T.B.M.M. B : 64 tor tarafından yürütülen ithal ikamesine dayalı sanayileşme modeliyle de bütünleş­ miştir. Değerli milletvekilleri, uygulanan bu kısıtlayıcı politikalar, ülkemizin gündemi­ ne, birbirine bağımlı olmak üzere iki ana problem getirmiştir. Birinci problem, kambiyo ve dış ticaret kısıtlamalarının ih­ lalinden doğan suçlar ve cezalardır; ikin­ ci problem ise, dış rekabete kapalı ve dü­ şük kapasiteli yerli sanayiin her geçen gün daha fazla himayeye muhtaç duruma düş­ mesidir. Yatırımların ve kaynakların hemen hemen her alana yayılması ve dağıtılma­ sı, başta enerji ve ulaştırma sektörü olmak üzere, darboğazlar meydana getirmiş, bu olgu da, problemleri daha da artırmıştır. Kısıtlayıcı politikaların uygulandığı dönemlerde, döviz ve dış ticaret yasakla­ rının ihlalinden doğan olayların, kamuo­ yunu en fazla ilgilendiren ve meşgul eden olayların başında geldiği görülmektedir. ithalat ağırlıklı olayların, 1918 sayılı Kanun çerçevesinde gümrük kaçakçılığı olarak, döviz ağırlıklı olayların da 1567 sa­ yılı Kanun çerçevesinde kambiyo kaçak­ çılığı olarak incelendiği, değerlendirildiği ve kamu makamlarınca takip edildiği her­ kes tarafından bilinmektedir. 1970'li yıllara gelindiğinde, ödemeler dengesi probleminin çözümü için ihraca­ tın ciddî şekilde teşvik edilmesinden baş­ ka alternatif bulunmadığı ve bu yola gi­ dildiği müşahede edilmektedir, ihracatta vergi iadesi ödemeleri, gerçek bir teşvik primi olarak bu dönemlerde uygulanma­ ya başlanmıştır, ihracat teşviklerinin ge­ nişletilip yaygınlaştırılmasından sonra, ka­ muoyunun gündemine haksız vergi iade­ leri konusu da gelmeye başlamıştır. 28 . 2 . 1989 O : 2 si olayları, vergi mevzuatı ve Türk Ceza Kanununun "Evrakta sahtekârlık" hü­ kümleri çerçevesinde değerlendirilip takip edilmektedir. Haksız vergi iadesi alınma­ sı davalarında, 1918 Sayılı Kanunun uygu­ lanması için gerekli değişiklikler ilk defa 1983 yılında yapılmıştır. Gerçekleştirilen bu değişiklik ile, ihracatta haksız vergi ia­ desi almak için eşyanın kıymetinin yük­ sek gösterilmesi, bu kanuna göre tekip edi­ lecek ve cezalandırılacak bir fiil haline ge­ tirilmiştir. 1984 ve müteakip yıllarda, herkesin bildiği gibi, kambiyo, dış ticaret ve sana­ yileşme politikalarında köklü değişiklikler yapılması yoluna gidilmiştir. 1567 sayılı Kanunda gerekli değişiklikler yapılmış ve kambiyo tahditlerine son verilmiştir. Dış ticaret rejimleri serbestleştirilmiş, kota, tahsis gibi kısıtlayıcı uygulamalar yürür­ lükten kaldırılmıştır. Ekonomi, tedrici bir şekilde dışa açılmış, ihracat teşviklerine devam edilmiş, devlet, elindeki kaynakla­ rı, başta enerji ve ulaştırma olmak üzere, altyapı yatırımlarına tahsis etmeye başla­ mıştır. Sayın milletvekilleri, bu politikalar sonucunda, sanayide kapasite kullanımı hızla artmış, gayri safî millî hâsılada önemli yükselmeler sağlanmış ve ihracat, 1980 yılındaki 2,9 milyar dolar seviyesin­ den, 1987 yılında 10,2 milyar dolar sevi­ yesine çıkmıştır; hatta, 1988 yılının ilk 11 aylık döneminde, ihracatımız, 10 milyar 162 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır... BEYTULLAH MEHMET GAZİOĞLU (Bursa) — Borç?.. DEVLET BAKANI YUSUF BOZKURT ÖZAL (Devamla) — ... yıl sonun­ da 11,5 milyar doları geçeceğini um­ maktayım. İhracatın artması ve bu konuda Muhterem milletvekilleri, kamu ida­ önemli başarılar sağlanması, ihracat ola­ relerince, bu dönemde, haksız vergi iadeyını, Türkiye'nin önemli gündem madde46 —