T. B. M. M. B : 71 teklemek, ilaç sanayiiini kalkındırmanın yegâne yolu ve koşuludur. BAŞKAN — Lütfen bağlayınız efendim. ARSAN SAVIAŞ ARPACIOĞLU (Devamla) — (Bağlıyorum Sayın Başkanım. Üretiminden itibaren, ithalatta, gerek hammad­ de, gerekse hazır müstahzarların ithalatının bu bir­ liklere tek elden verilip, yalnızca kâr motifine dönük değil de, aradaki spekülatörlerin de oyunlarını dev­ let kontrolü ve devlet denetimiyle önlemek suretiyle - yalnızca halka ucuz ilaç yansıtmak değil - araştır­ ma ve geliştirme koşullarını kendi öz kaynaklarına yönelik olarak hem teşvik etmiş hem de ilaç sanayiin­ deki bağımlılığın önüne geçilmiş olur. Zira, ilacın bir sanayi malı olduğunu unutmamak gerekir, özel­ liği ise, sosyal içerikli bir üründür, tedavi metaıdır. İlaç fiyatlarının belirlenmesinde yaklaşık iki yıldır uygulanan çarpık politika ve fiyatlardaki serbestlik, ilacın, sosyal içerikli ürün olma özelliğinden çok şey yitirdiğini ortaya koymuştur; fakat asıl yitiren, ilaca gereksinimi olup da alamayan halkımızdır. Kendi özkaynak ve dengelerine dayanmayan bir sanayi, millî ve gerçek bir sanayi olamaz; parasını başkasının öde­ diği siyasal yönetime demokrasi demlemeyeceği gibi. Yüce kurula saygılarımı sunuyorum. (DSP ve SHP sıralarından alkışlar). BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Arpacıoğlu. Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Hamdi Özsoy; buyurun efendim. ANAP GRJUİBU ADINA HAMDİ ÖZSOY (Af­ yon) — Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tür­ kiye'de ulusal ilaç politikası ve sorunları ile ilgili Mec­ lis araştırması açılması hususunda konuşmak üzere söz almış bulunuyorum; yüce heyetinizi, Anavatan Partisi Grubu ve şaihsım adına saygıyla selamlarim. İlaç endüstrimizin bugün ulaştığı seviyeyi daha iyi değerlendirmek için, biraz, mazisine göz atmak ge­ rekir: Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'dan ilaç endüstri­ si konusurida bir birikim devralmış değilkür. İlk müs­ tahzarlar aspirin, kiirain ve dovert tabletlerdir, 1915' lerde üretilen müstahzarların sayısı 30'dur. İlaç endüstrimizin temeli, 1928 yılında, 1262 sa­ yılı İspençiyari ve Tılbbî Müstahzarlar Kanunu yü­ rürlüğe girince atılmıştır. Bu kanun, Doktor Refik Saydam tarafından düzenlendi ve halen yürürlükte­ dir. Ayrıca bu kanunun, çok ileri bir görüşle hazır­ landığını da görüyoruz. 3 . 3 . 1987 O: 1 1950'li yıllarda, ülkemizde, ilaçların büyük bir (bölümü ithal edilmekteydi. O yıllarda Sınaî Kalkınma Bankasının kurulması ve uzun vadeli endüstri kredi­ lerinin verilmeye başlamasıyla, ilaç endüstrimizde bir atılım dönemine girildi; küçük iaboratuvarlar mo­ dern fabrikalara dönüşmeye başladı. Bulgun, ilaç sanayimiz, ülkemizdeki diğer sektör­ ler arasında en gelişmiş olanıdır. Ayrıca, bu sektörü­ müzde üretilen ilaçlar Avrupa standartlarındadır. İlaç sanayimizin bu iki temel özelliği ile de, her za­ man övünmek hakkımızdır. Sektörümüzide genel olarak 119 firma faaliyet göstermektedir. Bunların 8'i yabancı sermayeli olup, diğerleri yerli sermaye ile faaliyet gösteren kuruluşlardır. Sayın milletvekilleri, ülkemizde faaliyet gösteren 119 ilaç fabrikasından 8 "i yabancı sermayeli demiş­ tim; bunlardan 3 fabrika İsviçre, 2 fabrika Alman, 2 fabrika Amerikan, 1 fabrika da İngiliz menşelidir. Ülkemizkiek'i ilaçların pazar payları ise; yerli ilaç sa­ nayii yüzde 63, İsviçre menşeli yüzde 18, Alman menşeli yüzde 11, Birleşik Amerika menşeli yüzde 7, İngiliz menşeli yüzde l'dir. Yıllardan beri bu oran ddğişmemiştir. Ancak, Bakanlığımızın uygulaması ile yatırıma yönelen yerli ilaç sanayiinin, önümüzdeki yıllarda bu oranı aşacağı muhtemeldir. tlaç adedine baktığımızda: Sektörümüzde 1984 yı­ lında 475 milyon birim kutu üretim, 1985 yılında 490 milyon, 1986 yılında 500 milyon birim kutu üre­ tim gerçekleşmiştir. İlaç endüstrisinde 8 600 civarın­ da istihdamı mevcuttur. İlaç sanayimiz bu ilaçları üre­ tirken, birtakım hammaddeleri yerli olarak karşıla­ maktadır. 1985 yılında 136 milyon dolarlık, 1986 yı­ lında 135 milyon dolarlık ilaç hammaddesi ithalatı yapılmıştır. Türkiye'de üretilen ilaç hammaddelerin­ den, 1985 yılında 10 milyon dolar, 1986 yılında da yaklaşık 15 milyon dolar tutarında ihracat yapılmış­ tır. İlaç sanayiinin millî gelir içindeki payına gelin­ ce: .Sektörün gayri safi millî hâsıla içindeki payı, binde 84 olmuştur. İlaç, hata kabul etmeyen bir mamuldür. Üretimi de özel bir itina ister. Üretimi iki gün süren ilacın kalite kontrolü 16 günde tamamlanır. Öyle sanıyorum ki, ilaç fabrikalarının en önemli yatırımları, fabrika binaları ve makineleri değildir; yıllar boyu kalitele­ rini titizlikle koruyarak, markalarına kazandırdık­ ları güvendir. Toplumda bu güven kazanılmadığı takdirde, ilaç satışı mümkün olmaz. İlaç, müşterisine doğrudan hitap etmeyen tek endüstri mamulüdür, — 223 —