ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİ ANALİZLERİ 1. BÖLÜM KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Uluslararası İktisat’ın Kapsamı Uluslararası Ticaret Akımları ve Uluslararası Mali Akımlar olmak üzere iki ana bölüme ayrılır. Uluslararası Ticaret Analizleri ise Uluslararası Ticaret Teorisi ve Uluslararası Ticaret Politikası olmak üzere, birbirini tamamlayan iki alt gruba ayrılmaktadır. I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN KAPSAMI Uluslararası Ticaret Teorisi Analizleri, bazı varsayımlar altında ülkelerin birbirleriyle yapmakta oldukları ticaretin temelini, yani dış ticaret kazançlarını, dış ticaretin bileşimini ve göreceli reel fiyat ilişkilerini açıklamaya yönelik bir bilimsel faaliyet alanı olarak tanımlanabilir. Uluslararası Ticaret Teorisinin başlıca amacı ülkeler arasındaki mal ve hizmet akımlarını düzenlemektir. Uluslararası Ticaret Teorisinin yanıtlamak zorunda olduğu üç ana soru şunlardır: 1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar? 2. Ülkenin hangi malı ihraç, hangi malı ithal edeceği neye göre belirlenir? 3. Bir ülkenin ihraç fiyatları ile ithal fiyatları oranı nasıl oluşur? II. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU Uluslararası Ticaretin ilk kez bilimsel bir yöntemle incelenmesi Adam Smith’in 1776’da yayımlanan “Ulusların Zenginliği” adlı eseri ile başlar. Adam Smith’in yanı sıra Uluslararası Ticaret Teorisine katkıda bulunan başlıca iktisatçılar: David Ricardo, John Stuart Mill, Alfred Marshall, Eli Heckscher, Bertil Ohlin, John Maynard Keynes, Jacob Viner ve Paul Samuelson’dır. 1. Merkantilizm (XVI-XVII) Klasik teoriden önceki ekonomik ve siyasal doktrindir. Feodalitenin yerini ulus devletin aldığı bir dönemin görüşlerini yansıtır. Merkantilist felsefeye göre dış ticaret politikasının temel amacı dış ödemeler fazlası oluşturarak altın stokunu artırmaktır. Bu doğrultuda uyguladığı politikalar şunlardır: • İç ve dış ekonomik ilişkiler üzerinde yoğun devlet müdahalesi • İhracatın artırılması • Mamul ithalatının sıkı biçimde kısıtlanması ancak hammadde ithalinin serbest olması • Deniz aşırı ticaret yoluyla elde edilen altın ve gümüş madenlerinin taşınması için ticaret filosunun geliştirilmesi Özetle Merkantilist doktrine göre, dünya serveti sabittir. Bu sebeple dünya ticaretinden bir taraf kazançlı çıkarken diğer taraf aynı ölçüde bir zarara uğrar. 2. Klasik Liberalizm ve Uluslararası Ticaret Adam Smith’in klasik liberalizme yön veren bazı görüşleri: a)Homo economicus (ekonomik insan): Bütün bireyler ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler. b)Laissez faire,laissez passer (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler): Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını kısıtlamamalıdır. c)Invisible hand (görünmez el):Ekonomik hayatta düzeni sağlayan bir görünmez el vardır. Smith’e göre, dünya serveti sabit değildir. Dış ticaret uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya kaynaklarının verimliliğini artırır. Böylece dünya üretimi ve refahının yükselmesine yol açar. Sonuçta ticaretten her iki ülkede kazançlı çıkar. 3. Uluslararası Ticaret Teorisindeki Standart Varsayımlar 1. İki-ülkeli ve iki-mallı analiz modeli 2. Uluslararası ticarette para kullanılmaz. Dış mübadeleler malın malla değişimi biçiminde gerçekleştirilir. 3. Tüm piyasalarda tam rekabet koşulları geçerlidir 4. Modellerde hükümet kesimine yer verilmez. Bu sebeple hükümetin uyguladığı gümrük tarifeleri, kota vb. dış ticaret kısıtlamaları bulunmaz. 5. Taşıma giderleri sıfırdır. 6. Ekonomi tam çalışma durumundadır. Kaynakların atıl kalması söz konusu değildir. 4. Emek-Değer Teorisi Bu yaklaşıma göre, bir malın maliyeti (talep koşullarının bulunmaması durumunda o malın fiyatı da) onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür. Üretimde göreceli olarak fazla emek kullanılmışsa malın maliyeti, yüksek az miktarda kullanılmışsa düşük olur. Emek; homojen bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir. III. MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORİSİ Adam Smith tarafından oluşturulan bu teoriye göre; bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretebiliyorsa o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir. ÖR: Bir işçinin bir günde üretebildiği miktar Amerika Almanya A malı 50 br. 20 br. B Malı 30 br. 80 br. Tablodaki rakamlar ilgili ülkelerde emeğin verimliliğini yansıtır. Bu sebeple maliyetler bu rakamların tersi ile ölçülür. Rakamlara göre Amerika A malının, Almanya ise B malının üretiminde uzmanlaşacaktır. Çünkü bu malları daha ucuza üretmektedirler (emek verimliliği daha yüksektir). IV. RİCARDO’NUN KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK MODELİ Ricardo’ya göre uluslararası ticaret için bir ülkenin bazı malları diğer ülkelerden daha ucuza üretmesi, yani bu mallarda mutlak üstünlük sahibi olması gerekli değildir. Önemli olan üretimdeki üstünlüklerin derecesidir. Bir ülke diğerine göre hangi malların üretiminde daha yüksek oranda bir üstünlük sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır. Bu modele göre eğer ülke bazı malların üretiminde diğer mallara göre daha yüksek oranda verimli ise daha az üstün olduğu alanda üretim yapması kaynak israfına yol açar. Bunun için en iyi politika ilgili ülkenin karşılaştırmalı olarak en etkin olduğu alanda üretimde uzmanlaşması ve bunları ihraç ederek göreceli pahalıya üretebildiklerini diğer ülkelerden ithal etmesidir. Diğer ülkede bütün mallarda daha düşük verimlilik gösterebilir. Ama birinciye göre bir maldaki verim düşüklülüğü öbür maldakinden daha düşük bir ölçüde olabilir. Dolayısıyla bu ülkede o malda uzmanlaşmalı ve o malı ihraç etmelidir. ÖRNEK: Bir işgünü üretebilen mal miktarları İngiltere Portekiz Kumaş (m) 80 10 Şarap (lt.) 40 20 Rakamlara göre İngiltere her iki malda da mutlak üstünlüğe sahip olmakla birlikte, bu mallardaki karşılaştırmalı üstünlük dereceleri karşılaştırıldığında kumaş üretimindeki üstünlüğü 8 kat, şarap üretimindeki üstünlüğü 2 kattır. Bu sebeple İngiltere kumaş üretmeli, şarabı ise Portekiz’den ithal etmelidir. Portekiz ise iki malda da İngiltere’ye göre elverişsiz bir durumdadır.Fakat göreceli maliyet yüksekliği kumaşta 8 misli iken, şarapta 2 mislidir. Bu sebeple Portekiz’in şarap üretimine yönelmesi yararınadır. IV. RİCARDO’NUN KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK MODELİ Karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre ülkeler arasında karlı dış ticaretin zorunlu koşulu bu ülkelerde iç üretim maliyetlerinin birbirinden farklı olmasıdır. Kumaş esas alınarak ülkelerin yurtiçi değişim oranları (göreceli fiyatları) şöyledir: İngiltere’de iç fiyatlar: 1br. kumaş= ½ br. şarap Portekiz’de iç fiyatlar: 1br. kumaş= 2 br. şarap Bu maliyet yapısından İngiltere’de kumaşın Portekiz’de şarabın daha ucuz olduğu anlaşılmaktadır. ÖR: Uluslararası fiyat oranı 1k=1ş İngiltere’nin dış ticaret kazancı=1ş-1/2ş=1/2ş Portekiz’in dış ticaret kazancı=1k-1/2k=1/2ş Her ülkenin dış ticaretten kazancı ihraç malının daha yüksek dış fiyatı ile iç üretim maliyeti arasındaki farka eşit olacaktır. Toplam dış ticaret kazancı ise birim başına kazanç ile toplam ihracat hacminin çarpımından oluşur. V. RİCARDO MODELİNİN EKSİKLİKLERİ 1. Emek-değer teorisine dayanması (emeğin maliyeti oluşturan tek etken olarak kabul edilmesi) 2. Ülkeler arasında işgücü verimliliğindeki farklılığın nedenlerinin tam olarak açıklamamış olması 3. İşgücünün ülke içinde tam hareketli ülkeler arasında tam hareketsiz olarak kabul edilmesi 4. Bir arz teorisi olması (maliyet ve fiyat gibi kavramların sadece üretim koşulları tarafından belirlenmesi) 5. Sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanması 6. Statik bir model olması 7. Üretimin aşamalara ayrılmaması VII. FIRSAT MALİYETLERİ Fırsat maliyeti kavramı Neo-klasiklerin getirdiği ve bütün üretim faktörlerini kapsayan bir kavramdır. Bu kavram emek maliyeti yerine tüm üretim faktörlerini kapsadığı için karşılaştırmalı üstünlük teorisinin önemli bir eksikliğini gidermiştir. Bir malın fırsat maliyeti, o malın üretimini bir birim artırmak için gereken kaynakları serbest bırakmak üzere başka bir malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir. Fırsat maliyeti yaklaşımına göre üretim maliyeti, bir birim mal üretmek için gerekli olan kaynakların toplamına eşittir. Fiziki bakımdan farklı olan bu kaynakları toplamak için de emek, sermaye ve doğal kaynak gibi faktörlerin her birinden kullanılan miktarlar yerine parasal değerler dikkate alınmaktadır. ÖRNEK: Ulusal paralarla iç fiyatlar Türkiye ABD Çelik 10 TL 1$ Buğday 1 TL 1$ Fiyatlar farklı para birimlerine bağlı olduğundan bunlar karşılaştırılamaz. Ancak aynı ülke içinde bir malın fiyatını temel alıp öteki malların fiyatlarını o mal cinsinden ifade etmek mümkündür. Bu tür fiyatlara nispi/reel fiyat denir. Türkiye: 1 birim çelik=10 birim buğday ABD : 1 birim çelik=1 birim buğday VIII. ÜRETİM-MALİYET İLİŞKİLERİ Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki ilişkilerin niteliği üç ayrı şekilde olabilir: • Sabit maliyetler (sabit verimlilik) • Artan maliyetler (azalan verimler) • Azalan maliyetler (artan verimler) 1. Sabit maliyetler : Bir endüstriden başka birine aktarılan kaynakların her iki kesimde de aynı derecede verimli olmasıdır. Sabit maliyetleri ortaya çıkaran durumlar: - Üretim faktörlerinin birbiri yerine tam ikame edilebilir olmaları - Bir faktörün bütün birimlerinin homojen veya aynı kalitede olmaları Sabit fırsat maliyetleri varsayımının sonucu tam uzmanlaşmadır. 2. Artan Maliyetler : Eğer kaynaklar bir kesimden diğerine aktarıldıkça her yeni kaynak üretimine bir öncekinden daha az katkı sağlıyorsa üretimde artan maliyetler koşulu geçerlidir. Artan maliyetleri ortaya çıkaran durumlar: • Üretim faktörleri homojen değildir. • Üretim faktörleri tüm malların üretiminde aynı sabit oranda/yoğunlukta kullanılmamaktadır. Artan fırsat maliyet varsayımının sonucu genellikle eksik uzmanlaşmadır. 3. Azalan maliyetler: Aktarılan her kaynağın üretimde sağladığı artış bir öncekinden daha fazladır. Verimlilikteki bu artışlar iktisatta içsel ve dışsal tasarruflar ya da ölçek ekonomileri ile açıklanır. İçsel tasarruflar, üretim hacmindeki artış dolayısıyla firma içinden kaynaklanan olumlu etkilerdir. Dışsal ekonomiler ise, bir işletmenin bağlı olduğu endüstrinin bir bütün olarak genişlemesinden dolayı ortaya çıkan etkilerdir. DÖNÜŞÜM EĞRİLERİ Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynakları ile üretebileceği mal bileşimlerinin gösteren eğriye dönüşüm eğrisi (üretim olanakları eğrisi) denir. Fırsat maliyetleri geometrik olarak en açık biçimde dönüşüm eğrileri ile gösterilebilir. 1. Sabit Maliyetler ve Dış Ticaret Sabit maliyetler koşulu altında üretim olanakları eğrisi düz bir doğru şeklinde olur. Üretim olanakları eğrisinin düz bir doğru şeklinde olması bu maliyet oranının değişmemesinin bir sonucudur. Yani her yeni birim için diğer üründen vazgeçilecek miktar aynı kalacaktır. Grafik 1.1. Sabit Verim Koşulları ve Dış Ticaret Sanayi ürünü Sanayi ürünü 1000 N Türkiye’nin dönüşüm eğrisi ABD’nin dönüşüm eğrisi 100 B A 0 Tarım ürünü (a) 1000 M 0 Tarım ürünü (b) 1000 Grafik 1.2. Sabit Verim Koşulları ve Dış Ticaret Sanayi ürünü Sanayi ürünü Türkiye 200 F 100 B 0 T D • • K Tarım ürünü ABD 1000 H M • L • A 1000 E C 0 1000 Tarım ürünü F 5000 2. Çoğalan Maliyetler ve Dış Ticaret Çoğalan maliyetlerde dönüşüm eğrisi orijine göre iç bükey’dir. Çünkü ülke bir malda uzmanlaşırken bu ürün için üretilecek her yeni birimde diğer maldan giderek artan miktarlarda vazgeçmek zorunda kalacaktır. Bu nedenle üretim olanakları sınırı düz bir doğru şeklinde değil, orijine göre iç bükey olacaktır. Grafik 1.3. Çoğalan Maliyetler ve Dönüşüm Eğrisi Sanayi ürünü L ΔA M ΔK ΔA/ΔK<ΔB/ΔK<ΔC/ΔK ΔB N ΔK ΔC ΔK 0 R Tarım ürünü ΔA/ΔK tarım ürününün sanayi malı cinsinden maliyetini, ya da o malla arasındaki yurtiçi değişim oranını gösterir. Bu oran o noktadaki eğime eşittir ve buna sanayi ürününün tarım ürününe “marjinal değişim oranı” denir. Grafik 1.4. Çoğalan Maliyetler ve Dış Ticaret Kazançları Sanayi ürünü Fd F C Tüketim L D E Üretim F Fd 0 M Tarım ürünü Çoğalan maliyet koşulları altında dış ticaret genellikle ülkeyi tam uzmanlaşmaya götürmez. Ülkeler ithal ettikleri mallardan da bir miktar üretmeye devam ederler. Eksik uzmanlaşmanın nedeni iç fiyatların çoğalan maliyet koşulları dolayısıyla yükselmesi ve tam uzmanlaşmaya ulaşamadan dünya fiyatlarına eşitlenmesidir. 3. Azalan Maliyetler ve Dış Ticaret Azalan maliyet koşulları altında üretim olanakları eğrisi orijine göre dış bükeydir. Azalan maliyetlerde dış ticarete açılınca tam uzmanlaşma ortaya çıkar. Hatta azalan maliyetler koşulu altında tam uzmanlaşma doğuran etkiler, sabit maliyet durumundakinden daha güçlüdür. Çünkü kaynaklar bir alana yığılınca üretim maliyetleri sabit kalmaktan da öteye, düşmektedir. Dolayısıyla ülke iç ve dış fiyatlar arasında giderek büyüyen farktan yararlanmak için daha büyük bir istek duyar. Grafik 1.5. Azalan Maliyet Koşulları Altında Dış Ticaret Tekstil B F’d D kapalı ekonomi üretim/tüketim Fd •C K C motorda uzmanlaşma sonucu tüketim C′ tekstilde uzmanlaşma sonucu tüketim • C’ F • D F’d F 0 M Fd A Motor Azalan maliyet koşulları altında başlangıçta dünya fiyatlarının iç maliyetlere eşit bulunması, ticaretin başlaması için engel değildir. Ancak bunun için endüstriye dıştan bir müdahale gereklidir. Bu amaçla geçici bir süre endüstriye sübvansiyon verilip diğerini vergilendirmek veya gümrük vergisi ile ilgili endüstriyi korumak gibi önlemler alınabilir. 4. Farklı Maliyet Bileşimleri ve Dönüşüm Eğrisi Gerçekte üretim olanakları eğrisi artan azalan veya sabit maliyetlerden yalnızca birisine bağlı değildir. Gerçekte üretim olanakları eğrisi üzerinde bu üç maliyet yapısını kapsayan değişik bileşimler bulunmaktadır. Sanayi T1 T • C2 A • C1 • K D1 • • D2 T 0 T1 B Tarım 4. Farklı Maliyet Bileşimleri ve Dönüşüm Eğrisi Maliyetlerin dönüşüm eğrisi boyunca farklılaşması uluslararası uzmanlaşma konusunda bazı sorunlar doğurabilir. Eğer dönüşüm eğrisinin şekli tam olarak bilinmiyorsa belli bir anda uluslararası fiyat oranına göre ulaşılan üretim dengesi maksimum refah noktası olmayabilir. Yani gerçekleşen uzmanlaşma durumunda refah ancak sınırlı bir maksimum düzeyde bulunabilir. IX. İKİ ÜLKELİ VE İKİDEN FAZLA MALLI MODELLER Karşılaştırmalı üstünlükleri bu tür modellere uygulayabilmek için her malın iki ülkedeki fırsat maliyetleri karşılaştırılır ve bunun sonucuna göre mallar göreceli maliyetleri en düşük olandan en yüksek olana doğru sıralanır. Böylece ülkenin göreceli olarak ucuza ürettiği mallar sıralamada başlarda, pahalıya ürettikleri de sonlarda yer alır. Başlarda gelenler ihraç sonlardakiler de ithal edilme durumundaki mallardır. Bu iki grup arasındaki sınırı ülkelerin paraları arasındaki değişim oranı yani döviz kurları belirler. Türkiye ABD Buğday 2 TL 2$ Makine 20 TL 6$ Kağıt 10 TL 4$ Şarap 6 TL 8$ Buğday fiyatları esas alınarak oluşturulan fırsat maliyetleri Türkiye ABD Buğday 1 1 Makine 10 3 Kağıt 5 2 Şarap 3 4 İki ülkedeki maliyetlerin karşılaştırılması Mallar : Karş. Üstünlük: Türkiye Şarap Buğday 4:3 1:1 ABD Kağıt 2:5 Makine 3:10 IX. İKİ ÜLKELİ VE İKİDEN FAZLA MALLI MODELLER Karşılaştırmalı üstünlük sıralamasında en uçlarda yer alan maliyet oranları iki ülkenin paraları arasındaki değişim oranının sınırlarını da belirler. Yukarıdaki örneğe göre 1 Türk lirasının fiyatı en fazla 4/3 dolar, en düşük de 3/10 dolar olmalıdır. Döviz kuru alt sınırın (1TL=4/3 $) altında tutulmak istenirse (örneğin 1TL=2 $) Türkiye’deki malların fiyatları ABD’deki benzerlerinden daha pahalı olur. Bu durumda Türkiye ABD’ye mal satamaz, ödemeler dengesi açık verir. Eğer döviz kuru üst sınırdan (1TL=3/10 $) daha yüksek bir düzeyde sürdürülürse (örneğin 1TL=0.1 $) Türkiye’deki malların fiyatı ABD’den daha ucuz olur ve ABD’nin rekabet gücü kalmaz. Örnek: Belirli bir kurun denge kuru olduğu varsayılarak karşılaştırmalı üstünlüklere göre bir ülkenin dolar cinsinden iç fiyatlarının gösterilmesi (1TL:1/2 $) Buğday Makine Kağıt Şarap ABD 2$ 6$ 4$ 8$ Türkiye (1TL:1/2 $): 1$ 10 $ 5$ 3$ Türkiye (1TL:1/3 $): 2/3 $ 20/3 $ 10/3 $ 2$ X. İKİ MALLI VE İKİDEN FAZLA ÜLKELİ MODELLER Bu modellerde malların yerine ülkeler karşılaştırmalı üstünlük derecelerine göre sıralamaktadır. Bir malda yüksek göreceli verimliliğe sahip ülkeler o malın ihracatçısı olmaya en yakın adaylardır. Sıralamada ihracatçı ülkelerle ithalatçı ülkeler arasındaki sınırı uluslararası fiyat oranı (ticaret hadleri) belirler. Örnek: A, B, C, D ve E gibi beş ülkede çeliğin buğday cinsinden üretim maliyetleri Buğday/Çelik A B C D E 1 2 4 6 10 Eğer uluslararası değişim oranı çelik başına 4 birim buğdaya eşit olsaydı, A ve B’de çelik D ve E’de ise göreceli olarak buğday ucuz olur. Dolayısıyla birinci grup ülkeler ikinci gruptakilere çelik ihraç edip buğday ithal ederler. C’de ise iç maliyetler uluslararası değişim oranına eşit olduğundan bu ülke ticarete katılmaz. XI. ÜCRET FARKLILIKLARI VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER Ricardo modeline göre her iki maldan birer birim üretebilmek için gerekli işgücü miktarları Buğday Çelik ABD Türkiye 2 iş günü 4 iş günü 1 iş günü 8 iş günü Örneğe göre ABD’de işgücü Türkiye’ye göre çelik üretiminde 8 kat, buğday üretimde ise iki kat daha verimlidir. Model sonuçlarına göre ABD çelik, Türkiye buğdayda üstündür. Ancak parasal açıdan bu karşılaştırmalı üstünlük yapısının korunabilmesi için Türkiye’deki ücret düzeyinin ABD’deki ücretlerin en fazla 1/2’si, en az da 1/8’i olması gerekir. XI. ÜCRET FARKLILIKLARI VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER Dünya ticaretinin karşılaştırmalı üstünlük yapısına uygun olarak dengeli bir biçimde gelişebilmesi için ülkeler arasındaki göreceli ücret farkları bu ülkelerin göreceli maliyet veya verimlilik durumları ile uyumlu olmalıdır. Örneğin buğday ABD’de 2 işgünü ve Türkiye’de 4 işgünü; çelik ise ABD’de 1 Türkiye’de 8 işgününde üretildiği durumu dikkate alalım. Bu durumda mevcut karşılaştırmalı üstünlük yapılarının devamı için Türkiye’de ücretler, ABD’deki ücretlerin en fazla ½’si ve en azda 1/8 kadar olmalıdır. Ör: ABD Türkiye Türkiye Türkiye Ücret düzeyi($) Buğday fiyatı 16 $ 32 $ 10 $ 40 $ 1$ 4$ 5$ 20 $ Çelik fiyatı 16 $ 80 $ 8$ 40 $