Tarihi hanları turistler bizden önce keşfetti! VATAN - 05.01.2009 / Tuğrul Tunalıgil İstanbul'un Eminönü ilçesinde, Çemberlitaş ve Beyazıt semtleri arasındaki tarihi "Hanlar Bölgesi" yeryüzündeki en eski ticaret merkezlerinin başında geliyor. Aralarında Büyük Yeni Han, Valide Han, Çuhacıhan, Abud Efendi Han ve Mısır Çarşısı Hanları'nın bulunduğu 30 hanı içinde barındıran bu tarihi bölge, AB'nin başlattığı "Arşimet Projesi" kapsamında turistlerin yeni gezi güzergâhı olarak düzenleniyor. Şimdilerde yolları araç trafiğine kapatılan, yapılan konserlerle eğlence sektörüne de hizmet etmeye başlayan hanlarda, günden güne yaşanan hızlı değişime siz de tanık olun. Büyük Yeni Han İşgal kuvvetlerinin karargâhı oldu Mahmutpaşa'da Çakmakçılar Yokuşu'nda bulunan İstanbul'un en eski tarihi hanlarından Büyük Yeni Han, şehrin ikinci büyük hanı. III. Mustafa'nın en ünlü mimarı Tahir Ağa tarafından yapılan han, Osmanlı döneminde ticaretin kalbi oldu. Bir dönem müzik öğretilen, kitap basılan bir yer konumunda iken, sonradan sarraf merkezi oldu. 1764 yılında yaptırılan handa şimdi manifaturacılar, konfeksiyoncular ve gümüşçüler çalışıyor. Han, I. Dünya Savaşı sonrasında işgal kuvvetlerinin karargâhı olarak da kullanılmış. 1964'ten beri hanın odabaşısı olan Adnan Öztürk, "Eskiden han vakıfmış. Abdülhamit zamanında dükkanlar azınlıklara satılmış. Varlık Vergisi'nden sonra ise Müslümanlara kalmış" diyor. Öztürk, 30 sene önce, ünlü Alman aktör Maximilian Schell'in binanın damından İstanbul'u görüntülediğini, çünkü hanın Galata Kulesi ve Sarayburnu'yla beraber İstanbul'un silüetini oluşturan üç noktadan biri olduğunu söylüyor. Abud Efendi Han Otel olmaya hazırlanıyor Abud Efendi Han'ın ana girişi Eminönü'nde Mahmutpaşa Yokuşu'nda. 19'uncu yüzyılın ilk modern yapılarından olan hanın üç kapısından birinde Osmanlıca, diğer tarafında Fransızca "Stamboul Yenni- Tcharchi" ve "İstanbul Yeni Çarşısı 1313 -1895" yazılı kitabeler bulunuyor. Demir işlemeli merdivenleri, geniş koridorları ve oteli andıran odalarıyla Abud Efendi Han, günümüze olduğu gibi kalan ender yapılardan. Suriye kökenli bir tüccar aileden olan Abud Efendi tarafından yaptırılan han, galerisinin üstünü örten cam çatısı, volta döşemeleri ve dökme demirden sütunlarıyla tipik bir 19'uncu yüzyıl hanı. Hanın sahibi Erhan Koçulu, yapının "kagir" olmasının binanın en önemli özelliği olduğunu vurgulayarak "Han, cam ve metal mimarisinde Avrupalı benzerlerini kıskandıracak bir yapı. Zeki Triko ve Aslanlı Triko gibi büyük firmalar işe burada başladı. Restorasyon çalışmaları bitince, ben de hanı otel olarak işleteceğim" diyor. Eşsiz İstanbul manzarasına sahip Büyük Valide Han Eminönü'ndeki Çakmakçılar Yokuşu'ndaki Büyük Valide Han, oturma alanı açısından İstanbul'un en büyük tarihi hanı. I. Ahmed'in eşi Kösem Sultan tarafından 1600'lerde yaptırılmış. Kösem Sultan'ın ölümünden sonra hanın büyük bölümü hazineye kalmış. İstanbul'da Kuran-ı Kerim'in ilk basıldığı yer de bu handaki İranlıların matbaası olarak biliniyor. Handaki boya ustası Murat Karabaş, turistlerin rehberler eşliğinde gelerek Haliç, Sarayburnu ve Boğaz'ı seyrettiklerini söyleyerek "İstanbullular bilmiyor ama turistler burayı çok iyi biliyor" diyor. Damat İbrahim Paşa yaptırdı Çuhacı Han Kılıçcılar ve Çuhacıhan sokakları arasında bulunan adayı kaplayan hanın mimarı bilinmiyor. 1718-1730 yılları arasında Damat İbrahim Paşa tarafından bir tür yünlü kumaşın ticaretini yapan "Çuhacılar" için yaptırılmış. Çuhacılar esnafı hanı terk edince, onların yerini kuyumcu ve gümüşçüler alır. Han, 1755 senesindeki yangında yanmış, bugünkü yapı eskisinin tamiri suretiyle inşa edilmiş. "Ayaklı borsa" olarak bilinen serbest döviz piyasası, bu hanın önünde bulunuyor ve içinde halen kuyumcu atölyelerini de barındırıyor. Altında Bizans kemerleri var Bodrum Han Kapalıçarşı'da Yorgancılar Kapısı ile Çadırcılar Caddesi arasında bulunan Bodrum Han kimine göre Topkapı Sarayı'nın inşasından sonra yapılmış, kimine göre ise, Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. 1940 yılında Reşat Ekrem Koçu, hanın altında Bizans kemerlerine sahip bir mahzen olduğunu belirlemiş. Günümüzde zeminin üzeri örtülü olduğundan mahzene giriş kapanmıştır. İstanbul kadısına gelen 1609 tarihli mektupta, şehre gelen keten bezlerin tüccarlara buradan dağıtıldığı yazılı. Kırmızı sarmaşıklarıyla ünlü Kaşıkçı Han Mahmutpaşa Yokuşu ve Tarakçılar Sokağı'na açılan iki cephesi bulunan han, 18'inci yüzyılda yapılmış. Hanın odalarında eskiden ocak nişleri bulunuyormuş. Şimdi, gümüşçü ve kuyumcu esnafı handa çalışıyor. Zeminden üst kata çıkarken kırmızı renkli sarmaşıklar, hana ayrı bir hava veriyor. Kuyumcu tamirciliği yapan Arman Kapriel Bağdasaroğlu, 14 senedir bu handa çalışıyor: "Turiste hitap ediyoruz. Hanın tarihini koruyan da bizleriz. Her gelen hanın güzelliğine hayrandır, kırmızı sarmaşıkları yeter" diyor.