53-AB kurtarma fonu

advertisement
GAYRİRESMİ AB EKONOMİ VE MALİYE BAKANLARI TOPLANTISINDAN AB
KURTARMA FONUNUNUN ARTTIRILMASI KARARI ÇIKTI
30-31 Mart’ta bir araya gelen Avrupa Birliği
ülkelerinin Ekonomi ve Maliye Bakanları,
krizin yayılmasının önlenmesi ve gelecekteki
muhtemel ülke kurtarma paketleriyle başa
çıkılabileceğine dair piyasalara güven vermek
amacıyla Avro Alanı kurtarma fonunun borç
verme kapasitesinin 500 Milyar Avro’dan 700
Milyar Avro’ya çıkarılmasını kararlaştırdılar.
Toplantıda kurtarma fonunun miktarının 1 Trilyon
Avro'ya çıkarılmasını öneren Fransa’ya karşı Almanya, daha önce kurtarma fonlarında
herhangi bir artışa muhalefet ederken bundan geri adım atarak 500 Milyar Avro'luk
kalıcı kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) ile geçici kurtarma fonu
Avrupa Finansal İstikrar Fonu’ndaki (EFSF) 200 Milyar Avro'luk miktarın
birleştirilmesine yeşil ışık yaktı. Almanya’ya bir süredir kurtarma fonunun kapasitesinin
artırılması için diğer AB ülkeleri ve başta OECD olmak üzere uluslararası kuruluşlardan
baskı yapılıyordu.
200 Milyar Avro'luk EFSF, Temmuz ayında yürürlüğe girecek olan 500 Milyar
Avro'luk kalıcı kurtarma fonu ESM ile birlikte 2013 ortalarına kadar yürürlükte
kalacak ve gerekirse yeni programlarda yer alabilecek.
Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkan Yardımcısı Vítor Constâncio, “güvenlik
duvarı” olarak da adlandırılan fonun 700 Milyar Avro tutarında olmasının yeterli
olduğunu ve IMF’den ilave destek alınabileceğini belirtti. AMB’den bir başka yetkili
de kurtarma fonlarının üye ülkelerin bütçe konsolidasyonlarını ve gerekli reformları
gerçekleştirmedikleri takdirde bir işe yaramayacağını belirtti. Avrupa Komisyonu’nun
Ekonomik ve Mali İşler ve Avro’dan Sorumlu Üyesi Olli Rehn de kurtarma fonunun daha
fazla artırılmasını istese de, karardan tatmin olduğunu söyledi. Ulaşılan miktarın G-20
ülkelerinin IMF vasıtasıyla katkılarını sunmasına yeterli olması gerektiğini belirterek
IMF’nin de AB’ye daha fazla destek sağlamasını beklediklerini ifade etti.
Avrupa Parlamentosu’nun Ekonomik ve Mali İşler Komitesi’nde konuşan
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurría,
AB’nin ekonomik durumuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, dünyanın ağırlık
merkezinin Batı’dan Doğu’ya kaydığını, yükselen ekonomilerin dünya GSYİH’sının
yarısını oluşturduğunu, OECD kurulduğunda ise bu oranın yüzde 36 olduğunu
belirtti. Avrupa’da düşük oranlı büyümenin orta vadede yüzde 1,5 dolayında
seyrettiğini belirtti ve bu oranın küresel rekabetçi ülkelerin oranından daha düşük
olduğuna işaret etti. AB’yi “uyanmaya” davet eden Gurría, yüksek verimlilik dönemine
geri dönülebilmesi ve sosyal eşitsizliklerle mücadele edilebilmesi için hizmetler
sektörünün serbestleştirilmesi, işgücü piyasalarının esnek hale getirilmesi ve
girişimcilik ve yenilikçiliğin teşvik edilmesi gibi güçlü yapısal reformlarla desteklenecek
Rekabet Edebilirlik Paktı’nın iyi bir gelişme olacağını ifade etti. Gurría, Tek Pazar’ın
AB’nin en büyük avantajlarından biri olduğunu, AB’nin büyüme potansiyelini en
iyi şekilde kullanabilmesi için, tek pazarı oluşturan düzenlemelerin daha aktif bir
şekilde uygulanması ve AB içinde işgücünün mobilitesinin artırılmasının
gerektiğini de belirtti. OECD, her AB ülkesi için Tek Pazar’a ilişkin güçlü ve zayıf
yönlerinin değerlendirildiği yıllık raporların hazırlanmasını öneriyor. Bu fikir, 27 Mart’ta
bir açıklama yapan ve tek pazarın AB için önemli rolü bulunduğunu belirten Olli Rehn
tarafından da desteklendi.
Download