Ruh Sağlığı ve Ruh Sağlığı Sorunlarının Tedavisi

advertisement
Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
Ruh Sağlığı ve Ruh Sağlığı Sorunlarının Tedavisi
Genel anlamda sağlık, bedensel ve ruhsal iyilik durumu olarak tanımlanır. Ruh sağlığı da, en genel
anlamıyla insanın duygu, düşünce ve davranışlarının bir bütünlük içinde bulunduğu, kendisi ve diğer
insanlarla uyum ve denge içinde olduğu, iyilik halidir. Bu iyilik halinde olan yani ruh sağlığı yerinde
olan kişinin belli başlı özellikleri şunlardır: Kendini olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle kabul eder;
kendinden memnundur; nedeni belli olmayan, kuşku, kaygı ve korkular hissetmez; diğer insanlarla
iletişimi ve ilişkileri sorunsuzdur; yaşadığı toplumla uyumlu davranış ve tutumlar sergiler; toplumsal
rollerini yerine getirmede istekli ve başarılıdır; kararlarını kendi alır ve uygular, söylediklerinin ve
yaptıklarının sorumluluğunu alır; geleceğine umutla bakar, hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için
çabası vardır; sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşamı ve partner ilişkisi vardır; karşılaştığı zorluklarla baş
etme, sorunların üstesinden gelme gücüne sahiptir... Ruh sağlığı yerinde olmayan kişinin ise, günlük
yaşamını ve kişiler arası ilişkilerini bozacak nitelikte, sürekli ya da tekrarlayıcı şekilde duygu, düşünce
ve davranışlarında tutarsızlıklar, aşırılıklar ve uygunsuzluklar vardır.
RUH SAĞLIĞI BOZULURSA...
Ruh sağlığı da beden sağlığı gibi bozulabilir ve düzelmesi için tedavi gerekebilir. Ne var ki ruh sağlığı
sorunları genellikle fark edilmez ya da bu sorunlu davranış ve tutumlarının “kişilik özelliği olduğu
düşünülerek” dikkate alınmaz. Oysa, insanın kendisiyle ve çevresiyle ilişkisinin belirleyicisi olan ruh
sağlığındaki sorunlar, öncelikle kişinin kendisi ve ailesi, sonra yakın çevresi ve nihayetinde toplum
açısından olumsuz sonuçlar ortaya koyabileceği için ruh sağlığı sorunlarının tedavisi, fiziksel
hastalıkların tedavisi kadar önemlidir. Beden sağlığında bir sorun olduğunda, ağrı, acı, gibi somut
fiziksel belirtiler sayesinde bir sorun olduğu anlaşılır. Ancak ruh sağlığındaki sorunların anlaşılması bu
kadar kolay ve çabuk olmadığından, bu sorunlar insanın yaşamını her düzeyde olumsuz etkiler. Ruh
sağlığı bozuklukları sadece psikiyatrik hastalıklarla sınırlı değildir. Yaşama isteği olmayan, mutsuz,
çevresiyle iyi ilişkiler kuramayan, hırçın, kavgacı, uyumsuz vb olumsuz özelliklere sahip insanlar da
aslında ruh sağlığı sorunları nedeniyle bu durumdadırlar.
BEN DELİ MİYİM?
Beden sağlığı bozulduğunda hemen tedavi arayışına girişilir, doktora başvurulur ama ruh sağlığı söz
konusu olduğunda aynı şey geçerli olmaz. Bunun birincil nedeni, kişinin yaşadığı ruhsal soruna ilişkin
farkındalığının olmaması, yani ruh sağlığının bozulduğunu anlayamamasıdır. Bunu anlayabilen ya da
çevresindekiler tarafından uyarılan kişilerin önündeki engel ise “Ben deli miyim?”, “Psikoterapiste ya
da psikiyatriste deliler gider” şeklinde toplumda yaygın olan yanlış algıdır. Kişinin bu engeli de aşarak
bir ruh sağlığı profesyoneline başvurmak istemesi durumunda da nereye başvuracağını, nasıl destek
alacağını bilememesi söz konusu olabilir.
PSİKOTERAPİST VE PSİKİYATRIN FARKI...
Psikoloji kısaca “ruh bilimi” anlamına gelir. Psikoterapist bireylerin, grupların, çiftlerin ya da ailelerin
ruhsal sorunlarına çözüm getirmek için onlarla işbirliği içinde çalışan ve psikoterapi yapan kişidir.
Psikiyatri ise kısaca “ruh ve sinir hastalıklarının teşhis ve tedavisi ile uğraşan uzmanlık dalı”dır.
Ruhsal ve davranışsal değişiklikler beyindeki kimyasalların değişimine bağlı olarak ortaya çıkar.
Beyin kimyasının değişmesiyle ortaya çıkan ruh hastalıklarının incelenmesi, teşhisi, tedavisi ve
önlenmesi konusunda uzmanlaşan tıp alanı psikiyatridir. Üniversitelerin tıp fakültesini bitirerek
psikiyatri dalında uzmanlık yapan doktorlar “psikiyatr” unvanı alır. Psikiyatri uzmanı, psikolojik
danışman, psikolog veya sosyal hizmet uzmanı gibi ruh sağlığı profesyonelleri lisans eğitimlerine ek
olarak belli bir psikoterapi eğitimi ve süpervizyonu aldıktan ve belli sayıda psikoterapi yaptıktan
sonra psikoterapist olabilirler. Bu eğitim sürecinin bir süpervizör denetiminde gerçekleşmesi gerekir.
Psikoterapistlerin çok sayıda psikoterapi uygulaması izlemesi deneyim kazanmaları açısından
önemlidir. Anlaşılacağı üzere, psikoterapistlik ayrı bir meslek dalıdır. Psikoterapistler danışanlarına
psikoterapi uygularken, psikiyatrlar hastalarına genellikle ilaç tedavisi uygularlar. Bu nedenle
1/2
Psikoterapist CEM KECE
www.cemkece.com.tr
psikoterapiste başvuran kişiye “danışan”, psikiyatra gidene ise “hasta” adı verilir.
RUHSAL SORUNLAR...
Dünya Sağlık Örgütü tarafından da yapılan genel sağlık tanımı “yalnızca hasta veya sakat olmamak
değil bedenen, ruhen ve sosyal açıdan tam bir iyilik halidir”. Yani sağlıklı olmak, ruhsal sorunlardan
da arınmış olmayı gerektirir. Ruhsal sorunlar üç ana gruba ayrılır: Nevrozlar, sınır durumlar
(borderline ve narsisistik kişilik) ve psikozlar... Nevrozlar daha çok psikolojik vakalar olarak bilinir ve
“genellikle” psikoterapistler tarafından psikoterapi ile tedavi edilir. Sınır durumlar gerektiğinde
psikoterapist tarafından psikoterapi ile, gerektiğinde psikiyatri uzmanı tarafından ilaç kullanımıyla
tedavi edilir veya her iki tedavi birlikte kullanılabilir. Psikozlar ise psikiyatrik vakalardır ve psikiyatrlar
tarafından ilaç ile veya hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Ayrıca beynin yüksek merkezlerinin
düşünce, algılama, anlama ve davranışı ile ilgili anormal fonksiyonlarla belirlenen
hastalıklara psikiyatrik hastalıklar veya akıl hastalıkları denir.
NEVROZLAR VE PSİKOZLAR...
Nevroz, nevrotik, psikoz, psikotik; bunlar hemen herkesin duyduğu kavramlardır, ama ne anlama
geldikleri tam olarak bilinmez. Nevroz ile psikozu birbirinden ayıran en temel nokta, “gerçeği
değerlendirme yetisi”dir. Gerçeği değerlendirme yetisi, kişinin kendi dışındaki dünyayı öznel değil,
nesnel olarak değerlendirmesi ve yargılamasıdır. Yani kişinin, dünyayı kendinden bağımsız olarak
değerlendirebilmesi, gerçekte olanı görebilmesidir. Nevrozlarda kişinin gerçeği değerlendirme yetisi
sağlamdır, yani kişi gerçek hayattan kopmamıştır. Nevrotik bir bozukluğu olan kişinin dış dünyayla
bazı uyumsuzlukları olsa da davranışları temel toplumsal kurallara uygundur. Ruhsal bir sorununun
olduğunu fark eder ve tedavi olmayı kendiliğinden ister. Psikozlarda ise kişinin gerçeği
değerlendirme yetisi bozuktur. Bu nedenle psikozlar nevrozlara göre çok daha ciddi ve ağır
vakalardır. Psikotik bir bozukluğu olan kişi; gerçekliği fanteziden ayırt edemez, dış dünyanın
gerçeğinden ayrı bir gerçeklik yaratmıştır, kısacası gerçeklikten kopmuştur. Duygu ve düşünceleri
gerçekliğe uygun olmasa bile gerçekmiş gibi algılar ve kendi gerçekliğine göre hareket eder.
Muhakeme yeteneği bozulmuştur, dış dünyaya uyumda zorlanır ve ruhsal bir bozukluğunun
olduğunun farkında olmaz. Bu kişilerin kendilerine ve çevrelerine zarar vermeleri de olasıdır.
KİME BAŞVURMALI?
Anksiyete, panik bozukluk, fobiler, histerik nevroz, ergenlik bunalımı, cinsel işlev bozuklukları, aile içi
çatışmalar, eşler arası anlaşmazlıklar gibi sorunlar çoğu zaman psikoterapistlerin uzmanlık alanına
girer. “İlaç tedavisi veya yatırılarak ruhsal tedavi görmek” için, şizofreni, obsesif kompulsif bozukluk,
sanrısal bozukluk, halüsinasyon, paranoya, ağır kişilik bozuklukları, majör depresyon ve mani gibi
ağır duygudurum bozuklukları, intihar düşüncesi, kişinin kendi bedenine zarar vermesi gibi durumlar
ise psikiyatrların uzmanlık alanına girer.
Yayınlanma tarihi: 11.01.2016
Makale adresi: http://www.cemkece.com.tr/m-ruh-sagligi-ve-ruh-sagligi-sorunlarinin-tedavisi.html
Web : http://www.cemkece.com.tr
Facebook: http://facebook.com/drcemkece
Twitter: http://twitter.com/drcemkece
Google+: https://plus.google.com/114707731481596974039
Instagram: http://instagram.com/drcemkece
Youtube: http://youtube.com/user/cisedorgtr
RSS: http://feeds.feedburner.com/drcemkece
2/2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download