Makro İktisada Giriş BÖLÜM 1 MAKRO İKTİSAT Nominal Gayri SafiYurtiçi Hasıla Bir ülkenin sınırları içerisinde belirli bir yılda üretilen nihai malların ve hizmetlerin üretildikleri yılın piyasa fiyatları üzerinden değerine Nominal GDP denir. Nominal GDP= 𝑸𝒊 𝑷𝒊 , 𝒊 = 𝟏……𝒏 Nominal GDP kavramının anlamı; 1. Ülke sınırları içerisinde 2. Belirli bir yılda üretilen 3. Nihai mallar ! 4. Piyasa fiyatı üzerinden Nihai Mallar Mal ve hizmetlerin piyasa değerinde üretim sürecinin her aşamasında meydana gelen artışa katma değer ( value added ) denir. Ekmeğin Perakende Piyasası Değeri = Katma Değerler Toplamı 300 * 0.6 TL = 180 TL = 10 TL + 14 TL + 126TL+30TL Reel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Bir ülkenin sınırları içerisinde belirli bir yılda üretilen nihai malların temel bir yılın piyasa fiyatı üzerinden değerine Reel GDP denir. Reel GDP = 𝑄𝑖 𝑃𝐵𝑖 , i= 1……….n Dolayısıyla nominal GDP’nin tersine reel GDP, bir ülkenin sınırları içinde bir yılda üretilen malların miktarında zaman içinde meydana gelen değişmeleri yansıtan bir büyüklüktür. Bu yüzden reel GDP hasıla-çıktı (output) veya üretim (production) diye de nitelendirilir. Diğer taraftan belirli bir zaman aralığı itibariyle ( haftalık,aylık veya yıllık olarak) ölçülen değişkenlere akım değişken (flowvariable), belirli bir an itibariyle ölçülen değişkenlere ise stok değişken (stockvariable) denir. İŞSİZLİK Bir ülkede çalışabilecek durumda olan ve çalışmak isteyen kişilerin bir bölümünün işinin olmamasına işsizlik (unemployment), bu durumda olan kişilere de işsiz ( unemployed) denir. * Karşı yönlü devrevi değişkendir. ENFLASYON Bir ekonomide genel fiyatlar düzeyinde (P) meydana gelen sürekli artışa fiili enflsayon (actual- realized inflation) veya kısaca enflasyon denir. *Aynı yönlü devrevi değişkendir. İKTİSADİ BÜYÜME Bir ülkede üretilen mal ve hizmet miktarının zaman içinde artmasına iktisadi büyüme (economic growth) denir. İktisadi büyüme reel GDP ‘nin zaman içinde sürekli artması anlamına gelir. İktisadi büyüme ortalama büyüme hızı (average growth rate, g ) ile ölçülür. Ortalama büyüme hızı, reel GDP’de uzun dönemde meydana gelen yıllık artışı yansıtır. Uzun dönem büyüme hızı (long run growth rate) diye de nitelendirilen ortalama büyüme hızı, aşağıdaki formülle hesaplanır: g= 𝑫ö𝒏𝒆𝒎 𝑺𝒐𝒏𝒖𝒏𝒅𝒂𝒌𝒊 𝑹𝒆𝒆𝒍 𝑮𝑫𝑷 𝟏 ( 𝑫ö𝒏𝒆𝒎 𝒃𝒂ş𝚤𝒏𝒅𝒂𝒌𝒊 𝑹𝒆𝒆𝒍 𝑮𝑫𝑷 )𝒏 −𝟏 𝟏 g=(𝟑. 𝟕𝟔𝟖) 𝟑𝟒 - 1 = (𝟑. 𝟕𝟔𝟖)𝟎.𝟎𝟐𝟗 −𝟏 = (1.039) – 1 = 0,039 Türkiye edonomisinin 1968-2002 döneminde yılda ortalama %3.9 büyüdüğü gerçeği (GDP’nin belirli bir büyüme hızı üzerinden iki katına çıkması için yaklaşık kaç sene geçmesi gerektiğini kolayca hesaplanmayı mümkün kılan) 70 kuralı (70 rule) ile değerlendirilirse, Türkiye’de 1968 – 2002 döneminde GDP her 18 yılda bir iki katına çıkmıştır. 70/3,9=18. İktisadi büyüme bazen yıllık büyüme hızı (yearlygrowth rate) olarak ölçülür. T yılındaki Büyüme Hızı = 𝐵ü𝑦ü𝑚𝑒 𝐻𝚤𝑧𝚤2002 𝐺𝐷𝑃𝑡 −𝐺𝐷𝑃𝑡−1 𝐺𝐷𝑃𝑡−1 ∗ 100 𝐺𝐷𝑃2002 − 𝐺𝐷𝑃2001 8554 = ∗ 100 = ∗ 100 = %7.8 𝐺𝐷𝑃20001 109885 İKTİSADİ DALGALANMALAR İktisadi Dalgalanmalar (economic fluctuations) MAKRO İKTİSAT Makro iktisat ( macro economic ), iktisadi büyümenin ve dalgalanmaların nasıl ortaya çıktığını (iktisadi büyüme ve dalgalanmaların belirleyicilerinin neler olduğunu) araştıran bir iktisat dalı olarak adlandırılır. Dolayısıyla etkileşim içinde oldukları işsizlik, enflasyon ve bunların belirleyicileriyle de ilgilenir. • Lukas Kritiği: Uygulanan yeni bir iktisat politikası bekleyişleri ve işleyen ekonomi vasıtasıyla ekonomik değişkenler arasındaki ilişkiyi değiştirebilir. Yeni iktisat politikasının işlemesi için bu politikanın ekonomik yapı üzerindeki etkisi de dikkate alınmalıdır. • Terkip Hatası: Bir ekonomik ilişki Mikro bazda geçerli iken, makro bazda geçersiz olabilir. Tasarruf paradoksu gibi. MAKRO İKTİSAT POLİTİKASI Bir ülkede iktisadi büyümeyi hızlandırmak ve iktisadi dalgalanmaları (işsizlik ve enflasyon hadlerindeki dalgalanmaları) kontrol etmek için uygulanan politikalara, makro iktisat politikası (macro economic policy) denir. Arz Yönlü Makro İktisat Politikaları Hızlı ekonomik büyüme hedefine yönelik iktisat politikasına, kısaca arz yönlü makro iktisat politikası (supply-side macro economic policy) denir. Y=F(L, K, A) L: Emek K: Sermaye A: Teknoloji Talep Yönlü Makro İktisat Politikaları İktisadi dalgalanmaları kontrol etme hedefine yönelik makro iktisat politikasına talep yönlü makro iktisat politikası (demand-side macro economic policy) denir. Ekonomide toplam harcamaları arttırıcı veya azaltıcı önlem ve yöntemlerdir. AD= C + I + G + (X-M) Arz ve Talep Yönlü İktisat politikaları Maliye Politikası (Fiscal Policy) ve Para Politikası (Monetary Policy) gibi temel iki aracı vardır. Para politikası para miktarını değiştirerek, maliye politikası kamu harcamaları ve vergi oranını değiştirerek uygulanır. Maliye + Para = Orthodox (Muhafazakar) Politikalar Maliye + Para +Ücret-Faiz Haddi + Döviz vb müdahale= Heterodox (Aykırı)Politikalar Ockham’ın Usturası (Ockham’s Razor): İktisatta gereksiz detayların ihmal edilmesidir. Ceteris Paribus: Diğer tüm şartlar sabitken. Sektörler ve Piyasalar BÖLÜM 2 GSMH’ın ÖLÇÜLMESİ GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ÖLÇÜLMESİ = ∑QP TOPLAM ÜRETİM YAKLAŞIMI: GDP = Tüm Firmaların Katma Değerlerinin Toplamı TOPLAM HARCAMA YAKLAŞIMI TÜKETİM (C) Nihai malların satın almak için hanehalkı sektörü/aileler tarafından yapılan harcamaları ifade eder. BRUT YATIRIM (I) Brüt yatırım (I)= Sabit Yatırım (𝐼𝑓 ) + Stok Yatırım (𝐼𝑠 ) Sabit Yatırım (𝐼𝑓 ) = Konut Dışı Sabit Yatırım + Konut Sabit Yatırımı Nihai Satışlar = C + 𝐼𝑓 + G + XN GDP= C + ( 𝐼𝑓 +𝐼𝑠 ) + G + XN (𝐼𝑠 ) = GDP – ( C + 𝐼𝑓 + G + XN ) Bir ekonomide GDP ile nihai satışların birbirine eşit olması, belli bir yılda üretilen nihai malların tümünün o yıl satın alındığı anlamına gelir. Bur durumda stok yatırımı sıfır olur. GDP = Nihai Satışlar, GDP – Nihai Satışlar = 𝐼𝑠 =0 Buna karşılık GDP’nin nihai satışlardan büyük olması, belli bir yılda üretilen nihai malların tümünün değil de bir kısmının o yıl satın alındığı anlamına gelir. Bu durumda firmalar GDP ile nihai satışlar arasındaki fark kadar pozitif stok yatırımı yaparlar. GDP > Nihai Satışlar, GDP – Nihai Satışlar = 𝐼𝑠 >0 Tam tersine GDP’nin nihai satışlardan küçük olması, ekonomide o yıl üretilenden daha fazla nihai malın satın alındığı anlamına gelir. Bu durumda firmalar aradaki farkı önceki yıldan devreden stokları satmak suretiyle karşılarlar. Dolayısıyla « negatif stok yatırımı » yaparlar. GDP<Nihai Satışlar , GDP – Nihai Satışlar = 𝐼𝑠 < 0 HÜKÜMET ALIMLARI (G) Tüm kamu kurumlarının yaptıkları harcamalar toplamını ifade eder. NET İHRACAT (XN) GDP = C +I + G + X-M GDP = C+ I + G + XN Bir ülkede ithalat ihracattan büyük (M>X) ve dolayısıyla da net ihracat negatif ise, GDP yurt içi harcamadan büyük olur; ülke ürettiğinden daha az bir değeri tüketim, yatırım ve hükümet alımları amacıyla kullanır: X>M , XN>0 ; GDP > (C + I + G) İhracatın GDP’ye oranına (X/GDP), dışa açıklık endeksi (index of opennes) denir. TOPLAM GELİR YAKLAŞIMI Firmanın Brüt Muhasebe Kârı = Üretim piyasası değeri - Ödemeler Firmanın Brüt Muhasebe Kârı = Üretim Piyasa Değeri – Diğer Firmalara Ödemeler (Hammadde maliyeti vb...) – ( Ücret ve maaş + Rant + Faiz) – Dolaylı vergiler Firmanın Brüt Muhasebe Kârı = Katma Değer – (Ücret ve maaş + Rant + Faiz ) – Dolaylı Vergiler Firma Düzeyinde Katma Değer= (Ücret ve Maaş + Rant + Faiz )+ Brüt Kar (Net Kâr + Yıpranma) + Dolaylı vergiler Veya ; GDP = Tüm Firma Düzeyinde Katma Değerler Toplamı = (Ücret ve Maaş + Rant + Faiz + Net Kâr ) + Dolaylı vergiler + Yıpranma GDP= Emek Gelirleri (Ücret ve Maaş) + Sermaye Gelirleri (Rant, Faiz, Net Kar) + Dolaylı vergiler + Yıpranma Toplam gelir yaklaşımı diye nitelendirilen bu üçüncü yaklaşım, toplam harcama yaklaşımı gibi bir ülkede bir yılda üretilen nihai malların hangi amaçlarla kullanıldığını değil, bir ülkede bir yılda üretim sürecine katkıların üretim aldıkları payların ne olduğunu, kısaca fonksiyonel gelir dağılımı (functional distribution of income) yansıtır. GDP İLE İLGİLİ BÜYÜKLÜKLER GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA GNP= GDP + Ülke Vatandaşlarının Yabancı Ülkelerdeki Üretime Katkısı – Yabancı Ülke Vatandaşlarının Ülkedeki Üretime Katkıları GNP = GDP + NFI (Net Faktör Geliri) NET YURT İÇİ HASILA NDP = GDP – Yıpranma NDP = ( C+ I + G + XN ) – Yıpranma Net Yatırım (IN) = Brüt Yatırım (I) – Yıpranma NDP = C+ IN + G + XN YURT İÇİ GELİR GDP = Emek Gelirleri (Ücret – Maaş) + Sermaye Giderleri (Rant-Faiz-Net Kâr) + Dolaylı Vergiler + Yıpranma Emek Gelirleri + Sermaye Gelirleri = DI = GDP – Yıpranma – Dolaylı Vergiler DI = NDP – Dolaylı Vergiler MİLLİ GELİR NI= DI + (yerli üretim faktörlerinin yabancı ülkelerde elde ettikleri faktör gelirleri) – (yabancı üretim faktörlerinin ülkede elde ettikleri faktör gelirleri) NI = DI + NFI KİŞİSEL GELİR PI = NI - (Sosyal Güv. Katkıları + Kurumlar Vergisi + Dağıtılmayan Kurumlar Kârı – Transfer Ödemeleri – Kamu Borçlanma Faizleri) PI= NI + Net Hükümet Gelirleri HARCANABİLİR KİŞİSEL GELİR DPI = PI – Gelir Vergisi DPI = C + S TASARRUF-YATIRIM ÖZDEŞLİĞİ Bir ülkede bir yılda yapılan tasarruflar ile yatırımlar, toplam harcamanın ve toplam gelirin tanımı gereği, birbirine daima eşittir. Bu önemli hususa tasarruf yatırım özdeşliği denir. GNP = C + I + G + XN + NFI GNP= C + I + (𝐶𝐺 + 𝐼𝐺 ) + XN + NFI Nihayetinde (S+UCP) + [ T - (G+TR+N)] = 𝐼𝑁 + XN + NFI Net yabancı yatırım (net foreing investment) 𝑆𝑁 + 𝑆𝐹 = 𝐼𝑁 𝑆𝑁 + 𝑆𝐹 = 𝑆𝑇 = 𝐼𝑁 Devri Akım Şeması ULUSAL SERVET Fiziksel Sermaye (physical capital) ülkede var olan doğal kaynakları, makineleri, binaları, köprüleri, barajları, yolları ve diğer kamusal alt yapı unsurlarını kapsar. Ulusal serveti oluşturan ikinci unsur, ülkede ikamet eden kişilerin sahip oldukları bilgi ve beceridir. Bu unsur kısaca beşeri sermaye (human capital) denir. Ulusal serveti oluşturan üçüncü unsur, net yabancı varlıklardır. Net yabancı varlıklar (net foreing assets), ülkenin yabancı varlıkları (yabancı bono, hisse senedi,yabancı bankalardaki mevduat hesapları, dış ülkelerdeki fabrikalar) ile ülke yabancı yükümlülükleri (yabancıların ülkedeki mali ve fiziki varlıkları) arasındaki farka eşittir. GDP ve ULUSLARARASI KIYASLAMALAR İki alternatif yaklaşım; 1) Piyasa Döviz Kuru Yaklaşımı Fert Başına GDP (TL)= Nominal GDP / Toplam Nüfus Fert Başına GDP ($) = Fert başına GDP / Döviz kuru 2)Satın Alma Gücü Paritesi Döviz Kuru Yaklaşımı Bu yöntemin eksiklikleri; *Geçimlik üretim *Yeraltı ekonomisi – kayıt dışı ekonomi *Dinlenme – boş zaman (mesai saati) farklılıkları Bu sorunları ortadan kaldırmak için; ABD’li iktisatçılar William Nordhaus ve James Tobin tarafından ileri sürülen bu yöntem, kısaca iktisadi refah ölçütü veya net iktisadi refah diye nitelendirilir. Satın alma gücüne, geçimlik üretimin değeri ve boş zamandaki değişimin değerini ilave edip çevre kirliliğinin maliyetini çıkararak elde edilir. » Ödemeler Dengesi » Ödemeler Dengesi (BP)= Cari İşlemler Hesabı Dengesi (CA)+Sermaye Hesabı Dengesi (CK)+Resmi Rezerv Hareketleri Hesabı(OR)+Net Hata ve Noksan=0 ENFLASYON ENFLASYONUN ÖLÇÜLMESİ Bir ekonomide genel fiyat düzeyinde (P) meydana gelen sürekli artış demek olan enflasyon, enflasyon haddi ile ölçülür. Fiyat indeksi; belirli bir mal sepetinin cari yıldaki fiyatıyla aynı sepetin temel yıldaki fiyatı arasındaki oranın 100 ile çarpımına eşittir. *Deflasyon 𝐵𝑖𝑟 𝑆𝑒𝑝𝑒𝑡𝑖𝑛 𝐶𝑎𝑟𝑖 𝑌𝚤𝑙𝑑𝑎𝑘𝑖 𝐹𝑖𝑦𝑎𝑡𝚤 Fiyat Endeksi= 𝐴𝑦𝑛𝚤 𝑆𝑒𝑝𝑒𝑡𝑖𝑛 𝑇𝑒𝑚𝑒𝑙 𝑌𝚤𝑙𝑑𝑎𝑘𝑖 𝐹𝑖𝑦𝑎𝑡𝚤 ∗ 100 Deflatör= 𝑁𝑜𝑚𝑖𝑛𝑎𝑙 𝐺𝐷𝑃 𝑅𝑒𝑒𝑙 𝐺𝐷𝑃 ∗ 100 *Tüketici Fiyat İndeksi (Tüketici Fiyatıyla Enflasyon Haddi) *Üretici Fiyat Endeksi (Üretici Fiyatıyla Enflasyon Haddi) Tüketicinin refah düzeyinde enflasyon nedeniyle meydana gelen bozulmayı doğru biçimde ölçememesinin birinci temel nedeni, malların kalitelerinde zaman içinde meydana gelen iyileşmeleri hesaba katmamasıdır. *Nitelik sapması İkinci temel nedeni; nispi fiyat yapısındaki değişme sonucu tüketicilerin malları birbirleriyle ikame ettikleri gerçeğini hesaba katmamasıdır. *İkame Sapması ENFLASYONUN TÜRLERİ *Sürünen Enflasyon *Dört Nala Enflasyon *Hiper Enflasyon Fiyatlar düzeyinde meydana gelen sürekli artışa enflasyon veya fiiligerçekleşen enflasyon denir. Genel fiyatlar düzeyinde meydana geleceği beklenen artışa, beklenen enflasyon denir. 𝑒−𝑃 ) 𝑒 (𝑃 ∆𝑃 −1 𝜋𝑒 = ∗ 100 = ∗ 100 𝑃−1 𝑃−1 Kişilerin cari dönemdeki genel fiyat düzeyini doğru olarak tahmin ettikleri (𝑃𝑒 =𝜋), tam olarak beklenen enflasyon denir. Tam tersine t dönemdeki genel fiyatlar düzeyini doğru olarak tahmin edemedikleri ( 𝜋 𝑒 ≠ 𝜋) ise, beklenmeyen enflasyon denir. Bazen sürpriz enflasyon diye de beklenmeyen enflasyon, gerçekleşen ve beklenen enflasyona hadleri arasındaki farka eşittir. Beklenmeyen (sürpriz) enflasyon = (𝜋 − 𝜋 𝑒 ) Enflasyona yol açan nedenler itibariyle, talebin çektiği enflasyon ve maliyetin ittiği enflasyon diye ikiye ayrılır. ENFLASYONUN MALİYETİ Enflasyonun kişilerin reel gelirlerini olumsuz etkileyerek yaşam standartlarını mutlaka bozduğu tek durum, sabit gelirlilerin durumudur. TAM OLARAK BEKLENEN ENFLASYONUN MALİYETİ a)Yemek Listesi Maliyetleri b)Ayakkabı-Deri Maliyetleri c)Vergi Bozulmaları İKTİSADİ HOŞNUTSUZLUK İNDEKSİ Belirli bir yıldaki işsizlik ve enflasyon oranlarının toplamına, Amerikalı iktisatçı Arthur Okun ’u takiben iktisadi hoşnutsuzluk indeksi derler. İktisadi Hoşnutsuzluk= Enflasyon Haddi (𝜋) + İşsizlik Haddi Endeksi (u) FAİZ HADDİ NOMİNAL FAİZ HADDİ Nominal Faiz Haddi, borç alanın borç verene ödemeyi taahhüt ettiği nominal getiri haddini temsil eder. BÖLÜM:5 REEL FAİZ HADDİ GDP gibi faiz haddi de, nominal ve reel büyüklükler arasındaki farkın önemli olduğu değişkendir. Reel faiz haddi, borç alanın borç verene tahahhüt ettiği nominal getiri haddi-nominal faiz haddi (i) ile enflasyon haddi (𝜋) arasındaki farka eşittir. Reel Faiz Haddi (r)= Nominal Faiz Haddi (i) – Enflasyon Haddi (𝜋) Reel faiz haddi GDP ile birlikte hareket etmeyen-devrevi olmayan bir değişkendir. (1 + 𝑟) = (1 + 𝑖)/(1 + 𝜋) 1) r= i -𝜋 𝑟𝑒 𝜋 > 𝜋 𝑒 𝑖𝑘𝑒𝑛 𝑟 < 𝑟 𝑒 2) r= i - 𝜋 = 𝑖 − 𝜋𝑒 𝑟𝑒 = 𝑖 − 𝜋𝑒 𝜋 < 𝜋 𝑒 iken r> 𝑟 𝑒 BÖLÜM 4 EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 2: İŞSİZLİK İŞSİZLİK İşsizliğin Ölçülmesi: Bir ülkede toplam nüfusun kışla, hapishane ve hastane gibi yerlerde ikamet edenler dışında kalan kısmının 15 yaş üzerindeki bölümüne kurumsal olmayan sivil nüfus denir. 3 gruptan oluşur, -Çalışanlar, (E) -İşsiz olan iş arayanlar, (U) -İşsiz olan ve iş aramayanlar. Kurumsal olmayan sivil nüfusun çalışanlar ve işsizler toplamında oluşan kısmı, işgücü diye nitelendirilir. L= E + U. Dolayısıyla da kurumsal olmayan sivil nüfusun işsiz olan be iş aramayanlar grubu, sivil nüfusun içinde olmayan kısmını ifade eder. Kurumsal olmayan sivil nüfusun bu grubuna, işgücü olmayanlar (not in labor force) denir: Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus – İşgücü = İş gücünde olmayanlar. İşgücünün kurumsal olmayan sivil nüfusa oranı, sivil nüfusun ne kadarının çalışmak istediğini yansıtır ve kısaca işgücü katılım haddi diye nitelendirilir. *Cesareti kırılan işçiler İşsizlik haddi(u) = İstihdam haddi = İş𝑠𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟 (𝑈) * Ç𝑎𝑙𝚤ş𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟(𝐸) +İş𝑠𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟 (𝑈) 100 Ç𝑎𝑙𝚤ş𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟 (𝐸) *100 𝐾𝑢𝑟𝑢𝑚𝑠𝑎𝑙 𝑂𝑙𝑚𝑎𝑦𝑎𝑛 𝑠𝑖𝑣𝑖𝑙 𝑛ü𝑓𝑢𝑠 Cesareti kırılan işçiler denilen ve aslında çalışmak isteyen bu kişilerin varlığı hesaba katıldığında, işsizlik haddi aslında işsizlik haddi verilerinin yansıttığından daha yüksektir. Eksik İstihdan-Çalışma; Çalışanların bir bölümünün yarım gün veya günde 2 saat çalışırlar. Bu durum hesaba katıldığında, işsizlik haddi yine işsizlik haddi verilerinin yansıttığından büyük olur. İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ *Geçici İşsizlik *Yapısal İşsizlik (Uyumsuzluk İşsizliği) * Doğal İşsizlik Bir ekonomide geçici ve yapısal işsizler toplamının işgücüne oranına doğal işsizlik haddi denir. 𝑢𝑁 = 𝐺𝑒ç𝑖𝑐𝑖 İş𝑠𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛 𝑆𝑎𝑦𝚤𝑠𝚤+𝑌𝑎𝑝𝚤𝑠𝑎𝑙 İş𝑠𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛 𝑆𝑎𝑦𝚤𝑠𝚤 İş 𝑔ü𝑐ü Doğal işsizlik haddi tam işsizlik haddi olarak nitelendirilir. Bir ekonomide (u< 𝑢𝑁 ) olduğunda; ücret haddi ve fiyat düzeyi yükselir. Buna karşılılık (u= 𝑢𝑁 ) olduğunda; ücret haddi fiyat düzeyi değişmez. Bu noktadan hareketle, doğal işsizlik haddi-tam istihdam işsizlik haddi, enflasyonu hızlandırmayan işsizlik haddi olarak nitelendirilir. s= f= İş𝑡𝑒𝑛 𝐴𝑦𝑟𝚤𝑙𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛 𝑆𝑎𝑦𝚤𝑠𝚤 (𝑆) Ç𝑎𝑙𝚤ş𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛 𝑆𝑎𝑦𝚤𝑠𝚤 (𝐸) İş 𝐵𝑢𝑙𝑎𝑛𝑙𝑎𝑟𝚤𝑛 𝑆𝑎𝑦𝚤𝑠𝚤 (𝐹) İş𝑠𝑖𝑧𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛 𝑆𝑎𝑦𝚤𝑠𝚤 (𝑈) F=S, fU=sE, f(U/L)= s (1-U/L ) , fU=s(L-U) f(U/L) + s(U/L) = s U/L = 𝑢𝑁 =s/(s+f) İşten ayrılma haddi ne kadar yüksek ve/veya iş bulma haddi ne kadar düşük olursa doğal işsizlik haddinin de o kadar yüksek olacağını göstermektedir. Örneğin s ve f değerlerinin %1 ve 515 yerine sırasıyla %2 ve %15 olduğu kabul edilirse, doğal işsizlik haddi de %6,2 yerine %11,07 olur: 𝑢𝑁 =0,02/(0,02+0,15)=0,117 olur. Diğer bir işsizlik türü Devrevi İşsizlik; iktisadi dalgalanmalardan kaynaklanır. Bu açıklamalar ışığında işsizlik haddi(u), geçici-yapısal ve devrevi işsizlik hadlerinin veya doğal ve devrevi hadlerin toplamına eşittir: u=𝑢𝑓 + 𝑢𝑠 + 𝑢𝑐 = 𝑢𝑁 + 𝑢𝑐 İŞSİZLİĞİN MALİYETİ • Sosyal Maliyeti • İşsizlik Tazminatı • İktisadi Maliyet GDP Açığı = Reel GDP – Doğal GDP GDP Açığı= 𝑅𝑒𝑒𝑙 𝐺𝐷𝑃 −𝐷𝑜ğ𝑎𝑙 𝐺𝐷𝑃 𝐷𝑜ğ𝑎𝑙 𝐺𝐷𝑃 *Okun Kuralı : İşsizliğin iktisadi maliyeti- GDP açığı, doğal işsizlik haddini aşan her ilave %1 işsizliğin reel GDP’nin doğal GDP’nin yüzde kaç altına inmesine yol açtığına bağlı olarak değişir. Bu bağlamda Arthur Okun’un yaptığı ampirik çalışmaya göre, ABD ekonomisinde doğal işsizlik haddini aşan her ilave %1 işsizlik, reel GDP’nin doğal GDP ‘den %2,5 küçük olmasına yol açar. Okun Kuralı yukarıdaki son denklemle değerlendirilirse, doğal GDP’nin ve reel GDP’nin kısaca GDP* ve GDP ile gösterildiği aşağıdaki Okun kuralı denklemine ulaşılır. (GDP-GDP*)/GDP* = -2,5(u-𝑢𝑁 ) İktisadi Hoşnutsuzluk Endeksi: Enflasyon + İşsizlik BÖLÜM 6 TOPLAM PLANLANAN HARCAMA BASİT KEYNESYEN MODEL TOPLAM PLANLANAN HARCAMALARIN TANIMI Bir ekonomide tüm sektörler tarafından satın alınarak istenen reel GDP ’ye, toplam planlanan harcama denir. AE=𝐶𝑃 + 𝐼𝑃 + 𝐺𝑃 + 𝑋𝑁𝑃 TÜKETİM ve TASARRUF FONKSİYONLARI C=C (DPI) Tüketimdeki değişmenin harcanabilir kişisel gelirdeki değişmeye oranına, marjinal tüketim eğilimi denir. 𝑇ü𝑘𝑒𝑡𝑖𝑚𝑑𝑒𝑘𝑖 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑚𝑒(∆𝐶) Marjinal tüketim eğilimi = 𝐻𝑎𝑟𝑐𝑎𝑛𝑎𝑏𝑖𝑙𝑖𝑟 𝐾𝑖ş𝑖𝑠𝑒𝑙 𝐺𝑒𝑙𝑖𝑟𝑑𝑒𝑘𝑖 𝐷𝑒ğ𝑖ş𝑚𝑒 (∆𝐷𝑃𝐼) C=𝐶0 + 𝑐𝐷𝑃𝐼 (0< 𝑐 < 1, c sabit) C/DPI = apc = 𝐶0 /𝐷𝑃𝐼+c TÜKETİM ŞEDÜLÜ VE GELİR-TÜKETİM MUTLAK İLİŞKİSİ S=S(DPI) Marjinal Tasarruf Eğilimi = ∆𝑆 ∆𝐷𝑃𝐼 DPI= C + S , ∆𝐷𝑃𝐼 = ∆𝐶 + ∆𝑆 ∆𝐷𝑃𝐼/∆𝐷𝑃𝐼=∆𝐶/∆𝐷𝑃𝐼 + ∆𝑆/∆𝐷𝑃𝐼 1= c + s DPI = C + S DPI = 𝐶0 + cDPI + S S= DPI - 𝐶0 - cDPI S=−𝐶0 + (1-c)DPI S= −𝐶0 + sDPI (0< 𝑠 < 1, 𝑠 = 𝑠𝑎𝑏𝑖𝑡) TASARRUF ŞEDÜLÜ (tablo) PLANLANAN YATIRIM 𝐼𝑃 = ( 𝑖 ) 𝐼𝑃 = 𝐼0 − 𝑏𝑖𝐼0 > 0 , b> 0 HÜKÜMET ALIMLARI G=𝐺0 NET İHRACAT Nominal Döviz Kuru Bir birim yabancı paranın ulusal para cinsinden fiyatına-değerine, iki taraflı nominal döviz kuru denir. Nominal döviz kurunun yükselmesi-nominal değer kaybı, yurt dışında üretilen malların ülke vatandaşları için pahalılaşmasın, yurt dışında üretilen malların ise yabancılar için ucuzlamasına yol açar. Nominal döviz kurunun düşmesi-nominal değer kazancı, yurt dışında üretilen malların üretilen malların ülke vatandaşları için ucuzlamasına, yurt içinde üretilen malların ise yabancılar için pahalılaşmasına yol açar. REEL DÖVİZ KURU 𝑒𝑃∗ R= 𝑃 Reel döviz kurunun yükselmesine, reel değer kaybı denir. Reel döviz kurunun düşmesine, reel değer kazancı denir. İTHALAT FONKSİYONU + M= M ( 𝑌 ) Marjinal İthalat Eğilimi (m)= İTHALAT ŞEDÜLÜ ∆𝑀 ∆𝑌 𝑌 ↑→ 𝑀 ↑→ 𝑋 − 𝑀 ↓ , 𝑅 ↑→ 𝑀 ↓→ 𝑋 − 𝑀 ↑ + 𝑋𝑁 = 𝑋𝑁 (𝑌, 𝑅 ) İHRACAT FONKSİYONU + X=X ( 𝑌 ∗ ) + + X= X ( 𝑌 ∗,𝑅 ) NET İHRACAT FONKSİYONU + + XN = XN (𝑌 ∗,𝑅) + + XN = XN (𝑌 ∗,𝑅,𝑌) XN = X–M = 𝑋0 − 𝑋0 + 𝑚𝑌 , (𝑋 = 𝑋0 ) XN=𝑋𝑁0 − 𝑚𝑌 (𝑋𝑁0 = 𝑋0 − 𝑀0 ) NET İHRACAT ŞEDÜLÜ TOPLAM PLANLANAN HARCAMA ŞEDÜLÜ DPI=PI-Gelir vergisi DPI= Y+ TR – T DPI = Y + 𝑇𝑅0 -𝑇0 Toplam Planlanan Harcama C=280+0,60DPI , M=8 + 0,04Y , 𝑇𝑅0 -𝑇0 =-200 TL AE=C + 𝐼𝑃 + G + XN C= 𝐶0 + cDPI = 𝐶0 + c(Y+𝑇𝑅0 -𝑇0 ) I= 𝐼0 - bi G= 𝐺0 XN=𝑋𝑁0 - My (𝑋𝑁0 =𝑋0 - 𝑀0 ) AE=𝐶0 + c(Y+𝑇𝑅0 -𝑇0 ) + (𝐼0 -bi) + 𝐺0 + 𝑋𝑁0 - My AE= 𝐴0 + (c-m)Y 𝐴0 =𝐶0 + c𝑇𝑅0 - c𝑇0 + (𝐼0 -bi) + 𝐺0 + 𝑋𝑁0 𝐴0 terimi, kısaca otonom harcama diye nitelendirilir. Otonom harcama artınca toplam planlanan harcama şedülü yukarıya doğru kayar. İKTİSAT POLİTİKASI ve TOPLAM PLANLANAN HARCAMA Hükümet maliye ve para politikaları vasıtasıyla toplam planlanan harcamayı etkileyebilir. Bu bağlamda hükümet örneğin hükümet alımlarını (G) ve transfer ödemelerini (TR) arttırırsa veya vergileri (T) düşürürse, kısaca hükümet genişletici maliye politikası izlerse,AE toplam planlanan harcama artar. ( a paneli) Hükümet alımlarını ve transfer ödemelerini azaltırsa veya vergileri arttırırsa, kısaca hükümet daraltıcı maliye politikası izlerse, AE toplam planlanan harcama azalır- AE toplam planlanan harcama eğrisi aşağıya doğru kayar. ( b paneli ) İktisat Politikası ve Toplam Planlanan Harcama