ı Sal ı ,~ l ~~ 1 , r ~ı ­ l l 1 : 4 \ ki şi w w w .a rs i ; cuntayı lanetiedi va 30.00 0 ku rd . or g Wext : 15.9.1982 Hejmar : 45 Bıha :1 DM Denge KOMKAR NAME YEN XWENDI!VAN~N :AFGAN GERICILERINI ISTEMIYORUZ BIJI AZADIY A KURDISTAN ... ş_uJ?· daha unu~m~~ı'!:'_ sloganıhalkınızın ozgurlugu ıçın hesiz bir şekil· de sürdürüyorsunuzdur. Ger· çekten de böylesi b!r çalışma zorunlu! Nürnberg (üç yaban~ emın N eonazilerce öldürülüşü kastediliyor. -D. K.) genel an· lam da FAC'den, Kürdistan ue Türkiye'den hiçte iyi h~b~rler gelmiyor. Koşullar gıttıkçe ağırlaşıyor. Burada ~a_rşılaş· tığım insanlarla hep sızın so· tartışıyorum. Bir runlarınızı çok ingiliz "Kürdista'!" ism!~i bile duymamışa benzıyor. Turkiye'ye ilişkin bilgileri oldu~ça az. Orada olanları anlattıgım yerleştirilmiş. bunlar · Afganlılar ise faşist cuntaya "Gerçekten zaman oluyormu?" sorusuyla karşı· hizmet etmekten geri kalmıyor­ Kürtlistan ile ilgili çok kogeçen nuştuğumdan, benden hafta "Londra Kadınlar Me~kezin'de konuya ilişkin bır konferans uermemi istediler. Konferans hazırlıkları olduk~a uzun sürdü. Konuyu pek bılmediklerinden onlara an/aşılır bir dille konferansı uermem gerekiyordu. Onun için de çok çaba harcadım. Konferans çok başarılı geçti. Epey i soru sor~~ e~- ) sizlere_ daha bilgi uereceğım. Hep ınizi içtenlikle selamlarım. Eva/Londra .a raflıca lar. Gerici, pis düşüncelerini yaymak için çabalıyorlar. Halkımızın ne durumda olduğunu k bilmiyorlar. Habire Türklü ve kendilerine uygulanan "z~lüm" masallarını anlatıyorlar. . .. Ama halk olup bitenlerı gorüyor. Herkes cuntaya ve hem de Afgan gericilerine basıy~r küfürü. 'B~ aç perişanken, ış­ siz güçsüz dolaşırken, bir d~ bunlar getirildi. İş vereceklen-, ı ne, aramıza ajan gönderi~?r ~ sözü milletin dilinden yor." .../Köhi va /aşıyorum. rs i çalışmalarınızı yoğun duşmu­ TüRK KONSOLOSLUGU SOYGUN YAPlYOR w w 6 aylık uzatma için 330 DM. . para istedi. Kendilerine yazılı Değerli arkadaşlar, .. .. Sömürgeci Türk hukumetı olarak baş vurdum ve bu kadar ülkemizde baskı uyguladığın- çok parayı neden istediklerini dan, çoğumuz yurdumuzdan sordum. Gelen yazıda Borçlar ve yuvamızdan aynlıp gurbette- kanununda hükümlülerin pasare du.. ştük' . BazılanmiZ Türki- portlannın parasız uzat ı Iaca ~'< ı­ 6 ye'nin batı illerine, b~ılanm~- na dair bir madde bulunmadığı sa buralara kadar geldık. Bu ul- için böyle yaptı~ların~ söy!ü: kede yabancı ve zor koşullar~a yorlardı. Tabii ki berum gıbı yaşarken Türk hük~meti.de _ış- çalışınıyan birisinin bu parayı çiteri bir döviz makinası halıne bulup vermesi mümkün değil­ getinnek için uğraşıp duruY. 0 !· di. Bunun üzerine pasaportuOysa işi gücü işçid~.n .~?.v~~ mu bana geri gönderdiler. Şimdi soranın size, bu eş­ sızdırmak olan bu somuruculerin hükümetleri bugüne kadar kiyalık değil de nedir? Cezaişçilere hangi haklar vermişler evinde yatıp da para kazanaınıyan bir insandan 330 DM ki? Şu anda F.Almanya'da. istiyen ve vermeyince de pacezaevinde1 bulunmaktayım. saport süresini uzatmayan bir Pasaportumun süresi 6 ay ön- devletten ne beklenebilir? Bu ce bitmişti. Bunun üzerine pa- mudur güçlü ve itibarlı devlet? ... Cezaevinden saportumu Türk Jwnso,losluKürdistanlı bir işçi ğuna gönderdim. I{onsolosluk w Arkadaşlar, Bundan bir süre önce izine gittim. Gittiğim yer ise mem~e­ ketim olan Dersim' di. Faşıst cunta işbaşma geldiğinden bu yana köyüroüzde yapılanl~n aniatmama imkan yok. Koy halkına defalarca işkencenin bakaretin . hertürlüsü yapılmış. Şimdi köyde hiç bir genç i~sa? kalmamış. Kimisi kaçak~ ~_ı~ı­ si ise işkencehanede. Kuçuk çocuklar, kadınlar ve ihtiyarlar dolaşıyor sadece. Ama onları da rahat bıraktıkları sanılmasın. Cuntanın askerleri sık sık köyü basarken dayak ve işkenceden onlar da nasiplerini alıyorlar. Köyümüz olan .. .'ın ~e~mi~~­ ne değinmek isterim. Bızım koyümüz 1938 yılında katliam görmüş. O zaman başbakan olan Celal Bayar köye kadar gelmiş. O'nun gelmesiyle birlikte köyde çok ~işi toplanı;nı~ ve çevreden getinlenlerle bırl~k~e binlerce insan kurşuna dızıl­ miş. Celal Bayar ise törenle yapılan bu katliamı -~~~~iş: Bu olayı anlatan halk türkulerı, bugün yörede herkes tarafından söylenmektedir. Yaşlılar sık sık bu olayı anlatıyorlar. İşte şimdi o günleri yeniden yaşıyan köyüroüzde bir kadının başına gelenleri kısaca anlataca- bıraksınlar diye. Askerler ise ona her seferinde küfretmiş ve dayak atmışlar. Ama kadın herşeye rağmen rakmamış, peşlerini susmamış, bı­ oğlunu geri vermelerini istemiş. Askerler o gece karakol'un bulundu~u ... köyüne gelip kalmış­ lar. Kadın karşıianna dikilmiş ve oğlunu geri almakta _ısrar etmiş. Kadına küfür etmışler, kovmak istemişler askerler ama o gene kapıdan aynlmamış. ~~ sonunda komutan olan kışı evinde kaldığı köylülerle ko nuşmuş, onu ikna e~meye ç~­ lışmış. Fakat Tuncelı merkezı­ ne götürüldüğü zaman oğlunun başına neler geleceğini bildiği için oradan aynlmamış. Başka çare kalmayınca rüşvet karşılı­ rd . kardeşler, "Bıji azadiya Kurdıstan" .?u anlattıklarını yazı~o: rum size. Y ayınlarsanız ıyı olur. Arkadaş diyor ki: "Ben de bu yaz mevsiminde pek çok işçi gibi izne git~ir~. Baskı, terör, işkence alabıldıd ğine çok. Ben mektubum a bunun üzerinde durmıyacağım; konu değineceğim Benim "Türk soyu "ndan diye.~~ _getirtilen Afganistanlılarla ılgılı. Bunlann bir bölümü de benim gittiğim Malatya'ya getirilmişler. Adamlara da~alı d_ö: şeli temiz evler verilmış:. Kı~ı b. aşına 3.500 lira para odenıff yor. Doktor ve oku1 masra nı devlet karşılıyor. Bir süre önce Şeker fabrikasından işçiler yerlerine bunlar çıkarılmış, ku daşıının Sevgili Kürcj,istanlı bacılar, &·~ldiğimde YAŞLI KADlNI UÇURUMDAN ASAGIY A YUV ARLADILAR Izine gidip dönen bir arka- or g .... 2 ğım. rı Kadının çocuklannın bazıla­ tutuklu, bazıları ise kaçak. Bu yüzden evleri defalarca basılmış. Yaşlı kocası alıp götü~­ müş, ağır işkence~e? _geçı.?l­ miş. Hatta benim gıttı~ım çu_n: lerde işkencecilerden bınsı Tunceli merkezinde kahvenin önünden geçerken ihtiyan gifr: müş ve yanına yanaşarak şunu sormuştu : "Bana bak ulan beni tanıdın mı?" Köylü ise iş­ kencecinin yüzüne baktıktan sonra ''Seni elbette tanıyorum, hiç tanımaz olur muyum·:_diy~ karşılık vermişti. Bunun uzenne tekrar konuşan işkenceci "Nasıl yarası yolduğum bıyıklarının geçti mi ulan? diyerek alay edip gitmişti. Bir süre önce köyü basan askerler kadınm yanında bulunan İ3 yaşlarındaki oğlunu alıp götürmüşler. Kadın çocuğun başına gele~~kl~~i bil~iği peşlerine duşmuş. Aglayıp sızlamış, yalvarmış, oğlunu için ğı çocuğu bırakmak zo~~da kalmışlar ve kadın da koyune dönmüş. Fakat çektikleri bu kadarla sınırlı değil kadıncağızın. Ge~~ bu yaz askerler köye baskın du:· zenlediklerinde bakıyorlar kı tencerede et pişiyor. "Bu eti ne yapacaksın, niye pişiriyor­ sun?" diye soruyorlar. Kadın böyle bir soru karşı.sında şaşı­ np kalıyor ve sonra ~ ?ği~ kestiklerini, eti yemek ıçın pı­ şirdiklerini söyl~,yor. Ama ik~.a olmuyorlar ve Sen onu teroristlere götürmek için pişiriyor sıın söyle onlann yerlerini'! di yorİar. Kadıncağız ye~in ed!yor terörist dediklenyle bır ilişkisi bulunmadığını söylüyorsa da inandıramıyor kendilerini. Eti döküyor, kadını da dövüyorlar. Sonra da O'nu alıp köyün yakınındaki· bir uçurumun başına götürüyorlar. "Sö~: Iemezsen seni buradan atanz diye tehdit ediyorlar. Kadınca­ ğız "Ne yaparsanız yapın" karşılığını veriyor. Sonunda askerler kadını uçurumdan aşağıya yuvarlıyor ve oradan aynlıyor­ lar. Onlar gittikten sonra komşuları gidip yara bere içerisi~­ de kalmış olan kadını eve getiriyorlar. Kadın şimdi iyileşmiş durumda. Başına geleceklerden çekindiğim için köyün ve kendisinin ismini yazmıyorum. Ama bunlar benim kendi köyUmde şahit olduklarıının küçük bir kaç örneği yalnızca. Kalmem/Duisburg Denge KOMK AR 3 •• •• OR GU T HA BE RL ER I• KOMK AR EGiTiM SEMİNERLERi BAŞARILI GEÇTI ESTERWEGEN Geçtiğimiz ay, Bremen Gençlik Dairesi (Jugend amt) taraf'ından organize edilen ve Esterweg en şehrinde gerçekleş tirilen anti-faşist kampta Türkiye ve Kürdista n sorunu ele almdı. Macar- .o rg istan'dan 10, Polanya 'dan 8, Holland a'dan 6, Almanya 'dan 20, Ostfrisla nd 'dan 1 O kişi ile bir Yunan, Bir Türk ve bir de Kürt gencinin katıldığı kamp iki hafta sürdü. Kampta hergün bir bülten çıkarıldı. Bültende Türkiye ve Türkiye Kürdistanı'nda laşist diktatör lük taralından _yapılan insanlık dışı uygulam alar ele alındı ve yabancı gençler bu lwnuda bilgilend iri/d i. Bu arada kamp yönetici leri de kalabalık bir izleyici kitlesinin katıldığı bir gece düzenled iler ve KOMKA R sempatiz am bir arkadaşı konuşmacı olarak davet ettiler. Konuşmacı arkadaşımız Kürdista n 'da halkımızm karşı karşıya bulundu ğu güçlükleri anlattı. Daha sonra ise J.Roth tarafından 19 79 yılında Kürdis'tan 'da çekilen film gösterild i. * * ku rd Esterwe gen kentinde yapılan *anti-faşist kamplar da çeşitli sorunlar tartışıldı, filmler gösterild i. Arkadaşlarımızdan birisi yabancı düşmanlığı konusun da bir konferan s vermek üzere kampa davet edildi. KOMKA R sempatiz am arkadaş, yabancı düşmanlığının gerçek nedenler ini anlattı. Bugün Türkiye 'de faşist bir diktatörlüğün hüküm sürdüğünil ve insanhak larının ayaklar altına alınıp çiğnendiğini, işkence ue katliamların sürdüğünil belirtti. Yabancı düşmanlığının Hitler dönemin de diğer halkiara karşı sürdürülen düşmanlığın devamı olduğu vurgulan arak buna karşı birlikte mücadel e uerilmes i gereği üzerinde duruldu. Arkadaşımız yabancı düşmanlığıyla ilgili olarak bir de film gösterdi ve daha sonra tartışmalara geçildi. K ark er MüNIH Pakistan Ulusal Partisi, -2 yıl önce öldürülen , Pakistan Komünist Partisi Merkez Komites i üyesi Nezir ABBASİ için, 7. 8. 1982 tarihinde bir anma toplantısı yaptı. Federas yonumuz KOM KAR 'ın da davet edi/ği bu toplantıya, Münih Kürdista n İşçi Derneği olarak katı/dık. Bizim dışımızda Afganist an Demokratik Halk Partisi temsilcis i ve Alman Komünis t Partisi Bavyera temsilcis inin katılarak mesaj sunduk/arı bu toplantıya, biz de bir mesaj sunduk. · Benzer askeri faşist diktatörl üklerin zulmü altında olan halklarımızın, bu diktatörl ük/ere karşı uerdiği mücadel enin de ortak yönler taşıdığını belirttiğimiz mesajda, ayrıca 2 yıl önce öldürüle n Nazir Abbasi'y i ·saygıyla anarak, dayanışma selamlarımızı i/ettik. Gecenin sonunda , toplantıyı tertiptey en parti temsilcil eri, dayanışmamızdan memnun luk duyduklarını belirtere k, sıcak ilişkilerin bundan böyle de devamını istedikle rini belirttile r. Münih D. K. muhabir i· Xezal rs i va 12 Eylül öncesinde KOMKAR faşist cuntanın teşhir edilmesi doğrultusunda yoğun çaba harcadı. Çeşitli eylem biçimleriyle cunta dönemin de yapılanlar ve işbaşma getirilmesindeki nedenler üzerinde duruldu. KOMKAR'a bağlı dernek ve komitele r bu amaçla kitle içerisinde aktif çalışma yaptılar. Bir yandan güçlü bir protesto eyleminin gerçekleŞtirilmesi için çabalar sürdürülürken, diğer taraftan da faşizmin içyüzünü işçilere gösterme çalışmalarına aralıksız devam edildi. Bu arada eylem birliğine katılan örgütlerin ortaklaşa çıkar­ dıkları: bildirinin dağıtılmasında ve afişleme yapılmasında aktif görev üstlenildi. KO:MKAR ayrıca yalnız başına çıkardığı bildiriden onbinlercesini dağıttı. KOMKAR çatısı altında birleşmiş olan işçiler ve Kürdistanlı aydınlar evlerde, işyerlerinde, işçi yurtlarında ve daha benzeri pek çok yerde işçilerle görüştüler, teşhir görevlerini yerine getirdile r. KOMKAR bu çalışmalara paralel 'olarak kitleye açık seminerler düzenleme kararı aldı. Çeşitli dernek ve komitele rde gerçekleştirilen 16 seminerd e başlıca şu konular üzerinde duruldu: rürkiye' de Cumhur iyet boyunca uygulanan baskı ve terör. özellikle 1960 yılından sonra kitlelerde meydan a gelen hızlı bilinçlenme. 12 Eylül öncesinde tekelci sermayenin içerisine düştüğü ekonom ik, siyasal ve sosyal bunalım ile buna bağlı olarak bir yandan devlet diğer yandan ise sivil faşist güçler eliyle uygulanan baskı terör ve Toplumsal muhalef etin herşeye rağmen sindirilememesi. Kürdistan'da gelişen Ulusal Kurtuluş mücade· lesinin sömürgeci burjuvazi için yarattığı tehlike. Emperyalfz. min Ortadoğu bölgesinde peşpeşe darbeler yemesi ve çıkarları­ nın tehlikey e girmesi. Bu nedenler e bağlı olarak işbaşma getirtilen faşist cuntanın ekonom ik, siyasal , sosyal alanda giriştiği uygulamalar, yarattığı baskı ve terör. Cunta öncesinde ilerici ve devrimCi hareketi n saflannd aki dpğınıklık ve bunun yarıttığı olumsuzluklar. Cunta sonrasında halen sürmekte olan dağınıklı­ ğın aşılması için izlenmesi gereken politika. Türk faşistler inin Almany a'daki çalışmaları. Türkiye ve Türkiye Kürdistanı 'nda cephe ve güçbirliği sorunu. Çok sayıda kişinin izlediği ve değişik gruplard an kişilerin de katıldığı seminerlerde pek çok sorunun kitleler önünde açık tartışılması yararlı oldu. .a jan a AE G'y i çiy e? w Lı Elmanya Federal rewşa abori (ekonom i) :·oj bı roj berbı nebaşiye dımeşe. Jı nıha va krizeke mezın lı he mu E lmanya w w Federal dajo. Dı nav saleke da gelek {abrike u eihen xebate hatın gırtın. Bı hezaran karker, xebatka r u zehmetk e ş be kar m ane. Jı b er ve yeke hukume ta E/man bı taybeli dıxwaze harkeren bıyani şu nda bışine welaten wan. Dı nav van rojan da, firma AEG-Te lefunken , jı ber kriza abori ketiye nav tengasik e mezın u nıkare pışla xwe serrast bı­ kc. Çawa te zanin AEG-Te /c{u nk en lı hem u cihan e firmak'e nav u denge. Ev firma kevn dı sala 1883 'an da hatiye avakırın u ev nezkava 100 salane dışuxule. İra lı dora 120.000 karher dı ve firme da dıxebıtın. Le çawa te .qitın, firma dıxwaze 20 hezar karheran jı kar derxe u jı şune xebatan baueje. Burjuvaz iya yekdest u dewleme nden Elman hemti bare ve krize dıxwazın bavcjın lı ser mı/en harkeren bıyani. İra dı beşa ve firme da lı Beriina Rojava lllizkaya 11.000 dıxebıte. Bı ve ycke va lı dora 6000 şu ne xebatc wc ben gır­ tın. Hcmu mafen karkere n jı ber ve krize dılwrın wu nda bın u karher jı hemu mafcn cıvaki (sosyal) dur bıkevın. Hcmu xcbatka r u harkeren ku lı şıınen firma AEG-Tel efunkene da dıxcbıtın, dı nav xwe da 25.000 imza bcrevkırın. Nuneren karheran jı bo ve yekc lı dıji xudan u berbırsiyarcn firme dı nav xwe da cwinek pe kani n. Hem u k arkeran dest jı xebatc berdan u rtinıştıne greve. Jı parasUn u destxıstına mafen xwe hemiı karher dıxwazın bı xurti rawestın. Disa ew heta senetoriya abori bı hevra meşiyan u ev listık, dek·dola ben pat: ronan protesto kırın. 4 Denge KOMKAR I(AN., ZlJLUM VE YAGMA faşizmin iki y1lhk bilan çosu r çetesi kan, zulüm ve iş­ cunta iktidara geldiğinden beri Tiirkiye hal/ılarına anıaımzca saldmyor . Generalle doldurdu. " etmek, "kardeş kavgasmı" engelleme k ve "ülkeye Faşist cu n ta, yönetimi ele geçirdiği zaman "terörle mücadele Çünkü faşizm dünyanm her dogru değildi. sözler bu söylenen elbette huzur" gf!tirmek gibi sözler sarfetnıişti. Ama insanları hat/etmiştir. Faşizm ile barış ve yerinde baskı ve terör getirir. O ortaya çıktığı her ülkede daima kan dökmüş, Buna lıarşılıh faşizm ile terör ayrı düşünülemez/er. Ankardeşli/ı asla bir arada yaşıyamazlar, ya biri olur ya da diğeri. demagoji ye başvurur _ve böylece gerçe/ı yüzünü gizleve yalan daima Faşizm var. cak, faşizmin genel bir karakteri daha bir şey olamazdı. Işte aradan geçen iki yıl, faşist baş/w bundan rneye çalışır. Türlıiye 'de de faşist cuntanın yapacağı rin nasıl terör estirdiği, halk hillelerin e iıe Generalle çılıardı. açığa ı yalanların tüm ve düşürdü iyice i mashesin cuntanın baskı ve terörün acısını bizzat yaşadı. Onun faşist insan ca Milyonlar görüldü. tarafından kitleler büyü.lı acılar çektirdiği . için bu gün artık yığmlar, Evren tayfasınm palavralar ma sadece iğrenerclı bahıyorlar Faşist ikiyılını rg kenceyle işken­ iki yılını doldurduğu bugünlerde, si ise sakat kaldı. Ve bu gün hala onbinlerce kişi psikolojik işkence yönO'nun yaptıklarından örnekler vermek ve işlediği suç- cehanelerde en iğrenç maddi ve Hitlerin kanıplarından r. tutuluyo lan bir kez daha kısaca da olsa ortaya dökmek geçmi- temleriyle yüzyüze farksız zındanlar her türlü alçaklığın yapıldığı zulüm ve şin acılarını unutma mak bakımından gereklidir kanısındehşet yuvalarıdır. · dayız. Faşist çete yüzlerce insanı sokakta, köyde, kırda Faşist cunta, tüm siyasi partileri kapattı ve parlarastgele kurşunladı. idamlar birbirini izledi. Halen hakmentoyu feshetti. dolayında­ ilerici sendikal an ve demokra tik kitle örgütlerinin kında idam cezası istenenierin sayısı beş bin kapısına kilit vurdu, DİSK ve TÖB-DER başta olmak dır. üzere bu kuruluşların yöneticilerini tutuklattı, işken­ ceden geçirdi. TÖB-DER yöneticileri ağır cezalaı·a tarptınlırken, 52 DİSK yöneticisi halen idamla yargı­ lanıyor. İşçi sınıfının grev ve toplusözleşme gibi hakları va . gaspedildL erinden ötürü iş­ düşüncel memur ve işçi Binlerce di. lerinden atıldı, sürgüne gönderil Faşist cunta, düşünce özgürlüğünü tümüyle yok etti. Kitleleri kanduab ilmek ve kendi yaptıklarının haklılığını ortaya koyabilm ek için bir yandan faşist burjuva basını, diğer yandan ise devletin elindeki radyo ve televizyon kanalıyla propaga nda yaptı, zehir saçtı. B\lrjuvazinin temsilcisi Mustafa Kemal putlaştınl­ mak*istendi. Faşist cunta, bu eski paslı silahını mezarından yeniden çıkararak kitleleri hayaller peşine takmaya ve aldatma ya özel bir çaba gösterdi. Seçimle işbaşma gelmiş olan belediye ve diğe­ mahalli idarelerin yönetim organlarının yöneticilerini görevden aldı, yerine subayla n atadı. Bu arada resmi ve özel kuruluşlardaki önemli görevlerin büyük bir bölümü subayların denetim ine verildi. Ülkeyi bir de bu şekilde parseliedi yönetim i ele geçirmiş olan zorbalar . ku rd e e e .o Faşist cuntanın. w w .a rs i e e yılı başında Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK)' nun mal varlığı 4.6 milyar lira idi. Bu miktar faşist cunta döne:'1inde 2 misline çıktı ve 1982 mayıs ayında 8 milyar 563 milyon lira oldu. OY AK':n çeşitli işletmelerdeki hisselerinden 1981 'de sağ­ ladığı kar: ı milyar 889 milyon liradır. w 1980 Faşist cunta dönemin de yüzbinlerce insan gözaltina alındı. İnsanlanmız fabrikada, tarlada, okulda, sokakta ; kısacası her yerde dayakta n geçirildiler, onurlan ayaklar altına alındı. Faşist çetenin ABD'de eğitim görmüş işkence uzmanları, gene bu ülkede geliştirilmiş en mo-· dem işkence yönteml eriyle insanlara kan kusturdu lar. Çok sayıda kişi işkence çarklan nda can verdi, binlerce- M. Kemal'in ırkçı görüşleri tarihi eserlerim izi lıirletiyor. Onları söküp atacağımız günler de gelecektir... "- Tekelci sermayenin ve emperyalist çevrelerin ekonomik programı 24 ocak kararlarını nygulıyan cunta, toplumu n ezici çoğunluğunun yaşam koşullarını daha da güçleştirdi. İşçi, memur ve köylülerin içerisinde bulunduğu sefaJet arttı. Ücretler arttınlmazken, zamlar birbirini izledi. Cunta, çok iddialı olmasına rağmen enflasyonu önlerneyi başaramadı. Küçük esnaf ve sanatkann iflası sürüyor. Faşist cuntanın işbaşma gelmesinden buyana işsizlik kat kat arttı. Baskı terör ve açlığın artmasına bağlı olarak toplumda moral çöküntüsü ileri düzeye vardı. Ayyaşlık, sarhoşluk, fuhuş ve benzeri suçların oranında belirgin bir artış oldu. Diğer yandan sık sık ahlaksızlığa karşı mücadele edeceği yalanını söyliyen cunta, özellikle de gençliği yozlaş tımıak ve toplumsal sorunları düşün- _ mekten uzaklaştırmak için diskotekleri, seks filmlerini çoğalttı, alkol kullanımını arttırdı. e Denge KOMKAR 5 Türk ordusu nun yüksek nıtbeli subaylarıyla tekelci lar ise dayakt an geçirild i, zındanlara atıldı ve para cezasermay e ve empery alistler :ır:ısmdaki ilişkiler giderek sına çarptırıldı. Valiler daireler in kapılamıa Türkçe den sıklaştı. Genera ller eskisine oranla iş alemind e daha başka dil konuşulınaınası için ilanlar astılar. Kürt dilini önemli görevle r üstlendiler. Bu olgu, ordunu n sermay e- orta d an kaldırınanın planları geliş tir il di. nin denetim ine daha çok girmesini getirdi. Subayların Kürdistan 'da sürdürülen ırkçı-faşist teröre ek olarak. önüne atılan kırıntılar eskisine göre çoğaldı. Ayrıca halkımız ekonom ik bakımdan da daha çok yoksullaştı­ OY AK ve Güçlen dirme Vakıflarının yatırımları artış rıldı. C un ta bu amaçla sınırlarda yasak bölgeler ilan et-. gösterd i. OY AK, Türkiy e'nin büyük tekelci grupları ti ve Kürdistan 'daki hayvan iara ucuza el koyabi lmek arasındaki yerini daha da sağlamlaştırdı. için koşnm ülkelere yapılan hayvan sevkini, kaçakçılığı Rüşvet çarkı eskisine göre kat kat hızlı döndü. Orengelleme adı altında önleme ye çabaladı. Böylece södu ve polis içerisin deki görevliler terör estirme kte sınır­ mürgeciler kazançlı çıkarken, Kürdistanlı üreticil er zasız yetkile re sahip olduklarından, halktan keyfi biçimrar ettiler. Faşist çete, sınır bölgelerinde halkımızın evde rüşvet alınması da artış gösterd i. Rüşvet almak için lerinde bulundurabileceği yiyecek ve giyecek eşyalarını hayali suçlar yaratıldı, kitleler rastgele tehdit altında bile smırlandırdı. Böylece .Koç'ların Sabancı'ların servetutuldu . Kısacası uygulan an zorbalıklar yüzünden halk ti artsın diye çalıalıyan faşist generaller, Kürdistanlı soyup soğana çevrildi . Artık bu gün her rutbe sahibin in köylÜlerin en zorunlu ihtiyaç maddel erini bile tahdit yaptığı her işin bir bedeli var. Ordu ve Polis örgütün deettiler. Sınır bölgelerimizdeki binlerc e dükkfın silah ki yüksek rutbeli kişiler, önemli görevlerde buluna nlar zoruyla kapatıldı. so ygun şebekeleri oluş turmuş bulunu yorlar. Hırsızlığın Faşist cu n ta Kürdist an 'da bulundurduğu işgal kuvyapılmadığı yer yok. vetlerin in sayısını yeterli görmiy erek, 2. Ordu kararga. . Genera ller başta olmak üzere yüksek rutbeli subayhını da Malaty a iline taşımaya başladı. ~ın kaçakçılık şebekeleriyle ilişkileri yoğunlaştı. VaCunta, Türkiye 'yi empery alizm için daha güçlü bir tan millet nutukları atmayı marifet zanede n anlı-şanlı jandarm a haline getirdi. Bu amaçla özellikle de Kürdispaşaların esrar, eroin dahil çeşitli kaçakçı şebekeleriy­ tan'dak i askeri yığınağı arttırdı. ülkemi zde buluna n le ilişkilerinin, hırsızlıklarının gizli tarafı kalmadı. havaalanları daha da genişletilerek Amerik an savaş Hatta Tekirdağ'da bir general in bazı subayları öldüruçaklarının kullana bilecek leri hale getirild i. İleride çı­ dükten sonra intihar etmesi olayında da görüldüğü gibi karları tehlikey e girdiği ve ABD empery alizmi Ortado bunlar bu ilişkiler yüzünd en bazan birbirle rini bağazlı­ ğu ülkeleri ne saldırmak istediğinde Kürdist an'daki bu yacak düzeye vardırdılar işi. üsler kullanılacak. Gene empery alizmin cunta ile işbirli­ Mustaf a Kemal' in izindek i faşist cunta, Kürdist an'ği halinde başta Sovyet ler Birliği olmak üzere, komşu da görülm edik baskı ve terör uyguladı. Asker, polis ve ülkelere yönelik tehlikeli girişimleri topraklarımız jandarm a güçleri Kürdistan'ın kır ve kentler ini, çekirge üzerind e sürüyor. Böylece Türkiye halkları empery asürüleri gibi sardılar. Cunta, ülkemizde yaptığı büyük list tekeller le, Türk burjuvazisinin çıkarlan için ateşe askeri manevr alarla halkımıza gözdağı vermek istedi. atılıyor, toptan yok olacakları bir savaşla yüzyüz e bıra­ Güve~lik kuvvetl eri adı verilen eşkiya çeteleri köylerikılıyorlar. Faşist çete 45 milyon u birkaç tekelin kfm mizi bastılar ve halkımızın onurun u ayaklar altına aldı­ uğruna kurban etmekt en kaçınmıyor. lar. Onlar, utanç verici hertürlü çirkin eylemi yapmak Kürdist an'da arttırılan askeri faaliyet lerin asıl n kaçınmadılar. Genç insanlarımiz durup dururk en amaçlarından birisi de Kürdist an ulusal kurtuluş mücadelesini bastırmak ve kanla boğmaktır. Çünkü hem .o rg e .a rs iv ak e ur d e kurşuna w Faşist cunta döneminde yoksullu k arttı. işsizierin sayısı 6 milyona çıktı. 1963 yılında 8.91 lira olan net asgari ücret 1981' de 8.54 liraya düştü. 1982 yılında Türkiye OECD ülkeleri arasın­ da enflasyon yönünden 1., hayat düzeyi bakımından ise sonuncu sırada yer alıyor. dizildL Yaş ve cinsiye t farkı gözetilıneksizin meydan larda dayak atıldı. Işkencenin hertürlüsü yapıldı. Malazgirt'in Kuştugan köyü örneğinde olduğu gibi binlerc e köyümü zde Türk askerler i halkın eş­ yalarını tahrip ettiler, evleri yıktılar ve genç kızlara, kadınlara tecavüz ettiler. Sömürgeci düşmanın kışiaları yetmediği için sömürge dkulları da işkencehanelere dönüştürilldü. Düş­ man dil ve kültürörnüze yönelik ırkçı-sömürgeci baskı­ lan yoğunlaştırdı. Faşist çete, tam bir çete olduğunu kanıtlamak istermişçesine Kürtçe konuşma yasağı ilan etti. Şehirlerimizde gezen ekipler hoparlö rlerden Kürtçe konuşmanın yasaklandığını ilan ettiler ve halkımız­ dan zorla Türkçe konuşmasını istediler. Buna uymıyan- w w halkımıza e RAKA MLAR LAF AŞ İST CUNTA NIN İKİ YILLIK BİLANÇOSU: Tutuklananların toplamı: 170.95 0 Şu anda tutuklu buluna n: 122.60 0 Türkiye Kürdistanı'nda tutuklu sayısı (Türkiy e toplamına dahil: 81.634 ) Bunlard an bazılarının meslekleri şöyle: Eski parlamenter: 102 Gazeteci ve yazar: 79 Muhtar: 35 İl ve ilçe bele~iye başkanları: 1.485 ·öğretmen: 6.191 Memur: 6.758 Savcı ve hakim: 92 Tu tuklana nlardan : cezasıyla yargılananlar: İşkencede ölen: 70 tında kurşuna dizilen: 682 68.300 Vatandaşlıktan atılan: 245 idam len: 14 Kaynak: Uluslararası 4.200 idam edi"Operas yon" adı alHalen aranmakta olan: Af örgütü empery alizm ve hem de sömürgeci Türk buıjuvazısı Kürt halkının, üzerind eki sömürgeci-faşist baskıya da(Devamı 13. Sayfada) f?enge KOM K.\ R 6 ecDevrimimiz Hi c• Bir Zama n Durm ayaca kttr>> w rg .o ur d w w Burjuva basını, İsrail 'in barbarlığını örtbas etmek için suçu faşist görüşlerini kendisinin de saklamadığı savunma bakanı Ariel Şaron'a yüklemektedir. Oysa gerçek öyle değil. Tüm İsrail yönetimi (muhalefette olan Sosyaldemokrat Partisi de dahil olmak üzere) Lübnan'da olanlardan sorumludur. Çünkü onları bu barbarlığa iten İsrail devletinin resmi ideolojisi olan ve Birleşmiş Milletlerce de ırkçılıkla özdeşolduğu kararlaştırılan siyonizmdir. ABD emperyalizmi bu saldırının gerçekleşmesi için İsrail'i her alanda desteklemiştir. Zaten ABD İsrail'i salt bir müttefik gözüyle değil, kendi çıkarlarını Ortadoğu'da en iyi şekilde koruyan bu anlamda ona bu yolu açan kiralık işgaleisi olarak görmektedir. Onun içindir ki İsrail nüfusu dünya nüfusunun binde birini meydana getirmesine rağmen ABD'nin askeri ve ekonomik dış yardımlannın üçte biri buraya akmaktadır. Eski ABD dışiş­ leri bakanlarından Haig'in bakanlık döneminde ve saldırı sırasında ''bir uçak ve bir helikopter kaybettik" (Der Spiegel, 9.8.1982) diye İsrail kayıplarını yorumlaması işte bundandır. Kaldı ki bu saldırı planının en ince noktasına kadar Penta~on 'da hazırlandığını hilmiyen de yok. ısrail dışişleri bakanı şamir ABD'ye sa- birkez daha açığa çıktı. Bu aşamada Reagan 'ın Bölgede bu rejimlerle birlikte kurmaya çalıştığı anti-Sovyet pakt çalışma­ ları da böylelikle çıkınaza girmiş bulunuyor. "İsrail'e karşı direnmek için gizli,· çok paraya mal olacak uzun dönemli ha· zırlık hiç te gerekli değil. 63 günden beri elindeki olanaklar çerçevesinde kararlı~· direnen bir avuç Filistinli, Lübnanlı ve Arap yıllarca Arap ülkelerince iddia edilen 'hazır değiliz, zaman ve yer uygun değil' lakırdılarının ne kadar saçma oldu~nun göstergesidir. Sorunun kaynağı hazırlıklı olmakta değil, kararlı olmakta yatıyor" Wafa Radyosu, 8.8.1982) FKö öncülüğünde Filistin halkının sürdürdüğü mücadele Filistin devleti kurulunciıya dek sürecektir. Amerikan korulosu olan Camp-David antlaşmasının Ortadoğu'da barışın değil savaşın kaynağı olduğu birkez daha açığa çıkmıştır. Başta Filistin halkı olmak üzere Ortadoğu 'nun ezilen halkları ergeç başarıya ulaşacaktır. Ortadoğu halkları bu haklı mücadelesinde yalnız değildir. "Sovyetler Birliği 'nin her zaman yanımızda olduğunu ve olacağını birkez daha belirtmek ister~. Ve o mücadelenin bu çetin ve zor dönemde gösterdiği kararlı destekle bunu kanıtladı. özellikle Leonid Brejnev'in gösterdiği dayanışmanın altını çizmek isterim. Bu dayanışma Sovyetler Birliği'nin Filistin Arap halkının meşru ulusal haklarının savunması ve desteğindeki kararlı tavrının bir göstergesidir" (Y.Arafat, Pravda 23.7. 1982). "Sovyetler Birliği bize diğer 'büyük güçlerin' vermeye yanaşmadığı diplomatik politik ve askeri yardımı yapıyor. Moskova'nın İsrail ve ABD'ye yaptığı ikazların hiç te hafife alınmaması gerektiği kanısındayım" (İbrahim Sus FKö Fransa Temsilcisi, Le Monde 10.6.1982). Dünya çapında böylesi güçlü dostlan olan Filistin halkı, haklı savaşında yalnız ak .a rs Barbarca sürdürülen savaşın sorumlusu Tel Aviv, Washington ve gerici Arap ülkeleridir ge:lide basın mensöylüyordu: "Lübnan şunu suplarına operasyonu sayesinde ABD'nin konumu şimdiye dek görülmemiş bir şekilde güçlendi." (Der Spiegel9.8.1982 ) FKö ve LMN silahlı güçlerinin saldırı­ ya karşı direnişi gerici Arap ülkelerini zor durumda bıraktı, Yalnız onları değil, ABD 'nin Ortadoğu 'ya yönelik olarak bu ülkelerle geliştirmek istediği geni~ anti· Sovyet stratejinin uygulanmasını da güç· lüklerle yüzyüze bıraktı. Zira geniş halk kitleleri bu kahramanca direniş karşısın­ da yönetimlerinin sessiz kalışiarına karşı tepki gösterdi. Bu gelişmeler üzerine gerici Arap yönetimleri kendi iktidarlarının tehlikeye girebileceğini gördüklerinden ABD'den İsrail'in ':!aha da "ileri gitmesini" önlemesini istediler. Onun için burjuva basını bile Reagan'ın Begin'e "kızdı­ ğı" telefon konuşmasının basma açık yapılmasını "Arap yandaşları için yapılmış bir tiyatro olarak" niteliyordu. (NZ, ağus­ tos 82, s. 35) Camp D avit antlaşmasının "barış" değil, Arap halklarına karşı bir komplo olduğu Lübnan savaşıyla da apaçık ortaya ·;ıktı. Şimdilik ABD'nin diğer Arap ülkelerini böylesi bir komploya ortak edebilmesinin olasılığı oldukça azaldı. Zira Mı­ sır bile gelişmeler karşısında ülkede g.elişen muhalefeti önlemek amacıyla İsrail orduları Lübnan 'dan çekilineeye kadar görüşmelere devam "etmiyeceğini" bildirdi. vaş esnasında yaptığı iv En modem ABD silahlarıyla donatıl­ mış 150.000 kişilik İsrail ordusunun 6 haziran 1982'de Filistin ve Lübnan halklarına karşı başlattığı ve soykırımına dönüşen savaş Filistin Kurtuluş örgütü (PLO l ve Lübnan Ulusal Hareketi (LNM) silahlı birliklerinin yiğitçe direnişi ile karşılaştı. Ortadoğu 'nun en uzun süren savaşında Batı Beyrut sürekli olarak İsrail kara, hava ve deniz kuvvetlerinin saldırısına hedef oldu. örneğin salt 1 ağustos günü düzenlenen 150 hava saldırısında Beyrut üstüne 85.000 bomba yağdırıldı. Bombardıman­ ların yanısıra su, elektrik, ilaç ve yiyecek maddelerinin şehre girişi engellendi. Tüm bu koşullara rağmen FKö ve LMN yiğit­ çe direndi. 75 gün süren savunmadan sonra FKö ve LMN halkın sıcak gösterileri arasında Beyrut'tan ayrıldı: "Beyrut'tan çekilen" FKö bulunduğu heryerde miicadelesini ıi.irdürmekte kararlıdır. Mücadeleınizi sürdürmek için yer değiştirdik hepsi o kadar .. Devrimimiz hiçbir zaman için durmayacaktır" (S.Khalaf, FKö MK üyesi, FR. 23.8.1982). Herşeyden önce İsrail sıksık açıkladığı "FKö 'nün omurgasını kıracağız" 'şeklin­ deki askeri hedefine ulaşamadı. Tam tersine FKö öncülüğünde yiğitçe direnen Filistin halkı, kendi bağımsız devletini kurma mücadelesindeki kararlılığını, gerekirse onun için kanının son damlasına kadar döğüşebileceğini dünya kamuoyuna birkez daha kanıtladı. "Eğer İsrail Beyrut'a saldırısını sürdürür, şehri işgal ederse ve Washington bunda sessiz kalırsa tüm yönetimlerimiz (gerici Arap ülkeleri kastediliyor D.K.) altı ay içinde yıkılınaya yüz tutar" (Suudi Arabistan Kralı Fahd 'ın Reagan 'a mesajın dan. Afrique Asie, Paris 19.7.1982). Arap gerici rejimlerinin ABD karşı­ sındaki teslimiyetçi politikası bu, savaşta değildir. Ortadoğu 'da en fazla ezilen halklardan biri olan Kürt halkı bu haklı ve onurlu mücadelesinde bütün gücüyle Filistin halkının yanındadır. Kürt ve Filistin halklarının sorunları ortaktır. Onlar dünya· üzerinde aynı düşman (emperyalizm ve işbirlikçileri) tarafından ezilip sömürülüyorlar. Hiç kuşkusuz onların dosthin da ortaktır. İki halktan birinin mücadelesinin zafere ulaşması, diğeri için de zaferdir. FKö bugün Beyrut'u terketti. Ama Filistin savaşçıları zafere dek savaşmaya devam edeceklerine and içerek ayrıldılar. Topraklarından kovulmuş Filistin halkı Ortadoğu 'nun çeşitli ülkelerine dağılmış bulunuyor. İşgal altındaki topraklarda yaşıyan Filistinliler var. Şunu unutmıya­ lım bu savaşta, Filistinli çocuklar öldüler, yaralandılar. Evlerinin yıkılışını, ana baba ve arkadaşlannın İsrail bombalan altında can verişlerini gördüler. Onlar ve bir bütün olarak Filistin halkı, emperyalizmin desteğindeki Siyonİst canavarlığı unutmıyacak­ Bu uzun savaşta elbette kazanacak lardır. olan Filistin halkı olacaktır. Denge KOMKAR 7 Pe,ınergeyen Zo ra --D1j1111n ur ve re da erebeke şekır barkıri, ı 7. 7.ı982'an da peşmergeyen teslim gırtın. "Heza 20", bı alikariya peş­ Dı roja ı8. 7. ı982'an da leş­ mergeyen heza Merivan jı du ker fı pasdaran erişi buroya aliyan va erişi leşkeren XuPartiye kırın. Paşe peşmerge fı meyni dıkın fı çend çadıren (cephe) ma fı paşe peşmergan hevalbenden Fedayiyen Gel bu- (kon) dıjmın dıdın ber egır, dı destUr dan ku, wan bıdıne ba- ne yek lı dıji wan dest bı şer kı­ dawiye da ji ıo leşkeran dıku­ jare Piranşehir. nn. Dı vi şeri da ı5 leşker ha- jın. Dı dawiye da 6 heb G3, Dı roja ı7.7.ı982'an da he- tın kuştın. 2100 gulleye G3, 63 tıfıngen va! Qasımlo fı endamen Buroya LI KURDI STANA BAKUR maşinen gıran, 30 heb bomSiyasi va çfıne şuna şer. Vi bı Dıjmın dı roja ıı.7.ı982'an beyen desta fı gelek haceten pızmam fı nasen şehirlan va da, bı top-tank fı bı helikop- leş keri peşmergeyan hıldan deng kır, bı gundiyan va hevra ter erişeke mezın daye lı ser bın desten xwe. peyıvi. gunden ..ve hele. Dı şer da heBANEH - Leşkeren XuMEHABAT- "Heza Mıhemed likopter te xırabkın n fı ıo leş­ meyni dı roja 3.7.1982 'an da (Peşewe)" riya Mehabat fı Ur- ker ji ten kuştın. e rişi gu nden lı dorbere Baneh miye xıstın bın bandura xwe. SENEN DEJ- Destek (gu- dı kın fı gu ndan dıd me lı her Erebeke pasdaran dan ber gul- rup) peşmerge dı roja 13.7. gullan. Ewana pır mange, pez, lan fı 4 kes kuştın. (22.7.298_2) ı982'an da erebeke eaş, leşker dewar dıkujın. Ve care ew dı­ Dı roja 28.7.ı982'an da pasfı pasdaran dıdıne ber gullan fı çın lı nav gund 2 jınan (pirek) daren Xumeyni zeviyen lı dor- hemuyan dı careke da dıkujın. dıgrın fı dıxwazın dest bavejbere Mehabate dan b er e gır fı MERİVAN- Nezkaya 500 ne namusa wan. Le ew: jınan şewıtandın. pasdar fı eaş dı roja ı2.7.ı982'­ dıkm-nakın jı bela wan xwe an da erişi lı ser peşmergeyan naparezın fı dı dawiye da jı­ SAQIZ - Peşmergeyan dı dıkın. Paşi 9 seetan Ieşkeren nek dı bın eziyet fı le dane n roja 3.7.ı982'an da riya bajare Xumeyni dırevın fı jı wana 40 gıran da din (har) dıbe. Senandaj fı Saqız gırtın re hıl­ kes dı re da ten ku ş tın. dana bın kontrola xwe. Wan dı -KERMANŞAH- Dı roja ak benden Mucahiten Gel bı hevra ser qışleke hukumete. Lezeki ·şu nda ew qışla kete deste peşmergan. l l leş­ ker ji hesir (dil) bfın. Paşe peş­ merga bı sıruta (marş) "Ey Raqib" va vegeriyane şuna xwe. Dı vi şeri da, 10 heb G3, ı tanksavar, 4000 gulle, 30 jarjor fı gelek tışten mayin ketın deste pe şmergan. BUKAN - Peşmergeyen partiye dı roja ı7.7.ı982'an da çfıne lı nav bajare Bukan. Wan dor lı bajar gırt, vi şeri jı seet 3 pışti nivro heta ıo·e evare ajot. Dı vi şeri da 5 peşmerge şehit bfın. Disa dı vi ş eri da 4 7 kes eaş fı ı26 kes ji leş k er, pasdar ha tın ku ş tın. PİRANŞEHİR- Dı rojen ı3-ı4.7.1982'an da lı hela bajare Piranşehir dıjmın bı hernCı hezen xwe va erişi lı ser peş­ mergan kır. Dı şer da hezen dıjmın bı lez şunda vegeriyan fı ••• .a eriş bırın lı reviyan. Jı wana 500 kes hat kuştın fı bırindar bfın. Dı vi şe­ ri da jı "Heza Aware" 22 peş­ merge şehit k~tın. Nezkaya laşe 30 kesan çend rojan lı eniye rs iv SERDEŞT- Dı roja ı5.7. ı982'an da peşmergan fı heval- d. or g Dı roja 18. 7.1982'a n da Komita Naubcnd iya PDKİ u nuneren Komcla Zchmctkcşcn Kurdıstan bı hcura cıuinck pckanin. Dı cc cıuine da bıryar hat gırtın ku, uır şu nda dıji kcuncpc rcstiya hukume ta Xumeyn i cu herdu rexısim wc hczcn xwe bıkın yek, urmanca wanjı bo Dcmoqr asi lılıemu İran ujı bo autonom i lı Kurdıstanc. Jı bcr hebun ii houitiya hukmeta İran sekretcr c PDK-İ Dr. Abdurra hman Qasımlo bı alikariya Radyoyu "Denge Kurdıstan" jı pc şmergan ra bangek ş and, Qasımlo gotiyc ku, dı nau uan rojan da dıjmm wc cri şen xwc zcde bı k e, jı b er uc yeke peuiste hezcn peşmergan hertım hışyar u am ade bm. Lı Kurdıstana İran, gele Kurd hertım pıştgırti u alikariye kc mezın jı bo scrketına tekoşinc nişan dıde. Jı ber uc yekc pasdar u leşkeren hukume ta İran zu-zu nıkarın pışta pcşmcrgan binın erde, peşmerge bı gemasi u merxasi radıwcstın. Tenc dı naubera rojen 15 ii 25'e meha Tenıuze da bı dcstc peşmerg an nczkaya 1000 leşker, pasdar u kesen noker (xayin) hatın kuştın ii bırindar burı. Pır çek-silalı ii garıimet ketın destc peşmergan. Lı hemberi uc yckc tene 40 peşmerg e şehit ketın. . . Lı jer lı ser rewşa Kurdıstana Iran çe nd deng u behscrı nu hatırı c weşarıdın. Mc cv nuçcrıa jı bcr program en Radyoyu Denge Kurdıstaı:z gırtın. w w ccTedaviyle kur tari lab ilec ek bire ok • • 1ns an ölü yor •• ''Uzun zamandanberi Tahran hükügiden ve 6 hafta meti Kürt bölgesine ekonomik ambargo kaldıktan sonra dönen bir Kürt doktoru uyguluyor .. bir bildiri yayınlıyarak Alman Kamuoyu"Çatışmalar sırasında genellikle peş­ nun dikkatini ülkemizin bu parçasında mergeden çok, sivil halktan şehit düşen mücadele veren halkımızın bazı sonıniarı­ oluyor. Sadece benim orada bulunduğum na çekti. Bildiride özetle şöyle deniliyor: 6 haftalık sürede 276 kişi şehit edildi. Ge"İran Kürdistanı'nda oldukça zor kone bu·süre içerisinde KDP'nin ı52 üyesi şullar altında bir hastane inşa ettik. Bu iş hükümet tarafından kurşuna dizildi. Ve orada olağanüstü önemde görülüyor. Çün- KDP 'nin yaptığı açıklamaya göre son iki kü hastaların tedavi gördüğü bir yerdir bu- yılda ı4 bin kişi katiedildL Bunlann üçte rası. Hastane 32 yataklıdır. Çatışmalar 4 ikisi değilse bile yarısı ağır yaralı değildi. günden fazla sürerse tüm yataklar dolu- Eğer gerekli tıbbi malzerneye sahip buyordu. Zaten genellikle hastaların sayısı lunulsaydı bunlar kurtarılabilinirdi. yataklardan fazlaydı. Bu yüzden de hem"Sorunlardan bir tanesi de yaralı ve şireler köylere gidip hastalar için yatak hastaların taşınmasıydı. Biz hastaların arasağlıyordu .. ba, jeep veya traktörle taşınması için ön- w İran Kürdistanı'na celik le yol yapmaya mecburduk. Yazın çevresinden hastaneye hasta getirebilmek için 2 gün, Piranşehir bölgesiqden ıo gün ve Kermanşah bölgesinden ı5 gün yol kate~mek gerekiyor. Kışın yağmurlu ve karlı havada ise Malıahat çevresinden 5, Piranşehir'den 15, Kermanşah'tan ise 40 güne kadar yolculuk yapılması gerekiyor .. "Almanya'da 500, İran şehirlerinde 5000 ve Kurtarılmış Kürt bölgesinde ise yaklaşık 4 milyon kişiye tam teçhizatlı bir doktor düşüyor .. " Malıahat **************************** *~************************** 8 Den2e KOMKAR On bin ler Bir likt e Hay k1r d1: KAHROLSUN FAŞiST DiKTATÖRLÜK bulunduğu nın acımasızca döndürüldüğü, açlık yoksulluğun arttmldığı bir dönemd ir. ve öte yandan faşist cuntanın iktidarda bulunduğu 2 yıllık sürede karşı karşı­ ya kalınan baskı ve zulme rağmen, kitlelerin olup bitenlere seyirci kalamıyacağı­ nın açık bir göstergesi oldu l l Eylül eylemi. Alanları dolduran onbirlerce kişi, grev ve toplusözleşme hakkının gaspedilmesine, peşpeşe zam yapılmasına, iş­ sizliğe, idam ve işkencelere ve Türkiye Kürdistanı 'nda sürdürülmekte olan ırkçı­ faşist teröre izin verilemiyeceğini birkez daha gösterdi. Onlar, emperya lizm ve bir avuç tekelci sermaye grubunu n çıkarları uğruna milyonla rca insana açılan savaşın haksızlığının, fas ist cun ta nın sömürü ve d. or g karşıya tır. w w .a rs iv başarıydı. yapılan 10 karşı ur Gerçi aynı başarı Haziran Barış Yürüyüşünde sağlanamadı ama demokra tik örgütlerdeki genel eğilim 12 Eylül'ün güçlü bir biçimde protesto edilmesi biçimindeydi. Bu amaçla demokra tik örgüt ve gruplar arasında görüşmelere başlandı. Açık söyleme k gerekirse görüşmeler sırasında küçümsenemiyecek güçlükler ve olumsuzluklar görüldü ve çoğu zaman toplantılar verimsizleşti. Gerçi aralarında önemli görüş ayrılıkları bulunan ve yıllarca buna paralel olarak mücadele vermiş olan örgütlerin ortak noktalar üzerinde anlaşma­ ya varmaları oldukça güçtü. Ama buna rağmen kısır çekişmelere meydan verilmesi, duygusal bir yaklaşımla bir çok basit sorunun büyütülmesi ve toplantıların verimsizleştirilmesi de haklı gösterilemez. Yeri gelmişken sık sık tekrarlan an ve . tüm anti-faşist güçlerce de iyi bilinen bir gerçeği burada yenilem ekte yarar görüyoruz. Bu görüşmelerde başarılmak istenen uzun vadeli, kalıcı ve iktidarı almayı hedefliyen güçbirliği veya cephe değildir. Yapılmaya çalışılan, demokra tik örgütlerin somut bir eylemi birlikte ve güçlü bir biçimde gerçekleştirebilmeleridir. Kuş­ ·kusuz bu tür eylemlerin başarılmasının kalıcı güçbirlikleri ve giderek cepheler in kurulmasına da yararı dokunur ama esas olarak üzerinde dorulan sorun bu değil­ dir. Bu ikisinin nitelik itibariyle birbirinden çok farklı olduğu gözardı edilmemelidir. Her ne kadar böylesi somut eylemlerin ilkeli olması zorunluluğu bir gerçek ise de, sanki kalıcı bir güçbirliği veya cephe oluşturulmak isteniyormuşçasına, bazı noktalar da ısrar etmek, özünde eylemin gerektirdiği sorumlu luktan kaçın­ mak veya başka nedenler e dayanan dar grupçu, sekter tavırları önplana çıkarmak­ dan bu bir daha sonra sorunlar açıktır. Yurt dışında bulunan demokra tik örgütlerin yerine getirmeleri gereken önemli görevlerin bulunduğunu belirtme ye gerek yok. Faşist cuntaya karşı yurtdışında mücadeleyi güçlü kılmak, onu teşhir etmek çalışmalar sırasında öncelikle göz önünde bulundurulması gereken bir görevdir. Bu görevin gereği gibi yerine getirilmesi yalnız dış ülkelerde cuntaya karşı daha geniş kitlelerin ve demokrasi güçlerinin harekete geçirilmesini sağ­ lamaz, aynı zamanda Türkiye ve Kürdistan'da faşizmin yarattığı ağır baskı koşulları altında bulunan yığlnlara da maddi vP moral destek :-:a,zandırır. sanatkarın ak Faşist cuntanın iktidarİ ele geçirmesinden sonra gerçekleştirilen en güçlü ~e geniş protesto eylemi 8 Mayıs günü Duisburg'da yapılanıydı. Kuşkusuz F.Almanya'da bulunan demokra tik örgütler açısın· w Şurası açıktır ki bu toplantılara katı­ Jan ve ortak bir eylemin gerçekleştirilme­ si için çabalıyan örgütler, azami programlarını savunamıyacaklarının bilincinde ler. Ayrıca ortak metinler e imza atan hiç bir grup veya örgüt, azami program ilkelerinden ve farklı olan temel düşüncelerinden vazgeçm!ş te sayılamaz. Bu nedenle de bu noktalar da yapılacak spekülasyonlar eylem birliğinin hayata geçirilmesi çalışma­ larına zarar verir. Toplantılara katılan ve faşizme karşı mücadelede kendilerine görev düşen bütün grup ve örgütler dönemin özelliklerini iyi hesaplamak zorundadırlar. Türkiye' de oyun oynanmıyor. işbaşma gelmiş olan faşist cuntanın ne yaptığı ve nereye varmak istediği ortadadır. Bugün işçi sınıfı­ nın, köylülerin, aydınların, küçük esnaf ve Yukarıda değinilen bazı olumsuz ta- vırlar nedeniyl e her ne kadar toplantılar uzun sürdü ve sonuç alınmasında güçlükJerle karşılaşıldıysa da sonuçta ortak bir platform üzerinde anlaşmaya varılması ve 2. yılını dotdurur ken faşist cuntanın ortaklaşa bir eyerole protesto edilmesi önemli bir başandır. l l Eylül günü Frankfu rt'ta yapılan yürüyüşe 30 bin dolayında kitle katıldı. Miting alanına toplanan ve kilometrelerce yürüyüş yapan onbinler ce işçi ve aydını­ mız bundan iki yıl önce yönetim i işgal eden faşist generaller çetesine karşı protesto seslerini yükselttiler. Onlar, geçen iki yıllık dönemin Türkiye ve Türkiye Kürdistanı'ndaki işçiler, köylüler , aydın­ lar ile esnaf ve sanatkar için karanlık bir dönem olduğunun bilinciyle yürüdüler ve hay kırdılar. Bu karanlık dönemk i her türlü demokra tik hak ve özgürlüğün ayaklar altına alınıp çiğnendiği, işkence çarkı- soygun düzeninin silahlı ve kanlı bekçisi' olduğunun bilinci içerisinde protesto seslerini yükselttiler. Bu eylem de açıkça gösterm ektedir ki, faşist cunta meydanın boş bırakıldığı­ nı ve sonuna kadar istediği gibi at oynatabileceğini sanmamalı.Bugün Türkiye 'de kitleler sessiz gibi göriinüyorlarsa da onların faşizme ve emperya lizme karşı olan kini günden güne büyüyor. Elbette halkJarımız kendiler ine azgınca saldıran ve hayatı cehenne me çevirenl ere karşı gür sesiyle günü geldiğinde haykıracak ve hak ettikleri dersi verecektir'. İşçi sınıfının ve diğer emekçi halk yığınlarının sesi burjuvazinin Amerikan marka top seslerinden kat kat gür olacaktır. ülkeyi kan gölüne çeviren, emperya lizme peşkeş çeken, Kürdistan 'ı askeri bir kışlaya döndüre n ve emperya list çıkarlar uğruna atom savaşı macerasına girmeyi bile düşünen fa- __.. Denge KOM KAR 9 şist İltieacı Behce t Aintek in şubat 1982 tarihinde, faşist cuntanın iade istemi üzerine, Federal Alman makamlarınca gözaltına alınmıştı. Halen tutuklu buluna n Alptekin, 12 Eylül darbesinden sonra Türkiye 'nin Avrupa ülkelerinden, "soygun, gasp ve adam öldürm e'' olayian na karıştığı gerekçesiyle iadesini talep ettiği yüzlerce kişi arasındadır. Geçtiğimiz iki yıl içindek i gelişme­ ler, ileri sürülen iddiaların asılsız olduğu­ nu; asıl amacın, cuntanın kanlı ellerini yurtdışına da uzatma k olduğunu açığa vuruyor. Berlin mahkemesi, "adam öldürme" gerekçesiyle iadesi istenen bir Kürt ilticaemın mahke me sonucu suçsuz olduğunu tespit ederek iade istemini geri çevirdi. Cuntanın amacının yurt dışındaki ilerici, yurtsever insanları bu yolla ölüm ağına düşürmek, yurt dışındaki işçiler üzerinde korku ve tedirginlik yayma k olduğu bilinmesine rağmen pekçok Alman mahkemesi ve makamları, halen Türkiye'deki faşist yöneti min yasalara bağlı olduğu , insan haklarına saygılı davrandığı savından hareke t ederek Kürt ve Türk ilti· cacılarının müracaatlarını redediy or. Onları ölümün kucağına gönder iyor. 1981'd e Hanau makamları tarafın­ dan Türkiye'ye gönderilen bir Kürt ilticacı, dönüşünden kısa bir süre sonra öldürül- pılmıştır. Di~ Neu, Die Tageszeitung gibi demokratık basın organları olaya yer verdi, Alman makamlaı:ının tavrını yerdiler. Birçok örgüt de dayanışma seslerini yükseltti. Vayanışma göster en Örgüt ve kişiler w .a rs i va ku rd olan Alman Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Eckart Spoo Türkiy e'de faşist cuntanın iktidar a gelişinde, ABD emperyalizmi,nin ve NATO 'nun oynadığı rol üzerinde durdu. Emperyalizmin, çıkarları tehlikeye girdikçe faşist rejimleri iş başına getirdiğini, Şili ve Türkiye 'nin buna birer örnek olduğunu belirtti. Federal Alman hükümetinin de bir yandan edmokrasiden bahsederken, diğer tarafta n Türkiye'de insanhaklarını en acımasız bir biçimd e çiğniyen faşist cuntay a her türlü desteği sağladığını ve bununs a onun demokrasi nlayışının ne olduğunu açık biçimd e .ergilediğini söyledi. Daha sonra yürüyüşe katılanlar adına hazırlanan ortak konuşma Kürtçe ve Türkçe olarak okund u. Ayrıca miting alanında buluna n ses sanatçıları da Kürtçe ve Türkçe türküler, marşlar okudu lar. Başarılı biçimd e geçen miting olgunca bir hava içerisinde son buldu. Eylemin başarılı geçmesi faşist cunta ve onun yardakçılarını telaşa düşürdü. Türkiye'de hertürlü demok ratik hak ve özgürlüğün yok edilmesini bu yüzden de insanlara baskı ve terör uygulanmasını yemüştü. terli görmüyor faşist güçler. Onlar FedeFrankf urter Rundschau gazetesi, 18 ral Almanya 'da da işçilerin demok ratik ağustos tarihli sayısında, İsviçre makamlahaklar dan yararlanmasını istemiyorlar. rı tarafından iltica talebi rededil en ve Faşist cuntanın özellikle Hürriy et gaTürk makamiarına teslim edilen sendikacı zetesi kanallıyla gerçek dışı haber yayaSevim Akbaş'ın işkence sonucu öldüriiidürak aklı sıra işçileri korkut maya kalkış­ ğünü yazıyordu. ması kemalizme ve ''Türki ük'' gibi zırva­ İadesi istenen Behçe t Alptek in'i ve '-l(lara karşı yürüyen insanları ''Türklük daha yüzlerce yurtsever Kürt ve Türk'ü .nun neresinde?" ve "Atatü rk'ün resaynı akibet bekliyo r. mini taşımadılar" gibi gülünçlüklerle suçlamaya kalkışması faşist cuntanın acziBehçe t'Je Dayanışma nin bir belirtisidir. Ama korku onları kurSüıiiyor taramıyacaktır. Kitlelerin büyüyen nefreti KOMK bunu yeterin ce kanıtıarnıyar mu? AR, kamuo yuna, milletvekilIerine yaptığı açıklama ile, Behçe t'in ölü- me gönderilmemesi için dayanışma \ağrı­ bulundu. Başta KOMKAR üyesi dernek ler olmak üzere pekçok yerli ve yabancı demok ratik kuruluş ve kişi adalet bakanına gönderdiği mektu p ve telgraflarla Behçet 'in serbest bırakılınasını iade edilmemesini talep ettiler; bağış gÖndermek suretiyle dayanışmada bulundular. Şu ana kadar toplam 1200 DM bağış yasında rg bulunmadığı vurgulandı. Konuşmacılardan birisi B. AL PT EK iN' iN TU TU KL AN MA SI TE PK iYL E KARŞILANDI .o generaller ve efendileri o gün yok olup gideceklerdir. Yürüyüş sırasında sürekli olarak cuntayı protes to eden sloganlar haykırıldı. Miting alanında ise yapılan konuşmalarda faşist cuntanın geliş nedenleri ve giriştiğ i eylemler ve en son olarak hazırlanmakta olan Anayasa üzerinde duruld u. Bu anayasarım faşist düzene geçiril mek istenen bir kılıf olduğu ve demok ratiklik le bir ilgisi C UN TA Ll W- EL AT EN w DIN HA T PR OT ES TO KIR IN Elman ya Federa İ sal çawa lı l, wu san lı gelek welate n dm, wek Frense , Swed Yunanİstane ji cuntay a faşist hat protestokınn. Lı Ewrupe lı hemberi hoviti, kuştın u le danen ve diktato riya faşist roj bı roj dıjayetike (muha lefet) mezın w ji u pek te. Bı hezaran Tırk, Kurd u kesen hevra isal pır cıvin, meşin u karen politik lı dıji cuntay a faşist ajotın. Zordes tiyen lı ser gelen Tırk u Kurd roj bı roj tuj u fıre dıbın. Hemfı ev yeka harbun u di_nbUna generalen faşist nişani me dı­ de. Iro nıjadperesti, şovenizm u kevneperestiya ku lı Kurdıstana Tırkiye dajo, raste-rast (direk) hebuna gele me hıldaye pebıyani bı lFA-Uluslararası Yabancı İşçi Dernekleri Forum u, Frankf urt Hukuksal Yardım Komitesi, Hesen Yabancılar insiyat ifi, IAF-Yabancılarla Evli Alman Kadınlan Birliği, Uluslararası Af örgütü 'nün çeşitli şube leri, Y eşilciler Göttin gen bölgesi Yönetim Kurulu, Göttin gen üniversitesi öğ­ renci Cemiyeti, Cumhu riyetçi Avukatlar Derneği, DKP-Schaumburg ve Aachen , Diakonisches Werk Duisburg, Aache n'dan şu örgüt ve gruplar: Teknik Yüksek Okulu öğrenci Birliği ve Yabancı öğrenciler Temsilciliği, Demok ratik Kadın insiyat ifi, Alman Barış Birliği, Alman Komünist Partisi (DKP) Yüksek Okul Grubu, El Salvadar Komitesi, Die Faiken-Almanya Sosyalist Gençliği, Federal Almanya-Küba Dostluk Derneği, Federal Almanya-Vietnam Dostlu k Derneği, Guas-Arap öğren­ cileri Birliği, Yunan Topluluğu, JUSOGenç Sosyalistler Yüksel Okul Grubu , Barış Silahsızlanma ve İşbirliği Komitesi, Kürt öğrenci Derneği (KSSE), Marksist öğrenci Birliği Spaptaküs, Filistin öğren­ ci Derneği (PSV), Sosyalist Yüksel Okul Birliği (SHB), Türk İşçi ve öğrenci Derneği (FİDEF üyesi), Kişiler: Anton Dierl (Yazar), Akira Peters, Heinke Keblawi, Klaus-Peter Wolf. • Jl şiya xwe. Hezeıı kolony alist bı hemu cuKarkeren Kurdıstan ya Demokratik u Kore fı tehren zordes tiye va carke dm dıxwa­ mita jı bo 'l'ırkiye Demokrasi lı Norweç zın gele me qır b ık m. bı hevra lı pe şiya balyoz xana Tır ki ye cı­ Lı Frense bajare Parise dı roja 11.9'vineke protest oye sazkırın. Dı ve cıvine ~n da bı sedarı kes lı dıji cu ntaye meşiyan da ne zkaya 90 kesi beşdar bu. u cu n ta ya faşist protes to kın n. Beri desDisa we roje dane evare Rexıstına pekırına_ meşi?e sempat izanen PSKT'ye Nawnetewiye Efukınn şevek çe kır. Dı şe­ bı zmane Tırkı-Frensi bı hezara n belavok ve d~ sekretere Yekıtiya Sendikayen dı nav karker en Tırk, Kurd fı bıyani da beAzat- Ivan Nolsdn ji ci gırt. Nunere Kolav kırın. mela Karkeren Kurdıstan ya Demok ratik ~sal_ lı Swe de ji bı hezaran jın-me r, dı şev e da peyıvi, lı ser zordes tiyen cu n tazar-ze çen xwe va lı dıji cuntay e meşiyan. ya faşist sekıni u hatına 2 saliya cu ntaya Federa syona karkeren Kurd bı xurti fı fı­ faşist lı Tırkiye protes to kır. reti dı ve meşine da cihe xwe gırt. Dı roja 1:2.9.1982'an da Komela ** * 10 Denge KOMKA R FAŞiZMiN iŞKENCE ÇARKLARlNDAN GECEN KURDiSTAN'LI BiR GENC' ANLATlYOR: , rg psikolojik yıkım yöntemid ir. IŞkenceler­ den işkence beğendiğimiz! bu yerden 15 gün sonra çıkarılarak gözaltına götürüldük. Burada çok şeylere tanık oldum. Bir gün Urfa'dan getirilmiş bir grupm. Bu gruptan bir çok insakarşılaştı la nın ağzında diş kalmamıştı. Bunlarda n biri Urfa ilinde önemli bir devlet görevi idi ... adındaki CHP 'li üstlenmiş Bana şöyle demişti: "Urfa M. Komutau'lığı binasında işkenceye alındım. Günlerce işkenceye maruz kaldım. Yanımda kardeşim de vardı_ Birgün işkence ağrılarma dayanamaz oldum, göz bağlarımı sert bir şekilde çekerek kopardım. Bana işkence yapanların herbiri bir tarafa geçerek, yüzlerini sakladılar. Ancak bunlardan ikisi yakı~ komşum oldukları için tanımış­ ku rd tım. .o !erin ellerinin arkadan bağlanmasını istegenerallerin darbesind en hedi. Bunun komutanlığın emri olduğunu men sonra içeri alındım. Ve içerde, yüzsöyleyip gitti. O gece sabaha kadar uvu. lerce devrimci, demokratın gözaltında olyamadım. zaten uyumak da olanaksı;dı. göznolu 4 sadece Bu duklarını gördüm. Gece yatarken bile birçok insan işkence­ altındaki insanlardı_ Ve o dönem 1 no'lunin psikolojik etkisi ile çığlık atıyordu. ri tutukevle ve dan 5 no'luya kadar gözaltı Burada bulunduğum 15 günlük sürevardı. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, sefer işkenceye alındım. E! parbirkaç de bumuş askeri sinemalar, okullar doldurul ayak parmaklarıma, kulak me, maklarıma lunuyord u. Artık bu insanları yeni zorlukdiğer organlarıma cereyan ve melerime ölelar be~liyordu. Kimisi işkencelerde Hepimiz saatlerce feryat rdu. bağlanıyo cek, sakat kalacak, kimisi de yıllarca haTKSP ile ilgili soGenellikle k, ediyordu pishane dehlizlerinde ömürlerini bitirecekda çıkarılan yurtdışın yanısıra, ruların lerdi. 12 Eylülden beri, dışarda halkımıza, Nu gazeteleRoja ve KOMKAR Denge içerde onların öz evlatları aydınlarına, ~i~le kimlerin ilişkide olduğunu, yurt alakarşı a insaniarın devrimci, demokrat ıçme nasıl girdiğini ve kimler tarafından bildiğine korkunç davranıyorlardı_ Bu dağıtıldığını ~oruyorlardı. Diğer taraftan, gözaltındaki insanların çoğu yerde yatırı­ birden fazla kişinin aranıp ta ailemden lıyor, yemek ve ekmek ise ölmeyece k kaişkenceci polisleri iyice amalap, yakalanm dar veriliyordu. n bıraktığı acının Işkenceni ştu. kudurtmu Tüm bu güç koşullar içerisinde iken yanısıra, işkence esnasında duyduğum r, bağlanıyo gözü hergün onlarca insanın ve ağzımda sakızlaşıp da dı­ polis jiplerine bindirilerek işkencehanele­ aşırı susuzluk istediğim ama birtürlü tütükürmek şarı tükenmez bitmez re götürülüyorlardı. Ve almak zorunda kaldı­ elimle p, küremeyi işkencelere tabi tutuluyorlardı. Ve birgün ğım tükrük .. liste bir um benim de içinde bulunduğ okundu, hazır bulunmamız istendi. Biraz sonra da tek tek dışarı çağrıldık, karanlık bir odaya sokulduk . içerde göz ğözü görmüyordu. Ancak, sivil polislerin olduğunu biliyordu k. Çünkü daha önce gidip gelen ark,adaşlanmıza da aynı şeyler yapılmıştı. Burada gözlerimiz özel olarak hazırlanmış bir bezle bağlandı. Yaklaşık 10-12. arkadaştık, peşpeşe tutulmamızı istediler. En önde bir sivil unsurun refakatı ile, bizi işkencehaneye götürecek jiplere doğru yürüyorduk. Ve nihayet jiple _bir hayli gezdirildikten sonra, çakıllı bir yerde indirildik. Yine peşpeşe tutunarak biraz yürüdük. Zemini düz olan bir yere getirilmiştik. Ve burası, yüzlerce devrimcinin aklını yitirdiği, sakat kaldığı veya öldüğü işkencehaneydi. üstümüz arandı, paralarımız, kemerlerimiz alındıktan sonra tek tek ismimiz yazıldı. O ara ben de ismimi söyledim. Karşımda olduğunu tahmin ettiğim biri bana dönerek "seni çoktandır bekliyoru z, nihayet geldin" demesiyle beraber, kafama ve sırtıma joplar yemeye başlamıştım bile. Oysa daha işken­ Burada sadece fiziki işkence yapıl­ ce odasına da alınmış değlidim. Nihayet yerÇeşitli k. kalınmıyor, aynı zamanda psikologötürüldü makla salona bir hepimiz lere oturtuldu k. öksürük ve inilti seslerin- jik olarak da işkencenin alası yapılıyor. den, burada çok sayıda insanın olduğu Birgün çağrılarak, oda kapısının camın­ belliydi. Ve insanın tüylerini ürperten bir dan içeriye bakmaını ve içerde yatan ölüyü tanıyıp, tanımadığımı istediler. Camın çığlık sesi geliyordu. Bu sesin insan beyni üzerinde bıraktığı etki ve acıma duygusu- her tarafı boyanmış, sadece iki göz yeri nu yazılı olarak tarif etmem imkansız bırakılmıştı. Içerde elektrik ışığı altında yatanın, Cafer Cangöz adındaki bir köy. gibi. Biraz sonra ben ve ... adlı bir arkadaş !üm olduğunu gördüm. Kendilerine tanı­ madığımı söyleyince, benim de akİbeti­ çağrıldık. Onların çağırdığı sese doğru yürüdük. Kolumuz dan tutarak, bizi birkaç min böyle olacağını söylediler. Yine birçok insanı idam sehpalarına metre ötedeki bir odaya götürdüler. Burada lastik veya kum torbası olduğunu tah- götürerek beyaz gömlekler giydiriyor, bomin ettiğim şeylerle sürekli sırtımıza ğazlarına ip geçiriyor ve idam edeceklerini söylüyorlardı. Bu hernekad ar görünüş­ vuruyorlardı. Yüzüstü yere yatmış ve acı­ lara tahammül etmeye çalışıyorduk. Bu te basit gibi görünüyorsa da ''işkencede birkaç sefer böyle devam etti. Gece içeri son nefesini" verecekler için,_ büyük bir giren bir yetkili benim ... adındaki kişiFaşist Ve buradan mahkeme ye çıkarıldık 2. nolu Tutuk ve Ceza evinir. hücresine konuldum . Kaldığımız hücre altlı üstlü iki yataklıydı_ Ancak burada 5 kişi kalıyorduk. Bu hücre, insan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek tüm olanaklarla hazırlanmıştı. Burada 20 gün kaldık- w w w .a rs i va Tutuklanıp tan sonra 5. nolu diye bilinen yeni yapıl­ Ceza ve Tutukevine götürüldük. Burada polis işkencesini aratmayacak, daha da katmerli işkenceler yapılı­ yordu. Kaldığımız koğuşun karşısında çocuk koğuşu bulunuyo rdu. Ve bu koğuştaki birçok çocuk, aranan ağabeyleri, babalan için getirilmişlerdi. Birçoğu da Türkçe bilınedikleri için, koğuşta Kürtçe konuşmak zorundaydılar. Ve bunun için birçok defalar onların tümünü falakarlan geçirmişlerdi. Yine birçok tutuklu koğuş­ tan dışarı çıkanlıyor, hücreye götürülüp günlerce işkence yapılıyor, aç ve susuz bı­ rakılıyorlardı. Askeri eğitim bahanesiyle koğuştaki tutuklula r havalandırmaya çı­ karılıyor, askeri marşlar söylettiril iyor, (Devamı 13. Sayfada) mış Bağlar . - Denge KOMKAR I1 Ll D ld l• FA SI ZM E • TE KO Si NA KO M KA R' i D IM ES E Paşi hatına ~a {aşı.·st dı roja 12 İ/on I ~BO'~n. da lı Tırkiy 1ji h ış k tır u houtırcunta ajot. Paşi ve bela re ş 2 sal bu h ırın, le ıro ev zordes e_ ~ Kurdı~tana '!'ırkiye __lı ~er gelen .me zorde stike' 7:'::\ tı u le dane n {aşı st h ın ı ı ze Jı destpÇ ke uır da, Feder asyon u K ome/e '"" 1 n Karke ren Kurdıstan lı E lmany a Federal-KOM tır dı bın. .. , KA_R_ lı dı~ı. ve şist lı hemu ( ~u'!taya fa· waren tekoşine da pır xebat pe kani. Dı uan xe_bat an da ~ar~er~n K~rdıslan bı \-l(an lı hem u bajar, nauçe u Jıe [en E lmany a Feder u ?ııehatı cıh gırtın: al bı lchrekı şoreşuanı dııı uc sazum ana generak~ıfı a/en {aş ıst şer kır. Ev şer u tek oş ina iro bı tehrek i h ın ji {ıretır dajo. .. . ., Redak siyan a Denge KOM KAR Jıe~a n~ha lı d_ııı _ . . _ ~c cı~nla?a [aşı!t_bı desle_ KOM KAR çı xebal ~e batan a gihandın Jıev, xal bı xallı hatına pekanın, hemu ıer rez kır u ve nwısarc pcşkcşı gu hdarıy a xwend cuana n dıkc: l "" ·' kır. Jı Tırki, çapkırın. testo mane * paşi hatına cuntaya faşist zareki hışkva cunta probo ve yeke belevokek bı zrElmani, Frensi u İngilizi·hat desti, le dan u eziyeteki gıran da man. Zar· zeçen van gırtiyen politik lı derva ti-bırçi u bek~s man. Jı bo pışgırti u alikariye bı deste KOMKAR kampanyeke fıre u demdırei hat vekırın. Dı ve kamp anye da ser 140 hezari DM hat berevkırın uev alikariya jı bo pıştgırtiye zar-zeçen gırtiyen politik ra hat şandın. xurt pek be, KOMKAR'e serhev gelek hang derxıstın, le hıne rexıstınan dest jı serhışki u sekteriye bernedan u bı sere xwe lı çend bajaren dın meşiyan. Lı Kurdıstana Tırkiye bı deste hezen kolonyalist zordestiyen behem pa u nediti lı ser gele me paşi cunta ya faşist hatın ajotın. Leşkeren Tırk dor lı gundan gırtın, * d. Se roja şunda KOMKAR'e bangi (gazi) hemu rexıstın u koruelen Kurd-Tırk kır ku jı bo ve cunta ya faşist hevra prote sto bıkın u hevra kar bıkın. Paşi ve bange 8 rexıstın gihiştın hev u dı ware xebat e da 7 rexıstına baweriyen xwe kınn yek. Kovara Denge KOMKAR, hejmara 20'an da lı ser batına cunta ya faşist dı rupela peşin da "ROJ ROJA QİRETE YE" bı vi navi va bendek çap kır. Dı keriki ve bende da dıhat go tın ku : " ... Le ev yek ji he ye ku, gele me dı diroka xwe da, pır caran hırç u hovitiya van zalıman ditiye. Gele me pır caran hatiye qırkınn, le jı deste wan ne hatiye ku pe ş iye lı tevgera g KOMKAR, dı rojtıra dın, bı or * J ak ur * ııZadiye bıgırın, agıre şoreşgeri lı Kurdıs ­ vemırinın. Ew, ve care ji nıkarın ... " * tane w .a rs iv Çawa KOMKAR'e, wusan ji hemu komel, komite u kesen ku bı KOMKAR 'e ra kar dık m lı dıji cu ntaya faşist despe kı­ rm bı xurti rawestın. Dı vi wari da lı Beriina Rojava meşineke mezın dı navbera rexıstmen Tırk u Kurda hat amadekı­ rın. Ser 2000 kes dı ve meşine da beşda r bU. Meşine dı roja 20.7.1 980'a n da despekır u Komela Karkeren Kurd dı ve meşine da bı çalaki ci gırt. Dı roja 27.9.1 980'a n da lı bajare Kolne hevalbenden 8 rexıstmen Tırk u ·urchiıeşineke pır m&ın pekan in. Dı meKovara Denge KOMKAR dı her bej~ine da nezka ya 3000 kesan lı dıji cunta ya faşist denge xwe bı hevra bılınd kınn u mara xwe da lı dıji ve sazumana generalen faşist pır tışt bı suret (şıkıl) va çap kır. a.ınta sosret kınn. KOMKAR bı hemu he- Dı bejmara 28'an da, dı ıilpela peşin da zen xwe va dı ve roje da lı dıji a.ı ntaye "Jı Generalen Faşist Nameke Vekıri" meşiya. · bı vi navi va nıvisarek hat weşandın. ·Dı ~jmara 21'an da, dı kovara DenHer sal dı cejnen Newroze da lı derge KDMK.AR'da bı Tırki bendeki dırej bı nave "Faşist Diktatörlük de Çöke cektir " wayi welat lı hemberi cunta ya faşist kar(Dikt atoriy a faşist ji we hılweşe) hat we- xebat en şoreşgeri bın ji zedetır blın. Cejşandın. Dı ve benda dırej da hemu aliyan na Newroze ne rojeke şahiye, bı taybe ti va batına ve cunta ye, rewşa Tırkiye u hı­ wek rojeke tekoşine lı dıji faşizme hat ne pırsen yekıti u eniye yek-yek hatıbun pirozkırın. Newrozen salen 1981 u 1982' an bı bawerike vi tehri va hatın piroz kı diyar kınn. rın. Hemu beşdar, guhdar u meva nen van Bı deste cu nta ye, ku ştına heval Metin AKSOY bı hışki hat protestokırın. Lı cejnan bı hevra denge xwe bılınd dıkır u gel ek kn:mı:!Ien KOMKAR lı ser ku ştına dıqıriyan "Bımre cu ntaya faşist", "Bıji vi hevale heja pır cıvin pekhatın. Paşi ve azadiya Kurdıstan", "Bıji yekıtiya karkehovitiya cunta ya faşist dı Denge KOM- ran u bıratiya gelan" ... Em dıkarın bejın ku dı dema rojen KAR 'da dıhat nıvisandın ku: ''TEKOŞİ­ NA ME NASEKINE". Disa dı ve bejma- Newroze nezik dıbun bı deste KOMKAR' ra Denge KOMKAR'da bı nave "Faşist e kar u xebat en lı dıji cunta ya faşist hın ji fıreh dıbun. Diktatörlüğün Maskesini DüşüreJim" benPaşi ku cunta ya faşist saleke xwe tı­ dek hat nıvisandın. (Hejmar 22). ji kır, dı roja 12.11 .1981 'an da lı bajare Paşi hatına cunta ya faşist lı Kurdıs­ tane bı hezaran welatparez, demokrat lı Kolne gelek rexıstın gihiştın hev u yeksakesen peşveru hatın gırtın. Ew dı bın zor- liya batına cuntaya faşist bı hevra protesto kınn. Jı bo dıji cuntaya faşist yekıtike * * * w w * * * * ra jın-mer, kal-pir hemu gundiyen beleng az dan ber ledanan u belayen gıran anin seren wan. Jı aliye dm xwastın gundiyan bışe linın m alen wan jı desten wan bıgrın lı çav berdan keri nane wan. Bı deste KOMKAR'e hemu ev zordestiyen nıjadperest lı şovenist lı ber çavim dıne-aleme yek-yek hatın raxıstın. Bı zımane Elmani, ingilizi lı Frensi KOMKAR'e hemu ev ledan, kuştın u zordesti gihande hezen demo krat u peşveru. Bı taybeti ·bı Elmani KOMKAR-Info dı vi wari da rolek mezın list. Jı aliye dm, dı nav rupelen kovara Denge KOMKAR'da gelek nameyen xwendekaren ku eziyet, le dan bı çaven xwe ditine, an ji bı xwe dı bın eziyet, zordestiyan da berxwe dane, hatın weşan­ dın. Carına ji hejmaren mexsu s lı ser van naman hatın çapkırın. Ev namana jı Dersime dıhatın, jı Bingole, Çolemerge... u carna ji jı Tırkiye dıhatın. Dı roja 2.11.1 981'a n da lı bajare Frankfurte 23 welatparezen Kurdıstane lı dıji ledan u kuştınen cunta ya faşist dest bı greveke xwebırçihıştıne kınn. Ve (Dılmahik lı Riıpela 13'an ) * 12 Denge KO\tKAK insanlara da küfiir öğretiyorlar. Bu çoluk çocuk sahibi kadın­ landa zorla götürüyorlar. Tabi çocukları­ nı beraber götürmesi yasak. Bu sefer çocuklar ortalıkta perişan oluyor. Tüm ailenin huzuru kaçıyor. Buda bir işkencedir desek daha doğru olur. S: Kürdistan 'a Afgan mültecileri yerleş­ tiriliyor. Halk bunu nasıl karşılıyor? C: Yurdunu seven herkes bunların gelmesine karşıdır. Çünkü bu adamların faşiz­ min yardakçılığını yapacakları kesin. Zaten onlar iyi adam olsalardı ülkesinden kaçmazlardı. Halk diyorki, faşist yÖnetim bizi aç ve topraksız bırakıyor. Evlatları­ miZ kardeşlerimiz bu yüzden göçetmek zorunda kalıyor. Bize açlıktan başka birşey vermiyen faşistler, afganlılara birşey veriyorsa bunun anlamı şudur: Bunlar faşist cuntanın çıkarlarını savunacak ta ondan. insanlara en aşağılık işkence yapan bu yönetimin insanlığından şüphe etmek gerekir. Bu maksatlıdır. Kısacası durumlar çok kötü. Halkımız­ da öfkelidir. Yeterki biz işçiler el ele verelim gücümüzü birleştirelim, o zaman bu zalimlerden kurtuluruz. Halk devrimcilerden birlik olmasını i~tiyor. yaşlı w w DiYARBA KlR CEZAEViN DEKi g BASKlLAR I PROTESTO ETTi Uluslararası Af örgütü Diyarbakır cezaevindeki koşullara ilişkin 18 ağustos 1982'de basma açıklamada bulundu. Yapılan yazılı basın açıklamasında: "Ağır ve insanlık dışı cezaevi koşullan yüzünden 100e yakın Kürt tutuklunun sağlık durumlarının gittikçe kötüye gittiğini ve yaşamlarından endişe duyulduğu'' belirtiliyor. Yerinde koşulları incele_mek için "UAö 'nün Türk elçiliği nezdınde res~en yazılı olarak izin için baş­ vurduğu ancak .. Türk makamlarının bu başvuruyu cevapsız bıraktığı" belirtilen açıklamada resmi makamların bu tavrı işkence ur ırkçı eğitime AF ÖRGÜTÜ or şeyin olmadığı propagandası yapılıyor. Anlamıyan anlatıyorlar. Atatürkçülüğü ULUSLAR ARASI d. sıl? C: Yüzkaı'ası. Okuma-yazma seferberliği­ ni bizzat hükümetin özel olarak yetiştir­ diği azıh faşistler yönetiyor. Sürekli olarak Kürtlerin Türk olduğu, Kürt diye bir- w .a rs rimci selamlar. Mannheim D.KOMKAR muhabiri. SORU: Kürdistan 'da gördüklerinizi kısaca anlatır mısınız? Halk bu gelişmelere ne diyor? . GEV AP: Tüm emekçiler faşist yönetim. den hoşut değil. Köylere komando baskınları tüm hızı ile devam ediyor. İnsanlar keyfi olarak tutuklanıp, işkence görüyor. Mısto'nun torunları habire gözdağı veriyor. Bu baskıların yanında halkın maddi sıkıntısı da çok. Pahalılık ha bire artıyor. örneğin 1 torba un 3500 TL, ı torba şe­ ker 6000 TL, ı metre basma 350 TL, bir kat elbise ı3.000 TL, bir işçinin aylık ücreti ise ı2 ile ı5.000 arasında. İnsanlar çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını gideremediği için ailelerde geçimsizlikler başgös­ teriyor. Şehirde çalışan işçi ·elektrik ve su parasını ödiyemediği için karanlık ve su musluğu kurumuş evlerde sürünüp g~diyor. Zaten et yemek diye birşey yok. Gıdasızlık bu seferde hastalıklara yol açı­ yor. Doktora gideceksin, doktor parası yok. Doktor muayenesi küçük yerlerde 2000 şehirde 3000 TL. Birde İstanbul veya Ankara'ya hastanı götürmek zorunda kaldınmı yandın demektir. İnsanların çoğu bu yüzden ya ölüyor veya yarım adam oluyor. Bu arada birşey daha eklemek istiyorum. Temmuz ve Ağustos aylarında Maraş, Antep ve Urfa bölgesinde Kolera salgını başgösterdi. Birçok insanımız doktorsuzluk ve ilaçsızlık yüzünden öldü O bölgede durumlar bayağı perişan, zaten faşist hükümet elini bile uzatmıyor. Bizim ölüşiimüze zaten seviniyorlar da. Bunun yanında devlet dairelerine gitmek mesele olmuş. Hele Türkçe bilme- Cunta ya Ka.rs• . Tepki ler Art1yo r: kınanıyor. UAö · 12 Eylül sonrası çok sayıda Kürdün tutuklandığına, kendilerine iş­ kence altında zorla düzmece ifadelerin imzalatıldığına ve buna dayanarak insanların cezalandırıldığına dikkati· çekiyor. ak Arkadaşlar izinden dönen Kürdistanlı bir işçiyle yaptığımız söyleşiyi size gönderiyoruz. Yararlı olacağı kanısındayız. Dev- dinmi vay haline! Kürtçe kesinkes yasak. Tt>k kelime bile. ifade alındığında assuzabıt tutuyor. Tabi keyfi isbaylar tt'diği gibi. imzalamak için sana uzattı­ ğında, imzalamarn dedinınİ hemen başlı­ yorlar tekmelemeye ve zorla imzalaHık­ tan sonra da buda faizidir diyorlar. S: Rüşvet durumu nasıl? C: Rüşvetin en alası var. Fakat küçük memurlar değil, onu bizzat büyükler alıyor. özellikle karakol ve jandarma merkez komutanları ve askeri belediye reisleri. Silahı olmayan köylüleri toplayıp merkeze götürüyorlar. Orada zorla para aldıktan sonra bırakıyorlar. Paranda yoksa feci şekilde dövüp, işkence ettikten sonra salıveriyorlar. S: Okuma yazma seferberliği açılmış, na- iv "M1sto 'nun Torun lari Habir e GÖzdaği Veriy or la·r ,, ULUSLAR ARASIHU KUKÇULA R K<?MiSYONU FAŞiST CUNTA YI KINADI Uluslararası Hukukçular Komisyonu (IJC) 2 Eylül 1982'de Cenevre'de yaptı­ ğı açıklamada: "Türk askeri makamlannın mahkemelerde Kürt tutukluların haklarını gaspettiklerini ve insanhaklarımı ayaklar altına alındığını ''belirterek bu tutumu kınadı. Avusturyalı Avukat Conrad Meingast geçtiğimiz ay beş tane mahkemeye IJC adına gözlemci olarak katıldı­ ğını ve gözlemleri ~o nucu ''tutukluların işkence gördüğünü, insanlıkdişı aşağılık yöntemlere maruz kaldıklarını, ve düzmece ifadelerin kendilerine zorla kabul ettiriirliği" kanısına vardığını açıkladı. Bunun dışında Meingast özellikle olarak tutuklu sürelerinin mahkeme önüne çıkarılmaksızın uzatılınasını askeri mahkeme salonlarında askerleri~ güç gösterisinde bulunmasını" sert bir dille eleştirdi. Bunun dışında, "avukatların tutuklularla mahkemeden kısa bir süre önce bir nöbetçi nezaretinde kısaca görüşme yaptırılmasını" da hukukdışı bir kural olarak niteledi. Hergeçen gün maskesi sürekli düşürü­ len faşist generaller çetesinin bu hünerlerini tüm Avrupa kamuoyu biliyor~ Gittikçe tecrit olan faşist cuntayı emperyalist efendileri de kurtaramıyacaktır. işkence ve katliamların hesabını halkımız mutlaka soracak tır. ''haksız Denge KOMKAR 13 ÇARKLAR lNDAN GEÇEN .. !(Baştarafı Sayfa 10'da) rılıyordu. Falaka, yemek vermeme cezası, hemen hemen haftada bir iki defa görülen l>ezalar arasındaydılar. Ki, yemekierin içi· ne çoğu kez çok önceden askeri depolarda kalmış etler konuluyor, bununla da yetinıneyip sabun, tursil vb. deterjanlar bı· rakılıyor, 100 kişinin kaldığı koğuşlarda tuvaJet sorunu, bayağı sıkıntı veren bir sorun oluyordu. Birgün koğuşa getirilen yemek karavanalarının içindeki yemeğin, kendiliğinden kaynayıp taştığını görmüş- tüm. Ve bu yemek tuvalete döküldü, ama içerisine neyin atıldığı meçhuldü. Aynı baskı ve işkence, eviatıarına sahip çıkmak isteyen, ziyaretlerine gelen tutukluların anneleri, babaları, ailelerine de yapılmak isteniyor. Birgün ziyaretime gelen dayımın oğlu ... , görüşme esnasında apar topar alınıp götürüldükten sonra, uzun zaman haber alamadım. Ancak daha ınra öğrendim ki, ziyaretime geldiği için ı arkadaş doğruca işkencehaneye götürülmüş ve orada bir daha ziyaretime gel- ıneınesi için kendisine işkence yapılmış. Ki bu tür olaylara Diyarbakır hapishanesi önünde çokça rastlamak mümkün. Ve nitekiın başka birgün tutuklu bulunan ... adındaki kişinin annesi, abiası ve 3 yaşın­ daki yeğeni ... ·un ziyaretine gelirler. Bunları arayan kadın polis, okuma-yazma.sı olmayan ve Türkçe bilmeyen bu yaşlı annenin çantasına kendi eliyle bildiri koyar ve az sonra bu kadının· çantasından bildiri çıktığını iddia eder. Bunun üzerine hapishanenin kapılan açılır. Anne, kızı ve üç yaşındaki torunu içeri alınırlar. Anne olanları bir türlü anlayamaz. Çünkü, bildiri gerçekten kendisine ait değildir. Oysa bildiri, onların tutuklanması için polisin başvurduğu bir komplodur. Asıl suçları, ağır hükümlerle yargılanan oğullarının ziyaretine gelmeleridir. Ve bu süre içinde yaşlı anne ve özellikle de kızına yoğun iş­ kenceler yapılır. 3 yaşındaki çocuğun çığlıklarına, feryatlarına rağmen, annesine yapılan bu işkence dinrnek bilmez. Ve birkaç ay sonra bırakılırlar. İşkenceyi yapan cezaevi sorumlusu bir yüzbaşıdır. Daha önce Dersim'de görevli iken, oradan alınıp cezaevine getiril- miştir. Çoğu zaman işkenceleri bu komando yüzbaşısı yapar, bir de bunun bir "mehmetçiği" vardır (Karsh Şerafet­ tin) Bunların tutuklulara yaptıklan İşken­ ceyi Diyarbakır hapishanesinde yatan insanlar unutmayacaklardır. • Birkaç ay sonra aynı komando yüzbaşısı, işkencecilerle beraber 4 yıldan beri tutuklu bulunan ... adındaki tutukluyu işkenceyle korkunç bir şekilde öldürürler. Ardından anne ve babasına bir telgraf çekilir. "Oğlunuz intihar etti. Gelin cenazesini götürün." Yine çocuk koğuşunda yatan 16 yaşında Ermeni asıllı bir tutuklu bulunmakta. Bu tutuklu iki de bir yüzbaşı tarafından koğuştan alınıp, "sünnet etmeye götürüyorum , onu müslüman edeceğim" diyerek, işkenceye götürülüyor. Saatlerce işkence yapılıyor. Bu tutuklunun tek suçu ise Ermeni olması. rg güneşin altında saatlerce bekletiliyorlardı. Havalandırmada bulu· nan lağım suyunun kapağı kaldırılıyor, tek tek tutukluların kafası bu sulara batı· süründürülüyor, ku rd .o FAŞiZMiN IŞKENCE işkencecilerin yaptıklan yanlarına kalmıyacaktır. Döktükleri her halkımızın özgürlük ateşini damla kan, alevlendire- cektir. Diyarbakır LI DIJi FAŞiZME TEKOŞiNA KOMKARE DlMEŞE (Dumahika Rüpela ll'an) karen ·hevkariye hın ji pe ş ta çfın. Jı kır. Jı ber ve baweriya rast gelek caran hıber ve yeke dı roja 8.5.1982'an da lı baja- ne rexıstın dı ware hevkariye da bedeng re Duisburg'e 19 rexıstmen Tırk-Kurd bı man fı şunda vekışyan. hevra lı dıji cuntaya faşist meşiyan. Lı Ev bfı 2 salan cuntaya faşist lı ser ne~kaya 25.000 kesan dı ve meşine da texte. Le nıha hemu rexıstmen Tırk-Kurd beşdar bfın. Hemfı komel, komite fı kesen jı bo protestokırma ve sazfımana geıierahevalbenden K OM KAR lı meşina bajare !en faşist we dı ll 'e ilone, isa! lı bajare Duisburg'e da cih gırtın. Lı ser serfırazi- Frankfurte hevra bımeşın. Dı ware hevya ve hevkariya hezen peşverfı, dı rfıpe- kariye da pekanina ve yekıtiye bı rasti la peşin da Denge KOMKAR nıvisıbu ku; gaveke pır serfıraze. Jı bo ve meşine he'Erne Hemfı Bı Hevra Zora Faşizme Bı- _ mu komel fı rexıstınan bı hevra bangek bın". belavkırın. Dı keriki ve bange da hatiye Bı rasti lı dıji faşizme dı ware hevnıvisandın ku; kariye da ev meşina kareki pır heja u ga"WERIN, EM ll'e İLONE LI BAveke pırpeşketibu. JARE FRANKFURTE BI HEVRA KOMKAR'e jı despeke vırda, dı he- BIMEŞIN" mu kar u xebaten xwe da tu car ev cu nta u * * * we karen xwe Vır şunda ji KOMKAR faşizm jı hev cuda nekır. Bı rasti ev cunta lı dıji cu ntaya faşist hın ji we ze de bıke bı xwe cuntake faşiste. Bı ve baweriye va KOMKAR 'e ne bı zareki nerm fı şırin va, heta ev sazfımana kevneperest hılweşe fı ı; şuna we serdestike demokratik saz bıbe hertım bı zareki hışk va ev cunta protesto ev tekoşina we bajo. ' KAN- ZULüM VE y AGMA (Baştarafı Sayfa 5'te) şist si va * * .a r greve 41 rojan ajot. Dı nav van rojan da 'KOMKAR'e bı aktifi pıştgırtiya ve greve kır fı ev 21 karkeren grevkar tene nehişt. Dı dema ve greve lı Frankfurte dajot, lı gelek helen Elmanya Federal jı aliye dın pır greven pıştgırtiye ji hatın pekanin. Dı ve greve da 395 hezar belevok bı zınane Kurdi, Tırki u Elmani hatın belavkırtn, 285 rexıstınan pıştgırtiya greve kırm, 115 rojneme-kovaren bıyani şun dane greve u 25.000 DM alikarl hat berev kınn. Redaksiyana kovara Denge KOMKAR paşi bı serfırazi xelasbfına greve bı Tırki fı Kurdi kovar cu da çap kır. KOMKAR'e dı ve deme da lı Konseya Ewrfıpe, lı Parlamentoy a Ewrfıpe fı bı gelek nuneren rexıstmen dın va pey·ndiyen xurt pekani fı lı dıji cuntaye . ,re kare n xwe hın ji fıreh kır. Lı Elmanya Federal, dı navbera rexıstınen demokratik da lı dıji cuntaya fa- * Ceza ve Tutukevinde n çıkmış bir tutuklu w w w ha uzun süre tahammül edemiyeceğini biliyorlar. Bu yüzden de şimdiden halkımızın özgürlük mücadelesini kan ve terörle bastırmanın hazırlıklarını yapıyorlar. Tüm bu faaliyetleriyle faşist generaller çetesi, Türkiye'yi bölgede bir savaş ocağı, emperyalizmin bir sıçrama tahtası haline getirmiş bulunuyor. Faşist cunta, barışın ve insanlığın düşmanı kan emici bir karekterde olduğunu dışa yönelik saldırganlığıyla da göstermiş bulunuyor. Faşist cunta, Kürt halkının İran ve Irak'ta silahlı ayaklanma biçiminde gelişen Kurtuluş mücadelesinden ürküyor. iran-Irak savaşı nedeniyle barış ve insanlık düşmanı cuntamn telaşa kapılması, sözde bu iki ülkeyi barıştırmak için ordan oraya koşup durması, gerçekten savaşa karşı olduğundan değildir. Bir yandan İran'daki Humeyni rejimine karşı ABD kontrolünd eki Şah yanlısı güçleri barındmp siJanlandınyor, diğer yan- dan ise dostluk ve kardeşlik laflarıyla sözde iran-Irak savaşını sona erdirmek için çabalıyor. Bu telaşlı çırpın­ ma aslında Onun, bu iki ülkeyi barıştırıp, tüm güçlerini Kürdistan'a seferber etmelerini isteıresin:len kaynaklanıyor. Yoksa savaş hayranı çetenin gerçekten bölge barışı sağlamak diye bir sorunu elbette yok. Tam tersine o ABD emperyalizminin sadık bir uşağı olarak savaş çıkarmak için hazır bekliyor ve uygun ortam arıyor. Kısacası, geçen iki yıllık uygulama, faşist cuntanın Türkiye halklarına cehennem hayatı yaşattığını; açlık, yoksulluk, zulüm ve işkenceden başka birşey getirmediğini açıkça ortaya koymuş bulunuyor. Bu yüzden de · halklarımızın önünde duran acil görev, faşizmden kurtutmak ve bir demokratik halk iktidarı kurmaktır. Emekçi yığınların çıkarı bunu gerektiriyor. Gün bu uğurdaki mücadeleyi güçlendirme günüdür. • • • Denge KOMKAR 14 futbolisteki Sovyetler Birliği'ne gidip geri geldi. Bize izienimlerini anlatması için ricada bulunduk. Anlattıklarını size iletiyoruz. Yayın­ larsanız Denge KOMKAR okuyucuları Sovyetler Birliği 'nde ki yaşam hakkında kısaca da olsa bilgi sahibi olmuş olurlar. D.KOMKAR Mannheim muhabiri •••• w w .a r öteden beri dünya devletlerinin bir çoğu Sovyetleri kötülüyorlardı. Çeşitli fraksiyonlar ve sözde dini savunan bazı çevreler de aynı şeyi yapıyorlar. Benim ise aklıma takılıp durdu, acaba bu ülke nasıldır diye. öyle ya, kimisi namus yok, kimisi hürriyet yok, kimisi orada insanlar aç diyorlardı. Hatta bazıları ise daha da ileri giderek orada kimse bacısını, kardeşini tanımaz diyordu. Ben ise sonunda gittim ve gözlerimle her şeyi gördünı. Sovyetler Birliği'nde en çok hayret ettiğim şu oldu: İnsanlar birbirlerini çok sevip sayıyorlar. Aynı yakınlık ve dostluk yabancılara da gösteriliyor. Birçok ülke dolaştım ama Sovyet insanının terbiyesini ve dürüstlüğünü hiç bir yerde göremedim. Küçüklüğümüzde hep söylüyorlardı, So\ryetlerde çocuk aile terbiyesi almıyor­ muş diye. Oysa gözlerimle gördüm ki çocuğa devlet ve aile iyi bakıyorlar. Zaten aile sevgisi olmazsa, anne baba çocuklarla ilgilenmezse o ülke nasıl bugünkü duruma gelebilir ki. Açık. söylüyorum, böyle bir şey ileri sürmek yalandır ve Sovyet ülkesine hakarettir. oradaki insanlara saygı­ sızlıktır. Ben bu konuyu oradaki insanlara açtım. Onlarsa sadece bana güldiller ve anne-baba nasıl olur da çocuklarıyla ilgilenmez diye hayretle sordular. Orada okullar çok mükemmel. Her çocuk kendi anadilinde eğitim yapıyor. Gene ötedenberi söylenen ve benim kafaını kurcalıyan bir konu da dindi. Küçüklükten beri bize anlatır ve oradaki insanların ibadet etmeleri zorla engelleniyor deniliyordu. Ama ben açık ve tertemiz kilisiler, camiler gördüm. İstiyen gidip ibadet edebiliyor, kimse bu yönden onlara baskı yapmıyor. Ama şu da varki dini kendi çıkarı için araç eden, onu istismar ederek halkı birbirine düşüren din tüccarlanna, sahte politikacılara da rastlanmıyor. Sovyetlerde bu iş çoktan tarihe w kanşıp gitmiş. Yetişkin insanlar hem çalışıp hem de okuyabiliyorlar. isterlerse birini bırakıp diğerini tercih etmek te mümkün. Çalış­ ma Türkiye veya Almanya'dakine benzemiyor. Canı istiyen istediği bir işçinin kolundan tutup atabiliyor bu ülkelerde. Ama Sovyet ülkesinde bunun lafını bile edemiyor kimse. Fazla mesai yok, akord sistemi yok, erkekler 7, kadınlar ise 6 saat çalışıyorlar. İşsizlik diye bir sorun mevcut değil. İnsanlar patraniara değil, topluma hizmet ediyor l Goram - DİNA MO MOSKOVA - Ecoyev laweki kuı:den Sowyetisbı nav denge. Ew dı ware da pır je hatiye. Bere G. Ecoyev dı koma Tıblise da dılist. Le nıha ji dı koma "Dinamo Moskovaye" da roleke mezın gırtiye. Mamosteye T.R.S.S. emegdar jı bo wi gotiye; "G.Ecoyev jı xı­ rab nalize, texnika wi bılınde, ew baş peşiya xwe dıbine ıl dızane ki lı kuye (Rojnama Sporte Sovyet Meha Gulane -1981). Dı meha 7'an da G.Ecoyev bı koma Dinoma Moskovaye va hate bajare Erevane. Dema ku ve kome lı hemberi koma Erevane dılist, rojnemevane "Riya Teze" Pırıske Mıhoyi bı G. Ecoyev va hevpeyvinek jı bo kovara "Denge KOMKAR" pekani. Jı jer em ve hevpeyvine peşkeşi xwendevanen xwe dıkın. 11 tane ye. Ü zor ıı listıka fotbole ku rd .o Bulunduğumuz yörede bulunan işçi tanıdıklarımızdan birisi kısa ·bir süre önce Okullara gittim, sınıfları gördüm. Sı­ ıııflar 10-12 kişiliktir. Bir sınıfta 13 kişi buiaınazsınız. Sovyet devriminin yapıldı· gı tarihten bu yana yapılanlar öğretiliyar çocuklara. Daha önce de söylediğim gibi herkes kendi anadilinde eğitim görüyor ve hiç bir halkın dili kültürü baskı altında değil. Her halkın anadilinde yayınlar var. örneğin gittiğim yerde, Kürtçe, Ermenice, Tatarca, Gürcüce ve Türkçe yayınları bir arada gördüm. Okulda Kürt çocukları önce Kürtçe eğitim görürler, sonra Gürcü, Ermeni ve Rus dillerini öğrenirler. Bir Gürcü ve Ermeni de Kürtçe öğreniyor. Kürt ve Ermeni bilim adamlarını gördüm, onlarla konuştum. Çok memnun oldular ve samimi davrandılar. iŞçiyim diye o bilim adamları Türkiye 'deki gibi burnu havada, tepeden bakınadılar bana. Sovyet ülkesinde mühendisler, elleri arkasında işyerinde aylak aylak dolaşmı­ yor, işçilere tepeden bakmıyorlar. Onlar da kolları sıvıyar ve işçi gibi çalışıyorlar, kısım şefleri aynı durumdalar. Ev kiraları yok denecek kadar azdır. En büyük evlerin yıllık kirası, elektrik, su ve havagazı dahil 225 rubledir. Küçük evlerde ise bu 25 ruhieye kadar iniyor. Hastalara anında müdahale ediliyor. Hastaneler tertemiz ve bakımlıdır. Tedavi hizmeti parasızdır. Ayrıca evlere de doktor çağırmak mümkün ve mütehassıslar da dahil doktor hemen geliyor. 80-100 yaş­ larında çok dinç adamlar gördüm. Sarhoşluk, ayyaşlık ve bu yüzden başkalarını rahatsız etmek diye bir şeye rastlamadım. İnsanların parayla kötü üşler yaptıkları, kapitalist ülkelerdeki gibi ahlaksızlık yerlerine rastlanmaz. Gezdiğim yerlerde dil bakımından da zorluk çekmedim. Azerbeycan ve Bakü'de Türkçe konuştum. Hiç bir sıkıntım olmadı buralarda. Tiflis ve Ermenistan'da ise Kürtçe konuştum. Kendi kendime düşün­ düm ki, Türkiye'de Kürtçe konuşanlar ağır cezalara çarptırılıyor, Sovyetler'de ise bu dillere baskı diye birşey yok. Demek ki bize yıllarca yalan söyliyenler, bizi ezip sömüren ve dilimizi, kültürümüzü baskı altına alanlardır. Kendi suçlarını gizlemek için Sovyet ülkesine çamur atmışlar. Kürdistanlı bir işçi si va Arkadaşlar, h rg • insanlar Patronlara Değil Topluma Hizmet Ediyorlar • kurd . Kürt kızı Xanıma Ahmed Dikiş atölyesinde .. PIRS: Tu dıkari jı Kurden derwayi welat ra xwe bıdi nas? BERSİV: Ez dı sala 1961 'an da lı bajare Tıblise jı diya xwe bılme. Ez Iawe mılete Kurdım. Nave diya mm Nane Emo ye, nave have ının Şekroye Eli ye. Mm xwendına bılınd lı fakulta abori (ekonomi) lı zaningeha Tıblise xelas kır. PIR S: Listıka te kinge destpe kırir ıl tu çawa gihişti nav koma Dinama Mo kova? BERSİV: Ez hın de h sali bum, mm dest bı listıke kırıbıl, dı despeke da ji mm dı nav koma "Xorten Dinamoda" dılist ıl jı.sala 1981 'an vırda ez dıkoma "Dinamo Moskovaye da" dılizım~ PIRS: Heval Goram we lı kijan welate biyani listiye? BERSİV: Bele, lı Yugoslavye, ÇekosIovakye, Bulgaristan, Engiltere, Frense, Tırkiye ıl lı Macaristane. PIRS: Le hıln lı kidere serketın ıl lı kidere we da der? BERSİV: Em lı Tırkiye, Yugoslavye, Engiltere, Çekoslovakya serketın, le em Macaristane bınketın. PIRS: Bıraye delal, tu wexte xwe vala çawa derbaz dıki? BERSİV: Ez wexte vala bı tiyotra ıl wendına pırtılkan va derbaz dıkım. PIRS: Lı ser çı tu pırtır dıxwini? BERSİV: Beri her tışti lı ser gele xwe inım, jı m ın ra pır hewaskare ku serıatiya mılete xwe bızanıbım ıl herweha lı evine-dedektife ji dıxwinım. Denge KOMKAR 15 ~ we~onen 1 c u re -c u re Weşanen KOMKAR * Şefaq-Divana 6'an- Cigerxwın . . . . . . . . . . . . . . . . . 12 DM * Klam fı Meqamen Kur di-C emi la Celi l ... ... ... ... lO DM * Zmane Kureli- Qanate Kurdo . . * Zoz an- Celile Celil . * Berevoka Helbestvanen Kurd - Bali . . . . . . . . . . . . . . ıo DM * Rojnema Roja Nfı . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12 DM ........................ Xan fı Ro hat ... .. 7 DM· · * Rojnema Denge KOMKAR . . . . . 1 DM . . . . . . . . . . . . . . . . . ı DM Weşanen Partiya Sos yalist a Kurdıstana Tırkiye (PSKT 2. Bı zm ane Tırki ) * Parti üzerine - Kemal Burkay . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM * Kemalizm - Ahmet Taş . . . . . . * Bı Kurti.Jiyana Georgi Dimitrof. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 DM ........... * Milli Mesele -C. Aladağ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8 DM * Partiya Sosyalist a Ku retıstana Tırkiye (program) ... . . 3 DM .. 2 DM *Tü rkiy e Kürdistanı Sosyalist Part 3. Bı zm an e Elmani isi (Program) ... ... . 2 DM * Sozialistische Partei 1Urkisch-Kurdi *DieNationale Fra ge- İsmet S. V. . stans (Program )... 3 DM * Türkei Hilfe, tür wen . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 8 DM *İran ve İran Kürdistanı Devrimi . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM . * Rojnema Riya Azadi . . . . . . . . * Muttersprache-kurdisch . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4 DM . . . . . . ... . ·... ... ı DM . . . . . . . . . . . . . . . . 3 DM . * KOMKAR, Wer sind wir? . . . . . Weş anen RüN AH I . * Auslander Politik der BRD . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM * Mesele fı Meteloken Kurdi - O.Celil - C. Celil . . . . . . . . . . . . . . . . 2 DM ... * KOMKAR-Info . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 0.50 DM· * Manifestoya Partiya Komunist . . . . . . . . . . ... .. 7,5 DM . . . . . . . . 4 DM * Zewaca Bedıl -lsmayile Diko . . ı. Kaseten (şerit) Kurdi . . . . . . . . . . . . . . . . 5 DM Weşanen Dın * Kaseta f?ev_-zurne · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · 8 DM * Yek * Kaset-B~rtı ... · · · · · · · · · · · bın (hel best )Gun di . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5 DM · *Ka set Şexo · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · · 10 DM *Di e Türkei (J.Roth-K.Taylan) . . . . . . . . . . . . . . . . 9.80 DM · · · · · · · · · · · · · · ·ı o DM ~*D ~ Kaset-Arame Tigran ... .. · . · . · · · · · · · · · · · · · · ı o DM * evrimci-Demokratlar ve UDG üze rine · ö.Y . yay ... .. 3 DM Rojnema BERBANG . . . . . . . . . Weşanen RO JAN Ü . . . . . . . . . . . . . 1,50 DM * Kam ışh Katliamı-Mahmut Baksı . . *·Ro nak-D'va a 4'an rxw·n ı . . . . . . . . . . . . . . 5 DM n - c·ge ı ı . . * Zend-Avesta- Divana 5'an - Cigerxw. . . . . . .. . . . . . . . 15 DM. * Zaroken İhsan- M.Baksi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5 DM in ... ... ... ... 15 DM Bı zm ane Kurdi ak ur d. or g 1. D ui sb ur g' da rs iv RO HA T w w w .a BEREVOKA HELBESTVANEN KURD k ü lt ü r to p la ., t• •• ~ İşçi Dern ~ A~ustos günü bir kültür toplantısıeği 14 düzenDuisburg Kürdistan I. -_ i ledi. Çok sayıda işçi ve işçi ailesi bir araya geldi. Toplantı sırasında önce Kürdistan'da çevrilmiş bir film gösterild i. Ardından bulmaca çözme yanşması yapıldı ve rece alanlara ödülleri verildi. Kür det halk müziği dinlendi, govend çekildi ve deği­ şik illerin halk oyunları ndan örne kler sunuldu. Bu arada demek yönetim lundan bir arkadaşınıız, gerek Kür kurudistan'da hal~ımızın ve gerekse yurtdışı nda bul\lnan işçilerimizin karşılaştıkları soru lar ve görevlerimiz konusunda kısa nbir konuşma yaptı. Yurtdışında çalı zorunda bırakılan Kürdistanlı eme şmak rin birleşip kenetlenmelerinin kçileönemi üzerinde duruldu. Türkülerin söylenmesi, Kürt şairl den şiirler okunınası ve fıkra anla erin­ biçiminde süren kültür toplantısı tılması Kürdistanlı işçiler ve aileleri aras ındaki kardeş­ lik ve arkadaşlık bağlarının geli şmesine katkıda bulu ndu . Katılanl ar böylesi kül· türel toplantıların yararlarını dile getirdiler. ı *********************************** Denge KOMK AR her türlü yönteme başvurmaktan geri kalmıyorlar . Maddi ve manevi işkencenin ardı arkası kesilmiyor. Yönetim i ele geçirmiş ve kan dökerek , can' alarak varlığını sürdürmeye çalışan emperyalizmin maşa­ sı generaller çetesinin emrinde ki katil sürüleri, Kürdistan 'ın yurtseve r eviatıarına kaynakl arı halkımızın yararına kullanıl ­ burada da alçakça saldırıyorlar. Bu iş­ kuruyaşarn bir mış olsa, özgür ve mutlu çarklarında halkımızın nice yiğit kence labilir, i nsanlarımız endişelerden uzak yaeviadı sakat kaldı veya can verdi. ü lkemişıy ab ilirl e r. zin gerçek sahipleri olan yurtsever insanAma ne var ki bugün kimse ne ülkehergün yeniden ölümü göğüs! erken, lar, güzeldoğal mizin ze nginli klerinden ne de işgalciler işkence yapacak , kanını akıta­ liklerind en bahsedebiliyor. Çünkü Kürdiscak başka insanları aviama peşindeler. Ve itiltan kopkoyu bir karanlığın içerisine üstelik te yapılan fiziki işkence yeterli ı topraklar kendi Halkımız a. durumd m iş yor. Tutuklu lar manevi işkence görülmü Söüzerinde cehenne m hayatı yaşıyor. yüzünda tutuluyo rlar. örneğin : iğren­ talan altında ve sömürü düşman mürgeci seler ve mideleri bulansa bile Mustafa Keden leş kargaları gibi üşüşmüş bulunuy or mal' in övgülerini dinlemek, ırkçı -gerici to prak larımı za. marşları söylemek zohı nda bırakılmak giGangesterlik bir baştan diğer başa Asker'da. n Kürdista bi. gidiyor kadar almış Son aylarda Diyarbakır işkencehane­ ler, jandarmalar, polis güçleri köy ve kageüstüne baskı ve terör kat kat artış gösteraltını sindeki evlerin sabalan basıyor, di. ölü sayısı giderek yükseliyor. Tutuklu tiriyorlar. Genç, ihtiyar, kadın ve çocuk ların büyük çoğunluğu gezemiyecek duayı rımı yapılmaksızın meydan dayağın­ rumda. Sakatlığı bulunmayanı yok içledan geçiriliyor insanlarunız. Yoksul halrinde. kımızın binbir güçlükle sahip olabildiği Alınan son haberler e göre diğer birmailarına el konuluy or, hunharc a tahrip ve tutuklu gibi, TKSP davasından yartüfek" ok ç ediliyor. Tank, top, makinalı Nazif Kaleli ile Yılmaz Çamlıbel'e iyor. gılanan düzenlen r baskınla erlerle helikopt yeniden ağır işkence yapıl dı . Buna bağlı Haraca bağlanmış işçiler, yoksul köyolarak Nazif Kaleli kalp krizi geçirdi. Şu .. esnaf lüler, aydınlar ve anda ikisi de komada bulunuy orlar. FaAncak sömürgeci düşmanın zulmü şistler onlara tedavi yapmak gereğini bile ülDüşman . bununla da sınırlı kalmıyor duymarn aktalar. kemize fabrika kurmuy or,· işyeri açmıyor Son işkenceden bir süre önce bir baş­ ri cezaevle aneler, an:'ı a en modem işkenceh ka dava nedeniyle Ankara' ya getirtilen in şa ediyor. Buralard a ABD malı her çeYılmaz Çamlıbel, tanmınıyacak durumABD'li gene şi t işkence aracı mevcut. Ve daydı ve ayakta durarnıyordu. Güçlükle uzmania nn elinde, bu ülkenin kurumların­ konuşurken, Diyarbakır işkencehanesin­ cellat i da eğitilmiş çok sayıda işkencec olaylara değinmiş ve fazlaca yaşıya­ deki ane­ işkenceh bu cuntası Türk Faşist var. rini sanmarlığını söylemişti. Habilecekle mızı lerde devrimci ve yurtseve r insanları gibi daha önce aynı nedenle ğı bir tırlanaca onursuz r, geçiriyo erden işkencel a ğır esinde ifade vermek üzeMahkem Anayasa yaşama itiyor. Yavuz Koçoğlu da tutuklu getirtilen re çok en adı 'da n Kürdista bugün İşte er üzerinde durişkencel yapılan e kendisin duyulan ve yalnızca Kürdistan'da değil, ğünü söylemişti. döküldü asit bahsbaşına muş, isminden yerinde çok bir n dünyanı Ama adı "Yüce Divan" olan hakkaba zlar edilen doğal güzellikler veya tarihi eserler ir. merkezid kulübü, "vatan, millet" aşkına olacak ki işkence ır'daki Diyarbak değil, bu söylenenleri duymarnazlıktan gelmiş­ B urası daha şimdiden Hitler'in toplama ·buluerişmiş şöhrete· ti. Gene Diyarbakır'da sürdürülmekte olan ayannda . k ampları TKSP davası duruşması sırasında tutuklunuyor . Diyarbakır işkence merkezinde sölardan Metin Çiçek, kendisine yapılan işmü rgeci -faşist çeteler insanlık düşmanı kenceleri anlatırken, üç gün buz deposunda bekletildiğini söylediğin'de haltim olarak davayı sürdüren kukla ''V ah vah vah, nerdeyse beni ağlatacaksın" deyip O 'nunla alay etmeye yeltenmiş tL Şunu belirtelim ki, faşist sömürgeci cuntanın yaptıklannı şaşkınlıkla karşıla­ mıyoruz. Onlar Mustafa Kemal geleneğini devarn ettiriyor lar. Onların kürdista n' da halkımıza yaptığı baskı ve estirdiği terör, işgal altında tutulan ve sömürgeleştirilen ülkelerde düşmanın yerli halka her zaman uyguladığının aynısıdır. Sömürgeci güçler sömürge insanın uyanışını engellemek ve kurtuluş mücadelesini bastırmak için insanlığın hiç bir zaman unutamıyacağı ve daima lanetliyerek anacağı suçlar işledi­ ler. İngiliz sömürgecileri, Hindistan 'da Bengaldeş 'te kendi karları tehlikey e girmesin diye milyonlarca insanı katlettiler, açlığa mahkum ettiler. Onların neden olduğu kıtlık milyonl an kırdı geçirdi. Sö mürgeeHer Çin hal,kını Afyonladılar . Çinliler buna karşı çıkınca da kendi araların­ da birlik sağlıyarak bu ülkeyi işgal ettiler ve gene milyonlarca insanın kanını akıt­ tılar . Fransızların Cezayir halkına karşı giriştikleri soykırımı hala tazeliğini koruyor. Amerikan emperyalizminin Güney Vietnarn'da, kukla rejimle ortaklaşa yaptığı işkence ve katliarnlar, doğayı bile tahrip etmek için yarattığı vahşet tüm insanlığın hafızasında tazeliğini koruyor . Hitler'in işgal ettiği ülkelerde onmilyon~ larca kişiye karşı yaptıklarını kimse unutarnaz. Bugün Güney Afrika 'da ırkçı rejimin siyah halka karşı yürüttiiğü işkence, terör ve katliamlar devarn ediyor. İsrail saidmsı sırasında Filistin halkına yapılan­ lar gözönündedir. İşte faşist cuntanın yaptıklan da bundan farksız değil. Diyarbakır ve daha Y başka işkencehanelerde N. Kaleli, i yapılan e nicelerin daha ve Çarnlıbel kenceler hep aynı nedene dayanıyor. Ama sömürgeciler her türlü insanlıkdışı yönteme başvurmalarına rağmen halkların uyanışını ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin zaferini durdurarnadılar. Faşizm kan dökmesine rağmen insanlığın gözünde lanetlenmekt en kurtulamadı. Faşist cuntanın sonu da bundan farklı olmayacaktır. w w w .a rs iv ak ur ü lkemiz Kürdistan 'da dünyaca ·ünlü pek çok d o ğal güzelliklere sahip Turistik bölge ve tarihi eser var. Dağları, ırmakları, göll eri ve verimli ovalany la oldukça namlı d ır Kürdista n. Yeraltı ve yerüstü kaynaklar yönünden zengindir. Eğer ülkemizin Yoğunlaşt• d. or g Dlyarbak•r~da ... enc ele r lak • Mercen Aboneyan : 6 mehi ıo. DM, sali 20 DM. Abone şartları: 6 aylık 10 DM, yıllık 20 DM. Hesap-No : Postscheckamt Frankfu rt Konto-N r. 405767 - 606 X w edi Sahibi IJI. Federasyona Komelen Karkeren Kurdıstan lı Elmanya Federal · Navnişan: 6000 Frankfu rt, Savi"gny Str. 75, Federal Almanya Berpırsiyar IJıı> Sorumlu . A. Saydam • IMPRESSUM Hei-ausgeber: KOMKAR .Föderat ion der Arbenervereine aus Kurdistan in der BRD Verantw ortlicher Chefred aktuer: A. Saydam Druck : Eigendruck