KAZDAĞI MİLLİ PARKI Açıklama: KAZDAĞI MİLLİ PARKI Kategori: Marmara Bölgesi Eklenme Tarihi: 17 Ocak 2011 Geçerli Tarih: 18 Temmuz 2017, 16:48 Site: Antalya Çıkışlı Turlar - Öz Antalya Turizm Seyahat URL: http://www.ozantalyatour.com.tr/tur/haber_detay.asp?haberID=350 KAZDAĞI MİLLİ PARKI Antik çağlardaki adı “İda” olan Kazdağları mitolojide üç büyük tanrıça arasında geçen ünlü güzellik yarışmasının yapıldığı yer olmanın yanı sıra aynı yarışmanın yargıcı ve Troia savaşının çıkmasına neden olan çoban Paris’in büyüdüğü yer olarak bilinir. Paris, Troia Kralı Priamos’la karısı Hekabe’nin en küçük oğludur.Annesi Hekabe, Paris’i doğurmadan önce bir düş görür.Düşünde karnından çıkan bir alev Troia surlarını sarmakta ve alevler tüm kente yayılmaktadır.Falcılar bu düşü yeni doğacak çocuğun kenti yıkıma sürükleyeceği şeklinde yorumlarlar.Bunun üzerine Kral Priamos, bebeği İda Dağına bırakır.Paris bu dağda ölüme terkedilmiştir.Ancak dişi bir ayı bebeği emzirir, bir süre sonra da bir çoban Paris’i bulur ve büyütür. Paris büyüyüp yakışıklı bir delikanlı olunca bir gün bir düğün davetinde tanrıçalar arasında başlayan güzellik kavgası sonrası baş tanrı Zeus Paris’i hakan tayin eder.Paris Aphrodit’i en güzel seçer ve altın elması O’na verir. Daha sonraları Paris Sparta Kralı Menelaos’la evli güzel Helene’yi kaçırır ve böylece on yıl sürecek Troia Savaşı’nın başlamasına neden olur ve falcıların yorumladığı gibi Troia savaşlar sonunda yıkılır. Biga Yarımadası üzerinde Edremit Körfezinin kuzey kıyısını takiben doğu-batı yönünde 60-70 km uzanan Kazdağı, batıda Ege Denizi boyunca ve kuzeyde Marmara Denizine doğru, araya nehirleri ve vadileri alarak devam ediyor. Karataş Tepesi 1774 metre ile Kazdağının zirvesini oluşturuyor. Onu 1767 metre ile Babadağı Tepesi ve 1726 metre ile Sarıkız Tepesi izliyor. Üçü de Türkmenlerin “Cılbak” olarak isimlendirdiği ağaçsız bir kütlenin üzerinde yer alıyor. 21.300 hektarlık bir alana yayılan milli park 17.04.1993 tarihinde resmi gazetede ilan edilmiştir. Kazdağı Milli Parkında rehberlerle birlikte ve Milli Parklar Mühendisliğinden izin alarak gezmeniz gerekiyor. Resmi Seyahat Acentaları ile Kazdağına günlük tur ve geziler organize edilmektedir. Kazdağında araçla gidilebilecek güzergahları şu şekilde gösterebiliriz: Avcılar Köyü- Dereçatı Mevkii- Doyran Köyü Güzergahı Mehmetalan Köyü- Yayla Tepe- Tozlu Mevkii- Türkmen Yaylası- Sarıkız- Tavşanoynağı- Tepe Dumanlı Mevkii- Gürlekçeşme- Çamlıbel Köyü Güzergahı Araçla ve trekking (yürüyüş) ile gidilecek güzergahlar: Mehmetalan Köyü-Yayla Tepe (Araçla) Yayla Tepe- Ayı Deresi (Trekking) Ayı Deresi- Mehmetalan Köyü (Araçla) Trekking ile gidilebilecek güzergahlar: Kavurmacılar Köyü- Cızlak Mevkii- İkizoluk- Sarıkız- Tavşanoynağı- Tepe Dumanlı MevkiiGürlekçeşme- Çamlıbel Köyü- Arıtaşı Köyü Zığındere Mevkii (Dönüş aynı güzergahtan) Kamp Alanları: Yaylatepe- Gürlekçeşme- Kartalçimen- Sarıkız Tepesine 15-25 Ağustos tarihleri arasında yapacağınız gezide Kartalçimeni şölen alanında 10 gün boyunca yayla yapan Türkmen köylülerinin şenliklerini izleme olanağı bulursunuz. Kazdağları Flora (bitki) ve Fauna (hayvan) türleri açısından çok zengindir. Özellikle Kazdağlarında yetişen Kazdağı Göknar’ı en güzel örnektir. Su kaynakları bol olan kazdağlarında sayısız çağlayanlar, büvet ve göletler bulunmaktadır. Bu nedenle yazın kavurucu sıcaklarında bu mevkilerde yüzerek serinleme olanağı bulursunuz. Mehmetalan Köyü sınırları içinde bulunan Hızır Kamp ve Endes Kampta da konaklama ve gezi olanakları sunulmaktadır. ULAŞIM: Edremit-Akçay otogarından yurdun çeşitli yörelerine otobüs ve minibüs ile ulaşım sağlanmaktadır.Ayrıca Edremit’ten yaklaşık 7 km uzaklıkta İzmir yolu kenarında Körfez Havaalanı’ndan İstanbul’a yaz aylarında uçakla ulaşım sağlanmaktadır.Havaalanının uluslararası ulaşıma açılmasına çalışılmaktadır.Yaz sezonunda Akçay ve Altınoluk yörelerinde teknelerle çevrede deniz turları organize edilmektedir. ÖNEMLİ TELEFONLAR: İlçe Turizm Danışma Müdürlüğü : 0.266.384 11 13 Polis : 0.266.384 10 27 Sağlık Ocağı : 0.266.384 20 60 Devlet Hastanesi (Edremit) : 0.266.373 10 82 Milli Parklar Mühendisliği : 0.266.373 14 80 Kazdağlar'ının Coğrafi Özellikleri Yer küre yaklaşık 4,5 milyar yaşındadır. Kazdağlarının bulunduğu yer, yaklaşık 200 – 300 Milyon yıl önce sığ bir deniz iken killi kumtaşları, kireçtaşları burada çökelmiş, bunlara mağma’nın yeryüzüne çıkamadan soğuması ile oluşan granit ve benzeri mağmatiklerle, yeryüzüne ulaşan volkanların getirdiği lavlarda eklenmiş. Dünyayı etkileyen geniş jeolojik olaylar neticesinde bu karışım 10-20 km ‘ye ulaşan derinliklere gömülmüş. Üzerindeki ağır yük ve yerkabuğunun içindeki yüksek ısı nedeniyle başkalaşıma uğramış. İlk özelliklerini yitirmelerine rağmen daha dayanıklı ve daha güzel görünümlü mermerleri,gnaysları ve amfibolit-şistleri oluşturmuşlar. Yine dünyayı etkileyen geniş jeolojik olaylar neticesinde üstündeki örtünün kalkmasıyla yeryüzüne ulaşmış. Yaklaşık 5 milyon yıl önce bu yapının bir kısmı çökerek sular altında kalmış ve Edremit körfezini, bir kısmı da yükselerek kazdağları’nı meydana getirmiştir. Kazdağları bölgesinin hızla yükselmeye başlaması neticesinde, yamaçlarda dereler oluşmaya başlamıştır. Park sınırları içerisinde sayılamayacak kadar çok küçük dere, 30 yakın akarsu tespit edilmiştir. Bunların en önemlileri Zeytinli çayı, Kızılkeçili çayı, Güre çayı, Kuru dere, Manastır çayı, Ihlamur dere, İskele deresi ve Şahin deresidir. Bu dereler milli park sınırları içerisinde doğmakta, kollar halinde beslenerek güneyden Edremit körfezine dökülmektedir. Bu kolların en önemlileri Zeytinli çayını besleyen Ayı deresi, Alan deresi , çeyiz deresi, ve Kaklık dere, Manastır çayını besleyen Zığın dere, Şahin dereyi besleyen Bıçkı dere ile Güre çayını besleyen Pınarbaşı deresidir. Mermer, Gnays, mikaşist, amfibolit gibi metamorfik kayaçlardan oluşan Kazdağı kütlesinin zirveler düzlüğü ile kıyı şeridi arasında kalan güney yamaçları dereler tarafından oldukça dar ve derin olarak yarılmışlardır. Manastır çayı ve Şahin deresi kendi adları ile anılan Manastır çayı kanyonunu ve Şahindere kanyonunu oluşturmuşlardır. Homerosun ilyadasında bin pınarlı ida olarak adlandırılan Kazdağlarında sayısız pınarlar bulunmaktadır bunlardan en önemlileri, Ayı deresine karışan Kırlangıç pınarı, Arıtaşı mahallesinin yakınında bulunan Ekşisu pınarı, Kuru dereye akan Kozlu ve Yenicesu pınarı, Karataş tepe eteklerinde Türkmen yaylasından doğarak zığındereye akan Kartal pınarı, Kar kuyuları mevkinde Bolluca pınarı, Tavşanoynağı tepesinin güney sırtlarından doğarak Bıçkı deresine karışan Yurt pınarı, Aktaş kayasının güneyinden kaynayan Pınarbaşı pınarı, Kapıdağ tepenin doğu yamaçlarındaki Kirazlı pınarı, Yayla tepenin kuzey yamaçlarındaki Aksu pınarıdır. Kazdağları’nın en yüksek üç tepesi Kazdağı Milli park sınırları içerisinde bulunmaktadır. Bunlar sırasıyla Karataş Tepesi (1774 m) , Baba Tepe (1765 m) , Sarıkız Tepe (1726 m) dir. Kazdağları'nın Yeri Kazdağları, Anadolu yarım adasının kuzeybatısında yer alan, Biga yarım adasının en yüksek dağıdır. Eğe Bölgesi ile Marmara bölgesini birbirinden ayırır, Kazdağları Çanakkale ve Balıkesir sınırları içerisinde kalmaktadır. Edremit körfezinin kuzeyini takiben, kuzey doğu-güney batı yönünde 60 – 70 km. uzunluğunda olan Kazdağları, batıda Dede dağı, ortada Kazdağı, doğuda Eybek dağı, kuzeydoğuda Gürgen, Kocakatran, Küçükkatran ve Susuz (Sakar dağı) dağlarından oluşur. 60 – 70 km.lik Kazdağları zincirinin ortasında yer alan Kazdağı’nın, güneyi Edremit Körfezi, doğusu Zeytinli çayı, kuzeyi Kara Menderes Çayı, batısı Altınoluk yerleşiminin batısı (Damla Tepe) ile çevrili olan 21 452 hektarlık alanı, 17.04.1993 tarih ve 21555 sayılı resmi gazetede yayınlanan 93/4243 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Kazdağı Milli Parkı olarak ilan edil. Kazdağı milli parkı Balıkesir iline bağlı Edremit ilçesi sınırları içerisindedir. KAZDAĞLARI'NA ULAŞIM İstanbul'dan : 1- Hızlı Feribotla : Yenikapı - Bandırma (1 saat 45 dakika ) - Susurluk - Balıkesir - Havran Edremit 2- İstanbul - Yalova - Bursa - Balıkesir - Edremit 3- İstanbul - Tekirdağ - Ecabat - Çanakkale - Ezine Ayvacık - Küçükkuyu - Edremit Ankara'dan : Ankara - Eskişehir - Bursa - Balıkesir - Edremit İzmir'den : İzmir - Menemen - Aliağa - Ayvalık - Gömeç - Burhaniye - Edremit Balıkesir - Kazdağı Mitolojide Kazdağı (İda Dağı) Mitolojik olarak da Kazdağı birçok efsaneye sahiptir. Mitolojide Kazdağı'nın eski ismi İda'dır. Dağın isminin, Yunanca "düşünce" anlamına gelen "ida" kelimesinden geldiğini düşünenler olduğu gibi, mitolojide Çanakkale Boğazı'na adını veren Dardanos'un iki oğlundan biri olan Idaios'dan geldiğini de düşünenler vardır. Homeros'un İlyada adlı destanında "Hayvanların Anası Bol Pınarlı İda Dağı"'ndan çokça bahsedilmektedir. Mitolojide çok önemli iki karakter olan hakimiyet sahibi Kronos ile güzel Kybele'nin birleşmesinden doğan Zeus bu dağda büyümüş ve kızkardeşi Hera ile yasak bir aşk sonucu bu dağda evlenmiştir. Ayrıca mitolojiye göre yine, dünyanın ilk güzellik yarışması İda'da gerçekleşmiştir. Olympos'ta kutlanan görkemli bir düğün töreni sırasında, kendisinin davet edilmeyişine kızan Eris, intikam almak için düğün sofrasına üzerinde "en güzele" yazan bir elma atar. Bunun üzerine "en güzel"lik iddiasındaki tanrıçalar arasında bir rekabet başlar. Olayın hakemliğini üstlenen Zeus, yaptığı ön eleme sonrasında Hera, Athena ve Aphrodite finale kalır. Zeus yarışmanın sonuçlandırılmasını Truva Kralı Primaos'un, bebekken öldürülmek üzere dağa bırakılan oğlu İdalı Çoban Paris'e bırakır. Üç güzel, Paris'in huzuruna çıkarlar. Hera ve Athena yarışmayı kazanmak için egemenlik, zenginlik gibi rüşvet babında değişik teklifler sunarlar. Aphrodite ise Paris'e dünyanın en güzel kadını Spartalı Helen'in aşkını sunar. Paris zenginliği ve hakimiyeti bir kenara itip Aphrodite'in teklifini beğenir ve Aphrodite'i en güzel olarak seçer. Fakat Hera ve Athena bu karara çok sinirlenirler. Paris'e ve babasının hakimiyetindeki Truva Şehri üzerine lanet yağdırırlar. Böylece doğu ile batı arasında geçen ve yıllar süren Truva (Troia) Savaşı'da başlamış olur. Bu şiddetli savaşı seyretmek için Zeus, Troia şehrini yukardan gören İda Dağı'na tekrar çıkar. Truva Savaşı'nın bitmesini sağlayan meşhur tahta Truva Atı'nın, dünyada sadece Kazdağı'nda yetiştiği bilinen Kazdağı göknarından inşa edilmiş olduğu söylenmektedir. Ayrıca Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un fethinde gemilerini karadan kaydırarak Haliç'e indirmesinde kullandığı tahtaların ve ustalarının Kazdağı'ndan getirtildiği ve şu anda Kazdağı'nın yerlisi durumunda olan köylülerin de, zamanında Fatih'in emriyle, Horasan'dan Güney Anadolu taraflarına göçen Türkmenler'in (Tahtacılar) Kazdağı'na yerleştirilmesi sonucu buralara geldikleri söylenmektedir. Şahin Deresi Güzergahı Kazdağlarının zorlu gezi güzergahlarından birisi olup,zorluğu derecesinde güzellikler sergilemektedir. yüksek araçlarla gidilmesi gerekmektedir. Avcılar köyü girişinde bu geziye uygun araçlar kiralanabilmektedir. Avcılar Köyünden başlayıp Doyran Köyünde son bulacak olan 37 km uzunluğunda, Şahindere Kanyonunun en güzel manzaraları yanında mevsimine göre Kazdağlarının bin bir renkli çiçeklerini fotoğraflayabileceğiniz, bol oksijenli havasını teneffüs edebileceğiniz, yazın soğuk sularına girebileceğiniz bir gezi güzergahıdır. Avcılar Köyünde son hazırlıkları yaptıktan ve unutulan ihtiyaçlarıda buradan temin ettikten sonra geziye başlıyoruz. Köyün çıkışında Dede pınarından körfeze seyrettikten sonra zeytinler ve kızıl çamlar arasından geçerek 7 km sonra Kışladağ Milli park giriş kapısına varıyoruz. Burada her yıl yeniden belirlenen Milli park giriş ücretini ve kılavuzluk ücretini ödeyerek, yanımıza Doğa Koruma ve Milli Parklar Mühendisliğinin görevlendirdiği Alan kılavuzunu da alarak yola devam ediyoruz. 3 km sonra solda halk arasında domuz yalağı denilen, toprağı özel, mevsimine göre içerisinde su bulunan bir çukura varıyoruz. Domuzlar vücutlarındaki parazitlerden kurtulmak için burada çamura girmekte sonrada etraftaki ağaçlara vücutlarını sürterek temizlenmeye çalışmaktadırlar. 3,5 km sonra ağlayan çama varıyoruz. Ağlayan çam, asırlık bir karaçamdır. Gövdesinin alt kısmında bulunan bir yarıktan sıvı salgılamaktadır. Yöre halkına göre, çam sevip de kavuşamayanlara ağlamaktadır. Yaklaşık 2 km sonra Şahin deresi kanyonunun ilk seyir noktasına ulaşıyoruz. Derinlik insanı ürpertiyor. Kocaman ağaçlar nokta gibi gözüküyor. Manzara insanı rahatlatıyor,korkuyla karışık özgürlük duygusu veriyor. En azından ben öyle hissediyorum. 4 km sonra yolumuz Şahin Deresi ile kesişiyor. Burası dere çatı, su sesinin, kuş sesine karıştığı, insana huzur veren, yaz sıcağında serin bir yer. Burada konaklayıp dumansız pikniğimizi yaptıktan, kendine güvenenlerin serin sulara girip iyice serinlemelerinden sonra yolumuza devam ediyoruz. 3,5 km sonra Şahindere kanyonunun en görkemli görüntülerinin seyredildiği küçük buruna ulaşıyoruz. Buradaki manzara tarif edilemez, seyredilir. Nisan - mayıs aylarında gelindiği takdirde etrafta renk renk orkideler ve Şakayıklar (Ayı gülü) görülebilir. Kestane deresini, Yörük pınarını geçtikten sonra, yaklasık 30. km de Şahindere Kalesi Tepesini arkadan gören seyir noktasına ulaşıyoruz. Buradan artık körfezde görülmeye başlamıştır. Milli park çıkış kapısından sonra Küp gediğine geliyoruz sağa sapmadan devam edip üç yol ağzına geliyoruz. En sağdaki yol Doyuran Köyüne, ortadaki yol Altınoluk beldesine ulaşmaktadır. Biz sağa saparak Doyuran Köyüne ulaşıyoruz, köyü gezdikten sonra, mevsime göre çay yada ayran içerek geziyi noktalıyoruz. Sarıkız Güzergahı Zeytinli beldesinden başlar,belde çıkışında yol ikiye ayrılır sola giden yol bir yörük köyü olan Beyoba köyüne ve Milli Parkın günü birlik dinlenme alanı olan Hasan Boğulduya (Sütüven Şelalesi) ulaşır. Biz sağ yola devam edeceğiz, 3 km sonra yeniden ikiye ayrılır, sola giden yol yörük köyü olan Pınarbaşı köyüne ulaşır. Biz sağa devam ederek bir kilometre sonra Türkmen köyü olan Mehmetalan köyüne ulaşıp, Köyün içine girerek kahvelerin önünden geçip Kazdağlarına tırmanmaya başlayacagız. 300 metre yüksekliğe kadar, zeytin ağaçlarının sonra yer yer tespih, sandal, meşe ve 600 - 800 metre yüksekliğe kadar hakim ağaç olan kızıl çamların arasından geçerek 3 km sonra sonra Milli park giriş kontrol noktasına ulaşacağız. Burada her yıl yeniden belirlenen Milli park giriş ücretini ve kılavuzluk ücretini ödedikten sonra yanımıza Doğa Koruma ve Milli Parklar Mühendisliğinin görevlendirdiği Alan kılavuzunu da alarak yola devam edeceğiz.Bu yükseklikte Mart - Mayıs aylarında yapılacak gezilerde, orman açıklıklarında renk renk orkideleri görmek mümkündür.Kızıl çamlar arasında devam eden yolumuz 3 km sonra ikiye ayrılır. Sağa giden yol Ayı deresine ulaşır. Sola keskin virajla devam eden yola girerek, yer yer körfez manzarasını seyrederek 4 km sonra kızıl çamların artık sona erdiği, kara çamların başladığı 800 metre yükseklikte kenarında bir çeşme bulunan küçük bir düzlüğe ulaşacağız. Burası Yayla Tepe düzlüğünün başlangıcıdır. Araçlarımızı buraya park edip, çeşmenin önünden güneye doğru yürüdüğümüzde,asıl Yayla Tepe düzlüğünü oluşturan iç içe geçmiş iki ayrı düzlükle karşılaşırız. Yapısını kristalize kireç taşlarının oluşturduğu bu hafif dalgalı arazi karaçam ve meşe ormanı tarafından çevrelenmiştir. Yayla tepe, Kazdağlarının bitki çeşitliliği bakımından önemli yerlerinden biridir. Kazdağlarının endemik bitkilerinin bir kısmı burada yetişmektedir. Adındanda anlaşılacağı gibi daha önce yaylacılık faaliyetlerinin gerçekleştiği, Yayla Tepedeki orman açıklığını, Fatih Sultan Mehmet, İstanbulu fethi sırasında, gemilerinin yapımında kullanılan keresteyi üretmeleri için Toroslardan getirterek bu bölgeye yerleştirdiği Türkmenler yayla olarak kullanmışlardır. Kazdağları Milli Parkı mastır planında burası kamp alanı olarak belirlenmiştir. Yayla Tepe'den batıya doğru yolumuza devam ediyoruz. Bundan sonra bize kara çamlar eşlik edecek. Kazdağlarına çıkış zamanına göre önümüze her an tavşan, karaca, tilki, çakal, domuz sürüleri ve çeşitli kuş türleri çıkabilir. Yol boyunca mevsime göre rengarenk çiçekleri görebiliriz. 7 km sonra sık ormanlık alan içinden aniden açık alana çıkarak, 1300 metre yükseklikteki Kapıdağ Tepe üzerinde yer alan Kapıdağ orman gözetleme kulesine ulaşacağız. Kapıdağ tepenin kuzeyi Ayı deresi güneyi ise Kızılkeçili çayı tarafından derin ve dar vadiler şeklinde yarılmış durumdadır. Bu görünüm Kazdağlarının önemli seyir noktalarından birini oluşturmaktadır. Bu noktadan çevreye bakıldığında; güneyde edremit körfezi, batıda, Kızılkeçili çayı vadisinin (Sütüven vadisinin) başlangıcındaki dökük kayalıkları, Nanekırı, Tavşanoynağı tepe ve Kazdağlarının zirvesi Karataş Tepe, Sarıkız tepe, kuzeyde Gürgen dağı ve doğuda Eybek dağı seyrine doyum olmaz bir manzara olarak görülebilir. Mevsimine göre Kazdağlarının endemik bitkilerini bu bölgede görmek mümkündür. 5 km sonra Kazdağları tırmanışında önemli bir nokta olan 1580 metre yükseklikteki Tozlu Yaylasına ulaşacağız. Tavşan dere ile Aç öldüren dere arasında kalan bir sırttır. Burada bulunan çeşmelerin suları soğuk ve içimi çok güzeledir. Haziran - Ağustos ayları arasında tam bir çiçek bahçesi gibidir. Yöre halkı tarafından yayla olarak kullanılmıştır. Sağa giden yol 10 kilometrelik trakink yolu olup Levent boğazından, Ayı deresine inmektedir. Levent boğazında Kazdağlarının endemik Göknarları görülebilir. Sola giden yol 3 km sonra bizi 1650 metre yüseklikten başlayan zirveler düzlüğüne götürür. Düzlüğün başlangıç yerinde Kaz avlusunun girişi bulunmaktadır. Zirveler düzlüğüne çıktığımızda, Karataş tepe, hemen eteğinde Türkmen yaylası, sağ tarafında geriye doğru Baba tepe görülmektedir. Devam eden yol Baba tepeye askeri tesislere gitmektedir. Sola devam eden yol 2 km sonra Sarıkız tepeye ulaşmaktadır. Sarıkız tepe yoluna girince sırta doğru adeta kaya ve döküntü taş çölü ile karşılaşmaktayız. Bu görüntü jeolojik yapıyı oluşturan metamorfik kayaçların fiziki şartlar nedeniyle parçalanması sonucu oluşmuştur. Taşlar, içlerindeki mika madeni nedeniyle parlamakta ve çok hoş görünümler oluşturmaktadır. Kaz avlusunun en güzel gözlendiği yerlerden birisi burasıdır. Bu bölge Kazdağlarının endemik bitkileri bakımından en önemli noktalarından birisidir. 1726 metre yükseklikteki Sarıkız tepe, taşlık ve kayalık,toprak tabakası çok ince çıplak bir tepe olarak görülmekle berabber, Kazdağlarının endemik ve nadir bitkilerinin en çok bulunduğu alandır. Ayrıca Edremit körfezine hakim bir nokta olduğundan manzara çok güzel görünmekte ve insana uçuyormuş hissi vermektedir. Zirvede Sarıkızın türbesi görülmekte, burada bulunan deftere insanlar dileklerini yazmaktadırlar. Sarıkız güzergahının son noktası burasıdır. Aynı yoldan geri dönülecektir. Milli park yetkilileri, alternatif dönüş güzergahı olarak Tavşanoynağı tepe - Dumanlı mevki - Gürlek çeşme - Çamlıbel Köyünü planlamaktadırlar.