İşiniz İçin Doğuş Reklâmı Seçin ÇOCUKLARDA KABIZLIĞIN 8 NEDENİ! Yaşa göre dışkı yapma sıklığının azalması ya da sert dışkılama olarak tabir edilen ve halk dilinde kabızlık olarak bilinen, tıp dünyasındaki adıyla “konstipasyon” sık karşılaşılan bir sorun. Kabızlık genellikle geçici süre yaşansa da, bazı durumlarda kronikleşiyor ve çocukta şiddetli karın ağrısı ile sık sık idrar yolu enfeksiyonu gelişmesi gibi önemli sorunlara yol açabiliyor. Kabızlık denilince aklımıza ilk olarak hiç kuşkusuz fast food tipi beslenme geliyor. Ancak aslında birçok etken çocuklarda kabızlık yapabiliyor. 1. Aşırı süt içmek Özellikle bebeklerde anne sütünden inek sütüne geçişlerde aşırı inek sütü tüketmek, katı gıdalara geçişler ve mama konsantrasyonunun değiştirilmesi kabızlığa en sık yol açan nedenler arasında yer alıyor. 2. Fast food alışkanlığı Eskiden meyve ve sebze yeme alışkanlıkları toplumda çok yaygın iken son zamanlarda bunun yerini fast-food tarzı beslenme aldı. Posalı ve sulu yemekler yerine katı gıdalarla beslenmek çocuklarda kabızlığı tetikleyen en önemli etkenler arasında yer alıyor. 3. Tuvalet ihtiyacını ertelemek Kabızlığa neden olan bir başka önemli etken de çocukların okula başladıktan sonra tuvalet alışkanlığını düzenleyememeleri. Okul çağındaki çocuklar okulda tuvalete girmemek için okul öncesi çocuklar da oyuna ya da çizgi filme dalmaları veya herhangi bir şeyle oyalanlanmaları nedeniyle dışkıyı yapmayı erteliyorlar. “Bu alışkanlık kabızlığı tetikleyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkıyor” diyen Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Latif Abbasoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Bunların yanı sıra katı dışkı yapma sırasında oluşan ağrıdan korktukları için bağırsak hareketlerini önleyen çocuklar bunu tekrar tekrar yaparak dışkılamayı engelleyebiliyor. Zamanla bu durum alışkanlık haline gelebiliyor. “ 4. Kullanılan ilaçlar Kronik kabızlık sorunu yaşayan çocukların çeşitli sağlık problemleri nedeniyle aldıkları ilaçlar da kabızlık yapabiliyor. Örneğin bebeklik döneminde kullanılan demir ilaçları bazen kabızlığı tetikleyebiliyor. 5. Çeşitli hastalıklar Bazı sağlık problemleri de kabızlığa yol açabiliyor. Örneğin tiroit hormonlarının az salgılanması anlamına gelen hipotiroidi en sık kabızlık yapan hastalıklar arasında yer alıyor. 6. Kalın bağırsakta sinir sisteminin iyi gelişmemesi Kabızlığa yol açan etkenlerden biri de kalın bağırsakta sinir sisteminin iyi gelişmemesi. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Latif Abbasoğlu eğer bu konuda şüphe varsa biyopsiye kadar giden süreçle sinir hücrelerinin mutlaka iyi gelişip gelişmediğinin ortaya konması, hücreler gelişmemişse bu durumda mutlaka cerrahi tedaviye başvurulması gerektiğini belirtiyor. 7. Makat bölgesindeki problemler Kabız olan çocuğun muayenesinde “anal fissür” denilen çatlakların varlığının mutlaka araştırılması gerekiyor. Çünkü bazen anüs olması gerekenden biraz daha önde yerleşmiş oluyor ve bu durum da kabızlığa yol açabiliyor. Bunun yanı sıra “anal stenoz” denilen, özellikle son yıllarda pediatri hekimlerinin farkındalığının sayesinde daha erken saptanan makat darlığı da kabızlık oluşturabiliyor. Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Latif Abbasoğlu bu sorunların da mutlaka tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Aksi takdirde kronik kabızlık sürecine davetiye çıkaran bir durum oluyor” diyor. 8. Psikolojik nedenler Aile içi sonuçlar, yeni bir kardeş, okula başlama, anne baba ayrılığı gibi durumlar da kabızlık sorunlarına yol açabiliyor. Haber Merkezi 29 Ağustos 2017 Salı Sayı 8032 7 BU BESİNLER CİLDİNİZİ YENİLİYOR! Sağlıklı, ışıl ışıl parlayan bir cilde sahip olmayı kim istemez ki? Üstelik cildimiz en büyük organımız olması itibariyle de şüphesiz büyük bir özeni hak ediyor. Peki, cildimizi tazeleyerek güzel görünmesi nasıl sağlayacağız? Harici olarak kullandığımız kremler, maskeler bir yere kadar. Sağlıklı bir cildin en önemli koşullarından biri sağlıklı beslenme. Doğru zamanda, doğru miktarda tüketilen besinler cildin birçok problemine çözüm olabiliyor. 1. Parlak bir cilt için yeşil yapraklı sebzeleri tercih edin Koyu renkli sebzeler hücre yenilenmesini sağlayarak cildin daha parlak bir görünüme sahip olmasını sağlıyor. Bu nedenle ıspanak, roka, maydanoz gibi koyu renkli sebzeleri beslenme menüsünden eksik etmemek gerekiyor. Öğünlere bol yeşil salata eklemek cilt hücrelerin yenilenmesini hızlandırarak daha parlak bir cilde ulaşmaya yardımcı oluyor. Taze meyve sebze yerine hazır, işlenmiş gıdaların tüketimi cildin parlaklığını yitirmesine yol açtığından tercih etmemek gerekiyor. 2. Nemli bir cilt için suyu kilonuza göre için Cildin nem dengesini sağlamada en önemli etkenlerin başında gün içinde yeteri kadar su içmek geliyor. Kilogram başına 30 ml su içmek günlük su gereksiniminizi karşılamamaya yetiyor. Örneğin 55 kilo olan biri, günlük 1.650 ml'den daha az su içmemeli. Ayrıca çiğ sebze ve meyveler yüksek oranda su içerdiklerinden, günde 3 porsiyon meyve ve öğünlerde çiğ sebzelerden oluşan salataları tercih etmek de cildin nem dengesini sağlamaya yardımcı oluyor. Çay ve kahvenin fazla miktarda içilmesi susuzluk hissini ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda diüretik etkileri nedeniyle vücuttan su atılımını artırarak cildin nem dengesinin bozulmasına yol açabiliyor. Bu nedenle günlük toplam çay kahve tüketiminiz 4 fincanı aşmamalı. 3. Aknelerden kurtulmak için karbonhidrattan uzak durun Bir yiyeceğin kan şekerini yükseltme hızı glisemik indeks olarak tanımlanıyor. Yapılan çalışmalara göre, beyaz un ve sofra şekeri gibi yüksek glisemik indeksli ürünlerle beslenmek de akne oluşumuna yol açıyor. Bu nedenle glisemik indeksi yüksek yiyecekler yerine tam tahıllı ekmek, bulgur gibi glisemik indeksi düşük karbonhidrat kaynakları tercih edilerek akne oluşumunun önüne geçmek mümkün olabiliyor. 4. Kırışıklarla yumurta ile savaşın Güneşten gelen ultraviyole ışınlara sık sık maruz kalma derideki kollajen liflerin yıkımını artırarak kırışıklık oluşumuna neden oluyor. Güneş ışınlarına karşı koruyucu kremler deri epitelinde yani üst katmanda etkili olabiliyor. Ancak daha alt katmanlardaki deri tabakalarının da korunması gerektiğinden, bu noktada antioksidan içerikli besinler devreye giriyor. Yumurta, koyu yeşil yapraklı sebzeler, bitkisel yağlar ve tam tahıllı ürünler, içeriğinde bulundurdukları E vitamininin antioksidan özelliği sayesinde cildin ultra viole ışınlara karşı koruyarak, kırışıklık oluşumunu engellemeye yardımcı oluyor. 5. Pul pul dökülmeler için ceviz ve fındık tüketin Cildin üst tabakasının suyunu kaybetmesi sonucu pul pul dökülmeler meydana gelebiliyor. Bu nedenle yeteri kadar su içmek, çiğ sebze, meyve tüketimini artırmak su kaybını önlemek için alınabilecek önlemler arasında yer alıyor. Ayrıca, yağlı tohumların içerdiği çoklu doymamış yağ asitleri de cildin nem dengesini sağlamaya yardımcı olarak pul pul dökülmelere karşı koruma sağlıyor. Günde 2-3 adet ceviz veya 7-8 fındık tüketmek bu ihtiyacı karşılamak için yeterli oluyor. 6. Cilt lekelerine karşı C vitamini Ciltte leke oluşumunun en önemli nedenlerinin başında gelen ultraviyole ışınların zararlı etkilerinden korunmak için alınan antioksidan miktarının arttırılması gerekiyor. C vitamini, E vitamini ve beta karoten cilt için savaşan en önemli antioksidan kaynakları arasında yer alıyor. Büyük boy bir portakal veya bir su bardağı kadar çilek tüketerek günlük C vitamini ihtiyacının büyük bir kısmı karşılanarak cilt lekelerine karşı korunma sağlanabiliyor. Ayrıca domates de, içeriğinde bulunan likopen ultraviyole ışınlara karşı antioksidan özelliği gösterdiği için, ciltteki lekeleri önlemede tercih edilebilecek besinler arasında yer alıyor. 7. Yağlanmayı önlemek için kahvaltıya dikkat Bitkisel ve hayvansal kaynaklardan sağlanabilen A vitamini cildin yağ dengesinin sağlanması açısından önem taşıyor. Koyu yeşil yapraklı sebzeler ve havuç bitkisel kaynaklı A vitamini, yumurta ve süt ürünleri de hayvansal kaynaklı A vitamini açısından zengin gıdalar arasında yer alıyor. Günlük alınan A vitamini miktarını arttırmak için kahvaltılara mutlaka yumurta eklemek ve öğünlerde taze yeşil salatalara yer vermek gerekiyor. Haber Merkezi