Plastik gıda ambalajları ve sağlık Uzm. Dr. Raika Durusoy, Prof. Dr. Ali Osman Karababa Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Plastik gıda ambalajları ve kapları pratik, hafif, kırılmaz ve görece ucuz olmaları nedeniyle gıda ve içecek saklama amacıyla çok yaygın kullanıma sahiptir. Plastikler monomer adı verilen basit yapıdaki moleküllerin polimer adı verilen uzun ve zincirli bir yapıya dönüştürülmesi ile elde edilen malzemelerdir. Saf plastikler suda çözünmedikleri ve kimyasal tepkimeye girmedikleri için mekanik hasar veya tıkanma hariç herhangi bir zarar vermeden/hastalanmaya yol açmadan sindirim sisteminden geçip giderler. Ancak plastikler genelde, kullanım alanına uygun özellikler kazandırmak amacıyla üretim sürecinde eklenen kimyasallar nedeniyle çok çeşitli katkı maddeleri içerirler. Veya tamamlanmış plastik son ürününün kendisi zararlı olmayabileceği halde, üretiminde kullanılan monomerler zararlı olabilir ve ürünün içinde bir miktar monomer kalmış olabilir. Plastiklerin gıda saklamada kullanımı esnasında monomerleri ve zararlı katkı maddeleri gıdalara ve içeceklere geçerek sağlık riskleri oluşturabilmektedir. Bu yazının amacı, gıda ambalajında ve saklamada kullanılan plastikleri, oluşturabilecekleri sağlık risklerini tanıtmak ve korunmada dikkat edilecek noktalara, kaçınılması gereken plastik türlerine dikkat çekmektir. Gıdaya geçişi arttıran durumlar Plastik gıda ambalajlarında/kaplarında yer alabilen ve sağlık için risk oluşturabilen başlıca maddeler Tablo 1’de sunulmaktadır. Bu zararlı maddelerin gıdaya geçişi, plastiğin ve gıdanın kimyasal özelliğine, paketleme, işleme ve depolama sıcaklığına, UV ışınıyla temasa ve saklama süresine göre değişebilmektedir. Yağlı ve asitli gıdalarla temas, gıdanın plastik kapta ısıtılması ya da plastik bardağa sıcak içecek konması, eski, çizilmiş plastiklerin kullanımı ve bazı deterjanlar, geçiş riskini arttırmaktadır. Tablo 1. Plastik türleri (tanımada kolaylık sağlamak amacıyla kısaltmaları ve geri dönüşüm kodları), içlerindeki toksik maddeler ve olası sağlık etkileri Plastik türü (kısaltması Plastik türünü temsil İçindeki toksik madde(ler) ve olası ve varsa geri dönüşüm eden örnekler sağlık etkileri üçgen simgesi içindeki numarası) Polietilen tereftalat - Ftalatlar (hormon bozucu) (PET) (1) - Nonilfenol (hormon bozucu) Yüksek dansiteli - Nonilfenol (hormon bozucu) polietilen (HDPE) (2) Polivinil klorür (PVC) (3) - Vinil klorür (kesin kanserojen) (Türk Gıda Kodeksi’ne - DEHA (hormon bozucu, olası göre gıda ambalajında kanserojen) PVC kullanılamaz, ancak - Ftalatlar (hormon bozucu) gıdadan ayrı satılan streç film PVC’dir.) Düşük dansiteli polietilen (LDPE) (4) - Nonilfenol (hormon bozucu) Polipropilen (PP) (5) - Nonilfenol (hormon bozucu) Polistiren (PS) (6) - Stiren (kanserojen ve olası hormon bozucu) - 1,3 butadien (kanserojen) - Nonilfenol (hormon bozucu) Polikarbonat (PC) (7) Melamin ve üre - Bisfenol A (BPA) (hormon bozucu) - formaldehit dökümler Reçinesel/polimerik - Formaldehit (kanserojen) - Melamin (böbreğe toksik) - kaplamalar - DEHP (hormon bozucu) - Akrilamid (nörotoksik, genotoksik, olası kanserojen) Poliamitler (PA) (Naylon) - - Bisfenol A (BPA) (hormon bozucu) Plastik gıda kaplarında bulunabilen zararlı kimyasallar ve sağlık etkileri Günümüzde çok yaygın olarak kullanılan pet şişelerin adı, bu plastik türünün kısaltmasından gelmektedir. Günlük kullanım koşullarında PET şişelerden şişedeki sıvıya hormon bozucu bir kimyasal olan ftalatın geçebildiği yakın zamanda bildirilmiştir. Ftalatlar, yağ dokusunda ve insülin direncinde artışa, hamilelik ve emzirme döneminde geçiş sonucu erkek bebeklerde cinsel ve sinir sistemi gelişim sorunlarına yol açabilmektedir. Di-2-etilhekzil ftalat (DEHP), esnek plastik ürünlerde yumuşatıcı olarak en yaygın kullanılan maddedir. Plastikler ağırlıkça %40'a varan oranlarda DEHP içerebilirler. Avrupa Birliği ve ABD, DEHP’nin kullanımını yasaklamıştır. Bu kuralın geçerli olmadığı ülkelerden yapılan ithalat ve ülkemizdeki üretim nedeniyle belirtilen sağlık riskleri ülkemiz için geçerlidir. Tabloda yer alan plastik türlerinin birçoğunun yapısında bulunan trinonilfenil fosfitin (TNPP) parçalanması ile ortaya çıkan nonilfenolün geri dönüşüm kodu 2 olan HDPE şişelerden süte geçtiği gösterilmiştir. Nonilfenol, östrojen yani kadınlık hormonunun etkilerine benzer etkiler göstermektedir. PVC, zehirli plastik olarak bilinmektedir ve yapısında kullanılan monomer olan vinil klorür, insanlar için kanserojendir. İşçilerde karaciğer kanserine yol açtığı gösterilmiştir. Bağ dokusu ve yumuşak doku tümörlerine yol açtığına dair kuşkular bulunmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan izin almadan PVC’nin gıda ambalajında kullanılması yasaktır. Oysa streç filmin yapısında PVC bulunmaktadır ve sıklıkla gıda ile temas halinde satılmaktadır. Streç film, gıdaya temas etmeyecek şekilde kullanılmalıdır. Streç filmin yapısında bulunan Di-2-etilhekzil adipat (DEHA) hormon bozucu bir kimyasaldır. Karaciğer, böbrek, dalak, kemik oluşumu ve vücut ağırlığı üzerine olumsuz etkileri olduğu bildirilmiş ve karaciğeri etkileyen olası bir kanserojen olduğu açıklanmıştır. Polistiren kaplar ısıtıldığında gıdaya stiren geçirebilir. Stiren, olası hormon bozucu ve kanserojendir. Farelerde karaciğere zararlı ve akciğerlere zararlı olduğu ve akciğer kanserine yol açtığı belirlenmiştir. Genler üzerine olumsuz etkileri olduğuna dair bulgular da vardır. Polistirenin yapısında bulunan ve toksik etkileri bilinen başka bir kimyasal madde 1,3 butadien’dir. İnsanlar için kanserojen olduğu saptanmıştır: işçilerde lösemiye, genel olarak da lenfomaya yol açabilmektedir. Geri dönüşüm kodu 7 (diğer) olan plastiklerin çoğu polikarbonat plastiklerdir. Ülkemizde ambalajlanmış su satışının artması ve taşıma kolaylığı nedeniyle polikarbonat damacanaların kullanımına geçilmesi nedeniyle Bisfenol A (BPA) gündeme gelmiştir. BPA, 1930’larda yapay östrojen bileşiği olarak kullanılmıştır. Polikarbonat plastiğin yapıtaşıdır ve dünyada kullanım hacmi en yüksek olan kimyasallardandır. ABD’de yapılan bir taramada 2500 kişiden %93’ünün idrarında BPA saptanmıştır ve en yüksek düzey çocuklardadır. BPA’nın prostat ve meme kanserine yol açabileceği, farelerde beyin ve üreme sistemi gelişimine etkilerinin olduğu, hamilelik döneminde maruz kalınca vücut ağırlığında artışa ve yağlanmaya yol açtığı, deney hayvanlarında şeker hastalığı, erken ergenlik ve sinir sistemi sorunlarıyla ilişkili olduğu saptanmıştır. Güvenli olduğu bildirilen düzeyin yüzlerce kat altındaki dozlarda deney hayvanlarına olumsuz etkiler belirlenmiştir. BPA konusunda yapılan 163 kamu finansmanlı araştırmanın %92’si düşük düzeyde BPA’ya maruz kalındığında bile gelişim, üreme ya da bağışıklık sistemine önemli etkiler saptadığı halde plastik endüstrisi tarafından finanse edilen 13 araştırmanın hiçbirinde olumsuz bir etki saptanmamıştır. Formaldehit kesin kanserojendir: işçilerde burun-boğaz kanserlerine, ayrıca lösemiye yol açtığına dair kanıtlar bulunmaktadır. Formaldehitle ilgili olarak Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nde dikkat çeken bir değişiklik, 1997 yılında gıda maddeleri ile doğrudan temas edecek kağıt ve kartonların formaldehit içermemesi gerekirken 2008’de yapılan değişiklikle aynı malzemelerde 15mg/kg’a dek formaldehit bulunmasına izin verilmesidir. 1997’den 2008’e dek formaldehit’in zararlı etkileriyle ilgili araştırma sonuçlarında artış olmasına karşın ilgili standartta gerileme dikkat çekicidir. IARC’a göre melaminin hayvan çalışmalarında mesane kanserine yol açtığı gösterilmiştir, ancak insanda kanıtlar yetersizdir. Melamin ayrıca böbreğe hasar verir. Çin’de çocuklarda böbrek taşı ve akut böbrek hasarı salgınına yol açmıştır. Reçinelerin yapısında bulunabilen akrilamid molekülünün sinir sistemine zararlı olduğu saptanmıştır. Hayvan çalışmalarında üreme sistemine ve genlere zarar verdiği ve kanserojen olduğu gösterilmiştir. Ağız yoluyla alınan akrilamidin rahim ve yumurtalık kanserleri açısından risk artışına yol açtığı belirlenmiştir. Kanserojen etki, az miktarda da olsa uzun yıllar boyu maruz kalınca ortaya çıkmaktadır. Ne yapmalı? Kısa erimde ve bireysel olarak yapılabilecekler, gıda saklama ya da tüketme amacıyla plastik kapların ve ambalajların kullanımından olabildiğince kaçınmak, zorunlu hallerde de sağlığa daha az zararı olanlar tercih etmek ve gıdaya geçişi arttıran durumları göz önünde bulundurmaktır. Uzun erimde, toplumsal düzeyde yapılabilecekler ise, mevzuatla ilgili düzenlemeler, tek kullanımlık plastik ambalajlar yerine eskiden olduğu gibi çok kullanımlık cam şişeleri talep etmek ve ambalaj sektöründeki bu değişimin ardında yatan dinamikleri sorgulamaktır. Kaynak 1. Durusoy R, Karababa AO. Plastik gıda ambalajları ve sağlık. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 2011 (bu kaynaktan kısaltılarak hazırlanmıştır).