SERBEST ORMAN MÜHENDİSLERİ İÇİN DERS NOTU GYMNOSPERMAE BÖLÜM (I) Prof. Dr. Metin SARIBAŞ 1 CONİFERAE ( CONİFEROPSİDA ) SINIFI GENEL ÖZELLİKLERİ VE SİSTEMATİĞİ Yeryüzünde en fazla yaşayan örneği ve Gymnospermae’lerin en zengin sınıfı olan Coniferae’lerin çoğunun gövdeleri dallanan, boylu ağaçlar halinde; boylu çalılar ve yerde sürünen çalılar biçiminde odunsu bitkilerdir. Genel özelliklerini sıralarsak: Dallanma genel olarak monopodial’ dir. Çoğunun kısa ve uzun sürgünleri vardır. Sekonder yapılarında traheler olmayıp; odunları asıl olarak Traheid’ lerden oluşmaktadır. Birçok örneklerinin yaprak, kabuk ve odunlarında reçine kanalı ya da bezeleri bulunur. Sürgünlere çoğunlukla sarmal, karşılıklı ve çevrel dizilen yapraklar iğne ya da pul yaprak şeklini almıştır. Bu nedenle çoğu kez Coniferae’lere “İğne yapraklılar“ denilmektedir Yapraklar genellikle herdem yeşildirler Ancak Larix, Pseudolarix, Taxodium, Metasequoia gibi kimi cinslerde aynen Ginkgo biloba’da olduğu gibi yapraklar kışın dökülürler. Yapraklar kısa sürgünlerde birçoğu bir arada (Sedirlerde olduğu gibi); uzun sürgünlerde teker teker bulunmaktadırlar (Ladin ve Göknarlar). Çiçekler bir cinsli bir evcikli ya da iki evciklidirler. Erkek çiçekler çoğunlukla sürgün diplerinde ve pul yaprakların koltuğunda bulunurlar. Çok azı da sürgünlerin uçlarında terminal durumludurlar. Bir eksen üzerinde sarmal olarak dizilmiş; alt yüzlerinde çiçek tozu torbalarını taşıyan “Etamin” ler den oluşmuştur. Çiçek tozu torbalarının sayısı 2- 6; ender olarak 20 kadardır. Paleobotanik araştırmalarla Coniferler’in dişi çiçeklerinin tek bir çiçek olmayıp bir “Çiçekkurulu”, “İnfloresens”olduğu kanıtlanmıştır. Dişi çiçeğin her bir pulu ayrı bir çiçektir. Dişi çiçek olgunlaştığında kozalağa dönüşür. Onun için bu sınıfa “Coniferae= Kozalaklılar” denmiştir. Ancak, örneğin Taxus türlerinde karpel sayısı bir kozalak oluşturmaya yeter sayıda değildir, kozalak oluşumu için en az üç karpelin bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu nedenle Taxus’ lar da Arillus tipi meyve bulunmaktadır. Dişi kozalak olgunlaşma süreleri çoğunlukla bir yıl; bazılarında 2- 3 yıldır. Kozalak kimi takson’ larda kuru, kimi takson’ larda etli pullardan oluşmaktadır. Tohum birçok “Gymnosperm” örneklerinde kanatlıdır. Çenek sayıları (Cotyledon ) 2- 18 arasında değişmektedir Bugün yaşayan Coniferae’ler 7 familya, 52 cins ve 600’ü aşkın taksonla dünya üzerinde, özellikle Kuzey yarıküresinde çok geniş alanlarda yayılmaktadır. Angiospermlerin 10.000 fazla taksonu olan tek bir Leguminosae familyasıyla bile sayısal olarak kıyaslanamaz. Ancak kapladıkları alan ve oluşturdukları orman vejetasyonu bakımından Angiospermler’ in tümünden önde gelmektedir. Kuzey yarıküresinin 40. ve 70. enlemleri arasında çoğunlukla saf, bazen de karışık ormanlar oluşturarak çok büyük ekonomik değerleri olan “Asal Orman Ürünü”olan odunun yanında reçine, eterik yağlar, tohum, terebantin ve kabuk gibi kıymetli yanürünler de verirler. Öte yandan değişik ekolojık koşullara, kuraklık ve benzer iklim ekstremitelerine dayanabilen bitkiler olduklarından kurak ve verimsiz alanların ağaçlandırma yönünden kolektif yararları, maddesel hizmetleri kadar büyüktür. Günümüzde yeryüzünde yaşayan en görkemli en uzun boylu ve en uzun ömürlü ağaçlara rastlamak olanaklıdır. Kuzey Amerika’da bugün canlı bir doğa anıtı olarak ömür süren, gerek “Abide ağaçlar” konusu anlatılırken ve gerekse “Sekoya” lar konusu anlatılırken değinileceği gibi, Sekoya(Sequoiadendron giganteum)’lardan “General Sherman” adlı ağacın boyu 82m, çevresi 30m ve yaşı ise yaklaşık 3500 yıldır. Kuzey Amerika’nın 2 güneyinde, Meksika ve Guatemala’da “ Subasar” ormanlarında yetişen Bataklık servisi (Taxodium mucronatum) fazla boylanmamakla birlikte dünyanın en fazla çap yapan ağaçlarındandır (10-16m). Söz konusu olan bu ağacın yaşı da 4000- 5000 yıl olarak tahmin edilmiştir. Dünyanın zengin flora merkezlerinden biri sayılan ülkemizde mantar, yosun ve eğreltiotları gibi basit organizasyonlu bitkiler de eklenmek suretiyle tüm otsu ve odunsu bitkilerin tür sayısı 12000’in üzerindedir. Bunlardan 3000 adedi “Türkiye için Endemik “ türler olup (Sarıbaş,1998) Türkiye endemizm bakımından da zengin bir ülke sayılmaktadır. Ayrıca bu 12000 türün 800- 900 kadarı ağaç ve çalı türlerinden oluşmaktadır. Coniferae’lerin yaşayan familyalarını göz önünde tutarak sınıflandıracak olursak: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Taxaceae Cephalotaxaceae Podocarpaceae Araucariaceae Pinaceae Taxodiaceae Cupressaceae Taxoideae Alt takımı Pinoideae Alt takımı GYMNOSPERMAE VE ANGİOSPERMAE BİTKİLERİ ARASINDAKİ AYRICALIKLAR Gymnospermae ya da “ Açıktohumlular”, adından da anlaşılacağı gibi, tohum tomurcukları karpeller tarafından örtülmeyip açıkta bırakılmışlardır. Oysa Angiospermler’de karpeller iki yan kenarı ile kapanarak Stigma+Stilus+Ovaryum (= Pistil)’den oluşan kapalı bir organ geliştirirler. Angiospermlere “Kapalıtohumlular” denmesi bu olgudan kaynaklanmaktadır. Gerçek meyve ilk kez Angiospermler‘de ortaya çıkmıştır. Angiospermae’lerin erkek ve dişi gametofitlerinde oldukça belirgin sadeleşmeler oluşmuştur. Gymnospermae’lerde tohum tomurcukları içerisinde bulunan “ Arkegon”lar Angiospermae’ ler de yoktur. Gymnospermmae’ ler de dollenme olayından önce “Endosperm” oluşur. Gymnospermae’lerde tek dollenme olayına karşın, Angiospermae’ler de çift dollenme oluşur Angiospermae’lerde tohum tomurcuğunda 2 dollenme söz konusudur 1. Zigotu oluşturan dollenme 2. Endospermi oluşturan dlllenme. Oysa yukarıda değinildiği gibi Gymnospermae’ ler de tek dlllenme olmaktadır. Gymnospermae’ ler de endosperm dlllenmeden önce zaten vardır. Bu olgu Gymnospermae’lerle Angiospermae’leri ayıran önemli bir özelliktir. Gymnospermae’ler de çiçekler çoğunlukla bir cinslidir. Başka bir anlatımla monoik ve dioik çiçekler egemendir. Angiospermae’ ler de çiçeğin iç kısmını korumaya yarayan periant yaprakları vardır. Gymnospermae’ ler de tozlaşma ruzgar yardımıyla (Anemogam) olmasına karşın, Angiospermae’ler de hem ruzgarla, hem de böceklerle (Entemogam) tozlaşma izlenmektedir. 3 Yaşayan tüm Gymnospermae örnekleri odunsudur. Oysa Angiospermae’lerin büyük bir çoğunluğu otsu yapıdadır. Gymnospermae’ lerin odunları genellikle traheidler’ den ve az oranda özışını ile odun paranşimlerinden oluşmuştur. Oysa Angiospermlerde traheidlerin yanında traheler bulunmaktadır. Gymnospermae’ lerin ilksel örneklerinden olan Cycadinae’ ler Eğreltilerle bir bağlantı; gelişmiş örnekleri olan Gnetinae’ler ise Angiospermae’lere bir geçiş oluştururlar. Özetlersek üç temel fark: 1. Hakiki meyvenin oluşmaması 2. Arkegonların oluşu 3. Endospermin dollenmeden önce oluşması. Familya: TAXACEAE Cins: Taxus L.: Porsuk Tür: Taxus baccata L.: Yaygın porsuk 20 m’ye kadar boylanabilen, çoğunlukla boylu çalı formunda olan, sık dallı, yuvarlakça tepeli bir ağaç görünümündedir. Kırmızı kahverengi olan kabuk gelişigüzel şekilde çatlayarak dökülür. Genç sürgünler yeşildir. Dallar oldukça elastiktir. 1- 2.5cm uzunluğunda olan iğne yapraklar koyu yeşil renktedir, üstleri parlaktır. İğne yaprakların uçları sivri ve enine kesitleri yassıdır. İlk görünüşte Abies, Cephalotaxus ve Sequoia’ ların iğne yapraklarını andırır. Ancak bunlardan Yaygın porsuğun farkı: Yaprakları ağır olup, dış hava koşullarına dayanıklı, sarı renkli dar bir diri odun halkası ile Kahverengi-kırmızı özodunu vardır. Dayanıklı ve elastiki olan odunundan eski ve orta çağlardan beri yay yapımında yararlanılmaktadır. Odunu günümüzde mobilyacılıkta, lambri, oymacılık, tornacılık ve küçük el sanatlarında kullanılmaktadır. Bir gölge ağacı olan Porsuk ilk yaşlarda çok yavaş büyür. Açık alanda donlara karşı çok hassastır, gölgeye fazla dayanır. Kütük sürgünü verme özelliğine sahiptir. Uzun ömürlüdür, 2000- 3000 yıl yaşıyabilmektedir. Makaslanarak istenilen şekil verilebildiğinden parkçılıkta aranan bir türdür (Şekil ) 4 Taxus baccata 1) Sürgün ve yaprakları, 2) Erkek çiçekli sürgün, 3) Erkek çiçek kurulları, 4) Dişi çiçek, 5) Genç ve olgun tohumlu sürgün, 6) Tohum, 7) Olgun tohum ve arillus’un enine kesiti( www.funet.fi/pub/sci/bio/life/plants/magnoliophyta/pinophytina/taxaceae/taxus/-9k- Şekillendirilmiş Taxus baccata L. ( Foto: M. SARIBAŞ 1966 ) Yayılışı (Dünya’da): Kuzey ve Orta Avrupa ile Akdeniz ülkeleri, Türkiye ve Kafkasya’dır. Yayılışı (Türkiye’de): Ülkemizde özellikle Karadeniz ( Euxine ve Colchis ) ormanlarında, bu ormanların daha çok gölgeli ve kuytu kesimlerinde tek tek bulunurlar. Ayancık, Bolu, Karabük ve Yenice ormanlarında en iyi gelişimini yapmaktadır (Erdemoğlu-Şener,1998). Az da olsa bu yayılış dışında güneyde Amanos dağlarında da izlenmektedir ( Şekil ). Karabük Yenice ilçesinde Porsuk meşceresi ve ağaçları koruma altına alınmıştır. Bu yörede yer yer “Anıt ağaç” niteliklerine sahip; 35m boy ve 1m çap yapan birçok Porsuk ağacı bulunmaktadır. Ayrıca son yıllarda yukarıda değindiğimiz gibi ağacın birçok yerinde bulunan “Taxin alkaloidi“ ile kanser tedavisi için birçok ülkede aralıksız çalışmalar yapılmaktadır (Sarıbaş 1998). 5 Tüm bu yayılış alanlarında Yaygın porsuklar hiçbir zaman egemen bir orman ağacı değil, asıl ağaç türleri olan Fagus orientalis, Abies nordmanniana, Picea orientalis gibi ormanlarında teker teker veya küçük gruplar halinde karışım yaparlar, orman oluşturmazlar. Taxus baccata’nın Türkiye’de yayılışı (M.SARIBAŞ) Familya: PINACEAE (ABIETACEAE ) Familyanın cinsleri aşağıdadır: Abies, Pinus, Cedrus, Hesperopeuce, Picea, Tsuga, Psedotsuga, Larıx, Pseudolarix, Keteleeria, Cathaya, Ducampopinus, Nothosuga (Rushfort 2002) Pinus L.: ÇAMLAR Türkiye’nin Çam Türleri: Türkiye’de 5 Çam türü doğal olarak yetişmektedir. Bu çam türlerinin hepsi iki iğne yapraklılardan olup yukarıdaki sınıflamaya göre“Sert çamlar” grubuna girmektedir(Diploxylon). Sırası ile Sarıçam (Pinus silvestris L.), Karaçam (Pinus nigra Arnold.), Kızılçam (Pinus brutia Ten.), Fıstık çamı (Pinus pinea L), Halep çamı (Pinus halepensis Mill.). SERT ÇAMLARDAN TÜRKİYE’DE DOĞAL OLARAK YETİŞENLER ASYA SERT ÇAMLARI ( I) Pinus sylvestris L.: Sarıçam, Kuzey çamı Syn: (Pinus rubra Mill. , Pinus rigensis Desf.) Boy: 20-40m boy, herdem yeşil, 1,5m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Sivri, piramidal tepeli ince dallı, dolgun ve düzgün (silindirik) gövdeli, boy büyümesi durduğunda dallar kalınlaşır, tepe yuvarlaklaşır. Bazen de fakir topraklar, kayalıklar üzerinde, arktik bölgelerde çalı halinde, bodur formlarına rastlanabilmektedir. Kabuk: Sarıçamın tanımında önemli bir tanı özelliği de kabuktur. Kabuk genç bireylerde ve yaşlı ağaçların üst kesimlerinde tilki sarısı, kirli sarı ya da kırmızımsı kahverengindedir ve gayet ince levhalar halinde ayrılırlar. Gövdenin altlarında ve yaşlı gövdelerde ise kabuk grikahverengi, kalın ve çatlaklıdır. Genç sürgünler yeşilimsi, ikinci yaşından itibaren grikahverengindedir ve çıplaktır. Sürgünler/ Dallar: Yeşil kahverengi sürgünler ilk kışa kadar koyu kırmızı kahverengiye dönüşür, sürgünler tek nodludur. Yaşlı ağaçlarda dallar kalındır. 6 Tomurcuklar: Tomurcuklar uzun yumurta biçiminde, 6-12mm uzunluğunda, kırmızı kahverengi ve sivri uçlu olup genellikle reçinesizdir. Ancak kurak yetişme yerlerinde tomurcuğun korunması amacıyla üstleri reçine ile örtülmüştür. Yapraklar: İğne yapraklarının rengi mavimsi-yeşil olup yetişme ortamlarına göre boyu 2- 8cm (yaşlı ağaçlarda 11cm) 0,1- 0,2cm. Kısa sürgünler üzerinde ikişer adet yer alan iğne yaprakların uçları sivri ve batıcı, kenarları ince dişlidir. Yaprak kını gri ve kahverengidir ve devamlı kalır, 0,5; 0,8cm. İğne yapraklar dikkat çekecek şekilde kıvrıktır (Şekil ). Koparılıp ezildiğinde kendine has bir reçine kokusu salar. Reçine kanalları marjinaldir. Çiçekler: Erkek çiçekler son senenin uzun sürgünlerinin uçlarında yer almakta; yumurta biçiminde ve kükürt sarısı rengindedir. Polenlerini Mayıs ayında saçmaktadır. Dişi çiçekler sürgünlerin uç taraflarına doğru çevrel olarak dizilmiş yan tomurcuklardan oluşmaktadır. Teker teker bulunabildikleri gibi, bazen de iki-üç adedi bir arada bulunabilmektedir. Çiçek evresinde pembe, sonradan yeşilimsi, olgun evrede mat koyu- sarı olan kozalaklar saplıdır, aşağıya sarkarlar. Kozalak / Tohum: Kozalakları küçük saplı, donuk mat renkli, göbek (umbo)’te, ışık gören kesim çengel gibi gelişmiş olup geriye doğru kıvrıktır. İğne yaprakları kısa, boz ve yeşildir. Pinus sylvestris ( 1.Yaprak,2. Tepe tacı, 3. Gövde kabuğu, 4. Sürgün kabuğu, 5. Erkek çiçek, 6. Kozalak(Roushfort 2000). Sarıçam’ın sürgün ve kozalakları ( Foto: F. ALTUN ) 7 Kozalakların olgunlaşması ikinci senenin Kasım ayından itibaren başlar. 2,5-7cm uzunluğundaki olgun kozalağın dip tarafı çarpıktır, koni biçimindedir. Fazla ışık gören taraftaki apofiz’ler yukarıda da değinildiği gibi daha çıkıktırlar. Göbek (umbo) orta durumlu, küçük ve parlaktır ve kahverengindedir. Pinus nigra’da olduğu gibi göbek üzerinde belirgin batıcı sivri bir diken yoktur. Ancak pek belirgin olmayan kalıntı halinde bir iz bulunur. Tohumun boyu 3- 4mm olup, tohum kanatları kendisinden 3- 4 kez daha uzundur. Fideciğinin tam kenarlı, ömrü bir yıl olan 5- 6 çenek yaprağı bulunmaktadır (Gezer-Aslan 1982; Gezer 1986) Primer yaprakları dişlidir Normal koşullarda üçüncü yıldan başlayarak oluşan ikili iğne yapraklar kısa sürgünler üzerinde bulunmaktadırlar. Odunlarının Kullanım Yerleri ve Özellikleri: Sarıçam odunlarının çok çeşitli kullanım alanları bulunmakta olup, uzun reçine kanalları bulunmaktadır. Diri odun sarımsı soluk kahverengi, özodunu ise belirgin kırmızıdır. Özışınlarında bulunan enine traheid’ lerin çeperleri dişli denecek kadar kalınlaşmıştır. Odunları kreozot, tanalit gibi koruyucu kimyasallarla işleme tabi tutularak dış ortamlarda kullanım olanakları artırılmaktadır. Ticaret alanında“Kırmızı odun” olarak bilinen odunlarından ”Teldirek”,“Demiryolu traversi” yapımında yararlanılmaktadır. Ayrıca inşaat sektöründe, döşeme yapımında, çatı ve yine döşeme kirişlerinde, marangozculukta, doğramacılıkta, kağıtçılıkta ve plastik ve selofan yapımında kullanılmaktadır. Habitat(Ekolojik istekleri): Genellikle sağlam ve kuvvetli kazık kök yaparlar. Bu nedenlerle fırtınalara karşı çok dayanıklıdırlar. Donlardan etkilenmezler. Ancak böcek ve mantar zararlıları çoktur. Böceklerden Hortumlu böcekler, Kabuk böcekleri (Lasiocampa pini, Buphalus piniarius); Mantarlardan ise: Traumetes pini (Özodununda), Armillaria mellea (köklerde), Lophodermium pinastri (İğne yapraklılarda) çok önemli ve öldürücü zararlara neden olurlar. Sarıçam hafif kumlu toprakların ağacıdır. Mineral madde ve nem istekleri fazla değildir. Kurak, fakir ve kayalık ortamları çok severler. Işık istekleri muhtelif ırklara göre değişebilmektedir. Işık ağacıdırlar. Doğal yayılışı (Sarıçamın Dünyadaki Yayılışı): Sarıçam, en geniş coğrafi yayılış gösteren çam taksonlarından biridir. İklim bakımından Avrupa’nın hemen bütün rejyonlarında bulunur ve arktik mıntıkaya kadar uzanır. İskoçya’dan başlayarak tüm Avrupa, Alpler, Pirene, Voj, Karpatlar ile Balkanlar, İskandinavya, Türkiye ve Asya’da çok geniş alanlarda yayılış yaparlar, Sibirya’ya değin uzanırlar. Alp’lerde ve yüksek dağlarda yukarı orman sınırına kadar ulaştığı gibi, Kuzeyde de 70’nci coğrafi enlemdeki son orman sınırına kadar yayılır. Çok değişik iklim ve edafik koşullar altında yetişen Sarıçam birçok alttür, varyete ve formlara sahip, çok karmaşık bir türün (birçok ekotipleri vardır).Son yıllarda yeni çalışmalara göre Eliçin (1972) Debezac’a atfen Sarıçamın yıllık sürgünleri tek internodlu (uninodial) olan çamların toplandığı Sylvestris seksiyonuna dahil edildiğini ifade etmektedir( Anonim 1993). Kasaplıgil’in (1978) bir çalışmasında, Sarıçamın monografisini yapmış olan Pravdin’ in sınıflamasına yer vermiştir. Pravdin, coğrafi ırkların varyasyonlarını da esas alarak Sarıçamı 5 alttüre ayırmıştır: 1. P. silvestris L. ssp. sylvestris Batı Avrupa, Rusya’nın Avrupa kısmı, Kırım ve Kafkasya 2. P. silvestris L. ssp. hamata ( Steven ) Fomin Kırım, Kafkasya, Anadolu 3. P. silvestris L. ssp. lapponica Fries Avrupa ve Asya’nın kuzeyi, 62 derece kuzey enlemin kuzeyi. 4. P. silvestris L. ssp. sibirica Ledeb. 8 Asya 52- 62 derece Kuzey enlemleri arası. 5. P. silvestris L. ssp. kuludensis Sukaczew 52 derece Kuzey enleminin Güneyi; Asya’da, Rusya steplerine geçiş zonları. Sarıçam’ın dünya üzerindeki yayılış yerleri Bu sınıflamaya göre, Sarıçamın bir alttürü, ssp hamata (Steven) Fomin ülkemizde doğal olarak saf ve karışık ormanlar kurmaktadır. Şüphesiz bu alt türün değişik ekotipik varyeteleri ve büyüme formları vardır(Tosun 1998). Pinus sylvestris var. compacta’nın odun anatomisi Yaman(2007) tarafından araştırılmış, ana türe göre farklılıklar bulunmuştur. Nitekim Eliçin’in(1972) yapmış olduğu bir çalışmada “Dalları aşağıya sarkık”, “Dalları horizontal”, “Dalları yukarıya dik çıkmış” veya “Piramidal” gibi birtakım formlar saptanmıştır. Avrupa’da batı orijinli olanlar, az kar yağması nedeniyle, genellikle geniş tepeli, fazla düzgün gövdeli değildir. Buna karşılık, doğu ve Kuzey bölgelerde yetişenler sivri tepeli, ince dallı ve düzgün gövdelidirler. İskandinav ülkelerinin Sarıçamları Ladin görünümündedirler. Ekonomik bakımdan en değerli sayılan ve aranan Sarıçam, Baltık sahillerinde yetişen “Riga” çamlarıdır. Sarıçamın Türkiye’deki Yayılışı: Sarıçam Türkiye’de 740.000ha.’ lık doğal yayılış yapar. Kuzeydoğu Anadolu’ da Ardahan, Oltu, Posof ve Sarıkamış yörelerinde ortalama 2200m yükseltilerde yoğun olarak (Şekil ) çoğunlukla saf meşcereler halinde(Sevimsoy 1984) Yalnızçam dağlarında saf ya da Doğu ladini ile ve Doğu Karadeniz göknarı ile karışım yaparak geniş ormanlar oluşturmaktadırlar. Batı Anadolu’da kesintili olarak Bursa, Eskişehir, Kütahya yörelerine değin gelirler. Orta Anadolu’da ise Akdağmadeni yakınında büyük, Kayseri Kahramanmaraş arasında Pınarbaşı, Göksün yörelerinde yedi küçük adacık halinde bulunurlar. Bu yörede yalnız Türkiye’de değil, dünyadaki yayılışının en güney noktalarından birisine ulaşmış olmaktadır (Kayacık1980). Ancak bu görüş tartışmalıdır. Karadeniz etkisinin hissedildiği Karadeniz dağlarının güney yamaçlarında ve Çoruh vadisinde 700m’ye kadar inen sarıçam; Kuzeydoğu Anadolu’da Ardahan, Oltu, göle, Şenkaya dolaylarında çoğunlukla saf olarak 2700m’ye kadar yükselir. Posof yöresinde saf veya ladin, Göknar gibi diğer ağaç türleri ile karışık ormanlar oluşturur(Tetik, 1986). Türkiye’de çok aranan yapacak odun ürünü veren Sarıçamlar Sinop-Ayancık yöreleri ile Boyabat - Göktepe ormanları ve Eskişehir Çatacık ormanlarındaki uzun ve düzgün gövdeli, sivri tepeli çamlardır. Özellikle Kastamonu civarında Elekdağı’ nda, Bolu-Çele, Köroğlu, Ilgaz dağlarında, Göle Karıncadüzü’nde, Dumanlı ve Köse dağlar’ ında gayet güzel Sarıçam ormanları bulunmaktadır. Avrupa’da olduğu gibi, yüksek dağlarda ve alçak yörelerde yetişen sarıçamlar başka fizyonomi arz etmektedirler. Bu yayılış alanlarındaki Sarıçamlar çoğu kez 9 saf olarak yayıldıkları gibi bazen de Kayın, Ladin, karaçam, Göknar, Meşe, Kayın gibi benzer ağaç cinsleri ile karışık bükler oluştururlar. Sarıçam’ ın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (Kayacık 1980’a atfenYaltırık,1993 ) Pinus nigra Arnold. – Karaçam ( Syn: Pinus laricio Poir., P. maritima Mill. ) Boy: Genellikle 30, bazen de 50m boya ulaşabilen orman ağaçlarındadırlar. Ortalama 40m boy ve 1m gövde çapı yapar denilebilir. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik, yaşlı bireylerde tepe geniş ve dağınıktır(Şekil ). Çok yoğun bir yaprak kütlesi taşır. Kabuk: Önceleri grimsi, yeşilimsi-siyah, çok erkenden yaşlarda kabuk çatlaklı hale gelir. Yaşlandıkça kabuk kalın ve derin çatlaklıdır. Sürgünler/Dallar: Sarıçama göre dallar daha kalındır. Genç sürgünler sarı-kahverengi, kısa tüylü ve tek nodludur. Tomurcuklar: İri olan tomurcukların uçları sivri olup (uçları aniden sivrileşir), kaideleri geniştir. Tomurcukların bu özelliği Karaçamlar için karakteristiktir. Bilindiği gibi Sarıçamda kör ve küt uçlu tomurcuklar vardır. Tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidir ve tomurcuklar bol reçinelidir. Yapraklar: İkili iğneyapraklı olup iğneyapraklar koyu yeşil ve serttir; sürgün uçlarında bulunan yapraklar ise tomurcuğa yönelmiş olduğundan, “çanak” görünümünde bir boşluk oluştururlar. İğne yaprakların kenarı ince dişli, uç kısımları sertleşmiştir ve iğne gibi batıcıdır. 8-14cm boyunda 0,15- 0,20cm, yaprak kını daimi, koyu kahverengi 1- 1,3cm; yaprak koparılıp oğuşturulduğunda reçine kokusu salar. Çiçekler: Yaz başlarında aynı yılda oluşan sürgünlerin uçlarında görülürler. Erkek çiçekler soluk sarı renkli olmasına karşın, dişi kozalaklar parlak saman sarısı renktedir. Kozalak/Tohum: Yumurtamsı-konik şekildeki kozalakları, Sarıçam kozalaklarının aksine, simetriktir ve kozalak yok denecek kadar kısa saplıdır. Kalkan çıkık, göbek koyu renktedir. Kozalağın uç kısmındaki karpellerin çoğunun göbeğinde(umbo) iğne gibi ufak dikenimsi çıkıntı bulunur. Kozalak boyu 3,5- 10(-12 )cm, 2,5cm genişliğindedir. Olgunlaşma süresi iki yıldır ve olgunlaştığında kahverengiye dönüşür. Kozalak gençken simetrik, parlak saman sarısı renkte, göbek (umbo) dikenlidir. (Yaltırık 1993 ). 10 Dallimore-Jackson(1966)’a göre olgunluk çağına gelmiş Karaçamların odunları sert, dayanıklı ve reçinelidir ve iyi kalitelidir ve Sarıçam odununun kalitesine yaklaşır. Ancak odununun olgunlaşması uzun bir sürede olduğu için, bu çamın idare süresinin, Sarıçamdan daha uzun tutulması gerekmektedir. Örneğin, Korsika, Sicilya ve Güney İtalya’da doğal yetişen Korsika karaçamı’ nın, Korsika Adasındaki en kısa idare süresi 160- 180 yıldır. Nedenine kısaca değinmek gerekirse, genel olarak karaçam odunlarının diri odun partisi çok geniştir; diri odun öz odunundan daha kolay çürüyebildiğinden; diri odunu geniş olan tomrukların kalitesi düşük olmaktadır. Ayrıca kullanılış yerleri sınırlı kalmakta veya koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir. Oysa, Sarıçam’da diri odun partisi oldukça dardır. Sarıbaş (2000) ın Camiyanı karaçamında yaptığı bir araştırmaya göre öz odunu oranı % 64, 43’tür. Pinus nigra. 1. Yapraklar ve subsp. nigra, 2. Tepe tacı, 3. yaprak, 4. kabuk, 5. var pallasiana’nın tepe tacı Karaçamın üstünlüğü ve avantajı ise Sarıçamın yetişemediği veya iyi gelişme gösteremediği yerlerde yetişmesidir. Karaçam, deniz kenarına yakın saf kum topraklarında, ağır balçık topraklarda yetişebilir; anataşı kalker olan kireççe zengin topraklarda daha iyi gelişme gösterirler. Denizden esen kuvvetli rüzgarlara karşı koyabilirler ve rüzgar perdesi işlevi yapabilirler. Rüzgar etkileşimi altında olan yerlerde, özellikle meyve bahçelerinin(portakal, şeftali) korunmasında ön sıraya karaçamlar dikilebilmektedir. Karaçamın sistematiği henüz tam yapılamamıştır. Güneybatı, güney, güneydoğu Avrupa ile batı Asya’da “Submediterran” bölgelerde geniş coğrafi yayılışa sahip bulunan karaçamı Gaussen, Heywood ve Cheter aşağıdaki tanı anahtarına göre 5 coğrafi alttüre ayırmışlardır. Karaçam Alttürlerinin Dünya’daki Coğrafi Dağılışları A. subsp. nigra: Avusturya Karaçamı: Avusturya’dan Orta İtalya’ya kadar uzanır; Yunanistan ve Yugoslavya’da doğal olarak yetişir. B. subsp. laricio (Poiret) Maire: Korsika Karaçamı: Güney İtalya, Korsika, Sicilya 11 C. subsp. dalmatica(Vis.)Franco:Dalmaçya Karaçamı Yugoslavya’nın kuzeybatı sahilleri ve adaları D. subsp. salzmannii (Dunal) Franco. Dalmaçya Karaçamı: Orta ve Güney İspanya, Pirene dağları E. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe: Anadolu Karaçamı: Balkanlar, Güney Karpatlar, Kırım, Türkiye, Kıbrıs, Suriye. Anadolu Karaçamı, diğer alt türlerden, kozalak büyüklüğü ve iğne yaprak uzunluğu bakımından farklıdır. Pinus nigra subsp pallasiana – Anadolu Karaçamı Ülkemizde 2.200.000 hektarlık geniş bir alan üzerinde ormanlar kurar; karasal iklime ve İç Anadolu’daki step bölgelerine uyum sağlayabilmektedir. Güncel bilgilere göre Tavşanlı dolaylarında doğal yetişen, Ehrami Serviye benzeyen bir Karaçam taksonu Acatay (1955) tarafından P. n. pyramidata olarak yayınlanmıştır. Diğer taraftan Saatçioğlu (1955) Bolu’nun 10- 15km doğusunda Çaydurt bölgesinde, dipten dallanan, geniş tepeli, kompakt bir Karaçam taksonunu da P. nigra Arnold var şeneriana olarak tanımlamıştır. Ayrıca Sinop, Boyabat, Göktepe bölgesinde’ de 1200m yükseklikte çok uzun iğne yapraklı (16-18cm uzunluk) ve çok büyük kozalaklı (9,5 -10cm) Karaçam fertlerine rastlanmıştır. Bu takson Alptekin (1986) tarafından yeni bir varyete olarak tanımlanmıştır. Anadolu Karaçamının Türkiye’de 4 varyetesi vardır: var.pallasiana(Syn.: P. pallasiana Lam., P. n. var. caramanica ( Louden ) Rehder var. pyramidata (Acatay ) Yalt. : Ehrami Karaçam var. şeneriana ( Saatçioğlu ) Yalt: Ebe Karaçamı var. yaltırıkiana Alptekin: Büyük kozalaklı Karaçam Anadolu Karaçamı (var. pallasiana) Öteki alttürlere çok benzer, ancak bu alttürde tepe daha geniştir. 30- 35m boylarında, dalları uzun ve kalındır. İğne yapraklar koyu yeşil, cilalı görünümlü, 12- 18cm uzunluğunda ve serttir. Kozalak 5- 12cm boyutlarında ve kahverengidir. Apofizlerin pervazı çok çıkıntılı değildir. İklim ekstremitelerine en fazla dayanan bu alttürdür. Stepe değin sokulabilmektedir. Bugün Ankara yörelerinde eski Karaçam artıklarına ve büklerine yer yer rastlanmaktadır. 12 Pinus nigra Arn. subsp.pallasiana(Lamb.)Holmboe ( Muğla-Yatağan; M.SARIBAŞ ) Doğal olarak Türkiye, Trakya, Kırım, Balkanlar ile Güney Karpatlar’ da yayılış yapmaktadır. Bugün İç Anadolu’da çeşitli yörelerde yayılan Q. pubescens, Pirus eleagnifolia, Cistus laurifolius gibi türlerin bulunması, bu yörelerde daha önce Karaçamın bulunduğunu, ancak zamanla tahrip edildiğini gösteren kanıttır. Çünkü bu bitkiler, Karaçama eşlik eden(refakatçı ) bitkilerdir. Ayrıca, günümüzde halen İç Anadolu’nun çeşitli kesimlerinde bulunan birçok tarihsel yapıtın ahşap malzemelerinin anatomik incelemelerinden, örneğin Polatlı yakınlarındaki Gordion kral mezarında olduğu gibi, bu yapıtlar de Karaçam odununun kullanıldığını, başka bir deyişle, o yörelerde o dönemlerde Karaçamın yaygın olarak yayıldığını kanıtlayan belgeler olarak saptanmıştır (Aytuğ 1970 ). Toros Karaçamının ülkemizde çok geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Kuzey Anadolu dağlarının içe dönük yamaçlarında, Batı Anadolu’da ve özellikle Güney Anadolu’da, Toroslar’ da çok güzel ormanlar oluşturmaktadırlar. Örneğin Kütahya-Tavşanlı-Domaniç ormanları, Dursunbey-Alaçam ormanları (Dursunbey-Alaçam’da yetişen Karaçamların piyasa değerleri çok yüksektir), Adana’nın Pos ormanları; Boyabat-Elekdağı, Araç (Şekil), Kargı, Tosya yörelerinde güzel Karaçam orman ve bükleri izlenmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi Yenice-Karabük’teki endemik “Camiyanı Karaçamı” Türkiye’de en değerli Karaçam olarak addedilmektedir çünkü özodunu oranı %65’e kadar ulaşabilmektedir(Sarıbaş 2000). Ehrami karaçam (var. pyramidata) Yan dallar ve genç sürgünler gövdeye sıkıca kapanmış ve dik olarak yükselmiştir; sütun görünümündedir. Tavşanlı’ nın 2km güneyinde, Vakıf ormanında 1050- 1150m yükseltiler arasında, 235hektar bir alan üzerinde doğal bir bükü vardır; kalker anataşı üzerinde oluşmuş kurak topraklar üzerinde gelişebilmektedirler; yavaş büyürler. Son derecede dekoratif park ağaçlarıdır; Eskişehir ve Hendek orman fidanlıklarında bu çamla “Tohum bahçeleri” kurulmuştur. Polen morfolojileri Yaman-Sarıbaş (1999) tarafından çalışılmıştır. Sözü edilen bu Ehrami Karaçam taksonunun İç Anadolu şehir ve parklarında değerlendirilmesi isabetli olacaktır. 13 Kütahya-Domaniç’te Karaçam Ormanları( Foto.MSARIBAŞ) Türbe Anıt Karaçamı (Kastamonu İmam köyü ) ( Foto: M.SARIBAŞ ) Ebe Karaçamı (var. şeneriana) Dipten dallanmış küre biçiminde (Şekil ) kompakt bir çalıdır. Bolu’nun 20km doğusunda Çaydurt bölgesinde Geriş köyünün kuzeyinde 1000-1100m yükseltiler arasında, yaklaşık 200ha bir alan üzerinde oldukça yaygındır (Yücel, 2000) . Çok güzel bir park ağacı olmasına karşın henüz parklarımızda değerlendirilememektedir. 14 Pinus nigra subsp. pallasina var. pyramidata ( Foto : B.YAMAN ) Büyük Kozalaklı Karaçam ( var. yaltırıkiana ) Sinop- Boyabat, Karabük, Yenice karaçam ormanlarında rastlanılan bu yeni varyetenin iğne yaprakları uzun ve kozalakları çok büyüktür ( Şekil ). Boylu, geniş tepeli ağaçlardır. Karaçamla Sarıçam Arasındaki Dış ve İç Morfolojik Farklılıklar Ağacın organları Pinus nigra Arnold Kabuk Kabuk önceleri kül Kabuk gençken tilki sarısı renginde, yaşlı gövdesi renkte,düzgün,ileri derin çatlaklı, kalın esmer yaşlarda çatlak. renkte. Yaprak 7-16cm uzunluğunda, yeşil renkli, uçları sivri, sert ve batıcı. Uç tomurcukları etrafında çanak şeklinde boşluk oluşur Tomurcuk Kaidesi geniş, ucu aniden Genel olarak reçinesiz, sivrilir, az reçineli kurak yerlerde reçineli, yumurtamsı, Ucu sivri Kozalak Sapsız, simetrik, göbek Asimetrik, saplı, 2,5-7cm kısmında diken var, boyunda, mat sarı, aşağıya kahverengi-sarı sarkık Dallar Dallar dizilişli Odun Öz odunu oranı daha fazla Ekolojik istekleri Karasal iklime daha uygun İklim istekleri bakımından esnek kalın, Pinus silvestris L 3-8cm uzunluğunda olan yapraklar mavimsi yeşildir. Kenarları ince dişli, uçları kıvrık ve sivri sarmal Dalar ince, dizilişli karşılıklı Özodunu oranı Karaçama göre daha az. 15 Pinus brutia Ten: Kızılçam ( Syn : P. elderica Medwed; P. pityusa Stev.; P. brutia Henry; P. pyrenaica David ) Boy: 15- 20m (çok iyi yetişme ortamlarında 25m) boylarında, 1- 1,2m çap yapan kalın dallı herdem yeşil bir ağaçtır. Genellikle düzgün bir gövde yapısına sahip olmamakla birlikte, boylu ve düzgün gövdelerden oluşan büklere sahip Kızılçam ormanları da bulunmaktadır ( Anonim,1987 ). Tepe tacı: Gençlikte sivri yapıdaki tepe, ileri yaşlarda geniş dağınık tepe yapısına kavuşur. Kabuk: Gençlikte boz renkli düzgün yüzeyli kabuk yaşlandıkça derin çatlaklı esmer kırmızımsı renkli kalın kabuğa dönüşür. Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler tüysüz, çoğunlukla önceleri kırmızımsı, daha sonraları ise yeşilimsi kahverengi, nadiren de kurşuni-boz renktedir. Bu tür ismini taze sürgünlerinin kırmızı renginden almaktadır. Düzgün dallar gövdeye dik bir açı ile çıkarlar. Uçlarında çoğu kez kısa sürgünler bulunur. Tomurcuklar: Genel olarak yumurta biçiminde 15- 20mm uzunlukta olup tomurcuk pulları aşağı doğru bakar, kenarları kirpiklidir. Çok Verimli Kızılçam Ormanları, Muğla-Yılanlı İşletmesi ( Foto: M. SARIBAŞ ) Erkek çiçekler: Sivri piramit görünüşlüdür, sarı renktedir. Dişi çiçekler: Mart ayında tomurcuk pullarının açılmasıyla görünmeye başlarlar. Sürgünlerin uzamasıyla uç tarafa gelen çiçek tomurcukları, öteki sürgünlere gelişecek olan tomurcuklardan daha ince ve uzun olmalarıyla ayrılırlar. Orta rakımlarda ortalama Nisan ayı sonlarına doğru olan tozlaşmayı. Müteakip dişi çiçek pulları kapanarak menekşe rengi kaybolmaya başlar (Gökmen 1970;Yaltırık 1993) 16 Çevre Kirliliği nedeniyle oluşmuş kozalak anomalisi(Foto: M.SARIBAŞ) Kozalaklar: Kozalaklar takriben fındık büyüklüğüne, soluk kahverengine bürünerek ve sertleşmeye başlayarak Sonbaharda 1,5- 2cm boy ve 1cm çapa ulaşırlar. Kışı böyle geçiren kozalaklar, ilkbaharda hızla gelişirler. Haziran sonu ve Temmuz başlarında normal büyüklüğe erişirler. Nihayet kışa doğru normal boyutlarına erişirler. Kozalaklar ağaçta sanki kuş sürüsü konmuş şeklinde görülürler. Kozalaklar 2 yılda olgun kozalak haline gelerek İlkbaharda hasada elverişli hale gelirler. Genel olarak Kızılçamlar 4- 5 yaşından itibaren 4- 5 yılda kozalak tutabilmektedirler (Şefik,1965). Çok kısa saplı veya sapsız kozalakları topaç biçimindedir. Kozalaklar sürgünlere dik olarak otururlar. Ya da yan durumlu olarak çoğunlukla 2- 6 adedi bir arada çevrel olarak bulunurlar. Ancak bazen hava kirliliği ve diğer değişik nedenlerle kozalak anomalilerine rastlanmaktadır (Sarıbaş, 2006). Apofiz’ lerinin yanları pervazlı, göbek büyük ve Halep çamının aksine içe doğru hafif basıktır. Yöreye ve yükseltiye bağlı olarak değişmekle birlikte, her yıl veya 2- 3 yılda bir zengin tohum yılı gerçekleşmektedir. Kızılçam kozalakları geç ve güç ayrılırlar. Tohum 7mm uzunlukta, koyu esmer renkte ve kanatlıdır. Kozalak toplama zamanının çimlenme süresi ve süresine etkili olduğu görülmüş; nisan ayına kadar toplanan kozalaklardaki tohumların çimlenme hızları düşük fakat mayıs ayından sonra toplanan kozalaklardaki tohumlarda çimlenme hızları yüksek olmuştur(Alpacar 1981). İğne yapraklar: 10-18cm veya daha yukarı boyutlarda olup yumuşak yapıda ve açık yeşil renkte (Halep çamına göre daha koyu renkte), kenarları ince dişlidir. Odunu ve kullanım yerleri: Kızılçam odununun makroskobik yapısında, diri odun doğal halde kırmızı beyaz renkte, özodunu kırmızımsı kahverengidir. Yıllık halka sınırları belirgindir. Gövdelerin alt kısımları genellikle oluklu bir yapıdadır. Reçine kanalları yıllık halkaların içerisinde dağınık vaziyette noktalar halinde görülürler. Teğetsel kesitlerde özışınları tek sıralıdırlar. Kalın dallı odunları değerli olmamakla birlikte, travers olarak dış ülkelere satıldığı gibi birçok yerel gereksinimlerde, özellikle ambalaj sanayinde çok kullanılmaktadırlar. Ülkemizde ayrıca reçine üretimi için kullanılırlar. Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerimizde 100.000ha’ lık alanda reçine üretimi yapılmaktadır. Doğal yayılışı: Kızılçam kapladığı 3.096.000ha’lık (Anonim1987) alanla ülkemizin en geniş yayılış alanına sahip bir türdür. Birçok botanikçiye göre Halep çamının bir varyetesi olarak benimsenen Kızılçam, bazı morfolojik ve anatomik özelliklerle ondan kesin olarak ayrılırlar. Anacak, genel görünümleri ile Pinus halepensis’e çok benzerler. 17 Akdeniz ikliminin etkisi altında kalan yerlerde ya da Akdeniz iklimi karakteri taşıyan bölgelerde doğal olarak yetişir. Kızılçam Kuzey yarıkürenin 15- 45 Doğu boylamı ile 32- 45 Kuzey enlem dereceleri arasında kalan bölgede doğal yayılış göstermektedir. Yoğun olarak yayılış yaptığı yöre Doğu Akdeniz'’ir. Yunanistan'’n doğusundan başlar. Girit, Kıbrıs, Türkiye, Suriye, Irak, Lübnan ve Ürdün’de yayılır. En geniş yayılışını Türkiye’de yapmaktadır. Türkiye’de Akdeniz, Ege, Marmara bölgesinde ağırlıklı olarak yayılış yapmaktadır. Türkiye’de Kızılçamın bölgelere göre dağılımı aşağıya çıkarılmıştır ( Şekil, ) Bol Kozalaklı Kızılçam ( Foto: M. SARIBAŞ ) Datça-Billurkent’te bol kozalaklı bir kızılçam(M.SARIBAŞ) Akdeniz Bölgesi: Ülkemiz Kızılçam alanlarının yaklaşık % 47’si bu bölgede bulunmaktadır. Toros dağlarının denize bakan yamaçlarında yoğun olarak doğal yayılış yapmaktadır. Ancak deniz etkisinin iç kısımlara değin sürdüğü Aksu, Seyhan, Ceyhan gibi akarsu vadilerinde daha içlere kadar sokulabilmektedir. Örneğin bu çam türü Ceyhan nehri vadisinde kıyıdan 200km kadar içerilere, Malatya yakınlarına kadar sokulabilmektedir. Siirt Eruh- Benetköy mevkiinde ana yayılış alanından uzakta, bozuk formlu meşcerelerine rastlanılmaktadır. Akdeniz’de 1300 18 m’ ye değin olan yükseltilerde orman kurabilmektedir. Bu bölgede tek ağaç olarak 14001500m’ye değin çıkabilmektedir. Örneğin Pozantı- Fındıkhan’da 1400m’ye; Kurudağ’ da ise 1450- 1500m ‘de tek ağaç olarak bulunabilmektedir. Ege Bölgesi: Kızılçamın Türkiye’deki doğal yayılış alanının Yaklaşık % 40’ı bu bölgede bulunmaktadır. 571.000ha ile Muğla Orman Bölge Müdürlüğü en geniş Kızılçam ormanlarına sahiptir. Akdeniz bölgesinin tam aksine, dağ silsilelerinin kıyıya dik uzanması nedeniyle, Kızılçam içerilere değin girebilmektedir. Örneğin Gediz vadisinde kıyıdan 300km kadar içerilere uzanabilmektedir. İç batı Anadolu’da Eskişehir’in batısından itibaren görünmeye başlar. Uşak ve Denizli’nin doğusuna kadar sokulabilmektedir. Kızılçamın Türkiye’deki doğal yayılış alanları(Boydak ve ark,2006) Marmara Bölgesi: Kızılçam ormanlarının yaklaşık %10’u bu bölgededir. Koru dağlarının (Trakya) Saros körfezine bakan yamaçları ile Gelibolu yarımadasında, Biga yarımadasının batı bölümündeki tepelik alanlarda; ayrıca Boğaziçi ve Marmara adalarında da Kızılçama rastlanmaktadır. Karadeniz Bölgesi: Bölgenin batı kıyılarında tek ve dağınık bir yayılış gösterir. Ayancık’ta, Sinop Boyabat yolu üzerinde; Kızılırmak ve Kolları üzerinde (Devrez- Gökırmak) orman artıkları şeklinde görülebilmektedir. Keza Kızılırmak vadisi boyunca Durağan, BoyabatIsırganlı ormanları, Kargı yöreleri ile Kelkit yörelerinde de doğal yayılış yapmaktadır (Anşin ve ark,1993). Sinop Çamgölü civarında çok düzenli doğal Kızılçam meşcereleri bulunmaktadır. Kızılçamın Yeşilırmak vadisine girdiğini Krause (1936) öne sürmüş, daha sonra Savaş (1946) Erbaa’nın Kale köyü yakınlarında da Kızılçam’ın bulunduğunu öne sürmüştür. Karabük, Bartın, Devrek orman işletmelerinde oldukça önemli miktarlarda doğal kızılçam ormanı bulunmaktadır(Sarıbaş-Ekici 2002) Kızılçamın Karadeniz bölgesindeki yayılışının tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Habitat: Kızılçam Halep çamı gibi kanaatkar bir tür olup, gençlikte hızlı büyür. Bazen yılda birkaç kez sürgün verebilmektedir. Hızlı gelişen yerli tür olarak nitelendirilmektedir. Kuraklığa dayanıklı olup ılık bir Kış ister. Çoğunlukla sahil kesimlerinde yayılmakla birlikte zaman zaman 1300m yükseltilere değin çıkabilmektedir. Kurak ve verimsiz alanların ağaçlandırılmasında çok kullanılan bir ağaç türüdür. Ayrıca Kızılçam yangına karşı uyum özelliklerini geliştirmiş, yangına karşın ya da yangın yardımıyla gençleşebilmiş ve günümüze kadar evrilmişlerdir( Neyişçi, 1989) 19 Pinus brutia Ten. var. pyramidalis Selik. Mersin-Gülnar-Pembecik (Foto. M.BOYDAK) Kızılçamın parkçılık bakımından kıymetli olan ve Kızılçam ormanlarında rastlanan sık dallı ve yuvarlak tepeli “var. agrophiotti Papaj“adında(Şekil..) bir varyetesine rastlanılmaktadır (Papaj.1936). Ayrıca yine piramidal tepeli “var. pyramidalis Selik” varyetesi de vardır. Birici varyeteye(Şekil..) ülkemizdeki doğal Kızılçam ormanlarında oldukça yaygın bir şekilde bulunmaktadır. Oysa ikinci varyete ise çok sınırlı bir alanda; Balıkesir-Edremit arasında, Hanırmağı mevkiindedir( Selik 1962; Selik 1963; Anşin 1998 ). Pinus brutia’nın diğer varyeteleri( Yaltırık ve Efe 1994, Boydak 2005): - var. brutia - var. pendula Mere - var. densifolia Yalt. Ve Boydak(Şekil.) 20 Şekil. Pinus brutia Ten. var. agrophiottii Papaj.(solda Gülnar-Zeynel-Karakaya: Sağda: Gülnar-Aydıncık-Muratçukuru. Foto. M. BOYDAK) Pinus brutia Ten. var. densifolia Yalt ve Boydak. Gülnar-Işıkyeri ( Foto: M. BOYDAK) Pinus halepensis Mill. : Halep çamı ( Syn. : P. halepensis Poir. , P. hispanica Cook, P. pithyusa Stev. ) Boy: 15-20m, herdem yeşil, 0,50m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik, yaşlanınca dağınık tepeli olup kısa dallı bir orman ağacıdır. Kabuk: Gri kabuk genç bireylerde uzun süre düz ve çatlamaksızın kalır. Yaşlılarda derin çatlaklıdır ve kırmızı kahverengi bir renk almaktadır. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler soluk gri, hafifçe tüylü, hemen hemen beyazımsı, açık kül rengindedir. Sürgünler çok incedir. Tomurcuklar: Küçük olan tomurcuklar reçinesiz ve silindirik yapıdadır, 1cm. Yapraklar: Çoğunlukla ikili, bazen de üçlü iğne yapraklar açık yeşil renkte uzun ve incedir. İğne yaprakların uzunlukları 6- 15cm, 0,07cm eninde olup, kenarları çok ince dişlidir. Koyu gri renkte yaprak kını bulunur 0,3- 0,4cm boyunda. Sürgün uçlarında sanki püskül gibi bir 21 araya toplanmışlardır. İğne yaprakların enine kesitlerinde bulunan reçine kanalları marjinaldir. Koparılıp oğuşturulduğunda ot kokusu yayar. Çiçekler: Yaz başlarında aynı yılda oluşan sürgünler üzerinde görülürler. Kozalak / Tohum: Kozalaklar uzun ve koniktirler. Kozalaklar saplı, sürgün üzerinde aşağıya sarkık bir halde bulunmaktadırlar; teker teker ya da bir kaçı bir arada olabilmektedirler. Bir yıllık kozalaklar küçük, oval ve koniktirler; olgun kozalakların rengi açık tuğla kırmızısı, kimilerinin ise sarıdır. Kozalaklar hafifçe çarpıktırlar ve ağaç üzerinde yıllarca kalabilmektedirler. Apofizleri yassı, piramit gibi çıkıntılı, pervazları belirgin, göbek yüksek, ancak ortaları dikensizdir. Ağaç üzerinde 3 yıl kadar kalırlar. Genellikle birkaç yıl açılmadan kalırlar. 5-12cm boyunda, 2,5-5cm eninde; kozalak pulları çok parlak, sert, odunsu fakat esnektirler. Kozalaklar bu özellikleri ile P. brutia’dan kolayca ayrılırlar. Tohum koyu esmer renkte ve yumurta biçimindedir; tohum kanatları büyüktür. Doğal yayılışı: Coğrafi yayılışı batıda Portekiz’den başlar. Fas’ ta parçalı bir yayılışı vardır. Cezayir, Tunus, İtalya, Yunanistan ile Yugoslavya’nın Adriyatik sahilleri boyunca yayılırlar. Asıl yayılışını Batı Akdeniz’de yapar. Doğuya doğru yayılış alanı daralır. Ülkemizde ancak Toros’ların eteklerinde, Seyhan-Ceyhan nehirleri arasında dar bir alanda doğal yayılış yapmaktadır (Şekil ). Adana’nın Sarıçam ormanında, Kadirli’ nin Kızyusuf köyünde; MilasBodrum arasındaki Güvercinlik körfezinde çok sınırlı (360ha) yayılışı vardır. Bu yayılış yerlerinde Kızılçamlarla karışım yapabilmektedir. Habitat: Akdeniz sahillerinin ve iç kesimlerinin kurak ve sıcak yörelerinde yetişen çam türüdür. Halep çamı ılıman iklim ister. Toprak istemi azdır. Sahil kumluklarının, tepelik alanların, kumlu ve kurak sahil kesimlerinin ağaçlandırmalarında başarı ile kullanılmaktadır. Pinus halepensis kozalaklı dalları (Datça-Billurkent, Foto.M.SARIBAŞ) Odunu ve kullanıldığı yerler: Halep çamının çok değerli olmayan odunu açık renkte olup, daha çok reçinesi için işletilirler. Böyle olmakla beraber, odunları kimi yerel gereksinmelerde ve ambalaj sanayiinde kullanılmaktadır. Öte yandan, çok önemli bir toprak koruyucusu olan Pinus halepensis, kurak ve yağışsız yazlar hüküm süren iklimli yerlere iyi uyum sağlamaktadır. Kızılçamla Halep çamını Ayırıcı Özellikler a) Kozalağının çok kısa saplı oluşu ( Halep çamında kozalak sapı Kızılçama oranla daha uzun ve kalındır ). b) Kozalak pulunun göbeğinin, Halep çamının aksine olarak büyük ve basık olması (Halep çamında göbek çıkıntılı) 22 c) Sürgünlerde kozalak uçlarının aşağıya bakmayışı ( Halep çamında kozalak aşağıya doğru bakar ). d) Yetişme yeri istekleri bakımından Halep çamı kadar duyarlı olmayışı ile ayrılır. Pinus pinea L.: Fıstık çamı, Parasol çamı, Pignon çamı ( Syn: Pinus sativa Lam. , P. maderiensis Ten ) Boy: 15-20m, herdem yeşil, 1m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik, daha sonra bu koniklik yavaşlar ve öteki çamlardan kolayca ayrılan, yaşlanınca şemsiyeyi andırır taca sahip bir çam türüdür. Bu nedenle, birçok yayında “ Şemsiye çamı” da denir . Kabuk: Gövde kabuğu önce düzgün, sonra pulsu yapıda olup, kahverengi kırmızı, sonra derin çatlaklı ve büyük plakalar halinde kalın bir kabuğu vardır. Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler incedir; önceleri koyu yeşil, sonraları sarımsı kahverengidir. Pinus pinea Gövdesi, Bartın-Çakraz ( Foto: M. SARIBAŞ) Tomurcuk: Reçinesiz tomurcuklar yumurta şeklinde ve sivridir, kırmızı kahverengi olup, tomurcuk pullarının uçları geriye doğru kıvrılmışlardır, 1-2cm. Yapraklar: 10- 20cm uzunluğundaki iğne yapraklar (ender olarak 28cm), 0,1- 0,2cm eninde, parlak, batıcı ve sivri uçlu, kenarları dişli olup açık yeşil renktedir. İğne yaprakların dip kısımlarını örten kın (glaf) oldukça uzun olup 10- 12mm’ dir ve gri-kahverengi renktedir. Oysa kın ve iğne yaprakları Fıstık çamına benzeyen P. pinaster’ de kın daha uzun, rengi ise siyahtır. Fıstık çamının iğne yapraklarında reçine kanalları marjınaldir. Koparılıp ezildiğinde soğan ve reçine kokusu salarlar. Çiçekler: Terminal durumlu erkek çiçekler silindirik biçimde olup, portakal rengi ya da kahverengindedirler. Terminal durumlu dişi çiçek teker teker, bazen de 2- 3 adedi bir arada bulunur. Kozalak: Kozalak çok kısa saplı, sürgüne hemen hemen oturmuş gibidir. Kozalak rengi parlak, kırmızı kestane renginde olup olgunlaşmasını 3 yılda tamamlamaktadır. Oval ve simetrik bir biçimde olan kozalağın pulları kalın olup, apofizin 5- 6 adet radyal pervazı 23 bulunmaktadır. Kozalağın dip taraflarında bulunan pullar 6 köşeli olup, uçlarına doğru olanlar ise eşkenar dörtgen biçimindedir. Gri-beyaz renkteki göbek, büyük, basık ve hemen hemen 4 köşelidir. . Pinus pinea Kozalakları ( Foto: F. BAŞ ) Tohum diğer çam türlerinden daha değişik olup, 1,5-2cm büyüklüğünde, iri, kanat çok ince kalmış, yani körelmiştir. İntegümentinin dış kısmı sanki çekirdek ya da taş gibi sertleşmiş ve odunlaşmıştır. Bu çam türünün tohumları halk arasında “Çam fıstığı” olarak tanınmaktadır ve yenmektedir. Fideciğin çenek sayısı 10- 13 adettir. Doğal yayılışı: Fıstık çamı esas yayılışını Anadolu’da yapar. Coğrafi yayılışına Portekiz’den başlar, Suriye’ye değin uzanır. Bir Akdeniz ağacıdır. Fransa, İspanya ve İtalya’da küçük bükler kurar. Batı Anadolu’da Bergama’da ve de özellikle Kozak yaylasında bükler kurar(20.500ha ). Aydın ve Muğla yakınlarında da geniş bükler oluşturur. Ayrıca Manavgat sahillerinde. Marmara bölgesinde Gemlik körfezi kıyılarında ve Batı Karadeniz bölgesinde Bartın- Çakraz’da (Sarıbaş,1998), Kahramanmaraş’ta ve Önsan Köyünde yayılış göstermektedir. Bu genel yayılış dışında, Doğu Karadeniz sahil ve iç kesimlerinde çok dar ve parçalı halde, Trabzon’un Kalenama deresi, Düzköy yöresi, bunlardan daha geniş olarak Artvin Çoruh vadisinde izlenmektedir. Burada Fıstıklı Köyü (Naşviye)’ünde orta kapalılıkta 100ha’dan büyük bükü bulunmaktadır. Bu son iki yayılış Pinus pinea’ nın doğal mı yoksa yapay mı olduğu konusunda uzun yıllardır tartışma konusudur. Zohary (1973 ), bu türün oluşturduğu toplumların floristik yapısından ve parçalı dağılışından kaynaklanan Pinus pinea’ nın bu yörelerde eski bir “ Mediterranean” (Akdeniz) relikti (dar bir areal’de yayılış yapan bitki) olma olasıllığını ileri sürmektedir. Bir başka literatürde, Çoruh vadisinde 150-600m arasında yayılan Fıstık çamlarının muhtemelen doğal olduğu belirtilmektedir ( Mirov,1967 ). Ancak çoğu botanikçiler, bu yörelerde yayılan Fıstık çamlarının yapay olduğu kanısındadırlar. Habitat: Fıstık çamının kök sistemi genellikle kuvvetlidir. Uygun topraklarda daha ilk yıllardan başlayarak derine inen kazık kök oluşturur. Bu nedenle deniz rüzgarlarına karşı, derin kökleri ve geniş tepeleri ile önemli ölçüde engelleyici olmaktadır. 24 Bir Pinus pinea Ormanı, Antalya-Manavgat ( Foto: A. KARAKOYUN ) Sarımsı renkli diri odunu ve ondan daha belirgin olarak ayrılan kırmızımsı kahverengi öz odunu vardır (Fırat,1943). Bu çam türünün odunu her ne kadar Sarıçam ve Karaçam gibi değerli değilse de kimi yerel gereksinimlerde kullanılmaktadır. Diğer Akdeniz çamları gibi bu çamdan da reçine üretimi olanaklıdır, ancak reçinesi kaliteli değildir. Asıl yararlanma şekli ise, yenen yağlı tohumları olan yan ürünüdür. Aynı zamanda güzel bir park ağacıdır. Özellikle Akdeniz yörelerinde kurak ve sıcak yazlara çok iyi uyum sağlamaktadır. Akdeniz’e ait manzaraların karakteristik unsurudur. İstanbul boğazındaki tarihi koruluklarda çok görülmektedir. Ana türden başka, tohumlarının kabukları gayet ince, parmaklar arasında kırılabilen “ Pinus pinea fragilis Duhamel “ adında bir kültivarı vardır. Ayrıca Ürgenç (1967) ’ in bir çalışmasında Fıstık çamının bazı fertlerinin kozalaklarının sivri uçlu olduğu ve çoğunlukla karpellerin koltuğunda tek tohum taşıdığını saptamıştır. Kozalakların az tohumlu olmalarından dolayı köylüler buna"Erkek ağaç“ demektedirler. Bu belirgin farklılık nedeniyle söz konusu populasyon “var. ürgencii var. Nova” diye isimlendirilmiştir. Fıstık çamı derin ve kuvvetli bir kök sistemine sahiptir, bu nedenle kuvvetli ruzgar ve fırtınalara dayanıklıdır. Fıstık çamı 20 yılda kozalak oluşturmaya başlar; maksimum verimlilik 40 -60 yılları arasındadır. Tohumundan faydalanılmak amacıyla çokça yetiştirilir. Tohumlarından elde edilen dolmalık beyaz fıstık çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır( Akman ve ark, 2003) Cins: Cedrus Link: Sedirler Cedrus libani A. Rich: Toros Sediri, Lübnan Sediri Syn : Cedrus libani Loud., C. libanotica Trew. Boy: 20-40m boy ve 1,2m gövde çapı yapan her dem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençlikte piramidal olan tepe yapısı, yaşlandıkça bozulur, sanki şemsiye gibi görünüm alır. Düzensiz kalın dalları vardır. Görkemli bir habitusa sahiptir. Tepe ‘Cedrus atlantica’ ya oranla daha sık dallıdır. Kabuk: Genç ağaçlarda kabuk parlak, kahverengi veya koyu gri renkte; yaşlı ağaçlarda kabuk çatlaklı hale gelir ve gri-siyah renktedir. Sürgünler/Dallar: genç sürgünler kahverengi veya kahverengi-sarı ve ince kısa tüylüdür. Dallar gövdeden genellikle 90 derecelik bir açı ile çıkarlar. Tomurcuklar: Oval-küremsi olan tomurcukların uçlarındaki pullar serbest; tomurcuklar kahverengi-siyah, 0,2cm 25 Yapraklar: Uzun sürgünler üzerindeki yapraklar ışınsal dizilişli ve uca doğru boyları kısalır. Kısa sürgünler üzerindeki yapraklar püskül(rozet) şeklinde 10- 20 iğne yaprakların ömrü 2- 3 yıldır. İğne yapraklar dört köşelidir ve her yüzde beyaz soma çizgileri bulunur. Uzun sürgünlerdeki yapraklar 1-3cm fakat kısa sürgünlerdeki yapraklar 2- 2,5cm uzunluğundadır. Yapraklar oğuşturulduklarında reçine kokusu yayarlar. İğne yapraklar 1,5- 3,5cm uzunluğunda, sert ve batıcıdır. Renkleri önceleri koyu yeşil, zamanla yaşlı bireylerde mavimsi yeşil renk almaktadır. Çiçekler: Sonbahar sonlarında kısa sürgünler üzerinde yer alırlar. Erkek çiçekler dik vaziyette; gençken yeşil, olgunlaştıklarında kahverengiye dönüşürler. Polen kümeleri sarı renktedir. Erkek çiçekler silindirik yapıda olup 5cm uzunluğunda, sarı renkli ve kısa sürgün üzerinde dik dururlar. Olgunlaşmaları Pinaceae familyasının öteki cinslerinin aksine Temmuz sonları ile Ağustos başlarında belirirler. Tümüyle Sonbaharda Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşırlar. Polen gövdesi iki adet baloncuk tarafından adeta sarılmıştır. Aynı zamanda, baloncukların morfolojik yapısı ile polen gövdesinin morfolojik yapıları birbirinin tıpkısıdır. Dişi çiçekler daha küçüktür. 1- 1,5cm, yeşilimsi renkte olup, döllenme ilkbaharda oluşmaktadır. Kozalak/Tohum: Sürgünlere oturmuş gibi görünen kozalakları genellikle fıçı biçimindedir. Boyları 8-10cm, enleri 4-6cm’dir. Kozalak pulları geniş ve tam kenarlıdır. Dış yüzeyleri hafifçe tüylüdür. Kozalakların üzerlerinde bol reçine bulunmaktadır. Kozalak ise 26 ayda olgunlaşmaktadır. Kozalak genellikle fıçı görünümündedir. Kısa sürgün üzerine adeta oturmuş şekildedir. Kısa ve kalın bir sapı vardır. Yeşilimsi ya da morumsu renkte olan bu kozalaklar yelpaze biçimindeki geniş pulların üst üste binmesiyle oluşmuştur. Kozalak pulları olgunlaştıklarında, özellikle yağmur sularının etkisiyle ıslanarak dağılır ve sürgünlerin üzerinde sadece eksenleri kalır. Tohumlarını büyük, üçgen biçiminde genişçe kanadı olup, tohumu tek yüzünden örtmüştür. Tohumların üzerlerinde bol sayıda reçine bezeleri vardır. Çenek sayıları 9-10’dur. Doğal yayılışı: Türkiye’de halk arasında ‘Katran’ adı verilen bu ağaç türü asıl yayılışını Türkiye’de Güney Anadolu’da Toroslar’ da yapmaktadır. Doğal olarak Güney Anadolu ve Lübnan’da yayılmış olup, batı sınırı Fethiye ve Köyceğiz’den başlar. Doğuya doğru Toros dağları üzerinden uzanmakta, Göksun ve Kahramanmaraş yörelerinden bir kavisle güneye Amanos Dağlarına yönelmektedir. Lübnan’da ancak Cebel-Lübnan’da kalmıştır (Bécharre, Hadeth, Djebel Barouk). Bu ana yayılış dışında ise Kuzey Anadolu’da Kelkit- Yeşilırmak Vadisinde Erbaa yakınlarında Çatalan Köyünde ve Niksar yörelerinde 100 hektarlık adacıklar halinde bulunmaktadır. Batı Anadolu’da Afyon’un Çay Kazasının Deresinek köyü yakınlarında, izole Sedir büküne rastlanılmaktadır (Sevim 1952; Boydak 1986; Anonim 1994). 26 Bir Sedir Ormanı, Antalya-Manavgat( Foto: M.SARIBAŞ Cedrus libani A. Rich.’nin Türkiye’deki Doğal Yayılışı(F.Işık 1994) Cedrus libani ’nin İğne yaprakları taşıyan sürgünleri ve Kozalakları ( Foto: M.SARIBAŞ ) 27 Toros’larda Karstik bir Alan Üzerinde Cedrus Libani’den bir Görünüş Kemer- Antalya ( Foto: M. SARIBAŞ ) Toros’lardaki Sedir ormanları genellikle 1200-2000m yükseltiler arasındaki saf veya Abies cilicica, Pinus nigra, çeşitli ardıç (J. excelsa, J. foetidissima ), Andız (Arceutros drupacea ), Dışbudak (Fraxinus ornus subsp. cilicica), hatta Meşe (Quercus trojana, Q. cerris, Q. infectoria subsp. boissieri ) türleri ile karışık bükler halinde bulunmaktadır (Boydak, 1996 ). Habitat: Eğimli, taşlı-kurak arazilerde, kalker anakaya üzerinde ve kuzey bakılarda yer alırlar. Çok kıymetli eterik yağlı ve güzel kokulu odunları çok eski çağlardan beri kullanılmaktadır. Normal olarak odunlarında reçine kanalları yoktur. Diri odunları sarımsı beyaz; öz odunları ise daha koyu renktedir. Odunları çok dayanıklıdır. Odunlarında traheidlerdeki kenarlı geçitlerin ‘torus’larının kirpikli olması, Sedir odunlarının tanınmasında yardımcı öğedir. Odunları tarihi yapılarda çokça kullanılmıştır. Örneğin Hazreti Süleyman’ın ünlü sarayının yapımında, Efes Diana tapınağında, Gordion Kral mezarında (Aytuğ 1970) ve daha birçok tarihi kutsal binalarda Sedir odununun kullanıldığı belgelerle saptanmıştır. Odunu ülkemiz dışında, Mısır başta olmak üzere Arap ülkelerinde çok aranır. Eterik yağlı güzel kokulu odunlarının çok dayanıklı olduğu belirtilmişti. Bu nedenle binaların dış cephelerinde, toprakla temas eden yerlerde, örneğin döşemelerde, su üstü ve su altı inşaatlarında, demiryolu traverslerinin yapılmasında, gemi yapımında; kokulu odunları güve ve diğer böcekleri kaçırdığından mobilyacılıkta, çekmece, dolap ve sandık yapımında kullanılmaktadır. Sedir ormanlarının önemli sorunlarından biri de keçiler tarafından sürekli tahrip edilmeleridir. Özellikle kış ayları boyunca bu ağaç türünün dalları ve genç bireylerinin tepeleri çobanlarca acımasızca keçilere yem olarak kesilmektedir (Evcimen 1961 ). Toros sediri İstanbul ve birçok kıyı kentimizin park ve bahçelerinde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Özellikle Boğaziçi’nde Anadolu yakasında, Suadiye, Erenköy yörelerinde çok güzel bireylerine rastlanılmaktadır. Keza İzmit, Gebze gibi kentlerimizde de çok yaygın olarak yetiştirilmektedir. Picea A. Dietr. : LADİNLER Picea orientalis ( L.) Link.: Doğu Ladini (Syn: Pinus orientalis L) 28 Boy: Türkiye ormanlık alanının % 2’sini oluşturan Doğu Ladini 40-50m, bazen de 60m boylara ulaşan, 1,5- 2,0m çap yapabilen herdem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç bireylerde konik, sonra sütun şeklinde, hafif aşağıya sarkık yaygın dallanma yapar. Dolgun ve düzgün gövdeli, sivri tepeli önemli bir orman ağacıdır. Kabuk: Kabuk genç gövdelerde açık ve düzgün, yaşlı gövdelerde koyu renkli ve çatlaklıdır. Sürgünler/Dallar: Sadece uzun sürgün taşırlar. Dallar çevrel olarak sık bir şekilde tüm gövdeye yerleşmiştir. Genç sürgünler ince, açık renkli ve çıplaktır. Tomurcuk: Tomurcuk kahverengi, sivri ve reçinesizdir; üzerlerinde birkaç reçine damlacığı taşır, 0,4cm. Yapraklar: Doğu ladini bilinen Ladin taksonlarının en kısa iğne yapraklısı olup, uzunlukları 611mm, uçları keskin değil, kör ya da küt olarak sonuçlanmaktadır. Yapraklar cilalı görünümlü ve koyu yeşildirler. Enine kesitleri dört köşelidir. Her yüzünde 1- 4 sıra stoma çizgisi vardır Şekil. Doğu Ladininin kabukları (ATA,1995). Çiçekler: Karmen kırmızısı rengindeki erkek çiçekler kozalakçık halinde, dişi çiçekler ise menekşe rengindedir. Kozalak 6-9cm uzunluğunda, önceleri kimi ağaçlarda yeşil, kimilerinde koyu kırmızı renktedir. Kozalak: Olgun kozalak ise açık kiremit renginde, oval ya da silindirik yapıda, pulların kenarı düzdür, yani tamdır. Bu özelliği ile kendisine çok benzeyen Avrupa Ladininden kolayca ayırt edilir. Şekil. Doğu Ladininin kozalakları (ATA, 1995) 29 Şekil. Doğu Ladininin tohumları (Ata 1995) Habitus: İlk yaşlarda büyümesi çok yavaştır. Ancak 8- 10 yaşlarından sonra büyüme hızlanmakta, bu büyüme temposu uzun yıllar sürmektedir. Kök sistemi genel olarak sığdır. Ancak fiziksel özellikleri iyi olan topraklarda kuvvetli yan kökler ve derine inen ana kök sistemi oluşturmaktadır. Doğal yayılışı: Doğu Ladini ilk kez Kuzey Anadolu dağlarında (Trabzon’un güney doğusunda) Tournefort bulmuştur. Daha sonraları Pallas, bu türü Pinus picea olarak adlandırmıştır. Doğu Ladininin yayılışı yereldir. Kuzey Anadolu’nun sahil kesimleri ile Kafkasya’da doğal olarak yayılış yapmaktadır (Şekil ). Kafkasya’da Büyük ve Küçük Kafkas’ları da içine alır (Eraslan 1947; Kayacık 1960; Heske ve Ark. 1973; Demirci 1994). Yayılış alanı içerisinde kimi bölgelerde nadiren tek ağaç olarak deniz kenarına kadar inmekte ise de genel olarak 550- 600m den başlayarak 1800- 2400m’ye kadar çıkmakta, optimum yayılış alanı 1200m’den sonra yapmaktadır. Ülkemizde Türk-Rus sınırından başlar, Batıda Ordu ili Melet ırmağı ile son bulmaktadır. Bu kesimde (Colchis) dağların sadece denize dönük yamaçlarında görülmektedir. Örneğin Trabzon Meryemana yöresinde; Artvin-Borçka ve Şavşat yöresinde çok güzel örneklerine rastlanılmaktadır. Şekil. Doğu Karadeniz bölgesi’nde düzenli saf ladin ormanı(Ata 1995) 30 Doğu Ladini bu yayılış alanı içinde yaklaşık 136000ha. Saf ve 200.000h hektarı karışık meşcereler olmak üzere 336.000ha’da yayılış göstermektedir(Küçük 1984); ülke ormanlarının %1,5’luk kısmını oluşturmaktadır. Karışım yaptığı alanlarda çoğu kez Pinus silvestris, Abies nordmanniana, Fagus orientalis gibi ağaç türleri ile karışık meşcereler oluşturur. Çoğunlukla 900- 1500m’ler arasında karışık, 1500-2200m, bazen de 2400m yükseltilerde saf ormanlar kurar (Kayacık, 1980). Şekil. Doğu Ladininin Doğal yayılış alanları (Ata, 1995). Ancak Doğu ladini ormanları günden güne aşırı kullanımlar, böcek ve mantar tahripleri ile sürekli olarak azalmaktadırlar. Özellikle Dendroctonus micans adlı böceğin Rusya’dan Türkiye’ye gelmesiyle önemli ölçüde ormanımız yapılan böcek savaşımlarına rağmen yok olmuştur. Ayrıca Murgul yöresinde Bakır üretimi ile ortaya çıkan zehirli gazlardan ve sanayi atıklarından önemli ölçüde Ladin ormanları zarar görmüştür (Anonim1989 ). Doğu Ladini vatanı dışında, özellikle Avrupa’da bir süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Yoğun görünümü (yaprakları koyu renkli ve cilalı) ile dikkati çekmektedir. Parkçılıkta kullanılan çok değerli formları bulunmaktadır. Son yıllarda çeşitli Avrupa ülkeleri başta Belçika, Avusturya, İtalya gibi ülkeler Doğu ladinini odunu bakımından da değerlendirmekte ve orman ağaçlandırmalarında bu türden yararlanmaktadırlar. Türkiye’de de bu ağacın çelikten üretimi ve ağaçlamalarda kullanımı hakkında birçok araştırma yapılmaktadır (Eyüboğlu 1978;Yahyaoğlu- Atasoy 1983). Ayrıca İngiltere’de süs bitkisi olarak çok kullanılmaktadır. 31 Şekil. Doğu Ladininin Trabzon çevresinden örnekleri (Ata, 1995 ) Cins:Abies Mill. : Göknarlar TÜRKİYE GÖKNARLARI Türkiye göknarlarının Ayırdım Anahtarı: 1. Kozalakların brakteleri ( Dış pul ) dışarıdan görülür Abies nordmanniana 2. Tomurcuklar reçinesiz, genç sürgünler tüylerle örtülü Abies nordmanniana 2. Tomurcuklar reçineli, genç sürgünler çıplaktır *Abies bornmuelleriana 2.Tomurcuklar reçineli, genç sürgünler çıplak, yan sürgünlerin uclarında 5- 7 adet tomurcuk var *Abies equi-trojani 2.Kozalakların brakteleri dışarıdan görülmez, gizlidir 2. Tomurcuklar reçineli, genç sürgünler tüylüdür Abies cilicica 2. Tomurcuklar reçinesiz, genç sürgünler tüylüdür *Abies cilicica subsp. isaurica * Türkiye için endemik Abies nordmanniana ( Stev. ) Spach. subsp. nordmanniana: Doğu Karadeniz göknarı, Kafkas göknarı Boy: 25-40m boy, herdem yeşil, 1,5m gövde çapı yapar ( Gümüşhane- Kürtün dolaylarında 60-62m kadar boylanabilmektedir (Anşin 1994). Tepe tacı: Piramidal, iğne yaprak sayısı bakımından zengin, yaşlandıkça sütunumsu bir forma ulaşır. Kabuk: Gri-kahverengi olan kabuk genç ağaçlarda düzgün; yaşlı ağaçlarda ise hafif çatlaklı olup zamanla pul pul dökülmektedir. Sürgünler/Dallar: İlk kışa kadar kahverengi-zeytin yeşili renkte; sonra gri kahverengiye dönüşür. Gri renkli sürgünler çoğunlukla kısa ve siyah renkli tüylerle sık ya da seyrek tüylerle örtülürler. Tomurcuklar: Oval, yumurta biçiminde ve reçinesiz olup yan sürgünlerin uçlarında iki ya da üç adedi aynı düzlemde; dördüncü sürgün ise ayrı bir düzlemde yer almak üzere sürgün uçlarında genellikle dört ayrı tomurcuk bulunmaktadır. Tomurcuk boyutu 0,5cm’dir. Yapraklar: 1,5- 3,5cm uzunluğunda ve 0,2cm enindeki iğne yapraklar sürgünler üzerinde birbirinden ayrı diziliş gösterirler ve sürgünlerle dar bir açı yapacak şekilde sürgünlerle birleşirler. İğne yaprakların uçları bazılarında kertikli, bazılarında ise küttür. Tacın tepe bölgesindeki iğne yaprakların uçları sivri ve fırça gibi yukarı yöneliktir. Yaprak üstleri adeta verniklenmiş gibi parlak yeşil; alt yüzleri ise açık yeşildir. Alt yüzlerinde gümüşi beyaz ya da yeşilimsi-beyaz 2 adet stoma çizgisi bulunmaktadır. Yapraklar koparılıp oğuşturulduklarında reçine ya da benzen kokusu salarlar. Çiçekler: İlkbahar sonunda bir önceki yılda oluşan sürgünlerin ucunda görünürler. Erkek çiçek kozalakçıkları 1-2cm uzunluğunda ve sarı renktedir. Kozalak/Tohum: Kozalaklar ortalama 12-18cm boyda ve 4- 4,5cm eninde olup kozalaklar silindiriktirler. Karpellerin (dış pul) uçları görünür ve bu uçlar kıvrıktır. Kozalaklar ilk oluştuklarında açık yeşil renkte iken sonbaharda olgunlaştıklarında kahverengiye dönüşürler. Verimli kozalak pulları (tohum tutan) yelpaze şeklindedirler ve 3-4cm genişliğindedirler. Kozalakların üzerleri bol reçinelidir. Doğal yayılışı: Kuzeydoğu Türkiye, Bat Kafkasya, Gürcistan ve Abhazya’da doğal yayılış yaparlar. Asıl ve geniş yayılışını Kafkasya’da yapmaktadır. Türkiye’de Yeşilırmak vadisi ile Türk- Gürcistan sınırına değin olan Doğu Karadeniz kesimindeki Doğu Karadeniz ormanlarında yetişirler. Bu doğal ayılış alanlarında 800-1700m yükseltilerde genellikle Fagus orientalis ve Pinus sylvestris gibi ağaç 32 türleri ile karışık ormanlar oluştururlar. Doğu Karadeniz göknarı ladininin aksine Doğu Karadeniz bölgesi’nde sadece denize bakan yamaçlarda değil, iç kesimlere bakan yamaçlarda da doğal yayılış yapmaktadırlar. Örneğin yukarıda değinilen Kelkit vadisinde, Koyulhisar-Şebinkarahisar arasında, üst yükseltilerde sarıçamlarla karışım yapmaktadırlar. Bu göknar türü saf ormanlar oluşturamadığı gibi, karışıma katıldığı meşcerelerde sürekli ikinci derecede kalmakta, hiçbir zaman egemen orman ağacı olmamaktadır (Yaltırık 1993). Habitat: Dağ yamaçlarında, saf ve karışık meşcereler halinde bulunurlar ve en çok yukarıda da değinildiği gibi sarıçam, ladin ve kayınlarla karışık meşcereler kurarlar. Bol yağışlı ve nemli deniz ikliminden, serin-derin topraklardan hoşlanırlar. Güneşli yarı gölge ortamlarda ve nemli topraklarda yetişirler. Tam bir gölge ağacıdırlar. İlkbahar donlarına duyarlıdırlar. Kent iklimine dayanırlar. Üretimi tohum ve aşı ile yapılmaktadır. A.nordmanniana çok güzel bir ağaçtır. Tepe tacının çok yoğun olmasıyla ve diğer bütün göknarların aksine iğne yapraklarını çok uzun süre dökmezler ( bazen 4- 6 yılda en çok 25 yıl ). Noel ağacı olarak kullanılırlar. Merkezi ısıtmaya dayanıklıdırlar. Çok dekoratiftirler, peyzaj düzenlemelerinin vazgeçilmez ağaçlarındandırlar; soliter ya da gruplar halinde kullanılmaktadırlar. Birçok hibridi elde edilmiştir. Örneğin A. pinsapo ile olan hibridi önemlidir. Abies nordmanniana ( Stev. ) Spach. subsp. bornmuelleriana ( Mattf. ) Coode & Cullen Abies bornmuelleriana Mattf.: Uludağ göknarı Boy: 30-40m, herdem yeşil, 1,40m gövde çapı yapan birinci sınıf orman ağacıdır. Tepe tacı: Gençken dar piramidal bir gövde yapar, yaşlı ağaçlarda gövde yarı piramidal-sütunumsu bir taç yapısına kavuşur. Karabük-Ahmetusta geçidinde Uludağ göknarı-Karaçam birlikteliği(M. SARIBAŞ) Kabuk: Gövde kabuğu gri, genç sürgünler gridir. Sürgünler/Dallar: Sürgünleri A. nordmanniana’ya benzer ancak parlak ve tüysüzdür ve kahverengindedir. Tomurcuklar: Dörtlü ve oval-konik olan tomurcukları A. nordmanniana’nın aksine reçineli fakat Tüysüzdürler. 33 Abies bornmuelleriana’nın kozalak ve sürgünleri(Foto: Burçin EKİCİ) Abies bormuelleriana sürgünleri(M.SARIBAŞ) Yapraklar: 2-3cm uzunluğunda olan iğne yapraklar ışık alan sürgünlerde tarağımsı dizilmişlerdir, sürgünlerin diğer kısımlarında yer alan sürgünler ise her yönde yayılmışlardır. Yaprakların üst yüzleri koyu yeşil ve çukurluklu; alt yüzlerinde 2 adet stoma bandı yer alır. Stoma bantları bazen üst yüzün üst taraflarına doğru taşabilmektedir. Çiçekler: İlkbahar sonlarında geçen yılda oluşan sürgünlerin uçlarında görülürler. Erkek çiçekler sarı renktedirler. Kozalak/Tohum: Silindirik ve dik durumlu olan kozalakları 15-20cm boyunda 4-5cm genişliğindedirler. Dış pullar (brakteler) dışarıdan görülürler ve kıvrıktırlar. Doğal yayılışı: Kızılırmak’ın denize döküldüğü yer ile Uludağ arasında kalan Batı Karadeniz Bölgesi arasında ve Kocaeli havzasında doğal yayılış yapar. Batı Karadeniz bölgesi’ndeki dağlar Doğu Karadeniz dağları’nda olduğu gibi sıradağlar zinciri karakterinde olmadıklarından, bu göknar taksonunun yayılışı da sürekli olmayıp ( kesikli yayılış) kesintili bir durum göstermektedir. Genellikle saf “ Fagetum” ve “Abietum” zonlarında kayın ve çamlarla karışım yapmakta bazen de saf meşcereler oluşturmaktadır. Çoğu kez 100-1800m’ler arasında yayılmakla birlikte, bazen 2000m’ye değin ulaşmakta, yani başka bir anlatımla orman üst sınırına ulaşmaktadır. En güzel ormanlarını Ayancık, 34 Ilgaz, Boyabat, Göktepe ormanları, Bolu Seben dağları Abant ve Uludağ’da, Kocaeli Kartepe’de oluşturmaktadır ( Şekil… ) Yaltırık, 1995 ). Doğu Karadeniz göknarının aksine Uludağ göknarı bulunduğu meşcerelerde çoğu kez egemen orman ağacı durumundadır. Endemik bir gymnosperm taksonumuzdur. Bolu-Gölcük’te Uludağ göknarları(M. SARIBAŞ) Habitat: Nemli ve serin deniz iklimine uyum gösterir, derin balçıklı topraklar üzerinde daha iyi gelişir ve kireçten kaçınır. İlkbahar donlarına karşı biraz duyarlıdırlar. Üretimi tohumla gerçekleştirilir (Tolay 1983 ). Park ve bahçelerde ve geniş çim alanları üzerinde çok dekoratiftir; gruplar halinde veya soliter olarak kullanılırlar. Ülkemizin en değerli orman ağaçlarımızdan biridir. Odunları kokusuz, çoğunlukla beyaz ya da sarımsı beyaz ya da kırmızımsı-kahverengindedir. Öz odunları ile diri odunları pek belli değildir. Öz ışınları tek sıralıdır; odunlarında reçine kanalı yoktur. Odunları yumuşak, kolay işlenir, işlendiğinde düzgün ve pürüzsüz bir yüzey verir, güzel boya ve cila kabul eder. Kağıt ve kibrit üretiminde önem taşımaktadır. Binaların iç kısımlarında kullanılması salık verilmektedir. Son zamanlarda düzgün lifli bireylerinden müzik aletleri yapımında yararlanılabileceği ortaya çıkmıştır (Sarıbaş 2005) Abies nordmanniana ( Stev. ) Spach. subsp. equi-trojani ( Aschers & Sint. ) Coode & Cullen Kazdağı göknerı, Truva göknarı ( Syn.: Abies equi-trojani Ascher & Sint. ) Boy: 20-30m, herdemyeşil, 1m’ye kadar gövde çapı yapar. Tepe tacı: Dar, konik bir tepe yapısı vardır. Kabuk: Genç sürgünleri parlak, kırmızı-kahverengi ve tüysüzdür. Tomurcuklar: Tomurcuklar yan sürgünlerin ucunda 5 hatta 6- 7 adet olabilmektedir ( Şekil…).Tomurcukla geniş, oval ve az reçinelidir. Dallar/ Sürgünler: Sürgünler aynı düzlem üzerinde ve 4 tanesi aynı nodan çıkmaktadır. Sürgünler cilalı gibi parlaktırlar. Oysa Doğu Karadeniz göknarı’nda üç sürgün aynı düzlem üzerinde, diğeri başka bir düzlem üzerinde yer almaktadır. Yapraklar: Kazdağı göknarı’nın iğne yapraklarından özellikle ışık yapraklarının uçları sivri, alt ve iç kesimlerde bulunan sürgünlerdeki iğne yapraklarının uçları küt ve kertiklidir. İğne yapraklar 1,52,5cm ( ender olarak 3cm ) uzunluğundadır. İğne yapraklar gene l olarak A. bornmuelleriana’ya benzerler. Kozalak/Tohum: Kozalaklar 15-20cm boyunda ve 4cm enindedirler ve silindirik yapıdadırlar. Dış pullar (brakte) iç puldan (karpel) daha uzun olup geriye doğru kıvrılmışlardır (Aslan 1978). Doğal yayılışı: Kazdağı göknarı Kaz dağları’nda 800m’nin üzerinde saf ormanlar oluştururlar (Pamukçuğlu 1973). Çoğunlukla karaçam ve Doğu kayını ile 1300-1800m yükseltilerde karışık ormanlar oluşturmaktadırlar. 35 Kazdağı göknarının kozalak ve sürgünleri,Edremit Zeytinlik bölgesi (Foto: M. SARIBAŞ) Habitat: Deniz ikliminden ve serin kuzey yamaçlardan hoşlanır. Derin balçıklı topraklarda iyi gelişme gösterirler. Anavatanı Batı Anadolu’daki Kazdağı (İda dağı) olan bu göknar türü yerel bir doğal yayılış göstermekte olup 5512ha yayılış alanı olan endemik bir göknar taksonumuzdur. Adını Çanakkale yakınlarındaki tarihi Truva kentinden almıştır. Kazdağı göknarı morfolojik özellikleri açısından A. cephalonica’ya benzemektedir. Son yıllarda bu göknar taksonu üzerinde yapılan bu göknar taksonunun A. nordmanniana’nın bir alt türü ya da A. cephalonica ile A. bornmuelleriana’nın doğal bir hibridi olma olasılığını ortaya koymaktadır. Ancak bu durum henüz tartışma evresinde olup özellikle bu göknar taksonu üzerinde daha ileri düzeyde bilimsel araştırmalar, özellikle sitogenetik çalışmalar yapmak gerekmektedir. Şimşek’in (1992; 1993) yıllarında “İzoenzim analizi” yöntemleri ile yapmış olduğu araştırmada Abies nordmanniana ( Stev. ) Spach. ile bu alt tür arasında genetiksel bir fark bulunmadığını saptamıştır. Ayrıca Abies equi-trojan’nin Aytuğ (1959) ve Ata (1975) bu taksonun hibrit olmayıp relikt bir tür olduğunu belirtmektedirler. Son yıllarda Kazdağı göknarının populasyonlarındaki genetik çeşitlilik üzerinde araştırmalar yapılmış ve populasyonlar arasında farklılıklar bulunmuştur(Velioğlu ve ark, 1999). Üretimi tohumla yapılmaktadır; ormancılıkta değerli bir türdür. Park ve bahçelerde kullanımı yaygın değilse, önemli bir park ağacı olmaya adaydır denilebilir. Türkiye Göknarlarının Coğrafi dağılışları(Çağlar,2003; Çizim: B. Avcıoğlu) 36 Abies cilicica ( Ant.& Kotschy ) Carr.: Toros göknarı, Mezdegi Boy: 25-30m, herdem yeşil, 0,7m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Genç ağaçlarda piramidal, yaşlı ağaçlarda silindirik-koniktir. Dallar/ Sürgünler: Sürgünlerin rengi gençken kahverengi-yeşilden kahverengiye kadar değişmektedir. Sonraları açık kahverengiye dönüşür. Sürgünler parlak ve ilk zamanlarda biraz tüylüdür. Tomurcuklar: Oval-konik ve sivri uçlu; açık kahverengi, reçinesiz ya da az reçineli, 0,5cm boyunda. Yapraklar: İğne yapraklar seyrek, yassı ve ince olup 20-40mm uzunluğundadırlar; açık yeşil renktedirler. İğne yapraklar ağaçta bulundukları yerlere göre morfolojik farklılıklar gösterirler. Sürgünlerin yanlarında yer alan yapraklar uca doğru kısalırlar; üst dallardaki yaprakların boyları iyice kısalır ve iğne yapraklar sürgün uçlarına doğru yöneliktirler. Yaprak uçları küt veya hafif kertiklidirler. Yaprakların üst yüzleri parlak koyu-yeşil, stomasız veya yaprak uçlarında çok az stoma lekeleri var; alt yüzlerinde yeşilimsi- beyaz renkte mumlu 2 adet stoma bandı yer almaktadır. Yapraklar 2,5 -4,5cm boyunda ve 0,15- 0,2cm enindedir. Oğuşturulduklarında reçine kokusu yayarlar. İğne yaprakların enine kesitlerinde Hipodermis’e bitişik 2 marjinal reçine kanalı bulunmaktadır. Çiçekler: İlkbahar sonlarında bir önceki yılda oluşmuş sürgünler üzerinde görünürler; Erkek çiçekler sarı renkte ve 1- 1,5cm boyundadırlar. 37 A bies cilicca (Toros göknarı); 1. Yaprakların üst yüzleri 2. Kozalak 3. Yaprakların alt yüzeyleri (Roushfort 2000) Kozalak/Tohum: Türkiye’deki doğal göknar taksonlarının en büyük kozalaklısıdır; 15-25cm boyunda ve 4 -6cm çapındadır, silindiriktir ve üzerleri bol reçinelidir. Kozalak eksenleri koniktir, verimli kozalak pulları 3-4cm genişliğinde ve yelpaze şeklindedirler. Öteki üç göknar türünün aksine dış pul iç puldan daha kısa olup dıştan görünmezler. Kozalaklar uca doğru gittikçe daralmaktadır. Kozalaklar üzerinde bulunan bol miktardaki donmuş reçineler halk tarafından sakız gibi çiğnenmektedir. Bu nedenle Güney Anadolu’da yerli halk tarafından bu ağaca “Mezdegi” adı verilmektedir. Bu sözcüğün kökeni Yunanca “ Mastiche ( Sakız)’dan gelmektedir. Yapılan bir araştırmada kozalak başına tohum sayısı 303 adet bulunmuştur ( Keskin - Şahin 2000 ). Doğal yayılışı: Güney Anadolu’da Toroslar, Antitoros’lar ve Amanos dağlarında doğal yayılış yaparlar. Toros dağlarında 1300-2000m yükseltiler arasında C. Libani, P.nigra subsp. pallasiana, Pinus brutia, Arceutros drupacea, Juniperus drupacea, Juniperus excelsa, Fraxinus ornus, Q.libani ile karışık meşcereler kurarlar. Batı sınırı Antalya’nın kuzeyi’nde Bucak yöresi’nden başlamakta ve 38 Maraş- Andırın’a değin uzanmaktadır. Türkiye’nin dışında Lübnan ve Suriye’ye geçerek orada da yerel yayılışlar yapmaktadır (Bozkuş 1978; Bozkuş 1988). Habitat: Akdeniz ikliminde, dağların kuzey yamaçlarında, nemli derin topraklar üzerinde iyi gelişirler. Gölge ve yarı gölge ağacıdırlar. Ayrıca kirece dayanıklıdırlar ve iyi gelişme gösterirler. Bu değerli dekoratif göknar türümüz hızla tahrip görmektedir. Oysa doğal yayılış bölgesinde yaşayan halkın gittikçe artan gereksinimi göz önüne alındığında, bu ağaç türüne verilmesi gereken önem ortaya çıkmaktadır. Öte yandan ekolojık ve silvikültürel açıdan Sedir ve Karaçamlarla karıştırılarak daha dayanıklı ormanlar oluşturulmaktadır. Düşük kış sıcaklıklarına ve kuraklığa dayanıklı olmakla birlikte, ilkbahar donlarına duyarlıdırlar. Varyeteleri: İki alt türü vardır: A.c. subsp. cilicica: Tomurcuklar reçinesiz, genç sürgünler tüylüdür. Bu alt tür Maraş Ahır dağında 2000m’ye değin çıkar (Davis 1965) A.c. subsp. isaurica: Tomurcukları reçineli, genç sürgünler tüysüzdür. Endemik bir doğal taksonumuzdur. Konya yakınlarında Geyik dağı’nda 2000m’ye çıkar (Sarıbaş 2005). A.c. Carr. subsp. isaurica Coode & Cullen var. pyramidalis Boydak&Erdoğrul: Dallar gövde ile yukarı doğru dar açı yapmakta, tohum kanatları dar durumdadır. C4 Mersin-Gülnar Söğüt dağı Kurt tepesi 1335m doğal yayılış yapmaktadır( Boydak-Erdoğrul 2000) Familya: CUPRESSACEAE Cins: Cupressus L.: SERVİLER Cupressus sempervirens L.: Yaygın servi, Akdeniz servisi, İtalya servisi Cupressus macrocarpa:1.Sürgünleri, 2. Tepe tacı, 3 Kabuk, 4. Kozalak, Cupressus sempervirens: 1. Kozalak, 2. Tepe tacı (Roushfort 2002) 39 Boy: Genel olarak 20-30m.’ye kadar boylanabilen; 1,2m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Genç ağaçlar piramidal veya çatallı tepe yapısına sahipken sonradan sütun şeklinde bir yapıya dönüşürler. Bazılarında dallar gövdeye dik olarak birleşen yaygın gövdeli (horizontlis); dış görünüşü ile “Sedirleri” anımsatan geniş piramidal veya dalları hemen hemen gövdeye paralel ve yukarıya doğru dik olarak çıkmış (fastigiata), sütun şeklinde ağaçlardır. Genelde gövde dolgun değil, koniktir, birden bire incelmektedir. Kabuk: Sarı-kahverengi, boyuna ince şeritler halinde çatlaklı, düzgün bir kabuğu vardır. Sürgünler/Dallar: Sürgünler ilk yılda yeşil renkte olup ikinci yılda kahverengi-kırmızıya dönüşür. Tomurcuklar: Pul yaprakların arasında gizlenmiş şekildedirler. Yapraklar: Koyu yeşil renkteki pul yapraklar sürgünlere karşılıklı olarak, birbirlerini sıkı bir şekilde örtecek şekilde yerleşmiştir. Pul yaprakların ortalarında uzun bir çukurluk ve yağ bezeleri yer almaktadır. Koparılıp ezildiklerinde çok zayıf bir reçine kokusu yayarlar. Cupressus sempervirens; Adapazarı-Geyve arası ( Foto: M. Sarıbaş ) Çiçekler: Kış sonunda bir önceki yılda oluşan sürgünler üzerinde görülürler. Erkek çiçekler sarı renktedirler. Dişi çiçekler küçük-yuvarlak ve dikenli 0,4cm boyundadırlar. Kozalak ve Tohum: Kısa sürgün uçlarında sarkık durumda bulunan küre veya yumurta biçimindeki kozalaklar 2,5 -3cm çapındadırlar. Çok sayıda (8- 14) puldan oluşan, parlak kahverengindeki kozalaklar karakteristiktirler. Kalkan (peltat) şeklindeki odunlaşmış pulun ortasında bir çıkıntı (mukro) bulunur. Her pulun alt yüzünde 8- 20 kadar, 4mm uzunluğunda kanatlı fakat reçine bezesi olmayan tohum bulunmaktadır. Doğal yayılışı: İspanya’dan Lübnan sahillerine kadar tüm Akdeniz ülkelerinde yayılış gösterirler. Habitat: Kalker alanlarda ve iyi drenajlı diğer topraklarda da yetişirler. Akdeniz servisinin iki varyetesi bulunmaktadır: 40 Cupressus sempervirens L. var. horizontalis ( Foto: M. SARIBAŞ) C. s. var. sempervirens: Akdeniz Piramidal Servisi, Piramit Servi, Ehrami servi Linneaus “Cupressus sempervirens” olarak Piramidal serviyi tanımladığından, nomenklatür kuralına göre, bu takson için verilmiş olan değişik isimler “var sempervirens” in sinonimleridir. var. fastigiata Hansen; var. pyramidalis Nyman; var. stricta Aiton; C. fastigiata De Candolle; C. pyramidalis Targioni – Tozetti gibi. Bu taksonun dalları adeta gövdeye paralel denecek şekilde yukarıya yönelmiştir, sütun şeklindedir denilebilir ( Şekil ). Gerek ülkemizde, gerekse diğer Akdeniz ülkelerinde orman ve park ağacı olmaktan çok mezarlıklarda, cami avlularında, türbelerde, kilise, manastır ve benzeri tapınaklarda, şatoların korularında süs bitkisi olarak dikilmişlerdir. C. s. var. horizontalis ( Miller ) Gordon: Yukarıda değindiğimiz gibi dalları gövdeye dik gelecek şekilde yanlara doğru yaygındır; uzaktan Sedirleri anımsatır. Doğal olarak Kuzey Irak’ ta, Hazar denizinin güney sahillerinde ve Akdeniz’in doğusunda (Anadolu, Suriye, Lübnan, Filistin, Ürdün, Rodos, Kıbrıs, Girit ve bazı Ege adalarında) bulunur. Türkiye’de Akdeniz ikliminin egemen olduğu Akdeniz sahillerinde, Batı Anadolu’da hatta Karadeniz kıyılarında özellikle İzmit körfezinde yer yer görülür. Antalya dolaylarında, Serik ve Manavgat’ta doğal olarak yetişmiş orman ağacı olarak saf ve Kızılçamlarla karışık bükler kurar. Cupressus sempervirens L. Monteri servisine (C. macrocarpa Hartw.) benzetilirse de farklılıkları aşağıya çıkarılmıştır: C. macrocarpa’da kozalaklar daha büyüktür (2,5- 3,5cm), Sürgünler daha kalındır. Kanatlı tohumlar reçine bezelidir. Akdeniz servisinin sarı renkteki odununun öz kısmı daha koyudur. Odunları çok sert ve dayanıklı ve aynı zamanda güzel kokuludur. Halk arasında ünlü “güve girmez” Servi 41 sandıkları bu taksona ait odunlardan üretilmektedir. Yetişme ortamı istekleri çok azdır; hiçbir ağaç türünün yetişmediği fazla kireçli topraklarda bile gayet iyi yetişebilmektedir. Junıperus L.: ARDIÇLAR Şekil. Ardıç Türlerinin Türkiye’deki yayılışı ( M. SARIBAŞ) Ülkemiz Ardıç taksonları bakımından çok zengindir. Ardıç ormanlarının tüm ormanlarımızdaki oranı yaklaşık %3,5 kadar olup 450.000hektar saf; 700.000hektar Sedir, Göknar, Çam, Meşe ağaçlarıyla karışım yapmaktadırlar ( Eliçin, 1977 ). Juniperus cinsi, dişi çiçek, özellikle kozalak pulu ile tohum tomurcuğu ilişkisi ve yaprak formuna göre: Juniperus L. Oxycedrus Seksiyonu Sabina Seksiyonu (İğne yapraklı) (Pul yapraklı) 1. Juniperus oxycedrus L.: Katran ardıcı 1. Juniperus sabina L.: Sabin Ardıcı 2. Juniperus excelsa Bieb.: J. o. subsp. oxycedrus Boz Ardıç (Küçük Kozalaklı Katran Ardıcı) 3. Juniperus foetidissima Willd.: J. o. subsp. macrocarpa (Kokulu Ardıç) (Büyük kozalaklı Katran Ardıcı) 2. Juniperus communis L.: (Yaygın Ardıç) 4. Juniperus phoenicea L.: (Finike Ardıcı) 5. Juniperus chinensis : (Çin Ardıcı) J. c. Subsp. communis 42 J.c. subsp. nana : (Bodur Ardıç) 6. Juniperus virginiana L.: (Kurşun Kalem Ardıcı) ( A ) Oxycedrus Seksiyonu: Bu seksiyonda, en yukarıdaki kozalak pulları arasında yer alan terminal durumlu 3 tane tohum tomurcuğu vardır. Kozalak normal olarak 3 üreyimli puldan oluşmaktadır. Yapraklar iğne yaprak halindedir ve sürgünlere üçer üçer çevrel olarak dizilmiştir. ( B ) Sabina Seksiyonu: Bu seksiyonda tohum tomurcuğu 3 -9 (12) tanedir. Bunlar kozalak pullarının arasında değil, önlerinde teker, teker, çok kere de ikişer ikişer bulunurlar. Dişi çiçek sürgünün ucunda yer almaktadır. Gençlik çağlarında yapraklar iğne yaprak halindedir ve sürgünlere 3’lü çevrel yerleşmiştir. Daha sonraki yaşlarda ise yapraklar pul halindedir. Pul yaprakların sürgünlere dizilişi çapraz karşılıklıdır. Juniperus oxycedrus L.: Katran Ardıcı Çoğunluğu çalı ya da küçük ağaç halinde bulunan Katran Ardıcı Akdeniz ülkelerinde, Suriye, Anadolu, Kafkasya ve Kuzey İran’da doğal olarak yayılmıştır. Ülkemizde, Trakya ve Anadolu’da (İç Anadolu’nun Tuz Gölü çevresi ve Doğu Anadolu hariç) hemen her tarafta görülürler. İğne yaprakları J. communis’ e çok benzer; gayet batıcı olup sürgünlere dik bir açı yapacak biçimde, üçlü çevrel dizilmiştir. Üst kısımları hafif olukludur, iki adet beyaz stoma bandı vardır ( J. communis’ ten ayırıcı özellik ). Çiçekleri iki evciklidir. Üzümsü kozalak parlak kahverengi-kırmızı renkli, küre veya yumurta biçiminde ve 3- 6 puldan oluşmuştur. Tohumlar 5- 11 veya 12-18mm. çapındadırlar, çok kısa saplıdırlar. İki yılda olgunlaşırlar; her kozalak çoğunlukla 3 tohum taşır. Ülkemizde iki alt türü, J. oxycedrus L. subsp. oxycedrus- Küçük kozalaklı Katran Ardıcı ile, J. oxycedrus L. subsp. macrocarpa ( Sibth. Et Smith.) Ball.: Büyük kozalaklı Katran Ardıcı doğal olarak yetişmektedir. J. oxycedrus subsp. oxycedrus: Küçük Kozalaklı Katran Ardıcı 43 Şekil. Juniperus oxicedrus En yaygın olan alt türdür. Çoğunlukla bodur çalı formunda bulunmaktadır. İki evciklidir. Sık dallıdır. Yapraklar 12-18mm uzunlukta, sert, sivri uçlu ve batıcı, üst yüzü oluklu ve oluğun iki tarafında mavimsi- beyaz renkte iki stoma çizgisi bulunmaktadır. Yapraklar sürgünlere üçlü çevrel dizilişte ve dik açılı durumdadırlar. Dişi çiçekler yaprak diplerinde, seyrek ve küçüktür. Erkek çiçekler kahverengi olup bir yıl önceki sürgünlerde bulunan yaprakların dibinde, birçoğu bir arada ve yumurta biçiminde görülürler. Kozalaklar yuvarlak ya da yumurta biçiminde, çoğunlukla 8-10mm çapında, sapsız ve 3 -6 puldan oluşmuştur. Rengi önceleri parlak yeşil, olgunlaşınca kızıl kahverengine dönüşmektedir. Kozalak iki yılda olgunlaşmaktadır ve genellikle üç tohum taşır. Odunu sert, sıkı, kokulu ve dayanıklıdır. Fakir topraklarda, kuru-güneşli yamaçlarda ve kireçli topraklarda yetişmektedir ve 1500m yükseltilere kadar çıkabilmektedir. Türkiye’de Karadeniz’de daha ziyade Akdeniz iklimi karakterine benzeyen yerlerde, Kocaeli, Bartın, Ayancık ve Trabzon çevresinde bodur çalı görünüşünde bulunur. Ege ve Akdeniz bölgesinde Antalya, İçel, Adana sınırları içinde bazen tek bazen de diğer maki bitkileriyle karışık olarak yayılış yapar. Kayseri Erciyes Dağında, Ulukışla çevresinde 1500m.’ye değin çıkar ( Gökmen 1970 ). 44 Juniperus oxycedrus subsp. oxycedrus (Devrek- Zonguldak) (Foto : M. Sarıbaş) J. oxycedrus L. subsp. macrocarpa ( Sibth. & Smith.) Ball.: Büyük Kozalaklı Katran Ardıcı Bu alt türe Güney Batı Anadolu’da Söke kıyı arazisinde, denize yakın kumlar üzerinde rastlanılmaktadır. Genellikle 2- 4m’ye kadar boylanabilen küçük ağaç ya da çalı formundadır. Dallar gövde ile açı oluşturacak şekilde ve üst bölümde daha yoğun olarak toplanmışlardır. Kozalakları 12-18mm çapında olup önceleri mavi-dumanlı, olgunlaşınca kırmızımsıkahverengine dönüşür. Kozalak çoğunlukla 3 ya da 6 puldan oluşmaktadır. İğne yaprakları birinci alt türe benzer, ortalama 3cm uzunluktadır ve elastikidir. Katran ardıçları taş bahçelerinde,sahil arazilerde, soliter veya küçük gruplar halinde değerlendirilebilmektedir. Özellikle dişi bireyler son derece dekoratif görüntü arz ederler. Ancak çocuk bahçelerinde batıcı dikenleri nedeniyle sakıncalıdır. Katran Ardıcını gövdesi fazla çap yapmaz. Odunu son derecede güzel kokuludur. Odunlarından kuru destilasyon sonucunda katran elde edilmektedir. Eskiden Toros Dağları ve Batı Anadolu’da bulunan orman köylerinde, ağacın gövde ve dalları büyük küpler içerisinde yakılır ve elde edilen katran süzülerek, insan ve hayvanlarda görülen kimi deri hastalıklarında (uyuz gibi) haricen kullanılmıştır (Baytop 1984). Bugün için Anadolu’da Ardıç katranı pek elde edilmemektedir. Bu katranın yerine “ Andız Katranı”, “ Çam Katranı” veya “ Sedir Katranı” kullanılmaktadır. Akdeniz Alplerinin eteklerinde, Katran Ardıcından katran elde edilen üretim yerlerinin bulunduğuna ilişkin bilgilere rastlanılmaktadır ( Dallımore et All., 1966 ). Juniperus communis L.: Yaygın Ardıç Orta ve Kuzey Avrupa ile Akdeniz’i çevreleyen ülkelerin yüksek dağlık bölgeleri, Kuzey Afrika (Cezayir’in dağlık kesimi), Anadolu, Kafkasya, İran, Afganistan, Himalaya Dağlarının batısı, Kuzey Amerika ve Kanada olmak üzere Kuzey Yarıküresinde tüm ağaç ve çalılar içerisinde en geniş yayılışa sahip Ardıç türüdür. Çok geniş yayılış alanlarına sahip olan bu türün, 15m’ye kadar boylanabilen boylu ağaç; yerde sürünen çalı; birkaç tepe sürgünü bulunduran piramidal, sütun şeklinde olmak üzere çok değişik habitusları olan coğrafi alttür, varyete ve kültivarları bulunmaktadır. 45 Gövde kabuğu gri-kahverenginde, önceleri pürüzsüz, daha sonraları asma gövdeleri gibi boyuna çatlaklıdır. Yapraklar iğne yaprak şeklinde olup, sürgünlerle dik açı oluşacak şekilde üçlü çevrel dizilmişlerdir. Sert ve uç kısımları sivri batıcı olan iğne yapraklar 10-15mm uzunluğunda ve 1-2mm genişliktedir. Üst kısımlarında uzunlamasına beyaz renkte ve geniş bir tek stoma bandı görülür. Yaygın Ardıçlar çoğunlukla iki evciklidir. Üzümsü kozalaklar 6-9mm çapında, kısa bir sap ile sürüne bağlıdır. İki veya üç yılda olgunlaşır. Birinci yılın sonbaharında yeşil, ikinci yılın sonbaharında ise üzeri dumanlı ve siyahımsı bir renk alır. Her bir kozalakta 2- 3, ender olarak da tek bir tohum bulunmaktadır. Tohumlar üç köşeli, uzun yumurtamsı biçimdedir. Odunlarının diri kısmı sarı, özodunu ise koyudur. Kerestelik çapa ulaşamadığı için ancak çıt kazığı olarak ve tornacılıkta kullanılmaktadır. Üzümsü kozalakları “cin” üretiminde kullanılmaktadır. Olgunlaşmış kozalaklarından elde edilen “Ardıç yağı” tıpta kullanılmaktadır. İki alt türü önemli sayılmaktadır: 1. Juniperus communis L. subsp. communis: Bu alt türe sadece Trakya’da çok lokal olarak rastlanılmaktadır. 2. Juniperus communis L. subsp. nana Syme: Bodur Ardıç Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika’nın kutup bölgelerinde ve yüksek dağlarında yayılmıştır. Ülkemizde yüksek dağlarda, ( Uludağ, Kaz dağı, Murat dağı, Nemrut dağı krateri gibi ) 1102600m’ler arasında, özellikle orman sınırı üstünde yaygındırlar. Yerde sürünen 30-40cm. boyunda, sık dallı bir çalıdır. Dallar kalın, kısa ve köşelidir. Bu alt türün yaprakları sürgüne hemen hemen yatmış gibidir; daha kısa (3-10mm) ve daha az batıcıdır. Kozalakları da birinci alt türden daha büyüktür. Juniperus communis L. subsp. nana. ( Kaz Dağları –Edremit ) ( Foto: M. SARIBAŞ ) Yaygın Ardıç bol güneşli, bağıl nemi düşük olmayan yerlerde iyi gelişmektedir. Soğuğa karşı dayanıklıdır. Endüstriyel bölgelerde hava kirliliğine dayanıklı olduğu için yetiştirilebilir. Büyümesi yavaştır. Peyzaj düzenlemelerinde kullanılan önemli kültivarları aşağıya çıkarılmıştır. SABİNA SEKSİYONU Juniperus sabina L.: Sabin Ardıcı, Kara Ardıç Güney ve Orta Avrupa’nın dağlık bölgelerinde (Alpler ve Pireneler), Akdeniz bölgesinde, Özellikle Anadolu’da, Kafkaslar, Güney doğu Rusya ( Altay’lar ) ve Batı Kazakistan olmak 46 üzere geniş bir yayılışa sahip olan Sabin ardıcı, 3 -4m.’ye kadar boylanan eğri gövdeli, boylu çalı veya yerde sürünen yatık bir çalıdır. Gövde kabuğu yaşlı bitkilerde kırmızı kahverengindedir. Sürgünler genellikle dört köşeli ve incedirler. Dört sıra üzerinde karşılıklı olarak bir biri üzerine kapanırlar. Koyu yeşil renkli pul yapraklar yumurta biçiminde, 1 mm. boyunda, tam kenarlı, küt, kabarık ve çoğunlukla sırtlarında yağ bezeleri bulunmaktadır. Yapraklar oğuşturulduklarında zaman çok fena kokarlar. Genç bitkilerde ve yaşlı Ardıçların kimi dallarındaki yapraklar iğne yaprak halindedir. Bunlar 4mm uzunluğunda, uçları gayet sivri ve mavi-yeşil renklidir. 5-9mm çapındaki üzümsü kozalak, küre biçiminde olup, olgunlaştığında kalın kabuklu tohum taşımaktadır. Tohumlar ilk yılın sonbaharında veya ikinci yılın ilkbaharında olgunlaşırlar. Ülkemizde yüksek dağlık yörelerde, kurak yamaçlarda, orman sınırının üstünde, örneğin Karabük, Keltepe (1700m), Gümüşhane (1400m), Sivas’ın Yıldız dağları (1800m. ), Manisa dağı (1500m), Maraş’ın Ahırdağı (2000m)’ında, bu Ardıç türü görülmektedir. Juniperus sabina L. : Sabin ardıcı (Karabük-Keltepe,1800m) Foto: M.SARIBAŞ J. sabina ülkemizde son yıllarda yeşil alanlarda en fazla kullanılagen ve çok beğenilen Ardıç türüdür. Aslında yerli taksonlarımızın peyzaj uygulamalarında mutlaka değerlendirilmeleri gerekir. Çünkü ülkemizde sadece Ardıç taksonları değil, daha birçok yerli taksonumuz da dikkate alınmalıdır ( Sarıbaş ve Ark, 2000 ). Bu türün kurutulmuş yapraklı sürgünleri, Kara Ardıç yaprağı (Herba Sabina ) olarak eskiden adet söktürücü, çocuk düşürücü ve idrar artırıcı olara kullanılmıştır. Bileşiminde uçucu yağ, (% 1- 5), reçineli bileşikler ve tanen vardır. Bu uçucu yağın içinde ‘Sabinol’ bulunmaktadır (Baytop,1984). Juniperus foetidissima Willd. : Kokulu Ardıç Boy:10 -15m’ye kadar boylanabilen, 1m gövde çapı yapan herdem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençliğinde düzgün gövdeli ve piramidal tepeye sahip küçük bir ağaçtır. Daha sonra kubbe şekline dönüşür. Kabuk: Parlak kahverengi-kırmızı renkte olan kabuk aşağıya doğru çatlaklı ve yaşlı ağaçlarda gri renge dönüşür. Sürgünler/Dallar: Yoğun dallanma nedeniyle sürgünler görülemezler; kahverengi-kırmızı renktedirler. Genç sürgünler kısa, kalın ve belirgin bir şekilde dört köşelidir. Dallar yukarıya doğru yöneliktirler. 47 Tomurcuklar: Yaprakların koltuklarında gizlenmiş şekildedirler. Yapraklar: Yaprakları kısmen iğne yaprak ve kısmen de pul yaprak şeklindedir(Şekil). İğne yapraklar genel olarak sürgüne gevşek bir şekilde kapanmışlardır veya sürgünlerle dar bir açı yaparlar; uçları sivri ve batıcıdır. Pul yapraklar ise yumurta şeklinde, uç kısımları sivri ve sırt kısmı yuvarlaktır. Yapraklarının koyu yeşil olması nedeniyle de köylüler bu Ardıç’a “Kara Ardıç” demektedirler. Yaprakları oğuşturulduğunda fena bir koku vermektedir Latince’de foetidissima: fena kokulu anlamına gelmektedir. Bu nedenle kimi kitaplarda bu Ardıç türüne “Kokar Ardıç” adı verilmiştir). Çiçekler: Kış sonlarında veya ilkbahar başlarında en son oluşan sürgünler üzerinde görülürler. Erkek çiçekler oval şekilli olup 0,3cm boyunda ve sarı yeşil renktedirler. Dişi çiçekler koyu kırmızı-menekşe rengindedirler. Kozalak/Tohum: 8 -12mm çapındaki üzümsü kozalakları, kısa sürgünler üzerinde dik durur, siyah ve üzerleri mavi dumanlıdır. Her bir kozalakta 1, 2 en çok 3 adet, büyük, yuvarlakça ve kirli sarı renkli tohum bulunmaktadır. Bazen bu 3 tohum birbirileriyle kaynaşmıştır. Doğal yayılışı: Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Türkiye, Kıbrıs, Suriye, Ermenistan, Gürcistan ve Kırım’da doğal yayılış yaparlar. Habitat: Kurak ve kayalık taşlık ortamlarda doğal yayılış yaparlar. Çok dayanıklı, ince tekstürlü, kolay işlenebilen odunlarında öz açık kırmızımsı- kahverengi, diri odun ise sarımsı-beyazdır. Çok güzel kokuludur (odununun çok güzel kokulu olması nedeni ile bu Ardıç türüne “Kokulu Ardıç” adı verilmesi yapraklara rağmen daha gerçekçi olarak kabul edilebilir). Juniperus foetidissima kozalakları (Anonim 2006) 48 Juniperus foetidissima Willd.(Anonim 2006) Kokulu Ardıç kendisine çok benzeyen Boylu Ardıç ( Boz Ardıç ) ‘tan kalın ve dört köşeli sürgünleri, uçları sürgünlerden kalkık, gevşek kapanmış koyu yeşil ve daha büyük pul yaprakları; üzümsü kozalaklarının büyük, içerisinde ise tohum sayısının az olması, özodununun açık kırmızı kahverenginde ve çok güzel kokulu olması ile ayrılmaktadır. Türkiye’de Ankara- Beypazarı (1250m); Amasya- Akdağ (1700-1900m.); Gümüşhane, Artvin- Ardanuç ( 700m); Balıkesir Kazdağları; Maraş- Göksun (1600m); Muğla Baba dağı; Fethiye(1100m); Antalya- Termessus(700m ); Konya; Niğde- Pozantı(1500-1700m) ; Fethiye (Davis, 1965). Türkiye’ den başka, Yunanistan dağlarında, Arnavutluk, Yugoslavya, Suriye ve Kırım yarım adasında doğal olarak yayılış yapmaktadır. Yunanistan’ın Pindus dağlarında, buruşuk kozalaklı “ f. pindicola’ ile yaprakları sürgüne yatık olmayıp serbest halde bulunan ‘ f. squarrosa’ gibi formları vardır. Juniperus excelsa Bieb.: Boylu Ardıç, Bozardıç Boy: 25m, (bazen yere yatan bir çalı formunda), gövde çapı 2,5m’ye ulaşabilen her dem yeşil bir ağaçtır. Antalya’nın elmalı yöresinde 25m boy ve 680cm çevre yapan ağaçlara rastlanmıştır. Tepe tacı: Önceleri piramidal, yaşlanınca yayvanlaşan tepeye sahiptir. Kabuk: Önceleri kahverengi-kırmızı olan gövde kabukları kül grisi renklidir, ince şeritler halinde çatlaklıdır(Şekil.. Sürgünler/Dallar: İlk kışa kadar yeşil olan sürgünleri daha sonra kahverengi-kırmızıya dönüşürler. Tomurcuklar: Yaprak koltukları arasına gizlenmiş şekildedirler. Yapraklar: Boz mavi-yeşil yaprakları, son derece ince sürgünlere sıkı bir şekilde ve karşılıklı olarak yatmıştır. Sırtlarında belirgin yağ bezeleri vardır. Çiçekler: İlkbahar sonlarında bir önceki yılda oluşan sürgünler üzerinde görülürler. Erkek çiçek toplulukları sarı renktedirler. 49 Juniperus excelsa olgun üzümsü kozalaklı sürgün Kozalak/Tohum: 8- 12mm çapındaki kozalakları 4- 6 puldan oluşmuştur. Kozalaklar iki yılda olgunlaşırlar. Olgun kozalakları koyu morumsu- kahverengi veya siyah renklidirler ve üzerleri çoğunlukla dumanlıdır. Her bir kozalakta 4- 10 adet kestane kırmızısı renkli, sivri uçlu küçük tohumları vardır (çoğunlukla tohumların sivri uçları, etli kozalak pullarını delerek dıştan fark edilebilirler. J. excelsa kabuğu ( Foto. M.SARIBAŞ) Doğal yayılışı: Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye, Kıbrıs, Azerbaycan, Türkmenistan, Habitat: Kurak ve kayalık ortamlarda doğal olarak yetişirler. Varyeteleri: J. polycarpa K. Koch.: Azerbaycan, İran, Oman sultanlığı, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’da doğal yayılış yaparlar. 0,1- 0,3cm aralıklarla en üst düzeyde yoğun ilginç dallanmasıyla ve sürgünlerinin dört köşe olmasıyla ayrılırlar. Kozalakları daha iri (1,4cm), tohum sayıları daha azdır( 3- 4 adet). 50 Çok dayanıklı, ince tekstürlü ve çok kaliteli olan odunlarında öz odunu koyu vişneçürüğükırmızı renklidir. Bu tür Kokulu Ardıç ( Juniperus foetidissima Willd. )‘dan sürgünlerinin daha ince, yapraklarının boz - mavi yeşil, kozalaklarındaki tohum sayısının çok daha fazla, odunlarının daha az kokulu fakat öz odununun daha koyu renkli olması ile ayrılır. Yukarıda da değinildiği gibi kokulu Ardıçlar batıda Balkanlar, doğu ve kuzey doğu ve güney doğu İran olmak üzere Makedonya, Yunanistan adaları, Bulgaristan’ın güneyi, Kırım, Küçük Asya, Kafkasya, Lübnan, Suriye’nin ve Irak’ın batısında doğal olarak yayılış yaparlar. Bu yayılış alanlarında 300m yükseltilerden 3500m yükseltilere kadar düşey yayılış yaparlar. Türkiye’de Katran Ardıcından ( Juniperus oxycedrus ) sonra en geniş yayılışa sahip olan bu tür Kuzey, batı, orta ve güney Anadolu’da, özellikle Toros ve Antitoros’larda kuru ve taşlı yamaçlarda teker teker veya toplu halde görülürler. Sıcak ve kurak yerlere dayanıklı olmakla birlikte, Akdeniz rejyonundaki “Maki” vejetasyonu içerisinde yer almaz veya çok nadir olarak bulunurlar. Güney Anadolu’da ve Lübnan’da Sedir, Göknar, Çam ve bazı Meşe taksonları ve kardeş tür olan Kokulu Ardıç ile karışıma girer. Juniperus excelsa’nın kullanılmaktadır. bir kültivarı daha yaygın olarak peyzaj uygulamalarında Juniperus excelsa, Antalya – Kemer 2000m. ( Foto: M. SARIBAŞ ) Juniperus phoenicea L.: Finike Ardıcı Boy: 6- 10m boyunda, 0,3m gövde çapı yapan( bazen çalı formunda) herdem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Konik, yaşlı ağaçlarda yuvarlaklaşmış, veya tepe tacı yerde sürünen bir yapıdadır. Uzaktan bakıldığında “Servi” yi anımsatmaktadır. Bu nedenle bu Ardıca “Servi Ardıç” ta denilmektedir. Kabuk: Gri-kahverengi olan kabuk yaşlanınca geniş şeritler halinde çatlaklı hale gelir. 51 Sürgünler/Dallar: İlk kışa kadar açık yeşil renkte olan sürgünler daha sonra kahverengikırmızıya dönüşürler. Tomurcuklar: Yapraklar arasında gizlenmiş şekildedirler. Yapraklar: Yapraklar genç bitkilerde, yaşlı dalların altındaki bazı sürgüncükler üzerinde iğne yaprak, yaşlılarda ise pul yaprak halindedir. Açık yeşil renkli pul yapraklar sürgünlere dört sıra üzerinde karşılıklı olarak yerleşmişlerdir. Sırtlarında yuvarlak yağ bezesi vardır. Pul yaprakların alt kısmı dışarıya doğru şişkindir ve uçları küttür. Çiçekler: Kış sonunda bir önceki yılda oluşan sürgünler üzerinde görülürler. Çiçekler iki evciklidir. Kozalak/Tohum: 6-15mm çapındaki kozalaklar uzun saplı ve küreseldir. Olgunlaşınca koyu portakal sarısı veya kırmızımsı-kahverengindedir ve üç çift puldan oluşmuştur. İki yılda olgunlaşan kozalağın etli kısmı lifli ve kurudur. Her bir kozalakta 3- 9 adet tohum bulunmaktadır. Doğal yayılışı: Akdeniz Bölgesi, Güney Avrupa, Kuzey Afrika, Kanarya Adaları ile Güney batı Anadolu’da deniz kıyısına yakın sahil kesimlerinde, taşlı, kurak veya kayalık yamaçlar üzerinde doğal olarak yetişen bir Ardıç türüdür. Her ne kadar “Finike Ardıcı” olarak adlandırılmakta ise de Finike dolaylarında pek rastlanmamaktadır. Habitat: Kayalık taşlık ortamlarda, çam ormanlarında veya kumlu sahillerde yetişirler. Bu tür ülkemizde Muğla, Marmaris, Datça; Kuşadası, Söke, Çeşme dolaylarında, makiler içerisinde küçük gruplar halinde bulunmaktadır. Halbuki Kuzey Afrika’da, Cezayir’de 2000m yüksekliğe kadar çıkar. Kanarya adalarında 1000 yaşına kadar yaklaşmış veya daha da yaşlı ve kalın çaplı Finike Ardıçlarına rastlamak olanaklıdır. Juniperus phoenicea(Anonim 2006) Kerestesi bir zamanlar gemi ve bina inşaatlarında kullanılmıştır. Sürgün ve dallarının kuru destilasyonundan “ Kokulu katran” elde edilmiştir. Toprak isteği bakımından kanaatkar olmakla birlikte, kışları sert geçen iklim koşullarından zarar görmektedir. Ülkemizin ılıman yörelerinde, sahillerdeki peyzaj düzenlemelerinde ve taş bahçelerinde soliter veya küçük gruplar halinde bu türün değerlendirilmesi olanaklıdır. 52 Arceutros Ant. Et Kotschy: ANDIZLAR Arceutros drupacea Ant. Et Kotschy. : Andız Syn.: Juniperus drupacea Labilladiere: Suriye ardıcı Boy: 10m-15m’ye kadar boylanabilen ağaç ya da çalı formundadır; 0,3m gövde çapı yapan herdem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençlikte piramidal bir tepe yapısına sahiptir; dallar yukarıya doğru yöneliktir. Tepe tacı yaşlı ağaçlarda zamanla kubbe şeklini almaktadır. Kabuk: Kahverengi-portakal rengi olan kabuk zamanla grileşir. Yaşlı ağaçlardaki kabuklar şeritler halinde çatlar. Sürgünler/Dallar: İlk iki yıl boyunca parlak yeşil olan sürgünler sonra kırmızı kahverengiye dönüşürler. Tomurcuklar: Yaprak koltuklarında bulunurlar ve çok küçüktürler. Yumurta biçimindeki tomurcukları sivri uçlu pullar ile örtülmüştür. Yapraklar: Boyları 1- 2,5; genişliği 3 -4mm olan yapraklarının uçları sivri ve batıcıdır. İçe bakan (üst) yüzlerinde belirgin iki stoma bandı vardır. Arceutros drupacea: Andız. Olgun üzümsü kozalakları Çiçekler: Bir cinsli, iki evcikli olan Andızda erkek çiçekler sürgünlerin dip taraflarında yer almışlardır. Dişi çiçek üçer üçer çevrel dizilmiş çok sayıdaki pullardan oluşmuştur. Kozalak/Tohum: İki yılda olgunlaşan kozalak oldukça büyük olup etlidir (boyları 2- 2,5; çapları 1,5- 2,5cm’dir ). Etli kozalağın içerisinde çoğunlukla 3, bazen de 1 -6 tohum bulunmaktadır. Andızlarda tohumlar Ardıçlarda olduğu gibi serbest değildir. Bunlar kozalak pullarının iç partilerinin odunlaşması sonucu oluşmuş sert koruyucu doku içerisinde saklıdırlar. Bir çok özellikleri Ardıca benzeyen Andız,: Tohumlarının serbest olmaması, Tomurcuklarının pullarla örtülmüş olması ile Ardıçlardan ayrılmaktadır. 53 Yukarıda da değinildiği gibi ortalama 2cm çapı olan kozalak odunlaştığı zaman etli kısmından, reçineli olmasına karşın, yerli halk tarafından bir çeşit pekmez yapılmaktadır. Doğal yayılışı: Orta Yunanistan’dan Suriye’ye kadar olan coğrafi bölgede doğal yayılış yaparlar. Dünyadaki genel yayılış alanları Güney Anadolu, Suriye, Lübnan ve AntiLübnan’dır. Bunun dışında Yunanistan’da Peleponez’de lokal bir yayılışı vardır. Güney Anadolu’da Toros ve Antitoros’lar üzerinde çeşitli Ardıçlar, Toros Göknarı ve Toros Sediri ile karışım yapmaktadır (Antalya: Akseki, 1500m, Mersin: Silifke, Gökbelen Yaylası, 1050m; Konya: Karaman- Ermenek arası ). Odunu çok sert ve dayanıklıdır. Parkçılık bakımından da çok dekoratif bir ağaçtır. İstanbul Orman Fakültesi parkında ve Atatürk Arboretumunda çok güzel örnekleri bulunmaktadır. Ne yazık ki Güney Anadolu’da doğal olarak yetişmesine karşın park ve bahçelerinde hiçbir örneğe rastlanmamaktadır. YARARLANILAN KAYNAKLAR ANONIMUS 1974. Agriculture Hanbook, No 450, Departman of Agrıculture, USA ANONİM, 2006. Ardıç Ormanlarının Rehabilitasyonu (2006- 2015), Orman Genel Müdürlüğü, 40s, Ankara ANŞİN, R., 1988. Tohumlu Bitkiler, I. Cilt Gymnospermae ( Açık Tohumlular ) , K.T.Ü. Orman Fak. Yayın No.: 15, Trabzon. ANŞİN, R. 1994. Tohumlu Bitkiler Gymnospermae ( Açık Tohumlular ), II. Baskı, K.T.Ü. Yay. No: 122, O.F. Yay. No: 15, Trabzon. ASAN,Ü., 1985. Doğayı Koruma Alanları ve Anıt Meşcereler.Orman Mühendisliği Dergisi Ocak sayısı Ankara. ASAN, Ü. , 1987. İbradı Kestaneler. Orman Mühendisliği Dergisi, sayı 10, s.24- 25, Ankara. ASLANBOĞA, İ. , İ. S. HEPCAN, 1995. Anıt Ağaçlar, TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı 333, s. 68-71, Ankara. AYBERK, S. 1984. Anıt Ağaçlar ve Korunması Gerekli Bitki Toplulukları. Orman Mühendisliği Dergisi Sayı, 1. s.51 -52, Ankara. ASLAN, s.,1982. Abies equitrojani Asc.&Sint.’den Üstün Özellikte Tohum Sağlama ve Abies bornmuelleriana Mattf. İle Hibrit Yapma Olanakları. Ormancılık Araştırma Enstitüsü Teknik Bülten Seriei no 106, Ankara 54 ATA, C. 1975. Kazdağı Göknarı Abies equi-trojani Asch. Sint. İn Türkiye’deki Yayılışı ve Silvikültürel Özellikler, İstanbul. ATA, C., 1979. Kazdağı Göknarı’nın Botanik ve Ekolojik Özellikleri. Azerbaycan CCP Tabii İlimler Akademisi Dergisi, No 4, s. 27- 29. AYTUĞ, B., 1959. Abies equi- trojani Asch. Sint. Orijini Üzerinde Palinolojik Araştırmalar. İ.Ü. Orman Fak. Dergisi, Seri B, Cilt 9, sayı 2, İstanbul. AYTUĞ, B., 1959. Türkiye Göknar(Abies Mill.) Türleri Üzerinde Morfolojik Esaslar ve Araştırmalar. Orman Fakültesi Derg. Cilt IX, sayı 2, İstanbul. BAYTOP, A. ,1967. Farmasotik Botanik. İstanbul Ü. Yayın No: 1243, İstanbul. BAYTOP, T., 1984. Türkiye Bitkilerle Tedavi, İstanbul Ü. Yayın No. 3255, İstanbul. BOZKURT, Y.,N.ERDİN.,1995. Ticarette Önemli Yabancı Ağaçlar. İ.Ü.Yayın No. 3572, F. B: E. Yayın No.: 4, 381s, İstanbul. BOZKUŞ, F.,1978. Toros göknarı ( Abies cilicica Carr.nın Teknolojik Özellikleri Üzerinde Araştırmalar. İ.Ü.Orman Fakültesi Yayın No. 181, İstanbul BOZKUŞ,H.F.,1988. Toros göknarı (Abies cilicica Carr.)nın Türkiye’deki Doğal Yayılışı ve Silvikültürel Özellikleri. OGM Eğitim dairesi Yayın No. 60, Ankara BOYDAK, M. ERDOĞRUL, İ. 2000.A New Varıety of Cılıcıan Fır ( Abies cilicica Carr) From Anatolia, İ.Ü.Orman Fak. Der. Seri A, sayı 2, Cilt 49, s.17- 27, İstanbul COFFMAN J. D.,1954.Forsts and trees of the National Park System, U.S. Goverment Printing Office, Washington, D.C. DAVİS, P.H.,1965. Flora of Turkey Cilt I, Edinburgh at the University Pres. ÇAĞLAR, Y. 2003. Dendroloji(Ağaçbilim) ve Orman Ekoljis “Okulu” Ders Notları, Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunları Araştırma Derneği Yayın No 13, 155s, Ankara DAVİS, P.H.,1965. Flora of Turkey and the East Eagean Islands. Vol 1- 9, Edinburgh ELİÇİN, G., 1967. Dünyanın Muhtelif Bölgelerinde Yetişen Bazı Tarihi Yaşlı Ağaçlar., Orman Fakültesi Dergisi, Seri, B. Cilt XVII, sayı 1,s. 136-142. 55 ELİÇİN, G. 1977. Türkiye’de Doğal Ardıç (Juniperus L.) Taksonlarının Yayılışları ile Önemli Morfolojik, Anatomik Özellikleri Üzerinde Araştırmalar. İ.Ü. yayın No. 2327, O. F. Yayın No. 232, Çelikcilt Matbaası, 109 s., İstanbul. DEMİRİZ, H., 1966. Genel Botanik Ders Kitabı., Baha Matbaası, İstanbul. ERDEMOĞLU, N., B. ŞENER, 1998. Taxus cinsi ve Türkiye’deki tekstürü: Taxus baccata L. (Taxaceae). Ot Sistematik Botanik Dergisi, 5,2, 5- 14, Ankara. EROL, S. 2000. Anıt Ağaç Tanımı, Önemi ve Fonksiyonu, Yeni anıt Ağaçlar. Z.K.Ü. Bartın Orman Fak. Orman Müh. Bl. Bitirme Tezi 45 s. (Basılmamış). GAUSSEN, H. 1952. Les Gymnospermes, Actuelles et Fossiles. Fascıcule IV. Toulouse, France GERİŞLİOĞLU, A.2005. Dev Sekoyaların sırrı çözüldü. Birgün Gazetesi 14/11/2005 sayısı, İstanbul GRAHAM, E.L., J.M.GRAHAM, L.W.WİLCOX, 2004. Bitki Biyolojisi, Çeviren K. IŞIK, Palme yayıncılık ,497s.,Ankara KASAPLIGİL, B. 1954. Tohumlu bitkilerin Tasnifinde Kullanılan Muhtelif Sistemlerin Mukayesesi ve Kritiği, Biyoloji Dergisi, Cilt IV, sayı 2/ 16, Ankara. KASAPLIGİL, B., 1978. Past and Present Pines of Turkey, Phytologia, Vol, 40( 2 ). KAYACIK, H. 1980. Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği, Cilt I, Gymnospermae (Açık Tohumlular), Dördüncü Baskı, İstanbul. Kayacık, H. ve B. Aytuğ, 1980. Orman Ağaçlarının Dış ve İç Yapısı ve Hayatı ( Roto baskı ) KAYACIK, H., 1981. Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği Cilt II, Angiospermae (Kapalı Tohumlular ), İstanbul. KRÜSSMANN, G., 1985. Manual of Cultivated Conifers ( Translated by M.E. Epp. ) B.T. Batsford Ltd. Lawrence, G. M. H., 1955. An Introduction to Plant Taxonomy, New York. OKSAL, E. M., 1952. Orman ve Park Ağaçlarımız. Tarım Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Yayınları No: 72, seri 15- 3, Aksu Matbaası, Ankara. ORÇUN, E., 1972. Dendroloji, Cilt I, İğne Yapraklı Ağaç ve Ağaççıklar, Ege Üniv. Matbaası, İzmir. PAVARİ, A.1961. Orman Botaniği Bakımından Dendroloji, Orman Fak. Konferansları (Çev. B. Aytuğ ). 56 RAUNKIAER,1937. Plant Lıfe Forme(Translated by H. Gilbert-Carter-Oxford) SALLARD, A.1996. L’Ami des Arbres. 183p.,Bordas/Nature, Paris SARIBAŞ, M. 1998. Repartition Geographiques et Etat Actuel de l’İf (Taxus baccata L.) et Quelques Caracteristiques Morphologiques. IX’eme Colloque d’Optima, Paris. SARIBAŞ, M. 1998. Türkiye’de Endemik Bitkilerin İllere Dağılımı, Bartın Orm. Fak, 210 s. SARIBAŞ, M., KAYA, Z., BAŞARAN, S., YAMAN, B. 2000. Batı Karadeniz Bölgesinde Doğal Yayılış Yapan Taksonların Peyzaj Düzenlemelerinde Kullanılma Olanakları Üzerinde Araştırmalar. TÜBİTAK 1685 No. lu proje. (Yayınlanmamış), 200s. , Ankara. SARIBAŞ, M. 2005. Türkiye’nin Odunsu Endemik Bitkileri. Z.K.Ü. Bartın Orman Fakültesi Yayınları, 101s, Zonguldak STRASBURGER’S, 1975. Textbook of Botany, Translated by Pr Bell and De Combe, Stutgard. GÖKMEN, H., 1970. Açık Tohumlular. Gymnospermae, O.G.M. Yayını No 523, Alkan Matb, Ankara KAYACIK, H.1980. Orman ve Park Ağaçlarının Özel Sistematiği, Cilt I, Gymnospermae (Açık Tohumlular ), Dördüncü Baskı, İstanbul. KESKİN, S., M. ŞAHİN 2000. Toros göknarının(Abies cilicica Carr.)Bazı Kozalak ve Tohum Özellikleri. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Yayını Teknik Bülten No 12, Antalya NOORDHUİS, K.T. ,1994. 700 Arbres et Plantes de Jardin. Gründ, 320 p. France ORÇUN E.,1972. Dendroloji, Cilt I, İğne Yapraklı Ağaç ve Ağaççıklar, Ege Üniv. Matbaası, İzmir. ROUSHFORT, K., 2000. Photo-guide des Arbres d’Europe. Delachaux et Niéstle, S.A.Paris SARIBAŞ, M. 2005. Türkiye’nin Odunsu Endemik Bitkileri. Z.K.Ü. Bartın Orman Fakültesi yayını, 101s, Bartın SAATÇİOĞLU, F.1972. Orman Ağacı Tohumları, İ.Ü.Orman Fakültesi Yayını No 1212, İstanbul 57 ŞİMŞEK, 1992. Türkiye Orijinli Göknar Türlerinin ( Abies nordmanniana ( Stev. ) Spach, Abies bornmülleriana Mattf., Abies equi-trojani Aschers et Sint. ) Genetik Yapıları Üzerinde Araştırmalar. Ormancılık Araştırma Enst. Yay. Teknik Bülten No 221, Ankara. ŞİMŞEK, Y. 1993. Orman Ağaçları Islahına Giriş. Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayınları, Muhtelif Yayınlar Serisi, No 65, 312s.Sinem Ofset Matbaası, Ankara. TOLAY, U. 1983. Hendek Orman Fidanlığında Uludağ Göknarı ( Abies bornmuelleriana Matf.)’in Yetiştirme Tekniği ile Fidan Kalitesi ve Dikim Başarısı Üzerinde Araştırmalar. Kavakçılık Araştırma Enstitüsü Yıllık Bülteni No.19, İzmit VELİOĞLU,E., F. ÇİÇEK, Z.KAYA, B.ÇENGEL 1999. Kaz Dağları’ndaki Doğal Kazdağı Göknarı (Abies equi-trojani Aschers,et.Sint.)Populasyonlarında Genetik Çeşitliliğin Yapılanması. Orman Ağaçları ve Tohum Islah Araştırma Müdürlüğü Teknik Bülteni No 3, Ankara. YALTIRIK, F. 1984. Dendroloji Ders Kitabı, Gymnospermae, Angiospermae (Orman End. Müh. Böl. Öğrencileri için), Orman Fak. Yay. No. 436, 382s. İstanbul YALTIRIK F., A. EFE, 1993. Otsu Bitkiler Sisitematiği, Ders Kitabı. İ.Ü. Yayın No: 3568, Fen Bil. Yay. 3, 512 s., İstanbul. YALTIRIK, F.,1993. Dendroloji I, Gymnospermae I, ( Açık Tohumlular), İ.Ü.Orman Fak. Yayını No 3443, Ankara YALTIRIK, F., EFE, A.1994. Dendroloji Ders Kitabı, Gymnospermae, Angiospermae, İ.Ü.Orman Fakültesi yayın No 431, İstanbul YUND, K. 1940. Türkiye’de Meşhur Ağaçlar, Orman ve Av, Yıl 12, sayı 4, Ankara 58 ANGİOSPERMAE BÖLÜM (II) 59 Fam. CASUARİNACEAE Cins: Casuarina L. Tür:Casuarina equisetifolia J.R.&G.Forster: Demir ağacı Boy: 15-30m boy, 40- 50 (90)cm çap yapabilen herdem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençlikte piramidal, daha sonra dağınık ya da sütun şeklinde bir ağaçtır. Uzaktan bakınca çamlara benzerler; nitekim vatanında bu ağaçlara “Avustralian pine” adı verilmektedir. Ancak çamlarla uzaktan-yakından bir ilgileri yoktur. Casuarina equisetifolia’nın Erkek çiçekleri (Gerald D. Carr’dan) Kabuk: Pürüzlü ve gri renkli bir kabuğa sahiptirler. Gövde kıvrıklığı (torsiyon) göze çarpmaktadır. Bu kıvrıklık aynı şekilde odunlarına da yansımaktadır. Sürgünler/Dallar: Sürgünler aşağıya doğru sarkık ve Atkuyruklarına (Equisetum) benzerler. Sürgünlerin üzerinde sadece lupla görülebilecek tüyler vardır. Yapraklar köreldiğinden sürgünler asimilasyon sürgünler tarafından gerçekleştirilmektedir. Tomurcuklar: Çok küçüktürler. Çiçekler: Erkek çiçekler İlkbaharda görülürler. Erkek çiçekler 1-4cm uzunluğunda ve 03-1cm genişliğinde ve kahverengidirler; genç sürgünlerin uçlarında ve başak halindedirler. Her bir erkek çiçeğin tek bir etamini, pek belirgin olmayan 2 periyant yaprağı ile iki brahteciği vardır. Anterler çok büyüktürler. Meyve: Dişi çiçekler yan durumludurlar. Ovaryum iki karpelli ve iki gözlüdür. Meyve odunlaşmış brahteciklerin içerisinde kalmış, kanatlı bir nustur. Meyvelerin birçoğu bir araya gelerek fındık büyüklüğünde ( 1- 2,4x 1- 1,8cm) ve dağılmayan bir kozalağımsı yapı oluştururlar; üzerinde birçok odacık ve her birinde birer tohum bulunmaktadır. Tohumlar döküldükten sonra uzun süre ağaç üzerinde kalırlar. Tohum çok küçük kanatlıdır. Doğal yayılışı: Vatanı Kuzey Avustralya’dır. Vatanı dışında Kuzey Amerika’da Florida’da yol kenarı ağacı, limon ve portakal bahçeleri etrafında çit ve rüzgar perdesi olarak kullanılmaktadır. 60 Casuarina equisetifolia Ağaçları (M.SARIBAŞ) Habitat: Akdeniz ülkelerinde süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. Ayrıca kumul alanlarında ve sahillerde ve kurak alanlardaki ağaçlandırmalarda kullanılmaktadır. Köklerinde havanın serbest azotunu fiske eden (bağlayan) nodülleri vardır. Fakir kumlu toprakların azotça zenginleştirilmesinde bu ağaçtan yararlanılmaktadır. Casuarina equisetifolia. Edremit-Akçay Orman Kampı /1992 (M.SARIBAŞ) Sürgün verme özellikleri vardır ve hızlı büyürler. Ağır ve yüksek kalorili odunlarından dolayı bu ağaçlara “Iron wood” (Demir ağacı) da denmektedir. Ancak odun lifleri kıvrık olduğundan kolay yarılamazlar ve biçilemezler. Donlardan zarar görürler. Türkiye’de Edremit körfezi’nden Hatay’a kadar olan sahil şeridinde yetiştirilmektedir. Özellikle İzmir’i Bornova’ya bağlayan yol boyunca çok güzel örnekleri bulunmaktadır. Keza Antalya şehri içindeki peyzaj düzenlemelerinde sıkça kullanılmaktadır. Kirli hava koşullarına ve rüzgara dayanıklıdırlar. Fam. SALICACEAE Cins: Salix L. TÜRKİYE’DEKİ SALIX TAKSONLARI A Yaprakları sarmal, etaminlerin Filamentleri serbest B Yaprak ve tomurcuklar karşılıklı Filamentler kaynaşmış 61 Sks. VİMİNALİS Sks. AMERİNA Sks. VETRİX Sk. SYNANDRAE S.viminalis S.elaeagnos S.elburensis S. wilhelmsiana S.alba S.excelsa S. fragilis S. triandra S. babylonica S. pentandra S. pentandroides S.caucasica S. caprea S. cinerea S. aegyptiaca S. amplexicaulis S. purpurea Tablo 2 .TÜRKİYE’DEKİ SALİX TAKSONLARIYLA İLGİLİ DENDROLOJİK ÖZELLİKLER (M.SARIBAŞ) Türü Formu 1-(T.D.) S. alba Ağaç (20-30m) 2-(Ekz.) S. babylonica Ağaç (10-15m) 3-(T.D.) S. fragilis Ağaç (15-20m) 4-(T.D.) S. caprea Çalı (2-3m) 5-(T.D.) S. cinerea Çalı (4-5m) 6-(T.D.) S .viminalis Ağaç (5-10m) 7-(T.D.) S. purpurea Çalı (3-5m) 8-(Ekz.) S. matsudana Ağaç ( 10-12m) 9-(T.D.) S. amplexica. Çalı (5m) 10-(T.D.)S. acmophya .Çalı (5m) 11-(T.D.) S. triandra Ağaç (6m) 12-(T.D.) S. pedicellata Ağaç-çalı (3-7m) 13. (T.D.) S. caucasica Çalı (2-3m) 14. (T.D.) S. trabzonica Çalı *15. (T.D.) S. rizeensis Çalı (1m) 16. (T.D.) S. apoda Çalı *17. (T.D.) S. anatolica Çalı 18.(T.D.) S. pentandroides Çalı 19.(T.D.) S. myrsinifolia Ağaç (*) Endemik Yaprakl. /Çiçeklenme durumu Seksiyonu Aynı zamanda AMERİNA Aynı zamanda AMERİNA Aynı zamanda AMERİNA Çiçeklenme önce VETRİX Çiçeklenme önce VETRİX Çiçeklenme önce VİMİNALİS Çiçeklenme önce SYNAND. Aynı zamanda Çiçeklenme önce SYNANDR. Çiçeklenme önce AMERİNA Aynı zamanda AMERİNA Çiçeklenme önce Aynı zamanda Aynı zamanda Çiçeklenme önce (Güner-Zielinski 1993) Aynı zamanda Aynı zamanda Aynı zamanda Aynı zamanda( Avcı-Zielinski 1997) Salix alba L.: Ak söğüt; köy söğüdü; gümüşi söğüt (Amerina seksiyonu) 62 Salix alba’nın Tac Yapısı, Yenice/Karabük (M SARIBAŞ) Boy: 20-30m, kışın yaprağını döken; 1m gövde çapı yapan boylu ağaç halindedir. Tepe tacı: Genç ağaçlarda oval-konik; sonra aşağıya kadar sarkan dallarıyla kubbe şeklindedir . Kabuk: Yaşlı gövdelerin uzunlamasına çatlaklı, boz-esmer renkli kabukları vardır. Salix alba Yaprak, Sürgün, Erkek ve Dişi Çiçekleri (Otto Wilhelm Thomé’den) Sürgünler: Yeşil- gri renkte genç sürgünler oldukça incedirler, Sürgünler sonra kahverengi veya zeytin yeşili renge dönüşür; ikici yılda gümüşümsü tüylüdürler. İki yıllık dallar koparılmak istendiklerinde dipten kopmazlar. Tomurcuklar: Uç tomurcuğu pseudo -terminaldir. Tomurcuklar sarmal dizilmişlerdir. Küçük yandan basık, sivri uçlu ve ipek gibi tüylüdürler; 0,5cm boyundadırlar. 63 Salix alba’nın Muhtelif Morfolojik Kısımları A, Sürgün, B, Tomurcuğun önden görünümü, C, Tomurcuğun yandan görünümü, D, Yaprak; E-F-G, erkek çiçek kurulu; H, erkek çiçek bal bezesi, İ, Dişi çiçek kurulu, J. Dişi çiçek; J-K-L x S. rubens erkek çiekleri (Laidlaw’a atfen Yaltırık 1993) Yapraklar: Aksöğüdün en belirgin özelliği genç yapraklar, tomurcuklar ve genç sürgünlerin üzeri ipek gibi yumuşak ve beyaz tüylerle örtülü olmasıdır. Adı bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Yaprağın boyu eninden 4- 5 kez daha büyüktür. Yapraklar uzun rozet biçiminde olup, her iki ucu sivridir. Orta ve yan damarlar çıkıntılıdır. Kenarları çok ince dişlidir. Önceleri her iki yüzü de tüylüdür, daha sonra üst yüzdekiler dökülür. Yaprak sapı 612mm uzunluktadır. Sapın sürgün üzerindeki izi geniş “V” şeklindedir, üzerinde 3 iletim demeti vardır. Kulakçıklar gelişmemiş ya da hiç yoktur. Salix alba Erkek çiçekleri Başakları (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) Çiçekler: Erkek ve dişi ağaçlar şeklinde ayrılmaktadır. Erkek çiçeklerin 2, ender olarak 3 etamini vardır. Erkek çiçek kedicikleri dik durur ya da hafifçe büküktür, sarı renktedir; 4,5cmX0,8cm’dir. Filamentlerin dip kısımları tüylüdür. Bal bezesi önlü arkalı olmak üzere iki tanedir. Halbuki dişi çiçeğin tek bal bezesi vardır. Dişi çiçeğin ovaryumu çok kısa saplı olup, üzeri tüylü değildir; 3-4cm boyunda, 0,4m enindedirler. Çiçeklenme Nisan sonu-Mayıs başlarında yapraklanma ile birlikte olur. Meyve: Çiçek şeklindeki kapsülü temmuz ayında olgunlaşır. Doğal yayılışı: İngiltere’den Orta Asya’ya kadar olan ülkelerde doğal yayılış yapmaktadır. Coğrafi yayılışı çok geniştir. Tüm Avrupa, Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya değin yayılır. Uzun yıllar kültüre alınmış bir türdür. 64 Salix alba’nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Salix alba ile Oluşturulmuş Tetar İşletmesi Örneği-Bartın Orman Fakültesi Bahçesi (M.SARIBAŞ) Habitat: Aksöğüt dere ve nehir kenarları ile sulak çayırlık alanlarda çok yaygındır. Dere kenarlarında erozyonu önler. Tepe Sürgünleri tetar yöntemi ile belirli aralıklarla kesilerek yakacak olarak ve çeşitli amaçlarla yararlanılır. Bu nedenle bu söğüde “Köy Söğüdü” adı verilir. Türkiye’de en fazla rastlanılan söğüt türüdür. Salix excelsa J.F.Gmelin: Boylu söğüt 10-30m’ye kadar boylanabilen bir ağaçtır. Aksöğüt ile karıştırılırsa da ondan sürgün ve dallarının daha kalın ve daha gevrek, tomurcuklarının sivri ve yumurta biçiminde olması, sırt kısmının şişkin olması ve yapraklarının çıplak olması ile ayırt edilebilir. Erkek çiçekleri çok küçüktür (4-5mm); anterler (0,7) 0,8- 0,9mm. Bal bezeleri uzuncadır. Suriye’nin batısı, Irak’ın kuzeyi, İran, Afganistan, Pakistan, Kafkasya, Çin’in batısı (Kaşgar dağları) bu türün coğrafi dağılış alanıdır. Ülkemizde: A3 Bolu’da, A7 Gümüşhane’de (1200m); A8 Erzurum-Tortum’da (1500m); B1 İzmir’de; B4 Ankara; B5 Yozgat Sorgun’dan Çekerek’e doğru 1500m, B6 Sivas Gökpınardan Gürün’e doğru 1600m; B8 Muş varto’da 1700m; C5 Adana Hasanoğlu’da doğal yayılış yapmaktadır ( Davis 1982) 65 Salix fragilis L. Gevrek söğüt ( Amerina seksiyonu) Boy: 10-20m'ye kadar boylanabilen ağaç ya da çalı formunda bulunurlar; kışın yapraklarını dökerler. Tepe tacı: Kubbe şeklindedir. Salix fragilis’in Muhtelif Organlarının Dış Morfolojik Görünüşleri. A, Sürgün, B, Tomurcuk (önden); C, Tomurcuk (yandan); D, Yaprak; E, Erkek çiçek başağı, F, erkek çiçek-filamentler uzun; G-H, Erkek çiçekler(bal bezeleriyle); I, erkek çiçe; J-K, Dişi çiçek; L, Dişi çiçek ( Laidlaw 1960’a atfen Yaltırık 1993) Kabuk: Yaşlı fertlerde gövde kabuğu kalın ve çatlaklıdır. Sürgünler / Dallar: Sürgünler kahverengi veya zeytuni yeşil renklidir, parlak ve çıplaktır, gevrektir, kolay kırılırlar çok gevrek olduğundan bu ad verilmiştir.. Genç sürgünler ana sürgünden 60- 90 derecelik bir büyüme açısıyla ayrılırlar. Bu açılar nedeniyledir ki, sürgünler dipten kolayca kırılabilir ( Davis 1982 ). Tomurcuklar: Uç tomurcuğu pseudo -terminaldir. Sürgünlere sarmal dizilmiş olan tomurcuklar kestane rengindedir, çıplak, dolgun olup, uç kısımları ördek kafası gibi dışarıya geriye kıvrıktır ( Şekil 20-21). Salix fragilis’in Sürgün, Yaprak, Çiçek ve Genel Görünüşü (http://wapedia.mobi/fr/Saulefragile) Yapraklar: Yaprakları mızrak biçiminde 6-16cm uzunluğunda, uzun damla uçlu, kenarları dişli, her iki yüzü çıplak, ancak genç yapraklar hafif tüylü, tüyler sonradan dökülür, ayanın sapa yakın yerinde bir veya iki çift beze (siğil) bulunur. Yaprakların alt yüzü mavimsi –yeşil veya açık yeşil renktedir. Sapı 0,5- 2,5cm uzunluğundadır, sürgün üzerinde bıraktığı iz hilal şeklinde olup, üzerinde 3 adet iletim demeti izi bulunur. Çiçekler: Erkek çiçekler 2 stamenlidirler. Dişi çiçekler labut şeklindedirler. 66 Meyve: Kapsül meyvedir; kendini tohumla yeniler. Salix fragilis’in Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Ülkemizde Kuzey ve Batı Anadolu’da, A2 İstanbul: Keylerpinar, A4 Kastamonu: Daday’dan Eflani’ye (900 – 1000m), Bolu: Yeniçağa, A5 Kastamonu: Tosya, A8 Gümüşhane: Gümüşhane’den Bayburt’a (1600m), A9 Kars: Kağızman, B7 Erzincan: Kemaliye, Elazığ: Maden, B8 Erzurum: Hinis Kalesi yakınları, B9 Ağrı: Patnos (1660m)’ de görülür (Davis,1982). Avrupa ve Batı Asya’da yaygındır. Ülkemizde Kuzey Anadolu ile Doğu Anadolu’da 9001600m yükseltiler arasında dere kenarlarında bulunmaktadır. Salix caprea L. Keçi söğüdü, Bataklık söğüdü, Orman söğüdü (Seksiyon vetrix) Boy: Çoğunlukla 2-3m boyunda çalı ya da 8-12m boyunda ağaçtır; en fazla 1m göğüs çapı yapar. Kışın yapraklarını döker. Tepe tacı: Yuvarlak, kubbe şeklinde, genellikle çok gövdelidir. Kabuk: Gri-kül renginde olan kabuk gençlikte düzgün daha sonra çatlaklı hale dönüşür. Sürgünler / dallar: Genç sürgünler parlak kahverenginde, önceleri tüylü, sonraları çıplak olup sürgünler kalındır. Salix caprea’nın Yaprak, Sürgün, Erkek ve Dişi çiçekleri ( Hempel-Wilhelm’den) 67 Tomurcuklar: Oval, sivri uçlu, kahverengi-kırmızı veya parlak kestane renginde, önceleri tüylü, sonra çıplaktır ve 0,4cm boyundadırlar. Uç tomurcuklar pseudo-terminaldirler. Sürgünlere sarmal dizilen tomurcuklar kısa damla uçlu veya sivricedirler. Yapraklar: 5- 10 x 3-6cm boyutlarında diğer söğütlerden farklı alışılagelmiş yaprak biçiminde olup böbrek veya oval-yuvarlak şekildedirler; yaprak sapları tüylüdür, Yaprak kenarları çok zayıf dişli veya sivri dişlidir. Yaprak ayası deri gibi kalın, orta damar belirgin, üst yüzü bal peteği şeklinde ve kırışık; alt yüzleri keçe gibi tüylüdür. Yaprakları keçi yemi olarak kullanıldığından “Keçi söğüdü” ismi verilmiştir. Büyük iki kulakçığı vardır ve kısa sürede dökülürler. Yaprak saplarının sürgünler üzerinde bıraktığı izler dar “V” şeklinde olup, üzerinde belirgin 3 adet iletim demeti izi vardır. Çiçekler: Yapraklanmadan önce çiçeklenirler. Erkek çiçek başakçıkları (kedicikler) ovalyuvarlak, anterleri sarı renkte ve üzerleri gri-beyaz renkli tüylerle kaplıdırlar. Dişi çiçekler açık yeşil renkte daha az dikkat çekicidirler. Parkçılıkta ve çiçekçilikte tutunmuştur. Meyve çok sık, bulunduğu yere göre mayıs-temmuz aylarında olgunlaşırlar. Doğal yayılışı: Ülkemizin doğal çalısıdır. Kuzey Anadolu’da orman içi açıklarında, dere ve Salix caprea’nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) su kenarlarında, sızıntılı yamaç şeklinde turbalıklarda ve çalılıklarda yetişir. Son yıllarda Trakya, İstanbul, Kocaeli Salix caprea cv. ‘Pendula’ (Sarkık Dallı keçi söğüdü) formu yetiştirilmektedir. Salix caprea cv.’Pendula’ Formu, (Arcangeli 1998). Bursa, Bolu Düzce’de ve Türkiye’nin hemen bütün ormanlık bölgelerinde sık sık görülür. Deniz düzeyinden 2300m.’ye değin dikey yayılışı vardır (Küçük Ağrı Dağı, Serdar Bulak). 68 Salix cinerea L. Boz söğüt, kül söğüdü Syn.: S. atrocinerea Brotero Salix cinerea Yaprakları ( www.hlasek.com.’dan) Boy: 5-15m, gövde çapı 30cm, kışın yaprağını döker; bazen de boylu çalı formundadır. Tepe tacı: Birçok gövdelidir. Kabuk: Koyu gri kahverengi ya da yeşilimsi kahverengi olan kabuk ileri yaşlarda çatlaklıdır. Sürgünler oldukça kalın, kadife gibi yumuşak ve sık, koyu esmer tüylerle örtülmüştür. Ancak bu tüyler ikinci yıldan itibaren dökülürler. Tomurcuklar: Oval, yuvarlak uçlu, genellikle tomurcuk pulunun kenarı kıvrık; yeşil veya kırmızı renkte, 0,3-1cm boyundadırlar. Salix cinerea’nın Muhtelif Morfolojik Formları- Boz söğüt A, Sürgün, B-C Yapraklar; D, Erkek başak; F, Dişi başak; G, Dişi çiçek (Laidlaw, 1960’a atfen Yaltırık 1993) Yaprak: Yapraklar geniş elastik veya ters yumurta biçiminde olup, en geniş kısmı uç tarafındadır, kısa bir damla ucu vardır, kenarı dalgalı dilimli dişlidir, her iki yüzü de tüylüdür, ayanın üst yüzü buruşuk, mat yeşil, alt yüzü grimsi tüylüdür; yaprak kenarları alt tarafa doğru kıvrıktır, orta damar alt yüzde belirgin şekilde çıkıntılıdır; böbrek biçimindeki kulakçıklar sürgün üzerimde uzun süre 69 Salix cinerea’nın Yaprak, Sürgün, Erkek ve Dişi çiçekleri, Genel Görünüşü (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule cendré) dökülmeden kalır. Yaprak sapı izi V şeklinde olup, üzerinde 3 adet iletim demeti izi vardır. Yaprak sapı 1cm boyunda; kulakçıklar yarım ay şeklindedirler. Çiçekler: Her bir erkek çiçekte açık renkli iki etamin bir tane bal bezesi bulunur. Çiçeklenme Kış sonunda İlkbahar başlarında yapraklanmadan önce oluşur. Dişi çiçekler yeşil renkte ve gri tüylerle örtülüdürler. Meyve: Kapsüller grubunun her biri 1cm x 0,25cm boyutunda ve çok sayıdadırlar, ipek gibi tüylerle örtülüdürler. Doğal yayılışı: Batı Avrupa Salix cinerea’ nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Habitat: Kayalıklarda, nemli veya kurak ortamlarda yetişirler. Sulak yerlerde nemli orman kenarlarına ve turbalık alanlarda sıkça rastlanan bir türdür. Salix viminalis L: Sepetçi söğüdü Boy: Çoğunlukla boylu çalı ve ender olarak ta 5-10m boyunda, Kışın yaprağını döken küçük bir ağaçtır. Dalları sepet yapmaya çok elverişli olduğundan bu isim verilmiştir. Tepe tacı: Tepe tacı geniş ve yuvarlak olup sık dallı ve bol yapraklıdırlar. Kabuk: Gri ve çatlaklıdır. 70 Salix viminalis’in Sürgün, Tomurcuk, Yaprak, Erkek ve Dişi Çiçekleri (HembelWilhem’den) Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler önceleri tüylü sonra dökülürler. Sürgünler daha sonraları yeşil-sarı parlak renge ve düzgün hale dönüşürler. Tomurcuklar: Oval, küt uçlu veya sivri uçlu; kahverengi veya kırmızı renktedirler ve tüylüdürler. Yapraklar: Yaprakları ince şerit biçiminde 10- 25cm uzunluğunda ve 0,5- 2,5cm genişliğindedirler; mızrak gibi, ucu sivri kenarları düz, ya da düzensiz dişli bazen ondülelidir. Üst yüzü mat yeşil, alt yüzü ipek gibi yumuşak tüylerle örtülüdür. Çok sayıda yan damara sahiptirler (20- 35 adet). Yaprak sapı sarı tüylü ve 1cm boyunda; kulakçık mızrak şeklindirler. Çiçekler: Bu türde erkek çiçeğin etamin sayısı ikidir, 2 x 2,5cm boyutundadırlar. Dişi çiçeğin uzun bir bal bezesi vardır. Ovaryum ipek gibi beyaz tüylerle örtülüdür. Çiçeklenme yapraklanmadan önce olur. Meyve: Şişe şeklinde kapsül meyveye sahiptirler. Salix viminalis’in Türkiye’deki Doğal Yayılışı Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Nehir ve su kenarlarında, düzlük alanlarda bulunur. Yapay yolla yetiştirilen bir söğüttür. Geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Batı ve Orta Avrupa ile Balkanlarda ve Türkiye’de bulunur. Bu söğüt türü uzun süreden beri süet üretimi için dikilmektedir. Kendisine çok benzeyen S. eleagnos’tan etaminlerinin bitişik olmasıyla ayrılırlar, ayrıca yapraklarında kendine özgü bir tüylenme bulunmaktadır. Çoğu söğütlerde olduğu gibi bu söğütte doğal ve doğal olamayan kültür formlarıyla hibrit yaparlar. 71 İstanbul, Bursa, Sinop, Ayancık dolaylarında sık sık görülürler. Bu türün S.viminalis var. Gmelini And isimli varyetesi Doğu Anadolu’da Erzurum, Kars ve Sarıkamış dolaylarında yetişmektedir. Salix purpurea L. Erguvani Söğüt Boy: 4m’ye kadar boylanan, ince uzun dalları aşağıya sarkık olan, boylu çalı formundadır. Kabuk: Pürüzsüz ve açık gri renkte; gövde kabuğunun iç tarafı ise limon sarısı renginde, dış yüzü ise yer yer mavimsi-yeşil lekelidirler. Sürgünler/Dallar: Sürgünler ince-uzun, elastiki, genellikle menekşe renginde veya sarımsı veya sarımsı-kırmızı renktedir. Salix purpurea’nın Sürgün, Tomurcuk, Yaprak ve Çiçekleri ( Hembel-Wilhelm’den) Tomurcuklar: Sürgüne yaslanmış yandan basık kırmızı-kahverengi tomurcuklar karşılıklıdır. (Çiçek tomurcukları sarı renklidir), bazen de almaşık olarak dizilen tomurcuklar oval-sivri uçlu 0,4cm boyundadırlar. 72 Salix purpurea’nın Muhtelif Morfolojik Kısımları- A, Sürgün; B, Tomurcuk(önden görünümü, C, Tomurcuk (yandan görünümü); D, Kısa Kısa sürgün yaprağı, E, Uzun sürgün yaprağı, F, Erkek başak, G, Erkek başak (olgun), H, Olgunlaşmamış dişi başak, I, Olgunlaşmış dişi başak, J-K, Erkek çiçekler; L-M, Dişi çiçekler ( Laidlaw’a atfen Yaltırık, 1993) Yapraklar: Çıplaktırlar, yaprak sapı izi dar-şeritsi veya hilal şeklinde olup üzerinde 3 adet iletim demeti izi vardır. Yapraklar ters-mızrak biçiminde; tam kenarlı veya uç kısımlarında belirsiz dişler vardır; 3- 12 x 0,3- 0,8cm boyutundadırlar. Her iki yüzü de çıplak mavimsi yeşil renktedir (üzeri hafif mum tabakası ile kaplıdır). Kuruduğunda siyahlaşır, acı tadı vardır. Yaprak sapı en az 0,6cm boyunda ve kulakçıklar kısa ve çabuk dökülürler. Çiçekler: Yapraklanmadan önce İlkbaharda açarlar ve silindirik şekildedirler, 1,5 x 4,5cm boyutundadırlar; bu söğüdün erkek çiçeklerinin çiçek tozu torbalarının kırmızı-erguvani renkte olduğundan bu isim verilmiştir; erkek çiçeklerin iki etamini bitişik olduğundan tek bir etamin gibi görünmektedir.. Dişi çiçeklerin brahteleri yeşil olup, uçları siyah renktedir. Ovaryum küremsi biçimindedir, üzeri sık tüylerle örtülüdür. Çiçeklenme yapraklanmadan önce oluşmaktadır. Meyve: Kapsül şeklindeki meyve tüylüdür. Doğal yayılışı: Avrupa’da çok geniş bir doğal yayılış yapar. Kuzey Afrika hariç ılıman Asya ve Orta Çin’e kadar yayılış yapmaktadır. Ankara Beynam ormanlarında ve Malatya dolaylarında görülür. Salix elaeagnos Scopoli: İğde Yapraklı Söğüt, Yünlü söğüt, Pamuklu söğüt Syn. : S. incana Schrenk Boy: Genellikle 6m boyunda çalı, nadiren 16m’ye kadar boylanan ağaçtır. Tepe tacı: Yukarıya yöneliktir, çalıya benzer Sürgünler/dallar: Sürgünler ince, kırmızımsı kahverengi, gençken beyazımsı tüylüdür. Soyulmuş odunları pürüzsüzdür (Davis, 1982). 73 Salix elaeagnos’un Yaprak, Sürgün ve Çiçekleri (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) Yapraklar: Yaprakları dar uzun veya uzun mızrak biçiminde, sivri, kenarları ince testere dişli, 3 – 12 x 0,6 – 1,3 (- 1,8)cm, koyu yeşil ve tüysüz veya üst yüzü zayıf tüylü alt yüzü yoğun gümüşi beyaz tüylü; yaprak sapı 1 – 4mm’dir. Çiçekler dar silindirik, yapraklanmadan önce açar. 20 – 50 x 5 – 8mm; erkek çiçekler flamentler ile birleşmiş 0.25 – 0.75mm uzunluğunda, yandan basık, 2 stamenli, dişi çiçekler tüysüz olmakla birlikte oval, brahte sönük, yarım ovalden daha uzun, kısa tüylüdür (Şekil 40). Doğal yayılışı: Avrupa’da Fransa’dan Doğu İspanya’ya oradan Ukrayna’ya, İtalya ve polonya’ya kadar uzanır. Küçük Asya (Anadolu’da ) da doğal yayılış yapar. Habitat: Nemli yerlerde, akarsu kenarlarında ve özellikle kalkerli topraklarda görülürler. Salix elaeagnos’un Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S. KÜÇÜKGÖKSEL) Ülkemizde Kuzey Anadolu’da, A3 Bolu: Abant (1280m), A4 Kastamonu: Ilgaz dağı (1350m), Zonguldak: Çimşir Mağarası (550m), A5 Kastamonu: Tosya, Yağular (1300m), Amasya: Ak dağı (1600- 1900m)’ de görülür (Davis 1992). Salix amplexicaulis Bory.et Chamb.: Karşılıklı yapraklı söğüt Boy: 5-6m.’ye kadar boylanabilen küçük ağaç ya da boylu bir çalıdır. Tepe tacı: Dağınık çalı Kabuk: Yaşlı fertlerde gri renktedir. Sürgünler/dallar: Önceleri sürgünler vişneçürüğü kırmızı renklidir ve çıplaktır, sonradan grimsi-sarı renge dönüşürler. Tomurcuklar: Oval, ya da sivri uçludurlar. Yapraklar: Kısa saplı ya da sapsız yaprakların çoğunlukla hepsi sürgünlere karşılıklı olarak dizilmişlerdir. Ters mızraksı biçimindeki ayanın uç kısmı, kültür, tam kenarlıdır, dip kısmı kesik biçimdedir veya kulakçıklıdırlar; her iki yüzü de çıplaktır alt yüzü boz-gri-yeşildir; kulakçıkları küçük ve kısa sürede dökülür. 74 Salix amplexicaulis Yaprakları ve Erkek Çiçekleri (MAMİKOĞLU 2002) Çiçekler: Çiçek kurulları da sürgünler üzerinde karşılıklı olarak yer almıştır, yapraklardan önce oluşurlar, braht eleri uç kısımları kahverenginde veya siyahtır. Etamin iki tanedir, fakat filamentleri birbirleri ile kaynaşmıştır, dip kısımları tüylüdür. Erguvani söğüde yakın bir türdür. Meyve: Erguvani söğüde benzer Habitat: Rutubetli vadi tabanlarında, dere, nehir, göl kenarlarında görülürler. Doğal yayılışı: Güney Balkan Ülkeleri ile Akdeniz’e sahili bulunan İtalya ve Fransa’da yayılış gösterir. Kuzey Anadolu, Trakya ve kısmen iç Anadolu’da örneğin Kazdağı, Tekirdağ, Bursa, Bolu, Aband gölü, Kastamonu, Ilgaz dağları, Zonguldak, Safranbolu, Antalya, Ankara, Beynam ormanlarında, çoğunlukla 850-1450m yükseltiler arasında görülürler. Davis’e (1982) göre Türkiye’deki doğal yayılışı ve lokaliteleri aşağıda verilmiştir. Salix amplexicaulis’in Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S. KÜÇÜKGÖKSEL) 75 Salix acmophylla Boiss- Acem Söğüdü Boy: Çalı veya 5m’ kadar boylanabilen küçük bir ağaçtır. Tepe tacı: Çalı Kabuk: Yaşlı gövde kabukları uzunlamasına çatlaklıdır. Sürgünler/Dallar: Sürgünler ince ve çoğunlukla aşağıya sarkıktır. Cilalanmış gibi parlak, çıplak veya pas kırmızısı rengindedir. Tomurcuklar: Tomurcukları küçük, sivri uçludur. Yapraklar: Yapraklan şerit gibi dar-uzundur, boyu eninden 5- 20 defa daha uzundur. 60- 160 x 720mm boyutlarındadır, damla ucu gibi sivrilmiştir; aya tam kenarlıdır, alt yüzleri mavi-yeşil veya soluk yeşil, üst yüzleri de soluk yeşildir, her iki yüzü de çıplaktır. Kulakçıkları küçüktür, dökülür, 812mm uzunluğunda, bir sapı vardır (Davis,1982). Çiçekler: Kedicikler yapraklanmadan önce oluşur, kısadır, erkek çiçek kurulu dar-yumurta biçiminde 8-12mm uzunluğunda, sapı vardır. Salix acmophylla’nın Sürgün, Yaprak ve Çiçekleri (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) Salix acmophylla’ nın Türkiye’deki Doğal Yayılış alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Güney Batı ve Orta Asya Coğrafi Yayılış alanıdır. Ülkemizde Doğu Anadolu’da, Siirt, Bitlis, Gaziantep, Urfa, Mardin, Hakkari illeri hudutları içinde nehir ve dere boylarında doğal olarak yetişmektedir. Davis’e göre lokaliteleri: Salix triandra L. : Badem yapraklı söğüt, Fransız söğüdü (Syn.: S. amygdalina L.) Boy: Boylu çalı veya 6-10m’ye kadar boylanabilen 0,4m çap yapabilen küçük bir ağaçtır. 76 Tepe tacı: Yuvarlaktır. Kabuk: Gri, kül rengi kabuğu düz, parlak ileri yaşlarda ince küçük parçalar halinde çatlak ve soyularak dökülür. Salix triandra (Salix amygdalina)’ nın Muhtelif Organları, A, Sürgün; B, Tomurcuk, C, Tomurcuk, Yandan görünüş); D, yaprak; E-F, erkek başak, G, erkek çiçek, H, Bal bezeleri, J, tek bal bezeli dişi çiçek aidlaw 1960’a atfen Yaltırık, 1993) Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler ince, uzun,( alt türlerine göre), çıplak ve ipek gibi sık tüylü zeytin yeşili veya kestane kırmızısı renktedir, oldukça gevrektir. İnce uzun dallar aşağıya doğru sarkarlar. Tomurcuklar: Tomurcuklar küçük, konik sivri uçlu, dalara doğru yönelik, tüylü veya çıplaktır. Yapraklar: Yapraklar dar yumurtamsı, eliptik veya dar -eliptik-mızraksı biçimindedir, 411cm boyundadır, boyu eninin 3- 7 katıdır, sivri uçlu veya damla uçludur, kenarları ince dişlidir, çıplak veya hafif ipeksi tüylüdür. Ayanın üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü açık yeşil veya mavimsi yeşildir, yaprak sapları 6-15mm. Boyunda olup, ayaya yakın yerlerinde 2 -3 adet beze taşırlar yaprakları badem yaprağına anımsattığı için bu türe ayrıca Salix amigdalina da denir. Kulakçıklar büyük ve devamlı, bezeli dişlidirler. Salix triandra Yaprak, Sürgün ve Çiçekleri (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) 77 Çiçekler: Çiçek açma yapraklanma ile aynı zamanda olmaktadır. Uzun silindirik erkek kedicikler dik veya kıvrık, 3-8cm uzunluktadır. Üzeri ince tüylüdür. Her bir erkek çiçekte 3 adet etamin bulunur, bundan dolayı bu Söğüde “Triandra” adı verilmiştir. Dişi çiçek kurulu daha kısa ve sıktır, 6cm boyundadır; brahteleri meyve olgunlaşıncaya kadar düşmez, kalır. Ovaryum dar-yumurtamsı-konik biçiminde çıplaktır; tek bal bezesi taşır. Meyve: Şişe şeklindedir. Salix triandra’ nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL ) Bu tür Anadolu dışında Kuzey Irak ve Sovyet Ermenistan’ında bir coğrafi yayılışa sahiptir. Ülkemizde, sürgün ve tomurcukları ve yaprakları dar-mızraksı-eliptik her iki yüze de çıplak olan bir alt türü (supsp. triandra) ile sürgün ve tomurcukları ipek gibi çok ince ve sık tüylü; yaprakları geniş-eliptik mızraksı-yumurtamsı-mızraksı her iki yüzleri de ince tüylü olan ikinci bir alt türü (subsp. bornmüelleri (Hausskn) A. Sku.) doğal olarak yetişmektedir. Birinci alt tür daha ziyade Güney Anadolu ile dağınık vaziyette İç Anadolu’da ikinci alt tür ise Kuzey, Güney ve İç Anadolu’da yayılış göstermektedir. Habitat: Dere ve nehir kenarlarında, çayırlıkların çevresinde, deniz düzeyinde 2000m yüksekliğe dağın çıkabilir bulunduğu yerlerde mahalli halde genç sürgünlerini sepet yapımında kullanılmaktadır. Salix pentandra L. (Defne Yapraklı Söğüt; Kara söğüt) Syn.: Salix daphnoides Villars Boy: 10-20m’ye kadar boylanabilen; 0,80m çap yapabilen orta büyüklükte çalı veya ağaçtır. Tepe tacı: Geniş kubbe şeklindedir. Kabuk: Gri ya da kahverengi-gridir. Yaşlanınca çatlaklı hale gelmektedir. Sürgünler: Gençken parlak zeytin yeşili renkte; tüysüz, koyu kahverengiden şarap kırmızısı rengine, kırılgan olmayan yapıya sahiptir. İnce dalları sarımtrak yeşil, parlak; küçük dallar koyu kahverengi ve parlaktır (Davis,1982). Tomurcuklar: Tomurcuklar neredeyse oval-konik ve keskin uçludurlar. Koyu kahverengi ve parla; 0,5cm boyundadır. 78 Salix pentandra ‘nın Sürgün, Yaprak, Çiçekleri ((http://ohioline.osu.edu, www.efloras.org, www.arbolesornamentales.com ) Yapraklar: Yapraklar koyu yeşil ve cilalı gibi, üstü açık yeşil ve mat, altı, tüysüzdür. Oval-yumurtamsı veya yumurtamsı mızraksı, çoğunlukla 5-12cm uzunluğunda, 2-3cm genişliğinde ve dişlidirler. Yaprak sapı 1cm’den az ve bezeli, kulakçıklar küçüktürler. Çiçekler: Yapraklardan sonra, Mayıs ve Haziran aylarında kedicikler oluşur. Erkek çiçekler 2- 8cm x 1- ,8cm; dişi çiçekler (kedicikler) 3-5cm uzunluğundadırlar (Davis 1982). Meyve: 1cm’ye varan kapsül Temmuz ayında olgunlaşmaktadır. Doğal yayılışı: Avrupa'da bir süs bitkisi olarak ara sırada bataklık sınırlayıcısı olarak kullanılır. Habitat: Hendekler, akarsu kenarları, dağ geçitleri ve diğer rutubetli alanlarda görülür (Davis 1982). Salix pentrandra’ nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Ülkemizde Kuzeybatı, Batı ve Doğu Anadolu’da, A3 Bolu: Abant Gölü (1300m), B2 Manisa: Siirt, C6 Maraş: Maraş’tan Dereköy’e (800m)’de yayılış gösterir (Davis 1982). Alt tür ve varyeteleri: *S.d. ssp. acutifolia (Wildenow) Blyttel & Dahl. Bazen gerek bir tür olarak gerekse alt-tür olarak adlandırılmaktadır. Çok geniş ve daha çok sayıda yaparak damarlarıyla (8- 15 çift) ayrılırlar. Rusya’dan Orta Asya’ya kadar olan alanlarda doğal yayılış gösterirler. Salix pentandroides A. Skv. Salix pentandroides, Söğütgiller (Salicaceae) familyasından çalı veya ağaççık formunda bir söğüt türüdür (Davis 1982). 79 Salix pentandroides’in Yaprak ve Sürgünleri (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) Defneyapraklı söğüde (Salix pentandra) benzer, ancak sürgündeki tomurcuklardan ayırt edilir. Tomurcuklar basık değildir, birbirlerinden ayrılmış ve uzaklaşmış, yumurta biçiminde, ortadakiler kalınca (2- 2.5mm) ve ucu küttür. Sürgünler zeytuni veya pas-kahverengindedir. Yaprakların üst yüzeyi açık donuk yeşil ( S. pentandra'da parlak koyu yeşil), yaprak sapı 3 8mm'dir) (Davis 1982). Salix pentandroides’ in Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Ülkemizde Kuzey ve Kuzeybatı Anadolu, A5 Kastamonu: Tosya, A8 Rize: Cimil (1800m), Erzurum: Hinis Kale, Gümüşhane: Vavik Dağı (1600m), A9 Kars: Sarıkamış, B10 Ağrı: Doğubeyazıt’da görülür (Davis 1982); (Şekil 53). Salix rizeensis Güner & Zielinsky: (Rize Söğüdü) Boy: 1m’ye kadar boylanan dik büyüyen bir çalıdır. Tepe tacı: Çalı. Kabuk: Kabukları düzgündür Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler 1,5 -2mm çapında, sarımsı kahverengi ve tüysüzdür. Tomurcuk: Generatif tomurcuklar vejetatif tomurcuklardan daha büyük, yumurta şeklinde,ucu dar ve tüylüdür (Serdar ve ark., 2008). Yapraklar: Yapraklar 7x3cm genişliğinde ve 2- 2.5 katı kadar boydadır. Yaprakların şekli ters yumurtamsı veya mızraksı, tabanda kama şeklinde, uçta çoğunlukla tepecikli, alt ve üst yüzleri koyu 80 yeşil; üst yüzey stomasız ve parlak, alt yüzey çoğunlukla stomalı ve donuk mavimsi-yeşil yoğunca salgı tüylü (glandlı), kenarları testere dişlidirler. Yan damarlar 14- 16 tanedir. Kulakçıklar erken düşerler. Yaprak sapı 8 -11 (-12)mm’ dirler ve tüylüdürler. Salix rizeensis’in Erkek Çiçek Kurulları (MAMİKOĞLU 2008) Çiçekler: 6.Aydan itibaren görülürler. Erkek çiçekler oldukça yoğun ve 1,5-2,5 X 5-8cm boyutlarında; 0,5-0,8cm uzunluğunda birleşik filamentli olup filament tabanda tüylüdür. Stamenler iki tane, anterler 0,6-1mm’dir. Dişi çiçek kurulu 5,0-9,0 X 6-8mm’dir (Terzioğlu ve ark 2007). Meyve: Yumurtamsı koni şeklinde, 3,5-5mm, sık ipek tüylü ve sapsızdır. Salix rizeensis’in Yaprak, Sürgün ve Çiçekleri (Terzioğlu ve ark 2007) 81 Salix rizeensis’in Türkiye’deki Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Rize ili ve çevresinde doğal yayılış yapmaktadır. Kendisine yakın taksonlar pek bilinmemektedir; ancak Salix glabra Scop. (Subgen. vetrix Dumarta) benzer. Fakat Salix glabra daha koyu kahverengi ve siyahımsı dallara ve hemen hemen tam yapraklara sahiptir. Türkiye’ni endemik söğüt taksonlarından biridir (Sarıbaş,2005). Salix apoda Trautv. Boy: 1.5m’ye kadar boylanabilen alçak çalı formunda bir bitkidir Tepe tacı: Çalı. Kabuk: Kabuk yeşilimsi gri renktedir, soyulmuş kabuğu pürüzsüz veya zayıf çizgilidir. Sürgünler/Dallar: Kısa, kalın, koyu kahverengi yere kadar uzanan dalları ve sürgünleri vardır. Tomurcuk: Tüysüz ve oval tomurcukları vardır. (Davis 1982). Salix apoda’nın Sürgün, Yaprak ve Çiçekleri (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) Yapraklar: Yaprakları yumurta biçiminde nadiren eliptik veya dikdörtgenimsi mızrak şeklinde, genişliğinde 2,5 kat daha uzun, 5- 7 x 2,5-4cm, uç kısmı geniş, kenarları testere gibi dişli – bezeli, üst yüzü açık yeşil, alt yüzü mat yeşildir ( Şekil 57). Çiçekler: Bu söğüdün çiçeği yapraklanmayla birlikte, kısa saplı (1-6mm), erkek çiçek uzun brahteli (1. 8-3mm), brahteler siyah, uzun karışık tüylerle kaplı, dişi çiçekler çok yoğun, düz, çiçek sapı 0.2 – 0.5mm’dir (Davis 1982). 82 Salix apoda’ nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S. KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Ülkemizde lokal olarak Kuzey Anadolu’da, A7 Gümüşhane: Karagöl Dağı’ nda görülür (Davis 1982).. Salix trabzonica A. Skv. (Trabzon Söğüdü) Boy: Yaygın bodur çalı formunda bir bitkidir. Tepe tacı: Çalı. Kabuk: Kabuk pürüzsüzdür. Sürgünler/Dallar: Sürgünler kısa ve kalın, kahverengimsi veya grimsi – kahverengi, tüysüz; genç sürgünler önceleri grimsi – gümüşi daha sonra tamamen tüysüzdürler. Tomurcuklar: Çiçek tomurcukları vejetatif tomurcuklardan farklı, oval, geniş, 7 –8mm’dir. Yapraklar: Yaprakları eliptik, boyu eninden uzun, 50 – 80 x 17 – 32mm, dip kısmı dar uca doğru geniş, üst yüzü tüysüz ve koyu yeşil, alt yüzü mat veya grimsi – yeşildir. Çiçekler: Dişi çiçekleri sapsız veya kısa saplı; 15mm, gümüşi renkte; brahteler 0,8 – 1,2 x 0,5 – 0,7mm, geniş veya yuvarlak, üst yarısı kahverengimsi, düz tüylerle kaplıdır (Davis 1982). Salix trabzonica’nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) 83 Doğal yayılışı: Ülkemizde A8 Trabzon ve Bayburt’ da 2100 m’ ye kadar yayılış gösterir (Davis 1982 Salix caucasica (Kafkas Söğüdü) Boy: 2-3m boyunda ve çalı formundadır Kabuk: gri renkte, halkalı halde stoma çizgileri vardır. Dallar/Sürgünler: Sürgünleri kavisli veya dik, koyu kahverengi veya gri, tüysüz veya gençken hafif tüylüdür. Tomurcuklar: Tomurcuklar üçgen veya oval, basık, kahverengi, geniş ve tüysüzdür (Davis 1982). Yapraklar: Yapraklar yumurtamsı veya boyu eninden fazla eliptik, boyu eninden en az 2,5 kat daha fazla, 4 - 15 x 2,5 – 6cm, üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü mat mavi yeşil, kenarları düzensiz dişli, tüysüz veya sadece alt kısımdaki orta damar tüylü olup, yaprak sapı 4 – 9mm’dir (Davis 1982). Çiçekler: Çiçekler önce veya yapraklanma ile birlikte görülür. Erkek çiçekler 2 – 3cm uzunluğunda, dik durumlu dar silindir biçiminde, yoğun sapı ince olup 3- 12mm 2 stamenlidir. Dişi çiçekler dağınık veya sarkık, silindirik, uzun saplıdır (Davis 1982). Salix caucasica’ nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Ülkemizde Kuzey Anadolu A4 Kastamonu: Bostan, A8 Çoruh: Murgul üzerinde Tiryal dağı (1700m), Murgul üzerinde Şevval Tepe (1560m) yayılış gösterir (Davis 1982); (Şekil 60). Salix pedicellata Boy: 2 – 10m boylanan uzun boylu çalı veya ağaç formundadır. Tepe tacı: Yaygın tepelidir. Kabuk: Sıklıkla kalın kabukludur. Sürgünler/Dallar: Sürgünler çoğunlukla kırmızımsı kahverengi, gençken gümüşi gri renkte veya tüysüzdür. Soyulmuş odununda çok sayıda belirgin boyuna çizgiler bulunur. Tomurcuklar: Verimli tomurcukları konveks ve basık değildir (Davis 1982). 84 Salix pedicellata’nın Sürgün, Yaprak ve Çiçekleri (http://fr.wikipedia.org.wiki/saule) Yapraklar: Yaprakları mızrak şeklinde, boyu eninden 3 – 4 kat daha uzun, (3-) 4,5 – 12 x 1,5 – 3cm, ucu sivri, kenarları testere dişli, her iki yüzü de yeşil veya alt yüzü parlaktır (Şekil 61). Çiçekler: Çiçeklenme yapraklanmadan önce görülür. Silindirik, 3- 6 x 1- 1,5cm; Erkek çiçek yoğun altın tüylü, 2 stamenli, filamentlerin alt yüzü tüylüdür. Dişi çiçek sapı 3 – 12mm, meyve içinde 4 – 9 cm’ dir (Davis 1982). Salix pedicellata’nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (S.KÜÇÜKGÖKSEL) Doğal yayılışı: Ülkemizde Kuzey ve Güney Anadolu, A8, Gümüşhane: Kösedağ, B6 Malatya: Erkenek (1500m), C3 Antalya: Kumluca Beydağı (920m), Isparta: Dedegöl Dağı (1400m), C4 Konya: Mut’un 60km batısı (700m), C5 İçel: Cehennem Mağarası, Adana: Karsenti, Söğüt (1350m), C6 Hatay: Belen, Kırıkhan, Gaziantep: Gaziantep’ten Kilis’e, Kaplan Mağarası (700m), Maraş: Berit Dağı’ndan Zeytun’a (1220m) görülür (Davis 1982). Salix myrsinifolia Salisb. Bir Avrupa-Sibirya (Euro-Siberian) elemanı olan Salix myrsinifolia Salisb., Türkiye florası için yeni bir türdür. Batıda İngiltereden başlayan esas yayılış alanı, Orta ve Kuzey Avrupa’yı içine alarak Batı Sibirya’ya (Obi nehri vadisi) değin uzanır. Bu geniş yayılış alanı içinde özellikle İskandinavya, Polonya’nın kuzeydoğusu, Beyaz Rusya, Litvanya, Estonya ve Rusya’nın Avrupa kıtasındaki bölümünün kuzeyinde yaygındır. Dikey yayılışında en yükseğe çıktığı yer Alpler’de olup deniz düzeyinden 2400m’dir ve burada bu tür korunmaktadır. 85 Salix myrsinifolia’nın Doğal Yayılış Alanları, Sürgün, Yaprak ve Çiçekleri (Avcı-Zielinski 1997) Salix myrsinifolia ilk kez Ilgaz Dağlarında saptanmış olup Türkiye’ye en yakın yayılış gösterdiği alan Avrupa’da ve yaklaşık olarak 800km uzaktadır. Ilgaz dağlarının kuzey yamacındaki Dibeyrek vadisinde bu tür saptanmıştır (Avcı - Zielinski 1997). Ana kayasının Ilgaz massifine ait ait olduğu ve matamorfik şistlerin oluşturduğu bu alanın hakim toprak tipi kireçsiz kahverengi orman topraklarıdır. 1500-1600m’lerde 5-10 ağaçlık topluluklar oluşturan Salix myrsinifolia tek ağaç (çalı) olarak 1750m’lere değin çıkar. İlgaz dağlarının bu düzeylerdeki yamaçlarını nemli koşullarda yetişen ağaçlar kaplar. Nemli ormanların hakim ağaçları Abies bornmuelleriana, Fagus orientalis, Acer trautvetteri, corylus avellana, Cornus mas, Cornus sanguinea, Sorbus torminalis, Sorbus aucuparia, lonicera caucasica, Ligustrum vulgare, Daphne pontica gibi türler bu alanlarda bulunmaktadırlar. Salix myrsinifolia çalı veya 3-4 (-6 ) m boyunda küçük bir ağaçtır. Kabukları kahverengi ya da siyaha yakın koyu renklidir. Genç sürgünler hafif tüylü veya hemen hemen tüysüzdür. Tomurcuklar: Çiçek tomurcuklaruı yaprak tomurcuklarından daha geniş ve iridirler. Kulakçıklar bazen hiç görülmezler, oluşanlar oldukça küçük ve erken dökülürler. Yapraklar: Küçük, orta genişlikte genellikle 5 (6)cm uzunluğunda, dar eliptik şekilli, uçları küt, düzenli dişli, üst yüzleri tüysüz, alt yüzleri sadece damarlar boyunca hafif tüylüdür. En uçtaki yapraklar ipeksi tüylüdürler. Çiçekler yapraklanma ile birlikte görülürler. Dişi çiçekler 5-10 (-11)cm uzunluğunda ve oldukça gevşek yapıdadırlar ve de beyaz tüylerle kaplıdırlar. Ovaryum nadiren tüylü, stylus 2 ya da 4’lüdür. Brahteler pedisellerden daha kısadırlar. Bal bezelerinin sayısı birdir. Erkek çiçekler genellikle kısa 2 (-3)cm boyunda ve tüylüdürler. Brahteler siyah, tüylü ya da tüysüzdürler. Stamenler iki adet; flamentler tabanda tüylüdürler, 1 adet bal özü bezeleri bulunmaktadır (Avcı - Zielinski 1997). 86 Yabancı Söğüt Türleri Salix babylonica L.: Salkım Söğüt (Seksiyon Amerina) Syn. Salix pendula Moench. Boy: 10-20m boy ve 0,80cm çap yapar. Kışın yaprağını döken bu söğüt Aksöğüde çok yakındır. Salix babyloniaca Atatürk Arboretumu /İstanbul (M.SARIBAŞ) Tepe tacı: Genç ağaçlarda oval, daha sonra yuvarlaklaşır ve adeta bir kubbe şeklini alır. İkinci ve üçüncü sıra dallar perde gibi aşağıya sarkarlar (Şekil 64). Kabuk: parlak koyu yeşil renkte, daha sonra grimsi kahverengiye dönüşür. Yaşlı ağaçlarda kabuk oldukça kalın çatlaklar halinde çatlar. Sürgünler/Dallar: Donuk mat renkte dalları vardır. Sürgün ve dallar çok elastiki olup, çıplaktır, bazen genç sürgünler seyrek yumuşak tüylüdür; ancak sonradan dökülürler. Tomurcuklar: Oval, uçları yuvarlak yeşil ya da kahverengi; 0-4cm. Yapraklar: Yapraklar ince, uzun (8-16cm x 1,5-2cm ), ucu sivri ve kenarları dişlidir. Yaprağın üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü ise grimsi yeşildir. Her iki yüzü çıplaktır. Damarlar belirgin olup tüysüzdür. Yaprak sapı biraz kanallı, yeşil ve sürekli tüylüdür; boyu 1cm’dir. Çiçekler: İlkbaharda yapraklanmadan önce erkek ve dişi ağaçlar üzerinde ayrı ayrı görülürler. Dişi çiçekler yan sürgünler üzerinde yer alırlar be boyları 2,5cm. Meyve: Başak şeklindedir. S. babylonica Atatürk Arboretumu’ndaki Göl Kenarı ( M.SARIBAŞ) Doğal yayılışı: Salkım söğüdün vatanı Çin olup S. alba ve S. fragilis’in ( buna S. seculpuralis’te eklenebilir) hibrididir. Dekoratif süs bitkisi olarak Türkiye’nin hemen her yöresinde havuz ve çeşme başlarında rastlanılır. Erkek fertlerine dek ender rastlanılır. Her ne Çin kökenli deniyorsa da Salix babylonica’nın doğal yayılış alanı bilinmeyen bir türdür. 87 Salix matsudana Koidz.var. Tortuosa Rohd.:Tirbuşon söğüdü, Arapsaçı söğüdü, Pekin söğüdü Boy: 10-15m’ye değin boy; 0,50m çap yapabilen, sık dallı bir ağaçtır. Tepe tacı: Oval, dallar kıvrıntılı ve aşağıya doğru sarkıktır. Kabuk: Gençlikle yeşilimsi-gri renkli, düz ve parlak kabuğu, ağaç yaşlandıkça mantarlıçatlaklı (boyuna) bir hal alır, rengi de koyu-gri kahverengine dönüşür. Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler ve yaşlı dallar ve hatta yaşlı gövdeler bile Tirbuşon biçiminde kıvrıktır, dönüktür; genç sürgünler sarımsı yeşil veya zeytuni yeşil renklidir, parlak ve çıplaktır. Tomurcuk: Uç tomurcuğu pseudo-terminaldir. Tomurcuklar sarımsı yeşil pullu, çıplak uç kısımları kırmızımsıdır. Salix matsudana’nın Peyzajda Kullanımı (Arcangeli 1998) Salix matsudana’nın Sürgün ve Dalları (M. SARIBAŞ) Yapraklar: Yapraklar 4- 10 x 0,6- 1,6cm boyutlarınadırlar; dar mızrak şeklinde (Uzun damla uçlu) kenarları sık ve ince dişlidir, üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü gri-yeşildir, her iki yüzü de çıplaktır. Yaprak 0,5cm uzunluğunda olup, spiral ve dönüktür. Çiçekler: Yapraklarla birlikte açılırlar. Özellikle kısa yaprak sürgünleri üzerinde görülürler; silindirik olup 1,5- 2,5cm boyundadırlar (Şekil. Habitat: Park ve bahçelerde kültive edilmektedir. Doğal yayılışı: Vatanı Kuzey Çin, Mançurya ve Koredir. Son yıllarda ülkemizde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Varyeteleri: “Pendula” formu aşağıya sarkık dalları bulunan dişi bir formdur, az dekoratiftir. 88 Cins: KAVAKLAR Tür: Populus alba L. ( Akkavak ) Syn. P. bolleana Lauche, P.nivea Wesmael: Beyaz kavak, Hollanda beyazı Boy: 15-25m (ender olarak 30-40m), 1m gövde çapı yapar. Tepe tacı: Geniş-konik, sonraları kubbe şeklindedir. Kabuk: Gri-yeşil renkten beyaz-krem rengine değin değişik renklerde olabilen kabukları vardır fakat genellikle parlak beyaz kabukları gövde üzerinde çatlamadan kalırlar; yaşlı gövdelerin dip kısımları pulludur. Populus alba’nın Muhtelif Organlarının Görünüşü A, Sürgün, B, Uzun sürgün yaprağı; C kısa sürgün yaprağı; D, Dişi çiçek kurulların taşıyan sürgün; E, Dişi çiçek; F, dişi içek; G, Çiçek brahtesi ( Laidlaw 1960’a atfen Yaltırık, 1003) Sürgünler/Dallar: Kalın dallıdırlar. Genç sürgünler sarı tüylüdürler ve tüylerin düşmesiyle dipten itibaren yeşil renge dönüşür; ikinci yılda ise soluk kahverengiye dönüşürler. Tomurcuklar: Hakiki terminal tomurcukludurlar; sürgünlere sarmal dizilmişlerdir ve yapışkan değildirler. Oval, sivri uçlu; Kahverengi-portakal rengi ve beyaz tüylerle örtülüdürler. 89 Populus alba’nın Muhtelif Şekillerdeki Yaprakları (M. SARIBAŞ) Yapraklar: Sürgünlere göre yapraklar farklılık gösterir; uzun sürgünler üzerindekiler 3- 5 (-7) parçalı loplu olup kenarları düzensiz dişli, alt yüzleri de beyaz tüylüdür. Tüy dökmezler. Kısa sürgünler üzerindekiler ise daha küçük ( 2,5- 6 X 3,5 -8cm), dairesel veya geniş eliptik kenarları düzensiz dilimli dişlidir. Yaprak gençken beyaz tüylüdür. Yaşlandıkça bu tüyler dökülür. Yaprak sapı yassı ya da silindirik 3-4cm uzunluğunda ve rengi sonbaharda sarıdır. Muhafaza Populetumu’unda Populus alba’lar/ Kocaeli, Kavakçılık Araştırma Enstitüsü Fidanlığı ( M.SARIBAŞ) Populus alba Dişi Çiçekleri ( M.SARIBAŞ) Populus alba Erkek Çiçekleri (http:// www.brg/pdf/PEUPLIER_BLANC) 90 Populus tremula (Titrek kavak) Boy: 15- 25 ( 30 )m’ ye kadar boylanan 1m’ye kadar çap yapabilen, silindirik gövdeli, sık dallı bir ağaçtır. Tepe tacı: Konik tepelidir. Kabuk: Yeşilimsi-gri renkli, parlak kabukları düzdür, baklava dilimi şeklinde büyük lentiseller (kovucuklar) taşır ( Şekil 71, 93 ); gövde kabuğu uzun süre çatlamadan kalır, yaşlı ağaçlarda tabandan başlayarak çatlaklı hale gelir. Yöresel dış koşullara bağlı olmakla birlikte 20- 25 yaşları arasında kabuğun düz ve parlak rengi matlaşmaya-koyulaşmaya başlamaktadır (Sarıbaş 1999). Populus tremula’larda Lentiselerin (kovucukların) Görünümü ( M. SARIBAŞ) Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler köşeli ve tüylüdürler, önceleri kahverengi daha sonra kahverengi kırmızıya dönüşmektedir Tomurcuklar: Kestane renginde, oval-konik; 1,5cm boyunda; tomurcuklar sürgünlere sarmal dizilmiş olup, terminal tomurcukludurlar. Çiçek tomurcukları büyük, dolgun ve yumurta biçiminde, küt uçlu; yaprak tomurcukları sivri uçlu, daha küçük ve yapışkandırlar. Populus tremula Yaprağının Sonbahar Görünümü ( M.SARIBAŞ) Yapraklar: Uzun sürgünler üzerindeki yapraklar sivri uçlu, yumurta biçiminde, dip tarafları yürek şeklindedir. Kenarları düzensiz dişli olup, alt yüzleri yumuşak tüylüdür (Şekil 93). 91 Kısa sürgünler üzerindeki yapraklar ise 3- 7 x3-7cm olup daire şeklindedir. Küt uçlu, dip tarafları ise hafif yürek şeklindedir. Üst yüzü koyu yeşil, alt yüzü grimsi -yeşil ve çıplaktır. Yaprak ayasının kenarları dilimli dişlidir. Yaprak sapı 0,5 x 2,5cm boyundadır. Yaprak sapı uzun ve basık olduğundan en küçük esintide aya sallanır ve ses unsuru oluşturur. Bu nedenle bu kavaklara “Titrek kavak” denilmektedir. Yaprak sapı izleri daire dilimi şeklinde olup, üzerlerinde üç adet iletim demeti izleri vardır. Populus tremula’nın Sürgün, Tomurcuk Yaprak ve Çiçekleri Çiçekler: Erkek çiçek başakçıkları (çiçek kurulları) hafif kıvrık olup ortalama 1-10cm boyunda; 1cm çapında ve uzun tüylerle kaplıdır. Erkek çiçeklerin her birinde 4- 12 etamin bulunmaktadır. Anterler koyu kırmızı ya da erguvan rengindedirler ve sonradan renklerini kaybederler. Dişi çiçek kurullarının ortalama boyları 4-12cm; dişi çiçek sayısı 160-200’dür (Sarıbaş, 1999). Populus tremula dişi çiçek (solda); Erkek çiçek(sağda) (http:// www.brg/pdf/PEUPLIER_TREMBLE) Doğal yayılışı: Titrek kavaklar hem vertikal, hem de horizontal yönde diğer doğal kavaklara göre daha geniş yayılış gösterirler. Bütün Avrupa, Kuzey-batı Afrika, Lübnan, Ön Asya, Kafkasya ve Sibirya’da yayılış yaparlar ( 70. Kuzey paraleline kadar).Doğuda Kuzey Çin’de 92 ve Kuzey Amerika’da yayılış gösterirler (Kuzey Amerika’da Populus tremuloides adını almaktadır). Habitat: Öncü ağaçlardır. Çeşitli nedenlerle açılmış olan (yangın v.s.) ormanlık alanlara ilk kez Titrek kavaklar gelmektedir. Ancak Titrek kavakların Türkiye’de öneminin henüz kavranamadığı yer yer istilacı gözüyle bakılarak ormanlardan kesilerek çıkarıldığı Populus tremula Odunundan Alınmış Enine Kesit ( M.SARIBAŞ) bilinmektedir ( Kuvaki 1985). Oysa kimi ülkelerde yamaç arazilerin ağaçlandırılmasında Titrek kavaklardan yararlanıldığı bilinmektedir (Şekil 98; 100), (Sarıbaş 1985). Titrek kavak odunu kirli beyaz renkte, yıllık halkalar yetişme ortamı koşullarına ve diğer bazı etkenlere bağlı olmakla birlikte genellikle geniştirler. Yaz odunu tabakası koyucadır, çok hafif ve yumuşak odunu vardır. Uzun yıllar kibritlik odun olarak kullanılmışlardır. Odununun kokusuz olması nedeniyle ambalaj sanayinde çokça kullanılmaktadır. Ancak yaşlı ağaçların odunlarında çokça görülen “öz çürüklüğü” kullanımı engellemektedir, (Sarıbaş 2003). Yangın Alanına Öncu Ağaç olarak Gelen Titrek kavaklar (www.ogm.gov.tr) Kırsal peyzaj oluşturmada, yol kenarı ve şev ağaçlandırmada çok kullanılan bir türdür. • • • Hızlı büyür, kuvvetli kök sürgünü yapar. Dere, nehir boylarında, orman içi açıklıklarda görülür. Bütün Avrupa, Kuzeybatı Afrika, Lübnan, Ön Asya, Kafkasya, Sibirya'da yayılmış, doğuda Çin'e kadar ulaşmıştır. 93 • Ülkemizde Güneydoğu ve İç Anadolu'da step bölgesi hariç tüm orman mıntıkalarında, yapraklı orman, karışık orman; (Abies-Fagus), Karaçam ve Sarıçam ormanlarında, deniz seviyesinden 2000-2350m yüksekliğe kadar çıkar. Karışıklığa gider. Titrek kavağın Türkiye’deki yayılışı görülmektedir (Sarıbaş, 1995.) Populus tremula’nın Türkiye’de Doğal Yayılışı (M.SARIBAŞ) P. t. cv. 'Pendula'- Sarkık dallı Titrek Kavak: Gösterişli, küçük bir ağaçtır. Dallar aşağıya doğru sarkıktır. Tarla kenarında Titrek kavaklar ( M.SARIBAŞ) 94 Populus x canescens (Aiton) Smith: (Boz Kavak), Gri kavak Populus canescens (Boz kavak)’in Muhtelif Organları (http:// www.brg/pdf/PEUPLIER_CANESCENS Boy: 25-40m boy; 2m gövde çapı yapan hibrit kavak türüdür. Uzaktan bakılınca ebeveynleri olan (P.alba ve P.tremula’nın doğal hibrididir) Akkavakları ya da Titrek kavakları andırırlar (Saatçioğlu, 1956; Yaltırık 1981). Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik, yaşlı ağaçlarda kubbe şeklindedir. Kabuk: Genç bireylerde kabuklar yeşildirler; yaşlı bireylerde gri ya da gümüşi beyaz renktedir. Sürgünler / Dallar: Sürgünler gençken tüylü beyaz renkte; daha sonra yeşil kahverengine döner. Tomurcuklar: Tomurcuklar oval ve koniktirler. Tomurcuk pulları kırmızı kahverengi ve dipleri beyaz tüylüdür; keza tomurcuk pullarının uçları da kahverengi ya da sarı tüylerle örtülüdürler. Yapraklar: Yaprak şekilleri çok değişkendirler. Yaprak ayası loplu değil, Titrek kavak yaprakları gibi geniş yumurta biçiminde olup, kenarları belirgin dişlidir. Ayanın alt yüzü beyaz tüylüdür fakat tüyler zamanla dökülür. Kısa sürgün yaprakları düzenli iri dişli, dip kısımları yuvarlak, kesik ya da kalp şeklinde, 5 loplu; Uzun sürgünlerdeki yapraklar loplu, alt yüzleri sürekli beyaz tüylerle örtülü ve 8cm boyunda, yaprak sapları tüylü ve 5cm boyundadırlar. Çiçekler: İlkbahar başlarında görülürler, erkek çiçekler gri-menekşe renginde, polenleri sarı renktedirler. Doğal yayılışı: Orta Avrupa’da ve Türkiye’de görülürler. Ülkemizde Edirne, AnkaraKaragöl, Muş vadisi, Van, Hakkari ve Batı Anadolu'da Muğla-Datça'da varlığı saptanmıştır. Herbaryum kayıtları yaptığımız araştırmalara göre (Sarıbaş 1989): Bursa-Ovakorusu; Edirneİpsala; Kırklareli-Demirköy-Longoz ormanları; Sakarya Süleymaniye-Acarlar Ormanları; Ankara, Bartın, Balıkesir, Muş vadisi, Van, Muğla-Datça; Ve Hakkari Şemdinli’de rastlanmıştır. • P.c. cv. 'Macrophylla': Çok büyük yaprakları olan bir kültivardır. Odunu diğer doğal kavak taksonlarına göre serttir, kokusuzdur. Yıllık halkaları belirgindirler. Odunu kızıl renge çalar. Özodunu ile diriodun arasında renk farklılığı bulunmamaktadır. Odununun kullanım yerleri daha ayrıntılı araştırılmalıdır. Populus x canescens taksonu 95 üzerinde titizlikle durulmalı, kimi ekotipleri genetik rezev olarak korunmalıdırlar (Sarıbaş 1989). Populus nigra (Karakavak) Karakavakların sadeleştirilmiş ve Bugala (1967) tarafından yapılmış sistematiğinde Avrupa ve Amerikan Karakavakları olarak iki alt seksiyona ayrılmışlardır: 1. Alt seksiyon Euro-asiaticae Bugala ( Avrupa ve Asya Karakavakları) 1.1. Populus nigra L. subsp nigra 1.2. Populus nigra L. subsp. caudina (Ten.) Bugala 1.3. Populus nigra L. subsp. nigra cv.’İtalica’ (‘Pyramidalis’) 1.4. Populus nigra L. subsp. nigra cv. ‘İtalica Foemina’ 1.5. Populus usbekistanica Kom. subsp. usbekistanica cv. ‘Afghanica’ 2.Alt seksiyon Americanae Bugala 2.1. Populus deltoides Burtr. 2.2. Populus trichocarpa Torr. And Gray Anadolu’da kavak ağacına geçmişten bu yana büyük önem verilmiştir. Doğal olarak yetişen kavakların yanında Anadolu’da yaşayan kavimler tarafından gerek Avrupa’dan ve gerekse Asya’dan değişik kavak taksonları Anadolu’da kültüre alınmıştır ve bunların büyük bir kesimi de Karakavaklara aittir denilebilir (Sarıbaş 1993). Doğan her bebek için bir miktar kavak dikme geleneği köylerde halen yaşatılmaktadır. Anadolu köylüsünün yetiştirmekte olduğu servi kavaklarının (piramidal karakavak) Türklerin anayurdu Orta Asya’dan göçler sırasında getirildiği, Ortadoğu ve Balkan ülkelerine kadar yayıldığı sanılmaktadır (Anon. 1994). Ülkemizde yaklaşık 145 000ha kavak ağaçlandırması bulunmaktadır ve bu alandan toplam 4,3milyon m3 kavak odunu üretildiği ifade edilmektedir. Bu alanın 77 000 ha’ ı melez kavak, 68 000 ha’ ı ise karakavak plantasyonudur. Gözlemlere göre karakavakların %40’ı, melez kavakların % 15’i alan ağaçlandırması olmayıp su kanalları, dere ve sulanan tarım alanları kenarlarındadır (Anon. 1999). Türkiye’de kavak ıslah çalışmaları ağırlıklı olarak Aigerios Duby seksiyonuna dahil kavak taksonları ile yapılmaktadır. Bu seksiyonu temsil eden kavak türleri P.nigra L. ve P.deltoides Bartr (Amerikan Karakavağı)’dır. P.deltoides Bartr. , Kuzey Amerika’da geniş yayılışı olan bir türdür.(Cooper 1990) Populus nigra L. subsp nigra: Karakavak Boy: 30m'ye kadar boylanan, 1,5-2m çap yapan ve kışın yapraklarını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Geniş yuvarlak tepeli, dalgalı sarkık dallıdır. Kabuk: Kahverengi, gri renkte olan kabuk ağaç yaşlandıkça kabuk, derin çatlaklı hale gelir. Genellikle kabuk üzerinde şişkinlikler (urlar) görülür. Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler sarı ve tüysüzdür, ikinci yıl zeytuni yeşil renk alır ve parlaklaşır, üzerinde dağınık lentiseller görülür. Tomurcuklar: Geniş, oval, konik, sivri uçlu, dar yumurta şeklindeki tomurcukların 4 -6 pulu vardır;0,7cm boyunda ve üzerleri kokulu, yapışkan koruyucu bir maddeyle sıvanmıştır. 96 Populus nigra-Karakavak Yaprakları (http:// www.brg/pdf/PEUPLIER_NOIR) Yapraklar: Uzun sürgünler üzerindeki yapraklar geniş üçgen biçimindedir. Ayanın boyu, eni kadar veya daha enli ve geniş olup yaprak sapı tarafındaki dip kısmı geniş kama şeklindedir. Yapraklar 5-8cm eninde 6-8cm boyundadır. Yaprak ayasının kenarları muntazam ve çok sayıda küçük, ince dişlidir. Her iki yüzü de çıplaktır. Yaprak kenarındaki camsı kısım tüysüzdür. Yaprak sapı uzun (4-6cm), ince, yan taraftan basık ve çıplaktır. Genç yapraklar yeşil ya da yeşil-bronz renginde olup ilkbaharda bu renkleriyle; sonbaharda sarı renklenmesiyle kırsal peyzaja doyumsuz güzellik katarlar. Çiçekler: İlkbaharda yapraklar açmadan önce görülürler. Erkek çiçek kurulu (başakçığı) 68cm uzunluğunda olup, her bir erkek çiçekte 15 -30 kadar etamin bulunmaktadır. Etaminler erguvan-kırmızı renktedir. Dişi çiçek kurulu ise 10-15cm boyunda olup yeşilimsi renktedir. Populus nigra Dişi ve Erkek çiçeği ( M. SARIBAŞ) Meyve: Kapsül meyve 2 valfle açılır, tohum yazdan önce olgunlaşır. Dişi çiçeklerin pamukçukları bazen polenlerle karıştırılırlar; aslında pamukçukları bazen kentlerle kirlilik yaratabilirler(Sarıbaş 1993). 97 Koloroz etkisiyle Yazın Sararmış Karakavaklar, Bilecik/Osmaneli (M.SARIBAŞ) Populus nigra’nin Sürgün, Tomurcuk, Yaprak, Çiçek ve Meyveleri (http:// www.brg/pdf/PEUPLIER_NOIR) Doğal yayılışı: Kuzey hariç Tüm Avrupa’da ve Anadolu’dan Orta Asya’ya kadar; Kuzey Afrika’da geniş bir doğal yayılış alanına sahiptir. Doğu Avrupa'da 60° kuzey enlemine kadar çıkar. Sürgün verme özelliği fazladır. Kültür kavaklarının pek çoğu Karakavak kökenlidir ve kavaklarda klonal üretim yapılmaktadır. Türkiye’de Kavakçılık Enstitüsü’nün çalışmalarıyla kavakçılık çok gelişmiş ve bu enstitünün çalışmalarıyla birçok melez kavak klonu üretilmiştir. Türkiye’de ayrıca kavakçılık işleriyle ilgilenmek üzere “Türkiye Milli Kavak Komisyonu” kurulmuş ve “Uluslararası Kavak Komisyonu”na üye olunmuştur ( Sarıbaş, 1996). Üretilmesi gövde çelikleriyle kolayca yapılmaktadır. Peyzaj düzenlemelerinde, yol kenarı ağaçlandırmalarında ve halk kavak ağaçlamalarında en fazla kullanılmaktadır. Açık renkli odunu, kaplamada iskelet olarak, kibrit yapımında, selüloz ve kağıt endüstrisinde kullanılır. Anadolu'da ise yapı ve yakacak odunu olarak kullanılır. Çiçeklerine arılar konarlar. Kavak kömüründen aynen söğütte olduğu gibi tıbbi amaçlarla yararlanılmaktadır. Tomurcukları “Populeum” adında ağrı dindirici bir mehlem yapımında kullanılmaktadır. 98 Anadolu’da Köylerin Vazgeçilmez Ağaçları, Karakavaklar (M.SARIBAŞ) Habitat: Tam bir ışık ağacıdır. Gevşek, nemli toprakları sever. Hızlı büyür; hızlı büyüyen türlerin en önemlilerinden olduğu için tüm dünyada yukarıda değinildiği gibi kültürü yapılmaktadır. Kök sistemi yayvandır. Türkiye’deki yayılışı: Bugünkü bilgilere göre, Bolu, Zonguldak: Yenice-Karabük arası; Ankara, Kızılcahamam: Karaseki Üstü; 1400m. Kastamonu: Tosya gibi kuzeybatı Anadolu'da doğal olarak bulunmaktadır. Bilinen Bazı Alttürleri Populus nigra L. subsp. caudina (Ten) Bugala ( Syn.: P. caudina Tenore) Bugala’ya (1967) göre bu takson coğrafik alt türdür ve bazı kseromorfik özellikler gösterir. Genç sürgünler, yaprak sapları ve çiçek kurulu eksenleri tüylüdür ve tüyler dökülmez. Genel yayılış alanları Akdeniz bölgesi’nde ( Mediterranean ) İspanya, Sicilya, Güney İtalya, Arnavutluk, Yugoslavya, Yunanistan ve Türkiye’dir. Doğu İran’a kadar uzanır. Yaprak sekli ve büyüklüğü bakımından subsp. nigra’ya benzerse de, daha polimorftur. Tomurcukları koruyucu madde ile çok bol olarak sıvanmıştır. Yaprak kenarındaki yarısaydam dişlerin ucundaki guddeler daha bariz ve kuruduğunda kahverengiye döner. Gövde kabukları derin çatlaklı ve koyu renklidirler. Ülkemizde Güney ve Doğu Anadolu’da, Antalya: Serik, Kocaçay ve Bozçay yatağında, Maraş: Süleymanlı, Tunceli; Pülümür deresi boyunca uzanır ve yaygındır (Yaltırık 1993). Populus nigra L. subsp. nigra cv. ‘İtalica’ ( Pyramidalis ) (Avrupa Piramidal Karakavağı; İtalyan Sevi kavağı; Lombardy kavağı) Karakavağın bir mutant’ı olan bu Kavak taksonunda dallar gövdeye paralel denecek şekilde çok dar açı yaparak uzadığı için sütun gibi bir dış görünüşe sahiptir. Servi’ye ( Cupressus sp.) benzediği için Anadolu’da “Servi kavağı” adı verilmiştir. Gövde kabukları Populus nigra’da olduğu gibi, genç ağaçlarda bile esmer, koyu renklidir ve boylu boyuna çatlaklıdır. 99 Anadolu servi kavağı Plantasyonu Konya-Ereğli ( M.SARIBAŞ) Gövdenin toprağa yakın alt kısımları birden bire kalınlaşır (nayloid bir şekil alır); çıkıntılı ve oyuntuludur. Tüm fertleri erkek çiçek taşırlar. Kurak iklimde iyi bir gelişme göstermezler; rutubet isteği fazladır. Güney ve Orta Avrupa’ya iyi intibak etmiştir ( Yaltırık 1993). Populus nigra L. subsp. nigra cv. ''İtalica Foemina” Bu kültivarın tüm fertleri dişi çiçek kurullarını taşırlar. “ İtalica” kültivarından daha dağınık ve dalları geniş piramidal yapıdadırlar. Portakal sarısı renkte sürgünleri kışın etkileyicidirler (Yaltırık 1993). Populus usbekistanica Kom. subsp. usbekistanica cv. ‘Afghanica’: Asya Servi kavağı Orta Asya Orijinli olan bu kültivarın Tien-Shan, Pamir, Altay, Hindikuş, Himalaya ve Tibet’te, Anadolu, Kafkasya, Kırım, Balkanlar ve Kuzey Afrika’da yaygın olarak kültürü yapılmaktadır. Asya Servi kavağının en belirgin özelliği, gövde kabuklarının çok bariz olarak “kireç beyazı” renkte olmasıdır. Tüm fertleri dişi çiçek kurulları taşırlar. Gövde ‘İtalica’dan farklı olarak dipten itibaren yukarı doğru silindiriktir. Kontinental iklime intibak edebilmiştir. Orta Avrupa’da donlardan zarar görmekte ve sağlıklı bir gelişme gösterememektedir. Rutubet isteği daha azdı. İncelendiğinde, Asya Servi kavağı kültivarı Orta Asya’dan batı Anadolu, Avrupa ve Afrika’ya göç eden kavimler tarafından getirilmiş olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Anadolu’ya ve Balkanlar’a doğan çocukları için Kavak dikme geleneğine sahip Türkler tarafından getirilmiş olduğu savlanmaktadır. 100 Asya servi kavağı cv. ‘Afghanica’ ile İtalyan servi kavağı cv.’İtalica’nın ortaya çıkış merkezlerinden kültür yolu ile Yayılış Yönleri (siyah oklar cv.’Afghanica’, çizgili oklar cv.’ İtalica’yı göstermektedir (Bugala 1967’ya atfen Yaltırık, 1993. Fam: JUGLANDACEAE: Cevizgiller JUGLANS L. – CEVİZ Juglans regia L. – Yaygın Ceviz Boy: 25 (-30) m’ ye kadar boylanabilen ve 2- 2,5m (yaşlı ağaçlarda) çap yapabilen, kışın yaprağını döken geniş tepeli bir ağaçtır. Juglans regia’nın Kabukları ( M. SARIBAŞ) Şekil 123. Juglans regia’nın Sürgün, Tomurcuk, Yaprak ve Çiçekleri (Hempbell Wilhelm’den) 101 Tepe tacı: Kısa bir gövde üzerinde yükselen yuvarlak bir tepe tacına sahiptir. Orman koşullarında daha dar bir tepe yapısına sahiptir. Kabuk: Gövde kabuğu gümüşi–gri renkte, parlak ve çatlaksız olup uzun yıllar çatlamadan kalır. Daha sonra derin çatlaklı hale dönüşür. Sürgünler / Dallar: Kalın, silindirik, gri-kahverengi, çıplak olan sürgünler üzerinde gözle görülebilecek büyüklükte ve çok sayıda beyaz lentiseller bulunur; sürgün özü bölmelidir: kuru kafa şeklinde yaprak sapı izi üzerinde 3 adet iletim demeti izi görülür. Tomurcuklar: Uç tomurcuğu terminaldir. Tomurcuklar pullu (2) ve sapsızdır; 0,3- 0,8cm’dir. Çoğunlukla yaprak koltuğunda yedek ikinci bir tomurcuk vardır. Yapraklar: Tek tüysü olan yapraklar 22-40cm uzunluğundadır. 5- 9 (11) yaprakçığa ayrılmıştır, aromatik kokulu yaprakçıklar eliptik ters yumurta şeklindedir, ucu küt veya hafif sivricedir, kenarları tamdır, her iki yüzü çıplaktır, yalnız yaprakçıkların alt yüzünde damarların birleştiği yerde tüy demetleri mevcuttur. Yaprakçıklar ortadamara karşılıklı dizilmiş olup, 6-12cm uzunluğundadırlar. Juglans regia’nın Tüysü yaprakları ve Meyveleri (trees-online.co.uk) Çiçekler: İlkbaharda yaprakların açılmasıyla birlikte görülürler. Erkek çiçek kurulları taslak halinde kışı açıkta geçirirler, sürgünler üzerinde yan durumlu olarak yer alırlar ve aşağı sarkarlar; dişi çiçekler fakir kururlar halinde (birkaçı bir arada) genç sürgünlerin ucunda yer alırlar ve terminal durumludur. Juglans regia’nın Sürgün, Yaprak ve Tomurcukları (Yaltırık 1981) 102 Meyve: Meyvesi çekirdekli sulu meyve olup, ekzokarp yeşil renkli ve çıplaktır, 4-5cm çapındadır, takriben küre şeklindedir. Habitat: Avrupa’nın güneyinden başlar, Birmanya’ya kadar yayılışı devam eder, oradan da Çin’e kadar devam eder, özellikle Himalaya ve Orta Asya’da yoğun olarak bulunmaktadır. Türkiye’de Doğu Anadolu’da doğal olarak yetişmekle beraber, hemen hemen her tarafta kültüre alınmıştır. Juglans regia’nın Muhtelif Organlarının Görünüşleri (www.plant.pictures.de) 2.Juglans nigra L. – Kara Ceviz Boy: 15-35m boy (hatta 50m boy yapan fertlerine rastlanılabilmektedir) ve 2m’ye kadar çap yapan kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Ceviz türleri içinde en değerli olanıdır denilebilir. Tepe tacı: Tepe tacı yuvarlak ya da kubbe şeklindedir. Kabuk: Esmer, koyu kahverengi, ince tüylü olan kabuk ikinci yıldan itibaren gri renge dönüşür ve haç şekline benzer lentiselleri vardır. Tomurcuk: Terminal tomurcuklar küçük, kısa, küt-konik ve üzerinde birkaç tüylü pul bulunur; yan tomurcukları daha küçüktür ve yan tomurcuklar meşelerde olduğu gibi superpoze (üst üste) konumda olabilirler. Tomurcuk boyları 0,3- 1,2cm’dir. Juglans nigra’nın Tomurcukları ve Yaprak Sapı İzleri (http://botany.csdl.tamu.edu/FLORA/cgi/gateway_family?fam=Juglandaceae) 103 Sürgünler/Dallar: Genç sürgünler kalın, açık kahverengi veya esmer – portakal sarısı renktedir, lentiseller belirgindir; bölmeli sürgün özü devetüyü rengindedir. Yapraklar: Tüysü yaprağı oluşturan yaprakçık sayısı 15- 23 adettir, bunlar sapsız olarak kalın ve tüylü bir orta eksene (tüysü yaprak orta damarı: rachis) sapsız olarak oturmuşlardır; yumurtamsı – mızrak şeklinde, sivri uçlu, dip tarafları çarpıktır; kenarları ince ve sık dişlidir; üst yüzeyleri parlak, koyu sarımsı- yeşil ve çıplak, alt yüzeyleri ise soluk yeşil tüylüdür, 612cm boyunda, 2- 3cm genişliğindedir. Yaprak sapı yuvarlaktır (dip kısmı hariç) 0,1cm- 2cm boyundadır. Sonbahar renklenmesi sarıdır. Juglans nigra’nın Tüysü Yaprakları (http://botany.csdl.tamu.edu/FLORA/cgi/gateway_family?fam=Juglandaceae) Çiçekler: Erkek çiçek kurulları 6-12cm boyundadır, her bir erkek çiçeğin 20- 30 kadar etamini vardır. Dişi çiçeklerin 2-3’ü bir arada bulunur. Juglans nigra’nın Erkek Çiçekler (http://botany.csdl.tamu.edu/FLORA/cgi/gateway_family?fam=Juglandaceae) 104 Meyve: Kabuklu meyve küremsi, 3,5-5cm çapındadır, önceleri sarımtırak- yeşil ve tüylüdür, mezokarp esmer, çok kalın ve üzeri derin oyuntuludur, kolay kırılmaz. Tadı tatlıdır. Doğal yayılışı: Karaceviz, Kuzey Amerika’nın doğusundaki yapraklı ormanlarda yetişen ceviz türleri içerisinde en değerli olanıdır. Derin zengin ve rutubetli, aluviyal orijinli topraklarda ilk senede tohumdan çıkan fidecikler 90cm boyun boy yapabilirler; 35 yılda 30cm çapa ulaşırlar. Derine giden yaygın bir kök sistemine sahiptir. Bu tür toprak şartlarına karşı duyarlıdır, fakir topraklarda çok yavaş büyür. Doğal yayılışı alanlarında, büyük saf meşçereleri yoktur, çoğunlukla meyvelerinin sincaplar tarafından taşınıp gömülmesi sonucu çoğalır, yayılır. Liriodendron tulipifera, Fraxinus americana, Rrunus serotina, Tilia americana, Fagus grandifolia, bazı Carya ve Quercus türleri ile karışıklığa girer. Ülkemizde olduğu gibi, Amerika’da da kerestesi nedeniyle bu cevizler ormanlardan yok edilircesine kesilerek çıkartılmışlardır. Meyvesi kalın kabuklu olduğu için değerli değildir; son yıllarda ince kabuklu meyvelerin geliştirilmesine ve yayılmasına çalışılmaktadır. Juglans regia’nın Islah Edilmiş Yöresel Irkı “Şebin cevizi”/Bolu Orman Fidanlığı ( M.SARIBAŞ) Değerli bir park bitkisidir. Bahçeköy’de Orman Fakültesi Parkında iyi gelişmiş, meyve veren birkaç örneği vardır. PTEROCARYA Kunth. – KANATLI CEVİZ Pterocarya fraxinifolia (Lambert) Spach. – Dişbudak Yapraklı Kanatlı Ceviz veya Yalankoz Syn. Juglans fraxinifolia Lambert Boy: 20- 35m boyunda ve 2m çapında kışın yaprağını döken bir ağaçtır (Yaşlı bir ferdinde göğüs çapı 1,8m kadar ölçülmüştür (İçel: Erçel Köyü). 105 Pterocarya fraxinifolia’nın Sürgün, Yaprak ve tomurcukları (Yaltırık 1981) Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik sonra yuvarlak ve geniş tepeli bir ağaçtır. Bazen çok gövdeli olabilmektedir. Kabuk: Gövde kabuğu derin, boyuna çatlaklıdır. Sürgünler / Dallar: Zeytuni kahverengi veya gri kahverengi ve çıplak olan sürgünler üzerinde bol sayıda, iğ şeklinde ve büyük lentiseller bulunur, sürgün özü bölmelidir; üzerinde 3 adet yay şeklinde iletim demeti izi taşıyan yaprak sapı izi yarım daire biçimindedir. Tomurcuklar: Uç tomurcuğu terminaldir. Tomurcuklar çıplak (pulsuz), saplıdır ve tarçınikahverengidir; superpoze konumdadır (2-3cm boyundadır). Pterocarya fraxinifolia’nın Tüysü Yaprakları (http://botany.csdl.tamu.edu/FLORA/cgi/gateway_family? fam=Juglandaceae) Yapraklar: Tek tüysü olan yaprakları 25-40cm uzunluğundadır, 7 -27 (genellikle 15- 21) adet yaprakçık orta damara karşılıklı olarak dizilmişleridir, yaprakçıklar dar yumurtamsı veya geniş mızrağımsı şeklindedir. (5 -12 (bazen 20cm) x 2,5 -4,5cm.), uçları sivrice, dip tarafları çarpıktır, kenarları keskin çift sıralı dişli olup, her iki yüzü de çıplaktır, ancak alt yüzünde hafif yıldız tüyler görülür, aromatik kokulu değildir. Sonbahar renklenmesi sarıdır. Çiçekler: İlkbahar sonlarında genç sarı yapraklarla birlikte görülürler. Birçok çiçekten oluşan erkek çiçek kurulları aşağı doğru sarkar ve 10-15cm uzunluğundadır. Başak şeklinde ve sarı renkte olan dişi çiçek kururları da sarkıktır ve 5-12cm uzunluğundadır. Meyve: Önceleri yeşil, olgunlaşınca kahverengi olan meyve 2- 2,5cm genişliğindedir. Meyvesi küçük, kanatlı bir nustur ve birçok meyve bir arada 25- 50cm uzunluğunda aşağı sarkan kurul oluştururlar. Meyve 2 kanatlıdır ve içindeki fındığa benzer kısım 1cm çapındadır. 106 Pterocarya fraxinifolia’nın Meyvelerinin Sonbahardaki Görünüşü (http://botany.csdl.tamu.edu/FLORA/cgi/gateway_family?fam=Juglandaceae) Doğal yayılışı: Kafkasya, Batı İran’da yayılış gösterir. Bilhassa Hazar Denizi kıyılarındaki ormanlarda görülürler. Türkiye’de Kuzey Anadolu’da Kocaeli, Adapazarı, Akçakoca, Zonguldak, Samsun; Gelemen; Güney Anadolu’da ise Mersin, Maraş ve Gaziantep dolaylarında doğal olarak bulunmaktadır. Habitat: Rutubetli balçık topraklarda hızlı büyüyen bir türdür. Kütük sürgünleri ile kolaylıkla çoğaltılabilir. Nehir ve göl kenarlarında, büyük parklarda soliter olarak veya küçük gruplar halinde dikilmek sureti ile değerlendirirler. Keza Avrupa’da da süs bitkisi olarak değerlendirilmektedir. Fam: BETULACEAE: HUŞGİLLER BETULA L.: HUŞ Betula pendula Rothwell.: Akhuş, Siğilli huş, Avrupa Salkım huşu, Ağlayan huş Syn.: B. verrucosa Ehrhart; B. alba Boy: 14-30m’ye kadar boylanan, 0,40cm çap yapan (bazen 1m’yi aşabilir) ve kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Dalları aşağıya doğru sarkık, dik duruşlu bir ağaçtır. Kabuk: Tepeye doğru gümüşi beyaz, geniş ve ince levhalar halinde soyulabilir, lentiseller enine uzun çizgiler halindedirler; yaşlı ağaçların dip kısımlarındaki kabuklar kaba, esmer ve çatlaklıdırlar. 107 Betula pendula’nın Genel Görünümü Sofya Üniversitesi Bahçesi (M.SARIBAŞ) Sürgünler / Dallar: kahverengi-yeşil renkte olup ilk kıştan itibaren kahverengi kırmızı renge dönüşürler. Genç sürgünler son derecede elastikidirler ve aşağıya doğru sarkıktırlar. Kütük sürgünleri tüylü, taze sürgünler yapışkandırlar. Tomurcuklar: Uç tomurcuğu pseudo-terminaldir, tomurcuklar yan sürgünlere almaçlı dizilmişlerdir. Tomurcuklar sivri uçlu, dip kısımları şişkin ve sürgünlere yatık vaziyette olup, tomurcuk pulları kahverengi-yeşil renkte yapışan ve çıplaktırlar. 0,4- 0,5cm boyundadırlar. Yapraklar: 3-7cm uzunluğunda ve 2,5 -4,5cm genişliğinde, sivri damla uçlu, yaprak dip kısmı kama gibi daralan, yaprak kenarları çift sıralı dişli, üst yüzü canlı yeşil renkte, alt yüzü sarımsı- yeşil renktedir. Sonbahar renklenmesi koyu sarı renktedir. Yaprak sapları kanallı ve 2-3cm uzunluğundadırlar; rüzgarla aynen Titrek kavaklar gibi titrerler. Yaprak saplarının sürgünler üzerinde bıraktıkları izler daire dilimi şeklinde olup, üzerlerinde üç adet iletim demeti izi vardır. Çiçekler: Erkek çiçek kurulları sonbaharda ortaya çıkarlar; kışı açıkta geçirirler; 3 -4 tanesi bir aradadırlar ve 8-10cm’ye olgunlaşınca ulaşırlar ve aşağıya sarkarlar. Dişi çiçekler kışı tomurcukta geçirirler ve yapraklanma ile birlikte görülürler. Dişi çiçekler ortalama 2-4cm uzunluğundadırlar ve önceleri söğütler gibi dik dururlar, döllendikten sonra aşağıya sarkarlar. Dişi çiçek başakçıklarının renkleri önceleri yeşildir; olgunlaştıklarında kahverengine dönüşürler. Meyve: Dişi çiçek kurulunu oluşturan 3 loplu meyve pulları sonradan dağılır ve pulların iç tarafında yer alan kanatlı nus meyveler etrafa saçılırlar. Tohumlar haziran-ağustos aylarında olgunlaşırlar ve genişçe kanatlıdırlar. Çimlenme yeteneklerini 6- 12 ay içersinde kaybederler. Doğal yayılışı: Bütün Avrupa’da ve Anadolu, Kafkasya, Kuzey Irak Kuzeybatı İran ve Batı Sibirya’da doğal yayılış yaparlar. Türkiye’de Doğu ve Kuzey Anadolu’da; Nemrut dağı krateri içerisinde, Tunceli, Ovacık Munzur vadisinde, Artvin-Ardanuç, Erzincan, Erzurum, Muş, Gümüşhane, Kars dolaylarında 1800- 3000m yükseltiler arasında doğal yayılış yaparlar. Habitat: Huşlar serin ve ılıman iklimlerin ağacıdırlar. Kuvvetli ışık türü olup bol güneşli yerlerde yetişirler. Kuru kum topraklarından ıslak turbalıklara değin değişik toprak koşullarında yetişebilirler. Gençken yavaş, sonraları hızlı büyürler; kütük sürgünü verme 108 yetenekleri vardır. Üretimleri tohumla yapılır. Ağır topraklarda ve dumanlı yerlerde de yetişebilirler. Kent iklimine dayanıklıdırlar. Betula pendula Yol Kenarı Ağaçlaması, Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü ( M. SARIBAŞ Betula litwinovii Doluch: Kafkas tüylü huşu 15-20m’ye kadar boylanan Betula pendula’ya göre daha fazla dallı, geniş tepeli, dalları yukarı ve kısmen de yanlara doğru uzanmış olup, aşağıya sarkmazlar. Gövde kabukları pembemsi beyazdır; geniş ince levhalar halinde soyulmaktadır. Diğer özellikleri B.pendula’ya benzerdir. Yaprak sapları 1-2,5cm; yaprak alt yüzleri damarlar boyunca tüylüdürler. Meyve örtüsünün yandaki iki lobunun daha kısa ve yukarı doğru olması ve üzerinin tüylü olması ile B. pendula’dan ayrılırlar. Betula litwinowii Artvin-Şavşat Cevizli Köyü ( M.SARIBAŞ Vatanı Kuzey-Doğu Anadolu’dur. Türkiye’de Gümüşhane-Bayburt Aşkale arası, Kop geçidinin güneyi, Kağızman’ın doğusu, Tunceli-Pülümür-Selepur arası, Cimil üzeri, Keşiş dağı (Erzincan) doğal yayılış yaptığı alanlardır. Bu doğal yayılış alanlarında genellikle 17002800m’ler arasında bulunurlar (Yaltırık, 1993) Betula medwediewii Regel: Kızılağaç Yapraklı Huş 109 Betula medwediewii Yaprağı (http://en.wikipedia.org/wiki/Betula) Boy: 6-16m’ye kadar boylanan, 0,3m çap yapan, kalın dallı küçük bir ağaçtır. Tepe tacı: yassı kubbe şeklindedir. Kabuk: Gümüşi, kahverengi olan kabuk ikinci yıldan sonra kahverengi ve tüylüdür. Yuvarlak lentiselleri olup kabuk güzel kokuludur. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler vişneçürüğü ya da kahverengidirler. Önceleri tüylü olup sonraları çıplaklaşırlar. Betula medwediewii Yaprak, Çiçek ve Genel Görünümü (RUSHFORTH 2000) Tomurcuklar: Geniş, oval ve sivri uçlu olup parlak yeşil renktedir; 1,2cm boyundadırlar ve yapışkandırlar. Yapraklar: Genel görünümleriyle kızılağaç yapraklarını andırırlar (Şekil…). Yapraklarda 811 çift damar taşırlar. Alt yüzleri soluk yeşil olup damarlar boyunca tüyler bulunmaktadır. Yaprak boyutları 5-10cm boyunda ve 4-7cm enindedirler. Yaprak sapları 1-1,5cm boyunda olup kanallıdırlar ve kahverengi ya da beyaz tüylerle örtülüdürler. Sonbahar renkleri altın sarısıdır. Çiçekler: Erkek çiçekler dik dururlar, oysa dişi çiçekler ise aşağıya yöneliktirler. Tohumlar: Yuvarlakçadırlar, mercimek büyüklüğündedirler ve geniş kanatlıdırlar; ikinci yılda çevreye dağılırlar. Doğal yayılışı: Kuzey-doğu Anadolu ile Batı Trans-Kafkasya’ya özgü relikt bir türdür. Ülkemizde Murgul Şevval tepe’de, Çoruh vadisinde Hatila ormanında (1300m), Rize Vartar yaylasında (2000), ladin ormanlarında veya Rhododendron ponticum’lar arasında tek tek veya küçük gruplar halinde bulunurlar. 110 Avrupa’da parklarda kullanılmalarına karşın Türkiye’de hiçbir parkta yer almamaktadır ALNUS Mill. : KIZILAĞAÇ Alnus glutinosa (L.) Gaertn – Kızılağaç, Glutenli kızılağaç, Yaygın kızılağaç Boy: 15-25m boy, 1m çapa yapabilen kışın yaprağını döken ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda piramidal ya da ovaldir; daha sonra piramidal ya da sütün şeklindedir; çoğunlukla çok gövdelidirler. Kabuk: Genç ağaçlarda kahverengi-kırmızı renkte; sonraları koyu kahverengi- gri kahverengindedir. Üzerlerinde stoma çizgileri vardır. Yaşlı ağaçlarda aşağıya doğru derin çatlaklar oluşur ve plakalar halinde çatlarlar. Sürgünler/ Dallar: Sürgünler kırmızımtırak-yeşil olup, üzeri yapışkan tüylüdür, yapışkan madde sürgün üzerinde kuruduğundan açık gri renkli görülür; sürgün üzerinde gözle görülebilecek kadar büyük, iğ biçiminde lentiseller bulunmaktadır. Tomurcuklar: Oblongturlar, iki pulla örtülü olan tomurcuklar gri ve kubbe şeklinde ve 0,7cm’dir; 0,5cm boyunda bir sap üzerinde yer almaktadır. Alnus glutinosa’nın Muhtelif Morfolojik Kısımları (Hempbel-Wilhelm’den) Yapraklar: Yaprakları büyük (3,5- 11x 3 -9), yuvarlak-ters yumurta biçiminde olup, dip tarafı kama şeklinde veya yuvarlak, ucu ise girintili (kertikli), küt veya kesik-yuvarlaktır; 4-8 (-9) çift yan damarlıdır; kenarları kaba biçimde çift sıralı dişlidir; her iki yüzü de çıplak olup, sadece alt yüzünde damarların birleştiği yerde açılarda tüy demetleri görülür. Çiçekler: Erkek çiçek toplulukları violet-kahverengidir, meyve kurulu 3 -5 adedi kısa bir eksen üzerinde bir arada bulunur, her biri 1- 1,8x0,6- 1,1cm.boyutlarındadır, yumurta biçimindedir. Dişi çiçek kurullarından 2 veya 3’ü bir araya gelerek kışı açıkta geçirirler. Dişi çiçek dihazyumunun orta çiçeği yoktur. İki yan çiçeği gelişmiştir. Meyve: Dişi çiçek kurullarından 2 veya 3’ü bir araya gelerek kışı açıkta geçirirler. Dişi çiçek dihazyumunun orta çiçeği yoktur. İki yan çiçeği gelişmiştir. Afrika’nın kuzeybatısı, tüm Avrupa (ekstrem güney ve kuzey bölgeler hariç), Kafkasya, İran’ın kuzeyi olmak üzere çok geniş coğrafi yayılışa sahip olan bu kızılağaç türü ülkemizde de oldukça yaygındır ve üç alt tür ile temsil edilmektedir. 111 Alnus glutinosa üç alt türe ayrılır: Alnus glutinosa (L.) Gaertn. subsp. glutinosa Alnus glutinosa (L.) Baertn. subsp. barbata (C.A. Mey.) Yalt. Alnus glutinosa (L.) Gaertn. Subsp. Antitaurica Yalt. Alnus glutinosa (L.) Gaertn. subsp. glutinosa Boyu 20 (--30)m.’ye kadar ulaşabilen, düzgün gövdeli bir ağaçtır. Önceleri yeşilimsi esmer, düzgün ve parlak kabuğu ileri yaşlarda boyuna çatlaklı olur, koyu gri-esmer bir renge dönüşür. Sürgünler kırmızımsı-yeşil olup, üzeri yapışkan tüylüdür, yapışkan madde sürgün üzerinde kuruduğundan açık gri renkli görülür; sürgün üzerinde gözle görülebilecek kadar büyük, iğ biçiminde lentiseller bulunmaktadır. Yaprakları büyük (3,5- 11x 3 -9), yuvarlak ve terstir. Alnus glutinosa subsp. glutinosa’nın Yaprak ve Meyveleri ( M.SARIBAŞ) yumurta biçiminde olup, dip tarafı kama şeklinde veya yuvarlak, ucu ise girintili (kertikli), küt veya kesik-yuvarlaktır; 4-8 (-9) çift yan damarlıdır; kenarları kaba biçimde çift sıralı dişlidir; her iki yüzü de çıplak olup, sadece alt yüzünde damarların birleştiği yerde açılarda tüy demetleri görülür. Erkek çiçek toplulukları violet-kahverengidir, meyve kurulu 3 -5 adedi kısa bir eksen üzerinde bir arada bulunur, her biri 1 -1,8x0,6 -1,1cm boyutunda, yumurta biçimindedir. Dar kanatlı nus koyu kestane rengindedir. Bu alt tür Trakya, Marmara çevresi, Batı Karadeniz ve kısmen de Doğu Karadeniz bölgeleri ile Muş: Hasköy, Pirtinik Deresi, Bitlis: Hizan, Maraş: Andırın, Çuhadarlı gibi Güneydoğu Anadolu’da bir yayılış gösterir. En fazla bulunduğu Marmara çevresi ile Batı Karadeniz sahil ormanlarında, vadi tabanlarında, dere kenarlarında, bataklık, durgun sulu yerlerde yetişir. Deniz seviyesinden 1600m. yüksekliğe kadar çıkar. Işık ve özellikle toprak nem isteği fazladır. Kuvvetli kütük sürgünü yapar. Bu nedenle çoğunlukla baltalık olarak işletilir. Odunları yumuşak, kesildikten ve hava ile temas ettikten sonra, portakal sarısı veya kırmızı bir renk alır, su altında dayanıklıdır, yalancı geniş özışınlarına sahiptir, kolay yarılır; en fazla kontrplak yapımında kullanılır. 112 Alnus glutinosa (L.) Baertn. subsp. Barbata (C.A. Mey.) Yalt. (Syn : Alnus barbata C.A. Mayer)- Sakallı Kızılağaç Vatanı Kafkasya, Kuzey İran ve Kuzeydoğu Anadolu olan bu Kızılağaç taksonu çoğunlukla boylu ağaç, bazen da boylu çalı halindedir. Adi Kızılağaç’a benzerse de, ondan bazı özelliklerle ayrılır. Geniş yumurta veya elips biçimdeki yaprakları taze iken yapışkan değildir. 6- 18 x 4-9cm.boyutlarındaki ayanın kenarı basit veya çift dişlidir; önceleri her iki yüzü de yumuşak tüylüdür, sonraları üst yüzündekiler dökülür, çıplaklaşır; alt yüzünde damarların birleştiği yerde kirli sarı kırmızı tüy demetleri vardır. Bu nedenle “Sakalı Kızılağaç” adı verilmiştir. Ayanın uç kısmı yuvarlakça veya sivridir, fakat kertikli değildir; yan damar sayısı 8- 11 çifttir. Meyve kurulu 1- 1,8 x0,6- 1,1cm.boyutlarındadır; nuks yuvarlakça, ucu sivri, çok dar kanatlıdır. Bu Kızılağaç alttürünün ekolojik özellikleri bir öncekine benzer: Nemli yerlerin bir ağacıdır. Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Çoruh (Artvin) illeri dahilinde kalan yapraklı ormanlar ile saf Ladin ormanlarında, rutubetli yamaçlar, vadi tabanları, dere kenarları Sakallı Kızılağaç’ın bulunduğu yerlerdir. Rize ve çevresinde dağ, taş Kızılağaç ile kaplıdır. Deniz seviyesinden 1700m. yüksekliğe kadar çıkar. Alnus glutinosa (L.) Gaertn. subsp. Antitaurica Yalt.-: Toros Kızılağacı()٭ Bu alttür 6-7m.’ ye kadar boylanabilen küçük bir ağaçtı. Genç sürgünleri boz renkli tüylerle örtülmüştür. Yaprakları çoğunlukla dairemsi (suborbicular) veya geniş eliptik (3,5 -6,5x35cm.boyutlarında) bir yapıdadır; kenarları çift sıralı dişlidir. Gençken her iki yüzü de tüylüdür. Sonraları üst yüzü seyrek tüylü veya çıplak, alt yüzü ise sık tüylerle örtülmüştür; yaprak sapları da tüylüdür. Kozalak 1-1,5x 0,8-1cm boyutunda, kanatlı nus 2mm uzunluğundadır. Alnus glutinosa subsp. antitaurica Meyveleri (E. DEMİREL) Bu Kızılağaç taksonu, Adana: Kozan – Feke arasında, Karataş, Çaydönen yakınında; Hatay – Osmaniye, Yarpuz’da; Maraş: Göksun’un 5km güneyinde, dere ve vadi içlerinde, 300 1600m.yükseltiler arasında tek tek veya küçük gruplar halinde bulunur. Ülkemizin endemik Kızılağaç taksonlarından birisidir. Mahalli halk, meyve kurullarını yün ve saç boyamada kullanmaktadır, Alnus orientalis Dechne. – Doğu Kızılağacı Ülkemizin ikinci doğal türü olan Doğu Kızılağacı, Doğu Akdeniz Bölgesine has bir ağaçtır. Ülkemizden başka Suriye, Kıbrıs, Lübnan’da yayılış göstermektedir. Güneybatı ve Güney 113 Anadolu’da dere ve su kenarlarında bulunur, deniz seviyesinden 1000m. yüksekliklere kadar çıkar. Alnus orientalis’in Yaprak ve Meyveleri (RUSHFORTH 2000) Euro-Sibirya elementi sayılan Kuzeyli türümüz Alnus glutinosa’dan meyve kurulunun daha büyük (1,8 -2,6 x 1- 1,6cm.), nus meyvenin kanatsız ve yapraklarının da yumurtamsı-eliptik olması ile ayrılır. Kalın dallı, kısa gövdeli, yuvarlak tepeli bir ağaçtır, en fazla 20m’ ye kadar boylanır. Genç sürgünleri az veya çok tüylü veya çıplaktır. Kısa saplı, sivri uçlu tomurcukları yumurta biçimde ve üzeri tüylüdür. Yaprak boyutu ve formu değişiktir. Çoğunluğu uzunca, yumurta biçiminde dip tarafı eşit olmayacak şekilde yuvarlaktır veya yürek gibidir. Sivri veya çok sivri bir ucu vardır. Kenarları düzensiz şekilde dişli veya çift sıralı dişlidir. Ayanın boyutları 5- 11 x 2,5 -6,5cm arasındadır, üst yüzü koyu yeşil ve tüysüz, alt yüzü çıplak veya damarlar boyunca tüylüdür. Dişi çiçek kurullarından veya meyve kurulların (kozalaklar)’dan 3- 5 tanesi bir arada görülür. Doğu Kızılağacın genç sürgün, yaprak sapı ve yapraklarının tüysüz, çıplak (var. orientalis) veya genç sürgün, yaprak sapı ve yapraklarının tüylü ( var. pubescens Dippel) olmasına göre iki varyetesi vardır. Muğla: Köyceğiz, Denizli: Acıpayam, Antalya: Manavgat, İçel: Anamur, Gözne, Adana: Osmaniye, Hatay: Dörtyol bu türün görüldüğü yerlerden bazılarıdır. CORYLUS L. – FINDIK Corylus avellana L. – Yaygın Fındık 6m’ye kadar boylanabilen bir çalıdır. Son sene sürgünlerin sarımtrak –gri, tüylü veya grandular (siğilli) tüylü, bir önceki seneye ait sürgünler ise gri-kahve renginde, hafif tüylü veya tamamen çıplaktır; lentiseller çıplak gözle görülecek kadar büyük, beyzi şekilli ve beyaz renklidir; uç tomurcuğu pseudo-terminal durumludur, yan tomurcuklar sürgünlere almaşlı dizilmiştir ve sürgünlere kısmen yatmıştır; yaprak tomurcukları kirpikli pullarla 114 Corylus avellana ‘nın Muhtelif Dış Organları ( Yaltırık 1981 ) Corylus avellana’nın Muhtelif Morfolojik Organları ( Hempbell-Wilhelm’den) örtülmüşlerdir. Erkek çiçek kurullarından bir kaçı bir sap üzerinde, son sene sürgünlerinde yan durumlu olarak kışı açıkta geçirirler (tanımda erkek çiçeklerin kışın açıkta olması yardımcı olabilir); yaprak sapının sürgün üzerinde bıraktığı iz yarım daire biçiminde olup, üzerinde 5 adet iletim demeti izi vardır; yaprak sapı izinin iki tarafında dar kama biçiminde iki tane kulakçık izine de rastlanır. 5-12x-10cm. boyutlarında, yuvarlakça ve geniş yumurta biçiminde, sivri damla uçlu, çift sıralı dişli ve az belirgin loplu yapraklarının üst yüzü koyu yeşil ve çıplak, alt yüzünde, 8-12 çift damarlar boyunca tüylüdür; 1-2cm. uzunluğundaki yaprak sapları tüylü veya sğilli tüylüdür; küt uçlu, yandan basık küre veya dar yumurta biçimindeki nus meyveleri dıştan kupula adı verilen üç brahtecikten oluşmuş, uç kısmı açık ve gayri muntazam dişli bir meyve örtüsü içine almıştır; meyve örtüsünün bir tarafı veya iki tarafı dip tarafa kadar parçalanmıştır. 115 Corylus avellana’nın Çiçekleri ( G. ENGAN’dan) Vatanı ekstrem Kuzey ve Kuzeydoğu hariç tüm Avrupa, Kafkasya, Anadolu ve Kuzeybatı İran’dır. Ülkemizde, Kuzey Anadolu’da, Karadeniz Bölgesinde ormanlarda, özellikle yapraklı (Quercus-Carpinus-Fagus), yahut iğne yapraklı-yapraklı karışık ormanlarında (Fagus-Ab veya Picea), 20-1500m. yükseltiler arasında, ormanın çalı katında veya meşcere kenarlarında görülür. Ayrıca Batı, Güney ve Doğu Anadolu’da da nadir olarak, dere kenarlarında veya dere tabanlarında, pseudomaki çalıları görülmektedir. Corylus colurna L.: Ağaç Fındık 25m’ye kadar boylanabilen düzgün gövdeli bir ağaçtır. Koyu gri renkli kabuk yaşlı ağaçlarda kalın, mantarlı ve boyuna derin çatlaklıdır. Akmeşe grubuna dahil Meşe kabuklarını anımsatır. Genç sürgünler soluk pas renginde ve sık tüylüdür ( tüyler basit veya yapışkan bezelidir). Yapraklar yumurta, geniş yumurta, ender olarak ters yumurta biçimindedir, 7-14x5-11cm boyutlarındadır, 7 -10 çift yan damara sahiptir, sığ loplu, çift sıralı dişili, veya dilimli dişlidir, uç kısmı birdenbire sivrileşir, küçük bir damla ucu ile nihayetlenir; dip tarafları çarpık, yüreksi biçimlidir; üst yüzü koyu yeşil ve çıplak, alt yüzü ise soluk yeşil veya açık mavimsi-yeşildir, çıplaktır, ancak damarlar boyunca seyrek tüylüdür. Yaprak sapları 2,5-4cm uzunluğundadır, üzeri yumuşak ve siğilli-yapışkan tüylüdür. Erkek çiçekler 6-8 (-12)cm. uzunluğundadır. Birkaç meyve bir arada bulunur. Meyve örtüsünün kenarları ince şeritler halinde düzensiz olarak yırtılmış, sivri uçarlı geriye kıvrılmıştır; üzeri yapışkan tüylerle kaplıdır; nus meyve 15-20x10-18mm. boyutundadır, üstten hafif basık, geniş yumurta şeklindedir, perikarp, diğer Fındık meyvelerine kıyasla, çok kalın kabukludur. Meyvenin örtüye bağlandığı dip taraftaki “mat kısım” Fındığın hemen hemen yarı boyuna ulaşır ki, bu özellikle Türk Fındığı için karakteristiktir. 116 Corylus colurna Abide ağacı (Yenice-Karabük) (Foto. M. SARIBAŞ) Sağlam, dayanıklı, ince tekstürlü, iyi cila kabul eden odunlarında odunu kırmızı renklidir. Odunu mobilyacılıkta makbüldür. Coğrafi yayılışı Balkanlar, Romanya, Kafkasya ve Kuzey İran’dır. Ülkemizde en yaygın bir şekilde bulunduğu bölge Kuzeybatı Anadolu ormanlarıdır. Bu bölgede Bolu-Kale serisinde bu fındığa ait meşcereler orman bakanlığı tarafından koruma altına alınmış olup abide ağaç boyutlarına yakın çağ ve boya sahip ağaçlar bulunmaktadır (Sarıbaş,1998). Burada MeşeKayın-Akçaağaç gibi yapraklı ormanlar ile Kayın-Göknar karışık ormanlarında tek tek veya küçük gruplar halinde bulunur. Düşey yayılışı 800-1700m. ler arasındadır. Türkiye’de bulunduğu yerlerden bazıları şunlardır: Düzce, Yığılca, Nallıhan: Köstebek ormanı, Kastamonu: Azdavay-Cide arası; Tosya, Gavur Dağı; Amasya: Sana Dağı, 1600m., Ayancık: Zindan bölgesi, Çingen Konağı, 1160m. , Eskişehir: Mihalıççık, Çatacık ormanı, 800m. 117 Corylus colurna Gövde ve Kabukları / Bolu ( M. SARIBAŞ) Corylus maxima Miller- Lambert Fındığı (Syn : C. Lamberti Lood., C. Avellana L. Var lamberti (Lood) Loudon) 10m’ye kadar boylanabilen boylu bir çalıdır. Gövde kabukları koyu gri-kahverengidir, pürüzsüz ve ileri yaşlara kadar çatlaksızdır. Genç sürgünler açık kırmızımsı -kahverengidir, üzeri sık bezeli tüylüdür. Yaşlı sürgünler açık kül renkte ve seyrek tüylüdür. Yapraklar yuvarlak veya geniş yumurta biçiminde ve 7-12x6-10cm boyutlarındadır, dip tarafları yüreğimsidir. Uç kısmı birdenbire sivrileşir; kenarları dilimli, çift sıralı dişlidir; alt yüzü yumuşak tüylü, damarlar boyunca bezeli tüylüdür. Yaprak sapları 0,5-1,5 (-2)cm uzunluğundadır, bezeli tüylüdür. Uzun yumurta biçimindeki meyve 1,5-2,5 (-3)cm boyunda, 1,2-1,6 (2)cm çapındadır, teker teker veya 3-6 tanesi bir araya toplanmıştır. Meyve örtüsü fındıktan daha uzundur, fındığı tamamen içine almıştır, boğazı büzülmüş uzun bir torbayı andırır, tamamen kapalıdır. Vatanı Güney Doğu Avrupa (Balkanlar) ve Kafkasya’dır. Ülkemizde Kuzeyde, Kuzeybatı ve Kuzeydoğu Anadolu ve Marmara Bölgesinde geniş çapta kültüre alınmıştır, kısmen doğallaşmıştır (naturalize olmuştur). Bu tür 4 asırdan beri ülkemizde yetiştirilmektedir; meyveleri lezzetlidir. CARPINUS L. - GÜRGEN Carpinus betulus L.- Yaygın Gürgen 25m ye kadar boylanabilen, bir orman ağacıdır. Gövde olukludur; açık gri renkli olan gövde kabuğu ince ve düzgündür, çatlamaz. Uç tomurcuğu pseudo-terminaldir. Yan tomurcuklar 118 sürgüne iyice yatmış, almaşlı dizilmiştir; pseudo – terminal tomurcuk yan tomurcuk kadar büyüktür; tomurcuklar çok pullu (4 sıra üzerine dizilmiş 4 x 5-6 pullu), çıplaktır; sürgünler yeşilimtırak- kahverengi veya bazen kızıl kestane renginde olup çıplak veya hafif tüylüdür, üzerinde gözle görülecek kadar büyük bir lentiseller bulunur. Yaprak sapının sürgün üzerinde Carpinus betulus’un Muhtelif Organları ( Hempbell-Wilhelm’den) bıraktığı iz yarım daire biçimindedir, bu izin yanında çizgi halinde iki kulakçık izi görülür; iletim demeti izi sayısı üçtür. Yaprakları uzunca yumurta biçiminde 3-10x3-5cm boyutlarında, dip tarafı yuvarlak veya yürek biçimde, ucu ise sivridir, yaparak kenarı çift sıralı dişlidir, taze iken ipek gibi yumuşak olan yapraklar sonraları damar koltukları hariç çıplaktır, damar koltuklarında tüy demetleri bulunur. Erkek ve dişi çiçekler kışı tomurcukta geçirirler ve dışarıdan görülmezler. Erkek çiçekler yalancı başak halinde kurullar oluştururlar ve yan durumludur; yuvarlakça-yumurta biçiminde, soluk yeşil ve kenarları kırmızımsı-kahverengi kirpikli olan brahtenin koltuğunda 4-12 adet etamini vardır. Dişi çiçekler ise terminal kurul oluşturur, aşağıya sarkar. Meyve örtüleri üç lopludur; orta lobu yumurtamsı-mızraksı, yan loplara göre büyük (4cm kadar) ve uzundur. Nus basık yumurta şeklinde, üzeri boyuna olukludur. Carpinus orientalis Miller – Doğu Gürgeni (Syn: C. duinensis Scop.) 5-6m. ye kadar boylanabilen ufak bir ağaç veya boylu bir çalı görünümündedir, gövde kabuğu düzgün, gri renklidir (Şekil 230). Genç sürgünle kırmızımtrak-kahverengidir, sık ve sürgüne yatık uzun tüylerle örtülmüşlerdir. Tomurcuklar kestane kırmızısı renginde pullarla 119 örtülmüştür, üzeri tüylüdür. Yapraklar yumurta veya yumurtamsı-mızrak biçiminde, dip tarafı yuvarlak veya hafif yüreksidir, 3-6x2- cm. boyutlarındadır (Carpinus betulus’a göre yaprakları daha küçüktür), 12-15 çift yan damarı bulunur, kenarları çift sıralı dişlidir. Ayanın üst yüzü çıplak, alt yüzünde ise damarlar boyunca ve damarların birleştiği damar koltuklarında tüyler görülür. Meyve örtüsü, C. Betulus’ta olduğu gibi iç loplu değil, kenarları düzensiz kaba dişlidir, yumurta biçimindedir, rengi yapraklarınkine oranla daha açık sarımtrak-yeşildir, alt yüzleri tüylüdür (1,2-2x0,8-1,3cm. boyutundadır). Dişi çiçek kurulları Yaygın gürgeninki ile karşılaştırılacak olursa, kısadır. Fam. FAGACEAE Cins: Fagus L. Tür: Fagus orientalis Lipsky. – Doğu kayını Boy: 35-50m’ ye kadar boylanabilen 1m’den fazla çap yapabilen birinci sınıf orman ağacıdır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik olan tepe yapısı sonradan kubbe şekline dönüşür. Orman bütünlüğü içinde tepe tacı daha dardır. Kabuk: Yaşlı gövdelerde bile kabuk çatlamadan, düz pürüzsüz kalır, açık parlak- gri kül rengindedir. Çok ender olarak çatlaklı hale gelebilir. Sürgünler /Dallar: Sürgünler grimsi-koyu kahverenginde veya kırmızımsı-kahverenginde, oldukça ince, hafif zikzak, çıplak ve parlak veya sürgün ucuna doğru hafif tüylü olup, üzerinde bol sayıda, küçük ve yuvarlakça lentiseller bulunur. 120 Fagus orientalis’in Yaprak ve Meyveleri / Batum Arboretumu (M.SARIBAŞ) Tomurcuklar: Uç tomurcuğu pseudo-terminaldir (lupla mahmuz belirgin görülür). Yan tomurcuklar sürgünlere açı yapacak şekilde almaşlı dizilmiştir; pseudo-terminal tomurcuk çoğunlukla yan tomurcuklardan daha büyük, sivri uçlu, iğ biçiminde olup, tilki sarısı renginde ve çok sayıdaki pulların uçlarına doğru beyaz renkli tüyler bulunur. Fagus orientalis’in Tomurcukları ( www.geocities.com.) Yapraklar: Yaprakları eliptik, yumurtamsı eliptik olup tam kenarlıdır, üst yüzleri çıplak, alt yüzleri damarlar boyunca beyaz – ipeksi tüylüdür; uç kısmı sivri, dip tarafı yuvarlakça veya kama biçimindedir. Yaprak sapının sürgün üzerinde bıraktığı iz, yarım daire biçiminde olup, üzerinde, yanlarda birbirine yakın ikişer, ortadaki ise çok sayıda belirgin iki kulakçık izi vardır. Çiçekler: Erkek çiçekler birçoğu bir arada bir uzun sap ucunda toplanmış, aşağıya sarkan başçık (küre biçiminde) halinde kurul teşkil ederler, genç yapraklarla birlikte görülürler. 2cm boyundadırlar. Dişi çiçekler önceleri yeşil renktedirler, uzun bir sapları vardır ve aşağıya doğru sarkarlar. Meyve: Dört brahtecikten oluşan kupula dört parçalıdır; kupulanın dış yüzünde, dip taraflarında yeşil renkli ve damarlı dar – uzun yaprak pullar; uç tarafına doğru ise ipliksi pullar yer almıştır; kupulanın içinde, üç köşeli, kırmızımsı-kahve renkli ve sert kabuklu 2 nus yer almıştır. Meyvenin tohumu kestane ve meşelerde olduğu gibi nişastalı değildir, yağlıdır. . 121 Doğal yayılışı: Genel coğrafi yayılışı, Bulgaristan, Kırım, Türkiye, Kafkasya, İran’dır. Ülkemizin 5 ayrı coğrafi bölgesinde yayılış yapmaktadır: * Karadeniz Bölgesi Ülkemizde en geniş yayılışına ve en iyi gelişimine Karadeniz bölgemizde yapar. Demirköy’den Hopa’ya kadar Karadeniz sahiline paralel uzanan dağların orta ve yüksek kısımlarında, Kuzeye yönelik yamaçlarda saf ve karışık ormanlar kurar. Bu yayılış alanları içinde bir taraftan deniz, diğer taraftan sahil dağlarının en üst çizgisini belirler. Karamürselİznik’ten başlayıp doğuya doğru Karadeniz’in kenar dağları boyunca uzanarak ArtvinBorçka’da son bulmaktadır. Karadeniz sahilinde yer yer 8m’ye (Akçakoca) indiği görülmektedir. Batı Karadeniz’de 1800-1900m’lere yükselmektedir. Düzce, Akyazı, Hendek, Dirgine, Bartın, Zonguldak, Akkuş, Borçka kayınları çok ünlüdür (Anonim, 1985)). * Karadeniz Ardı Bölgesi Yeşilırmak vadisi’nin kuzey bakılarında rastlanılmaktadır. Burada kayının alt yayılış sınırı 1300-1800m’dir. * Marmara Bölgesi Trakya’da Bulgaristan sınırına dayanmaktadır. Istranca’larda 250-1000m’ler arasında saf ve meşe ile karışık ormanlar oluşturur. Demirköy, Kırklareli, Vize, Çatalca ve İstanbul Belgrad ormanında doğal yayılış yapmaktadır. Uludağ’da 1100m; Alaçam’da 1200m ‘den başlar. Yenice’den Bilecik’e kadar özellikle Domaniç’te saf meşcereler oluşturmaktadır. Fagus orientalis Ormanı ( Orman ve Av Dergisi Fotoğraf Arşivi, 2007) * Ege Bölgesi Gediz, Simav ve Dursunbey görülmektedir. Alaçam ormanlarında 1200m’den başlayıp Simav’da 2000m yükseltilere kadar çıkar. * Doğu Akdeniz 122 Adacıklar halinde bu bölgede de Fagus orientalis doğal yayılış yapmaktadır. HatayGavurdağları’nda; Kahramanmaraş Göksun’da; Pozantı’nın kuzey doğusundaki Pos, Osmaniye Sorgun yaylası, Mersin (Namrundağı) ormanlarında doğal olarak bulunmaktadır. Eloğlu (Maraş) Yavşandağı’ nda Sedir-Göknar alanları içinde 1600-1900m’lerde doğal yayılış yapmaktadır. Doğu kayını Türkiye’de saf meşcereler oluşturduğu gibi, aşağı zonlarda meşe ormanlarının yapısına iştirak etmektedir. Doğu Karadeniz’de Abies nordmanniana, Picea orientalis ile; batıda Abies bornmuelleriana, Abies equi-trojani, Pinus silvestrys Pinus nigra var. Pallasiana ile karışık meşcereler oluşturmaktadır. Daha çok kuzey bakılarda yer alırlar. Gölgeye dayanıklı bir ağaç türüdür. İyi yetişme ortamlarında 25-30 yıl gölgeye dayanmaktadır. Çoğunlukla tipik kazık kök geliştirmeyip “Yürek kök “ geliştirir. Kayınlar baltalık işletmesine uygun olmadıkları halde Türkiye’de baltalık olarak değerlendirilmektedir. Son yıllarda ülkemizde Doğu kayınına ait “Abide ağaç” örnekleri bulunarak tescil ettirilmişlerdir. Cide-Kızılcasu Abide Kayınları ( Tanju Fulya KAPLAN) Fagus sylvatica L. – Avrupa Kayını Boy: 20-30m’ ye kadar boylanan, 1,8m çap yapabilen dolgun ve düzgün, silindirik gövdeli bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik, daha sonraları kubbe şeklindedir, orman bütünlüğü içinde ise dallar yukarı doğru yönelik olup silindirik bir yapıdadır. Kabuk: Koyu gri renkli, parlak ve pürüzsüzdür. Yaşlı ağaçlarda hafifçe çatlaklıdır. Sürgünler /Dallar: Kahverengi-yeşil renkte olan genç sürgünler hafif tüylüdürler; daha sonraları koyu kahverengi-menekşe rengine dönüşürler. Sürgünlerin üzerinde yuvarlak ve kahve renkli lentisellere sahiptirler. Tomurcuklar: İğ şeklinde, saplı ve açık kahverengindedir; 1,2cm boyundadır. Yapraklar: Yaprakları çoğunlukla yumurtamsı-eliptik biçimdedir, ucu sivrice, dip tarafı yuvarlak, kenarları tam ve çoğunlukla hafif dalgalı veya seyrek dişlidir, 4-9cm. X 2,5-7cm. boyutlarındadır; 5-8 çift yan damar bulunur. Ayanın üst yüzü koyu parlak yeşil, alt yüzü açık renktedir. Kupulanın dış yüzünü, biz gibi sivri uçlu, ipliksi pullar seyrek bir halde örtmüştür. 123 Fagus orientalis’ten yapraklarının daha küçük, damar sayısının daha az, gövde kabuğunun daha koyu renkli olması ve ayrıca da kupula üzerinde tek tip sivri uçlu-ipliksi seyrek pulların bulunması ile ayrılır. Fagus silvatica’nın Muhtelif Organları ( Hempbell-Wilhelm’den) Çiçekler: Erkek çiçekler dalların ucunda genç yapraklarla birlikte görülürler; 2cm uzunluğundadırlar, önceleri sarı daha sonra kahverengidirler. Dişi çiçekler önceleri yeşil renktedirler; sert bir sap üzerinde yer alırlar; bir önceki yılda oluşan sürgünlerin ucunda bulunurlar. Meyve: Kupula 2cm boyunda ve 1cm boyunda bir sap üzerindedir; kadeh pulları sıralı dizilişli ve uçları sivri ve açıktadır. Doğal yayılışı: Batı Avrupa’dan Balkanlara-oradan da Ukrayna’ya kadar olan geniş alanda doğal yayılış yaparlar. Çok geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Batı, Orta ve Güney Avrupa’da saf, bazen de Avrupa Göknarı, Ladin ve Sarıçam ile karışık ormanlar oluşturur. Sub-atlantik iklimin ağacıdır. Bol yaz yağışı ister. Mineral maddesi ve kalkeri zengin toprakları sever. Kuraklıktan, durgun sudan zarar görür. Fagus silvatica’nın Doğal Yayılışı ( EUFORGEN ) Fagus orientalis Lipsky. – Doğu Kayını ile Fagus sylvatica L. – Avrupa Kayını Arasındaki Morfolojik Farklılıklar: 124 Boy bakımından önemli bir farklılık yoktur denilebilir. Doğu kayınının açık grimsi kabuğuna karşın, Avrupa kayınının koyu gri kabukları vardır (Şekil 253). Şekil 253. Fagus orientalis ve Fagus silvatica Karışık Ormanı Kırklareli-Dereköy (M.SARIBAŞ fotoğraf arşivi 1974). Doğu kayınını yaprakları elips ya da ters yumurta biçiminde ve daha küçüktür ve kenarları dişli değildir. Batı kayınının yaprak kenarları öndüleli ve çok az kısmı dişlidir. Doğu kayının yaprak yan damar aysısı 8-13; Avrupa kayının daha az olup 58’dir. Doğu kayınının periant örtüsünün sade yapıda olması, Avrupa kayınında ise örtünün parçalı yapıda sivri uçlu ipliksi-seyrek pulların bulunması ile ayrılır. Daha çok kalkerli ortamları sevmesi, Doğu kaynında ise böyle bir özelliğin olmaması. Cins: CASTANEA Mill. – KESTANE Tür: Castanea sativa Mill. – Anadolu Kestanesi Boy: 20-30m’ ye kadar boylanabilen 1,5-3m (çok yaşlı ağaçlarda 10m) çap yapabilen ve kışın yaprağını döken meyve ve orman ağacıdır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda geniş olan tepe tacı daha sonra geniş ve dağınık olan bir ağaçtır. Kabuk: Genç ağaçlarda gri ve parlak; daha sonraları çatlaklı hale gelir. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler yeşilimsi-gri ve hafif tüylü, daha sonraları kırmızımsıkahverengindedir, çıplaktır, üzerlerinde gözle görülecek büyüklükte ve bol sayıda beyaz lentiseller bulunur. Kuvvetli sürgünler hafif oluklu ve köşelidir. Tomurcuk: Tepe tomurcuğu Pseudo-terminaldir. Mahmuz belirgin olarak görülür, yan tomurcuklar sürgün üzerinde almaçlı dizilmişlerdir; tomurcuklar dıştan 2 veya en fazla 3 pulla örtülmüştür, kızıl-kestane rengindedir ve uç kısmı hafif tüylüdür. 125 Castanea sativa’nın Yaprak, Tomurcuk, Erkek çiçek ve Meyveleri (Hempbell-Wilhelm’den) Yapraklar: Geniş mızraksı veya dar eliptik biçimli yaprakları sivri uçludur, 10-25cm boyunda ve 7-10cm genişliğindedirler; kenarları basit dişlidir, dişler kılçıksı, sivri uçlu, yukarıya doğru kıvrık, yan damarlar (18- 30) dişlerle sonuçlanır; üst yüzü parlak yeşil, alt yüzü beyaz keçe gibi tüylü veya hafif tüylüdür. Yaprak sapı kanallı ve 2,5- 3,5cm’dir.Yaprak sapının sürgün üzerinde bıraktığı iz yarım daire biçimli olup üzerinde üç grup halinde çok sayıda iletim demeti izi bulunur. Castanea sativa’nın Sürgün, Tomurcuk ve Yaprakları (Yaltırık 1981) Çiçekler: Erkek çiçeklerin birçoğu bir eksen üzerinde başak tipi kurul oluştururlar, yukarıya dik durur, haziran ortalarında çiçek açarlar, 12cm uzunluğunda ve sarı renktedirler. Dişi çiçek 126 Castanea sativa (S.ARZUM) Odunundan Yapılmış Akşap Tekne Kapısu/Kurucaşile/BARTIN dihazyumunun üç çiçeği de gelişmiştir; dört brahtecikten oluşan, üzerinde sık ve batıcı dikenleri bulunan kupula (meyve örtüsü), içinde çoğunlukla üç tane nus meyve bulunur. Üstten basık yarım küre biçimindeki meyvelerin perikarpı sert, parlak kızıl-kahverengindedir. Doğal yayılışı: Akdeniz bölgesi’nde İspanya’dan Türkiye’ye oradan da Kafkaslara değin uzanan geniş bir doğal yayılış alanı vardır. Ülkemizde, Marmara Bölgesi ve Kuzey Anadolu ormanlarında, özellikle yapraklı ( Quercus-Carpinus-Fagus) ormanlarında karışıklığa girer. Ege ve Akdeniz bölgelerinde ise (Tire, Söke ve Antalya – Zerk harabeleri yakını gibi) lokal olarak bulunur veya kültürü yapılmaktadır. Ülkemizin kestane yetişen ve yetiştirilen bölgelerinde abide ağaç olarak nitelendirilebilcek örnekleri bulunabilmektedir. Kumlu topraklarda ve asitli toraklarda doğal yetişir ve yetiştirilirler. Cins: QUERCUS L. – MEŞE 1. AKMEŞELER • • • • • • • • • • Q.robur Q.petraea Q.hartwissiana Q.frainetto Q.vulcanica Q.pontica Q.infectoria Q.pubescens Q.macranthera subsp.sysprensis Q.virgilliana 2. KIRMIZI MEŞELER • Q.libani • Q.trojana • Q.cerris • Q.brantii • Q.ithaburensis subsp.macrolepis 3. HERDEM YEŞİL MEŞELER 127 • • • Q.coccifera Q.ilex Q.aucheri A ) Ak meşeler (Seksiyon: Quercus: Leucobalanus) Quercus robur: Saplı Meşe Boy: 15- 35 (-40) m’ ye kadar boylanır, 0,70-3m çap yapan ve kışın yaprağını döken orman ağacıdır. Tepe tacı: Gençken tepe konik, daha sonra kubbe şekline dönüşür. Açık alanlarda çok daha geniş tepe tacına sahiptir. Kabuk: Genç ağaçlarda parlak ve gri-yeşildir; daha sonraları kabuk düzenli, dar boyuna şeritler şeklinde derin çatlaklıdır; gri esmer renktedir. Sürgünler /Dallar: Sürgünler açık kahverengi, kırmızımsı kahverengi veya sarımsı kahverenginde olup çıplaktırlar. Lentiseller küçük, yuvarlak ve portakal renginde olup fazla belirgin değildirler. Tomurcuklar: Yumurta şeklinde, dolgun, tilki sarısı renkte veya kırmızı kahverenginde pullarla örtülmüş olup tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidirler; genellikle çıplaktırlar ya da hafif tüylerle örtülüdürler. Tomurcuklar azami 4mm boyundadır. Yan tomurcuklar sürgünlere sarmal dizilmişlerdir;sürgün ucuna doğru kısa internodlarla terminal tomurcuğun altında bir arada bulunurlar (Akmeşeler grubunda bu özellik belirgindir). Yapraklar: Genelde ters yumurta biçiminde, hemen hemen sapsız veya çok kısa saplı (2cm); 4- 12 x 2-6cm boylarında, dip tarafa doğru daralan yaprak tabanları iki yuvarlak kulakçıkla nihayetlenmektedir. Kenarları derin ve düzensiz parçalanmıştır; 5 -8 adet kenarlı lopludur. Ender olarak tali lopçuklar vardır, yan damar sayısı 5- 9 adettir. İnterkalar damarlar mevcuttur. Yaprak ayasının üst yüzü soluk mavimsi yeşil veya sarımsı yeşil olup ince ve yumuşak yıldızsı tüylerle (lupla fark edilebilir) sık veya seyrek olarak örtülmüşlerdir. Yaprakların üst yüzleri canlı yeşil renkte, hafif tüylü ya da çıplaktırlar. Yan damar sayıları 5-9 adetttir. 128 Quercus robur’un Kabuk, Yaprak, Çiçek ve Meyvelerinin Görünüşü (RUSHFORTH 2000) Quercus robur (pedunculata)’nın Muhtelif Organları ( Hempbell-Wilhelm…) Çiçekler: İlkbahar başlarında yeni yapraklarla birlikte görülürler. Erkek çiçek başakçıkları aşağı doğru sarkık kahverengi yeşil’den sarımsı yeşile değin değişik renklerde 2-4cm uzunluğunda; dişi çiçekler bir yıl önce oluşan sürgünlerde terminal olarak yer alırlar. Meyve: Meyve sapı 4-12cm uzunluğunda; (meyve sapı uzun olduğu için saplı meşe denilmektedir), üzerinde çoğunlukla 2 adet yarım küre şeklinde kupulalar (15-20mm çapında) yer alır. Kupulanın pulları düzenli sıralar oluşturacak şekilde birbirinin üzerinde sıkıca kapanmıştır; ancak sivri uçları serbesttir; pulların üzerleri kadife gibi tüylerle örtülüdür. 129 Palamut uzunca yumurta biçiminde (2-3cm uzunluğunda) olup taze iken üzerinde çizgiler halinde yer yer çıkıntılar görülmektedir; Meyve bir yılda olgunlaşmaktadır. Genel Yayılışı: Tüm Avrupa, Türkiye ve Kafkasya’da geniş bir yayılışı vardır. Quercus robur’un Dünya Üzerinde Yayılışı (EUFORGEN) Türkiye'de yayılışı: Ülkemizde iki alt türü vardır; subsp.robur; subsp.pedunculiflora. 1. Yaprakları hemen hemen sapsız, sinüsler (loplar arasındaki girintiler) oldukça geniş: meyve sapı kalın ve uzun 4-10(12)cm……………………………………subsp. robur. 2. Yapraklar 2cm uzunluğunda, saplı, loplar arasındaki girinti oldukça dar, meyve sapı kalın ve kısa (2-6cm)………………………………………………subsp. pedunculiflora subsp. robur: Kuzeybatı Anadolu, Trakya-Marmara bölgesi, İç Anadolu ile Güney Anadolu’da geniş bir coğrafi yayılışı vardır. Q. robur’un Alt türlerinin Türkiye’deki Doğal Yayılışları (Yaltırık 1984) 130 Quercus petrea ( Mattuschka) Lieblein.: Sapsız meşe (Syn.: Q.sessiliflora Salisbury Boy: 20-30m’ ye kadar boylanan, 2m. Çap yapabilen kışın yapraklarını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençken dar tepeli iken, yaşlandıkça tepe tacı kubbe şeklini almaktadır. Kabuk: Gençken gri-kahverengi olan kabuk yaşlı gövdeler üzerindeki kabuk düzenli ve dar aralıklarla boyuna derin çatlaklıdır, açık gri-kahverengidir. Tomurcuklar: Oval, konik, gençken tüylü ve açık kahverengindedir. Tomurcuklar 7mm kadar büyük, dolgun, tilki sarısı renkte ve çıplak pullarla örtülmüştür; pulların kenarı kirpiklidir. Sürgünler/Dallar: Sürgünler tamamen çıplak, kırmızımsı-kahve veya sarı-kahverengindedir ve üzerindeki lentiseller oldukça belirgindir. Yapraklar: Eliptik, ters yumurtamsı veya uzun dikdörtgenimsi (oblong) şekillere sahip yaprakları 6-17x3-9cm büyüklüğünde olup, dibe doğru kama gibi daralmıştır. Veya çarpık yuvarlakçadır; ayanın kenarları 5 -9 adet düzenli, sığ veya derin parçalı lopludur. 5 -11 çift yan damar birbirine az çok paralel uzanır. İnterkalar damarlar yoktur veya sadece ender olarak yaprağın dip kısmına yakın bölgede 1 -2 tane bulunabilir. Yaprağın üst yüzü parlak ve çıplak, alt yüzü ise soluk yeşil, çıplak veya basılmış yıldız tüylüdür. Ancak damarlar üzerinde uzun basit tüyler bulunmaktadır. Yaprak sapı 1 -3,5cm uzunluğundadır. Çiçekler: Erkek çiçekler aşağıya doğru sarkık, altın sarısı renkte olup ilkbahar sonlarında görülürler; bir önceki yılda oluşan sürgünlerin ucundaki tomurcuklardan oluşurlar ve 5-7cm uzunluğundadırlar. Dişi çiçekler sürgünün ucunda 2- 6 civarında bir buket şeklinde oluşurlar. Quercus petrea Yaprak, Tomurcuk ve Meyveleri (Hempbell-Wilhelm…) Meyve: Meyve kadehi ise sapsız olarak sürgün üzerinde oturmuştur., bir yılda olgunlaşır. 1020mm çapında ve yarım küre veya pyriform (armut) şeklindeki kadehin tırnakları (pulları) birbirinin üzerine sıkı bir şekilde kapanmıştır; dipleri belirgin olarak yumru gibi çıkıntılı veya düz-basık veya gevşek; uçları kahverengi ve tüylüdür. Kadeh palamutun ½ veya 2/3’ünü içerisine almıştır. Ülkemizde en önemli ağaç türlerinden birisidir. Çoğunlukla saf bükler veya ormanlar kurar. “Flora of Turkey” için yaptığımız revizyon çalışmasında (Hedge-Yaltırık 1982), bu türün Türkiye’de doğal 3 alt türü ile bir hayli fazla sayıda sinonimi olduğu saptanmıştır. 131 Üç alttür, aşağıda tanı anahtarı ile birbirinden ayrılır: 1. Kadeh pulları düzdür, çıkıntılı-yumrulu değildir. Yaprakların alt yüzleri ince-basık tüylerle örtülüdür veya damarların birleştiği açılarda tüy demetçikleri bulunur. ……..subsp. petrea 1. Kadeh pulları (tırnaklar) birbirinin üzerine sıkı bir şekilde kapanmıştır ve dipleri belirgin olarak yumrulu-çıkıntılıdır; olgun yapraklar çıplak veya alt yüzleri ince tüylüdür. 2. Yapraklarının her iki yüzü de çıplaktır; sığ lopludur; 12cm.’den daha uzun olamaz; interkalar damarlar mevcuttur. …subsp. iberica 3. Yapraklar çıplak veya alt yüzleri tüylü ve grimsi-yeşil renklidir; derin parçalı lopludur; 17cm.’ye kadar uzundur, interkalar damarlar yoktur. …….subsp. pinnatiloba Subsp. Petraea (Syn: Q. sessiliflora Salisb) Tüm Avrupa’da en geniş yayılışı yapan bu takson, ülkemizde Demirköy, Malkara Keşan ve Mudurnu’da sınırlı bir yayılış göstermektedir (Şekil 290). Quercus petraea’nın Dünyada ve Türkiye’deki Doğal Yayılışı (EUFORGEN 2010) Subsp. İberica (Steven ex Bieb). Krassiln. (Syn: Q. İberica) Bu alttürde kadeh pulları yumru gibi çıkıntılı ve yapraklar sığ lopludur. Ayanın her iki yüzü de çıplaktır. Genel yayılışı Balkanlar, Anadolu Bölgesinde Saf Bükler veya ormanlar kurduğu Gibi, Anadolu kestanesi, Doğu kayını, Gürgen, Karaçam ve Doğu Ladini ile karışıklığa girer, Deniz seviyesinden 1300 (-1600)m. yüksekliğe kadar çıkar. Subsp. Pinnatiloba (C. Koch) Menitsky (Syn: Q. pinnatiloba, C. Koch., Q. cedrorum Kotschy, Q. abietum Kotschy.) (Şekil 291). Tanı anahtarlarından da anlaşılacağı üzere, bu alttürün yaprakları derin parçalı-lopludur ve alt yüzleri grimsi-yeşildir ve ince tüylerle örtülmüştür. Ülkemizde Doğu ve Güneydoğu’da Amanos ve Antitoroslar üzerinde, 1200-2200m yükseltiler arasında, Q. İnfectoria Oliv. subsp. Boissieri, Q. Cerris, Cedrus libani, Pinus nigra ile birlikte karışıklığa girer. Doğu Anadolu’da ağır bir hayvan otlatması altında kaldığından 132 fazla boylanamazlar, boylu bir çalı görünümündedirler. Korunan yerlerde ise oldukça boylu ağaçlardır (Şekil 292) Quercus petrea Alt türlerinin Türkiye’deki Doğal Yayılışları (Yaltırık 1984) Quercus hartwissiana Steven--- Istranca Meşesi Boy: 25m’ ye kadar boylanan, düzgün gövdeli bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençken dar tepeli yaşlanınca kubbe şekline dönüşür. Kabuk: Yaşlı gövdelerde kabuk düzenli, dar aralıklarla boyuna derin çatlaklıdır ve açık grikahverengidir. Tomurcuk: Terminal tomurcukludur; yan tomurcuklar dolgun, sivri uçlu, koyu kırmızımsı – kahverenginde ve çıplak pullarla örtülmüştür, pulların kenarı kirpiklidir. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler hafif köşeli olup, koyu violet-kahverenginde, çıplak ve parlaktır; üzerinde az sayıda küçük yuvarlak lentiseller bulunur; Yapraklar: Yapraklar çoğunlukla ters yumurta biçiminde, bazen oblong-ters yumurta biçiminde, en fazla 12 (-14) x (-9) cm. boyutlarında, yaprak kenarları muntazam aralılarla sığ parçalanmış, 7- 10 adet loplu, yuvarlakça ve küt uçlu, 7- 10 (12) çift damarlı, damarlar birbirine az çok paralel uzanır; çoğunlukla her iki yüzü de çıplak veya yapraklar gençken basit veya yıldız tüylerle örtülü, sonradan dökülür, ancak damarlar üzerinde seyrek tüyler kalır; yapraklar saplıdır (2- 3cm uzunluğunda) ve çıplaktır. Quercus hartwissiana’nın Yaprak ve Meyveleri (Yaltırık 1984) Çiçekler: Diğer meşe çiçeklerine benzerler. Meyve: Meyveleri 1 yılda olgunlaşır ( Akmeşelerin genel özelliği); kupula (kadeh) 15-20mm. Çapında, yarı küre şeklinde olup kupula pulları muntazam sıralar halinde birbirinin üzerine 133 sıkı bir şekilde kapanmış olup ancak sivri uçları dıştan serbesttir (Q. robur’da olduğu gibi) ve uzunca bir meyve sapı (2-7cm uzunluğunda) ucunda yer alır, sapın 1- 4 kadar kupula taşıdığı olur. Palamutun boyu 8-20mm kadardır. Yapraklarının saplı ve muntazam sığ loplu olması ile Q. petraea (Sapsız Meşe)’ya, meyvelerinin saplı olması ile Q. robur (Saplı Meşe)’a benzer. Genel coğrafi yayılışı: Bulgaristan Istrancaları, Türkiye ve Batı Transkafkaslar’dır. Ülkemizde, Kuzey Anadolu (Batı ve Doğu Karadeniz Bölgesi Ormanlarında) ve çok lokal olarak da Doğu Anadolu’da Erzurum ve Tunceli’de bulunur, Anadolu’da deniz seviyesi ile 1300 (-1700) m. yükseltiler arasında, yapraklı ormanlarda Carpinus, Fagus, Fraxinus, diğer Meşeler, Kızılağaç veya Çam ve Göknar gibi iğne yapraklı ormanlarda karışıklığa girer, küçük saf bükler oluşturur . Quercus hartwissiana ve Quercus pontica’nın Türkiye’deki Yayılış Alanları (Yaltırık 1984) Quercus frainetto Ten.—Macar Meşesi Boy: 25 (30)m’ ye kadar boylanabilen, kalın dallı, geniş tepeli bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda dar, yaşlı ağaçlarda geniş yuvarlak tepelidir. Kabuk: Yaşlı gövdelerde kabuk dar şeritler halinde çatlaklıdır ve açık gri-kahverengindedir. Tomurcuk: Sürgün uçları terminal tomurcukludur. Yan tomurcuklar sürgünlere sarmal dizilmiştir. Sürgün ucuna doğru bir kaçı kısa internodlarla bir araya toplanmıştır (Şekil 300). Sürgün ve Dallar: Genç sürgünler oldukça kalın, gri-kahverenginde, tüylü veya bazen çıplaktır. Lentiseller çok sayıda büyük ve yuvarlaktır; tomurcuklar çok büyük, dolgun, köşeli olup sarımsı- gri renkte, keçe gibi sık tüylerle örtülüdür. 134 Quercus frainetto’nun Yaprak ve Meyveleri (Yaltırık 1984) Yapraklar: Yapraklar genel hatları ile ters yumurta biçiminde, büyük (azami 20x13 cm. boyutlarında), fakat güneşli, kurak yerlerdekiler orta büyüklükte, hatta küçüktür. Sürgün uçlarında toplanmış rozet durumundadır; ayanın her bir yanında derin ve dar oyuntulu, düzenli 6- 9 lobu vardır. Her bir lop 1- 3 tali lopçukludur, her iki yüzü de yıldız tüylerle örtülüdür, bazen üst yüzü çıplaklaşır, yaprak sapı yok denecek kadar kısadır, yaprağın dip tarafında belirgin şekilde iki kulakçık kısa sapı örter. Meyve: Meyveler sürgün uçlarında birkaçı bir araya toplanmıştır, olgunlaşması 1 yılda olur (Akmeşe grubunun özelliği); kadehler oldukça küçük (15mm çapında) ve sapsızdır; kadeh pulları boz tüylü, kısa ve birbirinin üstüne gevşek kapanmıştır; palamutun en fazla 25mm. boyundadır, az taneli olduğundan tatlıdır. Genel coğrafi yayılışı Güney ve Doğu Avrupa, Balkanlar, Güney İtalya’dır. Ülkemizde Trakya, Kuzeybatı Anadolu ve Marmara yöresi ormanlarında görülür. Lokal olarak da Kuşadası, Samsun Dağında bulunur. Deniz seviyesinden 1000m yüksekliklere kadar çıkar. Kayın, Kestane ve ( Meşe) karışık ormanlarında karışıklığa girer. Quercus frainetto ve Quercus vulcanica’nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (Yaltırık 1984) Quercus vulcanica (Boiss. And Heldr. Ex) Kotschy- Kasnak Meşesi Boy:25-30m boy ve 1,6m göğüs çapına ulaşabilen kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Geniş ve yaygın tepelidir. 135 Kabuk: Genç ağaçlarda düzgün ve çatlaksız olan kabuk yaşlı ağaçlarda çatlaklı haldedir. Sürgünler/ dallar: Genç sürgünler sarımsı veya kırmızı kahverenginde olup, önceleri tüylü, daha sonra çıplaktır. Tomurcuklar büyük (5mm ve daha fazla), yumurta biçiminde, parlak kahverengi kırmızı, hemen hemen tüysüzdür. Tomurcuk pullarının kenarları kirpiklidir. Kulakçıklar 12mm boyundadır, uzun süre sürgün üzerinde dökülmeden kalır. Quercus vulcanica Tomurcukları ( MAMIKOĞLU, 2008) Quercus vulcanica’ nın Yaprak ve Meyveleri ( Yaltırık 1984) Yapraklar: Yapraklar sürgünler üzerinde birbirinden oldukça aralıklı olarak dizilmiştir. Yaprak ayası ters yumurta veya eliptik biçimli, 9-17x5-10cm. boyutlarında olup, dik tarafı çarpıktır veya kama biçimindedir. Derin parçalanmış ve birbirine paralel uzanan veya birbirinin üzerine taşan tam kenarlı veya kaba dişli 4- 7 (-8) çift lop bulunur. Lop oyuntuları derindir. Yan damar 7- 8 çifttir; ‘interkalar’ damarlar iyi gelişmiştir. Yaprakların alt yüzleri basık, yıldız tüylüdür ve boz yeşil veya sarımsı yeşil renklidir; üst yüzü ise çıplak ya da seyrek yıldız tüylü ve koyu yeşildir. Yaprak sapı 0,8- 3,5cm uzunluğunda olup hafif tüylüdür. 136 Kadeh 15mm çapında, yarım küre biçiminde veya geniş ağızlıdır ve sapsızdır. Kadeh pulları yassı, düz, dar, üçgenimsi-mızrak şeklindedir ve birbirinin üzerine sıkıca kapanmıştır; tüylüdür, kadeh palamutun ½ veya 2/3 kadarını içerisine almıştı. Ülkemizin endemik bir türüdür. Kütahya (Türkmen Dağı), Konya (Sultan Dağı); Afyon (Dereyaka Yaylası), Isparta (Şarkikaraağaç) ve Eğridir (Yukarı Gökdere) yörelerinde 13001800m yükseltiler arasında Cedrus libani, Acer hyrcanum, Quercus cerris, Pinus nigra ile karışıklığa girer veya saf bükler ve ormanlar kurar. Eğridir’de yöresel olarak halk arasında “Kasnak Meşesi”nin bulunduğu ormana da “Kasnak Ormanı” adı verilmiştir. Anatomik özellikleri yönünden Akmeşeler grubuna girer. Çok değerli odunları vardır. Özellikle yıllık halkalar son derecede dar olduğundan “Kaplamalığa” elverişlidir. Ayrıca parke yapımında da kullanılmaktadır. Uzun yıllar yol olmadığı için, kaplamalık meşe tomrukları parçalanmak suretiyle “yakacak odun” olarak Isparta ve çevre illerinde yakılmıştır. Ülkemizin en önemli Meşe türlerinden birisidir. Üzerinde önemle durulmalıdır. Kasnak Meşesi, Q. petraea subsp. Pinnatiloba’dan kadeh pullarının düz olması ile; Q. frainetto’dan ise yapraklarının uzun saplı olması ile ayrılır. Quercus pontica C. Koch.- Doğu Karadeniz meşesi Boy: Çoğunlukla 3-5m’ye kadar boylana bir çalıdır. Tepe tacı: Tepe gevşek ve yuvarlaktır. Kabuk: Gençken düzgün, yaşlanınca çatlaklıdır. Dallar / Sürgünler: Genç sürgünler genellikle kestane kırmızısı renktedir. Tomurcuklar: Ters yumurta biçiminde, terminal tomurcuk büyük ve tüylüdür. Yapraklar: Elips veya geniş elips şeklinde ve büyüktür. 20-30cm’ye kadar ulaşabilen yaprakların yaprak sapı kısadır, yaprak kenarları düzenli dişlidir. Üst yüzü çıplak koyu yeşil alt yüzleri soluk yeşildir; genç yaprakların alt yüzleri yumuşak tüylerle örtülüdür ancak sonradan dökülürler. Meyve: Sürgün uçlarında kısa ve kalın saplı birkaç meyve yer alır. Kadeh yarı küre şeklindedir, ağustos eylül aylarında olgunlaşırlar. Quercus pontica’nın Yaprak, Çiçek ve Palamutu ( RUSHFORTH 2000) Genel Yayılışı: Kafkasya ile Kuzey Doğu Türkiye’de bulunur. Türkiye'de yayılışı: Yerel bir yayılışı olan bu meşe türü Kafkasya ve Doğu Karadeniz’de 137 bulunur. Artvin, Rize İkizdere-Cimil; Trabzon Of Büyükharman ve Hopa çevresinde küçük gruplar halinde doğal yayılış yaparlar. Bu meşe türünde kupula ve palamutlar oldukça büyüktür. Kadehin sapı çok kısadır. Ekonomik değerinden çok bu meşe türünün bilinen meşelerin en ilkseli olması bakımından çok değer taşımaktadır. Ayrıca ‘relikt’ bir türdür. Park ve bahçelerin düzenlenmesinde mutlaka kullanılmalıdır. Quercus infectoria Olivier-Mazı Meşesi Boy: 12m’ ye kadar boy, 80cm’ ye kadar çap yapabilen geniş tepeli yarı daimi yeşil çalı veya küçük bir ağaçtır. Kabuk: Genç ağaçlarda düzgün, yaşlı ağaçlarda çatlaklıdır. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler kırmızımsı veya sarımsı-kahverengindedir, önceleri ince tüylü, sonraları çıplaktır. Tomurcuklar: Tomurcukları kestane kırmızısı rengindedir ve pulların kenarı kirpiklidir. Yapraklar: Kenarları düzenli dişidir. Meyve: Kısa saplıdır. Kadeh yarı küre biçiminde; 2-3cm boyunda ve meyvenin 2/3’ünü kaplamaktadır. Mazı meşesi denmesinin nedeni, patolojik bir oluşum olan mazıların en çok bu meşe üzerinde görünmesindendir. Mazı sineği (Synips gallea tinctoria) adlı sineğin yumurtalarını bu meşenin genç yaprak ve sürgünlerine bırakarak, mazı ya da gal oluşumunu sağlarlar. Bu oluşumda %20 oranında tanen maddesi olup, Sümerlerden günümüze değin sepi maddesi olarak boya ve dericilikte kullanılagelmektedir. Quercus infectoria’nın Mazıları (MAMIKOĞLU 2008) 138 Quercus infectoria’da Mazı (Yaltırık 1984) Mazı meşesinin coğrafi dağılışı Güney Avrupa’dan İran’a değin devam eder. Türkiye’nin hemen hemen tüm ormanlarında rastlanırsa da en çok yayıldığı alanlar mazısı ile ünlü Güneydoğu Anadolu’dur. Buradan kimi dış ülkelere mazı ihraç edilmektedir. Düzenli bir mazı işletmeciliği uygulanırsa mazı meşelerinden çok daha fazla gelir elde edilebileceği söylenebilir. Quercus infectoria alt türlerinin Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (Yaltırık 1984) Bu mazı türünün iki alt türü bulunmaktadır: - Quercus infectoria subsp. infectoria: Yaprak sapı kısa (1-5mm), yaprak kenarları dişlidir. Marmara ve Kuzeydoğu Anadolu’da doğal yayılış yapmaktadır. - Yaprak sapı uzun (3-25mm), yapraklar büyük, ters yumurta biçiminde ya da dar şeritsidir. Batı, İç ve Güneydoğu Anadolu’da doğal yayılış yapmaktadır. Quercus pubescens Willdenow: Tüylü meşe Syn.: Q. lanuginosa Lambert Boy: 10-20m boy ve 1m çap yapabilen, kışın yaprağını döken küçük bir ağaçtır. Tepe tacı: Yuvarlak ve dağınık tepelidir. Kabuk: Koyu gri, yaşlanınca pürtüklü kareler şeklinde derin çatlaklı hale gelmektedir. Sürgünler / Dallar: Sürgünler yeşil renkte ve çok yoğun gri tüylerle örtülüdürler; daha sonra bu tüyler dökülür ve sürgünler parlak kahverengine dönüşürler. Tomurcuklar: Oval, açık kahverengi olup tüylerle örtülmüşlerdir ve 0,3cm boyundadırlar. Yapraklar: Çoğunlukla ters yumurta biçiminde olan yapraklar 8-13cm uzunluğunda ve 33,5cm genişliğindedirler. Yan taraflarında 4-8 çift lobu vardır ve ayrıca bu lopların tali lopları vardır ve lopların uçları yuvarlak ya da sivridirler. Orta damar çok belirgindir. Olgun yaprakların üst yüzleri soluk yeşil, çıplak ya da seyrek yıldız tüylerle örtülüdürler. Yaprak alt yüzleri beyaz ya da gri renktedir ve çok yoğun tüylerle örtülüdür. Çiçekler: Dişi çiçekler teker teker ya da 2-5 adedi bir arada bulunurlar. Meyve: Meyvenin (palamudun) oval ya da sivridir; sapsız ya da kısa bir sapı vardır. İlk sonbaharda olgunlaşırlar. Kupula meyvenin yarısını ya da 3/2’sini içine almaktadır. Kadeh yarı küre biçiminde ve kadeh pulları yassıdır ve aynı zamanda kadehin üzerinde gri tüyler bulunmaktadır. Doğal yayılışı: Orta Avrupa’dan Kafkasya’ya değin doğal yayılış yapmaktadır. 139 Habitüs: Kuraklığa çok dayanıklı olan bu meşe türümüz kalkerli toprakları çok sever. Karasal iklime en iyi uyum sağlayan bir meşe türüdür. Her zaman steplerde ve step sınırlarında görmek olanaklıdır. Quercus pubescens’in Yaprak, Tomurcuk ve Meyveleri (Hempbell-Wilhelm) Türkiye’deki Doğal yayılışı: Ankara, kayseri ve Konya yörelerinde sık sık görülür. Marmara-Ege bölgesi’nde, Kocaeli yarımadasında ve Karadeniz ardı bölgelerde rastlanılır. Q. pubescens ve Q. virgiliana’nın Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (Yaltırık 1984) Bu meşe türü sürekli otlatma ve aşırı tahriplerle çok bozulmuş ve çalılıklara dönüşmüştür. Tüylü meşe çoğunlukla Pinus nigra, Cistus laurifolius, Quercus cerris ile birlikte yayılış yapar. 1700m’ye çıkar. Özellikle odunundan kömür yapımı ve yakacak olarak ve de fırınlarda kullanılır. Odunu sert ve ağırdır ve büyümesi yavaştır. Quercus macranthera Fisch. Et May. Boy: 15-30m boy ve 1m çap yapan ve kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Diktir ve üst dallar aşağıya doğru yöneliktir. Kabuk: Kahverengi-griden gri menekşe rengine kadar değişken renktedir. Yaşlanınca kabuk parçacıklar halinde çatlamaktadır. 140 Sürgünler /Dallar: kalın, kahverengi-menekşe renginde olup yoğun olarak uzun beyaz tüylerle örtülüdür. Sürgünler üzerinde küçük yuvarlak portakal renginde lentiseller görülmektedir. İkinci yıldan itibaren çatlaklı hale gelmeye ve rengi gri-menekşe rengine dönüşmeye başlar. Tomurcuklar: Konik veya oval konik olup boyu 1,5cm ve ucu sivridir. Üzerleri uzun tüylerle kaplıdır. Yapraklar: Yaprak şekli oval, yaprak tabanı kalp şeklinde ve uçları sivri olup yaprak kenarlarında çok iri 7- 11 çift lop taşırlar. Loplar derince ve uçları yuvarlaktır. Yaprak üst yüzleri parlak ve tüylerle kaplıdır. Yaprak alt yüzleri açık yeşil renkte olup damarlar boyunca az tüylüdür. Yaprak boyutları 8-23cm x 5-14cm’dir. Yaprak sapı kanallı-tüylü sarımsı yeşil renkte ve 2cm’dir. Sonbahara doğru kızarırlar. Çiçekler: Erkek çiçekler 5-8cm boyunda olup tüylüdür. Meyve: Meyve yuvarlak olup 2,5cm boyundadır. Kadeh meyvenin yarısını içine almıştır. Kupula hemen hemen sapsızdır. Doğal yayılışı: İran’ın kuzeyi, Hazar denizi kıyıları, Kafkaslar ve Transkafkaslar’da doğal yayılış yaparlar. Türkiye’de bir alt türü görülür, endemik meşeler arasındadır ve aşağıda bilgi verilmiştir. - Quercus macranthera Fisch. et Mey. subsp. Syspirensis (C. Koch) Menitsky: İspir Meşesi Yaprağını döken, 7m’ye kadar boy yapan küçük bir ağaçtır. Genç sürgünler önceleri tüylü, daha sonra çıplaklaşır. Tomurcuklar 4-6mm boyunda ve tüylüdür. Kulakçıklar ipliksi (filiform) ve tüylüdür, yaklaşık 1- 1,5cm uzunluğunda olan terminal tomurcukların yanında kalıcıdır. Ters yumurta biçiminde olan yapraklar genellikle sürgünlerin uçlarında toplanmıştır. Uzunluğu 5- 10 (1- 13) cm, genişliği (eni) 3-5 (-9) cm’ dir. Yaprak ayası 5- 9 çift düzenli lopludur, tali lopçukları yoktur, kalın tekstürlüdür, yan damarlar 6- 10 çift olup birbirine paraleldir; interkalar damarlar yoktur veya 1 -2 tanedir. Yaprağın alt yüzü keçe gibi sık tüylüdür ve sarımsı-kahverengidir. Üst yüzü koyu yeşil renkli, hemen hemen çıplak veya seyrek yıldız tüylüdür. Yaprak sapı 5-20mm uzunluğundadır ve genellikle tüylüdür. Meyve sapı yoktur veya 6mm.kadardır ve kalındır. Meyve birinci yılda olgunlaşır. Kadeh yarıküre biçiminde ve 1,5cm.çapındadır. Kadeh pulları biz gibi sivri uçlu ve ince olup kadeh üzerine gevşek kapanmıştır ve ince tüylüdür. Kadeh palamutun ½ veya 2/3 kadarını içerisine almıştır. Ülkemizin bu endemik alttürü, Mudurnu, Kastamonu, Çorum, Amasya-Akdağ (Sana Dağı), Sivas (Yıldız Dağı), Gümüşhane (Köse Dağı), Yozgat (Akdağmadeni), Sivas-Zara, Tunceli (Pülümür), Erzurum yörelerinde 1000- 1900m yükseltiler arasında Q. pubescens, Pinus nigra, Pinus sylvestris, Populus tremula, Juniperus communis subsp. nana ile karışıklığa girer veya saf ormanlar oluşturur. 141 Quercus macranthera’nın Yaprak, Kabuk ve Tepe tacı (RUSHFORTH 2000) Q. macranthera subsp. syspirensis’in Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (Yaltırık 1984). Quercus virgiliana Ten.- Yalancı tüylü meşe Quercus virgiliana Meyve ve Yaprak Görüntüsü (www.dipbot.unict.it) Kışın yaprağını döken boylu çalı ya da ağaç formunda bir meşe türüdür (Şekil 325). Tüylü meşe ( Quercus pubescens Willd.)’ye benzerse de: a) Yaprak saplarının uzun oluşu b) Yapraklarının genellikle daha büyük oluşu c) Loplarının kenarlarının öndüleli ya da dalgalı değil düz oluşu 142 d) Kupulanın (kadehin) çoğunlukla kısa bir sapının oluşur. e) Orta damara yakın derinleşen loplarının bulunmasıyle ayrılırlar. Doğal yayılışı: Korsika adasından Türkiye’deki Batı Karadeniz bölgesine değin doğal yayılış yapmaktadır. Güney Avrupa Doğu Trakya ve Anadolu’da da görülmektedir. Türkiye’de 100-1150m yükseltilerde diğer meşelerle birlikte görülürler: Kırklareli-Poyralıİslambeyli; Edirne-Keşan; Bolu Abant Gölü; Zonguldak-Devrek’in güneyi; YeniceŞimşirdere; Ankara-Kızılcahamam Gerede arası; Kastamonu-Daday Eflani arası; Sinop’un güneyi; Samsun-Bafra çamgölü; Çorum-İskilip’te doğal yayılış yaparlar. KIRMIZI MEŞELER Quercus libani Olivier: Lübnan meşesi Boy: 10-12m boy yapan yarı herdem yeşil veya kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Kabuk: Kırmızımsı-gri renkte kabuğu bir süre çatlamaz, cilalı gibi parlaktır; ileri yaşlarda derin çatlaklı hale dönüşür ve gri-kül rengine girer ve oldukça kalındır. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler kestane kırmızısı renktedir, önceleri tüylüdürler, daha sonraları çıplaklaşırlar. Quercus libani’nin Yaprak ve Meyveler (Yaltırık 1984) Yapraklar: Yapraklar sürgün üzerinde düzenli dağılmışlardır; uzun mızrak şeklinde ve uçları sivridir, kenarları 11- 16 çift keskin dişlidirler ve dişlerin uçları kılçıklı dişlidirler (kırmızı meşelere özgü özellik). Üst yüzleri parlak yeşil ve alt yüzleri mattır. Yaprak sapları 815mm’dir. Meyve: Kadeh sapsız veya kısa saplı (1cm) ve kalındır. Kadeh yarı-küre şeklinde 2-3cm çapındadır. Kadeh pulları sivri uçlu ve üçgen biçiminde olup, birbiri üzerinde sıkıca kapanmışlardır. Kadeh palamudun (2/3)’ünü içine almıştır. Doğal yayılışı: Suriye, Kuzey-batı Irak, Batı İran ile Doğu Anadolu’dur. 143 Q. trojana ve Q. libani’ nin Doğal Yayılış Alanları ( Yaltırık 1984). Türkiye’deki Doğal yayılışı: 700-2000m yükseltiler arasında saf bükler ve çalılıklar oluştururlar. Q.infectoria, Q. brantii, Q. cerris ile karışımlar yapmaktadır. Lübnan meşesi denmesine karşın Lübnan’da doğal olarak yetişmemektedir. İrano-Turanien floristik bölgesi’nin tipik ağacıdır. Doğu Akdeniz floristik Bölgesi’nin bir ağacı olan Makedonya meşesine (Q.trojana) çok benzerse de ondan yaprak saplarının çok uzun, gövde kabuklarının kalın ve derin çatlaklı olmasıyla ayrılırlar. Quercus trojana P.B.Webb.- Makedonya meşesi, Truva meşesi Syn. Q. macedonia DC. Boy: 10-20m boy, 0,60m çap yapan kışın yaprağını döken veya yarı herdem yeşil bir meşe türüdür. Tepe tacı: Önceleri konik sonra kubbe şeklindedir. Kabuk: Gri-kahverengi, sonra çatlaklıdır. Yaşlı ağaçların gövde kabukları küçük pullar halinde, kare veya dikdörtgen biçiminde çatlaklıdırlar. Uzun süre ağaç üzerinde dökülmeden kalırlar; açık-gri kahverengindedirler. Sürgünler / Dallar: Sonbahara değin sürgünler kahverengi-yeşil renktedir ve yıldızsı tüylerle kaplıdırlar. Daha sonraları kahverengi-gri veya deve tüyü rengindedirler. Tomurcuklar: Basık kubbe ya da yuvarlak şekildedirler; yeşil-kahverenginde olup tomurcuğun etrafinda stipüller bulunmaktadır. Quercus trojana’nın Yaprakları (MAMİKOĞLU 2008) Yapraklar: Sivri uçlu olan yapraklar dar yumurta şeklinde; ya da uzun eliptik veyahut dar dikdörtgen şeklini andırırlar. Ana damardan birbirine pararlel 8-12 çift damar çıkar. Üst yüzleri parlak yeşil, alt yüzleri açık yeşil renktedir. 144 Quercus trojana Olgun palamutları (MAMİKOĞLU 2008) Quercus libani’ye benzerler ondan bazı morfolojik farklılıklarla ayrılırlar: a) yaprakları daha küçüktür, b) Yaprak kenar dişleri ve yaprak sapları daha kısadır. Meyve: Kupulanın pulları büyük bir varyasyon göstermektedir. Pullar ya birbirinin üzerine yapışmış ya da tüm pullar sapa doğru kıvrılmışlardır. Sert ve ağır bir odunu vardır; diri odun sarımsı kahverengi; öz odunu ise kırmızı kahverengidir. Doğal yayılışı: Bu tür İtalya’da, Dalmaçya kıyılarında, Arnavutluk, Yunanistan (Güney makedonya’da) ve Türkiye’de doğal olarak bulunmaktadır. Makedonya meşesi Q.frainetto, Tilia tomentosa, C.colurna, Rhamnus fallax gibi Balkan florası arealinde oaln bir odunsudur. Türkiye’deki yayışışı: Türkiye’nin Batı ve Güneybatı Anadolu’da 300-1800m yükseltiler arasında: Eceabat, Bursa-Ulubat (Apolyon gölü kenarları); Manisa-Kırkağaç; KütahyaTavşanlı-İnegöl arası; Afyon Sultan Dağları; Antalya-Elmalı-Çığlıkara; Konya-BeyşehirErmenek; Ereğli Aydos dağı gibi yörelerde yapraklı ormanlarda diğer meşe taksonları ile ( Q. ithaburensis, Q.infectoria, Q.cerris) ile karışıklığa girerler. Ayrıca karaçam, kızılçam ve göknar ile karışıklığa girerler. Quercus cerris L. –Saçlı meşe, Türk meşesi, Lombard meşesi, Bourgogne meşesi Syn.: Quercus lanuginosa Lambert Boy: 20-40m boylanan 2m çap yapan kışın yaprağını döken ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda konik (15m’ye kadar olan ağaçlarda); sonra tepe yuvarlaklaşır ve çok yaşlı ağaçlarda geniş kubbe şekline dönüşür. Kabuk: Genç ağaçların kabukları koyu griden gümüşi griye değişkenlik gösterir: yaşlı ağaçların gövdeleri gri-beyaz renkli ve derin çatlaklıdır (Şekil 334). Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler hafif köşeli ve açık kahverengi veya kızıl-kestane renginde olup yumuşak sık tüylüdürler. Tomurcuklar: Tomurcuklar 0,4cm olup, çok pulludurlar ve pulların üzerleri yumuşak sık tüylerle örtülüdürler. Tomurcuklar yaklaşık 1-1,3cm boyundaki çok sayıda ipliksi (saç gibi) kulakçıklarla çepe çevre sarılmışlardır. Bu özellik saçlı meşelerin önemli özelliklerinden biridir ve bu tüyler dökülmezler (Saçlı meşe adını bu tüylerden alır) . 145 Quercus cerris’ in Tomurcuklar (MAMİKOĞLU 2008) Quercus cerris’ in Yaprak ve Meyveleri (Yaltırık 1984) Yapraklar: Hemen hemen sürgünlere eşit aralıklarla dizilen yapraklar değişik boyutta ve görünümdedirler. Kenarları sığ loplu, derin loplu ve loplar ayrıca tali lopludurlar. Lop veya lopçukların ucunda sivri dikensi kılçıklar (mucro) bulunur (kırmızı meşelerin özelliklerinden). Yaprakların alt ve üst yüzleri yıldız tüylerle örtülüdür. Ancak yaprakların üst yüzleri olgun yapraklarda çıplaktır. Yaprak sapları 3-20mm uzunluğundadır. Yaprak sapının sürgün üzerinde bıraktığı iz geniş yürek biçiminde olup üzerinde 3 grup halinde iletim demeti izleri vardır. Quercus cerris’in Palamudu (MAMİKOĞLU 2008 Çiçekler: Erkek çiçekler aşağıya doğru sarkıktırlar, temmuz ayında bir önceki yılda oluşan sürgünlerin koltuklarından çıkarlar. Dişi çiçek başakları daha küçüktür. 146 Meyve: Meyveler iki yılda olgunlaşırlar. Meyve kadehlerinin kalın bir sapı vardır. Kupula pulları saç gibi ince iplikçikler şeklinde olup yanlara ve aşağıya doğru sarkıktırlar. Meyveler teker teker veya 2 -4 tanesi bir arada bulunurlar. Gerek kupulanın ve gerekse tomurcuk kenarlarının böyle saç gibi ipliksi pullarla örtülmesi nedeniyle bu meşeye saçlı meşe denilmektedir. Doğal yayılışı: Avrupa, Fransa’nın güney-doğusundan Türkiye’ye kadar olan ülkelerde ve kuzeyde Avusturya-Macaristan ve Çek Cumhuriyetinde ve Suriye’de görülürler. Habitat: Daha çok ormanlık bölgelerde ve güney bakılarda yer alırlar. Türkiye’deki yayılışı: En geniş yayılışını Türkiye’de yapar. Türkiye meşesi denmesinin nedeni budur. Odun fazla değerli değildir. Yetişme ortamı istekleri Sapsız meşeye benzer. Odun ve yapraklarında silis maddesi bulunur. İyi yanmaz. Türkiye’de iki varyetesi vardır: Quercus cerris’in Yaprak ve Meyveleri (Hempbell-Wilhelm…) 1. Yaprakları derin parçalı loplu…………………………………………….var. cerris 2. Yaprakları sığ loplu……………………………………………………….var. austriaca - Quercus cerris var.cerris: Tüylü ve loplu yaprakları vardır. Marmara, Kuzeybatı, Güney ve İç Anadolu’da doğal yayılış yapmaktadır. Quercus cerris var. austriaca: Basit ve sığ loplu yaprakları vardır. Trakya-İzmit-Sinop ve Bolu illerinde doğal yayılış yaparlar. 147 Quercus cerris’in Türkiye’deki Doğal Yayılış Alanları (Yaltırık 1984) Quercus brantii Lindl.- İran Palamut meşesi Boy: 60-10m boyunda küçük bir ağaçtır. Tepe tacı: Tepe tacı geniş ve dağınıktır. Kabuk: Gri kül rengindedir. Sürgünler / Dallar: Sarımsı renkli genç sürgünlerin üzerleri esmer tüylerle örtülüdürler ancak zamanla bu tüyler dökülmektedir. Yapraklar: Yapraklar ters yumurta ya da dar oval eliptik şekildedirler ve uç kısımları sivridir. Deri gibi sert olan yaprağın kenarları çoğunlukla sivri dişli ve bu dişlerin uçları batıcı iğne ile sonuçlanmaktadır. Meyve: Kadehin sapı, kısa kalın ve tüylüdür. Kadeh palamut meşesinden daha küçük olup, palamudun yarısını içerinse almaktadır. Kadeh pulları ince ve uzun olup uçları geriye doğru kıvrılmıştır. Genel görünüşü ile ve birçok özelliği ile palamut meşesine benzediği için Palamut meşesinin bir alt türü olarak ta bazen kabul edilmektedir. Doğal yayılışı: Türkiye, Kuzey Suriye, Kuzey Irak, Batı ve Güney İran’dır. Türkiye’deki doğal yayılışı: Doğu ve Güney Anadolu’da: Malatya: Darende-Akçadağ; Elazığ Hazar Gölü; Siirt-Baykan; Bitlis; Maraş Göksun Yemiş dağı; Urfa Karacadağ, Siverek; Diyarbakır; Mardin-Mazıdağı; Hakkari Çukurca-Cilo dağı. Bu yayılış alanları içinde 350-1700m yükseltiler arasında saf bükler veya çalılıklar oluşturduğu gibi diğer meşe türleri ile (Q.infectoria; Q.libaniQ.cerris), Pinus brutia, Pistacia eucarpa, Pyrus sp. İle karışıklığa girer. Çoğunlukla kalker anataşından oluşan toparklarda yetişirler 148 Quercus brantii Yaprak ve Tomurcukları (Yaltırık 1984) Quercus ithaburensis Decne. subsp. macrolepis-Anadolu Palamut meşesi Syn.: Q.aegilops Boy: 15-25m’ye kadar boylanabilen, 80-120cm çapa ulaşabilen ve kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Geniş tepelidir. Kabuk: Gri ve çatlaklıdır. Quercus ithaburensis subsp. macrolepis’in Yaprak ve Palamutları (Yaltırık 1984) Sürgünler /Dallar: Genç sürgünler oldukça kalın, boz, yeşilimsi grimsi renktedir ve üzerleri keçe gibi sık tüylerle örtülüdür. Tomurcuklar: Oval ve tüylüdürler. Yapraklar: Yapraklar çok çeşitli şekildedirler. Genel olarak yumurta şekilli ya da oblongturlar. Yaprak ayasının tabanı yüreğimsi veya yuvarlakçadır. Yapraklar sığ veya derin loplu, lopların ucu çıkıntılı, üst yüzleri donuk yeşil, yıldızsı tüylü; alt yüzleri grimsi-yeşil ve sık tüylüdürler. Yaprak sapları 1 -3,5cm uzunluğundadır, yaprakların sürgün üzerlerinde bıraktıkları izler yarım daire şeklinde ve bu iz üzerinde 5 -6 iletim demeti izi görülür. Meyve: Meşe taksonları içinde 2-4cm çaplarıyla en iri meyveye sahiptir ve meyveler iki yılda olgunlaşırlar. Halk arasında “Palamut” ya da “Pelit” adı verilen meyveleri elpsoid 149 şekildedirler. Kadehin üzeri çok gelişmiş, ince uzun şeritler halinde tırnak adı verilen pullarla sık bir şekilde örtülmüştür. Meyvenin kadeh ve tırnaklarında önemli oranda tanen maddesi bulunmaktadır. Bu oran kadehte %33, tırnaklarda %41,5’a kadar çıkmaktadır. Doğal yayılışı: Yunanistan, Arnavutluk, İtalya, Suriye, Filistin ve Ürdün gibi Doğu Akdeniz ülkeleridir. Türkiye’deki yayılışı: Türkiye’de sadece bu türün yayılış alanı 260.000ha’dır. Bu meşe türü en geniş yayılışını Türkiye’de yapmaktadır: Çoğunlukla Batı ve Güneybatı Anadolu’da yer yer de Trakya ve İç Anadolu’da yayılış gösterir. Palamut meşesi tek ağaç işletmesi şeklinde işletilir. Türkiye’nin monopolünde olan bir ağaç türüdür. Palamut meşesi ormanlarının %83’lük kısmı özel kişilere aittir. Seyrek ve dağınık park görünümünde saf bükler kurabildiği gibi, diğer meşe türleriyle veya P. brutia, P.nigra, P. pinea ve Juniperus türleri ile karışıklığa girerler ve 50-1300m yükseltiler arasında doğal yayılış yaparlar. Q. ithaburensis subsp. macrolepis ve Q. brantii’nin Doğal Yayılışı (Yaltırık 1984) 3. HERDEM YEŞİL MEŞELER (Seksiyon ilex Loudon) Quercus ilex L.-Pırnal meşesi Boy: 25-30m’ye kadar boylanabilen, 1-2m çap yapabilen geniş tepeli herdem yeşil bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda sütun şeklinde oval ya da yuvarlak; yaşlı ağaçlarda kubbe şeklindedir Kabuk: Siyah, kahverengi-siyah renkte ve genç bireylerde parlak renktedir ve gövdenin kabuğu gri renkli yıldız tüylerle sık bir şeklide örtülmüştür. Daha sonraları küçük kareler şeklinde çatlamaktadır. Sürgünler / Dallar: Sürgünler kahverengi-grimsi ya da beyazımsıdır, tüylerle kaplıdırlar; 2.ve 3. yıldan sonra donuk yeşil gri renge dönüşürler. Tomurcuklar: Genç yaşlarda Tomurcuklar 2mm boyunda olup tüylüdürler. Yapraklar: Yapraklar sürgünler üzerinde hemen hemen eşit aralıklarla dizilmişlerdir. Çoğunlukla dar eliptik ya da yumurtamsı-mızrak şeklinde olup, uç kısımları sivrice, dip tarafları ise kama veya yuvarlakçadır; deri gibi serttir; çoğunlukla tam kenarlı veya ender olarak da keskin ve sivri dişlidir; yan damarlar belirgin değildir. Ayanın üst yüzü çıplak, koyu yeşil, alt yüzü ise sarımsı ve kirli beyaz renkli, keçe gibi sık yıldız tüyler ile örtülmüştür; yaprak sapı 3-10mm boyundadır. Çiçekler: Yaz başlarında yeni oluşan yapraklarla birlikte oluşurlar; erkek çiçekler aşağıya doğru sarkıktırlar, 4-7cm uzunluğundadırlar. 150 Meyve: Meyveler çok kere 2- 3 tanesi bir arada toplu olarak bulunur; çoğunlukla saplıdır ve saplar oldukça kalındır. Palamut dar yumurta biçiminde ve 2 -2,5cm uzunluğundadır. Kadeh (kupula) çan veya yarı küre biçiminde olup yaklaşık 15mm çapındadır. Kadeh pulları dar mızrak şeklindedir ve birbirinin üzerine gevşek kapanmıştır, tüylüdür. Kadeh palamutun hemen hemen yarısını veya 1/3 kısmını içerisine almıştır. Meyve olgunlaşması bir yılda olur. Quercus ilex’in Meyveleri (MAMIKOĞLU 2008) Doğal yayılışı: Bütün Akdeniz havzasında doğal yayılış yapmaktadır. Türkiye’deki Doğal yayılışı: Genel coğrafi yayılış alanı Batı Karadeniz kıyılarıdır. Batıdan doğuya gidildikçe bu sahalar daralır. Ülkemizde, İstanbul, Anadolu Hisarı, Elmalı Bendi yakını; Ereğli-Zonguldak arası; Sinop; Samsun; Çanakkale; Ezine; Gökçeada (İmroz) Dereköy ile Tepeköy arasında; Kuşadası; Samsun dağı gibi çok sınırlı bir ayılışı vardır. Kök ve kütük sürgünleri ile gölgede kalmış sürgünler üzerindeki yapraklar; yaşlı sürgünler üzerindeki yapraklardan daha geniştir, kenarları sivrice dişlidir ve çoğunlukla her iki yüzü de çıplaktır. Bu tür, yani “Pırnal Meşesi” çoğunlukla “Kermes Meşesi” yani Quercus coccifera ile karıştırılmaktadır. Halbuki Pırnal meşesinin yapraklarının alt yüzünün keçe gri tüylü oluşu, meyvelerinin bir yılda olgunlaşması ve kadeh pullarının gevşek kapanması ve dikenli olmayışı gibi özellikleri ile Kermes Meşesinden kolaylıkla ayırt edilebilir. Ayrıca bu meşe türü, ülkemizde çok lokal ve sınırlı bir ayılışa sahiptir. Quercus coccifera L.: Kermes meşesi Boy: 6-10m boylanan ve 0,5m çap yapan herdem yeşil çalı, ya da küçük bir ağaçtır. Tepe tacı: Yuvarlak tepe yapısına sahiptir; otlatma nedeniyle tepe yapısı bozulmaktadır. Kabuk: Donuk gri renkte olan genç kabuk yaşlı gövdelerde kabuk boyuna çatlaklı ve pulludur. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünleri yıldız tüylerle örtülmüştür, esmer renklidir, sonradan bu tüyler dökülür. Tomurcuklar: 3-4mm boyundaki tomurcukları kırmızımsı-kahverenginde pullarla örtülmüştür, çıplak veya tüylüdür. 151 Quercus coccifera’nın Kabuk Görünüşü ( Yaltırık 1984 ) Yapraklar: Deri gibi sert olan yaprakları geniş eliptik veya geniş yumurta biçiminde olup, 1,55x1-3cm boyutlarındadır ve kenarları dikenimsi dişlidir; dişler sivri ve batıcıdır. Ayanın dip tarafı yuvarlakça veya yürek şeklindedir. Yaprak ayası düz veya ondülelidir. Üst yüzü parlak koyu yeşil, alt yüzü donuktur; her iki yüzü de çıplaktır. Çok kısa sapı (1 -1,5mm) vardır. Çiçekler: Aynı yılın sürgünleri üzerinde yaz başlarında görülürler. Erkek çiçekler 3-5cm boyundadırlar. Meyve: Meyvenin olgunlaşması ikinci yıla olmaktadır. Kadeh (kupula) hemen hemen sapsız veya kısa, kalın saplıdır; yarım üre şeklindedir. Kadeh pulları dört köşelidir; uçları biz gibi sivri, sert ve batıcıdır; bazen geriye doğru kıvrıktır. Kadeh, yumurta biçimindeki palamutun ½ -2/3 kısmını içine almıştır. Quercus coccifera’nın Meyvelerinin Görünüşü (MAMIKOĞLU 2008) Doğal yayılışı: Kermes Meşesi Mediterranean Rejyonunun tipik bir bitkisidir. Ülkemizde Marmara, Ege, Akdeniz Bölgelerindeki maki, frigana (phrygana) vejetasyonları ile Kızılçam (P. brutia) ve Fıstık çamı (P. pinea) ormanlarının egemen (dominant) elemanıdır. Karadeniz bölgesinde ise yer yer lokal olarak bulunur. ( Örneğin Zonguldak, Giresun’un batısı, Tokat Niksar gibi). Kermes Meşesini, Pırnal Meşesi (Q. ilex)’den yapraklarının her iki yüzünün çıplak olması, meyvenin iki yılda olgunlaşması ile kolayca ayrılır. Üstelik bu Meşe türü ülkemizde en yaygın olanıdır. 152 Quercus coccifera’nın Türkiye’deki Doğal Yayılışı (Yaltırık 1984) Quercus aucheri Jaub. And Spach – Boz Pırnal Boy: Herdem yeşil çalı veya 10m ye kadar boylanabilen geniş tepeli, ufak bir ağaçtır. Tepe tacı: Dar tepeli bir ağaçtır. Kabuk: Genç ağaçlarda düzgün, yaşlı gövdeler boyuna çatlaklıdır. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler sarımsı-kahve renkli, yıldız tüylerle sık bir şekilde örtülmüştür. Tomurcuklar: Tomurcuklar soluk kırmızı-kahve rengindedir, tüylüdür ve 2mm boyundadır.. Yapraklar: Yapraklar sürgünler üzerinde hemen hemen eşit aralıklarla dizilmişlerdir. 0,94x0,9- 2,5cm. boyutlarında olan yapraklar çoğunlukla geniş eliptik veya geniş yumurta biçimindedir. Ayanın alt kısmı tam kenarlı, üst kısmı ise hafif dişlidir; dip kısmı yuvarlak veya yüreğimsi biçimlidir. Yan damar sayısı 5 -9 adet olup belirgin değildir. Yaprağın üst yüzü çıplak veya hafif yıldız tüylüdür; alt yüzünü ise, grimsi-beyaz renkli yılsız tüyler ve ince bir mum tabakası örtmüştür. Mum tabakası tüyleri yaprak ayasına sıkı bir şeklide bastırmıştır. Yaprak sapı yok denecek kadar kısa veya 6mm boyundadır. Quercus aucheri’nin Yaprak ve Meyvesi (MAMİKOĞLU 2008) Meyve: Meyveleri kırmızı meşeler gibi iki yılda olgunlaşır. Kadeh hemen hemen sapsız 25mm çapında, 18mm uzunluğundadır. Kadeh pulları kahverenginde, yumurtamsı-mızrak biçiminde basık tüylüdür. Kupula palamudun 2/3 ‘ini içerisine almıştır. Doğal yayılışı: Genel coğrafi yayılışı sınırlıdır; Doğu Akdeniz için endemiktir. Q. ilex ve Q. coccifera ile karıştırılan, uzun süre unutulmuş bir türdür. İlk bulunduğu yer Kuşadası’dır. Ülkemizde Aydın-Söke-Pirene; Bodrum-Turgutköyü; Fethiye-kalkan; Antalya-Kaş-Nuskay Köyü; Antalya-Kemer; Aydın-Çine çayı vadisi gibi güney batı Anadolu’da maki vejetasyonu 153 içerisinde, deniz seviyesi ile 400m yükseklikler arasında, anataşı kalker olan topraklar üzerinde bulunur. Fam: ULMACEAE Cins: Ulmus L. Tür: Ulmus minor Miller-Ova karaağacı, Gürgen yapraklı karaağaç Syn.: Ulmus carpinifolia Suckow.; Ulmus campestre Boy: 20-30m boy, 1,2m çap yapabilen ve kışın yaprağını bir orman ağacıdır. Tepe tacı: Konik, sonra yuvarlaktır; daha yaşlı ağaçlarda geniş kubbe şekline girerler. Kabuk: Genç ağaçlarda gümüşi -gri ve parlak renkte olan kabuklar yaşlı ağaçlarda gri-esmer renge dönüşürler ve derin çatlaklıdırlar. Sürgünler / Dallar: Sürgünler oldukça ince ve soluk kırmızımsı renkte; çıplak veya sık beyaz tüylüdürler. Ulmus minor Yaprak, tomurcuk, erkek ve dişi çiçekleri (Campbell-Wilhelm,…) Tomurcuklar: Uç tomurcuklar pseuo-terminal, yan tomurcuklar sürgünlere almaçlı dizilmişlerdir. Yaprak tomurcukları sivri uçlu, küçük; çiçek tomurcukları ise yuvarlakça ve büyük, tomurcuk pulları koyu kahverenginde, hafif tüylüdürler 0,2 -0,4cm boyundadırlar. Yapraklar: Oval-eliptik ya da ters yumurta şeklinde olan yaprakların uç kısımları sivrice, dip tarafları asimetrik-çarpık; kenarları çift sıralı dişli, üst yüzleri parlak ve çıplak, alt yüzü de çıplak, fakat damarlar boyunca özellikle ana damar boyunca tüylüdürler. Yapraklar 6 -9 (11) x 4-6cm boyutundadırlar; yaprak sapları 6-12mm uzunluğundadırlar. Çiçekler: Çiçek kurulları sık bir demet halinde yapraklanmadan önce görülürler. Çiçeklerde stigma beyaz renktedir. Meyve: Kanatlı nus meyveler 1,5-2cm uzunluğunda, ters yumurta biçiminde, üst tarafları kama şeklinde, meyve kanadın tam ortasından daha yukarıda yer almıştır; kolaylıkla hibrid yapabilmektedir 154 Ulmus minor’un yaprak ve meyveleri Ülkemizde bu türün iki alt türü vardır: - Ulmus minor subsp. minor: Sürgünler çıplak veya çok seyrek tüylüdürler. Yaprakların her iki yüz de çıplaktır, ancak damarların ana damara birleştiği yerlerde tüy demetçikleri vardır. Kuzey ve Kuzeydoğu Anadolu’da ve Trakya’da doğal yayılış yaparlar. Çanakkale, Tekirdağ, İstanbul, Bolu, Çankırı, Ankara, kayseri –Erciyes dağı, Elazığ, Malatya, Kars ve Malatya ve Van dolaylarında, Samsun, Trabzon’da dere kenarlarında, yapraklı ve iğne yapraklı ormanlarda, açık alanlarda, vadi içlerinde tek tek veya küçük gruplar halinde görülürler. - Ulmus minor subsp. canescens (Melville) Browicz & Zielinsky Bu alt türde sürgünler sık kadife gibi beyaz tüylerle kaplanmışlardır. Ayrıca yaprakların alt yüzleri de yumuşak tüylerle örtülmüşlerdir. Türkiye’de Batı ve Güney Anadolu’da doğal yayılış yaparlar. Çanakkale, Bursa, Balıkesir, Aydın, Denizli, Antalya, Mersin, Adana ve Hatay illerinde görülürler. 2. Ulmus glabra Huds.- Dağ Karaağacı; Beyaz karaağaç Syn.: Ulmus montana Stokes Boy: 20-30m boyunda, 1m çap yapabilen, kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda oval, konik sütün şeklinde; Daha sonra tepe tacı genişler ve geniş kubbe şekline dönüşür. Kabuk: Gövde kabukları uzun yıllar çatlamadan (yukarıda değinildiği gibi) düz ve parlak kalır, gümüşi gri renkte olup daha sonraları geniş geniş aralıklarla boyuna çatlaklı duruma dönüşür. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler koyu kahverenginde ve tüylüdürler. Sürgünler yaşlı ağaçlarda aşağıya ve yana doğru uzanırlar. Bu karaağacın diğer karaağaçlardan farkı kök ve kütük sürgünü vermemesidir. Lentiseller çıplak gözle görülebilecek kadar büyük ve bol sayıdadırlar. Tomurcuklar: Uç tomurcuklar pseudo-terminal durumludurlar. Mahmuzlar belirgindir; yan tomurcuklar sürgünlere almaçlı dizilmişlerdir. Yaprak tomurcukları sivri uçlu ve yumurta biçiminde olmalarına karşın aynı sürgünlerde bulunan çiçek tomurcukları daha büyük ve 155 hemen hemen küresel şekildedirler ve çok sayıda ve kahverengi pullarla örtülmüşlerdir ve ayrıca pullar da örtülüdürler. Ulmus glabra sürgünleri Yapraklar: Yapraklar büyük, ters yumurta biçiminde, yaprak tabanları asimetrik ve çarpık; uzun damla uçlu ( kuvvetli sürgünlerdeki yapraklarda iki tali damla ucu daha vardır); yaprak kenarları çift sıralı kaba ve sivri dişli; üst yüzleri zımpara kağıdı gibi sert tüylü (skabroz); alt yüzleri tüylü, hemen hemen sapsıdırlar (0,6cm). Yaprak boyutları 8-18cm x 4-10cm’dir. Çiçekler: Çiçek kurulları sık bir demet halindedirler, yapraklanmadan önce çiçeklenirler. Çiçeklerde stigma koyu-kırmızımsı mor renktedirler ve tamamen çıplaktırlar. Meyve: Kanatlı nus meyveler 2- 2,5cm uzunluğunda; geniş elips biçiminde olup, meyve tamamen kanadın ortasında yer almışlardır. Ulmus glabra’nın meyveleri 156 Ulmus glabra’nın Sürgün, yaprak ve meyveleri (Campbell-Wilhelm) Doğal yayılışı: vatanı Kuzey, Orta ve Batı Avrupa, Balkanlar ve Batı Asya’dır. Ulmus leavis Pall. : Hercai karaağaç; Saplı karaağaç Syn.: Ulmus effusa Wildenow; Ulmus pedunculata Fougeroux Boy: 15-30m boy, 1,5m çap yapabilen ince dallı bir ağaçtır. Tepe tacı: Seyrek dallı ve geniş kubbe şeklindedir. Kabuk: Kabuk genç fertlerde açık kül renginde, yaşlı gövdelerde levhalar halinde çatlaklıdır. Yaşlı ağaçlarda gövdenin alt kısmı oluklu ve deve ayağı gibi dibe doğru genişlemektedir. Sürgünler / Dallar: Grı-kül renginde ve genç sürgünler yumuşak tüylüdürler. Tomurcuklar: Konik, sivri şekilli, kahverengi-portakal sarısı renktedirler. Yapraklar: Kısa saplı yapraklar ters yumurta şeklinde veya geniş eliptik şekildedirler. 12(16)cm x 8-10cm boyutlarındadır; dip tarafı çok çarpıktır; uçları sivridir, Yaprak üst yüzü çoğunlukla çıplak veya hafif tüylü, alt yüzü ise belirgin şekilde tüylüdür; kenarları dilimli dişlidirler. 157 Ulmus effusa yaprakları ve diğer organları Ulmus effusa yaprakları Meyve: Samara meyve 10-12mm çapında, yuvarlak ve geniş yumurta biçimindedir, kenarları kirpiklidir ve çok uzun saplıdırlar (2-3cm). Bu özelliğinden dolayı da bu karaağaca ‘Saplı karaağaç’ denilmiştir (Ulmus pedunculata). Doğal yayılışı: Avrupa ve Kuzey Kafkasya’dır. Ülkemizde İğneada Longos ormanlarında ve Sakarya Süleymaniye-Acarlar Subasar ormanlarında doğal yayılış yapmaktadırlar. 158 Cins: Celtis L. Tür: Ülkemizde C. australis L; C.caucasica Willd., C. tournefortii Lim., C. glabrata Stewen ex Planchon olmak üzere dört doğal türü yetişmektedir. Celtis australis L.: Yaygın çitlenbik, Kent çitlenbiği Boy: 10-25m boylanan, 1m gövde çapı yapan, kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda oval, yaşlı ağaçlarda yuvarlaktır. Kabuk: Gövdenin ince, gri renkte, düzgün ve parlak bir kabuğu vardır; genellikle kayın kabuğunu andırmaktadır. Celtis australis’in kabuğu (…) Sürgünler / Dallar: Sürgünler boz kahverenginde olup hafifçe tüylüdürler; üzerlerinde açık devetüyü renginde, çok sayıda belirgin lentiseller bulunmaktadır. Tomurcuklar: Yan tomurcuklar sivri uçlu, uzunca yumurta biçiminde olup sürgülere yatmış durumdadırlar. Her bir tomurcuk, kiremit dilişi şeklinde dizilmiş kırmızımsı kahverengi ve tüylü, 3- 4 çift pulla dıştan örtülmüşlerdir. Pseudo-terminal tomurcuk yan tomurcuklardan daha küçüktürler. 159 Celtis australis yaprak, sürgün ve meyveleri (Hempbell-Wilhelm..) Yapraklar: uzun saplı yaprakların dip tarafları kama biçiminde ve çarpık, uç kısmı ise kuş gagası gibi uzamış, damla ucuna değişmiştir. Dar yumurta veya yumurtamsı mızrak biçimindeki yaprak ayasının (5-15cm boyunda) kenarları keskin dişlidirler. Yaprak üst yüzleri pürüzlü-tüylü ve koyu yeşil, alt yüzleri ise yumuşak tüylü ve grimsi-yeşil renktedirler. Ana damar dipten üçlü olarak çıkar (ışınsal damarlı). Yaprak sapı izleri yarım daire şeklinde ve sürgün üzerinde 3 adet iletim demeti izi bırakmaktadır. Celtis australis’in çiçekleri Çiçekler: Çiçekler erdişi veya bir cinslidirler; uzun saplı (1,5- 2,5cm) erdişi çiçekler yaprakların koltuklarında bulundukları halde, kısa saplı erkek çiçeklerin 3-5’i bir arada, sürgünlerin dip taraflarında toplu halde bulunurlar. Çanak 4- 5 parçalı, etamin sayısı da çanak yaprak sayısı kadardır. Meyve: Ortalama 9-12mm çapındaki çekirdekli sulu meyveleri küre şeklindedirler ve olgunlaştıklarında eksokarpı koyu, siyaha yakın bir renk almaktadır; etli kısım tatlıdır ve yenmektedir. Endokarpın yüzeyi girintili-çıkıntılıdır (çopur). 160 Habitat: Diri odunu sarı, özodunu ise gri renkli olan odunları elastiki ve dayanıklıdırlar. Doğal yayılışı: Güney Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya’dır. Türkiye’de Kuzey, batı ve Güney Anadolu’da 500- 700 (1000)m yükseltilerde görülürler. Hiçbir zaman başlı başına bir bük kurmazlar ve dağınık olarak bulunurlar Kent ve kasabaların cami ve türbe avlularında, mezarlıklarda sık sık görülürler. Meyvelerinin güvercinler tarafından yenmesi nedeniyle tohumları bu kuşlar tarafından taşınmakta bu kuşların yaşam ortamlarında sıkça görülmektedir. Celtis caucasica Willd.-Kafkas çitlenbiği Boy: 10-20m boy; 0,6m çap yapabilen (ender olarak 40m boy, 1,5m çap yapabilen bir ağaçtır. Tepe tacı: Yuvarlak, genellikle tepe tacı boyundan daha geniş olabilmektedir. Yaşlandıkça yuvarlak, dağınık bir tepe yapar. Kabuk: Gri-kahverengi gri ve parlak, daha sonraları çatlaklı duruma gelebilmektedir. En karakteristik özelliği gövde kabuğudur. Yaşlı gövde kabuklarının üzeri mantarsı-siğiller ve çıkıntılar ile pürüzlenmiştir. Gövdenin toprağa yakın kısımları deve ayağı gibi, nayloid biçimde genişlemiş, oluklanmıştır. Sürgünler / Dallar: Sürgünleri inde, zigzaglı, nodların olduğu kısımlarda öz ince bölmelidir. Sürgünler kestane kırmızı renkte parlak ve çıplaktırlar. Dalları eğiktir. Tomurcuklar: Konik, uzun ve geniş, kahverenginde ve üzerleri tüylü, 0,5cm boyundadırlar. Yapraklar: Yapraklar dar yumurta biçiminde, uçları sivri, dip kısımları belirgin şekilde çarpık, yüreğimsi; kenarları sivri dişli,(dip tarafa doğru tam kenarlı), her iki yüzü de çıplak veya alt yüzü seyrek tüylüdür. Yapraklar 9- 15cm boyundadır. Celtis occidentalis’in genel görünümü Celtis occidentalis’in yaprak ve meyveleri 161 Çiçekler: Çiçekleri yapraklanmadan hemen sonra Nisan sonu Mayıs başı gibi açar. Meyve: 6-8mm çapında, küre veya yumurta biçiminde olup yaprak sapından daha uzun bir sap (12-16mm) ile sürgüne bağlıdırlar. Olgun meyve kırmızımsı-kahverengi ve vişne çürüğü rengindedir; etli kısım (mezokarp) incedir; kuşlar tarafından sevilerek yenmektedir. Olgunlaşması eylül ve ekim aylarında gerçekleşir, uzun süre dallarda asılı kalmaktadırlar; meyvenin endokarpları girintili-çıkıntı (pürüzlü)’dır. Doğal yayılışı: Kuzey Amerika’nın doğusunda ve Güney Kanada’da oldukça yaygındırlar. Ağır, sert, kaba tekstürlü ve çabuk çürüyebilen odunları vardır. Kabuk uzun süre su altında tutulursa lifli bir elyaf elde edilebilmektedir; bu elyaftan ip ve paspas elde edilebilmektedir. Peyzaj açısından değerlendirilmesi: Dekoratif açıdan önemli değildir. Olumsuz koşullarda kullanılabilecek iyi bir ağaçtır. Parklarda kullanmaya uygundur. Güzel bir görüntüsü vardır. Meyveleri yenebildiği için de kullanılabilir. Transplantasyonu kolaydır. Zengin toprakları sever. Yeni ortamlara çok rahat adapte olur. Her türlü koşula tolerans gösterir. Rüzgara dayanıklıdır. Işık bitkisidir, kent iklimine uyum sağlar. Celtis caucasica Willd: Kafkas çitlenbiği 15m’ye kadar boylanabilen küçük bir ağaçtır. C.australis’ten yaprak ve meyve özellikleri yardımı ile ayrılır. Yaprakları daha küçük ( 5- 2,5-5cm) yumurtamsı veya baklava dilimi şeklinde; dip tarafları belirgin şekilde çarpık, yaprak uçları sivrice( damla uçlu değil); üst yüzleri çıplak, alt yüzleri gri-mavimsi yeşil, tüylü veya çıplaktır. Meyve çekirdekli sulu meyvedir, 10mm çapında, açık kahverenginde veya kırmızımsı kahverengindedir. Meyvenin endokarpı, C. australis’e göre, daha az girintili-çıkıntılıdır (pürüzlüdür). Doğal yayılışı: Kafkasya, Kuzey Irak, İran, Türkistan, Afganistan, Pakistan ve Kaşmir’dir. Türkiye’de Kuzey ve Güneydoğu Anadolu’da açık taşlı yamaçlar üzerinde, nehir ve dere kenarlarında, 400-1450m (-1900) yükseltiler arasında doğal olarak yetişirler. Celtis tournefortii Lam.- Doğu çitlenbiği Syn. C.orientalis Mill. Boylu çalı veya 6m’ye kadar boylanan küçük bir ağaçtır. Sürgünleri tüylüdürler. Yapraklar 26 x 1,5-4,5cm boyutlarında, geniş yumurta biçiminde, dip tarafları çok belirgin olarak çarpık; kimi zaman da yürek şeklinde; yaprak uçları sivrice, kenarları keskin dişli; üst yüzleri çıplak; alt yüzleri açık-gri yeşil ve ince tüylüdürler. Meyveleri 9-12mm çapında, kirli sarı veya portakal rengindedir. Endocarpın yüzeyi pürüzsüzdür. Celtis glabrata Steven ex Plançon – Parlak yapraklı çitlenbik 3-5m’ye kadar boylanabilen çalı ya da küçük bir ağaçtır. Sürgünleri kestane kırmızı renkte; çıplak ve parlak olup üzerlerinde belirgin beyaz renkli lentiseller bulunmaktadır. Yaprakları: Geniş veya dar yumurta biçimindedirler; 2,5 -8 x 2-5cm boyutlarındadırlar. Yaprakların her iki yüzleri de çıplaktırlar; alt yüzleri sarımsı veya gri yeşil renktedirler; dip tarafları çarpıktır, kenarları dişli veya dilimli dişlidir. Meyve: Portakal renginde, endokarpı hafif pürüzlüdür. Dünyadaki Doğal ayılışı: Balkanlar, Suriye, Kırım, Kafkasya, Kuzey Irak ve İran’dır. 162 Türkiye’deki yayılışı: Batı Anadolu dışında Güney, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da 6501400 (-1800)m yükseltiler arasında, açık taşlı ve kayalık yamaçlarda tek tek veya küçük gruplar halinde bulunurlar. Cins: Zelkova L. Tür: Zelkova carpinifolia L. Odunları, karağaç odunları gibi değerlidirler; özodunları koyu renkli ve ince tekstürlüdürler. Gençlikte hızlı büyürler; ışık ve sıcaklık istekleri oldukça fazladır, kuraklığa dayanıklıdırlar. Zelkova cinsinin Doğu ve Batı Asya’da (Anadolu’dan Japonya’ya kadar yayılmış 5 türü bulunmaktadır. Bunlardan sadece bir tek türü Doğu Anadolu’da çok lokal olarak bulunmaktadır. Zelkova carpinifolia (Pall.) K.Koch.: Gürgen Yapraklı Zelkova; Sibirya karaağacı Syn.: Z.crenata Spach., Z.ulmoides Schneid. Boy: 15-35m boy, 2m çap yapan, kışın yaprağını döken ağaçlardır. Tepe tacı: Tepe tacı, oval ve yuvarlak bir tepeye sahiptir, çok sayıda gövdeden oluşan tepe tacı tepede bir buket oluşturmaktadır. Kabuk: Yeşilimsi-gri veya devetüyü rengindedir. Daha sonraları çatlaklı hale gelmektedir Zekova carpinifolia’nın gövde ve gövde kabukları FAM: MORACEAE Cins: Morus L. Tür: Morus alba L. Ak Dut 15m’ye kadar boy yapabilen, kalın dallı, geniş tepeli bir ağaçtır. Uç tomurcuğu pseudoterminaldir; yan tomurcuklar yumurta biçiminde, kızıl kestane rengindedir, çıplaktır; sürgünler kesildiğinde süt gibi bir salgı salgılar, parlak sarımsı-kahverengi renginde olup, gençken hafif tüylüdür veya çıplaktır;büyük ve geniş olan lentiseller iğ şeklindedir; yarım daire biçiminde ve büyük olan yaprak sapı izi üzerinde yan yana dizilmiş at nalı biçiminde 163 Morus alba yaprakları çok sayıda iletim demeti izi vardır; yapraklar geniş yumurtamsı şekildedir. 6-18cm. uzunluğunda olup sivri (kısa sivri) uçludur, aynın dip tarafı yuvarlak veya yürek şeklindedir; yaprak kenarı uçları küt kaba dişlidir, çeşitli şekillerde lopludur; üst yüzü açık yeşil ve pürüzsüz, alt yüzü damarlar boyunca tüylüdür veya hemen hemen çıplaktır; yaprak sapı 1 2,5cm uzunluğundadır; bir veya iki evcikli olan çiçekler dikkati çekmeyecek kadar küçüktür; mürekkep tipte olan meyvesi değişik büyüklüktedir; olgunlaşınca beyaz, beyaz-pembe renk alır ve tatlıdır. Morus alba meyveleri Vatanı Çin’dir. Yaprakları ipek böceği için yem olarak kullanılır. Ülkemizde her yörede uzun yıllardan beri meyvesi ve yaprakları için yetiştirilmektedir. Sarı renkli, dayanıklı odunu araba tekerliği, tarım aletleri, takunya ve müzik aletleri (özellikle bağlamanın gövdesi) yapımında kullanılır. Meyvelerinden pekmez yapılır. Bazı varyete ve bahçe formları park ve bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir; yol ağacı olarak değerlendirilmek istendiğinde erkek çiçek taşıyan fertler kullanılmalıdır, dişi 164 fertler uygun değildir, yolları meyveleri ile kirletmekle kalmaz, altından geçen kimselerin üst ve başına dökülerek elbiselerini lekelemiş olurlar. Nitekim İzmir, Selçuk, Kuşadası cadde ve sokaklarına erkek ağaçlar dikilmiştir; işin doğrusu yapılmıştır. Morus alba ‘Pendula’ ( M.SARIBAŞ) Morus rubra L.-Mor Dut 15-20m boyunda, kalın dallı bir ağaçtır. Yaşlı ağaçlarda gövde kabuğu esmer renkli ve pullar halinde çatlaklıdır. Yapraklar geniş yumurta veya eliptik-yumurtamsı, 7- 12(bazen 20cm) uzunluğunda, uç kısmı birdenbire sivrileşir, dip tarafı kesik veya sığ yüreksidir; kenarları sık ve keskin dişlidir; üst yüzü kaba tüylü veya hemen hemen çıplaktır, alt yüzü ise yumuşak ve sık tüylerle örtülmüştür; taze iken tüylü, 2-3cm uzunluğunda bir sapı vardır. Olgun meyve mor renkli, 2-3cm uzunluğundadır, oldukça sulu olan meyvesi, mayhoş lezzetlidir; yendiğinde dil ve dudakları boyar, parmakları ve tırnakları boyar. Morus rubra yaprakları Kuzey Amerika’nın doğu ve iç kesiminde oldukça yaygındır. Ülkemizde yaygın bir şekilde, örneğin Tekirdağ, Bilecik, Sakarya: Geyve, Amasya, Merzifon dolaylarında, Erzurum: Kaban, Olur’da; Ödemiş, Kütahya: Emet, Kayseri: Yeşilhisar, Malatya: Pötürge, Diyarbakır: Silvan, Denizli; Honaz Dağı, Kayalar Mevkii, Isparta: Eğridir gölü çevresi, Hatay: Antakya dolayları kültürü yapılan yerlerden bazılarıdır. 165 Morus rubra meyveleri Morus nigra L. –Kara Dut 10m’ye kadar boylanabilen, kalın dallı, geniş tepeli bir ağaçtır. Sürgünler kalın, tüylüdür. Esmer, gri renkli kabuk kalın ve uzunlamasına çatlaklıdır. Yapraklar geniş yumurta biçiminde, 6- 12 (-20) cm boyundadır, ucu sivri veya kısa damla uçludur, dip tarafı derin yürek biçimindedir, kenarları kaba dişlidir, genellikle parçalanmamıştır, bazen 2 -3 lopludur; üst yüzü koyu yeşil ve kaba tüylüdür, alt yüzü ise yumuşak tüylerle örtülmüştür; yaprak sapları 1,5- 2,5cm uzunluğundadır. Olgun meyveleri siyah renkte ve uludur, tatlıdır, yenir veya şurubu yapılır. Morus nigra yaprakları Morus nigra’nın meyveleri Vatanının İran olduğu zannedilmektedir. Orta çağlarda, Akdut’tan önce Avrupa’ya götürülmüş, özellikle şarapların boyanmasında, köklerinin acı kabukları ise solucan düşürmede kullanılmıştır. Cins Ficus L. Tür: Ficus carica L.-İncir 166 Ficus arica 10m’ye kadar boylanabilen ve kışın yapraklarını döken bir ağaçtır. Yaşlı ağaçlarda gövde kabuğu çatlaksız, beyazımsı-gridir. Uç tomurcuğu terminal olup yan tomurcuklardan daha büyüktür, genellikle her yaprak koltuğunda iki adet tomurcuk bulunur, yan tomurcuklar az pulludur (2 veya 3 pullu); sürgünler oldukça kalın, yeşilimsi-kahve renginde olup çıplaktır; sürgün özü büyük, beyaz ve süngerimsidir; genç sürgünler kesildiğinde beyaz renkli bir süt (lateks) salgılar; çok büyük, dairesel veya kare şeklinde olan yaprak sapı izi üzerinde çember şeklinde devamlı noktalar halinde iletim demeti izi bulunur; kulakçıkların izi bir halka şeklinde olup sürgünü çepeçevre kuşatmıştır. Yapraklar ısınsal damalı, 3- 5 (-7) lopludur, ender olarak da tamdır, 10-12cm uzunluğunda; ayanın dip tarafı paralellikle yürek şeklindedir; ters yumurta biçimindeki lopların uçları küt, kenarları düzgün dişlidir veya tam kenarlıdır; üst yüzü sert, alt yüzü ise yumuşak tüylüdür; yaprak sapı 2 -8 (-10) cm. uzunluğundadır. Üzüm asması gibi İncir ağacı da çok eski çağlardan beri (Browicz’e göre 5000 yıldan bu yana) kültüre alınmış kıymetli bir meyve ağacıdır. Türkiye’de, Küçük ve Büyük Menderes vadileri boyunca özellikle Aydın, Germencik, Selçuk ve çevresinde geniş ölçüde kültürü yapılmaktadır. Binlerce yıldan beri kültürü yapılan incirin yaklaşık 800 kadar formu bulunmaktadır. (‘Bardacık’, ‘Kasaba’,) Ficus carica meyveleri Ülkemizde, subsp. rupestris (Hansskn) Browiez adında bir doğal taksonu güney ve doğu Anadolu’da, örneğin Malatya, Darende, Diyarbakır, Ergani, Karpuzlunun kuzeyi, Elazığ, 167 Maden, Bitlis, Hizan, İçel, Güzeldere, Maraş, Ahır Dağı, Urfa, Siirt, Veysel Karani, Hakkari, Cilo Dağı. Bu alt tür Kuzey Irak ve Batı ve Güneybatı İran’da yayılış gösterir. FAMİLYA: CAESELPINACEAE Cins: Cercis L. Tür:Cercis siliquastrum L.-Erguvan 5-6m Boy ve 4m kadar tepe çapı (yayılım) yapabilirler. Yuvarlak ve dar bir tepe oluştururlar. Türkiye’ de özellikle Marmara’ da yetişir. Maki bitkisidir. Tohumları böbrek şeklindedir. Nisan-Mayıs aylarında Erguvan ağacının pembe çiçeklerden oluşan gösterişli bir görüntüsü vardır. Erguvanlar başlangıçta yavaş büyürlerse de sonraları büyümeleri hızlanır. Cercis siliquastrum’un sürgün ve çiçekleri 5-10cm uzunluktaki kalp şeklindeki yapraklar, üst kısımda mavi-yeşil, altlarda açık yeşildir. Sonbaharda bakır kırmızısı yapraklara sahiptir. Cercis siliquastrum’un yaprakları 168 Nisan- Mayıs aylarında, yapraklanmadan evvel tüm dallar ve gövdede açan erguvani renkli o muhteşem çiçekleri ile baharı müjdelerler. Bu halleriyle muazzam bir çiçek topunu andırır. çiçeklenmeyi takiben beliren tohumları (legumen meyve) ilgi çekicidir. Cercis siliquastrum’un meyveleri Türkiye’nin Güney-Batı hatta Kuzey Anadolu sahillerinde doğal olarak yetişmektedir. İstanbul boğazında, Hereke sahillerinde sıkça görülürler. Kurak yerlerde yetiştirilir. Küçük gruplar halinde yetiştirilir. Rüzgardan hoşlanmazlar. C.s.cv.”albium” beyaz çiçek açar. Fam: ERICACEAE Cins: Rhododendron L. Tür: 1. Rhododendron ponticum L.: Mor çiçekli ormangülü 2. Rhododendron caucasicum Pall.: Kafkas ormangülü-pembe 3. Rhododendron smirnovi Trautv : Gül kırmızısı 4. Rhododendron ungernii Trautv: Soluk-kahverengi-beyaz 5. Rhododendron luteum Sweet: Sarıçiçekli ormangülü Rhododendrom ponticum L.- Mor çiçekli ormangülü Çoğunlukla 3-4m’ye ulaşan bir çalıdır. Genç sürgünleri tüylüdür fakat sonradan dökülür. Herdem yeşil yapraklar deri gibi, tam kenarlı, geniş şerit veya eliptik, ender olarak da uzun yumurta gibidir. Sapa doğru daralır. Üst yüzü parlak alt yüzü soluktur. Mayıs –haziran ayında çiçek açarlar. Teker teker değil sürgünlerin ucunda bol çiçekli mürekkep salkım vaziyetinde bulunurlar. Yukarı taraflarında kahverengi lekeleri vardır. Çiçek sapları uzun ve tüylüdür. Orman güllerini ziyaret eden arıların yaptığı balda ‘Ericolin’ ve ‘Andrometatoxin glikozitleri’ bulunduğundan balı yiyenlerde çok kere zehirlenme görülür. Eğer bal kaynatılırsa bu zehirli glikozitler parçalanır. 169 Doğu Karadeniz’de “Deli Bal”, “Ağu” ya da “Komar” denir. Mor çiçekli orman gülünün genel coğrafi yayılışı Kafkasya ve Türkiye’dir. Ayrıca lokal olarak Lübnan ve İspanyada bulunur. Bol yağış ve yüksek nispi rutubet ister. En iyi yetiştiği bölge Kuzeydoğu Anadolu’dur. Buralardaki yapraklı ve iğne yapraklı ormanlar altında, ormandan açılan alanlarda, Karayemiş, ayı üzümleri gibi bitkiler ile geniş alanları kaplar. İnsan müdahalesi olmadan bu alanların ormana dönüştürülmesi çok zordur. Ormancıları korkutur. Tek faydası erozyonu önlemesidir. Önemli bir süs bitkisidir. Rhoodendron caucasicum Pall.- Kafkas Ormangülü- Pembe Kışın yaprağını dökmeyen çalıdır. Yaprakların kenarı içe doğru kıvrık. Alt yüzü pas renkli tüylerle örtülüdür. Haziran-Ağustosta çiçek açar, 8- 10 çiçekli mürekkep çiçektir. Kafkasya ile Kuzeydoğu Anadolu’da dağlık bölgelerde yetişir. Rhododendron caucasıcum, Murgul-Damal-Karagöl/Artvin (M.SARIBAŞ) Rhododendron smirnowi Trautv.- Gül kırmızı renkte ormangülü - Çalı veya 5-6m’yi aşan ufak bir ağaçtır. - Genç sürgünler beyaz tüylerle örtülüdür. - 8-15cm boyundaki yaprağın ucu küt ve kenarları dişli alt yüzü pamuk gibi yumuşak tüylü, yaprak deri gibi kalındır. - Çiçeğin 8 -10 tanesi bir arada gül kırmızı renktedir. - Mayıs- Haziran da çiçek açar - Kafkasya Kuzeydoğu Anadolu’da doğal yayılış yapmaktadır. 4. Rhododenron ungernii Trautv. -Beyaz çiçekli ormangülü - Smirnovi’ye benzer - Yaprakların ucu kürek gibi küt ve geniştir. - Alt yüzleri soluk kahverengi tüylerle örtülüdür. 170 - 1cm çapındaki çiçekleri soluk kül kahverengi ve beyaz çiçek sapı tüylüdür. - Kafkaslar ve Kuzeydoğu Anadolu’da doğal yayılış yapmaktadır. Rhododendron ungernii –Göktaş Damal Karagöl 1800m-Artvin (M.SARIBAŞ) 5. Rhododenron luteum Sweet.- Sarıçiçekli orman gülü (Azalea pontica ) Rhododendron luteum, Hopa, Balıklı köyü/Artvin (M.SARIBAŞ) - En fazla 3- 4m’ye kadar boylanabilen çoğunlukla yere yatkın sık dallı, kışın yaprağını döken çalıdır. - Sarı renkli, keskin kokulu çiçekler gayet boldur. Mayısta çiçek açmaya başlar - Sarı çiçek orman gülünün vatanı Kafkasya ve Anadolu’dur. Daha çok Karadeniz sahilleri boyunca Orman sınırının üstünde, açık yaylalarda bulunur. - Kazdağı, Edremit-Balıkesir’de görülür. Cins: Arbutus L. Tür: Arbutus L. -Kocayemiş - Kışın yaprağını dökmeyen herdem yeşil çalı ve ufak ağaç 171 - Dallar ve gövdelerde düzün kabuklar veya levhalar halinde çatlar. - Sürgünlere almaçlı olarak dizilmiş yapraklar tam yada dişli - Meyve yuvarlak, üzümsü gibi, çileğe çok benzer. Bundan dolayı Kocayemişlere “Çilek ağacı” da denir. - Arbutus cinsini Amerika’da ve Akdeniz’de 12 türü vardır. Türkiye’de yetişen türler: Arbutus unedo L.-Kocayemiş - Çoğunlukla çalı, bazen de 7-8m boyunda ufak bir ağaç - Koyu renkli, kırmızımsı kahve kabukları çatlaklıdır - Yaprakları uzun-eliptik yapıda kenarları keskin dişlidir. - Çiçekler beyaz-pembe renktedir. - Mürekkep meyve Sonbaharda olgunlaşan meyveler kırmızı renk alır ve yenir. Hafif uyuşturucudur. - Kocayemiş’in ağır bir odunu vardır. Yakacak odun olarak kullanılır ve kömür yapılır. Kuvvetli kütük sürgünü yapar. - Akdeniz’in maki elemanı Türkiye’nin hemen her yöresinde rastlanır. - Süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. Doğal olarak daha çok Kızılçam Ormanlarında rastlanır. Arbutus andrachne L.-Hartlap - ‘Sandal’ yada ‘Hartlap’ adı verilmektedir - 5-6m boylara ulaşır. - Kenarları tam (A.unedo’dan farkı) - Çapı 1- 1,5cm olan meyve yuvarlak portakal sarısı açık-kırmızı renktedir. Şekerli değildir. - Doğal yayılışı: makiler içinde ve sahil bölgelerde. - Odunu yakacak olarak kullanılır. Fam: HAMAMELIDACEAE Cins: Liquidambar L. Tür: Liquidamber orientalis Mill.- Anadolu sığla ağacı, Günlük 15-20m’ye kadar boylanabilen, kalın dallı geniş tepeli bir ağaçtır. Gövde çoğunlukla 35m’den sonra dallanmaya başlamaktadır. Yaşlı gövdelerde koyu renkli kabuk derin çatlaklıdır. Genç sürgünler kırmızı kahverengindedir. Kimi ağaçların sürgünlerinde (mantarlı karaağaçlarda olduğu gibi) kalın bir mantar tabakası oluşmaktadır. Bunun sonucu olarak sürgünler yuvarlak değil, dört köşelidirler. 6-8cm çapındaki yapraklar çoğunlukla 5 lopludurlar ve çınar ağaçlarının yapraklarına benzerler ve lopların kenarları dişlidirler. Yapraklar hemen hemen tüysüzdürler, 3-6cm uzunluğunda sapları bulunmaktadır. Yapraklar elle oğuşturulduklarında vanilinle karışık tarçın kokusu yayarlar. 172 Sığla ağacının meyveleri, Muğla - Datça (Foto. M.SARIBAŞ) Türkiye’nin Muğla ili Köyceğiz taraflarında 50-60cm çaplı ağaç gövdelerinin kabuk kısımlarında özel bir kepçe ile yaralar açılmaktadır. Kambiyuma değin giden derinlikteki bu yaraları bitki tamir etmek (rejenerasyon) için, ‘patolojik kanallar’ oluşturmaktadır (tıpkı reçine eldesinde olduğu gibi). Kanalların tipi ‘şizogen’ ya da ‘lisigen’ karakterdedirler. Bu kanallarda sığla yağı adı verilen balzam ikinci kez bitkide oluşmaktadır. Yaralama yapıldıktan sonra kabuk kısmı kazınmaktadır. Kazınma esnasında ‘kortex’ parça parça dökülür ve bunlar toplanmaktadır ve kıldan dokunmuş torbalar içerisine doldurulmaktadır. Bu torbalar içlerinde su bulunan kazanlara konularak 1 -2 saat kaynatılırlar. Bu pişirme ile sığla yağı kabuklardan ayrılmaktadır. Kıl torbadaki arta kalan küspe kurutulup yakılırsa güzel koku meydana gelir. Sığla yağı yapışkan ve aromatiktir. Tıpta genel olarak difteri ve astımda uyarıcı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca cilt hastalıklarında ve uyuz tedavisinde kullanılmaktadır. Parfüm sanayinde çeşitli kokuları fiske edici olarak ayrıca başka bir öneme de sahiptir. Cilde iyi geldiğinden sabun üretiminde de kullanılmaktadır. Sığla yağından elde edilen sığla yağının bilimsel adı Styrax liquidus’tur. Sığla ağaçları ilkbaharda çiçek açar ve sonbaharda meyvesi olgunlaşır. Açık kahverenginde ve 2cm çapındaki yuvarlak meyve toplulukları, çınarların aksine dağılmazlar. Ancak kapsüller açılır ve tohumlar dökülür. 173 Sığla ağacı Muğla-Köyceğiz (Foto. M.SARIBAŞ) Sığla ağaçları sıcak ve rutubetli ortamlarda yetişmektedirler. Genel olarak yavaş büyürler. Kök ve kütük sürgünleri verme özellikleri fazladır. Kök sistemleri sığdır. Lokal bir coğrafi yayılışa sahiptir. Türkiye’nin endemik odunsu bitkilerindedir. Halen Güneybatı Anadolu’da, özellikle Köyceğiz gölü ve Dalaman çayı etrafında doğal yayılış yapmaktadır. Bu bölgeden itibaren batı ve doğu yönünde yayılış yapar. Kızılağaç, karaağaç, çınar ve kızılçamlarla birlikte karışımlar yapmaktadır. Türkiye’de genel alan olarak 5000ha civarındadır. Türkiye’ye has olan sığla ormanlarının yüksek ekonomik değeri bulunmaktadır, ancak son yıllarda daralma gösterdiği söyleniyorsa da fidanlıklarda fidanları üretilerek plantasyonları yapılmaktadır. Fam: PLATANACEAE Cins: Platanus L. Tür: Platanus orientalis L. Doğu çınarı 25-30m’ye kadar boylanabilen 5-6m kadar çap yapabilen ve yüzlerce yıl yaşayabilen ulu ağaçlardır. Serbest büyüdükleri zaman kısa bir gövde ve kalın dal ve geniş tepe oluştururlar. Gövde ve dallar açık gri veya yeşilimsi gri renktedirler. Yaşlı gövdelerin kabukları, diğer türlerinkine nazaran daha küçük levhalar halinde kalkar ve yavaş yavaş dökülür. 174 Platanus orientalis yol kenarı ağaçlaması, Bartın-Safranbolu Yolu (M.SARIBAŞ) Açık yeşil renkli yapraklar 5- 7 lopludur. Yaprak lopları çok derin, orta damara kadar ulaşan oyuntuları vardır. Bunların uzunlukları enlerinden daha fazla olduğu gibi, uçları da sivridir. Kenarları gelişigüzel kaba dişli veya düzdür. Tam gelişmiş yaprağın alt yüzü tamamen tüysüzdür. Genişliği 10-20cm’ye ulaşan yaprağın 3-8cm uzunluğunda, dip tarafı huni gibi genişleyerek tomurcuğu içinde saklayan bir sapı bulunmaktadır. 2- 2,5cm çapındaki birleşik meyvelerden 2-6 tanesi uzun bir sap üzerinde yer alırlar. Tohumların bu özelliği Doğu çınarı için karakteristiktir çükü kendisine benzeyen Batı çınarında mürekkep (birleşik meyve) meyveler tekler teker bulunmaktadır veya birkaç tanesi ortak bir eksen üzerinde bulunurlar. Batı çınarından: - Gövde kabuklarının yavaş dökülmesi Yaprak loplarının çok derin olması (orta damara kadar) ve yaprakların tüysüz olması Mürekkep meyvelerin teker teker veya ortak bir sap üzerinde birkaç adet bulunmaları. P.orientalis Güneydoğu Avrupa ve Batı Avrupa’da doğal yayılış yapmaktadır. Bu yayılış doğuda Himalayalara değin uzanmaktadır. Türkiye’nin emen hemen tüm ormanlık yörelerindeki dere içlerinde, ırmak kenarlarında doğal olarak bulundukları gibi, şehir-kasaba ve köylerde süs bitkisi, gölge ağacı olarak sık sık rastlanmaktadır. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde tarihi olaylarla bağlantılı olabilen ulu çınar ağaçları bulunabilmektedir. Bu konuya ‘Anıt ağaçlar’ konusunda bilgi verilirken değinilmiştir. Batı Anadolu’da bu türden başka Platanus orientalis var. cuneata Willd. Adındaki varyetesine rastlanılmaktadır. Bu varyete küçük ağaç veya boylu bir çalı formundadır. Ana türe nazaran yapraklar daha kısa saplı e 3-5 lopludur. Platanus occidentalis L. –Batı çınarı 30-40m boyunda uzun ve dolgun gövdeli, yuvarlak tepeli bir ağaçtır. Kabuk açık gri-beyaz renktedir ve levhalar halinde kavlayıp dökülmektedir. 10-20c genişliğindeki yapraklar çoğunlukla 3 bazen de 5 lopludur; Loplar fazla derin değildirler, tabanları yüksekliklerinden 175 fazla ve üçgen şeklinde olan bu lopların kenarları çok kaba dişli veya düzdürler. Yaprakların dip tarafları düz veya yürek şeklindedirler. Yaprakların alt yüzleri taze iken tüylüdürler, gelişiş yapraklarda ise sadece yaprak darları boyunca tüyler bulunmaktadır. Mürekkep meyveler, Doğu çınarının aksine çoğunlukla teker teker veya ikisi bir arada görülürler. Vatanı Kuzey Amerika’nın Güney yöreleridir. Bu çınar türü de süs bitkisi ve gölge ağacı olarak vatanı dışında yetiştirilmektedir. FAM: TILIACEAE Cins: Tilia L. Tür: Türkiye’de doğal yayılış yapan türleri aşağıya çıkarılmıştır: 1. Tilia tomentosa Moench.- Gümüşi ıhlamur, Ak ıhlamur, Macar ıhlamuru Syn. Tilia alba Aiton, Tilia argentea DC. 2. Tilia plathyphyllos Scopoli-Büyük yapraklı ıhlamur Syn.:Tilia grandifolia Ehrh-Yaz ıhlamuru 3. Tila rubra DC.: Kafkas ıhlamuru 4. Tilia petiolaris DC.- Küçük yapraklı ıhlamur 5. Tilia x euchlora DC.-Kırım ıhlamuru 6. Tilia cordata Mill.- (Syn.T. parvifolia; Tilia microphylla Ven) Tilia tomentosa Moench.- Gümüşi ıhlamur, Ak ıhlamur, Macar ıhlamuru Syn. Tilia alba Aiton, Tilia argentea DC. Boy: 20-30m boylanan, 1m gövde çapı yapan, kışın yapraklarını döken orman ağacıdır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda geniş piramidal, yuvarlak; yaşlanınca sarkık dallı ve yoğun tepelidirler. Kabuk: Koyu-gri renkte, önceleri üzgün; sonraları çatlaklıdır. Tilia tomentosa’nın kabukları 176 Sürgünler: Gümüşi-gri renkte, ya da zeytin yeşili renkte; sürgünlerin üzeri beyaz yıldızsı tüylerle örtülüdür. Tilia tomentosa’nın Muhtelif organları ( Hempbell-Wilhelm) Tomurcuklar: Oval, sivri şekilde ve gümüşi kahverengi tüylerle örtülüdür, 0,5cm Yapraklar: Yuvarlak-uzun ve ovaldir. Yaprak ucu üçgen şeklinde; yaprak tabanı yuvarlak veya yarı kalp şeklinde; yaprak kenarları üçgen dişli; yaprak alt yüzleri gümüşi-beyaz tüylerle örtülüdürler. Yaprak damarları çıkık; 4- 13 x 4-11cm boyutlarında; gümüşi kahverengi renkte olan yaprak sapı 2,5-4cm; sonbahar renklenmesi sarı renktedir. Tilia tomentosa Moench. Yaprak ve tomurcukları Çiçekler: Temmuz ayında çiçeklenirler. Çiçek kurullarındaki çiçek sayısı 3- 10 adet olup çiçek kurulları aşağıya doğru sarkık ve çok güzel kokuludurlar. Brahteler mızrak şeklinde 177 olup 4,5- 6 x 1-2cm boyutlarındadır ve 0,3-1cm’lik bir sap üzerinde; en geniş kısmında çiçekler yer almaktadırlar. Çiçekler sarımsı-beyaz renktedirler. Meyve: 1cm boyunda, oval yumurta şeklinde, beyaz tüylerle örtülü, 5 omurgalıdırlar. Tilia tomentosa’nın meyveleri Doğal yayılışı: Güney Macaristan, Romanya ve Türkiye’de doğal yayılış yapmaktadır. Türkiye’de geniş bir yayılış yapmaktadır: Karadeniz bölgesi’nde doğudan batıya doğru yapraklı ormanlarda karışıma katılırlar. Zonguldak, Karabük-Yenice çevresinde, AdapazarıHendek; İstanbul Belgrad ormanı, Kırklareli-Demirköy ve Tekirdağ dolaylarında; Bursa, İzmir, Çanakkale, Antalya ve Hatay illerinde doğal yayılış yapmaktadırlar. Habitat: Ormanlık bölgelerde doğal olarak yetişmektedirler Büyümeleri önce yavaş, sonraları çabuktur. Kütük sürgünü verme özelliği fazladır. Odunu yumuşaktır ve kolayca işlenebilmektedir. Tilia tomentosa ‘Petiolaris’ ile benzerlik taşır; fakat bu kültivar küçük yapraklıdır, az tüylüdür(oldukça uzun bir yaprak sapı taşır). Yuvarlak sivri bir meyvesi vardır. Yol kenarı ağaçlamalarında ve park-bahçe bitkisi olarak kullanılmaktadır. 2.Tilia plathyphyllos Scopoli-Büyük yapraklı ıhlamur Syn.:Tilia grandifolia Ehrh-Yaz ıhlamuru, T.officinarum Crantz. 178 Tilia plathypyllos’un genel görünüşü Boy: 20-40m boy ve 1m çap yapabilen, kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda oval, sonraları geniş sütun şeklinde ya da yuvarlak; yaşlı ağaçlarda yarı-küre şeklinde; çok ender olarak dip veya gövde sürgünü vermektedir. Kabuk: Koyu gri renkte, ince çatlaklı ve parlak, yaşlı ağaçlarda kahverengi-gri çatlaklı hale gelmektedir. Tilia plathyphyllos (T.Grandifolia)’nın muhtelif organları( Hempbell-Wilhelm) 179 Tilia plathypyllos’un tepe tacı, yaprak ve kabukları. Sürgünler / Dallar: Taze sürgünler yeşil, sık ya da seyrek yıldızsı tüylerle örtülü; sonra kırmızı-kahverengi veya yeşilimsi kahverengine dönüşmektedir. İkinci yılda tüyler devamlı ya da biraz kalıcı hale gelirler; lentiseller küçük-kahverengi ve yuvarlaktırlar. Tomurcuklar Eliptik-oval, uçları yuvarlak, koyu yeşil, tüylü; görülebilen 3 tomurcuk pulu taşımaktadırlar; boyutları 0,7 -0,8 x 0,5cm’dir. Yapraklar: Geniş oval, oblong-oval; uçları kısaca sivri; yaprak tabanları yuvarlakça; ya da yarı kalp şeklinde veya kalp şeklinde; yaprak kenarları önce kıllı, düzenli yuvarlak veya çıkık dişlerle kaplı, sivri üçgen şeklinde veya küçük dişli; üst yüzleri yeşil, alt yüzleri değişik şekillerde tüylü, fakat tüyler çabuk dökülürler. Yapraklarda yan damarlardan sonra ikincil damarlar yer almaktadır. 10 çift çıkık damar taşımaktadır. Yaprak boyutları 6 -15 x 713cm’dir. Yaprak saparı yuvarlak, tüylü ve 2-5cm boyundadır. İki kulakçık izi sürgünler üzerinde görülmektedir. Sonbaharda yapraklar sararmaktadırlar. Tilia plathypyllos’un yaprak ve çiçekleri Çiçekler: Sarımsı çiçeklerin 3-9’u bir araya gelerek kurullar oluşturmaktadır. Brahteden gelişen kanatlar geniş-oblong-mızrak şeklinde, uçları yuvarlaktır, soluk yeşil ya da sarımsı 180 yeşil renkte, 5- 12 x 1-2cm boyutlarında; çiçeklenme brahtenin 1/3’lük kısmında oluşmaktadır. Çiçekler aşağıya doğru sarkık olup kokuludurlar. Diğer ıhlamurlardan önce haziran ayı sonunda çiçek açarlar. Bundan dolayı yaz ıhlamuru adını almaktadırlar. Meyve: Yuvarlak, giderek eliptik şekle dönüşür; yeşil rengi de giderek kahverengiye dönüşmektedir. 5 kaburgalı, 0,8-1cm boyundadırlar. Doğal yayılışı: Avrupa’da İngiltere’den Anadolu’ya değin (Küçük Asya) her ülkede doğal yayılış yapmaktadır. Türkiye’deki yayılışı: Karadeniz bölgesi’nde doğudan-batıya doğru Rize dolaylarında, Trabzon çevresinde, Sinop-Ayancık dolaylarında kayın- göknar ormanlarında ve İzmitAdapazarı yöresinde görülmektedir. Sinop-Ayancık yöresi’nde 900m yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Ayrıca Çanakkale dolaylarında, Isparta-Sütçüler Dedegül dağında, Antalya’nın kuzeyinde ve Antalya dağlarında doğal yayılış yapmaktadır. Genellikle ormanlarda, dere kenarlarında yer almaktadır. Varyeteleri: - T.p. ‘rubra’: En son oluşan sürgün kış aylarında kırmızı renktedir (ssp. pseudorubra schneider ile karıştırılmamalı). 3. Tilia rubra DC. subsp. Cauasica (Rupr) : Kafkas ıhlamuru Boy: 20-30m (-40) boy, m çap yapan kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Büyük yapraklı ıhlamuru andırmaktadır. Tepe tacı: Genç ağaçlarda oval; yaşlı ağaçlarda yarı küre şeklindedir. Kabuk: Koyu gri renktedir. Dallar / Sürgünler: Kırmızı renkteki sürgünler çıplak ender olarak tüylü; yaşlı sürgünler esmer renkli ya da gri renktedirler. Tomurcuklar: Kırmızı renkte, sivri uçlu ve yumurta biçiminde ve üzerleri tüylüdür. Yapraklar: Çarpık yumurta biçimindeki yaprakların taban kısımları adeta kesilmiş gibidir ve yaprak uçları sivridir. Yapraklar diğer türlere göre ince, üst yüzleri koyu yeşil ve tüysüz; alt yüzleri soluk yeşildirler. Alt yüzde damarların birleşim yerine beyaz tüy demetleri bulunmaktadır. 10 (-12) x 4-11cm boyutlarındaki yaprakların tepeleri damla uçlu olup, kenarları kılçıklı testere dişlidirler. Yaprak sapları 3-4cm uzunluğunda ve tüysüdür. Çiçek: Simoz çiçek kurulunda 2- 3 (-7) adet çiçek yer almaktadır, çiçek kurulları sarkık değildir; brahteleri çıplaktırlar. Meyve: Meyve yuvarlakça, ters yumurta biçiminde, meyve kabuğu derimsi, hafif omurgalı ve kolayca kırılmaktadır. Habitat: Odunu değerlidir. Çiçeklerinden çay üretilmektedir. Ayrıca süs bitkisi olarak ta makbuldür. Doğal yayılışı: Kırım’da, Kafkaslarda, İran’ın kuzey bölgesi’nde, Türkiye ve Balkanlar’da doğal olarak ulunmaktadır. Türkiye’deki Doğal Yayılışı: Doğu Anadolu’da Kars dolaylarında, Artvin çevresi’nde, Trabzon Meryemana ormanlarında, Gümüşhane, Giresun, Samsun, Bartın, Zonguldak ve Devrek dolaylarında da doğal yayılış yapmaktadır. Batı Anadolu’da Edremit- Kazdağları’nda; İzmir Kuşadası Samsun dağında, Antalya dolaylarında doğal olarak bulunmaktadır. 4. Tilia petiolaris DC.- Küçük yapraklı ıhlamur Boy: 25m boy, 0,8 -0,9m gövde çapı yapan ağaçtır. Tepe tacı: Yuvarlaktır. Kabuk gri renktedir. 181 Sürgünler / Dallar: Yeni sürgünler önceleri tüylü, sonraları çıplaktır. Yapraklar: 7-11cm uzunluğunda, yuvarlakça, yaprak sapları 5cm uzunluğunda; yaprak tabanları az çarpık ve yürek görünüşünde, yaprak kenarları düzenli keskin dişli; yaprak üst yüzleri koyu yeşil renkte, alt yüzleri ise beyaz tüylerle kaplıdır. Sonbahar renklenmeleri altın sarısı renkte olup çok güzel görünürler. Çiçekler: 3- 5 çiçekten oluşan yalancı şemsiye kuruluşundadırlar. Çiçekler beyaz renktedirler ve çiçek kurulu tüylüdür. Meyve: Yassı, yuvarlak ve üzerleri tüylüdür. Doğal yayılışı: Avrupa’nın güney doğusunda ve Türkiye’de doğal olarak yetişmektedir. Uzun zamandan beri kültürü yapılmaktadır. 5.Tilia x euchlora DC.-Kırım ıhlamuru Syn.: T.cordata x dasystyla; T. europea var. dasystyla Loud. Boy: 15-20m boy, 0,80m gövde çapı yapan bir ıhlamur türüdür. Tep tacı: Sütün şeklinde, tepesi yuvarlak, ana dallar aşağıya sarkık haldedirler. Kabuk: Parlak gri renkte, yaşlı ağaçlarda kabuk çatlaklı hale gelmektedir. Tilia euchlora’nın kabukları Sürgünler / Dallar: Sürgünler sarımsı-yeşil, ince ve tüysüz; ikinci yılda koyu yeşil, daha sonra kahverengiye dönüşür. Tomurcuklar: Uzunca oval-konik, parlak sarımsı yeşil; 0,8cm boydadırlar. Tilia euchlora’nın yaprakları 182 Yapraklar: Uzunca oval fakat çarpık kısa üçgen uçlu bir yaprak ucuna sahiptir. Yaprak tabanı yuvarlak, hafif kesik, yarı kalp şeklinde; yaprak kenarları çok düzenli küçük üçgen dişlerle kaplı, üst yüzleri koyu yeşil, parlak ve tüysüz; alt yüzleri soluk yeşil ve çıkık damarlı, damarların koltuklarında demet tüylerle kaplı; 5 -10cm uzunluğunda ve genişliğindedir. (genç sürgünlerde 15cm kadar uzunlukta). Yaprak sapı yuvarlak ve hafif kanallıdır; parlak ve 2,5- 5cm uzunluğundadır. Sonbahar renklenmesi sarı renktedir. Çiçekler: Temmuz sonunda 5 -7 çiçek şemsiye kuruluşunda toplanmıştır. Çiçeğin brahtesi geniş mızrak şeklindedir ve orta kısmı geniş ve çiçekler orta kısımda yer almaktadır ve aşağıya sarkıktırlar. Meyve: Elips biçiminde, üzerleri soluk yeşil ve kahverengi tüylerle örtülüdür; 5 kaburgalı, 0,6- 0,8cm’dirler. Doğal yayılışı: Bilinmemektedir. Habitat: Avrupa’da süs ağacı olarak özellikle şehirlerde şehir içi yolların kenar ağaçlandırmalarında kullanılmaktadır. Bu ağacın Kırım’dan elde edilen tohumlarla elde edildiği düşünülmektedir. Ayrıca bu türün T.cordata ile T. dasysyla hibridi olarak tahmin edilmektedir. Veya T. caucasica’nın bir alt türü olarak ta düşünülmektedir. Süs ağacı olarak T. europea adıyla kültürü yapılmaktadır. 6. Tilia cordata Mill.- Küçük yapraklı ıhlamur (Syn.T. parvifolia; Tilia microphylla Ven) Boy: 20-25m boy, 2m’ye kadar çap yapan bir ıhlamur türüdür. Tepe tacı: Geniş ve basık olan tepe, orman kuruluşunda daha yuvarlaktır. Tepe tacı çok sık dallı ve dallar aşağıya sarkıktırlar. Tilia cordata’nın tepe tacı Kabuk: Genç ağaçlarda önceleri kahverengi ve düzgün olan kabuk yaşlı ağaçlarda dipten itibaren koyu-gri renkli ve çatlaklıdır. 183 Tilia cordata’nın sürgün ve kabukları Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler zeytin yeşili renkte ve tüylü, sonraları hızla çıplaklaşmaktadır. Sürgünlerde oval devetüyü renginde lentiseller bulunmaktadır. Daha sonraları sürgünler kırmızı-kahverengine dönüşmektedir. Tomurcuklar: Eliptik-oval ya da yuvarlak görülen 2 pulla kaplı; yeşil veya koyu kırmızı renkte; parlak tüysüz; 0,7- 0,8cm büyüklüktedir. Tilia cordata’nın Yaprakları Yapraklar: Yuvarlak, oval üçgen şeklinde olan yaprakların yaprak tabanı kalp şeklinde, veya kesik; yaprak üst yüzleri koyu yeşil ya da mavimsi-yeşil renkte v damarlar boyunca tüylüdürler. Orta damar çıkık ve damar açılarında pas renginde tüy demetleri bulunmaktadır. Yaprak boyutları 3-8 x 3-8cm; yaprak sapı yeşil sarı; yuvarlak ve dönük tüylü; 2-4cm boyundadır. Yapraklar sonbaharda sarı renge dönüşmektedir. 184 Tilia cordata’nın yaprak damarları Çiçekler: Sarımsı-beyaz renkte ve güzel kokuludurlar. 3 -5 çiçekten oluşan yalancı şemsiye kuruluşundadırlar. Brahte sarımsı-yeşil renkte ve mızrak şeklindedir; 3 -6 x 1,3- 2,5cm boyunda; yaprak sapı 3,5-6cm’dir ve beyaz tüylerle kaplıdır. Meyve: Eliptik veya yuvarlak, ince kabuklu, kaburgalı ve kızıl kahverenginde ve az parlak; 0,6- 0,7 x 0,4cm’dir Temmuzun il yarısında çiçeklenmektedir. Tilia cordata’nın çiçekleri Doğal ayılışı: Avrupa’da, İngiltere’de, Norveç’in güneyinde; İsveç’in güneyinden İspanya’ya kadar olan ülkelerde doğal yayılış yapmaktadır. Asıl vatanı burasıdır. Bundan başka Kafkasya ve Karadeniz’in doğu kesiminde doğal yayılış yapmaktadır. 185 Tilia cordata’nın Dünya’daki doğal yayılışı (Euforgen, 2008) Habitat: Büyümesi önce yavaş, sonraları çabuktur. Isı isteği azdır. Filizlenme gücü yüksektir. Genellikle derin ve serin, besince zengin, kumlu-kireçli ve killi toprakları severler. Yapraklı ormanlarda karışık olarak bulundukları gibi iğne yapraklı-yapraklı karışık ormanlarda da bulunmaktadırlar. Odunu hafiftir ve kolay işlenebilmektedir. Varyeteleri: ‘Rancho’ ve ‘ Greenspire’ geniş konik tepeli iki formudurlar. Bu ağaç T. x europea’nın akrabalarından biridir. Bir görüşe göre kırsal alanın en güzel ağacıdır. Fakat bu ağaçla cadde kenarlar süslenmemektedir. Geniş bir gövde üzerinde küük yaprakları vardır. Çok az sürgün verir; bal özleri azdır. Verimli tohumlar genellikle eliptiktir. Odunu beyazdır ve heykel yapımında kullanılmaktadır. Fam: ELAEAGNACEAE Cins: Elaeagnus L. Tür: Elaeagnus angustiolia L.- Kuş iğdesi Yaprak döken ağaçlardır. Geniş çalı ya da küçük ağaç olarak değerlendirilebilen bir bitkidir. Çiçekler ve meyveleri küçük olmaları sebebiyle göze çarpmazlar. 6-7cm. uzunluğunda, grimsi-yeşil ya da gümüşi yapraklar peyzaja çok değişik bir hava katar. 186 Elaeagnus angustifolia’nın yaprak ve çiçekleri Bu güzel yapraklar Kuş İğdesinin temel çekici özelliğidir. Parça parça, ilginç kahverengi kabuğu, eğri, düzensiz gövdeyi ve dalları kaplayarak kıştan ilkbahar başına kadar ağaca ilginç bir görsel etki katarlar. Çok dayanıklı ağaçlardır. İyi bir çit ve tecrit materyalidir. Etkin bir erozyon kontrolü sağlarlar. Elaeagnus angutifolia’nın meyveleri Ayrıca budanmayan, ilginç bir espalie olarak da kullanılabilir. 187 7-8m boy ve 5-6m yayılım yapabilmektedirler. Ülkemizin doğal florasında yaygın olarak bulunurlar. E.angustigolia cv."Orientalis" bildiğimiz yenen iğdedir. FAM: OLEACEAE Cins: Fraxinus L. Tür: Türkiye’de üç doğal tür bulunmaktadır: - Fraxinus excelsior L. - Fraxinus oxycarpa -Fraxinus ornus L. Fraxinus excelsior L.-Yaygın dişbudak Boy: 30-40’ye kadar boylanabilen 1 -1,5m çap yağabilen dolgun e silindirik gövdeli, kışın yaprağını döken bir ağaçtır. Tepe tacı: Gençken konik, yaşlanınca yuvarlak tepeli bir ağaçtır. Kabuk: Gövdenin açık gri renkli kabuğu yaşlanınca boz bir renk alır ve uzunlamasına çatlar. Sürgünler: Uzun ve kısa sürgünleri vardır. Genç sürgünler parlak-gri veya yeşilimsi gridir, sürgünler tüysüzdürler. Tomurcuklar: Kısa piramit şeklindeki tomurcuklar siyah ve ona yakın renktedir. Tomurcukların üzerleri kaba tüylüdürler. İki geniş pulla örtülüdürler. Yapraklar: Prime yapraklar parçalanmamışlardır, tamdırlar. Daha sonra oluşan yapraklar önceleri 3 parçalı ve nihayet olgun yapraklar tüysüdür. Tüysü yaprakların yaprakçık sayıları 7-15’tir. Tek bir yaprakçık yumurtamsı-mızrak şeklinde ve dip tarafları kama şeklinde sonuçlanır, uca doğru sivrilir ve ayrıca kenarları dişlidirler-dişlerin iç tarafı kavislidir. Yaprakların üst yüzleri mavi-yeşil ve tüysüz; alt yüzleri ise açık mavi-yeşildir. Yaprakçıklar çok kaba saplı veya doğrudan doğruya yaprak esenine oturmuş durumdadırlar. En uçtaki yaprakçıklar diğerlerinden daha uzun ve saplıdırlar. 188 Fraxinus excelsior’un çeşitli organları (Hembell-Wilhelm Çiçekler: Çiçekler genellikle erdişi, ender olarak erkek veya iki evcilidirler. Çiçekler son yılın sürgünlerinde terminal durumlu bol çiçekli mürekkep salkım durumundadırlar. Yapraklanmadan önce açarlar. Çiçekler önceleri dik dururlar, sonraları aşağıya doğru sarkarlar. Çanak yaprakları yoktur. Erkek çiçeklerin filamentleri kısa, çiçek tozu torbaları (etaminle) koyu kırmızı renkte ve 2- 3 etaminden oluşmaktadırlar. Meyve: uzun ve dardır, ters yumurta biçiminde, parlak açık kahverengi, hafif kıvrık, kanat dil şeklinde uzamış (hafif kıvrık) ve 19-22mm genişliğinde tek tohumlu küçük bir nustur. Habitat: Yaygın dişbudaklar 200 -250 yıl kadar yaşarlar. Ağır, sert zor yarılan elastiki ve mobilya yapımında kullanılan değerli odunları bulunmaktadır. Odunları bembeyaz olduğundan özellikle yemek masaları yapımında çok tercih edilmektedirler. Keza spor malzemeleri, kayak takımı yapımında da kullanılırlar. Toprak istekleri fazladır. Yarı nemli, yahut kireçli toprakları severler. Durgun sudan hoşlanmazlar ve geç donlara karşı duyarlıdırlar. Kütük sürgünü verme özellikleri bulunmaktadır. Kuvvetli kök sistemi kurarlar. Gölgeye dayanıklıdırlar. Yaygın dişbudaklar derin-gevşek topraklarda, sulak yerlerde, nehir yataklarında ve vadilerde görülür. 189 Fraxinus excelsior’un Dünyadaki yayılış alanları ( Euforgen,2008) Doğal yayılışı: Avrupa’da geniş bir coğrafi yayılışa sahiptirler, buradan Kırım ve Kafkasya’ya ulaşırlar. Türkiye’de sadece Trakya’da görülürler. Fraxinus angustifolia - Anadolu dişbudağı-Sivri meyveli dişbudak Genellikle Avrupa’nın kuzey batısından başlayarak Anadolu üzerinden İran ve Türkistan’a kadar uzanan kuşakta yetişir. Şekil, Anadolu dişbudağının yeşil alan üzerinde görünüşü 30-40m boy yapar. Geniş bir tepe tacına sahiptir. Ilıman bölgelerde fazla ıslak ya da bataklık yerlerde, ağır kil toprakları üzerinde yetişir. Tomurcukları koyu kahve renkli ve tüysüzdür. Genç sürgünleri zeytin yeşili ve tüysüzdür. 190 Anadolu dişbudağının sürgün ve yaprakları Tüysü bileşik yaprakları 7 -9 adet ve sapsız yaprakçıktan oluşur. Yaprakçıkları 4-7cm uzunluğunda 1-2cm genişliğindedir. Uçları sivri kenarları keskin kaba dişli, dişlerin ucu geriye doğru hafif kıvrıktır. Meyvesi 2-3 cm uzunluğunda dar, sivri ya da küt uçlu, dip tarafı dardır. Su baskınlarına ve durgun suya 1- 1,5 ay kadar dayanır. Üretimi tohumla yapılır. Park ve bahçelerde kitle teşkilinde, allelerde, grup halinde ya da soliter olarak kullanılır. Fraxinus ornus L.-Çiçekli dişbudak Boy: 8 -10 (-15)m’ ye kadar boylanan küçük bir ağaçtır. Tepe tacı: Küçükken dar sivri, sonraları yuvarlaklaşmaktadır. Kabuk: Önceleri yeşil-gri renkte, sonraları gri ve çatlaklıdırlar. Sürgünler / Dallar: Genç sürgünler zeytin yeşili renkte veya gri-yeşil ve parlaktırlar. Üzerlerinde bol sayıda esmer renkli lentiseller bulunmaktadır. 191 Fraxinus ornus’un çeşitli organları (Hembell-Wilhelm) Tomurcuklar: Gri, esmer renkli tepe tomurcuğu yan tomurcuklardan daha büyüktür, yuvarlakça 4 pullu ve pullar tüylüdürler. Yan tomurcuklar yumurtamsı, yuvarlak ve iki pulludurlar. Yapraklar: Tüysü yapraklıdırlar. Yaprakçık sayıları çoğunlukla 7- 9 adettir. Çiçekler: Çiçekler önceleri dik dururlar, sonraları aşağıya sarkarla ve bileşik salkım durumundadırlar. Çanak yapraklar çok büyük ve 4 parçalıdırlar. Beyaz renkli taç yapraklar 2 veya 4 parçalıdırlar. Fraxinus ornus’un çiçekleri Meyve: Dil biçiminde ve uçları kertikli veya kesiktirler; boyları 2 -2,5cm’dir. Habitat: Çoğunlukla diğer dişbudakların aksine kuru ve sıcak topraklarda görülürler; makiler içinde sık sık rastlanırlar. Keza meşe, kestane ve diğer yapraklı ormanlar içerisinde bulunurlar. 192 Doğal yayılışı: Çiçekli dişbudaklar Akdeniz çevresinin ağacıdırlar. Güney Avrupa ve Batı Asya ülkeleri olarak ta nitelendirilebilirler. Türkiye’nin hemen hemen tüm batı sahillerinde ve maki alanlarında görülürler. Yakacak odunu olarak kullanılırlar. Gövdelerinden elde edilen besin suyu (= Kudret helvası-manna) müshil olarak kullanılmaktadır. Beyaz çiçekli dişbudaklar kokulu beyaz çiçekleri ve canlı yeşil yapraklarından dolayı park ve bahçelerde süs bitkisi olarak sıkça kullanılırlar. Olea L.: Zeytin Kışın yaprağını dökmeyen, herdem yeşil çalı ve ağaçlardır. Deri gibi sert yaprakları sade, tam kenarlı, ender olarak dişildirler. Çiçekler teker teker değil, yaprakların koltuklarında veya terminal durumlu mürekkep salkım kuruluşunda bulunurlar, beyaz ve güzel kokuludurlar. Erdişi, bir evcikli veya iki cinslidirler. Meyve çekirdekli sulu meyvedir. Olea cinsinin Akdeniz çevresi, Güney Afrika, Tropik Asya, Avustralya, Yeni Zelanda’da yayılış yapan 50 kadar türü bulunmaktadır. Bunlardan Akdeniz çevresi’nde yetişeni ve uzun zamandan beri kültüre alınmış olan Olea europea L.’dir. Zeytin’in ülkemizde iki varyetesi bulunmaktadır. Bunlarda birincisi bir kültür bitkisi olarak yetiştirilen Olea europea var. sativa (Hoffm & Lind.)’dir. İkincisi Olea europea var. oleaster D.C.’dir. Yani zeytine Akdeniz kıyılarında, Türkiye’nin özellikle batı ve güney sahillerinde seyrek kızılçam ormanlarında, maki florası içinde çok rastlanılmaktadır. Boylu çalı ya da ufak bir ağaçtır. Dallar dikenli, sürgünler köşeli, meyve ufak ve yuvarlakça, yağ bakımından fakirdir. Delice’nin üzerlerine esas zeytin aşlanabilmektedir. Delice fidanlarından anaç olarak yararlanılmaktadır. Osmanthus Lour Herdem yeşil çalı ya da küçük ağaçtır Kendi vatanında 20m’ye kadar boylanabilmektedir. Osmanthus cinsinin Doğu ve Güneydoğu-Asya ve Amerika’da doğal olarak yetişen 32 türü vardır. Bunlardan en önemlisi ve Türkiye’de yetiştirilen tür: Osmanths heterophyllus (G. Don) P.S. Çoğunlukla sık dallı yuvarlak tepeli boylu çalıdır, bazen de 5-6m’ye varabilen küçük bir ağaçtır. 2-6cm boyundaki yapraklar deri gibi kalın ve serttir. Sivri dikenli bir uçla sonuçlanmaktadır. Kenarları 1 -4 çift dikenli dişlidir. Yaprakların çok kısa sapları vardır. Yaprakların koltuğunda yer alan Beyza renkli çiçekler çok güzeldirler ve çok güzel kokuludurlar. Eylül ve ekim aylarında açılırlar. Mavimsi-siyah renkte olan meyveleri yumurta biçimindedir. 193 Osmanthus heterophillus (www.hhtp//: photos.plantes) Bu türün vatanı Japonya’dır. Türkiye’nin sahil kentleri için çok kıymetli bir park bitkisidir. Makaslanmak suretiyle şekil verilebilmektedir. Ligustrum L.-Kurbağrı Kışın yapraklarını döken veya herdem yeşil çalılardır. Ligustrum cinsinin dünya üzeride 50 kadar türü bulunmaktadır. Avrupa ve Kuzey Afrika’da ve Batı Asya’da ve Akdeniz çevresinde doğal yayılış yapmaktadır. Süs bitkisi olarak çok aranan ve kullanılan bitkilerdir. Ülkemizde canlı çit olarak kullanımı yaygındır. En önemli türleri: Ligustrum vulgare L.- Yaygın kurtbağrı 4-5m boy yapabilir, 3-4m tepe çapı yapar. Genç sürgünleri ince, dört köşeli, yeşil ve üzeri hafif tüylüdür. Kısa saplı yapraklar ters yumurta biçimindedir. Yaprakların kenarları düz, üst yüzü parlak koyu yeşil, alt yüzleri açık mat yeşildir, her iki yüzü de çıplaktır. Haziran-Temmuz ayında açan çiçekleri beyaz renkli, salkım durumundadır. Parlak, siyah renkli üzümsü meyveleri vardır. Ligustrum vulgare’nin meyve ve çiçekleri 194 Budanarak şekil verilebilen bir türdür. Trakya, Marmara, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde bulunur. Fam: CISTACEAE Cins: Cistus L. Tür: Cistus laurifolius L.- Defneyapraklı laden 1,5-2m boyunda küçük bir çaldır. Sürgünler tüylü ve yapışkandırlar. Yapraklar 3-7cm uzunluğunda mızrak şeklinde ve kenarları ondülelidirler. Yapraklar dipten itibaren üçlü damarlanma gösterirler. Çiçekler beyazdırlar, taç yaprakların dipleri sarıdır. Akdeniz yöresinde doğal yayılış yaparlar. Özellikle karaçam ormanlarında çok görülürler. Yangın alanlarını kaplarlar. 1200m’lere değin çıkarlar. Akdeniz, Ege, İç Anadolu, Trakya, batı Karadeniz bölgelerinde yaygın olarak görülürler Cistus laurifolius ‘un yaprak ve çiçekleri (hhtp://www.botanik.uni.karlsruhe.de/garden/fot os-hç) Cistus creticus L.- Pembe çiçekli laden 195 Şekil, Cistus creticus ‘un yaprak ve çiçekleri (http://www.crete.com./flow.) Cistus salviiflius L.- Adaçayı yapraklı laden Cistus salviifolius ‘un yaprak ve çiçekleri (http://www.floralimages.co.uk/images/ c.s.) Cistus parviflorus Lam.- Küçük çiçekli laden Şekil, Cistus parviflorus (http://www.agaçlar.org-Türkiye...) 196 Familya: TAMARICACEAE-ILGINGİLLER Çoğunlukla çalı, bazen de küçük ağaç formunda, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Tohumları küçük olup kavaklardaki gibi tüy demetleri ile taşınırlar. Tamarix L.- Ilgın Çalı ya da küçük ağaçlardır. Yaprakları küçülmüş iğne yaprak halini almışlardır. Çiçekleri erseliktirler. Batı Avrupa’dan Asya’ya değin yayılış yapan 75 türü bulunmaktadır. pek çoğu pembemsi çiçekleri ile süs bitkisi olarak çok kullanılırlar. Doğal olarak kumlu dere yataklarında, tuzlu çorak kumluklarda yetişirler. Bu nedenle ılgınlar çoğunlukla kumulları önlemek, çorak ve tuzlu alanların yeşillendirilmesinde, kenar erozyonlarında, çöllerin yeşillendirilmesinde kullanılırlar. Örneğin Macaristan’da step alanlarının ağalandırılmasında kullanılmaktadır. Türkiye’de Trakya ve Anadolu’da nehir yataklarında doğal olarak yetişirler. Şekil, Tamarix tetranda, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü PAMAY B.1992. Bitki Materyali I. Kendi Yayını, İstanbul 197 PEHLİVAN, S. 1995. Türkiye’nin Alerjen Polenleri Atlası. Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 191s, Ankara SEKAWİN, M. 1975. La Génétique du Populus alba L. Analiz a Sumarstvo, Zagreb. SARIBAŞ, M. 1989, Türkiye’nin Euro-Siberian ( Euxine ) Bölgesi’nde Doğal Olarak Yetişen Kavakların Morfolojik Özellikleri Üzerine Araştırmalar, Kavak ve H.G.Y.T.O.Ağaçları Araştırma Enst. Bülteni, No148, İzmit ( Doktora Tezi ). SARIBAŞ, M. 1993, Kavak Polenleri Üzerinde Morfolojik Araştırmalar, Doğa-Tr. J. of Agricultural and Forestry 17; 707- 714, Ankara. SARIBAŞ, M. 1993. Kavak Yetiştiriciliği. İnkilap Kitabevi, 106s, İstanbul SARIBAŞ, M. 1993, Titrek Kavak ( Populus tremula L. ) Üzerinde Morfolojik ve Palinolojik Araştırmalar, Kavak ve H.G.Y.T.O.A. A.E. Yayını No 735, İzmit. SARIBAŞ, M. 1995, Türkiye’de Doğal Olarak Yetişen Kavakların Yayılışları Üzerine Araştırmalar. Kavak ve H.G. Y.T.O.A. Enst. Dergisi, Sayı 1, s. 1- 24, İzmit. SARIBAŞ, M. 1996, Populus L. (= Kavak ) Klonlarının Tanımında Kullanılan Dış Morfolojik Özellikler. Kavak ve H.G.Y.T.O.A. Ar. Enst. Dergisi, Sayı 23, s.83-104, İz SARIBAŞ, M. 1996. Ostrya carpinifolia Scop.-Gürgen Yapraklı Kayacık’ın Bazı Dış Morfolojik, İç Morfolojik ve Palinolojik Özellikleri Üzerinde Araştırmalar. XIII. Ulusal Biyoloji Kongresi Bildiri Kitabı, s. 536-547, İstanbul. SARIBAŞ, M. 1998. Türkiye’de Doğal Olarak Yayılış Yapan Populus euphratica Oliv.’in Bazı Morfolojik ve Palinolojik Özellikleri Üzerinde Araştırmalar. Orman Mühendisliği Dergisi, sayı 11, Ankara SARIBAŞ, M. 1998. Morphological and Palynological Researches on Corylus colurna L. Balkan Hazelnut) Spreading Naturally ın Turkey. Proceedings of the 1st. Balkan Botanical Congress, pp.137-141, Kluwer Academic Publishers, London. SARIBAŞ, M. 1999. Caractéristiques Anatomiques des Feuilles, du Bois et du Polen de Peuplier tremble da la Turquie. Annale de la Receherche Forestiere au Maroc, T (32) 119 124, Rabat-Agdal SARIBAŞ, M. 1999. Türkiye’de Kavakçılık. Azerbaycan Bilimler Akademisi Dergisi, Baku/Azerbaycan. SARIBAŞ, M. 2003. Türkiye’de Doğal Olarak Yetişen Kavakların Odun Özellikleri ve Kullanım Yerleri. VII . Milli kavak Komisyonu Genel Kurul Toplantısı Tebliği, s.105, İzmit SARIBAŞ, M. 2006. Populus euphratica Oliv.: Past, present and Future. IV.Balkan Botanical Congress, Sofia -Bulgaristan 198 TUZCU, Ö. B. YILDIRIM, 2000. Pikan ( Carya illinoensis Kosch.) ve Yetiştiriciliği. Tübitak Tarım Orman ve Gıda Teknolojileri Araştırma Grubu yayını, 29s., Ankara YALTIRIK, F. 1973. Türkiye’de Doğal Olarak Yetişen kara Kavak Taksonları Üzerinde Yeni Görüşler. İ.Ü.Orman Fakültesi Dergisi Seri B, Cilt XXXIII, sayı 2, İstanbul YALTIRIK F. 1984. Türkiye Meşeleri Teşhis Kılavuzu, O.F. Yayınları, İstanbul YALTIRIK, F., 1992. Dendoloji II, Angiospermae (Kapalıtohumlular), 256s, İstanbul YÜCEL, E., 2005. Ağaçlar ve Çalılar. Anadolu Üniversitesi, 302s.,Eskişehir Web Siteleri http://www.bomengids.nl http://www.ogm.gov.tr/agaclarimiz/agac13.htm http://journals.tubitak.gov.tr/agriculture/ issues/tar-99-23-ek3/tar-23-ek3-1897153.pdf http://www.plant-directory.com http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCrgen http://online-media.uni-marburg.de/biologie/botex/exkhangelstein/pages/carpinus_betulus_stamm.htm http://www.ces.ncsu.edu/depts/hort/consumer/factsheets/treesnew/carpinus_betulus.html http://www.google.com http://search.yahoo.com http://www.garden-picture.com www.ogm.gov.tr , www.ibiblio.org, www.hort-purdue.edu, www.uib.es, http://biyolojieğitim.yyu.edu.tr, www.bioimages.org.uk, www.biologie.uniulm.de, http://ohioline.osu.edu, www.efloras.org, www.arbolesornamentales.com -199- 199