TBMM B: 117 15 . 6 . 2010 O: 10 Benim, bu kürsüden Sayın Millî Eğitim Bakanı ve AKP milletvekillerine bir önerim var: “Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu” diye bir platform var, bu gençlerle biraz konuşun lütfen ya da kendinizi o gençlerin anne babalarının yerine koyun, empati yapın biraz. Mesela 2002 yılında mezun olup atanmayan beden eğitimi öğretmeni Hakan Demirbanka’nın yerine koyun ya da Hakan’ın kendi çocuğunuz, kardeşiniz olduğunu düşünün ya da 2000 yılında mezun olan Mustafa Kocabaş’ın yerine koyun kendinizi ya da 2008 yılında mezun olan edebiyat öğretmeni Fırat Sarıpınar’ın, sınıf öğretmeni Mutlu Kayıran’ın yerine koyun. Platformun verilerine göre ataması yapılmadığı için intihar eden öğretmen sayısı 14. En son Bursa’da biyoloji öğretmeni Fikret Ercan intihar etti. Yazık değil mi bu gençlere. Bunların böyle bunalımlara girip hayatlarının baharında intihara sürüklenmeleri içinizi acıtmıyor mu? Ben, burada, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir sözünü hatırlatarak sözlerime son veriyorum: “Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında kadrolu-sözleşmeli öğretmen ayrımı olmayacak, atama bekleyen öğretmenlerimizin tamamının da ataması yapılacaktır.” Bugünler de yakın sevgili gençler. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özbolat. İkinci bölüm üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Nezir Karabaş, Bitlis Milletvekili. Buyurun Sayın Karabaş. (BDP sıralarından alkışlar) BDP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 508 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Tabii, yirmi maddelik bir tasarı ve tekliflerin içinde birçok bakanlığı, komisyonu ilgilendiren maddeler var ancak tasarının özü öğretmen ve polis atamalarıyla ilgili. Şimdi, tabii, birinci bölüm üzerine de, bu bölüm, ikinci bölüm üzerine de birçok hatip dile getirdi, Türkiye’de hem resmî rakamlara göre hem de eğitim alanında örgütlü olan sendikaların rakamlarına göre 300 binin üzerinde atama bekleyen öğretmen var. Tabii bunların kurdukları bir platform da var. Bir ara Sayın Başbakan “Ne demek ataması yapılmayan öğretmenler?” demişti. Yani bu çok açık. Eğitim mezunu olmuş, üniversiteyi okumuş, öğretmen olmaya hak kazanmış, atanıp öğretmenlik yapmayı bekleyen kişiler... Ha, bunlar da örgütlü toplumun doğası gereği bir araya gelip atamalarının yapılması, işsiz olan eğitimcilerin dayanışması şeklinde bir yapı oluşturmuşlar yani bu çok açık. Şimdi, tabii, daha önce dile getirdik çeşitli dönemlerde. Millî Eğitim Bakanlığının kendisinin yaptığı iç denetim çalışması var, raporu var; geçen yıl yapılmış, 133 bin öğretmen açığından bahsediyor. Yine, birçok alanda, hizmetli, diğer alanlardaki açıklardan bahsediyor, geniş bir rapor ama öğretmenler üzerindeki kısımla ilgili dile getirirsek geçen yıl Millî Eğitimin kendisinin yaptığı iç denetim sonucunda 133 bin öğretmen açığı var. Tabii, bu süre içinde yapılan öğretmen atamaları var ama bu sürede yeni yetişen, eğitim çağına gelmiş öğrenci, okumaya başlamış öğrenci sayısını kıyasladığımız zaman bu sayının düşmediğini, tam tersine yükseldiğini söyleyebiliriz. Ancak Türkiye’de çok ciddi bir öğretmen açığı olduğunu, yapılan, atanan sözleşmeli öğretmen, vekil öğretmen, ek ders ücreti karşılığı öğretmen uygulamalarına rağmen ciddi şekilde açık olduğunu hem Sayın Bakan hem Hükûmet kabul ediyor ancak bunlar dile getirildiği zaman 2002’den sonra yapılan öğretmen atamaları, 2002’den bu yana öğrenci sayısına düşen öğretmen sayısı, 2002’den bu yana derslik sayısı üzerinden hesap yapılıyor. – 112 – GÖKHAN-117 305–309