Fizik Dünyası, 2014 Yıldızların Röntgenini Çekmek: Doppler Görüntüleme Tekniği Hakan Volkan ŞENAVCI, Ankara Üniversitesi, Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Doppler görüntüleme denilince çoğumuzun aklına tıp bilimi gelir. Esasen bu teknik, tıp biliminin yanı sıra farklı birçok bilim dalında yaygın olarak kullanılan bir tekniktir. Astronomide Doppler görüntüleme tekniği, özellikle yıldızların yüzey parlaklık dağılımındaki anormallikleri (Güneş benzeri lekeler gibi), zonklama (pulsasyon) mekanizmalarını ve kimyasal tuhaflıklarını belirlemede kullanılan önemli bir analiz yöntemidir. 1. Giriş Doppler görüntüleme denilince çoğumuzun aklına hastaneler, tahliller veya tıp bilimi gelir. Doppler olayına dayanan bu yöntem, tıp biliminde kan akışının özelliklerini ve dolayısıyla bu damarların beslediği organların durumunu incelemeyi olanaklı kılmıştır. Esasen bu teknik, tıp biliminin yanı sıra farklı birçok bilim dalında yaygın olarak kullanılan bir tekniktir. Astronomide Doppler görüntüleme tekniği, özellikle yıldızların yüzey parlaklık dağılımındaki anormallikleri (Güneş benzeri lekeler gibi), zonklama (pulsasyon) mekanizmalarını ve kimyasal tuhaflıklarını belirlemede kullanılan önemli bir analiz yöntemidir. 2. Astronomide Doppler Görüntüleme Güneş, bize yakınlığı nedeniyle, çıplak gözle bile disk şeklinde görebildiğimiz ve en fazla bilgiye sahip olduğumuz yegane yıldızdır. Günümüz teknolojisiyle tasarlanan en büyük teleskoplar ve dedektörlerle bile Güneş dışındaki diğer yıldızları doğrudan disk şeklinde görmemiz, bizden olan uzaklıkları nedeniyle, mümkün değildir. Peki, nasıl oluyor da nokta şeklinde gördüğümüz yıldızlar hakkında bu kadar fazla bilgiye sahip olabiliyoruz? Bu sorunun cevabı yıldızların gökkuşağında, yani tayflarında gizlidir. Basit bir tanım olarak, yıldız ışığını bir prizmadan geçirdiğimizde ışığın farklı renklere (dalga boylarına) ayrıldığını ve ek olarak bu “süreklilik” üzerinde aydınlık ve karanlık çizgilerin bulunduğu “Doppler Görünütleme Tekniği”, H.V. Şenavcı bir yapıyı, bir enerji dağılımını, yani bir yıldızın tayfını görürüz. Özellikle yıldız tayfında bulunan çizgilerin şiddeti, yapısı (profili) ve zamana bağlı değişen konumları bize bir yıldızın uzaklığı, kimyasal ve fiziksel özellikleri hakkında eşsiz bilgiler sunmaktadır. Bu bağlamda Doppler görüntüleme tekniği, tayfsal çizgi profillerindeki zamana bağlı şekilsel (geometrik) değişimlerin modellenmesiyle yıldızların yüzey parlaklık dağılımına ilişkin haritalarının elde edilmesinde kullanılan bir yöntemdir. Esasen teknik, ilk olarak “Ap” yıldızları olarak sınıflanan kimyasal tuhaf yıldızların yüzeylerini haritalamak amacıyla kullanıldı [1]. 2.1. Yüzey Parlaklık Dağılımı Yüzey sıcaklıkları 3700 K ile 7500 K arasında değişen yıldızlar, yüzeye yakın bölgelerde enerji akışını konveksiyon (madde hareketleri) yoluyla gerçekleştirir. Yıldızlar dev plazma toplarıdır ve diferansiyel dönmeye sahiptirler. Konveksiyon ve diferansiyel dönmenin birleşik etkisi bu tür yıldızların yüzeylerinde, “Dinamo Teorisi” ile açıklanan bir süreç sonucunda manyetik lekelerin oluşmasına neden olur. Yıldız yüzeyinden daha soğuk olan bu lekelerin kayda değer çizgi profil değişimlerine sebep olabileceği kabulü altında, lekeli bir yıldızın Doppler görüntüleme tekniği kullanılarak ilk haritaları, “RS CVn” türü olarak sınıflanan HR1099 yıldızı için elde edildi [2]. C1.S2.M7. 1 Fizik Dünyası, 2014 Yüzeydeki bir soğuk leke, çizgi profili üzerinde varlığını bir “hörgüç” yapı olarak gösterir. Bu yapıya ilişkin basit bir model Şekil 1’de gösterilmiştir. Bu modelde yıldız diski dönme eksenine paralel 5 parçaya bölünmüş ve dikine hızın (yıldızın bizden uzaklaşan veya bize yaklaşan parçalarına ilişkin hız bileşenleri) her parçada eşit olduğu varsayılmıştır. Lekesiz yıldız için (sol sütun), basit bir yaklaşımla çizgi profiline bütün parçalardan gelen katkının eşit olduğu görülmektedir. Yine basit bir kabul olması bakımından her parçaya ait çizgi profillerinin, Doppler kaymaları dışında özdeş olduğu ve bu çizgi profillerinin toplamının şeklin sol altında görülen “Doppler-genişlemiş” çizgi profilini ürettiği varsayılabilir. Lekeli yıldız için (sağ sütun), lekenin bulunduğu hız dilimindeki toplam ışınıma katkıda bir azalma görülmektedir. İlgili şekilde leke, üçüncü parçada bulunmakta ve bu parçanın yarısını kaplamaktadır. Bu bölgeye ilişkin çizgi profili değişmemiştir ancak toplam ışınım seviyesi lekenin varlığından dolayı yarıya düşmüştür. Her bir parçadan gelen çizgi profilleri toplandığında, lekenin bulunduğu konuma bağlı olarak ilgili dalgaboyunda bir “hörgüç” yapısına sahip Doppler-genişlemiş bir çizgi profili elde edilir. Bu yapı ilgili dalgaboyundaki soğurmanın azlığı anlamına gelmektedir. Bu hörgüç yapı, yıldızın dönmesi sonucu lekenin yıldız diski üzerinde hareket etmesiyle, çizgi profili boyunca mavi kanattan kırmızı kanada (düşük dalgaboyundan yüksek dalgaboyuna) doğru hareket eder. Bu da leke boylamının doğrudan belirlenmesini sağlamaktadır. “Doppler Görünütleme Tekniği”, H.V. Şenavcı Şekil 1. Hızlı dönen bir yıldızın soğurma çizgisi profilinde soğuk leke varlığı nedeniyle meydana gelen hörgüç yapısının şematik gösterimi [2]. Doppler Görüntüleme Tekniği aynı zamanda leke enleminin belirlenmesine de olanak sağlamaktadır (bkz. Şekil 2). Ekvatora yakın leke bölgelerinin oluşturduğu hörgüç yapıların, çizgi profilleri üzerinde kapsadığı dalgaboyu aralığı daha geniş iken ekvatordan uzak lekelerin oluşturduğu hörgüç yapılar için bu aralık daha düşüktür. Kutup bölgelerine yakın lekelerin oluşturduğu hörgüç yapıları, profil merkezine yakın bölgelerde belirir ve yine yakın bölgelerde kaybolur. Düşük enlemli lekelerin neden olduğu hörgüç yapıları neredeyse yarım-yörünge dönemi boyunca görülebilir, yani, profilin mavi kanadının en ucundan kırmızı kanadının en ucuna kadar varlıkları izlenebilmektedir. Eğer bir yıldızda birden fazla, farklı enlemlere dağılmış lekeler var ise bu lekelerin ayrı ayrı, disk boyunca hareketleri modellenebilir. Bu da yıldızın dönmesinin enlemin bir fonksiyonu olarak elde edilmesine, bir başka deyişle, C1.S2.M7. 2 Fizik Dünyası, 2014 diferansiyel dönmenin olanak sağlar. hesaplanmasına Şekil 2. Farklı enlemlerdeki lekelerin oluşturduğu hörgüç yapıların çizgi profili üzerindeki hareketi [3]. Dolayısıyla Doppler görüntüleme tekniğinde lekelerin yüzey üzerindeki dağılımı “dolaylı” olarak elde edilebilmektedir. Tekniğin ne kadar duyarlı ve güçlü olduğuna günlük hayattan bir örnek vermek gerekirse; “RS CVn” türü olarak sınıflanan HR1099 yıldızı için elde edilen yüzey parlaklık dağılımı haritaları [2] (bkz. Şekil 3), 50 kuruşun arkasındaki Atatürk resminin kulak kısmını 40 km uzaktan görmeye eşdeğerdir! Şekil 3. [2] tarafından HR1099, [4] tarafından XX Tri yıldızları için elde edilen yüzey parlaklık dağılımı haritaları. Eğer elimizde bu türden aktif bir yıldızın uzun zaman aralığına dağılmış tayfsal verileri varsa, Güneş’te izlenen leke göçü (lekelerin zaman bağlı olarak konum ve boyut değiştirmesi) benzeri olayların varlığı tespit edilebilir. 2.2. Kimyasal Tuhaflık Yüzey sıcaklığı 7500 K’dan daha büyük olan yıldızların yüzeye yakın bölgelerinde enerji fotonlarla taşınır (sıcak bölgelerin yüksek enerjili fotonları ile soğuk bölgelerin düşük enerjili fotonları arasındaki enerji alışverişi). Ek olarak “Doppler Görünütleme Tekniği”, H.V. Şenavcı yıldızlarda sıcaklık merkezden yüzeye doğru azaldığı için ışınım basıncı da düşer. Bu ışınım basınç gradiyenti fotonu yüksek basınçtan düşük basınca doğru sürer. Kaba bir tanım olarak, ışınım basıncının çekim kuvveti ile mücadelesi ve manyetik alan çizgilerinin bu hareketlere yön vermesi sonucu yüzeyin kimyasal element bolluğu bakımından dağılımı değişiklik göstermektedir. Bu da şiddetin bir fonksiyonu olarak çizgi profillerini değiştirmektedir. Dolayısıyla bazı elementlere ait çizgilerin zamana bağlı profil değişimlerinin Doppler görüntüleme tekniği kullanılarak analiz edilmesi yıldız yüzeylerindeki kimyasal bolluk dağılımı hakkında önemli bilgiler sunmaktadır (bkz. Şekil 4). Şekil 4. Phe yıldızına ilişkin bazı elementler için yüzey kimyasal element bolluk dağılımı [5]. 2.3. Pulsasyon (Zonklama) Basit bir tanım olarak, bir yıldızın dış kısımlarına uygulanan çekim kuvveti iç basınç tarafından dengede tutulamadığında, bir başka deyişle yıldız hidrostatik denge durumunda değilse zonklama yani pulsasyon yapar. Radyal (dikine) veya radyal olmayan bu zonklamalar sonucu “yerel” hız alanları değişmekte ve bu da çizgi profillerinde simetrik veya asimetrik hız dağılımlarına neden olmaktadır. Bu bağlamda, yine C1.S2.M7. 3 Fizik Dünyası, 2014 Doppler görüntüleme tekniği yardımıyla, bu türden bünyesel değişen yıldızların pulsasyon doğaları elde edilerek bu olgunun altında yatan fiziksel süreçler ve manyetik alanlarla olan ilişkisi detaylı olarak incelenebilmektedir (bkz. Şekil5). Yıldızlar, gerek evrim durumları gerekse fiziksel / kimyasal özellikleri bakımından halen çözülmeyi bekleyen birçok bilinmezi içermektedir. Günlük hayatımızda bile çoğu kez karşımıza çıkan Doppler olayına (ambulansın bize yaklaştığında sireninin tizleşmesi ve uzaklaştığında pesleşmesi gibi) dayanan Doppler görüntüleme tekniği, bu bağlamda yıldızlardaki gizemi çözebilmek için gökbilimcilerin en önemli araçlarından birisidir. Şekil 5. [6] tarafından pulsasyon yapan bir yıldız için üretilen sentetik model ve Doppler görüntüleme tekniği ile elde edilen sonuçlar. Kaynaklar 2.4. Zeeman Doppler Görüntüleme Doppler görüntüleme tekniğinin astronomide yaygın olarak kullanılan bir başka türü ise Zeeman Doppler görüntüleme tekniğidir. Adından da belli olduğu gibi Zeeman olayına (atomun bir manyetik alana maruz kalması sonucu enerji seviyelerinin yarılması olayı) dayanan bu teknik ile özel spektropolarimetreler kullanılarak elde edilen Zeeman profillerinin (Stokes) incelenmesi sonucu yıldızların manyetik alan şiddeti elde edilebilmekte ve manyetik alan çizgileri modellenebilmektedir (bkz. Şekil 6). Şekil 6. [7] tarafından II Peg yıldızına ilişkin elde edilen yüzey parlaklık dağılımı (sol panel) ve manyetik alan şiddet dağılımı (sağ panel) haritaları. 3. Sonuç “Doppler Görünütleme Tekniği”, H.V. Şenavcı [1] Deutsch, A.J. 1958. Harmonic Analysis of the Periodic Spectrum Variables. Electromagnetic Phenomena in Cosmical Physics 6, 209. [2] Vogt, S.S., Penrod, G.D. 1983. Doppler Imaging of Spotted Stars - Application to the RS Canum Venaticorum star HR 1099. Publications of the Astronomical Society of the Pacific 95, 565-576. [3] Rice, J.B. 2002. Doppler Imaging of Stellar Surfaces - Techniques and Issues. Astronomische Nachrichten 323, 220-235. [4] Strassmeier, K. 1999. Doppler imaging of stellar surface structure. XI. The super starspots on the K0 giant HD 12545: larger than the entire Sun. Astronomy & Astrophysics 347, 225-234. [5] Makaganiuk, V., Kochukhov, O., Piskunov, N., Jeffers, S. V.,Johns-Krull, C. M., Keller, C. U., Rodenhuis, M., Snik, F., Stempels, H. C., Valenti, J. A. 2012. Magnetism, chemical spots, and stratification in the HgMn star var phi Phoenicis. Astronomy & Astrophysics 539, A142. [6] Kochukhov, O. 2004. Doppler imaging of stellar non-radial pulsations. I. Techniques and numerical experiments. Astronomy & Astrophysics 423, 613-628. C1.S2.M7. 4 Fizik Dünyası, 2014 [7] Carroll T.A., Kopf M., Ilyin I. Strasmeıer K.G. 2007. Zeeman-Doppler imaging of late-type stars: The surface magnetic field of II Peg. Astronomische Nachrichten 328, 1043, 1046. “Doppler Görünütleme Tekniği”, H.V. Şenavcı C1.S2.M7. 5