Slayt 1

advertisement
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
BÖLÜM-3: STRES ve EKLEMLERİMİZ
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
STRES NEDİR
Stresi birçok şekilde tanımlamak mümkündür. Stres
baskı yaratan durum ve şartlara karşı verilen kişisel bir
tepkidir. Yaşamın normal ve belki de gerekli bir
parçasıdır. Stres bir dış baskı değil, belirli uyarı veya
stres kaynağına karşı oluşan içsel bir psikolojik
tepkidir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Stres genellikle olumsuz anlamda ele alınmaktadır.
Ancak zaman zaman stres yaratan zorlanmaların insanı,
çalışmak ve gelişme göstermek konusunda harekete
geçirdiği bilinmektedir. İnsanın amacına ulaşması için
içten ve dıştan güdülenmesi ılımlı bir stres olarak ifade
edilebilir. Belirli ölçüler içinde stres, organizmanın
çalışması, gelişmesi için gereklidir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
STRES ÇEŞİTLERİ
Aşırı
Hiper stres
Kötü
İyi
Az
Hipostres
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
STRESİN NEDENLERİ
Stres belirli sınıra kadar istenir, hatta bir bakıma stres, yaşamayı
zevkli kılan hayat öpücükleridir. Eğer kişi belirli dozda stresi
yaşamıyorsa yenilik anlamını kaybeder. Stresi neden olan bir çok
sebep
saymak
mümkündür,
sınıflandırabiliriz.
1. Dış sebepler
a)Psikolojik dış sebepler
b)Fizyolojik dış sebepler
2. Bireysel Sebepler
a)Fizyolojik
b)Psikolojik
c)Anatomik sebepler
bunları
belli
gruplar
halinde
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
STRESİN YOL AÇTIĞI RAHATSIZLIKLAR
Hastalığa sebep olan bir dizi fiziksel, zihinsel, ve
duygusal etken, aralarına stresi de alarak bir birleşim
doğurur. Stresin evrelerine bağlı olarak farklı şekil ve
dozda ortaya çıkar.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
STRESİN EVRELERİ
Stres tehlike, direnç, çöküntü adını alan ve birbirini
izleyen 3 ayrı evreyi içerir.
 Tehlike evresi
 Direnç evresi
 Çöküntü evresi
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Tehlike evresinde;
Kaygı düzeyinin yükselmesine bağlı olarak endişe,
karamsarlık, öfke, korku, sinirlilik, tedirginlik artar.
Bunlara bağlı olarak da bilişsel işlevler olumsuz yönde
etkilenir. Dikkati toplama, odaklaştırma, hatırlama,
karar verme zorlaşır.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Direnç evresinde;
Bedensel ve ruhsal olarak zararlı etkene direnilir. Bu
amaçla organizmada yeni bir dengeleşim düzeyi oluşur.
Organizma
zorlanmaya
karşı
bölgesel
oluşturarak direnç kazanmaya çalışır.
tepkiler
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Çöküntü evresinde;
Bir önceki evrede ortaya çıkan hastalıklara bağlı, geri
dönüşü olmayan organik bozukluklar ortaya çıkmaya
başlar. Bunlara bağlı belirti ve yakınmalar türlü hastalık
tabloları oluşturur. Bu tabloların sonunda şok ve
ölümler olabilir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
STRESE KARŞI VÜCUTTA OLUŞAN TEPKİLER
1) Sıkıntı, huzursuzluk.
2) Gerginlik.
3) Karamsarlık.
4) Umutsuzluk.
5) Kaygı düzeyinin yükselmesine bağlı olarak endişe,
öfke, tedirginlik.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
1. Şuur bulantısı.
2. Hafıza kusurları.
3. Dikkat ve anlama bozukluğu.
4. Konsantrasyon bozukluğu.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
12)
Kalp atım/vurum sayısının artması.
Kan basıncının yükselmesi ve solunumun artması.
Adale sisteminde gerginlik, kramp ve ağrıların oluşması.
Göz bebeklerinde büyüme.
Depolanmış şeker ve yağın kana geçmesi ve kan
şekerinde değişiklik.
Kanı pıhtılaştıran mekanizmanın işlevlik kazanması.
Ağızda ve boğazda kuruluk.
Bitkinlik, iştahsızlık ve zayıflama.
Baş ağrısı, baş dönmesi, ve uykusuzluk.
Mide, bağırsak problemleri.
Eklem ağrıları, belde ve sırtta gerginlik.
Dengesizlik.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
EGZERSİZİN STRESE ETKİSİ
Egzersiz ile tedavi son yirmi yıl içinde, yaygın bir şekilde
kullanılmaya başlanmıştır. Tüm çalışanların; sağlıklı,
dinamik, güçlü ve ruhsal açıdan da dirençli kişiler
haline
gelmesi
için
spor
benimsediği bir uygulamadır.
modern
işletmelerin
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Stres
tedavisinde
de
egzersiz;
aşırı
reaksiyonlar,
asabiyet, hırçınlık, ve kavgacılık gibi eğilimleri ortadan
kaldırmak için yararlı görülmektedir. Egzersiz, stres
etkisi ile kana geçen hormon fazlalıklarının tüketimini
sağlarken, tüm hayati organların gücünü arttırmakta,
kandaki yağ ve şeker seviyelerinin normal düzeylerde
kalmasını
desteklemektedir.
Haftada
3-5
gün
antrenman yapan kişilerde strese karşı büyük bir direnç
olduğu gözlemlenmiştir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Osteoartrit eklem çevresinde ağrı ve şişliğe sebep olan,
hareketlerde kısıtlama yaratan kronik ve romatizmal bir
rahatsızlıktır. Tıp dilinde artrit eklem iltihabı demektir. Tek
bir hastalık adı gibi görünse de, artritin 100 den fazla türü
vardır. Osteoartritte eklem yüzeyinde bulunan kıkırdak
dokusu hasarlanır ve çevresinde kemik çıkıntıları meydana
gelir. 45 yaşın üzerindeki erişkinlerde ve özelliklede
kadınlarda meydana gelir. İleri yaş insanların %85 inde
görülebilen bu rahatsızlığa halk dilinde kireçlenme denir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Osteoartrit dünyada milyonlarca insanda görülmektedir.
Yaşlanma ile birlikte bu rahatsızlığın görülme oranı artar. 30
yaşın altındaki bireylerde %1, 40 yaşın üzerindeki bireylerde
%10, 60 yaşın üzerindeki bireylerde %50 ve 75 yaşın üzerindeki
bireylerde %95 oranında osteoartrit görülür. Ülkemizde de bu
rahatsızlığı olan 40-45 yaş üzerinde 5 milyondan fazla hasta
vardır. El ve diz osteoartriti genellikle bayanlarda görülürken,
kalça osteoartriti hem kadın hem de erkekleri etkilemektedir.
Şişman insanlarda ise omurga, kalça ve diz gibi ağırlık binen
eklemlerde osteoartrit daha fazladır.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Osteoartritin bulguları ağrı ve hassasiyet, eklem
tutukluğu,
hareket
kısıtlanması,
eklem
şişliği,
eklemlerde çıtırtı sesi, eklemin aşırı hareketli hale
gelmesi, eklem harabiyeti ve fonsiyonel kısıtlamadır.
Hastalığın şiddetine göre değişiklik gösterir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
 Ağrıyı kontrol altına almak
 Eklem fonksiyonunu korumak ve iyileştirmek
 Kas kuvvetini korumak ve arttırmak
 Şekil bozukluklarını önlemek
 Günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlık kazandırmak
 Yaşam kalitesini arttırmaktır.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Osteoartrit tedavisi üç ana başlık altında özetlenebilir:
1. İlaç tedavisi
2. İlaç dışı tedaviler
3. Cerrahi tedavi.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
a) Ağrı kesiciler
b) Ağrı ve eklem iltihabına karşı kullanılan ilaçlar
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
a) Hastanın eğitimi
b) Fizik tedavi
c) Zayıflama
d) Yardımcı cihazlar
e) Egzersiz tedavisi
f ) Kaplıca tedavisi
İlaç tedavisinin ve ilaç dışı tedavinin sonuç vermediği
son safhada bu tedaviye başvurulur.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Osteoartritli hastanın eğitimi çok önemlidir. Hastalığa
neden olan problemler, tedavinin amaçları, hastalığın
gelişimi
ve
bilgilendirilmesi
sonuçları
gerekir.
konusunda
Eğitim
işlemi
hastanın
hastanın
güvenini kazanmasına yardımcı olur.
Hastaya;
hastalığı
hakkında bilgi
verilmesi,
kilo
vermenin, egzersizin önemli anlatılmalı, eklem koruma
prensipleri öğretilmelidir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Kemik yoğunluğunda kadınlarda 30-35, erkeklerde 50-55
yaşından sonra her yıl %0,75 ile %0.1 azalma görülür. İç salgı
bezleri, ırk, beslenme, hastalık, fiziksel aktivite, kalıtım gibi
faktörler kemiklerdeki yaşlanma hızını belirler. Mineral
kaybı
arttıkça
kemiklerin
kırılma
ihtimali
de
artar.
Kemiklerdeki yoğunluğun azalması diyetlerdeki kalsiyum
noksanlığı, emilim bozukluğu ve kullanımdaki problemlere
bağlı olarak değişir. Kadınlarda menopoz dönemine bağlı
olarak ilk 10 yıl içerisinde kemiklerde büyük bir kayıp vardır.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Normal fertlerde kemik kitlesi 30-35 yaşlarına kadar
artar ve bu yaşlarda en üst değerine ulaşır. Bu yaştan
sonra yıllık %1 oranında azalma gösterir. Kadınlarda
postmenapozal dönemde kemik kaybı %2-3 oranına
yükselir. Kayıpların aşırı olması sonucu osteoporoz
gelişir. Kemik kitlesindeki azalmaya paralel olarak kırık
ihtimali
artar.
Bu
nedenle
osteoporoz
ve
komplikasyonları yaşlı popülasyonun en önemli sağlık
sorunlarını oluşturmaktadır.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Kemik kitlesindeki kaybı yerine koymak zordur ve uzun
süreli medikal tedaviye ihtiyaç gösterir. Genç yaşlarda,
kemik kaybı başlamadan önce mevcut kemik kitlesini
maksimum seviyeye çıkararak ve yaşlanmaya bağlı
kayıpları minimum düzeyde tutarak osteoporozun
gelişimini önlemek mümkündür.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Düzenli egzersiz uygulaması ile ağrıyı azaltmak, kilo vermek ve
osteoartrit ve osteoporosiz ilerlemesini yavaşlatmak mümkündür.
Osteoartritli hastalarda, özellikle tutulan eklem çevresindeki kas
gruplarında kas gücü azalır, günlük yaşam aktivitelerinde
kısıtlanma görülür, kilo alınır ve sıklıkla hareket yeteneği bozulur.
Diz osteoartriti tipik olarak şişman hastalarda ortaya çıkar. Bu
nedenle osteoartritli hastalar biyomekanik olarak yetersizdir ve
yürüme gibi günlük aktivitelerin de normal kişilere göre daha fazla
enerji harcamaları gerekir.
Doç. Dr. Gülten HERGÜNER
Hastalığın erken evrelerinde, eklemlerde hasar oluşmadan
önce yoğun ve kapsamlı bir egzersiz programı ile eklemleri
korumak
ve
mümkündür.
hastalığı
Yapılan
geciktirmek,
çalışmalarda,
hatta
kas
önlemek
kuvvetindeki
zayıflığın da osteoartrit için bir risk oluşturduğu ortaya
konmuştur.
Böyle bir egzersiz seansı mutlaka ısınma ile başlamalı,
eklemleri
esnek
hale getirecek
germe egzersizlerinin
ardından kas kuvvetini arttırmaya yönelik kademeli olarak
ağırlığı arttırılan ağırlık kaldırma egzersizleri verilmeli ve
soğuma ile bitirilmelidir.
Download