Kesim Güven Endeksi (sol eksen) 40 20 -20 Özel Sektör Yatırım Eğilimi (sağ eksen) -40 -60 - 2005 yılı itibariyle büyüme oranının program tahminlerine yakın gerçekleşmesi beklenmektedir: % 5 - Gerçekleştirilen reformların sonuçlarına ve içinde bulunulan ekonomik koşullara bağlı olarak zaman içinde 07-05 01-05 07-04 01-04 07-03 01-03 07-02 01-02 Kaynak: TCMB 100’ün üstü güven artışını göstermektedir. BÜYÜME BEKLENTİLERİ Yüzde Potansiyel büyüme: 07-01 01-01 07-00 -80 01-00 0 7 6 5.7 5.5 5.6 5.6 5.5 5.5 5.5 5.5 5.6 5.6 5.6 5.6 5.4 5.4 5.3 5.2 5.1 5.1 5.0 5.1 5 değişen bir orandır. 4 Kaynak: TCMB Eki.05-1 Eyl.05-1 Ağu.05-1 Tem.05-1 Haz.05-1 May.05-1 Nis.05-1 Mar.05-1 sürdürülebilir büyüme sürecine girmesini sağlamaktır. 3 Oca.05-1 yüksek potansiyel büyüme oranlarına yakın oranlarda Şub.05-1 - Yapısal değişim süreciyle amaçlanan da, ekonomimizin 17 Para Politikası Stratejileri 18 Para Politikası Stratejileri Bugün Merkez Bankası aktif bir para politikası stratejisi – örtük enflasyon hedeflemesi - uygulamaktadır. Para politikası tasarımlarında temel kısıt: İmkansız üçlü Döviz Kurlarının Kontrolü Sermaye Kontrolü Aktif / Bağımsız Para Dalgalı kur Politikası: Faiz Oranlarının Kontrolü Pasif Para Politikası: Faizler kontrol edilmiyor. Sermaye Hareketlerinin Serbestleşmesi: Finansal Bütünleşme Sonuç: Sonuç: Sermaye Sermaye hareketleri hareketleri serbest serbest iken iken uzun uzun vadede vadede hem hem faiz faiz oranları oranları hem hem de de döviz döviz kuru kuru kontrol kontrol edilemez. edilemez. Kısa vadeli faiz oranları Politika aracı Kararlar nasıl alınır? Nelere Bakılır? Sadece gelecekte enflasyonun izleyeceği seyir Toplam arz ve talebe; parasal göstergelere, kamu maliyesi gelişmelerine İçsel enflasyon tahminlerine Döviz kurlarına, ödemeler dengesi gelişmelerine Beklentilere Enflasyon hedefi Verimlilik, istihdam ve ücretlere Fiyatlama davranışlarına İç ve dış şoklara 19 Kısa Vadeli Faiz Oranları TCMB Gecelik Faiz Oranı 24 22 20 80 18 16 15.0 14 14.21 verilen sinyaller, yatırım ve tüketim kararlarını 10.05 09.05 09.05 08.05 07.05 07.05 06.05 05.05 04.05 04.05 03.05 02.05 12.04 A- Beklentiler: Faiz kararları ile gidişata ilişkin 02.05 12 70 01.05 1- Faiz kararlarının enflasyon üzerindeki etkisi farklı kanallar aracılığıyla ve belli bir gecikme ile gerçekleşir: 26 12.04 İki önemli saptama: FAİZLER (Bileşik, yüzde) 90 60 etkilemekte, fiyatlama davranışlarını belirlemektedir. Bugüne kadar en etkili kanal olmuştur. Faizler henüz istediğimiz seviyelerde 50 olmamasına rağmen, beklenti yönetimi /olumlu beklentiler, son üç yılda özel sektörün üretim- Gösterge DİBS Faizi 40 yatırım ve tüketiminin tarihi seviyelerine 20 Kaynak: TCMB 1 0 -0 5 0 8 -0 5 0 5 -0 5 0 2 -0 5 1 1 -0 4 0 8 -0 4 0 5 -0 4 0 3 -0 4 1 2 -0 3 0 9 -0 3 0 6 -0 3 0 3 -0 3 1 2 -0 2 0 9 -0 2 0 6 -0 2 10 0 4 -0 2 B- Faizler Genel Düzeyi: Giderek güçlenmesine rağmen, kısa vadeli faizler ile uzun vadeli faizler arasında kuvvetli ve kalıcı bir ilişki henüz istenildiği ölçüde tesis edilememiştir. Risk algılamalarına bağlı olarak ilişkinin yönü ve kuvveti değişebilmektedir. 30 0 1 -0 2 ulaşmasını sağlamıştır. 20 Kısa Vadeli Faiz Oranları 1.8 65 1.7 55 Döviz Kuru (Sağ Eksen) 1.6 45 1.5 35 İMKB Ulusal 100 Endeksi (Kapanış Fiyatları, Bin, Sol Eksen) 25 1.4 1.3 15 10-05 08-05 05-05 02-05 11-04 08-04 05-04 03-04 12-03 1.2 09-03 5 06-03 Dolayısı ile bugün alınan faiz kararları gelecek yılın enflasyonuna ve orta vadeye yönelik olmaktadır. 75 03-03 B- Bu sürecin bugün ekonomik aktivite için 3-9 ay, enflasyon için 9-18 ay arasında olduğu tahmin edilmektedir (Gelişmiş ülkelerde bu süre 24 aya kadar çıkmaktadır). 1.9 TCMB Gecelik Faiz Oranı (Sol Eksen) 12-02 A- Faiz kararlarının ekonomik aktivite ve enflasyon üzerindeki etkisi, olması gerektiği gibi daha gecikmeli bir biçimde ortaya çıkmaktadır. YTL 09-02 2- İstikrarda alınan mesafeye bağlı olarak aktarım mekanizması giderek belirginleşmeye başlamıştır: 85 06-02 D- Kredi Kanalı: Ekonomideki normalleşme eğilimine bağlı olarak giderek güçlenmektedir. İleride en etkili kanallardan biri olması beklenmektedir. Yüzde, endeks 04-02 C- Varlık Fiyatları: Bugün için döviz kuru, hisse senedi gibi varlık fiyatları üzerinde kısa vadeli faizler değil; ekonomik ve politik genel gidişata ilişkin beklentiler ile uluslararası likidite koşulları baskındır. TCMB GECELİK FAİZİ VE VARLIK FİYATLARI 01-02 1- Faiz kararlarının enflasyon üzerindeki etkisi farklı kanallar aracılığıyla ve belli bir gecikme ile gerçekleşmektedir: Kaynak: İMKB, TCMB 21 Faizler Nereye Doğru? Kısa Vadeli Faiz Oranları Son üç yılda istikrarda alınan mesafelere bağlı olarak nominal ve reel faiz oranlarında önemli REEL FAİZ ORANLARI Yüzde 2.25 34 Türkiye Beklenen Reel Faiz (sol eksen) 30 1.50 ABD Reel Faiz (sağ eksen) 22 18 − 05-05 -1.50 Özellikle son dönemlerde nominal ve reel faizlerdeki düşüşler; 01-05 2 09-04 % 7.9 05-04 % 31.6 09-03 Beklenen Reel Faizler1 -0.75 6 05-03 % 14.6 01-03 % 72.2 09-02 Nominal Faizler 0.00 10 05-02 Ekim 2005 01-02 Haziran 2002 0.75 Brezilya Reel Faiz (sol eksen) 14 01-04 düşüşler gerçekleşmiştir. 26 TÜRKİYE - BREZİLYA TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER Brezilya Türkiye Enflasyon* 6.1 8.0 Cari Denge / GSYİH (%)** 1.9 -5.2 Hükümet Brüt Borç Stoku / GSYİH (%)** 51.8 77.1 Merkez Bankası Kısa Vadeli Faizleri (Bileşik)* 19.5 15.3 Reel Faizler* 12.7 7.9 ABD’de (küresel faizleri doğrudan etkileme gücü vardır) ve Brezilya’da (bizim gibi istikrar programı uygulamaktadır) nominal ve reel faizlerin sürekli yükseldiği, bir dönemde gerçekleşmiştir. Beklenti anketi, 12 aylık TÜFE beklentisi ve Hazine ihale ortalama faizi kullanılmıştır. * Eylül 2005 itibariyle ** 2004 Yılsonu 1 22 Kısa Vadeli Faiz Oranları Yüzde Yapısal reformlar ile ekonomimiz iç ve dış şoklara daha dayanıklı hale geldikçe, Makroekonomik dengeler daha kuvvetli bir biçimde tesis edildikçe, Beklentiler iyileştikçe, güven arttıkça, 07-05 04-05 01-05 10-04 -15 07-04 04-04 7 TÜRKİYE’DE ENFLASYON VE REEL FAİZ ORANLARI (Aylık, yüzde) 50 40 45 35 40 -5 Beklenen reel faiz (sol eksen) 07-03 düşürmesi ile değil; 11 04-03 biçimde kısa vadeli politika faiz oranını 5 15 01-03 biçimde gösterdiği gibi, TCMB’nin suni bir 15 19 10-02 daha da düşmesi, geçmiş tecrübelerin çok net bir 25 23 07-02 Nominal ve reel faizlerin kalıcı bir biçimde 35 27 04-02 − görüşler* (sağ eksen) 01-02 edilen seviyelerde değildir. 45 Sanayinin genel gidişatı hakkında 31 01-04 Ancak faizler genel düzeyi henüz arzu Fark 35 10-03 − BEKLENEN REEL FAİZ VE SANAYİNİN GENEL GİDİŞATI Beklenen Reel Faiz (sağ eksen) 35 30 30 25 25 20 20 15 15 5 10-05 07-05 04-05 01-05 10-04 07-04 04-04 01-04 10-03 07-03 04-03 0 01-03 0 10-02 geldikçe, gerçekleşecektir. Beklenen 12 Aylık Enflasyon (sol eksen) 5 07-02 finansmanı giderek daha da sürdürülebilir hale 10 10 04-02 Kamu borç stoku ile ilgili endişeler azaldıkça, 01-02 Kaynak: TCMB * TCMB İktisadi Yönelim Anketi, sanayinin genel gidişat eğilimi konusunda görüşler: İyimser - Kötümser 23 Beklenen Reel Faiz ve Sıcak Para SICAK PARA - BEKLENEN REEL FAİZ ORANI Reel Faiz – Sıcak Para İlişkisi Nedir? 1- Reel faizler ile sıcak para arasında ters yönlü ilişki vardır. - Reel faizler düştükçe sıcak para girişi artmakta, - Reel faizler yükseldikçe sıcak para girişi azalmaktadır. 2- (Akım, aylık, Ocak 2002-Ağustos 2005) 5 Sıcak Para (Milyar ABD doları) 4 3 2 1 0 -1 Beklenen Reel Faiz Oranı (Yüzde) -2 5 10 15 20 25 30 35 SICAK PARA - 12 AYLIK ENFLASYON BEKLENTİSİ (Akım ,aylık, Ocak 2002-Ağustos 2005) Beklentiler ile sıcak para arasında 5 Sıcak Para (Milyar ABD doları) 4 aynı yönlü ilişki vardır. 3 - Beklentiler iyileştikçe sıcak para 2 girişi artmakta, 1 0 - Beklentiler kötüleştikçe sıcak para -1 12 Aylık Beklenen Enflasyon Oranı (Yüzde) girişi azalmaktadır. 50 45 Kaynak: TCMB 40 35 30 25 20 15 -2 10 5 24 Beklenen Reel Faiz ve Sıcak Para 1- Olumsuz Döngü BEKLENEN REEL FAİZ VE SICAK PARA Yüzde Milyon ABD doları 45 Geleceğe İlişkin Beklentiler Kötüleşir. Sermaye Girişi Azalır, Çıkış Yaşanmaya Başlar. 25000 Beklenen Reel Faizler (sol eksen) 35 20000 15000 Nominal ve Reel Faizler Yükselir. 25 10000 15 5000 2- Olumlu Döngü Geleceğe İlişkin Beklentiler İyileşir. 5 0 -5 -5000 -15 -15000 05-05 01-05 09-04 05-04 01-04 09-03 05-03 -20000 01-03 -35 09-02 Sıcak paranın yönünü ve hacmini reel faizlerin seviyesinden ziyade, beklentiler belirlemektedir. -25 05-02 Nominal ve Reel Faizler Düşer. -10000 (sağ eksen, 12 aylık kümülatif) 01-02 Sermaye Girişi Yaşanır. Sıcak Para Kaynak: TCMB 25 Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası 26 Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası TCMB, dalgalı kur politikası kapsamında piyasalarda iki tür işlem yapmaktadır. - Dalgalı kur rejimi çerçevesinde ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değeri piyasa koşulları altında, arz ve talep gelişmelerine bağlı olarak oluşmaktadır. Bu rejimde ne 1. Aşırı Oynaklığa Müdahale: - Her iki yönde, Hükümetin ne de Merkez Bankası’nın kurun - Nedenlerini ve potansiyel gelişmeleri dikkate seviyesi ile ilgili bir hedefi yoktur. alarak, - Ancak, dalgalı kur rejimi; döviz kurunun - Doğrudan veya duyuru ve uyarılar şeklinde ekonomik temellerden kopuk bir biçimde aşağı yapılmaktadır. veya yukarı yönlü, kontrolsüz bir biçimde hareket etmesi demek değildir. 2. Rezerv Biriktirme Amaçlı Döviz - Döviz kuru, taşıdığı önem itibarı ile finansal Alımları: istikrarın bir parçası olarak Merkez Bankası’nın - TCMB’nin 21.10.2005 itibarı ile döviz her zaman dikkatle izlediği bir değişkendir. rezervleri 44.2 milyar ABD doları seviyesindedir. 27 Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası Ancak, ÜLKELERİN KUR REJİMİNE GÖRE - Kamu kesiminin dış borç ödemeleri: 2005Ç3-2008 arası 51.1 milyar ABD doları borç ödemesi, - TCMB bilançosundaki maliyeti yüksek döviz yükümlülüklerini kademeli olarak azaltmak, - Güven tesisi amaçları ile uluslararası rezerv pozisyonunu güçlendirmeye yönelik şeffaf, önceden ORTALAMA REZERV / GSMH ORANLARI Oran 0.30 0.28 0.24 0.25 0.19 0.20 0.15 0.12 0.10 açıklanan bir program çerçevesinde döviz alımları yapılmaktadır ve yapılmaya devam edilecektir. - Dünya örnekleri de, dalgalı kur rejimi olsa 0.05 0.00 Sabit/ Yönetilen kur rejimi uygulayan ülkeler Para Kurulu uygulayan ülkeler Serbest/yönetilen dalgalı kur rejimi uygulayan ülkeler T ürkiye(1) bile, ülkelerin yüksek döviz rezervlerine sahip olmayı tercih ettiklerini göstermektedir. Kaynak: IMF (1) 2005 ikinci çeyrek itibariyle 28 Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası Kurun Seviyesini ve Reel Değerini Ne Belirler ? Ülkelerin ulusal paraları, kısa ve uzun vadede: - Seçilen kur rejimlerine ve uygulanan kur politikalarına, - Sermaye hareketlerinin ne ölçüde serbest bırakıldığına, - Devresel hareketlere, büyümeye ve verimlilik artışına, - Uygulanan ekonomi politikaları ve bunun başarı düzeyine, - Ekonominin temellerindeki gelişmeye, - İstikrarda alınan mesafeye, beklentilere ve taşınan risk primine, - İç ve dış ekonomik birimlere verilen güven ve perspektife bağlı olarak, uluslararası likidite koşullarının da etkisi ile değer kazanabilmekte veya kaybedebilmektedir. 2002 Ocak – 2005 Şubat döneminde sadece Türk parasında değil, gelişmekte olan pek çok ülkenin parasında da değerlenme söz konusudur. İran Arjantin Uruguay Venezuela Romanya Mısır Meksika Bolivya Jamaika Sri Lanka Suudi A. Filipinler Malezya Brezilya Kolombiya Paraguay Çin Ürdün Honduras Algeria El Salvador Peru Singapur Ukrayna Şili Tayland Uganda Hindistan Polonya Guatemela Pakistan Tunus Kenya Letonya Belarus Endonezya Macaristan Arnavutluk Litvanya Rusya Türkiye Tonga Benin Çek Cumh. Hırvatistan Slovenya Burkina Cote d'Ivorie Estonya Bulgaristan Angola Slovak C. Botswana Güney Afr. Gelişmekte Olan Ülkelerin Paralarının ABD Doları Karşısında Değerlenme Oranları (Ocak 2002 - Şubat 2005 Tarihleri Arasında Reel Döviz Kurlarındaki % Değişim) Ulusal Paranın Değer Kaybetmesi Ulusal Paranın Değer Kazanması Türkiye -80 -40 Kaynak: World Development Finance 0 40 80 29 Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası TOPLAM NET SERMAYE GİRİŞLERİ Türk Parası Neden Değer Kazanmaktadır? (Yıllık kümülatif, milyon ABD doları) 30000 25000 20000 15000 - Uygulanan ekonomi politikalarının başarılı olması: Enflasyonsuz büyüme, 10000 5000 - Ekonominin temellerindeki düzelme, - İstikrarda alınan mesafe. 0 -5000 -10000 2.5 Ağu.05 2005Ç 2 2005Ç 1 2004Ç 4 2004Ç 3 2004Ç 2 2004Ç 1 Toplam YTL / Toplam YP (sabit kur) 17 Aralık 2004: AB müzakere başlangıç Toplam YTL / Toplam YP tarihi alınması (sabit kur ve sabit çapraz) 1.3 08-05 05-05 02-05 11-04 08-04 05-04 1.1 05-03 - Yabancılar YTL borç enstrümanı ihraç etmektedir. 2003Ç 4 1.7 02-03 - Kişi başına düşen banknot miktarı 2003Ç 3 1.9 1.5 - Banknot devir hızı 2003Ç 2 Toplam YTL / Toplam YP (cari kur) 02-04 - Emisyon hacmi / GSYİH 2003Ç 1 Para reformu 2.3 2.1 Türk Parasının İtibarı Artmaktadır: 2002Ç 4 YENİ TÜRK LİRASI YATIRIM ARAÇLARI / YABANCI PARA Oran YATIRIM ARAÇLARI* (25 Ekim 2005 itibariyle) 11-03 -Risk priminin düşmesi. Kaynak: TCMB 08-03 -Beklentilerde düzelme, 2002Ç 3 - İç ve dış ekonomik birimlere verilen güven ve perspektif, 2002Ç 2 2002Ç 1 -15000 Yabancı Para Portföyü = Mevduat + DİBS + Eurobond+ Diğer Yeni Türk Lirası Portföyü = Mevduat + DİBS + REPO + Yatırım Fonları + Diğer Kaynak: TCMB 30 Dalgalı Kur Rejimi – Kur Politikası YTL (Gösterge niteliğindeki TCMB günlük döviz kurları, ABD doları satış) 1.9 Irak Krizi Cari açık, ABD faiz oranları, İstanbul’da iç-dış siyasi terörist konjonktür saldırılar 1.7 12.5.03 21.5.03 9.6.03 1.3 11 Eylül 27.1.05 22.7.05 4.10.05 10.9.03 25.9.03 16.2.04 3.6.05 9.3.05 1.1 Telekom Krizi 0.9 0.7 Dalgalı Kura Geçiş 09-05 05-05 01-05 09-04 05-04 09-03 05-03 01-03 09-02 05-02 0.5 01-02 - Dalgalı kur rejimi altında döviz kurlarının seviyesinin bir sonuç olduğu, TCMB’nin müdahalelerinin seviyeye değil oynaklığa müdahale olduğu unutulmamalıdır. 18.7.03 2.12.02 09-01 - 2002 - 2005 döneminde 33.9 milyar, 22 Aralık 2004’ten beri ise 17.9 milyar ABD doları döviz alınmıştır. Alımlar devam etmektedir. 1.5 05-01 - 2003 yılı başından bugüne kadar, 11 Mayıs 2004 tarihi haricinde piyasalara hiç döviz satışı yapılmamıştır. 2002 Yazı Siyasi Gerginlik 01-01 - Dalgalı kura geçiş, Telekom krizi, 11 Eylül olayları, 2002 yazı siyasi gerginlik, Irak Krizi, Ekim 2003, Nisan-Mayıs 2004’de 7 defa Türk parasında ani değer kaybı yaşanmıştır. Ekonominin temelleri bozulur; istikrar programı aksar; bekleyişler kötüleşirse, pekala tekrar olabilir. 01-04 Merkez Bankası’nın Yeni Türk Lirasını değerli tutmak yönünde bir politikası yoktur. DÖVİZ KURLARI Not: Kırmızı ile yazılmış tarihler, TCMB’nin döviz piyasalarına alım yönlü müdahale yaptığı tarihleri göstermektedir. Kaynak: TCMB 31 Cari Açık 32 Cari Açık Cari Açık - Kriz - 1980’lerden sonra dünyada sermaye hareketlerinin serbestleşmesine ve artmasına paralel olarak; Ödemeler dengesi krizleri sıklaşmış, cari açık / GSMH oranları yakından takip edilmeye başlanmıştır. Geçmişte neler oldu? Gevşek maliye ve buna uyumlu para politikaları Sabit / öngörülebilir Aşırı iç talep artışı, Vadelerin kısalması, Türkiye’nin geçmiş tecrübeleri de bu kur rejimi Yüksek enflasyon, Oynak ve dengesiz büyüme dönemleri, İç veya dış şokların tetikleyici etkisi Ekonomik belirsizliklerin artması, Döviz talebinde artış Cari açık, geciken tedbirler Rezervler üzerinde baskı Bekleyişlerin bozulması yöndedir. Kriz Kriz ve ve Devalüasyon Devalüasyon 33 Cari Açık Cari Açık - Kriz - Son yıllarda ise dünyada artan finansal ve ekonomik bütünleşme, makroekonomik istikrarın güçlendiği ülkelerde daha yüksek açıkların sürdürülebilmesine imkan tanımaktadır. - Üstelik cari açık tek başına bir kriz göstergesi değildir: 1997’de Asya’da kriz yaşayan ülkelerde cari denge fazla vermekteydi. - Bugün Türkiye ekonomisinin koşulları geçmişten önemli ölçüde farklıdır; bu yüzden cari açıktaki artışın, bugünkü koşullarda ve mevcut program uygulaması çerçevesinde krizle sonuçlanması beklenmemelidir. No rv eç Venezü ela Malezya Ukray na Rusya İsv eç Filip in ler Tay lan d Fin lan diya Çin Belçika Alman ya End on ezya Kanada Arjan tin Brezilya Şili Dan imarka Peru Av usturya Mek sika Polo n ya İtalya İrlan da Ug an da Tu n us Gün ey Belarus Slov ak Ken ya Yun an istan Gu atemala İsp an ya Arn avu tlu k Türkiye İzlan da Çek Cumh. Hırvatistan ABD Mak edo n ya Seneg al Yeni Zelan da Av ustralya Mo ldo v ya Bulgaristan Ro man ya Portek iz Ben in Litv an ya Macaristan Malta Leto n ya Mo zamb ik Sırb istan Jamaika Esto n ya -16 ÜLKELERİN CARİ AÇIK / GSYİH ORANLARI (2004) Cari fazla Türkiye Cari açık -11 Kaynak: Dünya Bankası -6 -1 4 9 14 34 Cari Açık – Değişen Koşullar Geçmişten farklı olan koşullar nelerdir ? TOPLAM YURTİÇİ YATIRIMLAR VE TOPLAM YURTİÇİ TASARRUFLAR 15 13 1. Açığın nedenleri farklıdır. A- Cari Denge = T.Yurtiçi Tas. – T. Yurtiçi Yat. - 2001 krizinden önce, hem yatırımlar hem de gevşek maliye politikası ve artan bütçe açıkları nedeni ile yurtiçi tasarruflar azalmıştır. - Oysa bugün hem toplam yurtiçi yatırımlar, hem de sıkı maliye politikası sayesinde kamu tasarrufları artmaktadır. - Dolayısıyla bugün cari açık, geçmişten farklı olarak, yatırımların tasarruflardan daha hızlı artması nedeni ile oluşmuştur. (Reel değerler, trilyon YTL) Toplam Yurtiçi Yatırımlar 11 9 7 Toplam Yurtiçi Tasarruflar 5 3 1 -1 -3 Kamu Tasarrufları -5 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Kaynak: DİE 35 Cari Açık – Değişen Koşullar HAM PETROL FİYATLARI VE CARİ AÇIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ABD doları 70 Puan B- 2000 yılından beri sürekli olarak artış 1.2 gösteren petrol fiyatları cari açığımızı 1.0 olumsuz etkilemiştir. 0.8 Ham Petrol Fiyatlarındaki Artışın Cari Açık / GSMH Üzerindeki Olumsuz Etkisi (sol eksen) 58 Giderek artan bu olumsuz etki 2005 yılı Temmuz ayı 0.4 0.2 - Cari açığın petrolden kaynaklanan kısmı, cari 0.0 0.31 20 açıkta katılık yaratan bir rol oynamaktadır. Küresel faizlerin düşük seyretmesiyle birlikte orta vadede dolardaki düşüşün devam edeceği ve petrol 2002 2003 2004 2005** 10-05 * 2001 yılı ortalaması 22.7 kullanılmıştır. ** Ham petrol ithalatı Temmuz ayı itibariyle 12 aylık kümülatif, GSMH ise Ç2 itibariyle yıllık kümülatifdir. 10-05, 28 Ekim 2005 tarihli Brent petrol fiyatıdır. - Ham petrol fiyatları neden artmaktadır? sonucu düşük arz esnekliği, 30 0.06 2001 Dünyada petrol sektörüne yeterli yatırım yapılmaması 50 0.69 40 itibariyle GSMH’nın % 1’ini geçmiştir. 60 Ham Petrol Varil Fiyatı (sağ eksen) 0.6 1.09 CARİ AÇIK (Yıllık kümülatif, milyar ABD doları) 10 5 Nisan 1998 0.26 Kasım 2000 -6.1 0 Temmuz 2003 -1.6 Nisan 1998 -2.5 -5 Temmuz 2003 -6.2 Nisan 2005 -10.6 -10 fiyatlarının artacağı beklentisiyle yatırımcıların Ham Petrol İthalatı Hariç Cari Açık -15 Kaynak: DİE, DPT, TCMB 06-05 12-04 06-04 12-03 06-03 12-02 06-02 12-01 06-01 12-00 06-00 12-99 06-99 12-98 -25 06-98 petrol talebi. Nisan 2005 -17.3 Ağustos 2005 -20.7 12-97 Büyüme oranlarının yüksek seyretmesi sonucu artan 06-97 Ağustos 2005 -13.0 Cari Açık -20 12-96 korunma amaçlı olarak petrol piyasalarına girmeleri, Kasım 2000 -10.2 36 Cari Açık – Değişen Koşullar SERMAYENİN VADE YAPISI Doğrudan Yabancı Yatırım (sağ eksen) 8 2.8 2.3 6 4 1.8 Kısa Vadeli Sermaye* (sol eksen) Uzun Vadeli Sermaye ** (sol eksen) 2 0 -2 2004Ç 1 2004Ç 3 2005Ç 1 Kaynak: TCMB kullanımındaki yüksek artıştır: Toplam 120 girişin yüzde 33’ünü oluşturmaktadır. 100 BANKACILIK DIŞI ÖZEL SEKTÖRÜN KREDİ KULLANIMI VE SERMAYE VE ARA MALLARI İTHALATI (Milyar ABD doları) Bankacılık Dışı Özel Kesimin Kullandığı Krediler (sağ Eksen) Sermaye ve Ara Malları İthalatı (sol Eksen) 10 8 6 80 Tüketim Malları İthalatı (sol Eksen) 60 4 2 40 0 -4 Kaynak: DİE, TCMB 2003 0 2002 -2 2001 20 2000 - Bu krediler sermaye malı ve ara malı ithalatında kullanılmaktadır, üretime yöneliktir. 2003Ç 3 * Kısa vadeli ticari krediler, kısa vadeli banka ve diğer sektör kredileri ve bankaların mevduatları. ** Uzun vadeli ticari krediler, bankaların ve diğer sektörlerin uzun vadeli kredileri. bankacılık dışı özel sektörün kredi - Ticari kredilerin payı : % 36 - Uzun vadeli kredilerin payı : % 62 0.8 -0.3 2003Ç 1 A- Sermaye girişinin en önemli kaynağı Bu kalemin içinde; 1.3 0.3 1999 2005 yılı Ağustos ayı itibariyle IMF kredileri ve döviz rezervleri hariç yıllık kümülatif net sermaye girişi 26.9 milyar ABD doları olmuştur. 3.3 2005 Ağustos 2. Açığı finanse eden sermaye hareketlerinin yapısı değişmektedir: 10 2004 Geçmişten farklı olan koşullar nelerdir ? (12 aylık kümülatif, milyar ABD doları) 37 Cari Açık – Değişen Koşullar 3.5 2005 tahmini 5 Milyar ABD doları 2.5 1.5 bu eğilimin takip eden yıllarda devamı öngörülmektedir. Kaynak: TCMB - Özelleştirmede gösterilen performansın etkisi büyüktür Milyar ABD doları 12-05 08-05 04-05 12-04 08-04 04-04 5 2005* 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 1996 1995 0 1994 C- Kısa vadeli sermayenin toplam içindeki payı ise yüzde 53’tür. Kısa vadeli sermaye girişinin artışında temel etken bankaların kullandıkları kısa vadeli kredilerdeki artıştır. Bankacılık sektöründeki kırılganlıkların azalması ile riski de azalmaktadır. 10 1993 gelirlerinin 2 katından fazladır. 15 1990 rakam, Türkiye’nin son 20 yılda elde ettiği bütün özelleştirme 1989 taahhüt edilen miktar 20 milyar doları bulmuştur.** Bu ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ 20 1985-88 - 2005 yılında özelleştirme ve diğer uygulamalar kapsamında 12-03 - Yabancı yatırımlarda 2005 yılında ciddi bir artış görülmekte ve 08-03 0.5 04-03 rakam 2 milyar dolara yükselmiştir. 3.8 1992 - 2000-2004 dönemini kapsayan son 5 yıllık dönemde ise bu 4.5 12-02 ortalama 500 milyon dolar civarında olmuştur. 5.5 1991 sermaye girişi kademeli olarak artmasına rağmen yıllık (12 aylık kümülatif, milyar ABD doları) Milyar ABD doları 08-02 - 1980-2000 dönemini kapsayan 20 yıllık bir dönemde yabancı DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM 04-02 B- Toplam sermaye hareketleri içinde uzun vadeli sermayenin ve doğrudan yabancı yatırımın payı hızla artmaktadır. Yapısal reformlar devam ettiği, istikrar korunduğu sürece daha da artacaktır. * Kaynak: ÖİB, Ekim 2005 itibariyle. ** Galataport dahil. 38 Cari Açık – Değişen Koşullar - Sıcak para sorun mudur? Dalgalı kur uygulaması; şok emici, risk piyasada Geçmişte sabit/öngörülebilir kur rejiminde kur taahhüdü vardı; sıcak para çıkmak istediğinde TCMB bu kurdan satmak zorunda, rejim sürdüğü sürece kur riski yok, getiri garanti. Yabancı Kaynaklı Sıcak Para 10 5 0 -5 Yerleşik Kaynaklı Sıcak Para -10 DİBS’lerin vadelerinin uzaması, Ekonomik temellerin sağlamlaşması, Sıcak paranın ani hareketlerini yavaşlatmakta, olumsuz etkilerini azaltmaktadır. 07-05 01-05 07-04 01-04 Sıcak Para (Ağustos 2005 itibariyle yıllık kümülatif, milyar ABD doları) Ağu. 2005 12.2 Yabancı Kaynaklı 07-03 Kaynak: TCMB. Bugün kur taahhüdü yok; sıcak para çıkmak istediğinde piyasa kurlarından işlem yapmak zorunda; kur riski var, getiri garanti değil, zarar da edilebilir. 01-03 07-02 -15 01-02 - Sıcak paranın en önemli kalemi, hisse senedi ve devlet iç borçlanma senetlerinden (DİBS) oluşan portföy yatırımlarıdır. (12 aylık kümülatif , net hata noksan hariç) 15 07-01 - Sıcak para sadece yabancı kaynaklı değildir, Ülkemizde önemli miktarda yerleşik kaynaklı sıcak para da söz konusudur. SICAK PARANIN KOMPOZİSYONU Milyar ABD doları 01-01 D- Kısa vadeli sermaye akımlarının bir kısmı, portföy yatırımları ve net hata noksan ile birlikte sıcak para tanımını oluşturmaktadır. DİBS 5.9 Hisse Senedi 4.8 Mevduat (TL+ YP+Repo) 1.5 Yerleşik Kaynaklı 2.6 Bankacılık s. yurt dışına kısa vadeli kredi 0.2 Bankacılık s. kısa vadeli dış borç 2.3 Özel s. kısa vadeli dış borç 0.1 Net Hata Noksan (birikimli) 7.3 39 Cari Açık – Değişen Koşullar 3 2.8 (1990-2004 mutlak değerlerinin ortalaması, GSYİH oranı, yüzde) 2.7 2.5 NHN = Cari İşlemler Hes. – Sermaye Hes. 2.1 2 1.8 1.5 Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin NHN kalemi çok yüksek değildir. - - Para ikamesi; NHN kalemi ters para ikamesinin yaşandığı, göreli istikrarın sağlandığı dönemlerde artı; para ikamesinin yaşandığı, kriz ve istikrarsızlık dönemlerinde ise eksi bakiye verme eğilimindedir. Son dönemde NHN kalemindeki artış; artan güven neticesinde özel sektörün yurtdışında veya yastık altında tuttukları yabancı varlıkları yurtiçine getirmelerini teyit eder niteliktedir. 0.6 0.5 0.5 0.5 Polonya Macaristan Çek Cumh. İspanya Slovakya İtalya Türkiye Portekiz 0.4 0.4 Fransa 0.6 Kaynak: IMF Milyon ABD doları NET HATA NOKSAN VE PARA İKAMESİ* Net Hata ve Noksan (sol eksen) Para İkamesi (sağ eksen) 6000 Oran (1996-2005 Ağustos) 8000 4000 43 41 39 37 * Para ikamesi, yerleşiklerin yabancı para portföylerinin toplam portföylerine oranı olarak hesaplanmıştır. 0.4 Yunanistan 0.7 Slovenya 0.7 Avusturya 0.8 0.8 İngiltere 0.9 Almanya 0.9 Romanya Bulgaristan Turizm ve bavul ticaretinin anketler yoluyla elde edilmesindeki hatalar. 0 İsveç Gümrük işlemlerine ilişkin beyanat hataları, 1 0.5 İsviçre 1.1 1 İrlanda İthalat ve ihracatta malın hareketi ile ödemenin farklı bilanço dönemlerinde olabilmesi, 1.2 Hırvatistan Bankacılık dışı özel sektörün döviz varlıklarının tam izlenememesi, 1.5 1.5 Finlandiya NHN’nın oluşmasının çeşitli sebepleri vardır: Danimarka - Hollanda E- Son yıllarda net hata ve noksan kaleminde (NHN) önemli bir artış söz konusudur. AVRUPA ÜLKELERİNİN NET HATA VE NOKSAN DEĞERLERİ 35 2000 33 0 31 29 -2000 27 * 2005 Ağustos itibariyle yıllık. Kaynak: TCMB 2005* 2004 2003 2002 2001 2000 1999 1998 1997 25 1996 -4000 40 Cari Açık – Değişen Koşullar Geçmişten farklı olan koşullar nelerdir? FİNANSAL SAĞLAMLIK ENDEKSİ Endeks 115 110 105 100 4. Döviz rezervleri rekor seviyelerdedir. 5. YTL suni olarak değerli tutulmamaktadır. Tem.05 May.05 Oca.05 Mar.05 Eyl.04 Kas.04 Tem.04 May.04 Oca.04 Mar.04 Eyl.03 Kas.03 Tem.03 May.03 Oca.03 Mar.03 Eyl.02 Kas.02 Tem.02 May.02 Ara.01 Mar.02 Geçmiş eğilimlere dönmek risktir. 80 Ara.00 Ancak, reel sektör açık pozisyonlarına dikkat etmelidir. 85 Haz.01 90 Ara.99 sektörü açık pozisyon miktarı çok daha azdır. 95 Haz.00 3. Finans sektörü daha kuvvetli, bankacılık Not: Endeks değerindeki artış iyileşmeyi, azalış kötüleşmeyi göstermektedir. Kaynak: TCMB BANKACILIK SEKTÖRÜ YABANCI PARA NET POZİSYONUNUN GELİŞİMİ Milyon ABD doları 1000 TCMB, 2002-2005 (27 Ekim) arası dönemde 33.9 milyar ABD doları döviz alımı yapmıştır. 0 -1000 6. Sıkı maliye ve para politikaları -2000 uygulanmaktadır. -3000 Özel Bankalar Toplam Bankacılık Sektörü -4000 7. Daha düşük bir enflasyon ortamı söz konusudur, makroekonomik istikrarda önemli mesafeler alınmıştır. -5000 -6000 02-01 08-01 02-02 Kaynak: DİE, TCMB, BDDK 08-02 02-03 08-03 02-04 08-04 02-05 08-05 41 Cari Açık - Faiz - Kur İlişkisi Üzerine: TCMB O/N FAİZİ- REEL DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ Cari Açık - Faiz; Teorik ve uygulamalı iktisat yazının da gösterdiği üzere belli varsayımlar altında hemen hemen tüm ülkelerde cari açık ile faizler arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Bizde de böyledir: 160 Faizlerin yükselmesi cari açığı azaltmakta veya artışını baskı altına almakta; 130 - (2001-2005Eylül,TÜFE bazlı reel kur, aylık) 170 Reel Kur 150 140 120 Faizlerin düşmesi ise cari açığı artırmaktadır. TCMB O/N Faizi 110 0 10 20 30 40 50 60 70 Kaynak: TCMB Faiz – Reel Döviz Kuru ; - Ülkemizde politika faizleri ile reel döviz kuru arasındaki ilişki ise beklenenin / öngörülenin aksine ters yönlüdür. - Diğer bir deyişle; faizler düştükçe Türk parası değer kazanmış, yükseldikçe değer kaybetmiştir. Bekleyişler; faizler ile kur arasındaki teorik çerçevenin öngördüğü ilişkiyi tersine çevirmiştir. - Faizlerin düşmesi olumlu bekleyişleri kuvvetlendirmekte, sermaye girişine yol açmakta ve kur üzerinde satış baskısı doğurmaktadır. Faizlerin yükselmesi ise beklentileri olumsuz etkileyerek ulusal paranın değer kaybetmesine neden olmaktadır. - Dolayısı ile faizleri düşürmenin, kur üzerinden cari açığı azaltıcı bir etkisi bugün için söz konusu değildir. 42 Türkiye Ekonomisi - Bundan Sonra 43 Türkiye Ekonomisi- Bundan Sonra Bundan sonra Türkiye ekonomisinin geleceği, nihai amaçlarına ne zaman ve ne şekilde Bu yüzden bugün artık tartışmaların; Gerçek işlevleri dışında, sadece kısa vadeli bir bakış açısı ile “yükseldi-düştü” şeklinde yapılan ve bir kısır döngüye dönüşmüş bulunan; Kur ulaşabileceği; yapısal değişim sürecini hangi oranda (ne derinlikte) ve ne hızla Borsa Faiz gerçekleştirebileceğine bağlı olarak değişecektir. üçgeninin dışına çıkması, 44 Türkiye Ekonomisi- Bundan Sonra Orta ve uzun vadeli bir bakış açısı ile; Fiyat İstikrarı Bundan Bundan Sonra: Sonra: 11- Bankacılık Bankacılık Sektörü Sektörü Reformu Reformu 22- Vergi Vergi Reformu Reformu 33- Sosyal Sosyal Güvenlik Güvenlik Reformu Reformu 44- Mali Mali Uyumun Uyumun Kalitesi Kalitesi Sürdürülebilir İstihdam Artışı 55- Kamu Kamu Personel Personel Reformu Reformu Sürdürülebilir Büyüme çerçevesinde, bundan sonra neler yapılması gerektiğine odaklanması gerekmektedir. AB üyelik süreci önemli bir çerçeve sunmaktadır. 66- İyi İyi yönetişim yönetişim ilkelerinin ilkelerinin hayata hayata geçirilmesi geçirilmesi 77- Yatırım Yatırım ortamının ortamının geliştirilmesi geliştirilmesi 88- Verimlilik Verimlilik artışlarının artışlarının tüm tüm sektörlere sektörlere yayılması yayılması 99- Aktif Aktif istihdam istihdam politikaları politikaları 1010- Ekonomik Ekonomik Politikaların Politikaların Koordinasyonu Koordinasyonu 1111- Kurumsallaşma Kurumsallaşma 45 EK 1: Dolarizasyon 46 Dolarizasyon / Ters Dolarizasyon Üzerine: Dolarizasyonun Nedenleri; 1983 – 2001 - Makroekonomik istikrarsızlık; Kronik ve yüksek enflasyon, Enflasyondaki oynaklığın kurlardaki oynaklıktan göreli olarak daha yüksek olması. - Eksik piyasa düzenlemeleri; YP mevduata devlet garantisi, Riskten korunma araçlarının gelişmemiş olması, Denetim eksikliği. - Ekonomi politikalarına yönelik güven kaybı. 2001 yılı itibariyle Türkiye, yükselen piyasa ekonomileri arasında dolarizasyonun en yüksek olduğu ülkelerden biri olmuştur. - Döviz mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı; 1990’da % 25.9 2001’de % 58.2 Kamboçy a Boliv y a Gürcistan Arjantin Hırv atistan Peru Belarus Makedony a Türkiy e Bulgaristan Kazakistan Romany a Litv any a Hong Kong Letony a Kosta Rika Slov eny a Rusy a Ukray na Arnav utluk Filipinler Mısır Estony a Macaristan Endonezy a Yunanistan Polony a İsrail Slov ak Cumh. Çek Cumh. Meksika Şili Çin G.Af rika Danimarka Hollanda Malezy a Kore Yeni Zelanda Türkiye BAZI ÜLKELERDE DÖVİZ MEVDUATININ TOPLAM MEVDUAT İÇİNDEKİ PAYI (2001- yıl ortalaması) Yüzde 0 20 40 60 80 100 Kaynak: De Nicolo, G.; P. Honohan and A. Ize; “Dollarization of the Banking System: Good or Bad?”; IMF Working Paper; WP/03/146 47 Dolarizasyon / Ters Dolarizasyon Üzerine: Dolarizasyonun Olumsuz Etkileri PARANIN DOLAŞIM HIZI* 70 113.5 - Para Politikası Üzerinde; Para talebinde istikrarsızlık (Enflasyonun 60 tahmin ve kontrol edilmesini zorlaştırır). 50 - Finans Kesimi Üzerinde; Ödeme gücüne ilişkin riskler (bilanço riski, kredi riski), 40 Likidite riski. 30 - Kamu Kesimi Üzerinde; Kamu borcunun sürdürülebilirliği riski, Kamudaki uyumsuzlukların bankacılık sistemini olumsuz etkilemesi. 20 Sık fiyatlama davranışı. 2005Ç 2 2003Ç 4 2002Ç 2 2000Ç 4 1999Ç 2 1997Ç 4 1996Ç 2 1994Ç 4 1993Ç 2 Bilanço riski, 1991Ç 4 - Reel Kesim Üzerinde; 10 1990Ç 2 *GSMH / Merkez Bankası Parası Paranın dolaşım hızının istikrarı, para talebi istikrarının bir göstergesidir. Kaynak: TCMB, DİE 48 Dolarizasyon / Ters Dolarizasyon Üzerine: Son 3 Yıldır Dolarizasyon Süreci Tersine Dönmektedir. Döv.Mevd. / Toplam Mevd. oranı 2005 Ekim ayı itibariyle % 37.7. - 0.7 0.6 0.5 YTL yatırım araçlarının YP yatırım araçlarına oranı yükselmektedir. 0.4 Dolarizasyonun Tersine Dönmesinin Nedenleri: 0.3 - - Makroekonomik istikrarı sağlamaya yönelik adımlar; Sıkı para ve maliye politikaları, yapısal reformlar, piyasa düzenlemeleri, örtük enflasyon hedeflemesi, dalgalı kur rejimi; DÖVİZ MEVDUATIN TOPLAM MEVDUAT İÇİNDEKİ PAYI Oran 0.2 0.1 0 Tek haneli enflasyon rakamları, döviz kuru riski artık piyasada. Enflasyon - Kur göreli oynaklığı azalmıştır. 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005* * 7 Ekim 2005 itibariyle ENFLASYON – DÖVİZ KURU GÖRELİ OYNAKLIK* Oran 4 01-05 01-04 01-03 01-02 01-01 01-00 01-99 01-98 0 01-97 Yabancı para cinsinden aracılığın maliyetlerini artırıcı tedbirler, düşünülmelidir. 0.5 01-96 Ulusal para kullanımını teşvik edici, 1 01-95 1.5 01-94 - Uygulanmakta olan politikalara ve yapısal reformlara devam edilmeli; 2 01-93 İstikrar programına ve kur politikasına muhalefetin bir nedeni dolarizasyondur. 2.5 01-92 Geçmişteki alışkanlıklar azalmakla birlikte devam etmektedir. 3 01-91 3.5 01-90 - Ancak dolarizasyon oranları hızlı bir şekilde düşmemektedir, hala yüksektir. * Enflasyondaki oynaklık / Kurlardaki oynaklık; Oynaklıklar aylık % değişimlerin 6 aylık hareketli standart sapması ile hesaplanmıştır. Kurlar, aylık ortalama ABD doları satış; enflasyon, TÜFE aylık % değişim Kaynak: TCMB 49 EK 2: İç Borç Stoku – Faiz Oranları 50 İç Borç Stoku – Faiz Oranları İç Borç Stoku ve Faiz Oranları İÇ BORÇ STOKU (Milyar YTL, ÜFE 2003=100, TEFE 1994=100) 250 - İç borçlanma mekanizmasına bakıldığında; YTL cinsinden yeni borçlanma yapıldığında borç stokuna ilave edilen rakam, Hazine’nin kasasına fiilen giren tutar kadar olmaktadır. Borcun vadesi geldiğinde ise ödenmesi gereken rakam kasaya giren tutar ve bu tutar için ödenmesi gereken faiz miktarıdır. 195 Reel İç Borç Stoku (sağ eksen) 200 170 Hazine itfasından az borçlanmadığı sürece, anapara ve faiz borcunu ödemek için bu toplam kadar yeniden net borçlanma yapması gerekmektedir. 150 145 Dolayısı ile her itfada borç stoku anapara kadar azalırken, eski borç stoktan çıkarken, anapara artı faiz ödemesi kadar tutar yeni borç olarak stoka ilave olmaktadır. Nominal İç Borç Stoku (sol eksen) 100 120 09-05 11-04 01-04 03-03 05-02 07-01 70 09-00 0 11-99 95 01-99 Sonuç olarak reel ve nominal faizler eksi olmadıkları sürece, % 1 bile olsalar, anaparadan az borçlanılmadığı hallerde, YTL borç stoku reel ve nominal olarak sürekli artış gösterecektir. Özelleştirme bu konuda önemli fırsatlar sunmaktadır. 50 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, TCMB 51 İç Borç Stoku – Faiz Oranları 93.6 100.0 Stok / ödenen faiz miktarı oranında ciddi düşüşler söz konusudur. 78.6 80.0 77.4 70.4 63.5 69.2 60.0 54.5 Maastricht Kriteri (Brüt) 74.6 54.5 58.4 52.3 40.0 İç Borç Stoku 20.0 0.0 2001 Milyar YTL 2004 2005* 2006 2007 İÇ BORÇ STOKU (Nominal) VE FAİZ ÖDEMELERİNİN PAYI (1999 Ocak - 2005 Ağustos) 250 Oran 0.7 0.6 İç Borç Stoku (sol eksen) 200 0.5 150 0.4 100 0.3 50 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı 01-04 08-03 03-03 10-02 05-02 12-01 07-01 02-01 09-00 04-00 06-99 0 0.2 Faiz Ödemelerinin Payı (sağ eksen) 01-99 - Ancak sadece borç stokunu azaltan politikalar değil, sürdürülebilirlik ile etkinliği dikkate alan ve maliye politikasının büyüme üzerindeki etkisini ençoklamayı hedefleyen mali uyumun kalitesi de son derece önemlidir. 2003 * İç borç stoku /GSMH, 2005 ikinci çeyrek itibariyle yıllık kümülatif alınmıştır. 300 - Dolayısıyla, Ulusal Program ve Niyet Mektubu çerçevesinde orta vadeli borç azaltma stratejisine uygun olarak, sıkı maliye politikası ve faiz dışı fazla uygulaması son derece önemlidir. 2002 11-99 - Türkiye’nin borç stoku / GSMH oranı pek çok ülke için yönetilebilir bir oran olsa da, stokun yapısı ve son dönemlerde uzamasına rağmen, ortalama vadesinin henüz oldukça kısa olması bir risk unsuru oluşturmaktadır. 53.5 53.7 09-05 Borç stokunun milli gelire oranı düşmektedir. 83.4 04-05 Toplam Net Borç Stoku 90.5 11-04 - Bu yüzden borç stokuna oran olarak bakılması gerekir. Toplam Brüt Borç Stoku 107.5 06-04 İç Borç Stoku ve Faiz Oranları BORÇ STOKU (GSMH’ye oranı, yüzde) 120.0 0.1 52 EKONOMİK GÖRÜNÜM TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI Ekim 2005 53