Romatoid Artrit (RA) Geleneksel Tedaviden Modern Biyolojik Ajanlar ile Serum Tedavisine geçiş Öncelikle Romatoid artrit (RA) geleneksel biçimde, bağışıklık sisteminin eklemlere saldırmasına yol açan kronik, enflamatuvar bir otoimmün bozukluk olarak tanımlanmıştır. Engelleyici ve ağrılı bir enflamatuvar durumdur, ağrı ve eklem aşınması sebebiyle önemli oranda hareket kaybına yol açabilir. Hastalık sıklıkla vücuttaki deri, kan damarları, kalp, akciğer ve kaslar gibi birçok eklem dışı dokuyu da etkilediği için sistemiktir. Multifaktöryel bir mekanizmayla ortaya çıktığı düşünülse de kesin nedeni ortaya konamamıştır, geleneksel Tedavi yöntemleri ile başarılı sonuçlara ulaşılamamıştır, deformasyon ve acı bastırılarak Yaşam kalitesi arttırılma hedeflenmiştir. Son dönemde on yıla yakın araştrımalar sonucu Roche ve Newcastle Üniversitesi Modern Biyolojik Ajanlar ile Serum Tedavisiyle RA Hastalığının kesin tedavisinde çığır açacak başarılı sonuçlara ulaşmışlardır. Prof.Dr.Timur PIRILDAR Tanıtım İçeriği: 1 Tarihçe 2 Etimoloji 3 Özellikleri 4 Epidemiyoloji 5 Teşhis o 5.1 Teşhis kriterleri 6 Eklem Tutulumu 7 Sinovitin süresi 8 Seroloji 9 Akut faz reaktanları o 10 Patofizyoloji o 10.1 Bakteri/antibiyotik hipotezi 11 Tedavi o 9.1 Kan testleri 11.1 Hastalık modifiye edici anti-romatik ilaçlar 11.1.1 Zenobiyotikler 11.1.2 Biyolojik ajanlar o 11.2 Yeni nesil Modern Ajanlar ve Analjezikler ile Tedavi Başarı o 11.3 Diğer tedaviler 12 Hastalığın seyri o 12.1 Engel o 12.2 Mortalite 13 Korunma 14 Notlar Tarihçe Artritin ilk bilinen örnekleri MÖ 4500’e kadar uzanır. ABD'de Tennessee’de bulunan yerli iskeleti kalıntılarında saptanmıştır. Ayrıca MS 123 tarihli bir metinde ilk kez romatoid artrite benzer semptomlar tarif edilmiştir. 1859 yılında ise Archibal Garrod hastalığa bugünkü ismini vermiştir. Etimoloji Romatoid artrit ismi romatoid ve artrit kelimelerinden oluşur: Romatoid, Yunanca rheumatos yani “akan” ve –oid son eki yani “-şeklinde/-şekilde”den oluşur, artrit ise “eklem” anlamına gelen Yunanca arthr ve “enflamasyon içeren durum” anlamına gelen –itis son ekinden oluşur. Nitekim artrit “eklem enflasmasyonu”, romatoid ise “romatizma şeklinde” anlamlarına gelir. Özellikleri Romatoid artrit bir kronik, enflamatuvar, multisistem, otoimmün bozukluğudur. Sıklıkla poliartiküler tutulum gösterir. Romatoid artriti diğer artrit formlarından ayıran semptomlaraynı anda birçok eklemin yumuşak dokusunun şişmesi ve enflamasyonudur (poliartrit). Eklemler her zaman simetrik olarak (bilateral) etkilenirler. Ağrı etkilenmiş eklemlerin kullanılmasıyla azalır ve genelikle sabahları 1 saatten fazla süre etkilenmiş tüm eklemlerde sertlik hissedilir. Bu sebeple, eklemler kullanıldıkça gün boyunca artış gösteren klasikosteoartrit ağrısıyla karşılaştırıldığında romatoid artritin ağrısı sabahları genellikle daha ağırdır ve gün boyu azalır. Patoloji ilerlerken enflamatuvar etkinlik eklem yüzeyinde aşınmaya ve yıkıma yol açar ki eklem yüzeyi hareket alanına zarar verir ve şekil bozukluğuna (deformiteye) sebep olur. Parmaklar genellikle serçe parmağa doğru döner (ulnar deviasyon) ve böylece doğal olmayan şekiller alabilir. Romatoid artritte görülen klasik deformiteler Boutonniere deformitesi ve kuğu boynu deformitesidir. Bunların dışında farklı deformiteler de görülebilir. Dermatolojik açıdan, genellikle ekstansor yüzeylerde, örneğin dirseklerde, deri altında (subkutanöz) nodüller oluşur. Extra-artiküler belirtiler de bu hastalığı osteoartritten ayrıştırır. Örneğin, çoğu hastada ya hastalığın (kendisinin) sebebiyle ya da hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların, özellikleanaljezi için kullanılan NSAIDlerin (non-steroidal anti-enflamatuvar ilaçlar), yan etkisi olarak oluşan gastrointestinal kanamanın sebebiyle anemi oluşur. Lökopeni ile birliktesplenomegali (dalak büyümesi) görülebilir (Felty sendromu) ve lenfatik infiltrasyon tükürük ve gözyaşı bezlerini etkileyebilir (Sjögren sendromu). Ayrıca akciğerler ana hastalığın gelişiminin bir evresi olarak veya tedavinin sebebiyle etkilenebilirler. Aniden veya tedavinin (örneğin metotreksat kullanımının) bir sonucu olarakfibrozit ortaya çıkabilir. Amiloidoz görülebilir ki bu kassal (musküler) yalancı hipertrofiye (psödohipertrofi) sebep olabilir. Kardiyovasküler olarak perikardit, valvülit ve fibroz sayılabilir. Gözsel (oküler) açıdan da keratokonjonktivitis sicca (kuru gözler), episklerit ve skleromalazi görülebilir. Bunların dışında otoimmün olarak, vasküler bozukluklar sayılabilir. Nörolojik açıdan mononöritis multipleks ve atlantoaksiyal sublüksasyon belirtileri olabilir. Romatoid artrit hastalarında ortaya çıkan psikolojik durum da önemlidir. Hastaların çoğunda, hastalığın gelişiminin yarattığı engeller sebebiyle kendilerine yetemez oluşlarıdepresyona yol açmıştır. Yine hastalığın bu engelleyici özelliği sebebiyle hayatlarında ortaya çıkan değişiklikler, örneğin işlerini kaybetmeleri, hastaların genelinde en azından yoğun moral bozukluğu ve bazı hastalarda depresyon sebebidir. Epidemiyoloji Romatoid artritin evrelerine göre eldeki şekil bozuklukları. Romatoid artrit, herhangi bir yaşta başlayabilir; bununla birlikte 20-40 yaş grubu daha sık ortaya çıkar. HLA-DR4 işaretçisi ile yakından ilişkilidir, bu sebeple aile geçmişi önemli bir risk faktörüdür. Hastalık kadınlarda erkeklere oranla 3 kat, sigara kullanıcılarında sigara kullanmayanlara oranla 4 kat daha yaygındır. Hastalığın her 10.000 kişide 30’unda görülebilir. Bazı Amerikan Yerli grupları daha yüksek prevalans hızlarına sahipken (%5-6) ve Karayip bölgesinden olan siyahi kişiler daha düşük prevalans hızına sahiptirler. Birinci dereceden akrabalarda görülen prevalans hızı %23’ken, hastalığın tek yumurta ikizlerindeki (monozigotik ikizlerdeki) prevalans hızı yaklaşık %1520’dir. Teşhis Teşhis kriterleri Romatoid Artrit 2010 ACR/EULAR klasifikasyon kriterleri. 2010 RA classification criteria. Eklem Tutulumu 1 büyük eklem (0 puan) 2-10 büyük eklem (1 puan) 1-3 küçük eklem (2 puan) 4-10 küçük eklem (3 puan) >10 eklem (en az 1’i küçük eklem) (5 puan). Sinovitin süresi 6 Haftadan az (0 puan) 6 Hafta veya daha fazla (1 puan) Seroloji RF/CCP negatif (0 puan) RF veya CCP zayıf positif,Üst limitin 3 katından az (2 puan) RF veya CCP güçlü positifÜst limitin 3 katından fazla (3 puan) Akut faz reaktanları Normal ESR/CRP (0 puan) Anormal ESR/CRP (1 puan) Eklem tutulumu görüntüleme yöntemleri ile sinovitin saptanabildiği şiş veya hassas eklemleri kapsar (DIP, 1.CMC ve 1. MTP eklemler hariç). “Büyük eklemler” omuz, dirsek, kalça, diz ve ayak bilekleridir. “Küçük eklemler” MCP, PIP, 2-5.MTP, başparmak interfalengeal eklemler ve el bileğidir. En az bir eklemde sinovit ve 6 – 10 arası puan varsa ve sinoviti açıklayan daha iyi başka bir tanı yoksa kesin RA’dır. Bu kriterlerin sensitivitesi ve spesifitesi ; %70'dir. Kan testleri Klinik olarak RA’ten şüpheleniliyorsa immünolojik araştırmalar, örneğin romatoid faktör[1] (RF, spesifik bir antikor), gerekir. Negatif bir RF, romatoid artrit riskini ortadan kaldırmaz; bunun yerine artrite seronegatif ismi verilir. Hastalığın ilk yılı boyunca romatoid faktör sıklıkla negatiftir. Hastaların %80’i sonunda seronegatif duruma gelirler. Ayrıca RF, Sjögren sendromu gibi, diğer hastalıklarda ve sağlıklı nüfusun (popülasyonun) yaklaşık olarak %10’ununda görülür, bu sebeple test spesifik değildir. Bu düşük spesifisite (belirgenlik) yüzünden, son yıllarda yeni bir serolojik test geliştirilmiştir ki bu test ACP antikorlarının bulunup bulunmadığını test eder. RF gibi, bu test de romatoid artrit hastalarının yaklaşık %80’ini saptayabilir, fakat RF’den farklı olarak test romatoid artrit hastası olmayanlarda çok nadiren pozitiftir bu da yaklaşık olarak %98 oranında spesifisite sağlar. Ek olarak, ACP antikorları sıklıkla hastalığın erken evrelerinde veya hastalık başlamadan bile saptanabilirler. Şu sıralar, ACP antikorları için yapılan en yaygın test anti-CCP[2] (siklik sitrülin peptit) testidir. Bunlara ek olarak diğer birkaç kan testi de genellikle artritin diğer nedenleri için uygulanır; lupus eritematoz gibi. ESR, C-reaktif protein[3], tam kan sayımı, renal fonksiyon, karaciğer enzimleri ve immünolojik testler (örneğin antinükleer antikor/ANA)[4] bu devrede yapılır. Ferritin hemokromatozu ortaya çıkarabilir ki hemokromatoz RA’ya benzeyebilir. Patofizyoloji Romatoid artritte eklem anomalileri. Romatoid artritin sebebi bugün hâlâ bilinmese de, uzunca bir süre enfeksiyöz olduğundan şüphelenilmiştir. Gıda alerjileri veya dışarıdan organizmalar sebebiyle olabilir. Mycoplasma, Erysipelothrix, Epstein-Barr virüsü, parvovirüs B19 ve kızamıkçıkdan kuşkulanılmış fakat bunların hiçbiri epidemiyolojik araştırmalarda desteklenememiştir. Diğer otoimmün hastalıklarda olduğu gibi, “hatalı kimlik” teorisi zararlı bir organizmanın bağışıklık yanıtına yol açtığını ve geride o organizmaya spesifik (özel) antikorlar bıraktığını var sayar. Bununla birlikte antikorlar yeterince spesifik değildirler. Antikorlar, bu durumda (RA’da), sinovyuma karşı bir immün (bağışıklık) saldırısına geçerler zira sinovyumdaki bazı molekül(ler) en başta bağışıklık yanıtının oluşmasına yol açan zararlı organizmadaki bir moleküle ‘benzemektedir’ – bu fenomene moleküler taklitçilik denir. Bununla birlikte fiziki veya duygusal etkiler, stres ve yetersiz beslenme hastalıkla rol oynayabilir. Otoimmün bozukluklarda, etkilenmiş bireyin yabancı moleküllerden kendisini ayrıştıran yeteneğinde bir kusur (defekt) olması gerekir. Birçok hücrede öz-tanıma özelliğini sağlayacak markerler bulunur. Bununla birlikte, bazı marker sınıfları romatoid artritin oluşmasına izin verir (bunu engellemez). RA sahibi hastaların %90’ında HLA-DR4/DR1 grubu olarak bilinen markergrubu bulunurken, bu grup RA sahibi olmayan kontrollerin sadece %40’ında bulunur. Böylece, kuramsal olarak, RA, spesifik markerlerle genetik olanak ve otoimmün yanıtı tetikleyecek bir enfeksiyöz olay şeklinde bir (hastalığa karşı) duyarlılık (açıklık) gerektirmektedir. Bir kere tetiklendi mi bağışıklık yanıtı sinovyumun enflamasyonuna sebep olur. Enflamasyonun erken ve orta moleküler medyatörlerlerine (aracılarına), tümör nekroz faktörü alfa (TNF-α), IL1, IL-6, IL-8 ve IL-15 interlökinleri, değişebilir büyüme faktörü beta, fibroblast büyüme faktör ve trombosit-türevi büyüme faktörü dahildir. Romatoid artritin modern farmakolojik tedavileri bu medyatörleri hedef alır. Enflamatuvar reaksiyon oluştuktan sonra, sinovyum kalınlaşır, kıkırdak ve altta yatan kemik parçalanmaya başlar. Bakteri/antibiyotik hipotezi Thomas McPherson Brown, bazı araştırmacılar ve hasta grupları, romatoid artritin bakterial bir enfeksiyon, özellikle de eklemlere lokalize olmuş mycoplasma, sebebiyle oluştuğunun gösterilebileceğine inanmaktadırlar.[5] Bununla birlikte en azından, tetrasiklin antibiyotikleri aynı zamanda “immünomodülatör özellikler gösterirler ki bunun onların romatoid artritte gösterdikleri yarara önemli oranda katkısı bulunabilir.”[6] Tedavi Yöntemleri RA’nın farmakolojik tedavisi hastalık modifiye edici anti-romatik ilaçlar (DMARDlar), antienflamatuvar ajanlar ve analjezikler olarak üçe ayrılabilir[7][8]. DMARD’ların hastalığın semptolarını uzun vadede azaltıcı veya yok edici ve hastalığın gelişimini yavaşlatıcı veya sonlandırıcı etkilere sahip oldukları bilinmektedir. Bu anti-enflamatuvarlar ve analjezikler için söylenemez. Genellikle romatoid artritin tedavisine non-steroidal anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAID’ler) ile başlanır ve DMARD’lar ile devam edilir. Hastalık modifiye edici anti-romatik ilaçlar DMARD’ların kendi içleri zenobiyotik ajanlar ve biyolojik ajanlar olarak ayrılabilir. Zenobiyotik ajanlar, biyolojik ajanların tersine, vücutta doğal olarak bulunmayan DMARD’lardır. Zenobiyotikler Azathioprine, Siklosporin (siklosporin A), D-penisilamin, Altın tuzları, Hidroksiklorokin, Leflunamid, Metotraksat (MTX), Minosiklin, ve Sülfosalazin (SSZ) zenobiyotiklere dahildirler. En önemli ve yaygın yan etkiler karaciğer ve kan iliği toksisitesi (MTX, SSZ, leflunomit, azathioprine, altın bileşikleri, D-penisilamin), renal toksisite (siklosporin A, parenteral altın tuzları, D-penisilamin), pnömonit (MTX), alerjik deri reaksiyonları (altın bileşikleri, SSZ), otoimmünite (Dpenisilamin, SSZ, minosiklin) ve enfeksiyonlardır (azathioprine, siklosporin A). Ayrıca hidroksiklorokin oküler toksisiteye neden olabilir. Genelde eğer bu ajanlardan birine karşı yetersiz tepki alınırsa, farklı ilaçların kombinasyonları denenir. Örneğin metotreksat ile siklosporin A kombine biçimde araştırmalarda kullanılmıştır. Yeni Nesil Biyolojik Ajanlar (MabThera) Serum Tedavisi Roche'un “MabThera” Isimli Ilacı Romatoid Artrit (RA) Tedavisinde B Hücresini Hedefleyen ilk ve tek Lisanslı Biyolojik Tedavidir. MabThera ile tedavi edilen hastalar, 6 ayda bir uygulanan serum fizyolojik tedavi kürleri ile hastalık aktivitesinde %95 oranında iyileşme sağlamıştır. 2015 Avrupa Romatizma Birliği (EULAR) yıllık kongresinde uzmanlar, tanı sırasında spesifik kan belirteçlerinin test edilmesi yoluyla, RA'da hedefe yönelik tedavi uygulanmasının tedavi kararlarında önemli etkisi olduğunu ve böylece hastanın yaşam kalitesinde etkin kullanımı ile %95 iyileşme sağlandığını aktarılmıştır. 10 yıllık süreçte RA hastalarına klinik araştırmalarda uygulama sonucunda eklem deformasyonları %95 azıldığı aktarılmıştır. RA ya bağlı erken motalite (ölüm) %97 azaldığı aktarılmıştır Otoreaktif B hücreleri tarafından üretilen iki karakteristik otoantikor olan Romatoid Faktör (RF) ve antisiklik sitrulin peptid (anti-CCP), RA hastalarının yaklaşık %80'inde bulunmaktadır. MabThera bu hastalar için daha fazla fayda sağlayabilir. MabThera'nın iki Faz III çalışmasında havuzlanmış kohorttan elde edilen veriler, RF veya anti-CCP testi pozitif çıkan (seropozitif olarak da adlandırılır) hastaların MabThera ile tedavi edildiklerinde semptomlarında (ACR70)i %70 iyileşme elde etme olasılıklarının, bu antikorlar olmayan hastalara kıyasla iki kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur (%20.9 seropozitif hastalar ACR70 yanıtı elde edebilmiş, seronegatif hastalarda bu oran %6.9 olmuştur). Mabthera, RA'da selektif olarak B hücresini hedefleyen ilk ve tek tedavi seçeneğidir.ii Diğer MabThera Faz III çalışmalarının ek biyobelirteç analizleri beklemededir. İngiltere Newcastle Üniversitesinden Profesör John Isaacs, " 10 yıllık klinik araştırmalarımızda biyobelirteçler MabThera ile tedaviye olumlu yanıt veren RA hastalarını belirlemede öncü olmuştur. Klinik uygulama bakımından bunun hayati sonuçları vardır. Hastaları hastalıkları için en iyi seçenekle tedavi ederek RA’ yı hızlı kontrol altına alır ve fonksiyonları koruyabilir, ağrıyı azaltabilir ve hastaların yaşam kalitesini üst düzeyde kalmasını sağlayabilir, RA günümüz tıbbi imkanları ile halen %50 in altında tedavi başarısı sağlanıyorken, MabThera ile %95 tedavi sağlanmaktadır" dedi. MabThera Tedavisiyle Remisyon elde etmek EULAR'da sunulan diğer veriler, remisyon elde edilememesi durumundai, hastalar altı ayda bir değerlendirildiği ve tedaviye devam edildiği takdirde hastalık aktivitesinde daha sıkı kontrol sağlanabildiğini göstermektedir. Bu tedavi rejiminin ardından, iki kat daha fazla sayıda hasta (%5.1'e kıyasla %12.3), en az 6 ardışık ay süreyle, ACR70 olarak tanımlanan önemli klinik yanı elde etmişlerdir. Ayrıca, remisyon elde etmek amacıyla tedavi edilen hastalar, tedavi için hastalıkta alevlenmenin beklendiği hastalara kıyasla hastalık aktivitesinde (DAS28-ESR ile ölçülür) ve fiziksel fonksiyonlarında (Sağlık Değerlendirmesi Anketi – Yetersizlik İndeksi ile değerlendirilir) daha fazla iyileşme sağlanmıştır. On yıla yaklaşan Tedavi güvenlilik verileri Havuzlanmış klinik araştırmaların post hoc analizi MabThera'nın metotreksat (MTX) ile kombine edildiğinde, çoklu tedavi kürlerinin iyi tolere edildiğini ve tek başına MTX ile benzer yan etki oranı sağladığını desteklemektedir. MabThera grubunda en sık görülen advers olaylar infüzyonla ilgili reaksiyonlardır (IRR) ve bunların çoğu birinci kürün ilk infüzyonundan sonra (%23) görülmüş, %0.5'i ciddi kabul edilmiştir (tedavinin tüm kürleri genelinde). Ciddi advers olayların ve enfeksiyonların oranları zaman içinde ve tedavi kürleri arasında genel olarak stabil kalmıştır. Genel ciddi enfeksiyon oranı plasebo popülasyonunda gözlenenle benzer olmuştur.iii 3000'den fazla hastadan elde edilen bu veriler, MabThera'nın güvenliliğini ve RA için uzun süreli tedavi seçeneği olarak kullanılabileceğini tanımlayan mevcut çalışmaların zenginliğine ek olarak önemli kümülatif güvenlilik bilgileri sağlamaktadır. Güncellenmiş başka bir analizde, 283 hastadan elde edilen veriler MabThera ile tedavi edildikten sonra biyolojik tedavi alan hastalarda ciddi enfeksiyon insidansının artmadığını göstermiştiriv. Ciddi enfeksiyonların oranı ve türü uzun süreli güvenlilik analizlerinde görülenlerle tutarlıdır. Roche'un RA için tanısal çalışmaları hakkında Otoimmün bozukluk olan romatoid artritin (RA) tanısı klinik semptomlara ve romatoid faktör, C-reaktif protein ve anti-CCP gibi laboratuvar testlerine dayanır. Tüm test çalışmaları Roche tarafından sunulmaktadır. Romatoid faktör (RF), romatoid faktörler olarak bilinen bir grup otoantikorları tanımlamak için kullanılır. RF testi basit bir taramadır ve RA için ayırt edicidir. Fazla spesifik olmamakla birlikte (sağlıklı kişilerin %10'unun testinde RF pozitiftir), varlığı hafif artrit semptomları olan kişilerde RA gelişme riskinin artmasıyla ilişkilendirildiği için bir erken belirteç olarak kabul edilmektedir. C-reaktif protein (CRP), romatoid artritli hastalarda (RA) yüksek düzeylerde bulunabilen, enflamasyonun belirteçlerinden biridir. Her iki belirtecin tayini Roche ürünü cobas 6000 (c501 modülü), cobas Integra und Modular ANALYTICS cihazlarında yapılabilmektedir. RA hastalarının serumlarında saptanan otoantikorların tamamının hedefi olarak sitrulinin tanımasından sonra, RA için yüksek spesifikliğe sahip anti-CCP miktar tayinleri geliştirilmiştir. Roche ürünü Elecsys Anti-CCP, romatoid artritin erken tanısı ve tedavisinde önemli bir rol oynar ve pratisyen hekimler ve romatologlar için mükemmel bir araç sağlar. Elecsys / cobas e elektrokemilüminesans immünolojik miktar tayini sistemlerinde kullanılmak üzere geliştirilmiştir Biyolojik Ajanların Vücuttaki Enflamasyona Etkisi Biyolojik ajanlar vücuttaki enflamasyonu teşvik eden ve engelleyen faktörlere etki ederler. Örneğin romatoid artritte önemli bir yere sahip olan TNFα ve IL-1 (İnterlökin1) sitokinlerini engellerler. Tümör nekroz faktör (TNFα) blokerleri – etanersept (Enbrel), infliksimab (Remicade), adalimumab (Humira), İnterlökin-1 blokerleri – anakinra, ve Anti-B hücresi (CD20) antikoru – rituksimab (Rituxan)[9] biyolojik ajanlara dahildirler. 23 Aralık 2005’te Bristol-Myers Squibb Company ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDAthe US Food and Drug Administration) tam T-hücresi aktivasyonu için gereken kostimülatör sinyalin ilk seçici (selektif) modülatörü olan ve romatoid artrit tedavisinde kullanılıcak olan Orencia’yı (abatasept) onayladığını duyurdu. Orencia’nın ilk ticari kullanımının 2006 Şubat ayı sonunda başlayacağı tahmin edilmektedir. Anti-enflamatuvar ajanlar ve analjezikler Glukokortikoidler, ve Non-steroidal anti-enflamatuvar ilaçlar (NSAID’ler, çoğu analjezik olarak da etki eder) kullanılan anti-enflamatuvar ajanlardandırlar. Ayrıca: Asetaminofen, Opiyoidler, ve Lidokain topikal kullanılan analjeziklerdendirler. Diğer tedaviye yardımcı yöntemler Uygulanan diğer tedaviler arasında; kilo kaybı (ve kontrolü), iş yerindeki koşulların düzeltilmesine bağlı terapi (oküpasyonel/mesleğe bağlı terapi), fizyoterapi, eklem enjeksiyonları ve zor hareketleri daha rahat yapmalarına yardımcı olacak özel araçlar sayılabilir. Hastaya eklem koruma eğitimi verilebilir, fizik tedavi uygulanabilir. Hastanın terapisi içinde havuz egzersizleri, hidroterapi vb. uygulamalar olabilir. Ağır biçimde etkilenmiş eklemler eklem replasman cerrahisi gerektirebilir, diz replasmanı gibi. Bunların dışında doğrudan romatoid artritin değil de romatoid artritin neden olduğu hastalık ve durumların da tedavileri hastaya uygulanır. Özellikle hastalık sürecinde psikolojik önlemlerin uygulanması ve eğer görülürse herhangi bir psikolojik durumda psikolojik duruma bağlı olarak psikolojik tedavi de uygulanabilir. Hastalığın seyri Hastalığın seyri hastadan hastaya büyük oranda çeşitlilik gösterir. Özellikle yeni Tedavi yöntemi olan Biyolojik Ajan MabThera ile tedavi edilen hastalar orta ve kısa-dönem semptomlara ve %95 tedavi oranını yakalamışken, geleneksel tedavi yöntemi ile çoğu hastada RA hayat boyunca gelişim ve deformasyon gösterir. Geleneksel Tedavi Yöntemlerinde oluşan Engeller Ergenliğini tamamlamış otalama 17-20 yaş arası çoğu hastada alevlenme dönemi başlangıç (kuluçka dönemeniden çıkma) safhası başlar ve çoğu hasta günlük etkinlikleri yapmakta zorlanmaya başlar. Hastalığın bir ile beş yıl sonrasında, hastaların yaklaşık %33’ü çalışamıyor duruma gelir. Hastalığın 10 yıl sonrasında, hastaların yaklaşık yarısından fazlası önemli deformasyonlara maruz kalır, fonksiyonel engele sahip olurlar. Hastalık ergenliğin sona erdiği ortalama 20 yaşından sonra seyri 1-2 yıl içerisinde ağır etkileri ortalama %350 oranında artmakta olup, her yıl %2-10 arasında beden kas-kütle kaybına neden olmaktadır Geleneksel yöntem ile orta-uzun (5-10 yıl) dönemde Metotraksat ve geleneksel KotizonKortikosteroid kullanımına bağlı aşağıdaki yan etkiler gözlenmektedir Uzun dönemde görülen sık görülen yan etkiler: - Mukozit - Kemik iliği supresyonu - Hepatosellüle hasarı - İnterstisyel pnömoni - Folik asit veya lökoverin (Antrex®) ile yan etkiler engellenebilir - Folat antagonisti olan trimetoprim (Bactrim®) ile kullanımından kaçınılmalıdır Metotreksat Yan Etkileri Orta dönemde sık görülen yan etkiler: - Bulantı, kusma - Mide asidi - Iştahsızlık yada aşırı iştah - Diyare - Ağızda aft - Saç dökülmesi - Kalça, ense, göğüs bölgelerinde aşırı yağlanmalar - Yüzün ay şekli alması - Cildin sıvı kaybı sonucu erken yaşlanması - Cilt altı dejenerasyona bağlı sivilce ve akne oluşumu - Karaciğer toksisitesi ve yağlanması - Akçiğer enflamasyonuna bağlı erken yorulmalar, efor kayıpları, solunum güçlüğü - Kemik iliği baskılanması - Akut/subakut hipersensitivite pnömonisi - Alopesi - İdiyopatik baş ağrıları - İdiyopatik kulak çınlamaları Mortalite – Erken ölüm oran/yaşı - Erken teşhis ve geleneksel tedaviler ile %50 ve altında oranlarda tedavi sağlanabildiğinden ortalama 55-65 yaşam beklentisi tespit edilmiştir. - Erken teşhis ve modern Biyolojik ve karma tedaviye yöntemleri %97 oranında başarı sağlandığından yaşam süresinde RA ’ya bağlı kısalma ön görülmemektedir Korunma Düzenli egzersiz ve dikkatli bir diyet, artritik sancılarla ilişkili ağrı ve sertliğin azalmasına yardımcı olabilir. Hastanın durumu ve yapması gerekenler hastalığın dönemine göre de değişir. Örneğin akut dönemde eklemler fonksiyonel pozisyonlarda rahat ettirilmeliyken, subakut dönemde egzersizlere başlanır. Egzersizi fizyoterapist eşliğinde belirlemek doğru seçimdir, zira istirahat ve egzersiz süreleri doğru oranda ve hastanın durumuna göre ayarlanmalı, egzersiz hareketleri ise hem ağrılı olmamalı hem de ekleme baskı yapmayacak şekilde olmalıdır. Notlar 1. ↑ LaCelle PL et al 1964 An investigation of total body potassium in patients with rheumatoid arthritis. Proceedings of the Annual Meeting of the American Rheumatism Association, Arthritis and Rheumatism 7; 321 2. http://www.roadback.org/ - hasta grubu 3. Reeta K, Mediratta P, Mahajan P, Sharma K (2002). "Effect of minocycline and tetracycline on immunological responses in experimental animals.". Indian J Med Sci 56 (11): 553-9. PMID 14510338 4. O'Dell JR. Therapeutic strategies for rheumatoid arthritis. N Engl J Med. 2004;350(25):2591-602 PMID 15201416 5. Hasler P. Biological therapies directed against cells in autoimmune disease. Springer Semin Immunopathol. 2006 Jun;27(4):443-56. PMID 16738955 6. Edwards JC, Szczepanski L, Szechinski J, et al. Efficacy of B-cell-targeted therapy with rituximab in patients with rheumatoid arthritis. N Engl J Med 2004;350:2572-2581.PMID 15201414 Kaynakçalar Rheumatoid Arthritis (RA) What is it ? … History of rheumatoid arthritis romatoid-artrit.com, RA ve tedavisi hakkında genel bilgi Romatoid artrit, Prof. Dr. Meral Çalgüneri, Hacettepe Universitesi, Tıp Fakültesi, Ýçhastalıkları, Romatoloji Bilim Dalı Alman Romatizma Birliği, Romatoid artrit Romatoid Artrit, Do. Dr. Ayhan Dinç, Romatoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı - RA nedir, teşhis, tedavi med.adu.edu.tr, Romatoid artrit'in medikal tedavisi, ADÜ Tıp Fakültesi populermedikal.com, Romatoid Artrit Romatoid artrit, Prof. Dr. Vedat Hamuryudan, Romatolojik Hastalıkları Sempozyum Dizisi No:34, Nisan 2003, s. 19-29; İ.Ü. Cerrahpafla Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri