TÜRKİ YE BÜYÜK M İ LLET M ECLİ Sİ YASAM A DÖNEM İ YASAM A YI LI 24 2 KADI N ERKEK FI RSAT EŞİ TLİ Ğİ KOM İ SYONU TUTANAK DERGİ Sİ * 20.01.2012 tarihli Komisyon toplantısında, bazı konuşmacıların isim ve/veya soy isimleri tespit edilememiş olduğundan, bu katılımcılara fihristte "Konuşmacı" adı altında yer verilmiştir. 20 Ocak 2012 Cuma I KADI N ERKEK FI RSAT EŞİ TLİ Ğİ KOM İ SYONU GÖRÜŞM E TUTANAKLARI 20 Ocak 2012 Cuma ----0---- K O N U Sayfa Kadın Erkek Fırsat Eşitliğinin yaygınlaştırılması konusunda, toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırılması ve bu ortamı oluşturmak adına hazırlanan proje hakkında 1:20 İ Çİ NDEKİ LER Sayfa Bİ Rİ NCİ OTURUM Ruhsar DEMİREL 1:20 (Eskişehir) Leyla ŞEN (Demokratik İletişim Program Müdürü) 2 3 Çağatay ÜSTÜNDAĞ (Doğu Marmara Kalkınma Ajansı) 3:4 Asım BALCI (Ankara Kalkınma Ajansı) 4 Ahmet AKMAN (Mevlâna Kalkınma Ajansı) 4:5 Mevlüt ÖZEN (Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı) 5:6 Fethi ALTINYUVA (Fırat Kalkınma Ajansı) 6 Emin Yaşar DEMİRCİ (Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı) 6:7 Mustafa GÜNDOĞAN (Güney Marmara Kalkınma Ajansı) 7:8 Jülide ALAN (Bursa, Eskişehir, Bilecik Kalkınma Ajansı) 8 Zeynep KAYAHİSARLI (Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı9 8:9 Rıfat ALTAN (Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı) 9 İbrahim KUZU (Kalkınma Bakanlığı) 9:10 Ali Rıza ÖZMEN (Ahiler Kalkınma Ajansı) 10 Müzeyyen İNCİ (Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı) 10:11 Ertuğrul SEVİNÇ (Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı) 11 Mehmet Zeki RASGELDİ (İpekyolu Kalkınma Ajansı) 11 Emin Uğur DİVİTÇİ (Karacadağ Kalkınma Ajansı) 11:12 Mustafa GÜL (Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı) 12 Yılmaz ÖZMEN (Zafer Kalkınma Ajansı) Dr. Mustafa PALANCIOĞLU (Orta Anadolu Kalkınma Ajansı) 12:13 13:14 Güvenç KÜÇÜKTOK (İzmir Kalkınma Ajansı) 14 Duygu TANRIKULU (İstanbul Kalkınma Ajansı) 14:15 Oğuz Ali BEKİROĞLU (Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı) 15 Gürkut ACAR (Antalya) Konuşmacı 15:16, 19:20 16, 19 II Dilek YÜKSEL (Tokat) Mehmet Kasım GÜLPINAR Açılma Saati: 11.30 Kapanma Saati: 12.13 (Şanlıurfa) III 17 17:18 20 Ocak 2012 Cuma BİRİNCİ OTURUM Açılma Saati: 11.30 _______0______ BAŞKAN – Değerli milletvekillerimiz, kalkınma ajanslarımızın değerli genel sekreterleri; öncelikle sizlerle burada birlikte olmaktan duyduğum mutluluğu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum. Hepiniz hoş geldiniz. Bildiğiniz gibi Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu yeni kurulan bir komisyon olmakla birlikte, kadın erkek fırsat eşitliğinin yaygınlaştırılması konusunda, toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırılması ve bu ortamı oluşturmak adına hazırlamış olduğumuz bir projemiz var. Projemizin ortaklarından bir tanesi UNDP, UNWOMEN, İçişleri, Belediyeler Birliği, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve mahallî idareler. Biz kalkınma ajanslarının da bu projemizde bizlere destek olmasını arzu ediyoruz çünkü kalkınma dediğimiz noktada toplumun yarısını oluşturan kadınların da kalkınması konusu aslında eşitsizliğin veya hak ihlallerinin en önemli sebeplerinden birisinin yoksulluk olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla kadının önündeki yoksulluğu ve kadının istihdamının artırılması güçlü toplum sağlayacaksak, güçlü aile diyeceksek kadının güçlenmesi aynı şekilde çocuğun, erkeğin yani aile bireylerinin de güçlü olması gerekiyor. Bu noktada neler yapabiliriz? Bölge toplantıları hazırladık, kalkınma bölgeleri şeklinde, NUTS bölgeleri şeklinde. Bu bölge toplantılarında da sizlerle birlikte olacağız ama bölgelere gelmeden önce sizlerle bir arada olmayı arzu ettik. Bu konuda neler yapabiliriz, nasıl iş birliği yapabiliriz, hangi çalışmaları yapabiliriz? Bunları istişare etmek istiyoruz. Sizleri tanıyacağız. Bizler sizlere bir şeyler söyleyeceğiz, sizlerden bir şey almak istiyoruz. Tamamen biz bize olan bir toplantı. Komisyon üyesi arkadaşlarımız burada. Komisyonumuz 26 üyeden oluşuyor ama bugün cuma olduğu için bazı milletvekili arkadaşlarımızın bölgelerindeki faaliyetlerinden dolayı yani aslında Meclis bugün faaliyette bulunmuyor, çalışma yapmıyor. Onun için milletvekilleri bölgelerindeler ve katılabilen arkadaşlarımız bu toplantıda sizlerle birlikteler. Şimdi kahvaltımıza hemen başlayalım, kahvaltıdan sonra toplantının diğer kısmına devam etmek üzere servisi başlatalım. Afiyet olsun diyorum. Tekrar hoş geldiniz. Değerli konuklar, öncelikle Kadın Erkek Eşitliği Komisyonumuzun bu dönem başlatmış olduğu proje hakkında bilgi vermek istiyorum. Bu projenin en önemli ayaklarından birisi demin de ilk söz aldığımda söylediğim gibi bölgesel toplantılar yaparak, yerel ve ulusal düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliğini içselleştirmek ve bu konudaki toplum bilincini artırmak suretiyle çalışmalar gerçekleştirmek olduğunu söylemiştim. Bu bağlamda kamusal bilinç oluşturmak ve bu alanda gerçekleştirilen proje faaliyetlerinin görünürlüğünü sağlayarak, kamu ve toplum nezdinde sahiplenebilirliğini artırmak amacıyla “ Daha eşitlikçi bir dünya için yanımda ol” temalı, özellikle de kadına şiddet günü olan 24 Kasım 2011 tarihinde PTT iş birliğiyle bir kampanya başlattık. Bu kampanya bölgesel toplantılarla, toplumsal cinsiyet eşitliği anlayışı ile ilgili yerel, bölgesel, ulusal kurumların kapasitelerinin güçlendirilmesinde ve tüm çalışmaların sürdürülebilirliğinde kalkınma ajanslarının kilit bir role sahip olacağını düşünüyoruz. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde cinsiyet farklılaşmasının kadınların aleyhine işlediği yönündeki gözlemler kadının kalkınmadaki rolünü ve işlevini gündeme getirmiştir. İş gücü piyasalarına, istihdam olanaklara ve üretken kaynaklara ulaşamama, kadınların kamusal ve özel alanlardaki görevlerinin getirdiği yükler ve hareketlilik, kısıtlamalar, kadının önündeki fırsatları azaltan faktörler olarak değerlendirilmekte. Sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmetlere erişimdeki yetersizlikler, ekonomik risklere, aile içi şiddete davetiye çıkarmakta. Bu durum hanede, toplulukta ve ülke düzeyinde güçten ve sesten yoksun olan kadını güçsüzleştirmekte. Toplumsal cinsiyet perspektifinin bütün politika ve ana plan ve programlara içselleştirilmesi temel hedefimiz. Toplumsal cinsiyet eşitliği bir kadın sorunu mudur yoksa bir toplumsal sorun mudur? Karar vericiler ve uygulayıcılar olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini yaşamın her alanına dâhil edilmesinin Türkiye’ nin orta vadeli bir hedeften gerçeklik hâline getirmek sorumluluğumuzun olduğunun altını çizmek istiyorum. Değerli konuklar, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından en temel ön koşullardan biri aile ve toplumda her iki cinsiyetin eşit konumda yer alabilecekleri güçlendirici ortamın sağlanmasıdır. Kadının güçlendirilmesinin temelinde yerelin gözetilmesi ve yerel kapasitelerin geliştirilmesi, katılımcılık, saydamlık ve paylaşımcılık yer almalıdır. Dünya örnekleri tepeden inme çözümler yerine birlikte çalışma ve çözüm üretme yerine karşılıklı öğrenmenin ve dikte etme yerine alternatif geliştirme ve sunmanın sürdürülebilir insani kalkınmanın olmazsa olmazı olduğunu düşünüyoruz. 1 Nüfusun yüzde 50’ sini temsil eden kadın ve genç kızlarımızın sizlerin önderliğinde şekillenen yerel ve bölgesel kalkınmanın temel yararlanıcıları olması gerektiğini ve bu gereği yerine getirmek için kalkınmanın her aşamasında planlamadan, uygulamaya, izlemeye ve değerlendirmeye; toplumsal cinsiyet eşitliğini hayata geçirmenin önemine inanıyoruz. Değerli misafirlerimiz, bu proje kapsamında amacımız yereldeki sivil toplum kuruluşları, mülkî idare âmirleri, belediye başkanlarımız ve kalkınma ajanslarımız ile milletvekillerimizi aynı platformda buluşturup, yerel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliği anlamında neler yapıldığını, neler yapılması gerektiğini konuşup, bu konuda tarafların üzerine düşen yükümlülükleri tespit edip, yerel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili farkındalık oluşturmak ve toplumsal cinsiyet eşitliği mekanizmalarını tanıtıp, bu konuda bilinçlendirme faaliyetleri yapmak olarak sayabiliriz. Bu faaliyetlerin yapılanmasından daha önemli bir husus da, bu faaliyet çıktılarıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve yereldeki oluşum ve kuruluşların bu yerel toplantıların birer başlangıç olarak kabul edilip, yürütmüş olduğu proje ve çalışmalarda bu konuya daha fazla eğilmeleri ve sahiplenmeleri olacaktır. Bu doğrultuda toplumsal cinsiyet eşitliğinin içselleştirilmesi ve bu projemizin başarısının tam olarak sağlanabilmesi için, biz kalkınma ajanslarımızın katkısı oldukça önemlidir diyoruz ve bu projeye bir de PTT’ nin destek verdiğini sizlere duyurmak istiyorum. Yine PTT tüm iş yerlerinde bu projeyle ilgili afiş ve duyurularımızı asıyorlar, cd’ lerimizi tüm iş yerlerinde döndürüyorlar, bütün posta pullarını “ Bu sene daha adil bir dünya için yanımda ol.” sloganıyla hazırlanmış tüm pulları bu sene bu şekilde basıyorlar artı tüm planlarında yine bu sloganı kullanıyorlar ve ücretsiz olarak bu kampanya ile ilgili broşürlerimizi de evlere ulaştırıyorlar. Bu tür desteklerle bu işin yaygınlaştırılmasının çok daha kolay olacağına inanıyoruz. Öbür tarafta biliyorsunuz 2010 Mayısında çıkartılan bir Başbakanlık genelgesi kadın istihdamının artırılması konusunda bizi, hepimizi çok heyecanlandıran bir genelge oldu. Bununla ilgili ortaya konan iyileştirmeler, çalışmalar yapılan projeler nelerdir ve yerelde bunların uygulanmasıyla ilgili özellikle sizlerden bu konuda bilgi almak istiyoruz. Ben sözlerimi çok daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu konuyla ilgili söz almak isteyen milletvekillerimize söz vereceğim sonra yine proje ortağımız UNDP’ nin proje müdürü Sayın Leyla Şen’ e bir söz vereceğim. Ondan sonra söz sizin olacak. Milletvekili arkadaşlarımdan söz almak isteyen var mı? Ruhsar hanım, buyurun efendim. RUHSAR DEMİREL (Eskişehir) – Günaydın. Hepinize afiyetler olsun. Ben Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel. Sayın Azize Sibel Hanıma teşekkür ediyorum böyle bir birlikteliği sağladığı için ancak söylediği sözlere katkı, eleştiri, artık nasıl alırsınız bilmiyorum. Mesela böyle bir kahvaltıyı eleştirmeyi doğru bulmam. Niye? Bir arada toplandığımız için. Önce önemli olan işin global bakışı, genel bakış. O anlamda da yerelden önce Türkiye genelindeki bu toplumsal cinsiyet eşitsizliğindeki katkıyı konuşmak doğru olur diye düşünüyorum. Sayın Başbakanın genelgesi kuşkusuz ki çok güzel ama öncelikle Sayın Maliye Bakanının bile okumadığını herhalde hepimiz biliyoruz, bütçe konuşmalarından. Sayın Bakan kadın istihdamını artırmamak adına herhalde istihdamın üzerindeki yükü hafifletmek için iş yerlerinde kreş mecburiyetini esnettiklerini kendisi ifade etti. İş yerlerinde sağlık kurumlarının varlığının sürdürülmesini esnettiklerini kendisi ifade etti. Kalkınma ajanslarının bir araya gelmesi güzel, yereli düşünmek muhakkak ki güzel ama on bir on iki yaşındaki kızların sekiz aylık hamile bulunduğunda kemik yaşından söz edildiği bir toplumda sanıyorum Türkiye genelinde ne yaparızı, daha geneli düşünmek, yerelden daha önemli. Önce karar vericilerin zihniyet değişimi için ne yapılacağının tartışılmasını önemsiyorum ama kalkınma ajanslarının bu konuda ne katkı verip veremeyeceğinden ayrı yalnızca neden PTT bu konuya destek veriyor diye de belki sorgulamak lazım. Mesela sekiz yıllık kesintisiz eğitim için eğitime giden çocuğunuz olsun olmasın, herkes para verirken, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini toplumda farkındalığı yaratmak adına daha yaygınlaştırmak için neden daha geniş katılımlı… Kamusal olması da şart değil. Siz herhangi bir materyalin parasını verip alırken, sekiz yıllık kesintisiz eğitime katkı veriyorsak, kadın erkek cinsiyet eşitsizliğinin toplumda yaygınlaşması için sanıyorum herkes de verir. Herkesin bir anası var en azından, okula gidecek çocuğu olmasa bile. Dolayısıyla bunun biraz daha genel düşünülmesini, kalkınma ajanslarıyla birlikte bunun daha global, daha makro düzeyde ele alınmasını önerebilirim diye düşünüyorum. Hepinize afiyetler olsun, bizi bir masada buluşturdunuz, teşekkür ediyorum. Sağ olun. 2 BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Söz almak isteyen arkadaşımız var mı? Leyla Hanım, buyurun. DEMOKRATİK İLETİŞİM PROGRAM MÜDÜRÜ LEYLA ŞEN – Sayın Başkanım, sayın milletvekillerimiz, sayın genel sekreterlerim; biz de Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı olarak bu masada sizlerle birlikte olmaktan duyduğumuz mutluluğu ifade etmek istiyoruz öncelikle. Demokratik İletişim Program Müdürü olarak görev alıyorum ve bölgesel ve küresel bir güç olan Türkiye’ nin çok önemli çalışma alanlarında ortaklık etme ayrıcalığına sahip bir kurum olarak burada bulunuyoruz. Biraz önce Sayın Başkanım çok Değerli Milletvekilimizin ifade ettiği toplumsal cinsiyet eşitliği evrensel bir sorun niteliğinde. Dünyada en az gelişmiş ülkeden en gelişmiş ülkeye kadar şöyle ya da böyle toplumsal cinsiyet eşitsizliği olgusu var. Önemli olan yereli de bölgeyi de sürece katarak ulusal, küresel politikaların geliştirilmesine katkıda bulunmak. Biz 172 ülkede çalışan bir kalkınma ağıyız ve inanıyoruz ki burada sizlerin çok değerli yol göstericiliğinde şekillenecek yöreye özgü, bölgeye özgü politikalar anlamlı bir ifadeyle ulusal düzlemde yerini bulacak, belki ulusalın ötesinde yüzünü hiç görmediğimiz, belki adını bile hiç anmayacağımız -yaşamımız boyunca- coğrafyalara da ışık tutacaktır. Biz bu yönüyle sizlerle olan iş birliğimizin çok kıymetli, çok değerli olduğunu bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Onurlandırdığınız için de çok teşekkür ediyoruz. Saygılarımla. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Şimdi sırasıyla genel sekreterlerimize söz vermek istiyorum. Öncelikle kendilerini tanıtsınlar, hangi kalkınma ajansı olduğunu söyleyerek ve bu konuda yaptıkları çalışma olup olmadığını, bölgenin bu konudaki hassasiyetlerinin neler olduğunu bizlerle paylaşarak sözü size bırakmak istiyorum. Buyurun söz sizde. DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI ÇAĞATAY ÜSTÜNDAĞ TEMSİLCİSİ – Öncelikle teşekkür ediyorum böyle bir kahvaltıda buluştuğumuz ve ilk sözü de İzmit’ i temsilen ben aldığım için. Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreterliğine vekâleten buradayım. Program Yönetim Birimi Proje Uygulama Birim Başkanıyım. Tabii Leyla Hanımlarla da tanışıyoruz, farklı projeler sebebiyle bir araya gelmiştik. Bu proje kapsamında biz neler yaptık ve neler yapılabilir üzerinde birtakım fikirlerimizi açıklamak istiyoruz. Şimdi bizim birtakım desteklerimiz vardı. Bu desteklerden belki teknik destek diye doğrudan faaliyet desteği diye adlandırdığımız destekler kapsamında biz de birtakım pozitif ayrımcılıklar yaptık. Bunlarla ilgili bilgi notu da hazırladık, belki çok uzun olup olmaması konusunda bir şey diyemeyeceğim ama. İşte Düzce’ de Yığılca ilçesinde 15-49 yaş arası kadınların sağlığının geliştirilmesi olsun, Kocaeli ile ilgili. Şöyle: Teknik destek ve doğrudan faaliyet desteklerimiz var. Bunlar kâr amacı gütmeyen kurumlar. Desteğe bağlı olarak başvuruyorlar ve biz de bu başvuru kapsamında değerlendirmeden geçmesini uygun görürsek desteği veriyoruz. Bu kapsamda 2010-2011 yılı teknik destek programlarında ve doğrudan faaliyet destek programlarında birtakım desteklerimiz olmuş. Hani bunu biz koordine ettik, daha doğrusu desteği veren taraftık, fikri geliştiren taraf değildik. Bunu belirtmekte fayda var ama pozitif ayrımcılık olarak değerlendirmek olarak değerlendirmekte fayda var. Evlilik okulu, şiddetsiz olun, şiddet siz olmayın şeklinde, boşanmış aile çocuklarının rehabilitasyonu, belki dolaylı şeyler… Geleneksel ürünlerin pazarlanması, yine benzer bir uygulama, bunlar hep ev hanımlarına yönelik faaliyetlerdi. Dilovası’ nda sosyal doku araştırması, yine Dilovası’ nda dezavantajlı grupların istihdam potansiyelinin artırılması. Biliyorsunuz Dilovası Kocaeli bölgesinde sadece kadınlar için değil aslında ama kadınlar burada öne çıkıyor. Burası okuma oranının en düşük olduğu bir bölge. Bunun dışında yine kent konseyleri kapsamında kadınlarımıza yönelik biraz daha belki ev sathına ayrıştırılması, evlilik, sağlık, aile huzuru, toplum şeklinde projelerimiz oldu. İstenirse detaylarını paylaşabiliriz. Biz ne yaptık? Biz kalkınma ajansı olarak ekonomik ve toplumsal kalkınmada biraz daha belki ekonomiye ağırlık verdik. Kadın girişimciler iş birliği ağı kurduk biz. Belki bundan sonraki zaman diliminde bunu biraz daha yerele yaymak ve genel tutmakta fayda var, girişimciliğin dışına çıkmak. Bu kapsamda toplantılar yaptık. Hatta Esma Hanım da burada, toplantıları bilfiil takip etmiş bir arkadaşımız. Bu toplantılarda bir sinerji oluşturmaya çalıştık, fikirler geliştirmeye çalıştık. Kadınların girişime olan yollarını açmak yönünde yeni faaliyetlerimiz oldu. Bu şekilde birtakım faaliyetleri destekledik. Ne yapabiliriz noktasında, tabii ki Bakanlığımız da muhakkak bir görüşe sahiptir. Biz kendi iş birliği ağımızı daha böyle iktisadi ölçekten cinsiyet eşitliği ve toplumsal ölçeğinde yaygınlaştırabileceğimizi düşünüyoruz. Bunu biraz daha açabileceğimizi 3 düşünüyoruz ve inanıyoruz. Burada belki bölge plan çalışmaları var, plancı arkadaşlarımız da var. Belki planlama çalışmalarında biraz daha ilçe bazında, belki daha alt ölçekli bazda kadınların durumlarını ölçen, sosyo ekonomik durumlarını ortaya koyan birtakım faaliyetler yürütülebilir. Bu en azından ilçesel bazda, Dilovası örneğinde olduğu gibi, karşımızda bir hedef gösterilebilir, hangi bölgelere ve ne şekilde yoğunlaşılması gerektiği konusunda. Biz bu noktada çalışmaların yürütülebileceğini düşünüyoruz. Ajanslar olarak hedefleyebiliriz. Yine 2012 yılında Bakanlığımızın ortak faaliyet çalışmaları var. Birçok konuda ortak faaliyet çalışması yürütülüyor. Yine Bakanlığımız bazen pilot ajans da seçebiliyor. Bir metodolojik çalışma anlamında neler yapılabileceği ve yine Bakanlığımızın ortak faaliyetler kapsamına girebilir, kendileri takdir ederlerse, onaylarlarsa. Pilot ajans seçtikleri takdirde de pilot ajanslar bu metodolojiyi geliştirir ve bütün bölgelerde net bir çalışma yapılacağına dair daha kapsamlı, belki daha stratejik çalışmalar da yapılabilir. Bilgi notlarımızı da size teslim edeceğiz. Ben sözü diğer genel sekreter ve temsilci arkadaşlarımıza bırakmak istiyorum. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun efendim. ANKARA KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ ZEHRA YAŞIN – Ankara Kalkınma Ajansı Planlama Bölümünde uzman olarak çalışmaktayım. ANKARA KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ DERYA ÇAĞLAR – Ankara Kalkınma Ajansı İş Geliştirme Strateji Biriminde Birim Başkanı olarak çalışmaktayım. ANKARA KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ ASIM BALCI - Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Sayın Başkanım, sayın milletvekillerim, çok değerli arkadaşlarımız; böyle bir toplantının organize edilmiş olmasından dolayı öncelikle sizlere teşekkür ediyorum. Gerçekten kalkınma ajanslarımız da bu, Türkiye’ de cinsiyet eşitsizliğin giderilmesine yönelik çalışmalarda aktif rol alabilecek durumda. Bu konuda önemli çalışmaları başlatmış durumdayız. Arkadaşlarımız, herkes kendi ajansıyla ilgili konuları birazdan gündeme getirecektir. Ama Ankara Kalkınma Ajansı olarak birkaç başlık içerisinde ben çalışmalarımızdan bahsetmek istiyorum. Öncelikle ajans bünyesinde biz çalışanlarımıza baktığımız zaman yüzde 50 civarında bayan personelimizin olduğunu söylemek istiyorum. Kadın personel sayımızın yüzde 50 civarında olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bu bizim uyguladığımız bir başarı örneği olduğunu öncelikle vurgulamak istiyorum açıkçası. Bir buçuk yıl civarında oldu Ankara Kalkınma Ajansı kurulalı. Kurulduktan daha sonra bölge planımızı, bizim bölgeyle ilgili öncelikle stratejilerimizi ortaya koyduğumuz bir strateji belgesi olan bölge planımızda da bu konuyla ilgili strateji ve hedefleri ortaya koymuş durumdayız ve bu strateji ve hedefler doğrultusunda da çalışmaları başlattık. Geçtiğimiz yıl açtığımız doğrudan faaliyet desteği, bu yıl yine devam edecek olduğumuz doğrudan faaliyet desteğinde özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yapısı, mevcut durumu ve çözüm önerileriyle ilgili konuları biz öncelikli olarak biz burada ele alacağız. Yine geçtiğimiz yıl mali destek programlarımız kapsamında kadın girişimciliğinin artırılmasına yönelik olan projeler bizden destek aldı, şu anda uygulamaya geçmiş durumda. Bölgemizdeki paydaşlarımızla beraber bunları hayata geçiriyoruz. Gerçekten de toplumsal ve ekonomik hayata kadınların daha fazla katılmasına yönelik projeler kalkınma ajansına sunulduğu zaman bizden ekstra puanlar alarak diğer projelerin önüne geçme şansına sahipler. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Burada bir pozitif ayrımcılık söz konusu. Önümüzdeki dönemde de bu konuyu bu toplantıdan sonra biz daha fazla gündemimize alıp, çalışmalarımızı yoğunlaştıracağımızı belirtmek istiyorum. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. MEVLÂNÂ KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ AHMET AKMAN – Konya Karaman Mevlânâ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Herkese hayırlı sabahlar. Efendim, biz bu konuda bölge planımızda özellikle kadınlar ve genç girişimci kadınların istihdamına yönelik, onların çalışma ve işlerini geliştirme ortamına yönelik birçok maddelere, birçok hususlara yer verdik. Bölge planımız 2010-2013 yıllarını kapsamakta ve bu arada çıktığımız teklif çağrılarında da özellikle kadın girişimcilerle alakalı puanlama tablosunda kadın girişimcilere ekstra puan verdik ve bunu da çok olumlu geri tepkilerini de almış olduk. Biz Mevlânâ Kalkınma Ajansı olarak birçok sosyal kırsal projelerde olsun, KOBİ’ lere yönelik projelerde olsun, kadın girişimcilere yönelik projelerde proje desteği verdik. Ben bunlardan bir nebze bahsetmek istiyorum, isim ve sadece konularıyla alakalı 4 olarak. Mesela kadınlara yönelik meslekî eğitim projesi vardı, Cihanbeyli ilçesinde seksen kadına halı ve kilim dokuma eğitimi verilmesi söz konusu oldu. Çamlıca Evsin köylerinde yaşayan kadınların fidan üretimi konusunda meslekî faaliyetlerinin artırılması, bu çerçevede bu bölgede yaşayan kadınları fidan yetiştiriciliği ve tohum üretimi konusunda meslekî becerilerin artırılması için eğitim verildi. “ Köyümde daha mutluyum” projesi yapıldı, Karaman İl Millî Eğitim Müdürlüğü yaptı. Mesudiye köyünde yaşayan yirmi genç kadına halıcılık ve pazarlama eğitimi verildi. Akşehir’ de ipek halı dokuma kültürünün sürdürülebilirliğini destekleme projesi vardı. Proje konusu Akşehir’ de ipek halı dokuma eğitimine yönelik hizmet eksikliklerini gidermek maksadıyla özellikle hedef bölgede kadınların ekonomik hayata katılımlarını sağlamak amacıyla destek verildi. Taşkent Kadın Yaşam ve Destek Merkezi Projesi verildi. Burada üç yüz kişiye meslekî eğitim alması, yüz elli kadına aile içi iletişimin güçlendirilmesine yönelik eğitim düzenlenmesi projesine destek verildi. Hüyük’ te Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının bir projesi vardı. Burada aile içi şiddete ve boşanmaya maruz kalmış kadınlar ve aileleri olmak üzere elli adet eğiticiye kırk saat eğitim verildi ve Hüyük İlçesinde yirmi yerleşim biriminde iki yüz elli kadına altı saat eğitim verildi. Kadınların eğitimiyle hazır giyimde üretimin geliştirilmesi ve Doğanlar mahallesinde refah seviyesinin artırılması projesi vardı yine Konya merkezde. Burada yüz kadına bin dört yüz saat eğitim verildi ve burada da bir meslekî eğitim söz konusu oldu. Aile İşletmelerinde Kadın Erkek Dayanışmasının Artırılması Projesi var, Ayrancı İlçe Tarım Müdürlüğünün yaptığı. Kırk aile eğitildi. İki köyde toplam yüz dört saat eğitim verildi ve kadınlarla ilgili özellikle bilinçli ve sağlıklı üretim yapılması noktasında bir inisiyatif kullanıldı. İpek Eller Minyatür Halı Dokuma Projesi verildi, güney sınırda halk eğitim merkezi müdürlüğünce. Bu projeye destek verdik. Bu ilçede yaşayan gelir düzeyi düşük 16-45 yaş arası kırk kadının ipek halıcılık dokuma ustası belgesi almasını ve burada bir güney sınır meslek edindirme merkezini -GÜNMEK- oluşturulması ve sergi düzenlemesi projesi verildi. Parçalanmış Aileleri Meslek Edindirme ve Sosyal Destek Projesine destek verildi. Karatay Kaymakamlığı yaptı. Karatay İlçesinde parçalanmış aile yapıları içerisinde sosyal ve ekonomik yönden dezavantajlı 24-45 yaş arasındaki annelere zihinsel engellilere yönelik öz bakım becerisi eğitimi, 7-14 yaş aralığında çocuklara sosyal eğitimler ve müzik eğitimi ile bursluluk sınavlarına hazırlık eğitimi verilerek, sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesi sağlandı. Bir Ana Baba Okulu Projesi yaptık, Mevlânâ Üniversitesi ile. Bu da ana babaların etkili iletişim ve dinleme becerileriyle empatik anlayış geliştirme, ergenlik dönemi özellikleri ve sorunları, evlilik hayatında uyumun temel şartları, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileriyle ilgili bir eğitim projesi oldu. Toplam yirmi altı tane böyle bu neviden proje var. Bu neviden projelere eğitim ve benzeri meslek edindirme ve güçlendirme projelerine devam edeceğimizi umuyorum. Saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ MEVLÜT ÖZEN – Ben Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz, kıymetli arkadaşlarım; öncelikle böyle bir fırsatın oluşmasına zemin hazırladığınız için teşekkürlerimi arz etmek isterim. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı kendi çalışma bölgesinde hem bölge planında yer aldığı şekilde kadınların toplumda entegre olup fırsat eşitliğinden en üst düzeyde yararlanması için her türlü fırsatı değerlendirmeye çalışıyor, farkındalığı artırmaya çalışıyor. Bu anlamda hem uyguladığımız mali destek programlarında kadınların istihdamına yönelik proje unsurları içerenlere pozitif ayrımcılığın uygulanması hem de toplumda yapılan birtakım çalıştay ve sempozyumlarda kadının öne çıkarıldığı konu başlıklarıyla gündeme getirmeye çalışıyor. Bu anlamda en son İnsan Kaynakları Geliştirme Mali Destek Programı, üç milyonluk bir hibe programı. Bunda yüz on yedi tane proje aldık, kaç tanesi kazanır bilmiyorum ama ana unsurlardan bir tanesi kadınlar diğeri de gençler ve engellilerdi. Şimdi bu projelerin değerlendirilmesi bittikten sonra çokça projemiz olacak az önce Ahmet Ağabeyin saydığı proj elere benzer. Kadın konusu toplumda son derece sıcak bir şekilde tartışılıyor. Biz üç yıl içerisinde aşağı yukarı faaliyete başladığımız son üç yıl içerisinde bir işte kadın sempozyumu düzenledik, Dünya Bankasıyla beraber. Dünya Bankasının açıkladığı kadın raporunun İstanbul’da açıklanmasından bir gün sonra Samsun’ da açıklanmasını ve yüz tane toplum gönüllüsü, sivil toplum kuruluş liderinin bu raporla birlikte Orta Karadeniz Kalkınma Ajansından beklentilerini dile getirmesine imkân sağladık. Yüz kadın toplum kuruluşuyla beraber gelecek yıllarda mali destek programlarında hangi unsurların yer alması gerektiğini, onlarla bizzat tartışıyoruz ve bir de il genel meclisinde kadın ve fırsat eşitliği komisyonu çalışanlarıyla beraber çalışıyoruz. Ticaret ve Sanayi Odasında Kadın Girişimciler Komisyonu var, onlarla beraber çalışıyoruz. Dolayısıyla yapacağımız çalışmaların çatısını beraber oluşturma gibi bir kültürümüz var. Ertesi yıl hemen ikinci sempozyumumuzu yine düzenledik. Dünya 5 Bankası raporunu İstanbul’ da açıkladıktan sonra ikinci defa yine Samsun’ da açıklanmasına ev sahipliği yaptık, beş yüze yakın katılımcıyla beraber. Kadın raporu ve ardından da kadının istihdamı ve topluma entegrasyonu konusunda bir büyük sempozyuma ev sahipliği yaptık. Samsun ayrıca kadın dostu kentler arasında. Bu konuda sayın valimizin ve komisyonlarda, çalıştaylarda her yerde yer almasıyla beraber ciddi konuya ehemmiyet veriyor. Biz kadına şiddetin önlenmesi ve farkındalığın artırılması konusunda 1.5 milyon dolarlık bir proje sunduk Birleşmiş Milletlere ancak projemiz kabul edilmedi fakat çalışmalarımız devam ediyor. İnsan kaynakları ve girişimciliğin artırılması konusunda düzenlediğimiz tüm toplantılarda kadın toplum kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarıyla beraber çalışıyoruz. Ajansımızda Asım Bey’ in söylediği gibi kadın çalışanların sayısı oldukça yüksek ve oldukça da başarılı çalışmalara beraberce gidiyoruz. Avrupa Birliği kaynaklarından da yararlanma konusunda ajansın hem sivil toplum kuruluşlarıyla beraber çalışmaları var. Şimdilik bu kadarını söyleyeyim. Bundan sonra Tokat’ ta, Amasya’ da, Çorum’ da -Samsun zaten bu konuyu çok yaygın olarak ele almış durumda- yapılacak çalışmalarınız olursa biz bunlara entegre olup birlikte çalışma arzumuzu ifade etmek isterim. Saygılar sunarım. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. FIRAT KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ FETHİ ALTINYUVA – Fırat Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Malatya, Elazığ, Tunceli, Bingöl illerini kapsayan bir görev alamız var. Bende Sayın Başkanıma ve değerli milletvekillerime bize bu fırsatı sağladıkları için şükranlarımı arz ediyorum. Fırat Kalkınma Ajansı da diğer genel sekreter arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, öncelikle yapmış olduğu bölge planlarında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunu zaten stratejilerinde ve hedeflerinde bölgede bu konuda duyarlılık ve gerekli alt yapılarını oluşturması noktasında planlarında en öncelikli alanlardan bir tanesi. Bunu öncelikle ifade etmek istiyorum. Biz Fırat Kalkınma Ajansı olarak destek programları anlamında da bu konuyu önemsiyoruz ancak bölgemizde yine Kalkınma Bakanlığımızın önceliğinde yürütülen SODES Destek Programı kapsamında yine bu alan öncelikli alanlardan olduğu için kaynaklarımızı yönlendirme anlamında değil de daha çok bu programların etkinliğini takip etme anlamında çalışmalar yapıyoruz ve burada birlikte hareket ederek bu destek programlarından bu konudaki sorunların giderilmesi için ajans olarak koordinasyon görevini yerine getirmeye çalışıyoruz. Ama diğer yandan özellikle bölgede kadın girişimciliğin geliştirilmesi noktasında da yine bölgedeki bütün kadın girişimciler kuruluşlarını bir araya getirerek, aynı zamanda bizim kalkınma kurulumuz var, bizim ajansımızın danışma organı, bu organımızın altında sosyal yapı komisyonu altında özellikle bu konuları bir araya gelip, bölgemizde bu konunun hem duyarlılık ve farkındalık oluşturması hem de proje fikirleri oluşturması anlamında toplantılar gerçekleştiriyoruz. Diğer yandan özellikle Malatya ilimizde yine Birleşmiş Milletler programı kapsamında Kadın Dostu Kentler Projesinde kapsamında yer alıyor Malatya ilimiz. Bu konuda da yine belediyemizle birlikte bu projeden azamî düzeyde bölgemizin ve ilimizin faydalanması için çalışıyoruz, birlikte çalışıyoruz. Biz daha çok dediğimiz gibi ajans olarak bu çalışmaları koordine eden bi r şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bölgemizde özellikle bu sorunun çözülmesinde kadınlarımızın sivil toplum faaliyetlerinde öncelikle yer almasının ve bu konudaki gelişmenin ilk basamağı olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada da yine hem kurumlarla hem de mevcut sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmalar yürütmeye çalışıyoruz. Bize bu fırsatı sunduğunuz için tekrar teşekkür ediyor ve saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. DOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ EMİN YAŞAR DEMİRCİ – Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Van, Bitlis, Muş, Hakkâri illerini kapsayan bir ajansın genel sekreteriyim. Ben de Sayın Başkanımıza ve değerli milletvekillerimize bu fırsatı bizlere sağladığı için teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum. Şimdi, tabii benim kadın erkek fırsat eşitliğiyle ilgili sorunla yüz yüze gelmem ajans genel sekreteri olarak başlamadı. Ben akademisyenim, sosyologum ve bölgede on beş yıldan beri çalışmaktayım. Dolayısıyla özellikle genelde dezavantajlı gruplar ve özelde kadınlara yönelik politikaların yapısal dönüşüm ihtiyacı olan bölgelerde özellikle çok anlamlı ve etkili olduğunu gözlüyoruz. Çok küçük şeylerle büyük işler de başarılabiliyor. Mesela bölgede şartlı nakit transferi olarak bildiğimiz eğitimdeki çocuklara ödenen paranın doğrudan doğruya kadınlara ödenmesi, nasıl kadınların sesini daha güçlü bir şekilde duyurabildikleri noktasında gözlemlerimiz ve 6 tespitlerimiz var. Ancak bir noktada bizim yine başka gözlemimiz de var. Kadın istihdamı dediğimiz şey tek başına eşitlik sağlayan bir süreç değil. Kadın istihdamı dediğimiz şey, eğer aile içi rol paylaşımlarıyla ilgili değişimleri de beraberinde getirmiyorsa, aslında kadının çok daha derin sömürülmesine ve eşitsizliğine yol açabilir bir çizgide başlatabilir. Dolayısıyla tek başına kadın istihdamı yani bizim bu eşitliği sağlamanın yolu ve yöntemi olarak görmememiz gerektiğinin altını çizmem gerekiyor. Ben kariyer meslek sahibi hanımlar, kadınlar arasında dahi aldığı parayı aybaşında eşine teslim eden ve ondan harçlık alan insanlar biliyorum. Bunu belki siz de gözlemlemişsinizdir. Dolayısıyla tek başına belli kavramlar üzerine odaklanmaktan ziyade bu toplumsal eşitlik konusunda bir kere toplumun direnç noktaları neler? Bunlarla mücadele etmek ama ben daha çok da toplumun değerler sisteminde bunu destekleyecek mekanizmalar neler, bunların tespit edilerek hareke geçilmesi gerektiğine inanıyorum. Şimdi ajans olarak ne yapıyoruz ne yapmıyoruz noktasına gelince: Bir kere istihdam politikası açısından tabii ki bizim önceliğimiz kadın istihdamının daha fazla olmasıdır ama ben diğer iki ajansımızın söylediği gibi kadın istihdamının yüzde 50’ lere veya daha fazla bir oranda olduğunu söyleyemem, yüzde 28 dolayında, yine bölgeyle mukayese edildiği vakit oldukça iyi bir rakam. Daha fazlasını biz istiyoruz ama başvurular ve müracaatlardan kaynaklanan bir sorunumuz var. Bunu artırmayı gönülden istiyoruz. Şimdi faaliyetler çerçevesinde bakınca, özellikle kadınlara verilen kaynakların, aktarılan kaynakların çok daha etkin kullanıldığı gibi bir gözlemimiz bize teklif çağrılarımızda ve hibe programlarımızda kadınları önceleyen, pozitif ayrımcılık noktasında önceleyen ve değerlendirme sisteminde onlara ilave puanlar sağlayan uygulamalarımız var. Fakat, mesela burada gözlemlediğimiz bir başka nokta var. Mesela başvuru sahipleri arasında kadın girişimci olarak görünen ama aynı zamanda sadece işyeri eşinin üzerine kayıtlı bir erkek girişimci karşımıza çıkıyor ve dolaylı olarak da kadın girişimciye sağladığımız pozitif ayrımcılığın fırsatını yakalamış ve bunu yürütmek isteyenler var. Şimdi, bu projeleri tespit ettiğimiz vakit iptal ettik çünkü en başta bir haksız rekabet yoluyla elde ettikleri bir puan vardı ve dolayısıyla bir kere girişimci de kadın girişimci değildi sadece kamu görevlisi olmasından dolayı iş yerini eşinin üzerine kayıt etmiş ve faaliyeti kendisi yürüten bir girişimciyle karşı karşıya idik. Ama yine ısrarlı bir şekilde kadın girişimci olarak desteklediğimiz ve desteğimizi sürdürdüğümüz girişim örnekleri var ve diğer projelerimizden çok daha başarılı bir şekilde yürütülmüş olması bizi sevindiriyor. Şimdi, bölgede bir başka uygulama mikro kredi uygulamaları var. Mikro kredi uygulamalarının sonucu olarak aslında çok başarılı örnekler var ve bizim belki bundan sonraki politikalarımızdan bir tanesi de mikro kredi uygulamalarında başarı elde etmiş kadın girişimcilere eşik atlatmak ve gerçekten girişimci hâline gelmek, rekabet edebilir bir girişimci hâline getirmek. Böyle bir uygulamayı da önümüzdeki teklif çağrılarında planlıyoruz. Sözlerimi teşekkür ederek tamamlamak istiyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. GÜNEY MARMARA KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ MUSTAFA GÜNDOĞAN – Balıkesir ve Çanakkale illerini kapsayan Güney Marmara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Ben de Sayın Başkanımıza ve değerli milletvekillerimize davetleri için teşekkür ediyorum. Biz de ajans olarak tabii ki öncelikle siz ne yaptınız diye sorabilirsiniz. Ben 2010 yılı içinde yaptığımız ilk sınavda aldığımız uzmanların sayısına baktığımızda, tabii bu sınavdan sonra ortaya çıktı, on yedi uzman almışız, dokuzu kadın diyelim bayan demeyelim. Yalnız merak ediyorum, ben de mülki idareden geliyorum, kaymakamlıktan geliyorum, genelde hitaplarımızda hanımefendiler ve beyefendiler deriz. Şimdi kadın efendiler mi diyeceğiz? BAŞKAN – Kadın tabiri ayrı bir şey bayan tabiri ayrı bir şey. Toplantıdan sonra… GÜNEY MARMARA KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ MUSTAFA GÜNDOĞAN – Dikkat edeceğim. Dokuzu kadın sekizi erkekti, yalnız geçen yıl yaptığımız sınavlarla bu on dört kadın on üç erkek olmuş yani bu gayri ihtiyari sınav sonucunda bilinçli olarak bunlara bu şekilde sayısal bir şey gözetmeden ortaya çıkmış bir tablo. Personel durumumuz bu. Tabii ki biz de diğer arkadaşlarımız gibi teklif çağrılarımızda, işte kadın istihdamının artırılması, çalışan kadınların hayatının kolaylaştırılması, kadına yönelik şiddetin engellenmesine yönelik projelere destek vereceğimizi ilan ediyoruz. Geldiği takdirde de desteklemeye gayret ediyoruz. Ancak diğer çalışmalardan ziyade benzer çalışmaları hepimiz yapıyoruz, ayrıntılarına girmek istemiyorum fakat biz madem buraya geldik, Meclisin çatısı altındayız, ilçelerde de hayatımın büyük bir kısmı geçtiği için, bir sorunu, mesela Millî Eğitim Bakanlığı kanalıyla çözme imkânı olabilir diye bir teklif, bir öneri sunmak istiyorum Komisyonumuz marifetiyle. 7 Şimdi, çoğu okullarımızda ikili öğretim değil de tam gün eğitim var ve çocuklar sabah sekizde gelip, saat üçe kadar eğitim görüyorlar. Bu sürenin en azından, işte nüfus bazında yirmi beş bin nüfusa bir okul veya yirmi bin nüfusa bir okul olacak şekilde pilot okullar seçildiğinde sadece çalışan bayanların ilköğretim çağındaki çocukları bu okullara gitsinler ve bu üçe kadar değil de beşe kadar, mesai sonuna kadar devam etsin, buradaki okuldaki eğitim. Bu bir birçok ilçede çalışan kadınların büyük bir problemi çözecektir. Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir çalışma yaparsa, ilçelerde çalışan kadınların çocukları işte üçte okuldan çıktıktan sonra kreşe mi gidecek, eve mi gidecek, kim bakacak, bakıcı mı olacak? Büyük bir sorun. Bunları mesai saatlerini kapsayan bir eğitim veren pilot okulları, on taneden bir tanesi olsa, bu ihtiyacı görür belki. Sadece çalışan kadınların çocuklarının bu okullara gitmesi sağlanırsa bir düzenleme ile çalışan kadın lehine büyük bir çalışma yapılmış ve sorunlarının önemli bir kısmı çözülmüş olur diye düşünüyorum. Kısaca bunu teklif olarak sunuyorum ve teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. BURSA, ESKİŞEHİR, BİLECİK KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ JÜLİDE ALAN – Bursa, Eskişehir, Bilecek Kalkınma Ajansı Planlama Birim Başkanıyım ve genel sekreterimize vekâleten buradayım. Sayın Başkan, sayın milletvekillerimiz; öncelikle hepinize teşekkür ediyoruz, böyle bir toplantıyı gerçekleştirdiğiniz için. Benzer çalışmalar bizde de yapıldı. Çok kısaca özetlemek isterim. Bölge planı çalışmalarında sosyal kalkınma ve istihdam başlığı bizim de öncelik ve gelişme eksenlerimizden biri idi ve bu gelişme ekseninin altında özellikle kadın istihdamının artırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili birtakım stratejiler üretilmişti. Ajanslarımız malumunuz bölge planlarının hazırlanmasının hemen akabinde birçok teklif çağrısına çıktılar, mali destek programlarını açıkladılar. Biz de ilk destek programımızı 2010 yılında açıkladık. Sanayi ve turizmde rekabet gücünün geliştirilmesi mali destek programı olarak. Bu kapsamda da el sanatlarının geliştirilmesi ve hediyel ik eşya ile ilgili bir öncelik alanı bulunmakta idi. İl özel idarelerimizden, birçok kaymakamlıklarımızdan ve ilçelerimizden özellikle kadınların hediyelik eşya üretimi ve bunların satışlarıyla ilgili projeler geldi. Bunlarla ilgili detayları ben Komisyonunuza daha sonra arz etmek isterim. Yine 2011 yılında teklif çağrımızda da sosyal kalkınma programını açıkladık. Bu kapsamda da kadınlar, engelliler ve yaşlılar öncelik alanı olarak… Üç öncelik alanı vardı belirtildi. Bu teklif çağrısının bütçesi iki milyonluk bir bütçe idi. Şu anda yaklaşık yüz on proje aldık. Değerlendirme aşamasında olduğu için şu anda kazananlarla ilgili bir bilgi veremiyorum ancak yedi sekiz proje mutlaka kadınların iş gücüne katılımı ve istihdamının artırılmasıyla ilgili projeler olacaktır diye tahmin ediyoruz. Yine verdiğimiz doğrudan faaliyet destekleri kapsamında kadın girişimciliğinin artırılmasıyla ilgili Bursa’ da bir proje gerçekleştirildi. BUGİAD yaptı bu projeyi. Kadın girişimciler portalı açtılar, bu konuda birçok toplantı yaptılar ve girişimcilik daha nasıl artar konusunda bir rapor hazırladılar. Yine görece daha sosyo ekonomik açıdan düşük olan bir ilçemizde, Yıldırım Kaymakamlığımızın öncülüğünde hane halkı anketleri yürütüldü ve kadınlar daha iş gücüne nasıl katılabilir, bunun bir araştırması yapıldı doğrudan faaliyet desteği kapsamında. Bu projelerin detaylarıyla ilgili dediğim gibi Komisyonunuza detayları ve sayılarla ilgili rakamları daha sonra sunmak isteriz. Bursa yine Kadın Dostu İller Projesinde Samsun ve Malatya gibi pilot bölge. Eşitlik Üst Kurulumuz var, orada genel sekreterimiz görevli. Kurulda üç ayda bir toplantı yapılacak ve il eşitlik eylem planı hazırlanacak Bursa için, pilot proje olduğu için ve valilik bünyesinde, belediye bünyesinde ve ajans bünyesinde eşitlik birimleri kuruldu. Biz de bir uzman arkadaşımızı bu konuda görevlendirdik. Bu il eşitlik eylem planı çalışmaları başarıya ulaşırsa da, güzel çalışmalar olursa da diğer illerimizde de bunu yaygınlaştırabiliriz. Saygılarımla, teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. BATI KARADENİZ KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ ZEYNEP KAYAHİSARLI – Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Faruk Tezel’ i temsilen buradayım. Bölgemizde üç il var: Zonguldak, Bartın, Karabük. Bunlar daha önce Zonguldak’ ın merkezine bağlı olarak hep bir arada olan illerdi. Bilindiği gibi bölgemiz demir çelik ve kömür üzerine yoğun olarak çalışan bir ekonomiye sahip ve bölge ekonomimizin sanayi yoğun olması, emek talebinin fiziksel iş gücü yoğun kesimlere yönelik olmasına neden olabiliyor ve kadın istihdamında ciddi bir sorun var bölgede. Biz bunu bölge planımızda belirledik. Hedeflerimiz ve önceliklerimiz arasında bunlar gerekli yerlerini aldılar. Biz de 8 diğer birçok ajans gibi 2010 ve 2011 yılı içerisindeki proje teklif çağrılarımızda kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik projelere daha öncelikli olarak destek verdik. Sosyal Kalkınma Mali Destek Programımız kapsamında dört tane önceliğimiz vardı. Bunlardan birincisini özellikle turizm hizmet sektörüne yönelik olarak kadın istihdamının artırılmasına, bir diğerinin de çocuk ve yaşlılarla birlikte kadınların yaşam kalitelerinin artırılması olarak belirledik. Bir önceliğimizde yerel ürünlerin ekonomiye katılması ve kadınların bu konuda aktif olarak yer almasına yönelik idi. Bu kapsamda 3.5 milyon Türk lirası ayırdık ve bunun en azından yüzde 50’ lik bir kısmının kadınların yaşam kalitelerinin ve istihdamlarının artırılmasına yönelik olarak hazırlanacak projelerde değerlendirilmesini bekliyoruz ama 31 Ocak son tarihimiz, henüz başvuruda belirli bir rakam söyleyemiyoruz maalesef. Yine doğrudan faaliyet desteğimiz ve teknik desteğimiz için bu yıl belirli planlarımız var. Kapsamında bazı projeler değerlendirildi, desteklendi. Bunların ayrıntılarına yine vakit kaybı olmaması için girmiyorum. KOSGEB ile yaptığımız bir protokol kapsamında düzenlediğimiz girişimcilik eğitimleri vardı. Burada da kadınlara öncelik sağlandı ama tabii bunların hiçbiri yeterli değil. Özellikle bizim bölgemizde yeterli olmadığını düşünüyoruz. Bu konuda sizlerle birlikte çalışmaktan büyük bir mutluluk duyacağımızı genel sekreterimiz belirtmemizi istedi. Şimdilik bu kadar, teşekkürler. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. KUZEY ANADOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ RIFAT ALTAN - Sayın Başkanım, sayın vekillerim, değerli arkadaşlar; hepinize hürmetlerimi sunuyorum. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Çankırı, Kastamonu ve Sinop illerini kapsıyoruz. Toplam bölgemizin nüfusu yedi yüz yirmi üç bin civarında. Özellikle bizim Kastamonu yapı olarak köy ağırlıklı bir şehir. Yaklaşık binin üzerinde köy var, Türkiye’ nin en fazla köyü olan illerinden bir tanesi. Kadınların istihdam alanlarına bakıldığı zaman ağırlıklı olarak tarım alanı gözüküyor, yüzde 70’ in üzerinde. Altı yaş üzeri okur yazarlık oranlarına baktığımız zaman yani okuma yazma bilmeyenlerin büyük çoğunluğunu, yüzde 80’ inini kadınların oluşturduğunu görüyoruz. Bu bölgenin temel sıkıntılarından birisi özellikle tarım ağırlıklı yapıda hizmet sektörünün yeterince bölgede gelişmemiş olması temel etkenlerden bir tanesi. Biz tabii bölge planımızda da kadınlara ilişkin birtakım hususlar çıkardık. Özellikle kadın STK’ ların güçlendirilmesini bu anlamda önemsiyoruz. Kurumsal, sosyal sorumluluk projelerinin yaygınlaştırılması, kariyer planlaması yapılması ve bir de bizi m bölgemiz bağlamında aile içi şiddet bir hayli önemli. Biz bu bağlamda da bir çalışma yapıyoruz, kadın istatistiği çalışması yapıyoruz. Henüz sonuçlandırmadık ama buna yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bunu çeşitli kesimlerle de, sizlerle de paylaşmak isteri z ileride. Bunun yanında biz tek bir teklif çağrısına çıktık yani bir alt yapı ve KOBİ olarak. Pek fazla bu anlamda bir, kadın anlamında bir başvuru aldığımız söylenemez. Ancak şunu yapıyoruz: Yaptığımız eğitimler de şu aşamada, artı puanlama sistemi giriyoruz. İşte girişimcilik, e-ticaret ve farklı yaptığımız eğitimlerle de kadınlara yönelik artı puanlama yöntemi yapıyoruz ama ilerleyen dönemde kadınlara yönelik olarak farklı, ekstra, daha cazip ortamlar sunacağız ama dediğimiz gibi bölgemizin yapısından kaynaklanan, az önce arz ettiğim gibi birtakım olumsuzluklar var ve yeterli başvuru almakta sıkıntı çekiyoruz yani kırsal kesim ağırlıklı bir yapı engel olarak karşımızda duruyor. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. KALKINMA BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ İBRAHİM KUZU – Kalkınma Bakanlığında Daire Başkanıyım. Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bütün misafirlerimiz demek istiyorum. Eski bir Birleşmiş Milletler çalışanıyım ben aynı zamanda. Dünyada yaklaşık iki yüz civarında ülke var, bunların işte 160-170 kadarıyla ilgili elle tutulabilir istatistik bulabiliyorsunuz. O istatistiklere baktığınız zaman Türkiye’ de ilginç bir uyumsuzluk gözlemliyorsunuz yani aslında gelir düzeyine ve bazı kriterlere baktığınızda kötü demek zor. Biz hep Avrupa ile karşılaştırdığımız için bazen dertleniyoruz falan ama küresel düzeyde birçok istatistiğimiz iyi çıkıyor. Ama bunları sadece kadın seviyesinde, düzeyinde aldığınız zaman tablonun çok değiştiğini görüyoruz. Bu istihdamda da öyle. Ki istihdam en çok anılanı ama bence yanlışlıkla en çok anılanı çünkü onun kökenindeki temel nedenlere inmek lazım. İşte okuma yazmada. İlköğretimde büyük ölçüde artık böyle bir sorun yok diyoruz ama ondan sonra ikinci öğretimde. Dolayısıyla eğer Türki ye’ nin kalkınmasında biz gerçekten hayal ettiğimiz noktaya ulaşacaksak, burada toplumun direkt yarısını oluşturan kadınlar aslında anahtar. Bu 9 kadınların gerek fırsat eşitliğinin olmaması gerekse yeri geldi sonuç eşitliğinin olmaması, her zaman fırsatların eşit olması aynı sonucu doğuracak anlamına gelmiyor, bizi küresel düzeyde aslında -böyle demek istemiyorum da- hani bir parça geri görünen bir ülke pozisyonunda bırakacaktır. Dolayısıyla bu bizim kalkınmamızda bir anahtar. Bunun ötesinde insan haklarıyla ilgili bir konu var. Biz hep şöyle düşünüyoruz: İnsan hakları denilince çok genel düşünürüz. İşte, konuşma hakkı, özgürlük hakkı… Aslında birçok insan hakları sözleşmesi var. İşte CEDAW var, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi. Türkiye Cumhuriyetinin altına imza attığı sözleşme, Meclisten geçirdiği, dolayısıyla ulusal mevzuat statüsünü kazanmış, dolayısıyla uygulamakla yükümlü olduğumuz mevzuatımız var mesela. Aynı şekilde çocuk haklarıyla ilgili, engelli haklarıyla ilgili sözleşmeler var. Dolayısıyla konuya i nsan hakları düzeyinde bakmak, bunun bir hak olduğunu algılamak ve uygulamak gerekiyor. Ben çok olayın bölgesel boyutuna inmek istemiyorum, değerli genel sekreterlerimiz zaten çeşitli yönleriyle bahsedecekler. Kalkınma ajansları çok yeni yapılar. Yani şunun şurasında istisnalar var ama iki yıllık bir geçmişleri var ve biz bu süreçte tabiri caizse cevval bir şekilde birçok alanda faaliyet gösterdiklerini görmekten de mutlu oluyoruz. Genel olarak sosyal politika, bunun içinde kadınlara dönük faaliyetlerde yer tutuyor ve gelecek de daha da çok yer tutacağını umuyorum. Bu nazik davetiniz için, bizi bu Meclis çatısı altında birleştirdiğiniz için çok teşekkür etmek istiyorum. Teşekkürler. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. AHİLER KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ ALİ RIZA ÖZMEN - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle bu toplantıyı organize ettiğiniz için teşekkür ediyoruz bizler de. Ahiler Kalkınma Ajansı Planlama, Programlama ve Koordinasyon Birim Başkanıyım ve aynı zamanda şu anda genel sekreter vekili olarak görev yapıyorum. Bölgemiz Kırıkkale, Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Aksaray illerini kapsıyor. İstatistikî verilere baktığımızda kadına şiddet konusunda ve cinsiyet eşitliği konusunda karnemiz zayıf yani bölgemizin karnesinin zayıf olduğunu görüyoruz. Bu açıdan da böyle bir projede yer almak bizim bölgemiz için önemli ve ihtiyaç duyduğumuz bir konu. Bizim kalkınma ajansı olarak bu konuda gerçekleştirdiğimiz faaliyetler aslında diğer ajansların yaptıklarına benziyor çoğu anlamda. Mali ve teknik desteklerde cinsiyet eşitliğini teşvik edici önlemlerin alınması, yine sivil toplum kuruluşlarıyla yürüttüğümüz bir iş birliği ağı projemiz var. O kapsamda kadın dernekleriyle birlikte yaptığımız çalışmalar, ortak geliştirdiğimiz bazı projeler var. Şu ana kadar sosyal kalkınma alanında bir mali desteğimiz olmadı. 2012 yılında bu alanda bir destek vermeyi düşünüyoruz. Burada da yine kadın istihdamı, cinsiyet eşitliği öncelik alanlarımız olacak, bununla ilgili çalışmalarımız şu an sürüyor. Ama onun dışında şu anda yapmakta olduğumuz en somut faaliyet olarak şunu söyleyebilirim: İsveç Uluslararası Kalkınma Ajansı ile şu anda ortak bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bölgedeki kadın ve cinsiyet eşitliğini geliştirme üzerine bölgemizdeki illerde kadın kalkınma merkezleri adı altında Doğudaki ve Güneydoğudaki çok amaçlı toplum merkezlerine benzer yapıların oluşturulması için SIDA adını verdiğimiz İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansından yaklaşık sekiz yüz bin Euroluk bir kaynak almak için başvurduk. Bununla ilgili görüşmelerimiz şu an son aşamada. Üç yıllık bir proje olacak bu. Kadınlara bu merkezlerde meslek eğitimlerinin verilmesi, istihdamın geliştirilmesi, hukuki konularda danışmanlık hizmetleri ve diğer sağlık konusunda, psikolojik danışmanlık dediğimiz diğer konularda hizmetlerin verilmesi kapsamında bu merkezleri kurmak için çalışmalarımızı yapıyoruz. Şu anda vereceğim bilgiler bu kadar, teşekkür ediyorum. Saygılar sunarım. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ ESRA ARAS - Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Temsilcisiyim. KUZEY DOĞU ANADOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ MÜZEYYEN İNCİ – Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı olarak Erzurum, Erzincan ve Bayburt illerinde faaliyet gösteriyoruz. Genel sekreterimiz yönetim kurulumuzla birlikte şu an bir çalışma ziyareti kapsamında yurt dışındalar, dolayısıyla kendilerinin selam ve saygılarını ileterek temsilen burada bulunuyoruz. Ben planlama biriminde uzman olarak çalışıyorum. Bu kadın meselesinde bu yıllarda yürüttüğümüz faaliyetler anlamında konu başlıklarıyla şöyle söz etmek isterim. Öncelikle biz bölge planı hazırlık çalışmalarımızda kadın sivil toplum kuruluşlarını hep dâhil ettik olaya. Onun dışında mali destek programlarımız, teknik destek ve doğrudan faaliyet destek programlarımızın önceliklerini, çerçevesini belirlerken yaptığımız istişare toplantılarında yine kadın sivil toplum kuruluşlarını hep dâhil ettik ve görüşlerini aldık, ihtiyaçlarını belirlemeye çalıştık. Onun dışında 10 Erzurum, Erzincan ve Bayburt’ ta faaliyet gösteren kadın sivil toplum kuruluşlarını aynı platformda buluşturmaya çalıştık yani ortak amaçlar doğrultusunda hareket edebilmelerine yönelik olarak çünkü bizim bölgemizde biraz ortak hareket edebilme sıkıntısı vardı. Onun dışında biz her zaman sizin yanınızdayız fikrini oluşturabilmek için düzenlediğimiz ulusal, uluslararası veya bölgesel birçok programda bu kadın sivil toplum kuruluşu üyelerine kendi ürünlerini sunabilecekleri stantlar açma fırsatı verdik. Bu anlamda onlara bu şekilde destek olarak ilk başvurdukları mercilerden biri olmaya çalıştık ve gerçekten de bu böyle oldu. Sonra yine bütün kalkınma ajanslarının da gerçekleştirdiği gibi kadın girişimciliğinin artırılmasına yönelik desteklerimiz oldu. Keza mali destek programlarımız kapsamında kadının meslek edindirilmesiyle ilgili desteklerimiz oldu. Bir de şundan söz edebiliriz: Bizim bölgemiz sosyal destek SODES programı kapsamında, dolayısıyla biz ulaşabildiğimiz bütün kadın sivil toplum kuruluşlarını bu programdan destek almaya yönlendirmeye çalıştık. Sanırım şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar. Teşekkür ediyorum ve saygılarımı sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. KUZEY ANADOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ ERTUĞRUL SEVİNÇ – Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansındayım. Müzeyyen hanım ajansımızla alakalı gerekli bilgileri verdi. Ben sözü arkadaşlarıma vermek istiyorum. BAŞKAN – Buyurun. İPEKYOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ MEHMET ZEKİ RASGELDİ – İpekyolu Kalkınma Ajansında Destek Hizmetleri Birim Başkanı olarak görev yapıyorum. Genel sekreterimize vekâleten buradayım. Öncelikle böyle bir toplantı organizasyonu için sizlere teşekkür etmek istiyorum. İpekyolu Kalkınma Ajansı olarak biz de gerek bölge planımızda gerek mali destek ve teknik destek programlarımızda kadın istihdamına, kadın girişimciliğine ve bölgede kadın erkek eşitliğine ilişkin farkındalığın oluşturulmasına yönelik bu çalışmalara büyük önem veriyoruz. Sadece ajans dışında değil aynı zamanda hizmet içi eğitimlerimizde de kadın erkek fırsat eşitliğine ilişkin eğitimlere yer veriyoruz. Bölgede bu alanda faaliyet gösteren STK’ ların eğitim, konferans ve sempozyumlarına destek veriyor, teknik destek veriyoruz. Ayrıca 2012 çalışma programımızda bu kapsamdaki sosyal faaliyetlerimize önemli bir yer verdik. Ajans olarak gerek teklif çağrılarımızda gerek yerel kurum ve kuruluşların koordinasyonunda bu konuya verdiğimiz önemi devam ettirmeyi öngörüyoruz. Son olarak Gaziantep ili TRC-1 bölgesi İpekyolu Kalkınma Ajansı Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerini kapsıyor. Gaziantep ili özellikle her ne kadar sanayi, ticaret ve ihracatta Türkiye’ nin gözbebeği şehirlerinden biri olsa da maalesef eğitim konusunda aynı performansı sergileyemiyor. Bu anlamda kız çocuklarının eğitime erişim imkânlarının iyileştirilmesini önemli bir husus olarak görüyoruz. Saygılar sunar, teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. KARACADAĞ KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ EMİN UĞUR DİVİTÇİ – Şanlıurfa yatırım destek ofisi koordinatörüyüm. Genel sekreterimize vekâleten geliyorum. Onun da saygılarını selamlarını size iletmek istiyorum. Karacadağ Kalkınma Ajansı Diyarbakır ve Şanlıurfa illerinde hizmet veriyor. Şimdi Diyarbakır ve Şanlıurfa’ da bizim yaptığımız faaliyetlerden ilki sosyal sorunlarla ilgili bir çalıştay düzenledik. Zaten bir vakıadır bizim bölgemiz de herhalde kadın eşitsizliğinin en fazla olduğu bölgelerden birisi. Diğer ajanslar gibi çok detaya girmeyeceğim. Hibe programlarımızda kadın istihdamına biz ek puan veriyoruz. Bölgede SODES Programı uygulandığı için Batı’daki özellikle diğer ajanslar gibi biz bu programları uygulamıyoruz fakat bu SODES Programlarını tamamlayıcı faaliyetlerde bulunuyoruz. Mesela bölgemizde çeşitli program ve projeler uygulanıyor. Özellikle bu program ve projeler içerisinde kadın istihdamını ve girişimci sayısını artırmak için çeşitli faaliyetlerde bulunuyoruz. Somut örnek verecek olursak örneğin Şanlıurfa’ da şu an Kalkınma Bakanlığı tarafından cazibe merkezleri programı yürütülüyor. Bu program kapsamında belli bir bölge daha doğrusu birkaç mahallede restorasyon işlemleri yapılacak ve turizme kazandırılacak. Biz bu cazibe merkezleri programında özellikle kadın girişimcilerin orada turi stik işletmeler açması için çalışmalarda bulunuyoruz. Onun dışında her iki ilde de KOSGEB tarafından sadece kadınlara yönelik girişimcilik kursları düzenlenmekte. Bu alanda KOSGEB ile birlikte faaliyet gösteriyoruz ve kadın girişimci sayısını artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca Bakanlığımız tarafından kırsal kalkınma çalışmaları kapsamında ajansımız pilot ajanslardan birisi olarak seçilmiştir. Biz bu çalışmalar sonucunda özellikle kırsal alanda kadın girişimci sayısının artmasını hedeflemekteyiz. 11 Herkese teşekkür ediyorum. Sağ olun. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. KUZEY ANADOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ MUSTAFA GÜL – Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı Planlama Bölümü Birim Başkanıyım. Sayın Başkanım, sayın vekillerimiz, sayın katılımcılar; Sayın Genel Sekreterimiz oldukça iyi ifade ettiler bölgemizin durumunu, ben sadece merkezde yapılan böyle bir çalışmaya bölgeden katılabiliyor olmak ya da katılacak olmak oldukça heyecan verici. Teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. KUZEY ANADOLU KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ İMGE KOLAĞASIĞİL – Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansında çalışıyorum. Planlama, Programlama ve Koordinasyon biriminde uzmanım. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. HİLMİ ERGİR – Ben hukuk müşaviri Avukat Hilmi Ergir. ZAFER KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ YILMAZ ÖZMEN – Zafer Kalkınma Ajansı. Kütahya, Manisa, Afyon, Uşak illerini kapsayan ajansın genel sekreteriyim. Sayın Başkanım, değerli vekillerim; bizleri bugün burada ağırladığınız için ve ülkemizin en önemli sorunlarından bir tanesine ortak bir çözüm oluşturma yönünde bizleri de dikkate aldığınız için ben hassaten teşekkür ediyorum. Belki bilindiğini düşünüyorum ama yine de kısaca üzerinden geçmekte fayda var, kalkınma ajansları faaliyetlerini yaparken nasıl bir sistem taki p ediyorlar diye. En önemli bizim ayrıcalığımız diğer kamu kurumlarına nazaran, biz, yani yukarıdan belli talimatları aldıktan sonra faaliyet yapmadan ziyade kendi içimizde, kendi inisiyatifimizle, kendi özerk karar verme organlarımızla bölge içinde bölge sorunlarını tespit ederek, bu sorunların gerekli saha analizlerini yaparak bunlara ilişkin bölgesel düzeyde, bölge ölçeğinde ve bölgenin niteliklerine, ihtiyaçlarına cevap verecek programlar hazırlıyoruz. Ben burada memnuniyetle sizin bize proje özeti diye vermiş olduğunuz dokümanı aldım ve incelediğimde tam bizim yapacağımız bir sistematikte bir çalışma olduğunu da memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Bu tür çalışmalar zaten bizim çalışma sahamıza çok yakın çok da doğrudan hitap eden bir uygulama olacaktır. Tabii bölge planı diye bir kavramımız var bizim. Biz belli periyotlarda bölgemizde ihtiyaç olan konularda belli programları uygulayabilmemiz için önceli kle bu planları yapmamız lazım. Bu planlarda yer alan hususlar bizim için öncelik ve çalışma sahası oluyor. Özellikle geçtiğimiz dönemde biz zaten kendi bölge planlarımız içerisinde iki tane temel bileşeni, ekseni bu tür politikaları uygulamaya yönelik bir plan hâline getirmiştik. Önümüzdeki dönemde de yani 2014 sonrasındaki yapacak olduğumuz, hazırlayacak olduğumuz bölge planında da bu yine bizim için temel bir öncelik sahası olacaktır. Dolayısıyla buradan ifade etmek isterim ki, bundan sonraki dönemlerde ajanslar sosyal politikalara kaçınılmaz bir şekilde zaten kendi programlarında yer vermek durumundalar. Hem ulusal programlar gereğince hem de kendi bölge ihtiyaçları gereğince bunu doğal olarak biz gerçekleştireceğiz. Ajansımız olarak bugüne kadar bakıldığında biz teknik destek programı gibi, doğrudan faaliyet desteği programı gibi proje teklif çağrısıyla birlikte sunduğumuz mali destekler gibi pek çok programda kadınlara biz -şu anda sayısını bile hatırlamıyorum- kırk elli tane proje ile kadınlarımızın toplum içerisinde daha önemli sorumluluklar alabilmeleri, dezavantajlı durumdan avantajlı duruma geçebilmeleri açısından katkılar sunmaya çalıştık. Bundan sonrasında da özellikle 2012 yılı içerisinde iki tane çok özgün, farklı öncelik içerisinde çok farklı mekani zmaları da kullanarak biz bölgemize on milyon TL’ lik kaynağı bölgemizde kırsal kalkınmanın sağlanması ve beşeri gelişmenin sağlanması bağlamında özellikle kadınlara yönelik faaliyetlere, projelere daha da öncelik vereceğimizi buradan ifade etmek istiyorum. Bunun ötesinde, arkadaşlarımın söylediklerine benzer şeyleri tekrar etmek istemiyorum ancak şu ana kadar bir arkadaşımız da dile getirir diye beklemiştim ama olmadı, ben ister istemez -sonda Mustafa Bey var- bu fırsatı kaçırmama adına iki talebimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi tabii sizler yasa yapıcısınız. Bizler de sizlerin çıkarmış olduğu yasalar doğrultusunda faaliyet gösteren kurumlarız. Nihayetinde 2006 yılında hükûmetimizin de çok ciddi bir inisiyatifle önem vererek ortaya çıkarmış olduğu bu kurumların hakikaten çok büyük bir boşluğu doldurduğunu hep birlikte görüyoruz. Vakıa bizim ajansımız iki yıllık bir ajans, iki yıl öncesinde biz kurulduk ama şu anda geldiğimiz noktada toplumun bütün kesimlerine eğilebiliyor, bütün kesimleriyle çok yakından diyaloglar kurabiliyor ve birlikte iş 12 birlikleri oluşturarak çok çeşitli faaliyetler yürütebiliyoruz yani bu anlamda bizim aslında şu anda kapsama alanımıza girmeyen bir konu yoktur denilebilir. O kadar geniş bir sahaya, geniş bir alana hizmet vermekle karşı karşıyayız. Ancak tabii bakıldığında bu tür faaliyetleri, hizmetleri yürütebilmemiz için ister istemez mali kaynak ihtiyacı hâsıl oluyor. Şu anda bilmiyorum en son kabul edilen bütçe kanununda ajanslara ayrılan paylar ne durumda? Geçen seneye göre burada nasıl bir politika izleniyor? Meclis bu konuya acaba ne kadar eğilebildi? Bu konunun ne kadar farkında, bilemiyorum ama bizlerin sizlerden en büyük beklentisi, ajansların işte bu sizin bahsetmiş olduğunuz önemli programları uygulayabilmemiz ve destekleyebilmemiz için bizlere sağlanacak olan bütçe katkılarının ciddi bir şekilde artırılması gerekiyor. Biz iki yıldır neredeyse hemen hemen aynı kaynağı hatta azalan şekilde kaynağı alıyoruz merkez bütçemizden. Dolayısıyla bizim bu noktadaki ihtiyaçlarımızın giderilmesi sizler sayesinde, si zlerin de bu düşüncelerinin de hayata geçirilmesinin anahtar hususu olacaktır diye düşünüyorum. Tabii Bakanlığımızın koordinasyonu çok önemli. Kendileri sağ olsunlar, gerçekten bu kurumsal yapıyı çok daha oturmuş, çok daha böyle nitelikli bir hâle getirebilmek için onlar da ciddi çabalar sarf ediyorlar. Biz de onların çalışmalarını görüyoruz ve onlara da teşekkür ediyoruz. Yani, burada diyeceğim, önce Meclisten bize, sonra bizden de sahaya diye ifade etmek istiyorum. Talebim bu. İkinci talebim ise, gene sizlerin de bildiği gibi, bu ajansların çalışma ortamında çok nitelikli uzmanlar bulunuyor. Benim şahsen şu andaki personel sayım benimle birlikte 30 kişi. Bunların 10 tanesi bayan. Bu bayanların da hepsi çok nitelikli, çok gelişmiş, kaliteli arkadaşlarımız. Son derece ileri düzeyde, yabancı dilleriyle olsun, öğretim gördükleri alanlardaki elde ettikleri başarılarıyla olsun, hepsi göz dolduran nitelikte. Diğer erkekler de aynı şekilde, bayanlar da aynı şekilde. Ama bildiğiniz üzere, geçtiğimiz yılın sonlarına doğru bir kanun hükmünde kararname çıkarıldı, 666 sayılı Kararname. Bu kararname gerçekten ajansların çalışma sistematiğine çok ciddi bir şekilde zarar vermiş durumda. Arkadaşlarımızın moral ve motivasyonları son derece düşük, son derece üzgün durumdalar. Yani, bu kararname doğrultusunda ajansların personel sayısında ciddi bir azalma söz konusu. Herkes başka kurumlara geçmek istiyor. Daha avantajlı yerlerin arayışı içerisindeler. Yani, bu kadar birikimli, bu kadar nitelikli insanların, tabii, hak ettikleri bir durum değil bu. Dolayısıyla, bu kanun hükmünde kararnameyle ajansların özellikle personel yapısına, insan kaynakları yapısına vurulan bu darbenin ben sizlerin de en kısa zamanda bir yeni kanunla veya kanun değişikliğiyle bir çözüm bulacağınızı ve bu yönde ciddi bir destek sağlayacağınızı umuyorum ve talep ediyorum. Bu şekilde sözlerimi sonlandırarak tekrar teşekkürlerimi arz ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. ORTA ANADOLU KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERİ DR. MUSTAFA PALANCIOĞLU – Kayseri-SivasYozgat illerini kapsayan Orta Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteriyim. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli katılımcılar; burada kalkınma ajanslarının genelde destekleri, yaptığı çalışmalar birbirine benzer, burada dinlediğimiz gibi. Dolayısıyla, ben çok fazla tekrar etmek istemiyorum ama şunu özellikle üzerine basarak vurgulamak istiyorum. Kalkınma ajansları uygulama yapan kurumlar değil. Direkt mali destek veren, yönlendiren, analiz çalışmaları yapan, saha analizleri yapan kurumlar. Dolayısıyla, biz Avrupa Birliği projeleri gibi veya diğer projeler gibi çok fazla uygulama içinde olamıyoruz ama mali destek bu konularda verebiliyoruz. Bilinçlendirme, yönlendirme, eğitim gibi çeşitli çalışmaları yapabiliyoruz. Tabii ki, Orta Anadolu’da kadın olayı biraz daha farklı, biraz daha dikkat edilmesi gereken, çok fazla popülist politikaların uygulanmaması gereken, sürdürülebilir bir sosyal kalkınma olarak düşünülmesi gerekildiğini düşünüyorum. Mühendis kökenli olduğum için sosyal bilimci olmadığım için de çok fazla konuya hâkim değilim. Ama özellikle kadına yönelik bir çalışma yapacağımız zaman, kadını etkileyen parametreler, bunlar da çocuk, eş, aile, bunlara yönelik iyileştirmelerin kadınla ilgili kalkınmayı, iyileşmeyi de sağlayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, özellikle Yozgat’ tan bir örnek vereyim: Yozgat’ ta bayanlar sadece rahatlamak için bir hastalık uydurup, hastaneye gidip hastanenin bahçesinde zaman geçiriyorlar. Orada piknik yapıyorlar, arkadaşlarıyla görüşüyorlar. Dolayısıyla bu bir ihtiyaç. Çeşitli eğitim merkezlerinin, istihdam merkezlerinin oluşturulması lazım. Aynı zamanda da kadınların sorunlarına yönelik belki çözüm önerileri olabilir. Bunlar arasında belki psikolojik tedaviyi yönlendirme merkezleri, işte, diyet merkezleri bayanların en çok önem verdiği şeylerden bir tanesi bu kilo sorunu. Bunun haricinde, kentlerin kentsel altyapısının ve sosyal altyapısının geliştirilmeden kadınlarla ilgili çok fazla gelişme kaydedilemeyeceğini düşünüyorum. Dolayısıyla, biz ajans olarak da bu konularda çeşitli çalışmalar yapıyoruz. 2012 ve 2013 yıllarında ajansın kamu destekleri arasında sosyal altyapıyı geliştirme faaliyetleri desteklenecek. Burada, işte, eğitim merkezlerinden 13 bilinçlendirme merkezlerine kadar çeşitli merkezlerin projelerinin uygulanmasıyla ilgili çalışmalar yapmayı istiyoruz. Tekrar ajansların uygulama içinde değil, uygulamalara destek veren bir kurum olduğunu ve bölgede hakikaten çok etkili olduğunu vurgulamak istiyorum. Saygılar sunuyorum. BAŞKAN – Hepinize teşekkür ediyorum. Şimdi milletvekili arkadaşlarımdan söz almak isteyen? Buyurun. İZMİR KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ GÜVENÇ KÜÇÜKTOK - Merhabalar. Ben de bu toplantıyı düzenleyenlere teşekkür ederim. Ben de aslında benzer şeyleri tekrar etmeyeceğim. Yani, hemen hemen özellikle mali destekler anlamında. Bizim de zaten pilot ajansı olmamız itibarıyla 2008’den beri kadınların toplumla bütünleşmesi, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel alanda daha çok var olmasına yönelik çeşitli projelere destek verdik ve bunlar gerçekten kalkınma ihtisaslı bir sosyolog olarak beni de mutlu etti özellikle birkaç tanesi. Ben daha farklı bir konuya dikkat çekmek istiyorum kalkınma ajansları bu projenin makro çıktılarına nasıl katkı sunar anlamında. Şimdi, biliyorsunuz, yeni plan dönemine girmenin arifesindeyiz. Bütün kalkınma ajansları kendi bölgeleri için 2014-2020, belki 2023’ e kadar süreli, uzun erimli planlar hazırlayacaklar. Ben üç buçuk yıldır kalkınma ajansında sosyal kalkınmanın hemen hemen her konusunda temel ilgili kişi olarak çalışırken, üç buçuk yıl önce ilk bölge planını, ajansların hazırladığı ilk planı hazırlarken epey sancılar çekmiştik. Bu plan sadece ekonomik rekabet endeksli, girişimcilik endeksli bir plan mı olacak, yoksa gerçekten olması gerektiği gibi kalkınmanın temel öznesi insansa şayet ve bu insanların yarısı da kadınsa onları da kapsayacak mı? Biz bunu bile daha ilk yıllarda net olarak bilemiyorduk ama şimdi çok şükür ki doğru kararlar alındı. Bölge planlarının yaşamın her alanını, kalkınmanın her alanını içermesi genel görüş hâlini aldı. Dolayısıyla, biz yeni planı hazırlama eşiğindeyken, hazır burada yasa düzenleyicilerimiz de bir aradayken şunu belirtmek istiyorum: Özellikle yerel düzeyde ve özellikle insani kalkınma parametrelerinde biz verilere ulaşmada çok ciddi sıkıntı çekiyoruz. Bırakın yereli, ulusal ölçek de dahi biz Türkiye'nin kalkınma anlamında, alt başlıklarda hangi aşamada olduğunu görmek üzere resmî verilere, doğrulanabilir verilere ulaşmakta çok sıkıntı çekiyoruz. Bugün burada olmamızın nedeni olan bu projenin makro çıktılarından biri de kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği ya da eşitsizliği konusunda mevzuata etki etmekse, belki yerel anlamda kadınların sadece istihdam değil ama hayatın tüm alanlarında, sağlık, eğitim ve tüm benzer diğer alanlarda ne durumda olduğunu yerel düzeyde, belki ilçelere kadar, ilçe düzeyinde üreten bir mekanizmanın kurulması önemli diye düşünüyorum. Bu bizim tüm ajansların hazırlayacağı plana insani kalkınma anlamında çok büyük kalite katacaktır. İkincisi, ben kendi adıma tek başına istihdam odaklı, kadın girişimciliği odaklı bir perspektifle kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kurtarılıp toplumla bütünleşmesinde çok yeterli düzeyde fayda sağlayamayacağımızı düşünüyorum. İstihdamın niteliği de önemli. Örneğin, bütün kadınlara biz bugünün şartlarında asgari ücret düzeyinde ve temel emek yoğun beceriye dayalı işlere angaje edersek, yine aslında bu zinciri çok kıramayacağız. Bu yüzden hem istihdamda hem eğitimde hem sağlık hizmetlerine erişimde tüm alanlarda yerelden başlayarak nitelikli bütünleşmenin korunması gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer konu son olarak, son bahsedeceğim: Evet, bölge planını hazırlasak dahi kalkınma ajansları aslında temelde kamusal anlamda yürütücü kurumlar değiller. Ama çok önemli bir işlevimiz var. Biz yerelde belediyelerden sivil toplumlara, iş dünyasından kamu kurumlarına herkesi bir araya getirebilen, hepsini bir masa etrafında -bugün olduğu gibi- buluşturup eş güdüm sağlayabilecek bir güce sahibiz. Biz bunu İzmir’ de elimizden geldiğince uyguluyoruz. Burada da belki özellikle sivil toplumda kadın konusunda çalışan taban örgütlerine ve kadın konusunda çalışan hak temelli örgütlere biraz daha pozitif ayrımcılık yürütülebilir diye düşünüyorum. Çünkü onlar sorunun en keskin, en uç, en marjinal kesiminde duruyorlar ve en büyük gönüllülükle bu işi yürütüyorlar ve çabaların çıktılarına da gerçekten büyük kalite katıyorlar. Ana hatlarıyla bunları ekleyeceğim. Herkese teşekkür ederim. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Buyurun. İSTANBUL KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ DUYGU TANRIKULU – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri, değerli katılımcılar; herkes özetlediği zaten genel olarak biz de ajansların temel politika belgesi olduğu için bölge planından bahsetme ihtiyacı duyuyoruz. İstanbul olarak biz de bölge planımızda gelişme eksenlerimizden bir tanesini sosyal kalkınma ekseni olarak tanımladık ve bu kapsamda kadınlara yönelik birtakım politikalarımız var. Bunları şöyle özetleyebiliriz: Kadınların iş gücü piyasalarına girişlerinin 14 kolaylaştırılması, hizmetlere erişiminin artırılması, kadın emeğinin değerlendirilmesi, kadının toplumsal statüsünün güçlendirilmesi ve aile içi şiddetin önlenmesi. Tabii ki ajansların bölge planındaki politikaları hayata geçirmek üzere kullandığı temel araçlardan bir tanesi mali destek programları. Bu kapsamda biz de 2010 yılı içerisinde bir mali destek programı uyguladık, sosyal içerme ve toplumsal bütünleşme doğrudan kadını kapsamıyor. Ama kadına yönelik projeler dâhildi. Burada birtakım sonuçlar aldık, desteklemeye devam ediyoruz. Bizim kalkınma kurulumuzda da, altıncı kalkınma, en son yediyi düzenledik, bölgedeki aktörlerimiz de kadın istihdamını özellikle vurguladılar. Önümüzdeki dönemlerde kadınlara yönelik mali destek programları kapsamında bunu değerlendireceğiz. Ben aslında durumun vahametini anlatmak için birkaç veriden de yola çıkmak istiyorum. Konu İstanbul olunca sorunlar daha da büyüyor maalesef Türkiye'nin küçük bir örneği gibi. En başta biz aslında verileri incelediğimizde, dört boyutta temel olarak Türkiye’ de kadınların problem yaşadığını düşünüyoruz. Hepimiz vurguladık zaten. Eğitim, istihdam, şiddet ve aslında kimse dile getirmedi çok fazla, katılım ve temsil. İstanbul’ a baktığımızda, iş gücüne katılım oranının erkeklere kıyasla çok kötü durumda olduğunu görüyoruz, yüzde 24. Eğitim düzeyine baktığımızda kadınların bu da oldukça olumsuz bir tabloyu göz önüne seriyor. İlköğretim, en fazla ilköğretim düzeyinde eğitim almış kadın nüfusa baktığımızda yüzde 56. Yani bu şu demek: Okuma yazma bilmeyenleri de kapsıyor, işte, eski tabiriyle ortaokul düzeyinde eğitim almışları da kapsıyor ve ilköğretim yüzde 56 çok kötü bir istatistik. Maalesef yerel verisini bulamadığımız temsil konusuna baktığımızda, belediye başkanlarının yüzde 1’ i, belediye meclis üyelerinin yüzde 4’ ü -bunlar TÜİK verileri- il genel meclis üyelerinin yüzde 3,3’ ü, şu an çatısı altında bulunduğumuz Mecliste bu anlamda son seçimlerden sonra biraz iyileşme olmakla birlikte hâlâ yüzde 14 ve genel sekreterlerimiz burada dile getirdiler istihdam anlamında ama herhâlde 26 tane kalkınma ajansına baktığımızda, tablonun ne kadar kötü olduğunu hepimiz biliyoruz. Çünkü bir tane bile kadın genel sekreteriniz yok. Bunu da burada vurgulamak isterim ayrıca. Bizi böyle bir projeye yerel ortak olarak dâhil ettiğiniz için çok mutlu olduğumuzu ve bundan sonra bölgede yapılacak çalışmalar konusunda sivil toplumun da oldukça güçlü olduğu İstanbul bölgesinde katkıda bulunmaktan oldukça memnuniyet duyarız. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Buyurun. DOĞU AKDENİZ KALKINMA AJANSI TEMSİLCİSİ OĞUZ ALİ BEKİROĞLU – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli genel sekreterler; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinden oluşan Doğu Akdeniz Ajansını temsilen buradayım ben de. Bizler de, diğer kalkınma ajansları gibi, benzer süreçlerden geçtik. Çeşitli araştırmalarda, çeşitli destek programlarında kadınlara yönelik projelere öncelik vermek suretiyle biz de bir nebze olsun bu soruna katkı sağlamaya çalıştık. Ben ondan önce sizlere özellikle teşekkür etmek istiyorum ki kalkınma ajanslarını sadece para dağıtan hibe odaklı bir kuruluş statüsünden kurtarıp böyle sosyal sorunların çözümüne de entegre ettiğiniz için ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bölge planımızda bizim de kadınlara yönelik birtakım tedbirlerimiz vardı bu sorunun çözülmesine yönelik. “ Bundan sonraki yeni nesil bölge planı olarak addedilir.” dediğimiz 2014 yılından sonra uygulamaya girecek olan bölge planlarında da benzer tedbirler olacağını düşünüyorum. Bunlara hazırlık olarak bazı çalışmalara şimdiden başladık. Hatay kırsalında bir pilot çalışma yaptık. Sadece istihdam odaklı değil burada dile getirildiği üzere, eğitimden sağlığa temel hizmetlerin birçok alanına varan sorunların ortaya konulması için bir çalışma yaptık, onu da kitap hâline getirdik. Ben bir örneğini getirdim ama arzu ederseniz Komisyonun dikkatine sunabiliriz bunları daha sonraki zamanlarda. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Teşekkür ederiz. Teşekkür ediyorum öncelikle hepinize. Söz almak isteyen milletvekillerimizden… Gürkut Bey, buyurun. GÜRKUT ACAR (Antalya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Böyle bir toplantıyı düzenlediğiniz için de ayrıca teşekkür ediyorum. Öncelikle, kalkınma ajanslarının kadın erkek eşitliği konusundaki çalışmaları için hepsine teşekkür ediyorum. Burada bilgilendik. Ajansların sadece para dağıtan değil, aynı zamanda sosyal bakımdan da etkin kuruluşlar hâline getirilmesi konusunda bir çalışma ve gayret görüyoruz. Bu bizi memnun etti. Kadın erkek eşitliği toplumun en büyük sorunlarından birisi. Son yıllarda artan, giderek artan kadın cinayetleri toplumun hepsini derinden yaralamaktadır. Bu rakamın gittikçe artmasının nedenlerini hep birlikte araştırmak zorundayız. Kadına yönelik şiddet giderek artmaktadır. Özellikle son dört yılda katlanarak artıyor. Bu yıl bu 7 bine falan ulaştı. Rakam öyle sanıyorum. Bugün gene sabahleyin gazetelerde kadınların öldürülmesiyle ilgili birçok haberle kalktık. Bu şiddetin nedenlerini, sosyolojik nedenlerini, toplumsal 15 nedenlerini hep beraber araştırmak zorundayız. Tabii, bunu araştırırken eğitim meselesi birinci planda geliyor. Biraz önce bazı arkadaşlarımız eğitimle ilgili söylediler, Millî Eğitimle iş birliği yapmak diye. Ben, Millî Eğitim Bakanlığının ilkokullara kadın erkek eşitliği konusunda ders koymasını talep ediyorum. Fakat üzülerek söylüyorum, Millî Eğitim Bakanımız ilkokullara Arapça dersi koyuyor. Değerli arkadaşlar, bakınız, bizim cumhuriyetten önceki hukuk sisteminde 1 kadının tanıklığı yetmiyor, 2 kadın 1 erkek tanığa denk düşer. Yani 2 kadının tanıklığı 1 erkeğin tanıklığına denk düşer. Kadın mirastan eşit pay almaz ve toplumun bazı bölgelerinde, bugün Türkiye’ de, biliyoruz ki, kızlarını evlattan saymayan bir anlayış egemendir ve bu örf ve adetleri yıkmak konusunda, bu kadın eşitliğini ortadan kaldıran bu uygulamaları, bu toplumsal yapıyı ortadan yıkmak konusunda ciddi çalışmalar görmüyoruz. - Türkiye’ den mi bahsediyorsunuz? GÜRKUT ACAR (Antalya) – Türkiye’ den bahsediyorum. Bir endişeniz mi var, bir şüpheniz mi var? Berdel diye bir şey duymadınız yani. Cumhuriyetten önceki dönemi anlatıyorum, cumhuriyetten önceki dönemi söylüyorum beyefendi, herhâlde anlamadınız. - Günümüz Türkiye’ sini kastediyorsunuz zannettim. GÜRKUT ACAR (Antalya) – Ben cumhuriyetten önceki dönemde bir uygulamanın hâlâ Türkiye’ de kadın erkek eşitliğini önleme konusunda geleneksel olarak sürdüğünü anlatmaya çalışıyorum. Yani burada şu var: Türkiye’ de biz kadın ve erkeğin eşit olmadığı bir dönemden geldik. Cumhuriyet kurulduktan sonra bu eşitliğin sağlanması konusunda çok ciddi adımlar atıldı. Fakat bu yeterli gelmedi. Örf ve adetler bu kadın erkek eşitliğini yok etme konusunda çok ciddi engeller oluşturuyor. Özellikle Doğu Anadolu Bölgemizdeki adetlerin, örf ve geleneklerin bu konuda ortadan kaldırılmasını sağlamak için ciddi bir eğitim seferberliği yapılması gerekiyor. Bu konuda da, öyle sanıyorum ki, ajansların da desteği olacaktır, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’ ndeki ajansların. Burada öncelikle bu millî eğitimimizin ilkokuldan itibaren kadın ve erkek eşitliğini sağlama konusunda çok ciddi bir program yapması gerektiğini düşünüyorum, bunun sağlanması lazım. Bu adetlerin ortadan kaldırılması konusu da toplumsal yapının, ekonomik yapının değiştirilmesiyle mümkündür. Burada Doğu Anadolu Bölgesi’ ndeki ekonomik yapı konusunda Hükûmetin çok ciddi bir çalışma yapması gerekiyor. Yatırımlar konusunda özellikle özel sektörün yatırım yapmaktan kaçındığı bölgelere devletin kendisinin yatırımlarını yapması ve oradaki ekonominin feodal bir yapıdan bir pazar ekonomisine dönüşmesini sağlamak gerekiyor. Eğer bu altyapı değişirse Türkiye’ de üst yapının da değişeceği muhakkaktır. Ama onlar oluncaya kadar da çocuklarımız değişik örf ve adetlerle öldürülmesin diye, kadınlarımızın özellikle ve çocuk yaştaki kadın evlenmelerinin önlenmesi için Hükûmetin daha iyi tedbirler alması gerekiyor diye düşünüyorum. Burada kalkınma ajansından gelen arkadaşlarımıza verdikleri bilgiler için çok teşekkür ediyorum. BAŞKAN – Buyurun. Teşekkür ederim Sayın Başkan. Sayın vekiller, sayın katılımcılar; hoş geldiniz. Öncelikle böyle bir toplantı için çok teşekkür ederiz. Gerçekten kalkınma ajanslarının çalışma şekilleriyle ilgili bir hayli deneyimimiz ve bilgimiz oldu. Yalnız, bu arada, dinlerken bir başka nokta benim aklıma geldi. Kalkınma ajanslarımız bu meslek edindirme kurslarını özellikle çok destekliyorlar kadınlara yönelik. Ama şurada başka kanallardan da, sadece kalkınma ajansları aracılığıyla değil, başka kanallardan da meslek edindirme kursları açılıyor ve o kadar çok ki bu kurslar, aslında ülkemizde işsiz kadının kalmaması gerekirdi. Ama demek ki bu kurslar çok yeterli değil. Bir de onun dışında başka bir nokta daha var. Bu kurslar yani gerçekten hedefine ulaşıyor mu? Bunu değerlendirmemiz lazım. Fırsat eşitliği sağlıyor mu? Yine bunu değerlendirmemiz lazım. Bu kurslardan sonra, halı dokuma kurslarımız var. Kadın evinde halı dokuyor, evine kapalı kalıyor yine, dışarıyı görmüyor, evinde üretiyor. Sonra, kazandığı para varsa bunu kime veriyor? Kocasına mı yoksa çıkıp kendisi istediği gibi harcayabiliyor mu, çocuklarına harcayabiliyor mu? Aslında bu nokta. Yani, kadın erkek fırsat eşitliği derken hani sadece üretim değil veya onların istihdamı değil, bir yandan da kendi kişiliğini kazanması da önemli ve bu yönden de desteklenmesi gerekiyor kadınların. Sonra, tabii ki eğitimle birlikte götürülmesi lazım istihdamın. Bir de, az önce arkadaşımızın değindiği gibi “ kadın istihdamı” diyoruz ama kadın yöneticilerimiz kaç tane? Genellikle kadınlarımıza iş verirken, istihdam yaratırken hep alt düzeyde görevler verilecek şekilde yaratılıyor, evinde halı dokuması gibi, başka bir iş yapamazmış gibi. Niye onların satışıyla ilgili veya daha ileri aşamalarda çalışılacak bir eğitimler desteklenmesin? Gerçekten de okuma yazma konusu da çok acı kadınlarımız için. Ben bu sosyoekonomik düzeyi düşük olan kesimlerde bir miktar kadınlarla konuştuğum zaman, okuma yazma biliyor musunuz diye sorduğumda, “ Evet, biliyoruz.” dediler. Hani, ne seviyede? 16 Gazete okuyor musunuz? “ Hayır.” diyor. “ Gazete okumak veya bir şey okumak değil, ben adımı soyadımı yazabiliyorum ve okuyabiliyorum.” diyor. Yani, okuma yazma biliyor şeklindeki, konumundaki kadınların bir kısmı da böyle. Bu da bizim gerçeğimiz. Acı gerçeklerimizden birisi. Bu konuda aslında hepimize çok büyük görevler düşüyor. Yani, sadece istihdam yaratma değil ama kadının diğer yönlerden güçlendirilmesi konusunda çaba sarf etmemiz gerekiyor. Teşekkür ederim Başkanım. BAŞKAN – Buyurun. DİLEK YÜKSEL (Tokat) – Sayın Başkan, değerli konuklarımız; hepinize hoş geldiniz diyorum ben de. Tabii, kalkınma ajanslarımızın genel sekreterlerinin ve ekiplerinin yapacağı çalışmalar bizlerin burada yaptığı çalışmaların araziye yansıması olarak da çok büyük önem arz ediyor. Onun için iki yıldır verdiğiniz emeklerden ötürü teşekkür ediyoruz. İnşallah hem ödenek sıkıntılarının kalmadığı hem de iki yıllık tecrübelerin önümüzdeki döneme ışık tutmasını diliyorum sizin yol haritanızda. Tabii, burada güzel çalışmalar yapılıyor. Ankara’ da yapılan güzel çalışmaların Anadolu’nun her yerinde etkisini göstermesi açısından hem valilerimize bu anlamda hem yerel yöneticilerimize hem kaymakamlarımıza ve OKA personeline çok büyük görevler düşüyor. İnşallah bizim burada yaptığımız çalışmanın sonraki ayağını illerimizde yaptığımızda ve bu çalışmaların yerindeliğini gördüğümüzde ve yerel farkındalığı ortaya çıkardığımızda daha büyük bir ivme kazanacağına ve yakalayacağına inanıyorum. Tabii, biraz önce Sayın Milletvekilim Millî Eğitim Bakanlığının yapması gereken çalışmalardan bahsetti. Aslında Millî Eğitim Bakanlığının şu ana kadarki yaptığı çalışmalara baktığımızda, kız çocuklarının eğitime kazandırılması anlamında, “ Haydi Kızlar Okula” kampanyası, “ Baba Beni Okula Gönder” kampanyalarıyla yerel farkındalığı oluşturarak bu anlamdaki insanlarımızın çocuklarının okullaşması konusunda, kız çocuklarının okullaşması konusunda Türkiye’ de yaşanmayan ilkler yaşandı ve çok ciddi anlamda büyük bir katılım sağlandı. Biraz önce çok kıymetli Genel Sekreterimiz şartlı nakil transferinden bahsetti. Hakikaten şartlı nakil transferinin annelere verilmiş olması ilk defa kadınların hesabına yatan parayla kendine öz güven duymasını ve bu anlamda aile içerisindeki etkinliğine de katkı sağladığını yine hep beraber gördük. Tabii, kadının istihdamını artırırken yapılması gereken şeylerden birisi de aile içindeki bilinçlendirmeyi artırmak. Çünkü kadının istihdamı arttığında kadın hem dışarıda çalıştığında hem de ev içinde kendine yardımcı olacak mekanizmalar gelişmediğinde kadının yükünün daha da arttığını, kadının bu yük altında ezildiğini görüyoruz. Bu anlamda kadınların istihdama katkısını sağlarken hem de aile fertlerini bilinçlendirmek ve aile içindeki yardımlaşmayı ve eşlerin birbirine vereceği desteği artırmak da bu anlamda önem kazanacak diye düşünüyorum. Biraz önce Milletvekilimiz “ Arapça eğitim veriliyor, onun dışında kadınlarla alakalı bir çalışma yapılmıyor.” dedi. Üçüncü sayfa haberlerine dayanarak gazetelerin böyle bir konuşmanın ben yanlış olduğunu düşünüyorum bu toplulukta. Çünkü Millî Eğiti mde kesinlikle Arapça bir eğitim vesaire söz konusu değil. Ama okul dışında tabii ki aileler arzu ettiğinde çocuklarına Kur'an-ı Kerim de öğretebilirler, öğrenme fırsatı da sağlanabilir. Arada fark var. Bunun da altını çizmek istiyorum. Millî Eğitim Bakanlığımızın yine Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalıştayı Millî Eğitim Bakanımız Nimet Hanım döneminde yapılmıştır ve Ömer Çelik Bakanımız döneminde de bu anlamda çalışmalar yapılmıştır ve yapılan bu çalışmalarda inşallah önümüzdeki yıllarda Bakanlık müfredatında ders olarak bu öğretilerek toplumumuzdaki bilinçlenmeye ilkokul çağlarından itibaren katkı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Tabii, istihdamla beraber, eğitimle beraber, toplumsal farkındalıkla beraber, inşallah, sorunlarımızın bir çoğunu aşmış olacağız. Bu konuda iyi bir niyet hasıl olmuştur, inşallah akıbet de iyi olacaktır diyorum. Hepinize başarılar diliyorum çalışmalarınızda. MEHMET KASIM GÜLPINAR (Şanlıurfa) – Sayın Başkanım, sayın milletvekillerim, Kalkınma Ajansının değerli temsilcileri; ben her zaman, aslında, toplantının süresinin kısıtlı olmasından dolayı belki daha başka bir toplantının gündem maddesi olabilecek bir meseleye değinmek istiyorum. Şimdi onun için lafımı kısa kesmeyi düşünüyorum. Hep şunu savunmuşumdur: Teori il e pratik tamamen birbirinden farklıdır. Bizler bölgenin içinde yaşayan insanlar olarak, bu işin tamamen pratiğinde yaşayan kişiler olarak her zaman bu tip toplantılarda, bu tip tartışmalarda -teorisyenlerimiz, lütfen kimse alınmasın, burada akademisyenlerimiz de var ama inanın o akademisyenlerimizin, tabii, hepsini, sizleri tenzih ediyorum, mutlaka içlerinizde bu işte ciddi araştırma yapan insanlar vardır ama- yazılanlarla, çizilenlerle oradaki yaşantı, hayat tamamen farklı tezahür ediyor. 17 Şimdi, demin Sayın Milletvekilimiz bahsetti, bir berdel meselesi. Bunlar yeni oluşmuş şeyler değildir. Bakın, bu aslında bir zihniyet değişimidir. Zihniyet değişimi öyle kolay kolay olabilecek bir şey değil. Bugün, evet, doğrudur, bölgede âdeta din yerini almış, memleketin genelinin, çoğunun inandığı İslamiyet dinine ve hepimizin inandığı İslamiyete tamamen aykırı şekilde bir din yerini almış uygulamalar vardır. Biz bunlara katılıyoruz, bunlar gerçekten mevcuttur. Ama bunlar ne zaman oluştu, ne zaman bu işler başladı, kim bunları bölgeye yerleştirdi? Önemli olan bunların araştırılıp bu tarihlerin tespit edilmesi. Şimdi, bakın, berdel dediğimiz olay aslında yeni bir olay, çok da eski bir olay değil. Bu tamamen, eskiden hatırlarsınız, 70’ li, 80’ li yıllarda hep gündemimizde başlık parası diye bir mevzu vardı, bu başlık parasına alternatif geliştirilmiş bir uygulamadır. Şu anda bölgenin hemen hemen çoğunda başlık parası diye bir uygulama kalmadı. Buna çözüm olarak insanlar oturdular “ Ne yapabiliriz, bu başlık parasından kurtulabiliriz? Bu işi berdelle çözelim.” diye şu anda berdeli getirdiler. Ama ümidimiz, inşall ah, zaman ilerledikçe, dünyayla daha çok entegre oldukça ki zaman da artık onu gösteriyor. Bugün İnternet, televizyonlar en ücra köşelere dahi yayıl mış durumda. Bu berdel mevzusu da ortadan kalkacaktır. Ama bir zihniyeti değiştirmek hepimizin el birliğiyle, hepimizin çabasıyla sadece Hükûmetin değil, muhalefetin, akademisyenlerin, bütün yetkililerin çabasıyla olabilecek bir mevzudur. Demin Sayın Dilek Hanım da değindi, ben şunu da söylemek istiyorum: Tabii, özellikle beni ilgilendiriyor, ben bir Arap Dili ve Edebiyatı mezunu olarak, tabii, aynı zamanda ortaokulu ve liseyi de Fransız Koleji’nde okumuş bir milletvekili olarak ben Arapça öğrenmenin veya öğretilmenin mahzurunu açıkçası çok anlayabilmiş değilim. Özür dilerim, benim bunu söylemek çok da hoşuma gitmiyor ama ben bugün 4 tane dili ana dilim gibi konuşabiliyorum, Kürtçe de hariç. Onu, tabii, ana dilim olarak ifade etmek istiyorum. Her dili öğrenmenin gerekliliği var. Özellikle Orta Doğu’ da biz Türkiye’ de gelişmeleri hepimiz yakından takip ediyoruz. Arapça öğrenmenin veya öğretilmenin ne gibi mahzuru olabilir? Her dil serbest olsun, seçmeli olsun ama her dil serbest olsun. Bugün artık biz bunu tartışır hâle gelmişiz. Ha, kadın erkek eşitliği de öğretilsin, o da ayrı bir ders olarak Millî Eğitimin müfredatında yer alsın. Buna da katılıyorum. Ama öbür tarafa da çok da katı bakmamak lazım. Çünkü bunu bir gereklilik olarak düşünüyorum. Ben teşekkürlerimi sunuyorum. BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz. Şimdi, bu toplantı aslında çok verimli bir toplantı olduğunu görüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği dediğimiz zaman nasıl ülkeden ülkeye farklılık gösteriyorsa, bölgeden bölgeye de farklılık gösterdiğini burada aslında hep birlikte tespit etmiş olduk. Her bölgenin hassasiyetleri, orada söylenecekler, orası için yapılacak çalışmalar farklılık göstermekte. Dolayısıyla, sadece İstanbul’ da, Ankara’ da, İzmir’ de veya ulusal politikalar belirlemede veya bu işi yaygınlaştırmak veya içselleştirmek konusunda araziye dökülmedikten sonra, bu bölgelere gidip bu bölgelerdeki hassasiyetleri yakinen hissetmedikten sonra, gönüllere dokunup yürekleri belki bu noktada biraz acıtmadığımız müddetçe bazı şeylerin içselleşmesi ve iyileşmesi çok da mümkün olmayacak diye düşünüyoruz. Dolayısıyla, bölge toplantıları yapma kararımız var. Şimdi, bu bölge toplantılarını yaparken hep birlikteyken bölgeler konusunda, takvimler konusunda hep birlikte bir kafa yoralım istiyoruz. Bu bölge toplantılarının ilkini İstanbul’ da, önümüzdeki hafta 27’ sinde İstanbul’da yapacağız, İstanbul tek bölge. İstanbul’ la başlayacağız. Ondan sonra, Mardin, Malatya ve devam edeceğiz. Kalkınma bölgelerinde bu konuda hangi illere gelmemiz daha uygun olur, bununla ilgili nasıl yapabiliriz, ne çalışabiliriz, orada hangi hassasiyetler karşımıza çıkacaktır? Bunları da yine bilimsel ayağıyla ayrı çalışıyoruz ama kalkınma ajanslarının bize burada vereceği doneler, yönlendirmeler bizim için çok önemli. Bu konuda bize Komisyon olarak ne söyleyebilirsiniz? Komisyona tavsiye edecekleriniz nelerdir? Tabii ki ulusal politika olması gerekir. Türkiye'nin böyle bir ulusal politikası olmasa ne Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulur ne de kadınla ilgili Anayasa’ da pozitif ayrımcılık ilkesi gelir ne de başka bir şey olabilir. Bunu dertlenen, bununla ilgili çalışma yapılması gerektiğine inanan aslında bir Hükûmet var. Ama bazı davranış kalıpları ve demin de bahsedilen örf ve geleneklerin bir anda değişmesi tabii ki çok kolay bir şey değil. Bu davranış kalıpları, özellikle şiddetle ilgili en iyi kanunu biz hazırlayıp ortaya koymak için gayret gösteriyoruz ama bunun bir anda sıfırlanması mümkün mü arkadaşlar? Bu davranış kalıplarını ortadan kaldırmadığımız müddetçe bunun için de zamana ihtiyacımız var. Ben inanıyorum ki, özellikle sosyolog olan genel sekreterlerimiz var. Her ilin valilikl erinde sosyologların mutlaka görevlendirilmesi veya kalkınma ajanslarında mutlaka olması gerekiyor. Eğer bu sosyal dokuyu biz araştırıp çalışamazsak, dokuyu bilmeden bir çözüm üretmek çok da mümkün olmayacaktır diye düşünüyorum. Bu konuda da bir çalışma yapılması gerektiğine inanıyorum. Şimdi, bu konuda bölgelerle ilgili nasıl bir çalışma yapabiliriz? Leyla Hanım, isterseniz siz not alın. Size söz vereyim. Buyurun. 18 - Başkanım, çok teşekkür ediyorum. Şimdi, başında da söylenildiği gibi, bölge toplantıları 12 NUTS esasına göre düzenlendi. Sizlerin yereldeki değerli yol göstericiliğiniz ve planlama sürecinizi sizinle bizim birlikte yapmamız bizim için çok önemli. Çünkü doğru profildeki katılımcılarla bölge toplantılarındaki amaç bir defa toplumsal cinsiyet. Evet, sayın genel sekreterlerimiz ya da ona vekâlet eden çok değerli temsilciler, özellikle istihdam boyutuyla toplumsal cinsiyet eşitliğini tanımlama çabasında olduklarını söylediler. Bu çok takdire şayan. Ama Emin Hocamın da ifade ettiği gibi, diğer bazı misafirlerimizin de ifade ettiği gibi, tek başına yeterli değil. Nasıl daha dönüştürücü roller üstlenebilir hem kalkınma ajansları hem de burada Sayın Başkanımızın ifade ettiği gibi, çok önemli bi r mekanizma olarak Komisyon bunların tartışılacağı platformlar olacak. Eğer Başkanım, izniniz olursa, Duygu Hanıma da çok teşekkür ediyorum. İstanbul çok yakın bir planlama sürecinde ama biz her toplantıdan önce program görevlisi arkadaşlarımızla birlikte sayın genel sekreterlerimizin ve onların görevlendireceği arkadaşlarımızla birlikte aşama aşama planlamayı da sizlerle yapmayı arzu ediyoruz. Umarız bize yol gösterirsiniz. BAŞKAN – Söz almak isteyen arkadaşımız varsa, alalım. Eğer toplantıyla ilgili bize söylemek istediklerinizi de böyle yazılı olarak da bize ya da işte, temas ederek daha sonra da verebilirsiniz. Şimdi, bize söylemek istediğiniz, sormak istediğiniz bir şey varsa onları alalım ve toplantıyı isterseniz sonlandıralım çünkü milletvekili arkadaşlarımızdan bölgeye gidecek arkadaşlar var. Onlar da birer birer ayrılıyorlar. Buyurun. KATILIMCI – Öncelikle, izninizle, kanunen kalkınma ajansları, uluslararası kuruluşlarla çalışmaların da Bakanlık üzerinden, Bakanlık koordinasyonunda çalışmakla yükümlüler. Biz severek bu sorumluluğu elbette ki üstleniriz. Leyla Hanımlarla da ben her zaman ben kendim ve arkadaşlarım temas içinde olmaktan memnun olacağız. Bu yereldeki çalışmalarla da 12 NUTS… Orada ufak bir sorun var. Bizim ajanslar 26 üzerinden organize edildiği için onu güzel bir şekilde bir ayarlamamız lazım. Hani, aynı NUTS 1 içinde iki ajansımız da istekli olur, bizim oralar önemli değil, onu bir şey yapmak gerekecek. BAŞKAN – Yani, öyle bir iki kalkınma ajansı, ikisine de gidebilme ihtimalimiz olabilir. Ama biz bunu yıl sonuna kadar, işte, ocak ayıyla başlıyoruz, ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, hazirandan sonra temmuz, ağustos, ekimde tekrar başlayıp aralığa kadar zannederim sonlandırmamız gerekiyor. Dolayısıyla, önümüzdeki bir yıl içerisinde bu 26 ya da 12; artık, belki de ne 26 olabilir ne 12 olabilir, ortada bir sayı olabilir belki. Belki 20’ yle gidebiliriz. Gidebildiğimiz maksimum ile gitmeyi de arzu ediyoruz, yani bölgeye de gitmeyi arzu ediyoruz. Bu konuda da özellikle sizin yönlendireceğiniz iller var ise, tabii ki, Komisyon üyesi arkadaşlarımız kendi Komisyon illerine bu noktada gitmek arzusunda olanlar var veya bu tür organizasyonlara çok alışkın olan iller var ama öbür tarafta aynı bölge içerisinde hiç organizasyonu olmayan iller de var. Mesela öyle iller de tercih edilebilir, nüfus yoğunluğu göç alan, belli kriterler konulabilir veya “ Bu konuyla ilgili çalışılması, mutlaka bu alana gelinmesi lazım iller, bölgeler, şunlardır.” dediğiniz yerl erde olabilir. Ama her bölgeye geleceğiz, o bölgede belki iki ile de gitme imkânı olabilir. Bunları sizlerden bize yönlendirmenizi arzu ediyoruz. Hepinize çok teşekkür ediyoruz. Ayağınıza sağlık diliyoruz, başarılar diliyoruz, iyi çalışmalar diliyoruz. GÜRKUT ACAR (Antalya) – Değerli arkadaşlar, gitmeden önce birkaç söz söylemek istiyorum. Ben bir söz söyledim, çok cevap aldım. Onlara iki söz söylemek istiyorum daha doğrusu. Bir tanesi şudur: İlkokullara Arapça dersinin konulması Türkiye Cumhuriyetinde bir geri dönüşün başlangıcıdır. O nedenle buna karşı olduğumu söylemek istiyorum. BAŞKAN – Böyle bir çalışma yok ki… GÜRKUT ACAR (Antalya) – Böyle bir çalışma var, arkadaşlarımız görecekler bunu. İkincisi de 5 yaşında, 6 yaşında, 7 yaşında çocuklarımızı eğer biz okul dışında hiç pedagoji eğitimi görmemiş hocaların ellerine teslim edersek onlar o okullarda kesinlikle kadın erkek eşitliğini anlatmayacaklar, onlar inandıklarını anlatacaklar, kendilerinin inandıklarını getirecekler. Bu kadın erkek eşitliği konusunda daha ilkokulda 5 yaşında, 6 yaşında, 7 yaşındaki çocuklarımızın başka bir kültürle eğitilmelerini sağlayacak. Yani, biz burada bu Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu bir geminin içinde başka bir tarafa doğru, geminin içinde tersine koşmak gibi bir şey oluyor. Ben burada Kadın Erkek Eşitliği Komisyonunda olmaktan onur duyuyorum, beraber böyle bir projeyi paylaşmaktan onur duyuyorum. Birlikte yürüyeceğiz. İnanarak yapıyoruz. Kadın erkek eşitsizliğinin ortadan kaldırılması. Ama Hükûmetin ve devletin de diğer konularında, millî eğitim bakanlıkları, diğer bakanlıklar, diğer uygulamaları da bunu desteklemelidir. Bana öyle geliyor ki biz burada bir konuda çok üstün çabalar sarf ederken -Sayın Başkanı da bu konuda takdir ettiğimi söylemek istiyorum.- biz bu gayretleri gösterirken öteki tarafta başka kurumlar başka gayretlerle ilkokuldan itibaren başka bir kültürle 19 insanların yetişmesini sağlamaya çalışıyorlar. Bu zıtlığı anlatmak istedim. Yoksa ben orada tereddütlerimi ve endişelerimi söylüyorum. Dilerim bu endişelerim gerçekleşmez. Hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun Başkanım. BAŞKAN – Böyle bir endişe içerisinde olmayın, ayrıca kalkınma ajansı üyeleri… Onu Millî Eğitimi çağırırız orada konuşuruz Gürkut Bey. Onun için endişe içerisinde olmayın. Ben sizlere çok teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum, iyi çalışmalar. Sevgiler, saygılar yolluyorum. Kapanma Saati: 12.13 20