TEORİK KOZMOLOJİ EVRENİN GENİŞLEMESİ Modern kozmoloji, evrenin genişlemesinin görülmesiyle başlamıştır. Evrenimiz üç boyutlu olduğu için, evrenin genişlemesini resimle göstermek mümkün değildir. Evren bir boyutlu olsaydı, genişlemesini aşağıdaki şekildeki gibi düşünebilirdik. Burada çizdiğimiz çemberlerin içini ve dışını yok olarak anlamamız gerekir. Bu şekilde kapalı bir evren göstermiş oluyoruz. Evreni bir doğru şeklinde gösterip, doğrunun üzerindeki noktaları da genişletebilirdik. Ancak bu sonsuz bir evrenin gösterimi olurdu. Şekil 1: Evrenin genişlemesi Çemberin yarıçapı gibi gösterdiğimiz ancak bir yarıçap ifade etmeyen büyüklüğe ölçek katsayısı (scale factor) denir. Ölçek katsayısı uzayın eğriliğini ölçerek bulunabilmektedir. GENEL GÖRELİLİK Bugün inanılan bütün kozmolojik teoriler, genel görelilik kuramına dayalıdır. Einstein’ın genel görelilik kuramına dayalı kozmolojiler Einstein denklemlerine dayalıdır. Gözlemlerle uyumlu farklı modeller yapmak için Einstein denkleminin genellemeleri de kullanılmaktadır. Bugün, Einstein denkleminin genellemelerden bağımsız olarak doğru olduğuna inanılmaktadır. Einstein denklemini evrenin evrimine uyumlu kılarsak, ölçek katsayısının zamanla yaklaşık olarak doğrusal ancak detaylara bakıldığında oldukça karışık bir değişimi olduğunu görürüz. Şekil2 (Bu sembolik bir grafiktir, eksenlerdeki sayılar belli değildir.) İlk başta evren a~ olarak genişlemektedir. Evrenin bu aşamada radyasyonla doludur. Daha sonra evren birden bire büyümeye başlar, a~ . Bu zamana enflasyon denmektedir. Bu dönemde evrendeki madde bizim bildiğimiz madde gibi değildir. Bugün evrenin ölçek katsayısını, çok büyük olduğu için ölçemiyoruz. Bugünün ölçek katsayısının büyük olabilmesi için geçmişte büyümüş olması gerekir. Bu nedenle bu birdenbire büyümenin olması gerekir. Eğer evren bu aşamadan daha sonraki bir zamanda büyümüş olsaydı, bu teorik olarak evrenin homojen ve izotropik olmasında problem çıkarmaktadır. Enflasyon döneminden sonra evren a~ olarak genişlemektedir, bu dönemde evren fotonlarla doludur. Bundan sonra evren a~ şeklinde büyümektedir, bu dönemde evren bizim bildiğimiz madde ile doludur. Bizim bildiğimiz madde genişleyen evrenin soğuyup, radyasyonun parçacıklara dönüşmesiyle oluşmaktadır. Bugün gözlemlediğimiz evren a~ olarak büyümektedir. Buradaki başlangıçtaki değerinden farklıdır; . Bugün daha yavaş bir genişleme gördüğümüz evren, karanlık enerji ile doludur. Bu bugünkü modern kozmoloji anlayışımızın temelini oluşturuyor. Şekil3 Bugünden başlangıca bir doğru çizersek, bu doğru yaklaşık olarak enflasyon zamanından geçmektedir. Bugün yakın yıldızları kullanarak ölçtüğümüz eğim, bugünkü Hubble diyagramının eğimini vermektedir. Bu şekilde zaman olarak Hubble zamanını tanımlayabiliriz. Hubble zamanını doğrunun eğiminden söyleyebiliyoruz. Madde dolu, a~ şeklinde genişleyen evreni Tip1a süpernovalarla gözlemleyebiliyoruz. Tip1a Süpernovaları beyaz cücelerin etrafından madde alarak, belirli bir kütleye gelmeleri sonucunda patlamalarıyla, oluşur. Bütün patlamalar aynı kütleye gelmiş beyaz cücelerden oluştuğu için, hepsinin parlaklıkları aynı olur. Süpernova Tip1a gözlemlerinden; aramızdaki uzaklığa göre ışığın şiddetinin ve evrenin o zamanki genişlemesine göre ışığın dalgaboyundaki değişimi kullanılmaktadır. Bu süpernovaları evrenin farklı yerlerindeki ampuller gibi düşünebiliriz. Bu ampullerin parlaklığını ölçerek uzaklığını, kırmızıya kayma değerlerinden evrenin o an ne kadar genişlediğini bulabiliyoruz. Evrenin o anki ölçek katsayısı ile bugünkü ölçek katsayısı arasındaki farkı ölçebiliyoruz. Şekil 4 Hubble zamanını yaklaşık 15 milyar yıl olarak ölçüyoruz. Standart Einstein denklemleri bu resmin hepsini karanlık enerji hariç izah edebilmektedir. Karanlık enerjiyi izah edebilmek için denklemlere kozmolojik sabitin eklenmesi gerekir. Einstein denklemlerine kozmolojik sabiti evrenin statik olmasını istediği için eklemişti. Evrenin genişlemesinin görülmesiyle, kozmolojik sabitin gereksiz olduğunu düşünüldü. Bugün, evrenin genişlemesini açıklayabilmek için kozmolojik sabite ihtiyaç duyulmaktadır. Kozmolojik sabit genişlemeden sorumlu ise, evrenin evriminde sırasıyla enflasyon ve karanlık enerjiyle ilgili iki farklı kozmolojik sabit vardır. Neden kozmolojik sabitin geçmişte ve bugün farklı olduğunu sorarsak, kozmolojik sabiti dinamik bir değişken gibi düşünebiliriz. Kozmolojik sabitin olması en muhtemel şey skalar alandır. Parçacık fiziğinde her parçacık bir alanı temsil etmektedir. Mesela elektron bir Dirac alanıdır, elektronun spini ½ dir. Foton ise spini 1 olan bir Maxwell alanıdır. Spini 0 olan bir skalar alanın ise hiç açısal momentumu olmaz. Böyle hiç açısal momentumu olmayan bir şey bugüne kadar fizikte hiç temel bir parçacık olarak gözlenemedi. Bunun ancak CERN’de Higgs parçacığını bulabilecek ATLAS ve CMS deneylerinde gözlemlenmesi bekleniyor. Eğer Higgs parçacığı gözlenirse, bunun diğer kozmolojik sabiti veren skalar alanlarla bir ilişkisi olabilir; ancak bugün bunları açıklayan tutarlı bir teori bulunmamaktadır. Şu anki teorik fiziğin en büyük sorunu üç tane esrarengiz muhtemel skalar alan olmasıdır. Bunlar; Higgs, enflasyon ve karanlık enerji ile ilgilidir. Higgs parçacıklara kütle verdiği düşünülen, düz uzayda yapılmış bir teoridir. Dolayısıyla kozmoloji ile doğrudan bir ilgisi yoktur. Bu ders notunun hazırlanmasına emeği geçen Ece Kilerci’ye teşekkürlerimi sunuyorum.