SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI BİLGİLENDİRME PROGRAMI GASTROENTEROLOJİ BİLİM DALI NE YAPAR? Gastroenteroloji tüm sindirim sistemini (yemek borusu, mide barsaklar) ve bunun yanısıra karaciğer, safra kesesi ve yolları, pankreas gibi organların hastalıkları ile ilgilenen bilim dalıdır. GASTROENTEROLOG KİMDİR? Gastroenteroloji uzman hekimleri, 4 yıllık iç hastalıkları ihtisasını tamamladıktan sonra ilave olarak gastroenteroloji bilim dalında 3 yıl yoğun ve tempolu bir üst ihtisas eğitim sürecini tamamlamaktadırlar. Yani Gastroenteroloji, İç Hastalıkları üzerine yapılan üst bir ihtisas alanıdır. Gastroenteroloji üst ihtisas eğitimi, üniversite hastanelerinde veya eğitim araştırma hastanelerinde, konularında uzman akademisyenlerin gözetiminde yapılmaktadır. Yine bu merkezlerdeki Gastroenteroloji Endoskopi ünitelerinde 3 yıllık ihtisas süresinin tamamına yayılacak şekilde üst ve alt sindirim sisteminin tanısal ve tedavi edici endoskopik işlemlerinin (endoskopi, sigmoidoskopi ve kolonoskopi) eğitimi verilmektedir. Bu endoskopik eğitim süreci ile endoskopinin optimal koşullarda etkin ve güvenilir bir şekilde uygulanması üzerine yoğun bir eğitim programı uygulanmaktadır. Sindirim sistemi darlıklarına genişletme (balon-buji), gastrointestinal sistem kanamalarına müdahale gibi ileri endoskopik işlemler de öğrenilmektedir. Gastroenterologlar ayrıca endoskopik bulguları veya endoskopik biyopsi sonuçlarını yorumlama, gerekli tedavi-takip protokollerini uygulama ve sindirim sistemi kanserlerinin önlenmesine yönelik de eğitim almaktadırlar. Bazı Gastroenterologlar da, 7 yıllık (4 yıl İç Hastalıkları+3 yıl Gastroenteroloji) eğitim sürecine ek olarak gerek ulusal, gerekse uluslar arası merkezlerde almış oldukları eğitimlerle, safra yolu ve pankreas hastalıklarının endoskopik tanı ve tedavisine yönelik ERCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyo Pankreatografi), tümörlerin endoskopik tedavileri (EMR veya ESD), gastrointestinal kanalın ve karaciğerin tümörlerine yönelik cerrahi dışı tanı ve tedavi yöntemleri gibi konularda uzmanlaşmaktadırlar. SİNDİRİM SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI • Reflü: Mide içeriğinin (asidinin) yemek borusuna doğru geri kaçışı ve bunun sonucunda • Ülser: Ülser, mide veya duodenum’un (onikiparmak barsağı) mide asidi ve sindirim • Hazımsızlık (Dispepsi): Hazımsızlık (Dispepsi), yemek sonrası dolgunluk hissi, üst batında ağrı/yanma hissi şeklinde tanımlanabilir. Bu belirtilerden biri veya her ikisi aynı anda bulunabilir. Hazımsızlık şikayeti oldukça yaygın bir belirtidir. Tanısı bu şikayetlere neden olabilecek diğer hastalıkların dışlanmasına bağlıdır ki bu konudaki araştırmalar da bir Gastroenteroloji uzmanı tarafından yapılmalıdır (Ayrıntılı fizik muayene, laboratuar ve gayta incelemeleri, ultrason, endoskopi, kolonoskopi v.s.). Hazımsızlık tedavisi ilaçla mümkün olabilmektedir. Tedaviye dirençli olgularda tekrarlayan ilaç kürleri ve Psikiyatri desteği gerekebilir. • Kolon Kanseri: Sindirim sisteminin en tehlikeli hastalıklarından birisidir. Diğer adıyla kolon olarak bilinen kalın bağırsakta görülen bir kanser türüdür. Sinsi bir hastalıktır. Rutin kolonoskopik tarama programları ile erken tanınarak engellenebilir. Bu nedenle, herhangi bir risk faktörü olmayan 50 yaş üzerinde her bireye 10 yılda 1, bir gastroenteroloji uzmanı tarafından kolonoskopi yapılması önerilmektedir. Birinci derece akrabalarında kolon kanseri olan bireylerde daha erken ve daha sık aralıklarla kolonoskopik tarama önerilmektedir. Kolonoskopi sırasında polip saptanırsa aynı işlem sırasında endoskop yardımıyla çıkarılarak kanser riski ortadan kaldırılabilir. ortaya çıkan göğüs kafesinin arkasında yanmave ağza acı-ekşi su yemeklerin gelmesi gibi şikayetleroluşturan bir hastalıktır. Yemek borusu dışında müzmin öksürük, ses-boğaz sorunları ve farenjit ile göğüs ağrısı da yapabilir. Gastroözefageal reflü hastalığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de erişkinlerin en sık rastlanan müzmin haastalıkalrından birisi olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada toplumun %23’ünde reflü hastalığı bulunmuştur. Çoğunlukla ilaçla tedavi edilmekle birlikte ilaçlar yakınmaları geçici olarak ortadan kaldırır ve hastaların bir kısmı ömür boyu bu yakınmaları yaşar. sıvıları (örneğin pepsin) tarafından harabiyeti sonucunda meydana gelen doku kaybıdır. Doku kaybı asit ve pepsinin etkisiyle daha derinlere inebilir. Enflamasyon dediğimiz yara meydana getirir. Genelde mide asidinin fazla salgılanması veya mide hücrelerinin savunma mekanizmalarının bozulması neticesinde oluşurlar. Bilinen en önemli risk faktörleri H.pylori denen bir bakteri, non-steroidal anti-inflamatuar türü ağrı kesiciler ve sigaradır. Ülserlerin oluşturduğu en önemli sorun kanamalardır. Tedavisi asit baskılayıcı ilaçların kullanılması şeklindedir. H.pylori tespit edilen olgularda, ülserin tekrarlamasını engellemek için antibiyotikli tedaviler uygulanmaktadır. • İshal: Başka bir sindirim sistemi hastalığının belirtisi olduğu gibi kendi başına da bir hastalık olabilir. İshal, süresine göre akut veya kronik (müzmin) ishal diye ikiye ayrılmaktadır. Akut ishaller 4 haftadan kısa sürer ve genellikle enfeksiyöz nedenlere bağlı oluşur. 4 haftadan daha uzun süreli ishallere kronik ishal denmektedir ve kronik ishali olan bireyler mutlaka ileri araştırma amacı ile bir gastroenteroloji uzmanına başvurmalıdır. Kronik ishalin birçok nedeni arasında Çölyak hastalığı, inflamatuar barsak hastalığı (Ülseratif kolit-Crohn hastalığı), iskemik kolit, özelliklerde yaşlılarda gözlenen pankreas ekzokrin enzim yetersizliği, incebarsakta aşırı bakteriyel çoğalma, kronik pankreatit, paraziter enfeksiyonlar, sindirim sistemi kanserleri v.s. sayılabilir. Kronik ishalli olgularda ishal sebebine yönelik tedavi uygulanmalıdır. • Kabızlık: Bağırsak ritminin bozulması neticesinde ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Eğer uzun süredir kabızlık problemi yaşanıyorsa ya da dışkılama alışkanlığınızda yeni bir değişiklik meydana geldiyse, kilo kaybı, şiddetli karın ağrısı veya dışkılama ile birlikte kan gelmesi durumları varsa, mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulmalıdır. Çünkü bu belirtiler kolon kanseri için uyarıcı semptomlar olabilir ve bu olgularda bir gastroenterolog tarafından kolonoskopi yapılması gerekmektedir. Bunun dışında kalan nedenlerde ise kabızlık ilaç tedavileri, nefes ekzersizleri ve diyet ayarlanması ile tedavi edilebilir. • Hemoroidler: Hemoroidler anal kanaldaki toplar damarlardır. Bu damarlar şiştiğinde-genişlediğinde kanama-kaşıntı-ağrı gibi belirtilere neden olabilir. Çoğu insanda hemoroid vardır ancak herkeste belirti yapmaz. Genellikle uzun süreli kabızlıklarda, hamilelik gibi karın içi basıncının arttığı durumlarda belirti yapabilir. Erken evre hemoroidlerde ilaçla tedavi yapılabilirken, daha ileri evrelerde Gastroenteroloji Uzmanları tarafından rektosigmoidoskopi cihazı denen kolonun son 50-60 cm’sinin endoskopik olarak incelendiği yöntem esnasında bant ile bağlama veya hemoroid içine ilaç enjeksiyonu ile başarılı tedavisi uygulanabilir. Çok daha ileri evrelerde cerrahi gerekebilir. • Sindirim Sistemi Kanamaları: Sindirim sistemi kanamaları on iki parmak bağırsağı ve yukarısında ise üst sindirim sistemi kanaması, daha aşağıdaki bağırsak segmentlerinden kaynaklanırsa alt sindirim sistemi kanaması adını alır. Üst sindirim sistemi kanamasının en sık nedeni mide veya on iki parmak bağırsak ülser kanaması iken, alt sindirim sistemi kanaması nedenleri yaşa bağlı olarak değişmekle beraber en sık hemoroid-divertikül ve damar malformasyonuna ait kanamalarıdır. İyi ve kötü huylu kanserler de kanama nedeni olabilir. Sindirim sistemi kanamaları Gastroenteroloji Uzmanları tarafından endoskopik/ kolonoskopik yöntemlerle çok büyük oranda tedavi edilebilmektedir. • Siroz: Karaciğer yaşam için gerekli birçok metabolik fonksiyonu yerine getiren önemli bir organdır. Sindirim sistemini terk eden kan karaciğere uğradıktan sonra kalbe dönmektedir. Karaciğerin en önemli görevleri arasında; normal pıhtılaşmayı sağlayan kan proteinlerinin üretimi, protein üretimi, zehirli maddelerin vücuttan uzaklaştırılması, yağların ve vitaminlerin emilimini sağlayan safranın üretimi, enerji üretimi sayılabilir. Siroz, karaciğerde hasar yapabilen herhangi bir etkene bağlı olarak karaciğer yapısında ve fonksiyonunda bozulma durumudur. Sirozun ülkemizdeki en sık nedeni Hepatit B virüs enfeksiyonudur. Bunun dışında ilaç kullanımına bağlı karaciğer hasarı, yağlı karaciğer, Hepatit C ve alkol tüketimi diğer önemli nedenler arasındadır. Obezite ve diyabetes mellitus (şeker hastalığı) varlığı bu risk faktörleri bulunan olgularda süreci hızlandırabilir. Yukarıda belirtilmiş risk faktörleri bulunan olguların bir gastroenteroloji uzmanı tarafından periyodik kontrollerinin yapılması gerekmektedir. Siroz erken müdahele edilmediği takdirde ölümcül sorunlara (beyin fonksiyonlarında bozulma, böbrek fonksiyonlarında bozulma, karında su toplanması ve toplanan bu suyun enfekte olması, yemek borusunda veya midede karın içi damarlarda basınç artışına bağlı oluşan damar genişlemelerinin kanaması) neden olabilir. Tedavide amaç, siroza neden olan etkeni tedavi etmek veya ortadan kaldırmak, siroz ile ilişkili sorunların tedavisi ve siroz yakınmalarının tedavi edilmesi şeklindedir. Bütün bu tedavilerin (ilaç-endoskopik) bir gastroenteroloji uzmanı tarafından yapılması gerekmektedir. • Safra Kesesi ve Safra Yolu Taşı: Safra kesesi taşı daha çok 20-60 yaş arası kadınlarda gözlenmektedir. Obezite safra kesesi taşı gelişmi için önemli bir risk faktörüdür. Herhangi bir yakınma oluşturmayan safra kesesi taşı tedavi gerektirmez. Ancak yakınmalara (sağ üst kadran ağrısı, sırta vuran ağrı, bulantı, kusma) neden olan safra kesesi taşları tedavi edilmelidir. Safra kesesi taşlarının tedavisi açık veya kapalı ameliyat şeklinde olmaktadır. Ancak bazen safra kesesi taşları safra yoluna düşebilir. Bu durumda safra yoluna düşen taş, gastroenteroloji uzmanları tarafından uygulanan ERCP denen bir işlemle çıkarılmalıdır. Aksi takdirde pankreas iltihabı (pankreatit) veya safra yolunda enfeksiyona-karaciğerde abse gelişimine neden olabilir • Pankreas İltihabı (Pankreatit): Akut pankreatit, pankreasta ödem bazen de yıkım ile seyreden ani iltihabi durumdur. En sık nedeni safra taşlarıdır. Bunun dışında aşırı alkol tüketimi, kan yağı (trigliserit) yüksekliği, sigara içimi, ilaçlar v.s.’dir. Tanısı sırta vuran kuşak tarzında tipik karın ağrısının varlığı ile laboratuar ve görüntüleme (Ultrasontomografi) incelemeleri ile konur. Pankreatitli olguların tedavisi Gastroenteroloji Klinikleri’nde Gastroenteroloji uzmanları tarafından yapılmaktadır. Şiddetli pankreatitli olguların tedavisi ve takibi ise Gastroenteroloji Yoğun Bakım Ünitelerinde yapılmalıdır. • Pankreas Kanseri: Pankreas, sindirime yardımcı pankreatik sıvıları ve insülin gibi hormonları salgılayan, mide arkasında yerleşmiş bir organdır. Sigara, alkol, hayvansal yağdan zengin diyet, kronik pankreas iltihabı (kronik pankreatit), aile hikayesi önemli risk faktörleridir. Sarılık, karın ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı ve bulantı en önemli semptomlarıdır. Ayrıntılı fizik muayene, tomografi, MR gibi görüntüleme yöntemleri tanıda önemldir. Gastroenteroloji uzmanları tarafından uygulanan endoskopik ultrasonografi işlemi ile 2-3 cm’den küçük tümörler görülebilmekte ve tanı için biyopsi örnekleri alınabilmektedir. Yine safra yolları ve pankreas kanalı, endoskopi ve röntgen ışınının birlikte kullanıldığı ERCP işlemi ile değerlendirilip pankreas kanseri tanısı konabilir veya tömüre bağlı safra yolu darlıkları giderilebilir. Tedavide erken tanı önemlidir. Erken evrede cerrahi tedavi edici olabilmektedir. Bunun dışında kemoterapi ve radyoterapi gerekebilir. ÜST SİNDİRİM SİSTEMİ ENDOSKOPİSİ Sindirim sisteminin üst kısmını ucunda kamera bulunan ve bir monitor aracılığıyla görüntü elde edilen üst gastrointestinal sistem (GİS) endoskopisi ile incelenebilmektedir. Üst GİS; yemek borusu, mide ve onikiparmak barsağının ilk iki kısmından ibarettir. Üst Sindirim Sistemi Endoskopisi Neden Yapılır? Üst Sindirim Sistemi Endoskopisi, üst GİS ile ilgili yakınmaların (mide ağrısı, inatçı bulantı ve kusma, nedeni bulunamayan hazımsızlık, yutma güçlüğü, reflü yakınmaları, sindirim sisteminden kaynaklandığı düşünülen gizli kan kaybı, aşikar sindirim sistemi kanaması, kilo kaybı, v.s.) tanısı ve gerektiğinde tedavisi amaçlı uygulanmaktadır. Üst sindirim sistemi endoskopisi ile yemek borusu, mide veya oniki parmak bağırsağında, şüpheli görülen alanlardan doku örnekvleri alınabilir. Ayrıca polip veya erken evre tümörlerin cerrahi gerektirmeksizin tedavileri de mümkün olabilir. Yine tüm bu alanlardaki darlıklar endoskopik olarak tedavi edilebilmektedir. Özel dalga boyları kullanılarak uygulanan özel endoskopi yöntemleri ile tümör öncülleri veya erken evre tümörlerin tanısı sağlanabilir. Kolonoskopi Ne Zaman Gereklidir? • • • • • • • • • • • 50 yaşın üzerindeki kimselerde olası bağırsak kanserinin erken teşhisi için 10 yılda bir tarama amacıyla kolonoskopi yapılmalıdır. Bu işlem esnasında saptanan polip denilen ve zamanla kansere dönüşme ihtimali olan lezyonların çıkarılması ile kanser gelişiminin önüne geçilebilmektedir. Makattan taze kırmızı kanaması olanlarda veya dışkısında gizli kan saptananlarda, Birinci derece akrabasında kalın bağırsak kanseri veya polip öyküsü olanlarda (Daha erken, daha sık aralıklarla takip) Bağırsak kanseri veya polip öyküsü olanlarda kontrol amacıyla, Çekilen diğer filmlerde kalın bağırsakta şüpheli görünüm saptanan kişilerde, Geçmeyen ishali olanlarda ishal sebebinin araştırılması amacıyla, İnflamatuar bağırsak hastalığı (ülseraktif kolit veya Crohn hastalığı) olanlarda, Nedeni açıklanmayan kilo kayıplarında, Uzun süren kabızlık durumlarında, Dışkılama alışkanlığında değişiklik olması Tedavi ile geçmeyen ve nedeni açıklanmayan karın ağrılarında yapılmalıdır. ERCP HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Endoskopik retrograt kolanjiopankreatografi veya kısa adıyla ERCP karaciğer ve pankreas salgılarının döküldüğü kanalları incelemeye yarayan bir yöntemdir. Bu kanallar sayesinde, salgılar barsağa dökülür. Karaciğer ve safra kesesi salgılarının döküldüğü kanallara safra yolu adı verilir. Pankreas salgılarının döküldüğü kanala pankreas kanalı adı verilir. Safra yolu ve pankreas kanalı, midenin yaklaşık sekiz santimetre aşağısında bulunan barsağın üst kısmına ulaşmadan önce birleşir. Bu iki kanalın birleşip salgıların döküleceği ağza papilla adı verilir. Papillanın etrafında yuvarlak bir kas olan Oddi sfinkteri bulunmaktadır. Safra yolu taşlarının, safra yolları paraziter enfeksiyonlarının, iltihabi veya tümöre bağlı safra yolu, pankreas kanalı darlıklarının tedavisi, safra kesesi ameliyatları olan safra kaçaklarının tedavisi v.s., bu konuda deneyimli Gastroenteroloji uzmanlarınca başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Türk Gastroenteroloji Derneği Adres: Mustafa Kemal Mahallesi 2126 sokak. Kolbay iş merkezi C blok no. 6-9 Çankaya Ankara Telefon: 00 312 284 15 11 Telefon: 00 312 284 15 12 Faks: 00 312 284 80 75 E-posta: dernek@tgd.org.tr Web: www.tgd.org.tr