Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl

advertisement
_____________________________________________________________________________________
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date
11.08.2017
Yayınlanma Tarihi / The Publication Date
20.10.2017
Yrd. Doç. Dr. Sumru KALELİ
Trakya Üniversitesi, Keşan Yusuf Çapraz Uyg. Bil. Yuksekokulu İşletme Bilgi Yönetimi
sumrubayraktar@gmail.com
SİYASAL PAZARLAMA ÜZERİNE TÜRKİYE’DE YAPILAN LİSANSÜSTÜ TEZ ÇALIŞMALARINA DAİR BİR İNCELEME1
Öz
Siyasal pazarlama literatürdeki geçmişi bakımından, görece yeni bir disiplin sayılmasına karşın, fiiliyatta evveli çok eskilere dayanmaktadır. Öyle ki, iktidar mefhumunun ortaya çıkışından itibaren toplumu yönetme işine tâlip olan kişi veya
gruplar kitleleri peşlerinden sürükleyebilmek amacıyla türlü yöntemler uygulamışlardır. Demokratik toplum düzenlerinde seçim sistemleri sayesinde siyaset yapmak
ve yaymak faaliyetleri, seçmenlerce siyasi partilere verilmektedir. Siyasi partiler ve
kişiler (lider, aday ve parti kadroları) bu görevi almak amacıyla seçmeni iknâ çabalarına girişmektedirler. Bu çabaların tümü siyasal pazarlamanın konusunu oluşturmaktadır.Bu çalışmada Türkiye’de siyasal pazarlama konusunda gerçekleştirilmiş
lisansüstü (yüksek lisans ve doktora) tez çalışmaları yöntem, uygulama alanları ve
içerikleri açısından incelenmiştir. İncelemeye tabi tutulan tezlere Yükseköğretim
Kurulu Başkanlığı Ulusal Tez Merkezi vasıtasıyla ulaşılmıştır. İnceleme içerik analizi yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın bulguları, konuyla ilgili sonraki çalışmalara rehberlik edebilmesi vesilesiyle önem arz etmektedir.
Anahtar kelimeler: Siyasal Pazarlama, Türkiye, Yükseköğretim
Bu çalışma, 25-28 Ocak 2017 tarihleri arasında Sicilya’da gerçekleştirilen XII. European Conference on Social and
Behavioral Sciences’da özet bildiri olarak sunulmuştur.
1
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
POLITICAL MARKETING: A REVIEW OF THE POSTGRADUATE
STUDIES IN TURKEY
Abstract
Although political marketing has been a relatively new discipline because of its
historical background in the literature, it actually goes back a long way in history.
In fact, the persons or groups aspiring to rule others have been practicing various
methods to get masses follow them. In a democratic society, political parties are
given the chance to do and inspire political activities by the voters. Thus, political
parties or persons (leaders, candidates and party staff) set out to convince voters to
get assigned. All these efforts to persuade voters are the subject of political marketing. The postgraduate (master and doctoral) studies on political marketing in Turkey are reviewed in terms of methodology, implementation and content in this
study. The master's theses and dissertations were retrieved from the Higher Education Council National Thesis/Dissertation Center. Content analysis method was utilized for the review. The findings of the study may guide the future research on the
subject.
Keywords: Political Marketing, Turkey, Higher Education.
Giriş
Amerikan Pazarlama Birliğinin tanımından yola çıkıldığında, pazarlamanın ürün elemanının
içeriğini, somut mallardan başka, hizmet ve fikirler oluşturmaktadır. Bilhassa hizmetlerin toplam ekonomi içindeki payının, ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin de bir göstergesi olduğu düşünüldüğünde, pazarlarda hizmet kalitesine ve sunumuna verilen önemin artması elzemdir.
Siyasal pazarlamada ürün öğesinin içeriğini hizmet ve fikirler oluşturmaktadır. Yönetime tâlip
olan siyasi parti ve kişiler, benimsedikleri hizmet anlayışları ve fikirlerini paket halinde seçmenlere sunmakta, seçmenlerin bu paketi tercih ederek satın alım yapmalarına çalışmaktadırlar.
Ayrılan bütçelerin ve faaliyet sonuçlarından etkilenen kitlelerin hacmi göz önüne alındığında,
siyasal pazarlama günümüzde dikkat çeken pazarlama alanlarından biri haline gelmiştir. Dünya’da 1950’lerden itibaren profesyonel siyasal pazarlama uygulamalarından bahsedilebilmektedir. Ülkemizde aynı tarihlerde örneklerine rastlanmakla birlikte, çağdaş yöntemlerin daha ziyade 80’li yıllar ve sonrasına tekabül ettiği söylenebilir. Buna bağlı olarak, konuyla ilgili ülkemizde gerçekleştirilen akademik çalışmaların evveliyatı da çok eski değildir.
Bu çalışmanın konusunu, siyasal pazarlama alanında Türkiye üniversitelerinde lisansüstü düzeyde gerçekleştirilmiş tez çalışmaları oluşturmaktadır. Tezler, alandaki hangi sorulara cevap
aradıkları, hangi yöntemleri kullandıkları ve biçimsel özellikleri bakımından içerik analizi yöntemiyle incelenmişlerdir. Yapılan araştırma sonucunda konuyla ilgili daha önce böyle bir çalışma gerçekleşmediği saptanmıştır. Bu bakımdan bu çalışmanın, akademik hayat ve özel sektör
içinde, konuyla ilgilenen/ecek olan oyunculara yol göstereceği düşünülmektedir.
Siyasal Pazarlama
Siyasal pazarlamanın literatürde farklı tanımları olmakla birlikte, bu tanımların temel prensiplerde uyum ve bütünlük içinde oldukları söylenebilir. Amerikan Pazarlama Derneği siyasal pazarlamayı “siyasi parti ya da adayın kamuoyu araştırması ve çevre analiziyle örgütsel amaçları
gerçekleştirebilecek ve oyları karşılığında seçmen gruplarını tatmin edebilecek, rekabet gücüne
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
93
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
sahip bir fikir üretmek ve tutundurmak için kullanılma süreci” olarak tanımlamıştır
(O’Shaughnessy, 2002:173).
Kotler’e göre (2012) siyasal pazarlama; “halk tarafından gerek duyulan programları ve hizmetleri gerçekleştirmek ve kurumsal tanınma, destek kazanma amacıyla siyasal örgütlerce yürütülen faaliyetlerdir.” Fransız siyasal iletişim uzmanı Michel Bongrand (1992) ise siyasal pazarlamayı, “bir siyasi partiyi veya adayı potansiyel seçmenlere uygun hale getirmek bu sayede en
yüksek sayıdaki seçmen kitlesine ulaşmak, siyasi partinin rakipleriyle arasındaki farkı ortaya
koyup en az masrafla seçimi kazanmak için gerekli olan oyu elde etmek amacıyla kullanılan
tekniklerin tümü” olarak tanımlar.
Tek’e göre; (1999) “Siyasal pazarlama bir kişinin siyasi partiden aday olarak gösterilmesi,
atanmasına ya da seçilmesi ya da parti ve fikirlerin iktidara getirilmesi için düzenlenen pazarlama faaliyetleri”dir.
Siyasi pazarlama bir disiplin olarak 20. yüzyılın başlarında Amerika Birleşik Devletleri’nde
incelenmeye başlamıştır. Demokrat aday Roosevelt’in 1936 yılındaki seçim kampanyası, modern anlamdaki siyasi iletişimin doğuşunda önemli bir noktadır. 1952 yılı başkanlık seçimlerinde ise ilk kez Cumhuriyetçi Parti bir reklam ajansı ile anlaşmıştır. Partinin başkan adayı ise Eisenhower’dır. O dönemde Demokrat Parti yetkilileri, televizyonda deterjan reklamı yapar gibi
aday reklamının yapılmasının uygun olmayacağını belirterek bu kampanyalara mesafeli durmuşlardır. Amerika’da doğan siyasal pazarlama ve uygulamaları, sonraki yıllarda hızla Batılı
devletler arasında da uygulanmaya başlamıştır. Bilhassa 2. Dünya Savaşı yıllarında Almanya’da
uygulanan propaganda faaliyetleri, kitlelere etkisi bakımından değerlendirildiğinde başarılı örnekler arasındadır. Türkiye’de ise çok partili hayata geçişle birlikte siyasi reklam ve iletişim
çabaları belirgin olmaya başlamıştır. 1950 seçimleri ve akabinde Menderes dönemi, bu faaliyetlerin profesyonel boyutta uygulandığı ilk yıllardır. 1977 seçimleri Adalet Parti’nin uyguladığı
siyasal iletişim faaliyetleri bakımından önem taşır. Türkiye’nin en büyük siyasal iletişim danışmanlarından Nail Keçili’nin ajansı olan Cen Ajans, Adalet Partisi için dönem itibariyle yüksek
bütçe ve etkiye sahip bir seçim kampanyası gerçekleştirmiştir. 1983 seçimleri ise günümüzdeki
siyasi kampanyaların temelini oluşturan uygulamaların örneklerini görmek bakımından önem
arz etmektedir. Anavatan Partisi ve lideri Turgut Özal ses getiren mitingleri ve imaj yönetimine
verilen önemle modern seçim kampanyalarına örnekler sunmuştur (Polat vd., 2004:25; Gürbüz
ve İnal, 2004:17; Kalender, 2005:84.)
Tür olarak siyasal pazarlamanın çeşitli düzeylerdeki uygulamaları hem açıklayıcı hem de kuralcı olarak görülebilir. Açıklayıcıdır; çünkü siyasal pazarlama analizleri, seçimlerin yorumlanmalarında, bir seçim kampanyasının değişen dinamikleri içinde yoğunlaşılan ince ayrıntılara ve
analiz haritalarına bakışta yeni perspektifler geliştirilmesini sağlamaktadır. Ama aynı zamanda
kuralcıdır da. Üstü örtülü ya da açık biçimde pek çok akademisyen, partilere ya da adaylara
seçimleri kazanmaları için yapmaları gereken şeyleri söylemektedir. Bu bakımdan siyasal pazarlama, bir alt disiplin olduğu gibi, bir öneridir de (O’Shaughnessy, 2001:1047).
Araştırmacılar için siyasal pazarlama yönetiminde ağırlık verilen temel ilgi alanları vardır. Birincisi, siyasal pazarlama yönetimi teorisi, siyasi değişimin operasyonel yönetim sorunları ile
ilgilenir. Yönetsel davranışlar üzerinde teorik ve analitik incelemeleri kapsar. Bu düzeyde cevaplanan sorulardan biri, siyasi değişim yönetimi bağlamında siyasi aktörlerin ne yaptıklarıdır.
Hangi araç ve kavramlar, hangi koşullar altında başarı sağlamaktadır? Yine de, bu operasyonel
ve yönetimsel odak, siyasal pazarlama yönetim teorisinin bazı unsurlarını kapsamamaktadır. Şu
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
94
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
sorulabilir: demokrasi ortamı mı siyasal pazarlama uygulamalarını etkilemektedir yoksa rakip
partiler mi? Ya da seçim sistemlerin etkisi mi uygulamalar üzerinde daha geniş etkiye sahiptir?
Seçim pazarındaki seçmenlerin siyasal aktörleri nasıl algıladıkları mı? Ya da siyasal pazarlamada farklı yapıların tanım ve tasviri vb. mi? Bunlar ve daha temel sorular, siyasal pazarlama teorisinin kapsadığı ancak direkt olarak yönetimle ilgili olmayan sorulardır. Onlar siyasal pazarlama araştırmalarının ‘omurga’sını oluşturan kritik kavramlardır (Henneberg, 2004:227).
Uygun bir ifade olarak kısaca ‘siyasal pazarlama’ terimini kullanıldığında açıkça görülmektedir
ki; algılar belki sadece siyaset ve tüketim pazarlamasındaki yaygın alanlara yönlenmekte, bu da
siyasal iletişimin kompleks ortamı içinde gerçekleşen siyasi değişim ilişkilerindeki bazı sonuçların ıskalanmasına yol açmaktadır (O’Shaughnessy, 2001: 1056).
Geleneksel pazarlamanın içeriğini açıklamada yaygın şekilde faydalanılan ‘pazarlama karması’
elemanları siyasal pazarlamaya da uyarlanabilmektedir. Konunun muhteviyatı gereği geleneksel
pazarlama elemanlarıyla aralarında belli bazı farklar mevcuttur. Siyasal pazarlamada pazarlama
karması şöyle açıklanabilir:
a) Siyasal Ürün: Siyasal ürün paketinin içinde siyasi parti, aday ve liderler yer almaktadır.
Siyasi parti salt bir hukuki organizasyon değil, kimliği, ideolojisi, geçmişinden getirdiği
ve hedefindeki seçmen kitlesinin sahip olduğu ortak değerlerin de harmanlandığı toplam
bir ürün olarak seçmenin tercihine sunulur.
Siyasi parti adayı, en net biçimde, devlete siyaset yoluyla hizmet etmeye istekli, seçilmek için
gerekli şartlara haiz olan ve seçimlere katılan kişi şeklinde tanımlanabilir (Sağlam, 1999: 26).
Siyasi parti adayları bilhassa lokal bazda partiyi temsil etme vazifesi görmektedir. Bu sebeple
seçilecek adaylar, partinin kimliği ve ideolojisini yansıtabilecek nitelikte, bu değerlerle ters
düşmeyecek kişilerden seçilmelidir. Bununla birlikte bölgesinde sevilen, bölgesinin yaşam kültürüne ve seçmenine yakın kişiler olması da önemlidir.
Ürün paketinin en belirleyici öğesi ise siyasi liderdir. Liderlik bir grup insanı belirli amaçlar
etrafında toplayabilme ve bu grubu harekete geçirebilme yeteneğiyle tanımlanabilir (Zel,
2001:90). Lider bir bakıma grubun içindeki potansiyeli ateşleyici vazife görmektedir. Grubu bir
arada tutma, eyleme geçirme ve inanç birliği sağlama iyi bir liderin hasletlerindendir. Siyasal
iletişimin duayenlerinden Seguela liderin yerini şu şekilde vurgular (İslamoğlu, 2002:120); “Seçimleri ideoloji değil lider kazanır, ancak bu yolda yalnız olmadığını da bilmelidir. Devlet adamı olmak isteyen her siyasetçi kendi efsanesini geliştirmelidir.”
b) Siyasal Fiyatlama: Siyasal fiyatlandırma, tecimsel fiyatlandırmada olduğu gibi doğrudan para-mal, para-hizmet ekseni içinde gerçekleşmemektedir. Seçmenler sunulan siyasi faydayı (hizmet, yönetim, ülkesel ve şahsi çıkarlar) satın alabilmek için doğrudan para değil -en düşük katılım durumunda- oylarını verirler. Siyasi katılımın daha üst seviyelerinde oy vermeyle birlikte, seçim çalışmalarına aktif destek verme, siyasi partiye
maddi yardım, bağışta bulunma gibi bedeller ödenmektedir. Bu bedellerin karşılığında
ise ürün, vaat ettiği faydayı seçmene yani tüketicisine sunmaktadır. Özet bir ifadeyle tecimsel pazarlamada kullanılan değiş- tokuş araçları, siyasal pazarlamada farklılaşmakta,
ödenen bedel değişse de, ilişkinin satın alım ve tatminle sonlanması hedeflenmektedir.
c) Siyasal Dağıtım: Siyasal dağıtım, siyasi pazarlamanın ürün paketi içinde yer alan unsurların (aday, lider, parti, ideoloji, söz ve vaatler) kamuoyuna doğru akışında izlenen yoldur (Divanoğlu, 2008:112). Tecimsel pazarlamada olduğu gibi siyasal pazarlamada da
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
95
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
dağıtım doğrudan ve dolaylı dağıtım şeklinde ayrımlanır. Doğrudan dağıtım, direkt olarak parti teşkilatının çeşitli araçları kullanarak seçmene ulaşması yöntemiyle gerçekleşir. Mitingler, çeşitli medya programlarında lider ve adayların tartışmaları, seçmen ziyaretleri bu yöntemde kullanılan araçlardır. Dolaylı dağıtım ise, seçmene ulaşma yolunda
medya, profesyonel iletişim danışmanları, reklam ajansları vb. kişi ve kurumlar kullanılarak gerçekleştirilir. Siyasal pazarlama faaliyetlerinin gelişmesiyle birlikte dolaylı dağıtım kanallarının kullanımı da artmaktadır. Doğrudan ve dolaylı dağıtım kanalları teoride farklılaşmakla birlikte uygulamada iç içe geçmiş biçimde kullanılmaktadır.
d) Siyasal Tutundurma: Siyasal pazarlamada tutundurma dendiğinde temel siyasal pazarlama uygulamaları akla gelmelidir. Tecimsel pazarlamada tutundurma, satış artırıcı çaba
olarak karşılık bulmaktadır. Siyasal pazarlamada da son kertede seçmenin oyunu almayı
sağlayan tüm faaliyetler tutundurma uygulamaları içinde yer alabilmektedir.
Bir siyasi parti tarafından yapılan her faaliyet tutundurma etkisi yaratabilmektedir. Bununla
birlikte disiplin kronolojik olarak ele alındığında ilk olarak propaganda, sonrasında reklam,
halkla ilişkiler uygulamaları ve diğer oy getirici çabalar siyasal pazarlamanın tutundurma karması içinde yer alan elemanlar olarak sıralanabilirler (Tan, 2002: 61).
Siyasal Pazarlamada Temel Uygulama Alanları
Siyasal pazarlama çalışmaları içinde seçmeni eyleme yönelten önemli bir karma elemanı da
tutundurmadır. Siyasal tutundurma aynı zamanda siyasal ürünle ilgili bilgileri hedef seçmene
istenen şekilde ulaştıran ve birçok öğeden oluşan bir haberleşme sürecidir. Bu bakımdan da
tutundurma faaliyetleri içinde yer alan ‘temel uygulamaların’ başarısı, sağlıklı bir haberleşmenin varlığıyla doğrudan ilgilidir.
Siyasal pazarlama uygulamalarının kişiler ve gruplar üzerinde etki yaratması ve yarattığı etkiyi
güçlendirmesi en temelde ‘iletişim’in etkin kullanımıyla sağlanmaktadır. Bongrand’ın (1992)
siyasal pazarlama kavramına bakış açısı da pazarlama sahasında iletişimin önemini kanıtlar
niteliktedir: “Siyasal pazarlama, oy verme hakkı, demokrasi ve bilgi araçlarındaki gelişmenin
sonucu, gereksinim duyulan siyasal iletişimin en son araçlarından biridir.” Dolayısıyla temel
uygulama alanlarına bakıldığında, çatının sağlıklı bir siyasal iletişim altında oluşturulduğu söylenebilir.
Siyasal uygulamaları meşrulaştırmaya yarayan bir araç olarak da tanımlanan (Sandıkçıoğlu,
2012: 6) siyasal iletişimdeki başarı ise, iletişimin tüm unsurları arasında eksiksiz ve kesintisiz
bir akış varsa sağlanabilir.
Siyaset bilimci Lasswell’in geliştirmiş olduğu ‘İletişim Modeli’ bilhassa seçmene iletilecek
mesajların akışı konusunda rehber modellerdendir. Model Şekil 1’de gösterilmiştir.
Şekil :1 (McQuail ve Windalh, 1993: 16)
İktidar, yönetme, yönetim gibi mefhumların yeryüzünde var oluşlarından itibaren siyasal iletişimden bahsedebilmek mümkündür. İnsana dair bu mefhumlar, sosyal bir canlı olan insanın,
sosyalleşme sürecine kadar (günümüzdeki anlamları ve pratikleriyle olmasa da) uzanmaktadır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
96
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
Özetle siyasal iletişim uygulamalarının evveliyatı, siyasal iletişim teorisinin evveliyatından ötelere dayanmaktadır. 1800’ler ve 1900’lü yılların başlarında, siyasal iletişim, daha çok siyaset
bilimiyle ilişkilendirilip, ana sorun ve konuları siyaset biliminin öğelerinden beslenmiştir. Bilhassa 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ise, devlet yönetimlerinde, toplum mühendisliği ve algı yönetimi konularının ağırlık kazanmasıyla, iletişim yönü vurgulanan bir uğraşı alanı olmuştur.
Tokgöz (2008), siyasal iletişimi anlamak adlı kitabında, siyasal iletişimin başlangıcını Mısır
uygarlığına, bu uygarlıkta kullanılmış olan hiyeroglif denilen resimli yazıların çizimine kadar
götürmektedir. İnsanoğlu bu biçimde duygularını simgeleştirerek, dönemin toplumsal yaşamı,
güç/ iktidar gibi kavramları hakkında dönemin ahalisine ve hatta binlerce yıl sonrası yaşayacak
olan toplumlara duyurumlar yapmıştır.
Siyasal iletişim tanımlanması zor bir kavramdır. İçeriğinin genişliği ve siyasal iletişimle ilgilenen çevrelerin çeşitliliği tanımın zorlaşmasının sebeplerinden sayılabilir. Literatürde pek çok
tanımı olmakla birlikte siyasal iletişimin belki de en kısa ve en genel tanımı ‘siyasal süreçlerde
iletişimin rolü’ şeklindedir ( Chaffee, 1975: 34).
Başarılı bir siyasi iletişimin en büyük armağanı şüphesiz seçmenin teveccühünün kazanılıp,
partiye oyunu vermesinin sağlanmasıdır. Bu bakımdan seçmenin oy verme kararını inceleyen
pek çok çalışma yapılmıştır. Geçmişten günümüze yürütülen bu çalışmalar sonucunda etkinliği
saptanan çeşitli modeller oluşturulmuş, dönemsel olarak farklı baskınlık dereceleriyle savunulmuşlardır.
20. yüzyılın başlarından 1960’lara kadar olan süreç içinde kabul edilen modellerinden biri ‘parti
ile özdeşleşme modeli’dir. Bu modele göre seçmenin, geçmişinden, içinde bulunduğu, içine
doğduğu aile, sosyal çevre gibi gruplardan etkilenerek küçük yaşlardan itibaren kendine ve yaşantısına yakın hissettiği bir siyasi parti vardır. Seçim sırasında da liderleri ve vaatleri derinlemesine mukayese etmeksizin yakın hissettiği siyasi partiye oyunu vermektedir. Seçmen ‘özdeşleştiği’ partinin her dönem tüm icraatlarını desteklemeyebilir ya da lider adayını beğenmeyebilir. Ancak bu durumda dahi ‘işine gelen mesajı alıp, işine gelmeyeni almama’ şeklinde bir tutum
geliştirerek yine de partisinden vazgeçmemektedir. Modele göre, seçmende partiden vazgeçme
ancak çok büyük ekonomik krizler vb. durumlarda oluşabilir. 60’lardan sonra ise seçmende
‘durumlara göre oy verme’ eğilimi artış göstermiştir. Bu model geleceğe ve geçmişe göre oy
verme olarak ikiye ayrılır. Seçmen ya geleceğe dair vaatleri baz alarak oy vereceği partiyi seçer
ya da geçmiş icraatları referans olarak görür ve seçimini bu doğrultuda kullanır. Bu model bilhassa parti bağı düşük seçmen kitlesi için savunulur. 60’lardan sonra kararsız seçmen sayısındaki artış bu kitleyi de arttırmıştır. Bu durum ayrıca seçmenin, psikolojik temelli oy veren bir varlık olmaktan, ekonomik temelli bir varlık olmaya evrildiğini savunur. Her ne kadar durumcu
temelli oy vermenin etkinliği artış gösterse de, seçmenin azımsanmayacak bir kısmı halen partiyle özdeşim kurarak oy vermeye devam etmektedir (Houghton, 2015: 175-181). Bu iki model
ise oy vermede önemli olanın parti mi yahut lider mi olduğu sorusunu her daim canlı tutmaktadır. Kuşkusuz seçmenle kurulacak olan iletişimde de, verilecek olan mesajdan, kullanılacak olan
kanala kadar pek çok uygulamada bu soruya verilecek cevap etkili olacaktır.
Seçmenlerin oy verme davranışları araştırılırken sayılan iki modele ek olarak bilişsel psikolojiden de faydalanılmıştır. Bilişsel psikoloji alanında yapılan araştırmalar, seçmenin beyninde
oluşturulan, lideri yahut adayı idealize eden bir şemadan etkilendiğini göstermektedir. ABD
seçimleri için Kennedy örneğinden yola çıkıldığında, seçmene ideal tip olarak yansıtılan Kennedy, bir ‘Kennedy Şeması’ oluşturularak kullanılmıştır. Bu şema içinde genç, yakışıklı, iyi bir
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
97
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
belâgate sahip ve ılımlı bir imaj yer almaktadır. Takip eden başkanlık seçimlerinde de pek çok
adayın eski başkan Kennedy ile benzerlik ve yakınlıklarını işleyen mesajlar vererek kendilerini
aynı şema içinde konumlandırmak istedikleri gözlenmiştir (Houghton, 2015: 181-182). Oluşturulan şema ve seçmenin gözünde idealize edilen lider imajı çok çeşitli siyasal iletişim faaliyetleri ve bu faaliyetlerin en büyük destekçisi olan medya sayesinde seçmene ulaştırılmaktadır.
Siyasal iletişimin içeriği oldukça geniş bir biçimde değerlendirilebilir. Bu içeriğe siyasal konuşma ve nutuklar, siyasal sürece ilişkin her türlü haber ve yorumlar, idari makamların açıklamaları, siyasal danışmanların etkinlikleri, oturum tutanakları, görünürde siyasal olmayan sinema
filmleri ve televizyon programları da dâhildir (Yavaşgel, 2004: 1). Siyasal iletişim çalışmaları
incelendiğinde ön plana çıkan uygulamalar ise, propaganda, reklam, kamuoyu araştırmaları ve
bunlarla ilişkili olarak siyaset- medya ilişkilerinden doğan yönlendirmelerdir.
Propaganda
Propaganda kelime anlamı itibariyle, bir fikri, inancı ve davranışı çeşitli yollarla kişilere kabul
ettirme sanatıdır (Taş ve Şahım, 1996: 138). Harold Laswell, 1. Dünya Savaşı’nın ardından
propaganda faaliyetleri ve etkilerini incelediği, “1. Dünya Savaşı’nda Propaganda Tekniği
(1927)” adlı çalışmasında propagandayı kısaca şöyle tanımlar: “Propaganda, eylemleri etkileme
tekniğidir”.
Qualter (1992) ise propagandayı; “Bir bireyin ve grubun başka bireylerin veya grupların tutumlarını belirleyip biçimlendirmek, kontrol altına almak veya değiştirmek için, haberleşme araçlarından yararlanarak ve bu bireylerin veya grupların belirli bir durum ve konumdaki tepkilerinin
kendi amaçlarına uygun tepkiler seklinde olacağını umarak, giriştikleri bilinçli bir faaliyet”
olarak tanımlamaktadır.
Propaganda dendiğinde 2. Dünya Savaşı yıllarında bilhassa Nazi Almanya’sının gerçekleştirdiği
uygulamalar akla gelse de temelleri -1600’ler Roma Katolik Kilisesine dayanmakla birlikte1.Dünya Savaşı’nda İngilizler tarafından atılmıştır. İngilizler savaş sırasında kullandıkları fotoğraflar ve ses kayıtları sayesinde -zaman zaman gerçeği çarpıtarak- hem kendi ve müttefik ülkelerin vatandaşlarını savaşta yer almaya çağırmış hem de dünyada Alman karşıtı kamuoyu oluşturmuşlardır. 2. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında ise Almanya, Hitler ve Propaganda Bakanı
Goebbels’in gerçekleştirdiği propaganda uygulamalarıyla oldukça ses getirmiştir. Yine aynı
dönemde Stalin hükümetince gerçekleşen Rus propagandası siyasi propaganda uygulamalarının
önemli örneklerindendir.
Reklam
Kısaca, içeriği siyasal olan reklamcılık (taş ve şahım, s. 97) olan siyasal reklam, daha geniş
biçimde, “bir siyasi aday, kuruluş veya düşünsel yönelimin, toplumda etkinlik kazanması amacıyla yürütülen, -belli noktalarda ayrılmak kaydıyla- ticari reklamcılık yöntemleriyle yürütülen
çabalardır” (Tokgöz, 1991:13) şeklinde tanımlanmaktadır.
Temel işlevlerinden biri iknâ etme olan reklamı, başat amacı iknâ olan propagandadan büsbütün
ayrı düşünmek hata olacaktır. Siyasal reklam ve propaganda, temelde birbirine yakın uygulamalar olarak karşımıza çıksa da etki dereceleri ve uygulama biçimleri bakımından farklılık göstermektedirler. Propagandanın bilhassa Dünya Savaşları sırasında ve ideolojilerin yayılım faaliyetlerindeki yüksek etkisi nedeniyle kamuoyunun nazarında olumsuz bir intibaa edinmesi, uygulamacıların kavram olarak ‘siyasal reklam’ı parlatmalarına, kamuoyuna ‘daha sevimli’ bir alternatif olarak sunmalarına neden olmuştur.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
98
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
Domenach bu iki kavram arasındaki ilişkiyi incelerken şu noktalara değinmiştir (Domenach,
2003: 25-26): “reklam mı propagandadan çıkmıştır, yoksa propaganda mı reklamdan. Bunu
tartışacak değiliz…. Propagandanın reklamın buluşlarından ve başarısından yararlandığını, kamuoyunun hoşuna gideceğini umduğu bir şekli kopyaladığını düşünmek yanlış olmaz…. Reklam bununla birlikte bir bilim olmaya yönelmekte, sonuçları değerlendirilebilir ve etkisi kanıtlanabilir….”
Ticari reklam ve siyasi reklam arasında, reklâmın işlevleri düşünüldüğünde (bilgilendirme, hatırlatma, ikna etme, örgütün diğer fonksiyonlarına destek verme) benzerlik olduğu görülmektedir. Her ikisinde de reklamı yapan/yaptıran bellidir ve kitle iletişimine uygun bir reklam ortamı
kullanılmaktadır. Farklı olan temel boyut ise, ticari reklamda hedeflenen kısa veya uzun vadeli
sonuç malın/hizmetin satışının sağlanmasıyken, siyasal pazarlamada satış seçmenin teveccüh
gösterip oy vermesiyle gerçekleşir.
Kamuoyu Araştırmaları
Kamuoyu teriminin ilk kullanıcılarından olan Jean Jacques Rousseau, kamuoyunu “kamuyla
ilgili siyasalların oluşturulması, denetlenmesi ve yürütülmesinde halkın söz sahibi olması” olarak tanımlamıştır (Bektaş, 2007: 18). Kamuoyu, ihtilaflı bir konuda çoğunluğun görüşünü ve
bireysel kanıların belli bir yöndeki yoğunluğunu ifade etmektedir. Abadan ise (1999) kamuoyunu, “belli bir zamanda, belli bir tartışmalı sorun karşısında bu sorunla ilgilenen kişiler, grup ya
da gruplara hâkim olan kanaat” olarak tanımlamıştır. Bu bahsedilen ‘belirli bir sorun’ toplumun
genelini ilgilendiriyorsa kamuoyundan kasıt tüm toplumda oluşan genel düşünce ve kanıdır. Bu
noktada çoğunluğun düşüncesinin şekillenme süreci çok önemlidir. Etkili ve örgütlü bir azınlık
grubunun düşüncesi, çaba ve çalışmalarla zaman içinde çoğunluğun düşünceleri haline gelebilir
(Öztekin, 2011: 127). Özetle, kamuoyu çoğunluğun kanaati olarak tanımlansa dahi, çoğunluğun
kanaatinin azınlığın düşüncelerinden etkilenerek şekillenebildiği göz önüne alındığında, kamuoyunu oluşturan faktörlerin nicelikte değil nitelikte aranması gerekmektedir.
Kamuoyunun oluşması haber, olay ve fikirlerin kamuya iletilmesiyle başlamaktadır (Daver,
1993: 261). Bu sava paralel biçimde, düşünür Luhmann, mevcut siyasal sistemin varlığının kamuoyuna dayandığı müddetçe, kamuoyunun kararlarını etkileyebilmenin önemine vurgu yaparak, bu kararlarda en etkili olan oyunculardan biri olan ‘medya’ya dikkat çekmektedir. Medya
kamuoyunun radarına girebilecek konuların seçimini yapmakta ve yine kamuoyuna bu konuları
işaret etmektedir (Tokgöz, 2008: 186-187). Kamuoyunun düşünceleri iktidarlar ya da iktidar
talipleri için yüksek öneme haizdir ancak sahnenin gerisinde bu düşünceleri şekillendirme ve
yönlendirme işlevini gerçekleştiren önemli bir güç mevcuttur. Bu güç ‘Medya’dır.
Siyasal pazarlama faaliyetleri, tecimsel pazarlama paralelinde izlendiğinde kamuoyunun karşılığı müşteri ve/veya potansiyel müşteridir. Nasıl ki müşteri odaklı pazar araştırmaları işletmelere
yön gösterme görevi görüyorlarsa, kamuoyu araştırmaları da siyasi partiler için benzer görevi
görmektedirler.
Kamuoyu araştırmaları, kamuoyunu temsil edebilecek örneklem içinde yer alan bireylerle görüşülerek, belli bir konu hakkındaki eğilim, algı, kanı ve düşüncelerin saptanmasını amaçlayan
araştırmalardır (Bourdieu, 1995:11). Temsili örnekleme dayanarak profesyonel biçimde gerçekleştirilen ilk siyasi kamuoyu araştırması ABD 1936 Başkanlık Seçimlerinde gerçekleştirilmiştir.
Seçimleri araştırma sonucunu doğrular biçimde Roosevelt kazanmış, bu başarıyla birlikte kamuoyu araştırma şirketleri Avrupa’da gelişmeye başlamıştır.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
99
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
Kamuoyu araştırmaları hem birey hem de siyasi parti için karşılıklı iletişim kurma ve yön bulma
aracıdır. Birey örneklem içerisinde yer alarak araştırmaya dâhil olduğunda, araştırmanın konusunu oluşturan ‘sorun’a dair fikir ve eğilimlerini ifade şansı yakalayarak, siyasi otoritelerle iletişim başlatmış olacaktır. Düşünceleri karşı tarafa ulaştığında, ilgili kişiler bu düşünceleri öğrenerek uygun stratejiler geliştirebilecek, en uygun siyasi ürün paketini oluşturabilmek için tüyolar
alabileceklerdir.
Kamuoyu araştırmalarının oylar üzerindeki etkileri incelenmiş, bu araştırmaların seçmende iki
temel eğilimi körüklediği saptanmıştır. Bunlardan biri ‘gözde olana yönelme’ diğeri ise ‘zayıf
olana destek verme’dir (Denver, 1989:107). Seçmenlerdeki gözde olana yönelme eğilimi, çoğunluğun yanında yer alma isteği ya /ya da çoğunluğun düşüncesinin doğruluğuna dair bir ön
kabul geliştirmesinden kaynaklanabilmektedir. Zayıf olana destek verme durumu ise, özellikle
rakip partiye şiddetli muhalefet geliştiren seçmenin karşıt oy mantığıyla tercihlerini belirlediği
durumlarda görülebilmektedir.
Medya İlişkileri- Halkla İlişkiler
Siyasal pazarlamanın temel uygulama alanlarından biri de medya zemininde derinleşen halkla
ilişkiler faaliyetleridir. Demokrasilerdeki dördüncü güç olan medya, siyasi partiler/aktörler ve
seçmenler üzerindeki etkisiyle kullanışlı bir alandır. Temelinde tanıma ve tanıtma işlevini üstlenen halkla ilişkiler, bu misyonu kitle iletişim araçlarıyla yerine getirebilmektedir. Teknolojinin
gelişmesiyle de gün geçtikçe eski medya kanallarına yenileri eklenmektedir.
Dijital medya araçları seçmen kitleleri ve siyasi aktörler arasında doğrudan iletişimin sağlanabilmesine olanak vermiştir. İnternet farklı, muhalif, bununla birlikte küçük partilerin ve bağımsız adayların seslerinin daha gür duyulmasını sağlayan bir araç olmuştur. İnternet medyası içinde yer alan önemli bir araç da sosyal medya ortamlarıdır. Partilere ya da adaylara ait sosyal
medya hesapları, parti ya da adayların kurumsal web sitelerinden ayrı tutularak değerlendirilmelidirler. Çünkü aday ya da partiler aynı seçmenler gibi sosyal ağların üyesidirler ve kendi web
siteleriyle kıyaslandığında sınırlı bir yetkiye sahiptirler. Ayrıca seçmenle kurulan iletişim, web
siteleriyle kıyaslandığında, çift yönlü gerçekleşmekte ve etkileşim seviyesi yüksek olmaktadır
(Doğu vd. 2014: 36-37).
Medya içinde yer alan kitle iletişim araçları, toplumdaki ‘suskunluk sarmalı’ nın oluşumundaki
öğelerden biridir. Bireyler kitle iletişim araçları sayesinde toplumdaki geçerli düşünceleri öğrenmektedirler. Suskunluk sarmalı teorisine göre medyanın birey üzerindeki etkileri ise şunlardır: Toplum içinde çoğunluğu oluşturanlar medya tarafınca desteklendiklerinde azınlığı oluşturanlara göre konuşmak için daha heveslidirler. Ancak medya, azınlığın düşüncelerini destekliyorsa çoğunluğu oluşturanlar ‘sessiz çoğunluk’ pozisyonunda kalırlar. Bu durumda azınlığı
oluşturan kesim konuşma konusunda daha hevesli hale gelir. Çünkü kendilerini medyanın kamusal otoritesi tarafından güçlendirilmiş hissederler (Neumann, 2002: 228).
Medyanın kamuoyu oluşturma gücünden tüm toplumsal güçler gibi siyasi iktidarlar da ziyadesiyle etkilenmektedirler. Bu sebeple medyanın gücünden çıkarları yönünde istifade etmek istemektedirler. Aynı zamanda da rakiplerinden gelebilecek eleştirileri de medya aracılığıyla engellemeyi amaçlarlar. Medyanın saygınlık ve güvenilirlik seviyesi, ülkelerin demokrasi ve adalet
anlayışlarının sistem içindeki yerine de ışık tutmaktadır (Uztuğ, 2007:273). Demir ise (2007),
medyanın siyasete etkisini değerlendirirken, medyanın çıkarları doğrultusunda siyasete kazandırdığı insanları bir süre sonra siyaset sahnesinden silebildiğini belirtmektedir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
100
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
Siyasi çevrelerin reklam dışında kalan- halkla ilişkiler faaliyetleri çatısı altında da toplanabilecek- çeşitli medya ilişkilerinin, hedef seçmenin gözünde daha etkili olduğu sonuçlar doğurduğu
düşünülmektedir. Siyasal iletişim uzmanı Uztuğ (2007) bu savı, “televizyon haberlerinde 30
saniye yer almanın yarım saatlik bir reklamdan daha değerli olduğunu, sebebinin ise haberlerde
yer almanın halkın gözünde adayı meşru ve saygın kılması” olduğunu belirterek desteklemektedir.
Halkla ilişkiler faaliyetlerinde önemli yer tutan uygulamalardan biri de, medyada siyasilerce
yaratılan kurgusal olaylardır. Kurgusal olaylar, halka, kendiliğinden oluşmuş gibi gösterilmek
için üretilen, aslında tasarlanarak sahnelenen olaylar olarak tanımlanabilir. Bu uygulamalardan,
bilhassa seçim öncesi siyasal kampanya hazırlama sürecinde sıklıkla faydalanılmaktadır ( Uztuğ, 2007: 376). Örneğin, ABD eski başkanlarından George. W. Bush 2001 yılında gerçekleştirdiği geniş çaplı vergi kesintisi planını, hazırladığı tiyatral bir olayla halka duyurmuştur. Bush,
planın ne olduğunu, sıradan bir basın toplantısında ilan etmek yerine, önceden ayarlanmış, farklı gelir seviyelerinden Amerikalı aileleri etrafında toplayarak, orta sınıf dâhil olmak üzere tüm
Amerikalıların bu plandan yararlanacağını ilan etmiştir. Bu duyurum şekli kamuoyunun desteğini sağlamak için tasarlanan bir medya olayıdır (Meyer, 2002: 47).
Metodoloji
Çalışmada “Siyasal Pazarlama” konusu ele alınmış olup, Türkiye’de bu alanda tamamlanmış
olan lisansüstü tezlerin bir kısmı incelenmiştir. Çalışmaya dâhil edilecek tezler seçilirken yakın
döneme ait olma ve ulaşılabilirlik temel kıstas olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda 10 adet yüksek lisans ve doktora tezi incelenmiştir.
Çalışmada nitel analiz yöntemlerinden olan betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. İncelenen
lisansüstü tezler çalışmanın adı, yazarı, türü, anabilim dalı, yılı, hangi yükseköğrenim kurumunda tamamlandığı, uygulama konusu, analiz yöntemleri ve biçimsel özellikleri bakımından incelenmiştir.
Verilerin Analizi ve Bulgular
Çalışma içerik analiziyle gerçekleştirilmiştir. İçerik analizi, metinlerin düzenlenmesi, sınıflandırılması, karşılaştırılması bununla birlikte metinlerden teorik sonuçlar çıkarılmasından oluşan bir
araştırma tekniğidir (Cohen vd., 2007:45). Elde edilen verilerin çözümü ve sunumunda, gereken
hallerde betimsel istatistiki yöntemlerden de (yüzde/frekans alma yoluyla) faydalanılmıştır.
Çalışmanın amacı, elde edilen bulguların alanda gerçekleştirilecek sonraki çalışmalara ışık tutmasını, çerçeve oluşturmasını sağlamaktır.
Tablo 1. Araştırmaya Dâhil Edilen Lisansüstü Tezler
Çalışma
Çalışmanın Adı
No
1
Seçmen Davranışlarına Etki Eden Faktörlerin Siyasal Pazarlama Açısından Analizi: İzmir İlinde Çok Değişkenli
Bir İnceleme
Siyasal Pazarlamada İletişim Kanallarının Seçmen Davra2
nışlarına Olan Etkileri Üzerine Bir Araştırma
Siyasal Pazarlamada Marka Kişiliğinin Etkisi: Algılanan
3
Marka Kişiliği- Seçmenlerin Oy Verme Davranışı İlişkisi
Yazar
Mehmet Can Demirtaş
Mukadder Kahraman
Türedi
Aydın Özdemir
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
101
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
4
5
6
7
8
9
10
Politik Pazarlama ve Pazarlama Faaliyetlerinin İncelenmesine Yönelik Bir Örnek: 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
Sosyal Medyanın Politik Pazarlamaya Etkisi
Siyasal Pazarlama Sürecinde Siyasi Liderin İmajının Parti
İmajına ve Seçmen Tercihlerine Etkisi: İstanbul İli Örneği
Politik Pazarlama ve Politik Pazarlama Uygulamalarına
Yönelik Eğilimler: Üniversite Öğrencileri Üzerine Bir
Uygulama
Politik Pazarlama Yaklaşımlarının Siyasi Partiler Açısından Değerlendirilmesi ve Seçmen Davranışları Üzerine
Etkileri
Siyasal Pazarlamada Tutundurma Faaliyetlerine İlişkin
Seçmen Davranışları: Kırklareli Örneği
Politik Pazarlama ve AKP üzerine Bir Uygulama
Nevra Çelikkol
Mehmet Çağatay Arzuman
Sumru Kaleli
Emine Yılmaz
Neslihan Yalçınkaya
Can Ahmet General
Leman Yeşim Yılmaz
Tablo 1’de araştırmaya dâhil edilen lisansüstü tezler sıralanmıştır. Çalışma 1’de yazar seçmen
davranışları ve siyasal pazarlama arasındaki ilişkiyi incelemiş, örneklem içine İzmir ili seçmenini dâhil etmiştir. Çalışma 2’de siyasal pazarlamada kullanılan iletişim kanallarının seçmen
davranışlarına etkisi incelenmiştir. Çalışma 3’te seçmen davranışları ve marka kişiliği arasındaki ilişki ele alınmıştır. Çalışma 4, siyasal pazarlama faaliyetlerini 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi özelinde incelemiştir. Çalışma 5’te iletişim kanallarından olan sosyal medyanın siyasal pazarlama üzerindeki etkisi ele alınmıştır. Çalışma 6’da siyasal ürünün öğelerinden biri olan ‘siyasi lider’in seçmen tercihleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Örneklem İstanbul ili seçmeni arasından belirlenmiştir. Çalışma 7’de ise, siyasal pazarlama uygulamalarının üniversite öğrencileri
üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma 8’in konusunu, siyasal pazarlama faaliyetlerinin siyasi
partiler açısından değerlendirmesi ve bu faaliyetlerin seçmen davranışlarına etkisi oluşturmaktadır. Çalışma 9’da da benzer biçimde siyasal pazarlama faaliyetlerinin seçmenler üzerinde etkisi incelenmiş, örnek kitle Kırklareli ilinden belirlenmiştir. Son olarak çalışma 10, siyasal pazarlama faaliyetlerinin AKP özelindeki değerlendirmesini içermektedir. Görülmektedir ki araştırmaya dâhil edilen tezlerin hemen hemen tamamı, siyasal pazarlama faaliyetlerinin seçmen üzerindeki etkisini ölçmeyi amaçlamaktadır. Buradan da anlaşılabilir ki faaliyetlerin hedefe yönelik
etkisi temel meseleyi oluşturmaktadır.
Tablo 2. Çalışmaya Dâhil Edilen Tezlerin Türleri, Alanları, Yılları ve Kurumları
Çalışma
Tür
Anabilim Dalı
Yıl
Kurum
No
1
Doktora
İşletme
2015
Dokuz Eylül
Üniversitesi
2
Yüksek Lisans
İşletme
2015
Mehmet Akif
Ersoy Üniversitesi
3
Yüksek Lisans
İşletme
2015
Kilis 7 Aralık
Üniversitesi
4
Yüksek Lisans
Halkla İlişkiler
2015
Marmara Üniver-
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
102
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
5
6
Yüksek Lisans
Doktora
ve Tanıtım
İşletme
İşletme
7
Yüksek Lisans
İşletme
2014
8
Doktora
İşletme
2013
9
Yüksek Lisans
İşletme
2013
10
Yüksek Lisans
İşletme
2012
2015
2015
sitesi
Gazi Üniversitesi
Süleyman Demirel Üniversitesi
Niğde Üniversitesi
Celal Bayar Üniversitesi
Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi
Kırıkkale Üniversitesi
Çalışmaya dâhil edilen tezlerin seçimi aşamasında, alanla ilgili günceli takip edebilmek adına
çalışmanın gerçekleştirildiği tarihten geriye doğru en yeni çalışmalara öncelik verilmiştir. Buna
karşın, YÖK Tez Merkezi üzerinden ulaşılmış olan çalışmaların bir kısmına yazarları tarafından
erişim izni verilmediğinden yakın yıllara ait olmalarına rağmen bazı çalışmalar incelemeye
dâhil edilememişlerdir. Buna göre ilk altı çalışma 2015, çalışma 7 2014, çalışma 8 ve 9 2013,
çalışma 10 ise 2012 yıllarında tamamlanmışlardır. Çalışma 4 haricince kalan diğer tüm çalışmalar İşletme Ana Bilim Dalı’nda tamamlanmışlardır. Çalışma 4 ise Halkla İlişkiler ve Tanıtım
Ana Bilim Dalı’ndadır. Çalışma 1, 6 ve 8 Doktora tezi olup, diğer çalışmalar Yüksek lisans
tezidir.
Tablo 3. Çalışmaya Dâhil Edilen Tezlerin Anahtar Kelimeleri ve Biçimsel Özellikleri
Çalışma
No:
1
2
3
4
5
6
Anahtar Kelimeleri
Sayfa Sayısı
Kelime Sayısı
Geçme Sıklığı
Pazarlama, Siyasal Pazarlama,
Seçmen Davranışları
Siyasal Pazarlama, Seçmen
Davranışları, Siyasal Pazarlama İletişim Kanalları, Propaganda
Siyasal Pazarlama, Marka,
Marka Kişiliği
Politik Parti, Seçmen, Pazarlama, Politik Pazarlama, 2014
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
Siyasi Partiler, Politik Pazarlama, Sosyal Medya
Siyasal Pazarlama, Lider, Siyasi Lider, Siyasi Parti, Seçmen Davranışları
409
105.418
359
100
19.986
323
107
24.589
76
98
19.690
115
87
20.381
186
234
66.541
76
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
103
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
7
8
9
10
Politik Pazarlama, Seçim
Kampanyası, Seçmen Davranışları
Siyaset, Pazarlama, Politik
Pazarlama, Politik İletişim,
Seçim Kampanyaları, Siyasi
Partiler
Siyasal Pazarlama, Tutundurma, Seçmen Davranışı, Propaganda
Politik Pazarlama, Politik Pazarlama Karması, Seçim Kampanyası
202
48.405
258
270
65.596
251
85
29.362
143
132
29.086
94
Tablo 3’te çalışmaya dâhil edilen tezlerin anahtar kelimeleri ve biçimsel özellikleri incelenmiştir. Tezlerin sayfa sayıları 409 ve 85 arasında değişmektedir. Tezlerdeki toplam kelime sayıları,
tezlerin pdf. formatından doc. formatına dönüştürülerek sayımın yapılmasıyla bulunmuştur.
Buna göre kelime sayıları 105.418 ile 19.690 arasında değişmektedir. Çalışmada siyasal pazarlamayı ele alan lisansüstü tezleri içinde ‘siyasal pazarlama’ ifadesinin ne sıklıkla geçtiği de saptanmıştır. Saptama yapılırken kaynakçalar ve dipnotlar hariç tutularak, ifadenin yalnızca metin
içinde geçme sıklığı dikkate alınmıştır. Ayrıca, çalışmalarda yer yer siyasal pazarlama kavramıyla eş anlamlı olarak ‘politik pazarlama’ ve ‘siyasi pazarlama’ ifadelerinin kullanıldığı fark
edilmiş, bu ifadeler de geçme sıklığı sayısına eklenmişlerdir. Buna göre çalışmalarda ‘siyasal
pazarlama’ ifadesinin geçme sıklığının 359 ve 76 arasında değişmekte olduğu görülmektedir.
Tablo 4. Çalışmaya Dâhil Edilen Tezlerin Uygulamalarına İlişkin Özellikler
Çalışma
No:
1
2
3
Uygulama Konusu
Analiz Yöntemi/leri
Seçmenlerin sahip oldukları demografik özellikleri siyasi değerleri, etnisite, din, siyasi katılım özellikleri gibi
durumları dikkate alınarak siyasal
pazarlama çabalarından etkilenme
düzeyleri incelenmiştir.
Siyasal pazarlama faaliyetleri bütününde, iletişim ve tutundurma kanallarının seçmen davranışlarını ne ölçüde etkilediği Burdur ili seçmenleri
üzerinde yapılan bir araştırmayla
sorgulanmıştır.
Konuyla ilgili geliştirilmiş bir model
vasıtasıyla, partilerin ve liderlerinin
marka kişilikleriyle, seçmenlerin oy
verme, sempatizanlık ve siyasi bilgi
Frekans Analizi, Bağımsız Örneklem T
Testi, Anova Testi,
Faktör analizi, Korelasyon analizi, Ki-Kare
testi.
Frekans analizi, Kruskal Wallis Testi,
Mann- Whitney U
Testi.
Frekans analizi, OneWay Anova Testi,
Tukey HSD Çoklu
Karşılaştırma Testi
Örneklem Büyüklüğü
1013
1021
407
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
104
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
4
5
6
7
8
9
10
seviyeleri arasındaki ilişki incelenmiştir.
Politik pazarlama araçlarının 2014
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde
adaylar tarafından ne ölçüde ve ne
biçimlerde kullanıldığı incelenmiştir.
Sosyal medya ortamında gerçekleştirilen siyasal pazarlama faaliyetlerinin
seçmen tercihleri üzerindeki etkileri
incelenmiştir.
Siyasal pazarlama karması içinde yer
alan “siyasi ürün”ün önemli bir öğesi
olan “siyasi lider”in, hem kendi partisinin imajına hem de seçmen tercihlerine olan etkisi araştırılmıştır.
Öğrencilerin siyasi pazarlama faaliyetlerinden etkilenme düzeyleri incelenmiştir.
Siyasal pazarlama uygulamaları siyasi partiler için önemi, bu uygulamalardan ne ölçüde faydalandıkları, bu
uygulamaların seçmenlerin oy verme
tercihlerinde ne derece etkisi olduğu,
Türkiye’deki siyasi yapının bu uygulamalar için uygun olup olmadığı ve
uygulamaların hayata geçirilme aşamasındaki zorluklar incelenmiştir.
Pazarlama faaliyetleri ve siyasal pazarlama arasındaki ilişki incelenmiş,
Kırklareli seçmeninin siyasal pazarlamanın tutundurma faaliyetlerine
ilgisi ve bu faaliyetlerden ne derecede
etkilendikleri araştırılmıştır.
2011 Genel Seçimleri ekseninde,
siyasal pazarlama uygulamalarının
AKP’nin seçim başarısındaki etkisi
incelenmiştir.
İçerik Analizi, Söylem
Analizi
-
Frekans analizi, T Testi, Anova Testi, KiKare Testi
384
Frekans analizi, Faktör
analizi, Kruskal Wallis
Testi, Mann-Whitney
U Testi.
1175
Frekans analizi, Güvenilirlik analizi, Anova
testi, Bağımsız Örneklem T Testi,
Gömülü Teori Yaklaşımıyla katılımsız gözlem tekniği
384
Frekans analizi, T Testi, Varyans analizi.
302
Frekans analizi, Pearson Korelasyonu Testi,
Ki-Kare Testi,
2102
-
Tablo 4’te çalışmaya dâhil edilen tezlerin –varsa- uygulama yöntemleri incelenmiş, çalışma 4 ve
8 haricindeki çalışmalarda anket yönteminden faydalanıldığı, analizlerinin ise çeşitli istatistiksel
analizlerle gerçekleştirildiği saptanmıştır. Bu çalışmaların tümünde de faktör analizi kullanılmıştır. En düşük örneklem 302 kişiyle çalışma 9’a, en yüksek örneklem ise 2102 kişiyle çalışma
10’a aittir. Çalışma 4’te içerik analizi ve söylem analizi yapılmıştır. Çalışma 8’de ise gömülü
teori yaklaşımıyla katılımsız gözlem tekniği uygulanmıştır. Gömülü teori yaklaşımında veri
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
105
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
toplama yöntemi olarak sıklıkla gözlem, görüşme ve doküman analizleri kullanılmaktadır. İlgili
çalışmada, araştırmacı tarafından 2011 Genel Seçimleri öncesi seçim süreci katılımsız gözlem
tekniğiyle incelenmiş, bununla birlikte 1950 sonrası Genel Seçimler daha önce yayınlanmış
dökümanlar vasıtasıyla araştırılmıştır.
Tablo 5. Çalışmaya Dâhil Edilen Tezlerin Kaynakça Bilgileri
Çalışma
Kaynak Sayısı
Yabancı Kaynakların TopNo:
lam Kaynaklara Oranı
1
275
% ~ 43
2
61
% ~ 13
3
152
% ~ 86
4
43
% ~ 16
5
31
6
352
% ~ 17
7
141
% ~31
8
223
% ~23
9
76
% ~20
10
86
% ~ 29
Tablo 5’te çalışmaya dâhil edilen tezlerde kaynak kullanımıyla ilgili bilgiler sunulmaktadır.
Buna göre en fazla kaynak kullanımı 352 adet kaynakla çalışma 6’ya aitken, en düşük kaynak
kullanımı ise 31 kaynakla çalışma 5’tedir. Yabancı kaynakların tüm kaynaklar içindeki payının
saptanmasında betimsel istatistikten faydalanılarak yüzde almak suretiyle sonuca ulaşılmıştır.
Buna göre toplam kaynakları içinde %86 ile en yüksek oranda yabancı kaynak kullanılan çalışma, çalışma 3’tür. Çalışma 5’te ise hiç (%0) yabancı kaynak kullanılmamıştır.
Sonuç ve Öneriler
Siyasal pazarlama, benzeşmenin artıp farklılaşmanın azaldığı, merkez siyaset anlayışının hâkim
anlayış haline geldiği siyaset sahnesinde her geçen gün önemi artan bir uygulama durumundadır.
Bu çalışmanın amacı, siyasal pazarlama ile ilgili bilhassa yakın dönemde gerçekleştirilen lisansüstü tez çalışmalarını incelemek, bu sayede gelecek dönemlerde yapılacak aynı alandaki çalışmalara ışık tutabilmektedir. Çalışmada 10 adet lisansüstü tez biçimsel, sözcüksel ve anlamsal
açılardan incelenmişlerdir. İnceleme sonunda dikkat çeken noktalardan biri, çalışmaların ekseri,
model ve teori geliştirmekten ziyade alanda var olan siyasal pazarlama uygulamalarının etkilerini saptama üzerine olmalarıdır. Konuyu tecimsel pazarlamaya uyarlayarak bu durumu bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, çalışmalardaki asıl mesele satışı sağlayan/arttıran tutundurma
yöntemlerinin tüketici üzerindeki etki düzeyleridir. Ancak pazarlama yalnızca tutundurma faaliyetinden ibaret olmadığı gibi siyasal pazarlama özelinde de, yalnızca ‘siyasal pazarlama uygulamaları’ndan ibaret bir disiplin değildir. Çalışmalardaki bu genel eğilimin sebeplerini siyasal
pazarlamanın kullanıcılarında aramak yerinde olacaktır. Geçmişten günümüze değin literatüre
bakıldığında, kavramın siyaset bilimciler, iletişim bilimciler ve siyasi parti örgütleri ve danışmanlardan oluşan pazardaki ‘uygulamacılarca’ incelendiği görülmektedir. 2. Dünya Savaşı yılları ve öncesi dönemlerde kavram ve ilgili uygulama yöntemleri, siyaset bilimi ve iletişim biliminin ilgisini çekmiştir. Teori geliştirme, uygulama esaslarının belirlenmesi gibi faaliyetler,
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
106
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
bunların yanı sıra Frankfurt okulu üyelerince getirilen eleştirel yaklaşımlar bu dönemlerde ağırlık kazanmıştır. Buna karşın, bilhassa 2. Dünya Savaşı sonrasından günümüze kadarki süreç
içinde ise pazardaki ‘uygulamacıların’ kavrama olan ilgileri artan bir ivmeyle yükselmiştir.
Çalışmalar incelendiğinde dikkat çeken bir diğer nokta ise yabancı kaynakların kullanılan tüm
kaynaklara oranıdır. Siyasal pazarlama, teori ve sistematik uygulamalar bakımından başta ABD
olmak üzere, İngiltere ve Almanya ve Fransa’da geliştirilmiş bir disiplindir. Türkiye’de konuyla ilgili yerli literatür çok daha geç oluşmuştur. Buna rağmen incelenen lisansüstü tez çalışmalarının bir kısmında yabancı kaynak oranının oldukça düşük olduğu saptanmıştır.
KAYNAKLAR
Abadan, N. (1956). Halk Efkarı, Mefhumu ve Tesir Sahaları. Ankara: Sbf Yayınları.
Bektaş, A. (2007). Kamuoyu İletişim ve Demokrasi. İstanbul: Bağlam Yayınları.
Bongrand, M. (1992). Politikada Pazarlama. İstanbul: İletişim Yayınları.
Bourdieu P. vd. (1995). Kamuoyu Kimin Oyu. (H. Tufan çev.) İstanbul: Kesit Yayıncılık.
Chaffee, S.H. (1975), Political Communication: Issues and Strategies For Research, London/
Beverly Hills: Sage.
Cohen, L., vd.. (2007). Research methods in education (6th ed.). New York: Routledge.
Daver, B. (1993). Siyaset Bilimine Giriş. Ankara: Siyasal Kitabevi.
Demir, V. (2007). Türkiye’de Medya ve Siyaset İlişkileri. İstanbul: Beta Basım Yayım.
Divanoğlu S. (2008). Seçim Kampanyalarında Siyasal Pazarlama Karması Elemanlarının Yeri
ve Önemi, Niğde Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, 1 (2): 105-118.
Doğu B. vd. (2014). Siyasetin Yeni Hali Vaka-i Sosyal Medya. İstanbul: Kalkedon Yayıncılık.
Domenach J.M. (2003). Politika ve Propaganda. (T. Yücel çev.) İstanbul: Varlık Yayınları.
Gürbüz, E. ve İnal, M.E. (2004). Siyasal Pazarlama Stratejik Bir Yaklaşım. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Henneberg, S.C. (2004). The Views of an Advocatus dei: Political Marketing and its Critics,
Journal of Public Affairs, (4) 3, 225-243.
Houghton, D.P. (2015). Siyaset Psikolojisi Durumlar, Bireyler, Olaylar. (H. İnaç ve D. Şekeroğlu çev.) İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yayın Dağıtım.
İslamoğlu, H. (2002). Siyaset Pazarlaması Toplam Kalite Yaklaşımı. İstanbul: Beta Basım Yayım.
Kalender, A. (2005). Siyasal İletişim Seçmenler ve İkna Stratejileri, Konya: Çizgi Kitabevi.
Kapani, M. (1999). Politika Bilimine Giriş. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Kotler, P. (2012). Günümüzde Pazarlamanın Temelleri. (Ü. Şensoy çev.) İstanbul:Otimist Yayınları.
Laswell, H. (1927) Propaganda Technique in the World War. New York: Peter Smith.
McQuail, D.ve Windalh,S. (1993). İletişim Kuramları. (M.Küçükkurt çev.), Ankara: İmaj Yayınevi.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
107
Siyasal Pazarlama Üzerine Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tez Çalışmalarına Dair Bir İnceleme
Meyer T. (2002). Medya Demokrasisi (Medya Siyaseti Nasıl Sömürgeleştirir?). İstanbul: Kültür
Yayınları.
Neumann, E.N. (2002). Medya Kültür Siyaset. S. Irvan (der.) Suskunluk Sarmalı Kuramının
Medyayı Anlamaya Katkısı, (s. 379-391). Ankara: Ark Yayınevi,
O’Shaughnessy, N. (2001). The Marketing of Political Marketing, European Journal of Marketing, (35) 9/10, 1047-1057.
O’Shaughnessy, N. (2002). Idea of Political Marketing. Greenwood Publishing Group.
http://site.ebrary.com.
Owen, D.M. (1991). Media Messagers in American Presidential Elections, New York:
Grenwood Press. İçinde; Denver, D. (1989). Elections and Voiting Behaviour in Britain.
London.
Öztekin, A. (2011). Siyaset Bilimine Giriş. Ankara: Siyasal Kitabevi.
Polat, C. vd. (2004). Hedef Seçmen Siyasal Pazarlama Yaklaşımı. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Qualter, T. H. (1980) Propaganda Teorisi ve Propagandanın Gelişimi, (Ü. Oskay çev.) Ankara.Üni. Siyasal Bilgiler Fak. Dergisi, (35), 1-53.
Sağlam, F. (1999). Siyasi Partiler Hukukun Güncel Sorunları. İstanbul: Beta Yayınevi.
Sandıkçıoğlu, B. (2012), Siyasal İletişim. (Editör) Uztuğ, F. ve Özgün, Y. Tarihsel Gelişim
Süreci İçinde Siyasal İletişim. (s. 2-29). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.
Tan, Ahmet. (2002). İlke ve Uygulamalarıyla Politik Pazarlama. İstanbul: Papatya Yayıncılık.
Taş, O. ve Şahım, T.Z. (1996). Reklamcılık ve Siyasal Reklamcılık. Ankara: Aydoğdu Ofset.
Tek, Ö.B. (1999). Pazarlama İlkeleri: Global Yönetimsel Yaklaşım- Türkiye Uygulamaları.
İstanbul: Beta Basım Yayım.
Tokgöz, O. (1991). Türkiye’de 1983 ve 1987 Genel Seçimlerinde Kullanılan Siyasi Reklamlar.
Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Dergisi, (24),1, 10-20.
Tokgöz, O. (2008). Siyasal İletişimi Anlamak. Ankara: İmge Kitabevi.
Uztuğ, F. (2007). Siyasal İletişim Yönetimi. İstanbul: MediaCat Yayınları.
Yavaşgel, E. (2004). Siyasal İletişim, Kavramlar ve Ardındakiler. Ankara: Babil Yayıncılık.
Zel, U. (2001). Kişilik ve Liderlik. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 92-108
108
Download