TBMM

advertisement
T. B. M. M,
B : 93
HP GRUBU ADINA AYDIN GÜVEN GÜR­
KAN (Antalya) — Sayın Başkan, sayın milletvekil­
leri; bugün Sayın Başbakanın söz almasına hiç şaş­
madım, çünkü 'bir prova yapmaya ihtiyacı vardı.
(ANAP sıralarından «Siz deniyorsunuz» sesleri) Bu­
gün bilindiği üzere, halkımız Tekel maddelerinin dar­
besinin altında 'karanlık 'bir geceyi beklemektedir.
Sayın Başbakanımız Türkiye Büyük Millet Meclisin­
deki milletvekillerini 'bir ikna provası yaptı. Eğer
iknada muvaffak olursa, yarın «İcraatın içinden»
programında bu masalları anlatacaktı. Onun için ger­
çekten Cayın Başbakanın konuşmasını 'bekliyordum.
Sayın milletvekilleri, Sayın Başbakanım
güzel
şeyler söyledi, kimse maliyetlerinin altında çok uzun
bir süre Türkiye'de KİT ürünlerinin satılmasını sa­
vunmuyor; ama bunu enflasyonu önlemenin bir ça­
resi olarak gösteriyor ise, Sayın Başbakan çıksın bu­
rada kendisinin sorumluluğunu yüklendiği dönemden
bu yana enflasyon ne olmuştur rakamlarıyla açıkla­
sın.
Enflasyonu KÎT ürünlerini sübvanse ederek de
önleyebilirsiniz, KİT ürünlerine zam yaparak da. ön­
leyebilirsiniz, bu sistem meselesidir; ama enflasyo­
nu önlemek istiyor iseniz... Benim 'kanaatim 'bu hü­
kümet ve Sayın Başbakan enflasyonu önlemek iste­
memektedir; çünkü enflasyonu önlemek istiyor ise­
ler...
TALÂT SARGIN (Tokat) — Allah Allah!..
AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) — ön­
lemek istiyor iseler Sayın Sargın, o halde önleyememektedir. İkisinden 'birini lütfen ka'bul ediniz. Ya
önlemek istemiyorsunuz ya da önlemek istediğiniz
halde önleyemiyorsunuz. Şimdi cevap bekliyorum.
Tercih ediniz, tercih ediniz. (HP sıralarından alkışlar.)
Benim kanaatim, bu hükümet liberal bütün hükü­
metler gibi, enflasyonla ciddi olarak mücadele et­
mek niyetinde değildir, çünkü enflasyon hepinizin
bildiği üzere, dar ve sabit gelirlerden zengin kitlelere
kaynak aktarmanın en adi, toplum tarafından en ka­
bul edilmez yoludur. Vergi almak yerine, hükümet­
ler dar ve sabit gelirlilerin, köylünün, işçinin, me­
murun, emeklinin cebine elini atar. Bu yergi almak
yerine, düşünülebilecek en adi bir yöntemdir. Çün­
kü, özü itibariyle toplumsal hırsızlıktan başka bir şey
değildir. (HP sıralarından alkışlar.)
Kesin olarak enflasyonun önlenmesi •gerekliliğine
katılıyoruz; çünkü savunduğumuz kitlelerin uzun yıl­
lardır enflasyon nedeni ile katlanmak mecburiyetinde
kaldıkları acıları biliyoruz; ama 'iddia ediyoruz, bel­
1 . 5 . 1985
0: 1
geleri de oradadır, 1979 yılından bu yana Sayın Baş­
bakan' enflasyonu düşürmeyi vaat etmektedir, Hükü­
mete geldiği gün 6 ay sonra görürüz dedi, 6 ayın üs­
tüne iki 6 ay daha geçti enflasyonun düşmesinin iz­
leri dahi yoktur, çünkü düşürmek istememektedir.
Sayın Başbakan, bizi her zaman olduğu gibi, kü­
çük meselelere boğmak istiyor, «Lüks tüketim için
300 milyon dolar ödüyoruz. 11 milyar dolar içinde bu­
nun önemi nedir?» diyor. Lüks tüketim malları it­
halatının 300 milyon dolar olup olmadığı konusunda
şu anda elimde bilgi yok; tutalım ki doğrudur; ama
ben başka 'bir şey söylemek istiyorum; bunu oylarını
aldığınız kitleyi memnun etmek için Rockfor peyniri­
ni ayağına getirmek, Pierre Cardin kravatını getirmek,
Mereedesi getirmek siyasal tercihinizdir, hiç itira­
zım yok, edin, ediniz efendim, ediniz önemli değil...
LAYLA YENİAY KÖÖEOĞLU ('İstanbul) —
Kaçakçılığı önledik.
AYDIN GÜVEN GÜRKAN (Devamla) — Ka­
çakçılığı da önlediniz; onu da kabul ediyorum. Ben
şunu soruyorum : Bugün 3,5 milyar dolar Türkiye'
nin dış ticaret açığı vardır. Sayın Başbakan bunu
'küçültmüş müdür?. 5 yıldır Türkiye'nin sorumluluğu­
nu taşıyan Sayın Başbakan, Türkiye'nin dış ticaret
açığını küçültmüş müdür, küçültme eğilimi içine sok­
muş mudur?. Bana o konuda cevap versin.
Pierre Cardin ve Rockfor üzerinde sizinle tartış­
mam ve Sayın Başbakan bizi o platforma çekemez.
Bize dış ticaret açığı ve ödemeler bilançosu konusun­
da bilgi versin. Sorumluluğunu taşıdığı dönemden bu
yana ne olmuştur?. İhracat, ihracat, ihracat; toplum
bunca ağır yükü yüklenmiştir. İhracat artsın diye az
tüketmektedir, ihraç edebileceğimiz mallar satılabilsin diye dünya kadar kaynak vermektedir; fakat dış
ticaret açığı küçülme eğilimi içine girmemektedir.
Sayın Başbakan aldığı kredilerle övünüyor. Kredi,
doğrudur, bir bakıma itibarı gösterir; ama bir bakı­
ma da Türkiyelin giderek artan borç yükünü göste­
rir. Kredi hükümet tarafından bir itibar meselesidir;
bizim bakış açımız ise şöyledir : önümüzdeki kuşak­
lar, hükümetiniz sayesinde ve Başbakan yüzünden
gide/ek ağır bir borç yükü altına girmektedir. Bizi il" £ ilendiren nokta budur. Türkiye, bugün hızla dün­
yanın en borçlu ülkeleri arasına katılmaktadır. Mek­
sika'nın, Brezilya'nın, Güney Kore'nin başına gelen­
ler yarın Türkiye'nin de başına gelebilir. Bu itibar
ise, bu itibarın şerefi size ait olsun, biz talipkân de­
ğiliz. (HP sıralarından alkışlar.)
—m—
Download