T.B.M.M. B : 4 27 . 9. 1988 KİT'lere önemli katkıda bulunan kesim­ den geliyor. Bu kesim, KİT'leri kendi fab­ rikaları sanıyor; KİT'leri, politik hedefi, bürokratik emelleri için kullanıyor. Bun­ lar, KİT'lerin elden çıkmasını, buradaki egemenliklerinin sona ermesini istemiyor­ lardı. İkinci grup ise, demokratik yaşamın ge­ tirdiği gelişmelerle birlikte ortaya çıkan si­ yasî parti yöneticileri ve milletvekilleri idi. Bunlar da siyasî yatırım alanı olarak gör­ dükleri KİT'lerin özelleştirilmesini istemi­ yorlar. Çünkü, seçim öncesinde kartvizit­ le adam sokarak buralarda oy almayı sağ­ lıyor, KİT'lere kendi adamlarını atayarak, kendilerine bağımlı partizan bir kitle oluş­ turuyorlardı. Özellikle bu ikinci grup, ne zaman KİT'ler kârlı duruma geçmiş ve başarılı olmuşsa, hemen ortaya çıkıp, bu başarıyı kendilerine mal etmiş, aynı olay tersiyle gerçekleştiğinde ise, KİT'leri yerden ye­ re vurmuştur. Bu grubun KİT'ler için öv­ güsü de, yergisi-de, yalnız ve yalnız, özel­ leştirmeye engel olmak içindir. Doğrusu bunu da başarmışlardı. Görüldüğü gibi, KİT'lerin özelleşti­ rilmesinin önünde, KİT'lerin içinde ve dı­ şında birçok engel vardı. Bu engelleri or­ tadan kaldırıp, bütün ülke ve ekonominin yararına olabilecek bir özelleştirmenin ya­ pılabilmesi kolay olmayan bir iştir; ancak, olanaksız da değildir. Yeter ki, olaya cid­ dî ve gerçekçi bir biçimde yaklaşılsın. Özelleştirmeyi, belki de, "idarede et­ kinliğin özel sektöre geçmesi" şeklinde ifa­ de etmek daha yerinde olabilir. Özelleş­ tirmenin bir başka ve pratik tarifinin de, "devletin çeşitli sektörleri yönetmekten vazgeçmesi ve bu yetkiyi özel sektöre devretmesi" olduğu söylenebilir. Bu tari­ fe göre, devlet, piyasa ekonomisini engel­ leyen bütün faktörleri ortadan kaldırma­ lı, KİT'leri özelleştirmeli, ekonomiyi dü­ zenlemek için yapılan bütün müdahalelere O : 1 zaman içinde son vermelidir. Özelleştirmenin yararları ve amaçlan şu şekilde sıralanabilir: Özelleştirme, dev­ letin ekonomideki etkinliğini azaltarak, pi­ yasa ekonomisinin serbest şekilde işleyişini sağlar. Kamu İktisadî kuruluşlarının fiyat ve kalite bakımından hiçbir endişeleri yok­ tur. Kalitesi ve fiyatı ne olursa olsun, her malın satışı rahatlıkla sağlanabilir. Zarar­ ları ise, ya devlet sübvansiyonuyla, ya da fiyatlara aşırı zam yaparak karşılanır. Her iki şekil de ülke ekonomisinin sağlıksız iş­ lemesine yol açar ve dolaylı yollardan enf­ lasyonu kamçılar. Özelleştirme ekonomide verimliliği artırmaya yarar. Genel olarak kamu sek­ töründeki verimliliğin, özel sektördekinden düşük olduğu görülmektedir. Bunun çeşitli sebepleri vardır. Bir kere, kamu sek­ törünün kâr amacı gütmemesi ve zarar en­ dişesinin bulunmaması başlıca sebeptir. Ayrıca, KİT'ler, politik nedenlerle istih­ dam sorununu azaltmaya alet edilmekte­ dirler, bu yüzden de personel alımını frenleyememektedirler. Özelleştirme, sermaye mülkiyetini yaygın hale getirir. Kârlılık oranı yüksek KİT'lerin hisse senetlerinin, çalışanlara, yöneticilere, küçük tasarruf sahiplerine sa­ tılması, bir yandan bu kesimlere gelir transferi anlamına gelirken, öte yandan da mülkiyet ve emek unsurlarının birleşerek, iş anlaşmazlıklarının azalmasına yol açar. Özelleştirme, sermaye piyasasını ge­ liştirmeye yarar. Özelleştirmeye gidilince sermaye piyasaları canlanmakta, o güne kadar fazla ilgi gösterilmeyen sermaye pi­ yasalarının bir anda büyük bir arz ve ta­ leple hareketlendiği görülmektedir. Özel­ likle gelişmekte olan ülkelerde, yatırımlar, gayrimenkul, altın, değerli taşlar gibi ve­ rimsiz alanlara akmaktadır; kamu iktisa­ dî kuruluşlarının özelleştirilmesi yoluyla piyasaya hisse senedi çıkarılınca, bu kabil yatırımlar yerine hisse senedi gibi menkul — 113 —