BÎRÎNCÎ OTURUM Açılma saati : 15,00 BAŞKAN — Başkanvekili Nurettik Ok KÂTİPLER : Sadi Binay (Bilecik), önal Sakar (Manisa) • BAŞKAN — Millet Meclisinin 19 ncu Biri e âmini açıyorum. 3. — YOKLAMA BAŞKAN — Yoklama yapılacaktır. Sayın üyeler lütfen elektrikler yandıktan sonra beyaz düğmelere bassınlar. Yoklama devam ediyor," lütfen acele ede­ lim, arkadaşlar. Yoklama muamelesi bitmiştir. Müzakere için gerekli çoğunluğumuz mevcuttur. Müzakereye geçiyoruz. 4. — Başkanlık Divanının Genel Kurulua sunuşları : 1. — Kastamonu Milletvekili Ahmet Şevket Bolıea'nın, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanu­ nunun bâzı illerde yanlış uygulanmasının ve özel­ likle çırakların da işçi sayılmasının iş hayatında ve iktisadi gelişmemizde olumsuz etki yaptığına dair demeci. BAŞKAN — Sayın Şevket Bohça, gündem dışı söz teklifiniz yerinde görülmüştür. Sosyal Sigortanın bâzı illerde tatbik seldi hakında.. Bu­ yurunuz. ŞEVKET BOHÇA (Kastamonu) — Muhte­ rem arkadaşlar; birkaç gün önce yapmış olduğum seyahatte karşılaşmış olduğum bir noktayı hu­ zurunuza, getirmeyi vazife bildim. 506 sayılı Ka­ nunun tatbikatından olarak Sosyal Sigortaların bâzı vilâyetlerde tatbik ediliş şekilleri vatandaşı hakikaten üzmekte ve pek çok iş sahibinin ve bu arada bizzat işçiyi himaye gayesiyle tatbik edilen noktaların işçiyi üzmekte olduğunu tespit etmiş bulunmaktayım. Tosya'ya kadar yapmış ol­ duğum bu seyahat sırasında gördüm ki, gerek Kastamonu'da gerekse Çankırı'da sosyal sigorta- . larm bir kişi çalıştıran iş yerlerine de tatbik edi­ lişi tatbikatta birçok aksaklığın ortaya çık­ masına sebebolmaktadır. Bu arada bir noktayı bilhassa kaydetmek icabediyor: Bir kişiye tatbik edilen Sosyal Sigorta maalesef çıraklık müessesesini de zedelemektedir. Her hangi bir berberin yanında, bir kasabın ya­ nında, bir demircinin yanında çalışan bir çırak, işçi muamelesine tabi tutuluyor ve Sosyal Sigor­ taya dâhil ediliyor. Dikkat edelim, çırak işçi midir, yoksa talebemidir? Bizim görüşümüze göre çırak, her şeyden önce talebedir, işçi değildir. Bir berberin yanın­ daki çırağı, bir kasabın, bir demircinin yanında­ ki çırağı ortadan kaldırdığımız zaman herşeyden önce bu insanların yetişme imkânını ortadan kal­ dırmış oluruz. Binaenaleyh, işçi haklarını koru­ yoruz derken çıraklık müessesesini bu arada biz­ zat iş sahalarının yarına insan yetiştirme imkâ­ nını ortadan kaldırıyoruz demektir, öyle ise bu noktanın tatbikatta bilhassa nazarı itibara alın­ ması icabetmektedir. Bunun yanıbaşmda bir kişi çalıştıran mües­ seseler hanıgi müesseselerdir. Geniş iş imkânına sahibolan müesseseler mi, büyük sermayelerin harekete geçtiği müesseseler mi? Hayır! Daracık imkânı ile, daracık bütçesiyle günlük geçimini temin etmeye çalışan vatandaşlarım meydana ge­ tirdiği müesseselerdir, öyle ise bunları hem ma­ lî (balkımdan ağır bir külfet altında bulundur­ muş oluyoruz, hem de her ay beyanname ver­ mek gibi lüzumsuz bir kırtasiyecilikle başbaşa bırakmış oluyoruz. Arkadaşlar, biz Hükümet da­ irelerindeki kırtasiyecilikten şikâyet ederken bu kiüçülk iş sahalarımı kırtasiyeciliğe boğmamız her halde doğru olmıyacaktır. Binaenaleyh, buna bir hal tarzı bulunmasını Hükümetimizden has­ saten rica edeceğim. Bu arada iş imkânlar imim çok dar olduğu yerlerde, Kastamonu, Çankırı gibi yerlerde, bu tatbikatın pilot bölge olarak seçilip ele alınması — 462 —