Danışma Meclisi B : 178 Oturulabilirliği de şüpheli olan en mütevazi evin kirası 15 - 20 bin lira olduğu düşünülürse, acaba bu­ nu değerlendirdiğimizde olağanüstü dönemin özelli­ ği nedeni ile umut ve sabırla bekleyen ve fakat an­ cak yaşamadan sadece soluk alabilen bu insanların herhalde bu Bütçenin uygulanacağı normal demok­ ratik yönetim döneminde de aynı sabrı göstermesi beklenmemelidir. Var olan faiz oranları ve fiyat ar­ tışları dikkate alınırsa, bu kaynağın gönüllü tasar­ ruflarla sağlanması olanağı çok sınırlıdır. Biraz da bütçenin gelirleri yönünde durmak isti­ yorum. Gelirler ve kurumlar vergisini artıramayan, etkin bir vergi yapısı oluşturamayan bakanlık, 300 milyar liralık iç borçlanmayı öngörmektedir. Var olan faiz oranlarıyla fiyat artışları dikkate alınırsa, bu kayna­ ğın gönüllü tasarruflarla sağlanması olanağı çok sı­ nırlıdır. O takdirde banka kaynakları zorlanacaktır. Bu tür uygulama, hem kredi darlığı yaratacak, hem de piyasada ikili fiyat oluşmasına neden olacaktır. Bu sonuçların özel kesim üzerindeki olumsuz etkileri gözden uzak tutulmamalıdır. Özetle belirtmek gerekirse, Maliye Bakanlığı Büt­ çesi, gerek harcama, gerekse gelir yönünden önemli eksiklikler ve sakıncalar taşımaktadır. 14 . 1 0 1983 O: 2 tam iflasa ulaşmadan ayrıldılar; bunun sonucu şimdi­ ki bakanımızın üzerinde kaldı. 24 Ocak Kararları olarak adlandırılan bu tedbir­ lere kısaca madde başlığı olarak temas etmem gere­ kirse : Ülke kaynaklarının ihracat yönünde kullanımı, (Birinci olarak), burada ihracatta % 30'a varan vergi iadeleri, elde edilen dövizin % 60'ına tanınan ithalat serbestisi, % 5 miktarının dışarıda tutulması, proje tu­ tarının % 90'ının Merkez Bankasından % 30 civarın­ da düşük bir kredi ile sağlanması ve dışarıda serbest faiz miktarıyla dikkate alınırsa açıktan % 40 net faiz kârının ilgiliye bahsedilmesi ve bunların sonunda pi­ yasada 244 - 248 lira civarında seyreden bugünkü dolar miktarının Devlete 360 lira civarında maliyeti, ihracatta fiyat tescili kaldırıldığı için, Türk ihracatçı­ ları arasında da dış rekabet nedeniyle çok mal sata­ rak yok pahasına satma kuralı işlemektedir. BAŞKAN — Sayın Devrimsel, süreniz doldu. Lütfen... FİKRİ DEVRİMSEL — Bitiriyorum Sayın Baş­ kanım. Kamu harcamalarının ve sanayi alanındaki kamu yatırımlarının kısılması, sonuçta kamu kaynaklarının belli kişilere aktarılması, işsizliğin daha da ağırlaş­ ması, açık işsiz sayısı çalışan işçi sayısını bugün aş­ Büyük miktardaki transferlerin, yatırımları artı­ mış, hatta çalışan işçi sayısı neredeyse emekli işçi rıcı, işsizliği azaltıcı, sabit gelirli memur ve işçiye sayısına yaklaşır duruma gelmiştir. (Şu anda emekli iş­ huzur getirici, kısaca ekonomiyi düzeltici bir nite­ çi ile çalışan işçi oranı 1/3 seviyesinde seyretmekte­ likte gözükmemektedir. dir.) Düşük ücret nedeniyle teknik personel etkin kul­ Bazı özel firmaların kurtarılması, ekonominin lanılmamakta, dış ülkelere kaçmaktadır. Dünya Ban­ kurtarılması anlamını hiç taşımamaktadır. kasının 1983 Enerji Raporunda, Türkiye'de enerji ala­ işçi, işsiz, köylü, memur ve emeğiyle geçinen­ nındaki teknik personel yetersizliğinin çok tehlikeli ve lerin, oluşacak yeni bütçe ve iktidardan beklentisi, daha etkin vergilendirme, daha verimli kaynak kul- ' üretimi durduracak boyutlara ulaştığı belirtilmekte­ dir.. lanımı ile gelir düzeyinin yükselmesi, huzur ve mut­ Serbest faiz politikası sonunda banker faciası or­ luluk getirmesi ve toplumda sosyal barışın sağlan­ taya çıkmıştır. masıdır. Kâr getiren KİT'lerin özel kesime devri, zarar Bu Bütçe ile bu uygulama, sanmıyorum ki, bu edenlerin zararlarının Devletin sırtına yüklenmesi, bu beklentileri karşılayabilsin. politikanın sonucu hedeflenmiştir. Sayın Başkan, değerli üyeler; İç tüketimin kısılması, bu ekonomik politikanın Sayın Maliye Bakanımız, 24 Ocak Kararlan ola­ uygulanması sonucudur. rak adlandırılan ve istikrar politikası olarak nitelen­ Tarım dışı üretim artışı olmamış, dış borç yükü dirilen tedbirlerin son uygulayıcısıdıflar. artmış, yabancı sermaye beklendiği gibi artmamış, ge­ Basında çıkan beyanlarında, «Şimdi de fedakâr­ lir dağılımı sabit gelirliler aleyhine gelişmiş, işsizlik lığı işçi ve memur yapacak» diye bir açıklamalarını büyük ölçüde artmıştır. okudum. Bir de, dünkü bir gazetede, 1982'de ban­ Eğitim, sağlık ve konut gibi sosyal içerikli konu­ kere para yatıran kumar oynadı, kaderine razı ol­ ların çözümü hep ertelenmiştir. sun» diyorlar. Biz bu şarkıyı daha önce de dinlemiş­ Sonuçta memlekette bir yandan «zadeler» bir yan­ tik; fakat söyleyenler değişikti. Onlar, bu ekono­ dan da «zedeler» türemiştir. minin banker faciasıyla biten sonucuna getirip; fakat — 353