1 BEDENSEL BELİRTİ BOZUKLUKLARI VE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR A. BEDENSEL BELİRTİ BOZUKLUĞU Varsa belirtiniz: Ağrının baskın olması ile giden Süregiden O sıradaki Ağırlığını Belirtiniz: Ağır olmayan, Orta derecede ve Ağır B. HASTALIK KAYGISI BOZUKLUĞU Varsa Belirtiniz: Bakım arayan tür, Bakımdan kaçan tür C. DÖNÜŞTÜRME (KONVERSİYON) BOZUKLUĞU (İŞLEV GÖREN NÖROLOJİ BELİRTİSİ BOZUKLUĞU) Belirti Türünü Belirtiniz: Güçsüzlük ya da paralizi ile giden Olağandışı devinim ile giden Yutma belirtileri ile giden Konuşma belirtisi ile giden Ataklarla ya da katılmalarla giden Anestezi ya da duyu yitimi ile giden Özel duyusal belirti ile giden Karma belirtilerle giden Varsa belirtiniz: Akut dönem, Sürekli Varsa belirtiniz: Tetikleyici ruhsal bir etken olan (tetikleyici etkeni belirtin), Tetikleyici ruhsal bir etken olmadan D. YAPAY BOZUKLUK (KENDİNE VE BAŞKASINA YÜKLENEN YAPAY BOZUKLUK) Belirtiniz: Tek dönem, Yineleyici dönemler 2 BEDENSEL BELİRTİ BOZUKLUĞU Fiziksel bir dayanağı olmamasına rağmen yaşanan psikolojik problemler nedeniyle oluşan fiziksel şikayetler Somatizasyon Bozukluğu olarak adlandırılır. Somarizasyon Bozukluğu’nda bulguları açıklayacak bir fizyolojik durum söz konusu değildir. Kişi psikolojik problemlerini bedensel şikayetler ile dile getirmektedir. Somatizasyon ile konversiyon arasındaki temel fark şudur: somatizasyon bozukluğu yaşayan kişi pek çok fiziksel problem yaşarken konversiyon sorunu olan hastanın ise genellikle bir tek şikayeti söz konusudur. Tanı Ölçütler:_______________________________________________________________ A. Tanı Ölçütü: Sıkıntı veren ya da günlük yaşamı önemli derecede kesintiye uğratan bir ya da birden çok bedensel belirtinin olması. B. Tanı Ölçütü: Aşağıdakilerden en az biri ile kendini gösteren, bedensel belirtiler y da bunlara eşlik eden sağlıkla ilgili kaygılarla ilişkili aşırı düzeyde düşünceler, duygular ya da davranışlar: 1. Kişinin belirtileriyle orantısız, süreklilik gösteren düşünceleri vardır. 2. Sağlık ya da belirtilerle ilgili, yüksek düzeyde bir kaygının varlığı. 3. Bu belirtilere ya da sağlıkla ilgili kaygılara aşırı zaman ve içsel güç harcama durumu. C. Tanı Ölçütü: Herhangi bedensel bir belirti sürekli olarak bulunmasa da , belirti gösteriyor olma durumu süreklilik gösterir(altı aydan daha uzun bir süre olarak). Varsa Belirtiniz: _____________________________________________________________________ 1. Ağrının Baskın Olması İle Giden: Önceki adı ağrı bozukluğudur. Bu belirleyici, bedensel belirtilerinde ağrının baskın olduğu kişiler içindir. 2. Süregiden: Süregiden gidiş, ağır belirtiler, işlevsellikte belirgin bir düşme ve altı aydan daha uzun sürme ile belirlidir. O Sıradaki Ağırlığını Belirtiniz: ________________________________________________________________________ 1. Ağır Olmayan: B Tanı Ölçütünde sıralanan belirtilerden yalnızca biri karşılanır. 2. Orta Derecede: B Tanı Ölçütünde sıralanan belirtilerden ikisi ya da daha çoğu karşılanır. 3. Ağır : B Tanı Ölçütünde sıralanan belirtilerden ikisi ya da daha çoğunun karşılanması yanı sıra çoğul bedensel yakınmalar (ya da çok ağır bir bedensel belirti) vardır. 3 Somatizasyon Bozukluğu 30’lu yaşlardan önce başlar. Genellikle uzun yıllara yayılan kronik bir seyir gösterir. Bedensel yakınmalar için genellikle ruh sağlığı uzmanlarına başvurulmadığı için, kişinin yakınmalarının düzelmemesi ve kronikleşmesi söz konusudur. Ayrıca bu durum çok miktarda ilaç kullanımına ve buna bağlı gelişen yan etkilere de yol açmaktadır. Bu durum kişinin evlilik, iş ve sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkiler. Tüm toplumda, bu hastalığa ömür boyu yakalanma riski % 0.1-0.5’tir. Kadınlarda 5-20 kat daha çok görülür. Bu kişilerin aile öyküsünde benzer hastalığı olan kişilere rastlanır. Bu tanıyı almış kişilerin anne ve kız kardeşlerinde Somatizasyon Bozukluğu %10-20 dolayında görülür. Genel olarak alt sosyoekonomik katmanın üyesi, eğitim düzeyi düşük kadın hastalarda somatizasyonun daha sık görüldüğü düşünülmektedir. Tek ebeveyn olma, yalnız yaşama ve işsizlik de riski artıran faktörlerdir. Somatizasyon hastalığı gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere oranla daha fazla görülüyor. Somatizasyon Bozukluğu yaşayan kişiler tüm yaşamları boyunca hasta olduklarına ilişkin bir inanç taşırlar.Yaşamları boyunca şikayetlerinin olmadığı bir yıllık bir dönem yok gibidir. Somatizasyon Bozukluğu kronik, ancak dalgalanan bir bozukluktur. Somatizasyon Bozukluğu yaşayan kişiler yaşam koşulları ağırlaştıkça daha şiddetli semptomlar gösterir, hatta semptomlarına yenileri eklenir. Yakınmaların hafiflediği iyilik dönemleri genellikle bir yılı aşmaz. Yıllarca süren Somatizasyon Bozukluğu hastalarında sosyal yeti yitimi görülen hasta oranı % 80’lere varır. Somatizasyon Bozukluğu tedavisi zordur. Bundaki en önemli etken, bu bozukluğu yaşayan kişilerin hastalık genellikle kronikleştikten sonra ruh sağlığı uzmanlarına başvurmalarıdır. Tedavinin ilk aşamasında öncelikle Somatizasyon Bozukluğu yaşayan kişiye sonrasında da ailesine bu durumun psikolojik bir bozukluk olduğu anlatılmalıdır. Somatizasyon Bozukluğu tedavisi çift ayaklı yürümelidir, farmakoterapi ve psikoterapi. Uzun soluklu bir psikoterapi ihtiyacı vardır sağaltım için. Kişinin Somatizasyon Bozukluğu geliştirmesindeki dinamiklerin tanınmasından sonra, kişinin duygularını fark edip kelimelerle ifade etmeyi öğrenmesi, terapinin en önemli kısmıdır. 4 HASTALIK KAYGISI BOZUKLUĞU Hipokondriazis hastaları vücut fonksiyonları ile yüksek oranda ilgilidir. Herhangi bir geçerli fiziksel hastalığı olmamasına rağmen kişi fiziksel semptomlar ile yüksek oranda ilgilidir. Sağlığı ile ilgili kaygıları yaşamını yönlendirir, aktivitelerini kısıtlar, çevre ilişkilerini bozar. Hipokondriazis hastaları somatik işlevler ile ilgilerinin psikolojik olduğunu göremezler. ‘Hastalık hastalığı’ diye bilinen bu hastalık kişinin vücut belirtilerini yanlış yorumlayıp ciddi bir hastalığa yakalandığı korkusu ile yapılan yeterli tıbbi değerlendirmelerin sonuçlarına güvenmeyip hastalık düşüncelerini devam ettirmesidir. Hipokondriaklar sıklıkla başvurdukları hekimin yetersiz olduğuna kanaat getirirler. Tan Ölçütler:______________________________________________________ A. Tanı Ölçütü: Ağır bir hastalığı olduğunu ya da olacağını düşünüp durma B. Tanı Ölçütü: Bedensel belirti yoktur ya da varsa bile ağır değildir. Başka bir hastalık durumu varsa ya da bir hastalık durumu çıkma olasılığı yüksekse (örn. Güçlü bir aile öyküsü varsa), bu konuda düşünüp durma açıkça aşırı bir düzeydedir ya da orantısızdır. C. Tanı Ölçütü: Sağlıkla ilgili yüksek düzeyde bir kaygı vardır ve kişi, kişisel sağlık durumuyla ilgili olarak kolaylıkla korkuya kapılır. D. Tanı Ölçütü: Kişinin sağlıklı ilgili davranışlarında aşırılıklar görülür (örn. Hastalık bulguları için vücudunu sık sık tarar) ya da uygunsuz bir kaçınma içindedir (örn. Doktora gitmekten ve hastanelerden kaçınır). E. Tanı Ölçütü: Hastalıkla uğraşıp durma süresi en az altı aydır, ancak korkulan özgül hastalık bu süre içinde değişebilir. F. Tanı Ölçütü: Hastalıkla ilgili düşünüp durma, bedensel belirti bozukluğu, panik bozukluğu, yaygın kaygı bozukluğu, bedensel algı bozukluğu, takıntı-zorlantı bozukluğu ya da sanrılı bozukluk, bedensel tür gibi başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz Varsa belirtiniz: ________________________________________________________________________ Bakım arayan tür: Sık sık doktora gitme ya da sağlık taramaları ve girişimleri yaptırmayı kapsar. Bakımdan kaçan tür: Sağlık bakımına seyrek olarak başvurulur. 5 İçgörüsü Az Olan Kişilerde: Çoğu zaman kişi, o sıradaki epizoda, ciddi bir hastalığının olmasıyla ilişkili kaygısının aşırı ya da anlamsız olduğunu kabul etmemektedir. Hipokondriaklar sıklıkla kendileri için istemsiz uygun gördükleri hastalık nedeniyle özel muamele ve özel bir tedavi şekli beklentisi içinde olabilirler. Bu durumda sürekli yakınan Hipokondriak özel yaşamında mutsuz, iş hayatında başarısız olmaya başlar. Bir süre sonra çevrelerindekiler kişinin şikayetlerinin gerçekçi olmadığını görür ve kişiyi dinlemekten vazgeçerler. Hipokondriazis ilk olarak Hipokrat tarafından ifade edilmiştir. Hipokondriazis kaburgaların altındaki bölge anlamına gelen Latince hypochondrium’dan köklenir. Hipokondriaklar genellikle mide-bağırsak bölge şikayetleri ifade ederler. Hipokondriaklar sürekli ilgi ve sevgi ararlar. İhtiyaç duydukları bu ilgi ve sevgiyi çeşitli sebeplerle doğal ve normal yollardan alamayacaklarına istemsiz bir şekilde karar verip, bu ilgiyi hastalıkları ve şikayetleri ile alabileceklerine inanırlar. Hastalığın sıklıkla görüldüğü bir diğer gurup ise depresif ya da Anksiyete Bozukluğu olan kişilerdir. Psikodinamik yaklaşım Hipokondriazis’in nedenlerini kişinin başkalarına karşı hissettiği öfkeyi, düşmanca düşüncelerini içine atması sonucu, bu duyguları fiziksel yakınmalara dönüştürmesi olarak görür. Kişide varolan çevreye yönelik saldırgan ve öfke yüklü dürtüler bastırma ve yer değiştirme mekanizmaları ile fiziksel şikayet haline dönüştürülür. Hissedilen öfke kişinin geçmişte yaşadığı kayıp, yakınlarının hastalığı, çevrenin kendisini reddetmesi, ihtiyaç duyduğunda yeterli desteği vermemesi ve yaşadığı hayal kırıklıkları ile ilgilidir. Ayrıca bu durum kişinin hissettiği öfke ve saldırgan dürtüler nedeniyle oluşan suçluluk duygusuna karşı bir savunma, düşük benlik algısı ya da kuvvetli narsistik ilginin bir sonucudur. Bu suçluluk duygularının neticesinde gelişen cezayı hakketme düşüncesi, kişinin vücudunda bir takım şikayetleri oluşturmasına sebep olur. Hastalığın ortaya çıkışında belirgin bir biçimde psikolojik stres bulunur. Olayı tetikleyen sebepler arasında; ani öfke, kayıp sonrası yas, fiziksel şiddet, cinsel taciz veya hayati tehlike oluşturabilecek bir kaza sayılabilir. Aile yaşantıları da zorludur. Hipokondriak kişi bu psikolojik çatışmalara karşı uyumu yakalayamamıştır. Bu kişilerde ağrıya ve diğer belirtilere karşı yapısal bir duyarlılık, ailevi yatkınlık, stres karşısında psikolojik yaklaşımları önemsemeyen kültüre sıklıkla rastlanır. Hipokondriazis’in görülme sıklığı kadın ve erkeklerde farklılık göstermez. Belirtiler herhangi bir yaşta başlayabilmekle birlikte, en çok 20-30 yaş aralığında görülür. Türkiye ruh sağlığı profili çalışmasında 12 aylık hipokondriazis yaygınlığı kadınlarda % 0.8, erkeklerde % 0.3, tüm nüfusta % 0.6 olarak verilmektedir. Hipokondraizis tedavisinde hastaların 1/3’ü yeterli düzeyde iyilişme gösterir. Bu grup genelde yüksek sosyoekonomik düzey, tedaviye cevap veren depresyon ve anksiyetenin eşlik etmesi, belirtilerin aniden başlaması ve eşlik eden herhangi bir kişilik bozukluğunun almadığı hastalardan oluşur. Hipokondriaklar genelde tedaviye dirençlidir. Hipokondriazis’te de birincil ve ikincil kazanç söz konusudur. Hipokondriazis tedavisi iki ayaklı olarak uygulanır; farmakoterapi ve psikoterapi. Psikodinamik yaklaşım; bu bozukluğa temel hazırlayan nedenleri bulduktan sonra baş etme teknikleri konusunda ustalaşmayı kullanır. Kişinin kendisini kelimelerle ifade etmeyi 6 öğrenmesi terapinin temel amacıdır. Tedavide ailenin işbirliği diğer Somatoform Bozuklukları’nda olduğu gibi önemlidir. DÖNÜŞTÜRME (KONVERSİYON) BOZUKLUĞU (İŞLEVGÖREN NÖROLOJİ BELİRTİSİ BOZUKLUĞU) Konversiyon Bozukluğu, kişinin duygu durum problemlerini kendisine dahi ifade etmemesi neticesinde gelişen fiziksel semptomlardır. Konversiyon Bozukluğu organik bir neden olmaksızın genellikle hareket ve duyu organlarında ortaya çıkan işlev yitimi, azalması ya da çoğalması olarak da tanımlanabilir. Konversiyon Bozukluğu hastaları şikayetlerinin kökeninde psişe ile ilgili problemlerin olduğunun farkında değildirler Tanı Ölçütleri:__________________________________________________________ A. Tanı Ölçütü: Bir ya da birden çok, istemli devinsel (motor) ya da duyusal işlev değişikliği ile ilgili belirti. B. Tanı Ölçütü: Klinik bulgular, söz konusu belirti ile bilinen nöroloji ya da genel tıp durumları arasında bağdaşmazlık ve uyuşmazlık olduğunu ilişkin kanıtlar sağlar. C. Tanı Ölçütü: Bu belirti ya da eksiklik başka bir sağlık durumu ya da ruhsal durumla daha iyi açıklanamaz. D. Tanı Ölçütü: Bu belirti ya da eksiklik, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal işle ilgili alanlarda y da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden neden olur ya da sağlık açısından değerlendirilmeyi gerektirir. Kodlama notu: ______________________________________________________________________ Güçsüzlük y da inme (paralizi) ile giden Olağan dışı devinim ile giden (örn. Tremor, distoni, geveleyerek konuşma) Yutma belirtileri ile giden Konuşma belirtileri ile giden (örn. Disfoni, sözü geveleyerek konuşma) Ataklarla ya da katılmalarla giden Anestezi ya da duyu yitimi ile giden Özel duyusal belirti ile giden (örn. Görme, koku alma ya da duyma bozukluğu) Karma belirtilerle giden Konversiyon Bozukluğu hastaları içsel çatışmalarını bu yolla dolaylı olarak çözümlerler. Kişi ifade edemediği bilinçaltı içsel çatışmasını: a. yadsıma, b.bastırma ve 7 c.yer değiştirme olarak kendisini gösteren savunma mekanizmaları ile fiziksel semptoma dönüştürür. Bunun yanı sıra kişi çevresi tarafında hasta olması neticesinde zorunluluklarından ve onu zorlayan yaşam koşullarından sorumlu tutulmaz. Hastalığı nedeniyle çevresinden normal zamanlarda alamadığı ilgi ve desteği alır. Bu sayede kişi hastalığı sayesinde çevresini kontrol edebildiğini keşfeder ve kontrol eder. Özellikle bu durum kişinin çevresi tarafından desteklenirse, konversiyon belirtileri pekişir ve süreğenleşir. . Bu şikayetler istemsiz olarak ortaya çıkar. Şikayetler: 1. koordinasyon ya da denge bozukluğu, 2. felç ya da bölgesel güçsüzlük, 3. yutma güçlüğü ya da “boğazda yumru”, 4. konuşma zorlukları 5. idrar yapamama, 6. dokunma ya da ağrı duyumu kaybı, 7. çift görme, 8. körlük, 9. sağırlık, 10. muhtelif halüsinasyonlar şeklinde kendisini gösterebilir. Konversiyon Bozukluğu hastaları içsel çatışmalarını bu yolla dolaylı olarak çözümlerler. Kişi ifade edemediği bilinçaltı içsel çatışmasını: a. yadsıma, b.bastırma ve c.yer değiştirme olarak kendisini gösteren savunma mekanizmaları ile fiziksel semptoma dönüştürür. Bu birincil ve ikincil kazancın yanı sıra (birincil kazanç: hastanın ruhsal sıkıntısından kurtulması, ikincil kazanç ise: zor bir durumdan hastalığı sayesinde kurtulma veya hasta olduğu için bazı haklar elde etmesidir).“güzel aldırmazlık” denen özel duygulanım bozukluğu izlenir. Hasta belirtilerinden bahsederken sanki başkasının hastalığından söz ediyormuş gibi kayıtsız kalır. İşte, Charcot’un tanımlamış olduğu “güzel aldırmazlık,” yani belirtiye karşı aldırmazlık, hatta hoşnutluk durumunu, konversiyon mekanizmasının sağlamış olduğu bu birincil kazançla anlayabiliriz. Bir çok KB hastasında belirtiler zamanla kendiliğinden kaybolur. Bunun oluşabilmesi için KB hastasının ikincil kazançları çevresi tarafından ortadan kaldırılmalıdır. Tedavide ailenin doktorla işbirliği özellikle ikincil kazancın süreğenleşmemesi açısından çok önemlidir. 8 Kişilerin neden Konversiyon Bozukluğu geliştirdiklerine dair nedenler çok etkenlidir. Psikanalitik yaklaşım konversiyonun bilinçaltı çatışmaların neden olduğu karmaşaların bedensel olarak ortaya çıkması olarak tanımlar. Bunun yanında, kişinin kendisini kelimelerle ifade edememesi neticesinde fiziksel semptom oluşturduğu da başka bir yaklaşımdır. Bu konuda yapılan çalışmaların çoğunda Konversiyon Bozukluğu psikolojik, biyografik ve kişilik faktörleri açısından incelenmiştir. Az sayıda çalışma organik sebeplere odaklanmıştır. Konversiyon Bozukluğu’nun oluşunda öğrenmenin de önemi vurgulanır. Ayrıca çevresel etkenlerin de rolü büyüktür. Kültürle ilgili çevresel etkenler de Konversiyon Bozukluğu’nda önemlidir. KB öğrenim düzeyi daha düşük olan kırsal bölgelerde kentlere göre daha sık görülür. Ebeveyn, eş ya da evlat kaybı neticesinde sağlıklı yaşanamayan yas süreçlerinin sıklıkla Konversiyon Bozukluğu oluşturduğunu görülebilir. Yalancı nöbet oluşumunda yaşam öyküsünde cinsel istismar öyküsünün bulunması önem taşır. Nöropsikolojik test bulguları her iki hemisferde de bozukluk olduğunu gösterir Konversiyon Bozukluğu hastalarında. Konversiyon Bozukluğu batı ülkelerine oranla ülkemizde daha sık görülür. Kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat daha fazla görülür. Her yaşta görülebilen bir bozukluk olan KB en sık 10-35 yaşları arasında görülür. Düşük sosyoekonomik koşullar, düşük öğrenim seviyesi, içgörü blokajı ve düşük zeka düzeyi risk faktörleridir. Konversiyon Bozukluğu kişin aile, iş ve sosyal yaşamında sorunların oluşmasına yol açar. Kişi sorumluluklarını yeterince yerine getiremez ya da ikincil kazanç nedeniyle getirmez. Belirtilerin aniden ortaya çıktığı durumlarda, o dönemde kişi ağır stres altında ise ve belirtiler bu nedenle ortaya çıkmışsa, altta yatan başka psikiyatrik hastalık veya bedensel hastalık yok ise sonuç genelde iyidir. Hastaların %25 inde ise tedaviye rağmen belirtiler devam edebilir. Konversiyon hastalarının 1/3’ünde bayılma belirtilerinin yanında bedensel belirtiler de olur ve bu belirtiler somatizasyon bozukluğu olarak adlandırılır. Konversiyon Bozukluğu yaşayan hastalar sıklıkla kuvvetli stresorlar neticesinde oluşan bayılma, dil tutulması, felç, körlük, sağırlık gibi şikayetlerle hastanelerin acil servislerine başvururlar. Bu yakınmalarla başvuran hastalar elbette ki önce nörolojik bir bozukluk ihtimali ile kontrol altına alınırlar. Gerekli fiziksel tetkikler neticesinde herhangi bir patolojiye rastlanmaması durumunda Konversiyon Bozukluğu ile ilgili teşhis ve tedavi protokolü için psikiyatrik muayene gündeme gelir. Sonrasında farmakoterapi ve psikoterapiden oluşan bir tedavi protokolü uygulanmalıdır. Psikodinamik yaklaşım ile bu tepkilerin altında yatan problemlere ulaşılıp bunların sağlıklı boşaltımı ya da baş etme teknikleri hasta ile birlikte oluşturulmalı ve hastanın kendisini kelimelerle ifade etmesi sağlanmalıdır. Tedavide ailenin işbirliği özellikle ikincil kazanç nedeniyle çok önemlidir. 9 Yapay Bozukluk Kendine Yüklenen Yapay Bozukluk A. Tanı Ölçütü: Yanıltıcı (yanlış bir kanı uyandırıcı), bedensel ya da ruhsal düzmece belirtiler çıkarma ya da yaralanma ya da hastalığa yol açma tutumu. B. Tanı Ölçütü: Kişi, kendisini, başkalarına hasta, iş göremez ya da yaralı olarak sunar. C. Tanı Ölçütü: Açık dış ödüller olmasa bile yanıltma (yanlış bir kanı uyandırma) davranışı belirgindir. D. Tanı Ölçütü: Bu davranış, sanrılı bozukluk ya da diğer bir psikoz bozukluğu gibi başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz. Belirtiniz:______________________________ Tek Dönem Yineleyici dönemler (iki ya da ikiden çok kez, düzmece hastalık ve/ya da yaralanmaya yol açma olayı) Bir Başkasına Yüklenen Yapay Bozukluk (Önceki adı Bakımverenin Yapay Bozukluğu idi) A. Tanı Ölçütü: Bir başkasında yanıltıcı (yanlış bir kanı uyandırıcı), bedensel ya da ruhsal düzmece belirtiler çıkarma ya da yaralanmaya ya da hastalığa yol açma tutumu. B. Tanı Ölçütü: Kişi bir başkasını, diğerlerine hasta, işgöremez ya da yaralı olarak sunar. C. Tanı Ölçütü: Açık dış ödüller olmasa bile yanıltma (yanlış bir kanı uyandırma) davranışı belirgindir. D. Tanı Ölçütü: Bu davranış, sanrılı bozukluk ya da diğer bir psikoz bozukluğu gibi başka bir ruhsal hastalıkla daha iyi açıklanamaz. Not: Başına gelen değil, başkasına yüklenen kişi bu tabıyı alır. Belirtiniz:____________________________________ Tek dönem: Yineleyici dönemler (iki ya da ikiden çok kez, düzmece hastalık ve/ya da yaralanmaya yol açma olayı).