HİVE HANLIĞI On altıncı asırda Harezm bölgesinde kurulan bir hanlık. Mâverâünnehr’deki Şeybânî Hükümdarı Muhammed Şeybek Şah-Baht Hân, İran Şahı Şah İsmail Safevî tarafından öldürülünce, ülkesi rafizîler tarafından işgal edildi. Harezm’e de Şah İsmail’in bozuk îtikâdlı valileri geldi. Bölgenin Ehl-i sünnet halkı onların idaresini hazmedemedi. Meşhûr evliyadan Seyyid Atâ’nın torunu Hüsâmeddîn Kattal’ı başlarına geçirmek istediler. Fakat o, buna rızâ göstermeyip özbeklerden Yadigâr Hân’ın torunu İlbars’ı onlara hân seçti. Canla başla kabul edilen İlbars, 1511 senesinde Harezm’i Safevîler’den alarak Hive Hanlığını kurdu. Şeybânîler, sülâlesi zamanında bir çok Özbek kabilesi Harezm bölgesine yerleşti. Şart adı verilen Harezm’in yerli halkı, bu sülâle zamanında devlet idaresine karıştırılmadı. Şeybânîlerin 130 sene süren hâkimiyeti döneminde, hanlık toprakları kâh Buhara özbeklerinin istilâsına, kâh Kalmukların saldırılarına uğradı. Bunun yanında Hive Hânları, sık sık İran’daki Şiî-Safevî Devleti’ne ve ara sıra da Buhârâ’ya akınlar yaparak hâkimiyetlerini gösterdiler. Hive hânlarının Osmanlı sultanları ile anlaşarak yaptıkları saldırılar neticesinde, İran şahı zor durumda kaldı ve Osmanlılarla bir sulh andlaşması imzalamaya mecbur oldu. Hive Hânları, yaptıkları seferlerle bir çok râfizîyi öldürmelerine rağmen, bu bozuk îtikâdın câhiller arasında yayılmasına mâni’ olamadılar. Ancak yavaşlamasını sağladılar. Arada Dost Muhammed Hân, (Afganistan’daki başkadır) Ebü’l-Gâzî Hân ve oğlu Enüşe Hân gibi ilmedüşkün olan ve eserler yazan hânlar başa geçti ise de, bâzı tabiî sebebler dolayısıyla ülke iktisadî yönden çökerek, ilim ve fikir hayâtı sür’atle geriledi, komşu ülkeler ile olan münâsebetler kesildi. Hive Hanlığı zamanında, Harezm’in mukadderatı üzerinde müessir olan en büyük hâdise, Amuderyâ nehrinin 1576 senesinde yatağını değiştirip Aral gölüne dökülmesidir. Devletin iktisadî hayâtını alt-üst eden bu durum, bütün Orta Asya kara ticâretinin durmasına sebeb olmuştur. Bir de on yedinci asırda başlayan Kalmuk istilâsı devletin ticari hayâtını tamamen bozdu. Memleket, maddî ve manevî fakirlik dönemine girdi. Siyâsî nüfuz, Özbek kabîle reislerinin eline geçti. Bunlar, yeni köy ve kasabalar inşâ ederek, Özbekleri buralara yerleştirdiler. Bu arada Hire, Buhara emîri Ubeydullah Hân ve Abdullah Hân’ın istilâsına uğradı. 1603 senesinde Hive Hânı olan Arab Mehmed, devlete ismini veren Hive’yi başşehir yaptı. 1645 senesinden sonra Gürgenç ve Kat şehirleri Hive’nin kuzeydoğusunda tekrar kuruldu. 1717 senesinde Rus Çarı Petro’nun Hive’yi işgal maksadıyla gönderdiği ordu, Şir Gazi Hân tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldı. İlim ve edebiyatı himaye eden Şir Gazi Hân, 1728 senesinde katledilince, bâzı kabîle reisleri Yâdigâroğullarını hân tanımak geleneğini bırakıp, Kazak hânlarından Bahadır Hân’ı, sonra da bunun babası Gayıb Hân’ı, hân îlân ettiler. Buna karşı çıkan diğer kabile reisleri aynı sene Ebü’l Gâzi Hân’ın çocuklarından olan ve Bozkır’da bir kabilenin içinde yaşıyan İlbars Hân’ı Hive’ye getirip hanlığın başına geçirdiler. İlbars Hân, İran hükümdarı Nâdir Şah Hindistan seferinde iken, Meşhed ve Nişâbur’a kadar olan bölgeyi işgal etti. Horasan’ı yağmalayıp, çok sayıda esir alarak Hive’ye döndü. Bunun üzerine Hindistan seferinden dönen Nâdir Şah, 1740 yılında Hankah’ı ele geçirdi ve Hive’yi topa tuttu. İlbars Hân ile baş veziri Mehmed Bey’i ve yirmi beyi yakalayıp îdâm ettirdi. ilbars’ın ölümü üzerine, önce Buhara Hân’ın akrabası ve Veli Mehmed Hân’ın oğlu Tâhir Hân, sonra ilbars’ın oğlu ikinci Ebü’l-Gâzi Hân, Hive tahtına çıktı. Bir süre sonra, 1746 yılında Bahâdır Hân’ın oğlu Gayıb Hân, Nâdir Şâh’ın yardımı ile Hive’ye gelerek tahta çıktı. 1735 senesinde Başkırtların kıyım hareketine karışan Gayıb Hân, çok faal bir zât idi. Gayıb Hân, beyler arasındaki ihtilâfa ve Mangıt hâkimiyetine son vermek için Huraz Bey ile altmış kadar Mangıt beyini öldürdü. 1765 senesinde Hive Hanlığının karışık vaziyetini beğenmediği için, yanında bulunan babası Bahâdır Hân ile birlikte yerine kardeşi Karabay Hân’ı bırakarak Harezm’i terketti. Mangıtlar Karabay Hân’ı tahttan indirip, Yadigâr sülâlesinden Timur Gâzi’yi hân îlân ettiler. Tîmûr Gazi Hân, kendisini tahta geçiren Mangıt kabilesine mensub bir çok beyi öldürüp, Kangrat kabilesinden Mehmed Emin inak’ı başvezir yaptı. Aradan bir sene geçmeden Mehmed Emin, Tîmûr Gâzi’yi öldürtüp, Yadigâr sülâlesine son verdi ve yüz elli sekiz sene ömür sürecek hanedanlığını kurdu. Uygur ve Mangıt beyleri, Kongrat beylerinin idaresini kabul etmedikleri için Mehmed Emin, beylerden meydana gelen dîvânı dağıttı. Kendine yerli halktan bir vezir buldu. 1767 senesinde baş gösteren veba salgını, Harezm bölgesinde bir çok insanın ölümüne sebeb oldu. Salgın zamanında başşehir Hive’de kırk fakir aileden başka kimse kalmadı. Halkın çoğu Buhara ve Aral taraflarına göç ettiler. 1770 senesinde Türkmenlerin Yamut boyu Hive’ye saldırıp, veba salgınından sonra geri dönen ahâlinin büyük bir kısmını öldürdüler. Mehmed Emin Hân, bu salgın sonunda hayâtını kaybetti. Mehmed Emin Hân’ın torunu il-Tüzer, 1804 senesi Kasım ayının on yedisinde Ebü’l-Gâzî Hân’ı tahttan indirip kendisini hân îlân etti. İl-Tüzer’in hân olması, Harezm târihinde yeni bir hâdise idi. Bu durumu Kongrat beyleri de kabul etmediler. İl-Tüzer, bu duruma aldırmadı. Özbek kabilesine mensub beylerin hepsini devlet idaresinden uzaklaştırdı. Yerli halka ve önemli bir bölümü esirlerden meydana gelen muhafızlara dayanan tam bir şahsî diktatörlük kurdu. İl-Tüzer’in yerine geçen kardeşi Mehmed Rahim Hân (1806-1825), kabîle reislerinin gönlünü yapmak yolunu tercih etti. Mehmed Hân zamanında Aral gölü civarında hanlık kuran Karakalpakların ülkesi Hive Hanlığına ilhak edilerek, devletin eski birliği tekrar te’sis edildi. 1822 senesinde Merv şehri Türkmenleri, Buhara Hanlığından ayrılıp Hive Hanlığına tâbi oldular. Yine Muhammed, Rahim Hân zamanında Kaptan Muravyev başkanlığında bir Rus hey’eti 1819 yılında Hive’yi ziyaret etti. Buhey’eti iyi karşılayan Mehmed Rahim Hân, Rusya ile iyi münâsebetler kurdu. Mehmed Hân’ın ölümünden sonra yerine geçen Allah Kulı Hân (1825-1842) devrinde Sir-i Derya deltasında bâzı istihkâmlar yapıldı. Bu günkü Rus-Afgan sınırında bulunan Mevr Kalesi, Hive Hânlığı’na bağlandı. Böylece Harezm bölgesi, Harezmşâhlar devrinden beri görmediği bir şekilde genişledi. Allah Kulı Hân’ın 1842 senesinde vefatı üzerine, yerine İkinci Mehmed Emin Hân geçti. Saltanatı sessiz geçen bu hân zamanında, îmâr ve iskân işleri ilerledi. 1864 senesinde tahta geçen İkinci Mehmed Rahim Hân devrinde, Hanlığın toprakları Rus istilâsına mâruz kaldı. 1873 yılında büyük mağlûbiyete uğratılan Hive Hân’ı, Harezm’i Ruslara bırakmak mecburiyetinde kaldı. Topraklarının batı kısmını Ruslara bağlı olarak idare etmek şartıyla bir sulh andlaşması imzalandı. 1910 senesinde vefat edince, yerine geçen oğlu İsfendiyar Hân, Türkmenlerle anlaşamadığı için, reisleri Cüneyd Hân tarafından öldürülüp yerine oğlu Abdullah, hân îlân edildi. Bu sırada Rus ihtilâli başladı. Rusya’da bolşevik idaresi kurulunca, kendilerine bağlı Hive Hanlığını kaldırdılar. Abdullah Hân, Moskova’ya götürüldü ve orada aç bırakılmak suretiyle zâlim bir şekilde öldürüldü. Bolşevikler, bölgede Harezm Halk Cumhuriyeti’ni kurdular. Yönetimi, Pelvaniyoz Hacı’nın önderliğinde Genç Hiveliler ele geçirdi. Fakat 1924 senesinde komünist idaresi bu cumhuriyete son verdi ve topraklarını Türkmenistan, Özbekistan ve Kazakistan arasında taksim ederek, sömürgeleri arasına kattı. Hive Hanlığını, kuruluşu ve Ruslar tarafından ortadan kaldırılmasına kadar yirmi yedi hân idare etti. Devlet idaresinde çifte krallık, dört bey ve dört vezir (Mihter, kuşbeyi, mahrem ve dîvân beyi) usûlü hâkim idi. Hive Hanlığını meydana getiren kabilelerin başlarında beyler vardı. Arazinin sulama işlerine bakanlara Mirab ve askerî işlere bakanlara Daruga, iç işlere bakanlara ise Ağa denirdi. Bozkırdan gelip yerleşen Özbekler, yerli halkı kültür bakımından etkilemişlerdi. Hive Hânları, zamanlarının büyük kısmını iç isyanlar ve düşmanlarla uğraşarak geçirmelerine rağmen, hâkim oldukları topraklarda bir çok cami, medrese ve kütüphane inşâ ettiler: Kültürü yaygınlaştırmak için matbaa kurdular. Toprakları sulayıp, zirâati arttırmak için kanallar açtırdılar. Hive Hânlarının yaptırdıkları mîmârî eserlerin bir kısmı Rus istilâsından kurtularak günümüze kadar ulaşmıştır. Rus istilâsından bir süre önce Munis Mihrab ile Muhammed Rızâ Algehî tarafından yazılan ülke târihine dâir eserin bir nüshası, İkinci Mehmed Rahim Hân tarafından İstanbul’a gönderilerek Osmanlı pâdişâhına hediye edilmiştir. www.ehlisunnetbuyukleri.com