ilaçların teratojenik etkisi

advertisement
II. Özel Toksik Etkiler
- Mutajenik etki, karsinojenik etki ve teratojenik etki
gibi esas itibariyle hücre çekirdeği düzeyinde oluşan ve
genellikle kalıcı nitelikte olan toksik etkiler aralarındaki
benzerlikler nedeniyle özel toksik etkiler başlığı altında
sınıflandırılırlar.
- İlaçların, kadının veya dişi hayvanların döllenme yeteneği
üzerindeki reprodüktif toksik etkisi de (kısırlık ve
hayvanlarda bir döldeki yavru sayısının azaltılması gibi) özel
toksik etkidir ve teratojenik etkinin özel bir şekli olarak kabul
edilir.
- İlaçlar, geliştirilme döneminde deney hayvanlarında
mutajenik, karsinojenik ve teratojenik etki olasılıkları
bakımından etraflı bir şekilde yaygın olarak incelenirler.
• Mutajenik ve karsinojenik etki gösteren ilaç adayları
deney hayvanlarındaki klinik-öncesi deneme
döneminde diskalifiye edilirler.
• Teratojenik etki ilaçlar geliştirilirken gebe deney
hayvanlarında yapılan reprodüktif toksisite
incelemeleriyle insanda öngörülebilir.
• Ancak gebe kadınlarda ve gebe olma olasılığı olan
reprodüktif çağdaki kadınlarda kullanılmamak
koşuluyla, teratojenik etkinliği olduğu saptanan
maddeler insanlarda ilaç olarak kullanılırlar
İLAÇLARIN TERATOJENİK ETKİSİ
• Az sayıda bazı ilaçlar ve diğer bazı kimyasal maddeler
gebe kadınlar tarafından alındıklarında plasentadan
fotal dolaşıma geçerek fötusta malformasyonlara
neden olurlar.
• Bu duruma teratojenezis adı verilir.
• Teratojenezis oluşturan ilaç ve diğer etkenlere
teratojen denilir.
• Teratojenik etki. daha kapsamlı bir deyimle fötotoksik
etki diye de adlandırılır.
• Plasenta, ilaçların pasif difüzyonla geçmesine çok
elverişli olan bir yapıdır; gerçekte bir engel sayılmaz.
• Sanıldığından çok sayıdaki ilaç veya metaboliti
plasentadan fötusa geçer fakat teratojenik etki
göstermez.
Teratojenik etki mekanizmaları
i) Sitotoksik etkiye bağlı teratojenezis: Bu tür
teratojenezis yapan maddeler DNA yapısını
genotoksik etkileriyle bozmak veya DNA sentezini
inhibe etmek ya da mitoz esnasında iğcik oluşmasını
bozmak suretiyle sitotoksik etki yaparlar.
ii) Önemli besinsel etkenlerin dışardan alınmasının
veya enerji üretiminin bozulması: Gebenin
beslenme yetersizliği nedeniyle yeterli kalori ve
protein alamaması, folik asid ve A vitamini gibi
vitaminlerin yetersizliği, genellikle büyüme
rötardasyonu (gecikmesi), SSS'nin olgunlaşmasının
gecikmesi ve tiroid bozukluğu şeklindeki durumlara
neden olur ve bunlar irreversibl nitelikte olabilirler
iii) Uteroplasental kan akımının azaltılması: Deney
hayvanlarında vazokonstriktör ilaçların, plasentaya
gelen maternal kan akımını azaltmak ve ayrıca fötal
kan akımını bozmak suretiyle embriyoletalite,
malformasyon ve büyüme rötardasyonu yaptığı
görülmüştür.
iv) Farklılaşma ile ilgili spesifik olayların bozulması:
• Bu mekanizma ile teratojenik etki yapan ilaçların
belirgin bir genotoksik ve sitotoksik etkisi yoktur;
embriyoyu öldürmeleri ve büyüme geriliği yapmaları
olağan değildir.
• Gebeliğin organojenez döneminde verildiklerinde
belirli yapıların gelişmesini spesifik bir şekilde
bozarak belirli malformasyon çeşitlerinden oluşan
kendilerine özgü sendromlar yaparlar
• Doğal glukokortikoidlerin fizyolojik
konsantrasyonları normal bir embriyojenez için
gerekli olduğu halde, farmakolojik (suprafızyolojik)
dozda sıçanlara gebeliğin ortasında verilmeleri
spesifik olarak yarık damak yapar,
v) Doku osmolaritesinin değişmesi:
• Embriyo dokularının osmolaritesinin kimyasal
etkenler tarafından değiştirilmesi organojenezi
bozabilir.
Teratojenik etkinin çeşitli yansımaları:
• Embriyoletalite ya da embriyosid etki
• Düşük
• Fötusun gelişmesinin geri kalması (büyüme
rötardasyonu
• Deneysel teratojenez incelemelerinde üç türlü
madde ayırt edilebilmiştir:
i) Letalitesi düşük, fakat malformasyon yapıcı etkinliği
güçlü az sayıdaki maddeler ufak dozda sadece
malformasyon yaparlar, doz arttığında
malformasyona büyüme rötardasyonu da eşlik eder.
ii) Diğer bazı maddelerin fetalitesi güçlüdür, embriyo ve
fötusu öldürürler ve ölenlerde ayrıca malformasyon
ve rötardasyon da yapmışlardır,
iii) Üçüncü bir teratojen madde grubunda malformasyon
yapıcı etki yoktur, fakat rötardasyon yapıcı ve letal
etki vardır.
• Şurası bir kez daha vurgulanmalıdır ki: fötus, ilaçların ve
kimyasal etkenlerin teratojenik etkisine özellikle gebeliğin ilk
trimestrinde duyarlıdır; daha sonraki trimestirlerde duyarlık
azalmıştır.
• Doğuma yakın günlerde veya doğum eylemi sırasında
uygulanan ilaçlar gebe kadında ve/veya fötusta bazı fonksiyonel
bozukluklara neden olurlar: sonuçta bebek bu fonksiyonel
bozukluklarla doğabilir.
• İlaçların fötus üzerindeki bu tür etkilen geçicidir ve teratojenik
etki sayılmaz.
• Örneğin bu süre içinde morfin ve benzeri narkotik
analjeziklerin gebeye uygulanması bebeğin solunum
depresyonu ile doğmasına neden olur.
• Aynı süre içinde aspirin kullanılması doğum eylemini uzatabilir,
doğum sırasında kan kaybını artırabilir ve ölü doğum
insidensini artırır.
• Gebeliğin sonuna doğru (ayrıca tüm gebelik süresi boyunca)
kullanılabilecek güvenilir ağrı kesici bir ilaç asetaminofen'dir.
İnsanlarda Teratojenik Etkinin Önlenmesi
• Yeni ilaçların gebelerde kullanılmasından mümkün
olduğu kadar kaçınmak gerekir.
• İlacın yarar/zarar oranı gebelerde diğer kişilerde
olduğundan farklı olarak değerlendirilmelidir; çünkü
ilacın zararı bir kişide değil, iki kişide birden
meydana gelebilir ve fötustaki etki kalıcı olabilir.
• Önemli bir nokta, teratojenik etkiye en fazla duyarlı
olunan periyodun, kadının gebe olduğunu kesinlikle
bilemeyeceği periyod ile çakışmasıdır.
• Onun için yeni ilaçları ve teratojenik etki olasılığı
bulunan ilaçlan, sadece gebelerde değil, doğurganlık
çağında olan ve durumu itibariyle gebe kalma
olanağı bulunan bütün kadınlarda kullanırken de
hekimin daima dikkatli olması gerekir.
Teratojenliğin Saptanması
• Yeni geliştirilen bir ilacın veya herhangi bir
kimyasal maddenin insanda teratojen olup
olmayacağının incelenmesi, önce memeli deney
hayvanlarında yapılır.
• Teratojenik etkinlik türe göre değiştiği için:
i) Biri rodent olmak üzere memeli sınıfından en az iki
tür laboratuvar hayvanında inceleme yapılır ve
ii) Bu türlerden birinde veya hepsinde teratojen etkinlik
gösteren bir ilacın insanda da mutlaka teratojen
olması gerekmez ve bu nokta teratojen
denemelerinin öngörüsel değerini azaltır.
• İlacın teratojen olup olmadığının kesin kanıtı,
malformasyonlu bebek doğuran kadınlarda
yapılan gözlem ve incelemelere dayanır.
• Epidemiyolojik incelemeler kohort (cohort)
incelemeleri veya olgu-kontrol (case-control)
incelemeleri şeklinde yapılır.
• Kohort incelemelerinde ilaca maruz kalan gebeler
izlenerek bebeklerindeki konjenital malformasyon
oranı (daha doğrusu hızı) olan A ve aynı bölgede
yaşayan benzer nitelikteki, fakat ilaca maruz
kalmayan gebeler izlenerek onlardan doğanlardaki
konjenital malformasyon hızı, B saptanır;
• A/B oranı nisbi (relatif) riski verir.
• Eğer bu oran birden büyükse, büyüklüğün derecesi ile
orantılı bir şekilde ilacın az veya çok teratojenik etkisi
vardır.
• Olgu-kontrol incelemelerinde ise malformasyonlu
bebek doğurmuş olan annelerden oluşan olgu grubu
ve aynı bölgede malformasyonsuz normal bebek
doğuran annelerden oluşan kontrol grubu teşkil
edilir.
• Bu iki grupta gebelik sırasında, incelenen ilaca maruz
kalma sıklığı geriye dönük olarak saptanır.
• Olgu grubunda sıklığın, kontrol grubundakinden
anlamlı olarak fazla olması, ilacın teratojenik etki
riskini gösterir.
• Olgu-kontrol tipi incelemeler retrospektif niteliktedir;
prospektif nitelikte olan kohort incelemelerine göre
daha az sayıda denekle ve daha az masrafla sonuca
götürebilir.
İlaçların Teratojenik Risklerine Göre
Sınıflandırılması
1) A kategorisi: Gebelerde en güvenilir ilaçlardır
2) B kategorisi: Bunlar aşağıdaki durumlardan birine
uyan ilaçlardır:
• i) Deney hayvanlarındaki üreme ile ilgili incelemeler,
ilacın fötotoksik etkisinin bulunmadığını göstermiştir;
fakat ilaç hakkında gebe kadınlarda yapılmış
kontrollü incelemeler yoktur veya
• ii) Deney hayvanlarında, sözü edilen incelemeler
ilacın fertilite azalmasından başka fötotoksik etkisi
olduğunu da göstermiştir: fakat gebe kadınlarda ilk
trimestrde yapılan kontrollü incelemeler fötotoksik
etkiyi doğrulamamıştır ve daha sonraki trimestrlerde
ilacın zararlı olduğu hakkında kanıt yoktur, böyle bir
ilaç gebelerde gerekiyorsa rahatça kullanılabilir.
3) C kategorisi: Bu kategorideki ilaçlar, eğer hekim ilacın gebe
kadına sağlayacağı yararın, fötus üzerindeki potansiyel riskini
haklı göstereceğine inanıyorsa kullanılmalıdır.
4) D kategorisi: Bu kategorideki ilacın insanda fötus üzerinde
zararlı tesiri olduğu kanıtlanmıştır, .
• Gebe kadında yaşamı tehdit eden bir durumun tedavisi için
gerekiyorsa veya ciddi bir hastalık halinde daha güvenilir
ilaçlar kullanılamıyorsa ya da etkisiz kalmışsa D
kategorisindeki ilaç kullanılır.
5) X kategorisi: Bu gruptaki ilaçlar aşağıdaki koşullara uyarlar:
• i) Deney hayvanı veya gebe kadınlardaki incelemeler ilacın
fötotoksik etkisi olduğunu göstermiştir.
• ii) Gebe kadında kullanılmasının yararı, fötusa olan zararı
yanında önemsiz kalır, böyle bir ilaç gebe kadında veya gebe
kalma olasılığı bulunanlarda kontrindikedir.
İnsanlarda Teratojenik Etkisi Olan İlaçlar
1) Antineoplastik ilaçlar
2) Fenitoin, trimetadion, valproik asid, karbamazepin
vefenobarbital gibi antiepileptik ilaçlar
3) Psikotrop ilaçlar (lityum)
4) Bazı seks hormonları
5) Tiyoüre türevi antitroid ilaçlar ve iyodür
6) Varfarin ve diğer kumarin türevi antikoagülan ilaç
7) Streptomisin ve diğer aminoglikozidler, tetrasiklinler,
kinin, trimetoprim, mebendazol.,
8) Yüksek dozda A vitamini
9) Alkol ve sigara , kokaindir.
10) Gebeliğin erken döneminde aspirin alınmasının, fötusta Fallot
tetralojisi ve aorta koarktasyonu dahil çeşitli kalp ve büyük
damar bozukluğu insidensini yaklaşık iki kez artırdığı
bildirilmiştir.
• Doğumdan önceki gün veya haftalarda yeterli bir süre
alınan aspirin ve diğer prostaglandin sentez
inhibitörleri ise gebeliği ve doğum eylemini uzatır,
doğum kanamasını artırır, bebekte duktus
arteriosus'un erken kapanmasına, sürekli pülmoner
hipertansiyona ve kanamalara neden olabilir.
• Aspirin, diğer bazı antiinflamatuvar analjezikler ve
uzun etkili sulfonamidler gibi plazma albüminine
yüksek oranda bağlanan ilaçlar doğumdan önceki
birkaç gün içinde alınırlarsa yenidoğanda serbest
bilirubin düzeyini yükselterek kernikterus
yapabilirler.
Download