M. Meclisli B : 46 18 . 2 , 1980 O :3 (BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Gokltaş. IGumihuriydt Halik Partisi Gurubu adına Sayım Çetin Bdzkurt; buyurun1 efendim. (CHP sıraların­ dan alkışlar) CHP GRUBU ADINA ÇETİN BOZKURT (Er­ zurum) — Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1980 Mali Yılı Danıştay Bütçesi üzerinde Cumhuriyet Halik Partisi Grubu adına görüşlerimi arz edeceğim. Gru­ bum ve şahsım adına hepinizi saygı ile selamlarım. Değerli milletvekilleri, idare hukuku diğer hukuk 'dallarına nazaran daha geç doğmuş, uzun mücadeleler sonucu bugünkü haline gelebilmiştir. Il'k olarak idari hukuk ve idarenin yargısal yoldan denetimi Fransız İhtilaliyle başlamıştır. Hukuk devleti siste­ minin kendisinden önce var olan polis devlet sistemin­ den farkı, devlet eylemlerinin takdiri kaidelere değil, hukuki kaidelere tabi olmasıdır. Fertlerin faaliyetle­ rinin Öncelden konmuş birtalkım kaidelere uygunluğu nasıl mecburi ise, devlet de tasarruflarında aynı şe­ kilde, kendisi için konmuş kaidelere uymak mecbu­ riyetindedir. Dolayısıyla, devletin hukuki bir durum yaratmak üzere izhar ettiği hukuki tasarruflar ancak hukuk kaidelerine uygun oldukları takdirde varlık kazanırlar. Aksi halde hukuki dayanaktan yoksun bir eylem olarak kalırlar ki, bu eylemin ne tatbik, ne de infaz kabiliyeti olamaz. Devlet ve hukuk fikrinin hukuk kaideleri karşısında geçirdiği merhaleler, dev­ letin hukuka bağlılığı ile yüksek bir tekâmül haddine erişmişti ı". 'Nitekim, Anayasanın 114 ncü maddesi, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğunu belirtmek suretiyle devletin hukuka bağlı­ lığını açıkça kabul etmiştir. Şayet devlet ve idare ta­ sarrufları denetime tabi olmasaydı, hukuk deVleti ye­ rine polis devlet sistemi hâkim olurdu. Bunda da ida­ renin keyfiliği ve siyasal iktidarların diktatoryası hâkim kılınırdı. Değerli arkadaşlarım, Danıştay en eski kurum­ larımızdan birisi olup Osmanlı Devleti zamanında kurulmuştur. O sırada bir nevi Hükümetle Pâdişâh iradesi üzerinde bir hukuk kaidesi olarak belirmiş, ancak, uygulama sözde kalmıştı. Cumhuriyet döneminde 1924 Anayasasıyla, idare­ nin tasarruflarının hukuk kaidelerine talbi olacağı, bu kaidelerin ihlalinin birtakım idari dava ve ihtilaflara meydan vereceği, idarenin hukuka bağlılığı ve nihayet bu davaların bir idare mahlkemıösıinde, o zamanki adıyla Devlet Şûrasında görülmesi Anayasa hükmü halini almıştır. 1927 yılında da Devlet Şûrası Yasası çıkarılmış, Önceleri yürütme organları arasında yer alan Danıştay, 1961 Anayasasıyla yargı organları ar alsında yer almıştır. Değerli milletvekilleri, Anayasanın 7 nci maddesi, «yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkeme­ lerce kullanılır» hükmü getirmekle hukuka bağlılık ve mahkemelere atfedilen örtemi belirtmiştir. Böylece bu yüce kuruluş meşruiyetinin kaynağını Anayasadan almıştır. Değerli milletvekilleri, hukuk devleti fikir ve esa­ sının düşünce halinden çıkıp realite haline gelmesi için müeyyidelere ihtiyaç duyulmuştur. Devletin ve idarenin eylemlerini tayin ve tespit edecek kaidelerin mevcudiyetini kabul etmek lazım geldiği gibi, ta­ sarrufların bu kaidelere aykırılığı iddia edildiğinde, iddianın doğruluk derecesini yargısal usullerle tespit edip ve neticede bir karar verecek örgüte d!e ihtiyaç duyulduğundan İdare mahkemeleri kurulmuştur. Hulkuk devleşti deyince, yasamanın ve icranın- de­ netimi akla gelir. Sadece sandıktan çıkmış olmak bu­ gün kabul ettiğimiz özgürlükçü demokratik rejim için kâfi değildir. Kuvvetler ayrılığı da bu nedenle kabul edilmiştir. Hukuk devleti deyince, idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin hukuka bağlılığı esa's alınır. Bu­ nun denetimini de, yani idarenin yargısal denetimini de şu anda bütçesini görüştüğümüz idare mahkemesi, yani Danıştay yapar. Bunun dışında ne demokratik rejim ve ne de hukuk devleti düşünülemez. Bu. yüce kurum ve hukuk devleti ilkeleri Anayasamızda hük­ me bağlanmıştır, Danıştay kazai görevi yanında bazı idari görev­ ler de yapmaktadır. Yine Anayasanın 140 ncı mad­ desi, yargısal görevinden başka; idari uyuşmazlıkları ve davaları görmek, Bakanlar Kurulunca gösterilen kanun tasarıları hakkında düşünce bildirmek, tüzük tasarıları ve imtiyaz sözleşmelerini inceleyen görev­ leri de Danıştaya vermiştir. Ancak, yasa hükmüne alınmış çok yerinde olan bu düşünce ne yazık ki, tat­ bikatta üygulanlmamış ve bugüne kadar uygulanma olanağı bulunmamıştır. Bakanlar Kurulunca gönde­ rilen yasa tasarıları hakkında düşünce isteme husu­ sundaki hükmün, Danıştay üyelerinin nitelikleri dü­ şünüldüğünde ne kadar ideal bir hüküm olduğu ay­ rıca açıklamaya gerek görmüyorum. Temennim bun­ dan böyle bu hükmün tatbik kabiliyetli bulmasıdır. Değerli arkadaşlarım, temelini halktan, meşruiye­ tini Anayasadan alan Danıştay bugün yargısal göre­ vini, bir müre'ttep dair ile birlikte 11 dava dairesiy­ le 3 adet de idari işlere bakan daire olmak üzere 14 daire ile yürütmektedir ve bu 14 daire ile tüm Tür­ kiye'ye hitap etmektedir. Aldığımız biiljgi'lere göre