Slayt 1

advertisement
TOPLUMBİLİMSEL YÖNTEMİN
TEMEL İLKELERİ
Her bilimsel faaliyet amacına ulaşmak için
bilimsel yöntemden yararlanır. Bilimsel
yöntem, bilimsel gerçekliğe ve güvenirliğe
sahip bilgilere ulaşmada yararlanılan ve
hareket noktasını belirleyen bir takım
ilkelerle bütünleşmiştir. BU İLKELER:
 SOMUTLUK
İLKESİ
Toplumbilim; gözleme ve deneye
açık olan, zaman ve yer
bakımından belirli olan
olgulardan yola çıkarak somut
olaylar arasında nedensellik
ilişkisi kurar ve kullandığı
kavramlar somut gerçekliğe
dayanır. Deneysel olarak
denenmesi olanaksız olan olgular
ve kavramlar, gözleme ve deneye
açık olmayan doğaüstü güçler,
toplumbilimin uğraşı alanı dışında
 NESNELLİK
İLKESİ
Toplumbilimci toplumsal bir olguyu
incelerken nesnel davranmalı yani
bilimsel tarafsızlığını korumalıdır.
Bunun anlamı, toplumsal olgu ne
ise onu olduğu gibi eksiksiz
göstermeye ve yakalamaya
çalışmalıdır.

BİLMEDİĞİNİ VARSAYMAK İLKESİ
Belirli bir konu hakkında inceleme
yapmaya karar veren araştırmacı o
konu hakkında daha önce çeşitli
yollardan edindiği bilgi birikimini yok
sayarak, bilimsel yöntemle elde
edilmemiş bilgilere itibar
etmemelidir.
 KAVRAMLARIN
AÇIK SEÇİK
BELİRLENMESİ İLKESİ
Her araştırmada kullanılan temel
birkaç kavram vardır. Bu
kavramların açık seçik tanımlarının
yapılması gerekir. Çünkü her bilim
adamının kendine özgü kavramları
vardır.

KONUNUN SINIRLANDIRILMASI İLKESİ
Bir konunun çeşitli yönleri vardır ve tek bir
araştırmayla bir konuyu bütünüyle açıklığa
kavuşturmak olanaksızdır. Bu nedenle
incelenen konunun sınırları çizilmelidir.

TOPLUMSAL OLAYLARIN BÜTÜNLÜĞÜ İLKESİ
Bir toplumsal olay başka bir toplumsal olayın nedeni
olabileceği gibi, başka toplumsal olaylardan da
etkilenebilir.


TOPLUMSAL OLAYLARIN
DEĞİŞEBİLİRLİĞİ İLKESİ
Toplum açık bir sistem olduğundan,
toplumsal olaylarda sürekli değişmekte ve
yeni nitelik ve boyutlar kazanmaktadır.
Toplumbilimsel araştırmaların değişmeleri
ve yeni oluşumları sürekli izlemesi
gerekmektedir.
Somutluk
2. Nesnellik
3. Bilmediğini Varsaymak
4. Kavramların Açık Seçik Tanımlanması
5. Konunun Sınırlandırılması
6. Toplumsal Olayların Bütünlüğü
7. Toplumsal Olayların Değişebilirliği
1.
Şimdi bu yedi ilkeyi bilimsel bir
araştırmada aşama aşama hayata
geçirelim
Toplumbilimsel yöntemin temel ilkelerinin ilkinden hareketle
(somutluk) gözleme ve deneye açık olan bir konu
belirlememiz gerekiyor.
Bu ilkeden hareketle örneğin sosyal değişme üzerine bir
araştırma yapmak istiyoruz. Ancak sosyal yapı bir çok
elemandan meydana geliyor ve yapı içinde yer alan bu
elemanların her biri sosyal değişmeye ayrı ayrı etki
edebiliyor. Ancak olanaklarımızı ve zamanımızı göz
önünde bulundurduğumuzda sosyal değişmeye etki
eden tüm etkenleri ele alıp bir araştırma yapamıyoruz.
İşte bu nedenle toplumbilimsel yöntemin
temel ilkelerinin ikincisinden hareketle
(konunun sınırlandırılması) araştırma
konumuzu sınırlandırma ihtiyacı duyuyoruz.
Bu nedenle de araştırma konumuzu örneğin
“sanayileşme ve sosyal değişme” olarak
sınırlandırıyoruz.
Ayrıca araştırmamız
uygulamalı bir
araştırma
olacağından literatür
taraması yapıyoruz.
anket-gözlem-mülakat vb. teknikler
kullanılarak veri toplanacağından
uygulama evreni seçerek de
konumuzu sınırlandırmamız
gerekiyor.
Uygulama evreni olarak da örneğin
Kocaeli ilini seçiyoruz.
Bu noktadan sonra toplumbilimsel
yöntemin temel ilkelerinin
üçüncüsü olan araştırmada
kullanılan temel kavramların
belirlenmesine ve tanımlanmasına
geçebiliriz. Örneğin bu araştırmada
sanayileşme, sosyal değişme, sosyal
tabakalaşma, sosyal sınıf, göç, kentleşme
kavramlarını kullandık ve bu kavramları
aşağıdaki şekilde tanımladık:
Sanayileşme: Yoğun teknolojiye dayalı ve geniş
çapta bir üretimdir.
Sosyal Değişme: Toplumdaki ilişkiler sisteminde,
sosyal kurumlarda ve fertlerin davranışlarındaki
değişmelerdir.
Sosyal Tabakalaşma: Belirli bir nüfusun
hiyerarşik olarak, yeni sosyal manada üst üste
genel sınıflar halinde farklılaşmasıdır.
Sosyal Sınıf: Tabakalaşma içinde, diğerlerinden
farklılık taşıyan her kesimdir.
Buraya kadar toplumbilimsel yöntemin temel
ilkelerinden somutlukkonunun sınırlandırılmasıkavramların açık seçik tanımlanması
ilkelerini araştırmamızı uygulayacağımız
sahaya inmeden önce gerçekleştirmiş
olduk.
Şimdiden sonra ise araştırmamızı
gerçekleştirirken ve elde ettiğimi bulguları
değerlendirirken nesnelliğimizi
(tarafsızlığımızı) koruyacağız.
Ve araştırmamız şöyle bir başlığa kavuşuyor
“sanayileşme ve sosyal değişmekocaeli ili örneği”. İşte buraya kadar
araştırmamızın konusunu ve başlığını
belirleyerek sınırlarını çizmiş olduk.
İkinci olarak, daha önce bilimsel yöntemlerle elde
etmediğimiz kimi ön bilgilerimizi unutmalı, bu
bilgilere itibar etmemeliyiz.
Ki bu bilgiler araştırmamız esnasında bizi
yanıltıcı bilgilere ulaştırabilir.
Akıl
Yaşta Değil
Baştadır.
İhtiyar Eşeğe Marifet
Öğretmezsiniz
Üçüncü olarak sosyal olayların bütünlüğü
ilkesini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Şöyle ki toplumsal olayların her hangi bir
kesitini incelerken o toplumsal olayın diğer
toplumsal olaylarla olan ilişkisini ve olayın
cereyan ettiği toplumun koşullarını birlikte
düşünmemiz gerekir. Toplumsal bir olay
başka bir toplumsal olaya neden
olabileceği gibi başka toplumsal olaylardan
da etkilenebilir.
 tarih,
"tarih tekerrurden ibarettir" deyip
salakca bir sekilde tarihin tekkerrur
etmesine sebebiyet veren salaklarin
yaptiklari salakliklardan ibarettir.
Toplumsal olayların değişebilirliği ilkesi ise
tüm ilkelerin dışında değerlendirilmelidir.
Toplum sürekli değişmeye açık bir sistem
olduğundan, toplumsal olaylarda sürekli
değişmektedir.
Araştırmacıların değişmeleri ve yeni
oluşumları sürekli izlemesi ve yeni
genellemelere, yasalara, kuramlara
ulaşmak için gözünü dört açmalı ve bu
uğurda uğraş vermelidir.
TOPLUMBİLİMSEL
ARAŞTIRMA
Sosyolojik araştırmaları 3’e ayırmak
mümkündür.
 İlişki kurucu araştırmalar
 İlişki arayıcı araştırmalar
 Sayım tipi araştırmalar
İLİŞKİ KURUCU ARAŞTIRMALAR:
Sosyolojik araştırmalar genellikle bir
varsayımı sınamak amacıyla yapılır. Bu
tür araştırmalarda, toplumsal olgular
arasındaki nedensellik ilişkileri bir
varsayım şeklinde ifade edilmekte ve
buradan yola çıkarak varsayımın
öngördüğü ilişki gözlem yoluyla
sınanmakta ve gerçeklenmesi halinde de
bir genellemeye ulaşılmaktadır.
Burada gözden kaçmaması gereken nokta
toplumbilimsel araştırmaların amacının bir
varsayıma ulaşmak olmadığı, doğrudan bir
varsayımdan kalkarak, olgular-nesneler-olaylar
arasında varsayımda öngörülen ilişkilerin
gözlem ve deney yoluyla gerçeklenmesidir.
Yani amaç bir varsayıma ulaşmak değil,
varsayımdan hareketle genellemelere
ulaşmaktır. Varsayımdan hareketle
genellemelere ulaşmak için yapılan
araştırmalara İLİŞKİ KURUCU araştırmalar
denir.
İLİŞKİ ARAYICI ARAŞTIRMALAR:
Toplumsal olaylar arasında gözlenen kimi
ilişkilerden hareketle bir varsayıma
ulaşmak amacı taşıyan araştırmalara
İLİŞKİ ARAYICI araştırmalar denir.
İlişki arayıcı araştırmalar bir bakıma ilişki
kurucu araştırmaların ön çalışmasıdır. Bir
bakıma bilimsel araştırmanın ilk adımıdır.
SAYIM TİPİ ARAŞTIRMA:
Olaylar arasında herhangi bir ilişki aramak yada
kurmak yerine bir araştırma evreninde belli
karakteristiklerin ne sıklıkta ortaya çıktığını ölçen
araştırmalara SAYIM TİPİ araştırma denir. Bu
nedenle bu tür araştırmalara durum saptayıcı
yada envanter araştırmalar da denir. Bu tür
araştırmalar olaylar arasında anlamlı ilişkiler
kurma ve bir varsayımdan yola çıkarak bilgiler
edinme gibi bir kaygı taşımamaktadır.
Sayım tipi araştırmalar, daha ziyade pratik
ve yüzeysel bilgiler veren ve bu nedenle
de bilimsel yönden fazlaca önem
taşımayan araştırmalar olmakla birlikte
kimi kez ilişki arayıcı araştırmalar için
ipuçları da verebilir.
Bu ipuçlarını değerlendirebilen bir
araştırmacı olaylar arasındaki ilişkileri
görerek varsayımlar oluşturabilir ve bu
varsayımları sınayarak genellemelere
ulaşabilir.
Download