J i Edebiyat Bahisleri r Öaer Seyfeddinin 30 uncu ölüm yıldönümünde Yazan: Alî Canib Yöntem Ömer Seyfeddin öleli bugün tam kâyesini bir araya toplayan, ve Öotuz yıl oluyor: (6 mart 1920). Fa­ mer Seyfeddinin şahsiyet ve sana­ kat güzide romancımız Reşad Nu- tım gösteren bir kitab neşretmiştir. rinin bir yazısmda belirttiği gibi Garb ansiklopedilerinde ona yer «ölümü üzerinden bunca ayrılmış olduğu gibi Sovyıl geçtiği halde onun hâlâ yetlerin son yıllarda çı­ etrafımızdaki canlı insan­ kardıkları Litaratumaya ların bir çoğundan daha Ensiklopediya adlı edebi­ fazla bir kuvvetle yaşadı­ yat ansiklopedisinin sekiğını» duyuyoruz. Omerin rinci cildinde de muhar­ bu mazhariyeti, yaşarken ririmizin tercümei halin­ etrafına daimî bir neşe den bahsedildikten sonvermesile beraber öldük­ 'a «Ömer Seyfeddin hi­ ten otuz yıl sonra yazla­ kayeci olarak meşhurdur. rının taravetini muhafaza Hikâyeleri mizah ve hietmesindendir. On cild tu hvle doludur. Mevzuları­ tan hikâyeleri birbirini nın meraklı, tasvirlerinin Ömer Seyfeddin müteakıb kaç kere basıl­ realist olmasile tema dı, satıldı, tükendi ve hâlâ basıl­ yüz eder. Eserlerinin çoğunda şehir | maktadır. Mekteblerin «Okuma ve kasaba hayatını, ufak burjuva, Kitabları» nda onun yazıları mü­ memur ve münevver zümreye menhim bir yer tutmakta devam edi­ sub tipleri gösterir. Onun, Make­ yor. Bir muharririn, edebiyat tari­ donya hayatından aldığı hikâyeler hindeki mevkiini en bitaraf bir bilhassa enteresandır. Bunların en kuvvetle gösteren nişane, kazandığı marufu r'-*- ’-«vatım tasvir eden muvaffakiyet ve yaptığı tesirdir. «Bomba» dır. Ömer Seyfeddinin en Ömer Seyfeddinin bir devir boyun­ •başlı meziyeti, dilinin sade ve va­ ca asla unutulmıyarak eserlerinin zıh olmasındadır. Onun dili, bu­ elden ele dolaşması, onun muvaf­ günkü temizleme devrinde bile ta­ fakiyetinin bariz delili olduğu gibi, zeliğini kaybetmemektedir. Nasyo­ tâ 'başında fcuhınduğu bir dil ve nalizm, eserlerinin karakteristik edebiyat,, hareketinin neticesi ola­ cephesidir.» satırları yazılmaktadır. 5jS l-S % rak meydâna gelen inkılâb ve bu ink’’ âbın sonunda, edebiyat saha­ Ömer Seyfeddinin yazı hayatı da­ sında sadeliğin hâkimiyeti onun ha evvelki ufak tefek tecrübelerini mütevazı şahsiyetinin tesirdedir. unutmamak üzere denilebilir ki Ziya Gökalp, Malta dönüşünde Di- Meşrutiyeti müteakıb Selânikte baş yarbalurU#.; sıkaıuigı «Küçük Mec­ lamıştır. Bir taraftan gene kalem­ mua» da «Ömer Seyfeddin bugünkü lerde, bir taraftan merhum Yunus türkçemizlıj Kristof Kolombudur. Nadinin başmuharriri olduğu «Ru­ Kumanda ett^i hudud bölüğünün meli» gazetesinde hikâyelerde, maMehmedcikleri gibi gurur ve te- kalelerile pek çabuk kendisini ta­ fahür, menfaat hislerinden uzak­ nıtmıştır. Bilvesile şuraya kaydet­ tı... Eserlerini belki çok kıymetli meliyim ki «yeni lisan» davası or­ görmiyen daha derin ve daha ince taya atıldığı zaman, matbuat âle­ sanatkârları, açtığı yoldan yürüte­ minde türlü mukavemetler, taar­ bilmeğe işte bu samimî mahviyeti, ruzlar, hattâ hakaretler görüldü. bu tasannusuz feragat sayesinde mu Yeni lisancılara ilk elini uzatan vaffak oluyordu» diyerek bu nok­ ve ifadesini derhal terkibsiz sade tayı ne güzel ifade etmiştir. türkçevo >— ‘ -en muharrir bu sa­ * * * tırlarımın intişar ettiği «Cumhuri­ Ömer Seyfeddini, sadece dilde yet» gazetesinin müessisi merhum bir inkılâbcı görmek onun şahsi­ Yunus Nadidir. Yunus Nadi bizden yetini tam olarak anlayamamak de­ bir evvelki nesle mensüb olduğu mektir. Zamanına nisbetle pek ye­ halde yazı itiyadını hemen terketni bir ideolojinin de kahramanı idi. miş, başında bulunduğu Rumeli O yıllar esnasında memleketi kap­ gazetesi «gene kalemler» in dava­ layan gaflet ve kozmopolitlik uy­ sında ilk yardımcı olmuştur. Ali Canib Yöntem kusundan uyandırmak için edebi­ yatı en kuvvetli bir silâh olarak görmüş, (Primo), (Hürriyet Bay­ rakları), (Nakarat), (Piç) gibi hi­ kâyelerini bu uğurda yazmıştır. Nuvelle â these, sahibi için ekse­ riya tehlikeli bir yazı sistemi ol­ duğu halde Ömerin cazib kalemi kendisini bu tehlikeden vikaye et­ miştir. (Yire) gibi, (Pembe İncili, Kaftan) gibi tarihe müstenid olan eserleri millî gururu arttırmak hu­ susiyeti haiz oldukları kadar, (Dü­ şünme Zamanı), (Keramet) ve em­ sali de bilhassa İstanbula mahsus külhanbeyi hayatını edebiyata ge­ çirmek noktasından İncelenmeğe değer. Üî * t- Yeni lisan davasından ve dolayısile Ömer Seyfeddinden ilk bah­ seden ecnebi yazısı 16 ağustos 1912 tarihli Mercure de France’da çık­ mıştır. Bunu, Almanların ondan tercümeler yapması takib etmiştir. V. Dubrovskiy isimli bir Rus mu­ harriri 1932 de (Gizli Mabed), (Düşünce Zamanı), (Çakmak), (Bir Muhteri), (Bir Kayışın Tesiri), (Kurbağa Duası), (Deve), (Bir (Hayır), (Keramet), (Herkesin İç­ tiği Su), (Vire) unvanlı on bir hi­ Taha Toros Arşivi 1 5 8 4 5 3 4