Uploaded by User3599

Solunum yolu

advertisement
SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI


Solunum
yolu
enfeksiyonlarında
etkenler
kaynaktan solunum yolu ile atılır ve duyarlı konağa
aynı yoldan girer.
Enfeksiyon
etkenleri
hava
yolu
ile
bulaştıklarından hava ile bulaşan (air-borne)
enfeksiyonlar diye de adlandırılır.
SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI


Solunum yolu enfeksiyonlarında bulaşma; etkenin dış
ortamda canlı kalabilme özelliğine göre doğrudan ya da
dolaylı yol ile olur.
Doğrudan Bulaşma: Etken, duyarlı kişiye yakın temas
sonucu damlacık ile geçer. Hastanın solunum sırasında ya
da, konuşurken, aksırırken, öksürürken damlacıkla etrafa
saçtığı etkenler ortamda bulunan sağlam kişiler tarafından
solunur (kızamık, boğmaca vb).
SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI





Dolaylı bulaşma: Havada asılı kalan damlacık çekirdeğinin
ya da kontamine tozların (zamanla havada asılı kalan
çekirdeği yere düşer, toza karışır ve tozları kontamine
eder) solunması ile olan bulaşmadır.
Ayrıca enfeksiyon etkeni ile bulaşmış eşya, besin
maddelerive eller de bu tür bulaşmaya neden olur.
Dolaylı bulaşma gösteren hava yolu enfeksiyonlarında
etkenler dış ortamda canlılıklarını uzun süre sürdürürler ve
bir yerden diğer yere kolayca taşınabilirler.
Bu nedenle sağlam kişi ile hasta kişinin yakın teması
olmadan da bu-laşma söz konusudur
(Kızamıkçık, suçiçeği, kabakulak enfeksiyonlarında vb.).
SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI


Epidemiyolojik yönden solunum yolu enfeksiyonlarını kontrol
altına almak oldukça zordur. Hastalık duyarlı kişilerde hızla
yayılarak bütün toplumu tutar ve epidemi ve pandemilere
yol açabilir.
Salgınlar yaş, cins ve bölge farklılığı göstermemesine
rağmen mevsim olarak kışın son ayları ve ilkbaharda
fazladır.
SOĞUK ALGINLIĞI (AKUT NEZLE,
COMMON COLD, AKUT RİNİTİS)





Değişik gruplardaki birçok virus ile oluşan, üst solunum
yolları enfeksiyon belirti ve bulguları ile seyreden hafif
nitelikte bir hastalıktır.
Ateş, baş ağrısı, halsizlik, burun akıntısı, sinüzit, kas
ağrıları, konjunktivit, göz yaşarması, öksürük ve aksırıkla
karekterize oldukça bulaşıcı bir hastalıktır.
Etkenlerin %90’ı virüslerdir (200’den fazla farklı virüs tipi
hastalık oluşturur)
Spesifik bir nezle virusu yoktur.
En sık Rinovirusler olmak üzere, Echovirüs, Parainfluenza,
Respiratuar sinsityal virüs, Coxachie A-B, Adenovirüs,
Coronavirüs…
SOĞUK ALGINLIĞI (AKUT NEZLE,
COMMON COLD, AKUT RİNİTİS)


Etken doğrudan temas ile ya da dolaylı olarak kontamine
eşyalarla solunum yolundan bulaşır.
Uzun süren uçak yolculukları, hava soğutma sistemleri
(klimalar), kalabalık ortamlarda bulunma, stres gibi risk
faktörleri bulaşma ve yayılımı hızlandırır.
SOĞUK ALGINLIĞI (AKUT NEZLE,
COMMON COLD, AKUT RINITIS)





Patogenez: Soğuk algınlığına neden olan viruslar enfekte
havanın
solunması
ile
burun mukozasına geçer ve
mukozada kalırlar. Oradan da hücre içine girerler.
Kuluçka dönemi: Oldukça kısadır. Birkaç saat ile birkaç gün
arasında değişir.
Tanı: Genellikle klinik bulgulara dayanılarak konulur.
Tedavi: Spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi semptoma
yöneliktir.
Viral kökenli bir hastalık olduğundan, ciddi bir komplikasyon
olmadıkça antibiyotik kullanılmamalıdır.
 Sadece bakteriyel bir komplikasyon antibiyotik verilir.
SOĞUK ALGINLIĞI (AKUT NEZLE, COMMON COLD,
AKUT RİNİTİS)’NDA HEMŞİRELİK BAKIMI






Hastalığın yayılmasını önlemek için hastaların bulaştırıcılık
döneminde damlacık izolasyonu uygulanır.
Hastalık süresince hasta yatak istirahatinde tutulur.
Hastalara hijyenik önlemler alması (burun-boğaz
sekresyonlarını kağıtlara çıkarması vb), el yıkamaya özen
göstermesi öğretilir.
Burundaki konjesyonu azaltmak için buruna serum fizyolojik
damlatılır, nemli hava sağlanır ya da reçete edilen
antihistaminikli, antibiyotikli burun damlaları uygulanır.
Hastaların akut döneminde, hasta kalorisi yüksek sulu
gıdalarla beslenir.
Vücut direncini arttırmak için özellikle C vitamini içeren
yiyecekler verilir.
SOĞUK ALGINLIĞI (AKUT NEZLE, COMMON COLD,
AKUT RİNİTİS)’NDA HEMŞİRELİK BAKIMI


Korunma: Hastalık değişik viruslarla oluştuğundan
korunmada koruyucu aşılar yetersiz kalmaktadır.
Nezlenin tamamen önlenmesi olanaksızdır, ancak kışın
kapalı
ortamlarda
bulunmaktan kaçınılmalı,
viruslar
kontamine
yüzeylerde
saatlerce
kalabildiklerinden,
dolaylı
bulaşmayı önlemek için el yıkamaya özen
gösterilmelidir.
GRİP (İNFLUNENZA)


Ani başlayan yüksek ateş, üşüme, başağrısı, kas ağrısı ve
bazen de halsizlik ile karekterize üst solunum yolunun akut,
oldukça bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır.
Etken ortamiksovirus ailesinin tek üyes influenza
virüsleridir.
 A,B,C diye tanımlanan üç sero tipi vardır.
 A ve B tipi epidemi ve pandemilere neden olur.
 Ctipi ise sporadik olarak görülür.
GRİP (İNFLUNENZA)


DSÖ verilerine göre her yıl 10 kişiden 1/4’i bu hastalığa
yakalanmakta veyılda 500-1000 ölüm olmaktadır.
Türkiye’de H5N1 vinüsü 2005’te kümes hayvanlarında
rastlanmış, 2006 yılında hasta kümes hayvanları ile temas
eden kişilerde de temas eden virus belirlenmiştir.
GRİP (İNFLUNENZA)




Doğrudan ya da taze, kontamine olmuş eşyalarla dolaylı
bulaşır. Hastalar etkeni semptomlarının başlamasından bir gün
öncesinden2-3 gün sonrasına kadar bulaştırır.
Kuluçka dönemi: 1-3 gün gibi oldukça kısadır.
Tanı: Özellikle epidemiler esnasında klinik bulgulara göre
konur.
Tedavi: Komplikasyonsuz influenza için spesifik bir tedavi şekli
yoktur.




Tedavi semptomatiktir.
Öksürük için sedasyonlu öksürük şurupları, ağrı ve ateş için
antipiretikler kullanılır.
Komplikasyonlu vakalarda antibiyotiklerden yararlanılır.
Yaşlı hastalarda pnömoni ve dehidratasyon oluşmuşsa tedavi
hastanede sürdürülür.
GRİP (İNFLUNENZA)’DA HEMŞİRELİK
BAKIMI




Hasta akut hastalıklı dönemde (ortalama 1 hafta) duyarlı
kişilerden ayrılmalı, damlacık izolasyonu önlemleri
alınmalıdır.
Hastayı sekonder enfeksiyonlardan korumak için
semptomlar başlar başlamaz yatak istirahatini almak, bol
sıvı alımını sağlamak gerekir.
Hasta odası cereyansız, ılık ve sessiz olmalıdır. Oda sık
havalandırılarak havadaki damlacık çekirdeklerinin asılı
kalıp solunması önlenir
Konjesyonu azaltmakta burun damlaları kullanılabilir. Ancak
çocuklarda ideal burun damlası serum fizyolojiktir, yağlı
burun damlaları asla kullanılmamalıdır.
GRİP (İNFLUNENZA)’DA HEMŞİRELİK
BAKIMI



Hastalığı önlemede grip aşısından yararlanılır.
Uygulamada önceliği aşağıda verilen risk grupları
oluşturur.
Kalp ve damar hastalıklarına sahip kişiler, Akciğer-böbrek
hastalığı olan kişiler,
KIZAMIK (RUBEOLA)




Ateş, konjuktivit, öksürük, ağız mukozasında azı dişleri
hizasında oluşan lekeler (Koplik lekeleri) ve döküntü ile
karaktarize bir hastalıktır.
Etken: Paramiksovirüs ailesinden morbilivirüs.
Hastalığı geçirmeyen, aşısız olan yada ölü aşı ile aşılama
yapılan kişiler risk altındadır.
Solunum yolu ile doğrudan bulaşır.
KIZAMIK (RUBEOLA)

Kızamıktaki döküntünün özelliği:




Makülopapüler, kırmızı renki, basmakla hemorajik hale
gelebilen şekildedir.
Döküntü saçlı deri ile saçsız derinin birleşim yerinden ve
kulak arkasından başlayarak tüm vücuda yayılır.
Avuç ve ayak tabanlarında da döküntü vardır.
3-4gün içinde solmaya başlar.
KIZAMIK (RUBEOLA)
KIZAMIK (RUBEOLA)





Tedavi: Komplikasyonsuz kızamığın spesifik bir tedavisi
yoktur.
Tedavi tamamen semptomlara yöneliktir.
Ateş düşüp öksürük azalıncaya kadar çocuk yatakta tutulur.
Komplikasyonlar:
 Otit, pnömoni, SSPE (1/1.000.000)
 SSPE: Kızamık geç dönem komplikasyonu (6-10 yıl),
davranış bozujklukları, fokal nörolojik semptomlar, kas
tonusunda azalma, yemeyutma zorlukları ve ölümle
seyreder.
Korunma:
 Bütün çocuklar canlı aşı ile aşılanarak korunmalıdır.
KIZAMIK (RUBEOLA)’DA HEMŞİRELİK
BAKIMI








Döküntülerden 4 gün önce ve 5 gün sonrası bulaşıcılık süresi
olduğundan hasta, duyarlı bireylerden ayrılır.
Hava partikülleri ile ilgili önlemler alınır.
Deri bakımı: Kaşınmayı azaltmak için ılık sodyum bikarbonatlı
su ile silme banyo verilir.
Çocuğun tırnakları kesilerek deride kaşınma ile oluşabilecek
travmalar önlenir.
Ateş için antipretikler verilir, soğuk uygulama, ılık banyo yapılır.
Çevre ısısı hastayı rahatlatacak şekilde düzenlenir, aşırı giysiler
çıkarılır, yeterli sıvı alımı sağlanarak dehidratasyona bağlı ateş
oluşumu engellenir.
Ateşle ilgili olarak konvülziyon gelişebileceğinden dikkatle gözlem
yapılır.
Ateşli dönemde hasta sulu gıdalarla beslenir, ateş düşer düşmez
katı gıdalara geçilir.
KABAKULAK (PAROTİTİS EPİDEMİCA, MUMPS)




Tek yada çift taraflı parotis nadiren de diğer dış salgı
bezlerinin ağrılı şişmesi ile karakterizedir.
Etken: Paramiksovirüs ailesinden mixovirüs
Bulaşma: Hasta kişilerin ağız boğaz salgıları ile doğrudan
kontamine olmuş eşyalar ile temas sonucu dolaylı olarak
bulaşır.
Tedavi: semptomatik tedavi.
KABAKULAK (PAROTİTİS EPİDEMİCA, MUMPS)


Komplikasyonlar:
 Orşit, nadiren infertilite, kabakulak menengo-ensefaliti,
Pankreatit, nadiren sağırlık, miyokardit, hepatit.
Korunma:
 Kabakulak aşısı ile sağlanır. Aşı güvenli bağışıklık
sağlamaktadır.
KABAKULAK (PAROTİTİS EPİDEMİCA,
MUMPS)’DA HEMŞİRELİK BAKIMI





Bulaştırıcılık parotis bezinin şişmeye başlamasından 7 gün
önce başlar, şişlikten 9 gün sonraya kadar devam eder.
Parotis bezinin şişmesinden sonraki ilk 48 saat oldukça
bulaşıcıdır.
Damlacık izolasyonu önlemleri uygulanmalıdır.
Enfeksiyonun diğer kişilere geçişi el yıkama ve
sekresyonlarla temastan kaçınılması ile sağlanır.
Yutma esnasında ağrı olduğu için sıvı ve yumuşak besinler
tercih edilmelidir.
SU ÇİÇEĞİ (VARİSELLA)

Jeneralize
makülopapüler-veziküler
ve
kabuklanma
gösteren döküntüler ile karakterize akut, oldukça bulaşıcı
çocukluk çağı hastalığıdır.

Etken: Varisella zoster virüs.

Hastalık sıklıkla kış ve ilkbaharda ortaya çıkar.

Bulaşma: Virusun yoğun olduğu solunum damlacıklarının
üst solunum yolu epitel hücrelerine ve konjunktivaya
teması ile oluşur.
SU ÇİÇEĞİ (VARİSELLA)


Bulaşı takiben 1-2 gün halsizlik, ateş, sonrasında yüz ve
gövdede (sırt, göğüs, karın) döküntü olur.
Döküntünün özelliği:
 Küçük maküler ve makülopapüler şeklinde
ortaya çıkar ve birkaç saat içinde
vezikülleşir.
 Veziküller yüzeyseldir, tek gözlüdür, içinde
sıvı vardır ve etrafı kırmızıdır.
 Döküntüler 6-8 saat içinde makül, papül,
kabuklanma evrelerini (değişik yaştan
gösterir.
 Bu döküntü özelliğine yıldızlar haritası denir.
döküntüler
döküntüler
berrak bir
vezikül ve
lezyonlar)
SU ÇİÇEĞİ (VARİSELLA)
SU ÇİÇEĞİ (VARİSELLA)

Tanı: klinik bulgular ile konur.

Tedavi: semptomatik tedavi verilir

Bakteriyel enfeksiyonlar oluşmuşsa antibiyotikler
kullanılır.
SU ÇİÇEĞİ (VARİSELLA)’NDE
HEMŞİRELİK BAKIMI








Hastalık döküntüden 1 gün öncesinden 1 hafta sonrasına kadar bulaşıcıdır.
Lezyonlar kabuklanıncaya değin hava partikülleri izolasyon önlemleri
sürdürülür.
Çocuklar kendilerini kötü hissetmezler, fakat 1 hafta kadar yatakta
tutulmalıdır.
Kaşıntı çok fazla ise çocuğun lezyonları kaşıması ve enfekte etmesi
önlenir. Tırnaklar kısa kesilir, temiz tutulur. Ufak çocuklara bez torba
eldiven giydirilir.
Kaşınmayı önleyici kremler kullanılabilir. Ayrıca kaşınmayı önlemede
bikarbonat solüsyonu ile döküntülerin tampone edilmesi hastayı rahatlatır.
Deri temizliği için hastaya iritan olmayan sabun ve ılık su kullanarak banyo
yapılması önerilir.
Hastaya gevşek, pamuklu giysiler giydirilir.
Ateş varsa antipretikler verilir. Salisilat çocuklarda Reye’s
sendromuna yol açacağından kullanılmaz.
KIZIL (SCARLET FEVER, SCARLATİNA)



Akut ateş ve makülopapüler deri döküntüleri ile seyreden,
bulaşıcı bir hastalıktır.
Etken: A grubu beta hemolitik streptokokların eritrojenik
toksin (pirojenik ekzotok-sin) salgılayan herhangi suşudur.
Bulaşma: Enfeksiyon geçişi, hasta ve taşıyıcının oral ve
nazal sekresyonları ile doğrudan temas ya da oyuncak,
enfekte eşyalarla dolaylı yoldan olur.
KIZIL (SCARLET FEVER, SCARLATİNA)




Belirti ve bulgular: Hastalık ani olarak ateşın 38-40 C’ye
yükselmesi, titreme, baş ağrısı,boğaz ağrısı, yutma güçlüğü,
kusma, kırıklık ve toksik görünümle başlar.
Dil ucu ve kenarları kırmızıdır. Bu görünüme beyaz çilek dili denir.
Dördüncü beşinci günlerde dil ucundan ve kenarlardan soyulma
başlar. Kırmızı zeminde papillalar belirginleşir. Bu görünümde
kırmızı çilek dili denir.
Döküntünün özellikleri: Yanaklardan ve boyundan başlayan eritem
tarzındaki döküntü 24 saat içinde hızla göğsün üst kısmına, tüm
gövde ve ekstremitelere yayılır. Yanaklar ve alında yaygın parlak
kırmızılık varken ağız etrafı soluktur. Kızamıktan farklı olarak
avuç içi ve ayak tabanında döküntü görülmez.
KIZIL (SCARLET FEVER, SCARLATİNA)

Tedavi: Antibiyotik
 Penisilinler ve eritromisin
KIZIL (SCARLET FEVER, SCARLATİNA)’DA
HEMŞİRELİK BAKIMI






Damlacık önlemleri alınır.
Hastaya sessiz, sakin ve rahat edebileceği bir ortam
hazırlanmalıdır.
Oda normal ısıda, nemli ve cereyansız olmalıdır.
Ateşi düşürmek için antipretikler verilir.
Kaşıntıyı rahatlatıcı etkisi olan bikarbonat solüsyonu
uygulanır.
Korunma: Henüz aşı geliştirilmemiştir.
BOĞMACA (PERTUSSIS)





Boğmaca özellikle 2 yaşından küçük çocuklarda tehlikeli
olabilen, oldukça bulaşıcı inatçı ve üst üste gelen spazmodik
öksürük nöbetleri ile karakterize, akut bakteriyel bir
solunum yolu enfeksiyonudur.
Etken: Bordatella Pertussis
Bütün dünyada yaygın olarak görülen bir enfeksiyondur.
Aşılanma programlarının düzenli yapıldığı toplumlarda daha
az rastlanır. Gelişmekte olan ülkelerde bü-yük bir sorundur.
Bulaşma: Hastalık doğrudan temas, öksürürken aksırırken
çıkarılan damlacık çekirdeğinin solunması ve taze kontamine
olmuş eşya ile dolaylı olarak bulaşır.
BOĞMACA (PERTUSSİS)




Hastalığın süresi 6-10 haftadır.
1- Katadral dönem (prodromal veya nezle dönemi): 1-3
hafta sürer. Üst solunum yolu enfeksiyonu gibi başlar.
Hafif kuru öksürük, hafif ateş, burun akıntısı görülür.
2- Paroksismal (öksürük) dönemi: 2-6 hafta sürer. Hasta 510-15 veya daha fazla sayıda kısa, kesik kesik, boğulur
gibi öksürür. Bunu izleyerek derin ve sesli bir nefes
alır (adeta ötme şeklinde, derin bir soluk alma görülür).
Öksürük nöbeti sonunda koyu yapışkan bir balgam çıkarır.
Nöbet aralarında hastanın genel durumu iyidir. Giderek
nöbet sayısı azalır.
3- İyileşme dönemi: 2-3 hafta sürer. Öksürük nöbetleri ve
kusma giderek azalır ve hasta normale döner.
BOĞMACA (PERTUSSİS)



Tedavi: Hafif vakalar evde, ağır vakalar hastanede tedavi
edilir. Ateş varsa hasta yatakta tutulur.
Bulaşıcılık süresini kısaltmak için eritromisin 14 gün
verilebilir.
Korunma:
 Hastalıktan korunmak için en iyi yol çocukluk aşı
takvimindeki DaBT- IPA -Hib uygulamalarının
sürdürülmesidir.
 Boğmacalı vakalarda teması olanlara da eritromisin ilk
gün verilir.
BOĞMACA (PERTUSSİS)’DA HEMŞİRELİK
BAKIMI







Damlacık izolasyonu önlemleri alınır.
Solunumu düzeltmek için gerekirse O2 verilir.
Paroksismal öksürük nöbetlerinden sonra postural drenaj
uygulanır.
Hasta cereyansız temiz havalı bir odada tutulur. Güneş ışığı
alan bir oda tercih edilir.
Öksürük nöbetinden sonra ağız temiz su veya bikarbonatlı
su ile çalkalatılır.
Aspirasyonu önlemek için hasta, baş sağ yana gelecek
biçimde yatırılır.
Kusmaların fazla olduğu hastalarda beslenmeye dikkat
edilir.
DİFTERİ (KUŞPALAZI)



Özellikle tonsilla ve farenkste yoğun olmakla birlikte burun,
deri, konjunktiva ve genitallerde lokal psödomembranöz
lezyonlar ve basilin salgıladığı ekzotoksine bağlı sistemik
reaksiyonlarla karakterize bir hastalıktır.
Etken: Korinobakeriyum difteri exotoksini
Bulaşma: Hastalar, atık ve lezyonlardaki basiller
kayboluncaya kadar (ortalama 2-4 hafta), portörler 6 ay
kadar basili saçabilir. Difteri portör ya da hasta kişilerle
yakın temas sonucu damlacık yolu ile doğrudan bulaşır.
Mikroorganizmalar öksürme, aksırma hatta konuşurken
etrafa yayılır. Basil süt, su ve kurumuş balgamda haftalarca
canlı kalabilir ve bu yoldan da dolaylı bulaşmaya neden olur.
Epidemilere çiğ sütün neden olduğu bildirilmektedir.
DİFTERİ (KUŞPALAZI)


Toksin üretimine bağlı
psödomembran oluşumu difteriye
özgüdür.
Psödomembran tek tonsil üzerinde
sınırlı kalabilir ya da her ikitonsil,
uvula, yumuşak damak, farinks ve
larinks duvarına yayılabilir.
DİFTERİ (KUŞPALAZI)




Tedavi: Difteri şüphesi varsa, bakteriyolojik sonuç
beklenmeksizin en kısa sürede tek doz antitoksik serum
uygulanır.
Antitoksik serum dolaşan toksini ve hücre yüzeyine
yapışmış toksinleri nötralize eder.
Erken antitoksin uygulaması doku hasarını önler.
Antibiyotik tedavisi; reçete
/eritromicin ya da tetrasiklindir.
edilen
ilaç
penisilin
DİFTERİ (KUŞPALAZI)’NDA HEMŞİRELİK
BAKIMI







Damlacık önlemleri alınır.
Larinks difterisinde solunum yolunun tıkanıklığını azaltmak
amacıyla hastaya buhar tedavisi uygulanır.
Biriken sekresyonlar aspire edilir.
Hastanın burun ve boğazı temiz tutulur, hasta tolere
edebilir ise ılık solüsyonlarla özel ağız bakımı verilir.
Kusmaya neden olabilecek herhangi bir işlemden kaçınılır.
Boğazda iritasyon yapacağından portakal-limon suları
verilmez.
Hasta ağızdan sıvı almaya özenderilir.
PNÖMONİLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI



Pnömoni akciğer parankim dokusunun akut inflamasyonudur.
Ateş, göğüs ağrısı, öksürük, kanlı ya da paslı balgam
çıkarma ile karakterize bir hastalıktır.
Sıklıkla akut enfeksiyon sırasında gelişebilir. Ancak
aspirasyon pnömonisinde olduğu gibi yabancı maddelerin
ya da mide içeriğinin aspirasyonu sonucu enfeksiyona bağlı
olmaksızın da ortaya çıkabilir.
Pnömoniler toplumda gelişen pnömoniler (TGP), hastanede
gelişen pnömoniler (HGP) olarak iki grupta değerlendirilir.
PNÖMONİLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI



Etken: Toplumda gelişen pnömonilerden 100 den fazla
etken sorumlu tutulmaktadır.
İlk5 yaşta respiratuvar virusler, sonraki yaşlarda başta
pnömokoklar olmak üzere diğer bakteriyel etkenler
sorumludur.
Viral kökenli pnömoniler toplumda sık görülmesine karşın
hastalık hafif seyirli olduğundan çoğu kez tanı
konulamamaktadır.
PNÖMONİLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI

İmmün
sistemin
Sitomegalovirüs
baskılı
olduğu
kişilerde
etken:

Yaşlılarda: streptokokkus pnömoni

KOAH’lı hastalarda: H. İnfluenza

Kardiyovasküler hastalığı olanlarda: Moraxella catarhalis

HIV (+) kişilerde: Pnomocystie carini
PNÖMONİLER VE HEMŞİRELİK BAKIMI

Semptom ve bulgulara yönelik tedavi:



Yeterli hidrasyon sağlanır: Oral sıvı alımı arttırılır ya da İV yolla
sıvı tedavisi uygulanır.
Hipoksemi için O2 tedavisi
Enfeksiyona neden olan organizmaya yönelik uygun
antibiyotik tedavisi reçete edilir.
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK, VEREM)





Akciğerlerde ya da akciğer dışındaki organlarda gelişen,
hava partiküllerinin solunması ile geçiş gösteren bir
enfeksiyon hastalığıdır.
Etken: Mikobaktiyum tüberkülozis, nadiren: M: Bovis.
BCG aşısı ile korunabilen bir hastalıktır.
Bulaşma: M.tuberculosis aktif akciğer tüberkülozlu
hastaların aksırırken öksürürken havaya saçtıkları basili
taşıyan tükürük damlacıklarının havada asılı kalarak suyunu
kaybetmesi ve küçük partiküllere dönüşerek doğrudan
solunması iledir.
Bulaştırıcılık; erişkin hastalarda tedavi başladıktan 2 hafta
sonra kalkar.
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK, VEREM)




Bağışıklanmış bireyde; basil ile karşılaşılan ilk anda
akciğerde şiddetli ve sınırlayıcıbir yanıtla enfeksiyon
gelişimi önlenir. Sınırlı bir kazeifikasyon (peynirleşme)
nekrozu ve kalsifikasyonla tam bir iyileşme sağlanır.
Bağışıklanmamış bireyde; alveollere yerleşen basile karşı ilk
yanıt; akciğerde akut olarak gelişen ve bakteriyel lober
pnömonidekine benzeyen eksüdatif enflamasyon
şeklindedir.
Hücresel yanıt gelişinceye kadarki, sürede basiller
durdurulmaya çalışılır. Bu sürde, alveollerde çoğalan
basiller lenfojen yayılım ile en yakın lenf bezine
ulaştırılırlar ve bölgesel lenf adenit ortaya çıkar.
Primer lezyon ve bölgesel lenfadenitin ikisine birden
Ghom kompleksi denir.
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK, VEREM)


Toraks içi tüberküloz
 Primer AC tüberkülozu (çocuk tbc.)
 Postprimer AC tüberkülozu (erişkin tbc.)
 Miliyer tüberküloz: primer tbc. Sonrası ilk 6 haftada
gelişir. Küçük çocuklardaki post-primer tbc. şeklidir.
Toraks dışı tüberküloz
 Tüberküloz perikardit
 Tüberküloz lenfadenit
 Tüberküloz peritonit
 Kemik tüberkülozu
 GIS tüberkülozu
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK, VEREM)








Tanı: Tüberkülin cilt testi (PPD, Pürifiye Protein Derivasyon)
Protein basilinin ısıyla öldürülüp filtrasyonundan elde edilen
saflaştırılmış proteindir.
Testin amacı bireyin tüberküloz basili ile karşılaşma durumunu
saptamaktır.
Basil ile karşılaşılmış ise tüberküloz basili protein fraksiyonuna karşı
aşırı duyarlılık oluşturur.
PDD’nin verilme şekline göre tüberkülin testleri; Mantoux testi
(intradermik test) ya da multipl fraksiyon yöntemiyle uygulanan
testler olmak üzere ikiye ayrılır. En sık kullanılan Mantoux testidir.
Mantoux testi: Tüberkülin testleri içinde en güvenli ve sağlıklı
olanıdır.
Uygulama: 5Ü tüberkülin (0,1 ml PPD solüsyonu) ön kolun iç yüzüne,
deri içine iğne ile verilir. Enjeksiyon yerinde deri yüzeyinde 5-6
mm’lik bir papül oluşur. Bu alanın 48-72 saat içinde ıslatılmaması,
ovulmaması, silinmemesi ve ellenmemesi gerektiği hasta veya
yakınlarına öğretilir.
Değerlendirme: Uygulamadan 48-72 saat sonra enjeksiyon yerindeki
endürasyon (sertlik-şişlik) değerlendirilir. Endürasyon olmadan eritem
oluşumu önemli değildir.
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK, VEREM)



Tedavi:
 İlk 2 ay: İzoniazid, Rifampisin, Pirazinamid
 Sonraki 4 ay: İzoniazid, Rifampisin
İlaca dirençli olgularda:
 Etambutol, streptomisin
İlaca bağlı yan etkiler:
 Rifampisin: idrarı portakal rengine boyar.
 İzoniazid: periferik nöropati, konvülziyon, ataksi
 Pirazinamid: hepatotoksik
 Ethambutol: optik nörit
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK, VEREM)






Korunma:
BCG aşısı doğum sonrası 2.ay bitiminde ve ayrıca enfeksiyonsuz
tüberkülin deri testi (-) olan tüm kişilere özellikle de tanısı
konmayan vakalarla temasta olan sağlık personeline, aktif
pulmoner tüberkülozlu annelerin yendioğan bebeklerine, aktif
vakalar yakın temasta olan ev halkı gibi risk gruplarına
yapılmalırdır.
Hasta bakımında yakın ilişkide yer alan sağlık çalışanları HEPA
filtreli TB maskeleri takmalıdır
Hastaların, hastayla yakın teması olanların, duyarlı kişilerin
gerekli incelemeleri (X’ ray, laboratuvar incelemeleri) yapılarak
erken tedavileri sağlanmalı.
Ev ziyaretleri yaparak evde hasta bakımı kontrol edilmeli ve ev
halkının gerekli incelemelere uyum sağlamaları teşvik edilmeli.
Sığır tipi bulaşmayı önlemek için sütler pastörize edilmeli ve
kaynatılmalı
TÜBERKÜLOZ (İNCE HASTALIK,
VEREM)’DA HEMŞİRELİK BAKIMI






il Sağlık Müdürlüklerine bildirimde bulunulur.
Hastaya ilaç tedavisinin enfeksiyonu etkili bir şekilde
kontrol edeceği, gerekli önlemleri aldıklarında dış
ortamda yayılımının engellendiği belirtilmelidir.
Balgam kültürü negatif gelen hastalarda hasta yakınlarının
ziyareti sağlanır.
Ayaktan tedavi gören tüberkülozlu hastalarda, ev
halkını da enfeksiyon riskine karşı alınacak önlemler
öğretilir.
Ev halkının PPD testi ve X-Ray incelemelerine katılımını
sağlamak.
Öksürme, aksırmada kağıt mendille ağzın kapatılması
Download