Uluslararası Örgütlere Giriş Doç. Dr. Atilla SANDIKLI AMAÇLAR Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Uluslararası örgütlerin tarihsel gelişim sürecini betimleyebilecek, Ulusal egemenliğin yeniden tanımlanması sürecini açıklayabilecek, Uluslararası örgütlerin ortaya çıkışının devletler üzerinde yarattığı siyasal etkiyi tartışabilecek, 2 AMAÇLAR Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Uluslararası örgütlerin gelişiminin uluslararası sistemi ne yönde değiştirdiğini ve değiştireceğini yorumlayabilecek, Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorik analizleri tanımlayabilecek bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. 3 ANAHTAR KAVRAMLAR Westphalia Düzeni Uluslararası işbirliği Karşılıklı Bağımlılık işlevselcilik Yeni işlevselcilik Güvenlik Toplumu Uluslararası Kurum ve Kurallar Ağı Ekonomik Bütünleşme Uluslararası Örgüt 4 ULUSLAR ARASI ÖRGÜT; TANIMI ve SINIFLANDIRMASI o Uluslararası Örgüt, bağımsız ve egemen devletlerin veya hükümetler dışı kuruluşların küresel ya da bölgesel ölçekte, genel veya özel amaçlarla ulaşma doğrultusunda işbirliğini sağlamak için kurdukları yapılar, mekanizmalar ve süreçlerdir. o Ölçeklerine göre; küresel, bölgesel, ikili örgütler ve düzenler. o Amaçlarına göre; Askeri, siyasi, ekonomik, ticari, insani, teknik kültürel amaçlı örgütler. 5 Uluslararası örgütlerin tarihsel gelişim süreci Uluslararası örgütler, ulus-devletin ortaya çıkışı ve uluslararası siteme hakim olmasıyla görünmeye başlamıştır. Bu yönüyle modern bir siyasal sitemin önemli bir unsuru olan uluslararası örgütlere daha çok 19. yüzyılda rastlıyoruz. 6 Uluslararası örgütlerin tarihsel gelişim süreci 1648 yılında Avrupa’da 30 Yıl Savaşlarını sona erdiren Westphalia Antlaşması bir yönüyle dünyanın en kanlı savaşlarından birini sona erdirirken, diğer yandan uluslararası sistemi kökünden değiştiren bir egemenlik anlayışını da dünya sisteminde hakim kılmıştır. 7 Uluslararası örgütlerin tarihsel gelişim süreci Egemen eşitlik ilkesi etrafında yeniden oluşan yeni düzene Fransız İhtilalı’nın yükselttiği milliyetçilik hareketi de yeni bir ruh vermiş ve dünya sistemine “uluslar sistemi” ya da “uluslararası sistem” denmeye başlanmıştır. 8 Uluslararası örgütlerin tarihsel gelişim süreci Bu sistemde devletler uluslararası örgütler kurarak işbirliği yapma imkânı bulabilmişlerdir. Bir başka deyişle uluslararası örgütlerin ortaya çıkışında Westphalia Antlaşması ve onun getirdiği egemenlik ve eşitlik anlayışlı belirleyici olmuştur. Buna karşılık uluslararası örgütlerin yaygınlaşması için 19. yüzyılın başını beklemek gerekmiştir. 9 Uluslararası örgütlerin tarihsel gelişim süreci Bunun temel nedeni ülkesel, ulus-devletlerin yaygınlık kazanması ve bu devletlerarası ilişkilerin barışçıl bir dönemde artış göstermesidir. 19. yüzyıl bu açıdan Avrupa’da uluslararası örgütlerin yaygınlık kazandığı bir büyük başlangıç dönemi olmuştur. 10 Ulusal egemenliğin yeniden tanımlanması süreci Küresel bir bütün olma özelliği kazanan yeni dünya sisteminin, devletlerin işbirliğine dayanmakta olduğunu ve bu sistemin teknik ve belirli dar alanlarda ortaya çıkan uluslararası kurum ve kuralların düzenleyiciliği esasında geliştiğini gözlemlemek mümkündür. 11 Ulusal egemenliğin yeniden tanımlanması süreci Uluslararası örgütler, uluslararası alanlarda eşgüdümlü bir işleyişi mümkün kılarak hükümetleri bir araya getirirken, yarattıkları yeni örgütsel çerçevelerle de devletin karar alma ve bu kararları uygulama esaslarını temelden etkilemektedir. 12 Ulusal egemenliğin yeniden tanımlanması süreci Ortaya çıkan yeni durum bir yandan iç ve dış politika arasındaki çizgiyi, öte yandan ekonomik konularla güvenlik konuları arasındaki ayrımı ortadan kaldırmakta ve sonuçta devletin işleyişini bir bakıma yeniden tanımlamaktadır. 13 Ulusal egemenliğin yeniden tanımlanması süreci Devletler özerkliklerini ve egemenlik yetkilerini bir bakıma korumakla birlikte, söz konusu egemenlik anlayışı nitelik değiştirmeye başlamıştır. Gelişen uluslararası hukuk ve uluslararası örgütler sistemi içinde, ulusal egemenlik mutlak olmaktan çıkmaktadır. Ulusal hukuk, evrensel normlara uymak durumunda kalmaktadır. 14 Ulusal egemenliğin yeniden tanımlanması süreci Bu çerçevede uluslararası örgütler de önemli bir işlev görmektedir. Bu gelişim uluslararası örgütlerin teknik işbirliği ve eşgüdüm organı olmaktan çıkıp giderek siyasal anlamda evrensel normların koruyucusu niteliği kazanmasına da yol açmaktadır. 15 Uluslararası örgütlerin ortaya çıkışının devletler üzerinde yarattığı siyasal etki Günümüzde uluslararası aktör olarak devlet hâlâ önemini korumaktadır. Devletin belirleyici olduğu bir dünya düzeni de esas olarak varlığını korumaktadır. Öte yandan devlet dışı aktörlerin uluslararası sistemde önem kazandığını da gözlemliyoruz. 16 Uluslararası örgütlerin ortaya çıkışının devletler üzerinde yarattığı siyasal etki Bu durum devletin uluslararası politikadaki konumunu ve dış politika belirleme ve uygulama şeklini kökten değiştirmektedir. Bugün devletin yanı sıra, çok uluslu şirketler, hükümet-dışı örgütler ve çeşitli ulus ötesi baskı grupları, küresel elitler de uluslararası aktörler olarak uluslararası sistem kapsamı içinde etkinlik kazanmaktadır. 17 Uluslararası örgütlerin gelişiminin uluslararası sistemi ne yönde değiştirdiğini ve değiştireceğini yorumlamak Küresel ölçekte ortaya çıkan bu örgütsel ağ başta ekonomik ve teknik alanlar olmak üzere siyasal sistemin de bütünleşmesine yol açmaktadır. Ancak devletlerin ortadan kalktığını ve küresel bir dünya devletine doğru gidildiğini iddia etmek mümkün değildir. 18 Uluslararası örgütlerin gelişiminin uluslararası sistemi ne yönde değiştirdiğini ve değiştireceğini yorumlamak Burada söz konusu olan devletler arasında ve daha doğrusu toplumlar arasında sıkılaşan bağların yarattığı karşılıklı bağımlılıktır. Karşılıklı bağımlılığın esas olduğu bir yeni dünya düzeni ortaya çıkmaktadır. Bu yeni, dünya düzeninde devletin yetkileri bir oranda sınırlanmıştır. 19 Uluslararası örgütlerin gelişiminin uluslararası sistemi ne yönde değiştirdiğini ve değiştireceğini yorumlamak Karşılıklı bağımlılık olgusu devletin hareket alanını daraltmış, yine de devlet temel uluslararası siyasal birim, bir başka deyişle aktör olarak kalabilmiştir. 20 Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Bir uluslararası bütünleşme teorisi olarak işlevselciliğin en önemli yazarı David Mitrany’dir. Mitrany, uluslararası örgütleri yukarıda açıklamaya çalıştığımız, ilerleyen teknolojinin yarattığı “karşılıklı bağımlılık” olgusunun bir sonucu olarak görmektedir. David Mitrany (1888-1975) 21 Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Mitrany’e göre uluslararası örgütler, uluslararası düzeyde işbirliği yapılmaksızın gerçekleştirilmesi imkânsız olan işlevler üzerine kurulmuştur. Yine Mitrany, uluslararası örgütlerin bir işlev görmek üzere inşa edildiklerini belirtmektedir. 22 Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Uluslararası sistemde güvenlik ile barışın korunması yönündeki kaygıların da uluslararası örgütlerin ortaya çıkışında etkili olduğunu gözlemlenmektedir. “Güvenlik toplumu” modeli bu kaygıların ışığında ortaya konan önemli bir model olmuştur. 23 Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Karl Deutsch savaşın imkânsız hâle geldiği bir uluslararası toplum modeli olarak “güvenlik toplumu” modelini ileri sürmüştür. Güvenlik toplumunun kurumsallaşma sürecinde atacağı ilk adım ortak kararalma ve sorun çözme mekanizmalarını yaratmak olmaktadır. 24 Karl Deutsch Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Uluslar üstülük anlayışı Ernest B. Haas tarafından Yeni işlevselcilik olarak adlandırılan bir teori içinde ve özelde Avrupa Birliği’nin gelişimini açıklayacak şekilde ortaya konmuştur. Ernest B. Haas Haas’a göre ekonomik ve teknik sektörlerde ulusötesi grupların ulusal sınırların kısıtlayıcılığından kurtulmalarını sağlayacak bir örgüte ihtiyaç duyulacaktır. 25 Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Devletler bunun için yeni bir örgüt yaratacak ve bu örgüte egemenlik alanlarının bir kısmını devredeceklerdir. Devletlerin egemen yetkilerinin bir kısmını devrederek kurdukları bu örgüte Haas “ulusüstü örgüt” demektedir. 26 Uluslararası örgütlerin varoluşunu açıklayan teorileri Ulusal toplumu oluşturan çıkar grupları uluslarüstü bütünleşmenin faydalarını gördükçe ortaya çıkan yeni bölgesel uluslarüstü örgüte daha çok bağlanacaklar ve aidiyet duyguları ulusal plandan uluslarüstü plana kayacaktır. 27 Uluslararası örgütlerin uluslararası politika ve uluslararası hukuktaki dönüşüm üzerindeki rolleri Uluslararası ilişkiler disiplini yıllarca çatışma, şiddet, güç ve çıkar odaklı bir şekilde gelişmiştir. Uluslararası bütünleşme olgusu ise işbirliği ve barışçıl değişimi esas almaktadır. Öte yandan dünyamızda savaşlar da sona ermiş değildir. 28 Uluslararası örgütlerin uluslararası politika ve uluslararası hukuktaki dönüşüm üzerindeki rolleri Bu çerçevede uluslararası işbirliğini esas kılan uluslararası politikadaki söz konusu değişim ve dönüşüm kimi zaman, yeni güç sahipleri ile eskileri arasında şiddete dayalı bir çatışmaya neden olabilmektedir. Bu çerçevede uluslararası politika çatışma ve işbirliği arasında gelişimini sürmektedir. 29 Uluslararası örgütlerin uluslararası politika ve uluslararası hukuktaki dönüşüm üzerindeki rolleri Uluslararası örgütlerin ve uluslararası hukukun gelişimi bu denklem içinde uluslararası politikada işbirliğini öne çıkarmakta ve savaşları kaçınılmaz bir yazgı olmaktan çıkartmaktadır. Bu nedenle şiddet kullanımı veya tehdidinin, uluslararası örgütlerin ve uluslararası hukukun gelişim sürecinde etkisini ve önemini yitirmekte olduğu ileri sürülmektedir. 30 Uluslararası sistemde etkili olan faktörler Günümüzde uluslararası aktör olarak devlet hâlâ önemini korumaktadır. Devletin belirleyici olduğu bir dünya düzeni de esas olarak varlığını korumaktadır. Öte yandan devlet dışı aktörlerin uluslararası sistemde önem kazandığını da gözlemliyoruz. 31 Uluslararası sistemde etkili olan faktörler Bu durum devletin uluslararası politikadaki konumunu ve dış politika belirleme ve uygulama şeklini kökten değiştirmektedir. Bugün devletin yanı sıra çok uluslu şirketler, hükûmet dışı örgütler ve çeşitli ulusötesi baskı grupları, küresel elitler de uluslararası aktörler olarak uluslararası sistem kapsamı içinde etkinlik kazanmaktadır. 32 Uluslararası sistemde etkili olan faktörler Gelişen teknoloji ve buna bağlı olarak çağımızın ulaşım, haberleşme imkânları bu değişimi daha da hızlandırmakta ve dünyayı ve dünya siyasetini oldukça değiştirmektedir. 33 işlevselci yaklaşıma göre uluslararası örgütler nasıl doğmakta ve gelişmektedir? Mitrany, uluslararası örgütleri ilerleyen teknolojinin yarattığı “karşılıklı bağımlılık” olgusunun bir sonucu olarak görmektedir. Mitrany’e göre uluslararası örgütler, uluslararası düzeyde işbirliği yapılmaksızın gerçekleştirilmesi imkânsız olan işlevler üzerine kurulmuştur. Yine Mitrany, uluslararası örgütlerin bir işlev görmek üzere 34 inşa edildiklerini belirtmektedir. işlevselci yaklaşıma göre uluslararası örgütler nasıl doğmakta ve gelişmektedir? Mitrany açısından devletin hukuki yapısı, insanların doğal ekonomik ve sosyal faaliyetlerini kısıtlamaktadır ve söz konusu faaliyetlerin belli fonksiyonlar üzerine kurulacak uluslararası örgütler yoluyla yeniden doğal akışları yönünde serbest kalmaları sağlanabilir. 35 işlevselci yaklaşıma göre uluslararası örgütler nasıl doğmakta ve gelişmektedir? Mitrany birbirinden bağımsız olarak, farklı ihtiyaçları karşılamak, farklı işlevleri görmek üzere ortaya çıkan uluslararası örgütlerin zamanla birbiriyle ilişkilendirilebileceğini ve bu şekilde küresel ve evrensel nitelikte bir kurumlar ve kurallar ağının ortaya çıkacağını ileri sürmektedir. Mitrany’e göre örgütler arası bu ilişkilenme süreci sonuçta kapsayıcı bir şemsiye örgütü ortaya çıkaracaktır. 36 Güvenlik toplumunun varlığı için gerekli koşullar Deutsch, güvenlik toplumunun varlığı için üç önemli koşul saymıştır. Bunlar: Güvenlik toplumunun parçası olan toplumların ortak değer yargılarına sahip olması ve özellikle de hükümetlerinin olaylar karşısında tutum alışlarını belirleyen değerlerin birbiriyle uyumlu olması, Güvenlik toplumu üyelerinin birbirlerinin bir konu karşısındaki olası tavırlarını öngörme kapasitesine sahip olması, Güvenlik toplumunun parçası olan hükümetlerin birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap verebilme kapasitesine sahip olmalarıdır. 37 Güvenlik toplumunun varlığı için gerekli koşullar Bu koşullar altında güvenlik toplumunun kurumsallaşma sürecinde atacağı ilk adım ortak karar alma ve sorun çözme mekanizmalarını yaratmak olmaktadır. 38 Uluslarüstülük yaklaşımına göre bir ekonomik entegrasyon hareketi uluslarüstü bir örgüte dönüşmesi Ekonominin bir sektöründe başlayan bütünleşme, yayılma etkisiyle ekonominin diğer sektörlerine yayılacak ve tüm ekonomiyi kaplayacaktır. İşte bu noktada, ulusal toplumu oluşturan çıkar grupları uluslarüstü bütünleşmenin faydalarını gördükçe ortaya çıkan yeni bölgesel uluslarüstü örgüte daha çok bağlanacaklar ve aidiyet duyguları ulusal plandan uluslarüstü plana kayacaktır. 39 Uluslarüstülük yaklaşımına göre bir ekonomik entegrasyon hareketi uluslarüstü bir örgüte dönüşmesi Ekonomik sektörlerdeki uluslarüstü bütünleşme başarı ile ilerledikçe, ulusal çıkarlar yerini bölgesel uluslarüstü çıkarlara, ulusal aidiyet duygusu da bölgesel uluslarüstü aidiyet duygusuna bırakacaktır. Bu noktadan sonra uluslarüstü bütünleşme yüksek siyaset alanlarına kayacaktır. Bir başka deyişle bütünleşme ekonomik sektörlerden siyasi sektörlere geçecektir. 40 KISA BİLGİLER: 1618-1648 yılları arasında Protestan-Katolik karşıtlığı esasında yaşanan 30 Yıl Savaşları sonrasında Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu’na bağlı prenslikler bağımsız siyasi birimler hâline gelmiştir. 1818 yılında kurulan Zollverein, diğer adıyla Alman Gümrük Birliği ile Alman eyaletleri bir araya gelerek daha geniş bir pazara üretim yapma olanağına kavuşmuşlardır. 41 KISA BİLGİLER: Wilson ilkeleri; ABD Başkanı Woodrow Wilson 1918 yılında ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada vurguladığı on dört maddelik ilkeler ile Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmasını istediği dünya düzenine ilişkin görüşlerini ortaya koymuştur. Uluslararası örgütler, gündemi belirleyebildikleri ve koalisyon oluşturma sürecinde katalizör rolü gördükleri gibi zayıf ve küçük devletlerin siyasal inisiyatif kullanma ve bağlantı 42 stratejisi uygulama zemini olarak da rol oynamaktadırlar. KISA BİLGİLER: Uluslararası ilişkiler disiplini içinde Liberalizm ve Realizm iki temel ve karşıt yaklaşımdır. Bu iki temel uluslararası ilişkiler yaklaşımı aynı zamanda uluslararası politika alanında gelişen farklı teorileri de belirlemiştir Küreselleşme sürecinde uluslararası örgütlerin rolünün artmasıyla ve uluslararası ilişkilerde giderek artan oranda ilkelerin kabul edilmesiyle ulusal egemenlik mutlak olmaktan çıkmaktadır 43 KISA BİLGİLER: Gelişen teknoloji, iletişim, artan kitlesel üretim ve ortaya çıkan yeni güç merkezleri insanın eski çağlarda sahip olduğu kendi kendine yeterlilik özelliğini kırmıştır. Böylece tüm bu değişiklikler halkların artan bir şekilde birbirine bağlanması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Günümüzde dünyanın ulaştığı bu bütünleşme boyutuna “karşılıklı bağımlılık” (interdependance) adı verilmektedir. 44 KISA BİLGİLER: Karşılıklı bağımlılığın uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasında etkisinin olmadığı buna karşılık büyük devletlerin diğer ülkeler üzerinde baskı kurmasına yol açtığı da yöneltilen eleştiriler arasındadır. 45 KISA BİLGİLER: Ulusötesicilik (transnasyonalizm), uluslararası ilişkilerde tabiiyet, vatandaşlık, millî kimlik esasından bağımsız olarak hareket eden çıkar gruplarının, ulusal sınırları aşarak kurduğu toplumsal ve ekonomik bağların uluslararası sistemi ve devletin yapısını değiştirmekte olduğuna ilişkin bir görüşü ifade eder. 46 KISA BİLGİLER: Uluslararası rejimler, devletlerin tek başlarına çözemeyecekleri sorunlu alanları düzenlemek için egemenlik devri yoluyla oluşturdukları hukuki kurallar ve mekanizmalardır. Bugün birçok alan uluslararası rejimler yoluyla düzenlenmiş durumdadır. Bu bağlamda Young, “bir uluslararası rejimler dünyasında yaşıyoruz” saptamasını yapmaktadır. 47 KISA BİLGİLER: “Güvenlik toplumu” yaklaşımı, ortak değerlerin oluşturulmasına hizmet edecek biçimde toplumsal kesimler arasında iletişim ve ulaşım olanaklarının artırılmasını öngörmektedir. “Güvenlik” kavramı ile daha çok ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünün korunması kastedilmektedir. 48 KISA BİLGİLER: Ulus devletlerin barış ve güvenliği sağlamada yetersiz kalması, uluslararası örgütlerin bu amacın gerçekleştirilmesindeki rolünü artırmıştır. Ulus devlet siyasal toplum tipi olarak ulaşılan son nokta değildir. Günümüzde ulus devleti aşma çabaları oldukça güçlü akımlar olarak ortaya çıkmıştır. 49 KISA BİLGİLER: Yeni işlevselcilere (neofonksiyonalistler) göre “bir alanda oluşturulan uluslarüstü kurumların avantajlarından yararlananlar diğer alanlarda da benzer oluşumları destekleyeceklerdir.” 50 ULUSLAR ARASI ÖRGÜTLER I. ÜNİTE Doç. Dr. Atilla SANDIKLI