ETKİNLİK 4: ESKİ MISIR’DA SİYASİ,SOSYAL, EKONOMİK YAPI, BİLİMSEL VE TEKNİK GELİŞMELER KAYNAK 1 Mısır’da uygarlık MÖ 4000 ve MÖ 3000 yılları arasında gelişmiştir. Mısır başlangıçta nom adı verilen şehir devletlerinden oluşuyordu ve Aşağı Mısır (Kuzey) İLE Yukarı Mısır (Güney) olmak üzere iki ayrı siyasi bölgeden oluşuyordu. İki bölgenin kültürel yakınlaşma içine girmesi MÖ 3500 yıllarında, daha işlevsel hale getirilen ticaret ve yolcu gemilerinin Nil Nehri boyunca kullanılmasıyla başlar. MÖ 3500-2500 tarihleri arasındaki yıllar, Mısır’ın siyasal, ekonomik ve sanatsal açıdan olgunluğa eriştiği altın çağ olarak anılır. MÖ 3000 yıllarında Yukarı Mısır ve Aşağı Mısır Kral Narmer’in yönetimi altında birleşmiş ve Batı’nın ilk büyük devletini oluşturmuştur. Krallığın merkezileşmesi, firavun kültünün güçlenmesini ve sonraki hanedanlar boyunca sürmesini sağladı. KAYNAK 2 Mısır halkının çoğunluğu çiftçiydi, Nil vadisi boyunca uzanan köylerinde Nil’in düzenli aralıklarla taşarak suladığı tarlalarını eker ve ürünlerinin bir kısmını firavuna vergi olarak verirlerdi. Mısır ekonomisi tarıma dayalı olmakla birlikte ticaretin ve madenciliğinde özel bir yeri vardı. Köylüler gündelik gereksinimlerini takas yolu ile sağlıyorlardı. Fakat büyük ticaret işlerinde ölçü birimi olarak gümüş ya da altın kullanıyorlardı. KAYNAK 3 Toplum yapısında en üstte firavun, vezirler, sonra memur ve rahipler vardı.Okur-yazarlığın çok değerli kabul edildiği Mısır’da kâtiplerde ayrıcalıklı bir konuma sahiptiler. Toplumun en alt ve en kalabalık bölümünü ise çiftçiler oluşturmaktaydı. Eski devlet yönetiminde mülk ve toprak devlet malı sayıldığı için çiftçiler devlete bağlıydı. Orta devlet döneminden itibaren Mısır’da savaş esirleri köle olarak kullanılmaya başlandı. Sayıları çiftçilerden daha az olan köleler, madencilikte, tapınak hizmetlerinde ve inşaatlarda çalıştırılırdı. Sıklıkla rastlanan bir durum olmasa da, pek çok İlkçağ uygarlığının aksine, Mısır’da sınıflar arası geçiş mümkündü. KAYNAK 4 Mısır’da matematik, geometri, astronomi ve tıp gibi bilimler gelişmiştir. Günümüzde kullandığımız Miladi Takvim’in kökeni Mısır’a dayanmaktadır. Mısır takvimi 365 günden oluşan bir güneş yılına dayanıyor ve taşkın, ekin, hasat olarak adlandırılan üç mevsimden meydana geliyordu. Bir yılda 30 gün süren 12 ay mevcuttu. Ayrıca Mısırlılar tıp konusunda çok ileri bilgilere sahiptiler. Dini inanışlarına bağlı olarak mumyacılığın ilerlediği bu uygarlıkta insan vücudu hakkında gelişmiş bilgilerin ortaya çıkması şaşırtıcı değildir. KAYNAK 5 Mısırlılar, mimari, heykelcilik ve resim alanında üstün nitelikte sanat eserleri vermişlerdir. Mısır mimarisi öncelikle mezar ve tapınak yapımlarında yoğunlaşmıştır. MÖ 2630 -MÖ 1640 yılları arasında ilk piramitler inşa edilmeye başlanmıştır. Bu piramitler içerisinde büyüklük sırasına göre en önemlileri Keops, Kefren ve Mikerinos’un piramitleridir. Mısır tapınaklarının en ünlüleri ise Karnak ve Luksor tapınaklarıdır. İnsan başlı hayvan vücutlu ve sfenks olarak adlandırılan heykeller de Mısır sanatında büyük yer tutar. Bunların en ünlüsü Gize Sfenks’idir. Mısır’da resim sanatında perspektifin kullanılmadığını biliyoruz. Tapınak ve saray duvarlarında hem yönetici sınıfın hem de çiftçilerin yaşantısını anlatan fresklerehaylifazla rastlanılmıştır. KAYNAK 6 Pek çok eski toplum gibi Mısırlılar da, çocuklarının sağlığı için, savaşta, çiftçilikte, avcılıkta başarı sağlayabilmek için tanrılara dua etmişlerdir. Ayrıca, dini düşünceler, Mısır siyasetine, bilimine, sanat ve edebiyatına nüfuz etmiştir. İlk zamanlardan itibaren Mısırlılar, insanlarda ilahi bir yön bulunduğuna ve bir insan öldüğünde bu dünyadaki hayatı terk edip başka bir dünyada hayata başladığına inanmışlardır. Firavun, kişiliğinde hem insan hem tanrı özelliklerini birleştirmiştir. O, hem kral hem rahip hem insan hem de güneş tanrısının oğludur. KAYNAK 7 Sümerler arkeolojik kazılar sonucu tabletler bulunup okununca keşfedilmiştir. Ama Mısırlıların çok büyük bir şansı vardı, o da hepinizin tahmin edeceği gibi piramitlerdir. Bundan yıllar önce de bütün dünya eski Mısır’ı bilirdi, herkes oralarda bir zamanlar büyük bir uygarlığın yaşadığının farkındaydı. Mısır’da piramit yapımının, Mısırlıların ölümden sonraki yaşama inanmaları ile ilgisi olduğu zannediliyor. Ölümden sonra yaşayacaklarına inandıkları için ölüleri mumyalar ve cesedin bozulmaması için her türlü tedbiri alır, ölüyü eşyalarıyla, sembolik resimlerle vb. gömerlerdi. Ama eşyalar hem maddi hem manevi açıdan çok kıymetli olduğu için mezar soyguncularının mezarı açıp hırsızlık yapmalarını da önlemeleri gerekiyordu. Bu nedenle kimsenin giremeyeceği mezarlar yapmaya çalıştılar. Ama buradan halkın da piramitlere gömüldüğü sonucu çıkmamalı, piramitler sadece ve sadece firavunlaraaitti(elbette firavunun eşine, hizmetçilerine, piramidin gizli bölmesinde çalışan ustalara vb.’ne de.) Firavun öyle bir kraldı ki tanrının oğlu sayılırdı. Bu yüzden en güçlü kral figürünü Mısırlılarda buluyoruz. Bundan başka iyi yerlere gömülenler de daima önde gelen, zengin kişilerdi. KAYNAK 8 Mısır uygarlığıyla ilgili ayrıntılıbilgilere arkeolojik kazılar başlayınca ve Mısır yazısı çözülünce ulaşıldı. Mısır yazısı başlangıçta resimden çıkmıştır ve alfabe yazısı değildir. Bilim insanları Mısır yazısına “Hiyeroglif” adını vermiştir. Bu yazıyı Champollion çözmüştür. Champollion, Mısır yazısını çözmeye çalıştığı sıralarda “RosettaTaşı” adını verdiği bir taş buldu, taşın bir tarafında Yunanca yazılar, arkasında ise hiyeroglif yazısı vardır. Önce Yunanca yazıyı okudu çünkü onu okumayı biliyordu ve Yunanca yazıdan yararlanarak Mısır yazısını çözdü. METİN ANALİZ ÇALIŞMASI 1. Yukarıdaki paragraflarda koyu renkle yazılmış kavramları listeleyerek tanımlayın. Tanımlarınızı yazarken metinlerin ve kendi bilgilerinizin yetersiz kaldığı noktalarda araştırma yapmanız gerekmektedir. 2. Her metin için o paragrafın ana fikrini ve paragrafa uygun bir başlık bulup aşağıdaki tabloya yazın. No 1 2 3 4 5 6 7 8 Paragrafın ana fikri: Başlık: