GÜMRÜK BİRLİĞİNE GEÇİŞ VE GÜMRÜK MEVZUATIMIZDAKİ YENILEŞTİRMELER Mehmet Memiş YILMAZER Gümrük Müdür Yrd. İst. Gümrük Baş Müdürlüğü Gümrük politikaları, ulusların kendi ulusal ekonomilerini koruma ve geliştirme kararlarının bir sonucu olarak genel ekonomi sistemi içerisinde daima önemli bir yer tutmuştur. Her ülke dış ticarete konu mal hareketlerini denetleme ve ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirme ihtiyacını duymuştur. Bu amaçla gümrük işlemleri ile dış ticaret politikalarını belirleme çabalan ekonomisi zayıf ülkelerde, gelişmiş ülkelerde ve aralarında ekonomik ortaklık, birlik anlaşması imzalayan ülkelerde de vazgeçilmez temel araç olmuştur. Bu ülkelerin gümrük işlemleri de uluslararası anlaşmalarla birlikte gümrük mevzuatı ile yönlendirilmeye çalışmıştır. Uluslararası ticaret geliştikçe ilgili devletlerin yetkili resmi veya gayri resmi organları ithal edilen ve ticaret alanlarımdan geçen malların gümrük vergileri ile eş etkili vergilerin işlemlerinde kolaylık sağlamak amacıyla ortak çalışmalarla ortak bir tarife hazırlayarak uluslararası ticarete konu teşkil eden mallan bir sistem dahilinde sınıflandırmışlar ve vergi politikalarında gümrük mevzuatının bir parçası olarak bunu kullanmaktadırlar. 1959 yılında AET'ye başvuruda bulunan Türkiye, 1963 yılında Ankara Anlaşmasını imzalayarak ortak ülke durumuna gelmiştir. 1996 yılı başında da anlaşmaların öngördüğü biçimde Gümrük Birliği'ni gerçekleştirmeyi üstlenmiştir. Türkiye bu çerçevede gümrük indirimlerini gerçekleştirmekte, mevzuat uyumu çalışmalarını hızla sürdürmektedir. Türkiye, Avrupa Birliği'ne tam üye olmadan Gümrük Birliğini gerçekleştirmeyi hedefleyen tek ülkedir. Bu nedenle özgün bir konumu vardır. Uyum çalışmalarının süratli olması için bizimle ortaklık anlaşması imzalayan ülkelerin de sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. Ortaklık anlaşmasından kaynaklanan mali desteklerin yeniden sağlanması, işletilmeyen mali protokollerin tekrar işlerlik kazanması gerekmektedir. Avrupa Birliği'nin temelinde Gümrük Birliği olgusu yatmaktadır. Amaç üye ülkeler arasındaki ithalat ve ihracata uygulanan gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin ortadan kaldırılması, üçüncü ülkelerle olan ticarette ortak bir gümrük tarifesi uygulanmasıdır. Birlik üyesi ülkeler arasında malların ve insanların serbest dolaşımıdır. Bu dolaşım belgesiz ve kayıtsız bir dolaşım değildir. Her ülke içinde dahili ticarette nasıl bir belge düzeni var ise Birlik üyesi ülkeler arasında da malların dolaşımında yine bir belge düzeninin olacağı kuşkusuzdur. Dış ticaretin geliştirilmesi, çabuklaştırılması ve ülke yararına kullanılması amacıyla mevcut mevzuatlarımızda da peş peşe değişiklikler olmaktadır. Bunlardan en önemlisi de 26.07.1995 tarihinde 22355 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanıp 01.01.1996 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek olan 1615 sayılı Gümrük Kanunu' ndaki değişikliklerdir. (Uygulamaya İlişkin Yönetmelik Değişikliği henüz açıklanmamıştır.) Avrupa ile bütünleşmede kendisine büyük görev düşen kuruluşlardan Gümrük Müsteşarlığı, gümrük uygulamalarında bütünleşmeyle birlikte ortaya çıkacak sorunları en aza indirgemek için personelini sürekli hizmet içi eğitime tabi tutmakta, yabancı dil bilen personel oranını artırmakta ve teknik cihazlarla tüm gümrük birimlerini donatıp, birbirine bilgisayar ağıyla bağlamaya çalışmaktadır. Böylece Gümrük Kanunu'ndaki değişiklikler daha çabuk hayata geçirilecek, gümrük idarelerindeki işlemler süratle sonuçlandırılabilecektir. Birliğin rekabete dayalı bir birlik olacağı hiç unutulmadan, ulusal değil uluslararası mevzuatlarla dış ticaretimizin yürütüleceğinin bilincinde olarak ve gelişmelerin gerisinde kalmamak için dış ticaretle (şu ya da bu şekilde) ilgilenen bütün kişi ve kuruluşların değişiklikleri takip etmesi veya ettirmesi kendi çıkarları gereğidir. Yapılan yeni düzenlemelerle; 14.06.1989 tarihli 3577 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılan 1615 sayılı Gümrük Kanun'un 21.maddesi yeniden düzenlenmiştir. Buna göre "Fikri ve sınai mülkiyet haklarının korunması, marka, coğrafi işaret, endüstriyel tasarım, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na giren haklar ile ilgili olarak hak sahibinin yetkilerine tecavüz eder mahiyetteki eşyanın gümrük işlemleri hak sahibinin talebi üzerine gümrük idareleri tarafından geçici olarak durdurulabilecektir. Alınan bu durdurma kararının hak sahibine tebliğinden itibaren on gün içinde yetkili mahkemede dava açılmaz veya mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa, eşya hakkında beyan sahibinin talepte bulunduğu gümrük rejimi doğrultusunda işlem yapılır. Yolcu eşyası, zati ve hediyelik eşya ile posta kolileriyle gönderilen ticari mahiyette olmayan eşya için bu madde hükümleri uygulanmaz. 1615 sayılı Gümrük Kanun'un 49. maddesine eklenti yapılarak eşyanın teşhisi için gerekli ayrıntıları içeren ve uluslararası kabul gören bir ticari veya resmi belge ile bilgisayar veri işleme tekniği ile hazırlanan. belgelerin manifesto olarak kullanımına izin vermeye Gümrük Müsteşarlığı yetkili kılınmıştır. Gümrük Kanunu'nun 51. maddesine eklenen bir fıkra ile de ya- bancı ülkelerden Türkiye'ye getirilen eşya ile talep halinde çıkış eşyasının konduğu yerleri açıp işletme yetkisi kanunla bazı kuruluşların tekelinde iken eşya sahiplerinin münhasıran kendilerine ait eşyayı koymak için sundurma açmalarına Gümrük Müsteşarlığı'nca izin verilecektir. 54. maddesindeki yenilikle bilgisayar veri işleme tekniği yoluyla da beyanname verilmesi konusunda düzenleme yapılması, 56. ncı maddedeki değişiklikle; gümrük İdareleri gümrük işlemlerinin yürürlükteki hükümlere uygun olarak yürütülmesini engellememek kaydıyla usul ve formalitelerin basitleştirilmesini ve ithal işlemlerine sürat kazandırmak amacıyla GK 54. maddesine göre Gümrük Giriş Beyannamesine eklenmesi gereken belgelerden bazılarının eklenmemesine ve bu belgelerdeki bilgilerin beyannameye yazılmamasına beyanname yerine, eşyanın ilgili gümrük rejimine tabi tutulması talebi ile birlikte ticari veya idari bir belgenin verilmesine veya eşyanın ilgili rejime geçişinin beyanname verilmeksizin kayıt yoluyla yapmasına ve beyan sahibinin eşyayı manifesto verilmeksizin doğrudan kendi deposuna götürmesi yolundaki talebi de kabul edilebilecek. Bu durumlarda beyan kayıt tarihinin yazılması şartıyla eşyanın teşhisi için gerekli tüm bilgileri kapsamalıdır. Basitleştirilmiş usule göre eşya ithal edenler genel dönemsel veya özet niteliğinde bir tamamlayıcı beyanda bulunurlar. Tamamlayıcı beyanın aranmayacağı haller ile basitleştirilmiş usule ilişkin uygulama esasları Gümrük Müsteşarlığı'nca belirlenecektir. 57. maddeye yapılan ilave ile ithal konusuna ait bilgilerin gümrük idaresinin bilgisayar kaydına alınması halinde de tescil işlemi vergi ödeme:mükellefiyeti bakımından gerçekleşmiş olacaktır. 62.a maddesi ile,giriş beyannamesi verilmiş eşyada rejim değişikliği yanında, beyanname iptalinin hangi hallerde olacağına açıklık getirmiştir. 64. maddesi ile ithalat yapmak isteyen ancak elindeki belgelere ve numuneye göre beyânlarını tarifeye uygun olarak yapamayacak durumdaki mükelleflere tarife ve fiyat hakkında bilgi isteme hakkı verilmişken 64-a maddesi ile yazılı talep üzerine Gümrük Müsteşarlığı târafından bağlayıcı tarife bilgisi verilebileceği öngörülmüştür. Bu bilgi gümrük idarelerini hak sahibine karşı sadece eşyanın tarife pozisyonu konusunda ve bilginin verildiği tarihten sonra tamamlanacak gümrük işlemleri için ve veriliş tarihinden itibaren altı yıl geçerli olacaktır. Yanlış bilgiye dayanan tarife bilgileri geçersizdir. 68-a maddesi ile eşyanın tesliminden sonra da gümrüklere yapılan beyanların kontrolü getirilmiştir. Gümrük Kanunu'nun 73.ncü maddesine yapılan ilave ile vergilerin bankalarda gümrük idaresi adına açılan hesaba ödenmesi mümkün hale getirilmiştir. 90. maddeye eklenen fıkra ile serbest dolaşıma girmemiş eşya ile gümrük işlemleri tamamlanmış ihraç eşyasının duruma göre yabancı ülkeden Türkiye'ye Türkiye'den yabancı bir ülkeye ve Türkiye Gümrük Bölgesindeki bir iç gümrükten diğer bir iç gümrüğe taşınması da transit rejimi hükümlerine tabi tutulmuştur. Gümrük Kanunu'nun 94.maddesindeki değişikle Türkiye sınırlan içersinde zorlayıcı sebeplerden dolayı telef olan transit eşyasından vergi alınmaması için zorlayıcı sebebin bir trafik kazasından meydana gelmesi durumunda mahkeme ilamı yerine trafikçe düzenlenecek kaza raporu ile eşyanın telef ve ziyanına dair gümrük idaresince yapılacak tespitin mahallin en büyük idare amirince onaylanması yeterli sayılmıştır. 101. maddedeki değişiklikle; ekonomik gereklilikler ve dış ticaret politikaları göz önünde bulundurularak antrepo tekelini elinde tutan işletmeler dışındaki kişilere de genel antrepo açma ve işletme izni Gümrük Müsteşarlığı'nca verilebilecektir. 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun Ek 9, 10 ve 11. maddeleri ile de serbest bölgelerle ilgili düzenlemeler yapılarak, serbest bölgelerin Türkiye Gümrük Bölgelerinin parçalan olduğu, ancak belirli koşullarla gümrük vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye gümrük bölgesi dışında olduğu kabul edilerek sınırlan ile giriş ve çıkış noktalarının gümrük idarelerinin denetimine tabi olduğu belirtilmiştir. 1615 sayılı Gümrük Kanunun' da ki bu değişiklikler 1.1.1996 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir. Geçmiş yıllarda da sürekli değişim içerisinde olan Gümrük Müsteşarlığın 'ca 1994 yılında da ithal işlemlerinde en çok ihtilaf konusu yaratan eşyanın gümrük kıymetine yeni düzenlemeler getirilmiştir. Gümrük Müsteşarlığınca yayınlanan 1994/ 1 sayılı genelge ile ithal edilen eşyaların yeniden ihracına açıklık getirilmiş olup; 1615 sayılı Gümrük Kanunu ve dış ticâret mevzuatına uygun olarak ithal edilen eşyalara ilişkin belgelerin,evrak saklama süresinin dolduğundan bahisle ibraz edilememesi halinde, Yeminli Mali Müşavirliklerce onaylı envanter kayıtlarının dikkate alınması şartıyla ihraç taleplerinin karşılanmasının uygun olacağı belirtilmiştir.