T. B. M. M. B : 19 mesMir. Bu kurul, yalbancı sermayenin ticarî olma­ yan risklerini bir ölçüde sigorta ötmek suretiyle, ya'bancı sermayenin çok daiha kolaylıkla ülkelerde ya'tırıım yapma imkânını sağlayacağı için, faydalı bir kuruluş alarak gend kıalbul glörmüşltıür. Türkiye'nin de, bu kurulacak olan kuruluşa iş/diraki konusunda 'bir kanun tasarısı yüce Med'ilsin huzuruna getirilecektiir. Gündemdeki konuların görüşüllmefs'inin ötesinde, Dünya Bankalsı Başkanının, Uluslararası Paira Fonu Başkanının ve Amerikan Hazine Bakanınım gend kurulda yaptıkları açış konuşmalarında enteresan ve sayın Meclisimizin de bilmesinde yarar olabilecek görüşler ortaya aMnuıştır. Dünya Bankası Başkanı, Uluslararası Para Fonu Başkanı ve Amerika Hazi­ ne Bakanının ortaya koyduğu görüşler, uluslararası istikrar programlarındaki ekonomik moddleırle ala­ kalıdır. Gdişmekte olan ülkelerin, bu ekönomiik mo­ deli uyguladıkları takdirde, gd'işme ve istikrara ka­ vuşana imkânlarının olaMleceğini belirtmişlerdir. Bun­ ların nasıl bir ekonomik mioddıi önerdikler'ini sizlere 'arz eltimde istiyorum. Sanayileşmiş ülkeler için, her halükârda, enflas­ yonu azdıracak enflasyonM dkonomiik politika uy­ gulamamaları konulsu özelikle vurgulanmıştır. Sana­ yileşmiş ülkeler için ikinci önemli konu olarak da, kendilerinin ticarete tahdüt koymamaları konusu, bu üç kişi tarafından ortaya atılan ve çok tartışılan konu olmuştur. Gdişmekta olan ülkeler için önerdikleri ekono­ mik mıodd ise şudur : Ekonomide devletin müdaha­ lesinin asgarî hadde olması ve serlbeSt piyasa ekono­ misinin uyulanması; dış tücareiiite, itihailaitJta serbes'tîydte gidlmesi, kardbiyo mevzuatının asgarî ölçüler­ de tutulması ve seıibest hale gettiriimesı; kaynak da­ ğılımında olumsuz eltikÜisi olan fiyat çarpıklıklarını gidermeye uygun politikalar uygulanması; kanıu ke­ simlinin harcamalarında ve vergi reformu yoluyla ge­ lir artırarak, bütçe 'açıklarının makul düzeylere in­ dirilmesi; fa'iz oranları ve döviz kurlarının serlbe&t piyasa kuralları ölçüsünde tespit edilmesi şeklinde bir ekonomik modelin uygulandığında, başarı şansının olacağı ve bununla da, bu ülkelerin isfikrara kavuşalbileceği, Dünya Bankası Başkanı, Uluslararası Para Fonu Başkanı ve Amerika Birleştik Devletleri­ min Hazine Bakam tarafından ortaya konulmuş­ tur. Diğer bir önemli konu : Dünya Bankası Baş­ kanı, ekonmoik istikrar programlarında 1984 ve 1985 yıllarında belirli ölçüde gelişme gösteren ülkelerin 22 . 10 . 1985 O: 1 uyguladıkları politikaları bir ölçüde ortaya koymuş ve bunların arasından bir iki ülkeyi örnek olarak gös­ termiştir. Memnuniyetle belirtmek istiyorum ki, bu gösterilen ülkeler arasında Türkiye de mevcuttur. Tabii, bu temaslar esnasında, bu toplantılar esna­ sında, genel hatlarıyla yapılan bu görüşmelerin öte­ sinde ikili temaslar da olmuştur. Kore Başbakanı, Kore Başbakan Yardımcısı, dost ülkelerin ekonomi ve maliye bakanlarıyla, uluslararası kuruluşların bir kısmıyla (Çünkü hepsi ile görüşmeye imkân buluna­ madı, diğer arkadaşlar temas ettiler) üst seviyedeki yetkilileriyle de temaslar yapılmıştır. Bu seneki genel kurul toplantıları, özellikle, or­ taya konulan ekonomik model ve gelişme yolundaki ülkelere kaynak aktarımı konusu, bütün üye ülkeler ve finans kuruluşları arasında büyük yankılar uyan­ dırmış ve tartışma konusu olmuştur. Bu seyahatin devamı olarak, Çin Halk Cumhu­ riyeti Başbakan Yardımcısının davetlisi olarak 12 14 Ekim tarihleri arasında Çin Halk Cumhuriyeti­ ne gittim. Biliyorsunuz, 1982 yılında Sayın Cumhur­ başkanımızın Çin'e yaptığı ziyaret, müteakiben de Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının 1984 yı­ lında ülkemize yaptığı ziyaret, bilahara Sayın Baş­ bakanımızın 1985 Temmuz ayı başında Çin'e yaptığı seyahatlerin (üst düzeydeki temasların) müspet etkile­ rini 1985 yılında gördüğümüzü sizlere belirtmek is­ terim. özellikle Çin, 1 milyar nüfusu olan, 9,6 mil­ yon metrekarelik, dünyanın en büyük ülkelerinden birisidir. Bugün için bütün dünya ülkeleri Çin'le iliş­ kilerini artırmak üzere harekete geçmiş bulunmakta­ dırlar. Türkiye'nin Çin'le olan ilişkilerinin, 1982 yı­ lından itibaren Sayın Cumhurbaşkanları seviyesinde yapılan temasla başlamış olduğunu belirtmiştim. 1980 yılında iki ülke arasında yapılan ticarî ilişkiler 2 mil­ yon dolar civarında idi, yani ihracat ve ithalat top­ lamımız 2 milyon dolar idi. Bu rakam 19831te 22 milyon dolar, 1984 yılında 48 milyon dolar, 1985 yı­ lında ise (9 ay sonunda) 163 milyon dolar olmuştur. Bu rakamın 1985 yılı içinde 200 milyon dolar olaca­ ğını ümit etmekteyiz. * Yaptığım temaslarda, özellikle Sayın Başbakan­ ları, Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı ve ayrıca Devlet Konseyi Bakanı, Merkez Bankası ve bankalarla iliş­ kili olan bakanlarıyla görüştüm; gayet tabiî, beni da­ vet eden Başbakan Yardımcısıyla beraber ikili görüş­ meler yaptık. Çin'in Türkiye'ye karşı çok yakın bir ilgisi vardır, öyle ümit ediyorum ki, bu ilginin deva­ mı halinde, bu ikili ticaret hacmimizin iki ülkenin — 543 —