TBMM B: 46 4 . 1 . 2011 O: 3 Türkiye’de kayıt dışı ekonominin boyutunu biliyoruz. Kayıt dışı ekonomi istihdam içinde yaklaşık yüzde 50’ye yakın, ama Roman çalışanlar içinde, Roman yurttaşlarımız içinde iş gücü piyasasında kayıt dışılık oranı yüzde 90. Bu ne anlama geliyor? Roman yurttaşlarımız, son derece düşük ücretli, düşük statülü, sigortasız ve her türlü yasal güvenceden yoksun bir şekilde çalıştırılmaktalar. Açlık ve yoksulluk istatistiklerine baktığımızda, ne yazık ki, Roman yurttaşlarımızın açlık ve yoksulluk açısından, çok büyük bir oranda bu açlık ve yoksulluk gruplarını oluşturduğunu üzülerek tespit ediyoruz. Bebek ölüm oranlarına bakıyoruz, bin canlı doğumda Türkiye ortalaması -2009 yılını veriyorum- binde 13-14 dolaylarında yani doğan her bin canlı bebekten bir yaşına gelmeden 13’ü, 14’ü ölüyor ama Roman bebeklerinde yüzde 50’ye yakını ölüyor. Anne ölüm oranlarına bakıyoruz, anne ölüm oranlarında da Türkiye ortalamasının çok üstünde bir ölüm oranıyla karşılaşıyoruz ne yazık ki. Bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi Roman kız çocuklarında evlilik yaşının on ikiye, on üçe kadar -bazı yörelerde- düşürülmüş olmasıdır, yani çocuk! Çocuk yaşta evlendirilen Roman kızları doğumda ve canlı doğum yaptıktan sonra ne yazık ki yaşamlarını yitiriyorlar çok daha fazla oranda. Bakınız, Türkiye'de 100 bin canlı doğumda Türkiye ortalaması olarak 20 tane kadın ölüyor ama Roman kadınlarındaki ölüm oranı yüz binde 70-75. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada daha fazla ayrıntıya girmek isterim ama öyle sanıyorum ki en azından bu bölümün saat sekize kadar bitirilmesi gibi bir istek var. Kısaca sözlerimi toparlamak isterim. Şimdi, bir numaralı sorun dışlanmışlık sorunu, hor görülme sorunu. Bunu parayla pulla, ayni yardımlarla çözmek mümkün değildir. Romanlara, kendi kültürlerinin toplumdaki en az diğer kültürler kadar değerli ve saygın olduğunu anlatacak özel projeler hazırlamalıyız. Burada merkezî Hükûmetle birlikte yerel yönetimlere, diğer sorunlarının çözümünde de yerel yönetimlere çok büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir. Merkezî Hükûmet, yerel yönetimler ve sivil inisiyatifler, vakıflar; üçünün bir arada, devlet tarafından organize edilmesi gerekiyor, başıboş bırakılamaz. En büyük sorun istihdam, işsizlik sorunu. Az önce söyledim, gerçek işsizlikte yüzde 50’nin üzerinde bir oran, kayıt dışı ekonomi açısından yüzde 90’a varan bir oran. O zaman eğitimde fırsat eşitliğini gerçekleştirmek için gerekirse Romanlara dönük bir pozitif ayrımcılığa gidilmesi gerekmektedir. Hem örgün eğitim sisteminde hem de yaygın eğitim sisteminde Romanlara dönük bir eğitim seferberliğine bir an önce girişilmesi gerekiyor. Burada, örneğin, Tekirdağ’da geçmiş dönemde bazı Roman kardeşlerimizin önünü açtık. Şu anda, doktor, mühendis, avukat Roman evlatlarımız var. Bunların sayılarını hızla artırmamız lazım. İmkân verilirse, destek verilirse Roman çocuklarının da gerçekten çok başarılı olduğunu biz Tekirdağ’da bazı örneklerle kanıtlamış durumdayız. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Edirne’de, Trakya’da daha doğrusu, bir araştırma yapıldı. Bu araştırmada örneğin okuma yazma bilmeyenler açısından baktığımızda Romanlardaki okuma yazma bilmeme oranı yüzde 30’a yakın ve Roman çocuklarının ancak yüzde 10’u liseye kayıt olabiliyor ama ancak yüzde 6’sı liseden mezun olabiliyor. Yani bu ne anlama geliyor? Az önce dediğim gibi, eğitimde fırsat eşitliğinin bir an önce yaşama geçirilmesi için bir pozitif ayrımcılığın Roman gençlerine, Roman toplumuna yöneltilmesinin ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. – 553 – özlem- 202–205