Çocuğunuzun kendi cinsiyetini ve karşı cinsi tanımaya çalıştığını nasıl anlarsınız? Anne babaların cinsellikle ilgili tutumları: Baskılayıcı-yasaklayıcı tutumlar, cezalandırıcı tutumlar, hoşgörülübilgilendirici tutumlar, pekiştirici tutumlar… Cinsel konulara ilgi döneminde dikkat edilmesi gereken noktalar… Çocuklar genellikle, üç yaş civarında cinsel konulara ilgi duymaya başlarlar. Bu dönemde, ilk aşama çocuğun kendi cinsiyetinin bilincine varmasıdır. Çocuklar kendi cinsiyetlerini keşfetmelerine paralel olarak karşı cinsi de keşfetmeye çalışırlar ve aralarındaki farklılıkları incelerler. Bu dönemdeki ikinci aşamada, cinsel kimliklerine sahip çıkmaya başlarlar. Kız çocuklarının elbise ve etek giyme konusundaki ısrarı, erkek çocuklarının külotlu çorap giymeye karşı direnci cinsel kimlik davranışlarının belirgin örnekleridir. Çocuk gelişimiyle ilgili her konuda olduğu gibi, cinsiyetin keşfedilmesi ve cinselliğe ilgi konusunda da çocuklar arasında bireysel farklılıklar vardır. Kimi çocuk iki yaşında bu konulara ilgi duymaya başlarken, kimisi dört yaşına doğru ilgi duymaya başlar. Çocuğunuzun cinsiyetini keşfetmeye başladığı dönemde olduğunu hem davranışlarından, hem de sorduğu sorulardan anlayabilirsiniz. Eğer çocuğunuz, aşağıdaki maddelere uygun davranıyorsa, kendi cinsiyetini ve karşı cinsi tanımaya çalıştığı bir dönemdedir: - Çıplak dolaşmaktan hoşlanıyorsa - Cinsiyet farklılığının ortaya çıktığı oyunlara ilgi duyuyorsa - Karşı cinsi tanımak, karşı cinsle kendi cinsi arasındaki farklılıkları ve insanların nasıl dünyaya geldiğini öğrenmek amacıyla aşağıdaki örneklere benzer sorular soruyorsa; - Ben dünyaya nasıl geldim? - Kızlar neden toka takar? - Erkekler neden etek giymez? - Annelerin neden bıyıkları yok? - Babalar neden ruj sürmez? Anne Babaların Cinsellikle İlgili Tutumları Anne babaların çoğu, cinsel kimliğini bulmaya çalışan bu yaş dönemi çocuğun davranışları ve sorduğu sorular karşısında bocalar. Her anne baba kendi eğitimine, sosyo-kültürel düzeyine, aile yapısına, ahlakî değerlerine ve inançlarına uygun olarak çocuğun sorularını yanıtlar ve davranışlarına tepki gösterir. Anne babaların bu konuyla ilgili tutumlarını aşağıdaki gibi gruplandırabiliriz: - Baskılayıcı-yasaklayıcı tutumlar - Cezalandırıcı tutumlar - Hoşgörülü-bilgilendirici tutumlar - Pekiştirici tutumlar Baskılayıcı-yasaklayıcı tutumlar: Bazı anne babalar, çocuğun cinsellikle ilgili konuşmasının, bu konuyla ilgili soru sormasının yanlış olduğunu düşünürler. Bu düşünce, cinselliğin bir tabu olarak algılanmasından kaynaklandığı gibi, cinsellikle ilgili konuların üzerinde fazla durulmasının ve cinsellikle ilgili davranışların çocuğa zarar verdiği inancından da kaynaklanır. Bu düşünceye sahip anne babalar, çocuğun cinsellikle ilgili sorularına bazen çocuğu azarlayarak yüzeysel cevaplar verirler, bazen de çocukların bu tip sorular sormaması gerektiğini ve cinsellikle ilgili konuşmanın ayıp olduğunu ifade ederler. Bu tutumu benimseyen anne babaların birçoğu, çocuğun cinsel kimliğini kazanma sürecinde sergilediği davranışları baskılar. Örneğin, kız çocuğunun etek giymesine izin vermez. Bu tutumu sergileyen anne babaların kız çocuklarına, erkek çocuklarına oranla daha fazla yasaklama getirdikleri gözlenir. Cinselliğe ilişkin baskılayıcı tutumu olan anne babalar, çocuğun kendi cinsel organıyla ilgilenmesini de sert tepki gösterirler. Bu tavrı sebebi anne babanın çocuklarının ileride cinselliğe aşırı düşkün biri olmasından korkmalarıdır. Cezalandırıcı tutumlar: Cezalandırıcı tutumu olan anne babalar çocuğun cinselliğini keşfetmesini baskılamakla yetinmez, cinsellikle ilgili davranışlarını cezalandırırlar. Yasağa aykırı davranışlara verilen cezalar zaman zaman çok ağır olabilir. Çocuğun dövülmesi veya cinsel organının kibritle yakılması gibi cezalar maalesef halen uygulanmaktadır. Bu tip cezalar ailenin, çocuğun psikolojisine ve eğitimine yaklaşımının ne derece sağlıksız olduğunu göstermektedir. Bu tablonun en trajik yanı ise, bu tip ağır cezaların sadece kırsal kesimde değil, büyük kentlerde ve eğitimli anne babalar tarafından da uygulanıyor olmasıdır. Baskılayıcı-yasaklayıcı ve cezalandırıcı tutumlar bazen çocuğun cinsel konulara olan ilgisinin azalmasına neden olabilir ama bu cezalar, ergenlik ve yetişkinlik döneminde önemli psikolojik sorunlar yaşanmasına yol açabilir. Cinselliğini keşfetmeye çalıştığı dönemde baskılanan veya cezalandırılan çocuk, ileri yaşlarında karşı cinsle ilişkiye girmekten korkabilir, cinsel sorunlar yaşayabilir. Yetişkin kadın ve erkeklerdeki cinsel sorunların altında, çocuklukta cinselliğe ilişkin geliştirilen duygu ve düşüncelerin ve edinilen tutumların çok büyük etkisinin olduğu görülmektedir. Hoşgörülü-bilgilendirici tutum: Bu tutumu benimseyen anne babalar çocuğun sorduğu sorulara, içinde bulunduğu yaş dönemine uygun yeterli bilgiler verirler. Çocuğun cinsel konulara olan ilgisini anlayışla karşılar, bu konuda çocuğa yasaklama getirmez ve çocuğun davranışlarını cezalandırmazlar. Çocuğun cinsellikle ilgili davranışlarının aşırıya kaçtığını düşündükleri zamanlarda dikkatini başka bir yöne çekmeye çalışırlar. Diğer zamanlarda ise çocuğun bu tip davranışlarını görmezden gelerek pekiştirmemeye çalışırlar. Çocuğun cinselliğine ilişkin en sağlıklı tutum hoşgörülü-bilgilendirici tutumdur. Pekiştirici tutumlar: Bazı anne babalar, çocuğun cinselliğe ilişkin sorularına yaş dönemine uygun olmayan fazla ayrıntılı yanıtlar verirler. Çocuğun yetişkin bedeniyle ilgili merakını gidermeye çalışırlar. Nasıl ki, baskılayıcı ve cezalandırıcı tutumlar çocuğun ruhsal gelişimine zarar veriyorsa pekiştirici tutum da çocuğun kafasını karışmasına sebep olur. Ayrıca, bu tutum çocuğun cinselliğe ilişkin merakını arttırır. Cinsel Konulara İlgi Döneminde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar Kendi cinsiyetinin bilincine varmaya ve cinsel konulara ilgi duymaya başlayan çocuklara verilecek mesajlar özenle hazırlanmalıdır. Bu noktada anne babalar kadar, çocuğun ilişkide olduğu diğer aile büyükleri de dikkatli olmalıdır. Mesajlar sözlü veya sözsüz olabildiği için ailelerin yalnızca bu konuyla ilgili söyledikleri sözlere değil, davranışlarına, mimiklerine ve ses tonlarına da dikkat etmeleri gerekir. Ailelerin bu konuda dikkat etmesi gereken noktalar aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1. Çocuğunuz sorduğu sorulara yaşına uygun yanıtlar verin. Soruların yanıtları çocuğun anlamasını engelleyecek kadar uzun ve detaylı olmamalıdır. Sorulara kaçamak yanıtlar da vermemelisiniz. Çocuğun sorularına alaycı bir tavırla veya utanarak cevap verirseniz tepkinizden emin olmak için mutlaka size yeniden başvuracaktır. Onu bu konuda yanıtsız bırakır veya sağlıksız yanıtlar verirseniz de cinselliğin yanlış, suçluluk duyulacak bir şey olduğunu düşünmesine sebep olabilirsiniz. En iyi ihtimalle çocuğunuz, cinselliğin anne babayla konuşulmayacak bir konu olduğunu düşünecek ve bu konuyu bir daha sizinle konuşmayacaktır. Bu kez de, sizin yerinize minik arkadaşlarına başvurarak sorularına yanıt aramaya çalışacaktır. Bu şekilde edindiği bilgileri sizinle paylaşmayacağı için, ne derece sağlıklı bilgiler edindiğini öğrenemeyecek ve dolayısıyla bunları düzeltme olanağından da yoksun kalmış olacaksınız. 2. Çocuğunuzun bu konuya ilgisine ve davranışlarına yönelik tutumunuz hem sağlıklı, hem de tutarlı olmalıdır. Bir soruya verilen yanıtla, bir davranışa verilen tepki tutarlı olmalıdır. Aksi halde çocuğun çelişkili duygu ve düşünceler geliştirmesine sebep olursunuz. 3. Topluluk içinde çocuğunuzun soru ve davranışlarına verdiğiniz yanıt ve tepkilerle, yalnızken verdiğiniz yanıt ve tepkiler paralel ve tutarlı olmalıdır. 4. Çocuğun cinsel kimliğini keşfettikten sonra sergilediği davranışlarına engel olmaya çalışmayın. Örneğin, kız çocuklarının bilezik takmasına, sık sık etek giymesine izin verin. Ruj veya oje gibi makyaj malzemesi kullanmasına izin vermek istemiyorsanız bile, bu gibi davranışlarına kısa süreli izin vererek merakını gidermesini sağlayın. Böylece ‘yasaklar arzuları doğurur’ kuralının işlemesine de engel olmuş olursunuz. Kız çocuğunuzun saçlarının nasıl taranmasını isterse öyle tarayın; en büyük sıkıntılarından biri budur. Erkek çocuklar da bu dönemde babaları gibi tıraş olmak isterler. Jilet kullanmak için ağabey veya baba olması gerektiğini hatırlatarak, babasının tıraş fırçasıyla sabunsuz deneme yapmasına izin verebilirsiniz. Ancak bu kurala uyacağından emin değilseniz tıraş takımlarını göremeyeceği bir yere saklamalısınız. 5. Çocuğunuzun cinsel kimliğini sergileme isteğini anlamakta güçlük çekiyorsanız, yukarıdaki maddeyi uygulamakta da zorlanırsınız. Bunun için kendinize bir empati egzersizi uygulamayı deneyin. Çocuklarını daha iyi anlamak isteyen anneler, örneğin erkek çorabıyla bir deneme yapabilirler. Biz yetişkinler karşı cinsin giysilerini giymekten, onlar gibi davranmaktan nasıl hoşlanmıyorsak, çocuklarımız da aynı şekilde bundan hoşlanmaz. 6. Cinsel kimliğini sergilemeye çalışan çocuğun davranışlarıyla alay etmek, ona karşı suçlayıcı tavırlar sergilemek, kızmak, öfkelenmek veya davranışlarını baskı altına almaya çalışmamak gerekir. Bu tür tepkiler çocukların cinsellikle ilgili yanlış tutumlar geliştirmesine ve kendi cinselliğini sağlıklı yaşayamamasına neden olur.