Tabiat, inkâr, tesadüf iddiaları bitti mi

advertisement
Sorularlarisale.com
Tabiat, inkâr, tesadüf iddiaları bitti mi? Zamanımızın
iman ve dine yönelik tehlikeleri nelerdir?
Kur'anda geçen bir ayet-i kerimede; "Hak geldi, batıl zail oldu" denilmektedir.
Ancak batıl, varlığını hâla devam ettirmektedir. Üstadımız da, küfrün ve inkârın beli
kırılmıştır. Tabiat ve tesadüf fikirleri çürütülmüştür, demesini de, aynı zaviyeden
değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Hak gelmişse, elbetteki batıl zail olmuştur. Risaleler yazıldığı tarihten itibaren hiç
şüphesiz küfrün beli kırılmıştır. Bunu şöyle bir örnekle izah edelim. Diyelim ki bugün
saat 15.00' da kanser hastalığını kesin tedavi eden bir ilaç uzmanlar tarafından
bulunsa, uzmanlarda biri "şu andan itibaren kanserin sonu gelmiştir veya kanser
hastalığının beli kırılmıştır" derse elbette ki doğru bir tespittir. Bu ifadenin
tahakkuku ise doktorların gayretine ve hastaların hastalığının farkına varıp
doktorlara müracaat etmelerine bağlıdır. Ben kanser ilacı kullanmıyorum diyen
birisinin elbette ki hastalığı devam edecektir. Ve bulaşıcı ise, hiç şüphesiz
başkalarına da zarar verecektir.
Diğer taraftan, her bir hastalığın nekahet dönemi vardır. Bir iyileşme süreci vardır.
Ağır hastalar komadan çıkar çıkmaz taburcu edilmezler. Belli bir süre gözetim
altında tutulurlar.
Aynen öyle de, küfür denen komadan çıkanların gözetim sürecinin iyi yapılması icab
eder. Zira küfür, yerini sefahete tek eder. Bu, küfrün yansımalarıdır. Küfür biter
ama yansıması olan sefahet devam eder.
İşte bu süreç bir nota da daha tehlikelidir. Zira küfür yoğun bakımda bir derece
soyutlanmıştı. Doktorlar, uzmanlar muhatap oluyordu. Ancak sefahet ise halkın
içerisine girdi. Zahiren iyileşmiş gibi cazip görünüp herkesi aldatıp kendine muhatap
ediyor. Hakikatta ise dışı süs, içi pis bir hastalıktır.
Üstad'ın şu ifadelerine dikkat edelim;
"Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi; onun için mukavemet kolaydı.
Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi,
mukavemet güçleşti. Korkarım ki, cemiyetin bünyesi buna
dayanamaz. Çünkü, düşmanı sezmez. Can damarını koparan, kanını
içen en büyük hasmını dost zanneder. Cemiyetin basîret gözü böyle
körleşirse, îman kalesi tehlikededir. İşte benim ıztırâbım, yegâne
ıztırâbım budur."
"Yoksa, şahsımın mâruz kaldığı zahmet ve meşakkatleri düşünmeye
page 1 / 2
bile vaktim yoktur. Keşke bunun bin misli meşakkate mâruz kalsam
da, îman kalesinin istikbâli selâmette olsa!" (1)
(1) bk. Tarihçe-i Hayat, Tahliller.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download