M. Meclisi B : 47 tisadi teşebbüsleri, üniversiteler ve Danıştay gibi Anayasadan güc alan millî kurumların te­ mellerine teksif etmiş bulunmaktadır. Oysa ki, Anayasamızın mucip sebepler lâ­ yihasında da veciz bir şekilde ifadesini bulmuş olduğu üzere; sözü edilen muhtar müessesele­ rin sosyal yapı içinde yer alması ve gelişmesi hürriyetlerin ve demokratik düzenin temi­ natıdır. Oturduğu ve barındığı çatının temellerine dinamit koyan gafil misali, asırlık mücadelele­ rin ve milletçe büyük fedakârlıkların mahsulü, hürriyet içinde dengeli ve süratli bir maddi ve mânevi kalkınmayı mümkün kılacak olan bu müesseselere âdeta ilânı harb etmiş bulunan Demirel'e ve Hükümetine muhataralı bir tutumun içinde olduğunu hatırlatmayı görev saymak­ tayız. Sayın Demirel'in teminatına ve Sayın Cihat Bilgehan'm «Partizan bir idarenin emrinde olmıyan», namuslu bütün memurlar yerinden alınmamalıdır» tarzındaki beyanına rağmen, namuslu, başarılı ve tarafsız idare âmir ve me­ murları ile savcıların, keyfî ve indî takdirlerle kütle halindeki nakil ve tâyinleri, politik, sos­ yal ve ekonomik alanda tahripkâr bir partizan­ lığın, ciddiyetten uzak bir Devlet idaresi an­ layışının şaşmaz işaretini vermektedir. Partileri ve iktidarları zümre hâkimiyeti ve partizan zinniyette maskesini bulan kayır­ malar, haksızlıklar ve adaletsizlikler inhilâle ve izmihlale sürüklemiştir. Yakın tarih ibret levhaları ile doludur. Hükümet Programında; .... «Artık rejim me­ selesini, sistem ve siyasi düzen dâvasını tar­ tışma sınırı dışında tutmak gerektiğine inanıyo­ ruz.» diyen Sayın Demirel'in, tek parti hâki­ miyetini tesise ve muhalefeti tasfiyeye matuf gölgeli maksatlar taşıyan Seçim Kanunu tasarı­ sını ve memleket gerçeklerine, adalet ilkele­ rine aykırı, 27 Mayıs inkılâbına göre düş,ürücü Af Kanunu tasarısını, bütün iyi niyetli uyar­ malara sırt çevirerek, süratle kanunlaştırmaya gayret etmesi, Hükümet Programında vadedilen huzur ve rejim tartışması yaratmama va'di ile bağdaşması imkânsız bir davranıştır. Halka mutluluk, refah ve kardeşlik va'di ile iktidara gelen bir idarenin, ilk işi kısır rejim çekişmelerine yol açacak hatalı hareketlere gi­ rişmek değil, binbir maddi ve mânevi sıkıntı 16 . 2 . 1966 O :3 içinde, bunalan halk kütlelerine, ekmek ve iş temini düşünmek olmalı idi. Kütlelere vadedilen refah, bir türlü varlığı ve sosyal ve ekonomik bünyedeki zararları ka­ bul edilmiyen enflâsyonist baskıların sebebolduğu fiyat artışları yüzünden uzak bir hayal haline getirilmektedir. Hulâsa : Demirel Hükümeti 3 ay içinde Programında ifadesini bulan görüşler ve Ana­ yasanın mâna ve muhtevası ile yüzde yüz bir çelişme içine düşmüş bulunmaktadır. Sayın milletvekilleri, Maddi sıkıntılara ve mânevi çaresizliklere ciddî tedbirler getirmiyen idarelerin tarih bo­ yunca halkı uyutmak ve sıkıntılarını unuttur­ mak için başvurdukları yol, irticai okşama ve tahrik yolu olmuştur. Aziz Atatürk'ün aynen ifade ettiği üzere, «Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Sâf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleri ile aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuynuz, dinleyiniz, gö­ rürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, hara­ beden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir. Onlar her hayırlı hareketi dinle karşılarlar, halbuki hamdolsun hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız, ar­ tık bizim dinin icaplarını, dinin yasaklarını öğ­ renmek için şundan bundan derse ve akıl ho­ calığına ihtiyacımız yoktur . . . . » Anayasamız, 2 nci maddesi ile lâikliği Dev­ letin temel ilkeleri arasına sokmuş ve 19 ncu maddesi ile de vicdan hürriyetini tanzim etmiş, son fıkrasında ise «Kimse, Devletin sosyal,' ikti­ sadi, siyasi veya hukukî temel düzenini, kıs­ men de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya şahsi çıkar veya nüfuz sağlama amaciyle, her ne suretle olursa olsun, dinî veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu ya­ sak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kış­ kırtanlar kanuna göre cezalandırılır; dernekler, yetkili mahkemece ve siyasi partiler, Anayasa Mahkemesince temelli kapatılır.» hükmünü vazetmiştir. Siyasi Partiler Kanunu da 92 ve mütaakıp maddeleri ile lâikliğe aykırı davranışları yasak­ lamıştır. Hal böyle iken, seçimlerde bâzı muhaliflerini dinsizlik, komünistlik gibi haksız isnat ve if-