DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE DÜNYA VE AHİRET İNANCI 1. Ahiret inancı ve Önemi Sözlük anlamı ‘son’ olan ahiret, insanın dünya hayatındaki amellerinin karşılığını alacağı ebedi hayata denir. Anne karnında başlayan dünya hayatı, ölümle son bulmasına rağmen ölüm bir yok oluş değil; yeni ve ebedî bir hayatın başlangıcıdır. Fiillerinin karşılığını göreceği bir hayata inanmak Dünya Müslüman hayatını anlamlı bir için hale getirir Bu dünya hayatının son olmadığını bilmek “Akıllı insan, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için hazırlık yapandır...” (Tirmizi, Kıyamet 25.) 2. Dünya Hayatının Amacı ve Ahiret İnancı “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyât suresi,56. ayet) “Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır… ” (En’âm suresi, 32.ayet.) Dünya Hayatının Amacı Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarına uymak O’nun hoşnut olacağı güzel davranışlarda bulunmak O’na ibadet etmek tir. 1/2 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE DÜNYA VE AHİRET İNANCI Ahiret inancı, • Dünyanın niçin yaratıldığını, • İnsanın asli vazifesini • İnsanın yaptığı her şeyin hesabını vereceğini anlamamızı sağlar. 3. Ahiret İnancının Bireysel ve Toplumsal Faydaları Bireysel Faydalar Ahirete inanan insan; • Niçin yaratıldığını bilir ve ona göre davranır. • Şükrünü ve tevekkülünü artırır. • Hayatını daha anlamlı hale getirir. • Dünya hayatının imtihan olduğunu düşünerek yaşadıklarına sabır ve tahammül gösterir. • Hesap veremeyeceği işlerden uzak durur. • Yaptıklarının karşılığını göreceğini bildiği için kötü davranışlardan uzaklaşarak iyilikte bulunmaya özen gösterir. • Sorumlu ve adil davranmak zorunda olduğunu bilir. Toplumsal Faydalar Ahiret inancına sahip insanlardan oluşan toplumlarda; • İyi ve örnek davranışlar sergileyen insanlar artacağı için iyilikler yayılır, kötülükler azalır. • İnsanlar arasında olumlu ilişkiler kurulacağı için toplumsal huzur artar. • Kul hakkının hesabını vereceğini bilen bireyler başkalarını ilgilendiren konularda daha özenli davranırlar. 2/2 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE Ahiret Hayatının Aşamaları 1. Ahiret Hayatının Aşamaları-1 Ölüm: Bir canlıda hayatî fonksiyonların tam ve kesin bir şekilde sona ermesi, ruh ve bedenin birbirinden ayrılması demektir. Ölüm bütün insanlar için bir hakikattir ve ölümden kaçmak mümkün değildir. “Her canlı ölümü tadacaktır…” (Ankebut suresi, 57. ayet) UNUTMA! Allah (c.c) tarafından insanların canını almakla görevlendirilmiş meleğin adı Azrail’dir. Ömür ve Ecel: Yüce Allah’ın her insanın yaşaması için doğumdan ölüme kadar belirlediği süreye ömür denir. Ömrün bittiği, hayatın sona erdiği âna ecel denir. Tevekkül: Sözlük anlamı güvenmek, yaslanmak, dayanmak, vekil tayin etmektir. Dinî bir terim olarak tevekkül, bir iş için gerekli çabayı gösterip ve sonucu Allah’tan (c.c.) beklemeye denir. “Allah'a tevekkül et. Vekîl olarak Allah yeter.” Ahzâb suresi, 3.ayet. 2. Ahiret Hayatının Aşamaları-2 Kur’an-ı Kerim’de, kıyamet, b’as, haşr gibi ahiret hayatının aşamalarından bahseden birçok ayet bulunmaktadır. 1/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE Ahiret Hayatının Aşamaları • • • “Şüphesiz Allah’ın, insanı öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter.” Tarık suresi, 8.ayet. “İnsan, kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: ‘Bu çürümüş kemikleri kim yeniden diriltecek?’ Onları ilk defa yaratmış olan diriltecektir. Çünkü O, hakkıyla her türlü yaratmayı bilendir.” Yasin suresi, 78-79. Ayetler “Siz cansız iken sizi dirilten Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda O’na döndürüleceksiniz.” Bakara suresi, 28.ayet. Kabir Hayatı- Berzah: Sözlükte iki şey arasındaki perde, engel anlamına gelir. Dinî terim olarak ölümden sonra başlayıp mahşerdeki dirilişe kadar devam edecek olan kabir hayatına denir. Ölen herkes berzah âlemine gidecektir. Kişinin ölümü ile berzah hayatı başlar. “Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar devam edecek, dönmelerine engel bir perde (berzah) vardır.” (Müminun suresi, 100. ayet.) Kıyamet: Dikilmek, ayağa kalkmak, durmak, canlıların Allah Teala’nın huzurunda saygıyla duracakları gün” anlamlarına gelir. Kıyamet vakti sadece Allah (c.c.) tarafından bilinir. Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v) de Hz. Cebrail (a.s) ile geçen konuşmasında kıyametin vaktinin kendisi tarafından bile bilinmediğini ifade etmiştir. (Buhârî, Îmân, 37.) Kıyamet, Kur’an-ı Kerim’de, • dünya düzeninin bozulması ve dünya hayatının sona ermesi • insanların Allah Teala tarafından diriltilmeleri, mahşer yerinde toplanmaları anlamlarında kullanılır. Ahiret hayatı kıyamet ile başlar. İsrafil’in (a.s.), sûra üflemesi ile kıyamet ve yeniden diriliş gerçekleşir. AYET “Sûra üflenince Allah’ın diledikleri müstesna olmak üzere göklerde ve yerde ne varsa hepsi ölecektir. Sonra ona bir daha üflenince bir de ne göresin, onlar ayağa kalkmış̧ bakıyorlar.” Zümer suresi, 68. ayet. 2/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE Ahiret Hayatının Aşamaları Kıyamet ve yeniden dirilmeye somut örnekler: Mevsimlerin oluşması Bitkilerin çürüyüp yeniden yeşermesi, toprağa düşen tohumun hayat bulması Bitkilerin her baharda kendini yenilemesi Tabiatın canlanması AYET “... Sen yeryüzünü de ölü ve kupkuru görürsün. Fakat biz onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman o harekete gelir, kabarır ve her çeşitten iç açıcı bitkiler verir. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir. O, ölüleri diriltir yine O, her şeye hakkıyla kadirdir. Kıyamet vakti de gelecektir. Bunda şüphe yoktur. Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.” Hac suresi, 5-7. ayetler. Gayb: Sözlükte göz önünde olmayan, gözle görülmeyen anlamlarına gelir. Aynı zamanda akıl ve duyular yoluyla hakkında bilgi edinilemeyen varlık alanı demektir. Ahiret de insanın duyu organları ve aklıyla hakkında bilgi edinemeyeceği gaybi bir âlemdir. AYET “De ki: “Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir...” Neml suresi, 65. ayet. 3. Ahiret Hayatının Aşamaları-3 Yeniden Diriliş (Ba’s): Öldükten sonra tekrar dirilme, kıyametin kopmasından sonra Allah’ın (c.c.) emri ve İsrafil’in (a.s.) sur’a ikinci defa üflemesi ile canlıların tekrar diriltilmesine denir. 3/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE Ahiret Hayatının Aşamaları Haşr-Mahşer: Allah’ın (c.c.) insanları diriltip dünyada iken yaptıkları işlerden hesaba çekmek üzere toplamasına haşir, toplanma yerine de mahşer denir. AYET “Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün, kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır…” Abese suresi, 33-39. ayetler. Kuran-ı Kerim’deki bazı ayetlerde mahşerin insanlar için zorlu olacağı ifade edilmiştir. Hesap: Kelime olarak ‘saymak’ ve ‘sayım’ anlamlarına gelen hesap; dinî terim olarak insanların hesaba çekilecekleri ahiret safhalarından birini ifade eder. Sevap: İnsanların Allah’a (c.c.) gösterdikleri itaatten ve yaptıkları iyi işlerden dolayı ahirette alacakları mükâfat. Günah: Allah’a (c.c.) itaatsizlik göstermeleri ve kötü işler yapmaları sonucu alacakları ceza. Amel Defteri : İnsanın dünyada yaptıklarının yazıcı melekler (Kiramen Kâtibin) tarafından Allah’ın (c.c.) emriyle kaydedildiği yere amel defteri denir. AYET İnsanların üzerinde Allah (c.c.) ve kul hakkı olmak üzere iki tür hak vardır. “Amel defterleri açıldığı zaman, gökyüzü yerinden sıyrılıp koparıldığı zaman, cehennem alevlendirildiği, cennet yaklaştırıldığı zaman, herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir.” Tekvir suresi, 10-14. ayetler. 4/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE Ahiret Hayatının Aşamaları Allah hakkı: Allah’a (c.c.) olan kulluk borcundan kaynaklanan haklardır. Kişi, kul hakkı ile Allah Teala’nın huzuruna gitmemek ve salih kul olabilmek için hak sahipleriyle helalleşmeli ve tövbe etmelidir. Kul hakkı: İnsanlarla ilişkilerimizden doğan haklardır. Mizan: Tartı aleti, tartmada kullanılan ağırlık ve adalet anlamlarına gelir. Kişinin iman ve amellerinin kıyamet gününde değerlendirilmesini sağlayan ölçüdür. Mahşerde, herkesin yaptıkları mahiyetini ancak Allah’ın (c.c.) bildiği bu mizanda tartılacaktır. Mizanda iyilikleri ağır gelenler kurtuluşa erecek, kötülükleri ağır gelenler ise cezalandırılacaktır. Mizanda adaletsizlik söz konusu değildir. Sırat: cehennemin üzerinden cennete kadar uzanan insanların dünyada yapmış oldukları davranışlar ve imanlarına göre üzerinden geçecekleri veya geçemeyecekleri köprüye sırat denir. 4. Ahiret Hayatının Aşamaları-4 Cennet: Bitki ve ağaçlarla örtülü yer, bahçe anlamlarına gelen cennet, iman edip salih amel işleyen müminlerin yaptıklarına ödül olarak ebedî kalacakları ve içinde çeşitli nimetlerin bulunduğu yer demektir. Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadisinde cennetle ilgili soru soran birine şöyle cevap vermiştir: “Allah seni cennete koyarsa canının çektiği ve gözüne hoş görünen her şey senin olacaktır.” Tirmizî, Sıfatü’l-cennet, 11. 5/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE Ahiret Hayatının Aşamaları Kur’an-ı Kerim’de cennet için şu isimler kullanılır: • Me’vâ • Adn • Firdevs • Naîm • Huld • Karâr • Dârusselâm • Dârulmukame “… Allah onlara, devamlı kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İşte bu, iyilik yapanların mükâfatıdır.” Maide suresi, 85. ayet. Cehennem: Derin kuyu anlamına gelen cehennem, günahları sevaplarından fazla olan Müslümanların günahlarının karşılığı kadar kalacağı; Allah’a (c.c.) iman etmeyerek son nefesini verenlerin ise sonsuz bir ceza ile cezalandırılacağı yerdir. Kur’an-ı Kerim’de cehennem için şu isimler kullanılır: • • • • • • • Hâviye, Cahîm, Nâr, Sakar, Saîr, Lezâ Hutame 6/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE AHİRETE UĞURLAMA 1.Cenaze ile İlgili Dinî Uygulamalar İslam dinine göre insan vefat ettikten sonra gömülene kadar ‘cenaze’ olarak adlandırılır. Müslümanların birbirine karşı görevleri öldükten sonra da devam eder. Vefat eden bir Müslümanın arkasından yapılması gereken bazı görevler vardır: Cenazeyi yıkamak ve kefenlemek Cenaze namazını kılmak Cenazeyi defnetmek Varsa borçlarını ödemek Ölen adına hayırda bulunmak Ölenin Vasiyeti ve Borçları • • • Bir kişinin vefatından sonra geçerli olmak üzere yapılmasını istediği şeylere vasiyet denir. Allah (c.c.) tarafından yasaklanmayan ve başkasının hakkına girmeyen vasiyetler, mirasçılar tarafından yerine getirilmelidir Cenaze sahipleri; ölen kişinin borcu varsa malının üçte biri ile borçlarını öder, borçlar karşılanarak cenaze üzerindeki kul hakları kaldırılır. Techîz: Hazırlamak, donatmak anlamlarına gelir. Ölünün dinî usullere uygun olarak kabre konması için gerekli hazırlıkların yapılmasına denir. İlk olarak vefat haberinin ve cenaze ile ilgili bilgilerin duyurulması için salâ okunur. Techîz işlemlerinden bazıları şunlardır: Ölünün, Yıkanması: Gasil Kefenlenmesi : Tek2n Tabuta konulup musalla taşına konması ve kabristana taşınması: Teşyî Kabre konması: Defin “Allah'a tevekkül et. Vekîl olarak Allah yeter.” Ahzâb suresi, 3.ayet. 1/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE AHİRETE UĞURLAMA Kefen: Sözlükte ‘örtmek’ anlamına gelmektedir. Ölen kimsenin yıkanıp beyaz ve temiz bir beze sarılarak gömülmesine kefenlenme (tekfîn) denilir. Tekfîn, insan saygınlığının korunması için önemlidir. Cenaze Namazı: Vefat edenin arkasından dua mahiyetinde kılınan namaza denir. Cenaze namazı, rükûu ve secdesi olmayan farz-ı kifaye bir namazdır. Cemaat, cenaze namazını kılmadan önce, yüzleri kıbleye dönük şekilde cenazeyi karşılarına alarak saf tutar. Hep birlikte niyet edilir, imam yüksek sesle tekbir getirir ve cenaze namazı kılınır. Dinen sorumlu sayılan kimselerden bazılarının yapmalarıyla diğerlerinden sorumluluğun kalktığı fiiller ve emirlere farz-ı kifaye denir. Helallik Alma: Cenaze namazı kılındıktan sonra imam; cemaate vefat eden kimseyi nasıl bildiklerini, iyi bir Müslüman olduğuna şahitlik edip etmeyeceklerini sorarak haklarını helal etmelerini ister. Bu işleme “helallik alma” denir. Cenaze Uğurlamanın Adabı: Cenaze töreninde; Sessizce tabutun arkasından yürünür. Yüksek sesle bağırılmaz, feryat edilmez. Cenaze alkışlan maz. Ölmüş kişi için Allah’a (c.c.) dua edilir. Ailenin acısı paylaşılır. 2/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE AHİRETE UĞURLAMA 2. Kültürümüzde Cenaze Uğurlama ile İlgili Gelenekler Cenaze namazına katılmak, hem vefat eden kişiye hem de ölen kişinin yakınlarına karşı bir vazifedir. Müslümanın Sorumlulukları: • Taziyede bulunmak, • Başsağlığı ve sabır dilemek, • Acı günlerinde yanlarında olmak, • İhtiyaçları varsa gidermek • Cenaze evine yemek götürmek Taziye: Birine sabır telkin etmek anlamına gelir. Yakını vefat eden kimseleri sabır ve metanet göstermeye teşvik etmek, baş sağlığı dilemek, onları teselli edip acılarını paylaşmayı ifade eder. HADİS “Bir musibet nedeniyle din kardeşine taziyede bulunan hiçbir mümin yoktur ki Allah kıyamet günü ona kerem elbiselerinden bir elbise giydirmesin.” İbn Mâce, Cenâiz, 56 Cenazenin defni sırasında ve sonrasında Kur’an okumak vefat eden kimseye rahmet olduğu gibi cenaze sahiplerine destek, dinleyenlere de bir nasihat ve rahmettir. Ölenlerin ardından dua etmek dinî görevlerimiz arasındadır. Dua etmek için mutlaka mezarın yanına gitmek gerekmez. Allah (c.c.), kullarının dualarını ve yakarışlarını her yerden işitir. AYET Kerim’de “Ey insanlar! işte size, Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir hidayet ve rahmet geldi.” Yûnus suresi, 57. ayet. 3/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE AHİRETE UĞURLAMA HADİS “Bir kimse Peygamberimize geldi ve şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Resulü! Annem aniden vefat etti... Şimdi ben onun adına sadaka versem, sevabı anneme ulaşır mı?’ Peygamberimiz, ‘Evet.’ dedi.” Buhârî, Cenâiz, 95. Bir Müslüman vefat ettikten sonra onun adına hayır yapmak, dinimizde tavsiye edilen davranışlardandır. Ölünün ardından mevlid okutulması da gelenekselleşmiş bir uygulamadır. Mevlid, Süleyman Çelebi tarafından kaleme alınan, Peygamber Efendimizin doğumunu, hayatından bazı kesitleri anlatan manzum eserdir. Bu eserin okunmasıyla icra edilen dinî törenlere de mevlid adı verilir. Kişinin ölümünden sonra da kendisinin rahmetle anılmasına sebep olacak tüm güzel amellere sadaka-i cariye denir. Alevi-Bektaşilikte Cenaze Uğurlama Gelenekleri Alevi-Bektaşi geleneğinde; kişi için ‘öldü’ yerine ‘Hakk’a yürüdü’ denir. Cenaze merasimi de ‘Hakk’a Yürüme/Uğurlama Erkânı’ olarak tanımlanır. Bu ifadeler canın dünya değiştirmesi, kavuşma, yeniden bir araya gelme anlamlarını içerir. Kişi, Hakk’a yürüdüğünde ‘Dede/Baba’ veya görevi üstlenen başka biri “Bismişah! Hakk Muhammed ya Ali!” der. Alevi-Bektaşilikte ölünün göğüs hizasında durularak dualar/gülbanklar okunur. Cenaze usulüne uygun olarak yıkanır ve kefenlenir. Helallik, hem evinin önünde hem de cenaze namazı kılınırken alınır. Cenaze namazını kıldıracak Dede öne geçer. Halk onun arkasında üçlü, beşli ve yedili sıralar hâlinde saf bağlar. Cenaze namazı kılındıktan sonra defin işlemi yapılır. 4/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE AHİRETE UĞURLAMA Mezarlıkta iş bitince topluca cenaze evine gidilir. Ölenin yakınları ziyaret edilip acılarını hafifletici söz ve davranışlarda bulunulur. Ölü evinin işlerine yardımcı olunur. Ölümün üçüncü, yedinci ve özellikle kırkıncı günü “hayır yemeği” verilir. Dualar okutulur, sevabı Hakk’a yürüyen kişinin ruhuna hediye edilir. 3. Kur'an'dan Mesajlar: Bakara Suresi 153-157 Ayetler “Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah‘tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir. Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz. Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar, başlarına bir musibet gelince ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah‘a aidiz ve şüphesiz O‘na döneceğiz’ derler. İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış̧ olanlar da işte bunlardır.” Bakara suresi, 153-157. ayetler. Sabır «Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah‘tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.» Sözlükte ‘dayanma, dayanıklılık’ gibi anlamlara gelir. Ahlaki bir kavram olarak başa gelen musibetlerden dolayı şikâyetçi olmamaktır. Her şeyin Allah’tan (c.c.) geldiğini, yaşananların bir imtihan olduğunu bilmek, nefse ağır gelen ve hoşa gitmeyen durumlara karşı sükûnet ve dayanma gücü demektir. İman edenler için sabır, bu anlamda pasif bir bekleyiş değil aktif bir hareketliliktir. Şehitlik «Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.» İslam dini; akıl, din, nesil, can, namus, vatan gibi değerleri korumayı Müslümanlara emretmiş ve Allah (c.c.) rızası için bu değerler uğrunda ölen kimseyi şehit kabul etmiştir. 5/6 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TE AHİRETE UĞURLAMA Ayette Allah (c.c.) yolunda malıyla, canıyla cihad ederken şehit düşenlere ölü denilmemesi gerektiği belirtilmektedir. İmtihan «Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Onlar, başlarına bir musibet gelince ‘Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah‘a aidiz ve şüphesiz O‘na döneceğiz’ derler.» 155. ayette Müslümanların imtihan edileceği kesin bir dille ifade edilmiştir. Müşriklerin baskıları nedeniyle Medine’ye göç eden Müslümanlar, hicretin ilk yıllarında Medine’de de iman etmeyenlerin tehdidi altında kalmışlardır. Ayet-i kerime Müslümanların Medine döneminin ilk yıllarında çektikleri can, mal ve güvenlik sıkıntılarına işaret etmektedir. Yüce Allah’a dayanıp sıkıntılara yenik düşmeyenler hem dinî hem de dünyevi bakımdan hep kazanmışlardır. «İşte Rableri katından rahmet ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır. » Bu ayetler, bir yandan Hz. Muhammed (s.a.v.) ve ona inanan ilk Müslümanların sahip oldukları güçlü bir imanla yüksek ahlakı yansıtmakta; bir yandan da örnek Müslümanın kişilik yapısını tanımlamaktadır. Sadece Allah Teala’ya ait olunduğunun ve sonunda O’na dönüleceğinin bilinci içinde tevekkül etmek, başarı ve kurtuluşu da yalnız Yüce Allah'tan beklemek Müslümanın özelliklerindendir. 6/6 11. SINIF 2. ÜNİTE KUR’AN’A GÖRE HZ. MUHAMMED Hz. MUHAMMED’İN ŞAHSİYETİ: Yüce Allah insanları kendine kulluk etmeleri için göndermiştir. ”Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat suresi 56. Ayet) Kulluk görevinin nasıl olması gerektiği konusunda insanlara yol göstermeleri için Peygamberler göndermiştir. Peygamberlerin ilki Hz. Adem, sonuncusu Hz. Muhammed’dir. “Hatemün – Nebiyyün: Peygamberlerin sonuncusu, kendisinden sonra kesinlikle peygamber gelmeyecek olması anlamındadır. “……O, Allah’ın elçisidir ve Peygamberlerin sonuncusudur……”(Ahzab suresi 40.ayet) O da bizim gibi bir insandır. Hz. Muhammed’in insani yönleri: 1- O da bir anne babadan dünyaya gelmiş 2- Büyümüş , evlenmiş çocuk sahibi olmuş 3- Hastalandığında tedavi olmuş 4- Maddi sıkıntılar yönüyle aç kaldığı olmuş 5- Uyumuş, yorulduğu zaman istirahat etmiş 6- Geçimini sağlamak için çalışmış 7- Her insan gibi ölümlü olduğundan eceli gelince vefat etmiştir. “De ki : Ben de ancak sizin gibi bir beşerim……..” (Fussilet suresi 6.ayet) NOT: Peygamberlerin insanlar arasından seçilmesinin nedeni ; - Gönderildikleri toplumla daha iyi iletişim kurmaları - Yaşantılarıyla diğer insanlara iyi örnek olmaları Hz. Muhammed’in Ahlaki Özelliklerinden Bazılar: - Güvenilir ( Asla yalan konuşmamıştır. El- Emin’dir) - Mütevazi (Hiçbir zaman büyüklenmemiştir) - Merhametli (Yumuşak huylu ve bağışlayıcıdır) Sabırlı ( Üzüntü, hastalık, yoksulluk ve yapılan zulümlere dayanıklılık göstermesidir.) Adaletli ( Herkese karşı eşit ve adil davranmıştır.) Müsamahakar ( Kimseyi ayıplamamış hatalarını düzeltmelerine izin vermiştir.) İbadetler konusunda duyarlıydı - İnsanlara değer verirdi Güler yüzlü ve tatlı dilliydi - Cömert ve yardımseverdir ÜSVE-İ HASENE: Peygamberimiz (s.a.v) inancı, inancı uğrunda verdiği mücadelesi, ibadetleri, yaşayışı, insan ilişkileri, güzel ahlakıyla bizim için en güzel örnek olmasına denir. HZ. MUHAMMED’İN PEYGAMBERLİK YÖNÜ Peygamberi insanlardan ayıran en önemli özellik Vahiy almasıdır. Hz. Muhammed’in peygamberliği evrenseldir. “Biz seni ancak bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.” (Sebe suresi 28. Ayet) PEYGAMBERLERİN SIFATLARI: 1- Emanet ; Güvenilir 2- İsmet ; Günahsız 3- Fetanet; Akıllı ve zeki 4- Sıdk ; Doğru sözlü 5- Tebliğ ; Bildirmek Bir Peygamber Olarak Hz. Muhammed’in (s.a.v) Başlıca Sorumlulukları: Tebliğ, Tebyin, Teşri, Temsil TEBLİĞ: Sözlükte; taşımak, götürmek, ulaştırmak, bildirmek ve eriştirmektir. Terim olarak; Peygamberlerin Allah’tan aldığı ilahi hükümlerin hiçbirini gizlemeden, eksiltmeden ve ilave yapmadan insanlara bildirmesidir. Hz. Muhammed bu tebliğ görevini ilk 3 yıl gizli olarak yürütmüştür. Hz. Muhammed’in peygamberlik görevi 23 yıl sürmüştür. 610 yılında Hz. Muhammed’ e ilk vahiy; Mekke’de Ramazan ayında Kadir gecesinde Hiranur mağarasında inmiştir. Hz Peygamber’in ( s.a.v) Tebliğinde Öne Çıkan Hususlar: - Allah’tan (c.c) başka ilah yoktur. - Allah’tan (c.c) başkasına kulluk edilmez. Allah’a (c.c) ve Resulü’ne (s.a.v) itaat şarttır. Hz. Muhammed (s.a.v) Allah’ın (c.c) elçisidir. Ölümden sonra diriliş ve hesap gerçektir. - Güzel ahlak dinin gereğidir. TEBYİN : Açıklamak , beyan etmektir. Hz. Peygamberin insanlara ilettiği vahiyde anlaşılmayan kapalı kısımları açıklamasıdır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim de hayatın bütün alanlarına dair emir ve yasakları bildirmiştir. Hz. Muhammed de bu emir ve yasakları insanlara açıklamıştır. ÖRNEK; “Orta namaza dikkat edin…” (Bakara/238) - Orta namaz hangisidir? diye sorulunca; Hz. Peygamber de ikindi namazıdır ,diye açıklamıştır. Kur’an-ı Kerim de abdest, namaz, oruç, zekat, hac, kurban gibi ibadetlerle ilgili çeşitli - ayetler vardır. Bu ibadetlerin nasıl yerine getirileceği ayrıntılı bir şekilde açıklamaz. İşte Kur’an-ı Kerim deki kapalı ayetleri ve anlaşılması zor olan hususları Peygamberimiz açıklamıştır. TEMSİL: Örnek olmak demektir. Hz. Peygamber’in hayata ve dine dair alanlarda eylem ve söylemleriyle Müslümanlara temsil olması yani, güzel örnek olmasıdır. İslam’ın uyulması gereken ilkelerini öncelikle kendisi uyguluyor, böylece insanlara örnek oluyor Örnek; Hiçbir şekilde yalan söylemez ; dürüst ve güvenilir bir insandır. Aile işlerinde ve evde eşine yardım etmesi. TEŞRİ: Hüküm koymak demektir. Hz. Peygamber’in Müslümanların yapması veya yapmaması gerekenler konusunda hükümler yani kanunlar koyması, helali - haramı belirlemesidir. Örnek: Resulullah (s.a.v) mut’a nikahını yasaklaması Hangi hayvanların etinin yenilip yenilmemesi Hz. MUHAMMED’E BAĞLILIK VE İTAAT İTAAT : Boyun eğmek , yumuşak davranmak, söz dinlemek, birinin isteğine emir ve yasağına uymak. Allah ve Peygamberin emir ve yasağına uymak, yapılmasından dolayı sevap elde edilen her herhangi bir ameli yapmaktır. Hz. Muhammed Allah’ın seçilmiş elçisidir. “ Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.” ( Tevbe/128.) “Kim Peygambere itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse (bilsin ki ) biz seni onlara bekçi göndermedik.” ( Nisa /80.) Hz. Muhammed’e bağlılık ve itiatin gerçekleşmesi için öncelikle Allah Resulünün hayatının hadislerinin ve sünnetlerinin iyi bilinmesi gerekir. SÜNNET: sözlükte; yol, gidişat , huy , karakter, mizaç , hal, tavır davranışları anlamına gelir. Kelime olarak; Hz. Peygamberin sözleri ve fiilleridir. SÜNNET 3 ‘e ayrılır: Kavli Sünnet Fiili Sünnet Takriri Sünnet KAVLİ SÜNNET: Hz. Muhammed’in söylediği sözlere , öğütlere denir. FİİLİ SÜNNET : Hz Muhammed’in farz ve vacibin dışında yaptığı davranışlardır TAKRİRİ SÜNNET : Hz. Muhammed’in sahabelerin yaptığı davranışları yada söylediği sözleri reddetmeyip onaylamasıdır. HADİS: Sözlükte: Söz ya da haber anlamına gelir. Hz. Peygamberin sözleridir. İslam tarihinin ilk dönemlerinden itibaren Hz. Peygamberlerin hadislerini içeren eserler yazılmaya başlanmıştır. TEMEL HADİS KİTAPLAR VE DERLEYENLER ( KÜTÜB-İ SİTTE ) 1- Buhari 2- Müslim 3- İbn Mace el Camiu’s - Sahih el Camiu’s - Sahih es Sünen 4- Ebu Davud 5- Tirmizi es Sünen es Sünen 6- Nesai es Sünen Kütüb-i Sitte dışında bilinen başka hadis kitapları da vardır.Bunlar; 1- İmam Malik el- Muvatta 2- Ahmed b. Hanbel el – Müsned 3- Darımi es – Sünen “Kütüb-i Sitte ve bu 3 kitapla birlikte oluşan 9 kitaba KÜTÜB-İ TİS’A denir. EHL-İ BEYT: HZ. Muhammed’in ev halkı , aile fertleridir. Bunlar: Hz. Peygamberin kızı Hz. Fatma ,damadı Hz. Ali , torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Kültürümüzde Peygamber ve Ehl-i Beyt Sevgisi: Toplumumuz Hz. Peygamber’i hatırlatan her şeye hürmet göstermiş ve bunları özenle muhafaza etmiştir. Çiçeklerin en güzeli olarak kabul edilen gül, Hz. Muhammed’in sembolü olarak kabul edilmiş ve gül kokusu ona atfedilmiştir. Hz. Muhammed’e olan sevginin göstergeleri : Mevlid programlarında gül suyu ikram edilmesi Ailelerin çocuklarına Hz. Muhammed’in isimlerinden birinin verilmesi Askere giden gençlere onun ismini çağrıştıran “Mehmetçik” ünvanının verilmesi Hz. Muhammed’e olan sevgi “Hat” ve “Tezhib” gibi sanat eserlerinde kendini gösterir. Hz. Muhammed’in soyu kendisinden sonra hayatta kalan kızı Hz. Fatma’nın çocukları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’le devam etmiştir. Hz Hasan’ın soyundan gelenlere “şerif” Hz. Hüseyin’in soyundan gelenlere “seyyid” denmiştir. KURAN ‘DAN MESAJLAR: AHZAB SURESİ 25. 45. VE 46. AYETLER “Allah inkar edenleri , hiçbir hayra ulaşmaksızın kin ve öfkeleriyle geri çevirdi. Allah savaşta müminlere kafi gelir. Allah kuvvetlidir , güç sahibidir.” ( Ahzab 25.ayet) Bu ayet Hendek savaşında Allah’ın müminlere yardımını anlatmaktadır. “Ey ! Peygamber biz seni bir şahit , bir müjdeliyici , bir uyarıcı ; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” (Ahzab 45. 46. Ayetler) Söz konusu ayetler Hz Peygamberin insanları şirkten , küfürden ,vazgeçirmeye insanları Allah yoluna davet etme sorumluluğuna dikkat çekmektedir. SORU 1 – Hadis ilminde sahabelerin yaptıkları davranışları , söyledikleri sözleri Hz. Peygamberin reddetmeyip onaylamasına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir? A) Kavli sünnet B) Fiili Sünnet C) Takriri Sünnet D) Hadis E) Teşri SORU 2 – Hadis kitaplarının en bilinen 9 tanesine verilen ad aşağıdakilerden hangisidir? A)Kütüb-ü Sitte B)Kütüb-ü Tis’a C)Kütüb-ü Erbaa D)Kütüb-ü Hamse E)Kelime-i Tevhid