YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI e-bülten 2015/1 Cemevlerinin İbadethane Sayılması SAYIN BELEDİYE BAŞKANIM, Laik, demokratik hukuk devletinde en temel kural devletin bütün inançlara eşit uzaklıkta olması; inançlar arasında ayrımcılık yapmamasıdır. Ancak ülkemizde bütün vatandaşlardan toplanan kamu kaynakları, ayrımcılık yapılarak sadece belirli bir mezhebe mensup vatandaşlarımız için kullanılmakta, diğerleri AİHM kararına rağmen, yok sayılmaktadır. Oysa ülkemizde birlik ve beraberliğin, dinler ve mezhepler arasında kardeşliğin sağlanması; devletin kendini vergilerle finanse eden bütün dinlere mensup vatandaşlarına aynı uzaklıkta olması ve ayrımcılık yapılmaksızın eşit hizmet sunmasına bağlıdır. Laik ve demokratik bir devlette nerenin ibadethane olduğuna siyasal iktidar sahipleri karar veremez. İnanç merkezleri ve ibadethaneleri inananları var eder ve yaşatır. Buna ancak o inanç kimliğine sahip insanlar karar verebilir. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı da 2013 yılında Hükümete sunduğu Raporda ““İbadethane tanımını ne devlet ne de Diyanet yapabilir. Hangi inançtan olursa olsun, kişiler ibadetlerini nerede yapıyorsa oraya ibadethane denilebilir. Aleviler Cemevlerini ibadethane olarak tanımlıyorsa, karşı çıkmanın gereği yok” şeklinde çok olumlu bir yaklaşım sergilemiştir. CHP’nin siyasi yaklaşımın temelinde her türlü ayrımcılığı dışlayan ve bu topraklarda yaşayan herkese eşitlik yurttaşlık, özgürlük ve kardeşlik anlayışı içinde yaklaşan evrensel sol anlayış vardır. 3.5.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Arazi ve arsa düzenlemesi” başlıklı 18’inci maddesinin birinci fıkrasında, belediyelere imar hududu içinde bulunan arsa Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI e-bülten 2015/1 Cemevlerinin İbadethane Sayılması ve arazileri malik veya diğer hak sahiplerinin rızası aranmaksızın düzenleme yetkisi verilmiş; aynı maddenin 3.12.2003 tarihli ve 5006 sayılı Kanun’un 1’inci maddesiyle değişik üçüncü fıkrasında ise düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ibadet yeri gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, 3.7.2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, belediyelerin mabetlerin yapımı, bakımı ve onarımını yapabilecekleri belirtilmiş; “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin beşinci fıkrasına 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı Kanunun 18’inci maddesiyle eklenen “Belediye ve bağlı idareler, meclis kararıyla mabetlere indirimli bedelle ya da ücretsiz olarak içme ve kullanma suyu verebilirler” hükmü ile belediyelere ibadet yerlerine indirimli veya ücretsiz su verilmesi yetkisi tanınmıştır. Bu yasal düzenlemelere göre “Arsa ve arazi düzenlemesi” sonucunda ortaya çıkan düzenleme ortaklık payları “ibadet yeri” olarak tahsis edilebilecek; belediyeler mabetlerin yapımı, bakımı ve onarımını yapabilecek ve belediye ve bağlı idareleri belediye meclisi kararıyla mabetlere içme ve kullanma suyunu ücretsiz veya düşük ücretle verebileceklerdir. Ancak; Cumhuriyetçi Eğitim ve Kültür Merkezi Vakfı (CEM Vakfı), Yenibosna’daki Cemevinin elektrik tüketiminden cami, kilise ve sinagoglar gibi muaf tutulması talebiyle 2006 yılında açtığı davada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cemevlerinin ibadethane olmadığı yönündeki görüşüne dayanarak yerel mahkeme davayı reddetmiş; Yargıtay da verilen ret kararını onamıştır. İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine CEM Vakfı, davayı AİHM’ye taşımıştır. Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI e-bülten 2015/1 Cemevlerinin İbadethane Sayılması AİHM, 2 Aralık 2014 tarihinde oybirliği ile verdiği kararla, Türk hukukunun sadece tanınmış dinlerin ibadethanelerinin elektrik faturasını üstlenip Cemevlerini bu statüden yoksun bırakmasının “din temelinde farklı uygulama” anlamı taşıdığını not ederek, inananları tarafından Cemevlerinin ibadethane kabul edildiğini belirtti ve Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ayrımcılığı yasaklayan 14’üncü maddesini ve “inanç özgürlüğünü” güvence altına alan 9’ncu maddesini ihlal ettiğine karar verdi. Anayasamızın 90’ncı maddesine göre, iç hukukumuzun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne karşı Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine iptal davası açılamadığı gibi AİHM kararları da Türkiye açısından bağlayıcıdır. Bu bağlamda, Cemevlerinin ibadethane/mabet olduğu AİHM kararıyla tescillendiğinden, Belediyelerin Cemevleri için arsa tahsis etmesi, yapım, bakım ve onarımını üstlenmesi ve bedelsiz veya düşük bedelle içme veya kullanma suyu vermelerinde hukuksal herhangi bir engel bulunmadığı gibi bunları yerine getirmek belediyelerin yasal görevleridir. Maalesef Hükümet AİHM’nin kararına rağmen iç kukumuzda gerekli düzenlemeyi yaparak sorunu tamamen ortadan kaldırmaktan kaçınmaktadır. Buna rağmen yukarıda açıklanan yasal dayanaklar esas alınarak bazı belediyelerimizce Cemevlerinin ibadethane sayılması; cami, kilise ve sinagoglar gibi belediye hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli yararlanması yönünde meclis kararları almaya başlamışlardır. Ancak bu tür girişimlerin sınırlı kalması bazı bölgelerde Alevi vatandaşlarımızın inanç özgürlüğü ve gerekli belediye hizmetlerinden yararlanırken başka yerlerde yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır. Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI e-bülten 2015/1 Cemevlerinin İbadethane Sayılması Yukarıda açıklanan nedenlerle CHP’li belediyelerimizin Alevi vatandaşlarımızın inanç özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması, ibadet yeri olarak kabul edilen Cemevlerine de diğer ibadet yerlerine sağlanan imkanların sağlanarak evrensel olan inanç özgürlüğü konusunda yapılan ayrımcılığın ortadan kaldırılması için gerekli çalışmaları yapılması çok doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu kapsamda CHP’li belediyelerimizin “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 2 Aralık 2014 tarihli Kararı, 5393 sayılı Belediye Kanunun 14/b ve 15’nci maddesinin 5’nci fıkrasının son cümlesi uyarınca Cemevlerinin ibadet yeri sayılması ve diğer ibadet yerlerine tanınan haklardan ayrımcılık yapılmadan yararlandırılmasına karar verilmiştir” şeklinde gerekçeyle belediye meclisinden gerekli kararı alabilme yetkisi bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal gerekçelere göre CHP’li belediyelerimizin gerekli hassasiyeti göstererek alacakları kararlarla Alevi vatandaşlarımıza karşı inanç özgürlüğü konusunda yapılan ayrımcılığın ortadan kaldırılarak inanç özgürlüğünün yaygınlaşmasına ve böylece ülkemizde inanç ve mezhepler arası kardeşlik duygusunun gelişmesi, birlik ve beraberliğin güçlenmesine katkı sağlayacaklarına olan inanç ve güvenimizi belirtmek istiyoruz. GÜRSEL TEKİN Genel Sekreter SEZGİN TANRIKULU Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı VELİ AĞBABA Genel Başkan Yardımcısı YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Örnek Meclis Kararları Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı e-bülten 2015/1 YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Örnek Meclis Kararları Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı e-bülten 2015/1 YEREL YÖNETİMLER GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Örnek Meclis Kararları Veli Ağbaba Genel Başkan Yardımcısı e-bülten 2015/1